The Importance of Fasting and Staying Hungry. Musahabe 4 Book. Mahmud Sami Ramazanoğlu.

แชร์
ฝัง
  • เผยแพร่เมื่อ 29 ม.ค. 2025

ความคิดเห็น • 6

  • @AbdullahCANCAN
    @AbdullahCANCAN  2 หลายเดือนก่อน +3

    TÜM SOHBETLER th-cam.com/play/PLsKrX3tYke0JsklOQUJ68GR1lNGBwGj_1.html
    Dualar ve Zikirler KİTABI th-cam.com/play/PLsKrX3tYke0K5uZsgWk6UvnuP4KRvmz88.html
    MUSÂHABE 1 KİTABI th-cam.com/play/PLsKrX3tYke0Lfo65AsXEzWDnw9yJrXkhV.html
    MUSÂHABE 2 KİTABI th-cam.com/play/PLsKrX3tYke0KRvDcohUJ-KP4vAzmSplY8.html
    MUSÂHABE 3 KİTABI th-cam.com/play/PLsKrX3tYke0KjKoWyhcHUPT9RV5EPLouP.html
    MUSÂHABE 4 KİTABI th-cam.com/play/PLsKrX3tYke0I1r4qcoSuY-ZxC77EiZ7PM.html
    MUSÂHABE 5 KİTABI th-cam.com/play/PLsKrX3tYke0Lvy37SSLJNV92Cywx-ehbu.html
    MUSÂHABE 6 KİTABI th-cam.com/play/PLsKrX3tYke0ImYbhzxn5K4s5sYtsXyo10.html
    HZ. YÛSUF KİTABI th-cam.com/play/PLsKrX3tYke0Iz1FfNnIBYrSTxvjx4TtYd.html
    BEDİR GAZVESİ KİTABI th-cam.com/play/PLsKrX3tYke0Juz2ZBlMPy1V19tvlV18TB.html
    HZ. EBÛBEKİR KİTABI th-cam.com/play/PLsKrX3tYke0L-AWhPD6yiYsNYFazfdywR.html
    HZ. ALİ'YYÜL-MURTEZÂ KİTABI th-cam.com/play/PLsKrX3tYke0JjRJSNu9qbJXMJHNt6Gs3N.html
    HÂLİD BİN VELİD KİTABI th-cam.com/play/PLsKrX3tYke0LUjTc_TBxUyz611lUHtR_X.html
    OSMAN ZİNNÜREYN KİTABI th-cam.com/play/PLsKrX3tYke0KcKzzC8CzS8G8Jm5j099kb.html
    HZ. ÖMER'UL-FÂRUK KİTABI th-cam.com/play/PLsKrX3tYke0JIKasFPoFSTCh1uKGERAQj.html
    ASHÂB-I KİRAM 1 KİTABI th-cam.com/play/PLsKrX3tYke0L-nOyI6Aid_ZrNL5K2ri41.html
    ASHÂB-I KİRAM 2 KİTABI th-cam.com/play/PLsKrX3tYke0K9V39oqDPS7HyGOrkYWgc5.html
    UHUD GAZVESİ KİTABI th-cam.com/play/PLsKrX3tYke0KA4PJ9_Sbtaa2uRorlYSCq.html

    • @AbdullahCANCAN
      @AbdullahCANCAN  2 หลายเดือนก่อน +1

      16- ORUÇ VE AÇLIĞIN FEZAİLİ (Musahabe 4 Kitabı) - Mahmud Sami Ramazanoğlu (K.s.) 1.Bölüm
      Âlimler demişlerdir ki: Oruç ve açlıkta on güzel haslet vardır:
      1- Açlıkta kalp safâsı, gönlün hakka inkıyadı, göz keskinliği vardır.
      Tokluk ise aptallık ve tembellik verir, basireti kör eder. Dimağda buharı fazlalaştırır, bu sebeple kalpte bir ağırlık olur. Söylenen fikirlere intikal ve intibak edemez, esrarı anlayamaz.
      2- Açlıkta rikkat-i kalp olur. Kalp safası da insanı münacatın lezzetini idrak etmeye hazırlar, zikrinin ve sâir ibadetlerinin tesirini görür.
      3- Kalpte zill ü inkisar olur, şımarıklık gider. Cenâb-ı Hak da hadis-i kudside: ''Ben, benim rızam için kalbi münkesir olanlarla beraberim,'' buyurmuştur. Lüzumsuz ferah ve tuğyanın başlangıcı olan, aynı zamanda büyük mahrumiyetlerin sebebi olan iftihar ve böbürlenme duygusu gider. Nefis açlıkla kırıldığı kadar hiç bir şeyle kırılmaz.
      4- insan açlıkta belâları unutmaz, zararlara ve afetlere duçar olanları unutmaz. Tok olan açları unutur, aç olanlar ise açlığın ve belaların elemlerini bilirler. Elemleri, fakirleri ve zayıfları unutmazlar.
      5- Açlık bütün masıyet arzularını kırar, devamlı kötülüğü emreden nefsin (nefs-i emmârenin) üzerine basar.
      6- Açlık, insana betâet ve hamakat veren fazla uykuyu def eder, çok yiyen ise çok içer, çok içen çok uyur, çok uyuyanın gafleti artar. Kimin gafleti artarsa hüsrana uğrar ve nedameti artar.
      Bu sebeple meşâyih-i kiram müritlere: ''Çok yemeyiniz, çok içmeyiniz, bu sebeple çok uyursunuz ve hüsrana uğrarsınız,'' diye buyurmuşlardır.
      7- Açlıkta ibadete devam kolaylaşır. Toklukta ise ibadet zorlaşır, ibadete devam ise daha güçleşir.
      8- Açlıkta bedenler ve uzuvlar sıhhatli olur, hastalıklar def olur. Çünkü umumiyetle hastalıkların sebebi çok yemek, çok içmek, çok uyumak, kan fazlalığıdır. Hastalık ibadetlere mani olur, kalbi huzursuz eder, ibadet şevkini kırar.
      9- Gayet sade bir hayat sürer, sıkıntısı olmaz. Az yemeği itiyat edinen az mala kanaat eder. Bu sebeple Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: iktisada riayet eden fakra duçar olmaz.'' yani maişetinde orta yolu tutan fakir olmaz buyurmuşlardır.
      10- Açlıkta sadakasını gönül huzuru ile verebilir yemeğinin fazlasını yetimlere, miskinlere dağıtır, kıyamette de sadakası altında gölgelenir. (Riyadü'n-Nasihin, 309, aynı malumat İsâbe'de vardır.)
      Muhammed bin el-Hâris radiyallahu anh der ki:
      Beş zümreye beş şeyi sordum, hepsi de ayni cevabı verdiler:
      1- Tabiplere devaların en şimalisini sual ettim. ''Açlıktır ve az yemektir,'' dediler.
      2- Hikmet ehillerine: ''Allah'a ibadete en fazla yardımcı olan nedir?'' diye sual ettim, ''Açlıktır ve az yemektir,'' dediler.
      3- Zahitlere, ''Zühde en fazla kuvvet kazandıran nedir?'' diye sual ettim. ''Açlıktır ve az yemektir,'' dediler.
      4- Alimlere, ''ilim hıfzında en fazla yardımcı şey nedir?'' diye sual ettim, ''Açlıktır ve az yemektir,'' dediler.
      5- Sultanlara, ''Her vakit dikkatli bulunmanın çaresi ve en güzel, en lezzetli taam nedir?'' diye sual ettim, ''Açlıktır ve az yemektir,'' dediler.
      Yahya bin Muaz radiyallahu anh der ki: ''Eğer açlık çarsıda satılır bir şey olsa idi ahiret talibine gereken şey, çarşıdan açlıktan başka bir şey satın almamak olurdu.''
      Büyükler; ''Açlık ilim ve fesahat yağdıran bir bulut tokluk da cehalet ve kabahat yağdıran bir buluttur,'' dediler.
      Hikmet nuru açlıkla elde edilir. Tokluk insan Allah'tan uzaklaştırır. Miskinleri, fakirleri sevmek ve onlara yardım etmek insanı Allah'a yaklaştır. Tok bulunmayınız, yoksa kalbinizdeki marifet nuru söner. (Riyadü'n-Nasihin, 210)
      İbn-i Ömer radiyallahu anh'den rivayet olunduğuna göre Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor:
      ''Muhakkak ki mümin bir bağırsakla yer, kâfir veya münafık da 'hangisini dedi bilemiyorum' yedi bağırsakla yer.'' (Buhari, Kitabü'l-Et'ıme)
      Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet olunduğuna göre: Bir adam her vakit çok yerdi. Müslüman oldu, az yemeğe başladı. Bu hal Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem-'e arz olununca Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
      ''Muhakkak ki mümin bir bağırsağı doluncaya kadar yer, kâfir ise yedi bağırsağı doluncaya kadar yer.'' buyurdular. (Buhari, Kitabü'l-Et'ıme)
      Âişe radıyallahu anha'dan rivayet olunduğuna göre şöyle demiştir:
      ''Muhammed'in ailesi Medine'ye geldiklerinden beri üç gün (gecesi de dahil) üst üste buğday ekmeğiyle doymamışlardır...
      Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bu haliyle vefat ettiler.'' (Buhari, Kitabü'l-Et'ıme)
      Ebu Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet olunduğuna göre şöyle anlatılır.
      ''Âl-i Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem vefatlarına kadar herhangi bir yemekle üç gün üst üste doymamışlardı.''
      Ebû Hâz'm, Ebû Hüreyre'nin şöyle anlattığını rivayet eder:
      ''Bir gün son derece acıkmıştım. Yolda Ömer ibn-i Hattab radiyallahu anh-'e kavuştum. Âl-i İmran Suresinden bir âyet-i celile okuyarak istifade emekliğimi ricâ ettim, maksadım karnımı doyurmaktı. Fakat Hazret-i Ömer anlamadı. Yanından ayrıldım, uzak gitmeden şiddetli açlıktan yüz üstü yere düştüm. Bu baygınlık sırasında Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem baş ucuma geldi. Bana:
      - Ya Ebâ Hüreyre! diye seslendi. Ben de:
      - Buyur ya Rasûlullah! Lebbeyk ve sa'deyk, dedim.
      Elimi tuttu, beni yerden kaldırdı. Hâlimi anladı, beni evine götürdü. Hemen büyük bir bardak süt içmemi emir buyurdu içtim. ''Tekrar iç ya Ebâ Hüreyre!'' buyurdu. Bir bardak daha içtim. Sonra bir daha süt emretti. ben de tekrar içtim. Artık karnımın vazıyeti düzeldi, rahatlaştım, burak gibi dümdüz oldum.

      Bir müddet sonra Ömer radiyallahu anh'e kavuştum. Başımdan geçen vakayı anlatarak:
      - Ya Ömer! Cenâb-ı Allah benim karnımı doyurmağa senden daha layık Resul-i Ekrem'i memur etti. Vallahi ben senden bir ayet okumanı rica etmiştim, halbuki ben o ayeti senden daha düzgün okurdum, dedim. Bunun üzerine Ömer radiyallahu anh:
      - Vallahi ya Ebâ Hüreyre! seni evime koyup doyurmak benim için kızıl develer misali kıymetli dünyalığa malik olmaktan daha sevimlidir, dedi.
      Hazret-i Ömer radiyallahu anh onu doyuracak taamın hanesinde bulunmadığına işaret etmişti, Hakikaten Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin Ebû Hüreyre radiyallahu anh'e bu iltifatları, Hazret-i Ömer'in takdir buyurdukları gibi, dünya ve mâfihâ'dan hayırlıdır.' (Buhari, Kitabü'l-Et'ıme)
      Oruçtaki fezâil:
      Kalbe safa verir. Açlıkta hafıza kuvvetli olur. Kalbe rikkat verir, kalpte zill ü inkisar husule gelir. Oruç şehveti kesreder. Açlık uyanıklık verir, ibadete devama vesile olur. Oruç bedene sıhhat verir. Kalbe huzur ve şevk verir ve bedene hafiflik ve ferahlık verir.
      Hadis-i Şerif'te:
      Her şeyin bir. zekâtı vardır. Cesedin zekâtı da oruçtur. Oruç sabrın yarısıdır.''
      Lokman aleyhisselâm oğluna nasihat etti.
      ''Mide dolarsa tefekkür uykuya varır, azalar da ibadetten kalır.''

    • @AbdullahCANCAN
      @AbdullahCANCAN  2 หลายเดือนก่อน +1

      16- ORUÇ VE AÇLIĞIN FEZAİLİ (Musahabe 4 Kitabı) - Mahmud Sami Ramazanoğlu (K.s.) 2.Bölüm
      Helâl lokma ile beslenen kalp ve cesetten salih ameller sudur eder. Haram lokma da kani bulandırdığı gibi azâları da ifsat eder.

      ''Haram lokmadan neşvü nema bulan insanın vücuduna cehennem ateşi evlâdır.''
      ''Helâl olan şeyler sarâhat-ı Kur'aniyye ile aşikâr bellidir, haram dahi aşikârdır. Fakat ikisinin arasında bir takım şüpheli şeyler vardır ki çok kimseler onu bilmezler.
      Her kim ki şüpheli şeylerden sakınıyorsa dinini ve ırzını kurtarmış olur. Ve her kim ki şüpheli şeylere dalarsa mutlaka haram vaki' olur. Onun hâli şu çobana benzer ki beylik korunun yanında koyunlarını otlatır, çok sürmez koyunları ekine, koruya girer. Cenâb-ı Allah'ın da yeryüzünde korusu haram ettiği şeylerdir.
      Harama yakın şüpheli şeylerden sakınmayan -tıpkı çobanın sakınmayıp da ekin yanında koyunlarını otlattığında koyunlar ekini yiyerek haram vaki olduğu gibi haramdan sakınmayana da öylece haram isabet etmiş olur. insanın cesedinde bir et parçası vardır. O Salih olursa ceset de Salih olur, o fasit olursa ceset de fasit olur. O et parçası kalb'dir.''
      İnsanın bedeninde günah işlemeğe sebep olan başlıca cismani hastalıklar: Haram lokma ile bulanan kalp günah-ı kebâir ve sagâirle kararan kalptir. Ruhani hastalıklar: Riya, gadab, şehvet, hubb-i mal ve hubb-i riyâset, kin, ucubdur.
      Kalbin büründüğü fazla yağ, et ve kan da kalbin nurâniyyetine perde olacağından ibadete tembellik ve gaflet de verir. Hadis-i şerifte:
      ''Midenin üçte biri taam, üçte biri su ve üçte biri boş kalmalıdır,'' buyurulmuştur.
      Hz. Ali radiyallahu anh Ebu Bekir radıyallahu anh'a sual ediyor: Amel ve mücâhedede daima bize takaddüm ettiğine sebep hangi amelindir? diye sorunca beş şeyde diyor:
      1- insanları iki kısım gördüm. Bir kısmı dünyayı ister, bir kısmı ukbâyi; Ben Mevla'yı istedim.
      2- İslam'a girdiğim günden beri doyasıya yemek yemedim Marifetullah (Allah' bilmek ve düşünmek) zevki ve lezzeti bana dünya taamından daha lezzetli geldi.
      3- İslam'a girdiğim günden beri kanasıya su ve şerbetlerden içmedim. Muhabbetullah zevki bana dünya şerbetlerinden daha lezzetli geldi.
      4- İslam'a dahil olduğumdan beri karşılaştığım iki amelden yani düya ve ahiret amellerinden, evvela ahiret amelini tercih ettim.
      5- Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e mülazemet ettim. Ondan bir saat bile ayrılmamaya gayret eyledim. Hicreti seniyyede ''SEVR'' mağarasında beraber bulundum. Elhamdülillah!
      ''Haram lokmadan neşv u nema bulan insan vücuduna cehennem ateşi evladır.'' (Menavi.)
      Haram lokma kalbi ve kani bulandırdığı gibi azaları da ifsat eder. Fena amel işletir. Helal lokma ile beslenen kalp ve cesetten salih ameller sudur eder. Nitekim temiz ve münbit topraktan bereketli mahsul ve çorak ve fena topraktan iyi mahsul olamadığı gibi. Haram lokmadan da fena amel işlenir.
      ''Toprağı verimli güzel memleketin nebatı, Rabbinin izniyle bol çıkar. Fena olandan ise faydası pek az bir şeyden başkası çıkmaz. İşte şükredecek bir kavim için ayetleri böyle çeşitli olarak açıklarız.'' (Kuran/Araf Suresi 58.)
      Toprağı verimli olan güzel memleket mü'minin misâlidir ki o, hak sözü işitince kalbi onu kabul ederek faydalanır, fena topraklı yer de münafığın benzeridir ki, o hak sözü işittiği halde kalbi onu kabul etmez ve Binâenaleyh onunla faydalanmaz.
      Maraz-ı kalbin bir misali:
      Safra hastalığına müptela olan kimse taamın lezzetini tatmaktan mahrum olduğu gibi maraz-ı kalbisi olan kimse de iman-ı hakiki zevkini idrakten mahrum olacağından zevk-ı ruhaniye nail olması maraz-ı kalbisinin zâit olmasına mütevakkıftır. Bu sebeple tezkiye-i nefs zararı olup nefis müzekkâ, olmadıkça o kimsenin imanında yakin husulü de pek güç olur.
      Nefs-i mutmeinne olmadıkça mü'minin hakiki imanı sûri olmuş olur, Bu kalb-i merid'in idrakine akl-ı meâşi yani âhiret aklı olmak lâzımdır. Akl-ı meâşi ise dünyevi umurunu müdriktir. Onun endişesi dünyadır.
      Maraz-ı kalbisinin afetini, tehlikesini idrak edip de ehemmiyet vermemekten onun Islahından gafil olup bu sebeple evâmir-i ilâhiyyeye imtisalden, ibadet ve taatten mahrum kalmış olur.
      Kalbin hastalıkları hakkında âyet-i celileler;
      ''Kalplerinde bir maraz vardır onların. Allah da marazlarını artırdı. Yalan söylemekte oldukları için de onlara acıklı bir azap vardır.'' (Kuran/ Bakara Suresi/10)
      ''Hayır hakikat öyle değil, bilakis, onların irtikâp edegeldikleri masiyetler kalplerini yenmiş paslandırmıştır.'' (Kuran/Mutaffifin Sûresi/14.)
      ''Sonra, bunun arkasından yine kalpleri katılaştı. Şimdi o, taş gibi, yahut daha da kat. Çünkü taşın öylesi vardır ki ondan ırmaklar kaynar, öylesi vardır ki yarılıp ondan su fışkırır, öylesi de vardır ki Allah korkusuyla yukarıdan aşağı düşer. Allah ne yaparsanız hiç birinden gâfil değildir.'' (Kuran/Bakara Sûresi/74)
      Ehl-i hakikat, kalp beş kısımdır, demiştir: Ölü kalp, hasta kalp, gafil kalp, uyanık kalp, diri kalp.
      Hikmet ehli, gönlün ağarması, nurlanması beş şey ile olur demiştir: Namaz kılmak; oruç tutmak, aç kalmak; Kur'an okumak, zikretmek; salâh ehliyle oturmak; seherde istiğfar, tazarru, niyaz ve ağlamaktır. Kalbin halâsı ahlâk-ı haseneye delâlet eder.
      Âkil olan seher vakitlerinde farzı fevtetmeden istiğfâr eder, zikrullah yapar.
      Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
      Üç ses vardır ki Allah Teâlâ sever:
      1- Horoz sesi: Gece horozun ötmesinde dualar müstecâb olur.
      2- Kur'an okuyan müminin sesi.
      3- Seherlerde istiğfar edenlerin sesleri. Zira seher vaktinde kalp dünya meşguliyetinden fariğ olup âlem-i kudse huzurla teveccüh eder.
      Bir şair ne güzel söylemiştir:
      Ni'metim ve hayrımla müstağrak olmuşsun
      Sen sağır mısın, işitmiyor musun?
      ''Gecenin ziyade karanlığında güvercinler ötüşüyorlardı. Gece yarısında ben de uykuda idim.
      Nefsime dedim ki: Ey Nefis! Allah'a karsı aşkını ve muhabbetini iddiâ ediyorsun! Ve rızasını talep ediyorsun! Yalancısın! Beytullah hakkı için yalancısın! Eğer sen Allah'ı sevse idin ağlamakta seni güvercinler geçmeyeceklerdi. itikat ederim ki ben akılsız ve şaşkın bir kimseyim. Bir serseri mecnunum. Hayvanat ağlıyorken ben Rabbim için ağlamıyorum, vah bana! Yazık bana!
      İmam Gazali'den:
      Ey Oğul! Ben İncil'de gördüm. İsa aleyhisselâm buyurdu ki: ''Meyyiti tabutun üstüne (içine) koyup kabrin kenarına koyuncaya kadar Cenâb-ı Hak azamet-i ilâhiyyesiyle meyyite kırk sual sorar. Evvelki sual şudur: Cenâb-ı Hak buyurur:
      - Senelerce halkın gördüğü azalarını tathir ettin. Sen benim nazargâhım olan kalbini bir saat temiz etmedin. Halbuki ben her gün kalbine nazar ederim.
      Cenâb-ı Hak yine buyurur:
      - ''Ey kulum! Benden gayriye ne işlersin? Amelin benim için olsun. Zira Benim nimetime gark olmuşsun. Senin için Benden gayri bir kimseden nimet yoktur. Sen benim nimetim ve hayrımla müstağrak olmuşsun. Sen sağır mısın, işitmiyor musun?''
      Bilmiyor musun ki senin üzerinde bu kadar nimetlerim vardır. Neye mucibiyle amel etmiyorsun da hilâfına amel ediyorsun?
      Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuşlardır.
      ''Dün yâda ne kadar kalacak isen dünyan için o kadar amel et. Ahirette ne kadar kalacak isen ahiretin için o kadar amel et. Allah'a ne kadar ihtiyacın varsa O'nun için o kadar amel et. Ateşe ne kadar tahammül edebileceksen o kadar günah işle.''
      Ey Oğul! Gece teheccüde kalk! Seherlerde istiğfar et! Bu, Allah'ın kullarına emridir. Bu emir ihtiyari değil vücûbidir.

  • @fatmayasad6444
    @fatmayasad6444 2 หลายเดือนก่อน +2

    ALLAH RAZI OLSUN

  • @Sevimykrgns-vq1fo
    @Sevimykrgns-vq1fo 2 หลายเดือนก่อน +4

    ALLAH'IM RAZİ OLSUN HİZMETLERİNİZ KABÜL OLSUN

  • @ugurgurer9526
    @ugurgurer9526 2 หลายเดือนก่อน +3

    MaşaAllah barekAllah cok tesirli