yola çıktığını yolda bulduğunla değişirsen hem yol arkadaşını kaybedersin hemde yolunu bu atasözünün yolla alakalı olmadığını bahsedilen yol'un hayat olduğunu hepimiz biliyoruz
Çok güzel bir program oldu. Göz yaşlarımla, içim param parça olarak izledim. Bu acıyı hiç kimsenin yaşamamasını dilerim. Affeden kişi olarak aynada kendime bakamaz oldum, kabullenemiyorum fakat tüm gücümle gerçek sevgi ve pişmanlığa olan inancım sayesinde hayatımıza devam ediyoruz. Unutabilmeyi o kadar çok istiyorum ki, şüphe ve tekrarlama korkusu bunu engelliyor. Umarım bu kabus bir daha tekrarlamaz. Toplumun bunu normalleştirme çabasını günah çıkartma olarak nitelendiriyorum. Tarifi olmayan yıkım ve dinmek bilmeyen bir acının zamanla dinmesini ümit ediyorum sadece. Hiç bir şey eskisi gibi değil ve olmayacak farkındayım.
ben de hislerinizi ağlayarak paramparça bi şekilde okudum. aynı acılar aynı tarifler. affeden kişi olarak aynaya bakamaz hale gelmek. daha güzel açıklanamazdı galiba. sabır diliyorum kalpten, umarım siz başarırsınız ve eşiniz de sizi kaybetmemek için elinden geleni yapan biridir.
“Odada fille yaşanmaz. Fili kaldıramayabilirsiniz, fil çok büyük olabilir. Siz ona müsait olmayabilirsiniz. Aslında zaten oda diye bir şey olmadığını fark edebilirsiniz.” Bu kısım garip bir şekilde beni çok etkiledi, teşekkür ederim
Aldatılmadan sonra nasıl devam edilir kısmı zayıf kalmış. Bir de soru soran kişinin bazı söyledikleri anlaşılmıyor. Bazen de toparlamaktan ziyade dağıtıcı oluyor.
Nacizane, görünmeyen ve de 🎉konuşmanızı negatif etkileyen kişi hiç olmuyor, iki karşılıklı görüntülü sohbetleriniz daha anlamlı Sayg8lar, emeğinize sağlık🧐👏👏🧿
Her şeyden önce hayat aldatana güzel. İyisiyle kötüsüyle bir ilişki yaşadın sonra hislerin azaldı ayrılığın acısını hissetmedin bile sonra da yeni sulara yelken açtın. Her şeyin en yenisi en heyecanlısı seni bekliyor, aldatılansa "yetişkin bir birey" olduğu için ayrılığı da aldatılmayı da kendi içinde hazmetmeli düzelemezse de bu onun psikolojik yetersizliği nasıl olsa, hayata karışmayı beceremiyorsa yapacak bir şey yok bu onun suçu. Bazen bazı şeylerden sonra hayatın renklerine kör olursunuz, gri bir perde iner gözünüze. Renkler hep soluktur artık bi daha da canlı olmaz.
Hocam, sadakatsizliğin en çıplak hali ile Mayıs 23’te yüzleştim. Hatta ilk gün saatlerce çoğu kendi geçmişlerimizden olsa da saatlerce çeşitli meselelerden konuştuk. Terapilere gittim, sonrasında birlikte de çift terapilerine gittik. Çift terapisi de esasen benim yardım çığlığım idi. Şimdi baktığımda sırf ben istediğim diye nezaketen geldiği terapilerdi onlar. O süreçte de sadakatsizlikten ziyade ilişki içinde benim eksik yaptığım meseleler ana gündemdi hep. Bahsettiğiniz kontrat ihlalinden konuşulamadı hiç. Sanırım, kaygılı bir bağlanma halim var. Evveliemirde çocuk yaşta annesini kaybetmiş biriyim. Aylarca, kafam net değil, bir karar vermem gerekir diye yaklaştı. Maalesef bu süreçte yok yahu olamaz dediğim he aşamada yanıldım. Bir iş seyahati dediği şey iş seyahati çıkmadı gibi şeyler. Bu arada ilk aşamadan itibaren sadakatsizlik olarak tanımlamadı. Ben zaten seninle ilişkimi bitirmiştim, dolayısıyla sadakatsizlikten bahsedilemezdi, argüman. Nihayetinde ayrıldık. Bununla beraber en net fiili ayrılık 5 ay, resmi boşanma 3 ayı geçti. Evden şahsi eşyalarımı toparlarken gözünden yaşlar dökülüyordu, sanırım alışkanlıkların bozulması diyorum. Boşanma kağıtlarını imzalarken bile istersen eve gidelim, istersen mahkemeye dediğimde mahkeme dedi. Ama onu düşünmediğim bir tek günüm bile olmadı, olamıyor hala. Umarım okuyorsunuzdur bu yorumları.
Geçmiş olsun. Kendinizi sağlam tutun. Hayattan kopmayın. Bu acı dolu süreci yaşayacaksınız.. Zor bir süreç olacak ama bittiğinde yenileneceksiniz. Arkanızı dönün ve geriye bakmayın. Artık önünüze bakın Çok gerekmedikçe onunla iletişime geçmeyin. Sosyal medyadan takip etmeyin. Ona dönmek de istemeyin. O size ihanet etti, sırtınızdan bıçakladı. Şunu da unutmayın. Aldatmalarda, aldatan her zaman suçludur. Sizin bir eksiğiniz, hatanız yok. O suçlu.. Herkes aldatılabilir. Bunu da unutmayın. Hayat arkadaşınız size kazık attı. Onu silin ve yola devam edin. Sonuçta Dünya Gezegeninde 3,5 milyar kadın yaşıyor. Size denk gelen bozuk çıkmış. Hayatınızdan çıktığı için de kendinizi şanslı addedin. Esas kendinize odaklanın, sağlığınıza dikkat edin ve kesinlikle içe kapanmadan sosyal hayata karışın. karşı cinsle ilişki için acele etmeyin. Her şeyin daha da iyiye gittiğini göreceksiniz. Unutmayın siz değerlisiniz, Güveninizi kötüye kullanan birine kırgın değil kızgın olun. Tekrar söylüyorum, onunla gerekmedikçe görüşmeyin, sosyal medyasını takip etmeyin. Onun sizin üzerinizden ego tatminine sakın izin vermeyin. Düştünüz, kalkıp üzerinizi silkeleyip yola devam edin. Tekrar geçmiş olsun.
Çok zor bir durum. Böyle bitişlerde şunu hatırlamak iyi olabiliyor; iki taraflı sevgi & aşk & tutku yoksa o ilişkinin geleceği sağlıklı mıdır? İlişkilerin de ömrü vardır, bizden bağımsız olarak da biterler. Kendinize dönmek, ufak ufak yeni bir hayat kurmak ve hazır hissettiğinizde başka güzel insanlar tanıyacak olmak, kalbinizi ısıtabilir.
Arkadaşlarımla aramızda yaptığımız bir espiri var. Aramızda eşine güveniyor musun sorusuna evet mutlaka diyenlerin oranı yüksek. Peki cam şişeleri cam kumbarasına atmasını istersen? Attım der ama normal çöpe atar diyenlerin oranı aynı. Marketten gelirken bir marul alır mısın? Yanlış şeyle geleceğinden emin olanların, ve hatta bu iş üstüne yıkılmasın diye bunu bilinçli bile yapar diyenlerin de oranı aynı. İş espiri boyutunda kalsın diye örnekleri böyle basit tuttum ama karşımızdakine güvenmediğimiz için üzerimize aldığımız öyle çok yük var ki. Şunu sorguluyorum, güven karşınızdakinin sözünde duracağına dair bir varsayım neticede, tersinden bakıp birinin bir konuda sözünde durmayacağından emin olmak da güven olarak algılanıyor olabilir mi? Ya da sadakat, ille de ilişki boyutunda mı geçerli. Kendi değerlerine uygun davranan ama işine geldiğinde rahatlıkla yalan söyleyen birinin sadakatinden söz edebilir miyiz?
Önceliklerim teşekkürler. İkiniz ayrı ayrı çok tatlısınız ancak birlikteyken enerjinizin tutmadığı hissini alıyorum. Her izlediğimde de aynı şeyi düşünüyorum. Söylemek istedim. İyi günler 😊
'Conrat' Fransızcada sözleşme demektir. Sözleşme iki taraf arasında ve bazı ilkelerin kabulü ve bunlara sadakat üzerine devam eder. Dolayısıyla evliliğin bir kontrat olarak ifade edilmesi çok doğru bir tanım.
Ay Hocam harikasınız? Aldatma sonrası ilişki nasıl yürütülür kısmında sadakatsizliği yapan herşeyi anlatacak dediğinizde benim repertuar da arka fonda Levent Yüksel in"Tövbe"şarkısı çaldı.
Ne derse desin ne kadar tövbe ederse etsin. Aldatılan tarafın her zaman içinde bir yer bu olay olacak ve unutulamayacak.. Bu yüzden evliliği bitirmek en iyisidir diye düşünüyorum.
Sadakasizliğe meylettiğini hissettiğin zaman ille de bunu partnerinle paylaşmak değil de, bu duyguyla tek başına baş etme becerisi kazanmak daha doğru olmaz mı? Çünkü gayet sıradan, geçici, belki sadece bir fantezi olduğu için aklı karışan biri düşünelim, bunun paylaşılıp karşı tarafı huzursuz etmenin manası nedir? Eğer ilişkini bitirmeye değmeyecek bir hevesse ve davranışa asla dökülmediyse bununla kendi kendine baş etmek daha doğru değil mi? Ama neden bu duyguya düştüm, neden başkası ilgimi çekti diye sorguladın ve sebebi ilişkindeki bir sorun ya da partnerinle arandaki bir eksiklikse bu konuşulsa? Ben başkasından etkilendim gibi değil ama seninle şu şu konuları halletmemiz gerektiğini düşünüyorum, mutsuz oluyorum, gel çözelim bir yol bulalım gibi bir yerden konuşmak...
Önerinize katılıyorum. Ancak başka birisine romantik bir ilgi duyup, onun getirdiği heyecan ile yazışmaya, konuşmaya başlarsam ve bunu partnerimden gizli tutarsam, macera ilerledikçe bunu partnerime açmak daha zor hale gelmez mi? Diğer taraftan başka birisi ile arkadaşça başlayan bir ilişki romantik alana taşınmaya başladığında bunun farkına varıp, sorumluluğunu üstlenip yetişkince partnerine açmak çok zor olsa da erken dönemde konuşmanın partnerimle çözmem gereken sorunlara odaklanmama ve diğer kişiyle yaşanabilecek duygusal veya bedensel aldatmayı veya olası bir baston ilişkinin başlamasını önleyeceğini zannediyorum. Siz ne düşünüyorsunuz?
@@walle2166 "Davranışa asla dökülmediyse" diye şerh düştüm. Yazışmak, konuşmak, ilişkiyi romantik bir boyuta taşımak dediğiniz zaten artık işin düşünce ve his sınırlarından çıkması demek. Ve bence artık aldatmak diye tanımlanabilir bunlar. Kendi kendine baş edilememiş ve eyleme dökülmüş bir boyut.
Duygusal, romantik, bedensel bağlılık "kontratı" daha çok evlilik üzerinden konuştuğunuz bir mesele olmuş. Doğrudur, evlilikle ilişki arasında önemli bir fark var. Ancak ilişkiye taraflar bu sözlerin verildiğini varsayacak bir duygu ortaklığında başladılarsa aldatmanın tezahürü monogam uzun süreli ilişkide de evlilikten farklı olmuyor diye düşünüyorum, çok benzer bir hayal kırıklığı yaşanıyor.
Sağlıklı evlilikler, sağlıklı nesiller yetiştirir. Toplumsal olarak ele alınmalı ve net kurallar ahlak kuralları ile desteklenmeli. Evlilikte mülkiyet hakkı kadındadır fikrine katılıyorum. Ancak bunun yasal ve ahlâkî alt yapısı oluşturulmalı.
Aldattı bir süre yurtdışına çıkması gerekti pandemi dönemi gelmedi gelemedi 2,5 yıl sonra aldattı ve geldiğinde anlattı … ben hiç fark etmeden … herşey bitmişken karşı tarafla sadece cinsel ihtiyacım için beraber olmak istedim , olmadı da dedi ama ben yıkıldım … en kötüsü ne biliyor musunuz yakalasanız boşanırsınız … geldi anlattı ya bir gün karşısına alıp sadece çok özledim seni onunla da doyarım dedi ama olmadı … araftayım tam ortada ne bitirebiliyorum ne yürüyebiliyorum ….. 😢😢
Bu olayı kabullenip sineye çekmek, yapan kişiye daha çok alan açacağını ve nasıl olsa her şeyi kabulleniri kafasına iyice koyacağınızı unutmayın. Gözde hanımın da dediği gibi tekrar yapmaz mı ? ileride eylemlerin boyutu büyür ve daha kötüleri olabilir diye düşündüğümden şuan ayrılma arifesindeyim. Sizde Gülcan hanımın dedği gibi kutuya anıları ve resimleri koyarak denize atın ve kurtulun. Sevgiler ve Saygılar.
Keşke daha bilinçli ve sağduyulu bir ropörtajcınız olsa imiş. Akut travma yaşayanların izlemesini önermem. ‘Ufak’ kelimesi Tetikleyici unsur içerdiğinden. Çoğu ptsd sahibi olmuş kitle karşısında soru soranın da uzman olmasa da bari soruları önceden yazmış ve kafasına göre o an aklına geldiği gibi sormamasını beklerim. Size de kusura bakmayın der, sevgi saygı ve teşekkürlerimi iletirim 🌺
Sorsan aldatilmak istermisin kimse istemiyor fakat tekeslilik fitratta yok falan ee nerde kaldi pratikte desteklenmeyen istenmeyen birsey nasil oluyor da hak iddia ediyosun
10 หลายเดือนก่อน +1
Ben hocanın dediği; monogamiye inanmayanlardanım. Son başladığım üç ilişkide de partnerlerime bunu söyledim. 44 yaşındayım dolayısıyla partnerlerim de benim kuşaktanlar ve hepsi bunu "ileride aldatacak yolunu yapıyor" olarak kodladılar. Böyle olmadığını anlatmak için uzun süre dil döktüm. Bu arkadaşlar benimle bir ilişkiye başladılar ama hep tedirgindiler ve ilişkiyi çabuk bitirdiler. Artık fikirlerimi baştan anlatmıyorum. En baştan kontratı sağlam yapma fikrine inanmıyorum. Yaşandıkça ilişkinin güçleneceğine veya biteceğine inanıyorum
Görüşünüzü biraz açarsanız sevinirim. Monogamiye inanmamanız poligamiyi benimsediğiniz anlamına geliyor mu? Ve eğer benimsediyseniz ihanetin asıl anlamı olan gerçeği (örneğin başkasından etkilendiğinizi) gizlemeye başvurur musunuz? Benimsediğinizi varsayarak bir sorum daha var. Eşiniz başkasından hoşlanmaya başlasa ve bunu sizle paylaşsa ne hissedersiniz? Sizle paylaştıktan sonra eyleme dökebilir mi?
4 หลายเดือนก่อน
@birilerivarhala selamlar, ilerleyen bölümlerden birisinde hoca şöyle bir laf etti: "İnsan türü monogam değildir ama evlilik monogamdır. Evliliğin ekmeğini yiyorsan, bedelini de ödeyeceksin" Bu görüşe katılıyorum. Uygarlık dediğimiz şey türün geçmiş deneyimlerinden kazançlı olanları sürdürmek, bu çoğu zaman insan doğasına karşı dahi olsa... Şimdi sorularınıza geleyim: sondan başlayacağım: kapitalizm patriyarkal geçmişi devraldı. Buna karşı kadınlar da ailedeki rollerinin onlara sağladığı güçle direndiler. Dolayısıyla kadınlar erkeklerden daha "ailevi değerlere bağlı" oluyorlar. Ben konuya bir ihanet veya aldatılma kavramlarıyla bakmıyorum. Kişilerin inisiyatiflerine bırakmak gerektiğine inanıyorum. Dolayısıyla monogam olmamak ille poligam olmayı gerektirmiyor. İlk sorunuza gelirsem, partnerimin benim gibi düşünmediğini anlarsam ilişkiyi onun düşündüğü gibi götürebildiğim kadar götürürüm. Bu esnada başka biriyle benim veya onun etkileşimi olursa başta konuşmadığım bu konuya dönüp kendimi ifade eder, onunla anlaşmaya çalışırım. Saygılarımla
Peki anlayışlı yaklaşması durumunda nasıl bir yol izlemeyi tercih edersiniz? İkinizden birinin başkasıyla etkileşimi olursa nasıl devam edilir?
4 หลายเดือนก่อน
@@birilerivarhala bana sorarsan bu kişinin kendisine bakışıyla ilgili bir konu. Kendini herkesten sakınıyorsan, vermekten çok almaktan yanaysan, başkalarının mutluluğu seni ilgilendirmiyorsa, böyle bir durumda "normal" tepki verirsin. Ben şahsen onun bir sevgilisi olsa bundan mutlu olurum. Ne güzel birisini sevebilmesi. Ama şuna beni inandırması şartıyla: bu durum benim onda önem yerimi değiştirmeyecek. "Başkası geldi, sana güle güle" değil yani. Zaten kadınlarla genelde burada anlaşamadık. Onlar hep bana şöyle dedi: "başkasıyla olacaksam seninle bitirir olurum, aksi bir durum düşünülemez." Ben bu ikameci yaklaşımı sağlıklı bulmuyorum. Yukarıda anlattığım kişilik özelliklerinin sevme anlayışı bu: "tüm sevgimi, ilgimi önce kendime, sonra da bu dünyada sadece 1 kişiye: eşime veririm, gerisi beni ilgilendirmez" gibi geliyor bana. Ama hepimiz birbirimizle bağlantılıyız. Hepimizin derdi de mutluluğu da birbirimizi etkiliyor. Ben kendimi yaşarken de kendi tatmininimi öncelemiyorken başka birinden beni öncelemesini nasıl isteyebilirim, bilemiyorum.
Bir psikolojik rahatsızlığa gerek yok, her kötülüğü bir patolojiye dayandırmak hiçbir şeyi çözmez. Kişinin farkındalığının düşük olduğu aşikâr, suçlama yoluyla manipüle ediyor.
Ben sorduğumda cevabı beni daha da hasta etmişti.Ayrılıgın 20.gunu evlenmişti.Neden ve nasıl bu kadar kısa sürede dedim.Bende anlamadım nasıl olduğunu,benden umudunu kestin zannettim dedi.Sonra farklıydık ama dedi.Yogun ağlama sonrası gülmeye başladı.İyi değilsin dedim,evet dedi.Bu sefer nerden ogrendin evlendiğimi diyince,yolun açık olsun dedim kapattım.Hattı kırdım attım,bitti.
yaaaa insanlar değişir amaa .. hani istedikleri değişir zevkleri değişebilirr.. hele ki dönem de değişiyo.. insanların kendi içgüdülerini bi kenara bıraktıkları bir alan resmen.. bırakcaksın yani.. evlenene kdr ne yaşadıysan o... sonrasında mutfakta eşin tuvalette eşin salonda eşin
yola çıktığını yolda bulduğunla değişirsen hem yol arkadaşını kaybedersin hemde yolunu bu atasözünün yolla alakalı olmadığını bahsedilen yol'un hayat olduğunu hepimiz biliyoruz
Çok güzel bir program oldu. Göz yaşlarımla, içim param parça olarak izledim. Bu acıyı hiç kimsenin yaşamamasını dilerim. Affeden kişi olarak aynada kendime bakamaz oldum, kabullenemiyorum fakat tüm gücümle gerçek sevgi ve pişmanlığa olan inancım sayesinde hayatımıza devam ediyoruz. Unutabilmeyi o kadar çok istiyorum ki, şüphe ve tekrarlama korkusu bunu engelliyor. Umarım bu kabus bir daha tekrarlamaz. Toplumun bunu normalleştirme çabasını günah çıkartma olarak nitelendiriyorum. Tarifi olmayan yıkım ve dinmek bilmeyen bir acının zamanla dinmesini ümit ediyorum sadece. Hiç bir şey eskisi gibi değil ve olmayacak farkındayım.
Çok güzel tarif etmişsiniz. Umarım düzeleceğiz.
ben de hislerinizi ağlayarak paramparça bi şekilde okudum. aynı acılar aynı tarifler. affeden kişi olarak aynaya bakamaz hale gelmek. daha güzel açıklanamazdı galiba. sabır diliyorum kalpten, umarım siz başarırsınız ve eşiniz de sizi kaybetmemek için elinden geleni yapan biridir.
“Odada fille yaşanmaz. Fili kaldıramayabilirsiniz, fil çok büyük olabilir. Siz ona müsait olmayabilirsiniz. Aslında zaten oda diye bir şey olmadığını fark edebilirsiniz.” Bu kısım garip bir şekilde beni çok etkiledi, teşekkür ederim
bıçaklandım 89 yerimden şuan
Aldatılmadan sonra nasıl devam edilir kısmı zayıf kalmış. Bir de soru soran kişinin bazı söyledikleri anlaşılmıyor. Bazen de toparlamaktan ziyade dağıtıcı oluyor.
Nacizane, görünmeyen ve de 🎉konuşmanızı negatif etkileyen kişi hiç olmuyor, iki karşılıklı görüntülü sohbetleriniz daha anlamlı
Sayg8lar, emeğinize sağlık🧐👏👏🧿
Bilgilendirici bir video olmuş, alanına hakim bir psikiyatrist ve psikolog 🙌👏
Hocam bu konuyu en iyi değerlendiren uzman sizsiniz gözümde. Her kelimesinin altına imzamı atarım.
Her şeyden önce hayat aldatana güzel. İyisiyle kötüsüyle bir ilişki yaşadın sonra hislerin azaldı ayrılığın acısını hissetmedin bile sonra da yeni sulara yelken açtın. Her şeyin en yenisi en heyecanlısı seni bekliyor, aldatılansa "yetişkin bir birey" olduğu için ayrılığı da aldatılmayı da kendi içinde hazmetmeli düzelemezse de bu onun psikolojik yetersizliği nasıl olsa, hayata karışmayı beceremiyorsa yapacak bir şey yok bu onun suçu. Bazen bazı şeylerden sonra hayatın renklerine kör olursunuz, gri bir perde iner gözünüze. Renkler hep soluktur artık bi daha da canlı olmaz.
Çok yeni olan geçmeyecek gibi gelir ama geçer, o perde kalkar ve yine rengarenk olur hayat 🌸🌿
Zamanın şifası tahmin edilenden daha büyük olabiliyor 🌸
Cok sacma düsünceniz aldtana hayat güzelmi ahiretti unutmuyalim
Allah senin gibi insanlar karakterli insanları karşılaştırmasın. Köpekde bile sadakat duygusu var sizde yok ordan pay biçin kendinize.
@@nebahatcakar3757ahirete herkes inanmak zorunda mi bos bos yorumlar
Hocam, sadakatsizliğin en çıplak hali ile Mayıs 23’te yüzleştim. Hatta ilk gün saatlerce çoğu kendi geçmişlerimizden olsa da saatlerce çeşitli meselelerden konuştuk. Terapilere gittim, sonrasında birlikte de çift terapilerine gittik. Çift terapisi de esasen benim yardım çığlığım idi. Şimdi baktığımda sırf ben istediğim diye nezaketen geldiği terapilerdi onlar. O süreçte de sadakatsizlikten ziyade ilişki içinde benim eksik yaptığım meseleler ana gündemdi hep. Bahsettiğiniz kontrat ihlalinden konuşulamadı hiç. Sanırım, kaygılı bir bağlanma halim var. Evveliemirde çocuk yaşta annesini kaybetmiş biriyim. Aylarca, kafam net değil, bir karar vermem gerekir diye yaklaştı. Maalesef bu süreçte yok yahu olamaz dediğim he aşamada yanıldım. Bir iş seyahati dediği şey iş seyahati çıkmadı gibi şeyler. Bu arada ilk aşamadan itibaren sadakatsizlik olarak tanımlamadı. Ben zaten seninle ilişkimi bitirmiştim, dolayısıyla sadakatsizlikten bahsedilemezdi, argüman. Nihayetinde ayrıldık. Bununla beraber en net fiili ayrılık 5 ay, resmi boşanma 3 ayı geçti. Evden şahsi eşyalarımı toparlarken gözünden yaşlar dökülüyordu, sanırım alışkanlıkların bozulması diyorum. Boşanma kağıtlarını imzalarken bile istersen eve gidelim, istersen mahkemeye dediğimde mahkeme dedi. Ama onu düşünmediğim bir tek günüm bile olmadı, olamıyor hala.
Umarım okuyorsunuzdur bu yorumları.
Bana burcunuzu ve karşı tarafın burcunu yazarmisiniz
Akrep (ben) Balık. yalnız astroloji ilgimi çeken bir alan değil. @@elifekulce9472
@@elifekulce9472 Allah aşkına arkadaşın tüm yazdıklarından sonra bunun ne önemi var?
Geçmiş olsun. Kendinizi sağlam tutun. Hayattan kopmayın. Bu acı dolu süreci yaşayacaksınız.. Zor bir süreç olacak ama bittiğinde yenileneceksiniz. Arkanızı dönün ve geriye bakmayın. Artık önünüze bakın Çok gerekmedikçe onunla iletişime geçmeyin. Sosyal medyadan takip etmeyin. Ona dönmek de istemeyin. O size ihanet etti, sırtınızdan bıçakladı. Şunu da unutmayın. Aldatmalarda, aldatan her zaman suçludur. Sizin bir eksiğiniz, hatanız yok. O suçlu.. Herkes aldatılabilir. Bunu da unutmayın. Hayat arkadaşınız size kazık attı. Onu silin ve yola devam edin. Sonuçta Dünya Gezegeninde 3,5 milyar kadın yaşıyor. Size denk gelen bozuk çıkmış. Hayatınızdan çıktığı için de kendinizi şanslı addedin. Esas kendinize odaklanın, sağlığınıza dikkat edin ve kesinlikle içe kapanmadan sosyal hayata karışın. karşı cinsle ilişki için acele etmeyin. Her şeyin daha da iyiye gittiğini göreceksiniz. Unutmayın siz değerlisiniz, Güveninizi kötüye kullanan birine kırgın değil kızgın olun. Tekrar söylüyorum, onunla gerekmedikçe görüşmeyin, sosyal medyasını takip etmeyin. Onun sizin üzerinizden ego tatminine sakın izin vermeyin. Düştünüz, kalkıp üzerinizi silkeleyip yola devam edin. Tekrar geçmiş olsun.
Çok zor bir durum. Böyle bitişlerde şunu hatırlamak iyi olabiliyor; iki taraflı sevgi & aşk & tutku yoksa o ilişkinin geleceği sağlıklı mıdır? İlişkilerin de ömrü vardır, bizden bağımsız olarak da biterler. Kendinize dönmek, ufak ufak yeni bir hayat kurmak ve hazır hissettiğinizde başka güzel insanlar tanıyacak olmak, kalbinizi ısıtabilir.
Arkadaşlarımla aramızda yaptığımız bir espiri var. Aramızda eşine güveniyor musun sorusuna evet mutlaka diyenlerin oranı yüksek. Peki cam şişeleri cam kumbarasına atmasını istersen? Attım der ama normal çöpe atar diyenlerin oranı aynı. Marketten gelirken bir marul alır mısın? Yanlış şeyle geleceğinden emin olanların, ve hatta bu iş üstüne yıkılmasın diye bunu bilinçli bile yapar diyenlerin de oranı aynı. İş espiri boyutunda kalsın diye örnekleri böyle basit tuttum ama karşımızdakine güvenmediğimiz için üzerimize aldığımız öyle çok yük var ki. Şunu sorguluyorum, güven karşınızdakinin sözünde duracağına dair bir varsayım neticede, tersinden bakıp birinin bir konuda sözünde durmayacağından emin olmak da güven olarak algılanıyor olabilir mi? Ya da sadakat, ille de ilişki boyutunda mı geçerli. Kendi değerlerine uygun davranan ama işine geldiğinde rahatlıkla yalan söyleyen birinin sadakatinden söz edebilir miyiz?
Önceliklerim teşekkürler. İkiniz ayrı ayrı çok tatlısınız ancak birlikteyken enerjinizin tutmadığı hissini alıyorum. Her izlediğimde de aynı şeyi düşünüyorum. Söylemek istedim. İyi günler 😊
'Conrat' Fransızcada sözleşme demektir. Sözleşme iki taraf arasında ve bazı ilkelerin kabulü ve bunlara sadakat üzerine devam eder. Dolayısıyla evliliğin bir kontrat olarak ifade edilmesi çok doğru bir tanım.
Çok güzel bir video olmuş, tek katılamadığım: Ayrılmak isteyen kişinin bir sebep sunma zorunluluğu yok kısmı.
Harika bir hekimsiniz. Bugün rast geldim. Bana gerçekten düşüncelerinizle çok iyi geldiniz. Teşekkür ederim bakış açınız için
Mükemmeldi ❤
Hayatın kendisi dahi bu kadar güven sunmaz zaten size... maalesef.. Ama böyle.
Gülcan Hanım bu saç size cooook yakışmış🥰
Ay Hocam harikasınız? Aldatma sonrası ilişki nasıl yürütülür kısmında sadakatsizliği yapan herşeyi anlatacak dediğinizde benim repertuar da arka fonda Levent Yüksel in"Tövbe"şarkısı çaldı.
Ne derse desin ne kadar tövbe ederse etsin. Aldatılan tarafın her zaman içinde bir yer bu olay olacak ve unutulamayacak.. Bu yüzden evliliği bitirmek en iyisidir diye düşünüyorum.
Hocam emeğinize sağlık. O kadar güzel açıkladınız ki konuyu 👏🏻🌸
OgrendiklerimiZin aksine insan tek eşli bir yaratım değil ve bu hayale inanmak bizi bitiriyor
Sadakasizliğe meylettiğini hissettiğin zaman ille de bunu partnerinle paylaşmak değil de, bu duyguyla tek başına baş etme becerisi kazanmak daha doğru olmaz mı? Çünkü gayet sıradan, geçici, belki sadece bir fantezi olduğu için aklı karışan biri düşünelim, bunun paylaşılıp karşı tarafı huzursuz etmenin manası nedir? Eğer ilişkini bitirmeye değmeyecek bir hevesse ve davranışa asla dökülmediyse bununla kendi kendine baş etmek daha doğru değil mi? Ama neden bu duyguya düştüm, neden başkası ilgimi çekti diye sorguladın ve sebebi ilişkindeki bir sorun ya da partnerinle arandaki bir eksiklikse bu konuşulsa? Ben başkasından etkilendim gibi değil ama seninle şu şu konuları halletmemiz gerektiğini düşünüyorum, mutsuz oluyorum, gel çözelim bir yol bulalım gibi bir yerden konuşmak...
Önerinize katılıyorum. Ancak başka birisine romantik bir ilgi duyup, onun getirdiği heyecan ile yazışmaya, konuşmaya başlarsam ve bunu partnerimden gizli tutarsam, macera ilerledikçe bunu partnerime açmak daha zor hale gelmez mi?
Diğer taraftan başka birisi ile arkadaşça başlayan bir ilişki romantik alana taşınmaya başladığında bunun farkına varıp, sorumluluğunu üstlenip yetişkince partnerine açmak çok zor olsa da erken dönemde konuşmanın partnerimle çözmem gereken sorunlara odaklanmama ve diğer kişiyle yaşanabilecek duygusal veya bedensel aldatmayı veya olası bir baston ilişkinin başlamasını önleyeceğini zannediyorum. Siz ne düşünüyorsunuz?
@@walle2166 "Davranışa asla dökülmediyse" diye şerh düştüm. Yazışmak, konuşmak, ilişkiyi romantik bir boyuta taşımak dediğiniz zaten artık işin düşünce ve his sınırlarından çıkması demek. Ve bence artık aldatmak diye tanımlanabilir bunlar. Kendi kendine baş edilememiş ve eyleme dökülmüş bir boyut.
Duygusal, romantik, bedensel bağlılık "kontratı" daha çok evlilik üzerinden konuştuğunuz bir mesele olmuş. Doğrudur, evlilikle ilişki arasında önemli bir fark var. Ancak ilişkiye taraflar bu sözlerin verildiğini varsayacak bir duygu ortaklığında başladılarsa aldatmanın tezahürü monogam uzun süreli ilişkide de evlilikten farklı olmuyor diye düşünüyorum, çok benzer bir hayal kırıklığı yaşanıyor.
“Ufak bi aldatma” bu ne biçim bi ifade ya. Bu arkadaş hiç aldatılmamış anlaşılan
aldatanın ifadesi o.
Sağlıklı evlilikler, sağlıklı nesiller yetiştirir. Toplumsal olarak ele alınmalı ve net kurallar ahlak kuralları ile desteklenmeli. Evlilikte mülkiyet hakkı kadındadır fikrine katılıyorum. Ancak bunun yasal ve ahlâkî alt yapısı oluşturulmalı.
Aldattı bir süre yurtdışına çıkması gerekti pandemi dönemi gelmedi gelemedi 2,5 yıl sonra aldattı ve geldiğinde anlattı … ben hiç fark etmeden … herşey bitmişken karşı tarafla sadece cinsel ihtiyacım için beraber olmak istedim , olmadı da dedi ama ben yıkıldım … en kötüsü ne biliyor musunuz yakalasanız boşanırsınız … geldi anlattı ya bir gün karşısına alıp sadece çok özledim seni onunla da doyarım dedi ama olmadı … araftayım tam ortada ne bitirebiliyorum ne yürüyebiliyorum ….. 😢😢
Aşk geçici bir duygu durum bozukluğudur. Bunun bilincinde olunursa süreç akılla yönetilebilir.
Muhteşemsiniz
Gercekden harikasınız
Cansınız hocam :)
İlişkinin devam etmesi durumunda aldatan şahsiyet nasılsa devam ediyor benle sanısına kapılıp aldatmaya tekrar yeltenmez mi?
Bu olayı kabullenip sineye çekmek, yapan kişiye daha çok alan açacağını ve nasıl olsa her şeyi kabulleniri kafasına iyice koyacağınızı unutmayın. Gözde hanımın da dediği gibi tekrar yapmaz mı ? ileride eylemlerin boyutu büyür ve daha kötüleri olabilir diye düşündüğümden şuan ayrılma arifesindeyim. Sizde Gülcan hanımın dedği gibi kutuya anıları ve resimleri koyarak denize atın ve kurtulun. Sevgiler ve Saygılar.
Keşke daha bilinçli ve sağduyulu bir ropörtajcınız olsa imiş. Akut travma yaşayanların izlemesini önermem. ‘Ufak’ kelimesi Tetikleyici unsur içerdiğinden. Çoğu ptsd sahibi olmuş kitle karşısında soru soranın da uzman olmasa da bari soruları önceden yazmış ve kafasına göre o an aklına geldiği gibi sormamasını beklerim. Size de kusura bakmayın der, sevgi saygı ve teşekkürlerimi iletirim 🌺
Teşekkürler
Sorsan aldatilmak istermisin kimse istemiyor fakat tekeslilik fitratta yok falan ee nerde kaldi pratikte desteklenmeyen istenmeyen birsey nasil oluyor da hak iddia ediyosun
Ben hocanın dediği; monogamiye inanmayanlardanım. Son başladığım üç ilişkide de partnerlerime bunu söyledim. 44 yaşındayım dolayısıyla partnerlerim de benim kuşaktanlar ve hepsi bunu "ileride aldatacak yolunu yapıyor" olarak kodladılar. Böyle olmadığını anlatmak için uzun süre dil döktüm. Bu arkadaşlar benimle bir ilişkiye başladılar ama hep tedirgindiler ve ilişkiyi çabuk bitirdiler. Artık fikirlerimi baştan anlatmıyorum. En baştan kontratı sağlam yapma fikrine inanmıyorum. Yaşandıkça ilişkinin güçleneceğine veya biteceğine inanıyorum
Görüşünüzü biraz açarsanız sevinirim. Monogamiye inanmamanız poligamiyi benimsediğiniz anlamına geliyor mu? Ve eğer benimsediyseniz ihanetin asıl anlamı olan gerçeği (örneğin başkasından etkilendiğinizi) gizlemeye başvurur musunuz? Benimsediğinizi varsayarak bir sorum daha var. Eşiniz başkasından hoşlanmaya başlasa ve bunu sizle paylaşsa ne hissedersiniz? Sizle paylaştıktan sonra eyleme dökebilir mi?
@birilerivarhala selamlar, ilerleyen bölümlerden birisinde hoca şöyle bir laf etti: "İnsan türü monogam değildir ama evlilik monogamdır. Evliliğin ekmeğini yiyorsan, bedelini de ödeyeceksin"
Bu görüşe katılıyorum. Uygarlık dediğimiz şey türün geçmiş deneyimlerinden kazançlı olanları sürdürmek, bu çoğu zaman insan doğasına karşı dahi olsa... Şimdi sorularınıza geleyim: sondan başlayacağım: kapitalizm patriyarkal geçmişi devraldı. Buna karşı kadınlar da ailedeki rollerinin onlara sağladığı güçle direndiler. Dolayısıyla kadınlar erkeklerden daha "ailevi değerlere bağlı" oluyorlar. Ben konuya bir ihanet veya aldatılma kavramlarıyla bakmıyorum. Kişilerin inisiyatiflerine bırakmak gerektiğine inanıyorum. Dolayısıyla monogam olmamak ille poligam olmayı gerektirmiyor.
İlk sorunuza gelirsem, partnerimin benim gibi düşünmediğini anlarsam ilişkiyi onun düşündüğü gibi götürebildiğim kadar götürürüm. Bu esnada başka biriyle benim veya onun etkileşimi olursa başta konuşmadığım bu konuya dönüp kendimi ifade eder, onunla anlaşmaya çalışırım.
Saygılarımla
Peki anlayışlı yaklaşması durumunda nasıl bir yol izlemeyi tercih edersiniz? İkinizden birinin başkasıyla etkileşimi olursa nasıl devam edilir?
@@birilerivarhala bana sorarsan bu kişinin kendisine bakışıyla ilgili bir konu. Kendini herkesten sakınıyorsan, vermekten çok almaktan yanaysan, başkalarının mutluluğu seni ilgilendirmiyorsa, böyle bir durumda "normal" tepki verirsin. Ben şahsen onun bir sevgilisi olsa bundan mutlu olurum. Ne güzel birisini sevebilmesi. Ama şuna beni inandırması şartıyla: bu durum benim onda önem yerimi değiştirmeyecek. "Başkası geldi, sana güle güle" değil yani. Zaten kadınlarla genelde burada anlaşamadık. Onlar hep bana şöyle dedi: "başkasıyla olacaksam seninle bitirir olurum, aksi bir durum düşünülemez." Ben bu ikameci yaklaşımı sağlıklı bulmuyorum. Yukarıda anlattığım kişilik özelliklerinin sevme anlayışı bu: "tüm sevgimi, ilgimi önce kendime, sonra da bu dünyada sadece 1 kişiye: eşime veririm, gerisi beni ilgilendirmez" gibi geliyor bana. Ama hepimiz birbirimizle bağlantılıyız. Hepimizin derdi de mutluluğu da birbirimizi etkiliyor. Ben kendimi yaşarken de kendi tatmininimi öncelemiyorken başka birinden beni öncelemesini nasıl isteyebilirim, bilemiyorum.
Aldatmadım diye ısrar edip ayrılınca aynı 3.kişiye dönüyorsa ve mağdur olana suçu yüklüyorsa nasıl bir psikolojik rahatsızlığı vardır?
Bir psikolojik rahatsızlığa gerek yok, her kötülüğü bir patolojiye dayandırmak hiçbir şeyi çözmez. Kişinin farkındalığının düşük olduğu aşikâr, suçlama yoluyla manipüle ediyor.
Karaktersizdir. İlla altinda psikolojik bir rahatsizlik aramaya gerek yoktur.
Serersizlik vardir kardesim.dua er kurtulmusun.degersiz bir insan.allah seni kurtarmis
Sebebini ogrensen ne değişecek ki? Sonucu degistirecek mi? Umarim ve dilerim ki bundan sonra hayatına guzel insanlar gelir.
Ben sorduğumda cevabı beni daha da hasta etmişti.Ayrılıgın 20.gunu evlenmişti.Neden ve nasıl bu kadar kısa sürede dedim.Bende anlamadım nasıl olduğunu,benden umudunu kestin zannettim dedi.Sonra farklıydık ama dedi.Yogun ağlama sonrası gülmeye başladı.İyi değilsin dedim,evet dedi.Bu sefer nerden ogrendin evlendiğimi diyince,yolun açık olsun dedim kapattım.Hattı kırdım attım,bitti.
🙏
yaaaa insanlar değişir amaa .. hani istedikleri değişir zevkleri değişebilirr.. hele ki dönem de değişiyo.. insanların kendi içgüdülerini bi kenara bıraktıkları bir alan resmen.. bırakcaksın yani.. evlenene kdr ne yaşadıysan o... sonrasında mutfakta eşin tuvalette eşin salonda eşin
Kontrat değil de mutabakat...
18:59
Bi kereden bişey olmaz , ufak bi aldatma.. senin başına henüz gelmemiş belli