"İyi bir showrunner niçin kritik öneme haizdir?" sorusunun cevabı gibi bir yayın olmuş. İlker bu işi iyi beceriyordu. Birikim, espriyle karışık sunum, v.b. adam bu işi iyi beceriyordu. Tekrar o günlere dönmek dileğiyle...
Söylediklerinizin içeriğinden bağımsız olarak, müsaadenizle, sıklıkla yapılan bir hatayı düzeltmek isiyorum: Haiz kelimesine bağlanacak sözcük, yönelme hâl eki değil belirtme hâl eki alır. Yani, 'öneme/ehemmiyete haizdir' yanlış bir kullanım. Doğrusu: 'önemi/ehemmiyeti haizdir'dir. Ayrıca burada yapılan hatanın bir benzeri müteakip kelimesinde de karşımıza çıkıyor. Onda da kendinden önce gelen isim aynı şekilde, yönelme değil belirtme hâl eki alıyor: 'Cuma namazınI müteakip'
İzlerken tam olarak bunu düşünmüştüm. Yalın Alpay her zamanki gibi çok keyifli ama arada bir İlker beyin "peki hocam napalım" diye girişlerini insan arıyor. Espriyle karışık ve biraz da goy goy ortamı olmadan felsefe kitabı okurmuş gibi hissediyorum ve alışkın olmayan bünyelere ağır gelebiliyor:)
@@hydrelix Bana da nedense hic faydasi dokunmamis. Yav maslow halamın oğlu, yine de anca bodrum katına cikabiliyorum.
3 ปีที่แล้ว +34
Samimi ve özgürce yazdığınız elestirileriniz için teşekkür ederim. Her ne kadar kulağa hoş gelmese de samimi olduklarindan ve yapıcı olduklarından şüphem yok. Kendi payıma da düşen güzel dersler de var hem. Hepinize teşekkür ederim. Çok sevgiler.
14:15 Bir yanım, Yalın Hocanın sohbetlerde verecegi tepkiler için gözlem ve sezgileri ile bi kulis ön çalışması yapmış diyor. Her bir cümle ve reaksiyonu ikili iletişimleri öyle tatlandiriyor ki insanlarla iyi anlaşmak üzerine kesinlikle mesai harcamış ve kendini en latif şekilde kurgulamis gibi ❤️
Ilker Canikligilín ne kadar iyi bir showrunner ve dinlemesinin ne kadar keyifli oldugunu bir kez daha anladim. Akmiyor, keske Ilker beyle yapsaniz programi yeniden Yalin bey.
Yorumlarda da birçok kez belirtilmiş. Dinlemekle fazlasıyla güçlük çekiyorum. Bu kanaldaki hiçbir videoyu tamamıyla bitiremedim neredeyse . Oysa konular hayli ilgi çekici.
Yorumlarda okuduğum kadarıyla moderatörlüğü İlker hocanınkiyle kıyaslayan tek ben değilmişim.. Bence aradaki fark şundan kaynaklanıyor: İlker Canikligil’in showrunner olduğu programlarda kendisini görmüyoruz aslında ne sorularında ne de yorumlarında, tamamen konuşmacıyı açığa çıkarmak üzerine bir yöntem izliyor ve dinlemesi daha keyifli gelebiliyor.. en azından bana daha keyifli geliyor.. Burada ise sadece Yalın hocayı dinlemek isteyen tayfaya Muzaffer bey soruları katkıları ve yönlendirmeleriyle inatla ben de buradayım diyor:) ne kadar doğru bilemem lakin böyle bir izlenim edindim..
ilker hocanın kullandığı röportaj tekniği sokratiktir de ondan. karşısındaki kişinin kendi düşüncelerini ortaya koyması için önce o kişiye zaman tanır sonra "ama bizim ayrıştığımız nokta şu... bu, bu değil midir?" der ve çelişki yaratıp karşıdakinin kendisini daha da açmasını sağlar, gülüşmeler olur falan.
Videoları şak diye kapatmanız insanda yarım bırakılmışlık hissine sebep oluyor. Aa noldu şimdi oluyorum. Kapatırken haftaya görüşmek üzere filan deseniz de şoke olmasak keşke her seferinde :(
Sorunun gelişi, soruyu hazmediş, derin bir nefes çekerek şimdii ve bugüne kadar öğrenilen bütün bilgi birikimin doyurucu bir şekilde ağızdan çıkışı. Seviyoruz sizi hocam ♥
Yalin hocam olmuyor , flu tv ye geri donmek lazim ilker bey olmadan yarim kalmis , hacivat karakoz gibiydiniz, sapkali arkadas trt sipikeri gibi malesef olmuyorrrr olmuyorrrrr olmuyorrrr olmuyorrr 5 dakka sonra kapatiyorum flu tvdeki eski programlari aciyorum malesef , kandirildik diyen politikaciyi bilmeyen entel abimiz dubaide mi yasiyor??)))
Kırıcı olmak istemem ama Muzaffer Bey'le sohbet asla akmıyor maalesef. Odaklanıp Yalın Bey'i dinleyemedim resmen. Araya girmesi ayrı girdiğindeki alakasız katkıları ile akışı bölmesi ayrı rahatsız etti.
Hayir beyfendi Yalin Bey kibarligindan sizi bozmuyor ama anlatilan seyin pokerface'le hic alakasi yok - ya da ayagini yerden kesme alakasiz baglama cabaniz. Agziniz her acildiginda yanlis ya da sacma yorumlar yapiyorsunuz. Keske sussaniz da Yalin Alpay'i biraz daha dinleyebilsek...
Ambalaja bakılırsa içinde müthiş bir çikolata var bu kutunun. Gerçek ise bir boşluk. Bir de içini açacak kadar vaktiniz ve uğraşınız yoksa değmeyin keyfe. Teşekkürler.
İlker hocanın olmadığı konuşmalarında Yalın Alpay'ı dinlerken anlamakta çok zorlandığımı farkettim. Sanırım İlker Canikligil bir converter görevi yapıp Yalın Alpay'ın konuşmalarının daha anlaşılabilir hale gelmesini sağlıyordu. Bu da gerçekten çok büyük iş. Umarız tekrar bir araya gelirler.
Sanıyorum ki, bu noktada aşk üzerine bir şeyler söylenebilir. Aşk, karşı tarafın idealizasyonudur, bir hastalıktır. Aşık olunan kişinin içerik bilgisi ne kadar az biçimsel tasarımı ne kadar beğenimize yatkın olursa bu hastalığa yakalanma olasılığımız artar.
Teşekkürler Yalın Alpay. Uzun zamandır keyifle ve heyecanla takip ediyorum. Arka planını bilmiyoruz ancak bir yolunu bulup İlker Canikligil ile birlikte program yapmanızı isterim.
Ufuk açıcı çok güzel bir sohbetti.teşekkür ederim.içerik zenginleştirilmesini,ahlak ile bağlantırıllaştırılmasını(of ne uzun oldu kelime😄) biraz daha detaylı konuşabilirseniz sevinirim..sağlıcakla kalın
@@iremklc5612 Aslında tersi de mümkün çünkü yazıyla manipüle etmek daha zor gibi. Mesela ben Yalın beyi sadece yazılarından biliyor olsaydım bu kadar değerli görmezdim :)
, Yalın hocamın neredeyse her programını izlemiş biri olarak düşüncelerini en iyi aktardıgı ve en doğru soruları yönelten bir tek kişi vardı o da İlker hocam tüm saygımla birlikte diğer moderatörler entelektüel seviyeleri Yalın hocamın altında kalıyor. bazen bildiklerini göstermek için bazen konuyu tam anlayamadıkları için alakasız sorular soruyorlar
Hocam o zaman dedikodu için: iki veya daha fazla insanın, başka insan veya insanlar hakkında, onların içerikleri hakkında konuşmalarıdır yorumunu yaparsak; dedikodu için entelektüel bir faaliyettir diyebilir miyiz
Program Notları-BİÇİM ve İÇERİK *Ayaklarımız yere basıyor mu?Basılacak yer var mı mesela varsa neresi? *Felsefenin temel sorularından:Felsefenin ayağını basacağı yer var mıdır? *İnsan bir varoluş olması hasebiyle içinde bulunduğu zeminle bütünleşiyor ve akabinde farklılaşıyor. *İnsan bir öze sahip değildir ve bir sabit düzlem üzerinde gitmez. *İnsan bağlam içinde bir anlam kazanıyorsa kendi kendisine verdiği not hiçbir zaman asli geçerlilikte olmaz. *Birey yüzer gezer bir varoluş ve sürekli katılaşmak ister(Zihin böyle ister.)fakat bu olamayacak bir ödevdir ama daima ister.Bu isteğin doruk noktası kendi hakkında benin ve ötekinin fikri yan yana geldiği andadır. *Ben kendimi dünyadan ayıramam çünkü zaten bizatihi içindeyim. *Semptom-Simptom farkı *Ben benim için içeriktir öteki benim için biçimdir ve ben bu ötekilere yani biçimlere bir içerik atfederim böylece ben ve öteki dediğimiz her şey aslında bizim atfettiğimiz içeriklerden ibarettir. *Söylediğimiz her şey en temelinde birer varsayımdır. *İnsan anlaşmak için her zaman kendi içeriklerine muhtaçtır. *Başkalarının biçimine atfettiğim içerik beni kendime atfettiğim içerikle eşgüdümlü olarak rahatta tutmazsa ben bir huzursuzluk çıkarmış olurum. *Gülme-Sırıtma farkı *İçerik bir saçılmadır biçim ise buna bir düzen katılmasıdır. *Samimiyet aşk gibi içsel ve yoğun duygularda biçim olmadığı için tarafların kendi fikirleri birer içerikten ibarettir.bundan dolayı süreç fazlaca farklılaşır ve kimin ne düşündüğü ve ya ne hissettiği anlamak fazlasıyla zorlaşır. *Samimiyet insanlar tarafından doğrudan algılanamaz. *Samimiyet üzerinden dünyayla ilişki kurma biçimi diğer pek çok göstergeyi atlamış kişilere özgüdür. *Herhangi bir görüşmede taraflardan biri karşıdaki kişiyi samimi değil üzerinden algılıyorsa burda içerik üreticisinin yani öznenin içerik üretme bakımından düşük kapasite de olduğu söylenebilir. *Biçim bir şeyin aslı olmak zorunda değil. *Kitleler kavram bakımından fakir olmaları hasebiyle yöneticilerinin samimi olmalarını isterler. *Samimiyet ancak birincil ilişkilerde varolabilecek bir ilişkidir. *Siyasetçiler için samimiyetin aslıyeti değil biçimin samimi görünmesi değerlidir./Machiavelli *Demokrasi popülistleştikçe içerik bakımından zayıf samimi görünmeyi başaran siyasetçilerin sayısı artacaktır. *Kant:Evrenselleştirilebilen ahlaki yasalar gerçekten ahlak yasalarıdır.Ahlak duygu ile hiçbir şekilde karışmamış olandır. *Post modernite:benim x kişisini etkilemem için iyi,güzel,zeki biri olmam gerkemez böyle görünmem yeterlidir.
Muzaffere karşı oluşturduğum biçim pek olumlu değil ama içerik olarak farklı bir yapıda olabilir. Muzaffere karşı bir çok değişik biçim yargıları oluşturulduysa ve biçim sürekli değişken ve algılayıcının içeriğiyle bir yoruma kavuşuyorsa tüm bu sonsuz yorumlamalara göre biçim aslında bir sanat mıdır ? :D
Moralimiz iyi olduğunda dış görünümüze daha fazla dikkat ediyoruz. Mesela traşımıza kıyafetimize. Duygu durumumuz, biçimimizi etkiliyor. Bence içerik ve biçimi ayırmak doğru olmayabilir.
Birisi basit bir şey dese yapsa bile, bir sürü şey anlıyorum sonuç olarak doğru tek şeyi anlamıyorum bu nedenle iletişim konusinda zorluk yaşıyorum genelde, icerigimin biraz daha açık olması ile ilgili galiba. Fakat pratik olrala yetersiz.
Başkalarının içeriği bizim onlara affettiğimiz şeylerden ibaret olsaydı, anlaşılamamış kimse kalmazdı diye düşünüyorum. Anlayamamanın kendisi bence bu tezi çürütüyor. Hocanın özünde bahsettiği şey ön yargı aslında, aksi halde öğrenmek diye bir kavram da var olamazdı. Zihnin her gördüğü biçimi, daha önce öğrenmiş olduğu biçime bebzetip "bunu mu demek istediniz" hizmeti sunarak içeriği tahmin etmeye, ya da içerik ile ilgili ön yargıda bulunmaya çalıştığı doğrudur. Ancak bu durum, insanın hayatını kolaylaştırmak için tanrı tarafından verilmiş bir yetenektir. Yolda karşıdan gelen leş gibi giyinmiş, yürüyüşü hiç hoş olmayan ve sağa sola sataşan bir tipin, peygamber ya da Oxford'da tarih kürsüsü başkanı olabileceğinden itibaren düşünmek hem zaman kaybıdır, hem de dupe düz yanlıştır. Benzer biçimler çok küçük istisnalar dışında benzer içeriklere sahiptirler. Bu sebeple biçim, içerikten çok daha önemlidir, çünkü paketini beğenmediğimiz hiçbir şeyin içinde ne var merak etmeyiz.
çünkü cümle içerisindeki kullandığı kavramlar, kavram hiyerarşisinde çoğunlukla cins olan (pek çok başka kavrama atıfta bulanan çok daha soyut ve çok anlamlı kavramlar) kelimeler. akademisyenliğinden dolayı sanırım tanım cümlelerini fazla kullanıyor sonra o tanım içerisindeki kavramların ne olduğunu kendi açısından açıklıyor. bu konuşmasının referansı da gombrich'in sanatın öyküsü kitabıdır.
Hocam benim gibi kitap okumayı sevmeyen insanlar için keşke daha çok yayın yapsanız zehirlenip zehirlenip sizi izledikten ve dinledikten sonra zehirlendiğimi anca anlıyorum her defasında da böyle oluyor birileri sorsun siz konuşun lütfen tabi vaktiniz varsa
Yalının dudakları konuşmanın 5 sanşye öncesini gösteriyor,,burada yalın,geç gelen görüntüyü,ve sesin beynimize ulaşması ve anlamlandırılması da zaman aldığı için ,diyorki ne sess gğvenilir ne görüntüye,,yani sabit bir zemin yok,,
Aslında politikada kandırılmış olunmuyorsun, o çıkar sağlayana veya sağlayacağını düşünüyor olduğun zamana kadar inandığını söylüyorsun, çıkar sağlanamamaya başladığında aaaa kandırıldık biz oluyor... siyasetin her alanında tarih boyunca böyle
"İyi bir showrunner niçin kritik öneme haizdir?" sorusunun cevabı gibi bir yayın olmuş. İlker bu işi iyi beceriyordu. Birikim, espriyle karışık sunum, v.b. adam bu işi iyi beceriyordu. Tekrar o günlere dönmek dileğiyle...
Söylediklerinizin içeriğinden bağımsız olarak, müsaadenizle, sıklıkla yapılan bir hatayı düzeltmek isiyorum: Haiz kelimesine bağlanacak sözcük, yönelme hâl eki değil belirtme hâl eki alır. Yani, 'öneme/ehemmiyete haizdir' yanlış bir kullanım. Doğrusu: 'önemi/ehemmiyeti haizdir'dir. Ayrıca burada yapılan hatanın bir benzeri müteakip kelimesinde de karşımıza çıkıyor. Onda da kendinden önce gelen isim aynı şekilde, yönelme değil belirtme hâl eki alıyor: 'Cuma namazınI müteakip'
Don ilkerim don caresiz basim yalin alpay boyle cekilmezzzkiiiiiii don ilkerim
Ben şahsen bu haliyle de iyi olduğunu düşünüyorum.
İzlerken tam olarak bunu düşünmüştüm. Yalın Alpay her zamanki gibi çok keyifli ama arada bir İlker beyin "peki hocam napalım" diye girişlerini insan arıyor. Espriyle karışık ve biraz da goy goy ortamı olmadan felsefe kitabı okurmuş gibi hissediyorum ve alışkın olmayan bünyelere ağır gelebiliyor:)
Maslow’un bodrum katından selamlar.
😂😂😂
Bayıldım yoruma!
Ben Maslow'un dayısının oglu, Almanya'dan temelli dönüyorum. Siz anladınız.
Buradan daha alt bir seviyeye inebileceğimi sanmıyorum;)
@@hydrelix Bana da nedense hic faydasi dokunmamis. Yav maslow halamın oğlu, yine de anca bodrum katına cikabiliyorum.
Samimi ve özgürce yazdığınız elestirileriniz için teşekkür ederim. Her ne kadar kulağa hoş gelmese de samimi olduklarindan ve yapıcı olduklarından şüphem yok. Kendi payıma da düşen güzel dersler de var hem. Hepinize teşekkür ederim. Çok sevgiler.
Çok samimi bir yorumdu, gönderdim beğeniyi
Abi herkes de her şeyi biliyor, zaman ayırdığın için teşekkürler. Bence gayet güzeldi yorumlarınız.
samimi! oksimoron💚
oksimoron da olsa sizi seviyoruz.. devamı gelsin 💚
14:15 Bir yanım, Yalın Hocanın sohbetlerde verecegi tepkiler için gözlem ve sezgileri ile bi kulis ön çalışması yapmış diyor. Her bir cümle ve reaksiyonu ikili iletişimleri öyle tatlandiriyor ki insanlarla iyi anlaşmak üzerine kesinlikle mesai harcamış ve kendini en latif şekilde kurgulamis gibi ❤️
Ağzınıza sağlık.
Sizi dinledikçe, beynimin daha fazla üretim yaptığını hissediyorum.
Bu sohbete ortak olma şansı çok değerli. Teşekkürler video için.
Canikligil canikligil canikligil
Ilker Canikligilín ne kadar iyi bir showrunner ve dinlemesinin ne kadar keyifli oldugunu bir kez daha anladim. Akmiyor, keske Ilker beyle yapsaniz programi yeniden Yalin bey.
Her zamanki gibi farkındalıkların derin olduğu bir sohbet olmuş.. Çok teşekkürler.
Yorumlarda da birçok kez belirtilmiş. Dinlemekle fazlasıyla güçlük çekiyorum. Bu kanaldaki hiçbir videoyu tamamıyla bitiremedim neredeyse . Oysa konular hayli ilgi çekici.
Yorumlarda okuduğum kadarıyla moderatörlüğü İlker hocanınkiyle kıyaslayan tek ben değilmişim.. Bence aradaki fark şundan kaynaklanıyor: İlker Canikligil’in showrunner olduğu programlarda kendisini görmüyoruz aslında ne sorularında ne de yorumlarında, tamamen konuşmacıyı açığa çıkarmak üzerine bir yöntem izliyor ve dinlemesi daha keyifli gelebiliyor.. en azından bana daha keyifli geliyor.. Burada ise sadece Yalın hocayı dinlemek isteyen tayfaya Muzaffer bey soruları katkıları ve yönlendirmeleriyle inatla ben de buradayım diyor:) ne kadar doğru bilemem lakin böyle bir izlenim edindim..
Kesinlikle katılıyorum, İlker bey sohbeti parlatıyordu
ilker hocanın kullandığı röportaj tekniği sokratiktir de ondan. karşısındaki kişinin kendi düşüncelerini ortaya koyması için önce o kişiye zaman tanır sonra "ama bizim ayrıştığımız nokta şu... bu, bu değil midir?" der ve çelişki yaratıp karşıdakinin kendisini daha da açmasını sağlar, gülüşmeler olur falan.
Bu diyalog günümüz toplumu için antibiyotik değerinde olmuş, tebrikler ✨
O resimler bosuna herkesten cikmiyor. Muthis sohbet.
Sabırla tane tane anlatımınız için çok teşekkürler Yalın bey
Yine zihin açıcı çok güzel bir sohbet olmuş . Teşekkürler
Yani: İçim beni eder biçim biçim. :) Harika bir sohbet olmuş.
Çok güzeldi ilgiyle dinledik öğrendik.
Şu zor günlerde kaliteli sohbetin verdiği keyif, iyi ki varsınız Hocam
Muhteşemdi her zaman ki gibi
Keşke Muzaffer Bey, Yalın Bey'in anlatımını bu kadar sık bölmese. Çünkü Yalın Alpay konuyu tam inşa edip bir yere getirecekken devamlı kesiliyor.
"inşa edecekken" mi AHWJFOWLCRLMWKDJWJFJWJEJCMWMDMAMKDD
yalın alpayin dilini kavriyoruz hepimiz istem-dışı
@@yasinsari0 Sizi bilmiyorum ama ben Türkçe'nin yabancısı değilim.
Turkcenin apostrofsuz bitisik yazilmiyor mu
Yalın Alpay yine insanın matematiğini ortaya koyuyor, oldukça net ve yüksekten, alabildiğine gerçek.
Videoları şak diye kapatmanız insanda yarım bırakılmışlık hissine sebep oluyor. Aa noldu şimdi oluyorum. Kapatırken haftaya görüşmek üzere filan deseniz de şoke olmasak keşke her seferinde :(
"Samimi" olmamak için yapıyorlar bence :D
Sorunun gelişi, soruyu hazmediş, derin bir nefes çekerek şimdii ve bugüne kadar öğrenilen bütün bilgi birikimin doyurucu bir şekilde ağızdan çıkışı. Seviyoruz sizi hocam ♥
Yalin hocam olmuyor , flu tv ye geri donmek lazim ilker bey olmadan yarim kalmis , hacivat karakoz gibiydiniz, sapkali arkadas trt sipikeri gibi malesef olmuyorrrr olmuyorrrrr olmuyorrrr olmuyorrr 5 dakka sonra kapatiyorum flu tvdeki eski programlari aciyorum malesef , kandirildik diyen politikaciyi bilmeyen entel abimiz dubaide mi yasiyor??)))
Kırıcı olmak istemem ama Muzaffer Bey'le sohbet asla akmıyor maalesef. Odaklanıp Yalın Bey'i dinleyemedim resmen. Araya girmesi ayrı girdiğindeki alakasız katkıları ile akışı bölmesi ayrı rahatsız etti.
EFSANE BIR SOHBET OLMUŞ ...
Aydinlandik yine
Harikasın hoca
Hayir beyfendi Yalin Bey kibarligindan sizi bozmuyor ama anlatilan seyin pokerface'le hic alakasi yok - ya da ayagini yerden kesme alakasiz baglama cabaniz. Agziniz her acildiginda yanlis ya da sacma yorumlar yapiyorsunuz. Keske sussaniz da Yalin Alpay'i biraz daha dinleyebilsek...
Evet buradayız 🙂
Yanlış Okumalar'ın en iyi showrunnerı Mustafa Can'dı bence. Konuyu bütünlüğe kavuşturmasını sağlayacak sorular zinciri vardı o bölümde.
Hocam biçim ve içerik açısından güzel olmuş program, ben bir de şapkalı arkadaşı ilginç buldum açıkcası.
O şapkalı şahsa denilecek söz yok zaten, ne desek acaba 🤔COOL 😎!
Ambalaja bakılırsa içinde müthiş bir çikolata var bu kutunun. Gerçek ise bir boşluk. Bir de içini açacak kadar vaktiniz ve uğraşınız yoksa değmeyin keyfe. Teşekkürler.
En sevdiğim akranım Yalın Alpay.
İlker hocanın olmadığı konuşmalarında Yalın Alpay'ı dinlerken anlamakta çok zorlandığımı farkettim. Sanırım İlker Canikligil bir converter görevi yapıp Yalın Alpay'ın konuşmalarının daha anlaşılabilir hale gelmesini sağlıyordu. Bu da gerçekten çok büyük iş. Umarız tekrar bir araya gelirler.
Sanıyorum ki, bu noktada aşk üzerine bir şeyler söylenebilir. Aşk, karşı tarafın idealizasyonudur, bir hastalıktır. Aşık olunan kişinin içerik bilgisi ne kadar az biçimsel tasarımı ne kadar beğenimize yatkın olursa bu hastalığa yakalanma olasılığımız artar.
İki kişi tamamen zıt şeyler konuşuyorlar gibi… Sadece ben mi öyle düşünüyorum? Yalın Alpay’ın dediği hiç bir şeyi anlamıyor🙄
Ilk saniyeden beri oyle, sadece siz oyle dusunmuyorsunuz.
Yalın hoca harcanıyor
Sadece dürüst insanlar samimidir.
Teşekkürler Yalın Alpay. Uzun zamandır keyifle ve heyecanla takip ediyorum. Arka planını bilmiyoruz ancak bir yolunu bulup İlker Canikligil ile birlikte program yapmanızı isterim.
Tenis pinpon 2 kisi oynanir yalim hocam vuruyor top geri gelmiyor,rakip zayif ,kandirildik eyyyyy arkadaslar dicem ama sapkali entel abim espiriyi anlamicak )) ilker buraya yumruk havayaaa )) tez ilkeri isterukkkk))
nasıl tak diye burdayım? saniyede
Tamam da niye buradasın...
Adet yerini bulsun)
Ya deliricem bu sondaki müziği nereden bulacağım sadece son iki videoda var. Muhteşem ötesi
Ufuk açıcı çok güzel bir sohbetti.teşekkür ederim.içerik zenginleştirilmesini,ahlak ile bağlantırıllaştırılmasını(of ne uzun oldu kelime😄) biraz daha detaylı konuşabilirseniz sevinirim..sağlıcakla kalın
Sadece yazışarak iletişim kurduğumuz birinin biçimini nasıl oluştururuz acaba.
Muhtemelen bu kişi ideal benliğini yansıtacağı için bunu objektif olarak gerçekleştirmek mümkün olmayacaktır.
@@iremklc5612 Aslında tersi de mümkün çünkü yazıyla manipüle etmek daha zor gibi. Mesela ben Yalın beyi sadece yazılarından biliyor olsaydım bu kadar değerli görmezdim :)
Konu başlığı beyin yakan sohbetler olsa daha iyiydi :) Harikasınız!
Burdan şunu bir kez daha anlıyoruz, bir şeyi samimi bulup, duygusal bağ kurmaya kalkıyorsan kaçacaksın 😄
yalın abi arkadaşın senin seviyende değil sohbeti dağatıyor ya da büyük bir yere gitmesini engelliyor
İlker Beyle devam etmeniz mümkün mü acaba Yalın Bey?
Moderatör bey samimi gelmedi bana
👍👍👍👍
Hocam, heyecanla dinlerken bir anda bitiverdi ben daha yeni başladınız sanmıştım.. :(( Daha uzun içerikler bekliyoruz..
Çok iyi olmuş görüntü kalitesi sonunda düzelmiş.
🍻
Yalin Alpay'in Cumhurbaskani oldugu bir ulkede yasamak isterdim. Medeniyet-ul Fazila. :)
, Yalın hocamın neredeyse her programını izlemiş biri olarak düşüncelerini en iyi aktardıgı ve en doğru soruları yönelten bir tek kişi vardı o da İlker hocam tüm saygımla birlikte diğer moderatörler entelektüel seviyeleri Yalın hocamın altında kalıyor. bazen bildiklerini göstermek için bazen konuyu tam anlayamadıkları için alakasız sorular soruyorlar
Yalın Alpay 💕
Muzaffer bey sanırım nasıl yanlış anlaşılır bunu temsil etmekte.. yalın hoca ne der muzaffer bey ne anlar🧐😶😶😶
Yani kimse kimseyi tanıyorum demesin😊 😉
Video için teşekkür ederim. Kapanış müziğinin adı ne acaba?
13:57 bebişşş
18:10 😔
18:58 😒
19:33 😪
21:40 😑
23:11 👏
Hocam o zaman dedikodu için: iki veya daha fazla insanın, başka insan veya insanlar hakkında, onların içerikleri hakkında konuşmalarıdır yorumunu yaparsak; dedikodu için entelektüel bir faaliyettir diyebilir miyiz
Takipteyiz hocam postmodernite ile inandığımız her şeye ihanet etmeye aralıksız devam hahaha
Basacak zemin var mı sorusuna bir ara devam etsek keşke
Başkalarının bicimleriyiz yani, ve başkalarının biçimlerini bilebilir ve içerikleri kendi icerigimiz kadar geniş olabilir diye varsayabiliriz.
Meditasyon bu içerik ve biçim arasındaki çizgiyi yavaş yavaş çözündürüyor.
Hocam ben şunu anlamadım sizi bir ara president of universe mü yaptık ne zaman kendinizi olduğunuzdan fazla hissettiniz
Hocam videoyu neden yarıda kestiniz
Moderator sizin seviyenizde degil yalin bey.
Immm aaaa hımm demeden konuşan yegâne insanlardan
Program Notları-BİÇİM ve İÇERİK
*Ayaklarımız yere basıyor mu?Basılacak yer var mı mesela varsa neresi?
*Felsefenin temel sorularından:Felsefenin ayağını basacağı yer var mıdır?
*İnsan bir varoluş olması hasebiyle içinde bulunduğu zeminle bütünleşiyor ve akabinde farklılaşıyor.
*İnsan bir öze sahip değildir ve bir sabit düzlem üzerinde gitmez.
*İnsan bağlam içinde bir anlam kazanıyorsa kendi kendisine verdiği not hiçbir zaman asli geçerlilikte olmaz.
*Birey yüzer gezer bir varoluş ve sürekli katılaşmak ister(Zihin böyle ister.)fakat bu olamayacak bir ödevdir ama daima ister.Bu isteğin doruk noktası kendi hakkında benin ve ötekinin fikri yan yana geldiği andadır.
*Ben kendimi dünyadan ayıramam çünkü zaten bizatihi içindeyim.
*Semptom-Simptom farkı
*Ben benim için içeriktir öteki benim için biçimdir ve ben bu ötekilere yani biçimlere bir içerik atfederim böylece ben ve öteki dediğimiz her şey aslında bizim atfettiğimiz içeriklerden ibarettir.
*Söylediğimiz her şey en temelinde birer varsayımdır.
*İnsan anlaşmak için her zaman kendi içeriklerine muhtaçtır.
*Başkalarının biçimine atfettiğim içerik beni kendime atfettiğim içerikle eşgüdümlü olarak rahatta tutmazsa ben bir huzursuzluk çıkarmış olurum.
*Gülme-Sırıtma farkı
*İçerik bir saçılmadır biçim ise buna bir düzen katılmasıdır.
*Samimiyet aşk gibi içsel ve yoğun duygularda biçim olmadığı için tarafların kendi fikirleri birer içerikten ibarettir.bundan dolayı süreç fazlaca farklılaşır ve kimin ne düşündüğü ve ya ne hissettiği anlamak fazlasıyla zorlaşır.
*Samimiyet insanlar tarafından doğrudan algılanamaz.
*Samimiyet üzerinden dünyayla ilişki kurma biçimi diğer pek çok göstergeyi atlamış kişilere özgüdür.
*Herhangi bir görüşmede taraflardan biri karşıdaki kişiyi samimi değil üzerinden algılıyorsa burda içerik üreticisinin yani öznenin içerik üretme bakımından düşük kapasite de olduğu söylenebilir.
*Biçim bir şeyin aslı olmak zorunda değil.
*Kitleler kavram bakımından fakir olmaları hasebiyle yöneticilerinin samimi olmalarını isterler.
*Samimiyet ancak birincil ilişkilerde varolabilecek bir ilişkidir.
*Siyasetçiler için samimiyetin aslıyeti değil biçimin samimi görünmesi değerlidir./Machiavelli
*Demokrasi popülistleştikçe içerik bakımından zayıf samimi görünmeyi başaran siyasetçilerin sayısı artacaktır.
*Kant:Evrenselleştirilebilen ahlaki yasalar gerçekten ahlak yasalarıdır.Ahlak duygu ile hiçbir şekilde karışmamış olandır.
*Post modernite:benim x kişisini etkilemem için iyi,güzel,zeki biri olmam gerkemez böyle görünmem yeterlidir.
Muzaffere karşı oluşturduğum biçim pek olumlu değil ama içerik olarak farklı bir yapıda olabilir. Muzaffere karşı bir çok değişik biçim yargıları oluşturulduysa ve biçim sürekli değişken ve algılayıcının içeriğiyle bir yoruma kavuşuyorsa tüm bu sonsuz yorumlamalara göre biçim aslında bir sanat mıdır ? :D
Moralimiz iyi olduğunda dış görünümüze daha fazla dikkat ediyoruz. Mesela traşımıza kıyafetimize. Duygu durumumuz, biçimimizi etkiliyor. Bence içerik ve biçimi ayırmak doğru olmayabilir.
Başlığı ilk gördüğümde ''BİM ve İÇERİK'' olarak okudum..........yanlış okumalara devam:)
Yalnızlık hakkında konuşur musunuz.
İlk cümleyi anlamak için bile 10 krre dinleyen ben hiç entellektüel olamayacakken😒😒
En iyisi telefonu kenara koyup pod cast şeklinde dinleyim.
Birisi basit bir şey dese yapsa bile, bir sürü şey anlıyorum sonuç olarak doğru tek şeyi anlamıyorum bu nedenle iletişim konusinda zorluk yaşıyorum genelde, icerigimin biraz daha açık olması ile ilgili galiba. Fakat pratik olrala yetersiz.
iyi gidiyorsun ama insallah az biraz fizik okumusundur.:)))
Yalın hocam siyasete atılma planlarınız vardı neden vazgeçtiniz acaba :)
kapanış müziği çok güzel ama bir türlü bulamıyorum bilen varsa yazabilir mi lütfen
Yalın bey ses kaliteniz için mikrofon almalısınız.
Mikrofonla konuşuyor Yalın Hoca. 😊
@@avangarttv Sevgiler 😊
Eğer flu ile yollarınızı ilker ayırdıysa onu asla affetmiyciğim:’(
yalın alpay soruyu kendisi sorup cevaplamalı bence.
Başkalarının içeriği bizim onlara affettiğimiz şeylerden ibaret olsaydı, anlaşılamamış kimse kalmazdı diye düşünüyorum. Anlayamamanın kendisi bence bu tezi çürütüyor. Hocanın özünde bahsettiği şey ön yargı aslında, aksi halde öğrenmek diye bir kavram da var olamazdı. Zihnin her gördüğü biçimi, daha önce öğrenmiş olduğu biçime bebzetip "bunu mu demek istediniz" hizmeti sunarak içeriği tahmin etmeye, ya da içerik ile ilgili ön yargıda bulunmaya çalıştığı doğrudur. Ancak bu durum, insanın hayatını kolaylaştırmak için tanrı tarafından verilmiş bir yetenektir. Yolda karşıdan gelen leş gibi giyinmiş, yürüyüşü hiç hoş olmayan ve sağa sola sataşan bir tipin, peygamber ya da Oxford'da tarih kürsüsü başkanı olabileceğinden itibaren düşünmek hem zaman kaybıdır, hem de dupe düz yanlıştır. Benzer biçimler çok küçük istisnalar dışında benzer içeriklere sahiptirler. Bu sebeple biçim, içerikten çok daha önemlidir, çünkü paketini beğenmediğimiz hiçbir şeyin içinde ne var merak etmeyiz.
Samimi dediğimiz insanlarin kandırdığı bir zamandayız :)) duygusal bağları kullanıp işletmecilik yapılıyordu... Ekonomi biliyor mu oysa?
2x izlenemeyen tek insan: Yalın Alpay
çünkü cümle içerisindeki kullandığı kavramlar, kavram hiyerarşisinde çoğunlukla cins olan (pek çok başka kavrama atıfta bulanan çok daha soyut ve çok anlamlı kavramlar) kelimeler. akademisyenliğinden dolayı sanırım tanım cümlelerini fazla kullanıyor sonra o tanım içerisindeki kavramların ne olduğunu kendi açısından açıklıyor. bu konuşmasının referansı da gombrich'in sanatın öyküsü kitabıdır.
20:00 ben desem linçlerler twitırda
Hocam benim gibi kitap okumayı sevmeyen insanlar için keşke daha çok yayın yapsanız zehirlenip zehirlenip sizi izledikten ve dinledikten sonra zehirlendiğimi anca anlıyorum her defasında da böyle oluyor birileri sorsun siz konuşun lütfen tabi vaktiniz varsa
Adam niye evde sapkayla oturuyor?
Yalının dudakları konuşmanın 5 sanşye öncesini gösteriyor,,burada yalın,geç gelen görüntüyü,ve sesin beynimize ulaşması ve anlamlandırılması da zaman aldığı için ,diyorki ne sess gğvenilir ne görüntüye,,yani sabit bir zemin yok,,
....
Mış gibi yapmak
Aslında politikada kandırılmış olunmuyorsun, o çıkar sağlayana veya sağlayacağını düşünüyor olduğun zamana kadar inandığını söylüyorsun, çıkar sağlanamamaya başladığında aaaa kandırıldık biz oluyor... siyasetin her alanında tarih boyunca böyle
izledim şimdi ben bu videoyu,bitti ama ben ne izledim 🤔???
Hocam ağır oluyor pek beğenmiyorum üzgünüm. Anlaşılamıyor. Çok soyut konuşuyorsunuz. İlker Bey i özlüyoruz
👍👍