Merhabalar. Kriterlerin değişikliğine adapte olma konusunda bir adaletsizlik olduğunu düşünüyorum. Böyle köklü bir değişiklikten sonra (Alan indexli yayınların ve tezden üretilen yayınların 90 puana alınmaması gibi) en az iki başvuru sürecine izin verilmeliydi bence. En azından Mart 2024 için de eski kriterlere göre başvurumuzu yapabilmeliydik. Belki tıp vb. alanlarda SCIlı yayın yapmak çok zor değil, ancak Mimarlık ya da buna benzer alanlarda bırakın Q1-Q2li, SCI lı yayın yapmak bile çok zor.. çünkü bu tür indexlerde taralı yayın sayısı çok az. Dolayısıyla, öncesinde üretilmiş tüm birikimlerin bir anda değersizleştirilmesi can sıkan... En azından alanlara göre bir kriter değişikliğinin adil dağıtılması iyi olabilirdi. Ya da bir dönem daha başvuru imkanı verilebilseydi doğru olurdu kanaatindeyim. Ağustosta yayınlanan bir kararla Ekim'e kadar başvuru sınırı koymak biraz acımazsızca değil mi sizce?
Aynen katılıyorum. Bu kriterleri yapanları önce kritere sokmak lazım. Ben yaptım oldu mantığı her yerde ve liyakat olmadığı için oluyor bu saçmalıklar maalesef 😔
@@metinaytekin ben bununla ilgili akademisyenler ya da ilgili kurumlardan bir talep gelir belki diye bekledim ama sanırım herkes kabul etmiş durumda.. Birkaç ayımız daha olmasını çok iyi olurdu.. Elimizde basılmasını beklediğimiz makalelerle kalakaldık, olan bu.. 😞
Evet maalesef dekan, bölüm başkanı vs kendi isimlerini makalelere ekletme şartı koyuyor, makaleyi bir kere bile okumadan hem de. Fırsatçılık kısaca. Suyun başında durduğu için semirenler bunlar, evet neyse ki Türkiye'de bu tür örneklerle hiç karşılaşmıyoruz.
Hocam, bence doktora öncesi yayınlarda puan kazanmaktan ziyade deneyim ve uzmanlık becerileri kazanmak ve de doktora tezini daha iyi hale getirmek hedeflenmeli. Tek başına doktora tezi ya da öylesine yapılmış bir iki yayın iyi bir uzmanlık sağlamaz. İyi bir uzmanlık sağlamadan doktorayı bitirip bir de hoca olununca işler karışıyor. Acemiliği atmadan usta pozu vermeye kalkan kimseler kendileriyle birlikte etraflarını da kurutuyor.
doktora tezini iyi ya da kotu oldugunu gostergesi sci makalesidir yoksa makale cikmamis tezi ne yapayim ben ciltler dolusu copy paste yazilmis seyler yerine bi tane adam akilli makale cikar butun dunya gorsun atif alsin ondan kalitelisi yoktur ama yapabilene.
Hocam gayet bilgilendirici ve tesekkur ederim. yalniz doktora sonrasi direkt docentlik konusunda fikrinize katilmiyorum. Ayrica bir sorum olacak cevaplarsaniz da cok mutlu olurum. Ben Abd'de malzeme muh doktora yapiyorum gelecek ay savunmami verip, anlastigim postdoc pozisyonunda 2 sene arastrmalarima devam edecegim. Ardindan Turkiyeye donmeyi dusunuyorum (1416liyim). Su an hali hazirda 8 tane q1 yayinlarim var 3unde ilk yazarim. Ayrica 2 tane de submit ettigm var ama mezuniyet oncesine yetismeyecek. Sorum soyle; bu makaleler doktora oncesi mi sonrasi mi sayilacak? Ayrica 2 tane daha yazdigim ama submit etmedigim calismam var PI'im mezun olmadan yollamami istese de bu sacma sistem yuzunden tutuyorum. Ayrica "tezden uretilmis" ne demek oluyor cok anlayabilmis degilim. Bazi makalelerimi diger universitelerle is birligi ve ulusal lab'larla birlikte yayimladik tezimle alakali bile degil. Bunlar da tezden uretilmis yayin oluyor mu? Cok tesekkurler simdiden.
@@Sanaldans isminizi yazmamışsınız onun için başta hitap edemedim kusura bakmayın. Her düşünceme herkes katılacak diye bir kural yok tabiiki ben inandığım şeyleri bahsediyorum ama daha iyi fikir var ise her zaman değiştirebilirim. Makalelerinize gelince evet hepsi doktora öncesi yayına girecek ve puanlamaya katılamayacaklar. Doktor’a aldıktan sonra yayınlananlar ancak puanlamaya katılabilir. Teziniz ile alakalı olmasa dahi doktora ünvânı almadan önceki yayınlar doktora öncesi kabul edilir 👍👍👍
@@metinaytekin Sagolun hocam cevabiniz icin. Elbette fikirlerimiz uymayacak ki uretken olalim haklisiniz. Bu 2 makalenin gec kalmasi iyi olmus, ilk kez hakemlerin bekletmesi isimize yarayacak. Videoyu diger arkadaslarimla paylasacagim, tek tek cevap verdiginiz icin de tekrar tesekkur ediyorum.
postdocta ki makaleler de sayilmiyor ki yani turkiyedeki sacma sapan baslica yazar kriterlerine gore (tek yazarli ve ogrencin ile yazilmis sarti) cok az puan getiriyor, yurtdisinda postdoc yapip corresponding author olmaniz yine cok zor (cunku yurtdisindaki ogrencn ile yazilmis makale ya da tek yazar imkani yok) yani orada 1.yazar olursunuz en fazla isi yapip makaleyi yazdiginiz icin ama sizin calistigininz prof hoca yine sonda ve corersponding olacak bu da turkiyede baslica olarak sayilmiyor, ya da nature de 50-100kisi basip arada bi yerde olunca o makaleden size gelecek puan 1/50 gibi bi sey ama ayni o kisi yurtdisina gitmeyip turkiyede herhangi bi yerde yardoc ya da goretim gorevlisi olsa bi turk dergisine yazsa bi de tek basina yazsa alacak 20puan, kalite likayat bakilmadikca bu sistem boyle devam ettikce daha cok firin ekmek yememiz gerekiyor, yani yurtdisinda postdoc icin kabul almis calismis kisilerin de hakki yeniyor , durum sadece doktora sirasindaki yapilan makalelerin sayilmamasi degil, sorun turkiyedeki baslica yazar kriterlerinin sacmaligi ve bunu kimse dile getirmiyor muhtemeldir ki kriterleri yazanlar farkinda degiller cunku su andaki kriterleri daha once prof olmuslara uygulasak docent dahi olamayacaklar.
Deveye sormuşlar boynun neden eğri.... kesinlikle katılıyorum. Tutulacak yeri yok aslında. Videoda da dediğim gibi savunmasam da karşılaşacağınız gerçekleri dile getiriyorum. 🤗🤗🤗
aslinda cozumu cok basit, butun dunyada oldugu gibi corresponding author kim ise dergide onu baslica yazar olmali ama yapamazlar o zaman makale hakkinda hic bilgisi olmayan dekanlar prof rektorler vs en sonda nasil bulunacaklar degil mi :) o yuzden sistemin en temelindeki sorun bu baslica yazar kritlerindeki tanimlardir, ama kimse cozmek istememekte direttigi de asikar. burada en cok hakki yenen ogrenciler, cunku yurtdisinda phd postdoc iken makale yazdiginda ilk sirada olursun hocanda sonda olur biter kavga dovus yok en fazla 1. ve 2. sira icin kavga olur gerisini zaten herkes bilir sondaki corersnponding bastaki ogrenci diye ama turkiyedeki sacma kriterler yuzunden yardoc hoca kendini hem ilk siraya yaziyor hem ogrencisini araya bi yere atiyor hem de kendisi corresponding author oluyor niye puan kasip docent olabilmek icin hatta cogu zaman puan bounmesin diye 2den fazla kisiyi eklemiyor makaleye haklari oldugu halde. onemli olan dunyadaki kritelerlde zaten makale sonunda autorho contribution yazar orada kim ne yazmis herkes okur gorur ama turkiyeden cikan makalelerde o kisimda yoktur cunku hic bir is yapmayanlari oraya is yapmis gibi gostermek gerektigi icin, aslinda bu tur durumlarda hakki yenen ogrenci ispatlari ile dergiye ediyore sikayette bulunabilir ama o zamanda hocasi onu mezun etmez diye korkar yani bastan asagi bozuk bir sistem ve her yil ucundan bi yerinden duzeltilmeye calisilmis gibi gosteriliyor ama en temel sorunlari dokunmadan. herseyin de herkes farkinda aslinda ama sesini cikaramamiyor makam mevki maas kidem korkusundan.
Merhebalar hocam tıpta uzmanlık sonrası yayınların aldığı puanlar doçentlik kriterinde sayılır mı? yoksa önce dr.öğretim üyesi olduktan sonraki yayınlar mı geçerli? ikinci sorum teze yapılan atıflar puanlamaya dahil mi?
Merhaba Aslı Nur, Tıpta uzmanlık sonrası aldığın puanlar doçentlik kriterlerine sayılır. Dr. Öğretim Üyesi denilen şey zaten uunvan değildir sadece bir kadrodur. Geçen hafta bunun ile ilgili video yapmıştım. MAkalelerine yapılan atıflar puanlama alabilir. Kolay gelsin 👍
Merhabalar hocam, doçentlik kriterlerinde yer alan lisansüstü tezlerden bir yayın yapma zorunluluğu var ya, ben yazdım makaleyi ama danışmanımın adını yazmamıştım. Bu doçentlik başvurusunda sorun olur mu? Sorun olabileceğine dair bir şey okudum çünkü.
Çok büyük sorun olabilir hatta yök etik cezası verir. Örnekleri çok var. Çünkü O çakışmalar sizin değil hocanızındır ve siz hocanızdan çalmış konumuna düşersiniz. İlginç bir soru başlıklı video yayınladım bir iki hafta önce lütfen onu da izle 👍👍👍
@@ceydayalcn5799 yalnız bu soru gerçekten anormal bir soru olacak makul şekilde anlatmaya çalış. Yapanlar duydum. Bana gelse ben kesinlikle yapmam ona göre hazırlıklı ol çünkü benim gibiler de olabilir 😬😬😬
merhaba hocam, içime sinmeyen bir mevzu var fikrini alacağım kimse yok etrafımda. yanıtlarsanız çok mutlu olurum. hocam doktora dersinde makale yazdım ders için ama güzel bir makale oldu , hocamız da yayınlamak ister misin dedi. ben de olur dedim. ama hoca katkı yapmadan ismini yüzde 50 oranında hak sahibi olarak ve sorumlu yazar olarak ekletti. bu normal mi .. geri çekilmem sorun olur mu. ne yapmamı önerirsiniz? dergiyi o ayarladı (iyi bir dergi) bazı arkadaşlar bunu normal bir şey olarak kabul etti ve bizim ünvanımız olmadığı için dergilerden kabul alma şansımızın çok düşük olduğunu söyledi . ne yapacağımı bilemedim.
Merhaba, Öncelikle doktora dersinde nasıl makale yazdın çok merak ettim. Sanırım alının sözel bir alan çünkü tıbbi alanlarda veya fen bilimlerinde bu neredeyse imkansız. Şunu unutma SEN AKADEMİSYEN DEĞİLSİN! henüz. Doktora bitmeden akademisyen olmazsın dolayısıyla doktora bitene kadar bir danışmana bağlısın. Ne yaparsan yap SORUMLULUK Danışmana aittir ve senin çıakrttığın Makale, Tez gibi ürünlerde her zaman Danışmana yer vermek ZORUNDASIN. Çünkü Danışman olmadan zaten yapacağın TEZ, Makale gibi ürünler kabul görmeyecektir bu sebeple Danışmanın SORUMLU yazar olması çok normaldir. Hatta Bence senin danışmanın iyi bir danışman çünkü başka duyumlarımda böyle bir olayda HEM kendini SORUMLU Yazar hem de BİRİNCİ isim yapanlar da var. Sen BİRİNCİSİ isim Danışman da Sorumlu yazar oluyorsa BU OLMASI GEREKENDİR zaten. Umarım açıklayıcı olmuştur 👍👍👍👍👍
cevap için çok teşekkür ederim.. ayrıca bu kanal için ve bize kattığınız her şey için çok teşekkür ederim. akademik anlamda farklı bir alandan olsam bile sizden çok istifade ediyorum... bunun için de ayrıca teşekkür etmek isterim... evet hocam ben sosyal bilimler alanında doktora yapıyorum. final için istenen makaleydi ben de özenerek yazdım. yine de çok nitelikli diyemem ama özgün ve az çalışılmış bir konu hakkında yazmıştım. sadece hocanın hiçbir ekleme yapmadan çalışmaya sorumlu ve birinci yazar olarak kendini eklemesi zoruma gidiyor. ayrıca hoca danışmanım değil ve makale de tez ile ilgili değil.. bu nedenle geri çekilmeyi ve yayınlamamayı bu duruma tercih etmek istiyorum çünkü etik bulmuyorum. geri çekilme şansım az da olsa var şu an ve çok istiyorum.. danışmanım olmaması ve çalışmanın tezden bağımsız olması nedeniyle doğru bulmuyorum yine de yanlış mı düşünüyorum bilmiyorum.. .
Hocam doktora öncesi tezden üretilmiş makale haricinde tezle ilgisi olmayan makaleler de mevcut onlardan videoda bahsedilmemiş. Doktora öncesinde sadece 10 puan kadar yayın yapsak yeterli sanırım
Hocam kısacası 90 puan doktora sonrasından alınacak ve tezden üretilmiş yayımdan olmayacak, eger doktora öncesi de 50 puanın var ise 90'in üstüne ekleyeceksin. Toplam başvuru puani da 140.
Hocam çıkardığım sonuç, doktora öncesi makaleleri yazıp göndermeyenler, belki bir bilim adamı için yanlış olsa da kariyeri açısından bu sistemde haklı. Doktora öncesi yapılanların başarısının danışmana atfedilmesi çok ağırıma gitti ama anlıyorum. Benim de 2 q1im var, birisi y.l. tezi, diğeri farklı çalışma. Danışmanımın adı var ama ikisini de açıp okumadı bile. Başka SCI yayınlarım da var tam sayısını şu an bilmiyorum. Gönderdiğim bekleyen makaleler var. Hocam ve diğer çoğu hocalar sadece bölüm tantanası konuşan insanlar, tartıştık limoniyiz, artık adını yazmıyorum. Ama bir önemi yokmuş sanırım doktora öncesi olduğu için. Tamam daha kötüleri de var anlıyorum. Zaten kime ağzımı açsam "bizim zamanımızdaa" diye başlıyor. Ama sanırım doktorada çok çalışmak enayilik. Anladığım, iyi bir bilim adamı olmak için ne çalışıyosan çalış ve danışmanın prim yapmasına izin ver. Araş Gör isen çay getir diyene çay getir, derse gir diyenin dersine gir, yalap şalap ders anlat, yalap şalap soru hazırla ve sınav oku, saygısızlıklara okey de. Ne iyi ne kötü ol, ayak işlerine koşuştur ve kamufle ol. Bu durumu doktora bitene kadar sindir. İlerde çalışınca, çalışmanın karşılığını alırsın diye um. Ne yapıyorsan da ilerde yap. Doktora dönemi pasif ol ki motivasyonun çökmesin. 2-3 çocuk yap. Yeterliliğe ne çalıştıydım, tez formatını-intihali ayarlamaya ne uğraştıydım diye bi işmiş gibi yıllarca anlat anlat dur. Doktora bitince çalışmaya başla. Bi dert yanana "bizim zamanımızdaa" de. Bu vasatlık başarıya götürüyor. Anlattığınız teoriyi anladım, ama böyle olacaksa danışmanı denetleyen bir mekanizma gerekli. Yoksa ortalama kafası basan çıkarcı akademisyen böyle davranacaktır. Madem teoride böyle, belki de doktoranın tanımını teorik olarak elden geçirmek gerek.
Özür dileyip sitemimi güncelliyorum. Yanlış anlamışım. Doktora öncesi yayınlar için en az 10 puan diyor. Bu da bütün yapılan makaleler zaten kullanılabilir, bir üst limit yok demek. Çok da şevk kırıcı bir durum yokmuş. Doktora sonrası çalışmayacak olanların derdi bunlar.
Hocam mükemmel ötesi bir hikaye, teşekkürler. 😂 Çok güldüm. Bir sorum olacaktı: Doktora alım tarihinden sonra , diyelim ki 5 ay sonraki yayın, konu olarak doktora konusuyla ilgili, doktora da diye mi kayda geçer, doktora sonrası diye mi geçer? Yani, tarih bazlı mı , konu bazlı mı bu referans? Birde şu var tabi, kim ne karışır benim doktora konumdan kaç yayın yaptığıma, kaç fikir çıkardığıma, belki de o kadar geniş perspektifli birşeydi ki öyleydi, buradakiler rüyasında göremezdi! Bilmem anlatabildim mi!
🤣🤣🤣🤣 beğendiğine sevindim. Doktora unvanını alldığın günden önce yayınlanmış ise doktora öncesi yayın diye geçecek. Saçma bilmiyorum, mantık dışı ama olanı anlatıyorum mantık aramadan 🤗
@@metinaytekin Yani, doktora alım tarihinden 1 gün bile sonra olsa, postdoc'ta alınmıştır die geçer kural gereği öylemidir? Konu, doktorayla ilgilimi değil mi , bakılmaz.
@@spyhunter0066 aynen konu sadece doktora unvanının alınma tarih ile ilgili yoksa doktora yaptığın tez ile ilgili değil. Tezlerden üretilmiş olanlar zaten kabul edilmiyor. Yani 10 puan anca alınabiliyor 👍
Hocam merhaba ben doktorayı dışarıdan tamamladım yani akademisyen kadrosunda değilim,. Yakın geçmişte SSCİ indeksli bir dergide yayınım çıktı. Ancak Google Akademiğe baktığım zaman, makalenin 2. sürümünde çalışmamı başka bir Üniversite mensubu olan bir öğretim üyesinin avesis'inde görüyorum. Bu saçma durum doçentlik başvurusunda engel teşkil eder mi? (Hatanın düzeltilmesi için uğraşmayacağım zira sonuç alamayacağımı biliyorum)
Merhaba. Doktora sonrası kadrolu olarak öğretim üyesi çalışma şartı göz önünde bulundurulduğunda. Myo daki sözleşmeli dr. Öğretim üyeleri bu şartı sağlıyor mu?
Doçentlik kriterlerine göre doktora öncesi yayınlar sadece 10 puan getirdiği için lisans üstü eğitimde öğrenciler sadece mezuniyete odaklanıyor. Hatta doçentliği 103 puanla alıp hiç bir çalışma yapmadan 5 sene sonra profesör oluyor. Bu tür insanların akademide olmaması lazım aslında.
@@urologist.88 Kriterlerin en başında çok açık belirtmiş "Beyan edilen eserlerin ve akademik faaliyetlerin başvuruda bulunan bilin alanı ile ilgili olması ve BU ÇALIŞMALARDAN EN AZ 90 PUANIN DOKTORA UNVANININ ALINMASINDAN SONRA GERÇEKLETİRİLEN ÇALIŞMALARDAN elde edilmiş olması kaydıyla....." AYnen bu şekilde yazıyor ve küçük bir matematik hesabı yaparsanız 100-90= 10 çıkacaktır. Siz isterseniz 45 alın fark etmez ama sadece 10 puanını kullanabilirsiniz. İşte buna kriter denildiği için "öyle bir kriter yok" şeklindeki ifadenizin yanlış olduğunu düşünüyorum 👍👍👍
@@metinaytekin Değerli hocam bakın, bende üroloji uzmanıyım. 2 yıl içinde dosyam hazır halde. 7 tane scı 1.isim yazım mevcut. Akademik danışmanlık hizmeti veren biriyim. Doktora sonrası 90 puana dahil edemezsiniz demek ayrı, doktora öncesi 10 puan kullanabilirsiniz demek ayrı. İlkokul matematiği ile örnek vermişsiniz. Bende size ilkokul matematiği ile örnek vereyim. Aday doktora öncesi 45 puanı aldı diyelim. Bu yazıları doktora sonrası 90 puana dahil edemez. Ancak aday dosyasını 135 puan ile puanlayıp başvurabilir. Asgari kriterler 2 tane, birisi 90 puan doktora sonrası, diğeri toplam 100 puan olması. Azami kriter 10 diye birşey yok. Benim doktora öncesi 75 puanım var, doktora sonrası 108. 183 puanla başvurabilirim. Lütfen bilgilerinizi gözden geçirin. Saygı ile.
Hocam merhaba. Doktora tezinden üretilmiş bir yayınımız var ancak bir çalışma arkadaşımın verilerin yorumlanması, değerlendirilmesi ve tartışma yazım kısmında çok emeği ve katkısı oldu. Bu arkadaşımı da tezden üretilmiş yayınıma danışmanım ile birlikte ismini yazmamız etik açıdan sıkıntı yaratır mı?
HAyır kesinlikle sorun olmaz hatta Yazmazsan aslında etik olarak uygun olmaz. Kesinlikle yazmalısın. Sen ve hocan olduktan sonra istediğin kişileri de ekleyebilirsin tabii istediğin derken katkısı olanlardan bahsediyorum 👍👍👍
@@metinaytekin Hocam, akademide yaşanan gerçek sorunların pek çoğu menkıbeleri aratmıyor. Fakat biz onlara da menkıbe muamelesi yapıyor ve mesaja odaklanıp orada duruyoruz. Duyarlı hocalar ve ilgililer bu türden bir haksızlık duyduğunda bunun gerçekliğini araştırmak ve eğer gerçekse haksızlığa karşı durmak ve de haksızlığa uğrayana destek olmak için bir şeyler yapsa çok şey değişir. Karşılıksız kalan her haksızlık daha beter haksızlıkların ortaya çıkmasına yol açıyor.
@@alirizaseydi7244 Aynen öyle fakat Türk milleti maalesef bu duyarlılık konsuunda çok zayıf. O kadar akademisyen saçma sebeplerle işlerinden uzaklaştırıldığında bir Allahın kulu bu ne saçmalık demedi. Genlere işlemiş bu duyarsızlık ve sonra kendisine bişey dokunduğunda duyarlı olmasını bekliyoruz. (Sözüm genel yanlış anlama sakın) Bunu bir aşmamız lazım öncelikle ama o kadar liyakatsız insan ile nasıl olur bu iş bilemiyorum.
@@metinaytekin Benim beklediğim duyarlılık öncelikle (popperian bir yaklaşımla) yanlışlanma adına. Siz birinci yanlışlamayı yaptınız ve çok haklısınız. O zaman "bu ne saçmalık" vb. bir şey dememiştim ki şimdi sizi yanlış anlayayım? Yanlışlarımızı anlamak bize yapılan yanlışları dile getirmekten ve onlarla hesaplaşmaktan daha önemli. Asıl önemli yanlışlar kendi yaptığımız yanlışlar. Kendi yanlışlarımızı küçük gören ya da yok sayan bir anlayışa sahip olmak en kötüsü. Sizden benzer yanlışlamayı yayımladığım kitaba dair de bekliyorum. Akademideki sorunları dile getirip buna dair bir şeyler yapılmasını bekleyenler, bu sorunlara dair basılmış bir (belki tek) kitaba da duyarsız kalmamalı.
Metin Hocam, savunmama bir ay kala bir doktora öğrencisi olarak 10 a yakın makalem çoğu tek yazarlı yani ben yazdım, uluslarası bildiri ödülüm ve şuan 25 atfım var yazık değil mi bana benm gibi arkadaşlara kadrom bile yok asistan bile değilim vede..
Yukarıdaki anlattığım konu ile ilgili soruyorsan yazık değil tabiiki yapman gerekeni yapıyorsun. Makalelerin çokluğu birşey ifade etmez önemli olan impact factor 5 ve üstü mü? Eğer öyle ise çok doğru yerdesin diyebilirim çünkü herkese nasip olmaz doktora öncesi o kadar kaliteli yayın. Fakat kadro için yazdıysan evet haklısın gerçekten yazık buna bir çare bulmaları gerek
Metin Hocam, impact factor tabiki okadar yüksek değil bizde doktora sırasında makale yazabilmeye çok önem veriliyor ama scorpus indekte yayınım var onu söyleyebilirim
Doktora öğrencisi değil yüksek lisans öğrencisi hatta lisans öğrencisi de olsanız tek başınıza makale yazabilirsiniz... tabi başarabilirseniz;) ayrıca ben hiç sci indeksli dergi demedim.
Doktora sonrası doktora tezinden yayın yapmak istiyorum ama danışman hocamın engeliyle karşılaşıyorum. Bu yüzden sürekli çalışmalarım rafa kaldırılıyor. Sizce ne yapmalıyım?
Yayını hazırla, dergi de bul ve ona göre formatla, hocanın ismini de sorumlu yazar olarak makalede yaz. Hocana email at, hocam makalemi hazır, xxxx dergisine göndereceğim eklemek istediğiniz yer varsa Xxx tarihine kadar bildiriminizi rice ediyorum. Doçentlik kriterlerinde doktora tezi yayını zorunlu ve danışman hoca ile birlikte olması şart olduğundan dolayı bilgiler eskimeden yayınlatmak için çalıyorum. Bu süreçteki Tüm desteğiniz için teşekkür ederim. Gibi bir şey yaz. Cevap verirse cevaba göre değerlendiririz ama vermezse gönderirsin dergiye çünkü sonuçta email ile bildirdin. Emailler resmî evraktır bunu unutma 👍
@@metinaytekin hocam cevabınız için teşekkür ederim. Kendisi yayın yapılmasına engel olmayaca çalışmaktadır. Doktora sürecince de sürekli çalışmalarımı kendisine gönderdiğimde rafa kaldırıldı. Sürekli hatırlatma yapılsa da belki de iki tane iyi çalışmam rafta duruyor. Kendisi profesörlükten sonra böyle bir davranışa girdi. Bununla sıkıntılı yazışmalarım bile var benim. Ben kendisine göndersem bile bekleyelim, bunun içeriğini düzenleyelim, vb. sebepler ile geciktirecek ve yayınlanmasına engel olacaktır. Bu durumda kendisini ikinci yazar olarak yazsam bile tez bile olsa makale formatına tek başıma ben getirdiğim için kendisini eklemek zorunlu mudur?
@@murataydin4366 kendisini eklemezsen doçentlik başvurusunda sorun yaşarsın hatta baş vuramazsın. O halde emailinde cevap bekleme, xxxx dergisine gönderiyorum bilginize de sadece
@@metinaytekin peki hocam ismini yazmalıyım? Bu o kadar berbat bir durum ki anlatamam. Uğraşıyorum, ediyorum, dil için kendim hizmet alıyorum, göndermesem günceli kaybedeceğinden endişeleniyorum ve sonrasında yaşadıklarıma bak! Bence danışmanları tanrı ilan etsinler, özellikle de yayına ihtiyacı olmadığı için yayın yapmana izin vermeyenleri üst Tanrı yapsınlar.
Öncelikle bilgilendirici bir video olmuş çok teşekkürler...yalnız siz katılmasanız da daha doğrusu ideal olduğunu söylediğiniz danışman -ögrenci-tez konusu belirleme ilişkisine katılmiyorum...doktora tezi yazmak öğrenciyi yetiştirir o nedenle konuyu da kendi ilgi alanına göre araştırarak, araştırmayı öğrenerek kendisi bulur ve geliştirir...danışman sadece bir mentordur aksini yapan hocalarımızı tenzih ediyorum ama bir cok hoca konuya hakim bile olamamakta...ancak son dönemde ne yazık ki akademi anlayışı, öğrencinin aleyhine bir değişim yaşadı...ayrıca tez öncesi yapılan çalışmaların sayılması yine de sevindirici...fakat değişen yeni şartlar bence öğrencinin aleyhine...şartların adaletsiz bir yani olduğunu düşünüyorum..gerekli bulunan yayınlar hariç...doktora derecesinden sonra muhakkak nitelikli yayınlar yapılmalı..fakat özellikle ders koşulu için de detaylı video gelmesini isterim...bu şartı sağlamak nasıl mümkündür günümüzde?
Katılmaya bilirsiniz fakat inanın katılmamanız bu gerçeği değiştirmeyecek çünkü burada katılıp veya katılmama durumu yok maalesef. Ben olması gerekenleri anlatıyorum. Şuanda bilimde bizden çok önde olan ülkelerde uygulanan ve çalışan teamülleri paylaşıyorum. Buradaki sıkıntı 10 sene sonra evet doğruymuş diyebilirsiniz fakat çok geç olabilir onun için siz katılmasanız dahi bir hoca da böyle demişti şeklinde aklınızın bir yerinde tutun bence 🤗🤗🤗
Ben şunu merak ediyorum, hayatınızdaki inişler çıkışlar akademik hayatınızın motivasyonunu etkiliyor mu? Nihayetinde akademik kariyeriniz bir müdürün size belli görevler vererek ilerlediğiniz bir kariyer değil, motivasyonunuzun el verdiği ölçüde yaptığınız bilgi üretimidir.
İşte burada idealizm devreye giriyor. İdealin ne ve gerçekten bunu istiyor musun ona karar verdikten sonra hayatındaki iniş çıkışların bir anlamı olmuyor birşekilde yol buluyorsun. Baksana bana Türkiye'de yapmadıklarını bırakmadılar ama bir şekilde sizlerle buluşarak idealimi devam ettiriyorum. 🤗🤗🤗
Hocam özetle cevabınızı aldık kabul, ancak teori ile pratiğin bu kadar farklı olduğu bir ülkede yüzde 10 çok az değil mi? Sizin olmayan birşeyden dediğinizde yüreğim yandı. Bazı danışmanlar var ki, tezde ve sonraki makalelerde ögrenciden çok emek veriyor bazısı ve ekserisi bırakın konuyu vermeyi tezi bile düzgün okumuyor. Bu kadar tezatlık varken. Yüzde 10 çok çok az bir rakam.
tezden üretilen yayınların danışmana atfedilmesini anlıyorum ama tez konusunun dışında tamamen yl phd öğrencisinin kendi gayretiyle ürettiği yayınlar da oluyor bunların dahil edilmesi gerekir kanaatimce
Yanlış düşünüyorsunuz. Doktor olana kadar sizin gayretiniz diye bir şey yoktur danışmanın yönlendirmesi vardır. Varsa böyle çalışmalarınız bekleyin doktora unvanı aldıktan sonra yapın. Bu konu sizin veya benim kanaatime bağlı değil uluslararası bu durum böyledir sebeplerini detaylı farklı videolarda da anlattım 👍👍👍
Öylesine denk geldim ve hiç aydınlanmadım. Bazı ifadeleri de pek doğru bulmadığımı söylemeliyim. Ne demek "senin olmayan yayınlardan puan alıyorsun" yüksek lisansta yaptığın yayının fikir babası hoca olabilir ama Doktora için kesinlikle öyle bir durum söz konusu değil. Bu tip puan limitleri ile doktora tezlerinin ve onlardan çıkan yayınların kalitesi düşüyor...
Nerede yani hangi dakika? Her videoyu başa sarıp tekrar izleyemiyorum zaman sıkıntısından onun için yorum yaparken dakikasını yazarsanız aramamış olurum 👍👍👍
Dr. öğretim üyesinin hala öğrenci olduğu düşüncesine katılmıyorum hocam. Eğitimde en üst seviye doktoradır. Sonrasındaki ünvanlar tevdi edilen ünvanlardır. Üniversite verir o ünvanları. Üniversitede prof kadrosu ile çalışıyor değilseniz, prof değilsinizdir, sadece doktorsunuzdur. Bir eğitim kurumunda çalışsanız da çalışmasanız da doktorsunuzdur. Doktora bitince öğrenme bitmez ama öğrencilik biter. Zaten bir iki dakika içinde kendinizle çelişmişsiniz. Doktora kriterlerinden bahsederken kendiniz de doktora sonrasının öğrencilil olmadığını, kendi fikirlerini geliştirdiğin bir aşama olduğunu söylemişsiniz.
Kenan bey selamlar, Görüşününe katılıyorum zira çoğu videomda ben de Doktoranın önemimden hatta yurt dışında sadece Dr. (prof a bile) hitap edildiğinden bahsettim. Burada vurgulamak istediğim olay ise bambaşka. Türkiye'deki bir kriterden bahsediyoruz ve hangi mantıkla konulduğunu aramaya çalışıyoruz. Sizin belirttiğiniz gibi DOÇENTLİK unvanını Üniversite vermez. Yard Doç. Dr. Öğre. Gör. gibi kadroları üniversite verir ki Türkiyede o kadrolar dahi unvan gibi sunulmaktadır. Doktora biter bitmez bir insan hemen ÖĞRENCİ YETİŞTİRME KABİLİYETİ KAZANMAZ. İşte bunun için POST DOC denilen kısım vardır. Yurt dışında da bu böyledir. POST DOC olan kişiye direk öğrenci verilmez kontrollü şekilde yani yine bir süpervizör eşliğinde POST DOC a öğrenci teslim edilir. Bu şekilde baktığım için hala söylediğimin arkasındayım. Bunun yanında Türkiye'deki durum ise bam başka. Ben Türkiye'de verilen doktor unvanlarının da yeterli olmadığını bizzat görüyorum. Şimdi yetersiz birine hoca muamelesi yaparsanız durum daha da vahim hal alıyor. Aslında videoyu tekrar izledim ve çelişki görmedim fakat siz Doktoranın en yüksek unvan olduğuna odaklandığınız için anlatmak istediğim mesajları kaçırdığınızı düşünüyorum. Sonuç olarak DAHA OLMAMIŞ insanlara kalkıp dotoraları bitti diye bir anabilim dalını teslim ederseniz işte durum ortada her yer kalitesizlik akıyor, bunun neyini tartışalım ki. 👍👍👍
Hocam yurtdışında yüksek lisansını ve doktorasını yapmış biri olarak PostDoc'un uygulanışı hakkında bilgilerimi aktarmak isterim. Amerika'da doktorayı bitirince, doktorayı bitirdiğiniz üniversiteden daha alt seviyedeki bir üniversitede akademisyenliğe başlayabilirsiniz. Buna mezuniyet sonrası "free fall" deniyor. Nerede tutunabilirseniz artık. Kendi üniversitenizde bile (istisnalar olmakla birlikte) pozisyon vermezler. "Incest" olarak tanımlıyorlar. Aile içi evlilik gibi bakıyorlar. Eğer "free fall" yerine mezun olduğunuz üniversiteden daha iyi bir üniversitede akademisyen olmak istiyorsanız, çok daha iyi üniversitelere PostDoc olarak gidersiniz ve "free fall"ı daha yukarıdan başlatırsınız. Örneğin, ben UT-Austin'de doktora yaptım ve Türkiye'ye döndüm. Orada kalan ve iyi yerlerde akademik kariyer isteyen arkadaşlarım MIT veya Harvard gibi üniversitelere PostDoc yapmaya gitti. Daha sonra da Georgia Tech gibi üniversitelerde iş buldular. PostDoc'un başka amaçları da olabiliyor ama hepsini buraya sıralamaya gerek yok. Bu arada bizdeki PostDoc'lar bizimle pek ilgilenmiyorlardı. Direk proje için işe alınmışlardı. :) Verdiğiniz bilgiler çok kıymetli. Teşekkür ederim. Katılmadığım yerleri dile getirmekte sizin bir bilim insanı olarak eleştriye açık olduğunuzu düşünerek sakınca görmüyorum. İyi Çalışmalar.@@metinaytekin
@@kenanisk3391 Teşekkür ederim Kenn bey, katılmadığınız noktalarda haklı olduğunuzu yukarıda belirttim. Burada aslında konuşulacak çok nokta var dediğiniz gibi. tenure track likten hiç bahsetmedim bile, gibi. Amaç burada Türkiye'deki akademiyayı düzeltmeye çalışmak. inan şu yazdıklarımızdan haberdar olmayan Proflar var Türkiye'de maalesef. Bu arada ben de eski yerime dönüyorum kışa. Cleveland'a beklerim. iyi çalışmalar.
Hayırlı olur inşallah hocam. Umarım kalıcı şekilde gitmiyorsunuzdur Cleveland'a. Ne olursa olsun kendi memleketine hizmet etmek gerek düşüncesinde olanlardanım.@@metinaytekin
Hocam arkadaşım var 2020 de doktorayı bitirip 2022 de doçent olarak Iowa State de başladı .Bu arada çok önemli bir konuya değinmişsiniz ben yüzde 90 yerine 70 30 gibi olmasından yanayım@@metinaytekin
5 sene gerekmiyor hocam avrupada bir cok yerde doktora sonrasi 1-2yilda docent olabiliyorsunuz. assoc prof kadrosu ile. almanayda cok var o sekilde phd bitirip assoc prof olanlari biliyorum @@metinaytekin
Bu paylasim ve bilgilendirmeler icin cok tesekkurler hocam. Ornek aldigimiz akademisyenlerdensiniz. Her paylasiminiz bizler icin cok degerli.
Çok teşekkür ederim Aliekber 🤗🤗🤗
Aydınlandım ve açıklamalarınız bana çok mantıklı geldi hocam sağolun varolun👌
🤗🤗🤗
Merhabalar. Kriterlerin değişikliğine adapte olma konusunda bir adaletsizlik olduğunu düşünüyorum. Böyle köklü bir değişiklikten sonra (Alan indexli yayınların ve tezden üretilen yayınların 90 puana alınmaması gibi) en az iki başvuru sürecine izin verilmeliydi bence. En azından Mart 2024 için de eski kriterlere göre başvurumuzu yapabilmeliydik. Belki tıp vb. alanlarda SCIlı yayın yapmak çok zor değil, ancak Mimarlık ya da buna benzer alanlarda bırakın Q1-Q2li, SCI lı yayın yapmak bile çok zor.. çünkü bu tür indexlerde taralı yayın sayısı çok az. Dolayısıyla, öncesinde üretilmiş tüm birikimlerin bir anda değersizleştirilmesi can sıkan... En azından alanlara göre bir kriter değişikliğinin adil dağıtılması iyi olabilirdi. Ya da bir dönem daha başvuru imkanı verilebilseydi doğru olurdu kanaatindeyim. Ağustosta yayınlanan bir kararla Ekim'e kadar başvuru sınırı koymak biraz acımazsızca değil mi sizce?
Aynen katılıyorum. Bu kriterleri yapanları önce kritere sokmak lazım. Ben yaptım oldu mantığı her yerde ve liyakat olmadığı için oluyor bu saçmalıklar maalesef 😔
@@metinaytekin ben bununla ilgili akademisyenler ya da ilgili kurumlardan bir talep gelir belki diye bekledim ama sanırım herkes kabul etmiş durumda.. Birkaç ayımız daha olmasını çok iyi olurdu.. Elimizde basılmasını beklediğimiz makalelerle kalakaldık, olan bu.. 😞
Çok teşekkürler hocam, detaylı bir anlatım oldu🙏
🤗🤗🤗🤗
Hocam iyi ki varsınız başka diyecek bir şey bulamıyorum 💐💐💐
🤗🤗🤗
Çok faydalı bilgiler. Sağolun👋👋👋
🤗🤗🤗
Evet maalesef dekan, bölüm başkanı vs kendi isimlerini makalelere ekletme şartı koyuyor, makaleyi bir kere bile okumadan hem de. Fırsatçılık kısaca. Suyun başında durduğu için semirenler bunlar, evet neyse ki Türkiye'de bu tür örneklerle hiç karşılaşmıyoruz.
😜
Emeğinize sağlık Hocam..
🤗🤗🤗
Hocam, bence doktora öncesi yayınlarda puan kazanmaktan ziyade deneyim ve uzmanlık becerileri kazanmak ve de doktora tezini daha iyi hale getirmek hedeflenmeli. Tek başına doktora tezi ya da öylesine yapılmış bir iki yayın iyi bir uzmanlık sağlamaz. İyi bir uzmanlık sağlamadan doktorayı bitirip bir de hoca olununca işler karışıyor. Acemiliği atmadan usta pozu vermeye kalkan kimseler kendileriyle birlikte etraflarını da kurutuyor.
🤗🤗🤗
doktora tezini iyi ya da kotu oldugunu gostergesi sci makalesidir yoksa makale cikmamis tezi ne yapayim ben ciltler dolusu copy paste yazilmis seyler yerine bi tane adam akilli makale cikar butun dunya gorsun atif alsin ondan kalitelisi yoktur ama yapabilene.
Hocam gayet bilgilendirici ve tesekkur ederim. yalniz doktora sonrasi direkt docentlik konusunda fikrinize katilmiyorum. Ayrica bir sorum olacak cevaplarsaniz da cok mutlu olurum. Ben Abd'de malzeme muh doktora yapiyorum gelecek ay savunmami verip, anlastigim postdoc pozisyonunda 2 sene arastrmalarima devam edecegim. Ardindan Turkiyeye donmeyi dusunuyorum (1416liyim). Su an hali hazirda 8 tane q1 yayinlarim var 3unde ilk yazarim. Ayrica 2 tane de submit ettigm var ama mezuniyet oncesine yetismeyecek. Sorum soyle; bu makaleler doktora oncesi mi sonrasi mi sayilacak? Ayrica 2 tane daha yazdigim ama submit etmedigim calismam var PI'im mezun olmadan yollamami istese de bu sacma sistem yuzunden tutuyorum. Ayrica "tezden uretilmis" ne demek oluyor cok anlayabilmis degilim. Bazi makalelerimi diger universitelerle is birligi ve ulusal lab'larla birlikte yayimladik tezimle alakali bile degil. Bunlar da tezden uretilmis yayin oluyor mu? Cok tesekkurler simdiden.
@@Sanaldans isminizi yazmamışsınız onun için başta hitap edemedim kusura bakmayın. Her düşünceme herkes katılacak diye bir kural yok tabiiki ben inandığım şeyleri bahsediyorum ama daha iyi fikir var ise her zaman değiştirebilirim. Makalelerinize gelince evet hepsi doktora öncesi yayına girecek ve puanlamaya katılamayacaklar. Doktor’a aldıktan sonra yayınlananlar ancak puanlamaya katılabilir. Teziniz ile alakalı olmasa dahi doktora ünvânı almadan önceki yayınlar doktora öncesi kabul edilir 👍👍👍
@@metinaytekin Sagolun hocam cevabiniz icin. Elbette fikirlerimiz uymayacak ki uretken olalim haklisiniz. Bu 2 makalenin gec kalmasi iyi olmus, ilk kez hakemlerin bekletmesi isimize yarayacak. Videoyu diger arkadaslarimla paylasacagim, tek tek cevap verdiginiz icin de tekrar tesekkur ediyorum.
@@Sanaldans 🤗🤗🤗
postdocta ki makaleler de sayilmiyor ki yani turkiyedeki sacma sapan baslica yazar kriterlerine gore (tek yazarli ve ogrencin ile yazilmis sarti) cok az puan getiriyor, yurtdisinda postdoc yapip corresponding author olmaniz yine cok zor (cunku yurtdisindaki ogrencn ile yazilmis makale ya da tek yazar imkani yok) yani orada 1.yazar olursunuz en fazla isi yapip makaleyi yazdiginiz icin ama sizin calistigininz prof hoca yine sonda ve corersponding olacak bu da turkiyede baslica olarak sayilmiyor, ya da nature de 50-100kisi basip arada bi yerde olunca o makaleden size gelecek puan 1/50 gibi bi sey ama ayni o kisi yurtdisina gitmeyip turkiyede herhangi bi yerde yardoc ya da goretim gorevlisi olsa bi turk dergisine yazsa bi de tek basina yazsa alacak 20puan, kalite likayat bakilmadikca bu sistem boyle devam ettikce daha cok firin ekmek yememiz gerekiyor, yani yurtdisinda postdoc icin kabul almis calismis kisilerin de hakki yeniyor , durum sadece doktora sirasindaki yapilan makalelerin sayilmamasi degil, sorun turkiyedeki baslica yazar kriterlerinin sacmaligi ve bunu kimse dile getirmiyor muhtemeldir ki kriterleri yazanlar farkinda degiller cunku su andaki kriterleri daha once prof olmuslara uygulasak docent dahi olamayacaklar.
Deveye sormuşlar boynun neden eğri.... kesinlikle katılıyorum. Tutulacak yeri yok aslında. Videoda da dediğim gibi savunmasam da karşılaşacağınız gerçekleri dile getiriyorum. 🤗🤗🤗
aslinda cozumu cok basit, butun dunyada oldugu gibi corresponding author kim ise dergide onu baslica yazar olmali ama yapamazlar o zaman makale hakkinda hic bilgisi olmayan dekanlar prof rektorler vs en sonda nasil bulunacaklar degil mi :) o yuzden sistemin en temelindeki sorun bu baslica yazar kritlerindeki tanimlardir, ama kimse cozmek istememekte direttigi de asikar. burada en cok hakki yenen ogrenciler, cunku yurtdisinda phd postdoc iken makale yazdiginda ilk sirada olursun hocanda sonda olur biter kavga dovus yok en fazla 1. ve 2. sira icin kavga olur gerisini zaten herkes bilir sondaki corersnponding bastaki ogrenci diye ama turkiyedeki sacma kriterler yuzunden yardoc hoca kendini hem ilk siraya yaziyor hem ogrencisini araya bi yere atiyor hem de kendisi corresponding author oluyor niye puan kasip docent olabilmek icin hatta cogu zaman puan bounmesin diye 2den fazla kisiyi eklemiyor makaleye haklari oldugu halde. onemli olan dunyadaki kritelerlde zaten makale sonunda autorho contribution yazar orada kim ne yazmis herkes okur gorur ama turkiyeden cikan makalelerde o kisimda yoktur cunku hic bir is yapmayanlari oraya is yapmis gibi gostermek gerektigi icin, aslinda bu tur durumlarda hakki yenen ogrenci ispatlari ile dergiye ediyore sikayette bulunabilir ama o zamanda hocasi onu mezun etmez diye korkar yani bastan asagi bozuk bir sistem ve her yil ucundan bi yerinden duzeltilmeye calisilmis gibi gosteriliyor ama en temel sorunlari dokunmadan. herseyin de herkes farkinda aslinda ama sesini cikaramamiyor makam mevki maas kidem korkusundan.
Uzun zaman sonra dinlediğim çok güzel bir yorum... Fon olsun diye mikroskop bile çok orjinal...
Çok teşekkür ederim 🤗🤗🤗 mikroskop 1800 lü yıllardan kalma ve hala çalışıyor 🤗
@@metinaytekin apple gibi güncelleme almadığı için hala çalışıyor... kablosu olmaması büyük avantaj👏👏
Merhabalar hocam. Doktoram bitmek üzere bu dönem ve bitirene kadar bir iki makale yayımlasam bir işe yarar mı?
Makale her zaman işe yarar 👍👍👍
Teşekkürler hocam
🤗🤗🤗
Merhebalar hocam tıpta uzmanlık sonrası yayınların aldığı puanlar doçentlik kriterinde sayılır mı? yoksa önce dr.öğretim üyesi olduktan sonraki yayınlar mı geçerli? ikinci sorum teze yapılan atıflar puanlamaya dahil mi?
Merhaba Aslı Nur, Tıpta uzmanlık sonrası aldığın puanlar doçentlik kriterlerine sayılır. Dr. Öğretim Üyesi denilen şey zaten uunvan değildir sadece bir kadrodur. Geçen hafta bunun ile ilgili video yapmıştım. MAkalelerine yapılan atıflar puanlama alabilir. Kolay gelsin 👍
Merhabalar hocam, doçentlik kriterlerinde yer alan lisansüstü tezlerden bir yayın yapma zorunluluğu var ya, ben yazdım makaleyi ama danışmanımın adını yazmamıştım. Bu doçentlik başvurusunda sorun olur mu? Sorun olabileceğine dair bir şey okudum çünkü.
Çok büyük sorun olabilir hatta yök etik cezası verir. Örnekleri çok var. Çünkü O çakışmalar sizin değil hocanızındır ve siz hocanızdan çalmış konumuna düşersiniz. İlginç bir soru başlıklı video yayınladım bir iki hafta önce lütfen onu da izle 👍👍👍
@@metinaytekinSorun olacağını düşünmemiştim açıkçası, hocanın ismini ekleyemem de artık makaleye. Bu durumda ne yapmalıyım?
@@ceydayalcn5799 türk dergisi ise rica etmeyi dene, yapmazlar ise makaleyi withdraw yap yani geri çek👍
@@metinaytekin Tamam hocam çok teşekkür ederim dergiye bir sorayım öncelikle
@@ceydayalcn5799 yalnız bu soru gerçekten anormal bir soru olacak makul şekilde anlatmaya çalış. Yapanlar duydum. Bana gelse ben kesinlikle yapmam ona göre hazırlıklı ol çünkü benim gibiler de olabilir 😬😬😬
merhaba hocam, içime sinmeyen bir mevzu var fikrini alacağım kimse yok etrafımda. yanıtlarsanız çok mutlu olurum.
hocam doktora dersinde makale yazdım ders için ama güzel bir makale oldu , hocamız da yayınlamak ister misin dedi. ben de olur dedim. ama hoca katkı yapmadan ismini yüzde 50 oranında hak sahibi olarak ve sorumlu yazar olarak ekletti. bu normal mi .. geri çekilmem sorun olur mu. ne yapmamı önerirsiniz?
dergiyi o ayarladı (iyi bir dergi) bazı arkadaşlar bunu normal bir şey olarak kabul etti ve bizim ünvanımız olmadığı için dergilerden kabul alma şansımızın çok düşük olduğunu söyledi . ne yapacağımı bilemedim.
Merhaba, Öncelikle doktora dersinde nasıl makale yazdın çok merak ettim. Sanırım alının sözel bir alan çünkü tıbbi alanlarda veya fen bilimlerinde bu neredeyse imkansız. Şunu unutma SEN AKADEMİSYEN DEĞİLSİN! henüz. Doktora bitmeden akademisyen olmazsın dolayısıyla doktora bitene kadar bir danışmana bağlısın. Ne yaparsan yap SORUMLULUK Danışmana aittir ve senin çıakrttığın Makale, Tez gibi ürünlerde her zaman Danışmana yer vermek ZORUNDASIN. Çünkü Danışman olmadan zaten yapacağın TEZ, Makale gibi ürünler kabul görmeyecektir bu sebeple Danışmanın SORUMLU yazar olması çok normaldir. Hatta Bence senin danışmanın iyi bir danışman çünkü başka duyumlarımda böyle bir olayda HEM kendini SORUMLU Yazar hem de BİRİNCİ isim yapanlar da var. Sen BİRİNCİSİ isim Danışman da Sorumlu yazar oluyorsa BU OLMASI GEREKENDİR zaten. Umarım açıklayıcı olmuştur 👍👍👍👍👍
cevap için çok teşekkür ederim.. ayrıca bu kanal için ve bize kattığınız her şey için çok teşekkür ederim. akademik anlamda farklı bir alandan olsam bile sizden çok istifade ediyorum... bunun için de ayrıca teşekkür etmek isterim...
evet hocam ben sosyal bilimler alanında doktora yapıyorum.
final için istenen makaleydi ben de özenerek yazdım.
yine de çok nitelikli diyemem ama özgün ve az çalışılmış bir konu hakkında yazmıştım.
sadece hocanın hiçbir ekleme yapmadan çalışmaya sorumlu ve birinci yazar olarak kendini eklemesi zoruma gidiyor. ayrıca hoca danışmanım değil ve makale de tez ile ilgili değil.. bu nedenle geri çekilmeyi ve yayınlamamayı bu duruma tercih etmek istiyorum çünkü etik bulmuyorum. geri çekilme şansım az da olsa var şu an ve çok istiyorum..
danışmanım olmaması ve çalışmanın tezden bağımsız olması nedeniyle doğru bulmuyorum yine de yanlış mı düşünüyorum bilmiyorum.. .
Hocam doktora öncesi tezden üretilmiş makale haricinde tezle ilgisi olmayan makaleler de mevcut onlardan videoda bahsedilmemiş. Doktora öncesinde sadece 10 puan kadar yayın yapsak yeterli sanırım
10 puandan fazla da yapabilirsin ama puanlamaya sadece 10 puana kadar dahil edilir. 👍
Hocam kısacası 90 puan doktora sonrasından alınacak ve tezden üretilmiş yayımdan olmayacak, eger doktora öncesi de 50 puanın var ise 90'in üstüne ekleyeceksin. Toplam başvuru puani da 140.
Hocam çıkardığım sonuç, doktora öncesi makaleleri yazıp göndermeyenler, belki bir bilim adamı için yanlış olsa da kariyeri açısından bu sistemde haklı. Doktora öncesi yapılanların başarısının danışmana atfedilmesi çok ağırıma gitti ama anlıyorum. Benim de 2 q1im var, birisi y.l. tezi, diğeri farklı çalışma. Danışmanımın adı var ama ikisini de açıp okumadı bile. Başka SCI yayınlarım da var tam sayısını şu an bilmiyorum. Gönderdiğim bekleyen makaleler var. Hocam ve diğer çoğu hocalar sadece bölüm tantanası konuşan insanlar, tartıştık limoniyiz, artık adını yazmıyorum. Ama bir önemi yokmuş sanırım doktora öncesi olduğu için. Tamam daha kötüleri de var anlıyorum. Zaten kime ağzımı açsam "bizim zamanımızdaa" diye başlıyor. Ama sanırım doktorada çok çalışmak enayilik. Anladığım, iyi bir bilim adamı olmak için ne çalışıyosan çalış ve danışmanın prim yapmasına izin ver. Araş Gör isen çay getir diyene çay getir, derse gir diyenin dersine gir, yalap şalap ders anlat, yalap şalap soru hazırla ve sınav oku, saygısızlıklara okey de. Ne iyi ne kötü ol, ayak işlerine koşuştur ve kamufle ol. Bu durumu doktora bitene kadar sindir. İlerde çalışınca, çalışmanın karşılığını alırsın diye um. Ne yapıyorsan da ilerde yap. Doktora dönemi pasif ol ki motivasyonun çökmesin. 2-3 çocuk yap. Yeterliliğe ne çalıştıydım, tez formatını-intihali ayarlamaya ne uğraştıydım diye bi işmiş gibi yıllarca anlat anlat dur. Doktora bitince çalışmaya başla. Bi dert yanana "bizim zamanımızdaa" de. Bu vasatlık başarıya götürüyor. Anlattığınız teoriyi anladım, ama böyle olacaksa danışmanı denetleyen bir mekanizma gerekli. Yoksa ortalama kafası basan çıkarcı akademisyen böyle davranacaktır. Madem teoride böyle, belki de doktoranın tanımını teorik olarak elden geçirmek gerek.
🤗🤗🤗
Özür dileyip sitemimi güncelliyorum. Yanlış anlamışım. Doktora öncesi yayınlar için en az 10 puan diyor. Bu da bütün yapılan makaleler zaten kullanılabilir, bir üst limit yok demek. Çok da şevk kırıcı bir durum yokmuş. Doktora sonrası çalışmayacak olanların derdi bunlar.
👍👍👍@@Scypter-j2r
Merhaba Hocam,
Tıpta Yandal uzmanlık eğitimi sürecinde yapılan yayınlar, doçentlik dosyasında yer bulabilir mi?
Teşekkür ederim
Nesibe tabiiki olmalı hemde doktora sonrası yayın kategorisinde 👍👍👍
Hocam mükemmel ötesi bir hikaye, teşekkürler. 😂 Çok güldüm. Bir sorum olacaktı: Doktora alım tarihinden sonra , diyelim ki 5 ay sonraki yayın, konu olarak doktora konusuyla ilgili, doktora da diye mi kayda geçer, doktora sonrası diye mi geçer? Yani, tarih bazlı mı , konu bazlı mı bu referans? Birde şu var tabi, kim ne karışır benim doktora konumdan kaç yayın yaptığıma, kaç fikir çıkardığıma, belki de o kadar geniş perspektifli birşeydi ki öyleydi, buradakiler rüyasında göremezdi! Bilmem anlatabildim mi!
🤣🤣🤣🤣 beğendiğine sevindim. Doktora unvanını alldığın günden önce yayınlanmış ise doktora öncesi yayın diye geçecek. Saçma bilmiyorum, mantık dışı ama olanı anlatıyorum mantık aramadan 🤗
@@metinaytekin Yani, doktora alım tarihinden 1 gün bile sonra olsa, postdoc'ta alınmıştır die geçer kural gereği öylemidir? Konu, doktorayla ilgilimi değil mi , bakılmaz.
@@spyhunter0066 aynen konu sadece doktora unvanının alınma tarih ile ilgili yoksa doktora yaptığın tez ile ilgili değil. Tezlerden üretilmiş olanlar zaten kabul edilmiyor. Yani 10 puan anca alınabiliyor 👍
@@metinaytekin Ok. Tezden üretilmiş üretilmemiş, kime ne, oda ayrı bir tartışma. Kaliteli yayın yapta neyden yaparsan yap diyeceğine.
@@spyhunter0066 kimse kalitenin derdinde değil maalesef 😢
Hocam merhaba ben doktorayı dışarıdan tamamladım yani akademisyen kadrosunda değilim,. Yakın geçmişte SSCİ indeksli bir dergide yayınım çıktı. Ancak Google Akademiğe baktığım zaman, makalenin 2. sürümünde çalışmamı başka bir Üniversite mensubu olan bir öğretim üyesinin avesis'inde görüyorum. Bu saçma durum doçentlik başvurusunda engel teşkil eder mi? (Hatanın düzeltilmesi için uğraşmayacağım zira sonuç alamayacağımı biliyorum)
Google akademik önemli değil. Web of science daki veri tabanı dikkate alınmaktadır 👍
Çok teşekkür ederim sevgili hocam@@metinaytekin
Merhaba. Doktora sonrası kadrolu olarak öğretim üyesi çalışma şartı göz önünde bulundurulduğunda. Myo daki sözleşmeli dr. Öğretim üyeleri bu şartı sağlıyor mu?
Karşılıyor. Geçen senelerde karşılıyordu ama yeni sık sorulan sorular yakında çıkar orada bu konu tekrar ele alınacak 👍
Doçentlik kriterlerine göre doktora öncesi yayınlar sadece 10 puan getirdiği için lisans üstü eğitimde öğrenciler sadece mezuniyete odaklanıyor. Hatta doçentliği 103 puanla alıp hiç bir çalışma yapmadan 5 sene sonra profesör oluyor. Bu tür insanların akademide olmaması lazım aslında.
Kesinlikle katılıyorum ama şuanda inan bu kriterleri koyanlar işte o bahsettiklerinden sanırım 🤗🤗🤗
o sekilde olmayan kac tane hoca var acaba :) cogu prof hocanin h indeksi 5 bile degil
Sadece 10 diye bir kriter yok. 45 de gelebilir.
@@urologist.88 Kriterlerin en başında çok açık belirtmiş "Beyan edilen eserlerin ve akademik faaliyetlerin başvuruda bulunan bilin alanı ile ilgili olması ve BU ÇALIŞMALARDAN EN AZ 90 PUANIN DOKTORA UNVANININ ALINMASINDAN SONRA GERÇEKLETİRİLEN ÇALIŞMALARDAN elde edilmiş olması kaydıyla....." AYnen bu şekilde yazıyor ve küçük bir matematik hesabı yaparsanız 100-90= 10 çıkacaktır. Siz isterseniz 45 alın fark etmez ama sadece 10 puanını kullanabilirsiniz. İşte buna kriter denildiği için "öyle bir kriter yok" şeklindeki ifadenizin yanlış olduğunu düşünüyorum 👍👍👍
@@metinaytekin Değerli hocam bakın, bende üroloji uzmanıyım. 2 yıl içinde dosyam hazır halde. 7 tane scı 1.isim yazım mevcut. Akademik danışmanlık hizmeti veren biriyim. Doktora sonrası 90 puana dahil edemezsiniz demek ayrı, doktora öncesi 10 puan kullanabilirsiniz demek ayrı. İlkokul matematiği ile örnek vermişsiniz. Bende size ilkokul matematiği ile örnek vereyim.
Aday doktora öncesi 45 puanı aldı diyelim. Bu yazıları doktora sonrası 90 puana dahil edemez.
Ancak aday dosyasını 135 puan ile puanlayıp başvurabilir.
Asgari kriterler 2 tane, birisi 90 puan doktora sonrası, diğeri toplam 100 puan olması. Azami kriter 10 diye birşey yok.
Benim doktora öncesi 75 puanım var, doktora sonrası 108.
183 puanla başvurabilirim.
Lütfen bilgilerinizi gözden geçirin.
Saygı ile.
Hocam merhaba. Doktora tezinden üretilmiş bir yayınımız var ancak bir çalışma arkadaşımın verilerin yorumlanması, değerlendirilmesi ve tartışma yazım kısmında çok emeği ve katkısı oldu. Bu arkadaşımı da tezden üretilmiş yayınıma danışmanım ile birlikte ismini yazmamız etik açıdan sıkıntı yaratır mı?
HAyır kesinlikle sorun olmaz hatta Yazmazsan aslında etik olarak uygun olmaz. Kesinlikle yazmalısın. Sen ve hocan olduktan sonra istediğin kişileri de ekleyebilirsin tabii istediğin derken katkısı olanlardan bahsediyorum 👍👍👍
Doktoradan sonra Dr. Öğr. Üyesi kadrosu almadan yapılan yayınların geçerliliği ile ilgili bir sıkıntı yok değil mi hocam :)
:))))) Emin olabilirsin bir sıkıntı olmadığına 😁😁😁
Hocam merhaba Doktora sonrasında tezden ürettiğimiz yayınlar 90 puana dahil oluyor mu
Hayır çünkü doktora zamanında yaptın o çalışmaları sadece sonrasında gönderiyorum tezden üretilmiş yayınlar 10 puan içerisinde 👍
Akademide "bizim ülkemizde olmayan" olaylar ciddi bir şekilde gündeme alınırsa Avrupadan tut Amerikaya kadar herkes bizi kıskanır.
😂😂😂
Merhaba Hocam, şu Nature makale olayı gerçek mi sehir efsanesi mi? Gercek olamayacak kadar saçma geliyor bana.
Ders alınacak bir menkıbe, gerçek değil tabiiki, ironi. Hikayenin gerçek oluşu değil verdiği mesaja odaklanmak gerek 👍
@@metinaytekin Hocam, akademide yaşanan gerçek sorunların pek çoğu menkıbeleri aratmıyor. Fakat biz onlara da menkıbe muamelesi yapıyor ve mesaja odaklanıp orada duruyoruz. Duyarlı hocalar ve ilgililer bu türden bir haksızlık duyduğunda bunun gerçekliğini araştırmak ve eğer gerçekse haksızlığa karşı durmak ve de haksızlığa uğrayana destek olmak için bir şeyler yapsa çok şey değişir. Karşılıksız kalan her haksızlık daha beter haksızlıkların ortaya çıkmasına yol açıyor.
@@alirizaseydi7244 Aynen öyle fakat Türk milleti maalesef bu duyarlılık konsuunda çok zayıf. O kadar akademisyen saçma sebeplerle işlerinden uzaklaştırıldığında bir Allahın kulu bu ne saçmalık demedi. Genlere işlemiş bu duyarsızlık ve sonra kendisine bişey dokunduğunda duyarlı olmasını bekliyoruz. (Sözüm genel yanlış anlama sakın) Bunu bir aşmamız lazım öncelikle ama o kadar liyakatsız insan ile nasıl olur bu iş bilemiyorum.
@@metinaytekin Benim beklediğim duyarlılık öncelikle (popperian bir yaklaşımla) yanlışlanma adına. Siz birinci yanlışlamayı yaptınız ve çok haklısınız. O zaman "bu ne saçmalık" vb. bir şey dememiştim ki şimdi sizi yanlış anlayayım? Yanlışlarımızı anlamak bize yapılan yanlışları dile getirmekten ve onlarla hesaplaşmaktan daha önemli. Asıl önemli yanlışlar kendi yaptığımız yanlışlar. Kendi yanlışlarımızı küçük gören ya da yok sayan bir anlayışa sahip olmak en kötüsü.
Sizden benzer yanlışlamayı yayımladığım kitaba dair de bekliyorum. Akademideki sorunları dile getirip buna dair bir şeyler yapılmasını bekleyenler, bu sorunlara dair basılmış bir (belki tek) kitaba da duyarsız kalmamalı.
@@alirizaseydi7244 bana gönderecektiniz kitabı ??
Metin Hocam, savunmama bir ay kala bir doktora öğrencisi olarak 10 a yakın makalem çoğu tek yazarlı yani ben yazdım, uluslarası bildiri ödülüm ve şuan 25 atfım var yazık değil mi bana benm gibi arkadaşlara kadrom bile yok asistan bile değilim vede..
Yukarıdaki anlattığım konu ile ilgili soruyorsan yazık değil tabiiki yapman gerekeni yapıyorsun. Makalelerin çokluğu birşey ifade etmez önemli olan impact factor 5 ve üstü mü? Eğer öyle ise çok doğru yerdesin diyebilirim çünkü herkese nasip olmaz doktora öncesi o kadar kaliteli yayın. Fakat kadro için yazdıysan evet haklısın gerçekten yazık buna bir çare bulmaları gerek
doktora ogrencisi iken hocan olmadan nasil tek basina makale yazabiliyorsun ki ? sci de indeksli dergilere hatta ?
@@user4name bu da önemli bir nokta 👍
Metin Hocam, impact factor tabiki okadar yüksek değil bizde doktora sırasında makale yazabilmeye çok önem veriliyor ama scorpus indekte yayınım var onu söyleyebilirim
Doktora öğrencisi değil yüksek lisans öğrencisi hatta lisans öğrencisi de olsanız tek başınıza makale yazabilirsiniz... tabi başarabilirseniz;) ayrıca ben hiç sci indeksli dergi demedim.
Doktora sonrası doktora tezinden yayın yapmak istiyorum ama danışman hocamın engeliyle karşılaşıyorum. Bu yüzden sürekli çalışmalarım rafa kaldırılıyor. Sizce ne yapmalıyım?
Yayını hazırla, dergi de bul ve ona göre formatla, hocanın ismini de sorumlu yazar olarak makalede yaz. Hocana email at, hocam makalemi hazır, xxxx dergisine göndereceğim eklemek istediğiniz yer varsa Xxx tarihine kadar bildiriminizi rice ediyorum. Doçentlik kriterlerinde doktora tezi yayını zorunlu ve danışman hoca ile birlikte olması şart olduğundan dolayı bilgiler eskimeden yayınlatmak için çalıyorum. Bu süreçteki Tüm desteğiniz için teşekkür ederim. Gibi bir şey yaz. Cevap verirse cevaba göre değerlendiririz ama vermezse gönderirsin dergiye çünkü sonuçta email ile bildirdin. Emailler resmî evraktır bunu unutma 👍
@@metinaytekin hocam cevabınız için teşekkür ederim. Kendisi yayın yapılmasına engel olmayaca çalışmaktadır. Doktora sürecince de sürekli çalışmalarımı kendisine gönderdiğimde rafa kaldırıldı. Sürekli hatırlatma yapılsa da belki de iki tane iyi çalışmam rafta duruyor. Kendisi profesörlükten sonra böyle bir davranışa girdi. Bununla sıkıntılı yazışmalarım bile var benim. Ben kendisine göndersem bile bekleyelim, bunun içeriğini düzenleyelim, vb. sebepler ile geciktirecek ve yayınlanmasına engel olacaktır. Bu durumda kendisini ikinci yazar olarak yazsam bile tez bile olsa makale formatına tek başıma ben getirdiğim için kendisini eklemek zorunlu mudur?
@@murataydin4366 kendisini eklemezsen doçentlik başvurusunda sorun yaşarsın hatta baş vuramazsın. O halde emailinde cevap bekleme, xxxx dergisine gönderiyorum bilginize de sadece
@@metinaytekin peki hocam ismini yazmalıyım? Bu o kadar berbat bir durum ki anlatamam. Uğraşıyorum, ediyorum, dil için kendim hizmet alıyorum, göndermesem günceli kaybedeceğinden endişeleniyorum ve sonrasında yaşadıklarıma bak! Bence danışmanları tanrı ilan etsinler, özellikle de yayına ihtiyacı olmadığı için yayın yapmana izin vermeyenleri üst Tanrı yapsınlar.
@@murataydin4366 yukarıdaki bir önceki cevabımda aslında bu soruna çok net ve detaylı cevap verdim 👍👍👍
Öncelikle bilgilendirici bir video olmuş çok teşekkürler...yalnız siz katılmasanız da daha doğrusu ideal olduğunu söylediğiniz danışman -ögrenci-tez konusu belirleme ilişkisine katılmiyorum...doktora tezi yazmak öğrenciyi yetiştirir o nedenle konuyu da kendi ilgi alanına göre araştırarak, araştırmayı öğrenerek kendisi bulur ve geliştirir...danışman sadece bir mentordur aksini yapan hocalarımızı tenzih ediyorum ama bir cok hoca konuya hakim bile olamamakta...ancak son dönemde ne yazık ki akademi anlayışı, öğrencinin aleyhine bir değişim yaşadı...ayrıca tez öncesi yapılan çalışmaların sayılması yine de sevindirici...fakat değişen yeni şartlar bence öğrencinin aleyhine...şartların adaletsiz bir yani olduğunu düşünüyorum..gerekli bulunan yayınlar hariç...doktora derecesinden sonra muhakkak nitelikli yayınlar yapılmalı..fakat özellikle ders koşulu için de detaylı video gelmesini isterim...bu şartı sağlamak nasıl mümkündür günümüzde?
Katılmaya bilirsiniz fakat inanın katılmamanız bu gerçeği değiştirmeyecek çünkü burada katılıp veya katılmama durumu yok maalesef. Ben olması gerekenleri anlatıyorum. Şuanda bilimde bizden çok önde olan ülkelerde uygulanan ve çalışan teamülleri paylaşıyorum. Buradaki sıkıntı 10 sene sonra evet doğruymuş diyebilirsiniz fakat çok geç olabilir onun için siz katılmasanız dahi bir hoca da böyle demişti şeklinde aklınızın bir yerinde tutun bence 🤗🤗🤗
Ben şunu merak ediyorum, hayatınızdaki inişler çıkışlar akademik hayatınızın motivasyonunu etkiliyor mu? Nihayetinde akademik kariyeriniz bir müdürün size belli görevler vererek ilerlediğiniz bir kariyer değil, motivasyonunuzun el verdiği ölçüde yaptığınız bilgi üretimidir.
İşte burada idealizm devreye giriyor. İdealin ne ve gerçekten bunu istiyor musun ona karar verdikten sonra hayatındaki iniş çıkışların bir anlamı olmuyor birşekilde yol buluyorsun. Baksana bana Türkiye'de yapmadıklarını bırakmadılar ama bir şekilde sizlerle buluşarak idealimi devam ettiriyorum. 🤗🤗🤗
Hocam özetle cevabınızı aldık kabul, ancak teori ile pratiğin bu kadar farklı olduğu bir ülkede yüzde 10 çok az değil mi? Sizin olmayan birşeyden dediğinizde yüreğim yandı. Bazı danışmanlar var ki, tezde ve sonraki makalelerde ögrenciden çok emek veriyor bazısı ve ekserisi bırakın konuyu vermeyi tezi bile düzgün okumuyor. Bu kadar tezatlık varken. Yüzde 10 çok çok az bir rakam.
Bana kalsa baştan sona saçma bu kriterler. UAK gibi bir kurumun hiç olmaması gerek ama işte var maalesef
doktora sonrası tez hocamla yayın yaparsam puan alırmıyım,yoksa doktora sırası gibi mi kabul ediliyor hocam
Buradaki Sınır DOKTORA unvanını aldığında tarihtir. Doktora aldıktan sonra istediğinle yayın yapabilirsin ve DOKTORA SONRASI olarak kabul edilir 👍👍👍
@@metinaytekin teşekkürler hocam
her zaman @@metinkaradag3606 🤗🤗🤗
Amaç doçentlik puanı ise %90 değersiz
👍👍👍
Yeni Doçentler e bakarak kriterlerin ne kadar iyi ve kötü olduğunu gösteriyor
@@mucadele44 onlara bakmaya da gerek yok aslında kriterler saçma ve berbat 😬😬😬
👏
@@bİLİM03 👍🤗
tezden üretilen yayınların danışmana atfedilmesini anlıyorum ama tez konusunun dışında tamamen yl phd öğrencisinin kendi gayretiyle ürettiği yayınlar da oluyor bunların dahil edilmesi gerekir kanaatimce
Yanlış düşünüyorsunuz. Doktor olana kadar sizin gayretiniz diye bir şey yoktur danışmanın yönlendirmesi vardır. Varsa böyle çalışmalarınız bekleyin doktora unvanı aldıktan sonra yapın. Bu konu sizin veya benim kanaatime bağlı değil uluslararası bu durum böyledir sebeplerini detaylı farklı videolarda da anlattım 👍👍👍
.......................80
🤗🤗🤗 çok büyük bir katkı gerçekten duyarlılığın için çok teşekkür ederim 🤗🤗🤗
Öylesine denk geldim ve hiç aydınlanmadım. Bazı ifadeleri de pek doğru bulmadığımı söylemeliyim. Ne demek "senin olmayan yayınlardan puan alıyorsun" yüksek lisansta yaptığın yayının fikir babası hoca olabilir ama Doktora için kesinlikle öyle bir durum söz konusu değil. Bu tip puan limitleri ile doktora tezlerinin ve onlardan çıkan yayınların kalitesi düşüyor...
Bazı gerçekler acıtabilir yapacak birşey yok 🤷♂️
Bence Bir daha izleyin, Aydınlanma loading... 😁
bizim ülkemizde olmaz böyle şeyler derken ironi veya sarkastik olarak mi söylediniz yoksa gerçekten mi olmayacağına inanıyorsunuz anlamadım
Nerede yani hangi dakika? Her videoyu başa sarıp tekrar izleyemiyorum zaman sıkıntısından onun için yorum yaparken dakikasını yazarsanız aramamış olurum 👍👍👍
9:36 ve 11:23 de.. dekan bölüm başkanlarının liyakatla gelmesi ve nature dergisi yayını hikayesi…
Tekrar izleyince anladım hocam 😊teşekkürler
@@turgay.demirel 😏
Dr. öğretim üyesinin hala öğrenci olduğu düşüncesine katılmıyorum hocam. Eğitimde en üst seviye doktoradır. Sonrasındaki ünvanlar tevdi edilen ünvanlardır. Üniversite verir o ünvanları. Üniversitede prof kadrosu ile çalışıyor değilseniz, prof değilsinizdir, sadece doktorsunuzdur. Bir eğitim kurumunda çalışsanız da çalışmasanız da doktorsunuzdur. Doktora bitince öğrenme bitmez ama öğrencilik biter. Zaten bir iki dakika içinde kendinizle çelişmişsiniz. Doktora kriterlerinden bahsederken kendiniz de doktora sonrasının öğrencilil olmadığını, kendi fikirlerini geliştirdiğin bir aşama olduğunu söylemişsiniz.
Kenan bey selamlar, Görüşününe katılıyorum zira çoğu videomda ben de Doktoranın önemimden hatta yurt dışında sadece Dr. (prof a bile) hitap edildiğinden bahsettim. Burada vurgulamak istediğim olay ise bambaşka. Türkiye'deki bir kriterden bahsediyoruz ve hangi mantıkla konulduğunu aramaya çalışıyoruz. Sizin belirttiğiniz gibi DOÇENTLİK unvanını Üniversite vermez. Yard Doç. Dr. Öğre. Gör. gibi kadroları üniversite verir ki Türkiyede o kadrolar dahi unvan gibi sunulmaktadır. Doktora biter bitmez bir insan hemen ÖĞRENCİ YETİŞTİRME KABİLİYETİ KAZANMAZ. İşte bunun için POST DOC denilen kısım vardır. Yurt dışında da bu böyledir. POST DOC olan kişiye direk öğrenci verilmez kontrollü şekilde yani yine bir süpervizör eşliğinde POST DOC a öğrenci teslim edilir. Bu şekilde baktığım için hala söylediğimin arkasındayım. Bunun yanında Türkiye'deki durum ise bam başka. Ben Türkiye'de verilen doktor unvanlarının da yeterli olmadığını bizzat görüyorum. Şimdi yetersiz birine hoca muamelesi yaparsanız durum daha da vahim hal alıyor. Aslında videoyu tekrar izledim ve çelişki görmedim fakat siz Doktoranın en yüksek unvan olduğuna odaklandığınız için anlatmak istediğim mesajları kaçırdığınızı düşünüyorum. Sonuç olarak DAHA OLMAMIŞ insanlara kalkıp dotoraları bitti diye bir anabilim dalını teslim ederseniz işte durum ortada her yer kalitesizlik akıyor, bunun neyini tartışalım ki. 👍👍👍
Hocam yurtdışında yüksek lisansını ve doktorasını yapmış biri olarak PostDoc'un uygulanışı hakkında bilgilerimi aktarmak isterim. Amerika'da doktorayı bitirince, doktorayı bitirdiğiniz üniversiteden daha alt seviyedeki bir üniversitede akademisyenliğe başlayabilirsiniz. Buna mezuniyet sonrası "free fall" deniyor. Nerede tutunabilirseniz artık. Kendi üniversitenizde bile (istisnalar olmakla birlikte) pozisyon vermezler. "Incest" olarak tanımlıyorlar. Aile içi evlilik gibi bakıyorlar. Eğer "free fall" yerine mezun olduğunuz üniversiteden daha iyi bir üniversitede akademisyen olmak istiyorsanız, çok daha iyi üniversitelere PostDoc olarak gidersiniz ve "free fall"ı daha yukarıdan başlatırsınız. Örneğin, ben UT-Austin'de doktora yaptım ve Türkiye'ye döndüm. Orada kalan ve iyi yerlerde akademik kariyer isteyen arkadaşlarım MIT veya Harvard gibi üniversitelere PostDoc yapmaya gitti. Daha sonra da Georgia Tech gibi üniversitelerde iş buldular. PostDoc'un başka amaçları da olabiliyor ama hepsini buraya sıralamaya gerek yok. Bu arada bizdeki PostDoc'lar bizimle pek ilgilenmiyorlardı. Direk proje için işe alınmışlardı. :) Verdiğiniz bilgiler çok kıymetli. Teşekkür ederim. Katılmadığım yerleri dile getirmekte sizin bir bilim insanı olarak eleştriye açık olduğunuzu düşünerek sakınca görmüyorum. İyi Çalışmalar.@@metinaytekin
@@kenanisk3391 Teşekkür ederim Kenn bey, katılmadığınız noktalarda haklı olduğunuzu yukarıda belirttim. Burada aslında konuşulacak çok nokta var dediğiniz gibi. tenure track likten hiç bahsetmedim bile, gibi. Amaç burada Türkiye'deki akademiyayı düzeltmeye çalışmak. inan şu yazdıklarımızdan haberdar olmayan Proflar var Türkiye'de maalesef. Bu arada ben de eski yerime dönüyorum kışa. Cleveland'a beklerim. iyi çalışmalar.
Hayırlı olur inşallah hocam. Umarım kalıcı şekilde gitmiyorsunuzdur Cleveland'a. Ne olursa olsun kendi memleketine hizmet etmek gerek düşüncesinde olanlardanım.@@metinaytekin
Amerikada doktora bitirdikten 1-2 sene sonra doçent olunabiliyor.
Bu bilgiyi size kim verdi bilmiyorum ama maalesef öyle birşey SÖZ KONUSU BİLE değil. En az 5 sene geçmesi lazım yani en erken 5 sene.
Hocam arkadaşım var 2020 de doktorayı bitirip 2022 de doçent olarak Iowa State de başladı .Bu arada çok önemli bir konuya değinmişsiniz ben yüzde 90 yerine 70 30 gibi olmasından yanayım@@metinaytekin
5 sene gerekmiyor hocam avrupada bir cok yerde doktora sonrasi 1-2yilda docent olabiliyorsunuz. assoc prof kadrosu ile. almanayda cok var o sekilde phd bitirip assoc prof olanlari biliyorum @@metinaytekin