Konuşmada geçen " ııı,eee," gibi seslerin ve cümleler arasındaki uzun boşlukların kesilmesi çok hoş. Hem kısmen de olsa süre kısalıyor ve hem de konuşmada süreklilik akamete uğramadığı için dinleyenin dikkati dağılmıyor. Hızlı okuma gibi (Hızlı okuma sanılanın aksine daha çok akılda kalıcı, zira beyin konu harici şeyler düşünmekten alıkonuyor .) Düzenlemeyi yapana teşekkür.
Artık eminim ki İlker böyle kaliteli insanları bulup çıkarıp daha çok anlattırmak için enine çizgili lakoslu emmi gibi saçma sapan konuşup kışkırtıyor. Adamın sol/ sosyalist görüşe katkısı BSM kollektif tv'den fazla resmen.Bravo👏👏👏
Sayın Canikligil... Hem size, hem de ( eğer yazdıklarımı iletebilirseniz ) Harun beye, tavsiye edebileceğim şey: 1863 te Çernişevski tarafından yazılmış olan, NASIL YAPMALI romanını okumanızdır !!! Bu romanında, Çernişe vski, romanının kahramanı, Vera Pavlovna' nın 4. rüyası bölümünde, insanlığın geldiği otomat makinalaşma, aşamasında, sizin sorduğunuz tüm sorulara cevap veriyor 😂 Okumanızı, içten tavsiye ederim 😊😊😊 Saygılar....
Ayda yaklaşık 300 saat (ki bu mesaide 8 saatte 200-250 aerası hasta muayene ettiğimiz veya 2 gece üst üste 40 saat uyumadan çalışılan bir 300 saat) İzmir'de bir acil serviste asistan doktor olarak 4 senedir çalışan bir kişi olarak kendimi çalıştığım zamanlarda robot gibi hissediyorum. Çalıştığım süreçte insanlara çok sevdiği kişilerin öldüğünü/durumunun kötü olduğunu söyleyen, yemek yemeden-sigara içmeden-çay vs içmeden aralıksız 6-7 saat ayakta kalan, 200 kişi baktığımız yeşil alan nöbetlerinde dk'da 1 kişiyi muayene-tedavi eden bir kişi olarak robotlaşmazsam başarabileceğimi sanmıyorum. Özellikle bu 4 yıllık sürecin bazı kısımlarında 10 günde 120 saat çalıştığımız ve covid sebebiyle günde en az 10 kişinin vefat ettiği bir dönem vardı ki, kendimi köle gibi hissediyordum. Birilerinin bize asistanlar yeter dediği asistanlar zorunluluktan gelecekteki güzel günleri hayal ederek köleliğini yapıyor. Mesela şahsen 1 yıl İngiltere'de çalışıp uzman olup tekrar dönmek motivasyonu ile bu işi yapabildim. Onca saat çalışma üzerine 200 kişiye baktığınız için yeterince ilgilenmediğiniz nedeniyle hakaret işitiyorsun, sokakta görsen yolunu değiştireceğin adamlardan tehdit alıyorsun ve tüm bunların üzerine şikayetçi olmanız halinde mahkeme-savcılık-hastane-polis-güvenlik hepsi ile ayrı ayrı ifade verip sonucunda en iyi ihtimalle hiçbir zaman uygulanmayacak bir ceza alıp hayatına devam ediyor. Hatta yaralanmanız bile kimsenin umrunda değil, bunu bilerek yapıyoruz bu işi. Olay çıkmasın diye herşeyi sineye çekiyoruz, sonucunda psikolojimiz bozulmasın diye psikolojik ilişki kurmuyoruz, ve giderek robotlaşıyoruz. Bu şartlar altında duygularınla yaklaşırsan köleliğin bundan çok da kötü olmadığını fark ediyorsun. 1 kitap için 15 gün çalışmam gerekiyor, bu durum için grev yapılıyor ve tüm hastalar acile geliyor, ve siz 30 sedyeyle 750 kişi bakmaya zorlanıyorsunuz, üzerine bir de hastalar grev yapıldığı için size küfrediyor, sizle kavga çıkarıyor. Çok doluyum bu konuda, robot gibi çalışmak için çok şeyini feda ediyorsun, karşındaki insanın da bir köle olduğunu düşünüp onun tepkilerini de anlayışla karşılıyorsun, saldırmaması için gururunu yok sayıyorsun, saldırsa koruyacak kimse yok biliyorsun zaten maksat kavga edip psikolojimiz bozulmasın çok nadir olay yaşadım ve hepsinde karşı taraf yalvar yakar özür diledi sonrasında hakim ceza vermeyeceğine ben affedeyim en azından canım sıkılmaz dedim. Çok aşırı uzattım ama örnekte bizi vermeniz duygulandırdı, farkındalığınız için teşekkürler.
Aşçılık sektörünün özellikle modern kölelik olduğu kanaatine vardım. Haftalık en iyi ihtimalle 48-50 saate dayanan çalışma saatleri, haftada bir gün izinle sadece hizmet etmek için yaşanılan bi sektör. Mesai ücreti vs söz konusu bile değil zaten, asgari ücretten hallice maaşlar. İşveren çok doğalmış gibi günlük çalışma saatini dokuz saatten söylüyo, bir saat mola bile söz konusu değil, haftada bir gün izin var maalesef. Ne güzel sömürü ne ala iş!
Lan İlker bıkmadın kapitalizm güzellemelerinden. Azıcık düşünen insan en sonunda her şeyin sınıfsal olduğu sonucuna varıyor işte, kaçınılmaz bir şey bu. Her şeyi robotlar yapmaya başlayınca sıkılacaz falan tarzı öngörüler çok doğrucu değil. O süreçte insanın neye evirileceğini bilemeyiz. Bakarsın çok başka bir şey olur insanoğlu ihtiyacı olan şeyin bu olduğu sonucuna varır. Süreçte belli olacak şeyler bunlar. Program harikaydı. o konuda da teşekkür edelim EMEĞİNİZE sağlık.
Eğitim bölüğünde askerlik yaptım haftasonları boş geçerdi komutanlar giderdi usta askerlerin de yarısı çarşı iznine çıkardı kalanlara nöbetçi amirler çoğunlukla cidden gereksiz olan işler verirlerdi ve koğuşlara girmek yasak olurdu. Bu bize çok saçma ve angarya gelirdi. (saçma işten kastım şurada bir moloz yığını var onu alın 10 metre ileriye taşıyın. Taşıdınız mı şimdi yeniden geri eski yerine taşıyın gibi) işkence gibiydi. Sonra bir haftasonu bi nöbetçi amir bu tarz iş vermedi ve koğuşlara girmeyi serbest bıraktı. O gün anladım neden koğuşların yasak olup angarya işlerin verildiğini. Bir sürü kavga ve saçma sapan vukuatlar oldu o haftasonu. (buraya yazsam başım belaya girer). Kırılan ranzalar lambalar vesaire. Ondan sonraki haftalar başka amirler bunu yapmadı eski sistemden devam ettiler. Angarya iş çalışmak bu huzur veriyormuş cidden. Boşta kalmak eğitimli ve uygar ve olgun insanlar için kendini geliştirme fırsatıyken, böyle olmayanlar için kavga gürültü zarar ziyan fırsatı. Bu arada neredeyse hiç dayak olmayan bir kışlaydı. Zıvanadan çıkanlar kabaca üçte birdi diyebilirim. kendini geliştirenler onda birden az kalanlar ise ya uyuyordu ya da çay sigara muhabbet ediyordu. Böyle robotların gelip bir sürü işi insanlardan alacağı vakit geldiğinde boşta kalan insanların zıvanadan çıkanları için şu an bize insanlık dışı görünecek cezalar vermek zorunda kalacaktır toplum. ya da robotlarla birlikte çalışma cezası verilecektir. :)))
Zenginleri de mutlu eden aynı şey değil mi? Kafe-pastane açmak, bahçeciliğe yönelmek, takı tasarımına yönelmek, pilates vs pek çok orta-üst sınıf trendini de bu şekilde açıklamak mümkün.
Aslında çalışmak insan onuruna aykırı değil bence. Bu (kapitalizmde) şekilde çalışmak insan onuruna aykırı. Halbuki çalışmak ve üretmek insan için bir ihtiyaçtır. Insanı kendi haline bırakan tüm gün yatıp boş boş takılmaz. Bir yerden sonra kendi kendine birşeyler üretmeye başlar.
İnsanlık daha bu kölelik sistemine karşı yeteri kadar bilinç kazanamamışken, robotların bilinç geliştirip baş kaldıracağı korkusu aşırı gereksiz zaten, harun İsmail çırak, değerli bilgi ve yorumlarınız için ayrıca teşekkürler.
Harun hocam konu şeyde kitleniyo sanki " sen ağa ben ağa bizim ineği kim sağa ".... yine tadından yenmez bi program sadece küçük bi hatırlatma fluda internet ekipler amiri Serdar Kuzuloğlu nu arıyo gözler.
kralı neden öldürmüyorlar konusunu bize anlatmak için felsefe hocamız birgün dedi ki, herkes sınavda boş kağıt verirse herkes 100 alır ama bir kişi bile 1 soruyu çözerse herkes çözdüğü kadar puan alır. ilk başta çok basit bir anlaşma gibi duruyor ama kimse risk almak istemediği için çoğunluğun oyuyla reddedilmişti. organize olabilince güçlüyüz ama illa oyunbozanlar çıkıyor.
Alın yazısı, 'alnımızda ne yazıyorsa o' sözlerinin kaynağı Golem hikayeleri mi yani? Çok enteresanmış gerçekten. Her kaynak daha derindeki bir kaynaktan besleniyor.
''o lağımı temizlemeye robotu göndermezdi çünkü robotun içine bok gire ve anakartı yansa 12000 tlden çok tutar.'' bunu Hakan Günday söylemlerine benzettim. Çok beğendim bu lafı. Bu arada keşke Hakan beyi de davet etseniz
Uzun süredir insan türünün dünya çapında organize edilmesini düşünüyorum. Eğitilmesi insan kalitesinin standardizasyonu. Her birimize tür olarak bir bilyenin içinde yaşadığımızı boşlukta sonsuza doğru yol aldığımızı anlatmak. Doğaya ve diğer türlere saygı duymayı öğretmek. İletişim en muhakkak çözülmesi gereken bir problem fakat İngilizce doğal evrimsel olarak sıyrılıyor zaten. Biz göremesekte fazla ütopik olsada dünya ulusunun tek çatı altında birleşeceğine inanmayı seçiyorum. Devasa bir uzay gemisi üzerinde yaşayan basit aynı zamanda karmaşık bir yaşam formuyuz sadece.
Harun Hocam ağzına sağlık, uzun süredir İlker Hocayı böyle zortlatacak birini izlemek istiyordum. Ayrıca İlker Hocam "herkes kral olmak istemiyor" dedi. komünizm herkesin kral olması demek değildir zaten, kralların olmaması demektir. Mentaliteyi kavrayamayıp işkembeden atmakta üzerinize yok hocam, umarım karşınıza bu safsataları ağzınıza daha sık tıkacak insanlar almaya devam edersiniz. "Şimdiye kadarki bütün toplumların tarihi, sınıf savaşımları tarihidir"
Komünizm devleti aşırı güçlü konuma getirip kendi krallarini yaratıyor sorun burada.liberal ülkelerin ana hedefi özgürlük ve dünyada baktığımızda yaşanilabilir ülkelerin neredeyse tamami liberal . Komünizmin kaçınılmaz kaderi kendi diktatörünu yaratmak İlker hoca burada iskembeden atmıyor insanın doğasını söylüyor tarih zaten İlker hocanın haklılığını gösterdi
Harun Hocamdan özür diliyorum ama ben de İlker Hoca gibi kahkaha attım birkaç kere. "Bahçe hepimize ait olursa biz gönüllü bahçıvanlık yaparız" iddiasının üzerine "tragedy of commons" dan bahsetmemiş hocam, herhalde komünizm-liberalizm tartışmasından ziyade robotlara odaklanabilmek için. Ama kısacası ortak olan mala kimse bakmıyor, bahçe herkese ait olduğunda gönüllü bahçıvanlık pek işlemiyor (hele ki Türkiye özelinde düşünürsek). Flu Tv'nin liderlik üzerine olan videosunu tavsiye edeyim bu bağlamda. 23:30'da sadece şirket sahibi olanların kapitalist (veya liberal) olabileceği varsayımı ilginç. Bence İlker Hoca'ya "zaten uzun metraj film çekememişsin, o yüzden kapitalistsin sen" demek bile daha mantıklı olur :) Bu bağlamda da 3H Hareketi'nin videolarını tavsiye edeyim. Herkes gerçekten piyano çalıp sanat yapmak istiyor mu? Çalışmak gerçekten o kadar başa bela bir şey mi? Babil'in En Zengin Adamı adlı kitabı da bu bağlamda tavsiye edeyim. (Herkesin çalışmak yerine piyano çalacağı varsayımına cevap vermiyor ama çalışmanın erdeminden bahsediyor).
Evet ben de. Ve verilen cevap hep aynı: "ama sen kendin için çalışıyorsun yea zenginsin", sanki ondan öncesinde hiçbir çalışma yokmuş gibi, insan her halükarda kendi için çalışmıyormuş gibi.
bir ... gordum serisi harika.. merak ediyorum, cok markinal insanlar Flu Tv`de yer alabiliyor. neden hic bir KHK`li gordum veya bir cemaatci gordum diye bir program yapilmiyor? onlara da kendilerini ifade etmek hakki verilmesi bence cok basarili olur..
40 kadın 1 teknisyen kırk makinaya bakarken birden 2 teknisyen 150 makinaya bakar olduk.Tekstildeydik ve kadının attığı düğümün daha iyisini atar olmuştu makinalar.
İsyankar olursan iç karışıklık çıkar. Herkes kafasına estiğini yapmaya kalkar. Bir düzen gelmesi gerekiyorsa, düzenin sağlanabilmesi için bir baş/yönetici/denetleyici gerekir. 30:08 İnsanlara rahat her zaman batmıştır. İnsan hep daha fazlasını ister. Barış ve düzen isteyen herkes, gücü ele geçirdiğinde kendisini diğerlerinden ayırmaya başlar.
11:15 Yorumlarda hukuki boyutu açıklanmış. Ben de cezai boyutunu açıklamaya çalışayım. Ama öncelikle yorumumun geniş ölçekte işçi haklarıyla hiçbir ilgisinin bulunmadığını belirtmem gerekiyor. Bu üzücü olaya ilişkin verilen karar, pozitif hukuk çerçevesinde vahim bir yanlış içermiyor; sadece onu belirtmek istiyorum. Sanığa ceza TCK'nın 85/1 maddesi kapsamında verilmiş. Buna göre taksirle bir insanın ölümüne neden olan kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Alt sınırdan daha fazla uzaklaşılabilir ve bilinçli taksir düşünülebilirdi. Ancak dosya içeriğine vakıf olmadığımızdan bu konuda kesin bir şey söyleyemeyiz. O durumda dahi verilecek örneğin beş yıllık bir hapis cezası yeterli görülür müydü emin değilim. Sonrasında TCK'nın 62. Maddesi uygulanarak 1/6 oranında indirim yapılmış ve 50/1-a ve 4 maddelerine göre hapis cezası adli para cezasına çevrilmiş. Zira 12.000 TL üzerinden yapılan hesap onu gösteriyor. Lâkin bu hesaba göre adli para cezasının günlüğü 20 TL'den hesaplanmasının uygun olduğunu, işverenin gelirini düşününce, zannetmiyorum. Bütün bu açıklamayı yapmama neden olan en önemli husus ise şu: Sanığın yargılama sürecinde duyduğu pişmanlık hapis cezasının adli para cezası gibi seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinde kanunda yazılı olan şartlardan biri. Yani kanuna göre sanık pişman değilse cezası paraya çevrilemiyor. Şimdi soru şu: 1. Kanunda böyle bir hüküm olmasın mı? Karşılaştırmalı hukuk, hukuk felsefesi, hukuk sosyolojisi biliyorsak tartışalım. 2. Kanunda böyle yazmasına rağmen hâkim sanığın pişmanlığını göz ardı mı etsin? 3. Çoğumuzun başına böyle bir olay gelmesi halinde pişman olacağı da göz önüne alındığında sanığın pişman olmuş olması çok mu yadırgatıcı? Lafı uzatmayayım, kamuoyunda hâkimleri kravata indirim yapan saftirikler olarak gören büyük bir güruh var, o sebeple yazıyorum. Sanık pişman olmuş, sanığın zihnine girerek gerçekten pişman olup olmadığını bilemeyeceğimizden, "pişman mısın," diye sorulmuş, ki bu soruya " pişman değilim," diye cevap verenler de var, "pişmanım," demiş, pişmanlığı gözlemlenmiş ve kanun hükmü uygulanmış. Uygulama kanunda yazdığı için yapılmış; hâkim sanığa acıdığı için değil :) Hiçbir sanık hâkimin babasının oğlu değil. İşverenlerin işçileri tehlikeli işlerde çalışmaya zorlayamadıkları bir düzen, belki kimsenin hiçbir bilgi sahibi olmadığı konularda genelgeçer kanaatlere kanarak düşünce üretmeye çalışmadığı bir yerde mümkün olur.
Diğer bir açıdan, sorunun asıl kaynağı olan infaz rejimine göre 2 yıllık hapis cezası cezaevine hiç girmemek anlamına geldiğinden, esasen adli para cezasının daha etkin bir ceza olduğunu söylemek bile mümkün.
@@haymatlosalbatros haklısınız da videoda kararı veren hakim ile ilgili bir şey söyleyen yok ki zaten. sonuç olarak bugün birinin üç kuruşa çalıştırdığı adamları ölüme götürmesinin bedeli, bu işi yapabilecek bir robotun zarar görmesinden daha az.
Harun Bey komünist değil, marksist teoriye en azından az çok hakim. İlki politik görüş, ikincisi felsefeden ekonomiye bir çok alanı etkileyen bir algı aracı.
3:01 ilker hoca'nın çıraklarını bazen anlayamıyorum. bir yandan o dönemden bir filmi daha yeni seyretmiş ve bitirmeden bırakmış olmalarına sinir oluyorum (hatta bunu hakir görüyorum), bir yandan da soru sormaktaki cesaretlerini kıskanıyorum.
Bu yaşta oturup piano çalmayı istemek oturup piano çalmaya çalışmaktan daha mantıklı. Oturunca çalamadığını görmek bütün argumanın çöp olduğunu kanıtlar ama inat edip çalmaya çalışağı için çalma imkanının olmaması çevresindekiler için daha sağlıklı.
gercekten aylardir remarkable2 reklami goruyorum aslinda ihtiyacim da var ama yine de o reklam borbardimani gercek. O humans dizisinin orijini akta manniskor bir isvec dizisi miydi bilen hatirlayan varsa aydinlatsa guzel olur? bu arada program sahane!
Bana tüm işleri robotlar alınca ne olacağı konusu çok zor gelmiyor. Metaverse e bağlanıp çeşitli maceralara katılacaklar. Oyun grupları, oyun üzerine yarışmalar ile yaşamak zorunda oldukları duyguları yaşamaya devam edecekler.
23:40 o bahçe hepimizin bahçesi olursa hepimiz bahçıvanlığı yaparız... hayaller aleminde yaşıyorsunuz. İnsanı tanımayan saçma sapan düşünceler ayrıca insan sadece maddeden oluşan bir varlık da değildir. Sorun var tabiki de fakat çözüm bu değil bu söylediğiniz ZIRVA.
Videonun devamı daha enteresan Lenin'den Stalin'den bahsediyor abimiz. Abi sen başından beri karşı çıktığını ihtilal sonrası bizzat gerçekleştirmiş olan adamları örnek gösteriyorsun "iradeye sahip olmayalım köle olarak kalalım istiyorlar" diyorsun fakat çözüm olarak sunduğun adamlar ahh neyse Allah akıl fikir versin :) sağlıcakla
10 ile 18. dk arası Harun çırak İlker canikligilin sığlığı, düz mantık önermeleri, 80ler retrosu anti komünist söylemlerinden o kadar yılıyor ki, yüzünden ben bu adamla neden iş yapıyorum sorgulaması açıkça okunuyor. Harun hocam, sizin adınıza acı çektim birkaç dakika. Umarım kanaldan gelen paraya değiyordur.
Harun hocayı çok seviyorum. Çok iyi anlatıyor.
Konuşmada geçen " ııı,eee," gibi seslerin ve cümleler arasındaki uzun boşlukların kesilmesi çok hoş. Hem kısmen de olsa süre kısalıyor ve hem de konuşmada süreklilik akamete uğramadığı için dinleyenin dikkati dağılmıyor. Hızlı okuma gibi (Hızlı okuma sanılanın aksine daha çok akılda kalıcı, zira beyin konu harici şeyler düşünmekten alıkonuyor .) Düzenlemeyi yapana teşekkür.
Artık eminim ki İlker böyle kaliteli insanları bulup çıkarıp daha çok anlattırmak için enine çizgili lakoslu emmi gibi saçma sapan konuşup kışkırtıyor. Adamın sol/ sosyalist görüşe katkısı BSM kollektif tv'den fazla resmen.Bravo👏👏👏
Ilk 5 dakikada o kadar kaliteli bilgi ve yorumlamalar var ki bugun ilk 5 dakikayi anca sindirebilirim. Adam olana 1 hafta yeter bu video
Harun hocamı unutmuştuk görünce özlediğimiz geldi aklımıza teşekkürler hocamlarım
Feyzli bir sohbet olmuş mübarekler. Teşekkürler.
Sayın Canikligil...
Hem size, hem de ( eğer yazdıklarımı iletebilirseniz ) Harun beye, tavsiye edebileceğim şey:
1863 te Çernişevski tarafından yazılmış olan, NASIL YAPMALI romanını okumanızdır !!!
Bu romanında, Çernişe vski, romanının kahramanı, Vera Pavlovna' nın 4. rüyası bölümünde, insanlığın geldiği otomat makinalaşma, aşamasında, sizin sorduğunuz tüm sorulara cevap veriyor 😂
Okumanızı, içten tavsiye ederim 😊😊😊
Saygılar....
Fevkalade bir sohbet ilkerin bazı toplumcu analizlere karşı parazintlenmesi ve itiraz edemeyecek durumda kalması çok hoş.
Ayda yaklaşık 300 saat (ki bu mesaide 8 saatte 200-250 aerası hasta muayene ettiğimiz veya 2 gece üst üste 40 saat uyumadan çalışılan bir 300 saat) İzmir'de bir acil serviste asistan doktor olarak 4 senedir çalışan bir kişi olarak kendimi çalıştığım zamanlarda robot gibi hissediyorum. Çalıştığım süreçte insanlara çok sevdiği kişilerin öldüğünü/durumunun kötü olduğunu söyleyen, yemek yemeden-sigara içmeden-çay vs içmeden aralıksız 6-7 saat ayakta kalan, 200 kişi baktığımız yeşil alan nöbetlerinde dk'da 1 kişiyi muayene-tedavi eden bir kişi olarak robotlaşmazsam başarabileceğimi sanmıyorum. Özellikle bu 4 yıllık sürecin bazı kısımlarında 10 günde 120 saat çalıştığımız ve covid sebebiyle günde en az 10 kişinin vefat ettiği bir dönem vardı ki, kendimi köle gibi hissediyordum. Birilerinin bize asistanlar yeter dediği asistanlar zorunluluktan gelecekteki güzel günleri hayal ederek köleliğini yapıyor. Mesela şahsen 1 yıl İngiltere'de çalışıp uzman olup tekrar dönmek motivasyonu ile bu işi yapabildim. Onca saat çalışma üzerine 200 kişiye baktığınız için yeterince ilgilenmediğiniz nedeniyle hakaret işitiyorsun, sokakta görsen yolunu değiştireceğin adamlardan tehdit alıyorsun ve tüm bunların üzerine şikayetçi olmanız halinde mahkeme-savcılık-hastane-polis-güvenlik hepsi ile ayrı ayrı ifade verip sonucunda en iyi ihtimalle hiçbir zaman uygulanmayacak bir ceza alıp hayatına devam ediyor. Hatta yaralanmanız bile kimsenin umrunda değil, bunu bilerek yapıyoruz bu işi. Olay çıkmasın diye herşeyi sineye çekiyoruz, sonucunda psikolojimiz bozulmasın diye psikolojik ilişki kurmuyoruz, ve giderek robotlaşıyoruz. Bu şartlar altında duygularınla yaklaşırsan köleliğin bundan çok da kötü olmadığını fark ediyorsun. 1 kitap için 15 gün çalışmam gerekiyor, bu durum için grev yapılıyor ve tüm hastalar acile geliyor, ve siz 30 sedyeyle 750 kişi bakmaya zorlanıyorsunuz, üzerine bir de hastalar grev yapıldığı için size küfrediyor, sizle kavga çıkarıyor. Çok doluyum bu konuda, robot gibi çalışmak için çok şeyini feda ediyorsun, karşındaki insanın da bir köle olduğunu düşünüp onun tepkilerini de anlayışla karşılıyorsun, saldırmaması için gururunu yok sayıyorsun, saldırsa koruyacak kimse yok biliyorsun zaten maksat kavga edip psikolojimiz bozulmasın çok nadir olay yaşadım ve hepsinde karşı taraf yalvar yakar özür diledi sonrasında hakim ceza vermeyeceğine ben affedeyim en azından canım sıkılmaz dedim. Çok aşırı uzattım ama örnekte bizi vermeniz duygulandırdı, farkındalığınız için teşekkürler.
Gercekten cok uzuluyorum basta sizler olmak uzere, hak ettigi sartlarda calisamayanlara. Umuyor ve dua ediyorum ki guzel gunesli gunler gorelim.
Aşçılık sektörünün özellikle modern kölelik olduğu kanaatine vardım. Haftalık en iyi ihtimalle 48-50 saate dayanan çalışma saatleri, haftada bir gün izinle sadece hizmet etmek için yaşanılan bi sektör. Mesai ücreti vs söz konusu bile değil zaten, asgari ücretten hallice maaşlar. İşveren çok doğalmış gibi günlük çalışma saatini dokuz saatten söylüyo, bir saat mola bile söz konusu değil, haftada bir gün izin var maalesef. Ne güzel sömürü ne ala iş!
keyifli bir sohbet, referanslar tarih din vb. kurulan bağlantılar ve yorumlama biçimleri çok iyi. Teşekkürler
Lan İlker bıkmadın kapitalizm güzellemelerinden. Azıcık düşünen insan en sonunda her şeyin sınıfsal olduğu sonucuna varıyor işte, kaçınılmaz bir şey bu.
Her şeyi robotlar yapmaya başlayınca sıkılacaz falan tarzı öngörüler çok doğrucu değil. O süreçte insanın neye evirileceğini bilemeyiz. Bakarsın çok başka bir şey olur insanoğlu ihtiyacı olan şeyin bu olduğu sonucuna varır. Süreçte belli olacak şeyler bunlar.
Program harikaydı. o konuda da teşekkür edelim EMEĞİNİZE sağlık.
Eğitim bölüğünde askerlik yaptım haftasonları boş geçerdi komutanlar giderdi usta askerlerin de yarısı çarşı iznine çıkardı kalanlara nöbetçi amirler çoğunlukla cidden gereksiz olan işler verirlerdi ve koğuşlara girmek yasak olurdu. Bu bize çok saçma ve angarya gelirdi. (saçma işten kastım şurada bir moloz yığını var onu alın 10 metre ileriye taşıyın. Taşıdınız mı şimdi yeniden geri eski yerine taşıyın gibi) işkence gibiydi.
Sonra bir haftasonu bi nöbetçi amir bu tarz iş vermedi ve koğuşlara girmeyi serbest bıraktı. O gün anladım neden koğuşların yasak olup angarya işlerin verildiğini. Bir sürü kavga ve saçma sapan vukuatlar oldu o haftasonu. (buraya yazsam başım belaya girer). Kırılan ranzalar lambalar vesaire. Ondan sonraki haftalar başka amirler bunu yapmadı eski sistemden devam ettiler. Angarya iş çalışmak bu huzur veriyormuş cidden. Boşta kalmak eğitimli ve uygar ve olgun insanlar için kendini geliştirme fırsatıyken, böyle olmayanlar için kavga gürültü zarar ziyan fırsatı. Bu arada neredeyse hiç dayak olmayan bir kışlaydı. Zıvanadan çıkanlar kabaca üçte birdi diyebilirim. kendini geliştirenler onda birden az kalanlar ise ya uyuyordu ya da çay sigara muhabbet ediyordu.
Böyle robotların gelip bir sürü işi insanlardan alacağı vakit geldiğinde boşta kalan insanların zıvanadan çıkanları için şu an bize insanlık dışı görünecek cezalar vermek zorunda kalacaktır toplum. ya da robotlarla birlikte çalışma cezası verilecektir. :)))
Bedenin çalışması zihin dertlerini giderir, fakirleri mutlu eden de budur. François de La Rochefoucauld
Zenginleri de mutlu eden aynı şey değil mi? Kafe-pastane açmak, bahçeciliğe yönelmek, takı tasarımına yönelmek, pilates vs pek çok orta-üst sınıf trendini de bu şekilde açıklamak mümkün.
Ibrahim aslinda sosyolojik acidan büyük bir vakaya parmak basti :-)
Bosta kalan insan napacak
Bosta kalan insani napacaz
Insani napacaz :-)
ilker bey matrix'te "aman beni simülasyondan çıkarmayın" diye yalvaran kişilerden olurdu herhalde😅
Bu programa bir de Nevzat Hocanın bakışı olsa daha da harika olurdu.
“Çalışmak, insanlık onuruna aykırıdır.” Ben de hep bunu söylüyorum. 👏🏻
Onura aykiri bir sey yapiyor musun? :-)
Aslında çalışmak insan onuruna aykırı değil bence. Bu (kapitalizmde) şekilde çalışmak insan onuruna aykırı.
Halbuki çalışmak ve üretmek insan için bir ihtiyaçtır.
Insanı kendi haline bırakan tüm gün yatıp boş boş takılmaz. Bir yerden sonra kendi kendine birşeyler üretmeye başlar.
Asimov'a selam olsun. :) Harika bi' program bu. En sevdiklerim arasında!
İnsanlık daha bu kölelik sistemine karşı yeteri kadar bilinç kazanamamışken, robotların bilinç geliştirip baş kaldıracağı korkusu aşırı gereksiz zaten, harun İsmail çırak, değerli bilgi ve yorumlarınız için ayrıca teşekkürler.
Harun hocam konu şeyde kitleniyo sanki
" sen ağa ben ağa bizim ineği kim sağa "....
yine tadından yenmez bi program sadece küçük bi hatırlatma fluda internet ekipler amiri Serdar Kuzuloğlu nu arıyo gözler.
Flu tv de izlediğim en güzel videolardan biri
İş hayat ilgili bu adamdan öğrenilecek gerçekte çok şey var her defasında farklı bir şey öğreniyorum ve sarsılıyorum
Çok güzel bölümmüş, bayılarak dinledim.
Günde 4 saat çalışma mevzusunun patenti Bertrand Russell'dır. Aylaklığa Övgü kitabında bu konuya baya güzel değinmişti.
Favori robotun Alien Prometheus 'daki David. Ayrı bir film olmayı hak ediyor bence.
Ne guzel sohbet olmus hocam ya devami gelsin kesinlikle :)
kralı neden öldürmüyorlar konusunu bize anlatmak için felsefe hocamız birgün dedi ki, herkes sınavda boş kağıt verirse herkes 100 alır ama bir kişi bile 1 soruyu çözerse herkes çözdüğü kadar puan alır. ilk başta çok basit bir anlaşma gibi duruyor ama kimse risk almak istemediği için çoğunluğun oyuyla reddedilmişti.
organize olabilince güçlüyüz ama illa oyunbozanlar çıkıyor.
Zihin açıcı bir emek❤
Şahane program! Uzun zamandır Flu TV izlemiyordum, neler kaybettiğimi merak ettirdi 👏🏻👏🏻👏🏻
Başlıktan pek anlaşılmıyor ama konu çok çekici
Alın yazısı, 'alnımızda ne yazıyorsa o' sözlerinin kaynağı Golem hikayeleri mi yani? Çok enteresanmış gerçekten. Her kaynak daha derindeki bir kaynaktan besleniyor.
Zafer açıkgözoğlu... Artık ben de unutmayacağım.
Teşekkürler
''o lağımı temizlemeye robotu göndermezdi çünkü robotun içine bok gire ve anakartı yansa 12000 tlden çok tutar.'' bunu Hakan Günday söylemlerine benzettim. Çok beğendim bu lafı. Bu arada keşke Hakan beyi de davet etseniz
Uzun süredir insan türünün dünya çapında organize edilmesini düşünüyorum. Eğitilmesi insan kalitesinin standardizasyonu. Her birimize tür olarak bir bilyenin içinde yaşadığımızı boşlukta sonsuza doğru yol aldığımızı anlatmak. Doğaya ve diğer türlere saygı duymayı öğretmek. İletişim en muhakkak çözülmesi gereken bir problem fakat İngilizce doğal evrimsel olarak sıyrılıyor zaten. Biz göremesekte fazla ütopik olsada dünya ulusunun tek çatı altında birleşeceğine inanmayı seçiyorum. Devasa bir uzay gemisi üzerinde yaşayan basit aynı zamanda karmaşık bir yaşam formuyuz sadece.
Harun Hocam ağzına sağlık, uzun süredir İlker Hocayı böyle zortlatacak birini izlemek istiyordum.
Ayrıca İlker Hocam "herkes kral olmak istemiyor" dedi. komünizm herkesin kral olması demek değildir zaten, kralların olmaması demektir. Mentaliteyi kavrayamayıp işkembeden atmakta üzerinize yok hocam, umarım karşınıza bu safsataları ağzınıza daha sık tıkacak insanlar almaya devam edersiniz.
"Şimdiye kadarki bütün toplumların tarihi, sınıf savaşımları tarihidir"
Komünizm devleti aşırı güçlü konuma getirip kendi krallarini yaratıyor sorun burada.liberal ülkelerin ana hedefi özgürlük ve dünyada baktığımızda yaşanilabilir ülkelerin neredeyse tamami liberal . Komünizmin kaçınılmaz kaderi kendi diktatörünu yaratmak İlker hoca burada iskembeden atmıyor insanın doğasını söylüyor tarih zaten İlker hocanın haklılığını gösterdi
Çok guzel calismalar yapmissiniz, ellerinize saglik. Yalniz surekli, nerdeyse her kelimede kesilerek birlestirilmis ses, komsantre olmami imkansiz kiliyor. Cok uzgunum, izlemeye devam edemedim...
İlker Canikligil Aristocu çıktı: “Kölelerin kölece bir tabiatı vardır!”
videoda bahsedilen RUR 2021'de telemak kitabevi tarafından basıldı, online mecralarda satılıyor.
Aaaa ne kadar tanıdık bir sima
çok güzel bir sohbetti. keşke biraz sayborglara da değinseydiniz. onun üzerine bir araştırma yapıyorum.
ya ben bu programı sanki daha önce izledim:))
Hocam iyi esnediniz valla, uykum geldi izlerken))
Salam əla qəşkdi 👍💯
Harun Hocamdan özür diliyorum ama ben de İlker Hoca gibi kahkaha attım birkaç kere. "Bahçe hepimize ait olursa biz gönüllü bahçıvanlık yaparız" iddiasının üzerine "tragedy of commons" dan bahsetmemiş hocam, herhalde komünizm-liberalizm tartışmasından ziyade robotlara odaklanabilmek için. Ama kısacası ortak olan mala kimse bakmıyor, bahçe herkese ait olduğunda gönüllü bahçıvanlık pek işlemiyor (hele ki Türkiye özelinde düşünürsek). Flu Tv'nin liderlik üzerine olan videosunu tavsiye edeyim bu bağlamda.
23:30'da sadece şirket sahibi olanların kapitalist (veya liberal) olabileceği varsayımı ilginç. Bence İlker Hoca'ya "zaten uzun metraj film çekememişsin, o yüzden kapitalistsin sen" demek bile daha mantıklı olur :) Bu bağlamda da 3H Hareketi'nin videolarını tavsiye edeyim.
Herkes gerçekten piyano çalıp sanat yapmak istiyor mu? Çalışmak gerçekten o kadar başa bela bir şey mi? Babil'in En Zengin Adamı adlı kitabı da bu bağlamda tavsiye edeyim. (Herkesin çalışmak yerine piyano çalacağı varsayımına cevap vermiyor ama çalışmanın erdeminden bahsediyor).
Dünyayı ele geçirecekleri günü sabırsızlıkla bekliyorum umarım robotlar dünyayı ele geçirir
Kendi yorumumu beğendim.
Konuş hocam en azından söyleyemediklerimizi dile getiriyorsun
Adam kitap gibi anlattı helal olsun
Cut cok fazla oluyor. Cümleler anlasilmiyor ve yoruyor. Biraz daha az cut olursa cok daha iyi olur
7:25-7:54 Arası İlker hoca gibi infilak ettim.
Evet ben de. Ve verilen cevap hep aynı: "ama sen kendin için çalışıyorsun yea zenginsin", sanki ondan öncesinde hiçbir çalışma yokmuş gibi, insan her halükarda kendi için çalışmıyormuş gibi.
Ofya önerilerde o küçük resmi görünce nevzat hoca geldi sandım ya, yanlış anlaşılmasın harun beyi de severiz..
bir ... gordum serisi harika.. merak ediyorum, cok markinal insanlar Flu Tv`de yer alabiliyor. neden hic bir KHK`li gordum veya bir cemaatci gordum diye bir program yapilmiyor? onlara da kendilerini ifade etmek hakki verilmesi bence cok basarili olur..
Harun bey İlker beye iyi dayanmış bu bölüm
Kavga etmek yasaklanırsa insanlar piyano çalmayı öğrenir
-Harun Çırak
Suni adam veya yapay adam çok iyi.
Sonuçta rahatsız canlılarız , bir sıkıntı çıkarırız illa ki.
konular çok hoştu
40 kadın 1 teknisyen kırk makinaya bakarken birden 2 teknisyen 150 makinaya bakar olduk.Tekstildeydik ve kadının attığı düğümün daha iyisini atar olmuştu makinalar.
İsyankar olursan iç karışıklık çıkar. Herkes kafasına estiğini yapmaya kalkar. Bir düzen gelmesi gerekiyorsa, düzenin sağlanabilmesi için bir baş/yönetici/denetleyici gerekir. 30:08 İnsanlara rahat her zaman batmıştır. İnsan hep daha fazlasını ister. Barış ve düzen isteyen herkes, gücü ele geçirdiğinde kendisini diğerlerinden ayırmaya başlar.
26:50 adam köleye fena kapak koymuş
piano yapan adam ne yapsın ? bu soruya acil cevap Harun bey :)
Corporacion isimli bir belgesel vardır Onu Şiddetle tavsiye ediyorum buradaki şirket tartışmasına dair
Yapay zeka fena geliyor hocam öğrettikçe öğretiyoruz yakında gelir siz de görürsünüz
Şahane
11:15 Yorumlarda hukuki boyutu açıklanmış. Ben de cezai boyutunu açıklamaya çalışayım.
Ama öncelikle yorumumun geniş ölçekte işçi haklarıyla hiçbir ilgisinin bulunmadığını belirtmem gerekiyor. Bu üzücü olaya ilişkin verilen karar, pozitif hukuk çerçevesinde vahim bir yanlış içermiyor; sadece onu belirtmek istiyorum.
Sanığa ceza TCK'nın 85/1 maddesi kapsamında verilmiş. Buna göre taksirle bir insanın ölümüne neden olan kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Alt sınırdan daha fazla uzaklaşılabilir ve bilinçli taksir düşünülebilirdi. Ancak dosya içeriğine vakıf olmadığımızdan bu konuda kesin bir şey söyleyemeyiz. O durumda dahi verilecek örneğin beş yıllık bir hapis cezası yeterli görülür müydü emin değilim.
Sonrasında TCK'nın 62. Maddesi uygulanarak 1/6 oranında indirim yapılmış ve 50/1-a ve 4 maddelerine göre hapis cezası adli para cezasına çevrilmiş. Zira 12.000 TL üzerinden yapılan hesap onu gösteriyor. Lâkin bu hesaba göre adli para cezasının günlüğü 20 TL'den hesaplanmasının uygun olduğunu, işverenin gelirini düşününce, zannetmiyorum.
Bütün bu açıklamayı yapmama neden olan en önemli husus ise şu: Sanığın yargılama sürecinde duyduğu pişmanlık hapis cezasının adli para cezası gibi seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinde kanunda yazılı olan şartlardan biri. Yani kanuna göre sanık pişman değilse cezası paraya çevrilemiyor.
Şimdi soru şu: 1. Kanunda böyle bir hüküm olmasın mı? Karşılaştırmalı hukuk, hukuk felsefesi, hukuk sosyolojisi biliyorsak tartışalım.
2. Kanunda böyle yazmasına rağmen hâkim sanığın pişmanlığını göz ardı mı etsin?
3. Çoğumuzun başına böyle bir olay gelmesi halinde pişman olacağı da göz önüne alındığında sanığın pişman olmuş olması çok mu yadırgatıcı?
Lafı uzatmayayım, kamuoyunda hâkimleri kravata indirim yapan saftirikler olarak gören büyük bir güruh var, o sebeple yazıyorum. Sanık pişman olmuş, sanığın zihnine girerek gerçekten pişman olup olmadığını bilemeyeceğimizden, "pişman mısın," diye sorulmuş, ki bu soruya " pişman değilim," diye cevap verenler de var, "pişmanım," demiş, pişmanlığı gözlemlenmiş ve kanun hükmü uygulanmış. Uygulama kanunda yazdığı için yapılmış; hâkim sanığa acıdığı için değil :) Hiçbir sanık hâkimin babasının oğlu değil.
İşverenlerin işçileri tehlikeli işlerde çalışmaya zorlayamadıkları bir düzen, belki kimsenin hiçbir bilgi sahibi olmadığı konularda genelgeçer kanaatlere kanarak düşünce üretmeye çalışmadığı bir yerde mümkün olur.
Diğer bir açıdan, sorunun asıl kaynağı olan infaz rejimine göre 2 yıllık hapis cezası cezaevine hiç girmemek anlamına geldiğinden, esasen adli para cezasının daha etkin bir ceza olduğunu söylemek bile mümkün.
@@haymatlosalbatros haklısınız da videoda kararı veren hakim ile ilgili bir şey söyleyen yok ki zaten.
sonuç olarak bugün birinin üç kuruşa çalıştırdığı adamları ölüme götürmesinin bedeli, bu işi yapabilecek bir robotun zarar görmesinden daha az.
Kapağı görünce Nevzat hocanın programı sanıp sevinmiştim eh bu da fena değil
Ne demek eh fena değilmiş sen konuşup anlatsana böyle .. bilmişlik yapmayın arkadaşlar ya saygınız olsun insanlara
@@moon1984z duyar kasma
Harun Bey komünist değil, marksist teoriye en azından az çok hakim. İlki politik görüş, ikincisi felsefeden ekonomiye bir çok alanı etkileyen bir algı aracı.
3:01 ilker hoca'nın çıraklarını bazen anlayamıyorum.
bir yandan o dönemden bir filmi daha yeni seyretmiş ve bitirmeden bırakmış olmalarına sinir oluyorum (hatta bunu hakir görüyorum), bir yandan da soru sormaktaki cesaretlerini kıskanıyorum.
Muazzam.
Sonunda tarih, bilim ve sınıf bilinci olan birini bulmuş.
bir dinozor diğer dinozora demiş ki "şu otomobillerin içinde olmak nasıl bir his acaba?"
Piyanoyu kim yapacak?
Dört saat çalışan bırakın uçağa binmeyi markete giremez.
O lağıma indirme olayını çok iyi hatırlıyorum. Çocuk hastalanıp vefat etti. Bir arkadaşı ben inmem demişti. Ama o inmiş.
Abi çok güzel ya
Aaaa Nevzat hocanın bağırmayanı
Normal sesinizle konussaniz daha iyi olurmus.
Anime olan Metropolis'te izlemeye değer öneririm
Rusların Sezen Aksu'su Alla Pugacheva'nin da "Robot" diye bir şarkısı vardı. Sonra rahmetli Bülent Ecevit'in "Robot" diye bir şiiri vardı...
Haluk Bilginer tabi 4 saat çalışalım der ama kendi dizisinde 16 saat çalıştırılan sinema emekçileri için kılını kıpırdatmaz.
Ses çok rahatsız edici, içerik mükemmel olduğu halde dinleyemedim. Kulaklığı değiştirin lütfen.
R/place hakkında video istiyoruz
‘Adem belki canı sıkıldığı için elmayı yedi’
16:57 komplo teorisi ile mi karıştırdı acaba, ilk defa duyuyorum kumpas teorisi.
Beyaz yakali avcisi abiden daha kotu ne olabilir diye dusunurken.... 😢
Bu yaşta oturup piano çalmayı istemek oturup piano çalmaya çalışmaktan daha mantıklı. Oturunca çalamadığını görmek bütün argumanın çöp olduğunu kanıtlar ama inat edip çalmaya çalışağı için çalma imkanının olmaması çevresindekiler için daha sağlıklı.
Et ete deyecek ağa robot nedirta
👍👍👍👍
Monthy python ve holy grail filmindeki anektot eksik kaldı hocam
Milattan sonra 2022 yılında hala komunizm savunmak falan :D
Adam Stalin'i savunuyor. Bu solcular her şeyi öğrendi, birey olmayı öğrenemedi. 1 saat daha konuşsalar, Mao ve great leap forward falan övecek.
Gerginlik yaratma olum robot diyoruz robot, android o
gercekten aylardir remarkable2 reklami goruyorum aslinda ihtiyacim da var ama yine de o reklam borbardimani gercek. O humans dizisinin orijini akta manniskor bir isvec dizisi miydi bilen hatirlayan varsa aydinlatsa guzel olur? bu arada program sahane!
Belki de ihtiyacim yok ama reklamlar yuzunden oyle hissediyor da olabilirim :`)
Bana tüm işleri robotlar alınca ne olacağı konusu çok zor gelmiyor. Metaverse e bağlanıp çeşitli maceralara katılacaklar. Oyun grupları, oyun üzerine yarışmalar ile yaşamak zorunda oldukları duyguları yaşamaya devam edecekler.
23:40 o bahçe hepimizin bahçesi olursa hepimiz bahçıvanlığı yaparız... hayaller aleminde yaşıyorsunuz. İnsanı tanımayan saçma sapan düşünceler ayrıca insan sadece maddeden oluşan bir varlık da değildir. Sorun var tabiki de fakat çözüm bu değil bu söylediğiniz ZIRVA.
Videonun devamı daha enteresan Lenin'den Stalin'den bahsediyor abimiz. Abi sen başından beri karşı çıktığını ihtilal sonrası bizzat gerçekleştirmiş olan adamları örnek gösteriyorsun "iradeye sahip olmayalım köle olarak kalalım istiyorlar" diyorsun fakat çözüm olarak sunduğun adamlar ahh neyse Allah akıl fikir versin :) sağlıcakla
yasak elma isimli diziyi öneririm izleyin ilker bey
Robot nedir? "Programlanabilir makinedir" "
Dağılabilirsiniz
billa'le anlatır gibi anlatmış ama bilal hoca anlamıyor. şapkamış bahçıvanmış
hahahhahahahaha
10 ile 18. dk arası Harun çırak İlker canikligilin sığlığı, düz mantık önermeleri, 80ler retrosu anti komünist söylemlerinden o kadar yılıyor ki, yüzünden ben bu adamla neden iş yapıyorum sorgulaması açıkça okunuyor. Harun hocam, sizin adınıza acı çektim birkaç dakika. Umarım kanaldan gelen paraya değiyordur.
5. tokat, insansı robotlardan "gereksizsiniz imha olun" Worldwar 3.
yaşasın komünizim 😀😀😄😄😄😊😊😊
God Of War moment: 4:41
4:47 _"What this man has done... that makes him so great.. that he deserves more life."_
@@panda_invention1810 o7.