Teşekkür ederiz, biz izleyicileri seviyemizin çok üzerinde dolaştırdınız. Evlerimize giren televizyon yayınları içinde böyle mum alevi gibi de olsa az sayıda üst düzey program olması umutlandırıcı. Dücane Bey ile böyle seri programlar yapmayı kanaldan kim düşündüyse ya da önerdiyse ona da teşekkürler...
Şu eleştiri yapan dünya hatta evrenin dahilerini çok merak ediyorum, ayna ayna gibi.. şahane bir proğramdı, iki kez dinledim, yine dinlerim. Sunucu Pınar hanım’a , proğramın düşünürüne, kıymetli Dücane bey hocama ve Taner beye, sonsuz teşekkürler, iyiki , iyiki varsınız…❤️❤️❤️hatta yeni gelip dinleyen arkadaşlardan ricam, beni çağırın her seferinde zevk ile dinleyeceğim, şimdiden teşekkürler🌷
Konu resim sanatı ise konuşmanın paralelinde kenarda akan tablo fotoğrafları olmalıydı. Herkes Taner Ceylan değil ki hatırına getirsin tabloları. İzleyici açısından da programı izlemeyi deneyin, derim yapımcılara. Başarılar.
Mükemmel bir sohbet,çizgi üzerine soylenen şeyler çok ufuk açıcı.Her şey bı yana Pınar hanımin varlığı,meraklı dinleyisi,gülümsemesi ve aydınlık yüzü çok iyi geliyor insana.
Taner Ceylan, bir programa katılmayı kabul etmiş ne büyük bir şans bizler için. (Eleştirim: kadın sunucular sadece güzel olmamali, akıllı sorular sorabilmeli, konuşulanlara fransiz kalmamali. )
@@elizabeth291 siz de biraz kıskanıyor gibisiniz. merak etmeyin bu yorumlarda herkes eleştiriliyor . dücane cündioğlu ile ilgili bir eleştiri olduğunda hemen kaldırılıyor. o yüzden bir gariban o kız kalıyor ortada. o kadın sunucu; felsefeci de değil, ressam da değil. muhtemelen siz orada olsanız gak bile diyemezsiniz. mesela örneklendirebilir misiniz eleştirinizi; çaki gibi bakış eleştiri bile değil hakaret.. o kadının sorduğu hangi soru size garip geldi? maalesef ; sırf laf etmek için laf edildiğinde kişi her kim olursa olsun adına üzülüyorum. başından beri takip ettiğim bir program , dücane hoca felsefeye, o kadın da televizyonculuğa hakim, olması gereken de bu...
Yavaslamak diye bir sorunumuz var,bence yavaslamak diye büyük bir gayemiz olmalı.Yavaslama,tefekkurdur derinlesmedir bunu yapmayan ne iyi bir sanatçı ne iyi bir okuyucu olur.
Ducane hocanın ilk defa en azindan eşit olduğu bir konukla sohbetin dinledim.Cok beğendim.Taner Bey gibi başkalarını da bizlere tanıtan programlar yapmanızı diliyorum.Cok ufuk acıdıydı,o tablolara en azindan internetten bakacağım.Bu bile benim icin bir kazanım.tesekkurler.sunuciya da yüklenmeyin,bu adamlar gibi olmak epey zor,Pınar Hanim in da böyle bir iddiası yok.iyi idare ediyor bence.
30 yaşındayım ve tinnitus sahibiyim. Akşamları yatmadan yarım saat total bir sessizlik içinde otursam deliririm. Benim gibiler için sessizlik sessiz değil.
hocamıza ve sanatçımıza çok teşekkürler. bir isteğim olacak: mümkünse bloomberg tv, söyleşide adı geçen özel isimleri (kişi, sanat akımı vs.- ) sonradan açıklamalar kısmına ilave edebilir mi acaba? (krikor, balthus, dadaizm vs. gibi)... ben daha 'besleyici' olacağını düşünüyorum. bir dönem bu 'besleme' görevini, Dücane hocamızın youtube kanalındaki videolarında Ejder yapardı... çok şey istemişsem af oluna...
Hız sorun değil, ihtiyaç. Eski zamanlarda alabileceğin bilginin ve yapabileceğin şeylerin bir sınırı vardı; şimdi alabileceklerin ve yapabilecelerin sınırsız ama zaman gibi insani kapasite sınırlarına takılyoruz. Ben mesela günün büyük bir kısmını bilgisayar başında geçiriyorum; eskiden bir monitörüm vardı ve gün içerisinde yapabileceklerimi sıraya koymam gerekiyordu ve sıraya koyduğumda bazen gün yetmiyordu hepsini yapmaya ve sonraki günlere sarkıyordu; şimdi ise iki monitörüm var ve bir arada yapabileceğim iki şeyi beraber yapabiliyorum. Diyelim ki 10 saat bilgisayar başındaydım; bana geri dönüşü 10 saat oluyordu; ama iki monitör olduğunda bilgisayar başında geçirdiğim 10 saatin geri dönüşü 15 saat gibi oldu; %50 zaman kazandım. Tabi teknoloji bilmeyen veya yeni başlayan insan bu seviyede multi-tasking yapamaz; 30 seneden fazladır bilgisayarla iç içeyim. Keşke daha önce alsaydım dedim. Mesela ben de yemek yaparken mult-tasking yapamam çünkü yılların tecrübesi yok ama annem yapabiliyor; bir yemek hazırlayış ve pişiriş süresince üç dört çeşit şey yapıyor kadın, bir yandan ocak yanıyor bir yandan fırın pişiyor, sırası gelecek raw meteryali hazırlerken sırası gelmiş olanlar tavada dönüyor falan... Tecrübe işte. Evin yemeğini ben yapıyor olsam, 3 saat önceden hazırlığa başlamam gerekir yine de elimde düzgün bir plan olmadan hepsinin pişiş zamanlarını sofra kurma zamanına denk getiremem. Mesela bu sebeple yemek pişirmek benim için müthiş zaman kaybıdır çünkü bir yemek bile pişirirken başka işle ilgilenemiyorum; tek başıma isem favorim ekmeğin arasına bir şeyler koymaktır; yapmam, yemem, mutfağı temizleyip toparlamam 15 dakikayı almaz. Ekmek yoksa bir çorba veya makarna ile günün bütün öğünlerini kapatırım nitekim yapması daha vakit harcıyor, o yüzden tek öğün için vakit kaybı; ancak bir tencereyi üç öğün yiyebilirsem yeni deyişle fiyat/performans ya da eski deyişle vakit/nakit oranını tutturmuş hissederim. Yollarda geçirilen zaman lüzumsuz harcanan bir zaman; ne istiyorsan internetten al gelsin. Sıçmak bile vakit kaybı; bir insan nasıl tuvalette yarım saat sıçabiliyor aklım almıyor; nasıl bir boş zamanlıktır ki ayda 15 saat sıçmaya ayırabiliyor, resmen koca bir gün. Modern insan beş dakikada sıçıp kendini temizleyebilmeli ve yaptığı işin başına dönebilmeli. Dücane'yi ya da İlber Ortaylı'yı 1.5x hıza alıp izleyenler ikinci monitörü olmayanlardır. İşte onlar sıraya koyanlar, mecburiyetten yapıyorlar yoksa her hafta 2 saat Dücane, 4 saat de iki program Teke Tek, konuğu hoşuna giderse 2 saat de Bire Bir; takibinde olduğu şeylere bağlı olarak üç oradan beş buradan derken her hafta onlarca saat elinde başka hiçbir iş tutmadan tüm vaktini yayıncılara ayırmak zorunda kalırdı izleyici. Yorum yapmaya başlayana kadar kendime yapacağım koltuk için internetten malzeme bakıyordum, gidip almaya kalksan bütün günün orada burada malzeme bakmakla geçer; dışarıda alışveriş yapıyor olsam programı izleyemiyor olurdum. Bir yerden bir yere gidip gelmesi bile mesele, ayrıca ne kadar korunsan da kalabalığa girmek riskli. Son olarak Abramovic overrated işsiz, popüler olduğu için konuşuyor işte millet. Neymiş efendim, iki mercimeği karıştırıp ayıracakmışız. Ulan o dediğini yüzlerce yıldır tibetli rahipler yapıyor, renkli kumlarla mandala yapıp yapıp bozuyorlar, Abramovic deyince mi popüler olmuş? Millet derin anlamlar arıyor ama rahipler ve rahip adayları da iş olsun diye yapıyorlar zaten; dağın başında başka ne yapsın adam; gelenek olmuş bir yerden sonra. Askerde de eğitim olmadığı zamanlarda boş boş yürütüp ot yoldururlar, yaprak toplatırlar, temiz yeri üç kere daha temizletirler, niye? Yine işsizlikten, çünkü 400 askeri boş bırakırsan sıkıntıdan birbirini parmaklar, olay molay çıkar; olay çıkmasın diye sabahtan akşama boş işlere eyliyorlar işte. Bunlar yapacak şeyi çok olan insanın değil, yapacak şey bulamayan insanların, karnı tok sırtı pek insanın derdi.
Taner Ceylan hoca'nın,Marina abramovic'in = 1:25:37 ile 1:26:03 aralıktaki verdiği örnekleri;hinduizmde ve budizmde geçer...mercimek örneği mandala yapmayı,yürüyüş ise yürüyüş yogasına karşılık gelir...Ki yogada yavaşlamayı öğretir;zihni sakinleştirmeyi ve görülmeyeni görünür hale getirmeyi amaçlar.Kendi zihnini sakinleştirmek ve geceleri rahat uyumak isteyenlere katkı olması için paylaştım.
Bizdeki adı 'eğlenmek', sanat, felsefe din farklı gibi durur ama hepsi birer eğlencedir. Londradan Of'a eğlenmeden git bakalim. Yaşam yolculuğu eğlenmeden tam-am-la-namaz.(tekilliği tümel aşkla yaşamak) Sevgiler, Tunal
Çizgi bir dildir. Zannettiğini çizer. Zannettirmek istediğini çizer insan. Çocuk çizerken tanımını kendi koyduğunu ifade etmek için çizer. Bilinç oluştukça çizimi kendi tanımları ile ortaya koyar. Kilometrelerce çizmek çocukluktan 50 yaşına gelene kadar başkalaşır. İki sebeple olur. Kendi içindeki tanımlarını çizgisine yansıtır. Ya da etkilendiği çizgileri taklit ederek gelişimini saptırır. Özünü biçimlendirip kimliklendirir. Kontür cismin hacmini tanımlar. Çizmeden de biten hacimler tanımlanabilir. Bu çizginin flulaşması ile oluşur. Görmediğimiz çizgiyi beyin tanımlar. Her renk çizgi ile özetlenir. Çizginin değerleri ile rengin skalası tanımlanır. derinlik , uzaklık da tanımlanır. Özetle çizgi ile renk arasındaki bağı kurmak için çizginin değerlerini ifade edecek kadar çizgiye hakim olur kişi. Çizginin şiddeti, heyecanı, eğlenceyi, hüzünü anlatan çeşitleri vardır. Bu , kas ,beyin, imaj arasındaki koordinasyonu gerektiren eylemdir. 35 dakika dinledim. İçinde çizgiyi tarif eden bir şeyi dinlemek isterdim. Çizginin tarihini umursamadan bu kadar konuşulması yersiz.
Taner Bey "Hayatın öğretemediğine ölüm son verir." sözünün sahibinin ismini telaffuz etti ama ne kadar dinlesem anlayamadım. Bilen birisi yazabilir mi?
Cok özel bir yolculuğa çıkardınız bizi, teşekkürler. Sunucuya laf edenler tv programcısı ile düşünürü ve sanatçıyı ayırt etse artik. Dücane Beyin Veriş Ateş ile programını izleyin de yetersizligin boyutlarını görün. Sunucu gayet makul şekilde sınırlarını biliyor ve konuklardan rol çalmıyor. Siz bu programa derinlikli soru üretebilecek sunucu, gazeteci sayabilir misiniz acaba? Sunucuları bos verin okadar adı felsefeci olan adam konuşuyor derin bulabilen var mi? Kendinizden başlayın bence pay biçmeye herkes unv. mezunu ama anlamadın diyen bir suru yorum var. Sizin bunca eğitime rağmen anlamama hakkınız var ama tv sunucuları filozof olmalı. Nasil bencil ruhlariz ya
Felsefeden ve sanattan haberi olmayan bunu önemsemeyen biri bu alanlarla ilgili soru soramaz. Soru cevaptan önemlidir. Sadece cazibeli olmak yeterli mi???? Dücane Hoca bu programları olumlu buluyor mu????
hep söylendiği şekilde bakmak-görmek ayırdında anlatılmaya çalışan için sözcüklerin yerinin değişmesi gerekmez mi? görmek eylemi ışığın retinaya düşmesi beyinde yorumlanması gibi fiziksel bir durum iken bakmak"ta niyet, yönlenme, enek, anlamaya çalışma.. vs vb yok mu? TDK Sözlükteki farklı anlamları da nu destekliyor sanki...
Pınarın yerli yersiz sırf katkı sunmak için saçma sorular sorması evde gözlerimi devirmeme sebep oluyor. Bölmesin konuşmayı hiç gerek yok belli ki güzel bir kadın diye koymuşlar oraya ama görüyoruz ki her şey estetik değil arkadaşlar olmuyor yani başlatsın programı reklam desin sonda da kapatsın daha da saçma girişler yapmasin nolur ya. Zaten bilmek gibi bir gereksinimi yok kisissel olarak bence ağır konular bunlar..
Hayatınızda kaç kere sunucu/moderatör olma deneyimine sahip oldunuz? Format gereği eleştirdiğiniz şeyi yapmakla yükümlü, ayrıca kulağındaki kulaklıktan da direktif almakta.
Teşekkür ederiz, biz izleyicileri seviyemizin çok üzerinde dolaştırdınız. Evlerimize giren televizyon yayınları içinde böyle mum alevi gibi de olsa az sayıda üst düzey program olması umutlandırıcı. Dücane Bey ile böyle seri programlar yapmayı kanaldan kim düşündüyse ya da önerdiyse ona da teşekkürler...
Merhabalar,
İlginize teşekkür ediyoruz, İyi seyirler dileriz.
Soruların sorulup,
Taner Ceylan’ın cümlelerini bitirmesinin beklenmediği bir sohbet. Yine de artakalanın değeri ve öğretisi için teşekkürler.
'' Siyaset ve ticaretin tam da aksine, düşüncenin sermayesi dalgınlık, sanatın sermayesi ise şaşkınlıktır. ''
(Kıymetli Hocamız) Dücane Cündioğlu
Konu önerileri:
1 . Mimari
2. Ulus Baker üzerine
Şu eleştiri yapan dünya hatta evrenin dahilerini çok merak ediyorum, ayna ayna gibi.. şahane bir proğramdı, iki kez dinledim, yine dinlerim. Sunucu Pınar hanım’a , proğramın düşünürüne, kıymetli Dücane bey hocama ve Taner beye, sonsuz teşekkürler, iyiki , iyiki varsınız…❤️❤️❤️hatta yeni gelip dinleyen arkadaşlardan ricam, beni çağırın her seferinde zevk ile dinleyeceğim, şimdiden teşekkürler🌷
şimdiye kadar gelen müstesna konukların tıpçı, fizikçi, hukuk ve bilim tarih gibi alanlardan devamının gelmesi dileğiyle.
Böylesi bir program için niye bu kadar beklediniz ? 👏🏻👏🏻👏🏻😍😍😍
Teşekkür ediyorum bloomberg ve dücane hocama
24:18 o renk senin belirlediğin yerde duruyor mu dedikten sonra Pınar'ın yerinde duran masmavi gözleri :)
Bu programın sanata daha çok yer vermesi arada konuk alması bizi çok mutlu edecektir.
Merhabalar,
İlginize teşekkür ediyoruz, İyi seyirler dileriz.
Taner Ceylan'ın samimiyet vurgusuna yürekten katılıyorum
Konu resim sanatı ise konuşmanın paralelinde kenarda akan tablo fotoğrafları olmalıydı. Herkes Taner Ceylan değil ki hatırına getirsin tabloları. İzleyici açısından da programı izlemeyi deneyin, derim yapımcılara. Başarılar.
Mükemmel bir sohbet,çizgi üzerine soylenen şeyler çok ufuk açıcı.Her şey bı yana Pınar hanımin varlığı,meraklı dinleyisi,gülümsemesi ve aydınlık yüzü çok iyi geliyor insana.
Her proğram (video) ayrı ayrı değerli. Teşekkürler...
Çok bir şey anlamadım bel ki ama bir şeyi net olarak anladım: Eğitim sistemimizde ne felsefe ne de sanat eğitim/ öğretimine yeterli önem verilmiyor.
Aynen kardeş, tam içimden geçenleri yazmışsın.
Nuri Bilge Ceylan da konuk olsa ne iyi olurdu.
O gelmez bence ama keşke gelse lütfen olsun böyle bir şey.
Gerçekten ressam çok ince düşünür ve renkleri sezer iyi akşamlar diliyorum Size arkadaşlar selamlar saygılar sunuyorum kabul edin..
Sinema konuşulsa ve zeki demirkubuz gelse ne güzel olur ...
Teşekkür ederiz... Ruhumuz aydınlandı...
Teşekkürler Bloomberg👌👌
"Hayatımıza bir eleman olarak boşluğu sokmamız lazım" Taner Ceylan
Teşekkürler Bloomberg
nefisti... sohbetten keyif almaktan öte haz duydum! ufuk açıcı bir sohbetti. teşekkürler.
Merhabalar,
İlginize teşekkür ediyoruz, İyi seyirler dileriz.
Çok teşekkürler. Tekrar tekrar dinliyorum.👏👏👏
Merhabalar,
İlginize teşekkür ediyoruz, İyi seyirler dileriz.
Teşekkürler emeği geçenlere
Hoca kendi görüşlerini de destekleyen orjinal bir söylem duyduğunda nasıl da keyifleniyor : )) "oo harika... "
Taner Ceylan, bir programa katılmayı kabul etmiş ne büyük bir şans bizler için. (Eleştirim: kadın sunucular sadece güzel olmamali, akıllı sorular sorabilmeli, konuşulanlara fransiz kalmamali. )
@@elizabeth291 siz de biraz kıskanıyor gibisiniz. merak etmeyin bu yorumlarda herkes eleştiriliyor . dücane cündioğlu ile ilgili bir eleştiri olduğunda hemen kaldırılıyor. o yüzden bir gariban o kız kalıyor ortada. o kadın sunucu; felsefeci de değil, ressam da değil. muhtemelen siz orada olsanız gak bile diyemezsiniz. mesela örneklendirebilir misiniz eleştirinizi; çaki gibi bakış eleştiri bile değil hakaret.. o kadının sorduğu hangi soru size garip geldi? maalesef ; sırf laf etmek için laf edildiğinde kişi her kim olursa olsun adına üzülüyorum. başından beri takip ettiğim bir program , dücane hoca felsefeye, o kadın da televizyonculuğa hakim, olması gereken de bu...
Çok güzel bir programdı. Teşekkürler ☺️
Bu kadın çok tatlı yaaaaaa.❤️
Ay sabahlara kadar dinlemek istiyorum bu adamıııııı :) Douze points!!!
Teşekkürler
1+1 lütfen yeniden başlasın
Yavaslamak diye bir sorunumuz var,bence yavaslamak diye büyük bir gayemiz olmalı.Yavaslama,tefekkurdur derinlesmedir bunu yapmayan ne iyi bir sanatçı ne iyi bir okuyucu olur.
Ducane hocanın ilk defa en azindan eşit olduğu bir konukla sohbetin dinledim.Cok beğendim.Taner Bey gibi başkalarını da bizlere tanıtan programlar yapmanızı diliyorum.Cok ufuk acıdıydı,o tablolara en azindan internetten bakacağım.Bu bile benim icin bir kazanım.tesekkurler.sunuciya da yüklenmeyin,bu adamlar gibi olmak epey zor,Pınar Hanim in da böyle bir iddiası yok.iyi idare ediyor bence.
Sanat ve düşünce üzerine harika bir program
Merhabalar,
İlginize teşekkür ediyoruz, İyi seyirler dileriz.
30 yaşındayım ve tinnitus sahibiyim. Akşamları yatmadan yarım saat total bir sessizlik içinde otursam deliririm. Benim gibiler için sessizlik sessiz değil.
Bende 30 yasindayim , benimde kulak cinlamam var. Ulasir misin bana lütfen...
Benim de var ne yapiyoruz?
Arkadaşlar birbirinize ulaştıysanız banada ulaşır mısınız mahvolduk şu genç yaşımızda
@@furkanozbek9218 bana kimse ulaşmadı...
Sende ne var Furkan ?
"Nakşibendilerin Toplumsal ve Kültürel Katkıları" kitabı çıktı. (Yasin Yayıncılık) Çok şaşıracaksınız
hocamıza ve sanatçımıza çok teşekkürler. bir isteğim olacak: mümkünse bloomberg tv, söyleşide adı geçen özel isimleri (kişi, sanat akımı vs.- ) sonradan açıklamalar kısmına ilave edebilir mi acaba? (krikor, balthus, dadaizm vs. gibi)... ben daha 'besleyici' olacağını düşünüyorum. bir dönem bu 'besleme' görevini, Dücane hocamızın youtube kanalındaki videolarında Ejder yapardı... çok şey istemişsem af oluna...
İkinizle de gurur duyuyorum.✅
Lütfen bir daha konuk ediniz.
35.33 Taner Ceylan’ın “Ya Sabır” çektiği an🥴💫
Sesli güldüm ama çok haklısınız.😊😇
vay vay vay... Muazzam.
Bu programı izlememi sağlayan güce nasıl teseşşekur edebilirim ki…
- teseşşekur etmeyerek...
Hız sorun değil, ihtiyaç. Eski zamanlarda alabileceğin bilginin ve yapabileceğin şeylerin bir sınırı vardı; şimdi alabileceklerin ve yapabilecelerin sınırsız ama zaman gibi insani kapasite sınırlarına takılyoruz. Ben mesela günün büyük bir kısmını bilgisayar başında geçiriyorum; eskiden bir monitörüm vardı ve gün içerisinde yapabileceklerimi sıraya koymam gerekiyordu ve sıraya koyduğumda bazen gün yetmiyordu hepsini yapmaya ve sonraki günlere sarkıyordu; şimdi ise iki monitörüm var ve bir arada yapabileceğim iki şeyi beraber yapabiliyorum. Diyelim ki 10 saat bilgisayar başındaydım; bana geri dönüşü 10 saat oluyordu; ama iki monitör olduğunda bilgisayar başında geçirdiğim 10 saatin geri dönüşü 15 saat gibi oldu; %50 zaman kazandım. Tabi teknoloji bilmeyen veya yeni başlayan insan bu seviyede multi-tasking yapamaz; 30 seneden fazladır bilgisayarla iç içeyim. Keşke daha önce alsaydım dedim.
Mesela ben de yemek yaparken mult-tasking yapamam çünkü yılların tecrübesi yok ama annem yapabiliyor; bir yemek hazırlayış ve pişiriş süresince üç dört çeşit şey yapıyor kadın, bir yandan ocak yanıyor bir yandan fırın pişiyor, sırası gelecek raw meteryali hazırlerken sırası gelmiş olanlar tavada dönüyor falan... Tecrübe işte. Evin yemeğini ben yapıyor olsam, 3 saat önceden hazırlığa başlamam gerekir yine de elimde düzgün bir plan olmadan hepsinin pişiş zamanlarını sofra kurma zamanına denk getiremem. Mesela bu sebeple yemek pişirmek benim için müthiş zaman kaybıdır çünkü bir yemek bile pişirirken başka işle ilgilenemiyorum; tek başıma isem favorim ekmeğin arasına bir şeyler koymaktır; yapmam, yemem, mutfağı temizleyip toparlamam 15 dakikayı almaz. Ekmek yoksa bir çorba veya makarna ile günün bütün öğünlerini kapatırım nitekim yapması daha vakit harcıyor, o yüzden tek öğün için vakit kaybı; ancak bir tencereyi üç öğün yiyebilirsem yeni deyişle fiyat/performans ya da eski deyişle vakit/nakit oranını tutturmuş hissederim.
Yollarda geçirilen zaman lüzumsuz harcanan bir zaman; ne istiyorsan internetten al gelsin. Sıçmak bile vakit kaybı; bir insan nasıl tuvalette yarım saat sıçabiliyor aklım almıyor; nasıl bir boş zamanlıktır ki ayda 15 saat sıçmaya ayırabiliyor, resmen koca bir gün. Modern insan beş dakikada sıçıp kendini temizleyebilmeli ve yaptığı işin başına dönebilmeli. Dücane'yi ya da İlber Ortaylı'yı 1.5x hıza alıp izleyenler ikinci monitörü olmayanlardır. İşte onlar sıraya koyanlar, mecburiyetten yapıyorlar yoksa her hafta 2 saat Dücane, 4 saat de iki program Teke Tek, konuğu hoşuna giderse 2 saat de Bire Bir; takibinde olduğu şeylere bağlı olarak üç oradan beş buradan derken her hafta onlarca saat elinde başka hiçbir iş tutmadan tüm vaktini yayıncılara ayırmak zorunda kalırdı izleyici.
Yorum yapmaya başlayana kadar kendime yapacağım koltuk için internetten malzeme bakıyordum, gidip almaya kalksan bütün günün orada burada malzeme bakmakla geçer; dışarıda alışveriş yapıyor olsam programı izleyemiyor olurdum. Bir yerden bir yere gidip gelmesi bile mesele, ayrıca ne kadar korunsan da kalabalığa girmek riskli.
Son olarak Abramovic overrated işsiz, popüler olduğu için konuşuyor işte millet. Neymiş efendim, iki mercimeği karıştırıp ayıracakmışız. Ulan o dediğini yüzlerce yıldır tibetli rahipler yapıyor, renkli kumlarla mandala yapıp yapıp bozuyorlar, Abramovic deyince mi popüler olmuş? Millet derin anlamlar arıyor ama rahipler ve rahip adayları da iş olsun diye yapıyorlar zaten; dağın başında başka ne yapsın adam; gelenek olmuş bir yerden sonra. Askerde de eğitim olmadığı zamanlarda boş boş yürütüp ot yoldururlar, yaprak toplatırlar, temiz yeri üç kere daha temizletirler, niye? Yine işsizlikten, çünkü 400 askeri boş bırakırsan sıkıntıdan birbirini parmaklar, olay molay çıkar; olay çıkmasın diye sabahtan akşama boş işlere eyliyorlar işte. Bunlar yapacak şeyi çok olan insanın değil, yapacak şey bulamayan insanların, karnı tok sırtı pek insanın derdi.
Taner Ceylan hoca'nın,Marina abramovic'in = 1:25:37 ile 1:26:03 aralıktaki verdiği örnekleri;hinduizmde ve budizmde geçer...mercimek örneği mandala yapmayı,yürüyüş ise yürüyüş yogasına karşılık gelir...Ki yogada yavaşlamayı öğretir;zihni sakinleştirmeyi ve görülmeyeni görünür hale getirmeyi amaçlar.Kendi zihnini sakinleştirmek ve geceleri rahat uyumak isteyenlere katkı olması için paylaştım.
İyi bir düşünsel egzersiz oldu bana..Lakin ben Taner abiyi , Ahmet Güneştekin bir programı da merak ediyorum..
Yalnızlık ve tek başınalık elma ile armutu karşılaştırmak olur bence de..
Acaba biraz daha uzun mu olmalı, söyleşi tam daha da derinleşecekken kısaltmak zorunda kalıyorlar. Teşekkürler
Teşekkür ederiz.
Teşekkür ederim
Harikulade emeginize saglik ❤️
Merhabalar,
İlginize teşekkür ediyoruz, İyi seyirler dileriz.
Taner beyle dücane hoca çok farklı açılardan konuşuyoralar. Biri felsefeci biri ressam, her ikisi de kendi açısından konuşuyor.
Yine çok ufukaçıcı bir program olmuş, çok teşekkürler. Matematikten sonra Fizikçi Erkcan Özcanla da bir program çok muhteşem olurdu.
Felsefe ve Sinema konulu program yapılsa Nuri Bilge Ceylan konuk olarak katılsa ne güzel olmaz mı ?
Bizdeki adı 'eğlenmek', sanat, felsefe din farklı gibi durur ama hepsi birer eğlencedir. Londradan Of'a eğlenmeden git bakalim.
Yaşam yolculuğu eğlenmeden tam-am-la-namaz.(tekilliği tümel aşkla yaşamak)
Sevgiler,
Tunal
01:19:29 1*50 hızda dinlerken yakalandım🥲
Taner bey'in yaşayıp dile dökemediği şeyleri bile Dücane hocam dile dönüyor 😉
Çizgi bir dildir. Zannettiğini çizer. Zannettirmek istediğini çizer insan. Çocuk çizerken tanımını kendi koyduğunu ifade etmek için çizer. Bilinç oluştukça çizimi kendi tanımları ile ortaya koyar. Kilometrelerce çizmek çocukluktan 50 yaşına gelene kadar başkalaşır. İki sebeple olur. Kendi içindeki tanımlarını çizgisine yansıtır. Ya da etkilendiği çizgileri taklit ederek gelişimini saptırır. Özünü biçimlendirip kimliklendirir.
Kontür cismin hacmini tanımlar. Çizmeden de biten hacimler tanımlanabilir. Bu çizginin flulaşması ile oluşur. Görmediğimiz çizgiyi beyin tanımlar.
Her renk çizgi ile özetlenir. Çizginin değerleri ile rengin skalası tanımlanır. derinlik , uzaklık da tanımlanır.
Özetle çizgi ile renk arasındaki bağı kurmak için çizginin değerlerini ifade edecek kadar çizgiye hakim olur kişi.
Çizginin şiddeti, heyecanı, eğlenceyi, hüzünü anlatan çeşitleri vardır. Bu , kas ,beyin, imaj arasındaki koordinasyonu gerektiren eylemdir.
35 dakika dinledim. İçinde çizgiyi tarif eden bir şeyi dinlemek isterdim. Çizginin tarihini umursamadan bu kadar konuşulması yersiz.
Sunucu oldukça güzel....olaylara hakim...devamı dilegiyle...
@@elizabeth291 ironi degil...gerçekti söylediklerim...konularında uzman iki insan ...ne yapabilir ki...anlamak lazım....teşekkürler.
Çok zarif bir hafta oldu...
Sayın yapımcı ahmet arslan hocayı konuk edemezmisiniz?
keşke biraz görsel destekli bir anlatım olsaydı. yaynıdan sonra eklediğiniz videoya bir kurgucu güzel görseller ekleyebilir.
Taner Bey "Hayatın öğretemediğine ölüm son verir." sözünün sahibinin ismini telaffuz etti ama ne kadar dinlesem anlayamadım. Bilen birisi yazabilir mi?
Harika bir sohbetti 🙂..çok teşekkürler..
Taner bey gibi ben de ilk gençlik yıllarımda dönüşümü okumuştum birdaha uzunca bir süre hiç kitap okumadım galiba😁
Bizim gibi bedeninden arii çocukların yetiştirildiği ülkeler için sakıncalı bi kitap😁
güzel bir program olmuş, görsel materyallerle beslenseymiş daha güzel olurmuş
Marina Abramovic metodları, (performans sanatçısı) susmayı ve yavaşlamayi öğretiyor.
1.07.59 alacağımı aldım :) Saygılar
Hayalin hızı yaşamın hızına yetişemiyor..............
Günün bütün yorgunluğu gitti
Harikaydı
Cok özel bir yolculuğa çıkardınız bizi, teşekkürler. Sunucuya laf edenler tv programcısı ile düşünürü ve sanatçıyı ayırt etse artik. Dücane Beyin Veriş Ateş ile programını izleyin de yetersizligin boyutlarını görün. Sunucu gayet makul şekilde sınırlarını biliyor ve konuklardan rol çalmıyor. Siz bu programa derinlikli soru üretebilecek sunucu, gazeteci sayabilir misiniz acaba? Sunucuları bos verin okadar adı felsefeci olan adam konuşuyor derin bulabilen var mi? Kendinizden başlayın bence pay biçmeye herkes unv. mezunu ama anlamadın diyen bir suru yorum var. Sizin bunca eğitime rağmen anlamama hakkınız var ama tv sunucuları filozof olmalı. Nasil bencil ruhlariz ya
Felsefeden ve sanattan haberi olmayan bunu önemsemeyen biri bu alanlarla ilgili soru soramaz. Soru cevaptan önemlidir. Sadece cazibeli olmak yeterli mi???? Dücane Hoca bu programları olumlu buluyor mu????
Şahane , rehabilite oldum …
"Tam da bu noktada...."
Reis ikinci küpeyi de eklemiş. Bazen saatlerce program yapıp kendini anlatırsın ama bir sembol herşeyi daha anlaşılır kılar..
1:22:16 Öf Pınar. Tam fal ile tarot ile silkelenecek kızsın yeminle.
Sunucunun neden hiçbir bilmediğini ve anlamadığını düşünüyorum?
Bu programda takıldığınız bu mu oldu?
Kaldı ki sizin neyi ne kadar bildiğinizin de ölçüsü yok
14:41 yanindakiler ucmustur, simdi bise soylerim de rezil olurum, en iyisi susayim bakisi
Gurultu, ego nun homurdanmaları. Akıl, sanat edep (samimiyet).
Keske gorsellerle desteklenseymis.. tabi konusma spontane ilerledigi icin..
hep söylendiği şekilde bakmak-görmek ayırdında anlatılmaya çalışan için sözcüklerin yerinin değişmesi gerekmez mi? görmek eylemi ışığın retinaya düşmesi beyinde yorumlanması gibi fiziksel bir durum iken bakmak"ta niyet, yönlenme, enek, anlamaya çalışma.. vs vb yok mu? TDK Sözlükteki farklı anlamları da nu destekliyor sanki...
Dücane hocam ne olur biraz hızlı konuşun harmoni bozacak kadar yavaş konuşuyorsunuz sizi seviyoruz
Pınarın yerli yersiz sırf katkı sunmak için saçma sorular sorması evde gözlerimi devirmeme sebep oluyor. Bölmesin konuşmayı hiç gerek yok belli ki güzel bir kadın diye koymuşlar oraya ama görüyoruz ki her şey estetik değil arkadaşlar olmuyor yani başlatsın programı reklam desin sonda da kapatsın daha da saçma girişler yapmasin nolur ya. Zaten bilmek gibi bir gereksinimi yok kisissel olarak bence ağır konular bunlar..
Hayatınızda kaç kere sunucu/moderatör olma deneyimine sahip oldunuz? Format gereği eleştirdiğiniz şeyi yapmakla yükümlü, ayrıca kulağındaki kulaklıktan da direktif almakta.
Taner Ceylan çok çok çok daha kıyameti bilinmesi gereken bir sanatçı. Abartmıyorum Picassoyla, Daliyle yarışır...
Özneli konuşan boş konuşuyor gibi gözükür..
Bu adam buralara çıkarılacak kalitede değil
Neden ?
@@ademdedem8166 yaptıklarına bak bir de söylediklerine altı kaval
kadın ne kadar boş konuşuyor ....
Teşekkürler