"Fenomenoloji, insan deneyimlerinin bilinçten bağımsız bir şekilde betimlenmesini hedefleyen ve duyulayabildiğimiz dış dünyanın gerçekliğini inceleyen bir felsefi yöntemdir." diyebilir miyiz ?
ปีที่แล้ว +1
Kesinleşme ya da öze dönme eğilimini de eklersek neden olmasın?
Fenomenolojide bakış açısı dediğimiz şeyin sonsuz olanaklarından yararlanmak, yalnızca aşk, mutluluk, hüzün gibi kavramlar için mi geçerli? Örneğin Sait Faik Abasıyanık "Sinağrit Baba" başlıklı öyküsünde, bir balıkçının denizde avlanmasını anlatır. Fakat kahraman olarak bir balığı seçmiştir ve öyküde bu balığı konuşturmaktadır. Bu açıdan öykünün okuyucuya farklı bir bakış açısı sunduğu ortada. Bunun da fenomenolojik bir tavır olduğunu söylemek mümkün mü? Yoksa yanlış mı anlıyorum?
ปีที่แล้ว +1
Hikâyeyi bilmiyorum ancak eğer hikayede balık olmaklık ile ilgili betimlemeler varsa ve bu kişisel bilinç edimini okuyucuya yansıtabiliyor ise evet. Bu konuda Rilke ve Proust okunabilir. Bkz.books.google.com.tr/books?id=uj15DQAAQBAJ&pg=PT4&source=kp_read_button&hl=tr&newbks=1&newbks_redir=0&gboemv=1&ovdme=1&redir_esc=y#v=onepage&q&f=false
Yıllardır somutlaştıramadığım bir konudur. Bir felsefe öğretmeni olarak kendi uydurduğum bir örnekle idare ediyorum. Saçmalık derecesinde bir bakış açısı benim için. Felsefeyi pozitivizme yaklaştıracağım derken daha da anlaşılmaz kılan bir adım bence.
Değerli hocam diyelimki öz yakalandı, elmanın veya aşkın. Bu öz bütün bilinçlerde aynı olucak mı sizce, yani Husrrel in amacı bu mu. Merakim sadece bu. Ama ben hala amacının bu olduğuna daif bir bilgi krıntisı bile bulamadım. Yani konuyu ben baştan anlamıyorum. Eğer bana somut bir örnekle açıklarsanız çok memnun olurum. Bir lise öğretmeni olarak soruyorum
5 หลายเดือนก่อน
Hocam Husserl fenomenolojiyi tüm Batı felsefe (aynılaştırma) metafiziğini askıya (epokhe) almak için kullanır. Buradan bakmak daha faydalı olacaktır. Öğrencisi Heidegger, Ponty ve Levinas da aynı şekilde kullanır fenomenolojiyi. Sonuç olarak fenomenoloji aslında bir fark felsefesi bir fark yöntemi, bir bilim-lik düşünce tarzıdır. Husserl'in felsefesi bu dünyadan dışarıya doğru taşan bir "idea"lar alemini konu edinmez, tamamen fenomenler dünyasını kapsar. Tamamen algı deneyimlerini konu edinir. Kant, Hegel, Descartes gibi tümellerle ilgilenmez, dolayısıyla anlamı sabitlemez, aksine yaşam (bilinç) deneyimlerini esas alır. Aşağıdaki atıf fenomenolojk süreci kısaca özetliyor, umarım faydalı olur. "Bir ağaç gördüğümde ona şunları yüklenmiş halde bulurum: “çiçek açmış” “maddi” “ağaç”, “bitki” gibi. Bu varolma kiplerini ağacın özüne ait olarak buluruz. Ancak kaba haliyle ağaç yanıp kül olabilir, bileşenlerine ayrılabilir, vs. Ancak anlam [Sinn] -bu algının anlamı, zorunlu olarak onun özüne ait olan bir şey- yanıp kül olamaz; bileşenleri, gücü, gerçek özellikleri yoktur" (Husserl, "Ideen I", s.89. Akt. Zahavi, 2020).
5 หลายเดือนก่อน
Hocam Husserl fenomenolojiyi tüm Batı felsefe (aynılaştırma) metafiziğini askıya (epokhe) almak için kullanır. Buradan bakmak daha faydalı olacaktır. Öğrencisi Heidegger, Ponty ve Levinas da aynı şekilde kullanır fenomenolojiyi. Sonuç olarak fenomenoloji aslında bir fark felsefesi bir fark yöntemi, bir bilim-lik düşünce tarzıdır. Husserl'in felsefesi bu dünyadan dışarıya doğru taşan bir "idea"lar alemini konu edinmez, tamamen fenomenler dünyasını kapsar. Tamamen algı deneyimlerini konu edinir. Kant, Hegel, Descartes gibi tümellerle ilgilenmez, dolayısıyla anlamı sabitlemez, aksine yaşam (bilinç) deneyimlerini esas alır. Aşağıdaki atıf fenomenolojk süreci kısaca özetliyor, umarım faydalı olur. "Bir ağaç gördüğümde ona şunları yüklenmiş halde bulurum: “çiçek açmış” “maddi” “ağaç”, “bitki” gibi. Bu varolma kiplerini ağacın özüne ait olarak buluruz. Ancak kaba haliyle ağaç yanıp kül olabilir, bileşenlerine ayrılabilir, vs. Ancak anlam [Sinn] -bu algının anlamı, zorunlu olarak onun özüne ait olan bir şey- yanıp kül olamaz; bileşenleri, gücü, gerçek özellikleri yoktur" (Husserl, "Ideen I", s.89. Akt. Zahavi, 2020).
Bilgiler ve sunum için teşekkürler. Gayet açıklayıcı .
Ben teşekkür ederim efendim.
Teşekkürler. Yeni bir bakış kazandigimi görüyorum. Degisiyorum.
Çok başarılı bir sunum. Tebrikler, teşekkürler🌺
Ben teşekkür ederim ziyaretiniz için.
teşekkürler
Sonunda anladim teşekkürler 😅
"Fenomenoloji, insan deneyimlerinin bilinçten bağımsız bir şekilde betimlenmesini hedefleyen ve duyulayabildiğimiz dış dünyanın gerçekliğini inceleyen bir felsefi yöntemdir." diyebilir miyiz ?
Kesinleşme ya da öze dönme eğilimini de eklersek neden olmasın?
Fenomenolojide bakış açısı dediğimiz şeyin sonsuz olanaklarından yararlanmak, yalnızca aşk, mutluluk, hüzün gibi kavramlar için mi geçerli? Örneğin Sait Faik Abasıyanık "Sinağrit Baba" başlıklı öyküsünde, bir balıkçının denizde avlanmasını anlatır. Fakat kahraman olarak bir balığı seçmiştir ve öyküde bu balığı konuşturmaktadır. Bu açıdan öykünün okuyucuya farklı bir bakış açısı sunduğu ortada. Bunun da fenomenolojik bir tavır olduğunu söylemek mümkün mü? Yoksa yanlış mı anlıyorum?
Hikâyeyi bilmiyorum ancak eğer hikayede balık olmaklık ile ilgili betimlemeler varsa ve bu kişisel bilinç edimini okuyucuya yansıtabiliyor ise evet.
Bu konuda Rilke ve Proust okunabilir. Bkz.books.google.com.tr/books?id=uj15DQAAQBAJ&pg=PT4&source=kp_read_button&hl=tr&newbks=1&newbks_redir=0&gboemv=1&ovdme=1&redir_esc=y#v=onepage&q&f=false
@ Peki teşekkürler
İmgeleme bir labaratuvar fenomolojisi diyebilir miyiz ?
İmgeleme derken edebi olan imgelemden mi bahsediyorsunuz, açımlar mısınız cümlenizi?
Somut şeylerle anlatırsa daha anlaşılır olurdu
Yıllardır somutlaştıramadığım bir konudur. Bir felsefe öğretmeni olarak kendi uydurduğum bir örnekle idare ediyorum. Saçmalık derecesinde bir bakış açısı benim için. Felsefeyi pozitivizme yaklaştıracağım derken daha da anlaşılmaz kılan bir adım bence.
Değerli hocam diyelimki öz yakalandı, elmanın veya aşkın. Bu öz bütün bilinçlerde aynı olucak mı sizce, yani Husrrel in amacı bu mu. Merakim sadece bu. Ama ben hala amacının bu olduğuna daif bir bilgi krıntisı bile bulamadım. Yani konuyu ben baştan anlamıyorum. Eğer bana somut bir örnekle açıklarsanız çok memnun olurum. Bir lise öğretmeni olarak soruyorum
Hocam Husserl fenomenolojiyi tüm Batı felsefe (aynılaştırma) metafiziğini askıya (epokhe) almak için kullanır. Buradan bakmak daha faydalı olacaktır. Öğrencisi Heidegger, Ponty ve Levinas da aynı şekilde kullanır fenomenolojiyi. Sonuç olarak fenomenoloji aslında bir fark felsefesi bir fark yöntemi, bir bilim-lik düşünce tarzıdır. Husserl'in felsefesi bu dünyadan dışarıya doğru taşan bir "idea"lar alemini konu edinmez, tamamen fenomenler dünyasını kapsar. Tamamen algı deneyimlerini konu edinir. Kant, Hegel, Descartes gibi tümellerle ilgilenmez, dolayısıyla anlamı sabitlemez, aksine yaşam (bilinç) deneyimlerini esas alır.
Aşağıdaki atıf fenomenolojk süreci kısaca özetliyor, umarım faydalı olur.
"Bir ağaç gördüğümde ona şunları yüklenmiş halde bulurum: “çiçek açmış” “maddi” “ağaç”, “bitki” gibi. Bu varolma kiplerini ağacın özüne ait olarak buluruz. Ancak kaba haliyle ağaç yanıp kül olabilir, bileşenlerine ayrılabilir, vs. Ancak anlam [Sinn] -bu algının anlamı, zorunlu olarak onun özüne ait olan bir şey- yanıp kül olamaz; bileşenleri, gücü, gerçek özellikleri yoktur" (Husserl, "Ideen I", s.89. Akt. Zahavi, 2020).
Hocam Husserl fenomenolojiyi tüm Batı felsefe (aynılaştırma) metafiziğini askıya (epokhe) almak için kullanır. Buradan bakmak daha faydalı olacaktır. Öğrencisi Heidegger, Ponty ve Levinas da aynı şekilde kullanır fenomenolojiyi. Sonuç olarak fenomenoloji aslında bir fark felsefesi bir fark yöntemi, bir bilim-lik düşünce tarzıdır. Husserl'in felsefesi bu dünyadan dışarıya doğru taşan bir "idea"lar alemini konu edinmez, tamamen fenomenler dünyasını kapsar. Tamamen algı deneyimlerini konu edinir. Kant, Hegel, Descartes gibi tümellerle ilgilenmez, dolayısıyla anlamı sabitlemez, aksine yaşam (bilinç) deneyimlerini esas alır.
Aşağıdaki atıf fenomenolojk süreci kısaca özetliyor, umarım faydalı olur.
"Bir ağaç gördüğümde ona şunları yüklenmiş halde bulurum: “çiçek açmış” “maddi” “ağaç”, “bitki” gibi. Bu varolma kiplerini ağacın özüne ait olarak buluruz. Ancak kaba haliyle ağaç yanıp kül olabilir, bileşenlerine ayrılabilir, vs. Ancak anlam [Sinn] -bu algının anlamı, zorunlu olarak onun özüne ait olan bir şey- yanıp kül olamaz; bileşenleri, gücü, gerçek özellikleri yoktur" (Husserl, "Ideen I", s.89. Akt. Zahavi, 2020).