Maşallah güzel çalışıyor 1968 de sıfır Aldık ben şöförlügü Rahmetli Babamın yanından TM 140 BMC de öğrencileresiniz o yıllarda kamyon Şöför kıymetli idi selam o yıllara
Bizim tanidikta vardı..hararet yapmasından bikmisti..en sonunda orijinalinden daha büyük bir radyotor taktı oldu canavar..hayvan gibi çekişi vardı..hararet görmedi bir daha...
Kim ki kendisinden başkalarıyla uğraşırsa, kendisinden başkalarıyla gezerse, başkalarının ayıplarını, kusurlarını, iyilerini, kötülerini görür de kendisini unutursa, bu ölüdür. Gelelim kendimizi, birliğimizi idrak etmek nasıl olacak? Sen, Hayat-ı llâhî'yi temsil eden deniz dalgası gibi bir dalgasın!.. Hayat-ı liâhi'nin külliyatından kabaran bir dalgasın!.. Kendini altmış okkalık binan olan anasırın, gövden zannetme!.. Sen sırrı ilâhî'yi taşıyorsun!.. insan mevzuunu çözümlerken, Allah'la insanın bir olduğunu, insandan yetkisini, varlığını ifade ettiğini anlamamız gerekiyor. Şimdi gelelim Allah'la insanın bir olduğunu idrak etmek nasıl olacak? Bu gezgincimiz, esas kendimizdir! Gezginci dediğimiz ek bir şey! mi?.. Hayır işte o gezginci dediğimiz esas kendimizdir!.. Meselâ şimdi başka diyara gitseniz. Trabzon, İstanbul vs. oralarda takıldığınız şeylerle oyalansanız. Yanınızda biri size bir söz söylese, işitir misiniz? Hayır. Çünkü orada değildiniz! Anlaşılır ki, işiten de oymuş!. Gövdemiz bir şey işitmeyeceğine göre; "ne idi o, anlamadım." demenizle iş ortaya çıkar ki, esas kendimiz o sırada orada değiliz!.. O halde kendimiz demek, nefsimiz demektir. Tabi oraya buraya, varız ki gidiyoruz. Var olmasak gitmeyiz. Var isek nerden varız? - Temelimiz nedir? - Neyle gidiyoruz? - Nerden nereye gidiyoruz? - Her yerde hazır ve nazır olan Allah'ın başka bir yerine mi gidiyoruz? Kendimiz dediğimiz zaman; kafamız, beynimiz, aklımız, fikrimiz bununla ilişiği değil, çok hassas hislerimizle bunu takip edebiliriz. Görüyoruz ki; mevcudiyetimizin, yani kendimizin bu mevcut olan; ele, ayağa, göze, kaşa da ihtiyacı yok. Kendi kendine gidebiliyor değil mi gideceği yere? Hah, bu beşerle süsleniş, ona iltifattır!.. Yani bu beşerle süslenişimiz, kendimize bir iltifattır! Öyleyse, her şeyi kendi mevcudiyetimizde bulmak ve ihata edebilmek için, işte bu esas kendimizle can noktamıza, mukaddes yerimize rücu edeceğiz. Gönül evimizdeki radyo ile bütün kâinatı bile irtibatımıza alırız. Bu güzelim yaşamak, bu zevkli yaşamak, bu umumî yaşamak kendi mevcudiyetimizde mümkün iken, taşrada haberimiz olmayan hiçbir şey kalmaz. Eğer ibremizi hali hazıra çevirirsek, şu andaki bütün kâinatın muhaberatından haberimiz olur. Yani dünyadaki bütün olaylardan haberimiz olur. Pekâlâ derinliğimizde bu kadar yetki, bu kadar umumî yaşayış, bu kadar neşe, genişlik ve yaygınlık varken, neden kendi gerçek dünyamızdan ayrılıyor, geçici ve zahmetli dünyalarımıza dalıyoruz? Alıştığımız için yine tercih etmeyelim! Başkalarıyla hoşbeş edeceğimize, önce türediğimiz yerle hoşbeş etmeyi, orada aşklı durmayı talim edelim. O zaman alınan nefes, eğer biz aşk dikkatimizde isek, bize aşkların toplamını getirir, yaşatır. Çünkü artık Hayat-ı ilâhî'nin kudretli yerinde duruyoruz, kendimizi gövdemiz zannetmiyoruz. Bu halde, eğer ilim lazımsa, ilim gelir bulur bizi. Çünkü bunların hepsi, can noktasının merkezleridir. Kendimiz bunu yapacağız; gövdemiz, aklımız bunu yapamaz!.. Abdülkadir Duru BENİMDİR İSİM, HERŞEY DE BENİM.. Ben seni sine yaptım ki, sen mi olasın? Seni benden fer'i ettim ki, ben mi diyesin? Sen benim severek giydiğim sinesin, Ben deme ki, benim ile ben olasın... Sefalar süresin, ser olasın, Benimlesin, benim aşkımdır sende... Sen bir örtüsün bende, Ben sende gizlenir, beni ben ederim... Senin benden başka bir şeyin yok işte, Nefes bile almasam... senin kudretin mi var? Arzumu senden işletiyorsam, sen miyim? Sen benimsin, dursam durursun işte, Bendesin, benden ayrılma sen benim işte... Kaynak: Asaran cilt-3 sayfa, 37 Abdülkadir Duru Niçin "ASARAN" DEDİK? ASIR'ları AN'ında toplayan, maddeleri gövdesinde toplu bulunduran, görünenlerin hepsini gözünün ufacık bir merceğinde toplu tutabilen, tatların tümünü topyekün dilinde yaşatabilen; bu kadar büyük, bu kadar cem'al olan insanın bütün kıymeti de dikkatinde toplanıyor. Dikkatin değeri ise, bir AN'da ortaya çıkıyor. İnsanın gerçek anlamda yaşadığı ömrü de, farkında olunarak alıp verilen o bir nefesle bir AN'dır. Bu farktan yoksun gelip-geçen yıllarsa "AH!" edilen ömürdür. İşte "ASARAN" ASIR'ları AN'nında toplayabilen insanın, herkesi o Özlemi çekilen yaşama çağırmasıdır. Her biri bir AN'ın değerini içeren bu dizeler, her okuyanı dikkati oranında AN'ına getireceğini de denemeye sunar. Abdülkadir Duru HUZURLU YAŞAMAK İSTEYEN İNSAN: ▪️Sever sevgi beklemez. ▪️ Takdir eder, takdir beklemez. ▪️ Yardım eder, yardım beklemez. ▪️ Anlayış gösterir, anlayış beklemez. TOPLAMDA: Her insan kendi görüşünü tamam, düşündüğünü doğru, yaptığını haklı, olayları da kendi umduğu gibi ister. Onun için huzursuzluk tabii halde gelişir, devam eder. Bu durumu huzura kavuşuturacak tek şey: Genel ölçüyü bulmaktır. Genel ölçü, insanın öz yaratılışını tanımak ve her ihtiyacını iyi bilmekten bulunacaktır. Abdülkadir Duru.
Maşallah güzel çalışıyor 1968 de sıfır Aldık ben şöförlügü Rahmetli Babamın yanından TM 140 BMC de öğrencileresiniz o yıllarda kamyon Şöför kıymetli idi selam o yıllara
Offf sese bak kulaklarımızı pası silindi ❤❤
Masallah halen çok diri duruyor iyi bir resterasyon sürecinden sonra bir elmasa dönüşe bilir ....
72 model vardı bende hey yavrum plaka 45 el o40 maşallah eskilere gittik 407 diferansiyel tek dingil 15 ton kömür sarıp soma darkale Önen denis madenlerin kömür çekerdik heygidi gunlerim Somali gazkesmes
Bu canavar daha çok iş yapar kıymetini bilene
Maşallah BMC min coğrafyasi düzgün bence 79 veya 81
Sesi çok hoş cok orijinal
Bizim tanidikta vardı..hararet yapmasından bikmisti..en sonunda orijinalinden daha büyük bir radyotor taktı oldu canavar..hayvan gibi çekişi vardı..hararet görmedi bir daha...
Rahmetli dayım vardı model
Yeşil renkli 1974 den1990
Hay sesini seviyimmm
Egzoz patlak, hava hortumu yerinden cikik. Ikisi hallolsa sesi efsane olur
Maşallah tıkır tıkır şalışıyor bu Araç hala gümüşhanede mi
Emektar şuan bizlere emanet. Restore ediyoruz. Gümüşhane merkez yeniden yollarda 🫡
Dızzzzzt....
Biraz yürütseydiniz aracı abii
Kim ki kendisinden başkalarıyla uğraşırsa, kendisinden başkalarıyla gezerse, başkalarının ayıplarını, kusurlarını, iyilerini, kötülerini görür de kendisini unutursa, bu ölüdür.
Gelelim kendimizi, birliğimizi idrak etmek nasıl olacak?
Sen, Hayat-ı llâhî'yi temsil eden deniz dalgası gibi bir dalgasın!.. Hayat-ı liâhi'nin külliyatından kabaran bir dalgasın!..
Kendini altmış okkalık binan olan anasırın, gövden zannetme!..
Sen sırrı ilâhî'yi taşıyorsun!..
insan mevzuunu çözümlerken, Allah'la insanın bir olduğunu, insandan yetkisini, varlığını ifade ettiğini anlamamız gerekiyor.
Şimdi gelelim Allah'la insanın bir olduğunu idrak etmek nasıl olacak?
Bu gezgincimiz, esas kendimizdir!
Gezginci dediğimiz ek bir şey! mi?.. Hayır işte o gezginci dediğimiz esas kendimizdir!..
Meselâ şimdi başka diyara gitseniz. Trabzon, İstanbul vs. oralarda takıldığınız şeylerle oyalansanız. Yanınızda biri size bir söz söylese, işitir misiniz? Hayır. Çünkü orada değildiniz! Anlaşılır ki, işiten de oymuş!. Gövdemiz bir şey işitmeyeceğine göre; "ne idi o, anlamadım." demenizle iş ortaya çıkar ki, esas kendimiz o sırada orada değiliz!..
O halde kendimiz demek, nefsimiz demektir. Tabi oraya buraya, varız ki gidiyoruz. Var olmasak gitmeyiz. Var isek nerden varız?
- Temelimiz nedir?
- Neyle gidiyoruz?
- Nerden nereye gidiyoruz?
- Her yerde hazır ve nazır olan Allah'ın başka bir yerine mi gidiyoruz?
Kendimiz dediğimiz zaman; kafamız, beynimiz, aklımız, fikrimiz bununla ilişiği değil, çok hassas hislerimizle bunu takip edebiliriz.
Görüyoruz ki; mevcudiyetimizin, yani kendimizin bu mevcut olan; ele, ayağa, göze, kaşa da ihtiyacı yok. Kendi kendine gidebiliyor değil mi gideceği yere? Hah, bu beşerle süsleniş, ona iltifattır!.. Yani bu beşerle süslenişimiz, kendimize bir iltifattır!
Öyleyse, her şeyi kendi mevcudiyetimizde bulmak ve ihata edebilmek için, işte bu esas kendimizle can noktamıza, mukaddes yerimize rücu edeceğiz.
Gönül evimizdeki radyo ile bütün kâinatı bile irtibatımıza alırız. Bu güzelim yaşamak, bu zevkli yaşamak, bu umumî yaşamak kendi mevcudiyetimizde mümkün iken, taşrada haberimiz olmayan hiçbir şey kalmaz. Eğer ibremizi hali hazıra çevirirsek, şu andaki bütün kâinatın muhaberatından haberimiz olur. Yani dünyadaki bütün olaylardan haberimiz olur.
Pekâlâ derinliğimizde bu kadar yetki, bu kadar umumî yaşayış, bu kadar neşe, genişlik ve yaygınlık varken, neden kendi gerçek dünyamızdan ayrılıyor, geçici ve zahmetli dünyalarımıza dalıyoruz?
Alıştığımız için yine tercih etmeyelim! Başkalarıyla hoşbeş edeceğimize, önce türediğimiz yerle hoşbeş etmeyi, orada aşklı durmayı talim edelim. O zaman alınan nefes, eğer biz aşk dikkatimizde isek, bize aşkların toplamını getirir, yaşatır.
Çünkü artık Hayat-ı ilâhî'nin kudretli yerinde duruyoruz, kendimizi gövdemiz zannetmiyoruz. Bu halde, eğer ilim lazımsa, ilim gelir bulur bizi. Çünkü bunların hepsi, can noktasının merkezleridir. Kendimiz bunu yapacağız; gövdemiz, aklımız bunu yapamaz!..
Abdülkadir Duru
BENİMDİR İSİM,
HERŞEY DE BENİM..
Ben seni sine yaptım ki, sen mi olasın?
Seni benden fer'i ettim ki, ben mi diyesin?
Sen benim severek giydiğim sinesin,
Ben deme ki, benim ile ben olasın...
Sefalar süresin, ser olasın,
Benimlesin, benim aşkımdır sende...
Sen bir örtüsün bende,
Ben sende gizlenir, beni ben ederim...
Senin benden başka bir şeyin yok işte,
Nefes bile almasam... senin kudretin mi var?
Arzumu senden işletiyorsam, sen miyim?
Sen benimsin, dursam durursun işte,
Bendesin, benden ayrılma sen benim işte...
Kaynak: Asaran cilt-3 sayfa, 37
Abdülkadir Duru
Niçin "ASARAN" DEDİK?
ASIR'ları AN'ında toplayan, maddeleri gövdesinde toplu bulunduran, görünenlerin hepsini gözünün ufacık bir merceğinde toplu tutabilen, tatların tümünü topyekün dilinde yaşatabilen; bu kadar büyük, bu kadar cem'al olan insanın bütün kıymeti de dikkatinde toplanıyor. Dikkatin değeri ise, bir AN'da ortaya çıkıyor.
İnsanın gerçek anlamda yaşadığı ömrü de, farkında olunarak alıp verilen o bir nefesle bir AN'dır. Bu farktan yoksun gelip-geçen yıllarsa "AH!" edilen ömürdür.
İşte "ASARAN" ASIR'ları AN'nında toplayabilen insanın, herkesi o Özlemi çekilen yaşama çağırmasıdır.
Her biri bir AN'ın değerini içeren bu dizeler, her okuyanı dikkati oranında AN'ına getireceğini de denemeye sunar. Abdülkadir Duru
HUZURLU YAŞAMAK İSTEYEN İNSAN:
▪️Sever sevgi beklemez.
▪️ Takdir eder, takdir beklemez.
▪️ Yardım eder, yardım beklemez.
▪️ Anlayış gösterir, anlayış beklemez.
TOPLAMDA:
Her insan kendi görüşünü tamam, düşündüğünü doğru, yaptığını haklı, olayları da kendi umduğu gibi ister.
Onun için huzursuzluk tabii halde gelişir, devam eder. Bu durumu huzura kavuşuturacak tek şey:
Genel ölçüyü bulmaktır. Genel ölçü, insanın öz yaratılışını tanımak ve her ihtiyacını iyi bilmekten bulunacaktır. Abdülkadir Duru.