Bence melisa sozen le ilgili olarak bu filmde mukemmel basardigi bir durum var herkesin kacirdigi. Ozellikle tam olarak rustunu ve misyonunu tamamlayamayan genc insanlar entellektuel ve ciddi anlamda bir takim konularda birikim sahibi olan insanlarin yaninda kontrolsuz olarak kendilerini ispatlamaya calismaya girdigi vakit vaziyette sayisiz sey oturmamis bicimsiz ve zorlama olur. Bu butun filmde seziliyor. Yuz ifadesinde o yerlestirmeye calistigi "benimde fikirlerim var" seklindeki sahte kararlılık ve ses tonundaki o itiraz etmek icin itiraz eden kisinin hali tavri bariz sekilde anlasiliyor
Aslında Nihal, Demet Akbağ'ın söylediklerinden kelimenin tam anlamıyla hiçbirşey anlamasa da sırf Aydın'a gıcık olduğu için Demet'in fikrini savunuyor. Ses tonu ve mimikleri harika yapmış gerçekten. Bu ses tonunu nerde olsa tanırım. Fikirsiz olup tartışma olsun diye konuşan insan modeli bu.
demet'in söylediklerinden anlaşılacak bir şey yok. acayip saçma bir durum. var böyle insanlar. otururlar evde bir ton kitap okurlar araştırmayaparlar beyinleri yanar gerçek hayatla bağları kopar.
‘Bunlar da bizim sporumuz oluyor bir yerde’ derken hayatın içinde bir çok kez karşılaştığımız ve ne hissettirdiğini çok iyi bildiğimiz bir sınıfsal gurur kapı gibi çarpıyor yüzümüze yine. Karnın aç da olsa çocuk da olsan üç kardeşinle misafirliğe gidilen evde birşey yemeyeceğini öğrenmişsindir bile.
genelde böyle beklenmedik misafirlerin arkasından konuşulur. ama burada gelenlerin, hemen öncesinde arkalarından konuşuluyor ve sonrasında öyle bir tavır değişikliğine gidiliyor ki, resmen varlıklı insanlara yapılan harika bir eleştiri doğuyor. önce gerçek yüzlerini gösterirler sonra maskelerini takarlar. ve hep akılda o son maske kalır.
Aydın "Hiç değilse Hidayet bırakırdı sizi..." deyince Hidayet'in bu fikirden hoşlanmadığı hareketlerinden belli oluyor. Malum çünkü İsmail (Nejat İşler) ile kavga etmişti ve o eve gitmek istemiyor. Zaten bir sonraki sahnede, Aydın'ın bu sefer kendisini oraya yollamasından çekindiği için, arabanın motorundan ses geldiği yalanını uydurarak toz olmaya çalışıyor. Filmi izlerken bu detayı kaçırmıştım. Burada izleyince yakaladım. :)
sanki burda asıl mesele hidayet'in arabadaki sorunları bahane ederek para yürütmesini seyirciye sunmaktı. Cam ücretinin 170 tl gibi yüksek bir rakam tuttuğunu söylemesinden sonra gelen bu sahne orda oluşan şüpheyi daha da kuvvetlendirmiş.
Kış Uykusu en sevdiğim filmlerden biridir.Hayatın gerçekliğini o kadar iyi yansıtıyordu ki ... Haluk Bilginer ve Melisa Sözen bu şaheser filmden sonra bundan sonraki hep projelerinde oyunculuklarını döktürmusler.Nuri Bilge Ceylan sanatçılarımıza farklı vizyon düşünce yapısı getirtmiştir.Nuri Bilge Ceylan'a çok çok teşekkür ederiz.Daha nice güzel eserlere📚🎥🎬📚 #Uzak #Iklimler #BirZamanlarAnadolu'da #ÜçMaymun #KışUykusu #AhlatAğacı
Bana kalırsa bu sahnede birden fazla gündem var; kötülük tartışması her ne kadar tarihsel bir referans olsa da necla'nın gündemi eski kocası. Evliliğinini bitiren suçluları bulmak uğruna bu kökene inmekten başka çaresi kalmamış, çaresiz. Aydın karakteri tam bir burjuva dolayısıyla kötülük konusunda tam da çehov hikayelerindeki gibi bir tutum sergiliyor taa ki nihal konuşmaya dahil olana dek, nihal dahil olunca nihal ile aydın arasındaki çatışmalar devreye girdiği için bambaşka bir odak ile karşı karşıya kalıyoruz, necla ile yaptığı tartışmanın brujuvar savunuculuğundan çıkıp kendi ilişkisindeki çatışmacı aydın oluyor, aynı şeyleri söylüyormuş gibi görünmesine rağmen. Nihal ise sahnenin başında çok ilgisiz hatta konu hakkında nötr olmasına rağmen aydının çatışmacı tavrı ile karşılaşınca birden ateşli bir savunucuya dönüşüyor. Zira kendini başaramamış ruh hali yüzünden yıllarca içinde biriktirdiği sorunlar her fırsatta dışarı sarkıyor. Taa ki imam mutfağa girene kadar, artık karşımızda yıllar boyu çalışmış ama yeterli takdiri görememiş bir "aydın" var. Bu takdiri alt sınıfa gösterdiği hoşgörüyle hem nihal hem de necla'dan almaya çalışıyor. Tabii imamla olan sahnesi bizi nbc'nin asıl "aydın"ına götürüyor dolayısıyla çok güzel bir plan izlemiş oluyoruz.
The scene begins with a debate on the idea of not resisting evildoers when they're doing you wrong, and whether this can make the evildoer feel regret or guilt for their oppressive behavior. Then come the tenants - the uncle and the nephew from an impoverished family that has a roof over their heads so long as Aydin doesn't decide to throw them out. Aydin is the oppressor here - not in his own mind, of course, but in the minds of the tenants - and they are employing the very tactic that is being discussed at breakfast - they have come walking miles on a muddy, snowy road so that the boy can kiss the oppressor's hand for allowing them to live with dignity. It is so very ironic and I love it. Aydin expresses regret - we're not sure if he really feels it or is merely saying for the sake of it - but I think he does feel sorry for them. Thus, the situation that follows the debate does a great job of illustrating Necia's point - it is possible to awaken the evildoer's conscience if you don't resist them. But Aydin is too stubborn, or rather too full of his own shit, to understand this. He fails to see things from any other perspective than his own, to the point where we think he's "pretending that he doesn't get it".
That’s why his poor wife gets mad at him?! He’s a real jerk! Even though she said “Don’t lecture me! You’re not on stage anymore!” he kept pretending. What an annoying character?!
I think you got it all wrong. He let the kid kiss his hands per the promise that he made with them that in this case he will let the evil(hamdi) do what he wants(present the kiss show).
That is because he is not an evildoer. He takes care of everybody to the point, that they take a good life with no problems as their privilege. As a base line. When they speak about evildoer being sorry for his actions when they do not resist the evildoer, they speak of him. Because that is his character. He does not stays mad or vengeful. He helps despite previous disagreement. On the other hand, when he speaks of evildoers, he speaks of them. People, who expect good treatment without any reciprocity. He speaks from his experience of evildoers, just as they speak from theirs. From his experience, evildoers do not stop until they are provided with as much stuff/work on his part as to be comfortable. He knows, that once he stops having more money than they, they will not take care of him the same way he did. And they do not care about effort he puts into helping anybody. Because they do not put any effort into helping anybody, so they do not have any point of reference. And what's more, they perceive him expecting their effort for their own well being as evil. He does genuinely wants to help, but he also does not want other people to feel privileged for certain level of treatment, because that creates evil. None of the "good guys" is trying to help the guy with a kid. With their own effort and money. Only him. But they feel like having moral high ground, because they complain about HIM not helping the poor guy (not enough). Because they expect him, "the evildoer" do all the helping. In conclusion, they are the evildoers. Feeling both privileged to somebody else's work to keep their comfort and feeling victimized that he does not do that all the time.
That is because he is not an evildoer. He takes care of everybody to the point, that they take a good life with no problems as their privilege. As a base line. When they speak about evildoer being sorry for his actions when they do not resist the evildoer, they speak of him. Because that is his character. He does not stays mad or vengeful. He helps despite previous disagreement. On the other hand, when he speaks of evildoers, he speaks of them. People, who expect good treatment without any reciprocity. He speaks from his experience of evildoers, just as they speak from theirs. From his experience, evildoers do not stop until they are provided with as much stuff/work on his part as to be comfortable. He knows, that once he stops having more money than they, they will not take care of him the same way he did. And they do not care about effort he puts into helping anybody. Because they do not put any effort into helping anybody, so they do not have any point of reference. And what's more, they perceive him expecting their effort for their own well being as evil. He does genuinely wants to help, but he also does not want other people to feel privileged for certain level of treatment, because that creates evil. None of the "good guys" is trying to help the guy with a kid. With their own effort and money. Only him. But they feel like having moral high ground, because they complain about HIM not helping the poor guy (not enough). Because they expect him, "the evildoer" do all the helping. In conclusion, they are the evildoers. Feeling both privileged to somebody else's work to keep their comfort and feeling victimized that he does not do that all the time.
"Kötülüğe karşı koymak" tezi üzerinden muhteşem tartışmanın yaşandığı enfes bir sahne. Aynı zamanda karakterler arası çatışmalar, inatlaşmalar dahası Aydın'ın anti tezi çok yerinde. Kaynağı da sanırım Rus edebiyatının büyük ismi Çehov'dan başkası değil. Onun eserlerinde irdelenen bir konudur. Aydın ile birlikte kala kala kişiliğini ters yüz etmiş Hidayet karakterinin araçla çocuğu ve imamı evlerine bırakmaması ve ilgisiz davranması kötülüğün ufak bir sembolüymüş gibi görülebilir. 70 liralık araç camı için onca yoldan getirttikleri imam ve çocuğa yapılan muameleye karşı Nihal'in tavrı karşısında "kötülüğe karşı koymak" pratiğe dökülmeye çalışılmış... Aydın bu sahnede çift karakterliliğin kitabını yazıyor.
Paragraf sorularını ossde hiç yapamazdim.anlamiyorum gerizekaliyim.netlik olması lazım derinlik oldumu error veriyorum senin metnide anlamadım sorun bende sen rahat ol herkesin anlama düzeyi farklı
Aslinda tam olarak öyle değil. tabiki buna bir hata denebilir ama aynı sahnenin bir cok varyasyonu cekiliyor. Ve en guzel kareler birlestiriliyor. Dinledigimiz muziklerde ayni mantikla cekilir. Kanal kayit mantigi. Ayni sagnenin farkli versiyonlarinda el kol sasabilir. Yani hangi filmi izlerseniz izleyin bu tarz el kol farkliliklarini görürsünüz. Zaten bu bir film. Kimse bunun bir film olmadigini iddia etmiyor. 1000lerce karenin varyasyonlarinin birlesimi. Yani sihirbazlar uçmuyor ip var demek gibi bir şey bu. Tabiki ip var.
Degilmi tum film boyunca var bu... sanki gitsek kapadokyaya orada bulacagiz onlari bıraktığımız gibi.. Sanki odalarına kamera yerleştirilmiş de biz bunu izliyoruz gibi doğal... gerçek.. hem yönetmen Nuri Bilge Ceylan hem de özellikle filmin uc degerli oyuncusu Haluk Bilginer ,Melisa Sözen, Demet Akbağ kutlanmali bundan dolayi.. galiba işte tam da Nuri Bilge Ceylan 'in istediği oyunculuk.
Bundan yillar once Kis Uykusu nihayet Covent Garden'da bi sinemaya geldi ve izliyorum. Film bittikten sonra herkes alkislamaya basladi, Ingiliz izleyici kadinlardan biri aramizda Turk varmi diye sorarak bana bakti zira tek kara sacli benim, "ben" diyemedim cunku kadin Nuri Bilge Ceylan yerine beni alkislar felan bende hic haketmedigim bi alkisi alip yuzum kizarmasin diye gulumseyerek onlara baktim. Bugun ayni sey olsa yine sesimi cikarmarmazdim cunku haketmedigim alkisi niye alayim.
Filmdeki tum karakterler uyuz bu da o oyuncuları oyunculuklarina hayran olduğumuz oyuncular olmasına rağmen onlara gicik hissettiriyorsa dogru isimlerin oyunculuklarina hayraniz.
Aydın tabiki hakli, Necla ve Nihal tarafindan surekli topun agzina konulmasi, kucumsenmesi , dışlanmasi umutsuzluga itilmesi ilginc dogrusu, bir cok konuda Aydin gibi dusunuyorum. Ve maalesef necla ve nihal gibi karakterler yuzunden bu adam ve bu gibi insanlar toplumda hep gecimsiz insan damgasini yemekte, Aydın gibi dusundugum icin , bende ayni sekilde yiyorum zira . Üstad film bittikten sonra filmi kısa buldum sanki daha devam etmeliydi gibi . Kasaba dan sonra sevdigim en guzel ikinci yapımin .
Hidayet'in Hamdi Hoca'yı bırakmak istemediğini yüz ifadesinden anlayabilirsiniz. Hocayı bırakmamak için de arabada bir sorun var, baktırıyım diye yalan söylüyor sahnenin devamında. Çok da detayda gizli değil ama belirtmek istedim.
Her filmde vardır “lost in translation” olayı. Hiçbir yabancı dil, ana dile %100 çevrilemez. Hele ki söz konusu iki-üç saatlik bir filmse; imkansız. İngilizce biliyorum ama Fransızca bilmiyorum. O yüzden Amerikan-İngiliz filmlerinde neyse de Türkçe altyazılı bir Fransız filmi izlediğimde asla o filmi %100 kavramış gibi bir doygunluk hissedemiyorum. Umarım yeteri kadar açıklayıcı olmuşumdur.
In Kurosawa's Dodeska-den there's a superb scene in which an old guy is kind to a burglar in his home (when i confronted a burglar one night i instinctively shouted at him to f off out of here, wonder what would have happened had i offered him some food and money).
Bu filmde bu sahnenin başında maalesef çekim hatası var içilen çayın miktarı ile ilgili ilk başta tam dolu iken çay sadece bi yudum almasıyla yarıdan fazlaya düşüyor filmi izlerseniz ne demek istediğimi daha rahat bir şekilde anlarsınız.(Filmde 52.30 ve 53.21 arasında çay ın miktarı)
bu sahnede 2 kadın söylediği şeylerle çelişti zaten. adam 10 km yol yürüyüp gelmiş evde oldukları halde yardımcılarından gelen adamı geri göndermesini istiyor. adamla görüşmek istemiyor. bu da bir kötülük ama 2 kadın o kötülüğü yapmalarını istemiyorlar hani kötülük yapanlara karışmamak lazımdı . bırak adamla görüşmesin Aydın. niye karışıyorsunuz :)
Anladığım kadarıyla kendilerine yapılan kötülüğe karşı tepkisiz kalma fikrindeler, başkasına yapılan kötülüğe karşı çıkarak bir nevi vicdanlarını rahatlatmak istiyorlar.
Gerçekten cok iyi öncelike Nuri Bilge Ceylan 'in oynamayın yaşayın düşüncesini cok guzel almış özellikle Aydin ve Nihal bana hala Kapadokya da ayni odanın icinde butun kini sakin sakin kusup sonra odadan cikip günlük işlerine bakacaklar ama hep oradalar gibi geliyor cunku duragan hayat gibi hayat da öyle buyuk tepkiler olmaz aslında hayatlar oyle bir gün de değişmez. Nihal karakteri cok soguk hatta buzdu Melisa Sözen de durusundan ses tonuna yaşadığı hayattan mutsuz kendine bir yer bir amac arayan bir kadını cok iyi yansitii. Zaten Fransada gördüğü, takdir ve ilgi ve burada yaptigi islerdeki performansi ve basarisi bunu kanıtlar nitelikte cok iyi oyunculuklar barindiran bir filmdi.
Nihal, Aydın’a karşı öyle bi önyargılı ki; Aydın’ın “Kötülük yapana yardım edelim belki körüğünden utanır” lafına yanlış anlamışsın diyip aynı anlama gelecek şeyler söylüyor. Aslında Aydın’ı hiç dinlemiyor bile.
Aslında masada konuşulanlar konusunda konusunda herkes hemfikir Fakat bir bilgi kıskançlığı söz konusu Arabanın camını kıracağını bildiği halde çocuğa müdahale etmeyip yapacağı kötülüğe karşı koymayan aydın bey'de dahil
Filmlerde devamlılık önemli ve en zor konulardan biri. Aydın bey, bunlar gene geldi derken Aydın beyin masada duran çay bardağı dolu. Kim, Hamdi kim ya derken elindeki bardak yarım dolu.
Yok... Yok abi bu sahne suni geldi bana. Hocanın gelişiyle anca raya döndü. Bu sahnenin kamera arkasını da izlemiştim. Stres içinde gördüm oyuncuları. Bence bu Nuri Bilge Ceylan'ın bir planı olabilir. Gergin bir sahnenin nihai çekiminden önce oyuncuları germek... Ama ben oyuncuların egoyla karışık bir inatlaşma içerisinde oynadığını ve bunun sahneyi potansiyelinin altında bıraktığını gördüm. Bence bu sahne daha orijinal olabilirdi.
İmam "Neticede bunlar da bizim sporumuz oluyor Aydın bey" dedikten sonra Hidayet bir şeyler mırıldanıyor onu tam anlayabilen var mı? Ne sporu gibi bir şeyler.
Karısını yardım toplantısında uzaktan izlerken korkan ve elinden kaçacağını kimliğini bulacağını özgür kalacağını korkarak düşünen Aydın Bey, sen mi büyüksün Hamdi Hoca mı?
Kötülüğe karşı koymamak yerine kötülüğü ödüllendirsek nasıl olur? Mesela biri adam öldürdüğünde ona pasta yiyeceğini söylesek ama 10 dakika içersinde 100 pasta yiyecek. Muhtemelen şeker komasından gider lakin amacımız öldürmek değil ödüllendirmek.
Psikopozun Jean veljean dan sikayetci olmayışına mi açıklık getiriyor demet akbag. Aydının ölmeyecek olmanın önemli bir fark olduğunu söylemesinden çok etkilendim iyi bur fark ve ya kötü bir fark değil de önemli bir fark
Yaşarken fazla derinlere dalmayın...Derinlerden kastım hayatın ayrıntıları .Bu ayrıntılar hamsi kılçığına benzer insanı sinir eder...Anneleriniz ve babalarınız gibi yaşayın inanın huzur ve mutluluk duyacaksınız...
Necla, şöyle düşünüyor. Mesela onu öldürmeye gelen birisi var. Necla, ona "beni öldürebilirsin" dediği zaman katil afallayıp onu öldürmeden gideceğini falan düşünüyor galiba 🤣 abi çok saçma ya :) Gerçek hayatla bağı kopmuş karakterin. kitapların içinde kaybolmuş resmen 🤣 Gerçek hayattan bu kadar koparsan böyle devreleri yakarsın işte 🤣
Çoğu kişi Aydın karakterine katılmış yorumlarda ama ben katılmıyorum. Lafı nasıl anlamak ve yorumlamak istiyorsan cımbızla kelimeleri seç, diğerlerinin kendini açıklama fırsatına bile izin verme. (Ki Necla karakteri açıklama mecburiyeti olmadığının farkında Nihal itiraz ediyor.) Bu da bi şekilde konuşmayı manipüle etmektir ve zeki insanlar genelde böyle yaparlar. Kötülüğe fırsat vermek değil Necla'nın dediği aslında iyiliğe fırsat vermektir. Kötülüğü bir yangın olarak hayal edin. Kötülüğün üstünü hep kötülükle harlarsanız o ateş büyür. Ama izin verin yanmasına belki de bir yağmur yağacak ve o ateş sönecektir. Yağmur ise en kötü insanlarda bile azıcık bulunan o iyilik duygusudur. Ki ben iyilik duygusunun her zaman kötülük duygusunu bastırabileceğinin inancıyla yaşarım, Necla gibi. 17 yaşındayım yani hiç öyle eski kuşak da değilim ayrıca. Ama etrafımda Aydın gibi düşünen insanlar çok.
Ben tam tersi doğallık değil de yönetmen tarafından zorla doğal oynatılmaya çalışan oyuncular gördüm. Bence gerilmişler oyuncular ve sahneye tam olarak kendilerini verememişler. Zaten Demet Akbağ ve Haluk bilginer çok tiyatral konuşuyor o tarzdan çıkamıyorlar. Melisa Sözen nispeten daha iyi ama onda da beni rahatsız eden bir şeyler var. Kapıya gelip de bir şeyler anlatan adam daha iyiydi.
Nasil olmamis.. Aydın zaten aydın.. eski bir tiyatrocu oyuncu, kardeşi de köylü falan değil karısı da.. Kapadokya da Aydın 'in ailesinden kalma bir oteli işletip,yaşıyorlar.. onlar halki temsil etmiyor ki yöre halko degil aksine Filmi anlatmak gibi olacak Nuri Bilge Ceylan size anlatamadıysa ben anlatamam ayri da. Aydın kendini cok ustte gören halka burun kiviran entelektüel birikime sahip ama yanlis kullanan biri Necla da Aydin'in gazete yazısını eleştirecek kadar kendini aydın okumuş, bilgili gören biri.. Nihal evet onlara göre genç ama olgun konuşmaları olan hatta belki Aydın 'dan daha olgun davrandığı yerler olan zaten kendisini Aydın 'dan olgun gören yöresel halka yardim edecek kadar da kendini halk olarak nitelendirmeden bunu yapan biri. Tartışanlar yore halki olsa haklisiniz ama bu şekilde Hayir.. gayey doğal. . Ayrıca Nuri Bilge Ceylan'i Altin Palmiyeli bir filmi,cik değerli oyuncuları eleştiriyorsunuz farkında misiniz?
Aydın haklı. Eksik bile söylemiş. Örneğin hırsızlık yapan birisine engel olmadan kendi vicdanı ile başbaşa bırakarak düşünüp yaptığı kötülükten vazgeçmesini düşünmek saçma olur çünkü zaten düşünen vicdanlı birisi olsa hırsızlık yapmaya karar vermez. Yani başında yapmadığı bir şeyi tam kötülüğü yaparken beklemek biraz uçuk
Bir kadın olarak Aydın gibi bir eşim olsa ben de ama ayni şekilde erkek olsam Eşim de Nihal gibi olsa yine avukat tutardım sizin dusunceniz gibi.. ama bu film de aslinda Nihal ve Aydin tencere kapak
Aslında Necla'nın düşmana hiç bir tepki göstermeme yöntemini bütün insanlar kullanır. Eğer gücümüzün yetmediği bir düşmansa, kesin kullanırız. Örneğin: köpek üstümüze geliyorsa hareketsiz dururuz gider.
Bilakis. Kadın çok güzel oynuyor. Zayıflık zaten Nihal karakterinin doğasında var. Nuri Bilge özellikle böyle oynamasını istiyor. Kamera arkası görüntülerini izlersen anlayabilirsin
Aksine zayif kalan Nihal Melisa Sözen oyunculuğu ile o zayif karakter olan Nihali yansıtıyor sadece oyunculugu da hci zayif bir oyunculuk degil ayrica biz Nuri Bilge Ceylan filmlerine hic alisik değiliz galiba Fransa da Nihal rolu ile performasını cok begenip ovguler yagdirdiklari oyuncuyu biz zayıf kalmis diye begenmedigimize gore ayrica 1 yil once yazmissiniz ama bu gun Kırmızı Oda Alya performansı ile zaten o zaman da tartışılmayacak bir yetenek ve oyunculuk peroformansina sahip oldugunu kanıtlıyor kaldi Nur Bilge Ceylan begenmis Juri begenmis bize susup bu muhteşem oyuncular ile dolu ve aldığı ödülü sonuna kadar hak eden bu filmi izlemek duser buradaku Nihal Nejla ve Aydın oyunculuk nasil olur dyenlerin izlemesi gereken peroformanslar..
Bence melisa sozen le ilgili olarak bu filmde mukemmel basardigi bir durum var herkesin kacirdigi. Ozellikle tam olarak rustunu ve misyonunu tamamlayamayan genc insanlar entellektuel ve ciddi anlamda bir takim konularda birikim sahibi olan insanlarin yaninda kontrolsuz olarak kendilerini ispatlamaya calismaya girdigi vakit vaziyette sayisiz sey oturmamis bicimsiz ve zorlama olur. Bu butun filmde seziliyor. Yuz ifadesinde o yerlestirmeye calistigi "benimde fikirlerim var" seklindeki sahte kararlılık ve ses tonundaki o itiraz etmek icin itiraz eden kisinin hali tavri bariz sekilde anlasiliyor
Müthiş bir yorum..
Doğru tesbit gece birde izledim yorum yapayım dedim senin yorumunu gördüm kızda çok büyük potansiyel var ama rahat degil
Mükemmel tanımlama. Aynısını düşündüm izlerken.
@@alpayzeybek1747 bende aynısını benden kopya çekmiş bu müslümanlar hep boyle
katılıyorum ancak Melisa sözen'in genel tavrı da böyle geliyor bana o yüzden bu nokta kaçırılmış olabilir.
Aslında Nihal, Demet Akbağ'ın söylediklerinden kelimenin tam anlamıyla hiçbirşey anlamasa da sırf Aydın'a gıcık olduğu için Demet'in fikrini savunuyor. Ses tonu ve mimikleri harika yapmış gerçekten. Bu ses tonunu nerde olsa tanırım. Fikirsiz olup tartışma olsun diye konuşan insan modeli bu.
gerçekten öyle ya çünkü daha sonraki sahnelerde demet yine aynı şeyleri söylediğinde tartışıyorlar ve saçmalıyorsun gibisinden bir şeyler söylüyor
demet'in söylediklerinden anlaşılacak bir şey yok. acayip saçma bir durum. var böyle insanlar. otururlar evde bir ton kitap okurlar araştırmayaparlar beyinleri yanar gerçek hayatla bağları kopar.
Hayır orayı kaçırmışsın Aydın zengin adama vardı muhabbeti yaptı orada kuruldu
‘Bunlar da bizim sporumuz oluyor bir yerde’ derken hayatın içinde bir çok kez karşılaştığımız ve ne hissettirdiğini çok iyi bildiğimiz bir sınıfsal gurur kapı gibi çarpıyor yüzümüze yine. Karnın aç da olsa çocuk da olsan üç kardeşinle misafirliğe gidilen evde birşey yemeyeceğini öğrenmişsindir bile.
"I feel depressed already" = "Yüreğim şişti sabahtan beri"
:)
@Bir Şahıs Veya Bir Kişi :)) Herhalde bunu duyan biri doktoru arar. Hahahhaha
genelde böyle beklenmedik misafirlerin arkasından konuşulur. ama burada gelenlerin, hemen öncesinde arkalarından konuşuluyor ve sonrasında öyle bir tavır değişikliğine gidiliyor ki, resmen varlıklı insanlara yapılan harika bir eleştiri doğuyor. önce gerçek yüzlerini gösterirler sonra maskelerini takarlar. ve hep akılda o son maske kalır.
👍👍👍
yıllar sonra izliyorum, Melisa Sözen burda ortalam Türk kadınını şahane ortaya koymuş.
Aydın "Hiç değilse Hidayet bırakırdı sizi..." deyince Hidayet'in bu fikirden hoşlanmadığı hareketlerinden belli oluyor. Malum çünkü İsmail (Nejat İşler) ile kavga etmişti ve o eve gitmek istemiyor. Zaten bir sonraki sahnede, Aydın'ın bu sefer kendisini oraya yollamasından çekindiği için, arabanın motorundan ses geldiği yalanını uydurarak toz olmaya çalışıyor. Filmi izlerken bu detayı kaçırmıştım. Burada izleyince yakaladım. :)
Belki de uğraşmak istemiyordur. Sonuçta sokağa yakın bir yerde bırakıp gidebilir.
sanki burda asıl mesele hidayet'in arabadaki sorunları bahane ederek para yürütmesini seyirciye sunmaktı. Cam ücretinin 170 tl gibi yüksek bir rakam tuttuğunu söylemesinden sonra gelen bu sahne orda oluşan şüpheyi daha da kuvvetlendirmiş.
Turkçem az olsada, Bir turlu bu film aklimdan hiç cikmiyor.
Nuri bilge nin Bir zamanlar anadoluda ve ahlat ağacı filmlerini de izle
da ayrı dostum
@@gimmemoreborisbrejcha9794 😄😄😄
Çünkü Türklere özel bir film değil insana insan ruhuna özel bir film.
@@gimmemoreborisbrejcha9794 da ayrı değil güzelim. Kesme işareti kullanılır.
Kış Uykusu en sevdiğim filmlerden biridir.Hayatın gerçekliğini o kadar iyi yansıtıyordu ki ... Haluk Bilginer ve Melisa Sözen bu şaheser filmden sonra bundan sonraki hep projelerinde oyunculuklarını döktürmusler.Nuri Bilge Ceylan sanatçılarımıza farklı vizyon düşünce yapısı getirtmiştir.Nuri Bilge Ceylan'a çok çok teşekkür ederiz.Daha nice güzel eserlere📚🎥🎬📚
#Uzak
#Iklimler
#BirZamanlarAnadolu'da
#ÜçMaymun
#KışUykusu
#AhlatAğacı
Yahu bir filmin bütün oyuncuları bu kadar mı iyi oynar (ya da oynatılır)! Muhteşem ayrıntılar var filmde.
Bilge abi filmlerinde kendimi aileden biri gibi sahnelerin içindeymiş gibi hissediyorum. Harikasın
Bana kalırsa bu sahnede birden fazla gündem var; kötülük tartışması her ne kadar tarihsel bir referans olsa da necla'nın gündemi eski kocası. Evliliğinini bitiren suçluları bulmak uğruna bu kökene inmekten başka çaresi kalmamış, çaresiz.
Aydın karakteri tam bir burjuva dolayısıyla kötülük konusunda tam da çehov hikayelerindeki gibi bir tutum sergiliyor taa ki nihal konuşmaya dahil olana dek, nihal dahil olunca nihal ile aydın arasındaki çatışmalar devreye girdiği için bambaşka bir odak ile karşı karşıya kalıyoruz, necla ile yaptığı tartışmanın brujuvar savunuculuğundan çıkıp kendi ilişkisindeki çatışmacı aydın oluyor, aynı şeyleri söylüyormuş gibi görünmesine rağmen. Nihal ise sahnenin başında çok ilgisiz hatta konu hakkında nötr olmasına rağmen aydının çatışmacı tavrı ile karşılaşınca birden ateşli bir savunucuya dönüşüyor. Zira kendini başaramamış ruh hali yüzünden yıllarca içinde biriktirdiği sorunlar her fırsatta dışarı sarkıyor.
Taa ki imam mutfağa girene kadar, artık karşımızda yıllar boyu çalışmış ama yeterli takdiri görememiş bir "aydın" var. Bu takdiri alt sınıfa gösterdiği hoşgörüyle hem nihal hem de necla'dan almaya çalışıyor. Tabii imamla olan sahnesi bizi nbc'nin asıl "aydın"ına götürüyor dolayısıyla çok güzel bir plan izlemiş oluyoruz.
Çoklu diyaloglarda NBC'nın üstüne yok kesitin nasıl bittiğini bile anlayamıyorum ayrı bir uzmanlık bu...
The scene begins with a debate on the idea of not resisting evildoers when they're doing you wrong, and whether this can make the evildoer feel regret or guilt for their oppressive behavior. Then come the tenants - the uncle and the nephew from an impoverished family that has a roof over their heads so long as Aydin doesn't decide to throw them out. Aydin is the oppressor here - not in his own mind, of course, but in the minds of the tenants - and they are employing the very tactic that is being discussed at breakfast - they have come walking miles on a muddy, snowy road so that the boy can kiss the oppressor's hand for allowing them to live with dignity. It is so very ironic and I love it. Aydin expresses regret - we're not sure if he really feels it or is merely saying for the sake of it - but I think he does feel sorry for them. Thus, the situation that follows the debate does a great job of illustrating Necia's point - it is possible to awaken the evildoer's conscience if you don't resist them. But Aydin is too stubborn, or rather too full of his own shit, to understand this. He fails to see things from any other perspective than his own, to the point where we think he's "pretending that he doesn't get it".
perfect!
That’s why his poor wife gets mad at him?! He’s a real jerk! Even though she said “Don’t lecture me! You’re not on stage anymore!” he kept pretending. What an annoying character?!
I think you got it all wrong. He let the kid kiss his hands per the promise that he made with them that in this case he will let the evil(hamdi) do what he wants(present the kiss show).
That is because he is not an evildoer. He takes care of everybody to the point, that they take a good life with no problems as their privilege. As a base line. When they speak about evildoer being sorry for his actions when they do not resist the evildoer, they speak of him. Because that is his character. He does not stays mad or vengeful. He helps despite previous disagreement.
On the other hand, when he speaks of evildoers, he speaks of them. People, who expect good treatment without any reciprocity. He speaks from his experience of evildoers, just as they speak from theirs. From his experience, evildoers do not stop until they are provided with as much stuff/work on his part as to be comfortable. He knows, that once he stops having more money than they, they will not take care of him the same way he did. And they do not care about effort he puts into helping anybody. Because they do not put any effort into helping anybody, so they do not have any point of reference. And what's more, they perceive him expecting their effort for their own well being as evil.
He does genuinely wants to help, but he also does not want other people to feel privileged for certain level of treatment, because that creates evil. None of the "good guys" is trying to help the guy with a kid. With their own effort and money. Only him. But they feel like having moral high ground, because they complain about HIM not helping the poor guy (not enough). Because they expect him, "the evildoer" do all the helping.
In conclusion, they are the evildoers. Feeling both privileged to somebody else's work to keep their comfort and feeling victimized that he does not do that all the time.
That is because he is not an evildoer. He takes care of everybody to the point, that they take a good life with no problems as their privilege. As a base line. When they speak about evildoer being sorry for his actions when they do not resist the evildoer, they speak of him. Because that is his character. He does not stays mad or vengeful. He helps despite previous disagreement.
On the other hand, when he speaks of evildoers, he speaks of them. People, who expect good treatment without any reciprocity. He speaks from his experience of evildoers, just as they speak from theirs. From his experience, evildoers do not stop until they are provided with as much stuff/work on his part as to be comfortable. He knows, that once he stops having more money than they, they will not take care of him the same way he did. And they do not care about effort he puts into helping anybody. Because they do not put any effort into helping anybody, so they do not have any point of reference. And what's more, they perceive him expecting their effort for their own well being as evil.
He does genuinely wants to help, but he also does not want other people to feel privileged for certain level of treatment, because that creates evil. None of the "good guys" is trying to help the guy with a kid. With their own effort and money. Only him. But they feel like having moral high ground, because they complain about HIM not helping the poor guy (not enough). Because they expect him, "the evildoer" do all the helping.
In conclusion, they are the evildoers. Feeling both privileged to somebody else's work to keep their comfort and feeling victimized that he does not do that all the time.
"Kötülüğe karşı koymak" tezi üzerinden muhteşem tartışmanın yaşandığı enfes bir sahne. Aynı zamanda karakterler arası çatışmalar, inatlaşmalar dahası Aydın'ın anti tezi çok yerinde. Kaynağı da sanırım Rus edebiyatının büyük ismi Çehov'dan başkası değil. Onun eserlerinde irdelenen bir konudur. Aydın ile birlikte kala kala kişiliğini ters yüz etmiş Hidayet karakterinin araçla çocuğu ve imamı evlerine bırakmaması ve ilgisiz davranması kötülüğün ufak bir sembolüymüş gibi görülebilir. 70 liralık araç camı için onca yoldan getirttikleri imam ve çocuğa yapılan muameleye karşı Nihal'in tavrı karşısında "kötülüğe karşı koymak" pratiğe dökülmeye çalışılmış... Aydın bu sahnede çift karakterliliğin kitabını yazıyor.
Bana ayni zamanda Sokrates ile ogrencisi Kriton un diyologunu hatirlatti orada da ayni sekilde kotuluge karsi koyup koymama ile ilgili bir kisim vardi
*170 liralık araç camı. Ayrıca aman canım ne önemi var.
Paragraf sorularını ossde hiç yapamazdim.anlamiyorum gerizekaliyim.netlik olması lazım derinlik oldumu error veriyorum senin metnide anlamadım sorun bende sen rahat ol herkesin anlama düzeyi farklı
Haluk Bilginer 'in burda oyunculuğu doğal . N.B.C doğallıktan yana olduğu için olsa gerek.
muhteşem sahneler, dialoglar....
Çekim hatası buldum Nuri bey 0:28 0:30 arası bayanın iki eli masada elinde bardak diğer sahnede tek el lokma :)
Ceylan in filmlerinde çok var böyle hata. Her kelimeye takan bir yönetmenin filminde bu nasıl olur ilginç
Hatamı? Bir bardağı bırakıp diğer lokmayı almak seneler sürmüyor.
@@omergulum5556 ama bildiğim kadarıyla saliselerle de olacak bir iş değil bu.
Aslinda tam olarak öyle değil. tabiki buna bir hata denebilir ama aynı sahnenin bir cok varyasyonu cekiliyor. Ve en guzel kareler birlestiriliyor. Dinledigimiz muziklerde ayni mantikla cekilir. Kanal kayit mantigi. Ayni sagnenin farkli versiyonlarinda el kol sasabilir. Yani hangi filmi izlerseniz izleyin bu tarz el kol farkliliklarini görürsünüz. Zaten bu bir film. Kimse bunun bir film olmadigini iddia etmiyor. 1000lerce karenin varyasyonlarinin birlesimi. Yani sihirbazlar uçmuyor ip var demek gibi bir şey bu. Tabiki ip var.
Bravo,nasıl yakalamışsın
Sanki bir film sahnesi değil de tartışma programı. Öyle bir doğallık var.
Degilmi tum film boyunca var bu... sanki gitsek kapadokyaya orada bulacagiz onlari bıraktığımız gibi.. Sanki odalarına kamera yerleştirilmiş de biz bunu izliyoruz gibi doğal... gerçek.. hem yönetmen Nuri Bilge Ceylan hem de özellikle filmin uc degerli oyuncusu Haluk Bilginer ,Melisa Sözen, Demet Akbağ kutlanmali bundan dolayi.. galiba işte tam da Nuri Bilge Ceylan 'in istediği oyunculuk.
kış uykusu nuri bilge ceylanın kendini aştığı film
Bu sahne çok dogaldi birde demet akbağ Haluk Bilginer Tartışma sahnesi var o da çok doğal bi sahne
efsane bir sahne o da. o kadar gerçek ki. geriliyorum resmen.
@@alpayzeybek1747 o sahne ye bende bayılıyorum ama youtube da bulamadım
Filmi çok merak ediyorum fakat tamamını izleyebileceğim bir yer bulamadım bilen varsa link atabilir mi ya da nereden izleyebileceğimiz söyleyebilir mi
Aradım aradım bulamadım o sahneyi
@@metehanguzel1110 th-cam.com/video/16ctA2R6SKE/w-d-xo.html
film hakkında aşağıda yazılan yorumları görünce ülkeye dair umutlarım yeşerdi 🙃
Filmi çok merak ediyorum fakat tamamını izleyebileceğim bir yer bulamadım bilen varsa link atabilir mi ya da nereden izleyebileceğimiz söyleyebilir mi
Bundan yillar once Kis Uykusu nihayet Covent Garden'da bi sinemaya geldi ve izliyorum. Film bittikten sonra herkes alkislamaya basladi, Ingiliz izleyici kadinlardan biri aramizda Turk varmi diye sorarak bana bakti zira tek kara sacli benim, "ben" diyemedim cunku kadin Nuri Bilge Ceylan yerine beni alkislar felan bende hic haketmedigim bi alkisi alip yuzum kizarmasin diye gulumseyerek onlara baktim. Bugun ayni sey olsa yine sesimi cikarmarmazdim cunku haketmedigim alkisi niye alayim.
Çehov'un "İyi İnsanlar" öyküsünden esintiler...
Melisa Sözen in filmdeki oyunculuğu mükemmel lakin oynadığı karakter çok uyuz bir karakter.
Filmdeki tum karakterler uyuz bu da o oyuncuları oyunculuklarina hayran olduğumuz oyuncular olmasına rağmen onlara gicik hissettiriyorsa dogru isimlerin oyunculuklarina hayraniz.
Borderline narsist aşkı ben de Borderlineım aynılarını yasadım
"Böyle gizemli haller yapıyor." :D :D :D :D
Aydın tabiki hakli, Necla ve Nihal tarafindan surekli topun agzina konulmasi, kucumsenmesi , dışlanmasi umutsuzluga itilmesi ilginc dogrusu, bir cok konuda Aydin gibi dusunuyorum. Ve maalesef necla ve nihal gibi karakterler yuzunden bu adam ve bu gibi insanlar toplumda hep gecimsiz insan damgasini yemekte, Aydın gibi dusundugum icin , bende ayni sekilde yiyorum zira . Üstad film bittikten sonra filmi kısa buldum sanki daha devam etmeliydi gibi . Kasaba dan sonra sevdigim en guzel ikinci yapımin .
aynen öyle
4:14'te çocuğa da kurabiye filan demesi, orada çocuğu düşünmesi beni o kadar dağlıyor ki. bu klibi ne zaman izlesem orayı 4-5 kez başa alıyorum.
oyunculukta ses çok önemli ya haluk bilginer ne söylerse söylesin sesinden ötürü çok dolu bir şey söylemiş gibi geliyor kulağa
+You walked all the way from town?
-Yes, we did. Why?
Hidayet'in Hamdi Hoca'yı bırakmak istemediğini yüz ifadesinden anlayabilirsiniz.
Hocayı bırakmamak için de arabada bir sorun var, baktırıyım diye yalan söylüyor sahnenin devamında. Çok da detayda gizli değil ama belirtmek istedim.
Altyazı neden birebir çeviri değil de yalnızca manayı verir biçimde yapılmış acaba?
Birebir çeviri yaparsan dildeki ahenk kaybolur. Mekanik bir dile dönüşür. Birçok kitaptaki yavan dilde bu yüzden.
Bu filmde en haklı adam Aydın başka kimse değil
Doğuda bir yaşam sahnesi bekliyordum ama Sanki istanbulda kaloriferli sıcak apt da geçen kahvaltı sofrası gibi rahatlık
Melisa sen bu filmin alfa sisin net
Borderline narsist aşkı ben de Borderlineım aynılarını yasadım
Mesleği oyunculuk olanların estetik yaptirmasina karşıyım insan kendisiyle barışık olmalı,Demet Akbağ da mimik denen bişey kalmamış
Filmin çevirilerini benden başka eksik bulan yok mu , bir tek bana mı öyle geliyor ?
Çeviriler gerçekten çok kötü.Türkçe bilmesem ve filmi bu altyazılarla izlesem filmi beğenmezdim heralde.
Her filmde vardır “lost in translation” olayı. Hiçbir yabancı dil, ana dile %100 çevrilemez. Hele ki söz konusu iki-üç saatlik bir filmse; imkansız. İngilizce biliyorum ama Fransızca bilmiyorum. O yüzden Amerikan-İngiliz filmlerinde neyse de Türkçe altyazılı bir Fransız filmi izlediğimde asla o filmi %100 kavramış gibi bir doygunluk hissedemiyorum. Umarım yeteri kadar açıklayıcı olmuşumdur.
@@Em198507 dediginize katiliyorum ancak gene de bu ceviri daha iyi yapilabilirdi diye dusunuyorum
@@veysel3134 Haklı olabilirsiniz.
In Kurosawa's Dodeska-den there's a superb scene in which an old guy is kind to a burglar in his home (when i confronted a burglar one night i instinctively shouted at him to f off out of here, wonder what would have happened had i offered him some food and money).
Bu filmde bu sahnenin başında maalesef çekim hatası var içilen çayın miktarı ile ilgili ilk başta tam dolu iken çay sadece bi yudum almasıyla yarıdan fazlaya düşüyor filmi izlerseniz ne demek istediğimi daha rahat bir şekilde anlarsınız.(Filmde 52.30 ve 53.21 arasında çay ın miktarı)
Nuri Bilge Ceylan gibi bir mukemmeliyetci nasil kacirmis boyle bir ayrintiyi.
Bir zamanlar anadolu daki muhtar sahnesinden sonra bütün sofra sahneleri traş geliyor insana
'Değmi' :DD
Biz kuzu etinden baska bir et yemeyiz komiserim ama yenecek ette kuzu etidir. Sinan yavrummm....
yani o sahne çok iyi de ne alaka?
bu sahnede 2 kadın söylediği şeylerle çelişti zaten. adam 10 km yol yürüyüp gelmiş evde oldukları halde yardımcılarından gelen adamı geri göndermesini istiyor. adamla görüşmek istemiyor. bu da bir kötülük ama 2 kadın o kötülüğü yapmalarını istemiyorlar hani kötülük yapanlara karışmamak lazımdı . bırak adamla görüşmesin Aydın. niye karışıyorsunuz :)
Anladığım kadarıyla kendilerine yapılan kötülüğe karşı tepkisiz kalma fikrindeler, başkasına yapılan kötülüğe karşı çıkarak bir nevi vicdanlarını rahatlatmak istiyorlar.
bencillik bu işte :) söyledikleri şeylerde gram mantık yok. neresinden tutarsan tut elinde kalıyor@@Shamrainydays
kadın kendisini aldatan kocasına geri dönmeyi meşrulaştırmaya çalışıyor işte.
Borderline narsist aşkı ben de Borderlineım aynılarını yasadım
Melisa Sözen 'in oyunculuğuna da bayılıyorum.
Gerçekten cok iyi öncelike Nuri Bilge Ceylan 'in oynamayın yaşayın düşüncesini cok guzel almış özellikle Aydin ve Nihal bana hala Kapadokya da ayni odanın icinde butun kini sakin sakin kusup sonra odadan cikip günlük işlerine bakacaklar ama hep oradalar gibi geliyor cunku duragan hayat gibi hayat da öyle buyuk tepkiler olmaz aslında hayatlar oyle bir gün de değişmez. Nihal karakteri cok soguk hatta buzdu Melisa Sözen de durusundan ses tonuna yaşadığı hayattan mutsuz kendine bir yer bir amac arayan bir kadını cok iyi yansitii. Zaten Fransada gördüğü, takdir ve ilgi ve burada yaptigi islerdeki performansi ve basarisi bunu kanıtlar nitelikte cok iyi oyunculuklar barindiran bir filmdi.
Borderline narsist aşkı ben de Borderlineım aynılarını yasadım
Buyrun cenaze namazına 😂
Her sahneyi nakış gibi işlemiş büyük usta büyük yönetmen
Diyalogları arasında binlerce farklı diyalog dolaşıyor insanın zihninde.
Borderline narsist aşkı ben de Borderlineım aynılarını yasadım
Bu filmi nasıl izliyebilirim bilen varsa yardımcı olabilir mi
Bu filmin devamı olması gerekmez mi ?
Nihal, Aydın’a karşı öyle bi önyargılı ki; Aydın’ın “Kötülük yapana yardım edelim belki körüğünden utanır” lafına yanlış anlamışsın diyip aynı anlama gelecek şeyler söylüyor. Aslında Aydın’ı hiç dinlemiyor bile.
Aslında masada konuşulanlar konusunda konusunda herkes hemfikir
Fakat bir bilgi kıskançlığı söz konusu
Arabanın camını kıracağını bildiği halde çocuğa müdahale etmeyip yapacağı kötülüğe karşı koymayan aydın bey'de dahil
Müthiş diyaloglar. Nürnberg'den saygılar, sevgiler.
Borderline narsist aşkı ben de Borderlineım aynılarını yasadım
2:37 böyle gizemli haller yapıyor :) Çakal Hidayet 🤣
Filmlerde devamlılık önemli ve en zor konulardan biri. Aydın bey, bunlar gene geldi derken Aydın beyin masada duran çay bardağı dolu. Kim, Hamdi kim ya derken elindeki bardak yarım dolu.
0:27 bu çekim hatasını hiç beklemezdim nasıl yapılır hayret!
Yok...
Yok abi bu sahne suni geldi bana. Hocanın gelişiyle anca raya döndü.
Bu sahnenin kamera arkasını da izlemiştim. Stres içinde gördüm oyuncuları. Bence bu Nuri Bilge Ceylan'ın bir planı olabilir. Gergin bir sahnenin nihai çekiminden önce oyuncuları germek... Ama ben oyuncuların egoyla karışık bir inatlaşma içerisinde oynadığını ve bunun sahneyi potansiyelinin altında bıraktığını gördüm. Bence bu sahne daha orijinal olabilirdi.
İmam "Neticede bunlar da bizim sporumuz oluyor Aydın bey" dedikten sonra Hidayet bir şeyler mırıldanıyor onu tam anlayabilen var mı? Ne sporu gibi bir şeyler.
evet aynen gibi birsey soyluyor sanirim ...
Yazık diyor
Karısını yardım toplantısında uzaktan izlerken korkan ve elinden kaçacağını kimliğini bulacağını özgür kalacağını korkarak düşünen Aydın Bey, sen mi büyüksün Hamdi Hoca mı?
Her sekil Imam Hamdi Ne sevdiğini ne sevmediğini ne korktuğunu söyleyebilen zavalli bir adam Aydın.
Borderline narsist aşkı ben de Borderlineım aynılarını yasadım
Yotube yokmu bu filmin tamamı ya varsa linkini atarmisiniz arkadaşlar
Zamanında vizyona girdiğinde Recep İvedik vs. yerine bu filmi tercih etseydin?! ;) Belki de hayatını değiştirirdi bu muhteşem film?!
ben bunu bilmeden yapmisim malum kisiye.tuhaf..bir gun utanir mi bilemem.
@@doguluseyyah yok yuzsuzlesti
Kötülüğe karşı koymamak yerine kötülüğü ödüllendirsek nasıl olur? Mesela biri adam öldürdüğünde ona pasta yiyeceğini söylesek ama 10 dakika içersinde 100 pasta yiyecek. Muhtemelen şeker komasından gider lakin amacımız öldürmek değil ödüllendirmek.
İngilizce altyazılı olarak nasıl izleyebilir fikri olan var mı
Aslında lafı iki taraf da doğru anlıyor ancak birbirlerini anlamadıklarını düşündükleri için muhabbet takılıp kalıyor, ilerleyemiyor.
Borderline narsist aşkı ben de Borderlineım aynılarını yasadım
Psikopozun Jean veljean dan sikayetci olmayışına mi açıklık getiriyor demet akbag. Aydının ölmeyecek olmanın önemli bir fark olduğunu söylemesinden çok etkilendim iyi bur fark ve ya kötü bir fark değil de önemli bir fark
--- Evet uzun. Uzun de mi?))
Yaşarken fazla derinlere dalmayın...Derinlerden kastım hayatın ayrıntıları .Bu ayrıntılar hamsi kılçığına benzer insanı sinir eder...Anneleriniz ve babalarınız gibi yaşayın inanın huzur ve mutluluk duyacaksınız...
Bunların tek derdi sevişmek. Bir iki sevişsinler hiç birşeyleri kalmaz.
Saldıray abiye saygılar.
Hangi filmde ev yanıyor . Annesi ilk defe gözlerinde korkunu gördüm diyor
Necla, şöyle düşünüyor. Mesela onu öldürmeye gelen birisi var. Necla, ona "beni öldürebilirsin" dediği zaman katil afallayıp onu öldürmeden gideceğini falan düşünüyor galiba 🤣 abi çok saçma ya :) Gerçek hayatla bağı kopmuş karakterin. kitapların içinde kaybolmuş resmen 🤣 Gerçek hayattan bu kadar koparsan böyle devreleri yakarsın işte 🤣
Zengin ve çağdaş insanların kahvaltı ortamı buysa, fakirliğin gözünü seveyim.
Çoğu kişi Aydın karakterine katılmış yorumlarda ama ben katılmıyorum. Lafı nasıl anlamak ve yorumlamak istiyorsan cımbızla kelimeleri seç, diğerlerinin kendini açıklama fırsatına bile izin verme. (Ki Necla karakteri açıklama mecburiyeti olmadığının farkında Nihal itiraz ediyor.) Bu da bi şekilde konuşmayı manipüle etmektir ve zeki insanlar genelde böyle yaparlar.
Kötülüğe fırsat vermek değil Necla'nın dediği aslında iyiliğe fırsat vermektir. Kötülüğü bir yangın olarak hayal edin. Kötülüğün üstünü hep kötülükle harlarsanız o ateş büyür. Ama izin verin yanmasına belki de bir yağmur yağacak ve o ateş sönecektir. Yağmur ise en kötü insanlarda bile azıcık bulunan o iyilik duygusudur. Ki ben iyilik duygusunun her zaman kötülük duygusunu bastırabileceğinin inancıyla yaşarım, Necla gibi. 17 yaşındayım yani hiç öyle eski kuşak da değilim ayrıca. Ama etrafımda Aydın gibi düşünen insanlar çok.
tam da benim hayatım..ben :Aydın
Eski eşinin kötülüklerine kendi güçsüzlüğünden karşı koyamadığı için bu durumu normalleştirmeye çalışıyor güçsüzlüğünü kabul etmek yerine.
Muhteşem sahne ancak 30. saniyedeki kamera geçişinde hata var.
neden?
@@narkisszosz. geçiş öncesi eller fincanda, geçişten sonra havada başlıyor. devamlılık yok
Çok da tın
Sağol büyük üstad.
Bunlar bizim sporumuz oluyor derken hidayet ne diyor orada çözen var mı
Bu kadar gerçeklik içerisinde kadının çok salak olduğu gerçeğini düşünmeden edemiyorum.
Aydın'ın çayına dikkat edilebilirdi.
Ben tam tersi doğallık değil de yönetmen tarafından zorla doğal oynatılmaya çalışan oyuncular gördüm. Bence gerilmişler oyuncular ve sahneye tam olarak kendilerini verememişler. Zaten Demet Akbağ ve Haluk bilginer çok tiyatral konuşuyor o tarzdan çıkamıyorlar. Melisa Sözen nispeten daha iyi ama onda da beni rahatsız eden bir şeyler var. Kapıya gelip de bir şeyler anlatan adam daha iyiydi.
Reis Bey filmini izlemek Necla’yi daha iyi anlamayı sağlıyor
Iyilik kotuluk tartismasi, otomatik portakal kitabini hatirlatti bana.
a good film❤❤, Aidin is a bad man😐
bu filmdeki tek aydin karakter nejla, zaten cekip gidiyor.
Evet.
Ah ulan para ahh
Kötülüğe iyilikle cevap vermek belli bir konularda olur . Zulüm iskence varsa durdurulmalı.
Ay bunaldim
3:15 mıy mıy mıy lâfin sonunu getirmiyor bir türlü😆 en gıcık olduğum tipler benimde😡
Hahahaha ne güldüm kötülük yapanlara fırsat 🖌😃😃😃😃😃😃😃
bi bardak cay da bana koyun
nihal sus kesecem valla kednimi
Konuşmalar çok düzgün sohbetler derin olmamış bu ambiyansa uygun değil
Nasil olmamis.. Aydın zaten aydın.. eski bir tiyatrocu oyuncu, kardeşi de köylü falan değil karısı da.. Kapadokya da Aydın 'in ailesinden kalma bir oteli işletip,yaşıyorlar.. onlar halki temsil etmiyor ki yöre halko degil aksine Filmi anlatmak gibi olacak Nuri Bilge Ceylan size anlatamadıysa ben anlatamam ayri da. Aydın kendini cok ustte gören halka burun kiviran entelektüel birikime sahip ama yanlis kullanan biri Necla da Aydin'in gazete yazısını eleştirecek kadar kendini aydın okumuş, bilgili gören biri.. Nihal evet onlara göre genç ama olgun konuşmaları olan hatta belki Aydın 'dan daha olgun davrandığı yerler olan zaten kendisini Aydın 'dan olgun gören yöresel halka yardim edecek kadar da kendini halk olarak nitelendirmeden bunu yapan biri. Tartışanlar yore halki olsa haklisiniz ama bu şekilde Hayir.. gayey doğal. . Ayrıca Nuri Bilge Ceylan'i Altin Palmiyeli bir filmi,cik değerli oyuncuları eleştiriyorsunuz farkında misiniz?
Neden bilmiyorum ama hoca bana yapmacık geliyor
Hoca zaten içinden saydıran dışına yapmacık bir kibarlık konduran birini oynuyor… başarılı oynamış rolünü demek ki ;)
1:59 Nöri abi burda yalakalık yapmışsın. Aferin aldınmı efendilerinden?
Bu filmde D.Akbağ'ın rolü çok aptal ya
00:18 ses senkronize değil.
Aydın haklı. Eksik bile söylemiş.
Örneğin hırsızlık yapan birisine engel olmadan kendi vicdanı ile başbaşa bırakarak düşünüp yaptığı kötülükten vazgeçmesini düşünmek saçma olur çünkü zaten düşünen vicdanlı birisi olsa hırsızlık yapmaya karar vermez. Yani başında yapmadığı bir şeyi tam kötülüğü yaparken beklemek biraz uçuk
textlere bir yahudi paragrafı atmak ve yahudilere selam çakmak bizlere de bulaşdı yaaa...
Nihal gibi karım olsa hemen avukat tutarım
Bir kadın olarak Aydın gibi bir eşim olsa ben de ama ayni şekilde erkek olsam Eşim de Nihal gibi olsa yine avukat tutardım sizin dusunceniz gibi.. ama bu film de aslinda Nihal ve Aydin tencere kapak
@@minabeytar Mantıklı
Dudakları dolgu suratı botoks görünce dialogların içi boş kalıyor
Aslında Necla'nın düşmana hiç bir tepki göstermeme yöntemini bütün insanlar kullanır.
Eğer gücümüzün yetmediği bir düşmansa, kesin kullanırız. Örneğin: köpek üstümüze geliyorsa hareketsiz dururuz gider.
Hatasini anladigi ya da pisman oldugu icin mi gider?
@@sinantaskin4376 Hayır, içgüdüsel olarak durur, (Kusura bakmayın yorumu yeni gördüm)
Demet akbağ oyunculuğu pek olmamış
Kadro daki en zayıf kişi nihal karakterini oynayan kadın taş atan çocuk daha iyi oynar..
Bilakis. Kadın çok güzel oynuyor. Zayıflık zaten Nihal karakterinin doğasında var. Nuri Bilge özellikle böyle oynamasını istiyor. Kamera arkası görüntülerini izlersen anlayabilirsin
Başyapıt.
Aksine zayif kalan Nihal Melisa Sözen oyunculuğu ile o zayif karakter olan Nihali yansıtıyor sadece oyunculugu da hci zayif bir oyunculuk degil ayrica biz Nuri Bilge Ceylan filmlerine hic alisik değiliz galiba Fransa da Nihal rolu ile performasını cok begenip ovguler yagdirdiklari oyuncuyu biz zayıf kalmis diye begenmedigimize gore ayrica 1 yil once yazmissiniz ama bu gun Kırmızı Oda Alya performansı ile zaten o zaman da tartışılmayacak bir yetenek ve oyunculuk peroformansina sahip oldugunu kanıtlıyor kaldi Nur Bilge Ceylan begenmis Juri begenmis bize susup bu muhteşem oyuncular ile dolu ve aldığı ödülü sonuna kadar hak eden bu filmi izlemek duser buradaku Nihal Nejla ve Aydın oyunculuk nasil olur dyenlerin izlemesi gereken peroformanslar..
Demet akbagı bir türlü sevemedim. Sadece banami itici geliyor acaba?