EN KÖTÜ YERLİ FİLMLER // SEN NE DİYON #60 // KOLPAÇİNO SEVERLERİ KARŞIMIZA ALIYORUZ!!!

แชร์
ฝัง
  • เผยแพร่เมื่อ 9 ก.พ. 2025
  • Bu proramımızda gelmiş geçmiş en feci yerli filmleri konuştuk. Konuşurken gözümüzden yaşlar geldi. Bazı kötü anıları yeniden yaşadık.
    Gelecek hafta ise "en kötü mülakat anıları" konusunu ele alacağız. O yüzden en feci iş görüşmeleriniz olur, en kötü okul mülakatları falan olur, aşağıya yazıverin.
    ---
    Sen Ne Diyon?; Can Türkdoğan, Ömercan Güldal ve Can Sungur’un sunumuyla, yok efendim konuklarıyla, yok efendim çiçek tanesi yorumuyla her Salı 20:00'da karşınızda. Siz yorum atıyorsunuz, Geekyapar ekibi muhabbetini çeviriyor.

ความคิดเห็น • 789

  • @ungawebunga1290
    @ungawebunga1290 7 ปีที่แล้ว +502

    Ulan tam Sungurluk bölümde Sungur yok. Olacak iş değil.

    • @mehmethanthecimmerian1009
      @mehmethanthecimmerian1009 7 ปีที่แล้ว +53

      Herhalde Sungur fazla gömdü Ceco ile tekrar çekmek zorunda kaldılar

    • @kayracan3663
      @kayracan3663 4 ปีที่แล้ว +42

      Artık hiçbir bölümde yok be abi.. Hatta olabileceği hiçbir bölüm yok be abi..

    • @erdemyigit5086
      @erdemyigit5086 4 ปีที่แล้ว +3

      @@mehmethanthecimmerian1009 resmen underrated comment bee

    • @ulasgngor
      @ulasgngor 4 ปีที่แล้ว +19

      @@kayracan3663 artık arabesk müzik koyulacak video bile yok be abi..

    • @speranzediliberta7175
      @speranzediliberta7175 4 ปีที่แล้ว +1

      @@ulasgngor hayatımız video be abii...

  • @dogukanyldz3650
    @dogukanyldz3650 7 ปีที่แล้ว +695

    CS için Base42 dlcsi almanız gerekiyor.

    • @cafersartas3489
      @cafersartas3489 7 ปีที่แล้ว +15

      CaptainBlack gEEkyApAr

    • @Arphenonn
      @Arphenonn 6 ปีที่แล้ว +3

      Artık Post42

    • @35ulas
      @35ulas 5 ปีที่แล้ว +2

      @@Arphenonn artık post42 + lore42

    • @nukleerp0rtakal
      @nukleerp0rtakal 4 ปีที่แล้ว +4

      @@35ulas Artık tadı da kalmadı. Sonat ayrıldı.

    • @luffy521
      @luffy521 ปีที่แล้ว +2

      ​@@nukleerp0rtakalartık sadece soğuk savaş

  • @hatoke
    @hatoke 7 ปีที่แล้ว +83

    Her sen ne diyon bölümünü izlerken yemek yiyorum. Bir gün gülerken boğulup ölüp gidicem diye korkuyorum.

  • @ulasbaranbayrak4023
    @ulasbaranbayrak4023 7 ปีที่แล้ว +136

    Yalnız geekyapar bey siz beni küpeli falan gördünüz ama bizde fikirtepe çocuğuyuz yeani

  • @eyupemreerdem9539
    @eyupemreerdem9539 4 ปีที่แล้ว +34

    Vay bee! Kim derdi ki yıllar sonra CT ve Ceco Kolpaçino'nun her hafta övüldüğü muhteşem bir talk showda yer alacak. Kader işte. All hail Kolpaçino.

    • @zeynepyurt4141
      @zeynepyurt4141 3 ปีที่แล้ว +1

      Hangisinden bahsediyon?

    • @eyupemreerdem9539
      @eyupemreerdem9539 3 ปีที่แล้ว +1

      Crossover Talks

    • @gezenhoroz5399
      @gezenhoroz5399 2 ปีที่แล้ว +1

      Yess bee adalet

    • @dynfaris
      @dynfaris ปีที่แล้ว

      negawaaat

    • @memurolmasamdaolur9713
      @memurolmasamdaolur9713 2 หลายเดือนก่อน

      ​@@eyupemreerdem9539 nerede kolpaçino övdüler la ben ctli crossoverları 2 kere izledim hatırlamıyorum

  • @SaBenEmre
    @SaBenEmre 7 ปีที่แล้ว +187

    14:20
    Space'e bas
    Dolaptan temiz don al
    Tuvalete git
    Temizlen
    Sandalyeye yayıl
    Space'e bas

    • @mirotankian8443
      @mirotankian8443 7 ปีที่แล้ว +4

      emrevehan allah razı olsun o saniyede elimle kapattım görmedim ama sesten korktum kdkdldldödödl olsun

    • @ErdemEralpp
      @ErdemEralpp 7 ปีที่แล้ว +3

      sonraki 5dk tam ekran izleyemedim

  • @koisil7136
    @koisil7136 7 ปีที่แล้ว +143

    Keşke Yiğitcan hazır burdayken bi sen ne diyona çıkartsaydınız şöyle bi 5 li izleseydik

  • @egearikan4906
    @egearikan4906 7 ปีที่แล้ว +135

    14:20 korkudan yataktan düştüm yapmayın sonu dram

    • @gobuns2
      @gobuns2 7 ปีที่แล้ว +15

      İşin sonunda onun Aybike olduğunu bilmem beni az da olsa rahatlattı.

    • @cihankaya6361
      @cihankaya6361 7 ปีที่แล้ว +4

      Yav kardeşim bitek ben değilmişim iyi ohhh

    • @blackunicorn9694
      @blackunicorn9694 7 ปีที่แล้ว

      :D

    • @murattalha6187
      @murattalha6187 7 ปีที่แล้ว +10

      Abi bir uyarsaydınız akşam izliyorum ben bu videoyu kafayı yedim ya

    • @barsyucel7016
      @barsyucel7016 7 ปีที่แล้ว

      ne var ki orada korktum şimdi

  • @themanofsteel7385
    @themanofsteel7385 4 ปีที่แล้ว +12

    Hazal Kolpaçino sevmiyorum ve ünlüyüm bul beni.

  • @SadeceAtakan
    @SadeceAtakan 7 ปีที่แล้ว +30

    Cevdet gittikçe Hangover'daki Alan'a benziyor. Bir sonraki bölümde Carlos da gelebilirse çok güzel olur.

  • @johnarat8711
    @johnarat8711 7 ปีที่แล้ว +87

    valla bu videolari kim editlio bilmiom ama 2:30 daki closeup cok guzel yapmis helal olsun kim yapiosa.

    • @sinancemaslandogan9609
      @sinancemaslandogan9609 7 ปีที่แล้ว +44

      JOHN ARAT Jönler jönü sayın Sir Can Türkdoğan Bey editliyor.

    • @furkancalskan9359
      @furkancalskan9359 5 ปีที่แล้ว

      Kardeşim senin y tuşun çalışmıyor muydu?

  • @turanbuldu4340
    @turanbuldu4340 7 ปีที่แล้ว +170

    siz kolpaçino felsefesini anlamamışsınız

    • @rawencrow
      @rawencrow 7 ปีที่แล้ว +5

      tam andaval çıktı bu ekip

    • @turanbuldu4340
      @turanbuldu4340 7 ปีที่แล้ว

      ?

    • @rawencrow
      @rawencrow 7 ปีที่แล้ว +9

      sana demedim birader adamlara diyorum. hiç anlamamışlar kolpayı bide gitmişler hala saçma salak amerikan filmlerini yorumluyolar yok program yapıyolar falan..

    • @sodyum2551
      @sodyum2551 7 ปีที่แล้ว +17

      Turan Buldu arkadaş ciddiye almış dediğini, kolpaçino fanboyu galiba

    • @turanbuldu4340
      @turanbuldu4340 7 ปีที่แล้ว +1

      ayn

  • @Cem_
    @Cem_ ปีที่แล้ว +2

    Yıl olmuş 2023 hâlâ şu bölümde dakika 14:23 'teki jump scare'i yiyorum. Kalp krizinden gidecektim gene.

  • @lucabrasi3161
    @lucabrasi3161 7 ปีที่แล้ว +1

    Üniversite yıllarında ailemden para almayı kesmiştim ve sadece devletten kredi alıyordum. Tabi o para sadece hayatta kalmama yetiyordu. Bunu anlayınca deli gibi burs kovalamaya başlamıştım. Alakalı alakasız her türlü kuruma başvuruda bulunuyor ve mülakatlara giriyordum. Karşılaştığım en büyük zorluk mülakat heyetini başka kurumlardan burs almadığıma ikna etmek oluyordu. Yine bir burs mülakatında yaklaşık yarım saat boyunca ne kadar zor durumda olduğumu, ailemden para falan almadığımı anlatmaya çalıştım ama gayet ikna ediciydim. Mülakattan çıktım ama heyeti kıvama getirdiğime eminim. Gelecek bursları kiminle ve nerelerde yiyeceğimin hayallerini kurmaya başlamıştım bile. 1 saat sonra telefonum çaldı, burs aldığım başka bir kurumdan arıyorlardı. Telefondaki kadın doğrudan konuya girdi:
    - Başka bir kurumdan burs aldığınız tespit edildiği için bursunuz kesilmiştir.
    Sonradan farkettim ki, iki kurumun mülakat heyetinde de aynı adam varmış. Ben çıktıktan sonra diğer kuruma haber verip bursumu kestirmiş. Sonrası ise 15 bin liralık kredi borcu ve sefil geçen bir öğrencilik hayatı. arada e-devletten açıp borcuma bakıyorum bi umut silinmiştir falan diye.

  • @aztek-
    @aztek- 7 ปีที่แล้ว +18

    Ortaokul son sınıfta askeri lise sınavlarına girmek istedim ancak öğrendim ki bu boyla askeriyeye mermi diye alınıyormuşum.Bu sayede mülakat derdi yaşamadım.

  • @caglaravcil
    @caglaravcil 7 ปีที่แล้ว +138

    Askerden döndükten hemen sonra çok istediğim bir Mimarlık ofisine başvurdum ama bir türlü cevap gelmiyor. O sırada büyük bir inşaat şirketinden görüşme talebi geldi. Ancak bir sorun vardı: Şirket Ümraniye'deydi. Ailemin baskılarına dayanamayarak iş görüşmesine gittim. 2,5 saat ve 3 vesaitin ardından görüşmeye biraz gecikmeli olsa da vardım. Mülakatı sonlandırırken şirket yetkilisi Sizin soracağınız bir şey var mı? dedi Ben de Cılız bir sesle "Peki Servisiniz var mı?" diye sordum. "Sen nerde oturuyorsun?" dedi o yetkili. "Nişantaşı" diye cevap verdim. Adam: "Ulan Nişantaşı'nda oturuyosun! Yok bi de senin için servis mi kaldıralım?!" diye başladı söylenmeye. Adam lafını bitirdikten sonra Ben "Yani şimdi servis Yok mu?" diyerek emin olmak istedim. Adam: "Yok heralde! Ne diyorum iki saattir! diye atarlandı. Ben: "Yanii ne bileyim belki vardır da Üsküdar'dan....Neyse iyi günler" diyip hızlı adımlarla oradan ayrıldım.. 1 saat 45 dakika sonra evime geldim. Neyse ki trafik biraz da olsa açılmıştı...

    • @asim-tahir
      @asim-tahir 7 ปีที่แล้ว +1

      Abi Seninde Askerlik Sekansındaki Zaman Diliminde Ne Çok Anın Varmış.

    • @beytullahguney1653
      @beytullahguney1653 7 ปีที่แล้ว +4

      mimarlık ofisi bize dürüst olsaydı...

    • @ulucan90
      @ulucan90 4 ปีที่แล้ว

      Ee nabak kardes

  • @baris90inan
    @baris90inan 7 ปีที่แล้ว +2

    hahaha "olmamış" ve "olmamış, bir daha çekelim" kısmına bayılıyorum. harika olmuş

  • @sertust
    @sertust 7 ปีที่แล้ว +5

    akademisyen olarak yurt dışında bir laboratuvara gözlemci olarak gitmek istedim ve benzer alanda çalışan isimlere mail atmaya başladım. bu tarz olaylarda maillere çok nadiren cevap gelir (ben de bana gelen benzer maillerin çoğuna cevap veremediğimden süreci biliyorum). bu yüzden birçok kişiye mail gönderdim. çalıştığımız alanda tam bir rockstar olan bir bilim insanı var, alanın muhtemelen en ünlü ismi. ted konuşmaları, bir sürü dile çevrilmiş onlarca kitap, yüzlerce makale... ortalama bir lab bile mailleri sallamıyorken, muhtemelen dünyanın en yoğun insanlarından biri olan bu adama mail atmaya gerek yok diye düşünsem de bir noktada çok da bir şey beklemeyerek öylesine bir mail yazdım. uzun uzun burada yaptıklarımı, onların labında neler yapabileceğimi anlattım; "özgeçmişim ektedir" diyerek maili bitirdim ve gönderdim. yarım saat sonra cevap geldi, şaşkınlık içinde açtım: "özgeçmiş ektedir demişsin ama ekteki bambaşka bi dosya, karıştırdın galiba" tarzı bir şey yazıyordu. adama cv yerine alakasız, saçma sapan bir dosya göndermiştim. şaşkınlık dehşete dönüştü. durumu düzelteyim derken bir maili de yanlışlıkla boş göndererek adamın gözünde başarılı akademisyen profilinden son hız uzaklaşmış oldum. "buna rağmen beni kabul etti ve iki yıldır o labda çalışıyorum" diye bağlamak isterdim ama bütün bunlar geçen hafta olduğundan hikayenin henüz bir finali yok maalesef.

    • @esgulis
      @esgulis 6 ปีที่แล้ว

      Hocam yorumun biraz önce aklıma geldi, merak ettim olay sonuçlandı mı diye. Hikayenin bir finali var mı artık?

    • @fatihakcayy
      @fatihakcayy 4 ปีที่แล้ว +1

      Final?

    • @sertust
      @sertust 4 ปีที่แล้ว +1

      Ben tamamen unutmuşum bu yorumu. Yanlış dosya gönderdiğim kişi labına kabul etmedi beni. :) Ama bir iki ay sonra cambridge üniversitesine kabul edildim. Yani genel olarak mutlu bir final oldu diyebilirim.

    • @fatihakcayy
      @fatihakcayy 4 ปีที่แล้ว

      @@sertust Aaaa, öyle mi, ne güzel o zaman, sevindim sizin adınıza :)

    • @cemre5336
      @cemre5336 หลายเดือนก่อน

      şu olayın sonu ne oldu diye meraktan geldim.

  • @erenkocyigit1509
    @erenkocyigit1509 7 ปีที่แล้ว +7

    2 sene önce İzmir Dokuz Eylül'de müzik teknolojileri bölümü sınavlarına girmiştim. Sınavın yapıldığı oda ve adayların olduğu yer arasında bir bölme vardı ve kesinlikle sırası gelmeyeni oraya almıyorlardı. Bizim milletimizde de kesinlikle sıra mantığı olmadığı için herkes kapıya zombi sürüsü gibi yanaşmış ve görevliler dahi kimse takmıyordu. İşin sıkıntılı tarafı sabah 8de orada ayakta beklemeye başlayıp, akşam 5e kadar kalmamdı. Üstelik sınav 2 aşamalı olduğu için bu eziyete 2 kere katlanmak zorunda kalmıştım. Daha fenası camlar öyle bir dizayn edilmişti ki neredeyse tüm gün güneşi içeri alıyordu. Bütün adaylar birbirine çok yakındı ve terlemeye başladı herkes. Ben de klasik olaraktan jüriye ayıp olmasın falan diye siyah pantolon ve gömlek giymiştim. Aklıma sıçıyım benden başka herkes tişört şortla gelmişti.
    Herkes terliyordu ama benimki ayrı bir boyuttaydı. Zaten 20 yıllık ankaralıyım nem nedir bilmem ben. Kaybettiğim su miktarı ankaranin deniz ihtiyacını karşılayabilirdi sanırım.
    Onca saatin vermiş olduğu yorgunlukla ter kokusunu osuruk ve o kadar ergenin olduğu ortamda farklı kokular takip ediyordu doğal olarak. Hem sıramı vermek istemiyor, hem de beynimin yavaşça eridiğini ve böyle giderse sınavı bok edicemi düşünüyordum. 3. Bir aşama eklenmiş gibi farklı bir sınav veriyordu beynim ve vücudum.
    Kimseye ayıp olmasın diye sona kadar öne geçmeye çalışmadım. Kafama ediyim keşke direk girseydim. Sondan bir önce girdim sınava (iki aşamada da).
    Müzisyenler ve bazı tiyatrocular bilir; ilk aşamada piyanonun yanında kulak sınavına giriyorsunuz. Sınıfa(stüdyoya) girdim. Jürilerden not tutan birisi dürümünü yerken bir diğeri çayını içiyor, aynı anda benim puanlarımı yanındaki not kağıdına yazıyordu ve bunların hepsini kaydeden bir kamera vardı. Nutkum tutulmuştu. Daha da kötüsünü 2. Aşama sınavında yaşadım. Hepsi Jedi Konseyi gibi etrafımı sarmış sorular soruyordu. Kendimi gemi tahmin etmeye çalışan Anakin gibi hissettim. Bir diğer taraftan da aklıma Lord elrondun divanı geldi. Hepsi yüzüğü yok etme gayesinde senelerini kendi dallarında uzmanlaşmaya vermiş kimselerdi. Bense yüzüktüm. Tabi bunları düşünürken jürinin bana sorduğu soruyu kaçırmış olmalıyım ki hepsi bana bakıyordu (Siz siz olun geekliğinizi yeri geldimi bastırın). Onları dinlemediğimi anlamamaları için soruyu tekrar isteyemezdim. Birkaç saniye bakıştık. Sonra başka bir şeyler sordular ve sonunda mülakat bitti.
    İşin ilginç ve komik tarafı o sene kontejanın 15 olması ve benim 15. olmamdı. Amaçlarını anlamadığım bir şekilde kontejanı 14e çektiler. Sonuç olarak kazanamadım.
    Seneye tekrar girerim, daha iyi çalışırım gazıyla tekrar girdim sınava. Tecrübeli olduğum için bu sefer tişört ve şortla gelmiş, sıranın en önüne atlamıştım. Geçen sene yaptığım hataları bu sene yapmamıştım. "1 senedir güzel sanatlarda okuyorum" demeyi çok isterdim ama yine kazanamadım. Ben de bu bölüme yakın bir bölüme ygsyle giriş yaptım. Hacettepe de sahne ve gösteri sanatları teknolojisinde okuyorum. Bölüm 2 senelik ses, ışık, elektrik ve metin çözümlemeleri gibi dersleri alıyoruz. Şimdiyse dikey geçişle sinema televizyon okuma gibi bir düşüncem var.
    Umarım kazanamamam bir işe yarar da daha güzel bir şeyler becerebilirim.
    Not: Yazdığımı tekrar okurken Can Türkdoğan'ın sesi ve okuyuş tarzıyla okumuş beynim. Sonradan farkettim elim ayam titredi. (Demiş)

    • @goodnight134
      @goodnight134 7 ปีที่แล้ว

      Eren Koçyiğit cool story bro

    • @Bengisu-dmr
      @Bengisu-dmr ปีที่แล้ว +1

      naptin mezun oldun mu

  • @ismailyaman3779
    @ismailyaman3779 2 ปีที่แล้ว +3

    03:13 - 04:38 - 06:20 - 08:49 - 11:16 - 14:36 - 15:16 - 16:23 - 20:38 - 25:56 - 27:08 - 29:59 - 31:31 - 32:31 - 38:34

  • @mervedayangac3813
    @mervedayangac3813 7 ปีที่แล้ว +3

    Hazal hanıma kesinlikle katılıyorum. Çok doğru tespitlerde bulunmuş bence de. Keşke ülkemizde bu tarz düşünen insanların sayısı artsa. Hazal hanımı çok desteklediğimi buradan belirtmek ister kendisine selamlarımı yollarım. Eğer buralardaysa ki sanırım buraların gediklisi kendisiyle tanışmak isterim. :)

  • @inanilmazyakin
    @inanilmazyakin 7 ปีที่แล้ว +1

    Mezun olmuştum, ingiliz dili ve edebiyatından yeni çıkmış herkes gibi hayata hem mesafeli hem de bir o kadar içindeydim. Özel bir dil okuluna öğretmenlik için başvurup, mülakata çağırılınca koşa koşa gitmiştim. Kıyafetime de makyajıma da normalinden fazla özendim. En başta her şey normal gitti; okuldan, öğretmenlikten, tecrübelerden bahsettik. Bilin bakalım kimin mülakatı inanılmaz kötü geçti? Ben ümidi kesip başka iş olanakları için başvururken o kurumdan demo ders için dönüş sağlandı. Yine çok özenip gittim, demo dersi verdiğim koordinatör çok anlayışlı olmasına rağmen aşırı heyecanlanıp asla istediğim gibi ingilizce konuşamadım, ingilizce bile konuşamadım, ya türkçe bile konuşamadım. Eve gidip işi alamayacağımı anladım, yeniden telefon geldi ve 2. Demo ders için aradılar... bu sefer daha az heyecanlansam da yine de batırdım, adam yüksek ihtimalle benim nasıl ingiliz edebiyatından mezun olduğumu kafasında sorgulamıştır.
    Aynı kurumda 1.5 senedir öğretmenlik yapıyorum, üniversitelere eğitim üzerine roportajlar veriyorum, en sevilen öğretmenlerden oldum.

  • @scherrer4715
    @scherrer4715 7 ปีที่แล้ว +1

    Ülkemizin (güzide !) devlet üniversitelerinden birinde tüm aşamaları geçtikten sonra müzik bölümü öğretim üyeleri karşısında vokal ve piyano performansı sunmak üzere gitmem gereken yere gittim. Öncesinde yurtdışında çok önemli bir opera bölümü kazandığımı (gene benzer bir mülakat sonucu, parasız ve zor girilen bir bölüm), belli bir dönem gittiğimi ama ailevi nedenlerden ötürü geri dönmek zorunda kaldığımı dipnot olarak geçmeliyim.
    Mozart ve Haendel'den kusursuz seslendirdiğim aryalar sonrası beni tebrik ettiler. Piyano kısmına ise işin açığı çalışmamıştım, çünkü yurtdışında da istenmiyordu ve piyanist değildim, yine de çok kolay olmayan ama zor da olmayan birkaç parça seçmiştim (Bach ve Chopin'den). Onları hatasız çaldım ama bu sefer bölüm başkanı olacak kişi "bunlar çok kolay, buraya ortalama üstü bir parça özellikle sonat çalarak gelmeliydiniz." gibi bir şey dedi. "Ben piyanist değilim, opera, vokal ve keman üzerine eğitim aldım, benden sonat istemenizi anlayamadım." dedim. Bu sefer bana karşı "Bilmelisiniz ki bu işin asıl yeri Amerika'da bile opera söyleyenler aynı zamanda iyi piyanist olmak zorunda, oradaki seçmelerde bile operacılar sonat çalıyor." minvalinde bir şeyler dedi. Bu sözler üzerine gerildim ve karşı çıktım çünkü Opera'nın merkezi Avrupa'ydı, Amerika'yı opera'da baz kalmak saçmalıktan öte olmadığını söyledim. Adam bunun üzerine sinirlendi, yanlış biliyorsunuz gibi şeyler söyledi. Halbuki cidden de Opera ile Amerika doğru bir bağdaş değildir ve Avrupa'da bile böyle bir zorunluluk ben görmedim, evet piyano isteniyor ama üst düzey bir piyano aramıyor kimse, İtalya'nın en iyi opera okullarından birinde öğrenim görmüş hocam bile doğru düzgün piyano çalmasını bilmiyor misal, Amerika'dan çıkmış doğru düzgün opera bile yoktur. Sanırım müzikal ile operayı bir sanıyordu. Çıkışta bir arkadaşımla konuştum, ona da "opera söyleme ya normalde pop falan söylüyorsan onlardan bir şey söyle bize." dediklerini aktardı bana.
    Sonuçlar açıklandığında tahmin ettiğim gibi kazanamamıştım. Tartıştığım bölüm başkanını araştırdığımda karşılaştığım sonuç da beni şaşırtmadı. Adam müzik değil Kamudan mezunmuş, tez araştırması İmam Hatip Liseleri üzerineymiş. Müzik ile tek alakası da Pensilvanya'da gittiği 3 veya 6 aylık piyano kursuymuş sadece, bakın üniversite bölümü falan bile değil sadece kısa süreli özel bir kurs. Böyle bir adam nasıl bölüm başkanı olabilir diye düşündüm ama cevabı birkaç saniyede buldum.
    Bir süre psikolojim bozuldu çünkü herhalde kazanırım diye başka yerde sınava girmemiştim, boşta kaldım. Ama çok geçmeden müzik ve vokal ile ilgil çok iyi bir iş buldum üstüne de yurtdışından burs alıp çağrıldım. Sınava girdiğim üniversite devletler arasında arasında Türkiye'nin önde gelen okullarından biri olduğunu belirtmeliyim. Vaziyet bu.

  • @aycaozden2086
    @aycaozden2086 7 ปีที่แล้ว +1

    İlk mülakatım oluyor o; iş bulma sitelerinden birinden birkaç mimarlık ofisine başvurmuştum, her birinin de internet sitesine şöyle bir baktım. Bir ay kadar sonra da bir ahşap yapı firması tarafından çağırıldım.
    Kimse bana bir mülakatta ne yapılması gerektiğini söylemediği için süslenip, portfolyomu kolumun altına sıkıştırıp ofise gittim. Üç kişinin çalıştığı ofiste yemek masası gibi bir masaya oturduk hepimiz.
    Başta her şey güzel gidiyordu, yaptığım projeler, mimarlık mesleğine bakış açım, bildiğim dil ve programlar, espriler derken birden benden olsa olsa 3 yaş büyük olan en genç çalışan "En beğendiğiniz projemiz hangisi?" diye sordu. Soruyu tıpkı Cem Yılmaz'ın dediği gibi bir "Ehe" ile oksitledim o an. Siteden hatırladığım kadarıyla bir projeyi tarif ettim ama çalışmadığım yerden çıkan bu soruya verdiğim cevapla elendiğimi ilerleyen 15 dk'da çok pis hissettim. Patron beyefendi aşırı derecede bozulmuştu, "Siz tabii daha yeni mezunsunuz, mimarlık mevhumunu henüz bilmiyorsunuz. Bildiğiniz diller, projeler hikaye şu an. Sizin bizden öğreneceğiniz çok şey var." buraya kadar yine okeydim, dedim tamam bir büyüğüm olarak bana öğütlerde bulunuyor. Ama sonra "Biz çok önemli işler yapıyoruz, çok büyük projelere çatılar yaptık. Siz bizim sitemize bir daha iyice bir çalışın. BİZİM SİTEMİZ DÜNYANIN EN KAPSAMLI MİMARLIK SİTESİDİR." içimi bir histerik gülme aldı, beynimin Seda Sayan'ı "Sen Kimsin?" diyerek uyandı. Sanırsın archdaily'nin CEO'su adam. Ahşap yapıyı dedem bile yapar. Ne var allasen, Karadenizi Mimar Sinan mı imar etmiş. Neyse dedim Ayça, sıçtın belli ki gülümse ve el salla. Vedalaştık ve ayrıldık. Ayrıldığımda olumlu bir yanıt gelse dahi çalışmak istemezmişim gibi bir his oluştu nitekim olumsuz dahi bir yanıtla dönmediler. Sağlık olsun.
    Bu arada dip not: "EN REZİL DÜĞÜN ANILARI"na NE DİYONUZ? En yakın arkadaşım evlenecek, Düğün Koruma ve Kurtarma ekibi olarak, hepiniz de evlenmişken tecrübelerinize ihtiyacımız var.

  • @HannoBarca_814
    @HannoBarca_814 2 ปีที่แล้ว +2

    Gecenin yarısı ve karşıma şu çıktı; 14:21 ödüm koptu çok teşekkürler

  • @aldoraine7468
    @aldoraine7468 7 ปีที่แล้ว

    Yüksek mühendisim ve o gün kurstayım, Bursa da kurumsal bir firmaya CV vermiştim (zaten içerden vermesen CV'ni görmüyorlar da) ders arasında arayıp iş görüşmesine çağırıldım. Gün içinde bir saat verildi o saatte orada olmam lazım. Heyecanla koştur koştur çıktım kurstan, berbere gidip traş oldum, eve gittim takım elbise giydim. Hazırım, atladım taksiye yanıma CV falan aldım gittim firmaya. Güvenlikte yarım saat bekletildim benimle görüşecek kişi gelecekmiş sanki fizandan geliyor. Gerginlik had safhada. Bir kadın geldi, CV'mi inceledi. ''Yalnız arkadaşım, biz sadece mavi yakalara bakıyoruz bir yanlışlık olmuş heralde'' dedi.
    Kurumsallaştık diye vazgeçilmez olduğunu zanneden bütün firmaları saygıyla selamlıyorum.

  • @ahmetbirinci2882
    @ahmetbirinci2882 7 ปีที่แล้ว +7

    Video boyunca osuruklu filmlere laf edip, 12:02'de osuruğu duyunca kahkaha atmanız çok iyi olmuş.

  • @luthenraelfanı
    @luthenraelfanı 7 ปีที่แล้ว +17

    Hayatımın en kötü mülakatı onun kalbine girmeye çalıştığım mülakattı be abi.
    Not: Oh be bir ben kalmıştım Arabesk Köşesine yorum yapmayan iyi oldu :D

    • @ColorOfTheSky_
      @ColorOfTheSky_ 7 ปีที่แล้ว +1

      Mösyö Sürreal unutturma haftaya sıra bende

    • @luthenraelfanı
      @luthenraelfanı 7 ปีที่แล้ว +1

      hakkı Eyüpoğlu Tamamdır ;)

    • @mczup5048
      @mczup5048 7 ปีที่แล้ว +1

      Bu tutmaz

    • @hasaneroglu1624
      @hasaneroglu1624 7 ปีที่แล้ว +1

      Mösyö Sürreal ismini ve avatarını değiştir lütfen ben geek gözlüğünü özledim

    • @luthenraelfanı
      @luthenraelfanı 7 ปีที่แล้ว +1

      Hasan Eroğlu Seni gerçekten anlıyorum dostum. Ben de niye yaptım çokta bilemedim. Bunu düşünüyorum bende inan.

  • @cafersartas3489
    @cafersartas3489 7 ปีที่แล้ว +247

    Can Sungur nerdeee

    • @oddeyecircle338
      @oddeyecircle338 7 ปีที่แล้ว +44

      ayrıldı kardeşim sorup durmayın (!)

    • @cafersartas3489
      @cafersartas3489 7 ปีที่แล้ว +6

      agust d doğru ya unutmuşum pardon

    • @tak5235
      @tak5235 7 ปีที่แล้ว +7

      Geekyapar'dan ayrıldı ne yazık ki.

    • @emirthebandito
      @emirthebandito 7 ปีที่แล้ว +18

      Gistte öldü dirilince geri dönecek

    • @Kaanelement
      @Kaanelement 7 ปีที่แล้ว +2

      O kadar gerçekleri konuş konuş kovdular! !😂😃😯😐

  • @mzsari
    @mzsari 7 ปีที่แล้ว

    Tam bir ay önce üniversiteden mezun oldum, ve geçtiğimiz dönem iş görüşmeleriyle geçti. Bir gün okulun kariyer sayfasında bir staj ve iş ilanı paylaşıldı. İlanı paylaşan asrın icadı mavi hapla bilinen dünyaca ünlü bir ilaç firması. Maaşlar güzel, mekan janti yerde. İlana e-mail yoluyla başvurdum. Yaklaşık 4-5 gün sonra İK'dan aradılar. Telefondaki kişi "staj ilanına mı başvurdunuz" diye sordu, düşündüm ki "yanlış baktı heralde", "yok şu şu pozisyona başvurdum". Okay yanlışlıklar giderildi, buluşma ayarlandı. Janti muhite grand tuvalet giyinip gittim, elimde CV çıktısı falan. Yarım saat güzelce bekletildim. Her şey beklenildiği gibi. Toplantı salonunda bir İK'cı ve iki de çalışmayı düşündüğüm departman yöneticisiyle konuşmaya başladık. 10-15 dk sonra muhabbet staja dönmeye başladı, ve konuşmayı anında durdurup, "sanırım bir yanlışlık var, ben staja başvurmadım, bilmem ne departmanı uzman yardımcısı pozisyonuna başvurdum." dedim. Sonra pek saygıdeğer İK'cı hanımefendi dedi ki "sariyer.com da görüyorum ki staja başvurmuşsun". Kadın benim 7 ay önce başvurduğum şeye bakıyor. Neyse dedim, tecrübe olsun zaten bi sinkaf çıkmayacak bu sohbetten. Sonra karşımdaki adam şu soruyu sordu (CT abi garip ses tonlarından birisini rica ediyorum) "bu staj programı yalnız 6 aylık. bu süreçte iş bulup stajı bırakmayacağını garanti edebilir misin?" Ulan aq beyaz yakalısı ben zaten iş arıyorum. Bana sorduğun soruya bak diye bağırıyorum içimden. Ama cevap olarak tam bir beyaz yakalı yavşaklığıyla "bana vereceğiniz feedbackle alakalı bir durum bu. eğer burada kendimi kalıcı hissedersem garanti edebilirim" dedim. Kafama sıçim.
    Atatürk beyaz yaka kasan bir adam olsaydı "Beni Türk İK'larına emanet etmeyin" derdi.

  • @dilanaltnsk
    @dilanaltnsk 7 ปีที่แล้ว +1

    Hayatımdaki ilk mülakatım, en tuhaf mülakatım oldu. 9 yıl falan önce, yaşım 12 o zamanlar. Annem, ablamla beni Ankara'da bir ajansa kaydettirmeye götürmüştü, kızlarım ünlü olsun düşüncesinde değil de daha çok bize anı olarak kalsın yaptığımız şeyler gibi bir düşünceyle. Neyse kaydolduk falan ajanstan ayrılıyoruz, tam kapıdan çıkarken ajansa giren bir adam bize iş teklif etti, akşam tekrar gelin görüşelim dedi. Biz de sevindik hemen ilk dakikada görüşme yakaladık diye. Akşam tekrar gittik görüşmeye ama projenin ne olduğunu da bilmiyoruz ne çıkarsa bahtımıza. Ablamla beni aldılar görüşme odasına, sorular soruyorlar oradan buradan. Sonra sabah tanıştığımız adam bize ''Hepsi grubunu seviyor musunuz?'' diye bir soru sordu, ben de ne bileyim, o dönem onların bir dizisi varmış ''Hepsi 1'' diye, ''hayır ben hiç sevmem'' diye yapıştırdım cevabı. Meğer proje oymuş :D Sonuç olarak işi alamadık ama iyi ki de alamamışız, bu anı daha iyi olmuş oldu.

  • @hbar6362
    @hbar6362 7 ปีที่แล้ว +2

    Bu benim tüm senemi çöpe atma hikayem . Ben askeri liseler kapatılmadan önceki son sene şansımı denedim ve sınavlara hazırlandım. Sınavlar açıklandıktan sonra az netim olmasından dolayı ailem sanki cinayet işlemişim gibi davrandı bana, ne yaptıysam da onlara puanın değil sıralamanın önemli olduğunu anlatamadım. Sonra ki ay kazanıp kazanamadığımız açıklandı ve ben tam da isteğim olan ışıklar askeri havacılık lisesini kazanmıştım. Ailem 1 ay öncesi hiç yaşanmamış gibi beni tatile göndermeyi teklif ettiler ve bana iyi davrandılar. Sonra mülakata gittim Ankara'dan İstanbul'a. Spor mülakatlarını ve Yoda olmama rağmen boy kilo mülakatlarıni kolayca geçtim. Ama iş sağlığa gelince değişti. Pantolonlarımızı indirmemizden tutun da (üroloji bölümü için) en ufak ben ve çiziğe kadar araştırdılar ve buna rağmen bunları da geçtim. İşin kopma noktası diş sırasında oldu ( Ömercan Bey'in annesinden çok özür dileyerek) o an tüm diş hekimlerine karşı bir kin besledim. Adam beni Damağımda ki ufak bı çıkıntı yüzünden eledi. Tüm sene boyunca verdiğim emek boşa gitti . Anlıycağınız Yoda asker olamadı abiler :(

    • @hbar6362
      @hbar6362 7 ปีที่แล้ว

      Not: şuan düzgün sayılacak bir hayatım olarak dişcilerden o kadar da nefret etmiyorum

  • @busecandogan9780
    @busecandogan9780 7 ปีที่แล้ว +1

    2 sene önce, üniversiteyi bitirmiş; o,insanı hayattan soğutan iş arama sürecinin içine girmiştim. Lojistik bölümü mezunuydum ve çok hevesliydim. Hemen iş bulamayacağımı biliyordum fakat bu kadar uzun süreceği aklıma gelmemişti. Günler geçtikçe umudumu yitirmeye başladım ve en sonunda aileden gelen, “seni belediyeye sokalım, o arada başka işlere de bakarsın. Boş oturma.” ısrarlarına dayanamayıp,belediyeye mülakata gittim. Genç,hevesli ve görece donanımlıydım. Adamla görüştük,oldukça da iyi geçti. Kendi kendime dedim ki “okey en azından lojistik birimine falan verirler, tecrübe tecrübedir.” Aradan 2 ay geçti... bir yaz günü kordonda tatlı tatlı dolaşırken telefonum çaldı. Mülakatı yapan adam arıyordu “neredeysen hemen gel” dedi. Bir heyecan koştum gittim. İçeri aldı beni ve bir önceki mülakatta sorduğu soruları tekrar sordu. Küçük küçük sinirlenmeye başladım ama çaktırmıyorum tabi. Neyse sonra dedi ki “tüh yaaa unutmuşum seni. Geçen hafta lojistik birimine birini aldık, seni alsaymışız keşke”. İçimden “ ulan mal madem öyle niye çağırıyorsun beni” diye söylenirken, o can alıcı sözler dudaklarından döküldü “gel seni zabıta yapalım, hem üniforması da var”. “Ha dedim tamam üniforması varsa” odadan nasıl çıktım hatırlamıyorum. Üç gün ağladım,yediremedim kendime. Şimdi üniversiteye devam ediyorum sayesinde.

  • @muratcam5409
    @muratcam5409 7 ปีที่แล้ว +1

    Askerde usta birliğine teslim olduktan sonra hangi bölükte olacağım belirlenmişti. Bakım bölüğüne seçilmiştim. Sırada, bu bölükte ne görev yapacağımı belirlemek vardı. Bunun için yüzbaşımız hiç zaman kaybetmeden beni odasına emretti, gittim. Sivilde ne iş yaptığımı öğrenecek, sonra da ona yakın bir görev belirleyecek diye umuyordum. Mesleğimi sordu, teknikerim dedim. Yani ne iş yapıyorsun dedi. Gemi inşaatı okudum. Gemi yapımında iş ilerleyişini takip ediyorum, çalışılacak ekipleri falan ayarlıyorum tarzında, iş tanımımla alakalı gerekli bilgiyi verdim. Yani? diye bir kez daha sordu. Açıkladığım hiçbir şeyi anlamamış olamazdı. Ara elemanım dedim. Mühendisin bir alt kademesinde çalışırım dedim, çizim yapıyorum dedim. Olmadı. Çelik konstrüksyoncuyum dedim. Anlamadı. En sonunda çaresizce kaynakçıyım dedim. Sonunda anlamıştı. Tamam dedi ve beni gönderdi. 2 gün sonra görevim hazırdı. Er gazinosunda, çay, tost ve meşrubat sorumlusu olmuştum. 1 sene boyunca kendimi gerçekten ifade edemediğimi düşünerek şafağı bitirdim.

  • @sosyalbilimci7058
    @sosyalbilimci7058 7 ปีที่แล้ว +2

    Türkiye'de mezun sayısının her yıl 1000'i geçmediği bir bölüm olan antropolojiyi okumaya karar verdiğimde başıma bunların geleceğini bilemezdim. Çok zevkle okuduğum bölümümün 3. yılıydı. Artık saha konusunda uzmanlaşmış, araziye çıkmak istiyordum. Fakat şöyle ki ben bu bölümü Istanbul'un çok bilinen üniversitelerinden birinde burslu okuyordum. Daha sonra bana fena halde kafayı takmış olan bir hocam -kendisi son derece egolu ve bir o kadar birikimli fakat ders anlatamayan bir dekandı-, devlet üniversitesine geçmeye karar verdi. Ki geçmese mezun olmam mümkün değildi. Kadının arkasından sınıf olarak parti verip sosyal hesaplarda delicesine paylaşmıştık. Az kalsın adak için kurban kesme ritüeli gerçekleştirecektik. Ve zaman geçti. Göbeklitepe'deki kazıya yaz tatili stajı için 3 kişilik antropoloji öğrencisi kontenjanı açıldı. Akademik kariyer için bulunmaz fırsattı. Başvurdum, ön yazım kabul edildi. Bütün saha araştırmalarımı özenle hazırladım. Inanılmaz referanslarım vardı önce ki yazı da hatayda başka bi kazı alanında hoca asistanı olarak geçirmiştim. Özel okullu olup mülakata alınan tek kişi bendim. Fakat bekleme salonunda bi gariplik sezmeye başladım. Ben tek ön yazıyla kabul edilirken, insanlar çeşitli telefon görüşmeleri yapmış, mülakata kalabilmek adına hocalarını araya sokmuşlardı. O an birden yüksek sesle bağırmaya başladım. Mülakatı hangi hocalar yapıyor bilen var mı diye. Panik halinde ne yapacağımı şaşırdım. Ve birden o ismi duydum. Gittiği için bizzat arkasından göbek attigim hocam mülakata giricekti. Sakince yerime oturdum ve sıramı bekledim. Çaresizce ağlamaklı içeri girdim. O an duvarda ki sinek olmak istiyordum. Ilk olarak ders hocamı daha sonra diğer hocaları selâmladım. Dersime giren hocam bana 4 adet A4 kâğıt verdi. Bu kağıtlarda bizzat o gitikten sonra cekildigimiz ve altına delicesine yorumlar yaptığımız paylaşımları basmıştı. Evet X hanım, bu durumu içerisinde bulunduğumuz kültürün, teknolojik imkanlarin sosyal hayata etkisini goze alarak, yaşadığımız mekan ve zamanın çerçevesinde bourdieu bakış acısıyla bize aktarır mısın lütfen dedi. Uzun bi nefes aldım. Ve anlatmaya başladım. Ciddi ciddi anlatıyordum. Bir nevi saçmalıyordum da. O an ne biliyorsam, ne öğrenmişsem anlattım. Çünkü bunu yapmasam büyük ihtimalle okulda ki hocalarımın kulağına bu durum gidecek ve yine mezuniyetim tehlikeye girecekti. Salondan çıkarken yüksek lisansımı ne üzerine yapsam diye düşünüyordum. Çünkü kendi alanimda akademik kariyer yapma şansım bitmişti. Mülakattan bir hafta sonra mail geldi. Ve ben 3 ayımı o hocayla beraber araştırmada geçirdim. Her sabah saat 5'de kalkıyor, akşam 8 civarı yorgunluktan uyuyordum. Beni antropoloji öğrencileriyle beraber saha araştırmasına göndermek yerine, arkeoloji öğrencilerinin yanına kazıya verdi. Amele yanığı oldum. Yaz sonunda kırılacak tırnağım dahi kalmamıştı. Kulağımın içinden, saç diplerimden toprak çıkıyordu. Her yerimde sinek, böcek bildiğim ve bilmediğim haşerat ısırıkları vardı. Mezun olalı 4 seneyi geçti. Şuan bambaşka bir iş yapıyorum. Antropoloji ise kültürel birikimimi arttıran, gozlem yetenegimi geliştiren bir hobi olmaya mahkum oldu.

  • @sadrialsk4185
    @sadrialsk4185 7 ปีที่แล้ว +7

    Allah razı olsun Geekyapar ekibi, moralim tersoydu beni çok güldürdünüz sağolun

  • @theced4008
    @theced4008 7 ปีที่แล้ว +11

    Csnin olmadığı ve kötü çoçuğun konuşulmadığı üzücü bir bölüm

  • @osmanbeyazay8734
    @osmanbeyazay8734 7 ปีที่แล้ว +1

    Mezun olduktan sonra deli gibi iş arayışına girdim. Sektör ayırt etmeden başvuru yapıp görüşmelere gidiyordum. Bunlardan biri de varlık yönetim şirketlerinde tahsilat yetkilisi pozisyonuydu. İş gereği aldıkları kredileri geri ödemeyip takibe düşen borçluları arayıp parayı istemek. Mülakatta 7-8 kişiyi bir araya toplayıp, biri ik yetkilisi biri de takım lideri olmak üzere iki kişi bizi değerlendirmeye aldı. Kalabalık olduğunu görünce grup mülakatında vaka çalışma olacağını sanmıştım ama umduğum gibi olmadı. Herkesin içinde birebir mülakatmış gibi sorular sormaya başladılar. Oturma yerimden dolayı en son bana geliyordu. Herkes kendisini çok sakin çok profesonel olduğunu söylemesine(yalan hepsi herkes bir şeylere kızar ve yeni mezunsun amk neren profesonel) sinirlenmiştim. Bana sıra geldiğinde zaten sıkılmıştım ben de troll niyetine "ben çok ters adamım, zaten belalı bir mahallede büyüdüm ciğerlerini bilirim bu borçlarını ödemeyenlerin söke söke tahsil ederim." demiştim. Odadaki herkesin gözleri fal taşı gibi açılmış bana baktığını görünce gülmemek için kendimi zor tuttum. Zaten pek umutlu değildim kendimi eğlendirmiş oldum. Neyse olumsuz dönüş yapmaya bile tenezzül etmediler. Kötü ama eğlenceliydi.

  • @denizcemtali9221
    @denizcemtali9221 7 ปีที่แล้ว +2

    bir hastaneye engelli kadrosundan sekreter olarak girmek için başvurmuştum.İşitme kaybı yaşayan bir insanım fakat işitme cihazı sayesinde iletişim kurabiliyorum.Fakat hastanede insan kaynaklarında çalışan hanım bunun farkında değildi ve benimle işaret diliyle anlaşmaya çalıştı.ben de bozmak istemedim ve aynen karşılık verdim.bayağı bir konuştuktan sonra kadının tavırları hoşuma gitmedi fakat sesimi çıkartmadım.Derken kadın konuşamayan bir kişiyi işe alamayacaklarını anlattı işaret diliyle bende onu olumladım.Kapıdan çıkarkende iyi çalışmalar dedim.Pişman değilim.

  • @batuhanakkaya6250
    @batuhanakkaya6250 7 ปีที่แล้ว +1

    Ortaokulda yapılacak bir etkinlik için sunucu seçmesine katılmıştım . Her neyse okuyacağımız metni verdiler ben birkaç kere okudum prova yaptım . O zamanlarki Türkçe öğretmenimin karşısına çıktım ve metni okudum . Hoca gözümün içine baka baka , peltek (Sadece s harfini baskılı söylüyorum ) olduğum için " SINI SUNUCU YIPIRSIM BINI KUFUR IDIRLIR " dedi . Hayatımda ilk defa bu kadar kötü biriyle karşılaşmıştım ve şokunu atlatamadığım için 1 hafta konuşmamak istedim ...

  • @Patchmasterr
    @Patchmasterr 7 ปีที่แล้ว +2

    ortaokul son ya da bir önceki sınıfımda törenlerde görevlendirilmek üzere koroya bir zümre seçilecekti. ben de müthiş müzikal kişiliğimi ortaya koyup katılmaya karar vermiştim. mülakat okulun çok amaçlı salonunda yapılıyordu. müzik hocamız piyanonun başında solfej testi yapıyordu herkese. bir tuşa bastı ve benden o tuşun çıkardığı sesi na veya a sesi ile çıkarmamı istemişti. tamam dedik başladık. hoca ilk olarak kalın bir tuşa bastı ve ben de aynı kalınlıkta geri ilettim. ikinci basışta da , üçüncü basışta da... belli bir süreden sonra hocalar biz sana haber veririz dedi ve çıktım. çıkarken hocamın bıyık altından öyle aşağılarmışçasına, öyle sarkastik bir şekilde güldüğünü gördüm ki kendimi bir paspastan daha değersiz hissettim.çok acımasızcaydı...
    ne olmuş yani bastığın her farklı notaya aynı sesle karşılık vermişsek ?

  • @koalakovala6273
    @koalakovala6273 7 ปีที่แล้ว +2

    Yüksek lisans mülakatına ben son sırada girdim. Sabahın köründe orda olmama rağmen listeden en son gireceğimi öğrendim ve akşam 5'e kadar okulda çay içmekten bir hal oldum. Sıra bana geldiğinde heyecanla içeri girdim ve uzunca diktörtgen bir masanın etrafına sıralanmış 16 kişi gördüm. Ben masanın ucuna iliştim, içerde bu kadar insan olabileceği aklıma gelmemişti, adımı falan düzgün söyledim diye hatırlıyorum ama gerginlikten ölmek üzereydim. Hocaların yüzünde bitse de gitsek ifadesi vardı ve bu durum beni daha da gerdi. Tam olarak ne sordular hatırlamıyorum ama ben her soru sorulduğunda biraz daha kendimden ödün verdim. Saçmaladım ama çalışsa yapar aslında ve en azından öğrenmeye açık imajı vermişimdir inşallah diyerek mülakattan ayrıldım. 5 dk sonra kendime geldiğimde tek tesellim en azından 16 kişinin önünde ağlamamaktı. (Bölüm başkanı ve bütün profesörler ordaymış sonradan öğrendim. Asistanlardan biri de ee.. ıı.. dediğimde bile bilgisayara yazıyordu bir de onu hatırladım falan...) Biraz daha zorlasalar adımı, cinsiyetimi, tuttuğum takımı bile değiştirecektim ona canım çok sıkıldı, neyse dedim bu da böyle bir tecrübe olur ben de bir daha kendimden ödün vermem dedim. 10 gün sonra sonuçlar açıklandı ve ben girmiştim. Ağlamadım diye aldılar galiba, bir de mülakatın sonunda iyi günler demiş öyle çıkmıştım, bence bu da artı puan olmuştur. Şimdi tezimi yazıyorum...

  • @Omerfaruk30
    @Omerfaruk30 7 ปีที่แล้ว +1

    Başlamadan biten basketbol kariyerimi anlatmak istiyorum. Bundan yaklaşık 5-6 sene önce 14-15 yaşında kendi çapında iyi basketbol oynayan tipik bir ergendim. Okulda, salonda sürekli atış ve turnike teknikleri geliştiriyordum. Her ne kadar mütevazi bir kişilik taşısam da basketbolda iyi şeyler yapabileceğime inancım tamdı. Yakın arkadaşımın da vasıtasıyla bir kulüple iletişim kurup seçmelere katılmak istedim ve kabul ettiler. Günü ve saati belli olan seçmelere daha bir haftadan uzun süre vardı fakat bendeki heyecan gitmiyor ve aklımda kurduğum destansı atış teknikleri hep gözümün önüne geliyordu. Hani bilirsiniz ya 180 derece dönüp atış yapmak, havada trick yapıp turnikeyi bırakmak falan... Benim de geliştirdiğim naçizane ama bir o kadar cool bir hareketim vardı. Potaya sağdan normal turnike atar gibi koşup pota altına girdikten sonra potanın altında sıçrayıp panyanın soluna çarptırarak turnikeyi bırakmak. Yani anlayacağınız ters turnike ama viraj almalı :D Neyse ben seçmelere gitmek için babamla yola çıktım arabada Linkin Park - Faint dinliyorum. Motivasyonum gözlerimden taşıyor bakan bir daha bakamıyor. Neyse biz indik her şey çok güzel ben soyunma odasına girdim. Zırhımı kuşandım. Isınırken bile hırslıyım herkesten iyi ısınmalıydım. Isınma bitti hoca beni yanına çağırdı. Dedi ki "Göster hünerlerini bir sağ bir sol turnike at bakalım aslan!".
    Ben durur muyum? Günlerdir hayalini kurduğum o destansı ama naçizane hareketimi göstermek istedim. Çünkü gösterirsem, kendimi kanıtlarsam beni NBA'den çağıracaklar ve 2. Micheal Jordan olabileceğim :D Neyse ben hazırlandım topu 3 kere yerde sektirdim. Neden 3 kere bilmiyorum özenti dolu yıllarımı sorgulamak istemiyorum neyse. Ben kalkışa geçtim içimden kendimi ateşleyecek cümleler kuruyorum. Gözlerimi kısıyorum hedefe odaklanıyorum. koştum potaya, yaklaşırken tam alta giricem... Taaak! Kütürrt! sesleri işittim. Sağ bileğim benden bağımsız zemine yaslanmış duruyor, ben de içimi parçalayan umutsuzluğumu toparlamaya çalışıyordum. Olamaz dedim top elime yapışmış, stresten her yerimi su basmıştı. Yerde acıyla kıvranışıma mı ağlasam kimsenin yardıma gelmemesine mi ağlasam bilemedim. Birilerini çağırdım ve yardım istedim. Bana acil yardımı yaptılar fakat o günden sonra bileğim bir çınar gibi sağlamlaşsa da umutlarım hiç yeşermedi abi. Ben de inancımı beslemeyi ve umutlarımın toprağına su serpmeyi kestim... Son.

  • @bgat99
    @bgat99 7 ปีที่แล้ว +1

    Merhaba,
    Manisa Soma'da yaşıyorum.Bir özelliğim şu ki genel kültür bilgim birçok konuda geek seviyesinde yüksektir.Biryerlerde duyduğum,gördüğüm ya da okuduğum birşey eğer ilgimi çekiyorsa asla unutmam.Beynim gereksiz bilgi deposudur.Diğer yandan birşey ilgimi çekmiyorsa hiç çekmez.Örneğin çocukluğumdan beri evimizde araba olduğu halde hiç öğrenmek istememem ,ne olur ne olmaz diye ehliyeti aldıktan 1 ay sonra araba kullanmayı unutmam gibi.Bunlardan birisi de şehirlerimiz ilçeleri ve plakaları dır.Yıl 2012 askerden yeni gelmiştim.Bodrum Gümbet'te bir otele resepsiyon görevlisi olarak başvuru yapmıştım.Telefon ile yapılan görüşmenin ardından yüzyüze görüşmek için otele gittim .Müdür bey ile tanıştık.Klasik mülakat sorularının ardından aslen nereli olduğumu sordu .Ben de Yunanistan doğumlu olduğumu belirttim.Daha sonra ben de kendisinin nereli olduğunu sorduğumda Çorum cevabını alınca son derece kendime güvenerek "Hmm Orası Ankara'ya bağlı değil mi?" diye cevap verdim.Adam önündeki kağıtlardan başını kaldırıp bana 10 saniye öyle bişey demeden baktı.Sonradan yapmış olduğum gafı anlar gibi oldum.O an becerebilsem kendi kıçımı tekmelerdim.Fakat günün sonunda işi kapmıştım.Ben olsaydım bzi sizi ararız bile demeden kapıyı gösterip ardımdan kilitlerdim.

  • @hassanexcalibur3233
    @hassanexcalibur3233 7 ปีที่แล้ว +2

    Bir özel Güzel Sanatlar Üniversitenin 3 ayrı bölüm sınavına ve mülakatlarına girmek durumundaydım. Sıralama olarak son sıraya yazdığım iç mimarlık bölümünün mülakatına heyecanla elimde dosyalar ve portfolyom ile girdim. Dış kapıyı tam kapatıp içeri geçiyordum ki bir jüri üyesi yüksek sesle sordu: ''Sen bizi son sıraya yazmışsın, eğer başka bölüm tutarsa bizi tercih etmeyecek misin?'' Ben de doğal olarak ''evet'' dedim. Onlar da ''tamam çıkabilirsin''. dediler. Kainatın ve hatta evrenin en hızlı mülakatını böyle yaşamıştım. (not: çıkarken ayağım kapı eşiğine takılınca tökezledim)

  • @cafersartas3489
    @cafersartas3489 7 ปีที่แล้ว +11

    " Biz Böyle Konuşuyoruz ama enişte kızmasın"

  • @tinadungze9429
    @tinadungze9429 7 ปีที่แล้ว +7

    2013 yılında Altınb.... holdingde stajyerlik için mülakat seçmelerindeydik. Yanımda 27 yaşında stajyerlik için can atan bir çocukla tam 2 saat içeriden çağırılmayı bekliyorduk. En son yanımdaki çocuk niye bu kadar uzun süre beklediğimizi sormaya başladı ve geçen kadın asistana ''pardon biz iki sattir bekliyoruz ama bizi çağıran olmadı'' diye sordu. kadın da ''ahahha ya siz mal mısınız stajyerlik mülakatları ikinci kat B blokta'' deyince benimle beraber uzun bir süre şok içinde kadına bakan çocuk bir anda yere oturup ağlamaya başladı. Ben de hemen koşarak mülakat olan yere mi baksam yoksa çocuğa mı teselli olmaya çalışsam bilemedim. Çocuk kendine gelirken ben de omzuna dokunuyor teselli ediyor, ''istersen inip bakalım belki kaçırmamışızdır diyordum. Ama mal çocuk inmek istemiyor orada yere oturmuş göz yaşlarını siliyordu. 20 dakika sonra eve gitmek için aşşağı inerken, gitmeden 10 dakika önce gitsek yetişebileceğimizi öğrendik. SENİN BEN APANDİSİTİNİ SİKİM PUŞT ÇOCUK!! ikimiz de mal gibi eve gittik sonra. mınski çocuğu.

  • @alperenyayla6936
    @alperenyayla6936 7 ปีที่แล้ว +2

    Staj başvurusuna gitmiştim Finansbank'a. İlk başvuru sırasında ben 1. Sınıftayım demiştim ama anketör kız beni 2. Sınıf yazmış daha yüksek komisyon alabilmek için herhalde. Neyse, görüşmeye giderken metroda zekice mülakat soruları düşünüyorum kafamda. İşte ellerimizi pembe sabunla yıkarken neden beyaz köpürür falan diye. İlk mülakaatım heyecanlıyım ama kendimden de eminim çünkü koskoca Boğaziçi Üniversitesi'nde okuyorum. Daha sonra başladık mülakata kadın dedi ki kaçıncı sınıfsın, ben daha 1'im dedim. Kadın "nasıl ya en az 2. Sınıflar başvurabiliyor" dedi. Ben orda bı ilk şoku yaşadım. Ama nolcak kurtarırız sorularda diyorum, hala anlamsizca kendime güveniyorum. Daha sonra kadının ikinci sorusu suratımda Batman'ın herkese yeter amk diye attığı şamar gibi patladı" Ee günlük hayatta neler yaparsın ?" Ulan ben kafamda 8 bilinmeyenli denklem çözmeye çalışıp rölativite teoreminin mantığını kavrıyodum , bu soru ne lan şimdi. Günlük hayatimda arkadaşlarla akşama kadar boş muhabbet yapiyorum, gece yurda gidince de geekyapar izliyip uyuyorum diyemedim. Kadına bir iki ibibik ibibik dedim. Sonra kadın da tamam ben anladım deyip herkesin yarım saatte çıktığı mulakaattan 5 dakikada çıktım . Yani diyeceğim kendinize aşırı güvenip çok zora hazırlamayin, sorular hic beklemediğiniz yerden de gelebiliyor.

  • @yigitomerefendioglu9369
    @yigitomerefendioglu9369 7 ปีที่แล้ว +1

    Tiyatro oyuncu seçimlerine gittim ve giyindiğim esnada aklıma tekila geldi. Evet baya içki olan tekila. Şöyle bir senaryo ürettim hoca " Ulan tekila da olsa ne iyi gider" diyecek ve yardımcısı Selin abla da " Saçmalama bu çocuklar daha 18 değil" diyecekti. Bu saçma senaryoyu hafızamdan silmeye çalışıp aşşağı indim. Hafıza oyunları adanalı kamyoncu taklitleri ve küçük oyunlardan sonra oyunda oynayacaktım. Lakin hocamızla muhabbet esnasında hoca benim kamyoncu taklitimi beğenmiş olacak ki "Oooo sen baya role girdin şimdi bi tekila da iyi giderdi" dedi. Bende o esnada Selin ablaya döndüm ve oda repliğini patlattı "Saçmalama bu çocuklar daha 16 yaşında". Kelimeler tam tutmasa bile benim için çok korkutucuydu. Altıma sıçtım ve birdaha oraya gitmedim.

  • @seymasahin1745
    @seymasahin1745 7 ปีที่แล้ว +1

    Hayatımda bir kere mülakata girdim onda da 10 saniye içinde dışarı çıktım. Karşımda gömleğinin düğmeleri göbek deliğine kadar açık ve göğüs kılları geniş yapraklı ormanları anımsatan ilk çağ insanı duruyordu. Mülakat o saniyeler içinde son buldu

  • @dilanyalcn7663
    @dilanyalcn7663 7 ปีที่แล้ว

    Ben de isterdim buraya mülakat anısı yazmayı. Fakat Radyo Televizyon bölümünü okuduğum lisede sadece benim yazıldığım sene mülakat yapılmamıştı. Bir bölüm hocamız vardı bize hep: "Yeteneksizler, zaten siz mülakatsız girişlisiniz, hıağğ..." gibi yakınmalarda bulunur bizim sınıfı hiç sevmezdi. Hatta beni de hiç sevmezdi. Bana bölümden git, zaman kaybetme gibi cümleler kursa da ben devam ettim. Sanırım benim için en büyük mülakat, lise boyunca o hocaya karşı kendimi tutmam oldu.

  • @fatihbolukbas2261
    @fatihbolukbas2261 7 ปีที่แล้ว +2

    Liseye başlayacağım sene denizcilik lisesi istiyordum puanı da benim puanımdan oldukça düşüktü ve sonuçta okulu birincilikle olması lazım kazandım. Ama okulun kayıt için fiziki ve sözlü mülakat sınavı varmış. Ki o dönemler yürümüyorum sağa sola yuvarlanarak ulaşım sağlıyorum. Bu mülakat durumunu bile bile ön kayıt yaptırdık ve mülakat günü geldi. 852 tane erkek mülakatın başlaması için bekliyoruz bir adam geldi, bizi okul kantinin deposuna götürdü ve ''Donunuza kadar soyunun.'' dedi. ''Ulan ben şişmanım zaten bu vücutla neden soyunayım.'' diye düşünmekten cümlenin garipliğini sonradan fark ettim. Olayın etkisini kendi üstümden atınca nedendir bilinmez etrafıma bakma isteği hasıl oldu bende. Gördüğüm manzara sonucu şu kanıya vardım. O dönem ki benim yaşıtım bütün erkek iç çamaşırı modeli arkadaşlar denizcilik okumaya heves etmiş. Aralarında da bir tane sağ olsun benim acımı paylaşan şişman vardı. Ben tabi etrafımda onca Biscolata erkeğini görünce soyunmak istemeyip (tamamen şişmanlıktan ötürü) ağlayarak babamın yanına koştum. Adam zorda olsa beni ikna edip 300 Spartılının arasına gönderdi. İşin daha acıklı tarafı o dönem sadece slip donum vardı. Neyse efenim fiziki mülakat alanına geldik. Gelmeden biraz araştırdığım için ne olacağını biliyordum. Boy-kilo oranına göre bir puan verecekler ki umudum yoktu. Uzun atlama yaptıracaklardı ki daha önce zıplamışlığım bulunuyordu. Şınav vardı ki daha önce bir tane şınav çekmiştim şahitlerim var. Listede beni umutlandıran tek aktivite mekik olmuştu. Garip bir şekilde göbeğime rağmen mekik çekebiliyordum. Son olarak da hiç umudumun olmadığı, daha önce semtinden bile geçmediğim barfiks. Hem de ters tutuş. Sırayla başladık bunları yapmaya ama en sona gitmişler barfiksi koymuşlar sanki enerji kalacakmış gibi. Kör topal bir şekilde hepsini yaptım sıra barfikse geldi, sıra beklemeye başladım. Önümdeki çocuk atladı demire başladı barfiks çekmeye. Ben ömrümde böyle devamlılığı olan bir hareket görmedim. Sanki çocuk kol yerine araba pistonu kullanıyor. Hem de Castrol ile yağlanmış. Bizden beş barfiks istiyorlardı bu sekiz silindirli arkadaş en son onu gördü diye hatırlıyorum. Sonra bu yetmezmiş gibi, beni yeterince rencide etmemiş gibi tek elini bıraktı ve tek elle barfikslerine aynı akıcılıkla devam etti. Bardağı taşıran bu son damladan sonra ''Sikerler ulan! Benimkileri de bu çeksin'' dedikten sonra kıyafetlerimi de alıp babamın yanına gittim. Daha sonra da biz bu yola baş koyduk diyip meslek lisesinden vazgeçmeyerek uçak bakım okudum, arkadaşımın ayağının üstünden uçak geçti. Onu da daha sonra sorarsanız anlatırım.

  • @hitselin
    @hitselin 7 ปีที่แล้ว +5

    Okul Meclis’ine girmek icin mülakata girmemiz gerekiyordu. Ben bir PowerPoint sunumu hazırlamıştım. Arka plana okulun logosunu koydum, tek tek uğraşmayayım diye de o sayfadan bir sürü kopyaladım. Sunumu hazırlayıp kapattıktan sonra ek sayfaları silmediğim aklımda geldi, sonra silerim diyip bilgisayarı kapadım. Ertesi gün mülakat oldu işte, her şey güzel gidiyor. Sonra sunumun sonunun geldiğini anlamadım bir an sayfaları geçtim bi baktım boş sayfalar. Sonra dank etti kafama ufak bir kriz ani yaşadım bi de o kadar uğraşmış gibi göründüğümden çat diye de kapatamazdım. Kem kum ettim biraz sonra da “bu boş kısımları ilerideki icraatlarımla dolacak ehe” diyiverdim. Hocalar ebleh ebleh baktılar yüzüme ben de içimden ‘aklıma tüküreyim ben ne mal insanım’ diye söyleniyordum ki teşekkürler dediler çıktım. İki gün sonra haber geldi meğerse bu malca cevabımdan baya etkilenmişler, Meclis’e seçilmişim. Yanı aslında kötü mülakat anım iyi bitti. Siz de üşengeçlik yapın benim gibi ödüllendirilebilirsiniz.

  • @sadrialsk4185
    @sadrialsk4185 ปีที่แล้ว +1

    sene kaç oldu bak, ben hala bu içerikte Cevdet in " olmamış " demesi gibi olmamış derim, bir konu hakkında olmamış diyeceksem Cevdet in yavaş gösterimi gibi " olllmamışşş " derim ağır ağır

    • @Wi.on_zen
      @Wi.on_zen 8 หลายเดือนก่อน

      6:25

  • @burakongen1970
    @burakongen1970 7 ปีที่แล้ว +31

    Yıllardır CV'de Almancayı başlangıç seviyesinde bildiğimi yazarım. Almancayı yazmamın tek nedeni lisede bu dersi görmüş olmamdı ama ne ders !! %99'u boş %1'i de tipik renkler,sayılar,adın ne gibi basit Alm. grammerinden ibaretti.
    Nerden bilebilirdim ki bir gün çok büyük bir şirkette girdiğim mülakatta bunun bir sorun olacağını.
    Mülakata girdim biraz konuştuktan sonra karşımdaki emekli general tipli sinirli bakışlı o üretim müdürü 'Alm. biliyormuşsun hımmm bana kendini Alm. tanıt bakalım' dedi. O an filmlerdeki şok olma durumunu aynen psikolojik olarak yaşadım bi an etraf karardı adamla aynı kadrajda baş başa kalmıştım sanki. Sonra o karanlıktan şu klişe çıktı 'mein name ist Burak' ve bir süre bakıştık ağzımdan başka kelime bekliyordu ama kafamda o an sadece Almanca ben öğrenciyim klişe lafı vardı başka bir şeyde yoktu. Öğrenciyim desem artık öğrenciliğimin üzerinden 8 yıl geçtiğini daha önceden söylemiştim kendisine nasıl olacaktı. Bende ne yapayım alm. sayıları saymaya başladım adamda her sayıyı söyleyişimde kafa sallamaya başladı aynen 1 sınıf okumayı çözen öğrenci-öğretmen muhabbetine döndü olay. Sonra 'yeter' dedi 'demek ki neymiş' dedi 'neymiş' dedim. 'Bilmediğimiz şeyleri biliyormuşuz gibi CV'ye yazmıyormuşuz' diye kapağını yaptı. Usulce 'mülakat için teşekkürler' dedim kendisine ve dönmemek üzere ortamdan yavaşçaa sıyrıldım.

    • @TheGokhan1144
      @TheGokhan1144 6 ปีที่แล้ว +1

      hacım en iyisi buydu krize girdim th-cam.com/video/7VBtr7gFT3s/w-d-xo.htmlm35s

  •  7 ปีที่แล้ว +11

    Şu anda çalıştığım iş yeri. Mülakat öncesi telefonda İK ile konuştum. Telefondaki hanım özetle şuna benzer bir şey söyledi: "Merhabalar, ben Aydolu. Cuma günü Müslahattin Bey ile beraber sizinle görüşeceğiz". İsimlerden inanın hiç bir şey anlamadım. Aydala gibi bir şey sandım, Aydolu'ymuş. Mailde de Aydolu yazıyor ama aklımda Aydala kalmış bir kere. Ötekisi zaten hafızada hiç yok. Bir ara Coca Cola'nın web sitesinde kutu üzerine isim yazdırmaca oyunu gibi bir şey vardı, Müslahattin yazdık, hata verdi. Öyle bir isim.
    Ben görüşmeye gittim, danışmadaki kadına soruyorum:
    - Merhabalar, Aydala Hanım ile görüşecektim. Beni bekliyordu.
    - Kim?
    - Aydala.
    - Ha Aydoluuu.
    Zaten mülakat stresi, bir de ismi yanlış söyledim ya, kafaya takıldı o. Hayır danışmadakinin ismi de Peruze. Abi nereye geldik? Ayrıca mülakat ne? İş görüşmesi diyin şuna, niye herkes mülakat diyor?
    Odaya girdim, bir süre sonra Aydolu Hanım geldi. Ben ona Aydala Hanım diyorum, o bana Gülhan Bey diyor. Karşılıklı saçmalıyoruz. Sonra müstakbel müdürüm geldi. Bir yandan iş konuşuyoruz, diğer yandan Aydolu Hanım araya girerken, Müslahattin Bey diyor. Yemin ediyorum yine hiç bir şey anlamıyorum. Adamın adını söyleyeceğim ama korkuyorum. Kadın her Müslahattin dediğinde ismini yakalamaya çalışıyorum ama namümkün. Zaten görüşme stresi dorukta.
    En sonunda bir özgüven geldi, dedim adama ismiyle hitap edeceğim. Çünkü kaçmaya çalışıyorum da bir yere kadar.
    Dedim MÜLAKATTİN BEY, şöyle şöyle böyle böyle. Aydolu bi kıkırdadı, Müslahattin bozuntuya vermedi. Ama ben durur muyum... Bir saat boyunca adama Mülakattin dedim durdum. Mülakattin Bey aşağı, Mülakattin Bey yukarı.
    Artık piyasada adam mı kalmadı ne oldu, aldılar beni işe. Birkaç aya beş sene olacak.
    Okuyorlarsa ikisini de öpüyorum buradan.

  • @melisyaprakk
    @melisyaprakk 7 ปีที่แล้ว +2

    İlk yorumda ki Kolpaçino filmi hakkında aynı şeyleri düşünüyorum. Ama ben bu filme tek gülmeyen ben olduğum için hep sorunun bende olduğunu sanıp kendimi zorla güldürdüğümü hatırlıyorum.

  • @ruveydadenizinbabas6363
    @ruveydadenizinbabas6363 6 ปีที่แล้ว +3

    Valla ben Kolpaçino'ya Şafak Sezer'den dolayı ön yargı ile yaklaşmış ve hiç izlememiştim. Bigün Didim'e tatile giderken otobüste izledim yokluktan. Valla bana gayet keyifli geldi. İnce ince eleştirecek bir şeyler aramadan 2 filmi de izledim. Eğlenceliydi, hiçte sıkılmadım valla. Beğenmemeye gelince, Cem Yılmaz'ı dahi beğenmeyen adamlar da varken bu memlekette, sizin yaptığınız sert ve ayrıştırıcı eleştirileri çokta şaaapmıyorum yani. Keyif alıyorsam izlerim/dinlerim..

  • @onurkoca72
    @onurkoca72 7 ปีที่แล้ว +103

    Sunguru kovanlar utansın.

    • @onurkoca72
      @onurkoca72 3 ปีที่แล้ว

      @Noire42 Sen ciddi misin ?

    • @lokum2847
      @lokum2847 3 ปีที่แล้ว

      @Noire42 ne gibi

  • @Dear.Torenk
    @Dear.Torenk 7 ปีที่แล้ว +1

    Gömmeli video yapıp en naif adamı videoya getirmek nedir. Cevdet Bey böyle konularda çok kibar kalıyor.

  • @bav8596
    @bav8596 7 ปีที่แล้ว +9

    Arkadaşlar CS nerede gibi yorumlar yazmanız bence bu üçlüye hakaret oluyor. Evet CS yi ben de seviyorum ama CS nin de nefret ettiği fanboylardan olmayın. Gayet güzel bir program olmuş ki CS nin sizin yorumlarınızı okuyunca üzüleceğine eminim.

  • @batuhanmesutgil9196
    @batuhanmesutgil9196 7 ปีที่แล้ว +1

    İyi bayramlar Azman .İyi bayramlar Kobra Necati.Sanada iyi bayramlar Geekyapar.

  • @elif54465
    @elif54465 7 ปีที่แล้ว +6

    Bir arkadaşın tavsiyesi üzerine çok da kalifiye eleman aranmayan bir yere acele şekilde watsapptan genel bir özgeçmiş yollamıştım, iş görüşmesine gelin dediler. Fotoğraf istesene neden watsapp profil fotoğrafımı cv'ye ekledin? O zamanlar yüzünün yarısını başka ponçik bir hayvanla tamamlayan popüler bir uygulama vardı, ben de rakunu seçmiştim. Gittim iki dirhem bir çekirdek heyecanla, yalnız '' Donna Hanım böyle bu ne bu köpek mi rakun mu insan resminizi gönderin bize'' dedi. Sonra masasındaki yemişleri çalıp kaçtım. Neden? Çünkü hırsız bir rakundum. :((

  •  7 ปีที่แล้ว +27

    Hayatımda mülakata girmedim ama öldükten sonrakine hazırlanıyorum. Sizde namaz kilin oruç tutun ve geekyapar ızleyin

  • @yalmproduction7519
    @yalmproduction7519 7 ปีที่แล้ว +3

    O zamanlar orta okuldayım ya 7. sınf ya 8. sınıf ve her ne kadar istemesemde ailem (özellikle annem) beni zorlana CAT sınavına soktu.Bu sınav bi kaç bölümden oluşuyo ve sizin ingilizcenizi ölçüp diploma veriyolar ve bayada bi para karşılığı snava girebiliyosunuz.Sınavda dinleme ve yazma bölümlerini ortalama bi şekilde yaptıktan sonra en korktuğum bölüme geldi sıra. Konuşma. Burda yabancı biriyle yaklaşık 5 dakika boyunca sohpet etmeniz isteniyor ancak ben acayip utangaçtım ve her çocuk gibi ingilizce konuşmaktan çekiniyodum.Her odada bir yabancı vardı ve sizi odalara 2 şer 2 şer alıyolardı.Ben sümüklü bi çocuğun tekiyle girdim ama nasıl heyecanlıyım böyle titreye titreye geçtim kapıdan.Yabancı bayan bize bir fotoğraf göstereceğini ve bu fotoğrafta bize ne gördüğünüzü 5 dakika boyunca anlatmamızı istedi.İlk sümüklüye verdi.Bende göz ucuyla baktım fotoğrafa. Fotoğrafta bir arkadaş grubu sahilde top oynuyordu.içimden acayip rahatladım çünkü bu tarz basit şeyleri anlatıcak düzeyde ingilizcem vardı ve çok sevindim.Sümüklü bişiler saçmaladı 3-4 dakika ve kadının Okay demesiyle odadan çıktı.Kadınla tek kaldım.Kadın bir fotoğrafta benim önüme koydu ve zibidik aksanıyla TALK dedi. Fotoğrafa bir baktım , elim ayağım dolaştı.Fotoğrafta bomboş bir arazi ve ortada sadece bi taş vardı.bildiğiniz TAŞ koymuşlar çimenin ortasına . ben acayip tilt oldum . kıçım dahil her yerim terlemeye başladı. Ulan bi taş hakkında ne anlatıcam 5 dakika. Süre devam ediyodu ve zibidi kadın sürekli beni come on you have to start tarzı kenara sıkıştırıcı cümlelerle dahada heyecanlandırıyodu. Napıcağımı bilemedim ve bu adaletsizliğe aşırı sinirlendim. Yanımdaki sümüklü sahilde top oynayan arkdaş grubunu anlatırken benden sokuk bir taş hakkında 5 dakikalık konuşma yapmam bekleniyordu. Tek kelime edemedim ve sürem doldu .Kadın bana hayal kırıklığısın tarzında bişiler söyledi ve bende Fuck the rock okay dedim ve kapıyı sertçe suratına kapatarak çıktım. Koşarak binayı terk ettim ve dışarda bekleyen ailemin yanına geldim. Olanları anlattım ama sonu hariç. Aradan 1 ay geçtikten sonra anneme bir mail geldi.Annem bilgisayar başında okur okumaz sinir bir şekilde bağırışından aha haber geldi diye anladım.Şimdi hangisine üzüleyim okadar paralar verilen sınavdan diploma bile alamamamı yoksa mail sonrası annemden yediğim dayağamı ?

  • @Hopebestman
    @Hopebestman 7 ปีที่แล้ว +1

    Kolpaçino ve diğer filmler hakkında söylediklerinize katılıyorum.Fakat Maskeli 5'ler , Recep İvedik 1 gibi filmleri seviyorum ben.Çünkü onlar yeni bi şey deneyen filmler.Daha sonra gelen aynı filmleri sevmiyorum ben.Aynı şekilde Habamam Sınıfı Merhaba'yı da severim!

  • @salihakgul6409
    @salihakgul6409 7 ปีที่แล้ว +2

    2 sene evvel, üniversitenin son yılında Avrupa'da özellikle Almanya'da yüksek lisans için hazırlanıyordum. DAAD isimli bir kurumun Almanya için burs verdiğini öğrendim ve başvurumu yaptım. Mülakat için Şişli'deki yerlerine gittiğimde biraz tedirgindim çünkü soruları kimlerin soracağı, hangi dilde soracağı (ingilizce mi türkçe mi) yada ne hakkında soracakları hakkında pek fikrim yoktu. Daha önce burs mülakatına hiç girmemiştim ama tahminimce neden bu üniversite, mezun olunca ne yapacaksın, aile durumu gibi şeyler sorarlar diye tahmin ediyordum. Bekleme salonunda geçen gergin 2 saatin ardından ismim okundu ve toplantı salonuna ayaklarım titreyerek girdim(açlıktan mı heyecandan mı bilmem). Uzun bir masa etrafında kadın-erkek, genç-yaşlı 10-12 kişi oturuyordu. Basit giriş sorularından sonra belgelerimi incelediler ve dananın kuyruğunun koptuğu yer geldi. Yaşlıca olanlardan bir tanesi Alman aksanılya "explain us one of the integration theories of European Union" dedi. (not: uluslararası ilişkiler mezunuyum). "Constructivism" diyerek aklımın bir köşesinde kalmış teorinin ismini söyledim fakat gerisi yok. Yaklaşık 15-2o saniye kadar hiç konuşmadan kafamı eğip önümdeki masaya baktım. Herkes teoriyi açıklamamı ve öncülerini söylememi bekliyor ama çıt yok. Odada ölüm sessizliği vardı sanki. Sadede gelirsek teşekkür edip postaladılar dışarı. Kendime çok küfrettim en azından ders notlarına bir göz gezdirseydim diye. Daha sonra teslim ettiğim belgeleri geri almak için gittiğimde başvuran diğer kişilerin dosyalarını gördüm ve baştan hiç şansım yokmuş diye kendimi teselli ettim çünkü hepsi Galatasaray, Boğaziçi, Ankara gibi üniversitelerin öğrencileriydi. (Kocaeli Üniversitesi çıkışlıyım). Şimdi İtalya'da yüksek lisans tezimi yazıyorum ve iyi ki Almanya olmamış diyorum çünkü İtalyanca öğrenmesi çok keyifli bir dil ve hiç değilse kahve ve pizza gurusu oldum.

  • @Cokamacli_insann
    @Cokamacli_insann 7 ปีที่แล้ว +2

    Çok kısa ve net bir anım oldu tam olarak mülakat da sayılmaz aslında.Sosyal bilimler lisesinin hazırlık atlama sınavı oluyor.Bendeniz de TNT de çıkan Seinfield,Mr monk, Homemade gibi diziler sayesinde gavur gibi İngilizce konuşuyordum (cidden bak).Velhasıl kelam yazılı sınavdan sonraki sözlü "mülakat" (evet konuya geldim) kısmında hocaların verdiği sorulara yapıştıriyorum cevapları. Sonlara doğru hocaların verdiği nota bakayım derken yakalandım ve hoca eline kalemi alarak watduviusittor gibi birşey dedi tabi ben mal gibi bakakaldim.Hoca en az 3 kere belki daha fazla tekrar etti ve ben ay dunno deyip çıktım.Sınav sonuçları açıklandı iki sınav ort 45 alan sınıf atlayabiliyordu ve ben 44 aldım hocanın sorusu ise "what do we use it for?" muş .ben orada wırayting bile desem 1 sene kârdaydim:( çok da kısa değilmiş .gubbay

  • @gorkemalkant-rap2012
    @gorkemalkant-rap2012 7 ปีที่แล้ว

    Mülakat anımı değil fakat bir ara askeri mülakatlarla ilgili bir şehir efsanesi çıkmıştı.Bu efsane mülakatın yapılacağı odaya girince arkanda kalan duvarın rengini sormaları.

  • @ylmazkocoglu7540
    @ylmazkocoglu7540 7 ปีที่แล้ว +1

    Şu video, okuduğunuz filmlerin çoğundan daha çok eğlendirdi.Birde youtube çöplük oldu diyorsunuz.

  • @emrecamloglu6699
    @emrecamloglu6699 7 ปีที่แล้ว

    Kesinlikle gerçek hayatta müzik veya efekt butonlarımın olması. Nasıl çıkarsa, nerden çıkarsa çıksın ama bi olay olduğu zaman üstüne müzik efektlerini hızlı verebilmeyi çok isterdim. Mesela ortamda bir fikir belirtildikten 5 dk sonra aynı fikri kendi bulmuş gibi gururlanan birisi olduğunda Sherlock Holmes'un "The game is on" repliğinin ardından giren müzik, sabah otobüs sırasına koşarken RUN DIRIRIRIRIRI, herhangi bir zamanda Sungur abinin en sevdiğim butonu olan Elumuze Verdiler veya Ismail Turut'ten "Adam var dünyasında.." girişi çalmak falan harika olurdu. Depresyon falan kalmazdı çevremde.

  • @mefazlic
    @mefazlic 7 ปีที่แล้ว +16

    Trt ending yok mu ya :((((

  • @sukarayl9039
    @sukarayl9039 7 ปีที่แล้ว

    sonundaa! ild defa ıssız adam'a laf eden birileri var. abii filmi beğenmeyen kimseyi tanımıyorum ve en sonunda heralde ben anlamadım iyi film moduna geçmiştim. teşekkürler yaa

  • @tunadag8530
    @tunadag8530 7 ปีที่แล้ว +1

    Ulan Cevdet Ağabey'in parmaklarının ayrıklığı o kadar fazla ki ters çevirsek bipod olarak kullanırız.

  • @eraywayne2165
    @eraywayne2165 7 ปีที่แล้ว +4

    Kolpaçinoya laf eden nev-i insanlar cenaze işleri denen daha erzel filmlerde oynuyor bu da ayrı bir ironi.

  • @themightyiluvatar8556
    @themightyiluvatar8556 7 ปีที่แล้ว +1

    hiç mülakata girmedim. bütün söyleyeceğim budur.
    teşekkürler dağılabiliriz.
    (o kadar yorum yazdım bu okunursa ağlarım)

  • @berdansargol1577
    @berdansargol1577 6 ปีที่แล้ว +1

    Issız Adam gibi bir yapıma duygulanan kişilere tek söyleyeceğim şudur:Zekâ seviyeniz,Recep İvedik ile birebir aynı.

  • @ismetsen5439
    @ismetsen5439 2 ปีที่แล้ว +1

    32:32 Ceco ile azar saati with Hababam Sınıfı müziği

  • @muhammetnevzataltntas7735
    @muhammetnevzataltntas7735 6 ปีที่แล้ว +1

    Geçen televizyonda gezinirken bir film gördüm cenaze işleri diye orada can türkdoğan oynuyordu şimdi burada kolpacinoyu maskeli beşleri hakli olarak gömüyorlar ama öyle bir filmde oynayip diğer filmleri gömmekte biraz garip oluyor bence

  • @serkanakgul1077
    @serkanakgul1077 7 ปีที่แล้ว +22

    Can sungurda olsaydı keşke

  • @lalalupsi963
    @lalalupsi963 7 ปีที่แล้ว +2

    Arkadaşlar Can sungur bu programı baltalıyor bakın işte kanıtı! O varken bölümler 35 dakikayı aşmıyor, şimdi... Cevdet Canver'in tatlı, kıllı, minnoş kalbi bunu 45 dakika yapmış. #durcs

  • @MustafaTurgutDenizer
    @MustafaTurgutDenizer 7 ปีที่แล้ว

    Abi anneannem siz Issız Adam'ı sevmediniz diye size karşı ufak ufak sitem ettiğini ve seviyesizce TH-cam yorumcusu gibi laflar söylediğine şahit olunca. Herhangi bir eseri bir başkasından değil, kendim izleyip kendim anlayarak iyi mi kötü mü karar vermem gerektiğini anladım. Ek olarak anneannem Issız Adam'ın daha çok kadınlar için yapılmış olan bir film olduğunu söyledi. Ben zaten genel olarak türk filmlerini seven birisi değilim.

  • @aaabb6884
    @aaabb6884 7 ปีที่แล้ว

    öncelikle videodaki bütün yorumlara katılıyorum, fakat Issız Adam kısmına kesinlikle katılmıyorum. Issız Adam'ı oldukça beğendim. Filmin mesajını "öhöm adam kadını sikiyor sonra ayrılıyor, kadın da evleniyor" diye barzoca bir şekilde algılarsanız tabi ki beğenmezsiniz. Filmden benim aldığım mesaj "değişim zordur, fakat mutlu olmak için bazen değişmeye çalışmalısınız" Filmdeki adam başlarda sadece yalnız, abaza sürekli sevişen, sadece sex odaklı düşünen bir tip iken filmin sonlarına doğru Ada'ya aşık olmuş bir değişim yaşamıştır, fakat çocukluktan gelme ailesiyle alakalı olan travmalarının sebebiyle değişimden korkup ada'yı terketmiştir. Sonunda da adamın değişimden kaçması sonucu oluşan kederin ve hüzünün mesajı verilmiştir. (Mutsuz son). Filmin müzikleri oldukça iyi , görüntü yönetmeni , çekimler, oyunculuklar türk sinemasının oldukça üstünde. o hiç bir mesaj taşımayan lethal weapon'ı yere göğe sığdıramayan ekip , bu filme nasıl olur da hiç bir mesaj taşımıyor diyebilirler aklım almıyor. illa türk yapımı diye ezmek zorunda mısınız kardeşim ? siz gidin oceans eleven 18 filan izleyin, ona layıksınız siz :D

  • @mertarsu5843
    @mertarsu5843 7 ปีที่แล้ว

    AFS mülakatında "Hayatında 'Bunu ben başardım.' dediğin neler var?" sorusuna verdiğim "Hiçbir şey yok." cevabımla mülakatın son bulması bir olmuştu. 13 yaşımdaki ben için fazla büyük bir darbeydi.

  • @Canberkce
    @Canberkce 7 ปีที่แล้ว

    liseden yeni mezun olmuş güzel sanatlar fakültelerinin sınavlarını kovalıyordum. kimi okul yetenek sınavının yanı sıra mülakat da yapıyordu. yeditepe üniversitesinin mülakatına çağırıldım.şu an hatırlamadğım bir iki sorudan sonra çok alakasız bir este ben zaten istemiyorum bu okulu dedim. küçük çapta bir şok yaratıp büyük bir rock starı olurmuşum gibi gelmişti ama bir micro şok bile yaratamadım. hocalardan birisi "niye" dedi. titrek sesimle "öğrencileriniz çok şımarık vıdı vdı herkes çok tiki vıdı vıdı" gibi şeyler söyleyip efendice çıktım mülakat salonundan.
    aslında zaten yetenek sınavım da pek iyi geçmemişti. bir süre sonra sonuçlar açıklandı: burssuz sondan ikinci yedek olmuştum(bildiğiniz sondan ikinci yani). kim bilir sonuncu olan arkadaşın mülakatı nasıl geçti. 2012 senesi grafik bölümünün mülakatında olmuştu bu olay. umarım birbirimizi buluruz sonuncu olan arkadaşım :(

  • @tobiasrieper_
    @tobiasrieper_ 7 ปีที่แล้ว

    Bana Kolpaçino, devam filmleri ve Şafak Sezer'in diğer filmleri Guy Ritchie filmlerinin kötü birer kopyası gibi geliyor. Şafak Sezer sanırım büyük bir hayranı.

  • @omerfarukbayraktar8396
    @omerfarukbayraktar8396 7 ปีที่แล้ว

    Babam küçüklüğümden beri beni meslek öğrenebileyim diye bazı yerlere gönderdi. İlk senemde beni nalbur, ikinci senemde bir cam fabrikası ve son olarak 2 yıldırda yazları bi muhasebecinin yanına yolladı. Üniversite kazanamayıp bir yıl daha çalışmaya karar verince kendi harçlığımı çıkarayım, eve para götüreyim diye muhasebe ofisi aramaya başladım( 2 senedir gittiğim başka bir şehire taşınmıştı). İşte bi tane buldum. Eve yakın, kalabalık olmayan bir yerdi. İşin iyi yanı onlarda deneyimli eleman arıyorlardı. Arayıp sordum beni görüşmeye çağırdılar. Takımı çektim konuşmaya gidicem. Girdim içeri başladık konuşmaya. Sorular soruyor ne kadar çalıştınız. Kaç yaşındasın filan. İçerde bi gürültü oluyordu. Kulak kesildim. Patron olduğunu sandığım kansız herif 25 yaşından küçük kimseyi çağırmayın diye içerdeki ablaya bağırıyordu. Ben ve karşımdaki abi göz göze geldik. Ben olayı kavrayıp usulca ayaklandım. Abinin elini sıkıp kapıyı açtım. Ufak adımlarla patronun önünden geçip evime gittim( babam İmam).

  • @mertyldrm4642
    @mertyldrm4642 7 ปีที่แล้ว +15

    En kötü Mülakat anım şudur:
    (Bu arada geçen hafta ONUR BELGESİ konusunu söyleyeyim.Onur belgesi diye bir şey var 6.sınıfa kadar 3 kere almıştım.
    2 yıl önceydi Üniversite okuyordum ve bana para lazımdı ben de bizim eve yakın yeni açılan bir kafeye barista alınacağını duyup gittim.İçeride konuyu söyledim ve beni müdüre yönlendirdiler.Durumu anlattım part-time iş arıyorum diye.Daha önce böyle bir iş yaptın mı dediler.Bende akrep burcu olduğumdan asla yalan söylemem.''Yoo.''dedim.Tamam dediler ve biz seni arayacağız dediler.Teşekkür edip çıktım.Hiç aramadılar.Zaten numaramı da almamışlardı belki ondan aramadılar.

    • @efeulukir9983
      @efeulukir9983 7 ปีที่แล้ว

      ne güzel açıklamışsın onur belgesini asfbaqnıofwq

  • @OguzRYalcin
    @OguzRYalcin 7 ปีที่แล้ว +5

    Yeter ya her konuyu beraber övüyosunuz, her konuyu beraber yeriyosunuz. Yeter artık, 1 tane adam alın karşınıza cahil cühela takımını savunsun. Tamam boktan şeyleri bazen seviyoruz ama kanalda kimse bunu savunmuyo ya da hepiniz savunuyosunuz. Son zamanlarda çok rahatsız edici oldu. Bu durum şuna benzedi;
    -Abi bizim takım çok iyi,
    -aynen abi bizim takım çok iyi.
    ...
    -defans oturdu,
    -aynen abi defans bu sene çok iyi.
    ...
    -Olum bizim sol açıktaki adam çiğersiz,
    -aynen abi o ne öyle maratonda boynumuz koptu.
    ...
    -T.D. de çok iyi abi bu sene takım adama benzedi,
    -Evet abi hoca bu sene 4-4-2 yi iyi oturttu.
    ...
    ?

  • @kilizadolgozo2633
    @kilizadolgozo2633 7 ปีที่แล้ว +1

    19:11 sıcakta, dolu minübüse hala müşteri arayan şoföre tepkim.

  • @tolgahankoca8365
    @tolgahankoca8365 7 ปีที่แล้ว

    GİST'te CS ve CT ile tanışma fırsatım oldu. Muazzam kibar ve içtenlerdi ikisi de. Cevdet ve Yiğitcan'ı kaçırdım malesef çünkü o sırada engelli bir dostumuz ile ilgileniyorlardı hep birlikte ve tanışmak için doğru zaman değildi. Eminim onlarda tahmin ettiğim derecede kaliteli insanlardı. Sadece buradan tekrar söylemek istedim, iyi ki varsınız çocuklar. TH-cam'u bir video uygulamasından TV kanalına dönüştüren kanal Geekyapar benim için. O yoğunlukta simamı hatırlamıyor olabilirsiniz ama kardeşimin de selamı var size. İyi çalışmalar

  • @earendilorbit
    @earendilorbit 7 ปีที่แล้ว +1

    Bu ekibe CS de katılsın ve bölüm remastered yapılsın lütfeen!

  • @cevdetboracnar2852
    @cevdetboracnar2852 7 ปีที่แล้ว

    Issız adamın tek özelliği parodisini çeken hayretti'nin ünlenmesi oldu.

  • @Qwertyusification
    @Qwertyusification 7 ปีที่แล้ว

    Yazılım stajı aradığım bir dönemdi. Bilgisayar mühendisliğinin bir zorunluluğu olarak 40 iş günü kadar yazılım stajı yapmam gerekiyordu. Sürekli bir yerlere başvuruyorum, aradığım işler daha çok iş zekası veya web programlama&tasarım odaklı. çünkü mezun olunca muhtemelen bu iki işten birini yapacaktım ki şu anda iş zekası danışmanı olarak çalışıyorum. Neyse bir yerler çağırırsa görüşmeye gidiyorum ama bir elin parmaklarını geçmez çağıran yerler. Bir tanesi çağırdı, evime inanılmaz yakın. Ben şişli etfalin alt sokağında oturuyorum, beni çağıran yer de pangaltıda. Yine giydim kotumu beyaz gömleğimi üzerine çektim blazerı, jjiiiillleeeettt. Neyse gidiyorum söylenen adrese izbe bir apartman. Bakıyorum kapı numarasına bildiğin kot 1 deki daire. Yerin altına doğru indim, içerden TÜRKÇE POP MÜZİK SESLERİ GELİYOR LEN AMK. Dedim kesin hatun dolu, boş geçer bu staj. Girdim içeri, kendimi tanıttım ama dünya umurlarında değil ablaların. Beni aldılar evin odalarından birine. Görüşmede kendi yaptığım işlerden söz ediyorum, Android de şu geliştirmeyi yaptım. Seçmeli derslerden şunları aldım, böyle ingilizce konuşurum falan ama benimle beraber giren bir aday daha var. Adamın tipini anlatıyorum; Kot pantolon üzerine baskılı tişört giymiş üzerine kot ceket giymiş. Bu kıyafetle ilgili hiç bir sorunum yok ancak otobüste 3 koltuk kaplayacak şekilde bacaklarını açanlar var ya oturuş falan da öyle anlamadım 1.5 m boyuyla nasıl o kadar yer kapladı ama yaptı bunu. Tam bir zibidi. Konuşması falan da öyle. Ben soruyorum burada ne yapıcam? Web sitesine bakıcaksın, resim falan koyacaksın, photoshop biliyor musun diyorlar. Diyorum photoshop biliyorum ama bu benim zorunlu staj. Yazılım mühendisi kim var ekibinizde kiminle, çalışcam ben? Yok diyorlar. Nasıl yani diyorum kim imzalayacak benim staj defterimi? Hala bana resimleri küçültebilir misin falan diyorlar... aga diyorum bu işin kodlama neresinde photoshop ı hiç bilmeyen bir adam alın yarım saat google a baksın zaten ihtiyacınızı karşılar, ben ne geliştirmesi yapıcam sizin sitede? Geliştirme yok diyorlar. Dedim beni niye çağırdınız? Ben size ön yazıda zorunlu staj dedim, bilgisayar mühendisliği dedim, web programla lazım dedim... diğer elemanla da "ya kanka bizim taksimde bir tanıdık var sizin şu işi ayarlarım" falan deyince tepemin tası attı. Kabalaştım. Ama içimden. Dışımdan da beni çağırmanız epey saçma olmuş ben daha fazla vaktinizi almayım siz görüşmenize devam edin dedim çıktım. Hayır wow da dungeon ı bırakıp gitmiştim ona yanarım... gerçekten tam bir vakit kaybı ve pişmanlıktı. Neyse ki daha sonra akbank oldu da bi işe yaradı staj dönemim. Ama bu da sonuçta iş görüşmesine gidip görüştüğüm insanları öğrenci olmama rağmen azarladığım bir anı olarak kaldı.

  • @uguruckran3561
    @uguruckran3561 7 ปีที่แล้ว +2

    Türk dili ve edebiyatı fakültesini bitirmişim yüksek lisansı da kafayı koymuşum.
    ıspartalı bir arkadaşım benden bir sene önce orada başka bir anabilim dalında yüksek yapmaya başlamış ben de dedim gideyim takılırız ikimiz.
    Neyse önce yazılı bilim sınavı var osmanlıca bir metnin aktarılması. aktardım güzelce. aylardan temmuz. üzerinde mont olan bir adam geldi başımda bekliyor. dayanamadım buyurun dedim "hangi okuldansın sen?" diye sordu ege üniversitesi dedim yüzünü buruştu söylenerek gitti.
    neyse geldik sözlü mülakata. karşımda üç kişi var biri o montlu adam. kağıtlarda sorular yazılı çektim soruyu. Peyami Safa ile alakalı bir soru. Ben de mülakattan evvel çalışmışım sular seller gibi yardırıyorum ama böyle kitabın sayfa numarasıyla referans vermeli falan konuşuyorum. derken montlu adam "kes tamam." diyerek sözümü kesti. şaşkınlıkla bakakaldım "bana peyami safa'nın doğu batı çatışması ile ilgili görüşlerini ve buna bağlı olarak ideolojik yönelimini anlat." dedi yine yardırdım. tam gazı almışım tekrar kes dedi sinirle baktım "sen katılıyor musun peyami safa'nın fikirlerine?" diye sordu. kafamın tası atmıştı.
    "mezun olduğum okulda biz böyle şeyleri resmi ortamlarda konuşmayız. ideolojimi öğrenmenizi mülakat açısından sağlıklı bulmuyorum bu çatı altında size bunu söylemek meslek etiğime yakışmaz. çok merak ediyorsanız puanlamanız bittikten sonra size bir yerde bir çay ısmarlar katıldığım ve katılmadığım noktaları tafsilatlı anlatırım. ama şu an tarafsız olmam gerek" dedim. adam bir tuhaf oldu. "peki söyle bakalım çok biliyosun edebiyatta nasıl tarafsız olunur?" diye sordu. artık her şeyi silmiştim kafamdan tek istediğim şovumu yapmaktı.
    "Sorunu eksik öncelikle dedim. edebiyatta tarafsız olmaktan kasıt edebi eser okunurken mi? yaratılırken mi? değerlendirilirken mi? ilk ikisinde tarafsızlık genelde mümkün değildir ama üçüncü kısımda tarafsız olmak yani şahsi ideolojilerimizi, fikirlerimizi, doktrinlerimizi işe bulaştırmamak gerekir." dedim. adam sinirle "çık!" dedi. diğer hocalardan biri bıyık altından gülerek "hocam durun biz daha soru sormadık" dedi bir diğeri "bence öğrenci yeterli cevapları verdi çıksın." dedi kıkırdamasını zor zaptederek.
    Sonra ben o mülakatı kazanıp o okula gitmedim. diğer arkadaş da yüksek lisansı tamamlayamadı zaten. şu an başka bir okul yüksek lisansımı yapıyor tez yazmaya ara verdiğimde sizi izliyorum
    hayırlı kayyumlar...

  • @Deccoyi
    @Deccoyi 7 ปีที่แล้ว

    O zaman haydi hep beraber söylüyoruz "EMEK VAR Bİ KERE KISKANMAYIN ŞÜŞKOLAR. yAPIN DA İZLEYELİM"
    (güzel kombo oldu)

  • @1kgbok
    @1kgbok 6 ปีที่แล้ว

    Bunları yeni gördüm izliyorum. Gurup iyi güzel bazen doğru eleştirileri var.Buraya kadar bir sorun yok.
    Issız adama iyi/kötü diyebilirsin ama "anlamadım,saçma sapan" demek cidden eleştirmek için eleştirmek, boş yani.

  • @fikriyucel741
    @fikriyucel741 7 ปีที่แล้ว

    abi hayatımın en kısa mülakatıydı. Akdeniz üniversitesi gastronomi ve mutfak sanatları öğrencisiyim. İlk yaz staj falan yapayım aradan çıksın düşüncesiyle birkaç yere iş başvurusu yapmaya başladım big chef antalya yı aradım böyle böyle dedim ben sous chef im (aşçıbaşı yardımcısı demek ve su diye okunur) yarın gel görüşelim kardeşim dedi bir heyecan gittim ertesi gün girişte garsona söyledim mutfağa aldı kodes gibi basık bir koridorun sonunda ufak bir odada kilolu bir adam vardı dedim böyle böyle , ben aşçı başıyım kardeşim bu yaz için stajyer aldık kusura bakma dedi(çıkarken mutfağa göz gezdirdim yoktu stajyer falan) neyse bir italyan restoranına girdim daha iyiydi vs. sonraki yaz yine bu zincir restoranı aradım yine çağırdılar yine 30 saniyede reddedildim.

  • @tomermanbrady3242
    @tomermanbrady3242 7 ปีที่แล้ว +4

    Alpaçino paradosi dediler filme ya hahahahahaha bu nasıl özgüven.

  • @ugur8216
    @ugur8216 7 ปีที่แล้ว

    Üniversitede okurken ek gelir için bir restoranta aşçılık için başvuru yaptım. İşletme sahibiyle görüşüyorum diyalog aynen şöyle
    -Okuyor musun ?
    -Evet.
    -Ne okuyorsun ?
    -Gastronomi okuyorum
    - Ne gastronomi mi gastronomi okuyan adamın ne işi var mutfakta
    beynimden vurulmuşa dönen ben, normalde anlatmaya çalışırdım fakat sanırım yapılması gereken en cool şeyi yapıp 10 sn baktıktan sonra 1 kelime etmeden kapıdan çıkıp gittim.
    Eve gidincede düşündüm Gastronomi diyince acaba ne anladı. Tıp okuduğumu mu yoksa Uzaya filan çıkacağımı mı ??