bu şarkı hayatı eskisi kadar ateşli olmayan orta yaşlı bir kadına yazılmıştır. You used to get it in your fishnets/Eskiden file çoraplarını giyerdin Now you only get it in your night dress/Artık sadece elbiseni giyiyorsun Discarded all the naughty nights for niceness/İyi kız olmak için için o yaramaz geceleri boşverdin Landed in a very common crisis/Kendini çok yaygın bir krizin (orta yaş krizi) ortasında buldun. Everything's in order in a black hole/Her şey bir siyah deliğin içinde düzende. Nothing seems as pretty as the past though/Hiçbir şey eskisi gibi güzel gelmiyor. That Bloody Mary's lacking in Tabasco/Bloody Mary'de Tobasco eksik. *(Bu dizede geçen Bloody Mary, domates bazlı alkollü bir içkidir. Tobasco da bu kokteyle katılan bir acı sostur. Bloody Mary isimli kokteylde acı sosun eksik olduğunu söyleyerek aslında bu kadının hayatında artık tutkunun eksik olduğu anlatılmış.)* Remember when you used to be a rascal?/Tam bir yaramaz olduğun zamanları hatırlıyor musun? Oh the boy's a slag/O çocuk bir zamparaydı* ("Slag" İngilizler tarafından kullanılan bir argodur. Birçok kişiyle işi pişirmiş anlamına gelen bir hakarettir. Bizdeki "zampara" sözcüğü gibi.)* The best you ever had/Sahip olduğunun en iyisiydi *("Slag" yani "zampara" diye bahsedilen çocukla yaptığı seksin şu zamana kadarki en iyisi olduğunu anlatıyor.)* The best you ever had is just a memory/Sahip olduğunun en iyisi (seks), şimdi sadece bir anı. And those dreams weren't as daft as they seem/Ve o anılar hiç de göründüğü gibi aptalca değildi. ("Daft" kelimesi de yine İngiliz argosundan, "aptalca" anlamına gelen bir kelimedir.)* Not as daft as they seem,/Hiç de aptalca değil göründükleri gibi My love, when you dream them up.../Aşkım, şimdi sen onları düşününce... Flicking through a little book of sex tips/Seks ipucularının olduğu kitapları karıştırıyorsun Remember when the boys were all electric?/Erkekler ne kadar ateşliydi hatırlıyor musun? "Now when she's told she's gonna get it I'm guessing that she'd rather just forget it"/Şimdi ne zaman (seks) yapabileceği söylense sanırım boşver deyip geçmeyi tercih eder. Clinging to not getting sentimental/İyice yapışıyor ki duygusallaşmasın Said she wasn't going but she went still/Gitmem dedi ama yine de gitti Likes her gentlemen not to be gentle/Erkeğinin nazik olmamasını tercih eder Was it a Mecca dauber or a betting pencil?/Mecca dauber mıydı yoksa iddia kalemi mi? *(Burada bahsedilen Mecca Dauber, görsellerine bakabilirsiniz, Bingo adlı şans oyununda kullanılan oldukça kalın bir kalemdir. İddia kalemi de dümdüz normal ince bir kalem. "Adamın aleti büyük müydü yoksa küçük müydü" demeye çalışılmış yine metoforlarla. Oh the boy's a slag/O çocuk bir zamparaydı The best you ever had/Sahip olduğunun en iyisiydi The best you ever had is just a memory/Sahip olduğunun en iyisi (seks), şimdi sadece bir anı. And those dreams weren't as daft as they seem/Ve o anılar hiç de göründüğü gibi aptalca değildi. Not as daft as they seem,/Hiç de aptalca değil göründükleri gibi My love, when you dream them up/Aşkım, şimdi sen onları düşününce... Oh, Flo, where did you go?/Ah Flo, nereye gittin? Where did you go?/Nereye gittin? Where did you go? Whoa./Nereye gittin, ah. Falling about/Dökülüyorsun You took a left off Last Laugh Lane/Last Laugh caddesinden bi dönüş aldın Just sounding it out/Dile getiriyorsun But you're not coming back again./Ama bir daha geri dönmeyeceksin. You're falling about/Dökülüyorsun You took a left off Last Laugh Lane/Last Laugh caddesinden bi dönüş aldın We're just sounding it out/Dile getiriyoruz But you're not coming back again/Ama bir daha geri dönmeyeceksin. You used to get it in your fishnets/Eskiden file çoraplarını giyerdin (falling about)/dökülüyorsun Now you only get it in your night dress/Artık sadece elbiseni giyiyorsun Discarded all the naughty nights for niceness/İyi kız olmak için için o yaramaz geceleri boşverdin (you took a left off Last Laugh Lane)/Last Laugh caddesinden bir dönüş aldın Landed in a very common crisis/Kendini çok yaygın bir krizin ortasında buldun. Everything's in order in a black hole/Her şey bir siyah deliğin içinde düzende. (we're sounding it out)/Dile getiriyoruz Everything was pretty as the past though/Her şey geçmişteki kadar güzel. That Bloody Mary's lacking in Tabasco/Bloody Mary'de Tobasco eksik (but you're not coming back again)/ama geri dönmeyeceksin Remember when you used to be a rascal?/Tam bir yaramaz olduğun zamanları hatırlıyor musun?
Sana bu güzel detaylar için tapılması lazım ve 2 like almışsın öyle mi? Hayat gerçekten acımasız... :) Eğer Bursa da olsaydın sadece bu yorumun için seni yemeğe götürebilirdim.
bu şarkı hayatı eskisi kadar ateşli olmayan orta yaşlı bir kadına yazılmıştır.
You used to get it in your fishnets/Eskiden file çoraplarını giyerdin
Now you only get it in your night dress/Artık sadece elbiseni giyiyorsun
Discarded all the naughty nights for niceness/İyi kız olmak için için o yaramaz geceleri boşverdin
Landed in a very common crisis/Kendini çok yaygın bir krizin (orta yaş krizi) ortasında buldun.
Everything's in order in a black hole/Her şey bir siyah deliğin içinde düzende.
Nothing seems as pretty as the past though/Hiçbir şey eskisi gibi güzel gelmiyor.
That Bloody Mary's lacking in Tabasco/Bloody Mary'de Tobasco eksik. *(Bu dizede geçen Bloody Mary, domates bazlı alkollü bir içkidir. Tobasco da bu kokteyle katılan bir acı sostur. Bloody Mary isimli kokteylde acı sosun eksik olduğunu söyleyerek aslında bu kadının hayatında artık tutkunun eksik olduğu anlatılmış.)*
Remember when you used to be a rascal?/Tam bir yaramaz olduğun zamanları hatırlıyor musun?
Oh the boy's a slag/O çocuk bir zamparaydı* ("Slag" İngilizler tarafından kullanılan bir argodur. Birçok kişiyle işi pişirmiş anlamına gelen bir hakarettir. Bizdeki "zampara" sözcüğü gibi.)*
The best you ever had/Sahip olduğunun en iyisiydi *("Slag" yani "zampara" diye bahsedilen çocukla yaptığı seksin şu zamana kadarki en iyisi olduğunu anlatıyor.)*
The best you ever had is just a memory/Sahip olduğunun en iyisi (seks), şimdi sadece bir anı.
And those dreams weren't as daft as they seem/Ve o anılar hiç de göründüğü gibi aptalca değildi. ("Daft" kelimesi de yine İngiliz argosundan, "aptalca" anlamına gelen bir kelimedir.)*
Not as daft as they seem,/Hiç de aptalca değil göründükleri gibi
My love, when you dream them up.../Aşkım, şimdi sen onları düşününce...
Flicking through a little book of sex tips/Seks ipucularının olduğu kitapları karıştırıyorsun
Remember when the boys were all electric?/Erkekler ne kadar ateşliydi hatırlıyor musun?
"Now when she's told she's gonna get it
I'm guessing that she'd rather just forget it"/Şimdi ne zaman (seks) yapabileceği söylense sanırım boşver deyip geçmeyi tercih eder.
Clinging to not getting sentimental/İyice yapışıyor ki duygusallaşmasın
Said she wasn't going but she went still/Gitmem dedi ama yine de gitti
Likes her gentlemen not to be gentle/Erkeğinin nazik olmamasını tercih eder
Was it a Mecca dauber or a betting pencil?/Mecca dauber mıydı yoksa iddia kalemi mi? *(Burada bahsedilen Mecca Dauber, görsellerine bakabilirsiniz, Bingo adlı şans oyununda kullanılan oldukça kalın bir kalemdir. İddia kalemi de dümdüz normal ince bir kalem. "Adamın aleti büyük müydü yoksa küçük müydü" demeye çalışılmış yine metoforlarla.
Oh the boy's a slag/O çocuk bir zamparaydı
The best you ever had/Sahip olduğunun en iyisiydi
The best you ever had is just a memory/Sahip olduğunun en iyisi (seks), şimdi sadece bir anı.
And those dreams weren't as daft as they seem/Ve o anılar hiç de göründüğü gibi aptalca değildi.
Not as daft as they seem,/Hiç de aptalca değil göründükleri gibi
My love, when you dream them up/Aşkım, şimdi sen onları düşününce...
Oh, Flo, where did you go?/Ah Flo, nereye gittin?
Where did you go?/Nereye gittin?
Where did you go? Whoa./Nereye gittin, ah.
Falling about/Dökülüyorsun
You took a left off Last Laugh Lane/Last Laugh caddesinden bi dönüş aldın
Just sounding it out/Dile getiriyorsun
But you're not coming back again./Ama bir daha geri dönmeyeceksin.
You're falling about/Dökülüyorsun
You took a left off Last Laugh Lane/Last Laugh caddesinden bi dönüş aldın
We're just sounding it out/Dile getiriyoruz
But you're not coming back again/Ama bir daha geri dönmeyeceksin.
You used to get it in your fishnets/Eskiden file çoraplarını giyerdin
(falling about)/dökülüyorsun
Now you only get it in your night dress/Artık sadece elbiseni giyiyorsun
Discarded all the naughty nights for niceness/İyi kız olmak için için o yaramaz geceleri boşverdin
(you took a left off Last Laugh Lane)/Last Laugh caddesinden bir dönüş aldın
Landed in a very common crisis/Kendini çok yaygın bir krizin ortasında buldun.
Everything's in order in a black hole/Her şey bir siyah deliğin içinde düzende.
(we're sounding it out)/Dile getiriyoruz
Everything was pretty as the past though/Her şey geçmişteki kadar güzel.
That Bloody Mary's lacking in Tabasco/Bloody Mary'de Tobasco eksik
(but you're not coming back again)/ama geri dönmeyeceksin
Remember when you used to be a rascal?/Tam bir yaramaz olduğun zamanları hatırlıyor musun?
Sana bu güzel detaylar için tapılması lazım ve 2 like almışsın öyle mi?
Hayat gerçekten acımasız... :)
Eğer Bursa da olsaydın sadece bu yorumun için seni yemeğe götürebilirdim.
bu sarki bana yazildi
505 kadar abartılmasa da bence albümdeki en iyi şarkı:))
505 çok güzel ama sanki herkes ona değer vermekten diğerlerine yeterince vermiyo gibi :’)
@@nurulaynn aynen maalesef favourite worst nightmare de bir çok şarkının hakkı yeniliyor
@@zeynep6339 kesinlikle;))
çok başka şarkılar ama
AM’İN EN İYİ ŞARKILARINDAN BİRİ BU AŞIĞIM YA
Favourite Worst Nightmare albümnün hepsini çevirmezsen ölecekmişim
gg woudwocjğw
teşekkür ederim bu şarkı benim için fazla anı anımsatıyor.
rica ederim, ne demekk
@@nurulaynn
@@SelcanKarimli olur tabikii ekledim listeye ✨
@@nurulaynn Teşekkür ederim :3
59 saniyee
en sevdiklerimden♡
Ellerine sağlıkkk 😍😍🤩
teşekkür ederimm
yeni videoyu hoppp havada kaparımmm
hooop hoş geldin aşk 💕