Karşı Argüman Çağrısı

แชร์
ฝัง
  • เผยแพร่เมื่อ 8 ก.พ. 2025

ความคิดเห็น • 112

  • @ozlemsacakc562
    @ozlemsacakc562 6 ปีที่แล้ว +56

    Çok teşekkür ederim Nebuch. Videolarını takip etmek ve üzerine düşünmek çok güzel

    • @luciferstarskt5547
      @luciferstarskt5547 6 ปีที่แล้ว +4

      kaçıncı seviye bu

    • @gidichannel
      @gidichannel 6 ปีที่แล้ว +3

      özlem saçakçı araştırmama rağmen bulamadım. Affınıza sığınarak soruyorum, kimdir Özlem Saçakçı? Biyografi, otobiyografi vs herhangi bir link atarsanız sevinirim. Teşekkürler.

    • @ozlemsacakc562
      @ozlemsacakc562 6 ปีที่แล้ว +4

      maalesef verebileceğim bir link yok

  • @reagon70
    @reagon70 6 ปีที่แล้ว +13

    Teşekkürler :) Umarım ilerde daha çok buralarda olacağım.

  • @brktozcn
    @brktozcn 6 ปีที่แล้ว +3

    Düşüncelerinle sörf yapmak ve kendini haksız çıkarma çaban eşliğinde çizgini daha haklı olana kaydırmayı sürdürmek belki bilincini besliyor ama hislerime göre bence asla tok hissetmeyeceksin nebuch. Her videoda bize kafanın içinden bazı kesitler sunuyorsun ve bu kesitler doğası gereği o kadar yayılmacı bir potansiyele sahip ki seninle ilgili tek dileğim, aklının giderek genişleyen yüzölçümünün iç huzurunu ve mutluluğunu negatif etkilememesi. Saldıralım diye cephe açtığın yeri dilek kuyusu sanıp içine bi elli kuruş fırlattım, bu da benim sörfüm olsun :)

  • @ajdarkomrat2695
    @ajdarkomrat2695 6 ปีที่แล้ว +12

    özet:epistemolojik temel belirsiz bu yüzden çelişkiler oluyor.
    bahsettiğin videoları izledim hep ontolojik şeyleri anlattın. ben ontolojiden anlamam, ontoloji konusunda imkanı yok yardım veya antitezde bulunmamın. ayrıca bir tıkanmadan bahsettin ama tıkanma falan görünmüyor, gayet net bir şekilde sonuçlara varmışsın. yalnız bir şeyi farkettim, epistemolojik temelini sürekli değiştiriyorsun. monist, düalist, plüralist, sofist, rasyonalist belki daha farketmediğim bir sürü epistemolojik değişiklik yaptın. bunları sürekli değişiyorsun ve pratikte geçerli olana hangisi uyuyorsa onu kullanıyorsun, o halde pragmatizm de var işin içinde. eskiden epistemolojiyle ilgileniyordum ama şuan elimi eteğimi çektim, o nedenle ontolojik argüman falan bekleme benden ama epistemolojik 2-3 bir şey karalayayım belki faydam dokunur. hem ontoloji nedir, nasıl yapılır diye baktığım zamanlarda senin videolarından çok şey öğrendim bir nevi teşekkür etmiş olurum.
    1 in mantığı isimli videonla başlayacağım. "1 in" yazdığına göre "1" olmayan veya olmayanların da mantığı var diyorsun. o halde şuan monist temele dayanmıyorsun. devamında dualist olduğunu belli ettin 1 ve 0, sıcak ve soğuk örneklerinden anlaşılan o. videonun sonuna doğru plüralist görüşe geçtin hani bulanık mantık 2 kutup dışında bulanan veya 2 kutpun arasında bulunan şeyden bahsettin. videoyu kapatırken yalnız ve alone kelimelerinden bahsettin ve bölünemez, tek "1/hakikat" dedin yani parmenides rasyonalizmi, monizm ile bitirdin.
    demiştim ben ontolojiden anlamıyorum, epistomoljik temellerini değiştirerek ontolojik çıkarımlara vardın ama hangisi doğru veya yanlış bir şey diyemem. ama bunu sen de diyemezsin, monistsen 2 kutup olmaz, 2 kutup varsa bölünemez "1" olmaz , plüralistsen 2 kutup var diyen düalist yaklaşımı ele bile almazsın. ontoloji yapıyorsun ve gayet iyisin bu konuda ama temel belirlememişsin kendine, şimdi bu videoda 3-4 epistemolojik görüş değiştirdin. bahsettiğin videolarda da aynısını yapmıştın, izlerken farkettim ama şuan hepsini hatırlayamıyorum. misal birini hatırlıyorum gözlemci videosundaydı gözlemcinin etkisinden bahsettin. gözlemci kendisinden ayrı bulunan gerçekliğe etki ediyorsa bu protogorasa, gorgiasa, kadar gider ve ontolojik çıkarımlarının hepsinin kendi uydurmamız olduğunu söylersin. gözlemcinin etkisi yok dersen parmenides epistemolojisi kullanırsın. gözlemcinin etkisi var ama gözlemlenmiş şeyi etkilemiyor gibi şeyler söylersen kant, kritisizm. kelimelerden gidiyorsun analitik epistemoloji kullanıyorsun kelimeler sana yalın yani diğerlerinden arınmış diyor ki bu monizm olamaz veya hepsi bir diyor bu da monizm olamaz ama vardığın nokta bölünemez/tek yani monizm, o zaman sen entüisyonizm yapmaya başladın çünkü hiçbir delil yok ortada, inancın gereği monizm dedin.
    aklımda kalan epistemolojik görüşler ve ontolojik sonuçlarını yazayım, örnek teşkil etsin.
    monizm/parmenides
    1 vardır. bölünemez çünkü 1 olmaz, sonsuzdur çünkü sınırı olanın sınırının dışı vardır, tektir çünkü tek olmayan 1 olamaz, mekan yoktur çünkü içi dışı bulunur, zaman yoktur önce sonrası vardır, duyular güvenilmez çünkü değişkendir oysa değişim yoktur. o zaman herkesi ve herşeyi ben mi uydurduma falan gelir yolun sonu, bu yönüyle sofistlere, nihilistlere gider sonra descartes gelir vs. not: bölünemez, sonsuz, tek, zamansız, mekansız bunlar bir şeyi çağırıştırıyor değil mi? bir aralar baya uğraştım ama yaratıcılık vasfını ekleyemedim bunlara, yarattığı anda kendisinin yok olması gerekiyordu :) anaximandros un apeiron diye bir kavramı var enerji-madde dönüşümüne uzanıyor, anca öyle yaratıcılık vasfını ekleyebiliyorsun yani yarattığı an aynı zamanda yok olduğunu varsayarsan. çünkü diğer türlü 2 şey oluyor mekansızlık, zamansızlık özelliği kalmıyor. yarattığında yok olduğunu öne sürsen bile sıkıntılı çünkü dönüşüyor, dönüşen değişmiştir, dönüşen sınırlara sahiptir böylece dönüştüğü söylenir vs.
    dualizm/taoizm, herakleitos, nietzsche
    2 adet 1 vardır.sürekli birbirlerine akarlar ama aynı anda akarlar böylece asla 1 olmaz daima 2 olurlar. değişim vardır, duyulara güvenilir. değişim olduğu için sabit gerçek bulunmaz, andaki gerçek ancak sezilir. bu yönüyle entüisyonizme kayar.
    nihilizm/protogoras, gorgias, stirner
    bilgi "ben" in uydurmasıdır, gerçeklik dediğimiz her şey öyledir. "ben" ise uydurandır veya descartesin dediği gibi "düşünen" dir. "ben"i bilemeyiz, uydurduğu hiç bir şeye kanmamalıyız, şüphe duymalıyız. septiklere kayıyor, ordan descartese geçiyor. hatırlarsan buraya parmenides-monizmden gelmiştiler.
    plüralizm/temsilcilerini hatırlamıyorum
    ben, diğerleri mevcut. sürüsüne bereket 1 var. günlük hayatın her alanında işe yarayan görüştür bu. kökleri hedonizm, aristipposa kadar gidiyor ama gerisi var mı bilmiyorum. duyumcular işte, duyulara güvenilir, değişim ve çokluk mevcuttur. dualizmden farkı 2 uç, kutup olayına takılmıyorlar ve bilgi için güvendikleri yol sezgi değil, yine duyulardır. bu görüş ileride emprizme varıyor, oradan pragmatizm ile son buluyor ki en başında da pratikçi,günlük hayatçı bir görüştür demiştim.
    neticede tüm bu epistemolojik temeller olsun, ontolojik sonuçları olsun çok ayrı, keskin hatlara sahip şeyler değiller. misal, ufak bir çocuk elini sobaya değdirecek, babası yapma canın yanar diye uyarıyor. çocuk sobanın canını yakacağını düşünmüyor bu kendi sezgisi. eli yanıyor, kendine "babamın deneyimleri var ve doğru bilgiler, babamı dinlemeliyim" diyor böylece plüralist oluyor. sonra "sokağa çıkarken sıkı giyin hava soğuk" diyerek uyarılınca sıkı giyiniyor. gene laf dinlemezse annesi 2 çimcik atıyor, çocukta "hazcı yaklaşımım neticesinde canımı yakan çimciklere maruz kalıyorum, sıkı giyinmeyi tercih etmeliydim" diyor ve hayatına emprik olarak devam ediyor.
    felsefe dallara ayrılalı yıllar oldu atı alan üsküdarı geçti, ontoloji fizik,kimya gibi bilimlerle yapılıyor. kullandıkları metod şuan emprizm ama git gide pragmatizme kayıyorlar. bak videoda söylemiştin 1 kümedir, bölünür demiştin. emprizmle vardığı yer belli daha ileri gidemiyor, ama kardeşim pratik hayatta 1 taş, 1 tavuk bölünüyor. biz 1 bölünemez dersek nasıl bina yapıcaz, nasıl tencerede tavuk haşlayacağız? hiç bunları düşünen yok. asgari ücretle yaşamak ne kadar zor biliyonuz mu siz? tütün içmekten ciğerim soldu. Akademik eğitime kafanı takma. felsefe antik yunanda yaşandı bitti, wittgenstein diyorsun zenon paradoxlarına, kant protogorasa, hegel herakleitosa hatta taoizme kadar gidiyor. günümüzün akademik eğitimi ile alakası falan yoktu antik yunanın felsefe okullarının. felsefede akademik eğitim ezberden ibaret, araba veriyorlar ama kullanacak şöför olman lazım, veya şöförsün ama araban yok.
    işine yaramıştır umarım.

  • @mqeles
    @mqeles 6 ปีที่แล้ว +11

    Özlem saçakci gerçekten çok kültürlü umarım onun yorumlarını hep senin videolarının altında görürüz

  • @onurozturkgmail
    @onurozturkgmail 6 ปีที่แล้ว +6

    "1'in Mantığı" üzerine:
    "1'in bölünmezliği"ne dayanan bir matematiğin gelişmesinin mümkün olmadığını düşünüyorum.
    Aslında en başta "1'in bölünebilirliği" ve "matematik" iki ayrı şeymiş gibi düşünmemiz bir yanılsamadan ibarettir. "Matematik" dediğimiz de zaten "1'in bölünebilirliği" varsayımı ufkundan doğan bir "faaliyet"tir.
    "1'in bölünebilirliği" söz konusu faaliyetin temel zeminini oluşturur ve bu zeminin izin verdiği çerçevede matematik zenginleşerek muazzam bir faaliyet-oluş sergiler.
    "1'in bölünebirliği" olmazsa "Matematik" de olmaz.
    Düşüncemi anlatmak için kötü de olsa bir benzetmeye başvurayım: Ayaklarımız ve yerçekimi sayesinde "yürümek","koşmak","sıçramak","atlamak","durmak" gibi çeşitli halleri içeren bir faaliyet söz konusudur. Ancak yerçekimini bir şekilde aşarsak artık biraz önce bahsedilen faaliyetin zemini kalmamıştır. Yeni zeminde artık biraz önce saydığımız çeşitli halleri içeren faaliyet var olamaz. "Uçmak", "süzülmek", "tutunmak" gibi haller içeren başka bir faaliyet ortaya çıkabilir belki ama en başta bahsi geçen faaliyetin oluşması mümkün değildir.
    Kısaca ifade etmek gerekirse "Matematik" faaliyetinin var olabilmesinin (oluşunun) en temel koşulu "1'in bölünebilirliği" varsayımıdır.
    Bu noktadan hareketle konuyu bir üst seviyeye taşımak istiyorum.
    Bizler de daseinlar* (oluş halindeki varlıklar) olarak (aslında bir ve bölünmez olan) dünyamızı (varsayımsal bir şekilde) bölerek oluş faaliyetimizi mümkün kılıyoruz. Parmenides gibi varlık bir ve bütündür, bölünemez diyebiliriz. Bu doğrudur. Ancak bizlerin, ayrı ayrı bireylerin oluş faaliyetlerimizi sergilememiz için "bölünebilirlik"i varsaymamız gerekiyor. "Bölünebilirlik" varsayımından tamamiyle vazgeçersek zaten var olamayız, varoluş faaliyetimiz gerçekleşemez.
    Kısaca ifade etmek gerekirse "bölünebilirlik" doğanın bir özelliği değildir belki ama "bölünebilirlik varsayımı" bizim varoluşumuzun zorunlu bir özelliğidir.
    Son olarak yorumumu toparlamak adına "1'in Mantığı" videonuzun sonundaki ifadelerinize karşı söylemek istediğim şudur:
    Hakikat bölünemez ve tektir, pekala buna bir itirazım yok ancak matematiğin varoluşu "hakikatin bölünebilirliği varsayımı" üzerinde varoluş sergileyebilir ancak ve bu sebeple "bölünemezlik" gerçeği üzerinde matematik gibi bir "faaliyet" gerçekleşemez.
    * "dasein" terimini Heidegger'deki anlamıyla kullanmaya çalışıyorum.

  • @iidottore2011
    @iidottore2011 6 ปีที่แล้ว +1

    Kendini yanlışlamaya çalışmak. Çok iyi...

  • @onat2313
    @onat2313 6 ปีที่แล้ว +1

    Egzotik madde hakkında araştırma yapabilirsin ayrıca bununla ilgili zamanda yolculuğun üstünden de geçebilirsin

  • @yasinmemis7793
    @yasinmemis7793 4 ปีที่แล้ว +2

    Sizinle Bebar Bilim kanalı üzerinde yaptığınız bir söyleşi eşliğinde tanıştım. Karşı Argüman Çağrısı videonuza buradan ulaştım ve sonrasında da bahsettiğiniz 3 videoyu izledim. Fikirlerimi aktarayım.
    1'in Mantığı: (14 Mart'ta yayınlamış olman hoş bir durum olmuş :)
    Matematiğin ne olduğu ile ilgili söylediklerine katılıyorum. İfade ediş biçimim farklı olsa da aynı şeyi anlatıyoruz. Matematik bilginin dilidir. İfade ediliş biçimidir. Bilgi değiştikçe, geliştikçe ve yenilendikçe matematiksel terimler de aynı etkiye tabii kalır. Tıpkı "cringe" kelimesinin, yeni oluşan durumlar sonucundaki etkileşimlerin bir anlatım biçimi olarak dilde ortaya çıkması gibi.
    Önceki videoda henüz ne anlattığınızı zamanım olmaması sebebiyle izleyemedim fakat fiziğin, matematiğin uygulama alanı olduğunu düşünmüyorum. Fizik var olan en temel maddelerin, yapıların ve sistemlerin araştırmasını yapan bir bilim dalı iken matematik bu tür olguların -bizim gibi algılama biçimine sahip olan varlıklar için- anlatım yöntemidir. Anlaşılma biçimidir. Tabi bu onu bir uygulama alanı yapabilir. Ama ne demek istediğimi anlamışsındır diye düşünüyorum. Kısaca tüm matematiği biliyorsak sadece bildiğimiz fizik alanı elimize geçer. Önce var olanlar hakkında keşifler yapılır, sonra bu keşiflerin algılanmaları ve işe yararlılıklarının kullanımı için açıklamaları yapılır.
    "Matematik mantığın uygulama alanıdır" kısmı doğru fakat mantık hakkında anlatmam gerekenler var, bulanık mantık söz konusu olmadan önce. Mantık bizim bildiklerimizden doğan ve temelde yaşayımızı, doğayı algılayışımızı kolaylaştıran bir sistemden ibarettir. Bildiklerimizden doğuyor olması sebebiyle de tamamıyla değişime açıktır çünkü sahip olduğumuz bilgi düzeyi onu kesinleştirmek için yeterli değildir.(Canlılık tanımının değişmesi ile ilgili verdiğin bilgilerin de bu konuyu destekliyor olduğunu düşünüyorum.) Aynı şekilde bilgiyi algılamak için kullandığımız araçlar da (Duyu organları, sezgiler, düşünceler vb.) yanılsamalara açıktır. Bu durum aslında bizim olduğumuz varlık düzeyi ile hakikate ulaşmamızı mümkün kılmayabilir, bu arayışta kullandığımız araçların yetersizliğinden dolayı. Bu durum çıkarım olarak yapmamız gereken temel davranış biçiminin şüphecilik olmasına da yol açıyor. Fakat bu asıl konumuz değil.
    Bulanık mantık konusunda; aslında söylediklerine katılıyor gibiyim fakat sıcak-soğuk örneğin bir şeyi düşünmeme sebep oldu. Varlıkların, olguların, durumların, niteliklerin ve diğer her şeyin(söz konusu ne var ise) algılanış biçimleri algılayan varlık düzeyine göre değişkenlik gösteriyor. Demek istiyorum ki vücut ısımıza göre bize temas eden şeylerin sıcak veya soğuk olduğuna karar veririz ama aldığımız merkez vücut ısımızdır. Bu durumda merkez değişkenlik gösterebiliyor demektir. Ve bu da gerçek olarak algılananların sadece algılayan varlık düzeyince gerçek olabileceği gibi bir çıkarıma sebep oluyor ki bu mantık algımızın değişkenliğinin de kanıtlarından birisidir. Açıkçası bu düşünce ve güvenilmezlik zaman zaman rahatsız edici olabiliyor. Bunun dışında bulanık mantık konusuna katılıyorum. Bu durumun zaman üzerindeki bir değerlendirmesini de kendimce yapmıştım. Temelde bir "an" yoktur, sadece akış hali söz konusudur. Nokta yoktur, sadece çizginin akışı vardır.
    Son olarak hakikat konusunda kendimce -şimdilik- vardığım sonuç aslında az önce anlattığım sistemi içeriyor. "1" veya "nokta" 'nın var olmaması. Var olan tüm gerçeklik bir noktaya değil bütünün kendisine dayanır. Kendimce "Döngü" adında geliştirdiğim bir açıklamalar dizesi de mevcut hakikatin ne olduğu hakkında fakat açıklamasını arzu edersen yapacağım. Bu geliştirdiğim son yöntem şimdiye kadar birikmişliklerimin son ürünüdür ancak zirvesi olduğunu sanmıyorum. (Bilgi edinme araçlarının güvensizliği ve şüpheci yaklaşımının daim kalması gerekmesi sebebiyle.)
    Orijin Uzayı ve Ziyaretçi Bilgi:
    ("1'in Mantığı" videosunda anlattıklarının doğruluğunu varsayarak ilerliyorum.)
    Bu video hakkında söylemek istediğim pek bir şey yok. Açıkçası bir konu, söyleyebileceğim diğer her şeyden daha çok düşünülmesi gerekiyor gibi gözüme çarptı. Eğer ki bahsettiğin gibi 1'den 0'a olan mantık uzayını orijininden kesen başka bir mantık uzayı hakkında konuşabiliyorsak ve hakiki bilgiye bu yol ile ulaşmaya çalışıyorsak(ki bu durum 2 boyutlu bir gerçekliği işaret ediyor gibi görünüyor) 3 boyutlu bir mantık uzayı hakkında da düşünmeliyiz... İçerisinde bilginin 3 boyutlu olarak varlığının bulunabildiği bir mantık alanı küresi söz konusu olacaktır.
    Gözlemci:
    (Diğer iki videoda anlattıklarının doğruluğunu varsayarak ilerliyorum.)
    Bu videodaki konular hakkında bilgim oldukça az olduğundan dolayı çoğunlukla sorular ile ilerleyeceğim.
    Elektronların sıçrama yapması durumu hakkında bilgi sahibiyim fakat bu sıçrama hali sadece bize böyle görünüyor olamaz mı? Biz bir elektronun olduğu biçimi, davranış sistemini yörüngenin genişlemesi yönünde inceleyebilmek için gereğinden fazla kütleye ve hacme sahip olamaz mıyız? Bizim onu algılamak üzere kullandığımız yöntemler onun, -örnek veriyorum- 1' den 2'ye geçiş yapıyor gibi görünmesine yol açıyor olamaz mı? Temelde, verilen enerji düzeyine göre yörünge değişimi, 1 - 1.1 - 1.2... olarak devam ediyordur belki de fakat biz onun bu düzeylerini inceleyemiyor olamaz mıyız?
    Penrose yaklaşımını senin sayende öğrendim, teşekkür ederim. Kuantum dünyasını paldır küldür araştırırken vardığım sonuçlardan biri "Acaba bir şeyin dalga mı yoksa parçaçık mı olacağını o şeyin kütle miktarı etkiliyor mu?" idi. Analitik sayı düzlemi şeklinde 0 kütlenin negatif tarafı dalga boyuna, pozitif tarafı ise parçacık olmasına yol açıyor olabilir miydi? -1 ile 1 arası (örnek vermek için söylüyorum) ise hem parçacık hem dalga boyu niteliği taşıyan şeyleri içeriyor olabilir diye düşünüyordum. Tabi bu pek bizim işimiz değil, neticede bilim insanı değiliz.
    Videonun devamında anlattıklarını sonra inceleyeceğim tekrar. Düzenleme yapmaya gelirim. Çok yoruldum açıkçası bugün.
    Sonuç olarak çok karşı argüman geliştirmedim gibi görünüyor. Sanırım pek farklı düşünmüyor olmamdan ya da kuantum dünyasının ne düşüneceğimi alt üst etmiş olmasından kaynaklanıyor. Bilemiyorum. Hakikat hakkında daha belirgin bir farklı görüşe sahibim sadece ama geri kalan anlattıklarının çoğu aklıma yatıyor.
    Saygılar...

  • @jacqueline7530
    @jacqueline7530 6 ปีที่แล้ว +34

    Videolarınızı çok seviyorum 15 yaşındayım ve en azından düşünmemi sağlıyorsunuz karşı argüman sağlayacak kadar oturmuş fikirlerim yok fakat ben sizin çok önemli bir insan olduğunuzu düşünüyorum videolarınız çok değerli.Gelecek sezonda uzay-zaman videoları gelirse çok güzel olur sizin zamanda yolculuk, solucan deliği hakkındaki görüşlerinizi merak ediyorum.

    • @jacqueline7530
      @jacqueline7530 6 ปีที่แล้ว +1

      Can I get 5 subs? Teşekkürler öneri için🙂

    • @sft4290
      @sft4290 6 ปีที่แล้ว +3

      Stephen Hawking Büyük Tasarım ve Carl Sagan Kozmos kitaplarını öneririm. Kozmos uzayla ilgilimin artmasını sağlayan kitap. Eğer ilgin varsa kesinlikle okumalısın.

    • @jacqueline7530
      @jacqueline7530 6 ปีที่แล้ว

      S F T teşekkürler bakıcam 🙂

    • @devabicer6571
      @devabicer6571 6 ปีที่แล้ว +1

      karadelikleri araştırmayıp da felsefe yapmak için karadelikler hakkında sana minimum bilgi verecek bir kişiden karadelikler hakkında video yapmasını istemen saçma,öncelikle neyi nereden bulabileceğini farketmen gerekiyor.Karadelik ögrenmek istiyorsan stephen hawking okursun,duality ögrenmek istiyorsan bohr okursun.

  • @yellowandwhitebird
    @yellowandwhitebird 6 ปีที่แล้ว +1

    açıkçasi ben sadece düşünmeyi seven biriyim, umarım farklı bir fikir verebilirim. 1 in mantıgı..... 1 ve sıfır durumunun ara formuna entropiyi yerleştirirsek aslında karmaşıklık ve hayatın varlığını 0 ya da 1 den uzaklaşmak olarak düsünebiliriz. Yani bir olgu ne kadar cansızsa o kadar mantığa yakın ve düzenli hateket etme eğiliminde ve ne kadar karmaşık ve canlı ise o kadar mantıktan uzaklaşmış ve dengesiz diyebiliriz. 1 ile 0 denge formlarından ikisinin birbirine üstün gelme eğiliminin hayatın kendisini oluşturduğunu düşünebiliriz.

  • @erguncetin7446
    @erguncetin7446 6 ปีที่แล้ว +1

    Etiğe kimyasal determinizm dedik bence doğru fakat neden bunu bağlamda da kullanmıyoruz?

  • @omerzerenuz6184
    @omerzerenuz6184 6 ปีที่แล้ว +13

    "Çok güzel yerde tıkandım" nedense çok güldüm

  • @ezgi8346
    @ezgi8346 4 ปีที่แล้ว

    gözlemci hakkında yorum yapmak istedim. ilerleyen fizikle beraber senin de görüşlerin değişecek. günümüzdeki fizik bilgileriyle bir gözlemci yaratmaya çalışman bilgisayar oyununa benziyor. değişik bir bakış açısı çünkü düşüncelerini de yarattığın gözlemciye göre şekillendiriyorsun. galileo dönemindeki bir insanın o zamanın fizik bilgileriyle kendine bir tanrı anlayışı şekillendirmesi ve farklı görüşleri hakkında da o tanrı dahilinde mantıklı sonuçlar çıkarmaya çalışması gibi. yaptığın şeyin düşünebilme kapasiteni artıracağı kesin ancak yerinde sayıyor olacaksın. senin için neyin mantıklı olduğuna senden başka kimse karar veremez tabii ama nöronlarını daha farklı konular için çalıştırman daha sağlıklı olur diye düşünüyorum :) fakat kelimelerle bu denli dans edebilişin ve merakın beni de teşvik ediyor, bu yüzden teşekkür ederim.

  • @MrBldmr
    @MrBldmr 6 ปีที่แล้ว +5

    1'in mantığı, orijin uzayı ve ziyaretçi bilgi, ve gözlemci videolarını sırasıyla izledim. Şimdi de sekmelerde sırasıyla irade ve anlam, anlam 1-2-3 ve bağlam 1 var. Ancak onlara geçmeden önce şu ana kadar izlediklerimden (kendimce) yaptığım çıkarımı, artı anlam ve yorum karmaşasına maruz kalmadan yazmak istiyorum. Anlam videolarından sonra yeniden buraya dönüp karşılaştırma yapacağım ve (gerekirse) son düzenlemesini yapmaya çalışacağım.
    Konuya farklı (muhtemelen senin de bilgin olduğunu düşündüğüm) bir yerden bağlanacağım;
    Müzik prodüktörleri olarak kullandığımız bir çok DAW' ın (Ses üretme-editleme, miks ve aranje yapma programı) kendisinde ve içerisindeki pluginlerde osilatörler [ses üreteçleri(dalga boyu şekillendiricileri)] mevcuttur.* Ve bu osilatörlerin üzerinde ''Knob'' denilen kontrol noktaları mevcuttur. Bunlar kimi programda bir adet iken, kimisinde ise birden fazladır. Ses (sinyal) üreten bu knob'lar farklı dalga boyunda bulunan spesifik bir noktayı veya birden çok kullanıldığında noktaları yakalayarak anlamlı bir sinyal veya sinyaller elde etmemize yarar. Bu dalgalar arasında en yaygın olanları Sinüs dalga, Kare dalga, Üçgen dalga, Testere dişi (Sawtooth) ve Darbe (Pulse) 'dir. Her bir dalganın bir sonraki çevrimine (tekrarına) kadar geçen süreye ''Hertz'' denilir. Ve bu hertz'e sayısal bir veri(bilgi) verip ona bir anlam katmak için ise, iki kesişme (varolma) noktası arasında geçen sürenin, dakikada kaç kez tekrar ettiğine bakılır. Bpm (Beat per minute) bir dakikada kaç vuruş olduğunu hesaplayıp, elde edilen şeye bir sayısal değer atamamızı sağlar. Herhangi bir dalga boyundaki bir sinyal için bu tanım ''Hertz'' dir. Bir sese 40 Hertz denildiğinde, o sesin dalga boyunun dakikada 40 kez tekrarlandığı bilgisi mevcuttur. Ve bu dalgalar, sonsuz bir uzay düzlemini her kesip-uzaklaşıp-tekrar kestiğinde ortaya bir ses, sinyal yani dolayısı ile bilgi çıkar. Bu kesişmede ortaya çıkan bilgiyi, bahsedilen ziyaretçi bilgi olarak ele alırsak, kestiği nokta da orijinimiz olacaktır. Bu bilgi, belirli bir hertz'de olacak müdahaleden dolayı alacağı her salınım(titreşim) ile bizim uzayımıza müdahale ettiğinde, bir sonraki müdahalesine kadar arada bir var olma-yok olma-var olma süreci yaşanacaktır. Yani bizim uzayımıza bir bilgi taşıyacak, yok olacak ve sonraki ziyaretinde tekrar bir bilgi taşıyacak. Ve bu iki bilgi arasındaki sıklık-seyreklik ortaya bir anlam çıkaracak. Orijinlerin sıklığı/seyrekliği değiştikçe ve/veya bizim uzayımıza müdahale edecek bilgi ( osilatörden çıkacak dalga) dalganın şekli veya sayısı değiştikçe, maruz kalınan bilgi, dolayısıyla bu bilgi girdilerinden ortaya çıkan anlam da buna bağlı olarak değişecek. Spesifik bilgi (hertz) girdileri ile doğada hatta evrende var olan seslerin üretilebileceğini ve hatta üretilebildiğini biliyoruz. Ve dahada ilginci, belirli bir varlığın-nesnenin-maddenin hertz'i (titreşimi, salınımı, dalga boyu, iki girdi arasındaki süre ve girdi (orijin) bilgileri) yakalandığında, o maddenin, maruz kaldığı bilgi dolayısıyla titreşiminin daha da arttığını ve sonsuza doğru salınım yaptığını ancak aynı bilgilerin tamamen paralel bir şekilde ters olarak verilmesi sonucu, fazlarının yok olduğunu ve hatta mükemmel eşleşme ile nötrlendiğini görüyoruz. Yani verilen bilgi, var olan bilgi ile aynı olduğunda, daha çok var olduğunu, güçlendiğini, tam tersi yönde eşleşme, bozulmayacak şekilde verildiğinde gücünün azaldığını ve giderek yok olduğunu görüyoruz. Ancak bu girdileri, var olan titreşimler ile eşleşmeyecek şekilde, yani rastgele verseydik ister normal olarak isterse ters faz halinde var olan bilgiyi yok edemeyecektik. Hatta daha komplike hale getirip anlamı daha da farklılaştıracaktık. Aslında bu bile, rastgelelikten ne kadar fazla bilgi ve dolayısıyla anlam çıktığının bir ispatıdır. Ancak merak edilen konu şudur. Hiç bir ziyaretçi bilgisi bulunmadığı dolayısıyla bir anlam barındırmadığı varsayılan, tamamen bir etki sonucu veya yolu düşüp, bu etkisiz uzayı kesen ve bir orijin oluşturan bir uzayın etkileşimi sonucu ortaya bir anlam örüntüsü veya örüntüleri çıkaran bu uzay, nasıl bir salınım (titreşim, kesişim, bilgi girdisi-çıktısı) yapmaktadır veya yapmamaktadır ki var olmasına karşın herhangi bir anlam içermemektedir. Ve var olduğu, herhangi bir gözlemci tarafından izlenimlenmeden/teyit edilmeden nasıl bilinmektedir veya iddia edilmektedir? Kütle çekim ''bir şeyleri'' eğip bükerek bir uzay oluşturuyorsa, bu kütle çekim, herhangi bir titreşim üretmemekte midir? Veya üretiyorsa nasıl mükemmellikte bir titreşim üretmektedir ki, her bir salınım bir uzayı kesip, bilgi bırakamayacak derecede orijin oluşturmaktadır?
    Biraz karışık olduğunun farkındayım, ancak zihnimde canlanan şeyi, kafamdaki bilgi ile ancak bu şekilde harmanlayabildim. Şimdiden teşekkür eder, yeni sezonda görüşmek dileğiyle, esenlikler dilerim.
    *Görsel olarak o eğriyi zihnimde canlandırmak amacıyla DAW dedim. Yoksa analog cihazlarda da bu osilatörler mevcuttur.

    • @unnoticedspacegoat8537
      @unnoticedspacegoat8537 5 ปีที่แล้ว

      Erkan Baldemir ziyaretçinin dalga fonksiyonunu incelerken inceledeği seye bir dalga fonksiyonu verdiğinden ve bunun kimi zaman dalgayı güzlendirdiğinde ya da tersine yol actıgından ve bunun sonucundan cok farklı sonuclar cıkabileceginden bahsetmissin anladıgım kadarıyla.
      Fakat bunun basit bir cozumu var ziyaretci ya da gozlemci artık adı ne olması gerekiyorsa,bilgi kullanmak için yaptıgı aracın fiziksel yapısını inceleyerek bilgi alırken nasıl bir dalga boyu urettiğini bilirse ki kuantum duzeyinde bunun yapılabildiğini biliyorum ,fourier donusumu adı verilen matematiksel bir işlemle ortaya cıkan yeni bilginin hangi sinuzodial dalgalardan olustugu bilinebiliyor yani parcalara ayırıyor bir nevi fakat bunun için aynı dalgayı olusturan farklı olasılıklar olabilir işte tam da bu yuzden bilgi almak için kullanılan aracın nasıl bir dalga urettiğine ihtiyacımız var.ihtiyacımız olan bu bilgiyi fourier donusumune bilgisayar ortamında girersek ortaya cıkan yeni dalganın olusabilmesi için hangi dalganın gerektiğini bulabiliriz ki bu bilgi almak istegımız dalga nın kendisi oluyor ve işin en iyi tararlarından birisi ortaya cıkan dalga fonksiyonu sıfırlanmıs olsa bile incelediğimiz dalganın incelemeden once ne oldugunu bulabiliriz bunu yapmak için sadece sunu soruyoruz :evet,elimizde bu dalga var ve ben bu dalgayı baska bir dalgayla birlestiriyorum ve sıfırlanıyor bu dalga nedir ?
      Bu cevaplanması zor bir soru degil .
      Tabii bu cevaplar ziyaretçinin bilgiyi incelerken nasıl bir dalga verdiğini ne kadar iyi bildiğiyle orantılı.
      Fakat bunu bildiğimiz surece incelenen dalganın aslında ne oldugu her farlı acılardan ve aletlerle bakılsa da bilinebilir

    • @unnoticedspacegoat8537
      @unnoticedspacegoat8537 5 ปีที่แล้ว

      Umarım bunu gorursun nebuch

  • @arkhe2
    @arkhe2 6 ปีที่แล้ว +1

    İki boyutlu bir evrenin üç boyutlu izdüşümünde isek ve belirli bir frekansta rezone olan adreste gözlemci olarak varoluyorsak; iki boyutlu evren ile üç boyutlu evrenin arasındaki tüm yapıyı parçacık ve dalga niteliklerine göre anlamlandırabiliyoruz. Kuantum fiziğinde elektronun yörünge atlamasını anlamlandıramıyor olmamızı sağlayan şey de bu, atom altı parçaların parçacık ya da dalga olarak hareket etmesini beklediğimiz ve aradaki geçişini gözlemleyemediğimiz için bir yerden kaybolup başka bir yerde var olduğunu kabul edebiliyoruz. Matematik ve fizik henüz bu kadarını açıklayabiliyor. Parçacağın dahil olduğu tüm olasılık ve momentumu içinde gözlemlenemeyen bir üçüncü fazı olabileceğini düşünmüyoruz, çünkü gözlemleyemiyoruz. İçinde bulunduğumuz evrenin her noktasını matematik ve fizik yapısal olarak adreslemiyor, evrende açıklayabildiğimiz sayıların geri kalanını irrasyonel sayılarla tamamlıyoruz ve bu eksiği böyle kapatabiliyoruz. Parçacığın hareketi için ele alabildiğimiz sadece iki popüler açıklamanın olması, bir bardak suya atılmış kalemin suda kalan kısmının kırık görünmesine "aaa bu kalem suya girince kırık bir yapıya kavuşuyor" diyerek kabul etmek kadar ilkel.
    Gözlemciyi tanımlarken gözlemin barındırdığını sadeleştirmek, gözlemi tanımlarken gözlemcinin neye haiz olabileceğini anlamadan hesaplamak da sadece matematiğin yapabileceği bir şeydir. Hesabın kendisi, eldeki tüm olasılıkların bazılarını sonuçlar. Hepsini sonuçlayabilseydik hesaplamaya çalıştığımız bilgi kendini tamamlayarak kaybolurdu. Ya da kaybolmazdı, biz kaybolduğunu düşünürdük. Akış içerisindeki gözlemci, anda varolan sonuçların sadece bir tanesini anlayabilir (parçacık), diğerlerini var sayar ya da yok sayar (dalga). Fakat sonuçlar sadece bu matematik alanında gerçekleşmeyebilir.
    Bu da 2 boyutlu bir yapıdan gelen bilginin neden 3 boyutlu bir yapıda bazı noktalarda anlamlandırılamadığını daha iyi açıklar. En azından benim anladığım bu.

  • @Cen61z
    @Cen61z 6 ปีที่แล้ว +1

    Gözlemci göz olan insanın 1' i gözlemlemesi ve o 1 yüklenen anlam gözlemcinin görüşünü oluşturacak ve onu tecrübe etmeye başlayacak. Burada gözden hangi düşünceyle baktığı çok önemli. 1'i tam gözlemlemek mümkün değil ama hakkında daha olgun görüşlere ulaşmak mümkün. 1 in mantığı ve gözlemci ilişkisi kanımca böyle. Yani nedensellik olgusuna bağlı gelişen durumlar. Bu bir paradoks değil sürekli gelişerek veya deneyim yoluyla büyüyerek edinilen bilgi. Burada şu soru akıllara gelir gözlemcinin ne olduğu? Tabi daha yetkin bilgiyle kuşanmak için anlam olgusunun içine girmek tercih edilen yöntemdir. Saygılar..

  • @minvenn
    @minvenn 6 ปีที่แล้ว +2

    1'in Mantığı videosuna eleştiri:
    Videonda bahsettiğin "1" iki farklı 1'den oluşmakta; bir tanesi sayı olarak aritmetikte kullanılan 1, diğeri ise doğruluk değeri olarak kullandığımız 1. Bu karışıklık argümanına zarar verir mi bilemiyorum çünkü 2. sınıf bir matematik öğrencisi olarak tanımındaki karışıklık argümanını anlamamı engelledi.
    Bahsettiğim karışıklık ise şu:
    Matematiğin temelinin 1 olması ve matematiğin geri kalanının 1 ile olan ilişkiler üzerine kurulmasın da "Peano Aksiyomları" ile kurulan doğal sayı sistemi ve devamındaki analizden bahsediyorsan eğer burada bahsettiğin 1 sayı olan 1 oluyor. Ancak bu da tam olarak matematiğin temelini oluşturur mu, yoksa oluşturmaz mı benim emin olamadığım bir şey. Çünkü matematikteki her sistemin kendine has aksiyomları mevcut. Hatta aynı sistemi farklı aksiyomlarla birbirine eş değer olarak değişik yollarla da oluşturabiliyoruz matematikte. O yüzden burada bahsedilen sayı olan 1, matematiğin temelini oluşturmayacağını tartışabilirim.
    Bahsettiğin ikinci 1 ise önermelere verdiğimiz doğruluk değeri olan 1. Klasik matematikte bir şey ya doğrudur ya da yanlıştır; yani doğruluk değeri olarak 1 ya da 0 değerlerini alır. Ancak burada tabiki bu sayılar birer sembol; yani 1 yerine 2 0 yerine 3 ya da herhangi başka bir şeyde diyebilirdik. Kümeler teorisinde ise bu doğruluk değerlerini bize gösterecek bir fonksiyon tanımlarız ve bu fonksiyonun görüntü kümesi 0 ve 1 den oluşur. Bulanık mantıkla yapılan matematikte ise bu bahsettiğim fonksiyonun görüntü kümesi [0,1] kapalı aralığından oluşur ve buradaki değerler yine sembolik doğruluk
    değerini gösterirler.
    Kafamı iyice karıştıran ve senin bu iki "1" tanımını birbirine karıştırdığını bana düşündüren bölüm ise şu:
    Videonun bir bölümünde bulanık mantık ile oluşturulan matematikte 1+2 işlemini yapamazsın çünkü 1 ve 2'nin sınırlarını bilmiyoruz demen. Buradaki sınırları bilinmeyen sayılar aslında yukarıdaki ikinci tanımdaki sembolik doğruluk değerlerine verilmiş sayılar; yani işlem yaparken 1+2 işlemindeki sayıların sınırlarının bilinmemesi gibi bir durum oluşmuyor, çünkü onlar aritmetikte kullanılan sayılar (yukarıdaki ilk tanım).
    Özetle;
    vardığın sonuçta bahsettiğin 1'i içgüdüsel olarak anlayabiliyorum ancak yukarıda bahsettiğim karışıklık argümanın hakkında bir sonuca varmamı engellediği gibi konuya bir yorum bile getiremedim. Belki de bu karışıklık senin zihninde olmayabilir ancak benim anlayışım ve bilgim kapsamında videoda böyle bir sorun gördüm. Umarım yardımcı olur.

    • @Nebuch
      @Nebuch  6 ปีที่แล้ว +3

      Tesekkur ederim.

    • @ajdarkomrat2695
      @ajdarkomrat2695 6 ปีที่แล้ว

      th-cam.com/video/OJPQeX-saLw/w-d-xo.html
      tüm savları okudum, açık ara en iyisi. analitik.

  • @sentetikadört
    @sentetikadört 6 ปีที่แล้ว +7

    Yorumlar efsane yav

  • @ramazanatay2369
    @ramazanatay2369 6 ปีที่แล้ว +1

    Bağlam videosu hakkında:
    sofya hatırası noktasında bağlamı açıklamada parça parça ilerlemeye çalışıp açıklamaya calıştınıs. ancak magnetin üserindeki ayrıntıların bağlam olarak açıklanamayacağını ifade ettinis.
    asıl ayrıntılara takılmanıs gerekirdi. ayrıntılar beraberinde bağlamı ortaya çıkarıyor.
    yani içerisindeki anlamın ölmesi gibi bir durum yok.
    yalnısca bir takım işlemler yapılarak yani belirli bağlama yönlendirilerek anlam kasandırılmaya çalışılmış. örüntülerden ya da ayrıntılardan detaylı bir inceleme yaptığmıısda kafamısda oluşan şemanın geçici bir aşamadan geçtiğini sonrasında ise yani son aşamaya ulaştığımısda gönderenlerin ne anlam içerdiğini görebiliris. tıpkı geştalt terapisinde bahsedilen parça bütün ilişkisi gibi. bu noktayı incelemenisi isterim.
    "Biliyorum, İsa daha büyük acılar çekti diyeceksin. Bu kadar ayrıntılara giremezdi, diyeceksin. Asıl, ayrıntılara girmeliydi bence. Her şeyi yaşamalıydı."
    (Devamını yasacağım. bu arada bilgisayarın "z" tuşu bosuk :)

  • @tufanmete1267
    @tufanmete1267 5 ปีที่แล้ว

    a) bir mantığı: hocam bence bir diye birşey yoktur kabullerden oluşur, b)orjin: bir çember üstündeki nokta o noktaya en uzak ve yakın yerdir zıtlığı ,çinde barındırır bu yüzden orjin çemberdir. c)bilgi her yerdedir her canlı veya cansız varlık herşeyi bilir ama bildiğini farketmez kendinde olamayan bilgiyi kavrayamaz hiç bir nesne

  • @Mustafa-dy1uq
    @Mustafa-dy1uq 6 ปีที่แล้ว +2

    Video özeti Nebuch diyalektikten doğan beyin fırtınasının sinerjisinin konforuyla video çekmek istiyor. Bunun içinde karşı argümana ihtiyaç duyuyor

  • @muharremcelik7071
    @muharremcelik7071 6 ปีที่แล้ว

    Bazı sonuçların nasıl çıkarıldığıyla alakalı problemler var bence. Doğal olarak bi adresleme çabası var, fakat bir şey ne zaman adreslense o noktayı iyi incelemek, iyice irdelemek ve zemininin gerçekten olup olmadığına bakmak lazım.
    Öncelikle bazı şeyleri tekrarlayıp onun üzerinden gitmek istiyorum. Dalga fonksiyonunu çökmesi belirli bir kütle çekimi ile oluyor. Bu durum bir şablon oluşturuyor. Şablon bize anlamlı görünüyor, çünkü bu karmaşık desen belli yerlerde durmadan tekrar edip duruyor ve biz bunları evrenin yasaları olarak yorumluyoruz. Bir de microtubule'lerin dalga/parçacık durumundan yararlanarak bilgi iletmesi durumu var. Buraya kadar her şey güzel.
    Bu durum üzerinde bilinç tanımı nasıl yapıldı onu anlamadım. Bilincin bu bilgi aktarımındaki belirsizlik ilkesinden dolayı oluşan rastgelesellik olması tanımını kabul edemiyorum. Bilinç derken umarım gözlemcinin içinde bulunduğu durumdan bahsediyoruz çünkü ben bilinci o şekilde algılıyorum. Gözlemcinin deneyimleme deneyimidir benim için bilinç. Gözlemcinin deneyimlediği şeyin doğruluğu ile ilgilenmiyorum ki bu konuda yargıya varamayacağımız zaten aşikar.
    "Evrenin her yanında dalga parçacık ikiliğinden yararlanılıyor, beyin bunu sistematik bir şekilde yapıyor ve buna bilinç diyoruz." 1) Bu ikilikten yararlanma durumunun bilinç durumunu nasıl oluşturduğunu anlamadım. Yani bu sonuca varılabiliyorsa, o sonuca vardıran aşamaları da bilmek isterim. 2) Bunu kabul ettik diyelim. Benim bilinç algıma göre bu sefer evrendeki her şeyin bir bilinci, deneyimi olmuş oluyor. Sistematik olup olmaması sadece deneyimi zenginleştiriyor. Fakat işte yukarıdaki tanımı doğru bularak devam edemiyorum. Hatta bilincin kütle çekimi ile alakası olsa da, ona bağlı olmadığını düşünüyorum. Beynimiz şu anki şablonun örüntülerini yorumluyor oluşu, sonsuza dek böyle olacağı manasına gelmiyor. Şu an buna maruz kaldığımız için şu an böyle de olabilir. Üzerinde işlem yaptığımız bu evrenin yok olduğu durumlarda gözlemci dediğimiz şeyin yok olacağına dair bir şey söyleyemeyiz. Bu sefer içinde bulunduğu yeni durumlara göre deneyimleri değişkenlik gösterebilir. Belki düşünebilme gibi bi bi durum gene oluşabilir ancak bu seferki düşünebilmeden kasıt bildiğimiz düşünmeden tamamiyle farklı olabilir. Bu kısımları iyi anlatabildiğimi düşünmüyorum ama elimden de başka bir şey gelmiyor.
    Yeni sezonunun iyi geçmesi ve Nebuch karakteriyle daha iyi başa çıkman dileğiyle...

  • @poladqadasov7841
    @poladqadasov7841 6 ปีที่แล้ว +2

    1'in mantığından: 1 bir kümenin elemanı diğilse, bir küme olmak zorundamı?

  • @miraiatc
    @miraiatc 6 ปีที่แล้ว +3

    Merhaba nebuch bey, çok karakterlilik ve ego arasında bir ilişki olduğunu düşünüp düşünmediğinizi soracaktım. Çok karaktetli insanların karakter değiştirdikleri durumda özgür olmadıklarını düşündüklerini fark ettim, daha çok olan olaylara kafalarının içinde bulunan bir başka şahıs veya şahıslar olayları gerçekleştirmekte ve bu da bahsettiğiniz ego kavramı ile kısmen benzer. Sizce bir ilişki var mı yoksa bağımsız şeyler mi

  • @belkidecom564
    @belkidecom564 6 ปีที่แล้ว +1

    “Nebuch ağabeyimize biz varken kimse karşı argüman üretemez kardeşim , karşısında bizi bulur , abimizin dediği doğrudur nokta , karşı argüman üreteni bizzat ben döveceğim “
    Şaka şaka , karşı argüman üretin de gelişelim , birbirimizi daha iyi anlayalım , hatalarımızı görelim , bağnazlıktan kurtulalım .
    Nebuch abi saygılar 🎈

  • @shrlckhlms2165
    @shrlckhlms2165 6 ปีที่แล้ว +1

    🛡🛡🛡🛡🛡

  • @hakanakdeniz2855
    @hakanakdeniz2855 6 ปีที่แล้ว

    Son güzergahımız olan mantık ve elemetlerin mantık üzerinde buluşmasının gerek entropik gerek safsata diyebileceğimiz konular ve çerçeve arkasından olagelen klasik bakış açılarımızın sonuna geldik bu yardım çağrısıyla.
    Gözlemci tarafından gelen bilgiye göz dikmemiz ve ya beraber iş ve geliştirilebilecek bilgiyi talep etmemizden ötürü yaşadığımız bu mental durağanlığımızın başlamadan bitmesini mi talep etmeliyim bende artık bilemiyorum.
    Gerçek ve gerçeklik yaratımımızın ve ziyafetimiz engelsiz entropisiz bi ortama taşınması ihtimalide çok yakınlaşmış bi olasılık..
    You know.
    Başından itibaren vidyo bitsede yazsam dediğim çok tatlı olan ziyaretçi bilgi konusuda üstteki sarfettikleriminden ötürü bi gelecek bulamadı.
    Elele.

  • @babayagaa9623
    @babayagaa9623 6 ปีที่แล้ว +1

    +Nebuch Aslında ses dalgası ile gözlemciyi sentezlemen çok güzel. Çünkü ses ve gözlemci aynı anda hem vardırlar hemde yokturlar. Bu ne demek. Çıkarılabilecek her sesin bilgisi dalga boyu mevcuttur. sadece gözlemci tarafından belirlenebildiği kadardır.Hiç bir ses çıkarılmayan bir ortamı düşün belli bir süre bir sesin duyulduğunu sonra yine sessizlik olduğunu. Aynı anda hem vardır hem yoktur. Elektronlarda tüm olasılık hesapları gereği alt ve üst yörüngelerin hepsindedirler. Sen baktığında bir elektronun kaybolması gibi bir durum yoktur. Senin farklı bir gerçekliğinde o anda onu izlediği için senden kaybolup onda gözükecektir. Az öncede sende gözüktüğünde diğer gözlemci doğan’da kendine senin şu anda sorduğun soruyu sormaktaydı. Az önce onun kaybolup diğer bir yörüngede ortaya çıktığından bahseder. Şu anda yazmış olduğum bu yazıyıda okuyup okumadığın arasında binlerce olasılık olduğu gibi. Ama asıl sorulması gereken soru başkadır … +Nebuch

  • @barsyldrm5696
    @barsyldrm5696 6 ปีที่แล้ว +2

    Bu arakdaş gerçekten ilginç biri. Yürüdüğü Yolda Etrafında Es geçtiği noktaları Dışarıdan bakanlara soruyor. Yani düşünmeye önem verenler için iyi bir yöntem.

  • @kartalkaya2855
    @kartalkaya2855 6 ปีที่แล้ว +1

    Gözlemci paketini varoluş bilinci ve insan dahil tüm hayvanların aynaya verdiği tepki ile yapılan bilinç testlerini inceleyerek sunmalıydın. Ayna ve canlıların aynayı gözlemleyerek elde ettiği veriyi, aynanın öncesinde canlıların suya bakarak elde ettikleri veriden ele alacak şekilde anlatmalısın. Ardından bireyin yansımasına verdiği tepki ile "toplumun" aynasına verdiği tepkiyi anlatmalısın. Toplumun aynasının ne olduğundan ve bireyin toplumu gözlemleyişiyle toplumun bireyi gözlemleyişi esnasında kullandığı (organlar dahil) tüm araçlardan bahsetmelisin Doğan.
    Teşekkürler

  • @godryuzaki330
    @godryuzaki330 6 ปีที่แล้ว

    1 in mantığı ve anlam videolarını birleştirerek söyle bi düşüncem var: 1 i ontolojik olarak kısaca var olarak ele alırsak 0 ı ise yok almamız lazım ve buna budist mantığını uygularsak var ve yok un arasında başka kümelerinde olması gerekir,ama daha böle bişeye daha rastlamadık yada rastgeldik fakat farkında deiliz:Örneğin Karanlık enerji gibi var olduğunu biliyoruz ama etkileşime giremiyoruz, ölçemiyoruz, tartamıyoruz fakat anlamlandırabiliyoruz ama hiç i anlamlandıramıyoruz ve de bence Evrenin kendisi Anlamlandığımız ve anlamlandıramağımız şeylerle beraber bi bütün ve total olarak Evrene anlam vermek yada anlam vermemek gibi bir şey söylemeyiz çünkü 2 sinin dışında birşeydir evren bence, çünkü aslında evrenin kendisinin bi anlamı yok kendimizi soyutladığımızda fakat hepimiz anlamı varmış gibi davranıp yaşıyoruz çünkü böyle evrimleşmişiz ve sınırlarımız büyüdükçe anlam vermemiz gereken şeyler artıyor ve buna bağlı olarak da anlamın miktarı da artıyor,fakat bir ölümsüz bi canlı olduğunu düşünün milyarlarca sene önce üstüne oturduğu taşın onun için bi anlamı olabilir mi? bence olamaz ve dolasıyla da anlamın olmadığı bi yaşam da mümkün yada 3,4 ihtimallerin olduğu bi evreni kavrayışı

  • @wercestbeautiful8571
    @wercestbeautiful8571 6 ปีที่แล้ว

    Çok kültürlü değilim açıkçası bu kanalı da daha şimdi gördüm ve ilgimi çektin açıkçası o yüzden kültür konusunda pek bir şey yapabileceğimi düşünmüyorum ama hislerimi ve duygularımı söylerim. ( bu arada böyle bir video atman kendini geliştirmeyi onemsedigin anlamına geliyor ben de aynı şekilde matematik çözerken zor sorularda eğleniyorum

  • @GoBrr6
    @GoBrr6 6 ปีที่แล้ว +1

    Nebuch senden istediğim Sümer tabletlerini incelemen gerçekten çok şaşıracaksın bilmiyorum okudum araştırdım hala araştırıyorum dini kitaplar zaman icinde bozulmuş ve de bu şeylerin hepsinin akla ve mantığa yatan açıklaması var bilgiler nekadar doğrudur orası tartışılır bakmana değeceğini düşünüyorum saygılar beni sorgulamaya iten adam...

  • @aysenureroglu8115
    @aysenureroglu8115 5 ปีที่แล้ว +1

    Felsefe benim bildiğimden daha da genişmiş

  • @omerzerenuz6184
    @omerzerenuz6184 6 ปีที่แล้ว +6

    Suça ortak olmak istemem.
    Öncelikle senin gibi bende felsefe veya mantık eğitimi almadım o yüzden ne kadar kale alırsın bilemeyeceğim. Hepsini tek tek incelemek ve üzerine düşünüp, aslında şu daha doğru bir yaklaşım olur demek kapasitemin çok üstünde olurdu. Bu yüzden ben de sadece 1'in mantığı videosunu - kendisini çok severim - izleyip bazı çelişkiler veya eksiklikler aradım.
    Öncelikle şu ilgimi çekti, "Matematikte sonsuz sayı olduğundan bahsederiz, ancak sadece bir tane sayı vardır: '1'. Diğer tüm sayılar birle yapılan iletişimin sonucudur..."
    Öncelikle bunu ilk bir kaç dinlememde bende çok mantıklı buldum ancak bazı noktalarda yetersiz kaldığını fark ettim.
    Aynı cümleyi 4-5 defa dinledikten sonra, "Bir saniye ya, sanal sayıları 1 ile ifade etmek mümkün değil, o sayıları belki reel olarak ifade edemiyoruz ama onlar orda." diye düşündüm.
    Devamında, "Peki reel olarak kabul ettiğimiz tüm sayılar 1 ile ifade edilebilir mi?" dedim. Aklıma e sayısı gibi pi sayısı gibi reel olan ancak rasyonel olmayan sayılar geldi.
    Cümleleri irdeledikçe "Aklıma neden bir?" sorusu geldi.
    Düşündüm. 2 neden değil? 2'yi kullanarakta bütün sayma sayılarını elde edebiliriz veya bütün rasyonel sayılar ifade edilebilir yani ortada tek bir sayı varsa bile buna 1 demek çok adil olmaz.
    Mantık ile yaptığın açıklamalarda oldukça kafa karıştırıcı, Mantığın matekmatiksel işlemler olduğunu söylüyorsun, (bu düşünceyi 1'in matematiğini baz alarak söylediğin için 1'e yapılan işlemler demişsin ki bu da matematikteki işlemlerimiz oluyor)(Mantık ile mantık yorumları iç içe girmiş ve mantığı evrenden bağımsız hep orda olan bir şey olarak ele almışsın)
    Aristocu mantığı anlatırken "1 ile 0 arasında olacak şeyler sadece 1 ve 0'den ibaret şeylerdir." demişsin. Buradaki "şey" benim anladığım kadarıyla etkileşim manasına geliyor. Daha öncesinde de mantığı açıklarken matematik işlemleri demiştik. O zaman burda müdahale etmeliyim ki 0 ve bir arasındaki bir işlem bizi sonsuza götürecektir ki ne demek istediğimi tahmin etmişsindir. Bölme işlemi burada bir sorun oluşturuyor.
    Bulanık mantığı açıkladıktan sonra birin bir eleman olamayacağından bahsediyorsun. Burda yapılan işlemleri bir eleman olarak neden almadığın sorusu geliyor aklıma.
    Son cümleler de çok iddialı gelidi bana ama şu an etrafımda beni engelleyen çok şey var düşünemiyorum.
    Bir hatam olduysa, aramızda kalsın.
    hee son bir şey, Bence mantık: düşüncenin uygulama alanıdır.

    • @devabicer6571
      @devabicer6571 6 ปีที่แล้ว +1

      sanal sayılar da 1 ile ifade edilebilirler çünkü sistemsizlik olasılığı 1 üzerinedir örneğin e sayısı 1/0!x1/1!x1/2! diye gider,aynı şekilde pi sayısının da böyle bir sistemi olmak zorundadır şu an ifade edememiş olsak dahi,eğer olmazsa basitçe pi sayısını tanrı ilan edebilirsin(şaka yapıyorum).Neden 2 değil çünkü 2 sayısı 1 sayısının kendisi ile 4 işlemi x sayıda yaparak ortaya cıkardığı bir sayı,1 ile y sayıda 4 işlem yaparak her sayıya ulaşabilirsin,yani en temel sayı 1'dir,0 ile istediğin kadar 4 işlemi yap yine 1 sayısına ulaşamazsın,o yüzden 0 sayısı 1'in 4 işlemli alt kümelerinden birisidir,bunu varlık düzeyine çeker ve 0 için yokluk 1 için varlık dersek,varlık olmadan yokluk olmaz demiş oluruz aristocu mantık üzerinden.

    • @omerzerenuz6184
      @omerzerenuz6184 6 ปีที่แล้ว

      deva biçer pi sayısının ifade edilebileceğini sanmıyorum ama onun dışında, sanal sayıları 1 ile ifade etmek mümkün olamaz eğer ifade edebilen varsa buyursun, bir sayının karesinin negatif olmasından bahsediyoruz. 2 konusuda söyle eğer biri bir küme olarak alırsak ve diğer sayılar 1den elde edilen alt kümeler ise burda ciddi bir tezat var çünkü bir 2 ile 1i ifade edebiliyoruz yani alt küme denktir üst küme gibi bir sonuç çıkıyor. Yani 1 sayısından Tum sayılara gidilebiliyorsa bu herhangi bir sayıdan başka herhangi bir sayıya da gidilebileceği anlamına gelir. En azından ben böyle düşünüyorum.

    • @tunacuma
      @tunacuma 6 ปีที่แล้ว +1

      Mantık konusunu iyi anlayamadığını düşünüyorum orada şey derken önermeleri bahsettiğini düşünüyorum mantıkta 1 doğru 0 yanlıştır ve mantıktaki işlemler matematikten daha farklıdır

    • @tunacuma
      @tunacuma 6 ปีที่แล้ว +1

      Ayrıca mantık düşünceden önce de vardı mantık bariz matematiğin uygulama alanıdır

    • @tunacuma
      @tunacuma 6 ปีที่แล้ว +1

      Mantık hakkındaki fikrimi tam olarak yansıtamamış olabilirim birkaç farklı kaynaktan okursan daha iyi anlarsın

  • @husnuhusnu2242
    @husnuhusnu2242 6 ปีที่แล้ว +1

    1 in mantığına karşı argümanım.
    lisede felsefe hocam felsefeyi anlamamız için tahtaya 1 yazısı yazdı ve bu nedir? dedi. bizde 1 dedik. nerden biliyosunuz. kim öğretti belki başka bişey dedi.
    bence 11 sezon da 1 in mantıksızlığını ve hayatı anlamakta çektirdiği güçlükleri anlatmak gerek. Başka bir videonda birşey doğru olduğunu anlamanın yolunun kullanılabilir olduğunu söylemiştin veya öğle bir görüş var demiştin. normal günlük matematikte kullanılabilir. ama iş felsefeye ve hayatı anlamaya gelince son derece kullanışsız.

  • @kamilallaz2743
    @kamilallaz2743 6 ปีที่แล้ว +1

    bana ulasa bilirsen beraber bir seyler ede bilerik farkli ve farkliligin en ust katindan bir farkililiktan soz ediyorum deyerlendirmek sana kalmis. k.i.b

  • @bofur2727
    @bofur2727 6 ปีที่แล้ว

    Şu an sunacağım anlatının bir karşı argüman mı yoksa bir destekleyici argüman mı ya da arada bir argüman mı olarak tam anlamda yerini bilmiyorum. Bunu takmayarak anlatmak gerekirse, 1'in mantığına şu şekilde yaklaşma niyetindeyim: Fuzzy Logic'de olduğu gibi 1 ya da 0 ya da bu ikisinin arasındaki 2 diye tanımlanabilecek başka bir aralık aramak yerine 0'ın varlığının imkansızlığı üzerine konuşmak istiyorum. Öyle ki: Daha sonra birçoğunun çözemediği ve Parmenides'in ortaya attığı söylenen"yokluk" kavramının imkansızlığı üzerine, yokluğun ancak ve ancak varlığın kazınması ile ortaya çıkan bir kabul olduğu ve herhangi bir kavramın, konseptin, hayalin, oluşun ve kısacası herşeyin "yokluğundan" asla bahsedilemeyeceğini ve eğer bahsedilirse bu durumda yokluğun var olmasından bahsetmek olacağını, bunun da temellendirilemeyecek bir düşünce olacağından bahsedilir. Bu durumda Orta Dünya'nın yokluğundan bahsetmek ne kadar delice... Hem de öyle ki bu delilik bir arkadaşının ejderhası olduğunu söylemesi ve birazdan kahve içtikten sonra ona binip eve gideceğini iddia etmesinden pek de farklı değil... Çünkü birşeyin var olmasından bahsedilebilir ve yokluk kavramı kendi içinde "var" olmasına müsade ettirmeyecek bir iç dinamiğe sahiptir. Dolayısı ile 1'in olduğu durum geçerlidir veya 1'in geçerli olduğu başka durum geçerlidir veya başka bir durum... Yani bir devrede 5V gerilimin olması mümkündür ama olmaması mümkün değildir. Elektron çokluğunun olmamasından bahsetmek yanlış bir yaklaşımdır. Çünkü orada bahsedilecek elektrondan farklı temel parçacıklar onun yerini almıştır yani bu durumda yine state 1'dir. Ama bu sefer belki de müon ve gravitonlar için...

  • @T-mert
    @T-mert 4 ปีที่แล้ว

    Bu adamin konusmasina nolmus, sadece merak ettim, baskili falan konusuyor nerenin aksani bu

  • @mg8643
    @mg8643 6 ปีที่แล้ว +1

    Aslında sayıları mantıklı ve variable yapan 0 dır 1 değildir, sebebide geometridir demek istediğim konumdur. En basit örnek olarak Greenwich başlangıç meridyeninin geçtiği yerdir ve 0 kabul edilir ve diğer meridyenler ona göre variable alır , eğer 0 noktası greenwich olmasaydı örneğin Türkiyenin konumu çoğrafi olarak anlamlı değildir (harita düzleminde). Buna bakarak örneğin yirmi sayısı düzlemde bir noktaysa ki öyle sayılır; 0 sayısı yani orjin belirtilmediği sürece 20 sayısı 0 dır. İki variable gerekir biri diğerine göre her zaman 0 dır : İzafiyet Teorisi. Yani demek istediğim orjinsiz - 0 - sız herhangi bir değer değer olarak sayılamaz. Saygılar efendim ...

    • @erdenizkolay392
      @erdenizkolay392 6 ปีที่แล้ว

      Yani 0 üzerinden aldığımız referans sayesinde tüm diğer sayılar değer kazanıyor mu demek istiyorsunuz?
      Bu dediğiniz Geometrik açıdan çok mantıklı fakat "matematiksel mantık" açısından düşününce yine tıkanıyorum.

  • @gunesorsal7748
    @gunesorsal7748 6 ปีที่แล้ว +3

    Bir elması ancak başka bir elmas parlatır. Bu yüzden Buda bile bir süre sonra öğretmenlikten sıkılır ve kendi eşitini arar. Bu yüzden Mevlana Şems'i sever ve gidişine büyük üzüntü duyar.

  • @mertunsaldi4021
    @mertunsaldi4021 6 ปีที่แล้ว +1

    Bence orijin uzayındaki temel yanlış doğru ve yanlış bilginin olması. Doğru ve yanlışın var olduğunu düşünmüyorum bu iki kavram her durumda özneldir tanrısal bakış açısından bakacak olsak bile bana göre bilginin mutlak doğru ve yanlışlığı olmamalıdır. bu yüzden uzaydaki iki net koordinata doğru yanlış kavramlarını atamamızın kendisi mantıksız olacaktır. Çektiğimiz doğrular da aynı şekilde...

  • @yagzyucel8614
    @yagzyucel8614 6 ปีที่แล้ว +1

    Öncelikle orijin uzayı ve ziyaretçi bilgi videon hakkında bir yazı yazacağım bu yazı doğruysa birkaç tane sorun çıkartıyor senin düşüncene . Sen bizim mantık uzayımızı kesen dik bir mantık uzayını göstermiştin . Fakat 3. boyutta olan derinlikte bizim uzayımızı kesiyor olabilir . Yani tüm boyutlar bizim mantık uzayımızı kesiyor olabilir . O zaman da ziyaretçi bilginin bulunduğu bu mantık uzayını bulmak için tüm boyutları incelememiz gerekiyor diyelim ki bu boyutları hepsini bulduk ziyaretçi bilginin mantık uzayının bu boyutlarda bulunduğunu nereden anlayacağız.

  • @orhanay05
    @orhanay05 6 ปีที่แล้ว +1

    iyi güzel diyorsun ama şöle sistemsel bir paradoxa çıkmıyor muyuz sence düşünelim ki bir fikrimiz var ve bir fikrin niteliğini belirleyen en önemli parametrelerden biri bilgidir bildiğin bilgiyle fikrinin derinliği o denli artar. Yanlız şöle bir sorun var neyi bilmediğini bilmeyen bir zihin oluşturacağı fikirde ne kadar derine inebilir veya oluşacak karşı argümanı neyi referans alıp kendini innovative edicek ki .bir tane videonda dediğin gibi ismini hatırlamıyorum bir benliğin ben varım demesi tamamen referansa bağlı bu sadece materyalist boyutta incelendiğinde var ama fikir gibi öznel durumlarda istediğimiz kadar karşı argüman oluşturursak oluşturalım o fikrin gelişimine katkı yada yeni bir pencere asla oluşmaz neden mi çünkü çok fazla yargı merci var doğru yanlış etic etic değil bilimsel inançsal..... o yüzden bir fikrin gelişimi yada büyümesi asla mümkün olamaz o fikir ortaya çıkar yoktan da var olmaz tabi belli bir bilgi birikiminin sonucu olarak ortaya çıkar ve kendi kalıplarını oluşturup kabuğunda kalır.keşke karşılıklı konuşabilinse aslında ama umarım az çok bişi anladın

    • @Nebuch
      @Nebuch  6 ปีที่แล้ว

      yaptığın imla hataları, noktalamayı özellikle virgülleri tümüyle hiçe sayman yüzünden yazdıklarından hiçbir şey anlamadım. bu kadar kalitesiz bir metni çözmeye çalışarak da vakit kaybetmeyeceğim. argümanını doğru ifade edebildiğinde tekrar yaz lütfen.

    • @orhanay05
      @orhanay05 6 ปีที่แล้ว

      bekle beni yazicam @@Nebuch

  • @moriartyjames17
    @moriartyjames17 6 ปีที่แล้ว +33

    Moralin çok bozuk gibi

  • @aimusicturkey.01
    @aimusicturkey.01 6 ปีที่แล้ว +1

    karşı argüman olarak bişey diyemem ama senin de tahmin ettiğin ve her gün düşündüğünü söylediğin şeyler arasında dini dogmalar ve mitoloji sanırım. ve bunun ile ilgili çok argüman alacağından eminim. Umarım takmassın

  • @sukrucelenkoglu3910
    @sukrucelenkoglu3910 6 ปีที่แล้ว +1

    İlk sezonlardaki sana yardım eden tevhid grubu hala aktif mi

  • @devabicer6571
    @devabicer6571 6 ปีที่แล้ว +3

    1 ve 0'ın mantığı üzerine yıllardır düşünüyorum ve fikirlerim varlığı sonsuzluk üzerinden açıklamaya kadar geldi,bunu matematik üzerinden ifade etmek mümkün olmadığı için meta matematiğe kıyısından bir giriş de yaptım(teorik olarak sadece).Bu yüzden şunu söyleyebilirim,karşı argüman yok çünkü 1 ve 0'ın mantığını anlatırken tamamen haklısın ancak sadece "ılık değer" noktasında biraz anlatımın şehvetine kapılmışsın."ılık değer" dediğimiz şey 1 ve 0'ın arasındaki bir varlık değeri olamaz çünkü varlık ya vardır ya yoktur,varlığı var eden ve yok eden yine varlıktır,matematik üzerinden bunu söyledigimiz zaman daha da basitçe 1 olmadan 0 ı ifade edemezsin diyebiliriz.1 ile 1 ve 0 arasındaki sayıları da ifade edebiliriz ancak bu orada bir ılık değer olduğu anlamına gelmez.Meta matematiğin "ılık" değer üzerinden işlem yapabileceğini düşünüyorsun,bence bu yanlış,metamatematik bize sadece sıcak ve soğuk değerlerini açıklayabilir,onun dışında bir işlemde bulunamaz çünkü onun dışında bir işlem yoktur.Aristo mantığı şudur:"matematik sadece fizikselliği açıklayabilir",buda mantığı da:"matematik fiziksel olmayan şeyleri de acıklayabilir".Buda'nın haklı olabileceği bir kısım var ancak budanın bahsettiği kısım orası değil,buda sadece yakın atış yapmış diyebiliriz.Aristonun mantığı tamamen doğru çünkü varlık sayılamaz bir fiziksellik üzerinden oluşur:Sonsuz fiziksellik.1 sayısına sonsuz defa 1 eklersek,sonsuz doğal sayıya doğru yola çıkmış oluruz ancak asla ulaşamayız sonsuz sayısına,çünkü yolculuğun sonunda "ulaşmak" diye bir terim yoktur.Eğer ki 0 dan yola çıkıp daha kücük sayılar ekleyerek 1 e ulaşmaya calışırsak,bu sefer de 1 e ulaşım yoktur çünkü 0 ve 1 arasında sonsuz sayı vardır.Aristo bu sonsuzluğun fiziksel olduğunu iddaa eder,buda ise tanrıcı bir bakış açısı ile yaklaşır.Buradan çıkıp şunu diyebiliriz,buda meta matematiği savunmamıştır,aksine fiziksel bir işlemi(açıklaması) olabilir diyerek 5. 6. işlemlere açık kapı bırakan aristonun ta kendisidir.Budanın söylediği ifadeyi meta matematik olarak alırsak,bu meta matematik tanrı matematiği olur ve 5. 6. işlemler yoktur,çünkü görülmeleri mümkün değildir.Sonsuzdan nasıl 1 e ulaşıldığına dair önemli fikirlerim var ve bunu meta matematik çerçevesine dahil etmiş bulunmaktayım(5. bir işlem bulmadım tabiki sadece teorik olarak) ama bu fikirleri herkesin okuyabileceği bir yorum kısmından ifade etmek istemiyorum.

    • @devabicer6571
      @devabicer6571 6 ปีที่แล้ว +1

      aynı şekilde "ılık değer" doğruluk değeri de olamaz,çünkü gözlemcinin yaptığı gözlem değeri 4 işlemli matematik için her zaman 1'dir.Meta matematik için ise 1 ve 0 arasındaki sonsuz değerlerin tamamıdır.Ama sonsuz olduğu için bir sonu olmamasından dolayı tamamı olması biraz saçma gelecektir,varlık da bu saçmalık üzerine kuruludur,aristo ve buda bu sacmalık üzerine fikir üretmişlerdir,ikisi de bu noktaya kadar doğru gelmişlerdir.

  • @kadir1167
    @kadir1167 6 ปีที่แล้ว +1

    yardım istediği videoları nebuch'dan önce söylemem peki ? bu da mı gol değil hakim bey !

    • @borayagmur6249
      @borayagmur6249 6 ปีที่แล้ว +5

      Başarım açıldı: Yardım istediği videoları nebuch'dan önce söyle

    • @kadir1167
      @kadir1167 6 ปีที่แล้ว

      demek istediğim adamı az da olsa anlayabilmişim :D

  • @muratyoruk5773
    @muratyoruk5773 6 ปีที่แล้ว

    Biraz fazla tevazu yapmışsın ama iyidir,bilgiyi aktarım gücün çok iyi ,bilginde öyle ,senden her mahallede bir tane olsa level atlarız :-)),,ben videolarının %20 sini izledim bu arada fakat araştırmacı meraklı kişiliğin ve sana bilgi paylaşımı yapan bir küçük ekipten bahsettiğin videoyu hatırlıyorum,benim izlediklerimde her argümanı bilimsel karşılığı ile tartışmaya açmanı takdir ettim,ben dahil bir çok kişiye ışık olacak işler yaptın ,tşkkürler ,,öncelikle felsefe yapman için uzman olmana gerek yok ,insanca yaşamanın gereği önce felsefe yapabilmek hangi bilgi düzeyinde olursa olsun kişi ,bu yaşamsal sistem insanlara bunu yaptırmamak üzerine kurulmuş gibi geliyor bana ,sen bile uzmanlıktan bahsediyorsun ne uzmanlığı bir şey konuşmak için uzmana gerek yok ama danışılır ,dinlenir bilgi istenebilir,zamanımızın akedemik camiasının egosunu kaldırırsan oda tabi :-)),,benim izlediğim kadarı ile sen newton fiziği, ile bir çok bilimsel argümanı kullanarak hepimizin sonuçta aradığı şeyi sorguluyorsun ,artık zaman bir çok felsefi,spritüel bilgiyi bilimsel kanıtları ile ,zamanında birbirinden ayrılmış gerçeklikleri birleştiriyor ,sende bilerek yada bilmeyerek öncü olan aydın bir kişisin bana göre,,yapıcı eleştiri almak istediğin konular bazı fizikçilerin kabul ettiği bazılarının etmediği konular ,fakat tüm bilgiyi harmanlayıp harmoni yaptığımızda bir in mantığı fraktal yapı olarak mikrodan makroya var buna spritüel alemdede doğanın yasası denir,ne yaparsan yap buna uydurursun ancak ,fakat insan şeytani zekası ile şu an dünyadada yapılmaya çalışılan şeyler var ,avatar projesi ,zihinsel bellek nakli ve ölümsüzlük üzerine bunlar avuntudur kanımca birden kopamazsın koparsan frekansın stabil kalır gelişim bir an gelir durur benim gözlemime göre teknolojiyi üst düzey kullansan bile sadece araç olur ,önemli olan aracı kullanan kişinin frekans uyumudur,avatarı yapsan ölümsüz olsan bile bir süre sonra ortamın sadece robotu olursun ,fakat bu düşünce insan biolojik yapısına ve yaşayanını yok etme planıda var biliyorsun çok detaya girmeden orjin uzay matematiği ve içinde yaşayanlarına bakarsak aynı yapı kökeni zamanı ve uzaklık algısını hiçe sayarak haberleşebilmekte,,Bir in fraktal yapısı zaten bizde mevcut ,ama uzay ve doğal enerji nötrdür, insan denen varlık ,aslında beden kullanan bu varlık ego kişiliği ile zanni kararlar vererek doğal dengeyi lehine kullanmaya çalışıyor ve dini bilgide bahsedilen şirk olayını yaparak kendine tapıyor ve hizmet ediyor kısaca,evrensel mantığa ve işleyişe bakar isek bu bir uyumsuzluk yaratıyor,en basit mantıkta beden fraktal yapıya göre olsada fiili işleri doğal dengenin tersi yaptırımlarda güç ve kişilik mücadelesinde ,doğal yaşamsal akışta olanları tenzih ederim bu durumdan ,peki bu beden nasıl oluştu esas soru bu ,darvin yaklaşımı kanıtlanmadı ara form yapılar yok vs.,bu mükemmel biolojik yapı bilinen dünyadaki canlı türlerinden ayrı olarak en zeki yapı olmakla birlikte karbon yapıdan bu dünya bilinen elementleri bünyesinde toplayan maddesel yapıda ,sümer tabletlerine ve yaratılış mitlerine göre bir müdahale söz konusu gerçeğide var en azından şüpheliyiz,kozmos nötr gözüküyor fraktal yapı kendini kopyalıyor gibi ama kopyalanan yapı insan bedeni uygulamalarında doğal akışa uymuyor ,evrenin yaklaşık 14 milyar yıldır var olduğu insanın sapiens formunun 200 bin yıl dır varlığıda ayrı bir sıkıntı ,mantıksal akışa göre biz bin yıl sonra ulaşacağımız teknolojiyi kendimizi yok etmez isek :-)),, ancak hayal edebiliriz ,uzak uzay seyehatleri yaptığımızı ve karşılaştığımız yaşam formlarına genetik müdahale yaparak çeşitlendirmek geliştirmek isteyebiliriz peki biz oradan ayrıldıktan sonra daha gelişmiş bizden binlerce yıl ileri teknolojide olan bir medeniyet orayı ziyaret edip benzer işler yapabilirmi ?evrenin büyüklüğü ve zaman periyodu içinde mantıklı olabilir ,dolanıklık teorisine ve sicim teorisine göre aynı yapı nerede olursa olsun mesafe olarak anda iletişim kurduğuna göre müdahalede bulunan varlık gurubu ile direk iletişimde olacaktır ,biz buna telepati ,yada ilham falan diyoruz,bazıları direk bilinçle iletişim kurulduğunu iddaa ediyorlar,,bende katılıyorum ,kendi deneyimlerim var ,ok peki gözlemci etkisi nedir?bu halde nörolog bir dr tarafından yayın yapıldı o nöroloğun testlerine göre bir fiili yaptırım durumu beyin görüntüleme cihazlarına göre altı sn önce karar verilerek yapılıyor ,bu avatar beden eskimiş :-)) ,, bundan benim şahsen çıkarımım şu,fraktal yapının bedensel uyumu çabasında kozmosun daha daha suptil titreşimine uyumlanmak için oluşturulmuş avatar bir bedende o bedenin deneyimsel uyumunu kayıt eden bir sistem oluşturulmuş ,,bu çözümsel teknolojik bir buluş ,bizim şu halimizden milyar yıl sonraki bir teknolojiye sahip varlıklar olabileceği fikri acayip değil evrenin zamansal çapını düşününce,amaç doğal dengeye uyumlu titreşimsel frekanslara erişmek ve bunu deneyimsel bedeni kayıtlara sokmak ,çünkü bu kayıtlar hem sistemsel hemde yaratımsal yenilikler içermekte kanımca ve yaratıcı bilinmemekte ,takip edilmekte bence ,,din ve benzeri öneriler ,meditasyon,yoga falan bizi yaratanların bu bedenleri kullanarak kozmosun bilinmeyen titreşimlerini çözümlemek için kullanıldığını düşünüyorum,şahsen niye bu sıkıntıyı çekeyimki bir araç kullanırım,soru şu olur ben kimim ,kimin avatarıyım yada ben O muyum ,sevgili dostum iyiki varsın ,iyi çalışmalar ,pek istediğin gibi şeyler yazmadım ,benim görüşümde bu yönde senden faydalanmaya devam edeceğim ,iyi çalışmalar..

  • @anilakyol
    @anilakyol 6 ปีที่แล้ว +1

    ben bu kanalı niye daha yeni görüyorum ya allah da beni kahretsin

  • @semihcapuk592
    @semihcapuk592 6 ปีที่แล้ว +1

    ''Bağlam''
    Merhaba dostum başlamadan önce şunları söylemeliyim herhangi bir felsefi yada sosyolojik bir geçmişin yok 6 senedir üniversitede matematik okuyorum yalnız hala ikinci sınıfım neyse
    Öncelikle anlam videosunu 3 lemekle ilgili çok ilginç çünkü ben çıkarımlarım sonucu şunu fark ettim herşey hiçliğin arasında önce tek sonra ikili sonra ikiden fazla olduğunu kabul ederek ilerliyor ve sonra yok oluyor ,tekrar insanı ele alırsak çocukken tanrı ona yeter tüm cevaplar için ancak ergenlikte ikilik içinde kalır ve erginlikte ise hayatın 2 den fazla olduğunu görür. sen birin mantığını da düşünün demissin ona bakmadım eskiden izledim ama bağlam ve anlama baktım şuan bunla ilgili birşeyler yazmak üzereyim(kitap babında) ve konu ikili ilişkilerden başlayıp sonu gelmeyen bir tanrı ego arasında kalan bİr denkleme dönüştü bu tanrıyı da sınırlandirmani istemem bununla birlikte şunu fark ettim insan,
    5n1k duymuşsundur ne ile başlar ve kim doğru sıralanır, bende öyle en azından fark ettim ki kim den Sonra ne zaman sorusu gelir yani ego zamanla var olur buradan uzaklaştıkça sırayla nerede nasıl neden ve son olarak ne yani senin sorun bağlam geliyor bunun bahsettigin ilk 150 yıldaki ne cevabından daha büyük bir bağlamında parçası olma isteği sonucu insanlığın anlamı kaybettiği ni düşünüyorum neler yazdığımı tam bilmiyorum genelde konuyu başladığım gibi devam ettiremem ancak eğer ilgini çektiyse senle biraz daha derinlemesine konuşmak isterim burda yalnız ilgini çekecek kadar yada şuan aklıma gelen kadar yazdım ulaşmak istersen herhalde burada birşey vardır özelden mesaj yada altına yorum dediğim gibi ilgini çektiyse ulaşmanı isterim
    Eyvallah..

  • @murattemel8733
    @murattemel8733 6 ปีที่แล้ว

    Sevgili dostum öncelikle Sokrates'in "bildiğim tek şey hiç bir şey bilmediğimdir." sözünü hatırlatarak başlamak istiyorum, çünkü şuan içinde bulunduğumuz sembolik düzlem sadece imajların öznenin algısında zaman mekan içerisindeki tekrar tekrar şekillenmesiyle oluşur. Bu da demek oluyor ki hiç bir zaman bir şeyin doğruluğu yada mükemmelliğinden söz edemeyiz çünkü o öznenin algıladığı şekliyle görülür, bu bir yandan da mükkemle ulaşılamayacağını ama her an mükkemmel an olarak yaşayabileceğimiz anlamına gelir, bunun da ötesinde hepimiz aslında tanrıyız ancak farkında değiliz ki biz henüz doğmamış olanız anne karnındaki bebeğiz ve o bebeğin rüyasıyız ve her gece uyuduğunda içinde olduğun karanlık anne rahminde gerçek olduğun yere döndüğün an ve bu evren de bunun bi sembolik yansıması yaşayacağin ve yaşıyo olduğun herşey o bebeğin rüyası ve sen öldüğünde o bebek doğmuş olcak yani sen gözünü yumduğunda bu o bebek gözünü açıcak ve senin şuan dünyada yaptığın herşey aslında sana doğmadan önce kim olucağını inşaa etme fırsatı veriyor. Dolayısıyla sana doğmadan önce hangi algıda olucağın seçimi sunuluyor ve bunu tam da şuanda sen inşaa ediyorsun.Burda gözlemci videona cevap olarak da şunu söyebilirim ki sen aslında sadece sembolik bir düzen içerisindeki bir gözlemcisin ve etrafındaki hayatındaki gördüğün herşey sembolik bir değer taşıyor hatta aynada gördüğün sen bile çünkü bu sembolik düzen ortadan kalktığında sen de tüm kavramlardan muaf hale geldiğinde tanrısın. Yani gözlemci çift yarık deneyinde ki değişimin sebebi tam olarak senin orda olmadığın an da zamanın akmıyor oluşu yada o sahnenin yaşanmıyor oluşu yada daha önce yaşanmış oluşu da denebilir.

    • @murattemel8733
      @murattemel8733 6 ปีที่แล้ว

      kütleler ve kütlelerin zaman da yarattığı gerilmeyi de sembolik olarak düşünürsen herşey algısal düzlemde başka şeylere refer ediyor.

  • @hikmat_hmdl
    @hikmat_hmdl 6 ปีที่แล้ว +1

    Moral Nihilismi yorumlarken, etik ve ahlak ayırımı yapmamışsın. İkisini etik adıyla yuttutmaya çalışmışsın) Nietzsche hayatta kalmaya hizmet edenlerle (etikle), ahlak arasındakı farklılığı ön plana çıkarmayı söyler hep. Ahlak felsefeden bağımsız kurallar sistemidir. Moral Nihilism ise sırf etikle alakalı.

  • @muratozkan5833
    @muratozkan5833 6 ปีที่แล้ว

    O^na sor levhi mahfuzdan seninle harmanlasin karşı diğer argüman arayışı bütün bilgini kirletir, bu da doğruya götürür ama kısmen ve şüpheli kalır . O kim bilmiyorum kaynak ismi levhi mahfuz olmaya bilir ismi kulağa hoş geliyor yanlızca tabir. Başarılar

  • @furkan1oez
    @furkan1oez 6 ปีที่แล้ว +1

    Abi amacın ne hiç düşünmedim amacının ne olduğuna çünki konuşmaların benim senin amacının ne oldugunu düşündürtmüyo düşünemiyorum
    Bu soruyu bütün videolar hakkında yani genel soruyorum.

  • @birkandoner4110
    @birkandoner4110 6 ปีที่แล้ว

    İzleyici kaygısı gütmeden izleyiciyle diyaloga girip youtube yorumları okumaya harcayacağın enerjiyi takıldığın konulardaki bilimsel makale ve gerçek bilgi içeren kaynakları okumaya harcarsan belki daha faydalı olur bol şans

    • @moriartyjames17
      @moriartyjames17 6 ปีที่แล้ว +1

      Kanka bunlar felsefi konulara girdiği için makale bulmak çok zor olur

    • @Yuunuus
      @Yuunuus 6 ปีที่แล้ว

      :D

  • @resulcanerol8932
    @resulcanerol8932 6 ปีที่แล้ว +12

    Reis yaradan sormayacak mi niye karşı argüman ariyosun diye?

    • @furkan1oez
      @furkan1oez 6 ปีที่แล้ว +5

      Resul Can Erol karşı argüman araması belki kendi düşündüğünü mantıklı bulması veya doğruyu bulması içindir.

    • @resulcanerol8932
      @resulcanerol8932 6 ปีที่แล้ว +2

      bir gün birini eleştirirken bir de baktım ki kendimle konuşuyormuşum aslında, eksikliklerin hepsi bendeymiş meğer.. senin tasavvuf geçmişin var mi nebuch kardeş burdan var gibi duruyor?

    • @furkan1oez
      @furkan1oez 6 ปีที่แล้ว +1

      Kendinle konuşman burdaki kişilerin senin yorumunu saçma bulması

  • @enesakinci9511
    @enesakinci9511 6 ปีที่แล้ว

    Düşün, ama tek çare kafana sıkman, hayatta bir gerçeklik ihtimali söz konusuysa oda ölüm en gerçek olandır. Senin en son varacağın durak ama sende cesareti olmayanlardansın...

    • @muharremcelik7071
      @muharremcelik7071 6 ปีที่แล้ว

      JASHDKJAHSDLKAJSDLKASHDLAKSHGDLAHJSGDAJHSGDKAHJSGDKAJHSGDAJKHSGDKAJSHGD

  • @jexistrome6848
    @jexistrome6848 6 ปีที่แล้ว +2

    felsefenin bir egitimi yokki ben bir zurafayim al sana felsefe

  • @erdinctasc8870
    @erdinctasc8870 6 ปีที่แล้ว +3

    abi lütfen yapma itü'de okuyorsun

    • @kadir1167
      @kadir1167 6 ปีที่แล้ว +1

      bu bilginin doğruluğu nedir ?

    • @enes1773
      @enes1773 6 ปีที่แล้ว +3

      Hangi bölümde?

    • @hangman289
      @hangman289 6 ปีที่แล้ว

      :D

    • @azrailadana
      @azrailadana 6 ปีที่แล้ว +1

      Yanlış bilgi üniversite okumamış

  • @Alperen_Kayış
    @Alperen_Kayış 6 ปีที่แล้ว +6

    Kendinle fazla savaşıyorsun. Attığımda ilk yorumdur bu, zamanını boşa harcamamak için yazıp yazıp sildim defalarca ama bu son 2 videodan sonra atmamayı doğru bulmadım kendimce çünkü hırpalanmış görünüyorsun.

  • @codename4760
    @codename4760 6 ปีที่แล้ว +14

    Sonunda imana geleceksin nebuch içimde öyle bir his var.

    • @HavhavGevgev
      @HavhavGevgev 6 ปีที่แล้ว +2

      codename 47 nerede orası

    • @mg8643
      @mg8643 6 ปีที่แล้ว +1

      Kişiye göre yakınlık veya uzaklık sağlayabilir. Senin kafandadır yada bilemediğin uzaklıklardadır. İman inanmak demektir; Inancsız olamazsın da zaten ne düşünceye inanırsan inan zaten birşeye iman etmiş olursun. Ateist olduğunda ,tüm tanrılara ve ruhsal varlıklara olan metafizik inançları ve dinleri reddeden; doğruluğuna inanılan gerçekliği inanç yoluyla açıklamayı kabul etmeyen bir felsefi düşünce akımına inanırsa yani iman etmiş olursun, gibi

    • @semihcapuk592
      @semihcapuk592 6 ปีที่แล้ว

      søren kierkegaard 'ın korku ve titreme isimli bir kitabı var Hz İbrahim ile İshak peygamberi anlatıyor okumanı tavsiye ederim sonra kaç kuruşluk imanımızın olduğunu konuşuruz.sevgili kardeşim o iman ki kayboluşta o iman ki yoklukta,alim olanın yolu her zaman hakka..

    • @harunkorgg
      @harunkorgg 6 ปีที่แล้ว

      adam fasörlü sıçıp atmış :)

  • @luciferstarskt5547
    @luciferstarskt5547 6 ปีที่แล้ว

    şamanizm felsefesi ..

  • @samets8644
    @samets8644 6 ปีที่แล้ว

    alsana gözlemci için karşı argüman th-cam.com/video/U4QFDVQOlZY/w-d-xo.html

  • @hasancanyesilay6589
    @hasancanyesilay6589 6 ปีที่แล้ว +3

    Tükürdüğünü yalamak dediğinde aklıma direk. Descartesin aklın yönetimi için kurallar kitabındaki bir cümlesi aklıma geldi abi, oda bu konuda senin gibi düşünüyor.Demişki " Birçok şeyden kuşku duyan kiși bu konulardan bazıları hakkında yanlış fikirler üretmediği surece hic düşünmemiş kişiyle farklı bilgide değildir."