Maraton, 95 de İstanbul da dayımın iETT'ye bağlı 3 tane özel halk otobüsü Maratondu çok memnunduk.. Ortaokula giderken, şoförlüğü maraton da öğrendim.. Lise bitti Maraton sayesinde ağır vasıta aldım, şimdi devam ediyorum dayımın izinde.. Maraton candır, can!:)
Aylardır bir Prenses videosu neden yok diye kendi kendimi yerken, birden bire çıka gelen bu Maraton videosu içime bir nebze olsun su serpti😊Teşekkürler💪 Prenses ile devam videosu bekliyorum merakla👋
Çıktığı yıllarda Hatay'dan İstanbul'a gelirken (Hatay Jet galiba) binmiştik. Daha çocuktum ama Adana-Ankara arasında Konya düzlüğünü, diğer araçları sollaya sollaya müthiş bir hızda gittiğini hatırlıyorum. Toros dağlarını ağır ağır geçtikten sonra düz yola gelince şoför sıkılıp gazı köklemişti herhalde. Ne motor sesi ne asfalt sesi, eski Amerikan arabaları gibi yaylana yaylana gidiyordu. Otobüslerden çok anlamam, neden tutulmadığını da bilmiyorum ama o yıllardaki tüm diğer otobüslerin yanında uçak gibiydi.
Fren sistemi zayıftı, çok fazla sallanirdi, düzde gider rampada katır gibi bağırır gidemezdi. Yedek parça ve servis ağı Mercedes gibi geniş değildi, şoför seçerdi, dönemin önde gelen firmalarının siyaseti nedeniyle uzun süre rekabet edemedi. Prenses zirveye oynadı hatta Mercedes'in aklını alıp sınırlarını zorlayıp 403'ü üretmesine vesile oldu. 403 te tıpkı 302 gibi o döneme damga vurdu. Şimdi de Travego o tahtı aldı. Yani işin özeti bu ülkede ki firma ve kaptanlarin yıldız sevdası olduğu sürece Mercedes daha çok ekmek yer. Ama Mercedes'in hakkı yenmez.
Balıkesir'in tek şeritli yolunda Hızlandıkdan sonra gazdan ayagını çekince sıfır ses ve torkla giderken saga sola salımını çok keyifliydi.koltuk konforu çok iyiydi.
O302 sonrasın da arada 0302S atlamışsınız. 1984-1987 arasında üretilmiş olduğunu hatırlıyorum. Ayrıca o dönem yollarda olan SüperMAN’ları ve Avrupa 302 ve 303’leri de unutmayalım.
Bende size teşekkür ederim, desteğiniz olmasa bu tip işlerin olması çok zor, insanın sevdiği şeyleri paylaşması ve bu paylaşılanlarin başkaları tarafından da sevilmesi gerçekten çok önemli bu durum beni ultra motive ediyor. Eksik olmayın varolun. Saygılar.
Ah Ah o palmiye desenli modeli yok mu beni benden alıp gidiyor du çocukluğumun hayali otobüs aşkımın başladığı an gözlerimi kapattıgımda o günlere dönüyorum her defasında
302 turkiyede uretileceginde muhendisler turkiyenin her bolgesinde araci denedi ve turkiyeye gore modifikasyonlar yapildi. Avrupadaki hidrolik amortisor yerine makasli amortisor, az gunesli almanyadaki tavana uzanan pencereler yerine uzun suren seyahatlerde gunesi engellemek icin duz cam takilmasi gibi degisikliklier vardi. Virajli yollar icin cabuk hiz alabilsin diye de daha buyuk bir turbo kullanildi. 302nin tutmasini saglayan buydu. Ancak 1980lerde karayolu agi genisledi ve daha duzgun hale geldi. Rahmetli ozalin dis sermaye ithalatini acmasiyla da cesitli ve yeni teknolojiler gelebildi. Japonyada uzun yol seyahatleri trenle yapilir. Otobus gezi amaclidir. Turkiyede yollar iyilesip de seyahatler kisalinca insanlar etrafi seyretmek istedi. Ustelik artik seyahat bayramlarda memlekete yapilan mecburi seyahatler degil tatil amacli keyfi seyahatlerdi. Marayonun cam dizayni bu yuzden sevikdi. Cok daglik japonya yollarina ve ana pazarlari olan filipinler gibi asyatik pazara gore yapilmisti maraton. O donemki turbo teknolojisi bu cografya tipine uygun olmadigindan maratonda bildigimiz anlamda bir turbo yoktur. Yokuslarda zayif kalmasinin nedeni de buydu. Ancak doneminde 2bin bar mazot basinciyla calisan enjektorleri duz yolda kolay hizlanmasini sagliyordu. 302 de bu rakam 35 bardir. Ayrica kisa mesafeli avrupa yerine uzak mesafelerin oldugu asya pazarinda hiz onemliydi. Bugun hala antalya taraflarinda rafting servisi gibi daglik bolgelerde gitmeyi gerektiren yerlerde hala maratonlar kullanilir. Ayrica 302 donemindeki dar yollara gore yapildigi icin dardi. Maraton hem daha genisti hem de gazli amortisorleri makasli mercedesten daha yumusakti. Aslinda koltuklari mercedesten sertti ama amortisorler farki kapatirdi. Tabi gazli amortisor bizim cukurlu yollarda fazlasiyla sallanirdi. Maratonun frenleri sinifina gore zayifti. Retarderi de tek kademeliydi. Bu yuzden maraton soforleri fren veya retarder kullanmaktan cok vitesle 7 5 3 yaparlardi. Mercedesin bu harekette disli kiracagini ama maraton sanzimanina birsey olmayacagi soylenirdi. Maalesef maraton da degisen zamana uyamadi. Sabanci da mercedes kadar argeye butce ayirmadi. Prenses bu yuzden maratondan cok daha iyi, yeni ihtiyaclari gorebilen bir marka olamadi. 2000lerin sonunda mitsubishi ile ortaklik da bitince teknolojik destek de kesildi. Bugun adi sadece maraton. Mitsubishiyle bagi yok. Zaten dizayn benzerligi disinda pek ortak noktasi da yok.
Magirus Apolloya rakip olarak üretildiğinde evet bu şekilde olmuştur. Hatta orjinal 302 ler eğik yan camlıdır. Türkiye çok güneş aldığında düz cam üretilmiş. Mercedes büyük sermaye ile çok ileri seviyededir Temsaya göre. Bilgilendirme için teşekkür ederim üstad, çok ince detaylar ile muazzam katkılar sunuyorsunuz. Eksik olmayın. Saygılar.
@ devrim tuncer merhaba. Öncelikle verdiğiniz bilgilerden dolayı teşekkür ederim. Üstteki mesajınızda O302 mercedes modeli için "... daha büyük bir turbo kullanıldı demişsiniz. Bildiğim kadarıyla o302 modelleri 6 silindirli OM360 kodlu atmosferik bir motora sahipti. Bu konuyu biraz daha açabilir misiniz rica etsem. Teşekkürler. Selamlar
O dönemlerde Eskişehir Erzurum arasında çok seyahat ettim.Ama 302 ve 303 koltuk rahatlığı maratonlarda yoktu.Kıç ve bel ağrısı ile mola yeri kovalardık ama mersedese devrim yapmaya zorladığı bir geçek.emeğine sağlık kardeşim 🧡🧡
90 senesinde İstanbul 'dan Marmaris'e seyahat ettiğimde bu otobüsün konforuna,geniş ferah mekanına ve koltuklarının adeta yatağa dönüşmesine hayran kalmıştım. Çok rahat seyahatti. 9:02
bu otobüslere çok binmiştim bu araçlarda mazot pompa kilidi vardı onu kaldırınca 180km hızlara çıkabiliyordu motor sesi efsaneydi 303ü gömen tek araçtı prensesler de tercih edildi ama 304 hatta 403 çıkınca piyasadan silindi tamamen safirle seri yenilensede 403 kadar rağbet görmedi 403-302den sonra açık ara en iyisidir bu maratonlar gerçekten yokuş çıkarken zorlanıyordu ama düzde otomobille bile peşinden zor gidilir mersedesle 2seferi atana kadar maraton 3seferin yarısına gelmiş olurdu
Bilgilendirme için teşekkür ederim 🙏 video girisinde kullandigim ifadeler Mercedes’in resmî kayıtlarından alınan metindir. Maraton 303 un tekrar tasarlanmasana neden olmuş bir otobüstür.
****bu maratonlar gerçekten yokuş çıkarken zorlanıyordu**** :) Kardeş , Safir ve Safari modellerini bilmem ama Maraton ve Prenses modellerinde amerikan cummis 8 silindir motor vardı ve o zamanki ve hala daha mercedesler 4 silindir . Kısa bir ara Mercedes te V6 , V8 üretti ama dediğim gibi sadece kısa bir ara ve kayda değer değil . Mercedes otobüsler 4 silindirdir . Yani 4 silindir Mecedesin yokuşta zorlandığını farketmiyorsun ama 8 silindir cummise zorlanıyor , diyorsun . Teknik olarak yanlış bilgi .
@@alimali2120 adama yanlış bilgi verdin demişşin sen de sıçmışın.Her v8 duyunca güçlü olduğu anlamına gelmez Aracı yürüten motor olduğu kadar da şanzımandır .Bu maraton prenseslerde 5. vites oranı 1:1, 6. vites oranı 1:0.8, 7. vites oranı 1:0.6'dır yani motor 7. viteste 1000 rpm ile dönerken şanzıman 1660 devirle döner.Bu da düz yolda hız avantajı fakat rampada tork eğrisinin düşük olması demek .Üstelik bu motorun maks üreteceği güç 300 bg ama sen kafayı silindirle bozduğun için anlamayabilirsin...
@@kaan898 50Kg'lık biriyle 100Kg'lık birinin taşıyabileceği ağırlık aynı mı ? 4 silindir bir motorla 8 silindir bir motorun torku aynı mı ? Eğer dediğin gibi aracı yürüten şanzımansa , Maraton da zorlandığı yokuşta vites küçültür,zorlanmaz . Senin yazdıkların malumatfuruşluk ve mantar bilgi . Kimin ne kadar sıçtığını öğrenmeniz için müracaat etmeniz gereken adres ; ***Bakırköy Psychiatric Hospital (T.C. Sağlık Bakanlığı İstanbul Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi)***
İlk çıktığında uçak konforu sağlayan yola gidişi ile koltuklarıyla üst lambalarıyla herşeyiyle tam bir uçak görünümündeydi yapıldığına göre efsanedir bence
Bizde 2 adet safir vardı 2000 model ilk çıktığında babam sıraya girip almıştı o zamanki parayla her birine 380 bin mark ödemişti ama uzun yola gelmediler maalesef biri 2 yılın sonunda diğeri 3. yılında motor indirdiler o zamanki söylentiler şöyleydi Hacı amca bu arabaları aldın başına bela ettin bu araçlar 6 silindir uzun yola gelmez rampada çekmiyordu harbiden :) Mercedes 403 alacaktın 8 silindir filan derlerdi hep rahmetliye. Safirler 6 silindir olmasına rağmen Mercedes 8 silindir ile hemen hemen aynı yakıtı yakıyordu ve yedek parça olarak Mercedes in yan sanayi parçası bolca vardı safir in ise parçası sadece serviste bulunuyordu ve servise götürüyorduk yürütme ve bakım maliyetide 403 e göre oldukça fazlaydı. Velhasıl kısa mesafe araçları uzun yolda patlıyorlar
Çok uzun seneler mavinlik yaptım bu otobüsteçok güzel bir aractı yolda gemi gibi sallanması düz yolda cok seri ama ranpası olmayan ve firen sistemi zayıf ve yolcular için cok sert koltukları vardı ama içerisi o zamanın en geniş aracıdır,,,,, zamanın uzay gemisi dir
Herkese Selamlar,güzel bir video elinize sağlık, sene 91idi, rahmetli babam, da 90 yılında aldığımız sıfır orijinal V8 vardı, ben daha küçüktüm muavinlik yapıyordum, İstanbul dan karadenize sabit hat çalışıyorduk, bir akşam yine yola çıktık bizimle aynı çıkan rakip firmada 91 model maraton vardı Topkapı dan yola koyulduk, İzmit e kadar arkamızdan geldi, bizi Adapazarı otobanın da solladı,Bolu dağına kadar göremedik, Bolu dağına geldik bizi geçen küheylanı şimdi tokatlama zamanıydı araç resmen bayılmıştı sağda, bizim V8 yırtıyordu resmen dağı sesi ile, bir selektör,arkadan bir dörtlü ayarı vermiştik, Maraton la anımı unutamam, kalın sağlıcakla
Ben de 1992 de askerden izine gelmiş izin dönüşü İzmit'ten Bodrum'a bilet almıştım. Otobüslere hasta olan biri olarak Pamukkale firmasını tercih ettim merakla hangi otobüs gelecek derken yan perona Aydın turizmin maratonu yanaştı. Bizimle aynı saatte kalkacakti. Peşinden bir baktım Pamukkale geldi yasasııın Neoplan gelmişti. Aynı saatte hareket ettik. Neoplan çok müthiş rahat konforlu bir otobüstü. ön tarafta ikinci sırada oturmuştum. Önümdeki koltuğa dizlerimi deydiremiyordum koltuk araları o kadar genişti. Ama otobüs hantaldi seri bir araç değildi. Tabiri caizse otoban araciydi. Bodrum'a yarım saat yolumuz kalmıştı bir baktım aydın seyahatin maratonu Bodrum'a yolcuyu bırakmış dönüyor, plakasindan tanımıştım. (O dönemde plakaları da ezberlerdim.) Biz hala Bodrum'a doğru gidiyoruz.🤔
@@dualcore7171 evet haklısınız o yıllarda hatırlarım kaptan muhabbetlerini, ben yolcuyu indirip tekrar aldım dönüşte sen daha yoldasın diye, hey gidi günler hey, Maratonumuz olmadı rahmetli Babam Mercedes ciydi, şimdi bizde Babamızın yolunda yıldızın peşinden gidiyoruz, şimdiki Maraton lar da güzel, kalın sağlıcakla..
06:58 de hararet yapmaması için motor yan kapakları açık bırakılırdı. Artı rampa inişi de sorunluydu. Roterder yok, sadece motor freni vardı. motor freni ise ses çıkması kadar , frenlemeye de etkisi yoktu
Arkadaşlar burada yorum yapan birçok kardeşimizin bir abisi olarak 32 yıllık severek yaptığım otobüsçülük mesleğimde hiç şüphesiz maraton ve prensesler hatıralarımızda apayrı bir yer almıştır. yetersiz fren sistemini 7 5 3 veya 6 4 vites düşmeleri ile motor kompresörü olmadığı için rahatlıkla durdurabiliyorduk. fakat el seriliği ve soğukkanlılık isteyen bir takım özel durumlar gerektiriyordu. sağa sola yatma kusuruda ilerleyen yıllarda zaten viraj demiri koyularak halledilmişti bugün otomatik 2016 model maraton kullanıyorum inanın 93 model Prenses kullanmayı her zaman tercih ederim.
5sene önceye kadar haber sitelerinde vardı, 210kmh ile radara yakalanan Man s2000 Aksaray Mercedes fabrikası önünde, 34LZZ01 Aybastı doğuştan çıkma Bizde anlamadık nasıl olduğunu
çok beğendim iyiki varsınız. üniversite yıllarımda izmire giderken gelirken maraton çıkınca çok sevinirdim. o renkli koltukları görmek yıllar sonra beni çok mutlu etti. ve gerçekten ibre sonda gidişini gördüm artık 160 mı 150mi bilmiyorum ama ibreyi sonda çok gördüm
1987 de arkadaşımda vardı merakla adanaya gittik ozaman otoban ğişeler Pozantı iniş üzerine yapılmıştı bende Pozantı rampasının başlangıçta 5 verdim fireni yokladım ğayet ğüzel tutuyordu biraz ilerleyince arkada uyuyan şöför arkadaşım acele ile yanıma geldi usta ğişelerden para vermeden gecmeyimi düşünüyorsun dedi firene dokundum araba bırak beni demeye başladı hemen 5den 3 yıgdırdım eksozla beraber biraz rahatladı firen sistemi haricinde gerçekten mükemmel bir otobüsü
En cok kaza yapan otobüs modellerinden birisiydi. Koltuk yapisi sebebiyle bel agrisindan su lanet yolculuk bitsede insem modunda yolculuk yapardiniz. O304 ün yanina dahi yaklasamaz.
Rahmetli Demirel’in 60’lı yıllarda tohumlarını attığı makine ve imalat sektörü, Rahmetli Özal’la birlikte 80’li yıllarda müthiş bir atılım yapmıştır. Bugün Dünya üzerinde makine ve imalat sektöründe itibarlı bir yerimiz varsa Rahmetli Demirel ve Özal’a çok şeyler borçluyuz. Aziz ve Mübeccel ruhları şâd olsun. (Âmin)
Bence eski otobüsleri tekrar çalıştırmayı, ben severek binerim,, videolar için tşkler, sayende tekrar asklarimizi hatırlıyoruz,,,♥️♥️🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇦🇿🇦🇿🇦🇿🇦🇿🇵🇰🇵🇰🇵🇰🇵🇰❤️❤️
Maraton efsane bir otobüs Günümüz modern teknolojisi ile çok daha mükemmel bir otobüs gerçekten. Niğde Seyahat(Kapandı) İle İnan Turizm'de ikişer adet vardı. Şu anda Niğde Aydoğanlar,İnan Turizm Ve Niğde Vip Turizm'de 15 tane var bu arabadan.
Yalan olmasin Nigde seyahatti sanırım prensesle ankaraya gitmiştim ben 303 beklerken prenses gelmişti hic haz etmedim sonra yola bi ciktik tek şeritli ankara yolunda kaptan bi yapıştırdı bi sollamalara çıkıyordu Allaaah içim eridi ne v8 ne 403 dedim halada aklımda öyle kaldı
Az binmedim Maratona Prensese,, Mercedesler, özellikle 403 ler rampada nasıl geçerdi her seferinde Prensesi..ama ben konforunu ve salınımını severdim.. Otobüs gibi otobüstü..
Maratonlarin yeni çıktığı günlerde Eski İzmir garajında İzmir Bodrum hattında çalışan Karadeveci firmasına ait üstünde palmiye resimleri olan Maratonlar yanyana park halinde duruyordu.Sadece giderken çok sallandığını hatırlıyorum.Hey gidi günler
22 plaka bir Maratonun 210 km yaptığı ve yolcuların bu tur sırasında otobüsten indikleri söylenmişti. Lise sonda o makineye denk gelidim. Edirne-Uzunköprü arasında (sene 94-95). Kaptan Edirne'den bir yapıştırdı, ibre 145 te sonda, ama hala hızlanıyo. Tamam dedim bu makine o makine. Gerçekten o Maratonmuş.
Halamın oğlu otobüs şoförü idi. ""Maratonla izmitten istanbula giderken gözüm takografa ilişti bı baktım 195 km yi gösteriyor ben napiyorum yaav deyip ayağımı gazdan çektim"" diye anlatmıştı.
Kilometre sona geldikten sonra ibre göstergeyi bı daha turluyordu km halatı kopmuyordu normalde son suratı görüp biraz hızlanan arabanın km halatı kopar cidden çok muhteşem bı arabaydı.ama 0302lerin tahtını esas Superman SR240 otobüsü salladı onun rampası düzü birdi maratonun düzü çok iyi rampası zayıftı .
Bırakın bu hayali konuşmaları. 210 gitmişmiş.! Yok 195 basmışmış.! Mitsubishi marka otobüsün Son hızı maksimum 140 km/h...65 yaşındayım...45 yıllık Şöförlük yaşamım var.. Türkiye'ye gelmiş en hızlı otobüsler Alman Magiruz Deutz V-8 Havalı Apollo otobüslerdi onlarda maksimum (47'lik olanlar) 145 km/h hıza çıkabiliyordu..Maraton ile İstanbul - Ankara parkuru'nda Tem otoyolunun Demiryolu ile yan yana olduğu Kocaeli - Sapanca arasında , yol bomboş ve son hız 140 ile gitmeme rağmen Basit bir Elektrikli Treni (Hızlı tren değil , onun tozuna bile yetişilmez) evet normal bir treni bile sollayamadım, tam gaz vermene ragmen geçemedim treni. Yani demek istediğim , öyle yok 210 muş ...195 miş ...Bunlar abartı ve asılsız komik (!) iddialar..Yok öyle bir otobüs.!
Güzel karariznatik araçlardır keşke devem etseydi rekabet iyidir bir döneme adından yazdıran araç Türk otomotiv sektörü yeni nesile anlatigin için çok teşekkür ederim kardeşim her hafta yeni güzelliğe imza atıyorsun videolarını sabırsızlıkla bekliyorum her hafta başarılarının devamını dilerim
Yunus hocam çok teşekkür ederim, kanalın ilk videosundan itibaren hep vardınız ve her daim desteğinizi gösterdiniz. Gerçekten size minnettarım sizin desteğiniz ile ben daha da cesaretlendim inanın. Eksik olmayın daha güzel videolar da buluşmak dileğiyle.
Sürati 140 devirip tekrar 60 a kadar dönüyordu 140 ta durduran iğne yoktu körüklü olduğu için çok konforluydu retarder o dönemler için devrimdi..ayrıca Mercedes 0302 den sonra 0303 değil 0302S yani piyasa tabiriyle V6 yı çıkarmıştı
Asil ben size teşekkür ederim, ben sizlerin sayesinde bu detaylı videoları yapıyorum. Bu kurduğunuz cümleler beni ziyadesiyle mutlu ediyor. Eksik olmayın vaar olun.
O403 lerde de 125 ten sonra yazmamışlar... Bir kac kere dek geldiğim yabancı plakali bir otobüste ibre 125 in üstündeki çizgiye kadar gelip orda durduktan sonra otobüs hızını bir kaç kere daha artırıyordu. Genelde sol seritten gidiyordu ve şeritler sayilmiyordu , birbirine giriyordu. Sol şeritten giden bir çok özel aracı solluyordu. Düzce Kaynaşlı gişelerden, İstanbul Topkapıya 2 saat 15 dakikada gelebilmişti. Calimca giselerde bi 6 - 7 dakika beklemişti. Radardan dolayı yavaşladığını düşündüğüm bazı yerlerde, ibre hemen 125 ten düşmüyordu. Beyagi bi yavaşladiginda, ibrenin yine 125 in üstündeki cizgide olduğunu görüyordum. Sonra bir daha yavaşladığında ibre o zaman 125 ten düşüyordu. Otobüsteki takograf a herhalde 110 dan sonraki hızı kaydedilmiyordu. Daha önce 130 140 giden otobüslerle binmistim. Ama bu otobüs cok farklı gidiyordu. Gürcüstandan gelen bi otobüstu. 170 180 ile giden bir 403 ' e ilk defa binmiştim. Ayrıca 0403 lerin motorları, maroton ve prenseslerdeen daha güçlüdür.
Samsun seyahatlerinde genel de O 302S ya da O 303 ile seyahat ederdik. Bir sefer Maraton'la seyahat edince, ailemden seyahat için hep bu arabadan bilet alınmasını istedim. Neden? Çünkü 1- Gece yolculuklarında O 303'ün için daha karanlıktı ama Maraton ise daha aydınlıktı. Maraton'un camları daha genişti. Yolda daha keyifli çevreyi izleyebiliyorduk. Bir de bunun yanında cam kenarında perde kenarlıkları içecek ve kol dayamak için çok uygundu.
Ne yıllardı.80.'li yıllarda otobüsün içinde sigara dumanından kimse kimseyi göremezdi.. Kırathane gibiydi.52 kağıdı ile okey takımı eksikti..Özlenen yıllar
İlk kusmadığım ve Ordu'dan İstanbul'a kadar kesintisiz uyuyabildiğim tek otobüstü. Sarsıntı emici yan gövdelerden bahsetmemişsiniz. Bu sistem sayesinde asla sarsıntı hissetmezdiniz. Kliması çalışınca içeriye tuhaf bir kolonya kokusu dolardı. Otobüsleri çok severim ama Maraton, Prenses ve Safirin anıları çok farklıdır...
90 larda bulunduğum ilçe ile il merkezi arasında bu otobüsler çalışırdı. Araç hakkında aklımda kalanlar beşik gibi sağa sola yatması reterdar sesi ve hızlandığı esnada egzozundan çıkardığı ses olmuştur. İlerleyen yıllarda maraton kullannanlar prenses modeline geçmişti.
Maraton otobüslerde Retarder yoktu ve hiç olmadı. Retarder 1989-1990 model O303 V8 otobüslerde kullanılmaya başlandı.
2 ปีที่แล้ว
@@ahmetkiran668 egzoz freni diye birşey var mıydı peki? hatırladığım yokuş inerken şöförün bi kolu çektiği ve motordan çok değişik bir ses gelmesiyle birlikte otobüsün yavaşlamaya başlamasıydı. eğer egzoz freni de yoksa yanlış bir çağrışım yapmışım.
En önemli eksiği motorunda turbo olmayışı .Sağa sola fazla sallanmasının sebebi ise arka körüklerin tekerleklerin önünde ve arkasında dışa doğru değil de şasiye yakın olmasından
Düz yoldaki inanılmaz süratlerine çocukluğumda çok şahit oldum. Daha sonra çıkan prensesler daha da beterdi. Çocukluk yıllarımızda konuştuğumuz bir kaptan, prenses için 220 ye çıktığını söylediğinde he he diye gülüp geçmiştik. Ama bir kaç yıl sonra samimi bir arkadaşımızın trafik polisi olan babası, 190-200 km hızlarla radara giren prenses ve man s2000 leri görüp bizzat ceza kestiklerini söyleyince kaptanın dedikleri aklıma gelmişti. Ama rampada bayılması ve V8 303 ün hakikaten sağlam makine çıkması maratona darbe vurdu. Güzel yıllardı gerçekten
Yaşım 49 bu otobüsle Yaşadığım şehirde 90'lı yıllarda tanıştım Hatta ilk ortadan açılan otobüsün ortasından biniş kapısı da bu modele Mitsubishi maraton ile tanıştık
Öncelikle, (erken) gençlik döneminden çok iyi tanıdığım ve çokça seyahat ettiğim bir otobüs olduğu halde, benim bindiğim dönemde 0303 ile ve sonrasında da Prenses adı altında 0304 ile rekabet etmiş bir otobüstür. Dolayısıyla yorumlarım da 0302 ve 0302S ile değil, 0303 ve 0304'e kıyasladır. Konfor konusunda J9'da olduğu gibi yine tam tersini düşünüyorum. Evet süspansiyonları yumuşacıktı, çok güzel yaylanır, özellikle şehir içi bozuk yollarda Mercedes otobüslerden daha konforludur ama uzun yolda, yüksek süratlerde gemi gibi sallandığı için hiç de konforlu değildir; 2 saatlik yolculukta bile indikten sonra yorgun olurduk, bacaklarımız ağrırdı. Ayrıca retarderden bahsedilmiş ama yanılmıyorsam Maraton'da retarder yoktu, sadece egsoz freni vardı. (Yorumu yazdığımda video bitmemişti, izlerken yazmıştım, videonun sonunda kayık gibi sallanan konforsuz bir araç olduğu belirtilmiş.) Öte yandan, sürekli olarak Maraton'un hızlı bir otobüs olduğu konuşulmuş ama belirtmek isterim ki, 0304 yokuşlarda Maraton'dan çok daha hızlıydı, hatta 0303 bile yokuşlarda Maraton'dan bariz hızlıydı. Dolayısıyla kontrolsüz bir şöföre denk gelmemişseniz, ortalama seyir hızı olarak Maraton söylendiği gibi hızlı bir otobüs değildi. Sürekli olarak ibreyi sona dayayacak kadar dengesiz bir şöför ve ağırlıklı olarak düzlükten oluşan bir güzergahta daha yüksek son hızı sayesinde Maraton daha hızlı bir yolculuk sunabilirdi ama aklı başında bir şöför hele de Maraton gibi zayıf frenleri ve dalgalanma sorunu olan bir otobüsle* 100-110 km/s hızları geçmeyeceği için çoğu zaman son hız avantajı bir işe yaramazdı. Şahsen benim seyahat ettiğim güzergahta 0303'ten daha hızlı değildi, 0304 ile zaten bu tartışma tamamen son bulmuştu.
Bizde nedense otobüsleri hızı ile değerlendirme gibi bir anlayış var, çocukları anlayabiliyorum ama yetişkinler de otobüsün salt hızına bakarak yorum yapıyorlar; halbuki otobüsün son hızının hiç bir önemi yok, hatta güvenlik açısından son hızının düşük olması daha iyi. Yanılmıyorsam şimdi hepsi fabrika çıkışlı 100 veya 105 km/s hızla limitli. Ancak otobüsün yokuşta hızını olabildiğince koruyabilmesi önemli, çünkü konforu etkiler, hele de Maraton'un satıldığı dönemde daha fazla gidiş-geliş yol olduğu düşünülürse, yokuşta hızını koruyabilmesi düzlük hızından çok daha önemliydi. Maraton'la ilgii unutumadığım bir görüntü de dört bir tarafındaki sarı ışıklardı, o dönemin diğer otobüslerinde böyle bir uygulama yoktu sadece ön farlar ve arka stoplar, bir de ön tarafta tavanda ışıklar olurdu. Maraton'un ise gövdesinde belli aralıklarla yanan sarı/turuncu sinyal lambalar hem güvenlik hem de görsel olarak faydalı bir uygulama olmuştu. Maraton'u övebileceğim diğer bir konu da sessizliği idi, motor sesi 0303'lere göre daha düşüktü. Benim "hızlı otobüs" dendiği zaman aklıma 0304 gelir, bir yolculukta otobüsümüz bozulmuş ve bir süre bekledikten sonra firma 0304 göndermişti. Sanırım gecikmeden kaynaklı olarak o kadar hızlı gitmiştik ki; normalde 2 saat 45 dakika süren yolculuk, 0304 ile neredeyse 30 dk daha kısa sürmüştü, o hızı hiç unutamıyorum. (O dönemde çocuk sayılacak yaşta olduğum için riskleri düşünmediğim, müthiş keyifli bir yolculuktu ama şimdi ne kadar tehlikeli olduğunu anlayabiliyorum.)
0 303 üç kez lastik değiştirirdi maraton iki kez....0 303 diyelimki ayda 10 bin tl yakardı aynı yolu maraton 7 bin tl ile kapatırdı..rotarder dediniz o kol egsoz freni ama ayakta olan motor freni gibi değilde çift kelebekli bir egsoz freniydi çok iyi tutardı ...hız km sınırı ve o zamanlar eds kamera vs takograf olmadıgı için geceleri 140...150 basarlardı sonrada fren zayıf derlerdi...175 ile radara girmişliği vardır..ve o kapı sesi bagaj açılıp kapanması iç dizayn düğmeler rafları buzdolabı tıpkı yerde bir uçak diyebilirdiniz..ama bakın amaaaaa diyorum provakatör mercedes asla başka otobüslere fırsat verdirmedi...güzelim çiftkatlara maratonlara hep memnuniyetsiz ajanlar troller bindirdi şikayet kavga araç sallanıyor rahat değil diye diye yaygaralar yaptırıyordu..firmaya şikayet yolcuya gaz vermeler yoksa ben maraton 0 303 ve yıllarca çitkatlı kullandım volvo daf hala unutamadım..maraton safir hepsi aşk aşk. 0 303 kaydığı yağmurlu virajlarda maraton alay ederdi...sağa sola çok esnerdi ama rahatsız etmezdi ..beşik gibi uyurdu millet...
Bununla cok küçükken Ardahan - Ankara arasi binmiştim. Otobüs bazen yavas bazen cok hizli gidiyordu, meger rampada bayılmış,duzlukte asfalti yariyormus :)) aklimda bir bu, bir man s2000 bir de 0403 kaldi .
Sene 1993 de tokattan İstanbul'a. Gitmiştim maroton prenses ti galiba tokat Turhal seyehat hostesler bayandı yarım satte bir kolanya dagitirlardi çay şu ikram boldu uzun zaman dan. beri otobüse binmemisti yaklaşık 15 sene neyse sonra Antalya'dan İstanbul'a gittim. Çok degismis. düzen ilgi alaka kalmamış ondan değil. otobüse insan degilde sanki hayvan eşşek binmiş sanki insanlara değer verilmiyor hissettim eskiden daha iyiydi Hatta bizim Tokat'ta Topçam turizmde çalışan abi vardı derdiki eskiden Ulusoy varan da kravatsiz adamlari almıyor derdi tabi mecaz olarak O zamanki şartlarda. Doğru uçak gibiydi öyle diyorlardi daha dün gibi ama 29 sene olmuş ne günlerdi. Vay vay vay unutmam kolay kolay
Ağırlığından dolayı rampalarda V8 homurtusu terapi gibi gelirdi, İzmir bodrum arası karadeveci ile çok gidip geldim, 157km hıza çıktığını bizzat gördüm.
Maratona özellikle Bursa- Bandırma hattında çok bindim, Bursa Seyahat , Doğan Körfez gibi firmalarda çok vardı, o kadar sallanırdıki insanların midesi bulanırdı, zaten 303 europe varken maratona binmeyelim diye dua ederdim.
Çok teşekkür ederim bu güzel yorumunuz için. Otokar markası hakkında bu linkteki video da bahsettiğim bir bölüm var bu videoyu izleyebilirsiniz. EFSANE 50 NC ARAÇLARININ HİKAYESİ - IVECO MARKASININ HİKAYESİ th-cam.com/video/tQXj1rZuUxY/w-d-xo.html
Zamanında İzmit İstanbul arasında AsyaTur ve Efetur rekabeti vardı 93 yılıydı sanırım komşumuzun dijtal kadranlı tempra sx le bu kocaoğlanlara 160 kmde yaklaşamadık öyle deli gidişleri vardı.
Yıllar oldu izmirden istanbula 303 le 3 nolu koltukta gidiyordum. Balıkesir civarında rampa aşağı bizimki ibreyi 120 ye dayadı ama araç hala hızlanıyordu. Yanımda babam vardı. İbreyi işaret ettim baba bak sona dayadı hala hızlanıyoruz derken temsa prenses bizi tıslaya tıslaya sollayıp gitmesin mı. İkimiz de şok. Rahat 160 km belkide üstünde gidiyordu. Halbuki ibreler 120 üstü göstermiyor ama tut tutabilirsen.
Videolarınız çok güzel, anlatıcıyı değiştiriseniz dahada güzel olur. Yani şun anda olduğu gibi kitaptan okumaya çalışır gibi değilde, ses tonu ve diksiyonu bu işe daha uygun birisi tarafından seslendirilse kanalınız seviye atlar.
Teşekkür ederim bu değerli yorumunuz için, anlatan, içeriği yazan, video montajlan tek sadece benim. Bir ekip değiliz, ses konusunda tavsiyeniz için teşekkür ederim 🙏 daha da büyürse kanal tabi ki profesyonel bir kişi ile çalışılabilir ama bu seviyede çok zor. Bir kazancımız yok inanın sadece arabaları sevdiğim için yapıyorum ve sizlerle paylaşıyorum.
Muş Seyahat de kapıları 302 ler gibi cift yana açılan görmüştüm, tekmiydi bilmiyorum. Şeritleri çok farklıydı özellikle ön tarafı siyah ve lacivert boyalilar pek bir havalı duruyorlardı ayrıca Ulusoy un o zamanki seritleride bu otobüslere yakışmıştı.
Maraton ne arabaydı birkaç defa yolculuk fırsatım olmuştu yaşım ortaya çıktı 😂 hele ki o safirler perona ne yakışırdı dedemi çok görmedim ama otobüs şöförü olduğu için otobüsler çocukken dikkatimi çekiyordu kaptanlar safire aşıktı perona çok yakışırdı ama Mercedes her zaman tahtı sağlamdı
Salınım çok fazlaydı, bu otobüslerden Antalya Akdeniz Turizm çok kullanırdı. Adana Antalya arası güzergah olarak mersin üzeri gelirseniz mahfolurdunuz.
Selam dostlar, hala abone değilseniz abone olur musunuz. Az biraz sayımız artsın. :))
Maraton, 95 de İstanbul da dayımın iETT'ye bağlı 3 tane özel halk otobüsü Maratondu çok memnunduk.. Ortaokula giderken, şoförlüğü maraton da öğrendim.. Lise bitti Maraton sayesinde ağır vasıta aldım, şimdi devam ediyorum dayımın izinde.. Maraton candır, can!:)
95 değildir 99dur büyük ihtimalle
Aylardır bir Prenses videosu neden yok diye kendi kendimi yerken, birden bire çıka gelen bu Maraton videosu içime bir nebze olsun su serpti😊Teşekkürler💪 Prenses ile devam videosu bekliyorum merakla👋
Aynen devam videosu gelecek 👍
Çıktığı yıllarda Hatay'dan İstanbul'a gelirken (Hatay Jet galiba) binmiştik. Daha çocuktum ama Adana-Ankara arasında Konya düzlüğünü, diğer araçları sollaya sollaya müthiş bir hızda gittiğini hatırlıyorum. Toros dağlarını ağır ağır geçtikten sonra düz yola gelince şoför sıkılıp gazı köklemişti herhalde. Ne motor sesi ne asfalt sesi, eski Amerikan arabaları gibi yaylana yaylana gidiyordu. Otobüslerden çok anlamam, neden tutulmadığını da bilmiyorum ama o yıllardaki tüm diğer otobüslerin yanında uçak gibiydi.
Fren sistemi zayıftı, çok fazla sallanirdi, düzde gider rampada katır gibi bağırır gidemezdi. Yedek parça ve servis ağı Mercedes gibi geniş değildi, şoför seçerdi, dönemin önde gelen firmalarının siyaseti nedeniyle uzun süre rekabet edemedi. Prenses zirveye oynadı hatta Mercedes'in aklını alıp sınırlarını zorlayıp 403'ü üretmesine vesile oldu. 403 te tıpkı 302 gibi o döneme damga vurdu. Şimdi de Travego o tahtı aldı. Yani işin özeti bu ülkede ki firma ve kaptanlarin yıldız sevdası olduğu sürece Mercedes daha çok ekmek yer. Ama Mercedes'in hakkı yenmez.
Teminalde beklerken inşaAllah Mitsubishi MARATON Gelir Diye İç Geçirdiğim Efsanenin Adıdır MM
Balıkesir'in tek şeritli yolunda Hızlandıkdan sonra gazdan ayagını çekince sıfır ses ve torkla giderken saga sola salımını çok keyifliydi.koltuk konforu çok iyiydi.
O302 sonrasın da arada 0302S atlamışsınız. 1984-1987 arasında üretilmiş olduğunu hatırlıyorum. Ayrıca o dönem yollarda olan SüperMAN’ları ve Avrupa 302 ve 303’leri de unutmayalım.
Bu tip videolarla bizi geçmişe götürüyorsunuz...Çok teşekkürler...
Bende size teşekkür ederim, desteğiniz olmasa bu tip işlerin olması çok zor, insanın sevdiği şeyleri paylaşması ve bu paylaşılanlarin başkaları tarafından da sevilmesi gerçekten çok önemli bu durum beni ultra motive ediyor. Eksik olmayın varolun. Saygılar.
Belgesel tadında bir video olmuş. Videoyu hazırlayan arkadaş o dönemi yaşamış resmen. Emeğinizden ötürü teşekkür ederim.
Asıl ben teşekkür ederim, güzel yorumunuz için.
Ah Ah o palmiye desenli modeli yok mu beni benden alıp gidiyor du çocukluğumun hayali otobüs aşkımın başladığı an gözlerimi kapattıgımda o günlere dönüyorum her defasında
302 turkiyede uretileceginde muhendisler turkiyenin her bolgesinde araci denedi ve turkiyeye gore modifikasyonlar yapildi. Avrupadaki hidrolik amortisor yerine makasli amortisor, az gunesli almanyadaki tavana uzanan pencereler yerine uzun suren seyahatlerde gunesi engellemek icin duz cam takilmasi gibi degisikliklier vardi. Virajli yollar icin cabuk hiz alabilsin diye de daha buyuk bir turbo kullanildi. 302nin tutmasini saglayan buydu. Ancak 1980lerde karayolu agi genisledi ve daha duzgun hale geldi. Rahmetli ozalin dis sermaye ithalatini acmasiyla da cesitli ve yeni teknolojiler gelebildi.
Japonyada uzun yol seyahatleri trenle yapilir. Otobus gezi amaclidir. Turkiyede yollar iyilesip de seyahatler kisalinca insanlar etrafi seyretmek istedi. Ustelik artik seyahat bayramlarda memlekete yapilan mecburi seyahatler degil tatil amacli keyfi seyahatlerdi. Marayonun cam dizayni bu yuzden sevikdi.
Cok daglik japonya yollarina ve ana pazarlari olan filipinler gibi asyatik pazara gore yapilmisti maraton. O donemki turbo teknolojisi bu cografya tipine uygun olmadigindan maratonda bildigimiz anlamda bir turbo yoktur. Yokuslarda zayif kalmasinin nedeni de buydu. Ancak doneminde 2bin bar mazot basinciyla calisan enjektorleri duz yolda kolay hizlanmasini sagliyordu. 302 de bu rakam 35 bardir. Ayrica kisa mesafeli avrupa yerine uzak mesafelerin oldugu asya pazarinda hiz onemliydi. Bugun hala antalya taraflarinda rafting servisi gibi daglik bolgelerde gitmeyi gerektiren yerlerde hala maratonlar kullanilir.
Ayrica 302 donemindeki dar yollara gore yapildigi icin dardi. Maraton hem daha genisti hem de gazli amortisorleri makasli mercedesten daha yumusakti. Aslinda koltuklari mercedesten sertti ama amortisorler farki kapatirdi. Tabi gazli amortisor bizim cukurlu yollarda fazlasiyla sallanirdi.
Maratonun frenleri sinifina gore zayifti. Retarderi de tek kademeliydi. Bu yuzden maraton soforleri fren veya retarder kullanmaktan cok vitesle 7 5 3 yaparlardi. Mercedesin bu harekette disli kiracagini ama maraton sanzimanina birsey olmayacagi soylenirdi.
Maalesef maraton da degisen zamana uyamadi. Sabanci da mercedes kadar argeye butce ayirmadi. Prenses bu yuzden maratondan cok daha iyi, yeni ihtiyaclari gorebilen bir marka olamadi. 2000lerin sonunda mitsubishi ile ortaklik da bitince teknolojik destek de kesildi. Bugun adi sadece maraton. Mitsubishiyle bagi yok. Zaten dizayn benzerligi disinda pek ortak noktasi da yok.
Magirus Apolloya rakip olarak üretildiğinde evet bu şekilde olmuştur. Hatta orjinal 302 ler eğik yan camlıdır. Türkiye çok güneş aldığında düz cam üretilmiş. Mercedes büyük sermaye ile çok ileri seviyededir Temsaya göre. Bilgilendirme için teşekkür ederim üstad, çok ince detaylar ile muazzam katkılar sunuyorsunuz. Eksik olmayın. Saygılar.
@@tarihiaraclar faydam oluyorsa ne mutlu bana
Elbette sizin yazdığınız ince detaylar renk katıyor videolara.
@@tarihiaraclar tesekkur ederim
@ devrim tuncer merhaba. Öncelikle verdiğiniz bilgilerden dolayı teşekkür ederim. Üstteki mesajınızda O302 mercedes modeli için "... daha büyük bir turbo kullanıldı demişsiniz. Bildiğim kadarıyla o302 modelleri 6 silindirli OM360 kodlu atmosferik bir motora sahipti. Bu konuyu biraz daha açabilir misiniz rica etsem. Teşekkürler. Selamlar
O dönemlerde Eskişehir Erzurum arasında çok seyahat ettim.Ama 302 ve 303 koltuk rahatlığı maratonlarda yoktu.Kıç ve bel ağrısı ile mola yeri kovalardık ama mersedese devrim yapmaya zorladığı bir geçek.emeğine sağlık kardeşim 🧡🧡
Teşekkür ederim 🙏
90 senesinde İstanbul 'dan Marmaris'e seyahat ettiğimde bu otobüsün konforuna,geniş ferah mekanına ve koltuklarının adeta yatağa dönüşmesine hayran kalmıştım. Çok rahat seyahatti. 9:02
Yorum için teşekkür ederim 🙏
bu otobüslere çok binmiştim bu araçlarda mazot pompa kilidi vardı onu kaldırınca 180km hızlara çıkabiliyordu motor sesi efsaneydi 303ü gömen tek araçtı prensesler de tercih edildi ama 304 hatta 403 çıkınca piyasadan silindi tamamen safirle seri yenilensede 403 kadar rağbet görmedi 403-302den sonra açık ara en iyisidir bu maratonlar gerçekten yokuş çıkarken zorlanıyordu ama düzde otomobille bile peşinden zor gidilir mersedesle 2seferi atana kadar maraton 3seferin yarısına gelmiş olurdu
Bilgilendirme için teşekkür ederim 🙏 video girisinde kullandigim ifadeler Mercedes’in resmî kayıtlarından alınan metindir. Maraton 303 un tekrar tasarlanmasana neden olmuş bir otobüstür.
****bu maratonlar gerçekten yokuş çıkarken zorlanıyordu**** :)
Kardeş , Safir ve Safari modellerini bilmem ama Maraton ve Prenses modellerinde amerikan cummis 8 silindir motor vardı ve o zamanki ve hala daha mercedesler 4 silindir . Kısa bir ara Mercedes te V6 , V8 üretti ama dediğim gibi sadece kısa bir ara ve kayda değer değil . Mercedes otobüsler 4 silindirdir . Yani 4 silindir Mecedesin yokuşta zorlandığını farketmiyorsun ama 8 silindir cummise zorlanıyor , diyorsun . Teknik olarak yanlış bilgi .
@@alimali2120 adama yanlış bilgi verdin demişşin sen de sıçmışın.Her v8 duyunca güçlü olduğu anlamına gelmez Aracı yürüten motor olduğu kadar da şanzımandır .Bu maraton prenseslerde 5. vites oranı 1:1, 6. vites oranı 1:0.8, 7. vites oranı 1:0.6'dır yani motor 7. viteste 1000 rpm ile dönerken şanzıman 1660 devirle döner.Bu da düz yolda hız avantajı fakat rampada tork eğrisinin düşük olması demek .Üstelik bu motorun maks üreteceği güç 300 bg ama sen kafayı silindirle bozduğun için anlamayabilirsin...
@@alimali2120 beygir gücü otobüs için yetersizdi
@@kaan898 50Kg'lık biriyle 100Kg'lık birinin taşıyabileceği ağırlık aynı mı ? 4 silindir bir motorla 8 silindir bir motorun torku aynı mı ? Eğer dediğin gibi aracı yürüten şanzımansa , Maraton da zorlandığı yokuşta vites küçültür,zorlanmaz . Senin yazdıkların malumatfuruşluk ve mantar bilgi . Kimin ne kadar sıçtığını öğrenmeniz için müracaat etmeniz gereken adres ; ***Bakırköy Psychiatric Hospital (T.C. Sağlık Bakanlığı İstanbul Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi)***
İlk çıktığında tatlıses turizm firması aldı ben izmirden urfaya gittim çok güzel bir otobüs dür
İlk çıktığında uçak konforu sağlayan yola gidişi ile koltuklarıyla üst lambalarıyla herşeyiyle tam bir uçak görünümündeydi yapıldığına göre efsanedir bence
Bizde 2 adet safir vardı 2000 model ilk çıktığında babam sıraya girip almıştı o zamanki parayla her birine 380 bin mark ödemişti ama uzun yola gelmediler maalesef biri 2 yılın sonunda diğeri 3. yılında motor indirdiler o zamanki söylentiler şöyleydi Hacı amca bu arabaları aldın başına bela ettin bu araçlar 6 silindir uzun yola gelmez rampada çekmiyordu harbiden :) Mercedes 403 alacaktın 8 silindir filan derlerdi hep rahmetliye. Safirler 6 silindir olmasına rağmen Mercedes 8 silindir ile hemen hemen aynı yakıtı yakıyordu ve yedek parça olarak Mercedes in yan sanayi parçası bolca vardı safir in ise parçası sadece serviste bulunuyordu ve servise götürüyorduk yürütme ve bakım maliyetide 403 e göre oldukça fazlaydı. Velhasıl kısa mesafe araçları uzun yolda patlıyorlar
Çok uzun seneler mavinlik yaptım bu otobüsteçok güzel bir aractı yolda gemi gibi sallanması düz yolda cok seri ama ranpası olmayan ve firen sistemi zayıf ve yolcular için cok sert koltukları vardı ama içerisi o zamanın en geniş aracıdır,,,,, zamanın uzay gemisi dir
Herkese Selamlar,güzel bir video elinize sağlık, sene 91idi, rahmetli babam, da 90 yılında aldığımız sıfır orijinal V8 vardı, ben daha küçüktüm muavinlik yapıyordum, İstanbul dan karadenize sabit hat çalışıyorduk, bir akşam yine yola çıktık bizimle aynı çıkan rakip firmada 91 model maraton vardı Topkapı dan yola koyulduk, İzmit e kadar arkamızdan geldi, bizi Adapazarı otobanın da solladı,Bolu dağına kadar göremedik, Bolu dağına geldik bizi geçen küheylanı şimdi tokatlama zamanıydı araç resmen bayılmıştı sağda, bizim V8 yırtıyordu resmen dağı sesi ile, bir selektör,arkadan bir dörtlü ayarı vermiştik, Maraton la anımı unutamam, kalın sağlıcakla
Teşekkür ederim desteğiniz için ve bu güzel anınızı bizimle paylaştığınız için. Saygılar 👋
Ben de 1992 de askerden izine gelmiş izin dönüşü İzmit'ten Bodrum'a bilet almıştım. Otobüslere hasta olan biri olarak Pamukkale firmasını tercih ettim merakla hangi otobüs gelecek derken yan perona Aydın turizmin maratonu yanaştı. Bizimle aynı saatte kalkacakti. Peşinden bir baktım Pamukkale geldi yasasııın Neoplan gelmişti. Aynı saatte hareket ettik. Neoplan çok müthiş rahat konforlu bir otobüstü. ön tarafta ikinci sırada oturmuştum. Önümdeki koltuğa dizlerimi deydiremiyordum koltuk araları o kadar genişti. Ama otobüs hantaldi seri bir araç değildi. Tabiri caizse otoban araciydi. Bodrum'a yarım saat yolumuz kalmıştı bir baktım aydın seyahatin maratonu Bodrum'a yolcuyu bırakmış dönüyor, plakasindan tanımıştım. (O dönemde plakaları da ezberlerdim.) Biz hala Bodrum'a doğru gidiyoruz.🤔
@@dualcore7171 evet haklısınız o yıllarda hatırlarım kaptan muhabbetlerini, ben yolcuyu indirip tekrar aldım dönüşte sen daha yoldasın diye, hey gidi günler hey, Maratonumuz olmadı rahmetli Babam Mercedes ciydi, şimdi bizde Babamızın yolunda yıldızın peşinden gidiyoruz, şimdiki Maraton lar da güzel, kalın sağlıcakla..
06:58 de hararet yapmaması için motor yan kapakları açık bırakılırdı. Artı rampa inişi de sorunluydu. Roterder yok, sadece motor freni vardı. motor freni ise ses çıkması kadar , frenlemeye de etkisi yoktu
Arkadaşlar burada yorum yapan birçok kardeşimizin bir abisi olarak 32 yıllık severek yaptığım otobüsçülük mesleğimde hiç şüphesiz maraton ve prensesler hatıralarımızda apayrı bir yer almıştır. yetersiz fren sistemini 7 5 3 veya 6 4 vites düşmeleri ile motor kompresörü olmadığı için rahatlıkla durdurabiliyorduk. fakat el seriliği ve soğukkanlılık isteyen bir takım özel durumlar gerektiriyordu. sağa sola yatma kusuruda ilerleyen yıllarda zaten viraj demiri koyularak halledilmişti bugün otomatik 2016 model maraton kullanıyorum inanın 93 model Prenses kullanmayı her zaman tercih ederim.
Teşekkür ederim bi güzel değerlendirme için, ağzınıza sağlık, eksik olmayın.
Gemi gibi araçtı sallana sallana üniversite de Adana’ya Mersin’de az kullanmadık…
Bu otobüsün sesine aşığım aslan gibi kükrerdi 😍😍😍
yalova yolunda sene 99 da , 175 kmre hız ıle radara gıren prenses vardı.
Evet düzde çok süratli bir otobüsmüş 💣💪
5sene önceye kadar haber sitelerinde vardı, 210kmh ile radara yakalanan Man s2000
Aksaray Mercedes fabrikası önünde, 34LZZ01 Aybastı doğuştan çıkma
Bizde anlamadık nasıl olduğunu
Mitsubishi ,Japon ne yaparsa efsane Maraton yokuşta olmasada düzde çok iyiydi.
çok beğendim iyiki varsınız. üniversite yıllarımda izmire giderken gelirken maraton çıkınca çok sevinirdim. o renkli koltukları görmek yıllar sonra beni çok mutlu etti. ve gerçekten ibre sonda gidişini gördüm artık 160 mı 150mi bilmiyorum ama ibreyi sonda çok gördüm
Çok teşekkür ederim ben de size, çok naziksiniz yorumunuz beni çok mutlu etti. Sizlerin bu yorumları beni daha da motive ediyor eksik olmayın.
1987 de arkadaşımda vardı merakla adanaya gittik ozaman otoban ğişeler Pozantı iniş üzerine yapılmıştı bende Pozantı rampasının başlangıçta 5 verdim fireni yokladım ğayet ğüzel tutuyordu biraz ilerleyince arkada uyuyan şöför arkadaşım acele ile yanıma geldi usta ğişelerden para vermeden gecmeyimi düşünüyorsun dedi firene dokundum araba bırak beni demeye başladı hemen 5den 3 yıgdırdım eksozla beraber biraz rahatladı firen sistemi haricinde gerçekten mükemmel bir otobüsü
En cok kaza yapan otobüs modellerinden birisiydi. Koltuk yapisi sebebiyle bel agrisindan su lanet yolculuk bitsede insem modunda yolculuk yapardiniz. O304 ün yanina dahi yaklasamaz.
Akşam yola çıkınca izlerim diye gündüzden indirmiştim, seyahatime temsa maratonun denk gelmesi kadar güzel rastlantı olamazdı
Hadi ya çok iyiymiş
Kesinlikle çok rahat otobüstü. Sezer turizmle ankaradan samsuna az gitmedim.
Rahmetli Demirel’in 60’lı yıllarda tohumlarını attığı makine ve imalat sektörü, Rahmetli Özal’la birlikte 80’li yıllarda müthiş bir atılım yapmıştır. Bugün Dünya üzerinde makine ve imalat sektöründe itibarlı bir yerimiz varsa Rahmetli Demirel ve Özal’a çok şeyler borçluyuz. Aziz ve Mübeccel ruhları şâd olsun. (Âmin)
Bence eski otobüsleri tekrar çalıştırmayı, ben severek binerim,, videolar için tşkler, sayende tekrar asklarimizi hatırlıyoruz,,,♥️♥️🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇦🇿🇦🇿🇦🇿🇦🇿🇵🇰🇵🇰🇵🇰🇵🇰❤️❤️
Rica ederim 😇
Maraton efsane bir otobüs
Günümüz modern teknolojisi ile çok daha mükemmel bir otobüs gerçekten.
Niğde Seyahat(Kapandı) İle İnan Turizm'de ikişer adet vardı.
Şu anda Niğde Aydoğanlar,İnan Turizm Ve Niğde Vip Turizm'de 15 tane var bu arabadan.
Yalan olmasin Nigde seyahatti sanırım prensesle ankaraya gitmiştim ben 303 beklerken prenses gelmişti hic haz etmedim sonra yola bi ciktik tek şeritli ankara yolunda kaptan bi yapıştırdı bi sollamalara çıkıyordu Allaaah içim eridi ne v8 ne 403 dedim halada aklımda öyle kaldı
Evt Niğde Seyahatte 1 adet beyaz prenses vardı.1 tane S2000 vardı.Gerisi 0403 idi.
Az binmedim Maratona Prensese,, Mercedesler, özellikle 403 ler rampada nasıl geçerdi her seferinde Prensesi..ama ben konforunu ve salınımını severdim.. Otobüs gibi otobüstü..
Maratonlarin yeni çıktığı günlerde Eski İzmir garajında İzmir Bodrum hattında çalışan Karadeveci firmasına ait üstünde palmiye resimleri olan Maratonlar yanyana park halinde duruyordu.Sadece giderken çok sallandığını hatırlıyorum.Hey gidi günler
Güzel otobüsdü maraton prenses motor sesi yolcuyu bezdiryodu. mercedes benz TÜRK BİR NUMARA ŞAŞMAM
22 plaka bir Maratonun 210 km yaptığı ve yolcuların bu tur sırasında otobüsten indikleri söylenmişti. Lise sonda o makineye denk gelidim. Edirne-Uzunköprü arasında (sene 94-95). Kaptan Edirne'den bir yapıştırdı, ibre 145 te sonda, ama hala hızlanıyo. Tamam dedim bu makine o makine. Gerçekten o Maratonmuş.
Halamın oğlu otobüs şoförü idi. ""Maratonla izmitten istanbula giderken gözüm takografa ilişti bı baktım 195 km yi gösteriyor ben napiyorum yaav deyip ayağımı gazdan çektim"" diye anlatmıştı.
Kilometre sona geldikten sonra ibre göstergeyi bı daha turluyordu km halatı kopmuyordu normalde son suratı görüp biraz hızlanan arabanın km halatı kopar cidden çok muhteşem bı arabaydı.ama 0302lerin tahtını esas Superman SR240 otobüsü salladı onun rampası düzü birdi maratonun düzü çok iyi rampası zayıftı .
Bırakın bu hayali konuşmaları. 210 gitmişmiş.! Yok 195 basmışmış.! Mitsubishi marka otobüsün Son hızı maksimum 140 km/h...65 yaşındayım...45 yıllık Şöförlük yaşamım var.. Türkiye'ye gelmiş en hızlı otobüsler Alman Magiruz Deutz V-8 Havalı Apollo otobüslerdi onlarda maksimum (47'lik olanlar) 145 km/h hıza çıkabiliyordu..Maraton ile İstanbul - Ankara parkuru'nda Tem otoyolunun Demiryolu ile yan yana olduğu Kocaeli - Sapanca arasında , yol bomboş ve son hız 140 ile gitmeme rağmen Basit bir Elektrikli Treni (Hızlı tren değil , onun tozuna bile yetişilmez) evet normal bir treni bile sollayamadım, tam gaz vermene ragmen geçemedim treni. Yani demek istediğim , öyle yok 210 muş ...195 miş ...Bunlar abartı ve asılsız komik (!) iddialar..Yok öyle bir otobüs.!
140'tan sonra ibrenin keyifle devam ettiğine şahit olanlardanım :)
2 tane mus firmasininn kaza yaptigi sirada ibrelerin 160-170 km hizda oldugu soleniyor 1998 den once
Uzun seyahatlerde tekne gibi sağa sola yalpalama hissiyatı veren nadir otobüslerden 🙂
Sağa sola sallama olayını prenseslerde düzeltiler o sallama tamamen olmasa da bayaa düzelmişti.
Güzel karariznatik araçlardır keşke devem etseydi rekabet iyidir bir döneme adından yazdıran araç Türk otomotiv sektörü yeni nesile anlatigin için çok teşekkür ederim kardeşim her hafta yeni güzelliğe imza atıyorsun videolarını sabırsızlıkla bekliyorum her hafta başarılarının devamını dilerim
Yunus hocam çok teşekkür ederim, kanalın ilk videosundan itibaren hep vardınız ve her daim desteğinizi gösterdiniz. Gerçekten size minnettarım sizin desteğiniz ile ben daha da cesaretlendim inanın. Eksik olmayın daha güzel videolar da buluşmak dileğiyle.
Sürati 140 devirip tekrar 60 a kadar dönüyordu 140 ta durduran iğne yoktu körüklü olduğu için çok konforluydu retarder o dönemler için devrimdi..ayrıca Mercedes 0302 den sonra 0303 değil 0302S yani piyasa tabiriyle V6 yı çıkarmıştı
Maratonun en güzel yanı arka beşli koltuklariydi hem genişti hemde yüksekti önde otuyormus hissi veriyordu
Emegine saglik kardesim çok güzel ve detaylı anlattın.sayende bilgileniyoruz..👍
Asil ben size teşekkür ederim, ben sizlerin sayesinde bu detaylı videoları yapıyorum. Bu kurduğunuz cümleler beni ziyadesiyle mutlu ediyor. Eksik olmayın vaar olun.
Temsa dar kampana ve balata koydu Eğer retarder veya Telma koyabilseydi samimiyetle söylüyorum Mercedes nal toplardı
302 lerden sonra uçak gibiydi gerçekten, ayrıca kliması çok güzel soğutuyordu.
O403 lerde de 125 ten sonra yazmamışlar... Bir kac kere dek geldiğim yabancı plakali bir otobüste ibre 125 in üstündeki çizgiye kadar gelip orda durduktan sonra otobüs hızını bir kaç kere daha artırıyordu. Genelde sol seritten gidiyordu ve şeritler sayilmiyordu , birbirine giriyordu. Sol şeritten giden bir çok özel aracı solluyordu. Düzce Kaynaşlı gişelerden, İstanbul Topkapıya 2 saat 15 dakikada gelebilmişti. Calimca giselerde bi 6 - 7 dakika beklemişti. Radardan dolayı yavaşladığını düşündüğüm bazı yerlerde, ibre hemen 125 ten düşmüyordu. Beyagi bi yavaşladiginda, ibrenin yine 125 in üstündeki cizgide olduğunu görüyordum. Sonra bir daha yavaşladığında ibre o zaman 125 ten düşüyordu. Otobüsteki takograf a herhalde 110 dan sonraki hızı kaydedilmiyordu. Daha önce 130 140 giden otobüslerle binmistim. Ama bu otobüs cok farklı gidiyordu. Gürcüstandan gelen bi otobüstu. 170 180 ile giden bir 403 ' e ilk defa binmiştim. Ayrıca 0403 lerin motorları, maroton ve prenseslerdeen daha güçlüdür.
90'larda Sakarya As Turizmde vardı. Adapazarı - Ankara arasında onlarla çok yolculuk yaptım. Yolun düz kesimlerinde ibaresi sonda giderdi.
Samsun seyahatlerinde genel de O 302S ya da O 303 ile seyahat ederdik. Bir sefer Maraton'la seyahat edince, ailemden seyahat için hep bu arabadan bilet alınmasını istedim. Neden? Çünkü 1- Gece yolculuklarında O 303'ün için daha karanlıktı ama Maraton ise daha aydınlıktı. Maraton'un camları daha genişti. Yolda daha keyifli çevreyi izleyebiliyorduk. Bir de bunun yanında cam kenarında perde kenarlıkları içecek ve kol dayamak için çok uygundu.
Ne yıllardı.80.'li yıllarda otobüsün içinde sigara dumanından kimse kimseyi göremezdi.. Kırathane gibiydi.52 kağıdı ile okey takımı eksikti..Özlenen yıllar
🥱
Japon araçları mekanik ve uzun ömürlülük açısından herzaman ön planda olmuştur.
Japon mekaniği dünyanın en iyisi sanırım.
İlk kusmadığım ve Ordu'dan İstanbul'a kadar kesintisiz uyuyabildiğim tek otobüstü. Sarsıntı emici yan gövdelerden bahsetmemişsiniz. Bu sistem sayesinde asla sarsıntı hissetmezdiniz. Kliması çalışınca içeriye tuhaf bir kolonya kokusu dolardı. Otobüsleri çok severim ama Maraton, Prenses ve Safirin anıları çok farklıdır...
Teşekkür ederim yorum ve desteğiniz için 🙏
@@tarihiaraclar rica ederim
Yolların efsane modellerinden biridir yüreğine sağlık abi mercedes connecto videosu da yaparsın diye düşünüyorum 🙂🙂
Elbette yaparım ilerleyen günlerde inşallah 🙏
90 larda bulunduğum ilçe ile il merkezi arasında bu otobüsler çalışırdı. Araç hakkında aklımda kalanlar beşik gibi sağa sola yatması reterdar sesi ve hızlandığı esnada egzozundan çıkardığı ses olmuştur. İlerleyen yıllarda maraton kullannanlar prenses modeline geçmişti.
Maraton otobüslerde Retarder yoktu ve hiç olmadı. Retarder 1989-1990 model O303 V8 otobüslerde kullanılmaya başlandı.
@@ahmetkiran668 egzoz freni diye birşey var mıydı peki? hatırladığım yokuş inerken şöförün bi kolu çektiği ve motordan çok değişik bir ses gelmesiyle birlikte otobüsün yavaşlamaya başlamasıydı. eğer egzoz freni de yoksa yanlış bir çağrışım yapmışım.
@ Evet eksoz freni vardı fakat retarder yoktu.
@@ahmetkiran668 kavram yanılgısı oluşmuş. Bilgilendirme için teşekkürler.
@ Powertard vardır. Eksoz değil de ters vakum gibi bir sistem. Amerikan tırlardaki frenleme sistemi gibi.
En önemli eksiği motorunda turbo olmayışı .Sağa sola fazla sallanmasının sebebi ise arka körüklerin tekerleklerin önünde ve arkasında dışa doğru değil de şasiye yakın olmasından
Düz yoldaki inanılmaz süratlerine çocukluğumda çok şahit oldum. Daha sonra çıkan prensesler daha da beterdi. Çocukluk yıllarımızda konuştuğumuz bir kaptan, prenses için 220 ye çıktığını söylediğinde he he diye gülüp geçmiştik. Ama bir kaç yıl sonra samimi bir arkadaşımızın trafik polisi olan babası, 190-200 km hızlarla radara giren prenses ve man s2000 leri görüp bizzat ceza kestiklerini söyleyince kaptanın dedikleri aklıma gelmişti.
Ama rampada bayılması ve V8 303 ün hakikaten sağlam makine çıkması maratona darbe vurdu. Güzel yıllardı gerçekten
Düzde otomobilleri peşine takan efsane bir otobüsmüş.
Yaşım 49 bu otobüsle Yaşadığım şehirde 90'lı yıllarda tanıştım Hatta ilk ortadan açılan otobüsün ortasından biniş kapısı da bu modele Mitsubishi maraton ile tanıştık
Kapı acilacagi zaman uyarı sesini unutmam 90 yılında Siirt petrolle yolculuk ettim Ege'de yolculuk ettim o zamanın teknolojisine göre süper araçtı
Öncelikle, (erken) gençlik döneminden çok iyi tanıdığım ve çokça seyahat ettiğim bir otobüs olduğu halde, benim bindiğim dönemde 0303 ile ve sonrasında da Prenses adı altında 0304 ile rekabet etmiş bir otobüstür. Dolayısıyla yorumlarım da 0302 ve 0302S ile değil, 0303 ve 0304'e kıyasladır.
Konfor konusunda J9'da olduğu gibi yine tam tersini düşünüyorum. Evet süspansiyonları yumuşacıktı, çok güzel yaylanır, özellikle şehir içi bozuk yollarda Mercedes otobüslerden daha konforludur ama uzun yolda, yüksek süratlerde gemi gibi sallandığı için hiç de konforlu değildir; 2 saatlik yolculukta bile indikten sonra yorgun olurduk, bacaklarımız ağrırdı. Ayrıca retarderden bahsedilmiş ama yanılmıyorsam Maraton'da retarder yoktu, sadece egsoz freni vardı. (Yorumu yazdığımda video bitmemişti, izlerken yazmıştım, videonun sonunda kayık gibi sallanan konforsuz bir araç olduğu belirtilmiş.)
Öte yandan, sürekli olarak Maraton'un hızlı bir otobüs olduğu konuşulmuş ama belirtmek isterim ki, 0304 yokuşlarda Maraton'dan çok daha hızlıydı, hatta 0303 bile yokuşlarda Maraton'dan bariz hızlıydı. Dolayısıyla kontrolsüz bir şöföre denk gelmemişseniz, ortalama seyir hızı olarak Maraton söylendiği gibi hızlı bir otobüs değildi. Sürekli olarak ibreyi sona dayayacak kadar dengesiz bir şöför ve ağırlıklı olarak düzlükten oluşan bir güzergahta daha yüksek son hızı sayesinde Maraton daha hızlı bir yolculuk sunabilirdi ama aklı başında bir şöför hele de Maraton gibi zayıf frenleri ve dalgalanma sorunu olan bir otobüsle* 100-110 km/s hızları geçmeyeceği için çoğu zaman son hız avantajı bir işe yaramazdı. Şahsen benim seyahat ettiğim güzergahta 0303'ten daha hızlı değildi, 0304 ile zaten bu tartışma tamamen son bulmuştu.
Bu detaylı açıklama için teşekkür ederim, eksik olmayın.
Bizde nedense otobüsleri hızı ile değerlendirme gibi bir anlayış var, çocukları anlayabiliyorum ama yetişkinler de otobüsün salt hızına bakarak yorum yapıyorlar; halbuki otobüsün son hızının hiç bir önemi yok, hatta güvenlik açısından son hızının düşük olması daha iyi. Yanılmıyorsam şimdi hepsi fabrika çıkışlı 100 veya 105 km/s hızla limitli. Ancak otobüsün yokuşta hızını olabildiğince koruyabilmesi önemli, çünkü konforu etkiler, hele de Maraton'un satıldığı dönemde daha fazla gidiş-geliş yol olduğu düşünülürse, yokuşta hızını koruyabilmesi düzlük hızından çok daha önemliydi.
Maraton'la ilgii unutumadığım bir görüntü de dört bir tarafındaki sarı ışıklardı, o dönemin diğer otobüslerinde böyle bir uygulama yoktu sadece ön farlar ve arka stoplar, bir de ön tarafta tavanda ışıklar olurdu. Maraton'un ise gövdesinde belli aralıklarla yanan sarı/turuncu sinyal lambalar hem güvenlik hem de görsel olarak faydalı bir uygulama olmuştu.
Maraton'u övebileceğim diğer bir konu da sessizliği idi, motor sesi 0303'lere göre daha düşüktü.
Benim "hızlı otobüs" dendiği zaman aklıma 0304 gelir, bir yolculukta otobüsümüz bozulmuş ve bir süre bekledikten sonra firma 0304 göndermişti. Sanırım gecikmeden kaynaklı olarak o kadar hızlı gitmiştik ki; normalde 2 saat 45 dakika süren yolculuk, 0304 ile neredeyse 30 dk daha kısa sürmüştü, o hızı hiç unutamıyorum. (O dönemde çocuk sayılacak yaşta olduğum için riskleri düşünmediğim, müthiş keyifli bir yolculuktu ama şimdi ne kadar tehlikeli olduğunu anlayabiliyorum.)
0 303 üç kez lastik değiştirirdi maraton iki kez....0 303 diyelimki ayda 10 bin tl yakardı aynı yolu maraton 7 bin tl ile kapatırdı..rotarder dediniz o kol egsoz freni ama ayakta olan motor freni gibi değilde çift kelebekli bir egsoz freniydi çok iyi tutardı ...hız km sınırı ve o zamanlar eds kamera vs takograf olmadıgı için geceleri 140...150 basarlardı sonrada fren zayıf derlerdi...175 ile radara girmişliği vardır..ve o kapı sesi bagaj açılıp kapanması iç dizayn düğmeler rafları buzdolabı tıpkı yerde bir uçak diyebilirdiniz..ama bakın amaaaaa diyorum provakatör mercedes asla başka otobüslere fırsat verdirmedi...güzelim çiftkatlara maratonlara hep memnuniyetsiz ajanlar troller bindirdi şikayet kavga araç sallanıyor rahat değil diye diye yaygaralar yaptırıyordu..firmaya şikayet yolcuya gaz vermeler yoksa ben maraton 0 303 ve yıllarca çitkatlı kullandım volvo daf hala unutamadım..maraton safir hepsi aşk aşk. 0 303 kaydığı yağmurlu virajlarda maraton alay ederdi...sağa sola çok esnerdi ama rahatsız etmezdi ..beşik gibi uyurdu millet...
Çok teşekkür ederim detaylı bilgilendirme için, eksk olmayın varolun saygılar....
Bunların yeni kasası çok güzel.
MARATON 10 numara otobüstü...Çok çalıştım.
Çok güzel bir çalışma olmuş emeklerinize sağlık 🙏
Çok teşekkür ederim 🙏
Bununla cok küçükken Ardahan - Ankara arasi binmiştim. Otobüs bazen yavas bazen cok hizli gidiyordu, meger rampada bayılmış,duzlukte asfalti yariyormus :)) aklimda bir bu, bir man s2000 bir de 0403 kaldi .
Yolcu için gelmiş geçmiş en rahat araçlardan biridir.
Emeğine sağlık çok güzel video olmuş yine
EMEĞİNE SAGLIK GÜZEL BİR BILGİLENDIRME OLDU
Teşekürler beğeniniz için, eksik olmayın. Saygılar.
Sene 1993 de tokattan İstanbul'a. Gitmiştim maroton prenses ti galiba tokat Turhal seyehat hostesler bayandı yarım satte bir kolanya dagitirlardi çay şu ikram boldu uzun zaman dan. beri otobüse binmemisti yaklaşık 15 sene neyse sonra Antalya'dan İstanbul'a gittim. Çok degismis. düzen ilgi alaka kalmamış ondan değil. otobüse insan degilde sanki hayvan eşşek binmiş sanki insanlara değer verilmiyor hissettim eskiden daha iyiydi
Hatta bizim Tokat'ta Topçam turizmde çalışan abi vardı derdiki eskiden Ulusoy varan da kravatsiz adamlari almıyor derdi tabi mecaz olarak
O zamanki şartlarda. Doğru uçak gibiydi öyle diyorlardi daha dün gibi ama 29 sene olmuş ne günlerdi. Vay vay vay unutmam kolay kolay
Ağırlığından dolayı rampalarda V8 homurtusu terapi gibi gelirdi, İzmir bodrum arası karadeveci ile çok gidip geldim, 157km hıza çıktığını bizzat gördüm.
Çok güzel bir video olmuş tebrik ederim
Çok teşekkür ederim 🙏
Maratona özellikle Bursa- Bandırma hattında çok bindim, Bursa Seyahat , Doğan Körfez gibi firmalarda çok vardı, o kadar sallanırdıki insanların midesi bulanırdı, zaten 303 europe varken maratona binmeyelim diye dua ederdim.
Evt, bayir cikamiyor, ayrica frenleri de iyi olmadigi icin yokus asagi da cok yavas olmak gerekiyormuş.
Düz yolda 180 görüyormuş.
Ilginc bir otobüs.
Başkan öyle bir anlattın ki yıllardır maraton kullanmış gibisin
Bu izlenimi verebildiysem ne mutlu bana, desteğiniz için teşekkür ederim.
Süper Man ve Scanıa'yı bekliyorum...
İnşallah ilerleyen zamanlarda 🙏
Emeğine sağlık çok güzel bir sunum olmuş selamlar
Eyvallah hocam, beğenmenize çok sevindim.
Eline sağlık kardeşim.
Eyvallah hocam teşekkür ederim 🙏
koltukları o kadar sertti ki daha terminalden ayrılmadan her yerimiz ağrımaya başlar 3 saatlik yol bize 12 saat gibi gelirdi. 😂
Videonun başında konforu hiç bir yerde yok derken sonunda mide bulandırıyor demen tuhaf değil mi
Bu otobüsler artık fabrika servisi olarak kullanılıyor
Video için teşekkürler. Ancak, O302'den doğrudan O303 ve Maraton'a geçerek M.A.N. Superman ve O302S'i atlamışsınız.
Video için teşekkürler. Emeğinize sağlık.
Teşekkürler desteğiniz için.
Çok efsane video hocam Elinize ağzınıza emeğinize sağlık Otokar nasıl kuruldu diye video yaparmısınız?
Çok teşekkür ederim bu güzel yorumunuz için. Otokar markası hakkında bu linkteki video da bahsettiğim bir bölüm var bu videoyu izleyebilirsiniz. EFSANE 50 NC ARAÇLARININ HİKAYESİ - IVECO MARKASININ HİKAYESİ
th-cam.com/video/tQXj1rZuUxY/w-d-xo.html
@@tarihiaraclar Teşekkür ederim hocam
Sizi tebrik ederim güzel vidoya
Çok teşekkür ederim desteğiniz için. Beğenmenize sevindim 🙏😎🙃
En büyük ayrıntı kuvvetli kliması vardı ve bunu çalıştıran bagajda 4 silindirli bir mitsubishi moturu vardı
Teşekkürler bilgilendirme için, bu ayrıntıyı atlamışım :(
ince koltukları rahat bi otobüs dü
Zamanında İzmit İstanbul arasında AsyaTur ve Efetur rekabeti vardı 93 yılıydı sanırım komşumuzun dijtal kadranlı tempra sx le bu kocaoğlanlara 160 kmde yaklaşamadık öyle deli gidişleri vardı.
Maraton için yer uçağı yakıştırması boş değilmiş
Çaf çaf çaf o egzoz freni sesi geldi kulaklarıma sanki
Aynen üstad, o dönem çok meşurdu motor firen tertibatı.
Temsa nın yeni ötobüsleri güzel
Gemi ve deniz araçları ile ilgili videolar gelsin lütfen
Listeme ekliyorum muhakkak bir çalışma yapacağım 👍🙋
O yillara gore güzel aracdı
Beşik gibi sallanırdı yolda :)
Yıllar oldu izmirden istanbula 303 le 3 nolu koltukta gidiyordum. Balıkesir civarında rampa aşağı bizimki ibreyi 120 ye dayadı ama araç hala hızlanıyordu. Yanımda babam vardı. İbreyi işaret ettim baba bak sona dayadı hala hızlanıyoruz derken temsa prenses bizi tıslaya tıslaya sollayıp gitmesin mı. İkimiz de şok. Rahat 160 km belkide üstünde gidiyordu. Halbuki ibreler 120 üstü göstermiyor ama tut tutabilirsen.
Videolarınız çok güzel, anlatıcıyı değiştiriseniz dahada güzel olur. Yani şun anda olduğu gibi kitaptan okumaya çalışır gibi değilde, ses tonu ve diksiyonu bu işe daha uygun birisi tarafından seslendirilse kanalınız seviye atlar.
Teşekkür ederim bu değerli yorumunuz için, anlatan, içeriği yazan, video montajlan tek sadece benim. Bir ekip değiliz, ses konusunda tavsiyeniz için teşekkür ederim 🙏 daha da büyürse kanal tabi ki profesyonel bir kişi ile çalışılabilir ama bu seviyede çok zor. Bir kazancımız yok inanın sadece arabaları sevdiğim için yapıyorum ve sizlerle paylaşıyorum.
Mercedesin sadece yıldızı,maraton otobüsün tamamıne bedeldir.
Maraton deyince aklıma Tatlıses Turizm geliyor.
Evet çok otobüsü vardı👍
Muş Seyahat de kapıları 302 ler gibi cift yana açılan görmüştüm, tekmiydi bilmiyorum. Şeritleri çok farklıydı özellikle ön tarafı siyah ve lacivert boyalilar pek bir havalı duruyorlardı ayrıca Ulusoy un o zamanki seritleride bu otobüslere yakışmıştı.
Hiç görmedim ben, belki ilk serileri öyleydi.
160 iddia etmiyorum bizim araç 178 km ile radar cezası yedi onu biliyorum
Çok severim ama durmuyo. Retarder tek kademe. Yağışta özellikle dikkat edilmeli hala kullanan varsa...
Merhabalar, ilk çıkan maratonlards retarder yoktu onun yerine motor freni yani egzos freni vardı, saygılar
Emeğinize sağlık çok teşekkür ederim mitsubishi efsanedir
Ben teşekkür ediyorum beğenmenize çok sevindim. Bir başka videoda görüşmek dileğiyle hoşçakal 👋
Emeğine sağlık hocam
Teşekkür ederim 🙏
Maraton ne arabaydı birkaç defa yolculuk fırsatım olmuştu yaşım ortaya çıktı 😂 hele ki o safirler perona ne yakışırdı dedemi çok görmedim ama otobüs şöförü olduğu için otobüsler çocukken dikkatimi çekiyordu kaptanlar safire aşıktı perona çok yakışırdı ama Mercedes her zaman tahtı sağlamdı
Çok güzel olmuş tsk
Ben teşekkür ederim, beğenmenize çok sevindim. Saygılar.
Bir kere bindim ve kesinlikle bir daha binmedim. Koltuklari cok sertti ve kötü yollarda insanin midesini agzina cikariyordu.
Salınım çok fazlaydı, bu otobüslerden Antalya Akdeniz Turizm çok kullanırdı. Adana Antalya arası güzergah olarak mersin üzeri gelirseniz mahfolurdunuz.
7 vitesti ,3 le kalkan çoktu :)