1951 Yılından; Bir Köyümüzden Yaşam Kesitleri!
ฝัง
- เผยแพร่เมื่อ 22 ก.ย. 2023
- 1951 Yılından; Bir Köyümüzden Yaşam Kesitleri!
Köyde yaşam, şehir hayatından çok farklıdır. Aslında her günün aynı olduğu da söylenebilir. Sabah ve akşamları yıllar geçse de değişmez. Bambaşkadır köyde yaşamak. Tüm doğal güzellikler bir köyde mevcuttur. Dereleri, suları, dağları, gölleri, bağları, bahçeleri, havası doğası… Sabah dört sularında başlar köy yaşantısı… “Ne, sabah dörtte kalkmak mı? Biz, o saatlerde uyuyoruz” dediğinizi, duyuyor gibiyim. İlk önce köy çobanları sabahın sessizliğini bozar. “Tabii, siz hani horozlar sabahın sessizliğini bozardı. İnsanlar horozların sesiyle uyanırdı” diyebilirsiniz. Ama onlar filmlerde, dizilerde olur. Köyde çalışan insanlar horozlardan bile önce kalkar.
Yer tandırından yapılmış ekmekleri, çörekleri, eti, sütü, peyniri, yoğurdu, ayranı, yumurtayı, tereyağları tatmadan ve hangisini yaşamadan tadına doyulabilir ki? Bir başkadır köy hayatı. Sessiz, sakindir. Havası tertemizdir. Güneş en güzel oralarda belli olur. Sabahları köydeki horoz sesleri, kuş cıvıltıları, yaramaz çocukları kovalayan köpekler köyü şenlik alanına çevirirler. Hele ki akşam olunca, yıldızlar sanki yerdeymiş gibi görünür… Bu güzelliklerin yanında zorlukları da vardır elbet: mesela şehir hayatının sunmuş olduğu bazı teknolojik kolaylıkları bulamazsınız. Kafalarında hep bir gün sonraki işi düşünürler.
Kışın pek evden çıkmazlar. Hayvanlarını evde bakıp beslerler. Kışı da zor geçirirler. Ahırda baktıkları koyunlar, kuzular, inekler aç kalmaya gelmez. Sanki onlar da kışın sıkılıyorlarmış gibi sürekli “meeleyip, moolayıp” dururlar. Haa! Bir de kar yağınca siz köyün damlarını görün. Herkes kar temizlemeye çıkar dama… Hem dam temizleyip hem de damdan dama muhabbet ederler. Damlara bile çay servisi bile isteyebilirler. Köy insanları yazın ektikleri ve biçtikleri ürünlerden elde ettikleri paraları kışın harcarlar. Soba üstündeki kestaneleri, mis gibi kokusu ile her yere yayılan tarçın çayı, her şeye değer bence… Unutmadan söyleyeyim: şöyle bir şey de var ki; köyde yaşamak ömrü uzatır…
Görüntü kaynağı: İngiliz Film Arşivi
Görüntü düzenleme, renklendirme: AkifTanrıkulu
Planlı kentleşme ve kontrollü nüfus ile harika görünen bir ülke olabilirdik
Onun için üreten veya sömüren bir ülke olmak gerekiyor biz yoksul afrika ülkelerinin bir üst seviyesi bir ülkeydik
Köylü milletin efendisidir,demiş yüce Atamız.💕🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🌲🍀🌳🌿🏠🌾
👍
Ne zorluklar la ekmeklerini kazanmışlar eskiler, büyük babam anlatırdı ama görmek başka oluyor 😢
Emeğinize sağlık çok güzel bir paylaşım ya
Menderes’le beraber ülke kontrolü kaybetti ve şimdiki duruma düştük
M. Kamal biraz daha yasaydi, hepimiz dinsiz alkolik olacaktik !!
İdeoloji Amerikan parasına yenik düştü
Menderes öncesi ülkeyi CHP'li il, ilçe vb teşkilat üyesi bir kaç bin kişi yerken diğer tüm halk perişanken, Menderes sonrası kapital daha geniş çevrelere ulaşmaya başladı, fakir sayısı azaldı, milletin karnı doymaya başladı. Emperyalist güçlerin maşaları darbe yapıp yine aynı kafaları ülkede başa oturtup kapital yine bir kaç bin kişiye devredildi. Her 10-15 yılda bir o kafalar darbeyle ülkenin şirazesini kaydırdı ve hiç kafayı kaldırtmadı bize. Şimdi suçlu o kafaların astığı Menderes oldu öyle mi?
Şehit Menderes in mekanı cennet olsun
Aaaahh mâzi!.. Sağolun.❤
Eski insanların cesur olduğu kadar varmış
Şu müzik ne kadar içe işliyor.
Eski videolara bakıyorumda 1 tane kilolu insanımız yok, okuldan o kadar çocuk çıktı bitanesinde biraz kilo olsa ya; ama şimdi öylemi😢
Ne güzel görüntüler paylaşıyorsunuz teşekkür ederiz ❤️
Köyden kente göç plansız teşvik edilip, ucuz isgucu oldu köylü, çocuklarını kasaba şehirlerde okutmak için büyük fedakarlıklarla.
Ah benim , çilekeş köylúm 🤔
🧿💖
Kötü,yanlış politikalarla köylerin nüfusu hızla azaldı,gençler şehirlere göç etmekte,ekip,bicecek,üretecek nüfus kalmayacak.Tarim,çiftçilik,hayvancılık aileden öğrenilip yapılan iştir.Bu düzen yok edildi.😔🌿🌳🍀🌲🌾🏠🦆🐔🕊️🥔🌹
Fon müziğine hayran kaldım..
Kimdir bilen varsa söylesin lütfen!
The baazar Canon hanu dixit yazarsanız müzik çıkar
@@haticecetiner4048
Çok teşekkür ederim
Nefis bir müzik..
Köylüler takım elbise giyiyormuş be..
Masallah ! Dag basinda bile herkese sapka sart ! Yeter ki takma cesur isen !!!
E hani fötr mecburi diyordunuz, kasket yasaktı ? İşte kasket de var fötr de var şapkasız da var, kim nasıl isterse.
Belgeseldeki kara sabanı kullanan ve ata binen benim dedem yusuf alçın ve babası da büyük dedem zekeriya alçındır. Kahve içilen ev ise ankara ballıkpınar köyünde bizim evimizdir. Burası ankara gölbaşına bağlı ballıkpınar köyüdür belgeselin devamı var mı bize ulaşır mısınız
❤❤
🥰🥰
Ekmek sofralara kolay gelmiyor,israf etmeyin?
Ama o zamanlar insanlik ve terbiye vardi her sey yok edildi bilerek cok yazik