2 saat nasıl geçti anlamadım. çok iyi konulara değinmişsiniz. Atölye yoganın diğer hocalarının da dahil olduğu bu tarz konularda röportaj ve sohbet yapmanızı rica ederim. iyi günler.
Bu sohbetlerin devamı kesinlikle gelmeli. Eğitimde aldığımız felsefe derslerini çok sevmiştim ve eğitim dışında da felsefe saatleri olsun demiştim. Bu yöntem de şahane bence🙏🏽
Çocuk sahibi olmak yada olmamak, bir yoga stüdyosu sahibi olmak yada olmamak, bir işyeri sahibi olmak yada olmamak, bir yerde çalışmak yada çalışmamak, bir işinizin olmasi yada olmaması, bu dünyada verilecek soruların cevabı her bir bireyin bakış açısına göre değişir. Hiç kimse kimseye kendini açıklamak zorunda değildir. Eğer konu çocuk sahibi olmak ile ilgili ise kişinin çocukluğunun ve ebeveynleri ile ilişkisine bağlıdır. Bu dünyada çocuk sahibi olmak zorunda değildir hiç kimse, çocuk sahibi olupta çocuklarına yeteri kadar ilgi ve alaka göstermeyen anne ve babalar vardır. Dünyaya bir çocuk getirmiş olmak için varlar sadece. Aklı başında olan bir insan attığı adımı düşünerek atar. Biz bu dünyaya hayvanlar gibi yemek içmek saldırmak çiftleşmek için gelmedik. Her varlığın dünyaya geliş amacı var ve bu dünyaya geliş amacına göre hareket eder. Sorunun bizde olduğunu anlarsak yaşam amacını bulmuş olursun. Kimse aynı şartlarda yetişmedi yeteri kadar sevgi almadı. Almadigin sevgiyi veremezsin. Sevginin içinde olduğunu anladığında dışarda arayışı bırakacaksın. Sen sen olduğunda, sen Sevgi olduğunda her gördüğün senmiş sin aslında❤️ Sevgiyle kal inşallah ❤️
Nereden baksam tutarsızlık. Öncelikle bu videoyla kendinizi açıklama amacınızın bende karşılık bulduğunu söyleyebilirim. Bahsettiğiniz paylaşımı okuduğumda düşünceleriniz hakkında farklı düşünürken şu an açıklamalarınızla birlikte bu konu hakkında benim düşündüğümden farklı düşündüğünüzü anlamış oldum. Lakin bu size hak verdiğim anlamına gelmiyor çünkü bu videoyla birlikte Instagram paylaşımınızda göremediğimiz pek çok problematik düşünceniz olduğunu görmüş oldum. Her şeyden önce bu postu ve ardından videoyu ilgi ya da takipçi kazanmak amacıyla yaptığınızı düşünmüyorum. İnsanları düşünmeye itme amacınızı çok insani ve doğru buluyor ve destekliyorum. Özellikle genelde bununla çok karşılaşamadığımız için değerli bir çaba olduğunu da düşünüyorum. Fakat benim gözümde sorunun ilk aşaması kendinizi konumlandırdığınız yerde başlıyor ve bunu kabullenip değiştirmenizin pek mümkün olduğunu düşünmüyorum. Hem bulunduğunuz "komünite"nin içindeki konumunuz hem de o komüniteyi dış dünyada yerleştirdiğiniz konum, maalesef oldukça kör edici ve üstenci. Kendinizce kendinizi üstün görmek için haklı sebepleriniz de olabilir, fakat o zaman kendinizi "halktan", normal olarak tanımlayıp bu tanımlar üzerinden büyük anlatılar kurmanız hiç tutarlı olmaz. Öncelikle kendi aranızda, yoga hocaları ve belki de öğrencileri olarak oluşturmuş olduğunuz kapalı topluluğun ayrıcalıklarının ve dışarıya referansla durumunun farkına varmanızı temenni ederim. Tarih, sosyoloji, psikoloji alanlarının terimlerini sıkça kullandınız video boyunca. Bilime veya disiplinlere körü körüne bağlanılması ve yalnızca onların düzleminde mantıklı tartışmalar yürütülmesinin mümkün oluşunu savunan biri olmamakla birlikte sizin tabirinizle böyle "ciddi" bir konuyu tartışırken en azından tartışma düzleminde tutarlılık olmasını bekliyorum. Politikaya ve güncel haberlere vakıf olmadığınızı söylemişsiniz, evet bu oldukça belli oluyor ve bunun farkında olmanız çok değerli ama eğer bunun farkındaysanız bu konu hakkında büyük laflar etmeyi tercih etmeyebilirsiniz. Modern insanın tarihteki yerinden bahsettiğiniz kısım oldukça spekülatif ve temelsizdi. Aynı şekilde içgörüyü hakkında "tanımı bu" tavrınız diğer tüm konuşmanızla çelişiyor ve tartışmayı imkansız hale getiriyor. Herkes içgörünün kitabi tanımı üzerinde hemfikirdir. Burada siz bu kitabi tanım üzerinden kendi yorumlamanızı oluşturuyor ve bunu da o "factual" tanımlamaya dayandırıyorsunuz. Ardından da aynı sizin gibi kendi yorumlamasını yapan insanların yorumlarını aynı kitabi tanıma dayandırarak yanlışlamaya çalışıyorsunuz. Apaçık tutarsızlık. Ömrünüz boyunca kimseyi baskı altına almayı amaçlamadığınızı söylemeniz ve bireylerin toplumu oluşturduğunu iddia etmeniz (ki böyle kesin bir tanımı kendi kafanıza göre nasıl yaptınız bilmiyorum ama bir sosyolog olarak yanlış olduğunu söyleyebilirim) birbirleriyle ilintili iki argüman. Çünkü bu cümleler (konuşma boyunca bıraktığınız diğer izlerle birlikte) ayrıcalıklarınızın hiç farkında olmadığınızı gösteriyor. Açıkça entelektüel ve sınıfsal hiyerarşinizin keyfini çıkarıyorsunuz, bunun da farkında değilsiniz. Sizin cümlelerinizle: bir şeyi bilmiyorsanız onu bilmediğinizi bilemezsiniz. Bence siz de ne ayrıcalıklarınız olduğunu, o ayrıcalıklara sahip olmayanların neler yaşadığını ya bilmiyor ya da tahayyül edemiyorsunuz. Temennim, katı kalıplarınızdan ve birbirinizi pohpohladığınız "yoga" çatısı altından sıyrılabilmenizdir. Kolaylıklar dilerim.
Merhabalar. Izlediginiz icin ve usenmeden yazdiginiz yorum icin tesekkurler. "...bireylerin toplumu oluşturduğunu iddia etmeniz (ki böyle kesin bir tanımı kendi kafanıza göre nasıl yaptınız bilmiyorum ama bir sosyolog olarak yanlış olduğunu söyleyebilirim)" Bu dusuncenizi acabilir misiniz acaba?
@@atolyeyoga7862 Ne demek. Tabii açarım, yazımın geri kalanını anlayabilmek için bu cümleyi anlamış olmak gerekmiyordu ama kişisel merakınızdan dolayı sorduğunuzu düşünerek severek cevaplarım. Bireyler toplumun yapıtaşıdır, toplumu tek başlarına etkileyemezler. Bir bütün olarak toplum, parçalarının toplamından daha fazlasıdır. Toplumu bireyler oluşturmaz, bireylerin birbirleriyle ve kurumlarla ilişkisi oluşturur. İddia ettiğiniz gibi toplumun dinamiklerini belirleyen şeyin her insanın bireyselliği, iradesi ve seçimleri olamaz. Yani ben madem şöyle bir toplumda yaşamak istiyorum o zaman şöyle bir insan olayım ve çevremdekileri de şöyle insanlar yapayım düşüncesi genellikle orta sınıfın dertlerine hızlıca çözüm bulabileceğine olan inancını ayakta tutabilmek için sürdürdüğü bir anlayış olarak çıkıyor karşımıza. Yani en amiyane tabirle "o işler öyle değil", tekil bireyler olarak (ya da küçük topluluklar olarak) yaşadığımız toplum üzerinde düşündüğümüz kadar söz hakkına sahip değiliz.
@@atolyeyoga7862 Anlaşılamadım herhalde. Konuşmanın başı benim bu soruyu size yöneltmemle başladı. Siz tek başınıza söz sahibi olmaya çalıştığınız için ben de size diyorum ki: bakın burada bir sürü insanın yüz yıllardır üzerinde ortak çalıştığı bir şey var, siz tek başınıza kafanıza göre nasıl bir tanım uydurabilirsiniz. Tahmin etmiştim ama bu minvalde bir cevap vereceğinizi :)
Çok güzel bir sohbet videosu olmuş. Emeğinize sağlık hocam❤💙
2 saat nasıl geçti anlamadım. çok iyi konulara değinmişsiniz. Atölye yoganın diğer hocalarının da dahil olduğu bu tarz konularda röportaj ve sohbet yapmanızı rica ederim. iyi günler.
Tamamdır
Bu sohbetlerin devamı kesinlikle gelmeli. Eğitimde aldığımız felsefe derslerini çok sevmiştim ve eğitim dışında da felsefe saatleri olsun demiştim. Bu yöntem de şahane bence🙏🏽
Getirmeye çalışacağız.
Çocuk sahibi olmak yada olmamak, bir yoga stüdyosu sahibi olmak yada olmamak, bir işyeri sahibi olmak yada olmamak, bir yerde çalışmak yada çalışmamak, bir işinizin olmasi yada olmaması, bu dünyada verilecek soruların cevabı her bir bireyin bakış açısına göre değişir. Hiç kimse kimseye kendini açıklamak zorunda değildir. Eğer konu çocuk sahibi olmak ile ilgili ise kişinin çocukluğunun ve ebeveynleri ile ilişkisine bağlıdır. Bu dünyada çocuk sahibi olmak zorunda değildir hiç kimse, çocuk sahibi olupta çocuklarına yeteri kadar ilgi ve alaka göstermeyen anne ve babalar vardır. Dünyaya bir çocuk getirmiş olmak için varlar sadece. Aklı başında olan bir insan attığı adımı düşünerek atar. Biz bu dünyaya hayvanlar gibi yemek içmek saldırmak çiftleşmek için gelmedik. Her varlığın dünyaya geliş amacı var ve bu dünyaya geliş amacına göre hareket eder. Sorunun bizde olduğunu anlarsak yaşam amacını bulmuş olursun. Kimse aynı şartlarda yetişmedi yeteri kadar sevgi almadı. Almadigin sevgiyi veremezsin. Sevginin içinde olduğunu anladığında dışarda arayışı bırakacaksın. Sen sen olduğunda, sen Sevgi olduğunda her gördüğün senmiş sin aslında❤️ Sevgiyle kal inşallah ❤️
Nereden baksam tutarsızlık. Öncelikle bu videoyla kendinizi açıklama amacınızın bende karşılık bulduğunu söyleyebilirim.
Bahsettiğiniz paylaşımı okuduğumda düşünceleriniz hakkında farklı düşünürken şu an açıklamalarınızla birlikte bu konu
hakkında benim düşündüğümden farklı düşündüğünüzü anlamış oldum. Lakin bu size hak verdiğim anlamına gelmiyor çünkü bu
videoyla birlikte Instagram paylaşımınızda göremediğimiz pek çok problematik düşünceniz olduğunu görmüş oldum. Her şeyden önce bu postu ve ardından videoyu ilgi ya da takipçi kazanmak amacıyla yaptığınızı düşünmüyorum. İnsanları düşünmeye itme amacınızı çok insani ve doğru buluyor ve destekliyorum. Özellikle genelde bununla çok karşılaşamadığımız için değerli bir çaba olduğunu da düşünüyorum. Fakat benim gözümde sorunun ilk aşaması kendinizi konumlandırdığınız yerde başlıyor ve bunu
kabullenip değiştirmenizin pek mümkün olduğunu düşünmüyorum. Hem bulunduğunuz "komünite"nin içindeki konumunuz hem de o komüniteyi
dış dünyada yerleştirdiğiniz konum, maalesef oldukça kör edici ve üstenci. Kendinizce kendinizi üstün görmek için haklı sebepleriniz de olabilir, fakat o zaman kendinizi "halktan", normal olarak tanımlayıp bu tanımlar üzerinden büyük anlatılar kurmanız hiç tutarlı olmaz. Öncelikle kendi aranızda, yoga hocaları ve belki de öğrencileri olarak oluşturmuş olduğunuz kapalı topluluğun ayrıcalıklarının ve dışarıya referansla durumunun farkına varmanızı temenni ederim.
Tarih, sosyoloji, psikoloji alanlarının terimlerini sıkça kullandınız video boyunca. Bilime veya disiplinlere körü körüne
bağlanılması ve yalnızca onların düzleminde mantıklı tartışmalar yürütülmesinin mümkün oluşunu savunan biri olmamakla birlikte
sizin tabirinizle böyle "ciddi" bir konuyu tartışırken en azından tartışma düzleminde tutarlılık olmasını bekliyorum. Politikaya ve güncel
haberlere vakıf olmadığınızı söylemişsiniz, evet bu oldukça belli oluyor ve bunun farkında olmanız çok değerli ama eğer bunun farkındaysanız
bu konu hakkında büyük laflar etmeyi tercih etmeyebilirsiniz. Modern insanın tarihteki yerinden bahsettiğiniz kısım oldukça spekülatif ve
temelsizdi. Aynı şekilde içgörüyü hakkında "tanımı bu" tavrınız diğer tüm konuşmanızla çelişiyor ve tartışmayı imkansız hale getiriyor.
Herkes içgörünün kitabi tanımı üzerinde hemfikirdir. Burada siz bu kitabi tanım üzerinden kendi yorumlamanızı oluşturuyor ve bunu da o "factual"
tanımlamaya dayandırıyorsunuz. Ardından da aynı sizin gibi kendi yorumlamasını yapan insanların yorumlarını aynı kitabi tanıma dayandırarak
yanlışlamaya çalışıyorsunuz. Apaçık tutarsızlık. Ömrünüz boyunca kimseyi baskı altına almayı amaçlamadığınızı söylemeniz ve bireylerin toplumu
oluşturduğunu iddia etmeniz (ki böyle kesin bir tanımı kendi kafanıza göre nasıl yaptınız bilmiyorum ama bir sosyolog olarak yanlış olduğunu
söyleyebilirim) birbirleriyle ilintili iki argüman. Çünkü bu cümleler (konuşma boyunca bıraktığınız diğer izlerle birlikte) ayrıcalıklarınızın
hiç farkında olmadığınızı gösteriyor. Açıkça entelektüel ve sınıfsal hiyerarşinizin keyfini çıkarıyorsunuz, bunun da farkında değilsiniz. Sizin
cümlelerinizle: bir şeyi bilmiyorsanız onu bilmediğinizi bilemezsiniz. Bence siz de ne ayrıcalıklarınız olduğunu, o ayrıcalıklara sahip olmayanların
neler yaşadığını ya bilmiyor ya da tahayyül edemiyorsunuz. Temennim, katı kalıplarınızdan ve birbirinizi pohpohladığınız "yoga" çatısı altından
sıyrılabilmenizdir. Kolaylıklar dilerim.
Merhabalar. Izlediginiz icin ve usenmeden yazdiginiz yorum icin tesekkurler.
"...bireylerin toplumu oluşturduğunu iddia etmeniz (ki böyle kesin bir tanımı kendi kafanıza göre nasıl yaptınız bilmiyorum ama bir sosyolog olarak yanlış olduğunu söyleyebilirim)"
Bu dusuncenizi acabilir misiniz acaba?
@@atolyeyoga7862 Ne demek. Tabii açarım, yazımın geri kalanını anlayabilmek için bu cümleyi anlamış olmak gerekmiyordu ama kişisel merakınızdan dolayı sorduğunuzu düşünerek severek cevaplarım. Bireyler toplumun yapıtaşıdır, toplumu tek başlarına etkileyemezler. Bir bütün olarak toplum, parçalarının toplamından daha fazlasıdır. Toplumu bireyler oluşturmaz, bireylerin birbirleriyle ve kurumlarla ilişkisi oluşturur. İddia ettiğiniz gibi toplumun dinamiklerini belirleyen şeyin her insanın bireyselliği, iradesi ve seçimleri olamaz. Yani ben madem şöyle bir toplumda yaşamak istiyorum o zaman şöyle bir insan olayım ve çevremdekileri de şöyle insanlar yapayım düşüncesi genellikle orta sınıfın dertlerine hızlıca çözüm bulabileceğine olan inancını ayakta tutabilmek için sürdürdüğü bir anlayış olarak çıkıyor karşımıza. Yani en amiyane tabirle "o işler öyle değil", tekil bireyler olarak (ya da küçük topluluklar olarak) yaşadığımız toplum üzerinde düşündüğümüz kadar söz hakkına sahip değiliz.
Kim söz sahibi peki?
@@atolyeyoga7862 Anlaşılamadım herhalde. Konuşmanın başı benim bu soruyu size yöneltmemle başladı. Siz tek başınıza söz sahibi olmaya çalıştığınız için ben de size diyorum ki: bakın burada bir sürü insanın yüz yıllardır üzerinde ortak çalıştığı bir şey var, siz tek başınıza kafanıza göre nasıl bir tanım uydurabilirsiniz. Tahmin etmiştim ama bu minvalde bir cevap vereceğinizi :)