Ağır Roman'ın Yazarı METİN KAÇAN | Cansız Bedeni 16 gün sonra Kıyıya Vurdu. Hakkındaki Ağır İddialar

แชร์
ฝัง
  • เผยแพร่เมื่อ 3 ต.ค. 2024
  • #sondakika #haber #gündem
    metin kaçan 15 kasım 1961de incesu’da dünyaya geldi. babası ali bey, berberlik yaparak ailesinin geçimini sağlayan esnaf, annesi solmaz hanım ise bir ev hanımıdır. kaçan ailesinin ortanca oğlu, metin kaçan. abisi, oyuncu ve karikatürist hasan kaçan, kardeşi oyuncu fatih kaçandı. metin kaçan, ailenin sevimli, afacan ve yaramaz çocuğu. ailesi, metin kaçan altı aylıkken istanbul'a geldi. kasımpaşa lisesi’ni ikinci sınıfta terk etti, 16’sında çete kurdu, adı beyaz eldiven. yapmadığı iş yok o dönemde. otomobil tamirciliği, marangozluk, musluk tamirciliği, barmenlik... ama en çok gözlemcilik ve ‘anlatıcılık’. gündüz yaşadıklarını akşam arkadaşlarına anlatırken yeniden kurguluyordu. derken kolera sokağı’nın keşleriyle, kumarbazlarıyla röportajlar yapıp kaydetmeye başladı. “anladım ki oradaki insanlar çok coşkulu. ama müthiş de bir yalan söyleniyor. işte bu coşku, şiddet ve yalan bana yazma dürtüsü verdi” diye anlatıyordu yazmaya başlamasını.
    mizah dergilerinde yazılar yazmaya başladı. ilk makalesi 1985 yılında gırgır dergisinde yayınlandı. kısa öykülerle, edebiyat dünyasına "jak laban" ve "andante" takma isimleri ile yazılar yazdı.[1] daha sonra "ağır roman" piyasaya çıktı ve senaryolaştırılarak, filme alındıçoğu kimsenin yabancısı olduğu bir dünyayı olanca gerçekliğiyle okurun suratına çarpan ilk kitabı “ağır roman”, kendine özgü dili ve o dünyanın tam göbeğinden gelen sıradışı yazarıyla 1990 yılında bomba gibi düştü, 1996 yılında, mustafa altıoklar yönetmenliğinde sinemaya uyarlanan ağır roman. okan bayülgen, müjde ar, mustafa uğurlu ve savaş dinçel gibi başarılı oyuncuları kadrosunda barındırdı ve de altın portakal film festivali’nde, en iyi sanat yönetmeni, en iyi yardımcı erkek oyuncu ve de en iyi yardımcı kadın oyuncu dallarında ödüle layık görüldü. ağır roman, 2003 yılında fransızca’ya çevrilerek bu ülkede de yayınlandı.
    ardından sokak çocuklarının yaşamının anlatıldığı "istedikleri yere gidenler" isimli kitabı kemal aratan ile birlikte hazırladı. sonrasında fındık sekiz, harman kaplan, adalara vapur gibi kitaplar kalema aldı. başarılarıyla adından söz ettiren bir yazardı. hayatı gayet yolundaydı. ta ki o malum güne kadar. 1995 yılının ocak ayı sonlarında gazetelerin birinci sayfasında yüzü gözü şiş, vücudu ezkler, mluklar içinde fotoğrafıyla bir kadın yer alıyordu. güneş k., eski sevgilisi metin kaçan ile arkadaşı alp buğdaycı'nın tecvzüne uğradığını, şidet gördüğünü ve hastanede tedavi altına alındığını anlatıyordu. kaçan yıllar sonra hürriyetten ayşe arman’a söylediğine göre ‘flu bir gece’ydi,
    söz konusu iddialar sonrası metin kaçan ve alp buğdaycı hapse girdi. kaçanın hapiste de başı beladan kurtulmuyordu. defalarca şşlenmiş ve kulağı kslmişti. ölümden dönmüştü. bu durumla ilgili ayşe armana verdiği röportajda şunlarısöylemşti: cezaevi derseniz, kapkaççısından, hırsızına kadar herkes ahlakçı olmuş. duvarlara, demirlere vuruyorlar, ‘‘bırakın öldüreceğiz bunları’’ diyorlar. içeride 11 kişi tarafından şişlendim. hastaneye götürdüklerinde neredeyse ölüydüm, ‘‘kurtulmaz’’ demişler. ameliyattan sonra kendime geldiğimde, gördüm ki yatağa zincirle bağlıyım, yanımda iki jandarma...şişlendikten sonra götürüldüğüm hastanede doktorlar bile, ‘‘ölsün bu adi ’’ gibi davranmışlar, allah’tan araya birileri girmiş...sekiz aylık tutukluluğun ardından kefaletle serbest kalan ikili, kararın bozulmasıyla tekrar cezaevine döndü. dnmeden önce ayşe armana verdiği röportajda o gün olanları şöyle anlatmıştı:alp’le ben taksim’deki barları gezmeye çıktık. kemancı’da güneş’i gördüm. gecenin ilerleyen saatlerinde alp’in evine gittik. yanımızda iki kız daha vardı, onlar gitti. biz üçümüz kaldık. güneş, çok sarhoş, alp’in yatağına yattı. evi bir sokak aşağıda, ‘‘evine git’’ diyorum, çünkü alp, orada kalmasını istemiyor. zorla giydirdim güneş’i ama durmadan hakaret ediyor, ben de geri kalmıyorum. ama iki salon tokatı, birkaç tekme ve birbirimize tükürmenin dışında başka birşey olmadı. tecvüz- mecavüz asla! sonunda gitti, ben de bağırdım arkasından ‘‘anca gidersin. hadi defol. bir daha da gelme...’’ bu kadar. sabah, güneş’in abisi oktay, sadabat’ın eski sahiplerinden mehmet ve arkadaşları, alp’le beni bir bmw’ye bindirip, silh çekerek, ‘‘siz bu kızı nasıl bu hale getirirsiniz!’’ diye kadıköy’e götürdüler. bir yadan kabzasıyla vuruyor, bir yandan ‘‘yaşatmayacağız, geberteceğiz’’ filan diyorlar. sonunda kadıköy polisi geldi, tutuklandık, bizi beyoğlu polisine teslim ettiler. ben güneş’in o feci halinin fotoğraflarını cezaevine girince gördüm. metin kaçan, metin kaçan kimdir, metin kaçan röportaj, metin kaçan alp buğdaycı, metin kaçan olayı, metin kaçan intiharı, metin kaçan ayşe arman, metin kaçan ağır roman, hasan kaçan metin kaçan, metin kaçan güneş k, alp buğdaycı metin kaçan, ağır roman metin kaçan, metin kacan kim, metin kaçan roportaj
    #metinkaçan #alpbuğdaycı #kimdir

ความคิดเห็น • 394