Muzaffer Çorlu - Yalın Alpay. Benliğin inşası, Türkiye'de modernizm ve sonrası. Roman okumaları.
ฝัง
- เผยแพร่เมื่อ 11 เม.ย. 2021
- Muzaffer Çorlu - Yalın Alpay. Felsefe, sosyal politika ve roman üzerine sohbet.
Benlik ve benlik inşası.
Zihnimizin soyutlamaları ve zafiyeti. Türkiye'de modernite ve sonrası, seçkin ve anti-seçkin ikilemi.
Güçlü romanların özellikleri.
Bir Açık Radyo programı.
#yalınalpay #avangarttv #muzafferçorlu
Sevgili Muzaffer Çorlu'nun da belirttiği gibi, değindiği her noktada pek çok kapılar açan şahane bir sohbet ve paslaşma olmuş. Yıllardır pek çok romandan uyarlanan filmde ,içimden geçen "Nerde o canım içsel konuşmalar "duygusunu da ne güzel ifade etmiş Yalın Alpay o anlattıkça tam da bu ya demekten kendini alamıyor insan. Pek çok konuşmasında olduğu gibi Yalın hoca anlattıkça pek çok fikir, vücut bulup , görünür oluyor insana .
benliğime bir ben daha kattığım çok güzel bir programdı. Teşekkürler 💐
Yalın Alpay hocamın aslında Nietzsche'nin, Baudrierin vs... anlattıklarını bu konularla ilgisi olmayan bizlere sadeleştirerek çok daha kolay anlaşılır biçimde anlatması büyük nimet. Emeğinize sağlık.
"benliğin ne tamamlanmış ne özsel ne de sürdürülebir olduğunu düşünüyorum"
Harika tespitler yine
Yalın bey değerli yazar ve düşünür benim izlenimlerimde. Yazarların artık ücretini ödeyip kitap basımını yaptığı günümüzde yine de yazar kimliğinin basitleştiğini söyleyemeyiz. Çünkü kitabını yazan ve bastıran her yazar değerlidir. Bir eser ortaya koymuştur. Bu eserler kendilerini okuyucu ile buluşmak adına beklemektedirler. Yalın beyin sosyal medyadaki girişimleri gayet iyi fikir, söz ve kültürel olarak. Takip ediyoruz.
Baktım Yalın Alpay burda abone oldum
Da Vinci’nin Şifresi’ni okumadım ama Yalın Alpay’ın bu romanı yaşananların çoğu dışsal olduğu ve iç dünyaya ilişkin yahut soyut şeylere ilişkin bir içerk barındırmadığı için güçsüz olarak nitelendirmesi kendiyle çelişiyor. Tamamen dış dünyada gerçekleşen bir takım olayları okuyan okuyucu onu bir insanın iç dünyasında yaşananları temsil eden bir somutlama olarak da okuyabilir.
Emeklerinize sağlık...
Teşekkür ederim.bilgiler çok değerli..
Hocam saygılar sizi burada görmek güzel gerçekten yıllar sonrada olsa umarım tanıdın
?
@ Muzaffer hocam pera müzikten sizin öğrencinizdim saygılar
@@theblacksteel12 selam Cemal net hatırladım şimdi.
Ne güzel bir tanım yüzergezer benlik
1:23:54
Yalın beyin had bildirmesine denk gelmek isterdim açıkçası muazzam bir yok ediş olacağına eminim :)
Pink Floyd hakkında ne düşünüyorsunuz
Başarılı ve etkili buluyorum kendi adıma. Ama çok yakında Pink Floyd özel programı yapacağım. Konuyu o programda ilgili konukla ele alacağız. Kanalımda bulunan "sound" başlıklı programda yanılmıyorsam biraz değinmiştik.
@ kanalınızı yeni keşfettim sound başlıklı videonuzu da seyredecem ben çok aydınlandım ve de çok eğlendim bu videoda 👍
Neden Gercek bir Rus gormemiz gerekiyor ?
Ya da gercek bur Türk etc. Beklenti nedir? Bu saptamayı yapan hangi kategoridedir?
11:18
5:05 "bütün vaktim benim kendi benlik vaktime inşama yapbozuma gidiyor"
Sevgili hocam. Benliği inşa eden kim, şimdiye kadar yaşanmış deneyimlere verilmiş tepkileri analiz eden önceki benlik. Yani analizi gerçekleştiren analizin kendisinden bağımsız bir varlık yok? Analiz edilen analiz edeni tekrar analiz ediyor. Bağımsız ayrı bir varlık/benlik değil.
O deneyimler de beş duyunun algiladiklarina verilmiş tepkilerden ibaret. Hocalarım sorum şu. Burada yalın hoca(şimdi başladım izlemeye, ilerde bahsi geçiyor mu bilmiyorum) beyni bir "yaratıci" olarak etiketlemis/öyle bahsetmiş gibi geldi bana. Ama bana söyler misiniz, beyin(içeriğindeki zihin ve düşünceler dahil) bir "tepki verici"den başka bir şey midir? Öyle olmadigini kim iddaa edebilir? Yapay zekali robotlar üretiyoruz. Biz o yapay zeka değil miyiz; yapay zeka oldugunu bilmeyen? Eğer tepki vericiyse beynimiz mekanik bir yapay zekadan farksıziz. Tepki verici değil de yaratıcıysak o zaman bir benligimiz var demektir. Ama o yaratıcının varlığını kim iddaa edebilir, bir yapay zekadan başka?
Pazartesi Cem Say hoca ile bu degindiginiz konulari yapay zeka uzerinden tartisacagiz, belki aydinlatici olabilir sizin icin.
@ bekliyor olacağım, -mümkünse- aklıma gelen bikac soruyu daha firlatabilir miyim
1-hedonik adaptasyon denen olgu var olduğu için: asgari ücretle 6 gün günde 12 saat çalışan ve yemek, barınmak, giyinmek, seks ihtiyaçlarını karşılayabilen Vestel fabrikasında çalışan Ahmet'in(kendisine fakir olduğu için duygusal işkenceye maruz bırakmadığını varsayıyorum) 70 yıllık hayatı boyunca(az önce bahsettiğim ihtiyaçlarını en cüzi şekilde de olsa hep karşılayabiliyor) olan mutluluk skalasiyla Ali Koç'un mutluluk skalasi arasında bir fark var mı
2-hayvanlarin (ne kadar şuan dalga geçilen bir konu da olsa) varoluş ıstırabı çektiklerini zannetmiyorum. Çünkü bir benliğe/öz farkındalığa sahip değiller. Aynı zamanda biz insanlar gibi hiçbir hayvan "doğayla bir olma, doğayla içiçe olma, non-duality" gibi şeylerle ilgilenmiyor. Çünkü açıkça görülüyor ki doğa ve hayvan aynı şey! Ama biz insanlar doğayla iç içe olmak, benliğimizi sayginligimizi vs korumak için çok büyük enerjiler sarf edip mücadele ediyoruz. Bunun sebebi öz farkindalik olabilir mi. Oz farkındalık bir lanet olabilir mi, bizi doğadan ayıran?
20 25
"Benliğin inşası" olacak. Lütfen düzeltelim. "inşaası" doğru bir yazım şekli değil.
Çok teşekkürler uyarınız için.
@ O sizin kibarlığınız. Ben çok teşekkür ederim.
Yalın hocanın, sahtekarlara "haddini bileceksin" dediği an İlker hocanın orada atacağı kahkahayı düşünüyorum 😂😂
yalın hocamızı zaten çok seviyorumz fakat muzaffer bey de sempatikmiş, yalın hocanın flu tivi sonrasındaki röportajlarında bariz insanı rahatsız eden bir durum var karşısında soru soran kişinin vasat görüntüsü.. bu konuşmada o durum pek söz konusu değil. teşekkürler..