soL Bilim ve Aydınlanma: Karl Popper ve Yanlışlamacılığı

Bilim ve Aydınlanma Akademisi tarafından düzenlenen aydınlanma sohbetlerinde bu haftaki konumuz Karl Popper ve yanlışlamacılığı. Konuğumuz Sercan Kabakçı ile Karl Popper’ın yanlışlamacılık kuramının içeriğini ve yanlışlamacılığın neyi amaçladığını konuştuk. Kıvanç Ünlütürk’ün gerçekleştirdiği söyleşide, yanlışlamacılık kuramının iç tutarsızlıklarını ele aldığımız gibi, bilim tarihinin Popper’ın çizdiği çizgide ilerlemeyişine de değindik. Bununla birlikte, Popper’ın yapmaya çalıştığı bilim-sahte bilim ayrımının gerçekte nasıl olması gerektiğini tartıştık.
Katıl butonuna tıklayıp gücünüz oranında destek olarak daha etkili bir yayıncılık yapmamıza katkıda bulunun!
th-cam.com/users/soLTVKanaljoin

[@murattan6731]

Sercan bey cok güzel ve anlaşılır açıkladı konuyu. Her zaman bekliyoruz kendisini.

[@melihkaraol4826]

Program için teşekkürler, nasıl hiç bir şey bilinemeyeceğini doğrulamış oldu. Başarılar dilerim.

[@sehsuvarsami2274]

Bsm TV nin diyalektik açıklamasını olduğu gibi kopyalayacaktıniz neden tekrar zahmet ettiniz. Link bırakır biz dinlerdik....

[@yucelgunduz1531]

Popper'in yanlışlamacılık örneğindeki kuşun rengi, bir kuşu kuş yapan temel bir nitelik değildir,
ayrıca bilim günümüzde Aristoteles'te olduğu gibi nitelikler üzerine değil değişimin nasıl olduğu üzerine
kurulmuştur. Popper'ın verdiği örnek her iki açıdan daha baştan temelsiz.

[@raskolnikov1147]

Bilimin en temel kabulüdür nedensellik ve Popper bu nedenselliğin ispatlanamadığını anlatmaya çalışmış
Temel nitelik ya da değişim ne farkeder? Bilim temel nitelikleri araştırmıyor mu? Renginin temel nitelik olup olmadığı da sizin kabulünüz. Olmadığını kabul ederek yorun yapmışsınız. Ve Popper'i de konuyu da hiç anlamamışsınız.

[@alvin.prid.]

Sercan Kabakçı'nin akademik backgroundini arastiriyorum, elde hic bir veri yok. Bildiginiz lisans'tan sonra ne master yapmis ne doktora. Varsa lutfen bildirin. Bilim ve Aydinlanma Akademisi uyesi olarak geciyor gecmesine de bu akademiyi hangi bilimsel kurum yada kurulus taniyor? Kendi aranizda "akademi" kurup dergi basiyorsunuz. Yani bilimsel bir kurum ile bir denklik yada baglanti var mi? Akademik yeterliliginiz nedir? Ustelik bilimin "sol"u, "sag"i mi olur. Siz, daha ideoloji ile bilim arasindaki farki anlamamistiniz.

[@firatyildirim2288]

Allah akil fikir versin.

[@emrekoseoglu1266]

"Sol bilim" diye bir şey yok evladım bir tane bilim var. Buna Marx bile gülerdi.

[@mermaid04]

Kapitalizmden ayrı bilim diye bir şey yok evladım. Brecht - Galileo oku da bir daha sana gülmesinler.

[@emrekoseoglu1266]

@@mermaid04 Ne demek istediğini anlamadım. Brecht'in anlayacağını da sanmıyorum. Kapitalizm ve sosyalizm farklı bilimsel yöntemler izlemez. Epistemoloji, felsefeden ibarettir. Akademinin sosyolojisini yapabilirsin. Bu tıpkı üretim araçlarının kimin mülkiyetinde olduğunu tartışmak gibidir. Ama üretim aracının kimin mülkiyetinde olduğu bizatihi üretim faaliyetinin biçimini belirlemez. Benzer şekilde bilimin kendisi her yerde ve her zaman aynı pratiklerle üretilir: Deney, gözlem, mantık...
Sosyalizm ve kapitalizm birer üretim biçimi değildir. Üretim biçimi, avcı-toplayıcılık/tarımcılık/endüstriyel üretim şeklinde kategorize edilir. Sosyalizm ve kapitalizm (teoriye göre) endüstriyel toplumlarda endüstriyel ilişkilerin nasıl düzenleneceğine dair politik formlardır. Şu ya da bu formun hakim olması işçinin (veya bilim adamının) yaptığı maddi ve somut işi, üretimin girdi ve bileşenlerini değiştirmez.
Sovyet teknolojisi vardır. Alman, Amerikan, Japon teknolojisi vardır. Ama Amerikan bilimi veya kapitalist bilim diye bir şey yoktur.
Bu "sovyet bilimi" tezi 1950'lerde ortaya atıldı. Ne Marx ne de Stalin öncesi marksistlerin böyle bir şeyden haberi bile yoktur. Propaganda çabasından ibaretti ve bu saçmalığın günümüze kadar gelebilmiş olması bir komedidir. Türkiye dışında hiçbir marksist çevrede bir geçerliliği kalmamış müptezel bir şey bu.

[@mermaid04]

@@emrekoseoglu1266 “üretim aracının kimin mülkiyetinde olduğu üretim biçimini belirlemez” mi? Brecht burada lal oldu, kapitalizm krizlerinden arındı, gev gev konuşmak bir işe yaramadı

[@emrekoseoglu1266]

@@mermaid04
Üretim biçimleri: Avcı toplayıcılık, Tarım üretim biçimi, endüstriyel üretim biçimi...
Bu kategorilerin hangisi üretim aracının mülkiyetinin kime ait olduğuyla ilgili? Bir otomobil fabrikasında Sovyet işçisi Amerikalı işçiden farklı bir iş mi yapıyordu? İkisi de fabrikada hat imalatında somunları sıkıyor, kaynak yapıyor, makine kullanıyor...üretim biçimi aynı. Yapılan işin biçimi, niteliği aynı. Sosyalizm de kapitalizm de aynı veya eşdeğer üretim araçlarıyla çalışıyordu. Tek fark, miülkiyetin kimde olduğu, ki bu da uygulamada bir yatırım veya tasfiye kararını kimin verdiğinden başka hiçbir şeyi değiştirmez. Sosyalizm ve kapitalizm farklı üretim biçimleri değil farklı politik biçimlerdir. Tarım toplumlarında da politik birim ister uzaklardaki bir başkentte oturan bir imparatorun merkezileşmiş sistemi olsun ister mülkünün sahibi olan ve başında bizzat bulunan bir lordun feodal düzeni, isterse bağımsız bir çiftlik, serf için yapılan işin nitelik ve niceliği değişmiyordu. Ayni teknolojiyle aynı işi yapmaya çalışıyordu hepsi. Üretim biçimi ve üretim koşullarını değiştiren, üretim araçlarının teknolojik gelişimi oldu. Sahiplerinin kim olduğu değil.
Önce Marx'ı doğru düzgün okuyup anlayın, edebiyatçıları hiç etmedikleri laflara hayali şahit yazmaktan daha iyi sonuçlar alırsınız.

[@emrekoseoglu1266]

@@omer3579 Marksizm bir tarih teorisidir.