MONTY HALL PROBLEMİ'nin felsefi implikasyonları

แชร์
ฝัง
  • เผยแพร่เมื่อ 5 ก.ย. 2024
  • Monty Hall problemi sezgisel kavrayışımızı matematiksel anlamda sarsan bir problem olarak karşımıza çıkıyor, öte yandan burada şaşırtıcı olan bunun bir paradoks olmamasına reğmen bu kadar sarsıcı olması. Bu yayın meselenin bu boyutuna değinmek yerine - yani bir tür meta analiz yapmak yerine - bu problemin yaşamlarımızdaki tercihlerimize ilişkin olarak ne söylediğini araştırıyor.

ความคิดเห็น • 6

  • @mahmuttuncer
    @mahmuttuncer 2 หลายเดือนก่อน

    Keynes'in bir sözü vardı sanırım basit bir şey, olgular değişirse ben de fikrimi değiştiririm gibi. Burada ilginç olan insanların genel eğiliminin diğer kapı açıldığı halde olgularda bir değişiklik olmadığını düşünmeleri. İlk seçtiğim kapıya bakıyorum, değişen bir durum yok, henüz kazanmış ve kaybetmiş değilim gibi, diğer kapının açılması bizim olgumuzu değiştirmemiş gibi. Yani aslında açığa kavuşan her belirlilik de olguyu değiştiren bir şey. Uçmak istemiyorum ama hani fizikte gözlemcinin gözlemlediği olguyu değiştirmesine benzer bir şey sanki bir bilgi ortaya çıkınca gerçeklik, olgu da değişiyor. O kapı açılmasa da durum aynıydı, o gözlemci bakmasaydı da aynıydı gibi bir durum değil. Biraz farklı konuları karıştırdım da aklıma getirdikleri anlamında.

    • @unalanil
      @unalanil  2 หลายเดือนก่อน +1

      Sevgili mahmut tuncer, bana kalırsa insanın mahlasının mahmut tuncer olması hali hazırda bir uçma talebini içeriyor bu anlamda az bile söylemişsin diye düşünüyorum. Bu meselenin tam tersi nasıl bir şey onu tahayyül etmeye çalışıyorum şu anda biri daha direkt diğeriyse daha dolaylı iki olgu var aklımda. Şimdi çok uzatmadan yazayım zaten bir video çekecem muhtemelen ama tercihlerimizde ısrar etmemizde de erdemli bir taraf var gibi o ısrarın doğasını ortaya koyan bir örnek üzerine düşünüyorum:
      tr.wikipedia.org/wiki/Marshmallow_deneyi

  • @mahmuttuncer
    @mahmuttuncer 2 หลายเดือนก่อน

    Ben de olasılığı kafalarında netleştiremeyenler için burada başka bir yolla açıklayayım: A K K - K A K - K K A. Her zaman bu 3 durumdan birisi ile karşı karşıyasınız. İlk kapıyı seçtiğinizi düşünelim. Keçili bir diğer kapının da açıldığını. 1. durumda iseniz kapıyı değiştirince Keçiyi bulursunuz. 2. durumda iseniz kapıyı değiştirince Arabayı bulursunuz. 3. durumda iseniz kapıyı değiştirince yine Arabayı bulursunuz.

    • @unalanil
      @unalanil  2 หลายเดือนก่อน

      Sevgili mahmuttuncer, meselenin matematiği sizin de ifade ettiğiniz gibi: Ben 1.000.000 kapı ile meselenin sezgisel bir kavrayışını inşa etmeye çalıştım. 1/3 vs 2/3 gözden kaçabiliyor ama 1/1.000.000 Vs. 999.999/1.000.000 olasılık artık gözden kaçamayacak kadar açık bir hal alıyor gibi düşündüm.

  • @a.altntas5169
    @a.altntas5169 2 หลายเดือนก่อน

    İçerik güzel, bakış açısınızı beğendim. Yalnız kulağı tırmalıyan bir telaffuz hatanız var. "E"leri çok açık söylüyorsunuz. Felsefe yerine falsefe diyorsunuz, yakışmıyor. Felsefe kelimesini bu kadar çok kullandığınızı düşünürsek tedbir almakta fayda var. Saygılar sevgiler

    • @unalanil
      @unalanil  2 หลายเดือนก่อน +1

      Merhaba, ben tam olarak farkedemesem de bir tür aksanım olduğunun farkındayım. Bu aksanla ilgili olarak duyduğum eleştrilerin içinde en ağırı sizinki değil. "Yavşak cihangir ağzı" falan gibi şeyleri daha sık duyuyorum, bazen insanların "böyle konuşan insanları dövesim geliyor" diye açıkça duyabileceğim bir mesafeden söylendiği de oluyor. Ben şahsen telaffuz hatası diye bir şeye pek inanmıyorum. Dil yaşayan bir şey yaşadığı yer de ağzımızın içi, dolayısıyla bu olgu zamana ve mekana göre daima değişip dönüşen bişey. Ama yine de pragmatik bir doğruluğu olabilir söylediğiniz şeyin; yani birilerinin kulağını tırmalamak pahasına görece daha orjinal bir tip olarak mı kalsam - yani bu temelde kendim gibi bişey demek oluyor - ya da bir diksiyon dersi alıp görece daha jenerik bir türkçe mi konuşsam. Böyle düşününce cevap çok açık gibi geliyor. Ama yine de diksiyon dersi almamaya da söz veremem.
      Aslında düşününce aksansız olmayı değil de biraz doğulu aksanını tercih edebilirim. Belki önce bunu denerim. Yurtdışından mı geldin sorusu yerine "doğulu musun" sorusunu duymayı isterdim. İlginiz için teşekkür ederim.