Hayır, bir de ne kadar iyi çevrilirsen çevrilsin anadildeki hissi veremiyor olması var. İnsanın çocuk gibi kikirdeyesi geliyor yabancılara karşı. Hihihihihi :)
Bülent burda Aydın'ın pususuna düşüyor çünkü gün boyunca bülent'in iyi olduğu konular da aydın sönük ve etkisiz kaldı ki araların da manita mevzusu var. Ve konu entellektüel bir dioloğa dönüşüyor. Veeeeee sahne'de haluk bilginer.
Sahne ile ilgili söylenecek çok şey var belki ama; en güzeli de üç karakterden oluşan ve ara ara diyalogların birbirini dimlemeden kendilerini ifade etme çabaları hayatım tam içinden geliyor. Levent birşey anlatmaya çalışırken kibirli Aydın’ın her zaman ki gibi sivri bir dille onu dinlemeden konuşması, diğer taraftan da ikisini dinliyormuş gibi yapıp sarhoşluğunu belli etmemek için sadece duyduğu şeyin son kelimesini tekrar ederek ortamda var olduğunu kanıtlamaya çalışan Suavi:) hem komik hem de çok gerçekçi. Selam olsun büyük ustaya N.B.C
1:58 de Nadir Sarıbacak'ın el heraketleri çok iyi analiz edilmiş. O anda, öyle bir ortamda yaşanan gerilimde hepimiz sanırım böyle davranırdık. Muazzam detaylar.
Amazing film; brilliant acting...so many messages it has., so many insights into the human psyche. I could watch this film over and over and would not get bored.
I wish you could speak Turkish and understand how brilliant details it has in the native language. When it is interpreted to English, it loses that charm but anyhow, it is a brilliant movie and this is one of the greatest scenes of it
Aydın bulunduğu çevrede egemen sınıfı temsil ediyor. Levent ise emekçi bir aileden gelmiş ve öğretmen olmayı başarabilmiş bir takım çelişkilerin farkına varabilen daha alt bir sınıfı. Aydın zaten Levent e karısıyla olan münasebetinden dolayı hınçlı ve ona haddini bildirmek için bulduğu bu ilk fırsatta acımadan saldırmaya çekinmiyor. Son sahnede de görebileceğiniz gibi aydın aslında söylenenlere sinirlenmiş bile değil. Ama eski bir tiyatrocu olmasından dolayı tartışmada söylediği sözlerle baskın olan karşısındakini susturan ve demagoji ile kendini haklı çıkaran bir durum oluşturuyor. Leventse zaten konuşmakta pek becerikli olmadığını 15 yıl boyunca sustuğunu ve kendisinin tabiriyle düşüncesi konuşmasından önce gittiğini söylüyor . Kendini Aydının Karşısında ezilmiş ve yenilmiş hissediyor. Konuşarak da bir yere varamayacağını hissediyor en sonunda ve artık susması gerektiğinin farkına varıyor. Ama bir şekilde de içinde hissettiklerini ifade etmek, bu eziklikten,yenilmişlikten de kurtulmak istiyor. Bu nedenle karşısındakinin de bildiği ve anlayabileceği bir şekilde shakespeare den duruma uygun olduğunu düşündüğü bir bölümü okuyup ardından da Aydını irkilten bir güç gösterisi yapıyor.. Bu şekilde Aydına ne yapmaya çalıştığının farkında olduğunu ve aydının sahip olduğu şeyler ne ise onun karşılığında kendisininde sahip olduğu bir takım güçler olduğunu vurgularcasına gözdağı veriyor. Aydın ilk başta korkuyor. Ama kendini çabuk toplayıp gene en iyi bildiği bir yolla ve hemen rol değiştirip alaycı bir tavırla cevap mahiyetinde Leventin bu güç gösterisini iplemediğini belirtiyor. Belki de tüm bunlar kendilerininde farkında olmadıkları bir düzlemde içgüdüsel olarak olup bitiyor.
Bence Aydın karakteri Türk aydınını temsil ediyor.Bize film boyunca Aydın'ın karşılaştığı zorluklar ve o zorluklara verdiği tepkiler üzerinden doğru ve yanlış aldığı kararları muhakeme ederek, kafamızda aydın bir insan profili oluşturulmaya çalışılmış olabilir.Elit kesimi de temsil ediyor olabilir fakat Aydın kararkterinin yalnızlığı bizi bu konuda çelişkili bırakıyor.Bu sahne ise bizim vicdan ve ahlak kavramlarını çok yanlış kullandığımızı haykırmak ister gibi duruyor.
Awesome Film! Very well done, great acting and spectacular scenery. Wonderful storyline, takes no punches... Suberb! Pure joy to watch! Highly recommended.
My favourite scene from the movie Aydin who hated the teacher from the get go and alcohol effect was amazing... Turkey has produced world class directors like Nuri Bilge (who is the one of the best one of all time along with Ertem Egilmez) in recent years and they deserve more...
Vicdan, ahlak, adalet, kıskançlık, düzensizlik, kaos gibi kavramlar 3 ana karakter üzerinden yediriliyor. Patlayan egolar, en iyinin biz olduğu düşüncesi usta Shakespeare'in sonelerinde yankı buluyor. Değer yargılarımız ve tüm önemli sandığımız o şeyler aslında o kadar da önem arz etmeyebiliyor. Detaylar ve filmin ufak bir özeti, Aydın'ın Voltaire'den alıntı yaptığı enfes sözlerde gizli... Muazzam.
Nuri Bilge Ceylan'nin ozellikle bir zamanlar anadoluda ve kis uykusu filimlerinde artik iyice edebiyata kaydigini gormek cok guzel. Tarkovsky edebiyatin filme uyarlanamayacagini ayri iki sanat oldugunu soylemisti. Sanki bunu curuten bir film. Hele bu sahne tam bir Dostoyevski pasaji olmus.
@@CumaMert1 burda bahsedilen edebiyat eserin kaynağını aldığı yerden ziyade sinema sanatının tiyatro ve edebiyat eserlerindeki gibi beylik laflarla ya da daha edebi pasajlarla anlatıldığında eğreti duracağı seyircinin bunu kabul etmeyeceğinin kast edilmesi. Gerçekten de düşününce biz sinemadan bize daha günlük konuşma dilini göstermesini derdini kendimizi de içinde hissedebileceğimiz şekilde anlatılmasını talep ederiz. Oysa tiyatro oyununda karakterlerin uzun ve edebi alıntılar yapmaları ya da romanlardaki gibi uzun uzun betimlemelerle fikirlerini aktarması bizi rahatsız etmez çünkü biz zaten o olayın seyircisi ya da okuru olduğumuzu bilir ve bize verilen mesajı almak için tüketiriz. Sinemada da benzer amaçlar olabilmesine rağmen asıl olay bir süre sonra bunu unutup kendimizi o hikayenin içinde bulmamızdır. Bu büyünün bozulmaması için de gerçek hayata uzak olan edebi dialoglardan kaçınmayı tercih etmiş tarkovski. Biraz uzun oldu kendimce açıklamaya çalıştım.
Filmde çok fazla detay var. Ve ana konuyu birçok insanın anlamadığını düşünüyorum. Öyle bir film ki bir çok şekilde yorumlanabilir çünkü. Aydın hayat olarak tamamen olgunlaşmış. Kime nasıl davranması gerektiğinin gayet farkında. Çok zeki birisi. Hatta o kadar zeki ki kendi yapabileceği şeylerin kapasitesini de çok iyi biliyor. Ben buyum diyerek hayatını yaşıyor dünyayı ben kurtaramam mantığında ama sürekli de kendimi nasıl geliştiririm etrafıma, topluma nasıl faydalı olurum diye kendini sorguluyor. Çalışmayı emek harcamayı paraya işe ihtiyacı olmamasına rağmen bırakmıyor, çünkü vasıfsız, boş, bir işe yaramayan birine dönüşmek istemiyor. Insan ilişkileri gayet iyi, sosyal birisi ve insanlar ile konuşmak gerektiğini biliyor. Tadında olması gerektiği kadar konuşuyor ve kendine ayırdığı vaktin ve sınırların ihlal edilmesine izin vermiyor. Kısaca kendi kendine faydalı işler ile uğraşmaya çalışıyor boş vakit geçirmeyi sevmiyor çevresi ile zaman zaman kaliteli ve kendine bir şeyler katmasını temenni ettiği sohbetler ile hayatını sürdürüyor. Eşi ve kız kardeşi ise Aydın'ın yapmış olduğu bu hayat yaşayış biçimini içten içe kıskanıyor ve kendilerini onun karşısında ezik hissediyorlar. Aydın'ın onları ezmek gibi bir amacı asla yok tabiiki, o kendi dünyasını yaşıyor ve sevdiklerine değer veriyor. Ama öyle bir hayat sürüyor ki son derece nazik, kibar, anlayışlı birisi olabilmek için sürekli çabalıyor. Eşi bu durum karşısında ister istemez ezik kaldığını düşünerek yardım faaliyetleri gibi şeyler ile uğraşıyor ama kendi gerçekten istediği için değil Aydın ın gölgesinde kalmamak için. Aydın ı toplantıda bile istemiyor, yine birilerini kendine hayran bırakacak diye. Kız kardeşi de aynı şekilde Aydını kıskanıyor. Hatta sen çalışmıyorsun boş boş debelenip duruyorsun tarzında konuşuyor çünkü kendisi hiç bir şey yapmıyor ve kendini de daha da ezik hissetmemek için "düşünüyorum" diyebiliyor. Kısaca ana karakter Aydın gayet iyi aklı başında ve tam bir olgun birey. En büyük şanssızlıkları ise rastladığı veya etrafında ki insanlar. Her şeyi iyileştirmeye çalışıyor sürekli doğru olan şeyleri arıyor ama kaderi değiştiremiyor.
Size bir şey sormak istiyorum. Genel yorumlar Aydın bey hakkinda çok acimasiz degil mi? Sizce cok yuklenilmiyor mu? Neden böyle? Ben başka bir karakteri mi izledim diye şüpheleniyorum.
Bahsettiğiniz özellikler Aydın Bey'in öyleymiş gibi gösterdiği hareketler. Yani Aydın Bey de çoğu insan gibi katman katman ve bahsettiğiniz katmanı kaldırdığınızda, insanlara tepeden bakan bir karakteri görüyoruz. İstanbul'da olsa kimse tarafından sayılmayacak bir insanın Anadolu'da göze çarpması ve bunun farkında olması söz konusu. Ama eşi ve ablasıyla kıyaslandığında bahsettiğiniz bu çabalarla yine en büyük umut Aydın Bey'de var. Eşi tam anlamıyla lümpen tavırlar içinde, biraz para verince kahraman olacağını sanan bir lümpen. Abla desen apayrı bir dünya, Aydın yanında melek kalır. Yine de Aydın melek değildir. Beğenme sebebiniz, onun varoluşsal bir sıkıntı yaşamaması, anlam arayışını kendi içinde halletmiş olması. Karısının tam tersi yani. Ama bu da onun toplumdan soyut olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Örnek, hocanın saatlerce yürümesinin ve çocuğu yürütmesinin sebebi fakirlik. Ama, o uzun yürüyüşten sonra doğal olarak kokacak olan ayakları, hocaya yakıştıramıyor ve ahkam kesiyor
0:38 Aydın burada öğretmene Levent yerine Bülent diyerek ismini doğru hatırlamayacak kadar önemsiz biri olduğu imasında bulunuyor. Bunu belki bilerek öğretmeni aşağılamak ve kışkırtmak amacıyla, belki de farkında olmadan yapıyor. Burada ilk seçeneğin daha ağır bastığını düşünüyorum çünkü hem daha önce bu hatayı yaptığında düzeltilmişti, hem de öğretmen Suavi'nin evine ilk geldiğinde ona Levent diye seslenmişti. Aynı zamanda böyle düşününce Aydın'ın üstten bakan kişiliği ile de uyum içinde olan güzel bir detaya dönüşüyor bu hatası. Kafamı asıl kurcalayan ise ardından Suavi'nin de Levent yerine Bülent diye seslenmesi. Acaba oyuncu yanlışlıkla mı Bülent dedi, yoksa Suavi arkadaşıyla birlik olup öğretmeni söylediklerinden dolayı cezalandırmak mı istedi? Burada da ilk seçenek daha ağır basıyor bence çünkü hem altyazıda Levent kullanılmış -ki Bülent dediğine şüphe yok-, hem de Suavi öğretmene ne kadar kızsa da böyle çocukça bir tavırda bulunucak bir karaktermiş gibi durmuyor. Bu tarz küçük bir hata 2:10 'da da mevcut (bkz. Drneuro Wintertez adlı kullanıcının yorumu). NBC ve ekibinin bunların farkında olmadığını tabii ki düşünmüyorum. Aksine farkındalar ancak vermek istedikleri duyguları en doğru biçimde veren bu küçük hatalara sahip versiyonları seçmeyi tercih ediyorlar. Bu da yaptıkları işin ne kadar zor olduğunun, izlerken nefesimizi kesen o gerçekçiliğin ne kadar zor elde edildiğinin en büyük kanıtı. Bu ülkede doğup büyüdüğümüze sevindiğimiz ender anlardan NBC sineması, iyi ki var.
İzlerken ben de farkettim Aydın ' ın orda bahsettiğiniz gibi özellikle ismini yanlış kullanmasını. Suavi karakterinin de Aydın'ın hemen ardından Bülent demesinde yatan şeyin alkolün etkisini seyirciye hissettirmek olduğunu düşündüm ben. Ha şöyle de olabilir belki , aslında Suaviye karakterini canlandıran oyuncu çekim esnasında farkında olmadan söylemiştir ama bu doğal yanlışlık NBC ' nin hoşuna gittiği için duzeltmemistir.( Yorumunuzu tekrar okuyunca benim son kısımda belirttiğim şeyi zaten söylemişsiniz, katılıyorum o yüzden : ) )
nadir saribacak. ayni rolü hollywood'da kesseydi en az bi oscari bi altın küresi olurdu. sarmaşık filmini oyunculuğu için defalarca izledim. mükemmel ötesi bir oyunculuk.
Ben bu sahnenin Aydın'ın öğretmen hakkındaki düşüncelerini doğruladığını ve karısına onun hakkındaki uyarılarını az çok haklı çıkardığını düşünüyorum. Öğretmenin, Aydın'ın "Biraz ahlak, biraz vicdan lütfen." sözüne bu kadar takılması normal değil. Evet, hafif bir laf değil ama öğretmenin tepkisi de gerçekten ahlaklı ve vicdanlı bir insanın vereceği bir tepki değil. Dikkat ederseniz Aydın'ın ağzından bu sözü duyduğu gibi direk buna kilitleniyor ve sürekli muhabbeti buna getiriyor. Gocunuyor çünkü yarası var. Çünkü kendinden şüphesi var. Veya ahlaksız ve vicdansız olduğundan emin. Gerçekten kendini ahlaklı ve vicdanlı gören biri bu söze bu kadar takıp öğretmenin yaptıklarını yapmazdı. Gerçekten o sıfatlara sahip bir insan ne misafir olduğu bir masada karşı tarafın-kendisinden de kaç yaş büyükler- yanlış anlayabileceği bir laf eder ne de öyle yumruğunu masaya vururdu. Filmi izleyeli aylar geçti o nedenle otel mevzusunda öğretmen yanlış mı anlaşıldı yoksa art niyetle mi laf sokmaya çalışıyordu hatırlamıyorum. İşin içerisinde alt ve üst tabakanın zıtlaşması ve bundan kaynaklı öğretmenin hissettiği bir eziklik de var tabi. Tarafların alkollü olması bir şeyi değiştirmiyor bu arada. Alkol, sizi bambaşka biri yapmaz. Sadece hissettiklerinizi ve düşündüklerinizi kontrol altında tutmanızı bi parça engeller. Yani, alkollüyken daha bi kendiniz gibi olursunuz demek doğru olur. Bu arada, Aydın zaten öğretmenin söylediği lafa alınmıyor. Herife kıl olduğunundan yakaladığı ilk fırsatta saldırmaya çalışıyor. Son olarak, öğretmen giderken Aydın'ın söylediği Voltaire'e ait sözler bence çok önemli. Hem sahneyi çok iyi bir şekilde kapatıyor hem de sahnede yaşananları gerçek anlamlarına oturtuyor. Aydın bu sözlerle bence iki ana şeyi ima ediyor. Birincisi kendisinin aslında otel mevzusuna alınmadığı ve onu tiye alarak budalalık ettiği, bundan da tatlı bir zevk aldığı. İkincisi ise kendisi içerisinde a ve b'ye ayrılıyor. A)Shakespeare'den alıntısın cevaben "O kadar büyük sözler boşuna etme, senden cacık olmaz" B)Öğretmenin suratına baka baka "sen bir aptalsın, kendini kandırıyor ve budalalık ediyorsun" diyor. "Planlanan parlak işler" 'den kastı öğretmenin Aydın'ın eşiyle olan projesi. Öğretmen kendini kandırıyor çünkü projenin onun için bir anlam ifade ettiği yok. Sadece bu proje sayesinde Aydın'ın eşiyle yakınlaşma derdinde. Budalalık ettiği de bu. Öğretmen buna tepkisiz kalıyor çünkü "parlak işler" kısmı ona anlamsız geliyor. Dolayısıyla Aydın'ın söylediği onun için tamamen anlamsızlaşıyor. Dikkat ederseniz, bi an duruyor anlam verebilmek için. Ama sonra kapıya doğru yöneliyor. Dediğim gibi, projenin önemi yok öğretmen için. Eğer öğretmen gerçekten ahlak ve vicdan sahibi biri olsaydı ve Aydın'ın eşiyle yakınlaşma derdinde olmasaydı bu sözlerinden anladığı "Sen bu büyük projelerle sadece kendini kandırıyorsun, tek yaptığın gün boyu budalalık etmek" olurdu ve asıl ağır laf budur. "Biraz ahlak, biraz vicdan" sözüne misafir olduğu sofraya yumruğunu vuracak kadar takılan bir adamın, bu söz sonrasında Aydın'a tekme tokat girmesi lazımdı ama girmedi. Çünkü anlamadı. Çünkü o proje onun için bir anlam ifade etmiyor. Basılacak bir düğme yok orada onun için. Ahlak ve vicdan konusunda ise var. Çünkü ya kendisinin de bu konularda şüphesi var ya da bu sıfatlara sahip olmadığına emin.
O zaman size bir şey diyeceğim. Bence siz şuan da öğretmeni Aydın'ın seyirciye satmış olduğu şekilde görüyorsunuz. Karısını ele geçirmek isteyen ahlaki değerler üzerine nutuk atan ama kendisinin yaptığı eylem(Aydın'ın karısını ayartma) hiçte söylediği şeyler ile uyuşmayan bir insan. Peki ya Aydın'ın yargılarından kurtulup kendiniz öğretmenin karakteri ile ilgili yargıda bulunmanız gerektiğinde sadece şu sahne için soruyorum ne düşünüyorsunuz?Öğretmenin belirtmiş olduğu deprem sırasında gerçekleşen otel olayı... Sizce böyle bir durumda(deprem sırasında yardıma gelen insanlara oteli para karşılığı kiralamak) bir birey nasıl bir yol izlemeliydi? Aydın gibi oteli para karşılığı yardıma gelenlere hizmete mi açar yoksa onca mesafeden hiç bir şey gözetmeksizin halkına yardıma gelen insanları misafir mi eder? Bana göre Aydın'ın yaptığı şey insanın zorda kaldığında yaptığı şey. Doğrulardan kaçmak, görmek istememek ve en mantıklı yolu seçip karşıdakine saldırmak. Aydın'da öyle yapıyor ve bir insanı ahlak ve vicdan gibi hassas noktalarına vurarak sindirmeye çalışıyor ve bunu da başarıyor. Ama karşısındaki kişi kolay hazmedilecek bir insan olmadığını göstermek için Shakepeare'den önemli bir alıntılama yaparak Aydın'ın damarına basıyor. Aydın'ın ukala, alaycı ve bunun gibi diğer karakteristik özelliklerini bir numaralı tanıktan karısından duymuştuk zaten ki bunu kendimizde Aydın'ın önceki konuşmalarından elde edebiliriz. Ve bu ukala tavrı ve alaycı hali ile akıl oyunlarını mükemmel bir alıntı ile kazanıyor. Aydın'a her ne kadar konuşma becerisinden dolayı sempati beslesem de sahnenin sonunda kendisinden tiksinmeme engel olmadı.
Tutarlı bir yorum yapmışsınız. Keşke filmde öğretmenin Aydın'ın karısına karşı hisleriyle alakalı bir sahne olsaydı, bir bakış, bir ima vs. Bunun olmayışı nedeniyle sahne biraz havada kalıyor ama yoruma açık hale geliyor.
Son bir buçuk dakikada olanlar demirkubuz'a göndermedir. Levent karakteri demirkubuz'u, aydın ise nbc'yi temsil etmekte. Nbc bu sahnede kendisine hırsız diyen demirkubuz'a cevap vermek istemiş tartışmanın sebebi ise nuri bilge ceylan'ın 2008'de çektiği üç maymun filmi. zeki demirkubuz bu filmin fikrinin kendine ait olduğunu iddia ediyormuş.
FİLM ÇOK BAŞARILI HALUK BİLGİNER HEM NURİ BİLGE CEYLAN İÇİN HEMDE TÜRKİYE İÇİN BÜYÜK BİR ŞANSTIR.NURİ BEY BU ŞANSI ÇOK İYİ KULLANDI VE ALTIN PALMİYEYİ ALDI VE TÜRKİYEYE KAZANDIRDI SAĞOLSUN.KENDİSİ ÇOK DEĞER VERDİĞİM VE SAYDIĞIM BİR YÖNETMENDİR.TÜRKİYE İÇİN ÇOK KIYMETLİDİR VE GENÇLERİN ÖRNEK ALACAĞI BİR İNSANDIR
Hocama sormak lazım. Yeni yetmelerle mi çalışmak daha iyi hissettiriyor yoksa ustalarla mı? Doğu ile iki cümlelelik sahneyi 15 tekrar da çıkarttılar. Şu sahneyi merak ediyorum kaç defa kesilmiştir. Adam doğallık katmak için kekeleyerek konuşuyor, bu kadar mı güzel şaşkınlıkla birlikte öfkelenme duygusu yansıtılır, bu kadar mı güzel sinirden ağzı dili dolaşır. Muazzam
Aydın Bey sinirli öğretmenin, Aydın Bey in eşiyle yardım toplantısındaki samimi diyalogları çileden çıkarmaya yetti kendisini, fırsat kolluyordu ve buldu ince ince işledi
Kitaplarda geçen diyalogları okurken kafamızda canlandırıp yaşarız ya hani çok benziyor dahiyane bir sahne çekilmiş.Vurgu yapılan ve mesaj verilen yerlere gelicek olursak sınıflar arası çatışmadan çıkan bir tartışma var ortada lakin aydın burada bunu fırsata çevirip öğretmene üst perdeden sözler ile ezmeye çalışmak istemesi öğretmeninin ise kendini ifade edemeyen tek tespit ettiği yada aydını kastetmeden bir cümlesiyle tartışmanın içinden çıkamadığını gözlemledim böyle yaparak Aydın'ın içinde bulunduğu durumda ekmeğine yağ sürmüş oluyor alıntılarla zirve yapmış bu sahne NBC'nin ne denli farklı ve vazgeçilmez olmasını sağlıyor.Emeği geçen herkese teşekkürler.Bu arada söylemeden edemeyeceğim keşke toplum olarak Zaman kaybı filmlerden kesitlere tık yapıp izleyeceğimize böyle eserlere sahip çıkabilsek iyi olurdu.
"Vicdan güçlüleri korkutmak için düşünülmüş, korkakların kullandığı bir sözcükten başka bir şey değildir. Bizim vicdanımız güçlü kollarımız, kılıçlarsa yasalarımızdır."
Filmi izlerkende, şimdi bu videoda da Levent masaya vurduğunda kendime hakim olamayıp bir güldüm.. Sanırım ne zaman izlesem bu hep olacak bundan sonra da.. Müthiş sahne tabi.
Esasında derinlik ve detaylı böyle NBC filmlerinde NBC nin hayatı bilişliği gerçekçilikteki ustalığı sanatın kapısını açıyor ABD tarzındaki senaryolar bide olsa NBC nin ustalığıyla muhteşem bir yapıt ortaya çıkardı...
Bilgineri geçtim de , Nadir Sarıbacak harikulade bir oyuncu . Duygu geçişleri, diyalogda gerçeği dinlemek, psikolojik zaman yönetimi ,etki tepki, yazılı metini kaslara yedirmek gibi oyunculuk zanaatinin olmazsa olmazlarini nasılda alt ediyor. Aşk olsun
Zeki - Nuri kavgasinin ayyuka ciktigi an aldik yerimizi. Birazdan da Yeralti yemek sahnesini izleyecegim. Ikiniz de sinema yapmiyorsunuz, su gulunecek duruma dusmeniz de bunun kaniti. Zeki kanal acsa da abone olsak. Gune puanim on, ARO.
2:15 'de ufak bir çekim hatası var.Onun öncesinde Aydın'ın biraz ahlak biraz vicdan demesiyle aniden duran Bülent'in burada bir şeyler söylediği duyuluyor.Hemen sonraki karede ise Bülent aynı donmuş halde devam ederek :"Ahlakla vicdanla ne alakası var ben anlamadım?"diyor. Bu arada şu sahne sinema tarihine geçecek derecede müthiş,efsane bir sahnedir.Favorilerimdendir.
+Drneuro Wintertez 10 kere izledim hala demek istediğini anlayamadım. Bir hata yok , koskoca film hata olsa mutlaka düzeltilirdi. Bence tekrar izleyin.
benim de dikkatimi çekmişti o hata.Kurgu hatası,Uzak filminde de buna benzer bir şey fark etmiştim.NBC nin kurgu aşamasında filmi didik didik etmesinden kaynaklanıyor.
Hata değil o kanımca. Aydın bey'in haklılığını meşru kılmak için ara vermeden konuşmaya devam etmesi karşısında, Bülent'in kendi derdini anlatmaya çalışmak için araya girme çabası (sahne boyunca olduğu gibi) ama başaramaması. Yani aslında olan Bülent'in susmasıyla kameranın ona dönmesi denk gelmiş devamlılık bozulmuş gibi görünmüş. Aynı şey 1:30 'de de var mesela. Ancak kamera Aydın'da kalmaya devam etmiş.
Hocam merhaba. 05:10'daki devamlılık hatası ne seviyede bir devamlılık hatasıdır? Farklı dilde bir plandan mı alınmış dedim; hayır. Zaten öyle olsa dahi kendi official sayfanızda yayınlamanız garip ama Haluk Bilginer, verdiğim süreden sonra gelen iki planda da ağzını oynatıyor ve ya bariz farklı ses duyuluyor ya da bariz ses yok. İçimi rahatlatan tek şey iste aforizmalı cümlelerle buraya entry giren, muhtemelen evde şarap izleyerek NBC izleyelim diyen kişilerin bile bunu anlamıyor oluşu. Hiçbir zaman bu rahatlıkla ilerlemeyi düşünmüyorum ama olursa da insanlık hali birkaç hata olduğunda kimsenin farketmeyeceğini anlamış olsum. maddi farklılıklar sebebiyle potansiyel olarak bu seviyede iş yapamayacak olsam da işimi sizden dahi fazla ciddiye aldığımı görmek beni mutlu etti. Demek ki hiçbir editör yalan söylemiyormuş, bu kadar takma kör olursun diye. Ama benim mantığıma göre yaptığın işte bile bile en ufak yanlısa bile yer vermek çok garip ve algılanamaz bir durum. Hele ki sizin gibi ustaların çok daha kusursuz işler yapması gerek diye düşünüyorum. Buradaki devamlılık hatası da basit bir devamlılık hatası değil, yüzlerce kez izleyip nasıl emin olamadınız ya da yüzlerce kez izlemediniz mi bilemedim hocam...
Bu filmi altyazısız izleme lüksüne sahip olmak..
ceren geronimo uzun zamandır duyduğum en mantıklı söylem 😂
Harika
Hayır, bir de ne kadar iyi çevrilirsen çevrilsin anadildeki hissi veremiyor olması var. İnsanın çocuk gibi kikirdeyesi geliyor yabancılara karşı. Hihihihihi :)
O konuda cok ekside kaliriz bence
Yalnız sondaki sözleri biz Türkçe'ye çevrilmiş haliyle izliyoruz :) Onuda şimdi fark ettim.
Film o kadar doğal geliyor ki insana şu sahneyi izlerken gerilmemek elde değil gerçekten.
Tam tersi, yapmacık olduğu o kadar belirgin ki.. ciddiye alamamak gibi bir hayal kırıklığına uğruyorsun.
Bülent’in ,Sheakspere'den bir mısra söylemek istemek istiyorum dedikten sonra gelen ' ooo vay vay' tepkisi beni bitiriyor.Tam sarhoş muhabbeti.
Okan koç aynen tam onu düşündüm ahahahhsjdjdü
Bülent
Bülent burda Aydın'ın pususuna düşüyor çünkü gün boyunca bülent'in iyi olduğu konular da aydın sönük ve etkisiz kaldı ki araların da manita mevzusu var. Ve konu entellektüel bir dioloğa dönüşüyor. Veeeeee sahne'de haluk bilginer.
Bir zamanlar anadolu filmindeki yemek sahnesinde buram buram lavaş kavurma tadı almıştım. Bu sahnede de şarabın tadını aldım
Emre aynen var ya o şarabı yudumluyor gibiydim 😃
Sonunda kusmasaydı daha da güzel olacaktı 😁
Yufka o yufka
yapragin tadini da aldin mi gardash
çünkü herif kustu
herkesin haklı olduğu film
barbar çünkü hayatta herkes haklıdır
@@aforizmamerkezi8491 sen hariç!
@Burak Batu Tuncel ya da herkesin haksız WAOOW 👏
İyi tespit...
Off hic aklima gelmemisti boyle bisi inanilmaz cidden herkes kendine gore hakli ayni gercek hayatta oldugu gibi
Sahne ile ilgili söylenecek çok şey var belki ama; en güzeli de üç karakterden oluşan ve ara ara diyalogların birbirini dimlemeden kendilerini ifade etme çabaları hayatım tam içinden geliyor. Levent birşey anlatmaya çalışırken kibirli Aydın’ın her zaman ki gibi sivri bir dille onu dinlemeden konuşması, diğer taraftan da ikisini dinliyormuş gibi yapıp sarhoşluğunu belli etmemek için sadece duyduğu şeyin son kelimesini tekrar ederek ortamda var olduğunu kanıtlamaya çalışan Suavi:) hem komik hem de çok gerçekçi. Selam olsun büyük ustaya N.B.C
1:58 de Nadir Sarıbacak'ın el heraketleri çok iyi analiz edilmiş. O anda, öyle bir ortamda yaşanan gerilimde hepimiz sanırım böyle davranırdık. Muazzam detaylar.
2:40 ‘’Üç kuruş paramız var diye suçlu olduk ya’’ artık ben de bu savunmayı yapacak kadar üç kuruş sahibi olmak istiyorum.
En bayıldığım sahneydi. Nadir Sarıbacak 'a bayıldım burada.
One of my favourite scenes! Great movie, cheers from Greece
Tabi lan manyak mısın.
Ufuk Yılmaz ترک خر. این فیلم را کارگردانه برای نفهمهايی مثل تو درست کرده.
Like a angelopoulos 💓
@@peybak کصکش مادر جنده. کیر ترکا رو نخور. کارگردان خودش ترکه. فیلم ماله ترکیه اس.
@@aforizmamerkezi8491 kapa çeneni.
Amazing film; brilliant acting...so many messages it has., so many insights into the human psyche. I could watch this film over and over and would not get bored.
Just finished the movie. Might be my favourite Ceylan movie so far.
Really loved this scene in particular. Something about it just felt so natural.
I wish you could speak Turkish and understand how brilliant details it has in the native language. When it is interpreted to English, it loses that charm but anyhow, it is a brilliant movie and this is one of the greatest scenes of it
@@canocak
I speak Arabic and I enjoyed every moment of this movie because the amount of similarity between our cultures.
Aydın bulunduğu çevrede egemen sınıfı temsil ediyor. Levent ise emekçi bir aileden gelmiş ve öğretmen olmayı başarabilmiş bir takım çelişkilerin farkına varabilen daha alt bir sınıfı. Aydın zaten Levent e karısıyla olan münasebetinden dolayı hınçlı ve ona haddini bildirmek için bulduğu bu ilk fırsatta acımadan saldırmaya çekinmiyor. Son sahnede de görebileceğiniz gibi aydın aslında söylenenlere sinirlenmiş bile değil. Ama eski bir tiyatrocu olmasından dolayı tartışmada söylediği sözlerle baskın olan karşısındakini susturan ve demagoji ile kendini haklı çıkaran bir durum oluşturuyor. Leventse zaten konuşmakta pek becerikli olmadığını 15 yıl boyunca sustuğunu ve kendisinin tabiriyle düşüncesi konuşmasından önce gittiğini söylüyor . Kendini Aydının Karşısında ezilmiş ve yenilmiş hissediyor. Konuşarak da bir yere varamayacağını hissediyor en sonunda ve artık susması gerektiğinin farkına varıyor. Ama bir şekilde de içinde hissettiklerini ifade etmek, bu eziklikten,yenilmişlikten de kurtulmak istiyor. Bu nedenle karşısındakinin de bildiği ve anlayabileceği bir şekilde shakespeare den duruma uygun olduğunu düşündüğü bir bölümü okuyup ardından da Aydını irkilten bir güç gösterisi yapıyor.. Bu şekilde Aydına ne yapmaya çalıştığının farkında olduğunu ve aydının sahip olduğu şeyler ne ise onun karşılığında kendisininde sahip olduğu bir takım güçler olduğunu vurgularcasına gözdağı veriyor. Aydın ilk başta korkuyor. Ama kendini çabuk toplayıp gene en iyi bildiği bir yolla ve hemen rol değiştirip alaycı bir tavırla cevap mahiyetinde Leventin bu güç gösterisini iplemediğini belirtiyor. Belki de tüm bunlar kendilerininde farkında olmadıkları bir düzlemde içgüdüsel olarak olup bitiyor.
Bence Aydın karakteri Türk aydınını temsil ediyor.Bize film boyunca Aydın'ın karşılaştığı zorluklar ve o zorluklara verdiği tepkiler üzerinden doğru ve yanlış aldığı kararları muhakeme ederek, kafamızda aydın bir insan profili oluşturulmaya çalışılmış olabilir.Elit kesimi de temsil ediyor olabilir fakat Aydın kararkterinin yalnızlığı bizi bu konuda çelişkili bırakıyor.Bu sahne ise bizim vicdan ve ahlak kavramlarını çok yanlış kullandığımızı haykırmak ister gibi duruyor.
Süper yorum
Bi yerden araklamış yorumu.
Oha nece yorumdur be üstad
"Daha Az Göster ve YANITLA" yazilarini silseydin keşke. Bu şekilde "alinti" yazmak zorunda kalmazdin. Ama dur, zaten onu da yapmamissin.
Şu renk kullanımı , harika !
Rembrandt tablolarından fırlamış gibi
Adam fotocu işi IŞIK...
ne rengi la siah beyaz degil mi film aq
@@kismetology8031 nE ajbshdjwhsowjwgdus
@@fredricjamesonn ah çok güzel örnek..
I have only seen Uzak from director Nuri, but this one here looks very good and interesting.
Good dialogue, acting and directing!
Haluk Bilginer buyuk deger..kitap gibi butun oyunculuk okullarinda okutulmali adam👏👏
Awesome Film! Very well done, great acting and spectacular scenery. Wonderful storyline, takes no punches... Suberb! Pure joy to watch! Highly recommended.
@@tout_sera_tres_bien mk illa biriniz çıkıp rezil edecek dimi
Ulkenin buyuk bir cogunlugu bu filmi ilk 30 dakikasindan sonra kapadi. Derinligi yakalayanlar ise halen daha o bermudanin icerisinde.
My favourite scene from the movie Aydin who hated the teacher from the get go and alcohol effect was amazing... Turkey has produced world class directors like Nuri Bilge (who is the one of the best one of all time along with Ertem Egilmez) in recent years and they deserve more...
Absolutely genius. Love this director. Btw Nihal actress is beautiful
Vicdan, ahlak, adalet, kıskançlık, düzensizlik, kaos gibi kavramlar 3 ana karakter üzerinden yediriliyor. Patlayan egolar, en iyinin biz olduğu düşüncesi usta Shakespeare'in sonelerinde yankı buluyor. Değer yargılarımız ve tüm önemli sandığımız o şeyler aslında o kadar da önem arz etmeyebiliyor. Detaylar ve filmin ufak bir özeti, Aydın'ın Voltaire'den alıntı yaptığı enfes sözlerde gizli... Muazzam.
voltaire monarşist güçlü bir elitist...
Ingilizceye çevrilince bu dil sürçmelerini birbirinin sözünü kesmelerini hep kaçırıyor yabancılar
lost in transformation izle guzel film adnan oktar cekmisti filmi 1944 yilinda
@@kismetology8031 kapsayıcı olayım derken seyrek serpilmiş bir cümle olmuş sanki.
Shaekspeare bu sahneyi gorse gurur duyardi
sekspir die biri yok kanka darlanma yavshack
Shaekspeare'i televizon karşısına koyup sahneyi izletsen ilk vereceği tepki korkup pencereden atlamak olurdu.
Shaksipir diye bir adam olmadığı belgelerle kanıtlanalı ohoooo çok oldu :) kadir hoca şeyh pir diye bir Müslüman olduğunu kanıtladı tabiki anlayana
@@nikolat1316 kadir mısıroğlu yaz çıkar
@@melissukorselmuzurcanloglu5522 Şaka, değil mi :)
What a film! You will enjoy every time when you watch the film. Its a master piece . Love from Pakistan.
Nadir saribacak..sen nasıl bir oyuncusun be kardeşim. Lütfen dön bilader mahrum bırakma bizi oyunculuğundan
Nadir Sarıbacak'ın şu sahnedeki oyunculuğu bambaşka bir şey. Her izlediğimde kendimden bir şey buluyorum. Ustaların eline sağlık.
Nuri Bilge Ceylan'nin ozellikle bir zamanlar anadoluda ve kis uykusu filimlerinde artik iyice edebiyata kaydigini gormek cok guzel. Tarkovsky edebiyatin filme uyarlanamayacagini ayri iki sanat oldugunu soylemisti. Sanki bunu curuten bir film. Hele bu sahne tam bir Dostoyevski pasaji olmus.
Çehov desek daha doğru olur. Hatta daha doğru.
Dostoyevski benzetmesini bende yerinde buldum.Onun romanlarından bir bölüm okur gibi bir seyir olmuş gerçekten.
alakası yok Tarkovski ile
Tarkovsky nerede söylemiş acaba o sözü? Çünkü kendisinin birçok filmi edebi eserlerden uyarlama değil mi?
@@CumaMert1 burda bahsedilen edebiyat eserin kaynağını aldığı yerden ziyade sinema sanatının tiyatro ve edebiyat eserlerindeki gibi beylik laflarla ya da daha edebi pasajlarla anlatıldığında eğreti duracağı seyircinin bunu kabul etmeyeceğinin kast edilmesi. Gerçekten de düşününce biz sinemadan bize daha günlük konuşma dilini göstermesini derdini kendimizi de içinde hissedebileceğimiz şekilde anlatılmasını talep ederiz. Oysa tiyatro oyununda karakterlerin uzun ve edebi alıntılar yapmaları ya da romanlardaki gibi uzun uzun betimlemelerle fikirlerini aktarması bizi rahatsız etmez çünkü biz zaten o olayın seyircisi ya da okuru olduğumuzu bilir ve bize verilen mesajı almak için tüketiriz. Sinemada da benzer amaçlar olabilmesine rağmen asıl olay bir süre sonra bunu unutup kendimizi o hikayenin içinde bulmamızdır. Bu büyünün bozulmaması için de gerçek hayata uzak olan edebi dialoglardan kaçınmayı tercih etmiş tarkovski. Biraz uzun oldu kendimce açıklamaya çalıştım.
Aldanmak yaptığımız her işte
şaşmaz yazgısı hepimizin,
her sabah parlak işler tasarlar
gün boyunca budalalık ederim..
Mehmet Emin Günes bu söz Voltaire'e mi aitti
@@mirbeyozan evet
@@shimshim9862 Voltaire hangi eserinde söylemiş biliyor musun?
Rez
Güzel dörtlük
Gaza geldin olum sen
This movie is one of my favourites, I am a fan of NBC
Levent hocanın elini masaya vurunca Aydın ın bi titremesi mükemmeldi
Ben de titredim
abi gerçekten tam bi sarhoş muhabbeti. eline sağlık üstad
Filmden en beğendiğim sahne bu sanırım.
Muhteşem sahne
bakidan birilerini gormeg cox xoshdu salam olsun
a mən sizə abone imishem ki. qisa filmləri xatirladim
Filmde çok fazla detay var. Ve ana konuyu birçok insanın anlamadığını düşünüyorum. Öyle bir film ki bir çok şekilde yorumlanabilir çünkü.
Aydın hayat olarak tamamen olgunlaşmış. Kime nasıl davranması gerektiğinin gayet farkında. Çok zeki birisi. Hatta o kadar zeki ki kendi yapabileceği şeylerin kapasitesini de çok iyi biliyor. Ben buyum diyerek hayatını yaşıyor dünyayı ben kurtaramam mantığında ama sürekli de kendimi nasıl geliştiririm etrafıma, topluma nasıl faydalı olurum diye kendini sorguluyor. Çalışmayı emek harcamayı paraya işe ihtiyacı olmamasına rağmen bırakmıyor, çünkü vasıfsız, boş, bir işe yaramayan birine dönüşmek istemiyor. Insan ilişkileri gayet iyi, sosyal birisi ve insanlar ile konuşmak gerektiğini biliyor. Tadında olması gerektiği kadar konuşuyor ve kendine ayırdığı vaktin ve sınırların ihlal edilmesine izin vermiyor. Kısaca kendi kendine faydalı işler ile uğraşmaya çalışıyor boş vakit geçirmeyi sevmiyor çevresi ile zaman zaman kaliteli ve kendine bir şeyler katmasını temenni ettiği sohbetler ile hayatını sürdürüyor. Eşi ve kız kardeşi ise Aydın'ın yapmış olduğu bu hayat yaşayış biçimini içten içe kıskanıyor ve kendilerini onun karşısında ezik hissediyorlar. Aydın'ın onları ezmek gibi bir amacı asla yok tabiiki, o kendi dünyasını yaşıyor ve sevdiklerine değer veriyor. Ama öyle bir hayat sürüyor ki son derece nazik, kibar, anlayışlı birisi olabilmek için sürekli çabalıyor. Eşi bu durum karşısında ister istemez ezik kaldığını düşünerek yardım faaliyetleri gibi şeyler ile uğraşıyor ama kendi gerçekten istediği için değil Aydın ın gölgesinde kalmamak için. Aydın ı toplantıda bile istemiyor, yine birilerini kendine hayran bırakacak diye. Kız kardeşi de aynı şekilde Aydını kıskanıyor. Hatta sen çalışmıyorsun boş boş debelenip duruyorsun tarzında konuşuyor çünkü kendisi hiç bir şey yapmıyor ve kendini de daha da ezik hissetmemek için "düşünüyorum" diyebiliyor.
Kısaca ana karakter Aydın gayet iyi aklı başında ve tam bir olgun birey. En büyük şanssızlıkları ise rastladığı veya etrafında ki insanlar. Her şeyi iyileştirmeye çalışıyor sürekli doğru olan şeyleri arıyor ama kaderi değiştiremiyor.
Size bir şey sormak istiyorum. Genel yorumlar Aydın bey hakkinda çok acimasiz degil mi? Sizce cok yuklenilmiyor mu? Neden böyle? Ben başka bir karakteri mi izledim diye şüpheleniyorum.
Bahsettiğiniz özellikler Aydın Bey'in öyleymiş gibi gösterdiği hareketler. Yani Aydın Bey de çoğu insan gibi katman katman ve bahsettiğiniz katmanı kaldırdığınızda, insanlara tepeden bakan bir karakteri görüyoruz. İstanbul'da olsa kimse tarafından sayılmayacak bir insanın Anadolu'da göze çarpması ve bunun farkında olması söz konusu. Ama eşi ve ablasıyla kıyaslandığında bahsettiğiniz bu çabalarla yine en büyük umut Aydın Bey'de var. Eşi tam anlamıyla lümpen tavırlar içinde, biraz para verince kahraman olacağını sanan bir lümpen. Abla desen apayrı bir dünya, Aydın yanında melek kalır. Yine de Aydın melek değildir. Beğenme sebebiniz, onun varoluşsal bir sıkıntı yaşamaması, anlam arayışını kendi içinde halletmiş olması. Karısının tam tersi yani. Ama bu da onun toplumdan soyut olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Örnek, hocanın saatlerce yürümesinin ve çocuğu yürütmesinin sebebi fakirlik. Ama, o uzun yürüyüşten sonra doğal olarak kokacak olan ayakları, hocaya yakıştıramıyor ve ahkam kesiyor
Aynen öyle aydın biraz daha duyarlı biri olsa filmdeki en iyi adam
0:38 Aydın burada öğretmene Levent yerine Bülent diyerek ismini doğru hatırlamayacak kadar önemsiz biri olduğu imasında bulunuyor. Bunu belki bilerek öğretmeni aşağılamak ve kışkırtmak amacıyla, belki de farkında olmadan yapıyor. Burada ilk seçeneğin daha ağır bastığını düşünüyorum çünkü hem daha önce bu hatayı yaptığında düzeltilmişti, hem de öğretmen Suavi'nin evine ilk geldiğinde ona Levent diye seslenmişti. Aynı zamanda böyle düşününce Aydın'ın üstten bakan kişiliği ile de uyum içinde olan güzel bir detaya dönüşüyor bu hatası. Kafamı asıl kurcalayan ise ardından Suavi'nin de Levent yerine Bülent diye seslenmesi. Acaba oyuncu yanlışlıkla mı Bülent dedi, yoksa Suavi arkadaşıyla birlik olup öğretmeni söylediklerinden dolayı cezalandırmak mı istedi? Burada da ilk seçenek daha ağır basıyor bence çünkü hem altyazıda Levent kullanılmış -ki Bülent dediğine şüphe yok-, hem de Suavi öğretmene ne kadar kızsa da böyle çocukça bir tavırda bulunucak bir karaktermiş gibi durmuyor. Bu tarz küçük bir hata 2:10 'da da mevcut (bkz. Drneuro Wintertez adlı kullanıcının yorumu). NBC ve ekibinin bunların farkında olmadığını tabii ki düşünmüyorum. Aksine farkındalar ancak vermek istedikleri duyguları en doğru biçimde veren bu küçük hatalara sahip versiyonları seçmeyi tercih ediyorlar. Bu da yaptıkları işin ne kadar zor olduğunun, izlerken nefesimizi kesen o gerçekçiliğin ne kadar zor elde edildiğinin en büyük kanıtı. Bu ülkede doğup büyüdüğümüze sevindiğimiz ender anlardan NBC sineması, iyi ki var.
İzlerken ben de farkettim Aydın ' ın orda bahsettiğiniz gibi özellikle ismini yanlış kullanmasını. Suavi karakterinin de Aydın'ın hemen ardından Bülent demesinde yatan şeyin alkolün etkisini seyirciye hissettirmek olduğunu düşündüm ben. Ha şöyle de olabilir belki , aslında Suaviye karakterini canlandıran oyuncu çekim esnasında farkında olmadan söylemiştir ama bu doğal yanlışlık NBC ' nin hoşuna gittiği için duzeltmemistir.( Yorumunuzu tekrar okuyunca benim son kısımda belirttiğim şeyi zaten söylemişsiniz, katılıyorum o yüzden : ) )
nadir saribacak. ayni rolü hollywood'da kesseydi en az bi oscari bi altın küresi olurdu. sarmaşık filmini oyunculuğu için defalarca izledim. mükemmel ötesi bir oyunculuk.
Ben bu sahnenin Aydın'ın öğretmen hakkındaki düşüncelerini doğruladığını ve karısına onun hakkındaki uyarılarını az çok haklı çıkardığını düşünüyorum. Öğretmenin, Aydın'ın "Biraz ahlak, biraz vicdan lütfen." sözüne bu kadar takılması normal değil. Evet, hafif bir laf değil ama öğretmenin tepkisi de gerçekten ahlaklı ve vicdanlı bir insanın vereceği bir tepki değil. Dikkat ederseniz Aydın'ın ağzından bu sözü duyduğu gibi direk buna kilitleniyor ve sürekli muhabbeti buna getiriyor. Gocunuyor çünkü yarası var. Çünkü kendinden şüphesi var. Veya ahlaksız ve vicdansız olduğundan emin. Gerçekten kendini ahlaklı ve vicdanlı gören biri bu söze bu kadar takıp öğretmenin yaptıklarını yapmazdı. Gerçekten o sıfatlara sahip bir insan ne misafir olduğu bir masada karşı tarafın-kendisinden de kaç yaş büyükler- yanlış anlayabileceği bir laf eder ne de öyle yumruğunu masaya vururdu. Filmi izleyeli aylar geçti o nedenle otel mevzusunda öğretmen yanlış mı anlaşıldı yoksa art niyetle mi laf sokmaya çalışıyordu hatırlamıyorum. İşin içerisinde alt ve üst tabakanın zıtlaşması ve bundan kaynaklı öğretmenin hissettiği bir eziklik de var tabi. Tarafların alkollü olması bir şeyi değiştirmiyor bu arada. Alkol, sizi bambaşka biri yapmaz. Sadece hissettiklerinizi ve düşündüklerinizi kontrol altında tutmanızı bi parça engeller. Yani, alkollüyken daha bi kendiniz gibi olursunuz demek doğru olur. Bu arada, Aydın zaten öğretmenin söylediği lafa alınmıyor. Herife kıl olduğunundan yakaladığı ilk fırsatta saldırmaya çalışıyor. Son olarak, öğretmen giderken Aydın'ın söylediği Voltaire'e ait sözler bence çok önemli. Hem sahneyi çok iyi bir şekilde kapatıyor hem de sahnede yaşananları gerçek anlamlarına oturtuyor. Aydın bu sözlerle bence iki ana şeyi ima ediyor. Birincisi kendisinin aslında otel mevzusuna alınmadığı ve onu tiye alarak budalalık ettiği, bundan da tatlı bir zevk aldığı. İkincisi ise kendisi içerisinde a ve b'ye ayrılıyor. A)Shakespeare'den alıntısın cevaben "O kadar büyük sözler boşuna etme, senden cacık olmaz" B)Öğretmenin suratına baka baka "sen bir aptalsın, kendini kandırıyor ve budalalık ediyorsun" diyor. "Planlanan parlak işler" 'den kastı öğretmenin Aydın'ın eşiyle olan projesi. Öğretmen kendini kandırıyor çünkü projenin onun için bir anlam ifade ettiği yok. Sadece bu proje sayesinde Aydın'ın eşiyle yakınlaşma derdinde. Budalalık ettiği de bu. Öğretmen buna tepkisiz kalıyor çünkü "parlak işler" kısmı ona anlamsız geliyor. Dolayısıyla Aydın'ın söylediği onun için tamamen anlamsızlaşıyor. Dikkat ederseniz, bi an duruyor anlam verebilmek için. Ama sonra kapıya doğru yöneliyor. Dediğim gibi, projenin önemi yok öğretmen için. Eğer öğretmen gerçekten ahlak ve vicdan sahibi biri olsaydı ve Aydın'ın eşiyle yakınlaşma derdinde olmasaydı bu sözlerinden anladığı "Sen bu büyük projelerle sadece kendini kandırıyorsun, tek yaptığın gün boyu budalalık etmek" olurdu ve asıl ağır laf budur. "Biraz ahlak, biraz vicdan" sözüne misafir olduğu sofraya yumruğunu vuracak kadar takılan bir adamın, bu söz sonrasında Aydın'a tekme tokat girmesi lazımdı ama girmedi. Çünkü anlamadı. Çünkü o proje onun için bir anlam ifade etmiyor. Basılacak bir düğme yok orada onun için. Ahlak ve vicdan konusunda ise var. Çünkü ya kendisinin de bu konularda şüphesi var ya da bu sıfatlara sahip olmadığına emin.
Analiziniz muhteşem, okuyup sahneyi tekrar izledim ve her detay cuk diye yerine oturdu. Teşekkür ederim.
O zaman size bir şey diyeceğim. Bence siz şuan da öğretmeni Aydın'ın seyirciye satmış olduğu şekilde görüyorsunuz. Karısını ele geçirmek isteyen ahlaki değerler üzerine nutuk atan ama kendisinin yaptığı eylem(Aydın'ın karısını ayartma) hiçte söylediği şeyler ile uyuşmayan bir insan. Peki ya Aydın'ın yargılarından kurtulup kendiniz öğretmenin karakteri ile ilgili yargıda bulunmanız gerektiğinde sadece şu sahne için soruyorum ne düşünüyorsunuz?Öğretmenin belirtmiş olduğu deprem sırasında gerçekleşen otel olayı... Sizce böyle bir durumda(deprem sırasında yardıma gelen insanlara oteli para karşılığı kiralamak) bir birey nasıl bir yol izlemeliydi? Aydın gibi oteli para karşılığı yardıma gelenlere hizmete mi açar yoksa onca mesafeden hiç bir şey gözetmeksizin halkına yardıma gelen insanları misafir mi eder? Bana göre Aydın'ın yaptığı şey insanın zorda kaldığında yaptığı şey. Doğrulardan kaçmak, görmek istememek ve en mantıklı yolu seçip karşıdakine saldırmak. Aydın'da öyle yapıyor ve bir insanı ahlak ve vicdan gibi hassas noktalarına vurarak sindirmeye çalışıyor ve bunu da başarıyor. Ama karşısındaki kişi kolay hazmedilecek bir insan olmadığını göstermek için Shakepeare'den önemli bir alıntılama yaparak Aydın'ın damarına basıyor. Aydın'ın ukala, alaycı ve bunun gibi diğer karakteristik özelliklerini bir numaralı tanıktan karısından duymuştuk zaten ki bunu kendimizde Aydın'ın önceki konuşmalarından elde edebiliriz. Ve bu ukala tavrı ve alaycı hali ile akıl oyunlarını mükemmel bir alıntı ile kazanıyor. Aydın'a her ne kadar konuşma becerisinden dolayı sempati beslesem de sahnenin sonunda kendisinden tiksinmeme engel olmadı.
Tutarlı bir yorum yapmışsınız. Keşke filmde öğretmenin Aydın'ın karısına karşı hisleriyle alakalı bir sahne olsaydı, bir bakış, bir ima vs. Bunun olmayışı nedeniyle sahne biraz havada kalıyor ama yoruma açık hale geliyor.
sonuç olarak, Aydının karısını ayartmayı legal bir ortama sokmaya çalışan bir öğretmene verilen cevap niteliğinde gibi geliyor bana.
Seyfullah Etisken böyle tartışmaların sonucu olmaz, ucu açıktır
Kendi dilimizde izlediğimiz için çok şanslıyız. Altyazı filmin efsane repliklerini cevirmek için çok yetersiz.
Saskinliklar, ignelemeler ne kadar doğal metin muhteşem.oyunculuk zaten harika.guzel iş
Son bir buçuk dakikada olanlar demirkubuz'a göndermedir. Levent karakteri demirkubuz'u, aydın ise nbc'yi temsil etmekte. Nbc bu sahnede kendisine hırsız diyen demirkubuz'a cevap vermek istemiş
tartışmanın sebebi ise nuri bilge ceylan'ın 2008'de çektiği üç maymun filmi. zeki demirkubuz bu filmin fikrinin kendine ait olduğunu iddia ediyormuş.
tüm filmlerin en güzel sahnesi bu bence şahane
Çanakkale donanma çay bağçesindeki çekimleri izledikten sonra o kdr tekrarlar emek çok büyük bravo
Cenk Gok yeni filmi ahkat agacinin cekimleri hala devam ediyormu acaba hicbir haber yok medyada merakla bekliyorum
Çay bahçesi sahnesi var mıydı bu filmde? Yeni filmden mi bahsediyorsunuz?
FİLM ÇOK BAŞARILI
HALUK BİLGİNER HEM NURİ BİLGE CEYLAN İÇİN HEMDE TÜRKİYE İÇİN BÜYÜK BİR ŞANSTIR.NURİ BEY BU ŞANSI ÇOK İYİ KULLANDI VE ALTIN PALMİYEYİ ALDI VE TÜRKİYEYE KAZANDIRDI SAĞOLSUN.KENDİSİ ÇOK DEĞER VERDİĞİM VE SAYDIĞIM BİR YÖNETMENDİR.TÜRKİYE İÇİN ÇOK KIYMETLİDİR VE GENÇLERİN ÖRNEK ALACAĞI BİR İNSANDIR
Böyle filmlere çok ihtiyacımız var...
El hareketleri ve mimiklerle müthiş oyunculuk,
Hocama sormak lazım. Yeni yetmelerle mi çalışmak daha iyi hissettiriyor yoksa ustalarla mı? Doğu ile iki cümlelelik sahneyi 15 tekrar da çıkarttılar. Şu sahneyi merak ediyorum kaç defa kesilmiştir. Adam doğallık katmak için kekeleyerek konuşuyor, bu kadar mı güzel şaşkınlıkla birlikte öfkelenme duygusu yansıtılır, bu kadar mı güzel sinirden ağzı dili dolaşır. Muazzam
Bu sahnenin kamera arkasını izlemek isterim. Levent öğretmenin her hareketi muhteşem..
nadir abim çok seviyorum seni, ülkenin sayılı oyuncuları arasında gerçekten efsane oynuyor her işin hakkını veriyor
Bence levent kesin sarhoş olmuş başka türlü bu oyunculuğu izah edemiyorum 👏🏻👏🏻
Aydın Bey sinirli öğretmenin, Aydın Bey in eşiyle yardım toplantısındaki samimi diyalogları çileden çıkarmaya yetti kendisini, fırsat kolluyordu ve buldu ince ince işledi
Nadir saribacak sen nasıl bir kralsın yaaaa sintinasiyiz ulannn
Ne çok uğraştılar Aydın la , ben kendimi Aydın karakterine daha yakın buluyorum, ayrıca Aydın son derece haklı.
Kitaplarda geçen diyalogları okurken kafamızda canlandırıp yaşarız ya hani çok benziyor dahiyane bir sahne çekilmiş.Vurgu yapılan ve mesaj verilen yerlere gelicek olursak sınıflar arası çatışmadan çıkan bir tartışma var ortada lakin aydın burada bunu fırsata çevirip öğretmene üst perdeden sözler ile ezmeye çalışmak istemesi öğretmeninin ise kendini ifade edemeyen tek tespit ettiği yada aydını kastetmeden bir cümlesiyle tartışmanın içinden çıkamadığını gözlemledim böyle yaparak Aydın'ın içinde bulunduğu durumda ekmeğine yağ sürmüş oluyor alıntılarla zirve yapmış bu sahne NBC'nin ne denli farklı ve vazgeçilmez olmasını sağlıyor.Emeği geçen herkese teşekkürler.Bu arada söylemeden edemeyeceğim keşke toplum olarak Zaman kaybı filmlerden kesitlere tık yapıp izleyeceğimize böyle eserlere sahip çıkabilsek iyi olurdu.
"Vicdan güçlüleri korkutmak için düşünülmüş, korkakların kullandığı bir sözcükten başka bir şey değildir. Bizim vicdanımız güçlü kollarımız, kılıçlarsa yasalarımızdır."
Hangi kitabında geçiyor
@@ozangozel1211 Richard III.
-sen bana kaç lira vereceksin abi?
+75 lira vereceksin
- sen bana 75 lira ver abi.
İkili koltukta ben de vardım sanki yemin ederim. Söze girip girip durdum, efsane sahne ya, keşke ben de oynasaydım.
Bu sahnede nadir sarıbacak oyunculuğu ile haluk bilginer'i çok ezmiş.
Kaç kere izledim şu sahneyi muhteşem gerçekten
Filmi izlerkende, şimdi bu videoda da Levent masaya vurduğunda kendime hakim olamayıp bir güldüm.. Sanırım ne zaman izlesem bu hep olacak bundan sonra da.. Müthiş sahne tabi.
Bu ne güzel bir sahnediiiir! Sürekli izliyorum.
Nereden nereye gülşen abi dizisi den
nbc farki şu dialogu hic bir dizide hic bir filmde bulamazsin.evde,kahvede,ortamda yan masadan duyacagin dialog karmakarışık.
Nadir Sarıbacak müthiş bir oyuncudur.
Ben en çok fazla ünlü olmayan oyuncuları izlemeyi seviyorum ünlü oyuncuları izlerken aklım zor toparlanıyor
Safiyane olmayan gençliğim ile keşke o sahnenin ortasında yaşasaydım diyorum.Gerçi her gün o sahneyi içimde kuruyorum, ama muazzam zaten ne diyeyim(?)
Esasında derinlik ve detaylı böyle NBC filmlerinde NBC nin hayatı bilişliği gerçekçilikteki ustalığı sanatın kapısını açıyor
ABD tarzındaki senaryolar bide olsa NBC nin ustalığıyla muhteşem bir yapıt ortaya çıkardı...
sizi çok seviyorum..
Var ol NBC...
var ol CNN
bu sahneye bayılıyorummm
muhteşem ötesi
abartma tozu
@@kismetology8031 abarma dozu olucak o ayrıca shekespeare değil şeyhpir
bu sahnenin isminde sheakspear'in anılıp, voltaire'nin anılmaması üzücü.
Filmin en iyi sahnesi buydu bence
Nadir abinin öyle bir hali var ki her an patlıcakmış gibi
patlican gibi
Richard III is one of Shakespeare's finest :)
kibrin arkasından gelen kusma . herşey bir anda sıfırlanır :)
Bunun tıklanma sayısına bak, bir de del piero hikmetin uyusturucu çekme videosunun tıklanma sayısına bak, işte gerçek sanata verilen değer
Nuri bilge ceylan film yapacak da izleyecegiz diye bekliyoruz. Ama pek az bulunmasi ve uzun periyodlarda gelmesi kalitenin tipik ozelligindendir
Perfect.
Ders: 1.oyunculuk, 2.kadraj ve ışık nedir ?
Bilgineri geçtim de , Nadir Sarıbacak harikulade bir oyuncu . Duygu geçişleri, diyalogda gerçeği dinlemek, psikolojik zaman yönetimi ,etki tepki, yazılı metini kaslara yedirmek gibi oyunculuk zanaatinin olmazsa olmazlarini nasılda alt ediyor. Aşk olsun
Cevap mayetinde her sabah parlak işler tasarlar gün boyu budalılık ederim
Zeki abi seni gerçekten çok seviyorum ama yapma, sahne çok iyi. İkinizde büyük değersiniz.
Zeki - Nuri kavgasinin ayyuka ciktigi an aldik yerimizi. Birazdan da Yeralti yemek sahnesini izleyecegim. Ikiniz de sinema yapmiyorsunuz, su gulunecek duruma dusmeniz de bunun kaniti. Zeki kanal acsa da abone olsak. Gune puanim on, ARO.
ikisi birbirinden kotu demirkubuz da kotu. nuri bilgenin ahlat agaci haric ikisinin toplam 1 filmi bile yok bence. Ahlat agaci iyiydi
2:15 'de ufak bir çekim hatası var.Onun öncesinde Aydın'ın biraz ahlak biraz vicdan demesiyle aniden duran Bülent'in burada bir şeyler söylediği duyuluyor.Hemen sonraki karede ise Bülent aynı donmuş halde devam ederek :"Ahlakla vicdanla ne alakası var ben anlamadım?"diyor.
Bu arada şu sahne sinema tarihine geçecek derecede müthiş,efsane bir sahnedir.Favorilerimdendir.
+Drneuro Wintertez 10 kere izledim hala demek istediğini anlayamadım. Bir hata yok , koskoca film hata olsa mutlaka düzeltilirdi. Bence tekrar izleyin.
aslinda Drneuro dogru soyluyor. var ama cok kucuk hata o. bence hic takilmaya gerekmeyen bir shey
evet o hata benim de dikkatimi çekmişti normalde arada bir şey söylüyor gibi fakat kamera ona döndüğünde donukk bir goruntusu var
benim de dikkatimi çekmişti o hata.Kurgu hatası,Uzak filminde de buna benzer bir şey fark etmiştim.NBC nin kurgu aşamasında filmi didik didik etmesinden kaynaklanıyor.
Hata değil o kanımca. Aydın bey'in haklılığını meşru kılmak için ara vermeden konuşmaya devam etmesi karşısında, Bülent'in kendi derdini anlatmaya çalışmak için araya girme çabası (sahne boyunca olduğu gibi) ama başaramaması. Yani aslında olan Bülent'in susmasıyla kameranın ona dönmesi denk gelmiş devamlılık bozulmuş gibi görünmüş. Aynı şey 1:30 'de de var mesela. Ancak kamera Aydın'da kalmaya devam etmiş.
Of müthiş sahneler yaaaaa
Düşüncemden önce gidiyor benim sözlerim..
Kafalar çakır olmuş yoksa böyle oyunculuk yapılamazdı :D
Hocam merhaba. 05:10'daki devamlılık hatası ne seviyede bir devamlılık hatasıdır? Farklı dilde bir plandan mı alınmış dedim; hayır. Zaten öyle olsa dahi kendi official sayfanızda yayınlamanız garip ama Haluk Bilginer, verdiğim süreden sonra gelen iki planda da ağzını oynatıyor ve ya bariz farklı ses duyuluyor ya da bariz ses yok. İçimi rahatlatan tek şey iste aforizmalı cümlelerle buraya entry giren, muhtemelen evde şarap izleyerek NBC izleyelim diyen kişilerin bile bunu anlamıyor oluşu. Hiçbir zaman bu rahatlıkla ilerlemeyi düşünmüyorum ama olursa da insanlık hali birkaç hata olduğunda kimsenin farketmeyeceğini anlamış olsum. maddi farklılıklar sebebiyle potansiyel olarak bu seviyede iş yapamayacak olsam da işimi sizden dahi fazla ciddiye aldığımı görmek beni mutlu etti. Demek ki hiçbir editör yalan söylemiyormuş, bu kadar takma kör olursun diye. Ama benim mantığıma göre yaptığın işte bile bile en ufak yanlısa bile yer vermek çok garip ve algılanamaz bir durum. Hele ki sizin gibi ustaların çok daha kusursuz işler yapması gerek diye düşünüyorum. Buradaki devamlılık hatası da basit bir devamlılık hatası değil, yüzlerce kez izleyip nasıl emin olamadınız ya da yüzlerce kez izlemediniz mi bilemedim hocam...
çok iyi sahne
2:08 Nadir Saribacagin yuz ifadesinin degismesi. muhtesem. Keske dincilere alet olmasaydı. Efsane bir oyuncu!
turkesgeri Dinci dediginiz nedir? Bayagidir kendisini takip edemiyorum ne tur yapimlarda oynuyor.
?
Mutlu feto
Kime alet olsaydı dinsizlere mi?
Türk sinema tarihindeki en gerçekçi sarhoş oyunculuğu performansı
Tek kelimeyle mükemmel.
4:45 burada patladım yaa
Harika!
Does someone know form which Shakespeare play the second quote comes ?
It's not comes from Shakespeare's plays, it comes from Voltaire.
Thanks, would you by chance also know from which of Voltaire's works it has been taken ?
@@Gaturix I'm sorry, ı don't know :(
@@sorrow7695 No problem ;)
Its from his "Candide"
Nadir sarıbacak müthiş bir aktör
Nadir Sarıbacak der susarım. Konservatuarlarda ders niyetine
Çok iyi sahne be
Oyunculuk kokuyor resmen
Tihulu?
Yine şu çocuğa da bi dürüm sarın etkisi