Hiçbir şey yapmadan oturduğum ya da uzandığım zamanlar oluyor, toplu ortamda garipsenen bir durum ve evett sürekli harekete geçmemizi isteyen dışsal dürtüler sebebiyle böyle olmalı, sanki sürekli dışarıdan gözlenebilecek bir şey yapmamız gerekiyormuş gibi.
Gerçekten telefonu kitabı her şeyi bırakıp sadece düşünmeye başladığımda içinden çıkamadığım ve beni bunaltan bi takım olayları farklı bi açıdan gördüm. Daha önce hiç bakmadığım bir taraftan. Bunu istemsiz yapmıştım ve üstüne bu video çok iyi geldi. Beyin gerçekten garip bi organ ve böyle özelliklerini keşfetmek muazzam. Emeğiniz için teşekkür ederim. Videolarınızı sindire sindire izliyorum üzerine bir süre düşünüyorum artık. Böylesi çok daha faydalıymış :)
Kelimeler, özlerinde, bir şeyleri ''işaret'' ederler. Güneş dediğimde kimsenin aklında ayak gelmez. Güneşin rengi dediğimde kimse bir kedinin kuyruğunu düşünmez. Bu işaretleri yan yana dizerek cümleleri, paragrafları, yani ''tamamlanmış anlam'' diyebileceğim şeyleri meydana getiririz. Bu tamamlanmış anlamlar çok fazla olduğu zaman ''kelime formatından çıkıp 'duygu' formatına geçeler.'' Okuduğumuz bir kitabı hatırlamaya çalıştığımızda çoğu zaman ''bir duygu ile karşılaşırız, bu duyguyu açıp içine baktığımızda kitapla ilgili hatırlayabildiğimiz her şeyin içeride olduğunu farkederiz.'' Şimdi... En basitinden bir örnek: Hoşlandığım kadına baktığımda hissettiğim duyguyu ''işaret edecek bir kelime yok!'' Var olduğuna inandığım yaratıcıyı düşündüğümde hissettiğim duyguya işaret eden bir kelime yok. Bunlar basit ve büyüteçli örnekler, bir gün boyunca hissettiğim çoğu duyguya işaret eden bir kelime yok. İsimsiz, tanımsız ama ''içten içe ne anlama geldiğini bildiğimiz'' pek çok duygu var. Bu durum sadece ''duygular'' için geçerli değil, ''fikirlerimizde'' duygu formatında varlar zihnimizde. Kurguya başladıktan yaklaşık 30.000 kelime kadar sonrasında henüz yazmadıklarım da dahil o kadar çok içerik oluşuyor ki kafamda, onları artık görsel, ses, 1-2 paragrafla tanımlanabilecek duygular-düşünceler... formatında tutamıyorum; hep bir araya gelerek '' bir duyguyu meydana getiriyorlar. Bende o duygu denizinin içine balıklama atlayıp çalışmama orada devam ediyorum ister istemez.'' İş, yazma aşamasına gelince o duyguları kelimelere döküyorum. Bu yüzden edebiyat okuyun, okutturun; anladığınız, hissettiğiniz şeyleri kelimelere dökerek diğer insanlara anlatamayacak olsanız da ''içten içe bilmek'' hayat kalitenizi artıracaktır.
Analitikliğin ve eleştirelliğin derinliğini kavrayarak düşünme yetisini biraz olsun geliştirebilme gibi soyut, uzun süreli ve kültürle/geçmişle bağlantılı bir sürece müdahale etmenin zorluklarıyla başa çıkmayınca dil gibi görece somut bir nesneye müdahaleyi bir çözümün başlangıcı olarak görmek, pozitivist ve zavallı bir girişim.
Hocam şimdi size hayran olmayalım da kime hayran olalım? 😊😍💙 İyi ki varsınız. 🙏🙏🙏 Keşke benim küçük amcam, küçük dayım filan olsaydınız. Çok seviyorum sizi.
Düşünce konusunu Krishnamurti çokça dile getirmiştir. Kavramsal farklılıklar haricinde hemen hemen aynı şeyden bahseder: düşüncenin zihinsel potansiyeli ve hatta bunun da ötesinde akıl almaz bir enerji ile temas kurmamızı engellediğini söyler. Kendisi düşünceyi zihnin hafızaya verdiği tepki olarak tanımlamıştır. Ona göre düşünceyi dil ve imgeler oluşturur, sanırım burada sizin anlatımınızla kavramsal bir farklılık olmuş. Konu ile ilgilenenlere Krishnamurti ve ünlü fizikçi David Bohm’un yaptığı sohbetlerden oluşan The Ending of Time-Zamanın Sonu isimli muazzam kitabı tavsiye ederim. TH-cam’da videosu var.
💐Cevaplar, çoğu zaman sezgisel ve yargısız durağanlıkta. Kelimelerin karmaşasından uzakta, teknik meselelerin ötesinde özle meşgul oluş, dinlemek ve tanık oluş hali ihtiyacımız olan buluta erişimi sağlıyor. Şeklinde anladım ben🥰, sevgiler.
Hocam valla çok ince nüanslar yakalıyorsunuz. Gerçekten de sürekli okuduğumda zihinsel yapımın yazının yazarına benzemeye başlıyor, neyi okuduğuma bağlı olarak.
Hocam her fikriniz ve "ifa"deniz için çok teşekkür etmek istiyorum. Benim çok uzun zamandır merak ettiğim bir soru var. Cevaba yakınlaşmanın ne kadar zor olduğunu biliyorum ama yine de bu konuda fikirlerinizi merak ettiğim için sormak istiyorum. Tamamen duyma ve konuşma yetisi olmadan dünyaya gelmiş bir insan hangi dilde düşünür? Şimdiden çok teşekkür ederim.
Merhaba Sinan hoca ülkemizde Ekonomi,Tarım gıda su sorunu doğa ve çevre İklim değişikliği ve Deprem büyük hayatı sorunlar bekliyor bunlar için program yaparsanız iyi olur saygılar...
merhaba hocam elinize dilinize saglik. ufak bir rica, kelimeleri sizin gibi etimolojik kökleri ile sade bir sekilde detaylandirip sunan kullandiginiz ve bize kaynak olarak aktarabilecegiz siteler veya baska erisilebilir platformlar var ise sonraki videolarindaniz birinde kisaca bahsederseniz seviniriz. simdiden tesekkürler.
Merhabalar konudan biraz ayrı olmakla birlikte son yıllarda söylediğimi düşündüğüm sözle ağzımdan çıkan söz ya tam tersi yada alakasız oluyor ben farkında olmuyorum tanıdıklarım durumu anlıyor lakin yabancı ortamlarda sıkıntı oluyor bu konuda bilgilendirebilirmisiniz
Bilinçaltı düşünceler ile, bilinçli düşünceler arası farkı, daha doğrusu bu karşıtlar arası uzlaşmayı çözerseniz, sorunun çözüleceğine inanıyorum. Psikoloji kaynaklarından faydalanabilirsiniz.
Çok güzel de ben zihnen imgeleme yapamıyorum. Tek şansım var o da iç monolog. İmgeleyememe sorununu çözme aşamasındayım ama elimde sadece sözcükler var. Bu öneriyi çok iyi anladım. Kelimelerin kavrayabileceği evren sınırlı. Sınırlı şeylerle sınırlı işler yapmak yerine sınırsız olanla ilgilenmek sınırsız yapacaktır. Lakin benim bu şansım yok. Tek şansım okumak, ve yazmak. Bu aptal afantazi durumunu hala düzeltemedim. Ama düzeltme aşamasındayım kendi yöntemlerimce.
#soruyorum hocam kendimde ve birçok arkadaşımda olan bir sorun var. Ders çalışırken, sınavdayken bacaklarımızı sallıyoruz. 3 saat durmadan yapınca insanı epey yoruyor:D Sizce sebebi nedir?
Sinan Hoca'nın bu güzel anlatımını şunlarla zenginleştirmek isterim, ilk olarak şu soru akla gelir: Konuşmak sadece dil ile mi olur? Dile dökülmeyen, zihnin içinde sürekli dönmekte olan sözcük öbekleri de aslında sürekli konuşmak (düşünmek) değil midir? :) Bu konuda bir video çekmiştim, konuya özel ilgisi olanların bir bakmasını öneririm: th-cam.com/video/LGB-locqeiY/w-d-xo.html Default Brain Network'de durabilmek için hiçbir şey yapmadan oturmak, pek tabii çok doğrudur ve bu zihin durumunun başlaması için son derece yardımcıdır fakat kimi zaman yeterli olmaz ve kendi kendimize konuşmaya içeriden devam ederiz. Default Brain Network, başka bir deyişle o 'meditatif' moda geçebilmek için 'hiçbir şey' yapmamak gerekir. Peki, can alıcı soru şudur: Hiçbir şey yapılabilir mi? :) :)
Hiçbir şey yapmadan oturduğum ya da uzandığım zamanlar oluyor, toplu ortamda garipsenen bir durum ve evett sürekli harekete geçmemizi isteyen dışsal dürtüler sebebiyle böyle olmalı, sanki sürekli dışarıdan gözlenebilecek bir şey yapmamız gerekiyormuş gibi.
Gerçekten telefonu kitabı her şeyi bırakıp sadece düşünmeye başladığımda içinden çıkamadığım ve beni bunaltan bi takım olayları farklı bi açıdan gördüm. Daha önce hiç bakmadığım bir taraftan. Bunu istemsiz yapmıştım ve üstüne bu video çok iyi geldi. Beyin gerçekten garip bi organ ve böyle özelliklerini keşfetmek muazzam. Emeğiniz için teşekkür ederim. Videolarınızı sindire sindire izliyorum üzerine bir süre düşünüyorum artık. Böylesi çok daha faydalıymış :)
Kelimeler, özlerinde, bir şeyleri ''işaret'' ederler. Güneş dediğimde kimsenin aklında ayak gelmez. Güneşin rengi dediğimde kimse bir kedinin kuyruğunu düşünmez. Bu işaretleri yan yana dizerek cümleleri, paragrafları, yani ''tamamlanmış anlam'' diyebileceğim şeyleri meydana getiririz. Bu tamamlanmış anlamlar çok fazla olduğu zaman ''kelime formatından çıkıp 'duygu' formatına geçeler.'' Okuduğumuz bir kitabı hatırlamaya çalıştığımızda çoğu zaman ''bir duygu ile karşılaşırız, bu duyguyu açıp içine baktığımızda kitapla ilgili hatırlayabildiğimiz her şeyin içeride olduğunu farkederiz.''
Şimdi... En basitinden bir örnek: Hoşlandığım kadına baktığımda hissettiğim duyguyu ''işaret edecek bir kelime yok!'' Var olduğuna inandığım yaratıcıyı düşündüğümde hissettiğim duyguya işaret eden bir kelime yok. Bunlar basit ve büyüteçli örnekler, bir gün boyunca hissettiğim çoğu duyguya işaret eden bir kelime yok. İsimsiz, tanımsız ama ''içten içe ne anlama geldiğini bildiğimiz'' pek çok duygu var.
Bu durum sadece ''duygular'' için geçerli değil, ''fikirlerimizde'' duygu formatında varlar zihnimizde. Kurguya başladıktan yaklaşık 30.000 kelime kadar sonrasında henüz yazmadıklarım da dahil o kadar çok içerik oluşuyor ki kafamda, onları artık görsel, ses, 1-2 paragrafla tanımlanabilecek duygular-düşünceler... formatında tutamıyorum; hep bir araya gelerek '' bir duyguyu meydana getiriyorlar. Bende o duygu denizinin içine balıklama atlayıp çalışmama orada devam ediyorum ister istemez.'' İş, yazma aşamasına gelince o duyguları kelimelere döküyorum.
Bu yüzden edebiyat okuyun, okutturun; anladığınız, hissettiğiniz şeyleri kelimelere dökerek diğer insanlara anlatamayacak olsanız da ''içten içe bilmek'' hayat kalitenizi artıracaktır.
Gerçekten güzel bir anlatım, eline sağlık
cok hos bir farkındalık bu farkındalıgı bana da kazandırdıgın icin tesekkür ederim🥰
Özümüzü bilgiyle beslemezsek sözümüz anlamsız kalır...
Analitikliğin ve eleştirelliğin derinliğini kavrayarak düşünme yetisini biraz olsun geliştirebilme gibi soyut, uzun süreli ve kültürle/geçmişle bağlantılı bir sürece müdahale etmenin zorluklarıyla başa çıkmayınca dil gibi görece somut bir nesneye müdahaleyi bir çözümün başlangıcı olarak görmek, pozitivist ve zavallı bir girişim.
"Sözümüz vs Özümüz" yine engin dil bilginizi konuşturdunuz hocam.
Farkındalıyan güzel bir uyanma videosu 👍🏻
Biz, eşimle boş boş örneğin denize karşı bakıp otururken ne yapıyorsunuz diyenlere mal mal bakıyoruz derdik.😊 Çok güzel oluyor.
Hocam şimdi size hayran olmayalım da kime hayran olalım? 😊😍💙 İyi ki varsınız. 🙏🙏🙏 Keşke benim küçük amcam, küçük dayım filan olsaydınız. Çok seviyorum sizi.
Düşünce konusunu Krishnamurti çokça dile getirmiştir. Kavramsal farklılıklar haricinde hemen hemen aynı şeyden bahseder: düşüncenin zihinsel potansiyeli ve hatta bunun da ötesinde akıl almaz bir enerji ile temas kurmamızı engellediğini söyler. Kendisi düşünceyi zihnin hafızaya verdiği tepki olarak tanımlamıştır. Ona göre düşünceyi dil ve imgeler oluşturur, sanırım burada sizin anlatımınızla kavramsal bir farklılık olmuş. Konu ile ilgilenenlere Krishnamurti ve ünlü fizikçi David Bohm’un yaptığı sohbetlerden oluşan The Ending of Time-Zamanın Sonu isimli muazzam kitabı tavsiye ederim. TH-cam’da videosu var.
Merhabalar, emeğinize sağlık.
Bebeklikte&cocuklukta ihmalin beyin gelisimine etkisini konu edinmenizi çok isterdim. Sevgiler🌼
Teşekkürler sayın hocam
bu konudan büyük haz alıyorum
💐Cevaplar, çoğu zaman sezgisel ve yargısız durağanlıkta. Kelimelerin karmaşasından uzakta, teknik meselelerin ötesinde özle meşgul oluş, dinlemek ve tanık oluş hali ihtiyacımız olan buluta erişimi sağlıyor. Şeklinde anladım ben🥰, sevgiler.
Sinan Canan hocamız videolarını genellik izlenmeye çalışıyorum
Piaget ve vygotsky nin uzerinde zıtlaştığı konu uzun zamandır merak ediyorumdum teşekkürler
Bunu biraz daha acar mısınız
Dilin,bilinçdışının zenginliğine balta vurması,sanat tasarım mıdır sorunsalını da çözüyor.Baktığın zaman tasarım,bakmazsan sanat.
Sözcükler yağmur damlası düşünceler bir bulut gibi demek istiyor hocamız :)
Hocam valla çok ince nüanslar yakalıyorsunuz. Gerçekten de sürekli okuduğumda zihinsel yapımın yazının yazarına benzemeye başlıyor, neyi okuduğuma bağlı olarak.
Tefekkür...
Hocam her fikriniz ve "ifa"deniz için çok teşekkür etmek istiyorum. Benim çok uzun zamandır merak ettiğim bir soru var. Cevaba yakınlaşmanın ne kadar zor olduğunu biliyorum ama yine de bu konuda fikirlerinizi merak ettiğim için sormak istiyorum. Tamamen duyma ve konuşma yetisi olmadan dünyaya gelmiş bir insan hangi dilde düşünür? Şimdiden çok teşekkür ederim.
Zaten peygamberler de vahiyleri bu şekilde, kendi içlerine kapanarak almıştır. Çok teşekkürler öğretmenim.
💙💙💙
Merhaba Sinan hoca ülkemizde Ekonomi,Tarım gıda su sorunu doğa ve çevre İklim değişikliği ve Deprem büyük hayatı sorunlar bekliyor bunlar için program yaparsanız iyi olur saygılar...
Peki doğuştan sağır ve dilsiz biri için lisan ve kelimeler olmadan zihin çalışması nasıl oluyor o zaman hocam?
evet cok merak konusu cidden
merhaba hocam elinize dilinize saglik. ufak bir rica, kelimeleri sizin gibi etimolojik kökleri ile sade bir sekilde detaylandirip sunan kullandiginiz ve bize kaynak olarak aktarabilecegiz siteler veya baska erisilebilir platformlar var ise sonraki videolarindaniz birinde kisaca bahsederseniz seviniriz. simdiden tesekkürler.
Merhabalar konudan biraz ayrı olmakla birlikte son yıllarda söylediğimi düşündüğüm sözle ağzımdan çıkan söz ya tam tersi yada alakasız oluyor ben farkında olmuyorum tanıdıklarım durumu anlıyor lakin yabancı ortamlarda sıkıntı oluyor bu konuda bilgilendirebilirmisiniz
Bilinçaltı düşünceler ile, bilinçli düşünceler arası farkı, daha doğrusu bu karşıtlar arası uzlaşmayı çözerseniz, sorunun çözüleceğine inanıyorum. Psikoloji kaynaklarından faydalanabilirsiniz.
@@quarizmatic1 teşekkürler
Hocam "idealizasyon" devreleri mekanizmaları yanlışını ilkelini durdurma büyütme yolları konuşabilir miyiz ?
güzeldi
Hocam artık dayanamıyorum size bir soru sormak istiyorum... Rüzgarlı günlerde açık alanda yürüyebiliyor musunuz?
içedönükler bunu beğendi 😃👍
Hocam videolarınızı dinliyorum ama çoğunu anlamıyorum ne yapmam gerek ?
Çok güzel de ben zihnen imgeleme yapamıyorum. Tek şansım var o da iç monolog. İmgeleyememe sorununu çözme aşamasındayım ama elimde sadece sözcükler var. Bu öneriyi çok iyi anladım. Kelimelerin kavrayabileceği evren sınırlı. Sınırlı şeylerle sınırlı işler yapmak yerine sınırsız olanla ilgilenmek sınırsız yapacaktır. Lakin benim bu şansım yok. Tek şansım okumak, ve yazmak. Bu aptal afantazi durumunu hala düzeltemedim. Ama düzeltme aşamasındayım kendi yöntemlerimce.
Dalınca ne oluyor ve neden dalarız
#soruyorum hocam kendimde ve birçok arkadaşımda olan bir sorun var. Ders çalışırken, sınavdayken bacaklarımızı sallıyoruz. 3 saat durmadan yapınca insanı epey yoruyor:D Sizce sebebi nedir?
"Abi içeride ne çok şey varmiş ya" 😄
Ugur hoca neden yok
İngilizce'si olan arkadaşlar için, BigBrain kanalının Steven Pinker videosunu izlemelerini öneririm eğer bu konuya ilgileri varsa.
Hocam ben 10 dakika dursam olurmu ?
😑
😀😀
10:29 lütfen bana inanmayın :)
Sinan Hoca'nın bu güzel anlatımını şunlarla zenginleştirmek isterim, ilk olarak şu soru akla gelir: Konuşmak sadece dil ile mi olur? Dile dökülmeyen, zihnin içinde sürekli dönmekte olan sözcük öbekleri de aslında sürekli konuşmak (düşünmek) değil midir? :)
Bu konuda bir video çekmiştim, konuya özel ilgisi olanların bir bakmasını öneririm: th-cam.com/video/LGB-locqeiY/w-d-xo.html
Default Brain Network'de durabilmek için hiçbir şey yapmadan oturmak, pek tabii çok doğrudur ve bu zihin durumunun başlaması için son derece yardımcıdır fakat kimi zaman yeterli olmaz ve kendi kendimize konuşmaya içeriden devam ederiz. Default Brain Network, başka bir deyişle o 'meditatif' moda geçebilmek için 'hiçbir şey' yapmamak gerekir.
Peki, can alıcı soru şudur: Hiçbir şey yapılabilir mi? :) :)
vaov
Ö
Hâlâ izlemeyenlerden misiniz?
th-cam.com/video/9KmwOMOjJJw/w-d-xo.html