Aytuğ beyi tanıyordum onun fikirleriyle ortaklaştığımız olmuştur. Sanırım bu yüzden durup kulak veriyorum bir yandan ya yansıma hissi verdiği için huzursuz ediyor çokça kendimi bulduğum için . Kanalınızı keşfetmenin sevincini yaşıyorum teşekkürler
''Bir insanın bir insana verebileceği en önemli şey dikkat'' dediniz ne muhteşem bir cümle,bu cümlenin ardında ilgi var,önem var,şefkat var.....daha çeşitlendirilebilir ama temel motivasyon bu gerçekten uzun zamandır düşündüğüm bir konuda aydfınlanma yaşadım...Teşekkürler....
Mutluluğun, basit ve açık bir şey olup bir bardak şarap, kendi halinde bir mangalcık ve denizin uğultusundan başka bir şey olmadığına aklım yattı. Yalnız, bütün bunların mutluluk olduğunu insanın anlayabilmesi için basit ve açık bir kalbe sahip olması gerekiyordu. - Nikos Kazancakis
Sarap mangal ve deniz disinda birseye gerek yok zaten. Muhim olan onlara sahip olabilmekte 😅 biz onlara bile hasretiz. Sabah bisiklete binip gunes dogarken tarlalardan gelen yogun ot kokusu bana yasadigimi hissettirebiliyor.
teşekkürler, ismete özele en fazla atıfta bulunulan youtube videosu olabilir, hoş sohbetti, gelgitli arayışlı bir yere varamayışlı, ben böyle seviyorum zaten
Terk ettiğimiz opraklara hiçbir zaman dönemeyeceğiz ,aynı nehir de iki kez yıkanamayız,ama kendi özümüze dönebiliriz,yolculuk hiç bitmez,keyifli sohbet için teşekkürler...
flu tv den ayrıldığından beri acaba hangi kanalda benzer seriyi görebilirim arayişi içindeydim. aytuğ akdoğanı her gördüğüm videoya dalıyorum. yarattığı o tuhaf etkiyi seviyorum
25 dakika dayanabildim . Çünkülerimi aciklayacak derecede turkce bildigimi sanmiyorum . Ama fark ettigim şeylerden yola cikarak 25 şer dakikalar seklinde dönüp kendime bakmam icin cok kaliteli, keyifli ve bu iki kisinin açısından kendime rahatsiz edici derecede kaliteli bir sohbet . ( ilk 25 dk)
Ben bölüme bayıldım, ikinizide daha derin görmek, duymak bana çok iyi geldi. 31 yaşında sorgulayan bir insan olarak aynı sorulara çok farklı fakst aynı yere varsn cevaplarımızın olması çok ilginç bir o kadarda çok insan. Teşekkürler ❤
Gayet güzel bi söyleş olmuş açıkcası günümüzde içinde sıkışıp kaldığımız durumlardan tutun başarılarıyla sanat camiasında bi şekilde yerini almış insanlara kadar uzanan bi sohbet ve aytuğ'nun hayatın anlamı ve kendini çözümseyebilme konularında ki cümle kuramayışı nasıl anlatıcağını bilmemesi o konudaki durumu daha iyi özetliyor.Teşşekkür ediyoruz.
Aslında tüm mesele önemsenmek.Tüm yaşamımızda öğrendiklerimizi, bilgi ve birikimlerimizi paylaşmak arzusu içinde anlatıyoruz. Bende varım demek kısacası!
Silik, fark edilmeyen, alelade birisi olmaktan çok korkuyoruz. Fakat dünyadan tatlı bir esinti gibi yük olmadan yük etmeden geçip gidenler bana hep çok özenilesi gelmiştir.
Sizi dinlerken çok keyif aldım, emeği geçenlere teşekkür etmek istiyorum. Buna ek olarak küçük bir eleştiri yapmak istiyorum : yabancı dil kelimeleri cümle aralarına sıkıştırmasaydınız bu beni biraz daha mutlu ederdi. Tekrardan teşekkür ederim.
Çok seçici bir TH-cam izleyicisiyim, vaktime kıymet veriyorum ve ne tükettiğime dikkat ediyorum. Bu videoyu büyük bir haz ile izledim. Bilal Bey kanalınıza abone olmaya karar verdim bu videonun ardından ve üşenmeyip her yorumu ve sizin yanıtınızı okudum. Derin entelektüel kapasitenizi bazı yerlerde neden harcadığınızı sorguladım. Fikirlerinizden ve Aytuğ'un pesimistliğine ve isteksizliğine saygı duyarak onu zorlamadan muhabbeti canlandırmaya dair çabanızdan da keyif aldım. Umut var, hep var.
Bir şeyin manasını okuma biçimimizi en çok niyetimiz belirliyor. Niyet de salt bilinçle belirlenebilen bir şey değil. Niyet hayatımızın birikimsel bir niteliği, çıktısı. İnsanlar niyetlerini iradeyle değiştirebileceklerini zannederek yanılıyor. Niyetimizin niteliksel kalitesini minik minik tercihlerle artırabiliyoruz. Aynı programdan onlarca farklı okuma biçimi ortaya çıktı. Haklılık haksızlık meselesi değil ama o okumalar aslında benden ve programdan çok okumayı yapanlarla ilgili bir şeyler söylüyor. Sizin okumanızı da bana dönük bir övgü değil, sizin niyetinizin niteliğinin bir yansıması olarak okudum. Sizin adınıza sevindim, bize de sarf-ı nazar ettiğiniz için kendi adıma da sevindim. Çok teşekkürler.
Bence hayatta durduğun zaman , bu durağan sosyal yaşam veya çevresel aktivite olarak algılanmasın , gerçek anlamda hayatın karmaşasını durağan bir şekilde pozitif sürüklenme olarak yaşayıp deneyimlediğin zaman aslında bir çok noktadan tüm olaylara bakabiliyorsun ne eksik ne fazla iyi kötü negatif pozitif bu anlamları her yere entegre edebiliyorsun ama abi ne fark ediyor ki hiç, yani bence dünya bir hiç . O yüzden ilk yorumdaki arkadaşın son kelimesine katılıyorum tamamen doğaya saygı çerçevesinde kendini iyi hissettiğin anları çoğaltıp gidiyoruz , ya kaybolan biri olarak yada biri olduğumuzu sanıp aslında yine bir yanılsama yaşayarak . Bilmiyorum çok farklı algılar, içeriden dışarıya çıkamıyorsun bir türlü.
Değindiğiniz Kırmızı ve Siyah örneğini konuşmanın en başında Nikos Kazancakis - Zorba ile lise zamanlarımda yaşamıştım Bilal abi. Gerçekten samimiyetiniz her açıdan buram buram belli ediyor kendini. Bir gün bi kahve, bir bira vs. eşliğinde bir şeyleri paylaşmak ve sizlerden dinlemek oldukça çok isterim. Programınız şahane video bitiminde kanalda olan tüm tuşlara basıp, görevimi yerine getirdim hocam.
Senaryo yazımı... Evet.. Tek elle taksi çağırmasın, diğer elinde karton bardakla... Ama bir bakkala girip birisi artık ekmek alsın... Tuvalete girip sifonu çeksin ya da tırnaklarını kessin.... Hazır hayatları yaşamasın izleyici ve öyle olması gerektiği için öyle olmaya çalışmasın.
Sözler kesilmese daha güzel olurmuş... Söz kesilince ve bu devam edince sohbeti dinlemeye devam etmek zorlaşıyor bana bitirilemeyen cümleler sinirimi bozuyor :D
Yo ironi değil, izlerken bana tamamen tanımadığım boş konuşan programın sunucusunu dinliyormuş gibi hissettirdi. Aytuğ kısımları için ileri sarıp dinleyeyim dedim yine full sunucu.. sunucu rahat 6-7 kat daha konusmuş, buda izleyen için tatsız bir durum
Aytuğ Bey bu programda ya havasında değildi yeterince aktif olamadı ya da Okan Bayülgen gibi, konuşmaktan bi türlü fırsat vermediniz konuğa :) Siz de güzel şeyler anlatıyorsunuz ama daha karşılıklı veya belki orantılı bir sohbet olsa şahsen daha çok hoşuma giderdi..
Aslında mesele anlam arayışında olduğumuz yol veya vardığımız nokta değil, neden anlam arayışına çıktığımızdır bence. Neden bi anlama ihtiyacımız var, yaşayabilmek için illa bir anlam olmalı mı ki devam edelim? Aslında anlam arayışı bir tatmin arayışı bence. Tatmin olmayan taraflarımızı tatmin etme çabası. Sıradan insanlardan farkımız yok. Kimisi yemekle, kimisi ilişkiyle, kimisi parayla, kimisi öğrenmeyle, kimisi de anlam aramakla veya bulmakla tatmin olur.
Bence insanlık kendi varlığının özel bir anlama sahip olmadığı bilincine vardı. Anlam olarak sıradanlaşmasının içinde de yeni bir yaşam ortklaşması ve eşitlenme düşüncesine vardı.
Hepimiz hiç bilmediğimiz biçimlerde birbirimize bağlıyız ve kaderimizi kalanlardan ne kadar ayırmak istesek de mümkün olmuyor. Kendimize ait olanın, ne kadar kaçırırsak kaçıralım aslında herkesin erişimi olan bi şey olduğunu tekrar tekrar farkediyoruz. Bunu çağrıştırdı bana söylediğin şey.
@@bilalayan Evet, bir anlamda biz de kendimize ödünç verilmiş potansiyelimizi gerçekleştiriyoruz. Genlerimiz bize ait değil, atamızdan almışız, başka genlerle birleştirip sonraki kuşağa devrediyoruz. Bedenimiz bize ait değil. 70 yıl kullanma hakkımız var, ondan sonra çöp oluyor. Dilimiz bize ait değil, bizden önce birileri grameri kurgulamış biz de öğrenip kullanıyoruz, ölünce onun da bir anlamı kalmıyor. İnsanlık dinler aracılığıyla kendini hep özel bir yere konumlandırarak kendini bu dünyanın aşağılık rutinlerine yabancı ve misafir olarak tanımlamış." Hayır biz cennetten kovulduk bu dünyaya ait değiliz", "Cinsel birliktelik, dışkılama, yemek yeme gibi eylemler bize ceza olarak verildi" düşünceleri gibi....Eski Yunanlılar da insan vücudunu idealize ederek kendilerini tanrısal bir uyum ve ölçü anlamına dahil görmüşler. Ama bugün soframızdaki hıyar ile %60, bir şempanze ile %94 oranında genetik ortaklığımız olduğunu biliyoruz. Büyü bozuldu. Biz bu dünyanın "aşağılık" ve sıradan rutininden yoğrulmuş canlılarız. Bizi kucaklayan yüksek bir metafiziğe dahil değilsek birbirimizi kucaklayarak rutinimizi kabul etmemiz gerekir.
konuşmak kadar insanı yaralayan bir şey yoktur ibn-i Haldun mukaddimesinde ''Yan ama tütme'', der aslında bütün dertlerimiz anlatmaktan kaynaklanır. Anlatmamızı tetikleyen bizi anlatmaya sürükleyen aslında yaşadıklarımızın kötü şeyler olduğu düşüncesidir oysa kötü değildir hayat acısıyla tatlısıyla bir süreçtir, sadece bizi inandırırlar, bunu biri yada birileri yapıyor demiyorum bunlar gayet rastgele şekilde meydana gelirler örneğin kültür oluşumu gibi bir şeylere ihtiyaç duyulur sonra ortaya kültür çıkar. Neyse bu hatalı tutumlar bütünü neticesinde kendimizi kötü gibi hissederiz aslında yanlış bir kaç tanımın arasına sıkışmışızdır ve bunu, bunları dile getirdiğimiz vakit aslında kendi başına sönümlenecek acıyı yoruma açık hale getirdiğimizden ve sırlarımızı döküp mahremiyetimizden de ödün verdiğimiz için daha fazla acı çekeriz. iyileşmenin yolu susmaktır susmak ve çok fazla okumamak okumakta aslında çağımızda abartıldığı kadar önemli bir şey değildir -tabii okumak tamamen yanlıştır demiyorum fakat insan az okumalı çok yaşamalıdır- çünkü fazla okuyarak zihnimizi başkalarının kuralları ve tabularıyla doldurur bir çıkmaza gireriz. demem o ki hayat hakkında konuşmak yada böyle programlar yapmak aslında pekte gerekli değil. bunun yerine bir tabiat manzarası çekilebilir ve belki bir kaç güzel cümle edilip susulup tabiat kameranın açısıyla incelenebilirdi. o sayede aslında acılarımızdan biraz olsun kurtulabilirdik. Çağımızın en büyük sorunu gürültüden (Gürültü derken tüm bu bilgi karmaşası ve kaostan bahsediyorum) meydana gelen bu hastalığı yine gürültüyle çözmeye çalışmak. saygı ve sevgilerimi sunarım.
Eksisiyle artisiyla keyifli bir sohbetti . Zaten sohbetin kazası olmıcaği gibi planı programı da olmaz .Aytuğ Akdoğanı bir süre sonra tekrar konuk almanızdan memnuniyet duyarız . Kendisi pek programları sevmesede onu dinlemek uzun zaman sonra eski bir dostla görüşmenin keyfini veriyor . İkinizede teşekkürlerimi sunuyorum...
Bilal Bey programı çok beğendim gerçekten bana çok fazla şey kattığını düşünüyorum.Bu yüzden teşekkür ederim.Bir eleştirim de olacak, çok fazla yabancı kelime kullanıyorsunuz, bu kelimeleri Türkçe kullanmaya biraz daha özen gösterirseniz çok sevinirim.
ama haksızlık etmiyor musunuz? Türkçe'de kelime olarak karşılığı olmadığı için ingilizcesinin kullanıldığı tüm kelimelerin anlamları ekrana yazılarak kullanılıyor. saygılar
Bilal emeğine sağlık. seni ilk defa burada izledim. kötü niyetimle değil, ama kötücül duygularımla bir kaç şey söylemek istiyorum. sunuculuk sana göre bir şey değil. bence senin en büyük hayalin bir programa konuk olmak. ve içten içe kendini var etme çaban var. adamı konuk olarak getirmişsin ve 'aslında şöyle' diyerek sürekli konudan bağımsız kendi fikirlerini söyleme ihtiyacı hissediyorsun. sıkışmış bir halin var. Aytuğ bir süre sonra sıkılıp sana soru sormaya başlıyor. bunu anlamayıp, üstüne zevk alıyorsun bundan. hakaret olarak algılama ama uzun zamandır gördüğüm en net Budalasın. kolay gelsin sevgiler.
“Aslında şöyle” deyip şu kadarcık satırdan sezdiğim bir sürü şeyi yazmak isterdim. Yapamayacağım. Bir süredir Otantiklik ve Narsisistlik arasındaki fark üzerine düşünüyorum. Sen de düşün. Dostoyevskien bir budala olmak. Ne saadet. Sana bu satırları Kızıldeniz'e bakan bir otel odasından yazıyorum. Otantik interventionlara, sohbetlerde yaratıcılık ve terkip becerisi oranında süre alınmasına, iyi edebiyatla semptomatik duygulanımcılığın ayrıştırılmasına inanıyorum.
söyleşide mevzu olup hatırlanamayan Dosto alıntısı, Ecinniler'de yer alıyordu: "Nikolay Vsevolodoviç: Tanrıya inanıyor musunuz? Şatov: Ben Rusya’ya onun ortodoksluğuna inanıyorum. İsa’nın bede- nine inanıyorum. Onun Rusya’da ortaya çıkacağına inanıyorum. İnanıyorum Nikolay Vsevolodoviç: Ya Tanrı’ya? Ya Tanrı’ya? Şatov: Tanrı’ya. Tanrı’ya’da inanacağım."
Aytug bence nihilist gibi davranip aslinda duygulari icinde bogulan bir romantik. Sabah naapmam gerekenlere bKarim ve hic birini yapmam😅ayni ben Su appleri de kime sorsan kullanmiyo ama bilmem kac milyon abonesi var
Merhaba. 33. dakikaya kadar not defterime 15'e yakın soru ürettim sohbetinizden. Sorunun biri de şu oldu; yazarken yabancı kelimeleri neden cümlelerin içine sokarız, neden bu tercih, düşünmeden mi konuşur insan? Sadece bir yanıt arıyorum.
Aytuğ beyi tanıyordum onun fikirleriyle ortaklaştığımız olmuştur. Sanırım bu yüzden durup kulak veriyorum bir yandan ya yansıma hissi verdiği için huzursuz ediyor çokça kendimi bulduğum için . Kanalınızı keşfetmenin sevincini yaşıyorum teşekkürler
Bugün çok sevindiğin bir şey sonra bütün acılarının kaynağı olabiliyor.
~ Aytuğ Akdoğan ~
Bir kadın mesela
Aytuğ Akdoğan konuştukça sanki aklımdan geçenleri konuşuyor. Çok derin bir ruh, çok büyük bir empati , çok olgun bir ruh…
''Bir insanın bir insana verebileceği en önemli şey dikkat'' dediniz ne muhteşem bir cümle,bu cümlenin ardında ilgi var,önem var,şefkat var.....daha çeşitlendirilebilir ama temel motivasyon bu gerçekten uzun zamandır düşündüğüm bir konuda aydfınlanma yaşadım...Teşekkürler....
Mutluluğun, basit ve açık bir şey olup bir bardak şarap, kendi halinde bir mangalcık ve denizin uğultusundan başka bir şey olmadığına aklım yattı. Yalnız, bütün bunların mutluluk olduğunu insanın anlayabilmesi için basit ve açık bir kalbe sahip olması gerekiyordu.
- Nikos Kazancakis
Bu cümle > Tüm Dar Bölümleri
Sarap mangal ve deniz disinda birseye gerek yok zaten. Muhim olan onlara sahip olabilmekte 😅 biz onlara bile hasretiz. Sabah bisiklete binip gunes dogarken tarlalardan gelen yogun ot kokusu bana yasadigimi hissettirebiliyor.
"Kimseyi yaklaştırmadım, yaklaştırmadığım için de temiz kaldım"
entellektüel birikimi olan, çok kaliteli, keyifli bir sohbet olmuş sanki masanın çevresinde izleyenler de vardı.. sanki evimizin salonun da gibi..
Aytug’u zevkle dinlemeye gelmistim sonunu bekleyemedim Bilal bey👏👏
teşekkürler, ismete özele en fazla atıfta bulunulan youtube videosu olabilir, hoş sohbetti, gelgitli arayışlı bir yere varamayışlı, ben böyle seviyorum zaten
Terk ettiğimiz opraklara hiçbir zaman dönemeyeceğiz ,aynı nehir de iki kez yıkanamayız,ama kendi özümüze dönebiliriz,yolculuk hiç bitmez,keyifli sohbet için teşekkürler...
Canım aytuğ olduğun her yeri güzelleştiriyorsun
flu tv den ayrıldığından beri acaba hangi kanalda benzer seriyi görebilirim arayişi içindeydim. aytuğ akdoğanı her gördüğüm videoya dalıyorum. yarattığı o tuhaf etkiyi seviyorum
Bizim videoları da izle. BIKTIM YA AMMA AYTUĞ DELİSİYMİŞ HERKES 😊 :)))
VGHCGHGCHYCHCUYCUYFUYFUYFUYFUYFUYFUYFUYFUY@@bilalayan
25 dakika dayanabildim . Çünkülerimi aciklayacak derecede turkce bildigimi sanmiyorum . Ama fark ettigim şeylerden yola cikarak 25 şer dakikalar seklinde dönüp kendime bakmam icin cok kaliteli, keyifli ve bu iki kisinin açısından kendime rahatsiz edici derecede kaliteli bir sohbet . ( ilk 25 dk)
Çok uyumlu, samimi ve güzel bir diyalog olmuş 🎉
Ben bölüme bayıldım, ikinizide daha derin görmek, duymak bana çok iyi geldi. 31 yaşında sorgulayan bir insan olarak aynı sorulara çok farklı fakst aynı yere varsn cevaplarımızın olması çok ilginç bir o kadarda çok insan. Teşekkürler ❤
Neden hayat anlamlı ya da anlamsız olsun? Hayat senin içinde yaşadığın ve senin anlam konseptine ihtiyaç duymayan tek gerçeklik.
Keşke biraz Aytuğ'a da söz verseydiniz
bi dahaki sefere :)
Çok kaliteli bir sohbet.
Negatif geri bildirimleri yapıcı karşılamanız çok değerli. Negatif geribildirimde bulunacakken, bu davranışınızla pozitif geribildirim yazarken buldum kendimi:) Tebrikler…
Gayet güzel bi söyleş olmuş açıkcası günümüzde içinde sıkışıp kaldığımız durumlardan tutun başarılarıyla sanat camiasında bi şekilde yerini almış insanlara kadar uzanan bi sohbet ve aytuğ'nun hayatın anlamı ve kendini çözümseyebilme konularında ki cümle kuramayışı nasıl anlatıcağını bilmemesi o konudaki durumu daha iyi özetliyor.Teşşekkür ediyoruz.
Aslında tüm mesele önemsenmek.Tüm yaşamımızda öğrendiklerimizi, bilgi ve birikimlerimizi paylaşmak arzusu içinde anlatıyoruz. Bende varım demek kısacası!
Silik, fark edilmeyen, alelade birisi olmaktan çok korkuyoruz. Fakat dünyadan tatlı bir esinti gibi yük olmadan yük etmeden geçip gidenler bana hep çok özenilesi gelmiştir.
Aytuuğ başla şu işe tekrardan sensiz varolamıyoruz😀
Aytuğ tekrar gelsin onunla ilgili daha çok şey bilmek istiyoruz
Keyifli bir sohbet
Çok keyifle dinledim, teşekkürler
Cok kaliteli bi sohbet olmuş 🙏
Gayet keyifli bir sohbet olmus, yalnizca konugu daha fazla dinlemek ve anlamak isterdim, genel olarak host’un domine ettigi bir bolum olmus
Sunucunun kafa yapısını çok beğendim.
Sizi dinlerken çok keyif aldım, emeği geçenlere teşekkür etmek istiyorum. Buna ek olarak küçük bir eleştiri yapmak istiyorum : yabancı dil kelimeleri cümle aralarına sıkıştırmasaydınız bu beni biraz daha mutlu ederdi. Tekrardan teşekkür ederim.
not edildi. :)
Çok seçici bir TH-cam izleyicisiyim, vaktime kıymet veriyorum ve ne tükettiğime dikkat ediyorum. Bu videoyu büyük bir haz ile izledim. Bilal Bey kanalınıza abone olmaya karar verdim bu videonun ardından ve üşenmeyip her yorumu ve sizin yanıtınızı okudum. Derin entelektüel kapasitenizi bazı yerlerde neden harcadığınızı sorguladım. Fikirlerinizden ve Aytuğ'un pesimistliğine ve isteksizliğine saygı duyarak onu zorlamadan muhabbeti canlandırmaya dair çabanızdan da keyif aldım. Umut var, hep var.
Bir şeyin manasını okuma biçimimizi en çok niyetimiz belirliyor. Niyet de salt bilinçle belirlenebilen bir şey değil. Niyet hayatımızın birikimsel bir niteliği, çıktısı. İnsanlar niyetlerini iradeyle değiştirebileceklerini zannederek yanılıyor. Niyetimizin niteliksel kalitesini minik minik tercihlerle artırabiliyoruz. Aynı programdan onlarca farklı okuma biçimi ortaya çıktı. Haklılık haksızlık meselesi değil ama o okumalar aslında benden ve programdan çok okumayı yapanlarla ilgili bir şeyler söylüyor. Sizin okumanızı da bana dönük bir övgü değil, sizin niyetinizin niteliğinin bir yansıması olarak okudum. Sizin adınıza sevindim, bize de sarf-ı nazar ettiğiniz için kendi adıma da sevindim. Çok teşekkürler.
👏🏻 çok kaliteli bir sohbetti
Bence hayatta durduğun zaman , bu durağan sosyal yaşam veya çevresel aktivite olarak algılanmasın , gerçek anlamda hayatın karmaşasını durağan bir şekilde pozitif sürüklenme olarak yaşayıp deneyimlediğin zaman aslında bir çok noktadan tüm olaylara bakabiliyorsun ne eksik ne fazla iyi kötü negatif pozitif bu anlamları her yere entegre edebiliyorsun ama abi ne fark ediyor ki hiç, yani bence dünya bir hiç . O yüzden ilk yorumdaki arkadaşın son kelimesine katılıyorum tamamen doğaya saygı çerçevesinde kendini iyi hissettiğin anları çoğaltıp gidiyoruz , ya kaybolan biri olarak yada biri olduğumuzu sanıp aslında yine bir yanılsama yaşayarak . Bilmiyorum çok farklı algılar, içeriden dışarıya çıkamıyorsun bir türlü.
"Hayatın anlamsızlığın anlamı"
Keşke aytuğ'u bu kadar kesmeseymişsiniz
Aytuğ'u Flu TV den tanıyorum doğru frekans aralığı sagolandiginda çok daha derin kspiları araladigina şahit olmuşluğum vardır l...
Hoş sohbet tebrikler 🤌🏻
Değindiğiniz Kırmızı ve Siyah örneğini konuşmanın en başında Nikos Kazancakis - Zorba ile lise zamanlarımda yaşamıştım Bilal abi. Gerçekten samimiyetiniz her açıdan buram buram belli ediyor kendini. Bir gün bi kahve, bir bira vs. eşliğinde bir şeyleri paylaşmak ve sizlerden dinlemek oldukça çok isterim. Programınız şahane video bitiminde kanalda olan tüm tuşlara basıp, görevimi yerine getirdim hocam.
bir mail atarsan organize olabiliriz. bilalayan (at) gmail.com
yavaş yavaş büyüyen insanlar
Başlık, D. Cündioğlu'nun "yaşamı boyunca 'herkes' birini bulur, ama 'birbirini' bulmak çok az insana nasip olur" sözünü hatırlattı.
Dücane hocanın aforizmaları ❤️🔥💣
Temkinli olmak.
Güzel oldu ❤🙏
Aytuğ için açmıştım ama Bilal beyi tanımak da çok güzel oldu kendisi çok dolu bir insan.
Senaryo yazımı... Evet.. Tek elle taksi çağırmasın, diğer elinde karton bardakla... Ama bir bakkala girip birisi artık ekmek alsın... Tuvalete girip sifonu çeksin ya da tırnaklarını kessin.... Hazır hayatları yaşamasın izleyici ve öyle olması gerektiği için öyle olmaya çalışmasın.
En yakın arkadaşımla konuştuğumuz konular güzel bir podcast olmuş saygılar
Sözler kesilmese daha güzel olurmuş... Söz kesilince ve bu devam edince sohbeti dinlemeye devam etmek zorlaşıyor bana bitirilemeyen cümleler sinirimi bozuyor :D
Fen lisesi mezunu sozelci gorunce cok seviniyorum 👏👏
Özlemişim be evlat seni.
Aytuğ abiyi Ankara'ya yollayabilirseniz çok seviniriz hocam. Yüzyüze dinleme ihtiyacı geldi bu videodan sonra.
Ketçap mayonez de olsun mu
Yok ranch sos seviyorum ben :)
Aytuğ adamsın
Aytug hoca, FluTv'ye 🙂
Aytuğdan Cook daha fazla konuşmuş 😊
🥹
Sunucu Bilal Ayan'ın kafasını aşırı sevdim. Sonra fen liseliyim diyince aha dedim bundan. Sonra bir baktım bizim liseden mezun :D
Kaç mezunusun Erkan? :)
@@bilalayan 2010 :)
Aytuğ' u dinlemek için videoyu sabırsızlıkla açmıştım ama malesef konuşmasına izin verilmedi..Hiç hoş değildi.
Umarım ironidir
Haklısın dostum
Yo ironi değil, izlerken bana tamamen tanımadığım boş konuşan programın sunucusunu dinliyormuş gibi hissettirdi. Aytuğ kısımları için ileri sarıp dinleyeyim dedim yine full sunucu.. sunucu rahat 6-7 kat daha konusmuş, buda izleyen için tatsız bir durum
bence tam tersi. sonunda Aytuğ'u bilirkişi yerine sanatçı olarak ağırlayan birisini izledim
Son zamanlarda sohbet etmek istediğim tek insan @aytuğakdoğan
Birimi bekliyorum birini değil.
Dinleyince iyi ki 77 doğumluyum diyorum şimdiki zamanda 30lu yaşlarımo yaşamak istemezdim
Aytuğ Bey bu programda ya havasında değildi yeterince aktif olamadı ya da Okan Bayülgen gibi, konuşmaktan bi türlü fırsat vermediniz konuğa :)
Siz de güzel şeyler anlatıyorsunuz ama daha karşılıklı veya belki orantılı bir sohbet olsa şahsen daha çok hoşuma giderdi..
Aslında mesele anlam arayışında olduğumuz yol veya vardığımız nokta değil, neden anlam arayışına çıktığımızdır bence. Neden bi anlama ihtiyacımız var, yaşayabilmek için illa bir anlam olmalı mı ki devam edelim? Aslında anlam arayışı bir tatmin arayışı bence. Tatmin olmayan taraflarımızı tatmin etme çabası. Sıradan insanlardan farkımız yok. Kimisi yemekle, kimisi ilişkiyle, kimisi parayla, kimisi öğrenmeyle, kimisi de anlam aramakla veya bulmakla tatmin olur.
İnsan doyurulması gereken bir canlı olarak doğar.
Bütün canlılar gibi
Bence insanlık kendi varlığının özel bir anlama sahip olmadığı bilincine vardı. Anlam olarak sıradanlaşmasının içinde de yeni bir yaşam ortklaşması ve eşitlenme düşüncesine vardı.
Hepimiz hiç bilmediğimiz biçimlerde birbirimize bağlıyız ve kaderimizi kalanlardan ne kadar ayırmak istesek de mümkün olmuyor. Kendimize ait olanın, ne kadar kaçırırsak kaçıralım aslında herkesin erişimi olan bi şey olduğunu tekrar tekrar farkediyoruz. Bunu çağrıştırdı bana söylediğin şey.
@@bilalayan Evet, bir anlamda biz de kendimize ödünç verilmiş potansiyelimizi gerçekleştiriyoruz. Genlerimiz bize ait değil, atamızdan almışız, başka genlerle birleştirip sonraki kuşağa devrediyoruz. Bedenimiz bize ait değil. 70 yıl kullanma hakkımız var, ondan sonra çöp oluyor. Dilimiz bize ait değil, bizden önce birileri grameri kurgulamış biz de öğrenip kullanıyoruz, ölünce onun da bir anlamı kalmıyor. İnsanlık dinler aracılığıyla kendini hep özel bir yere konumlandırarak kendini bu dünyanın aşağılık rutinlerine yabancı ve misafir olarak tanımlamış." Hayır biz cennetten kovulduk bu dünyaya ait değiliz", "Cinsel birliktelik, dışkılama, yemek yeme gibi eylemler bize ceza olarak verildi" düşünceleri gibi....Eski Yunanlılar da insan vücudunu idealize ederek kendilerini tanrısal bir uyum ve ölçü anlamına dahil görmüşler. Ama bugün soframızdaki hıyar ile %60, bir şempanze ile %94 oranında genetik ortaklığımız olduğunu biliyoruz. Büyü bozuldu. Biz bu dünyanın "aşağılık" ve sıradan rutininden yoğrulmuş canlılarız. Bizi kucaklayan yüksek bir metafiziğe dahil değilsek birbirimizi kucaklayarak rutinimizi kabul etmemiz gerekir.
İkiniz güzel olmuşsunuz birlikte de birşeyler yaparmısınız 🙏
aytuk beyi bu kadar bölmeseydiniz keşke.sonucta davet edilen, dinlemek istediğimiz kişi o. sunucu sadece yönlendirmeli akışı.
konuşmak kadar insanı yaralayan bir şey yoktur ibn-i Haldun mukaddimesinde ''Yan ama tütme'', der aslında bütün dertlerimiz anlatmaktan kaynaklanır. Anlatmamızı tetikleyen bizi anlatmaya sürükleyen aslında yaşadıklarımızın kötü şeyler olduğu düşüncesidir oysa kötü değildir hayat acısıyla tatlısıyla bir süreçtir, sadece bizi inandırırlar, bunu biri yada birileri yapıyor demiyorum bunlar gayet rastgele şekilde meydana gelirler örneğin kültür oluşumu gibi bir şeylere ihtiyaç duyulur sonra ortaya kültür çıkar. Neyse bu hatalı tutumlar bütünü neticesinde kendimizi kötü gibi hissederiz aslında yanlış bir kaç tanımın arasına sıkışmışızdır ve bunu, bunları dile getirdiğimiz vakit aslında kendi başına sönümlenecek acıyı yoruma açık hale getirdiğimizden ve sırlarımızı döküp mahremiyetimizden de ödün verdiğimiz için daha fazla acı çekeriz. iyileşmenin yolu susmaktır susmak ve çok fazla okumamak okumakta aslında çağımızda abartıldığı kadar önemli bir şey değildir -tabii okumak tamamen yanlıştır demiyorum fakat insan az okumalı çok yaşamalıdır- çünkü fazla okuyarak zihnimizi başkalarının kuralları ve tabularıyla doldurur bir çıkmaza gireriz. demem o ki hayat hakkında konuşmak yada böyle programlar yapmak aslında pekte gerekli değil. bunun yerine bir tabiat manzarası çekilebilir ve belki bir kaç güzel cümle edilip susulup tabiat kameranın açısıyla incelenebilirdi. o sayede aslında acılarımızdan biraz olsun kurtulabilirdik. Çağımızın en büyük sorunu gürültüden (Gürültü derken tüm bu bilgi karmaşası ve kaostan bahsediyorum) meydana gelen bu hastalığı yine gürültüyle çözmeye çalışmak. saygı ve sevgilerimi sunarım.
Tabiat manzaraları için instagramıma bekliyorum :)
Hocam koltuklarin degişmesinden olsa gerek aytuğ abiyi konuşurken pek de duyamadık . buna literatürde koltuk etkisi de denir😂
Yinede iyi programdı ...
Aytuğ’dan özür diledim o da yok abi eşit konuştuk takılma bunlara dedi. 🥹
Eksisiyle artisiyla keyifli bir sohbetti . Zaten sohbetin kazası olmıcaği gibi planı programı da olmaz .Aytuğ Akdoğanı bir süre sonra tekrar konuk almanızdan memnuniyet duyarız . Kendisi pek programları sevmesede onu dinlemek uzun zaman sonra eski bir dostla görüşmenin keyfini veriyor . İkinizede teşekkürlerimi sunuyorum...
Neden bu kadar İngilizce sözcükler kullanılıyor Bilal bey?
Not edildi. :)
Not edin lütfen
Aytuğun konuşabildiği yerlerde :) aslında aytuğ olduğumu öğrendim
okudukça aklımızı mı kaçırıyoruz...
Aytuğ sizi dinlemeye gelmiş.. Bizde Aytuğ,u
Kaliteli sohbet için teşekkürler💙
Hep bekleriz. :)
Turķçe dışı kelimere tr açıklama koymak iyi olmuş;vazgeçmem yol buldum diyorsunuz:)
Bazı kelimeler dile hic ugramazken, bazıları hic gitmiyor.
12:45 güzeldi... :D
Anlam bulamayacağız bir karınca gibi yaşa ve geç
Bu adam otuzsa ben daha yirmiyim.
Bilal Bey programı çok beğendim gerçekten bana çok fazla şey kattığını düşünüyorum.Bu yüzden teşekkür ederim.Bir eleştirim de olacak, çok fazla yabancı kelime kullanıyorsunuz, bu kelimeleri Türkçe kullanmaya biraz daha özen gösterirseniz çok sevinirim.
ama haksızlık etmiyor musunuz? Türkçe'de kelime olarak karşılığı olmadığı için ingilizcesinin kullanıldığı tüm kelimelerin anlamları ekrana yazılarak kullanılıyor. saygılar
Doğa yani paralelinde evrim; zekanın bu kadar ilerleyebiliceğini, duygu,düşünce ve fikir üretebileceğini bilemedi😂😂
Aytuğ bana Dostoyevski havası veriyor
Biraz daha uzasaydı Aytuğ sıkıntıdan çatlayacaktı 🤣🤣🤣🤣
Sohbeti dinlerken size de oldu mu? Bilmiyorum ama sanki geçtiğim tanıdığım bildiğim yollar ve varoluşsal sancılarımız ne kadar ortak...
anlaşılmış hissediyorum
insan doğanın ucubesidir -Erich Fromm 10.24
hala kitabınızı alacağım kısmat olmadı alamadım sizi yazar olarak tanımayı çok istiyorum aytuğ bey.
👍
35:35 bakışlara gelll bana böyle baksa aşık olurummm
ne meraklısınız aşık olmaya ya hemen :))
Dikkat cömertliğin en yüksek halidir....demişti bir insan...(unuttum kimim dediğini :)
Simone Weil'in bir sözüymüş...
😍
15. kez izleyişim. hem muhabbet hem görsel felan baya güzel bir iş
çok güzel sohbet.. memnun oldum.. 🤓
Bilal emeğine sağlık. seni ilk defa burada izledim. kötü niyetimle değil, ama kötücül duygularımla bir kaç şey söylemek istiyorum. sunuculuk sana göre bir şey değil. bence senin en büyük hayalin bir programa konuk olmak. ve içten içe kendini var etme çaban var. adamı konuk olarak getirmişsin ve 'aslında şöyle' diyerek sürekli konudan bağımsız kendi fikirlerini söyleme ihtiyacı hissediyorsun. sıkışmış bir halin var. Aytuğ bir süre sonra sıkılıp sana soru sormaya başlıyor. bunu anlamayıp, üstüne zevk alıyorsun bundan. hakaret olarak algılama ama uzun zamandır gördüğüm en net Budalasın. kolay gelsin sevgiler.
“Aslında şöyle” deyip şu kadarcık satırdan sezdiğim bir sürü şeyi yazmak isterdim. Yapamayacağım. Bir süredir Otantiklik ve Narsisistlik arasındaki fark üzerine düşünüyorum. Sen de düşün. Dostoyevskien bir budala olmak. Ne saadet. Sana bu satırları Kızıldeniz'e bakan bir otel odasından yazıyorum. Otantik interventionlara, sohbetlerde yaratıcılık ve terkip becerisi oranında süre alınmasına, iyi edebiyatla semptomatik duygulanımcılığın ayrıştırılmasına inanıyorum.
bütün insan sevmeyenleri bir araya toplasak ne olur acaba
Bilal hocam ben ne yazarım ne de konusmacı ama senin programa keyifle çıkarım neden mi tek başına hem soru hem cevap 😊ne dersin?
Belki birgün. :)
Kendime not: seren Yücel filmlerine ve cici dizisine bakılacak
söyleşide mevzu olup hatırlanamayan Dosto alıntısı, Ecinniler'de yer alıyordu: "Nikolay Vsevolodoviç: Tanrıya inanıyor musunuz?
Şatov: Ben Rusya’ya onun ortodoksluğuna inanıyorum. İsa’nın bede- nine inanıyorum. Onun Rusya’da ortaya çıkacağına inanıyorum. İnanıyorum
Nikolay Vsevolodoviç: Ya Tanrı’ya? Ya Tanrı’ya?
Şatov: Tanrı’ya. Tanrı’ya’da inanacağım."
Aytug bence nihilist gibi davranip aslinda duygulari icinde bogulan bir romantik.
Sabah naapmam gerekenlere bKarim ve hic birini yapmam😅ayni ben
Su appleri de kime sorsan kullanmiyo ama bilmem kac milyon abonesi var
ne güzel bir kanal buldum be !
Spread the word. :)
@@bilalayan roger roger :)
Uzun zamandır yoktu ne yalan söyleyeyim yurtdışınq gitmişti yani yerleşmiştir diye üzüldüm çok isterdim yurtdışında düzen kurdum demesini
Merhaba. 33. dakikaya kadar not defterime 15'e yakın soru ürettim sohbetinizden. Sorunun biri de şu oldu; yazarken yabancı kelimeleri neden cümlelerin içine sokarız, neden bu tercih, düşünmeden mi konuşur insan? Sadece bir yanıt arıyorum.
👏👏👏
Ben, bir başkasıdır.
aytuğ için bile bilal’e maruz kalamadım….
bayılıyorum böyle yorumlara. :)
Isiklar ne güzelmis
O sizin güzelliğiniz ☺️
👈👈👈📚📓📕📓👈👈👈