Sabaha karşı Önder Özen soru-cevap programı için soru-yorum tarzı bir şeyler yazmıştım. Gerçek bir Türkiye tarihi ve analizi olmadan, devlet-sermaye-rant ilişkileri üzerine konuşmadan futbol konuşmanın anlamsız olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Şuradaki program bile yüzeysel kalıyor ama tamamen futbol dışına çıkıp konuşmak da hem ayrı bir uzmanlık gerektiren hem de büyük bedel ödemeyi gerektiren bir iş. Bir futbol programının işin arka planına dair, sosyoloji ve siyasete dair başlıklar açması bile şu zamanda değerli bir iş. Bu sabaha karşı, "artık futbol konuşma zamanı değil" minvalindeki yorumumun üzerine bu programı görmek mutlu etti. Ama ben sorunu bu ülkenin tarihinde görüyorum. "Tarih" yerine başka kavramlar da kullanılabilir ama o zaman işler hassaslaşır :) Osmanlıdan Cumhuriyete ve bugüne dek, Türkiye analizinin küçük bir parçası olabilir ancak futbol-rant-şiddet ilişkileri. Resmi tarihten değil, sosyolojik, ekonomi-politik ve çok boyutlu bir tarih külliyatı okumasından bahsediyorum. Oradan bakınca da mevcut çözüm dinamiğini göremiyorum. Ne toplum adına ne de siyaset elitleri adına bir umudum yok. Burası her alanının devleti ele geçirenler tarafından dizayn edildiği bir ülke.
Programın bu bölümü harika. TFF başkanı ve yapısındaki değişim beklentisine ilişkin somut öneriler, politikalar öneriliyor. Toplumsal şiddet meselesi masaya yatırılıyor. Güçlü hakem kurullarının gerekliliği vurgulanıyor. Şeffaflık talep ediliyor. Sadece kurumları ve yasaları değiştirmek yetmez, alt kültüre de bakmak ve eğilmek gerek deniyor. Öte yandan kurumsal yapıların güçlendirilmesi gerektiğinin de altı çiziliyor. Sonrasında her iki taraf da meselenin memleket boyutuna dair dertleşiyor. Hatta bir ara Irmak'ın sesi titriyor ve gözleri doluyor... Mutlaka daha fazla platformda yaygınlaştırılmalı. Yalnızca bu bölüm değil, diğer kanalların bu türden makul ve sağlıklı tartışabilen bölümleri de daha fazla dolaşıma girmeli... Sağlıklı bir spor kamuoyu için aynı zamanda sağlıklı bir toplumsal psikoloji ve kamuoyu da şart. Teşekkürler Irmak Kazuk ve Serdar Ali Çelikler!
Abi kimsenin kimseden korkmasina falan gerek yok, adam gibi hakem getirilsin bütün problemler çözülür. Hakemler de sütten çıkmış ak kaşık değil. Her hava topu düdük, her temas düdük, top oynanmiyor ligde. Iyi olan takım kaybediyor maçı bu yüzden.
Sıkıntı hakemler değil(hakemler bağımsız değil), federasyon yönetimi. Onun da iktidarın temsilcisi olması. Yani iktidarın her alanı kendi siyasi-ekonomik çıkarına göre dizayn etmek istemesi. Zaten şaibe asıl buradan kaynaklanıyor. Üzerine bir de bu adamlar liyakatsız. Neyse şimdi federasyon başkanı yıprandı, yumrukçu Koca da yıprandı. Bu ikisini harcayıp, kamu oyunun gazını alırlar. Başka zaman başka işlerde tekrar değerlendirirler. Yerlerine de benzerleri getirilir. Ya da bir seferliğine direkt atamayla değil de, üzerinde uzlaşılarak, en azından kulüplerin de fikri alınarak birisi atanır. İleride tüm kulüpleri %100 avucuna aldıklarında bunu da yapmaya tenezzül etmezler. Zaten hemen hemen tüm takımlar iktidara biat ediyor. Herkes avucunun içinde, bir yerlerinden yakalanmış vs. Ekonomik-siyasal çıkar meselesi var karşılıklı. Herkes iktidara bağımlı. Bağımlı olmasa bile karşı çıktığında başlarına gelecekler belli. Ülkede hukuk tamamen bitti. Demokrasi kültürü ve talebi de eğitimli kesimlerde dahi yok denecek kadar sınırlı. Önceden çok kısmi de olsa demokrasi kültürü ve çok daha bağımsız yargı ve diğer devlet kurumları vardı. Şimdi tamamen Ortadoğulaştırılıyoruz. Sorunun temeli bu. Yama tutmaz. "İçişleri bakanı güzel işler yapıyor", "buradan iyi şeyler çıkacak" tarzı laflar da cahilce laflar. İki gaz alma operasyonu ve rakiplerini temizleme operasyonuyla sanki kurumlar eskisi gibi bağımsız çalışıyormuş algısı yaratıyorlar. Halbuki mesele kendi içlerindeki rekabet ve toplumun da gazını alma. Tekeline aldıkları medya gücü, devlet olanaklarıyla her yaptıkları hamlede toplumun gazını almaya daha çok devam ederler.
Bunu izlerken aklıma şu geldi. Sonuçta bu bir oyun ve bu oyundan zevk alan bir kişi bu işin başında olsa, kardeşim zevkimize zarar veriyorsunuz diye dramatik kararlar alabilir gibi geliyor. Bunun için adayım da Acun Ilıcalı. Nasıl olur bilmiyorum ama böyle bir şey gördüğünde ortalığı karıştıracağından eminim. Hem güçlü, hem zengin, hem de sporla iç içe birisi.
Serdar Ali bey yorulmuş, kendiyle çelişiyor ve yeni şeyler söylemiyor asla. Aziz gitsin çözülür diyenlerden biri oydu. Buyukeksi gitsin diyor, ama yönetim kurulu vs olurmuş birileri, sonra da mesele kişiler değil yapısal değişiklik lazım diyor. Buyukeksi değil mesele, projeyle planla gelip, seçimle çarpışarak gelecek birileri lazım. Atamayla gelenler belli!
Sabaha karşı Önder Özen soru-cevap programı için soru-yorum tarzı bir şeyler yazmıştım. Gerçek bir Türkiye tarihi ve analizi olmadan, devlet-sermaye-rant ilişkileri üzerine konuşmadan futbol konuşmanın anlamsız olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Şuradaki program bile yüzeysel kalıyor ama tamamen futbol dışına çıkıp konuşmak da hem ayrı bir uzmanlık gerektiren hem de büyük bedel ödemeyi gerektiren bir iş. Bir futbol programının işin arka planına dair, sosyoloji ve siyasete dair başlıklar açması bile şu zamanda değerli bir iş. Bu sabaha karşı, "artık futbol konuşma zamanı değil" minvalindeki yorumumun üzerine bu programı görmek mutlu etti. Ama ben sorunu bu ülkenin tarihinde görüyorum. "Tarih" yerine başka kavramlar da kullanılabilir ama o zaman işler hassaslaşır :) Osmanlıdan Cumhuriyete ve bugüne dek, Türkiye analizinin küçük bir parçası olabilir ancak futbol-rant-şiddet ilişkileri. Resmi tarihten değil, sosyolojik, ekonomi-politik ve çok boyutlu bir tarih külliyatı okumasından bahsediyorum. Oradan bakınca da mevcut çözüm dinamiğini göremiyorum. Ne toplum adına ne de siyaset elitleri adına bir umudum yok. Burası her alanının devleti ele geçirenler tarafından dizayn edildiği bir ülke.
Programın bu bölümü harika. TFF başkanı ve yapısındaki değişim beklentisine ilişkin somut öneriler, politikalar öneriliyor. Toplumsal şiddet meselesi masaya yatırılıyor. Güçlü hakem kurullarının gerekliliği vurgulanıyor. Şeffaflık talep ediliyor. Sadece kurumları ve yasaları değiştirmek yetmez, alt kültüre de bakmak ve eğilmek gerek deniyor. Öte yandan kurumsal yapıların güçlendirilmesi gerektiğinin de altı çiziliyor.
Sonrasında her iki taraf da meselenin memleket boyutuna dair dertleşiyor. Hatta bir ara Irmak'ın sesi titriyor ve gözleri doluyor...
Mutlaka daha fazla platformda yaygınlaştırılmalı. Yalnızca bu bölüm değil, diğer kanalların bu türden makul ve sağlıklı tartışabilen bölümleri de daha fazla dolaşıma girmeli... Sağlıklı bir spor kamuoyu için aynı zamanda sağlıklı bir toplumsal psikoloji ve kamuoyu da şart.
Teşekkürler Irmak Kazuk ve Serdar Ali Çelikler!
Bence hakemler yabancı olacağına federasyon başkanı yabancı olsun.
%67 hata yapan hakeme UEFA Avrupa liginde bgn nasıl maç yönettiriyorlar peki? Bu da ilginç değil mi sizce?
Ali Palabiyigi da izlememis, adam açıkça yaşananları söyledi, hatasını da söyledi ama sebebini de anlatıyor, hiçbisey sebepsiz değil!
Abi kimsenin kimseden korkmasina falan gerek yok, adam gibi hakem getirilsin bütün problemler çözülür. Hakemler de sütten çıkmış ak kaşık değil. Her hava topu düdük, her temas düdük, top oynanmiyor ligde. Iyi olan takım kaybediyor maçı bu yüzden.
Sıkıntı hakemler değil(hakemler bağımsız değil), federasyon yönetimi. Onun da iktidarın temsilcisi olması. Yani iktidarın her alanı kendi siyasi-ekonomik çıkarına göre dizayn etmek istemesi. Zaten şaibe asıl buradan kaynaklanıyor. Üzerine bir de bu adamlar liyakatsız. Neyse şimdi federasyon başkanı yıprandı, yumrukçu Koca da yıprandı. Bu ikisini harcayıp, kamu oyunun gazını alırlar. Başka zaman başka işlerde tekrar değerlendirirler. Yerlerine de benzerleri getirilir. Ya da bir seferliğine direkt atamayla değil de, üzerinde uzlaşılarak, en azından kulüplerin de fikri alınarak birisi atanır. İleride tüm kulüpleri %100 avucuna aldıklarında bunu da yapmaya tenezzül etmezler. Zaten hemen hemen tüm takımlar iktidara biat ediyor. Herkes avucunun içinde, bir yerlerinden yakalanmış vs. Ekonomik-siyasal çıkar meselesi var karşılıklı. Herkes iktidara bağımlı. Bağımlı olmasa bile karşı çıktığında başlarına gelecekler belli. Ülkede hukuk tamamen bitti. Demokrasi kültürü ve talebi de eğitimli kesimlerde dahi yok denecek kadar sınırlı. Önceden çok kısmi de olsa demokrasi kültürü ve çok daha bağımsız yargı ve diğer devlet kurumları vardı. Şimdi tamamen Ortadoğulaştırılıyoruz. Sorunun temeli bu. Yama tutmaz. "İçişleri bakanı güzel işler yapıyor", "buradan iyi şeyler çıkacak" tarzı laflar da cahilce laflar. İki gaz alma operasyonu ve rakiplerini temizleme operasyonuyla sanki kurumlar eskisi gibi bağımsız çalışıyormuş algısı yaratıyorlar. Halbuki mesele kendi içlerindeki rekabet ve toplumun da gazını alma. Tekeline aldıkları medya gücü, devlet olanaklarıyla her yaptıkları hamlede toplumun gazını almaya daha çok devam ederler.
Saffet Sancaklı olabılır mı hem Eskı futbolcu hem de ole kımseden tırıcak bırısı degıl yabancı kuralı konusun da kotu olabılır ama :D başka kım var kı
Bunu izlerken aklıma şu geldi. Sonuçta bu bir oyun ve bu oyundan zevk alan bir kişi bu işin başında olsa, kardeşim zevkimize zarar veriyorsunuz diye dramatik kararlar alabilir gibi geliyor. Bunun için adayım da Acun Ilıcalı. Nasıl olur bilmiyorum ama böyle bir şey gördüğünde ortalığı karıştıracağından eminim. Hem güçlü, hem zengin, hem de sporla iç içe birisi.
Ek paketler falan yapar gol kralına prim. En kötü oyuncuyu survivor'a götürür falan slkdfjslkdfjskldjf
Fenerbahceyi bitiricez diye ulke futbolunu bitirdiler
Koskoca yüce devletin elinden nasıl kaçmış o adam? Yersen
Serdar Ali bey yorulmuş, kendiyle çelişiyor ve yeni şeyler söylemiyor asla. Aziz gitsin çözülür diyenlerden biri oydu. Buyukeksi gitsin diyor, ama yönetim kurulu vs olurmuş birileri, sonra da mesele kişiler değil yapısal değişiklik lazım diyor. Buyukeksi değil mesele, projeyle planla gelip, seçimle çarpışarak gelecek birileri lazım. Atamayla gelenler belli!
Aziz Yıldırım
Aziz yıldırım