Anoreksik manken anoreksia ya teşvik etmiyor ama obez insan obeziteye mi teşvik ediyor cümlene bayıldım. Büyük beden model olmadan büyük beden elbise nasıl satılacak acaba.sonuçta bi elbisenin l ve xl bedeninin nasıl durdığunu merak ediyoruz.
Hayır Serra değil, Serra sadece burjuva anası olan biridir. Gülse’nin dengi her tatilde İsviçreye kayağa giden ve anlatmalara doyamayan Melis ve Esin olabilir
Of dilleri o kadar benzer ki ilk bölümde çok şaşırmıştım bana mı öyle geliyor diye, sanirim o zamanlarin Türkçe’si bu şekilde konusuluyor. Tam bir Türk dizisi kötü kadın/zengin kadın imajları var hafif alttan alttan dalga gecer gibi.Şekerim,haha gibi konuşmaları bana biraz komik geldi.
@@Starslore Evet ya bir de ikisi de sürekli nişantaşında cihangirde filan takılıyor. Hatta hiç unutmam Serra kocasıyla cihangirde deniz manzaralı eve taşınıp 2+1 bana yeter benim gözüm yükseklerde değil filan diye saçmalamıştı sdjdhdh
Dinledikçe Gülse Birsel'in bir Kimler Geldi Kimler Geçti karakteri olduğunu fark ediyorum. Gülse Birsel'in hep bir yandan da çok çalışıyorum ve disiplinliyim havası vardı. Belli bir kesimin çok çalışıyorum kavramıyla bize dayatılan çok çalışmak kavramı arasında dünya kadar fark var. Bu era nın köleleri de bizmişiz.
eskiden ice lattemi hazırlar dinlemeye başlardım meryemi eylülün gelişiyle artık resmi olarak sonbaharda sayıldığımız için sıcak kahvemi kaptım ve geldim 😭🤍
victor olarak bahsettiği kişi buğday derneği kurucusu victor ananias. türkiye'de ekolojik yaşam farkındalığının ve pek çok değerli projenin öncülerindenmiş. victor 2011'de hayatını kaybetmiş ama buğday derneği halen aktif olarak faaliyet gösteriyor. gülse birsel kitabında karşılaşmak hoş bir sürpriz oldu.
25:22 çünkü mariciğim nez'in o zamanki prodüktörü erol köse ve gülşen sevgililerdi. gülşen nez'i kendine rakip gördü ve yavaş yavaş kariyetini baltaladı. bununla ilgili 4 yıl önce şokopop'un üç bölümlük inanılmaz detaylı bir belgeseli vardı sonra erol köse dava ettiği için kaldırıldı :) ama sağda solda ilk bölümü bulunabilir belki
Bı de daha sonra ki konserlerini ayarlayan aile ile de davalık oldu. Davayı Nez kazandı Hatta o çift trafik kazasında mı ne öldü. Dev gibi bir borç ise üniversitesiye giden oğullarına kaldı. Çocuk gündüz kuşağında bir programa katılıp dert yanmıştı
30 yaşında bir kadınım, çocuk sesine katlanamam ve asla çocuk istemiyorum. İki tane kedim var, kendilerine aşığım. Özellikle kadınlara yüklenen bu çocuk sevmek zorunluluğuna katlanamıyorum. Sonuna kadar destekliyorum fikirlerini. Kimse kimsenin çocuğunun vıyır vıyır sesini çekmek zorunda değil ve kusura bakmasın herkes sizin çocuğunuzu sevmek zorunda da değil. Ama bu tabi karşıma bi çocuk geldiğinde rövaşata atacağım anlamına gelmiyor, çocuk görünce mekan değiştiriyorum. Kedi köpek sevmeyen insana biz harlayıp saldırmıyorsak, biz çocuk sevmeyenlere de aynı şekilde yaklaşılması gerekiyor.
Ben de evleneli 1.5sene oldu size o kadar katılıyorum ki çok yoruldum bu düşüncelerden. Sağlık sebebiyle özel sektör bir araba fabrikasındaki işimi bıraktım herkes kulağıma”hamile misin kızz niye bırakıyorsun” diye sordu. Hayır bir de çalıştığım yerin hamile ve doğum yapanlara çok büyük olanakları var hem izin açısından hem de para açısından. Hamile olduğunu belirttiğin an seni çalıştırmayı bırakıyorlar ve tüm gün oturup maaşını aynı şekilde tam alıyorsun, doğumdan sonra süt izni de bayağı uzun ve yine paranı alıyorsun ve yüklü miktarda doğum yaptığın için ekstra para alıyorsun. Özetle ben mal mıyım hamile kalıp bi de bu fırsatları tepeceğim? Sonrası da bitmiyor ki.Başım ağrıyor, hamile misin? Halsizim, hamile misin? Kilo aldım işi bırakınca, göbeğimi gören biri ayyyyy bebiş mi vaaar? dedi. Dedim yok yemek o, göbek, bozuldu sjdksjdks eşimle çok geziyoruz kamp vs ay çocuk ne zaman çocuk çok güzel şey diyen 5dk sonra oh çocuk yok tabii gezin gezin diyor ya da ay ne güzel geziyorsunuz çocuk yokken gezin diyor. Halk olarak bipolarlık var galiba bizim millette. Evliysen resmen hasta olma hakkın yok kilo alma hakkın yok hemen hamileliğe dönüyor. Üstümde o kadar rahatsız olduğum tuhaf bir baskı var ki anlatamam. Geçtiğimiz anneler günü ablamın anneler gününü kutladım(alınıyor kutlamazsam..) ve o da benimkini kutladı??? Çocuğum yok benim ya… “Geleceğin en güzel annesi senin de anneler günün kutlu olsun” bu mesaj benim gün boyu moralimi o kadar bozdu ve tuhaf hissettirdi ki tüm keyfim kaçtı o gün. Daha bugün ciddi bi rahatsızlık korkusuyla hastanedeydim tahlil bekliyorum gerginim eski iş yerimden bi ablayı gördüm ayy geçmiş olsun nasılsın dedi, iyiyim abla sen diyince kikir kikir hamile misin kız yoksa dedi. Dedim yok abla. Bekliyoruz öyle bi haber senden ihihihii yaptı gitti sinirimi bozdu. Dolmuşum kusura bakmayın… ama valla bıktım ya
@@kizirovski6404 ay okurken ben daraldım yemin ederin kolaylıklar diliyorum. Ben daha 20 yaşındayım bebeklere çocuklara katlanamıyorum annemin arkadaşlarıyla konuşurken falan soruyolar istiyo musun çocuk diye daha üniversiteye yeni başladım... Eğer dürüst olup sevmediğimi söylersem oturup ikna etmeye çalışıyolar, hangi bebek seni küstürdü neden sevmiyosun, kedi yerine geçer mi deli misin, daha çocuk sahibi olmam mümkün bile değil yani. Artık kısırm diye yalan söylemek mi lazım ne yapmak lazım bilmiyorum darlıyolar bırakmıyolar inanılmaz bi baskı
@@kizirovski6404Birilerinin çoğalması, üremesi niye bu kadar ilgilerini çekiyor anlayamadım. Ben çocuk sevmiyorum sorup durmayın diye cevap verin ve tersleyin bence. Ben öyle yapıyorum😅
Lise yillarıma denk gelmişti dizinin başlangıcı, sadece cok çalışarak sınavları geçerek hayalini kurduğumuz Aslı gibi ekonomik özgürlüğü olan modern, kentli güçlü kadın olmayı başarabilen son şanslı nesildenim belki de, kitaplarına çok düşkün değildim ama dizi ve program o dönemin henüz karanlık çökmemiş ruhunu da hatırlatan, üniversite dahil ilk gençliğimizin güzel anılarından oldu, belki Yalan Dünya Birsel'in de dediği gibi senaryo olarak çok daha gelişmis olsa da, Avr Yakasının ilk 3,4 sezonu karakterleriyle zamansız bir efsane olarak kalmaya devam edecek
Videoyu izledikten sonra Avrupa yakası 8. Bölümü izlemeye başladım ve kitapta ne yazdıysa hepsi diziye yansımış. İlk kitapta vejeteryan bı mekana gittiğinden bahsediyordu. Bölümün 30. Dakikasında yaprak vejeteryan olduğunu hatta beslediği kediyi de vejetaryen yapıp peynir bile vermediğini söyledi. Sanki kitap dizinin altyapısını oluşturuyor.
Çerkezler’le ilgili bölüm de dizide var. Bülent Onaran Aslı ve İfot’un güzelliğini Çerkez olmalarına bağlıyor ve İfot “hayır Bursalıyım” demesine rağmen “siz Çerkez misiniz?, Çerkezler şöyle güzel böyle güzel” diye sorup durdukça Sedef sinirlenmeye başlıyor. O da kendi hayatından bir anektodmuş aslında.
Ahmet Ertegün’ü ilk kez iki sene önce Karsu’nun eski bir röportajında duymuştum. Senin gibi şok olmuştum baya araştırdım siyahi haklarının savunucusu sayılmış dönemin ABD’sine aykırı şekilde bir beyaz olarak siyahi müzisyenlerle arkadaşmış onları mutfak kapısı değil de normal kapıdan eve aldığı için Amerika’da olay olmuş babası zaten diplomat olarak ABD’ye gönderilmiş Atatürk tarafından. Sonra o siyahi Jazz müzik yapanlarla beraber müziklerini dünyaya tanıtmak için atlantic records’u kurmuş. Ertegün ailesinin evinde bir opera salonu varmış onun da hikayesi bambaşkaydı ama net hatırlamıyorum Karsu’nun o eski röportajının bir kısmında geçiyor bu hikaye bulabilirsem link bırakırım. Ha bir de Ahmet Ertegün birara Tarkan’ı dünya starı yapmaya çalışan kişidir o zamanlardan da hatırlayabiliriz✨
Yalnız kaldığım evde korktuğum zamanlar oluyor açıyor kitap okumanı ve yorumlarını dinliyorum,moralim bozuluyor dertleşiyor gibi hissettiriyor dinliyorum iyi geliyor,yorum yaparken hayatla ve psikoloji ile ilgili bilgiler tecrübeni paylaşıyorsun aydınlanıyorum kendimi yaşadıklarımı anlamlandırabiliyorum.Stresten uyuyamıyorum arkaplanda ses olarak açtığım zamanlar oluyor uyuyabiliyorum ertesi güne daha iyi başlıyorum,sonra tekrar videoya dönüp kaldığım yerden devam ediyorum.Ben ve benim gibi bir çok insan vardır mutlaka yalnız değilimdir demek istediğim bir çok insanın hayatını kurtarıyorsun farkında olmadan lütfen konseptine devam et umarım kanalın çok daha fazla büyür ve hepsinin karşılığını kat ve kat alırsın.Veyahut hayatında güzel şekilde yansımalarda olsun.Kendi adıma teşekkür ediyorum emek verip bizler için içerik ürettiğin için ve hayatıma dokunduğun için.❤
13:16 şu sıralar Sex and City izleyen birisi olarak söyleyebilirim ki karakterleri çok benzettim. Örneğin Miranda = Yaprak hem kızıl olmasından hem de kısa saçlı olmasından. Charlotte = Selin tek ortak özellikleri grubun en gençleri olması. Samantha = Fatoş ortak noktaları devamlı yeni erkeklerle tanışmaları ve çok cazibeli kadın olmaları. Carrie = Aslı o da ikisinin de yazar olması. Onun dışında “evlilik aşkı öldürür” temasını da Sex and The City’den esinlendiğini düşünüyorum. Veya o dönemler belki de popüler bir düşünceydi Z kuşağı ben bunu bilemedi
Carrie ve Aslı ikisi de herkese tepeden bakan, privileged beyaz zayıf vücutlu kadinlar. Gülse de zaten tam Carrie gibi dar görüşlü ve yargılayıcı birine özenecek bir tip :,)
Kendisinin en büyük hayranıydım, hayranı olduğum insanla o dönem iletişim kurabilmenin onu gerçekten tanıyabilmemin bana göre tek yolu kitaplarını okumak eserlerini incelemek olduğu için de o dönem baskıya giren ‘memleketi ben kurtaracağım’ kitabını aldım, aman allahım kadından soğumamak için yarısına gelmeden kitaplığa yollamıştım. Avrupa yakası ve yalan dünya’da da kendi karakterlerini hemen her bölümde uzun boyu, güzel fiziği, sarı saçları veya yeşil gözleriyle diğer karakterlere övdürüyordu ama dizide kilosu bi tık fazla veya kısa karakterlerle mütemadiyen dalga geçiyordu. Özellikle şu son 2 senedir hayata daha sorgulayıcı baktığım yaşlara girdikten sonra bu iki dizisini izlerken ilham verici kişiliğine dair kafamı karıştıran epey nokta fark ettim. Şimdi de takacak yeni bişey buldum şu sex and the city ve newyork muhabbetleri ,,,,,,,, Bu arada Fatoş ve Burhan ayrılık sonrası depresyonda ice cafe’de kokteyl içerken burhan ‘cosmopolitan içip ilişkilerimizi konuşuyoruz ne kadar s.a.c bi muhabbet’ demişti sonrada Fatoş’u Samantha’ya benzetmişti,,,,,,,,, yani dizinden olay kopyalanmadıysa böyle göndermeler ya da mizahi ilhamlar bence gayet eğlenceli ama bunu beyaz yakaya övgü için yapması çoook itici. Hele şu hayvanlar konusunda söyledikleri, ‘güzel kediler ve güzel köpekler dışında’ ?????? O kedileri satın aldığı görüşüne katılıyorum ister istemez. Gerçekten ceren cerengil’den öğrenmesi gereken çok şey var. Daha hala senin videonu açmadan önce avrupa yakası izliyordum senin videodan sonra da muhtemelen yalan dünya açarım, Türk televizyonlarında sitcom ve komedi dizisi kültürünün şahıs bakımından kilometre taşlarındandır kendisi lakin Gülse Birsel olup hayatlarımıza bu kültürü katıp daha hala bu yılda her gece evimin içinde yarattığı dizinin müziğini duyurabildiği için bence bu kadar duygusal iltimas gösteriyorum ona içimde, sıradan vatandaş Gülse Şener olsa gıcık yazlıkçı ablalardan olurdu kesin hem de hayvan sevmeyeninden
Benim düşüncelerimin bir kısmını dile getirmiş siniz... Yazdığınız her kelimeye katılıyorum. Hala TH-cam 'da bölümler izlemeye gelince; o durumda da Sizinle aynıyım. Begenmedigim yönleri var ama diğer yandan da vazgeçemediğim bir isim.🙂
yaşlılığı ile dalga geçiyor dediğiniz şey 28 ila 34 yaşları arasında "evde kalmak" şakaları yapması; burun konusunda da, e özellikle füsun demirel ve binnur kaya'yı o kadar gömüyor ki fiziki özellikleriyle (kiloları) ki kalan karakterler de zaman zaman nasibini alıyor, seksi fatoş ve vejetaryen yaprak dışında, kendine de bi ofansif atıyor burnundan sırf bu savunmayı yapabilmek için... ben gülse birsel hate club başkanı değilim hatta kadına hala daha gıptayla hayranım 🧿🧿 ama bu tarz pysical shamingleri hayal kırıklığı yaratıyor bende sırf burnunun ofansifini yapıyor diye kısa ve şişman insanları aşağıladığını ,onlara yaptığı şey aşağılamak çünkü, söylemeyelim mi yani
dediklerinin hepsine katılıyorum ama karakterini övmesine katılmıyorum bence tam tersi kendi karakterlerini aslı ve denizi genelde ezikler zorbalatır ve kucuk gosterirdi. en komik esprileri sahneleri de hep baska karakterlere yazardı kendisi hep bi daha sıradan kalırdı.
30 yaşında anne oldum, şu an 2 yaşında, o kadar çok seviyorum ki bazen kalbim patlayacak gibi hissediyorum. Ona gözüm gibi bakıyorum. Kendimce iyi bir anneyim. Amaaaa bazen annelik bana göre değil gibi hissediyorum. Fıldır fıldır gezen, sorumluluk sahibi olmayı sevmeyen, genelde iş ve happy hour arasında yaşayan biri olarak kendimi boğulmuş hissediyorum. Eşim çok modern ve ev konusunda destekçim. Fakat o da baba olmak için yanlış kişiymiş 😂😂 sonsuza kadar sevgili olabilirmişiz ya da ev arkadaşı tadında evlilik daha iyi olurmuş. Çocuk sahibi olmak hatamız oldu. Onu en iyi şekilde büyüyeceğiz çok seveceğiz ama çocuksuz hayat içimizde yara olarak kalacak 😢😢
En zor zamanları ilk yaşları değil mi ama? anneler babalar hep iyi ki yaptık ama biz ne yaptık diyecek duruma geliyor:) büyüyecek hep size muhtaç kalmayacağı günler gelecek ve iyi ki olmuş diyeceksiniz gururla❤
Sevgili Maria, ilk aylarda çocuğu sevememek, kendi doğdunda sevilmediği için o da sevemiyor. İyi ebeveyn olmak için, sadece maddi yeterlilik ve bilinçli ebeveyn olmak yetmiyor. İyi bir çocukluk geçirip, çocuğa verdiği maddi-manevi durumları kıskanmaması lazım. Yoksa, "Ben senin yaşındayken çobandım, inşaat işçisiydim vb." gibi şeyler söylüyorlar. Keşke herkesin Alice Miller'dan haberi olsa
Alice Millet da söylediklerinin savunduklarının tersini çocuğuna yaşattığı için mi bu örneği verdiniz? (Cidden merak ettim) Çünkü o kitaplarında yazdığının aksini davranan bir anneymiş, nitekim oğlu da annesi öldükten sonra karşı bir kitap yazdı.
Gülse Hanım'ın yeme-içme mekanları, lüks marka saymaları ve dağ tatilinde kayak yapmamak gibi önerilerine bakınca bu kitaplar gerçekten satabilmiş mi zamanında ? Target demographic Seren Serengil gibi duruyor da çünkü.
Şimdiki gibi internetten kitaplarla ilgili bilgi alma seçeneğimiz olmadığı için neler neler okuduk bir bilseniz.Yazarin adını bir yerden duymuş olmak yeterdi bize.Karanlik bir dönem oldu 😂
gülse birsel turkish carrie bradshaw gibi benim gözümde bu videolardan sonra. carrieden tek farkı cidden yoğun çalışıyor olması olabilir. (carrie dizide izlediğimize göre yazdığı bir gıdım 450 kelimelik column dışında hiçbir sikim yapmadan geziyor yiyor içiyor ve manita yapıyor. living the motherfucking dream yani). ama o vibeı çok aldım, carrie'nin gözlem ve ifade biçimindeki mizah ve muziplik gülse'de de var.
living the motherfucker dream ahahahshajshjwj ama carrie'den farklı olarak gülse eminim ki yatırım yapmaya kafası basan bir insandır carrie 5 kazanıyorsa 15 harcıyordu
37:37 soyadını genelde uzman doktorlar da değiştirmek istemiyor çünkü kadınlar evlenene kadar 2-3 yayın yapıyor, makale hazırlıyor ve hatta tez bile yaziyor ama sonra evlenince bi nevi tezi artık onun olmuyor.
O kadar haklısın ki kardeşim. Evlendim, boşandım, tekrar evlendim, akademik geçmişim çorba oldu. 3 kere kimlik-ehliyet-vize, e-imza, bankaya işyerine bildirme işleriyle uğraşmam da cabası😒
Meryem çoooook güzel bir seri oldu bu! Ellerine sağlık, heyecanla takip ediyorum ve geçmişe ışınlanıyorum sayende. Minik ama önemli olduğunu düşündüğüm bir gözlemim var; Gülse aşırı üst sınıf bir aileden gelmiyor, bence Türkiye çok fakirleştiği için şu an bu anlattıkların insanlara çok parayla ilişki gibi sound ediyor. Gülse portresini onun 'sınıfsal avantajı' üzerine kurmak/temellendirmek biraz başarılarını gölgeliyor gibi hissediyorum. Boğaziçi Ekonomi benim zamanımda bile ilk 1000'le alıyordu, o zamanlar girmek daha da zordur diye tahmin ediyorum. Plus, Columbia asla sadece paranla kabul edilebildiğin bir okul değil, gerçekten çok parlak ve çok birikimli bir öğrenci olman lazım. Türkiye'de ortaüst bir aile, Gülse'nin imkanlarına sahipti eskiden. Dolar 2 lirayken New York'ta veya İstanbul'da öğrenci olmak çok farklı değildi ekonomik açıdan. Şu an bu orta sınıf bir aile için imkansız.
“Çok parlak ve birikimli bir öğrenci” olmak da sınıfsal zaten. Ben mahallemden çıkıp da dünyayı görene kadar çok parlak ve birikimli zannediyordum kendimi. O kadar eksikmişim ki. Her şey zeka değil. Hangi ortamda büyüyüp neyle beslendiğimiz çok belirleyici.
Sokopop'un Nez serisi kesinlikle Uzanlarla da bağlantılı, eski Türkiye'nin son dönemini anlatan en kapsamlı videolarındandı ama maalesef o dönem piyasayı domine eden Erol Köse'nin bu vesileyle başka kadın starlara yaptığı zorbalık ve tacizleri ortaya serildiği icin telif bahanesiyle videolar kaldırtilmış, bildiğim kadarıyla su anda yayınlanamıyorlar
videonun başlığını görünce olumlu anlamıştım ama parantezin içini okuyunca oh be dedim sonunda dürüst bir eleştiri, gülse birseli ünlü olmadan önce keşfedip köşe yazılarını okuyan kendisini araştıran ve o newyorker lığına çok özenen biri olarak, şu son kitabıyla ilgili katıldığı programlarda bana da bir sevimsiz görünmeye başlamıştı, köşe yazılarında da newyork taki evinin çok küçük ve mütevazı olduğuunu anlatirken, central parka baktığını ve drew barymore la komşu olduğunu da öğrenmemizi sağladığını hatırlıyorum, gazetedeki yazılarını azaltmak istiyormuş bırakmak istiyormuş da gazete asla olmaz diyirmuş reklam aldırıyormuş gazeteye filan, bunları da yazıyordu, hep bir çalışmaktan şikayeti vardı, birde çalışıp karşılığını fazlasıyla alıyor yani bu videoarı kesinlikle izleyeceğine eminim, ya hırsından hiç cevap vermeyecek yada kendini şirin ve mütevazı gösterecek espirili bir cevap verecektir, sizi bu video ile tanıdım, isminizi duymuştum ama bakış açınızı çok begendim, sesiniz diksiyonunuz çok iyi diğer videolarınızı da izleyeceğim, teşekkürler 🌸
140 kiloyken acil işe ihtiyacım olduğu çok kötü bir dönemde kabul görmediğim (işletmenin müdürü baştan aşağı süzerek senin çocuğun var hasta falan olur gelemezsin işe yada gitmek istersin bizim sürekli elemana ihtiyacımız var demişti ama işin aslı kilomdu hantal geldim ona) yere 49 kiloyken başvurduğum gün kabul edildim Tabi o müdür işten ayrılmıştı yoksa gitmezdim Söyleyeceklerim bu kadar..
Ben de 130 kiloyum şu an işimden ayrıldım yeni işe başlamak çok zor geliyor çok üzülüyorum kilo vermeden işe başvurmak istemiyorum sosyal hayatım mahvolmuş durumda önerin var mı? Ne yapabilirim?
@@ey9198 ne onersem yanlış olur çünkü konunun bilirkişisi değilim. Ben midemdeki yaralar kistler vs sebebi ile kötü hastalıklardan kurtulmak için 3 yıl önce ameliyat oldum midemin %50si alinacakken Dr umun önerisi ile %80ini aldırdım ve tüp mide ameliyatı oldum. Çok güzel zayiflamistim ama kötü çalışma şartları psikolojik sorunlar kullandığım ilaçlar ve aşırı mobbing sebebi ile Nisan'da işten ayrıldım ve kilo aldım biraz. Bende özgüven sorunları yaşıyorum ama yinede iş arıyorum çünkü ortaokula baslayan bı kızım var sadece eşimin calismasiyla ev gecindiremeyiz. Ve şuan isverenler bı 10 yıl öncesine göre daha bilinçli kiloyu eskisi kadar sorun etmiyorlar kendini sakın sartlama ve eve kapanma denemekten zarar gelmez ben son 1 haftada belki 20-30 yere başvurdum Rabbim yolunu açık etsin.
@@ey9198onersisi ne olur sice ne onerisi bekliyosunuz anlamadim az saglikli yiyip spor yapicaksiniz oneri bu bi hastalaginiz yoksa herkeste ise yarayan tek formul yogurdun icine pul biber karistir falan mi desin
@@benKbra merhaba deneyimizini paylaştığınız için teşekkürler. zayıflamadan sonra vücuttaki deri konusu nasıl oldu? ben de 130 kilodayım düşünüyorum ama...
45:00 iki kardeşiz, bir de kedimiz var. Babam kedimizi "canım kızım benim" diye sarılarak seviyor. Kedimle beni oynarken gördüğünde anneme seslenerek "bizim kızlar oturuyormuş bu odada 😀 heheheh" diye sesleniyor. Annem kedimiz 200 gram verdi diye eliyle beslemeye çalışıyor hayvanı. Bazı insanlar anlamaz ve anlatmaya zaman harcamaya da değmez gerçekten.
Soyadı meselesinin çok daha önemli bir sosyal etkisi var. Bunu birlikte görev yaptığım kişilerin boşanma furyasında fark ettim. Kadınlar bircok resmi kurumla uğraşıyor ve boşandıkları şak diye ortalığa dökülüyor. Belki psikolojisi bu konuyu konusmaya, açıklamaya uygun degil ama buna hic saygı gösterilmiyor. Erkeklerinse boşandığını karısını tanıyanlar vasıtasıyla öğrendik. Çok tatsız bence
ayyyyynen öyle, öyle de bir etkisi var kesinlikle hiç bahsedilmeyen. evlendiğinde tüm resmi kurumlardaki soyadın değiştiği için evlendiğin hemen belli oluyor, boşandığında da aynı şekilde yine soyadı değişikliğinden ötürü bi anda herkes öğreniyor. evlendiğimizi, boşandığımızı niye biz söylemeden öğrenebiliyorlar ya sırf soyadı yüzünden ama iş erkeklere gelince onlar bunu dürüstçe söylemese veya e devletten falan açıp göstermese medeni durumunu bilemeyeceğiz resmen.
Gülse Birsel benim kıçı delik şortlarımı ve 78344 yıl önce alınan rengi solmaktan bi hal olmuş tişörtlerimi pijama yaptığımı ve gün boyunca üstümden çıkarmadığımı öğrense ağlar galiba 😭
Adriana Lima'nın ayakları ile ilgili bir köşe yazısı var, onu okuyunca öyle bir soğudum ki Gülse Birsel'den anlatamam. Ya espri yapıyor gülelim diye filan gelmedi bana hiç. Yok benim boyum 175 olmasına rağmen ayaklarım küçücüktür 37 hatta 36.5'tir, öyle miniktir, öyle güzel ayak parmaklarım vardır ki sormayın, Adriana Lima'nın ayakları ise dünyanın en çirkin ayak yarışması olsa birinci seçilir. Ben spor da yapmıyorum, yapıyorsunuz ayaklarınız büyüyor ve çirkinleşiyor. Ben spor yapmamama rağmen yıllardır aynı kilodayım gibi kendi vücudunu övdüğü bir yazı. Ya dedim hadi Gülse Birsel yazdı da biri de okuyup Gülse Hanım bunu yayınlamayalım demedi mi ya da bir tek beni mi rahatsız etti bu yazı? Bir kadının ayakları bu kadar yerilir mi anlamadım, ayrıca o güzel surattan ayağına bakmaya sıra gelmez ki. Yalan Dünya'da Tülay'ın kalçalarına değirmen taşı denen ve Makbule'ye İffet'le Aslı'nın yüzün güzel olmadığı için biraz dekolte giy göğüslerini göster ancak öyle beğenilirsin benzeri bir şeyler söyledikleri sahneleri hatırlattı. Selâhattin karısına tapir suratlı kadın diyordu bir yerde tamam karaktere diyor da karakter yüzünü değiştirmiyor dizide kendi yüzüyle oynuyor, bu benzetmeler bana çok zorbaca geliyor.
Bence Gülse Birsel cidden eski dünya insanı, annelerimiz babalarımız yaşında ve ne kadar gençliğe takıntılı da olsa dünya görüşü olarak eski kafalı ve bu eski kafalılığı çoğu düşüncesinde hala hissediliyor. O yılların nostaljisiyle ne kadar tatlı dizi falan diye izliyoruz ama dediğim gibi bence dar görüşlü bir kadın
Benzer düşünüyorum, görüşlerini zar zor aşmış gibi duruyor. Tabi içindeki her düşünceyi bu kadar ortalıkta yaşaması (köşe yazıları, kitaplar) ve zamanla toplumun değerlerinin değişmesine rağmen bizim eski Gülse'yi konuşmamız da etkili ama... Yeni dişüncelere biraz yargılı ve tutucu yaklaşması, mizahın ardından da olsa göz kırpıyor.
Dizilerindeki bazı kısımlardan bunu sezerdim ama eski Gülsenin bu denli deneyime okula ve kültüre rağmen bu kadar yüzeysel olması beni çok şaşırttı. Hala aynı mı merak ediyorum
Yorumsuz kalamayacağım bir konu geçti, şişmanlık zayıflık konusunda zorbalanan insanlar arasında şişmanlık sebebiyle zorbalanan insanların daha dezavantajlı olduğu konusu. Zorbalığın daha ağırı daha hafifi yok arkadaşlar. Kendimi bildim bileli zayıflığımdan dolayı zorbalandım, bakın her yerde zorbalandım, herkes ama herkes benim kilom hakkında her zaman yorum yapma haddini buldu kendisinde. Evet zayıflığımdan dolayı kıyafetlerin olmadığı da oldu, çok hem de. Kendimi bildim bileli kilo almaya çalışıyorum 27 yaşındayım durum hala aynı. Siz de ne yaşadınız ki zayıfsınız diye kıyafet mi bulamadınız date iniz mi kötü geçti gibi cümleleri söylemek ve desteklemek için empati yeteneğinden çok uzak olmanız gerek. O zaman insanların bize ufak gelen dertlerini de dünyanın bir ucunda insanlar ölüyor ya sizinki de dert mi diyip küçümseyelim yani. İkisi de zorbalık ikisi de yanlış. Kimse kimsenin kilosu hakkında yorum yapma haddini kendinde görmesin 🧘♀️
Bunu yazmak istiyordum, benzer şeyler yaşadım. Özellikle “rol çalmak” yakıştırması hiç hoş değildi ve çok garipsedim. Bunun yerine bu zorbalık kültürünü eleştirmek gerek.
@@yoiiiiiyan ortada ayrıcalıklı olunan bir durum yok, kilo ile ilgili yapılan zorbalık konumuz. Vücudundan memnun olmadığı için kilo almaya çalışan insan ile kilo vermeye çalışan insan aynı hassasiyettedir ve hiç kimse kimsenin kilosuna sorulmadığı sürece yorum yapmamalıdır 💅
Yahu tamam illaki zorlanmışsındır ama bu sistematik bir şey mi? Bundan söz ediliyor. Zayıflık bir noktada pek çok sektör tarafından promote edilen de bir şey. Ben de hep “çiroz, çöp gibisin” laflarını duyarak büyüdüm ama ağlayıp kimseden rol çalmıyorum. Benim duyduğum lafları duymak isteyecek kaç şişman kız vardı o zamanlar kim bilir? Bense “şişko, obez” gibi laflarla zorbalanmayı hiç istemezdim. Anladın mı şimdi farkı?
@@acilaytan ya zayıf insanlar şişman insanlardan niye rol çalsın deli misiniz divane mi herkesin derdi kendine büyük kimse kimsenin derdini küçümsemesin diyorum. Çekip başka yere götürmenin bi alemi yok. Biliyorum sadece siyah ve beyazın olduğu bir ülkede yaşıyoruz ve sanıyorsunuz ki sadece bir doğru olmalı her şeyde. Öyle değil, bazen iki doğru da olur. Taraf tutmak hele ki bu konuda anlamsız. Anladın mı ana fikri?
arkadaşlar sticker piyasası çok pahalı ben beğendiğim stickerları pinterestten indiriyor world birleştirip matbaa veya fotokopicide sticker kağıdına çıkartıyorum. sadece kesmesi sıkıntı ama hayvan gibi kar elde edersiniz bulamadığınız stickerları kullanmak da avantajı
Ahmet Ertegün de baya ünlenmişti bizim çocukluğumuzda. Özellikle Norah Jones ilk çıktığında, 2000lerin başı. Meryem heralde 6-7 yaşlarındaysa o zamanlar, hatırlamaması normal. Ama baya ana akımda haberlere çıkıyordu o zamanlar, Grammy ödüllü Türk prodüktör diye.
O ilk kitap gazete yazılarının derlemesiydi sanırım Maria. Ondan zart diye bitiyordur, o yüzden sürekli tatillerini anlatiyordur 😅 bugün bunları yazsa zorba damgası yer ki son kitabı için yaptığı röportajlarda, hâlâ kendini 2000'lerde sandığı için, yoksulluk ya da kadınlık konularında zorbalamaya devam edebileceğini düşündü. Belki de bir tür güç zehirlenmesi.
Kedileri çok sevmeme rağmen acaba kedime iyi bakabilir miyim diye düşünüyorum hala ,kedi sahiplenmek kolay olsa da sorumluluğu büyük ona yeteri kadar sevgi, değer vermen gerekiyor.
1:13:34 ben Meryem'i İstanbul'da Eminönündeyken gördüğümde aynı böyle bir tepki vermiştim ve dilim tutulmuştu ve Meryem fotoğraf çekilelim mi diye kendi sormustu çünkü heyecandan unutmuştum ve sırtına kuş SIÇMIŞTIII ve yine de çok tatlıydı, gerçek hayatta daha bebeksi duruyor ve çok uzun boylu çok havalı,,,,
su soyadi muhabbeti o kadar sacma ki. Ben evlenirken ne esim ne esimin ailesi kendi soyadimi da almak istedigim icin tek kelime etmediler (ki edemezler) ama etrafimdaki kadin arkadaslarim ciddi ciddi beni zorbaladi, hatta birinin benden bir hafta once nikahi olmustu, en cok da o zorbaladi cunku kendi soyadini kullanmayi akil bile edememisti, ben yapinca pisman olmustu. Kadinlar baska kadinlara zorbalik etmeyi biraktiginda erkekler de birakacak. Esinize sevgilinize baska bir kadinin dedikodusunu yaparsaniz o adamlar da bunu normallestirmeye basliyor. Mesela dul muhabbeti o kadar normallestirilmis ki, esim bosanan bi arkadasim icin bos bulunup ee simdi dul kaldi ne yapacak gibi bisey soyledi, oyle bir fircaladim ki simdi kadin haklari savunucusu gibi konusuyor. Hayat kadini oldugunu bildigimiz mahalle komsumuz icin birileri laf ettiginde(birlik olup mahalleden gondermek istiyorlar) "onun secimi kimseyi ilgilendirmez kimseye zarari yok kendi halinde" deyip susturuyor 😂Lutfen once kendinizi, sonra elinizin altindaki kocanizi veya oglunuzu egitmekle baslayin, bu zorbalik sistemi kendiliginden yokolmayacak birbirimize zorbalik ederek bir yere varamayacagimizi coktan anlamis olmamiz lazim
Ahmet Ertegün'ü hikayesini Karsu'nun harbiye konserinde dinlemiştim ilk kez. Şimdi birkaç sene öncesinde Jazz konseptli Karsu konserine ışınlandım resmen. Gerçekten çok havalı bir şey. Yurtdışında yaşıyorum arada satarım bu bilgileri. Teşekkürler Maria
Eşimin soyadını aldım.Kulağıma eşimin soyadı daha güzel geldi keşke iki soyadınıda alsaydım diyorum.O zaman bu kadar feminist değildim şimdi bunu yapmamız gerektiğini düşünüyorum.Kütüğüm gerçekten vıttırı vizik köyüne geçti. Hayatım boyunca hiç gitmediğim bir yerde kütüğümün olması çok sinir umarım değişir.
Avrupa yakası dizisini yıllarca çok severek izledim halen izlemeye devam ediyorum. Seinfeld dizisini izledikten sonra bazı bölümlerdeki olayların çok benzediğini farkettim mesela ordaki Newman ve Kramer karakterleri sürekli farklı iş alanları deneyip en sonunda hep işi batırıyorlar hatta bir bölümde kurabiye ve okyanus kokulu parfüm icat ediyorlar ve ünlü bir marka onlardan bu fikri çalıyordu aynısını avrupa yakasında Sertac ve Sacit yapıyordu bunun gibi çok örnek var ama bence esinlenip bize göre uyarlaması güzel olmuş
Meryem hayvanların çocuk sevgisi ile eş değer olduğunu kendi ailemden şu şekilde birkaç olayla anlatabilirim ben 25 yaşındayım hiçbir zaman ben uyurken rahatsız etmeyin uyusun demeyen babam kedimiz uyurken rahat bırakın oğlanı diyor geceleri aralarında uyuyor ha birde babam kedi sıcaktan rahatsız olur diye yattığı oturduğu için yattığı yere vantilatör koydurdu ben 25 senelik kızıyım beni çok sever göz bebeğiyim ama ben bu muameleyi görmedim 😂😂
Şahsen sırf toplum ailesi evlen dedi diye evlenen çocuk yapan arkadaşim var ona baktıkça toplum baskısını görüyorum 20 yaşinda evlendi aile evinden kurtulmak için hemen doğurdu şimdi çocuğu annesine kaynanasına bırakıp sürekli geziyor çocuk anne diye ağlıyor ananesinde yazık kadın da hasta oldugumda gelip bakar yaşlanınca bana diye birşey de diyemiyor kızi bide diyor ki ikiciyide yapıcam bakmadıktan sonra yap yapabildiğin kadar baba desen pasif zaten ona baktıkça böyle olmaktansa 26 yaşinda bekar ve hayallerim için 2. Üniversiteyi okuyor olmak daha iyi mutluyum şahsen toplum için yada annem babam diyor diye evlenip çocuk yapmak çok aptalcaa kendini bırak bir sabinin de hayatıni etkiliyorsun o çocuk seçmedi ananede babanede büyümeyi ilgilenmiyeceksen doğurmayacaksın ama annesi hala çocuk ki aklı bana göre çocuğun çocuğu olmuş nerden bakarsan bak kötü
Herkes çocuk sevmek zorunda değil yahu. Aa sen kadinsin nasıl sevmezsin. Sevmiyorum arkadaşım, parkta kitabimi almış okurken senin şımarık cocugunun beni rahatsiz etmesi tatlı gelmiyor, yürürken çocuğun bana güldü el salladi diye sevmek zorunda değilim, otobuste dolmuşta yanimda oturdun diye senin çocuğunu eylemek zorunda değilim.
Sporda bir saatlik koşu bandında arkada ses olmadan çalışamıyorum eskiden izliyordum ama kanal tekrar karşıma çıktış, hem gülüyorum hemde nefesi başka yerlerimden almadan geçiyor spor teşekkürler maria
22:25 çok haklisin. Öte yandan markaların bu yeni tavrı etik hassasiyetten çok, pazarı büyütme güdüsüyle ilgili. Kapitalizm, bu politik manada doğru olan beden olumlamanın kadınları zayıflatıp mutsuz etmekten daha çok para ettiğini keşfetti. Olsun, bu yeni anlayış her türlü daha iyi. Demwk ki biz de kadınlar olarak tüketim konusunda daha bilinçli olmalıyız.
Benim de iki soyadım var. Neden? Çünkü 30 yaşıma kadar bir soyadla gelmişim. Diplomalarım, sertifikalarım, iş çevrem, arkadaşlarım beni o soyadımla tanıyordu. Neden sıfırdan bir isim taşımak zorunda olayım? 2 soyad kullanmak gayet normal. Ama kamu kurumlarında filan hep karıştırıyorlar. Orijinal soyadım da isim gibi. Ne kadar uyarsam da isim hanesine yazıyorlar vs...
İlham alinan dizilerden benim de ekleyebilecegim bir dizi var: Seinfeld. Diger iki daha baskin bir sekilde belirgin ama, Seinfeld dizisindeki ''Kramer'' isimli karakter ile Burhan Alltintop arasinda bazi tavir ve hareketlerin benzerligi var. Diziye ilk girdigi zamanlaradki hali degil sonraki sezonlarda olmaya basladi.
1:24:51 Burada patladim akejfnwicnwif 19 denmesinin sebebi o varyantın ilk kez 2019da ortaya çıkması bizim keşfetmemizdi, bu anı videonun beni en cok eglendiren anı olarak işaretlemek istedim
Gag programını o kadar severdim ki orta 1. Sınıftaydım gece geç yayınlanıyordu bekler izlerdim. Avrupa yakasının ilk bölümünü de nasıl beklemiştim ertesi gün arkadaşımla kritiğini bile yapmıştık. İlk kitabını da büyük şehire gezmeye gidince hemen alıp okumuştum. Sen okurken hatırladım hepsini. Ben de büyüyünce onun gibi cool 😎 olmak isterdim ve çok özenirdim 😂 Hayallerim topuklularla gezmek, cool bir yerde çalışmak, kendim gibi cool arkadaşlarımla tatillere gitmekti…
Eğitim seviyesi ne olursa olsun yetiştirilme sırasında travmaları olan her kadın yetişkinliğe geçişte ciddi bocalamalar yaşayabiliyor ve üzeri kapatılan her konu onların manipüle edilmesi demek. Çocuk sahibi bir şekilde olunduktan sonra pişmanlığı dile getirmenin bile tabu olduğu ve damgalanma endişesinin olduğu toplumlarda fikirlerinden emin ve psikolojik açıdan sağlıklı kadınların bu kadınlara ses olmasına bayılıyorum. Sen bunları konuşmaya devam et biz senden razıyız. Kadınların bunu duymaya ihtiyacı var. İletişim yayınlarının Annelikten Pişman Olmak diye bir kitabı var İsrailli sosyolog bir bilim insanı nitel doktora tezini kitaba çevirmiş. Okurken örneklemin bize de yakın olduğunu farkettim. Farkındalık ve giriş amacıyla incelenebilir. Teşekkürler 🎉
Gossip Girl dizisini tekrar izlemeye başlamıştım. Dün izlediğim bölümde Lily’nin babası Ahmet’in plak şirketi gibi bi cümle kurmuştu ben de şaşırdım ama araştırmadım. Şimdi burada Ahmet ertegün’den bahsedince çok şaşırdım.
45:28 Bir mağazada çalışıyorum, her gün bir ton velet geliyor (çocuklara yönelik bir mağaza değil) ve çocuk sevmiyorum. Bunu da sürekli belirtiyorum. Çalışan arkadaşların içlerinde çocuğu olanlar da var benim gibi sevmeyenler de. Benim delirmelerime gülüp geçiyorlar. Çünkü kimseye bir şey yapmıyorum, sadece yaramazlık yapan veletleri düzgünce uyarıyorum. Kendi kendime sinirlenip duruyorum o kadar. Cani değilim sonuçta😅
Oxford’da Ertegün bursu var Meryem. İlk öğrendiğimde Türkiyelilere özel verilen burs diye sevinmiştim ama öyle değilmiş haha Akademiyi bilmeyenler için herkese açık genel burslara ve devletlerin verdikleri burslara ek farklı ülkelerden gelen öğrenciler için özel burslar olur (Japonya, Meksika, Okyanusya vs). Türkiye için böyle bir burs yoktur pek.
2 videoyu üst üste izledim gerçekten emeğinize sağlık aradığım kanal buymuş jdslkmş ayrıca Gülse Birsel çok başarılı ama aşırı bencil bir karakter bence bir ödül töreni kesitine denk gelmiştim. Bana hiç günümüzü yakalayamıyor hep 2000'ler başında kalmış hissi veriyor sanki günümüzü yakalayamadığı için de hep ''Nerede o eski bayramlar..'' havasında üst sınıflığını vurguluyor
2 tane Arap arkadaşım bir tane de sevgilim olmuştu bu suriyeli sığınmacılar filan yoktu o zamanlar. Hepsi mükemmel insanlardı. Burda kendini çok modern zanneden dağ ayılarından çok çok daha entelektüel ve zeki insanlardı. Yani anlıyorum çok kötü şeyler yaşandı. Bazı insanlar kendi kendilerinden nefret ettirdi fakat yine de önyargılı olmayın. Bir çoğumuzun çok modern zeki entelektüel bir ailede büyümedik ona rağmen kendimizi yetiştirmeyi becerdik. Onlarda da aynı şekilde kendini geliştiren ve aslında düpedüz yanlış olan toplum normlarını farkedebilen insanlar var. Ucube gibi davranmaya gerek yok kimseye. Sonuçta kimsenin etnik kökenini filan seçme gibi bir lüksü yok. Değiştirmeyeceği elinde olmayan sebeplerden dolayı insanlanları ötekileştirmek çok yanlış bir şey.
1:28:13 Avrupa Yakası'nın bir bölümünde de Mösyö Bülent İfot'a siz Çerkez misiniz, böyle bir fizik sadece Çerkez kadınlarında olur şeklinde iltifat ediyordu. Gülse Hanım'ı Çerkez temelli iltifatlar çok etkilemiş belli ki :)
Gülse Birsel sadece kitaplarda değil dizilerde de kendini çok tekrar etmiş. Kitaptaki ya da hayatındaki bir çok şeyi bütün dizilerde kullanmış izleyenler bilir. Aynı konuları sıkıştıkça cebinden çıkarıp neredeyse bire bir işlemiş.
O kadar ihtiyacım vardı ki bu videoya, yalnız yaşıyorum ve birkaç güne ailemin yanına döneceğim. İnanılmaz stresliyim bu yüzden Maria'yı bu rahat günlerimde izlemek çok daha özel
34:42 yakın zamanda evlendim ve o anayasayı belirtip kendi soyismimi kullanmak istediğimi söyledim ancak o yasanın yürürlüğe girmediği söylendi bu sebeple de eşimin soyismini aldım. Kendi soyismime bayıldığımdan değil ama banka uygulamasına giriyorum mesela, sanki başkasının hesabına giriş yapmaya çalışıyormuşum gibi ya da biri adımı soyadımı sorunca eski soyismimle söylemek geliyor içimden. Kimliğim değişmiş ve başka bi insanmışım gibi hissediyorum eşimin soyismiyle söylerken. Eşimi seviyorum soyismi de güzel ancak içimde bu değişikliği kabul edemiyorum nedense. Eğer yasa yürürlüğe girerse dava açmadan kendi soyismimi geri almak istiyorum çünkü erkeklerin hiçbir şey ile uğraşmayıp bizim her resmi kuruma beyan vermek ya da değişiklik yapmak zorunda kalmamız haksızlığa uğramış hissettiriyor
Yasa çıktı ama yürürlülüğe girmedi. Eğer olursa dava olmadan istediğimiz soyismi kullanabileceğiz. Şu anki süreçte kızlık soyadına devam etmek isterseniz eşinize ve il nüfus müdürlüğüne dava açıyorsunuz. Dava sürecinin iki çirkin yanı var: Dava süreci çekişmeli dava olarak işliyor halbuki eşinizle anlaşmalı olarak bu davayı açıyorsunuz. İkincisi de çekişmeli dav aolduğu için 3-5 dilekçe yazıp teslim etmeniz gerekiyor. Hukuktan anlayan/hukuk okuyan ya da hukuk mezunu bir arkadaşınız varsa süreç hep dile getirildiği gibi çook zor çok zahmetli bir süreç değil aslında 😅😊
@@ssule7558 kocam izin vermez mi demişim aptala bak başvuru sırasında zaten kendi soyismimi kullanmak istediğimi söyledim yanımda o da vardı :). Benim sinir olduğum şey soyismi değişikliğinin dayatılması. 26 yıldır kullandığım soyismimi almak için HARÇ ödeyip DAVA açmak zorunda kalmam.
@@ssule7558 mevzu zaten sizin sırf kadın olduğunuz için otomatik olarak onu almanız kararınızın en başından yok sayılması. Dilekçeyle uğraşmak o harç parasını vermek zorunda kalmak “kocan izin verirse” lafı. Biz bu süreci haksız bulduğumuzu dile getiriyoruz
Meryem herkes İstanbul'da yaşamıyor aynı şeyi sen de yapıyorsun. Onun çevresi için New York'taki caddeler ve kafeler İstanbul kadar tanıdık. (Ki New York'un meşhur caddeleri onlar) Senin için (ve benim için) New York'taki kafe neyse Burdur'un ücra bir köyünde yaşayıp hayatında Mecidiyeköy'e adım atmamış biri için Trump Towers'taki spor salonu da o.
İki videodur w.i.t.c.h anekdotları geçiyor.. aslında bununla ilgili bir video gelse negzel olmaz mı 🙈 zamanında ben de o dergilerden alırdım, ama bazı sayıları kaçırdığım için bütün hikaye nasıl sonlandı hep merak etmişimdir 🙃 hey gidi günler deyip ergenliğimize ışınlanmamız yok mu Meryemciim bu yaraya bi parmak bassan..? 🧚😌🙏
W.i.t.c.h.'in 32 ciltlik grafik romanı nihayet türkçe basılmaya başlandı. Ama daha ilk 6 cildi satışta, diğer kitapların çevirisinin hızlanmasını ben de çok isterim çünkü dolar kuru yüzünden kitap fiyatlarının hali ortada 🥺 Dolayısıyla Meryem o vakte dek tüm hikayeyi bize sunsa hem nakit hem de vakit (kalite) olarak daha kazançlı çıkabiliriz 😏
deniz gercekten surekli gidilebilir olunca heyecanını kaybediyo bi ankaralı olarak 1 haftalık tatillerde her gun denize gidip doyamayacağımı sanıyodum 1 ay falan orada durunca ay yeter her gun gidiyoruz zaten diyip denizden kacıyodum
17:43 "Kadınların yaşlı gözükmesi en büyük kabus sanki" de patriyakaya göre kadınların değeri güzelliklerine göre ölçüldüğü ve güzelliğin ölçütü genel kategoride toplamak gerekirse gençlik olduğu için kadınların bilinçaltında böyle şeyler olmasının doğal olduğunu düşünüyorum. Üzücü bir gerçek.
34:0034:15 Soyadı meselesi!! Son çıkan kararla artık kadınlar ek bir işleme gerek kalmadan istedikleri takdirde yalnızca kendi soyadlarını kullanabilecek🎉🎉
Covid-19'da 19 kaçıncı olduğu değil ilk vakanın tanımlandığı sene 2019 bu arada çok komik bir hesap gibi geldi bizimki 19.ysa demen ondan belirteyim dedim şimdi mansplaining gibi de olmasın mükemmel video sevgiler
Editörün askerden geldikten sonra her hafta fırından yeni çıkmış bırtcast izleyeceğini sanan masumlar👇
😔
Ben ben ben!!!
Birde utanmadan begenmis
Anoreksik manken anoreksia ya teşvik etmiyor ama obez insan obeziteye mi teşvik ediyor cümlene bayıldım. Büyük beden model olmadan büyük beden elbise nasıl satılacak acaba.sonuçta bi elbisenin l ve xl bedeninin nasıl durdığunu merak ediyoruz.
Estetik denen bi sey de var ama anoreksiya ve obesity de hastalik
gülse birseldeki pick melik esintilerinin görülmesinden inanılmaz memnunum
Aa nedenn
Serrayla gülse birsel sürekli aynı ortamlarda karşılaşıyodur gibi hissediyorum sdjdhshsh
Hayır Serra değil, Serra sadece burjuva anası olan biridir. Gülse’nin dengi her tatilde İsviçreye kayağa giden ve anlatmalara doyamayan Melis ve Esin olabilir
Of dilleri o kadar benzer ki ilk bölümde çok şaşırmıştım bana mı öyle geliyor diye, sanirim o zamanlarin Türkçe’si bu şekilde konusuluyor. Tam bir Türk dizisi kötü kadın/zengin kadın imajları var hafif alttan alttan dalga gecer gibi.Şekerim,haha gibi konuşmaları bana biraz komik geldi.
@@Starslore Evet ya bir de ikisi de sürekli nişantaşında cihangirde filan takılıyor. Hatta hiç unutmam Serra kocasıyla cihangirde deniz manzaralı eve taşınıp 2+1 bana yeter benim gözüm yükseklerde değil filan diye saçmalamıştı sdjdhdh
Gülse Birsel tam anlamıyla Melis’in kulvarında biri. Ama Serra biraz daha Aslı Sütçüoğlu gibi geliyor bana
Kuzinler 🤓 Kessin ya kessssin!
33:02 "tabi o zamanlar internette porno yok, gerçi şimdi de yok" ahshdjdjkd
Dinledikçe Gülse Birsel'in bir Kimler Geldi Kimler Geçti karakteri olduğunu fark ediyorum. Gülse Birsel'in hep bir yandan da çok çalışıyorum ve disiplinliyim havası vardı. Belli bir kesimin çok çalışıyorum kavramıyla bize dayatılan çok çalışmak kavramı arasında dünya kadar fark var. Bu era nın köleleri de bizmişiz.
Tatillerimiz ve aradaki geçim farkı bu videoda çok fena yüzümüze vuruldu. Ben hala kavramakta güçlük çekiyorum.
eskiden ice lattemi hazırlar dinlemeye başlardım meryemi
eylülün gelişiyle artık resmi olarak sonbaharda sayıldığımız için sıcak kahvemi kaptım ve geldim 😭🤍
Bir aya da pumpkin spice lattemizi alıp geliriz 🎃
@@zeynepmeyra yıl başında Harry P0tter+pumpkin spice latte de güzel oluyor.
harry potter+ marshmallowlu sicak cikolata da iyi gidio@@sleepwalker3052
victor olarak bahsettiği kişi buğday derneği kurucusu victor ananias. türkiye'de ekolojik yaşam farkındalığının ve pek çok değerli projenin öncülerindenmiş. victor 2011'de hayatını kaybetmiş ama buğday derneği halen aktif olarak faaliyet gösteriyor. gülse birsel kitabında karşılaşmak hoş bir sürpriz oldu.
videonun retrica efektine patladım SGUHIASŞOILKFGHJ
Ben de ekranımın renk ayarları bozuldu sandım wjxmnsmssnxkjx
25:22 çünkü mariciğim nez'in o zamanki prodüktörü erol köse ve gülşen sevgililerdi. gülşen nez'i kendine rakip gördü ve yavaş yavaş kariyetini baltaladı. bununla ilgili 4 yıl önce şokopop'un üç bölümlük inanılmaz detaylı bir belgeseli vardı sonra erol köse dava ettiği için kaldırıldı :) ama sağda solda ilk bölümü bulunabilir belki
Bı de daha sonra ki konserlerini ayarlayan aile ile de davalık oldu. Davayı Nez kazandı Hatta o çift trafik kazasında mı ne öldü. Dev gibi bir borç ise üniversitesiye giden oğullarına kaldı. Çocuk gündüz kuşağında bir programa katılıp dert yanmıştı
Şokopop videosunu yapmıştı
Türkiye’deki “ünlülerin” hazımsızlıklarından dolayı içeriklerden mahrum bırakılmamız😢
@@iremhasbi9146 reddi miras yaparak borcu üstünden atabilir. Tabi üstüne kalan mallardan da feragat etmiş olur.
30 yaşında bir kadınım, çocuk sesine katlanamam ve asla çocuk istemiyorum. İki tane kedim var, kendilerine aşığım. Özellikle kadınlara yüklenen bu çocuk sevmek zorunluluğuna katlanamıyorum. Sonuna kadar destekliyorum fikirlerini. Kimse kimsenin çocuğunun vıyır vıyır sesini çekmek zorunda değil ve kusura bakmasın herkes sizin çocuğunuzu sevmek zorunda da değil. Ama bu tabi karşıma bi çocuk geldiğinde rövaşata atacağım anlamına gelmiyor, çocuk görünce mekan değiştiriyorum. Kedi köpek sevmeyen insana biz harlayıp saldırmıyorsak, biz çocuk sevmeyenlere de aynı şekilde yaklaşılması gerekiyor.
Ben de evleneli 1.5sene oldu size o kadar katılıyorum ki çok yoruldum bu düşüncelerden. Sağlık sebebiyle özel sektör bir araba fabrikasındaki işimi bıraktım herkes kulağıma”hamile misin kızz niye bırakıyorsun” diye sordu. Hayır bir de çalıştığım yerin hamile ve doğum yapanlara çok büyük olanakları var hem izin açısından hem de para açısından. Hamile olduğunu belirttiğin an seni çalıştırmayı bırakıyorlar ve tüm gün oturup maaşını aynı şekilde tam alıyorsun, doğumdan sonra süt izni de bayağı uzun ve yine paranı alıyorsun ve yüklü miktarda doğum yaptığın için ekstra para alıyorsun. Özetle ben mal mıyım hamile kalıp bi de bu fırsatları tepeceğim? Sonrası da bitmiyor ki.Başım ağrıyor, hamile misin? Halsizim, hamile misin? Kilo aldım işi bırakınca, göbeğimi gören biri ayyyyy bebiş mi vaaar? dedi. Dedim yok yemek o, göbek, bozuldu sjdksjdks eşimle çok geziyoruz kamp vs ay çocuk ne zaman çocuk çok güzel şey diyen 5dk sonra oh çocuk yok tabii gezin gezin diyor ya da ay ne güzel geziyorsunuz çocuk yokken gezin diyor. Halk olarak bipolarlık var galiba bizim millette. Evliysen resmen hasta olma hakkın yok kilo alma hakkın yok hemen hamileliğe dönüyor. Üstümde o kadar rahatsız olduğum tuhaf bir baskı var ki anlatamam. Geçtiğimiz anneler günü ablamın anneler gününü kutladım(alınıyor kutlamazsam..) ve o da benimkini kutladı??? Çocuğum yok benim ya… “Geleceğin en güzel annesi senin de anneler günün kutlu olsun” bu mesaj benim gün boyu moralimi o kadar bozdu ve tuhaf hissettirdi ki tüm keyfim kaçtı o gün. Daha bugün ciddi bi rahatsızlık korkusuyla hastanedeydim tahlil bekliyorum gerginim eski iş yerimden bi ablayı gördüm ayy geçmiş olsun nasılsın dedi, iyiyim abla sen diyince kikir kikir hamile misin kız yoksa dedi. Dedim yok abla. Bekliyoruz öyle bi haber senden ihihihii yaptı gitti sinirimi bozdu. Dolmuşum kusura bakmayın… ama valla bıktım ya
@@kizirovski6404 ay okurken ben daraldım yemin ederin kolaylıklar diliyorum. Ben daha 20 yaşındayım bebeklere çocuklara katlanamıyorum annemin arkadaşlarıyla konuşurken falan soruyolar istiyo musun çocuk diye daha üniversiteye yeni başladım... Eğer dürüst olup sevmediğimi söylersem oturup ikna etmeye çalışıyolar, hangi bebek seni küstürdü neden sevmiyosun, kedi yerine geçer mi deli misin, daha çocuk sahibi olmam mümkün bile değil yani. Artık kısırm diye yalan söylemek mi lazım ne yapmak lazım bilmiyorum darlıyolar bırakmıyolar inanılmaz bi baskı
@@kizirovski6404aşkım hepsinin ağzına sıç haddini bildir ciddi diyorum size mi düştü gibi kısa cümlelerle ağzının payını ver lütfen
PERIOD. 💯💅
@@kizirovski6404Birilerinin çoğalması, üremesi niye bu kadar ilgilerini çekiyor anlayamadım. Ben çocuk sevmiyorum sorup durmayın diye cevap verin ve tersleyin bence. Ben öyle yapıyorum😅
Lise yillarıma denk gelmişti dizinin başlangıcı, sadece cok çalışarak sınavları geçerek hayalini kurduğumuz Aslı gibi ekonomik özgürlüğü olan modern, kentli güçlü kadın olmayı başarabilen son şanslı nesildenim belki de, kitaplarına çok düşkün değildim ama dizi ve program o dönemin henüz karanlık çökmemiş ruhunu da hatırlatan, üniversite dahil ilk gençliğimizin güzel anılarından oldu, belki Yalan Dünya Birsel'in de dediği gibi senaryo olarak çok daha gelişmis olsa da, Avr Yakasının ilk 3,4 sezonu karakterleriyle zamansız bir efsane olarak kalmaya devam edecek
Videoyu izledikten sonra Avrupa yakası 8. Bölümü izlemeye başladım ve kitapta ne yazdıysa hepsi diziye yansımış. İlk kitapta vejeteryan bı mekana gittiğinden bahsediyordu. Bölümün 30. Dakikasında yaprak vejeteryan olduğunu hatta beslediği kediyi de vejetaryen yapıp peynir bile vermediğini söyledi. Sanki kitap dizinin altyapısını oluşturuyor.
Bolume dakikaya kadar özenle yazdigin icin tank you baby bende bakcamm❤
@@burculuboncuk893 ne demek 💖
Çerkezler’le ilgili bölüm de dizide var. Bülent Onaran Aslı ve İfot’un güzelliğini Çerkez olmalarına bağlıyor ve İfot “hayır Bursalıyım” demesine rağmen “siz Çerkez misiniz?, Çerkezler şöyle güzel böyle güzel” diye sorup durdukça Sedef sinirlenmeye başlıyor. O da kendi hayatından bir anektodmuş aslında.
Ahmet Ertegün’ü ilk kez iki sene önce Karsu’nun eski bir röportajında duymuştum. Senin gibi şok olmuştum baya araştırdım siyahi haklarının savunucusu sayılmış dönemin ABD’sine aykırı şekilde bir beyaz olarak siyahi müzisyenlerle arkadaşmış onları mutfak kapısı değil de normal kapıdan eve aldığı için Amerika’da olay olmuş babası zaten diplomat olarak ABD’ye gönderilmiş Atatürk tarafından. Sonra o siyahi Jazz müzik yapanlarla beraber müziklerini dünyaya tanıtmak için atlantic records’u kurmuş. Ertegün ailesinin evinde bir opera salonu varmış onun da hikayesi bambaşkaydı ama net hatırlamıyorum Karsu’nun o eski röportajının bir kısmında geçiyor bu hikaye bulabilirsem link bırakırım. Ha bir de Ahmet Ertegün birara Tarkan’ı dünya starı yapmaya çalışan kişidir o zamanlardan da hatırlayabiliriz✨
Yalnız kaldığım evde korktuğum zamanlar oluyor açıyor kitap okumanı ve yorumlarını dinliyorum,moralim bozuluyor dertleşiyor gibi hissettiriyor dinliyorum iyi geliyor,yorum yaparken hayatla ve psikoloji ile ilgili bilgiler tecrübeni paylaşıyorsun aydınlanıyorum kendimi yaşadıklarımı anlamlandırabiliyorum.Stresten uyuyamıyorum arkaplanda ses olarak açtığım zamanlar oluyor uyuyabiliyorum ertesi güne daha iyi başlıyorum,sonra tekrar videoya dönüp kaldığım yerden devam ediyorum.Ben ve benim gibi bir çok insan vardır mutlaka yalnız değilimdir demek istediğim bir çok insanın hayatını kurtarıyorsun farkında olmadan lütfen konseptine devam et umarım kanalın çok daha fazla büyür ve hepsinin karşılığını kat ve kat alırsın.Veyahut hayatında güzel şekilde yansımalarda olsun.Kendi adıma teşekkür ediyorum emek verip bizler için içerik ürettiğin için ve hayatıma dokunduğun için.❤
Düşüncelerimi dile getirmişsiniz 👏
13:16 şu sıralar Sex and City izleyen birisi olarak söyleyebilirim ki karakterleri çok benzettim. Örneğin Miranda = Yaprak hem kızıl olmasından hem de kısa saçlı olmasından. Charlotte = Selin tek ortak özellikleri grubun en gençleri olması. Samantha = Fatoş ortak noktaları devamlı yeni erkeklerle tanışmaları ve çok cazibeli kadın olmaları. Carrie = Aslı o da ikisinin de yazar olması. Onun dışında “evlilik aşkı öldürür” temasını da Sex and The City’den esinlendiğini düşünüyorum. Veya o dönemler belki de popüler bir düşünceydi Z kuşağı ben bunu bilemedi
Carrie ve Aslı ikisi de herkese tepeden bakan, privileged beyaz zayıf vücutlu kadinlar. Gülse de zaten tam Carrie gibi dar görüşlü ve yargılayıcı birine özenecek bir tip :,)
@@pembeturuncubeyaz6986 sşxğağxşsğ cidden öyle
Evet ozendigi net. Hatta dizide fatosu Samantha ya benzettigine dair replikler de vardi
miranda ve yaprak cok Uzak karakterler nasi bemzettin ? Yaprak şapsal miranda ise güçlü dominant bir karaktere sahip
@@eylulll8895 tekrar okur musun o zaman anlarsın
ooo meryem 2000lere döndük diye herhalde videoya rio de janeiro efekti atmissin ewkjgewkjgtwg
😹
Kendisinin en büyük hayranıydım, hayranı olduğum insanla o dönem iletişim kurabilmenin onu gerçekten tanıyabilmemin bana göre tek yolu kitaplarını okumak eserlerini incelemek olduğu için de o dönem baskıya giren ‘memleketi ben kurtaracağım’ kitabını aldım, aman allahım kadından soğumamak için yarısına gelmeden kitaplığa yollamıştım. Avrupa yakası ve yalan dünya’da da kendi karakterlerini hemen her bölümde uzun boyu, güzel fiziği, sarı saçları veya yeşil gözleriyle diğer karakterlere övdürüyordu ama dizide kilosu bi tık fazla veya kısa karakterlerle mütemadiyen dalga geçiyordu. Özellikle şu son 2 senedir hayata daha sorgulayıcı baktığım yaşlara girdikten sonra bu iki dizisini izlerken ilham verici kişiliğine dair kafamı karıştıran epey nokta fark ettim. Şimdi de takacak yeni bişey buldum şu sex and the city ve newyork muhabbetleri ,,,,,,,, Bu arada Fatoş ve Burhan ayrılık sonrası depresyonda ice cafe’de kokteyl içerken burhan ‘cosmopolitan içip ilişkilerimizi konuşuyoruz ne kadar s.a.c bi muhabbet’ demişti sonrada Fatoş’u Samantha’ya benzetmişti,,,,,,,,, yani dizinden olay kopyalanmadıysa böyle göndermeler ya da mizahi ilhamlar bence gayet eğlenceli ama bunu beyaz yakaya övgü için yapması çoook itici. Hele şu hayvanlar konusunda söyledikleri, ‘güzel kediler ve güzel köpekler dışında’ ?????? O kedileri satın aldığı görüşüne katılıyorum ister istemez. Gerçekten ceren cerengil’den öğrenmesi gereken çok şey var. Daha hala senin videonu açmadan önce avrupa yakası izliyordum senin videodan sonra da muhtemelen yalan dünya açarım, Türk televizyonlarında sitcom ve komedi dizisi kültürünün şahıs bakımından kilometre taşlarındandır kendisi lakin Gülse Birsel olup hayatlarımıza bu kültürü katıp daha hala bu yılda her gece evimin içinde yarattığı dizinin müziğini duyurabildiği için bence bu kadar duygusal iltimas gösteriyorum ona içimde, sıradan vatandaş Gülse Şener olsa gıcık yazlıkçı ablalardan olurdu kesin hem de hayvan sevmeyeninden
Benim düşüncelerimin bir kısmını dile getirmiş siniz... Yazdığınız her kelimeye katılıyorum. Hala TH-cam 'da bölümler izlemeye gelince; o durumda da Sizinle aynıyım. Begenmedigim yönleri var ama diğer yandan da vazgeçemediğim bir isim.🙂
dizilerinde kendisinin de burnu ve yaşlılığıyla dalga geçiyor size katılmıyorum
yaşlılığı ile dalga geçiyor dediğiniz şey 28 ila 34 yaşları arasında "evde kalmak" şakaları yapması; burun konusunda da, e özellikle füsun demirel ve binnur kaya'yı o kadar gömüyor ki fiziki özellikleriyle (kiloları) ki kalan karakterler de zaman zaman nasibini alıyor, seksi fatoş ve vejetaryen yaprak dışında, kendine de bi ofansif atıyor burnundan sırf bu savunmayı yapabilmek için... ben gülse birsel hate club başkanı değilim hatta kadına hala daha gıptayla hayranım 🧿🧿 ama bu tarz pysical shamingleri hayal kırıklığı yaratıyor bende sırf burnunun ofansifini yapıyor diye kısa ve şişman insanları aşağıladığını ,onlara yaptığı şey aşağılamak çünkü, söylemeyelim mi yani
dediklerinin hepsine katılıyorum ama karakterini övmesine katılmıyorum bence tam tersi kendi karakterlerini aslı ve denizi genelde ezikler zorbalatır ve kucuk gosterirdi. en komik esprileri sahneleri de hep baska karakterlere yazardı kendisi hep bi daha sıradan kalırdı.
Güneş yanığı cool bi şey çünkü. Tatile gidebildiğini başka nasıl gösterecek, o zaman kitap da yazmıyor, insta da yok.
genz olarak starbucksa star denmesine ben de katlanamıyorum yalnız değilsin svjldvnşjnv
Uf gerçekten yaa
İnsanlar böyle bir şey mi diyooooo?
@@ada_jansetıy evett
Turnusol
aynen katılıyorum kddkdk
30 yaşında anne oldum, şu an 2 yaşında, o kadar çok seviyorum ki bazen kalbim patlayacak gibi hissediyorum. Ona gözüm gibi bakıyorum. Kendimce iyi bir anneyim. Amaaaa bazen annelik bana göre değil gibi hissediyorum. Fıldır fıldır gezen, sorumluluk sahibi olmayı sevmeyen, genelde iş ve happy hour arasında yaşayan biri olarak kendimi boğulmuş hissediyorum. Eşim çok modern ve ev konusunda destekçim. Fakat o da baba olmak için yanlış kişiymiş 😂😂 sonsuza kadar sevgili olabilirmişiz ya da ev arkadaşı tadında evlilik daha iyi olurmuş. Çocuk sahibi olmak hatamız oldu. Onu en iyi şekilde büyüyeceğiz çok seveceğiz ama çocuksuz hayat içimizde yara olarak kalacak 😢😢
Buram buram özentilik kokuyor, keşke çocuğunuz bu yorumunuzu okuya bilseydi
En zor zamanları ilk yaşları değil mi ama? anneler babalar hep iyi ki yaptık ama biz ne yaptık diyecek duruma geliyor:) büyüyecek hep size muhtaç kalmayacağı günler gelecek ve iyi ki olmuş diyeceksiniz gururla❤
@@Ilya_96 sana sadece şunu soyliycem "sana ne!"
@@damladamla-hk4lq halka açık yorum yazmış tabiki de fikrimi yazıcağım asıl sana ne be
@@Ilya_96 bu da benim fikrim o zaman, "sa-na neeee!!"
Sevgili Maria, ilk aylarda çocuğu sevememek, kendi doğdunda sevilmediği için o da sevemiyor. İyi ebeveyn olmak için, sadece maddi yeterlilik ve bilinçli ebeveyn olmak yetmiyor. İyi bir çocukluk geçirip, çocuğa verdiği maddi-manevi durumları kıskanmaması lazım. Yoksa, "Ben senin yaşındayken çobandım, inşaat işçisiydim vb." gibi şeyler söylüyorlar. Keşke herkesin Alice Miller'dan haberi olsa
Alice Millet da söylediklerinin savunduklarının tersini çocuğuna yaşattığı için mi bu örneği verdiniz? (Cidden merak ettim)
Çünkü o kitaplarında yazdığının aksini davranan bir anneymiş, nitekim oğlu da annesi öldükten sonra karşı bir kitap yazdı.
Gülse Hanım'ın yeme-içme mekanları, lüks marka saymaları ve dağ tatilinde kayak yapmamak gibi önerilerine bakınca bu kitaplar gerçekten satabilmiş mi zamanında ? Target demographic Seren Serengil gibi duruyor da çünkü.
Şimdiki gibi internetten kitaplarla ilgili bilgi alma seçeneğimiz olmadığı için neler neler okuduk bir bilseniz.Yazarin adını bir yerden duymuş olmak yeterdi bize.Karanlik bir dönem oldu 😂
Gürse birseli ipek ongun yazmis gibi sanki
büyürken kesin ipek ongun okumus diyebilir miyiz
2004´ü düşünürken kendimi çok yaşlı hissettim oysa ki just turned 27 yani ahahah
Avrupa yakası yayınlanmaya başladığında 2 haftalıkmışım🥺
@@EeeF158 damn girl you’re making me feel more old ahahha
@@haticeandrew you're young too, and it's great that you remember 2000's better than me🥺
gülse birsel turkish carrie bradshaw gibi benim gözümde bu videolardan sonra. carrieden tek farkı cidden yoğun çalışıyor olması olabilir. (carrie dizide izlediğimize göre yazdığı bir gıdım 450 kelimelik column dışında hiçbir sikim yapmadan geziyor yiyor içiyor ve manita yapıyor. living the motherfucking dream yani). ama o vibeı çok aldım, carrie'nin gözlem ve ifade biçimindeki mizah ve muziplik gülse'de de var.
living the motherfucker dream ahahahshajshjwj ama carrie'den farklı olarak gülse eminim ki yatırım yapmaya kafası basan bir insandır carrie 5 kazanıyorsa 15 harcıyordu
Zaten Aslı carrie ise, Cem de Big. Her zaman klas giyinen başarılı, yakışıklı, karizmatik plaza adamı.
37:37 soyadını genelde uzman doktorlar da değiştirmek istemiyor çünkü kadınlar evlenene kadar 2-3 yayın yapıyor, makale hazırlıyor ve hatta tez bile yaziyor ama sonra evlenince bi nevi tezi artık onun olmuyor.
O kadar haklısın ki kardeşim. Evlendim, boşandım, tekrar evlendim, akademik geçmişim çorba oldu. 3 kere kimlik-ehliyet-vize, e-imza, bankaya işyerine bildirme işleriyle uğraşmam da cabası😒
Meryem çoooook güzel bir seri oldu bu! Ellerine sağlık, heyecanla takip ediyorum ve geçmişe ışınlanıyorum sayende. Minik ama önemli olduğunu düşündüğüm bir gözlemim var; Gülse aşırı üst sınıf bir aileden gelmiyor, bence Türkiye çok fakirleştiği için şu an bu anlattıkların insanlara çok parayla ilişki gibi sound ediyor. Gülse portresini onun 'sınıfsal avantajı' üzerine kurmak/temellendirmek biraz başarılarını gölgeliyor gibi hissediyorum. Boğaziçi Ekonomi benim zamanımda bile ilk 1000'le alıyordu, o zamanlar girmek daha da zordur diye tahmin ediyorum. Plus, Columbia asla sadece paranla kabul edilebildiğin bir okul değil, gerçekten çok parlak ve çok birikimli bir öğrenci olman lazım. Türkiye'de ortaüst bir aile, Gülse'nin imkanlarına sahipti eskiden. Dolar 2 lirayken New York'ta veya İstanbul'da öğrenci olmak çok farklı değildi ekonomik açıdan. Şu an bu orta sınıf bir aile için imkansız.
Eskiden Boğaziçi paraliydi bir de onu düşünün 😂
çok çok yanlış bir yorum, i will not elaborate
“Çok parlak ve birikimli bir öğrenci” olmak da sınıfsal zaten. Ben mahallemden çıkıp da dünyayı görene kadar çok parlak ve birikimli zannediyordum kendimi. O kadar eksikmişim ki. Her şey zeka değil. Hangi ortamda büyüyüp neyle beslendiğimiz çok belirleyici.
Sokopop'un Nez serisi kesinlikle Uzanlarla da bağlantılı, eski Türkiye'nin son dönemini anlatan en kapsamlı videolarındandı ama maalesef o dönem piyasayı domine eden Erol Köse'nin bu vesileyle başka kadın starlara yaptığı zorbalık ve tacizleri ortaya serildiği icin telif bahanesiyle videolar kaldırtilmış, bildiğim kadarıyla su anda yayınlanamıyorlar
Keşke Avrupa Yakası o Sex and the City ruhunu hiç bırakmasaydı.
ya bu 2000s ünlülerinin kitapları acayip sarıyor gerçekten
Başka kimler var yazar mısın
@@panda-cp9ri Britney Spears ve Jennette Mccurdy
videonun başlığını görünce olumlu anlamıştım ama parantezin içini okuyunca oh be dedim sonunda dürüst bir eleştiri, gülse birseli ünlü olmadan önce keşfedip köşe yazılarını okuyan kendisini araştıran ve o newyorker lığına çok özenen biri olarak, şu son kitabıyla ilgili katıldığı programlarda bana da bir sevimsiz görünmeye başlamıştı, köşe yazılarında da newyork taki evinin çok küçük ve mütevazı olduğuunu anlatirken, central parka baktığını ve drew barymore la komşu olduğunu da öğrenmemizi sağladığını hatırlıyorum, gazetedeki yazılarını azaltmak istiyormuş bırakmak istiyormuş da gazete asla olmaz diyirmuş reklam aldırıyormuş gazeteye filan, bunları da yazıyordu, hep bir çalışmaktan şikayeti vardı, birde çalışıp karşılığını fazlasıyla alıyor yani
bu videoarı kesinlikle izleyeceğine eminim, ya hırsından hiç cevap vermeyecek yada kendini şirin ve mütevazı gösterecek espirili bir cevap verecektir,
sizi bu video ile tanıdım, isminizi duymuştum ama bakış açınızı çok begendim, sesiniz diksiyonunuz çok iyi
diğer videolarınızı da izleyeceğim, teşekkürler 🌸
Maria: Düğünlerine kim katılmış biliyor musunuz
Ben: Hmm eski yazarlardan biri falan mı
Maria: ATATÜRK
:o
140 kiloyken acil işe ihtiyacım olduğu çok kötü bir dönemde kabul görmediğim (işletmenin müdürü baştan aşağı süzerek senin çocuğun var hasta falan olur gelemezsin işe yada gitmek istersin bizim sürekli elemana ihtiyacımız var demişti ama işin aslı kilomdu hantal geldim ona) yere 49 kiloyken başvurduğum gün kabul edildim
Tabi o müdür işten ayrılmıştı yoksa gitmezdim
Söyleyeceklerim bu kadar..
Ben de 130 kiloyum şu an işimden ayrıldım yeni işe başlamak çok zor geliyor çok üzülüyorum kilo vermeden işe başvurmak istemiyorum sosyal hayatım mahvolmuş durumda önerin var mı? Ne yapabilirim?
@@ey9198 ne onersem yanlış olur çünkü konunun bilirkişisi değilim. Ben midemdeki yaralar kistler vs sebebi ile kötü hastalıklardan kurtulmak için 3 yıl önce ameliyat oldum midemin %50si alinacakken Dr umun önerisi ile %80ini aldırdım ve tüp mide ameliyatı oldum. Çok güzel zayiflamistim ama kötü çalışma şartları psikolojik sorunlar kullandığım ilaçlar ve aşırı mobbing sebebi ile Nisan'da işten ayrıldım ve kilo aldım biraz. Bende özgüven sorunları yaşıyorum ama yinede iş arıyorum çünkü ortaokula baslayan bı kızım var sadece eşimin calismasiyla ev gecindiremeyiz. Ve şuan isverenler bı 10 yıl öncesine göre daha bilinçli kiloyu eskisi kadar sorun etmiyorlar kendini sakın sartlama ve eve kapanma denemekten zarar gelmez ben son 1 haftada belki 20-30 yere başvurdum Rabbim yolunu açık etsin.
@@ey9198onersisi ne olur sice ne onerisi bekliyosunuz anlamadim az saglikli yiyip spor yapicaksiniz oneri bu bi hastalaginiz yoksa herkeste ise yarayan tek formul yogurdun icine pul biber karistir falan mi desin
@@benKbra merhaba deneyimizini paylaştığınız için teşekkürler. zayıflamadan sonra vücuttaki deri konusu nasıl oldu? ben de 130 kilodayım düşünüyorum ama...
Deri sarkmalarını ne yaptın ?
tam yemeğimi almış video bakıyordum ilaç gibi geldi
Aynenn sksmoslwlöd
Ben deee
aynı şekilde mskçjömfkjfasdö
ben ne zaman yemek yesem kendimi bu kanalda buluyorum mutlaka ilgimi çekmese bile bi video bulup açıyorum konuşsun yeter ki diye 😅
45:00 iki kardeşiz, bir de kedimiz var. Babam kedimizi "canım kızım benim" diye sarılarak seviyor. Kedimle beni oynarken gördüğünde anneme seslenerek "bizim kızlar oturuyormuş bu odada 😀 heheheh" diye sesleniyor. Annem kedimiz 200 gram verdi diye eliyle beslemeye çalışıyor hayvanı. Bazı insanlar anlamaz ve anlatmaya zaman harcamaya da değmez gerçekten.
ya nedense simsicak hissettirdi bu aglayacagim resmen cnskdkfn
Soyadı meselesinin çok daha önemli bir sosyal etkisi var. Bunu birlikte görev yaptığım kişilerin boşanma furyasında fark ettim. Kadınlar bircok resmi kurumla uğraşıyor ve boşandıkları şak diye ortalığa dökülüyor. Belki psikolojisi bu konuyu konusmaya, açıklamaya uygun degil ama buna hic saygı gösterilmiyor. Erkeklerinse boşandığını karısını tanıyanlar vasıtasıyla öğrendik. Çok tatsız bence
ayyyyynen öyle, öyle de bir etkisi var kesinlikle hiç bahsedilmeyen. evlendiğinde tüm resmi kurumlardaki soyadın değiştiği için evlendiğin hemen belli oluyor, boşandığında da aynı şekilde yine soyadı değişikliğinden ötürü bi anda herkes öğreniyor. evlendiğimizi, boşandığımızı niye biz söylemeden öğrenebiliyorlar ya sırf soyadı yüzünden ama iş erkeklere gelince onlar bunu dürüstçe söylemese veya e devletten falan açıp göstermese medeni durumunu bilemeyeceğiz resmen.
Kesinlikle çok doğru bir tespit.
Gülse Birsel benim kıçı delik şortlarımı ve 78344 yıl önce alınan rengi solmaktan bi hal olmuş tişörtlerimi pijama yaptığımı ve gün boyunca üstümden çıkarmadığımı öğrense ağlar galiba 😭
Yalnız değilsin
Adriana Lima'nın ayakları ile ilgili bir köşe yazısı var, onu okuyunca öyle bir soğudum ki Gülse Birsel'den anlatamam. Ya espri yapıyor gülelim diye filan gelmedi bana hiç. Yok benim boyum 175 olmasına rağmen ayaklarım küçücüktür 37 hatta 36.5'tir, öyle miniktir, öyle güzel ayak parmaklarım vardır ki sormayın, Adriana Lima'nın ayakları ise dünyanın en çirkin ayak yarışması olsa birinci seçilir. Ben spor da yapmıyorum, yapıyorsunuz ayaklarınız büyüyor ve çirkinleşiyor. Ben spor yapmamama rağmen yıllardır aynı kilodayım gibi kendi vücudunu övdüğü bir yazı. Ya dedim hadi Gülse Birsel yazdı da biri de okuyup Gülse Hanım bunu yayınlamayalım demedi mi ya da bir tek beni mi rahatsız etti bu yazı? Bir kadının ayakları bu kadar yerilir mi anlamadım, ayrıca o güzel surattan ayağına bakmaya sıra gelmez ki. Yalan Dünya'da Tülay'ın kalçalarına değirmen taşı denen ve Makbule'ye İffet'le Aslı'nın yüzün güzel olmadığı için biraz dekolte giy göğüslerini göster ancak öyle beğenilirsin benzeri bir şeyler söyledikleri sahneleri hatırlattı. Selâhattin karısına tapir suratlı kadın diyordu bir yerde tamam karaktere diyor da karakter yüzünü değiştirmiyor dizide kendi yüzüyle oynuyor, bu benzetmeler bana çok zorbaca geliyor.
Bence Gülse Birsel cidden eski dünya insanı, annelerimiz babalarımız yaşında ve ne kadar gençliğe takıntılı da olsa dünya görüşü olarak eski kafalı ve bu eski kafalılığı çoğu düşüncesinde hala hissediliyor. O yılların nostaljisiyle ne kadar tatlı dizi falan diye izliyoruz ama dediğim gibi bence dar görüşlü bir kadın
Benzer düşünüyorum, görüşlerini zar zor aşmış gibi duruyor. Tabi içindeki her düşünceyi bu kadar ortalıkta yaşaması (köşe yazıları, kitaplar) ve zamanla toplumun değerlerinin değişmesine rağmen bizim eski Gülse'yi konuşmamız da etkili ama... Yeni dişüncelere biraz yargılı ve tutucu yaklaşması, mizahın ardından da olsa göz kırpıyor.
50 yaşında olduğu için bu zamana göre eski kafalı o zamana göre iyi
Dizilerindeki bazı kısımlardan bunu sezerdim ama eski Gülsenin bu denli deneyime okula ve kültüre rağmen bu kadar yüzeysel olması beni çok şaşırttı. Hala aynı mı merak ediyorum
hiç kimse:
gülse birsel: bir gün yine new yorktayız..
2000ler nostaljisi çok iyi geldi. O zamanlardan senenin en çok satan kitapları üzerine bir video serisi de güzel olabilir.
Yorumsuz kalamayacağım bir konu geçti, şişmanlık zayıflık konusunda zorbalanan insanlar arasında şişmanlık sebebiyle zorbalanan insanların daha dezavantajlı olduğu konusu. Zorbalığın daha ağırı daha hafifi yok arkadaşlar. Kendimi bildim bileli zayıflığımdan dolayı zorbalandım, bakın her yerde zorbalandım, herkes ama herkes benim kilom hakkında her zaman yorum yapma haddini buldu kendisinde. Evet zayıflığımdan dolayı kıyafetlerin olmadığı da oldu, çok hem de. Kendimi bildim bileli kilo almaya çalışıyorum 27 yaşındayım durum hala aynı. Siz de ne yaşadınız ki zayıfsınız diye kıyafet mi bulamadınız date iniz mi kötü geçti gibi cümleleri söylemek ve desteklemek için empati yeteneğinden çok uzak olmanız gerek. O zaman insanların bize ufak gelen dertlerini de dünyanın bir ucunda insanlar ölüyor ya sizinki de dert mi diyip küçümseyelim yani. İkisi de zorbalık ikisi de yanlış. Kimse kimsenin kilosu hakkında yorum yapma haddini kendinde görmesin 🧘♀️
Bunu yazmak istiyordum, benzer şeyler yaşadım. Özellikle “rol çalmak” yakıştırması hiç hoş değildi ve çok garipsedim. Bunun yerine bu zorbalık kültürünü eleştirmek gerek.
Zayıflığın kilolu olmaktan daha ayrıcalıklı bir şey olduğunu biliyoruz
@@yoiiiiiyan ortada ayrıcalıklı olunan bir durum yok, kilo ile ilgili yapılan zorbalık konumuz. Vücudundan memnun olmadığı için kilo almaya çalışan insan ile kilo vermeye çalışan insan aynı hassasiyettedir ve hiç kimse kimsenin kilosuna sorulmadığı sürece yorum yapmamalıdır 💅
Yahu tamam illaki zorlanmışsındır ama bu sistematik bir şey mi? Bundan söz ediliyor. Zayıflık bir noktada pek çok sektör tarafından promote edilen de bir şey. Ben de hep “çiroz, çöp gibisin” laflarını duyarak büyüdüm ama ağlayıp kimseden rol çalmıyorum. Benim duyduğum lafları duymak isteyecek kaç şişman kız vardı o zamanlar kim bilir? Bense “şişko, obez” gibi laflarla zorbalanmayı hiç istemezdim. Anladın mı şimdi farkı?
@@acilaytan ya zayıf insanlar şişman insanlardan niye rol çalsın deli misiniz divane mi herkesin derdi kendine büyük kimse kimsenin derdini küçümsemesin diyorum. Çekip başka yere götürmenin bi alemi yok. Biliyorum sadece siyah ve beyazın olduğu bir ülkede yaşıyoruz ve sanıyorsunuz ki sadece bir doğru olmalı her şeyde. Öyle değil, bazen iki doğru da olur. Taraf tutmak hele ki bu konuda anlamsız. Anladın mı ana fikri?
arkadaşlar sticker piyasası çok pahalı ben beğendiğim stickerları pinterestten indiriyor world birleştirip matbaa veya fotokopicide sticker kağıdına çıkartıyorum. sadece kesmesi sıkıntı ama hayvan gibi kar elde edersiniz bulamadığınız stickerları kullanmak da avantajı
Resimleri çıktı alıp koli bandıyla yapıyordum direkt 😁(internette nasıl yapıldığı var çok kaliteli değil ama fena da olmuyor)
Ahmet Ertegün de baya ünlenmişti bizim çocukluğumuzda. Özellikle Norah Jones ilk çıktığında, 2000lerin başı. Meryem heralde 6-7 yaşlarındaysa o zamanlar, hatırlamaması normal. Ama baya ana akımda haberlere çıkıyordu o zamanlar, Grammy ödüllü Türk prodüktör diye.
O ilk kitap gazete yazılarının derlemesiydi sanırım Maria. Ondan zart diye bitiyordur, o yüzden sürekli tatillerini anlatiyordur 😅 bugün bunları yazsa zorba damgası yer ki son kitabı için yaptığı röportajlarda, hâlâ kendini 2000'lerde sandığı için, yoksulluk ya da kadınlık konularında zorbalamaya devam edebileceğini düşündü. Belki de bir tür güç zehirlenmesi.
Kedileri çok sevmeme rağmen acaba kedime iyi bakabilir miyim diye düşünüyorum hala ,kedi sahiplenmek kolay olsa da sorumluluğu büyük ona yeteri kadar sevgi, değer vermen gerekiyor.
Huzursokağı ve kaynana cinayetlerinden sonra en epic içeriklerden🛐✨️✨️
Katılıyorum yakın zaman nostaljisi :)
1:13:34 ben Meryem'i İstanbul'da Eminönündeyken gördüğümde aynı böyle bir tepki vermiştim ve dilim tutulmuştu ve Meryem fotoğraf çekilelim mi diye kendi sormustu çünkü heyecandan unutmuştum ve sırtına kuş SIÇMIŞTIII ve yine de çok tatlıydı, gerçek hayatta daha bebeksi duruyor ve çok uzun boylu çok havalı,,,,
su soyadi muhabbeti o kadar sacma ki. Ben evlenirken ne esim ne esimin ailesi kendi soyadimi da almak istedigim icin tek kelime etmediler (ki edemezler) ama etrafimdaki kadin arkadaslarim ciddi ciddi beni zorbaladi, hatta birinin benden bir hafta once nikahi olmustu, en cok da o zorbaladi cunku kendi soyadini kullanmayi akil bile edememisti, ben yapinca pisman olmustu. Kadinlar baska kadinlara zorbalik etmeyi biraktiginda erkekler de birakacak. Esinize sevgilinize baska bir kadinin dedikodusunu yaparsaniz o adamlar da bunu normallestirmeye basliyor. Mesela dul muhabbeti o kadar normallestirilmis ki, esim bosanan bi arkadasim icin bos bulunup ee simdi dul kaldi ne yapacak gibi bisey soyledi, oyle bir fircaladim ki simdi kadin haklari savunucusu gibi konusuyor. Hayat kadini oldugunu bildigimiz mahalle komsumuz icin birileri laf ettiginde(birlik olup mahalleden gondermek istiyorlar) "onun secimi kimseyi ilgilendirmez kimseye zarari yok kendi halinde" deyip susturuyor 😂Lutfen once kendinizi, sonra elinizin altindaki kocanizi veya oglunuzu egitmekle baslayin, bu zorbalik sistemi kendiliginden yokolmayacak birbirimize zorbalik ederek bir yere varamayacagimizi coktan anlamis olmamiz lazim
sen de kendi soyadını kullanmayanı zorbalamışsın.. Kadın kocasının soyadını kullanmak istemiş. Sen uydurup akıl edememiş pişman olmuş diyorsun.
@@hurufat evet pisman oldu cunku arkadasimla aramda gecen diyalogu benden iyi mi bilceksiniz
Ahmet Ertegün'ü hikayesini Karsu'nun harbiye konserinde dinlemiştim ilk kez. Şimdi birkaç sene öncesinde Jazz konseptli Karsu konserine ışınlandım resmen. Gerçekten çok havalı bir şey. Yurtdışında yaşıyorum arada satarım bu bilgileri. Teşekkürler Maria
Eşimin soyadını aldım.Kulağıma eşimin soyadı daha güzel geldi keşke iki soyadınıda alsaydım diyorum.O zaman bu kadar feminist değildim şimdi bunu yapmamız gerektiğini düşünüyorum.Kütüğüm gerçekten vıttırı vizik köyüne geçti. Hayatım boyunca hiç gitmediğim bir yerde kütüğümün olması çok sinir umarım değişir.
Kütük olayı cidden en kötüsü ya. soyadına bile bir şekilde alıştım ama kütük....
Eskiden İstanbul üsküdar dı kütüğüm 😢
@@betulgunes9442kütüğün ne anlamı var neyi değiştiriyor ciddi soruyorum
Soyadı aidiyeti kabul etmektir. Kadın olarak ya babamın ya kocamın olmam “gerekiyor” yani. Gerekmedikçe kullanmayın. :)
@@bunnybeetle1304Ne zaman gerekebilir ki?
Avrupa yakası dizisini yıllarca çok severek izledim halen izlemeye devam ediyorum. Seinfeld dizisini izledikten sonra bazı bölümlerdeki olayların çok benzediğini farkettim mesela ordaki Newman ve Kramer karakterleri sürekli farklı iş alanları deneyip en sonunda hep işi batırıyorlar hatta bir bölümde kurabiye ve okyanus kokulu parfüm icat ediyorlar ve ünlü bir marka onlardan bu fikri çalıyordu aynısını avrupa yakasında Sertac ve Sacit yapıyordu bunun gibi çok örnek var ama bence esinlenip bize göre uyarlaması güzel olmuş
Ne kadar bilgilisiniz hiç dikkat etmemiştim bende seinfeldi çok seviyorum
Meryem hayvanların çocuk sevgisi ile eş değer olduğunu kendi ailemden şu şekilde birkaç olayla anlatabilirim ben 25 yaşındayım hiçbir zaman ben uyurken rahatsız etmeyin uyusun demeyen babam kedimiz uyurken rahat bırakın oğlanı diyor geceleri aralarında uyuyor ha birde babam kedi sıcaktan rahatsız olur diye yattığı oturduğu için yattığı yere vantilatör koydurdu ben 25 senelik kızıyım beni çok sever göz bebeğiyim ama ben bu muameleyi görmedim 😂😂
Şahsen sırf toplum ailesi evlen dedi diye evlenen çocuk yapan arkadaşim var ona baktıkça toplum baskısını görüyorum 20 yaşinda evlendi aile evinden kurtulmak için hemen doğurdu şimdi çocuğu annesine kaynanasına bırakıp sürekli geziyor çocuk anne diye ağlıyor ananesinde yazık kadın da hasta oldugumda gelip bakar yaşlanınca bana diye birşey de diyemiyor kızi bide diyor ki ikiciyide yapıcam bakmadıktan sonra yap yapabildiğin kadar baba desen pasif zaten ona baktıkça böyle olmaktansa 26 yaşinda bekar ve hayallerim için 2. Üniversiteyi okuyor olmak daha iyi mutluyum şahsen toplum için yada annem babam diyor diye evlenip çocuk yapmak çok aptalcaa kendini bırak bir sabinin de hayatıni etkiliyorsun o çocuk seçmedi ananede babanede büyümeyi ilgilenmiyeceksen doğurmayacaksın ama annesi hala çocuk ki aklı bana göre çocuğun çocuğu olmuş nerden bakarsan bak kötü
Vuhuuuu tam da aklımdan geçiriyordum ne zaman gelir diye
Şişman ve zayıf insanların ayrımı konusunda o kadar haklısın ki...
Avrupa yakası izliyordum onu bıraktım buna geldim şimdi hahawjdkc
Herkes çocuk sevmek zorunda değil yahu. Aa sen kadinsin nasıl sevmezsin. Sevmiyorum arkadaşım, parkta kitabimi almış okurken senin şımarık cocugunun beni rahatsiz etmesi tatlı gelmiyor, yürürken çocuğun bana güldü el salladi diye sevmek zorunda değilim, otobuste dolmuşta yanimda oturdun diye senin çocuğunu eylemek zorunda değilim.
Sporda bir saatlik koşu bandında arkada ses olmadan çalışamıyorum eskiden izliyordum ama kanal tekrar karşıma çıktış, hem gülüyorum hemde nefesi başka yerlerimden almadan geçiyor spor teşekkürler maria
46:10 çocuklara katlanamamasının bir yansıması da avrupa yakasındaki aslı çocuk ağlaması duyunca sinir krizi geçiriyodu mdmdkdkdkd
1:28:17 buradaki kısım Avrupa Yakasında da geçiyordu. Aslı’yı istemeye gittikleri bölüm Cem’in babası Aslı’ya söylüyordu.
22:25 çok haklisin. Öte yandan markaların bu yeni tavrı etik hassasiyetten çok, pazarı büyütme güdüsüyle ilgili. Kapitalizm, bu politik manada doğru olan beden olumlamanın kadınları zayıflatıp mutsuz etmekten daha çok para ettiğini keşfetti. Olsun, bu yeni anlayış her türlü daha iyi. Demwk ki biz de kadınlar olarak tüketim konusunda daha bilinçli olmalıyız.
geeercekten cok guzel oldu bu seri, 5 saat de olsa sıkılmadan dinlerimm
Benim de iki soyadım var. Neden? Çünkü 30 yaşıma kadar bir soyadla gelmişim. Diplomalarım, sertifikalarım, iş çevrem, arkadaşlarım beni o soyadımla tanıyordu. Neden sıfırdan bir isim taşımak zorunda olayım? 2 soyad kullanmak gayet normal. Ama kamu kurumlarında filan hep karıştırıyorlar. Orijinal soyadım da isim gibi. Ne kadar uyarsam da isim hanesine yazıyorlar vs...
Murat birselin ailesi de elit, salah birselin yeğeni olur kendisi
oha en verim aldığım yorum bu oldu. en sevdiğim magazin, türk edebiyatına dayanan magazindir. teşekkürler ✍🏻
İlham alinan dizilerden benim de ekleyebilecegim bir dizi var: Seinfeld. Diger iki daha baskin bir sekilde belirgin ama, Seinfeld dizisindeki ''Kramer'' isimli karakter ile Burhan Alltintop arasinda bazi tavir ve hareketlerin benzerligi var. Diziye ilk girdigi zamanlaradki hali degil sonraki sezonlarda olmaya basladi.
El makenliği, Fatoşun merdiven teorisi bunlar en çabuk aklıma gelenler. Döndüre döndüre izlerken bölüm bölüm yazasasım geliyordu bazen.
@@bilgeacar_blog Biz, sadık ve dikkatli izleyicilerin farkindaligi🙂
1:24:51 Burada patladim akejfnwicnwif 19 denmesinin sebebi o varyantın ilk kez 2019da ortaya çıkması bizim keşfetmemizdi, bu anı videonun beni en cok eglendiren anı olarak işaretlemek istedim
Gag programını o kadar severdim ki orta 1. Sınıftaydım gece geç yayınlanıyordu bekler izlerdim. Avrupa yakasının ilk bölümünü de nasıl beklemiştim ertesi gün arkadaşımla kritiğini bile yapmıştık. İlk kitabını da büyük şehire gezmeye gidince hemen alıp okumuştum. Sen okurken hatırladım hepsini. Ben de büyüyünce onun gibi cool 😎 olmak isterdim ve çok özenirdim 😂 Hayallerim topuklularla gezmek, cool bir yerde çalışmak, kendim gibi cool arkadaşlarımla tatillere gitmekti…
Eğitim seviyesi ne olursa olsun yetiştirilme sırasında travmaları olan her kadın yetişkinliğe geçişte ciddi bocalamalar yaşayabiliyor ve üzeri kapatılan her konu onların manipüle edilmesi demek. Çocuk sahibi bir şekilde olunduktan sonra pişmanlığı dile getirmenin bile tabu olduğu ve damgalanma endişesinin olduğu toplumlarda fikirlerinden emin ve psikolojik açıdan sağlıklı kadınların bu kadınlara ses olmasına bayılıyorum. Sen bunları konuşmaya devam et biz senden razıyız. Kadınların bunu duymaya ihtiyacı var.
İletişim yayınlarının Annelikten Pişman Olmak diye bir kitabı var İsrailli sosyolog bir bilim insanı nitel doktora tezini kitaba çevirmiş. Okurken örneklemin bize de yakın olduğunu farkettim. Farkındalık ve giriş amacıyla incelenebilir. Teşekkürler 🎉
en sevdiğim serilerden biri oldu💖
Gossip Girl dizisini tekrar izlemeye başlamıştım. Dün izlediğim bölümde Lily’nin babası Ahmet’in plak şirketi gibi bi cümle kurmuştu ben de şaşırdım ama araştırmadım. Şimdi burada Ahmet ertegün’den bahsedince çok şaşırdım.
45:28 Bir mağazada çalışıyorum, her gün bir ton velet geliyor (çocuklara yönelik bir mağaza değil) ve çocuk sevmiyorum. Bunu da sürekli belirtiyorum. Çalışan arkadaşların içlerinde çocuğu olanlar da var benim gibi sevmeyenler de. Benim delirmelerime gülüp geçiyorlar. Çünkü kimseye bir şey yapmıyorum, sadece yaramazlık yapan veletleri düzgünce uyarıyorum. Kendi kendime sinirlenip duruyorum o kadar. Cani değilim sonuçta😅
Bülent Onaran, İffet Sütçüoğlu’na “siz Çerkez misiniz?” diye sorar.
Oxford’da Ertegün bursu var Meryem. İlk öğrendiğimde Türkiyelilere özel verilen burs diye sevinmiştim ama öyle değilmiş haha Akademiyi bilmeyenler için herkese açık genel burslara ve devletlerin verdikleri burslara ek farklı ülkelerden gelen öğrenciler için özel burslar olur (Japonya, Meksika, Okyanusya vs). Türkiye için böyle bir burs yoktur pek.
Yaa video çok güzel ama yeni bir filtre mi kullanıyorsun? Filtresiz görüntü daha iyiydi bence. Böyle video 2015 Instagram'dan kalmış sanki :,)
1:07:50 Avrupa yakası eşofman bağımlılığı bölümü😂
Makyajina ve siyah tshirtüne bayildim. Tam sonbahar moduna girmeye baslamisken üstelik
2 videoyu üst üste izledim gerçekten emeğinize sağlık aradığım kanal buymuş jdslkmş ayrıca Gülse Birsel çok başarılı ama aşırı bencil bir karakter bence bir ödül töreni kesitine denk gelmiştim. Bana hiç günümüzü yakalayamıyor hep 2000'ler başında kalmış hissi veriyor sanki günümüzü yakalayamadığı için de hep ''Nerede o eski bayramlar..'' havasında üst sınıflığını vurguluyor
2 tane Arap arkadaşım bir tane de sevgilim olmuştu bu suriyeli sığınmacılar filan yoktu o zamanlar. Hepsi mükemmel insanlardı. Burda kendini çok modern zanneden dağ ayılarından çok çok daha entelektüel ve zeki insanlardı. Yani anlıyorum çok kötü şeyler yaşandı. Bazı insanlar kendi kendilerinden nefret ettirdi fakat yine de önyargılı olmayın. Bir çoğumuzun çok modern zeki entelektüel bir ailede büyümedik ona rağmen kendimizi yetiştirmeyi becerdik. Onlarda da aynı şekilde kendini geliştiren ve aslında düpedüz yanlış olan toplum normlarını farkedebilen insanlar var. Ucube gibi davranmaya gerek yok kimseye. Sonuçta kimsenin etnik kökenini filan seçme gibi bir lüksü yok. Değiştirmeyeceği elinde olmayan sebeplerden dolayı insanlanları ötekileştirmek çok yanlış bir şey.
1:28:13 Avrupa Yakası'nın bir bölümünde de Mösyö Bülent İfot'a siz Çerkez misiniz, böyle bir fizik sadece Çerkez kadınlarında olur şeklinde iltifat ediyordu. Gülse Hanım'ı Çerkez temelli iltifatlar çok etkilemiş belli ki :)
Gülse Birsel sadece kitaplarda değil dizilerde de kendini çok tekrar etmiş. Kitaptaki ya da hayatındaki bir çok şeyi bütün dizilerde kullanmış izleyenler bilir. Aynı konuları sıkıştıkça cebinden çıkarıp neredeyse bire bir işlemiş.
Çok doğru.
Video beklemiyormuş gibi yaparak yeni videonun gelmesini sağlamaya çalışırken ben
Selam
O kadar ihtiyacım vardı ki bu videoya, yalnız yaşıyorum ve birkaç güne ailemin yanına döneceğim. İnanılmaz stresliyim bu yüzden Maria'yı bu rahat günlerimde izlemek çok daha özel
34:42 yakın zamanda evlendim ve o anayasayı belirtip kendi soyismimi kullanmak istediğimi söyledim ancak o yasanın yürürlüğe girmediği söylendi bu sebeple de eşimin soyismini aldım. Kendi soyismime bayıldığımdan değil ama banka uygulamasına giriyorum mesela, sanki başkasının hesabına giriş yapmaya çalışıyormuşum gibi ya da biri adımı soyadımı sorunca eski soyismimle söylemek geliyor içimden. Kimliğim değişmiş ve başka bi insanmışım gibi hissediyorum eşimin soyismiyle söylerken. Eşimi seviyorum soyismi de güzel ancak içimde bu değişikliği kabul edemiyorum nedense. Eğer yasa yürürlüğe girerse dava açmadan kendi soyismimi geri almak istiyorum çünkü erkeklerin hiçbir şey ile uğraşmayıp bizim her resmi kuruma beyan vermek ya da değişiklik yapmak zorunda kalmamız haksızlığa uğramış hissettiriyor
hiç adil değil insana bir parçasını kaybettirip unutmaya çalıştırıyorlar gibi
Yasa çıktı ama yürürlülüğe girmedi. Eğer olursa dava olmadan istediğimiz soyismi kullanabileceğiz. Şu anki süreçte kızlık soyadına devam etmek isterseniz eşinize ve il nüfus müdürlüğüne dava açıyorsunuz. Dava sürecinin iki çirkin yanı var: Dava süreci çekişmeli dava olarak işliyor halbuki eşinizle anlaşmalı olarak bu davayı açıyorsunuz. İkincisi de çekişmeli dav aolduğu için 3-5 dilekçe yazıp teslim etmeniz gerekiyor. Hukuktan anlayan/hukuk okuyan ya da hukuk mezunu bir arkadaşınız varsa süreç hep dile getirildiği gibi çook zor çok zahmetli bir süreç değil aslında 😅😊
@@ssule7558 kocam izin vermez mi demişim aptala bak başvuru sırasında zaten kendi soyismimi kullanmak istediğimi söyledim yanımda o da vardı :). Benim sinir olduğum şey soyismi değişikliğinin dayatılması. 26 yıldır kullandığım soyismimi almak için HARÇ ödeyip DAVA açmak zorunda kalmam.
@@esinece8505 olay zor ya da zahmetli olması değil bununla uğraşmak zorunda kalmak 😀
@@ssule7558 mevzu zaten sizin sırf kadın olduğunuz için otomatik olarak onu almanız kararınızın en başından yok sayılması. Dilekçeyle uğraşmak o harç parasını vermek zorunda kalmak “kocan izin verirse” lafı. Biz bu süreci haksız bulduğumuzu dile getiriyoruz
Maria okulda öğle arasında yapabileceğim en eğelenceli şey senin videolarını izleyip evde daha detaylı izlemeyi hayal etmek 😭🫶🏻
O zamanları özlüyorum her şey çok daha rahat ve doğaldı.
"bazen insanın ayrıcalıklarının farkında olup susmayı bilmesi gerekiyor." 👏👏👏
Meryem herkes İstanbul'da yaşamıyor aynı şeyi sen de yapıyorsun. Onun çevresi için New York'taki caddeler ve kafeler İstanbul kadar tanıdık. (Ki New York'un meşhur caddeleri onlar) Senin için (ve benim için) New York'taki kafe neyse Burdur'un ücra bir köyünde yaşayıp hayatında Mecidiyeköy'e adım atmamış biri için Trump Towers'taki spor salonu da o.
Hayvanlarla ilgili bölümde şok oldum ve gözümdeki bir gramlık sempatisi de yok oldu
İki videodur w.i.t.c.h anekdotları geçiyor.. aslında bununla ilgili bir video gelse negzel olmaz mı 🙈
zamanında ben de o dergilerden alırdım, ama bazı sayıları kaçırdığım için bütün hikaye nasıl sonlandı hep merak etmişimdir 🙃 hey gidi günler deyip ergenliğimize ışınlanmamız yok mu Meryemciim bu yaraya bi parmak bassan..? 🧚😌🙏
W.i.t.c.h.'in 32 ciltlik grafik romanı nihayet türkçe basılmaya başlandı. Ama daha ilk 6 cildi satışta, diğer kitapların çevirisinin hızlanmasını ben de çok isterim çünkü dolar kuru yüzünden kitap fiyatlarının hali ortada 🥺
Dolayısıyla Meryem o vakte dek tüm hikayeyi bize sunsa hem nakit hem de vakit (kalite) olarak daha kazançlı çıkabiliriz 😏
video kapağı şıkır şıkırrr bayildim
deniz gercekten surekli gidilebilir olunca heyecanını kaybediyo bi ankaralı olarak 1 haftalık tatillerde her gun denize gidip doyamayacağımı sanıyodum 1 ay falan orada durunca ay yeter her gun gidiyoruz zaten diyip denizden kacıyodum
gercekten de yapmadığım ıvır zıvır işleri seni dinlerken yapıyorum. Emeklerine sağlık daha çok video atman dileğiyle 😄😄
17:43 "Kadınların yaşlı gözükmesi en büyük kabus sanki" de patriyakaya göre kadınların değeri güzelliklerine göre ölçüldüğü ve güzelliğin ölçütü genel kategoride toplamak gerekirse gençlik olduğu için kadınların bilinçaltında böyle şeyler olmasının doğal olduğunu düşünüyorum. Üzücü bir gerçek.
Çok mutluyum şu an. Video bildirimi gelir gelmez direk açtımmm😊
kücükken avrupa yakası izleyenler malesef sınıfsaldır :((
Görüşlerimiz bazen uyuşmasa da aşırı sarıyor, seviyorum ciddennn ❤❤
34:00 34:15 Soyadı meselesi!! Son çıkan kararla artık kadınlar ek bir işleme gerek kalmadan istedikleri takdirde yalnızca kendi soyadlarını kullanabilecek🎉🎉
Ya bu harika bir haber 🤍
Covid-19'da 19 kaçıncı olduğu değil ilk vakanın tanımlandığı sene 2019 bu arada çok komik bir hesap gibi geldi bizimki 19.ysa demen ondan belirteyim dedim şimdi mansplaining gibi de olmasın mükemmel video sevgiler