Tülay German bu şarkıyı söylediği dönemde radyolarda sadece yabancı şarkı çalınmakta, plaklarda da 60 darbesi sonrasındaki sıkı yönetimin sansüründen korkulduğu için Türk şarkıcılara sadece yabancı şarkılar söyletilmektedir. Dönemin en önemli entelektüellerinden biri olan Erdem Buri'nin canını sıkar bu düzen. Buri'nin müzikal birikimi olağanüstü seviyededir; senelerce radyoda caz programları yapmış, üstelik bu programlarda Louis Armstrong, Dave Brubeck gibi birçok efsane caz müzisyenini ağırlamıştır; ama Türk Halk Müziği'ne yeteri kadar değer verilmediğini de düşünmektedir. Hatta bir anekdot, Dave Brubeck'i ve ekibini ağırladığı gün kuliste onlarla sohbet eden Buri (aynı zamanda iyi bir bateristtir kendisi) Türk Halk Müziği'ndeki potansiyelden bahseder onlara ve aksak ritmlerden biri olaran 5/8 ritmini detaylı bir şekilde anlatır. Ekip ABD'ye döndükten sonra o efsane Take Five şarkısını Buri'den öğrendikleri aksak ritmi kullanarak yapar. Uzatmayayım, Buri bir yaz Tülay German ile radyo programı yaptıktan sonra ona türküleri modern ve çok sesli bir şekilde düzenleyerek sahnelemek üzerine bir projesi olduğundan bahseder ve German'ın türkü yorumunu da başarabileceğini söyler. Sonrasında bununla kalmaz, onu Ruhi Su, Aşık İzzeti, Aşık Mahzuni, Aşık Nesimi gibi ozanlarla tanıştırır ve birkaç sene onlardan eğitim alarak kendi yorumunu kazanmasını sağlar. Sonrasında Buri'nin düzenlediği Burçak Tarlası ve Mecnunum Leylamı Gördüm'ü Tülay German Balkan Müzikleri Festivali'nde Erol Büyükburç ve Tanju Okan'ın da bulunduğu grup ile sahneler ve oradan, festivalin en iyi şarkısı ödülüydü galiba, kapıp gelir bu ekip. Dönüşte de bu iki şarkıyı plak yaparlar. Sporel, German'dan Burçak Tarlası'ndaki "Bakın şu deyyusun kaç tarlası var" ve "Kör olası zaptiye ömrün tükene" sözlerindeki "deyyus"u "adam" ile, "zaptiye"yi de "kaynana" ile değiştirerek okumasını rica eder; çünkü plağın sansürle toplatılmasından ve şirketinin kapatılmasından korkmaktadır. German buna içerlese de bir şey diyemez, bu şekilde kaydederler plağı. Bu iki şarkı, dönemin TRT yayın kurulunun onayını hiçbir zaman alamaz ve radyoda çalınmaz; ama o dönem plak çalan her yerde dinlenmektedir. Bir gece German, Buri'nin işlettiği As Kulüp'te bu şarkıyı seslendirdikten sonra TRT genel müdürünün ön masanın birinde oturduğu yerden kalkarak "Bizim gururumuzsun!" diye bağırarak kendisini ayakta alkışladığını görür. Kulise döndüğünde müdürün kendisine çiçek ve onu kuliste ziyaret etmek istediği mesajını gönderdiğini söyler bir garson. German garsona teşekkür eder, cevap olarak kendisine sansür uygulayıp sonra da burada gurur duyduğunu söyleyerek onu ayakta alkışlayan biriyle asla görüşmeyeceğini söyleyip postayı koyar adama (içimin yağları eridi). Birkaç sene sonra Erdem Buri, on sene kadar önce Marksist Felsefenin Sorunları adlı kitabı çevirdiği için mahkemede yargılanmak istenir ki komünist propaganda yaptığı için hapse atılacağı dillendirilmektedir. Buri de bir süre düşünür taşınır ve German'a artık bu ülkede yapacak pek bir şeyinin kalmadığını söyleyerek Fransa'ya gidip şanslarını orada denemeyi teklif eder. Gece Yılmaz Güney'in evinde kalırlar, sabahı da Paris'e yola çıkarlar. German solist, Buri de söz yazarı, aranjör olarak Philips ile anlaşır ve oldukça iyi paralar kazanırlar yıllarca. Hatta German'ın anlattığına göre telif ödemeleri kendilerine zarflar içine konmuş çekler şeklinde posta ile gelmektedir. German stüdyodan stüdyoya, konserden konsere koşar; ama kendisine 1 zarf gelirken Buri'ye 2-3 zarf birden gelmektedir her defasında. Meğer German sadece solist olarak ödeme alırken Buri hem düzenlemelerden hem söz yazarlığından ayrı ayrı telif ödemesi almaktadır. O gün German Fransa'ya gitmekle ne kadar mantıklı bir iş yaptıklarını fark eder; Buri Türkiye'de bunun iki katı çabalarken hiçbir ödeme almamıştır ve Paris'teki evlerine gelen çeklerin çoğunda onun emeği kuruşu kuruşuna ödenmektedir. Bu ülkeye sevdalı Buri gibi bir beyefendi, German gibi güçlü ve karakterli bir hanımefendiyi kaybetmeyi başarmış bu memleket. İşte böyle dostlar. Meğer Erdem Buri "Artık burada yapacak pek bir şeyim kalmadı." dediği gün asıl darbeyi yemişiz de haberimiz olmamış. Buri ve German'a sevgiyle, saygıyla, aşkla :)
@@tuna._.m Düşmemiş Bir Uçağın Kara Kutusu, Tülay German; Pop Dedik, Murat Meriç ilk aklıma gelen iki kitap. Ben Tülay German'dan "Erdemli Yıllar" kitabını okumuştum. Düşmemiş Bir Uçağın Kara Kutusu onun düzenlenip genişletilmiş baskısı. Erdemli Yıllar'da doğrudan isim vererek anılarını paylaşmış; ancak Düşmemiş Bir Uçağın Kara Kutusu'nda bu isimlerin çoğunu sorun çıkmaması için kullanmamış. Bir de Güneş Ayas'ın Türk Musikisi ve İdeoloji ilişkisi üzerine araştırmaları var. Ayrıca devam ettirmek istersen Melih Duygulu, Türk Halk Müziği Makamları. Bu sonraki iki kitap dönemin müzik anlayışındaki ideolojik etki üzerine iyi bir bakış açısı sunuyor.
Zaten vardı, kaldırdılar. Bu plak şirketlerinin arasında verdikleri kavga sonrası ortalıktan kaybolan eserleri gördükçe adamları bulup öldüresim geliyor.
Daha sonra albümden kaldırılmış maalesef... Bu kadar güzel bir yorumun nesi varmış da kaldırmışlar, anlamak mümkün değil. Yıllarca bu kayıtta kimlerin çaldığını aradım bulamadım, bu da içimde ayrı bir uktedir.
Paroles Mecnunum Leyla'mı Gördüm Bir Kerece Bakdı Geçti Ne Sordu Ne De Söyledi Kaşlarını Yıktı Geçti Soramadım Bir Çift Sözü Ay Mıydı Gün Müydü Yüzü Sandım Ki Zühre Yıldızı Şavkı Beni Yaktı Geçti Ateşinden Duramadım Ben Bu Sırra Eremedim Seher Vakti Göremedim Yıldız Gibi Aktı Geçti Bilmem Hangi Burç Yıldızı Bu Dertler Yareler Bizi Gamze Okun Bazı Bazı Yar Sineme Çaktı Geçti İzzet-i Der Ne Hikmet İş Uyur İken Gördüm Bir Düş Zülüflerin Kement Etmiş Yar Boynuma Taktı Geçti Source : Musixmatch
tele1'de görmüstüm. yıl 2018 mi neydi, daha reklam alamıyordu doğru düzgün. o zamanlarda bu sarkıyı koyuyorlardı. kesin saygıdeğer Merdan Yanardağ'ın zevkidir bu :) ne yazık ki kendisi 4 gündür hapiste :(
Tülay German bu şarkıyı söylediği dönemde radyolarda sadece yabancı şarkı çalınmakta, plaklarda da 60 darbesi sonrasındaki sıkı yönetimin sansüründen korkulduğu için Türk şarkıcılara sadece yabancı şarkılar söyletilmektedir. Dönemin en önemli entelektüellerinden biri olan Erdem Buri'nin canını sıkar bu düzen. Buri'nin müzikal birikimi olağanüstü seviyededir; senelerce radyoda caz programları yapmış, üstelik bu programlarda Louis Armstrong, Dave Brubeck gibi birçok efsane caz müzisyenini ağırlamıştır; ama Türk Halk Müziği'ne yeteri kadar değer verilmediğini de düşünmektedir. Hatta bir anekdot, Dave Brubeck'i ve ekibini ağırladığı gün kuliste onlarla sohbet eden Buri (aynı zamanda iyi bir bateristtir kendisi) Türk Halk Müziği'ndeki potansiyelden bahseder onlara ve aksak ritmlerden biri olaran 5/8 ritmini detaylı bir şekilde anlatır. Ekip ABD'ye döndükten sonra o efsane Take Five şarkısını Buri'den öğrendikleri aksak ritmi kullanarak yapar. Uzatmayayım, Buri bir yaz Tülay German ile radyo programı yaptıktan sonra ona türküleri modern ve çok sesli bir şekilde düzenleyerek sahnelemek üzerine bir projesi olduğundan bahseder ve German'ın türkü yorumunu da başarabileceğini söyler. Sonrasında bununla kalmaz, onu Ruhi Su, Aşık İzzeti, Aşık Mahzuni, Aşık Nesimi gibi ozanlarla tanıştırır ve birkaç sene onlardan eğitim alarak kendi yorumunu kazanmasını sağlar. Sonrasında Buri'nin düzenlediği Burçak Tarlası ve Mecnunum Leylamı Gördüm'ü Tülay German Balkan Müzikleri Festivali'nde Erol Büyükburç ve Tanju Okan'ın da bulunduğu grup ile sahneler ve oradan, festivalin en iyi şarkısı ödülüydü galiba, kapıp gelir bu ekip. Dönüşte de bu iki şarkıyı plak yaparlar. Sporel, German'dan Burçak Tarlası'ndaki "Bakın şu deyyusun kaç tarlası var" ve "Kör olası zaptiye ömrün tükene" sözlerindeki "deyyus"u "adam" ile, "zaptiye"yi de "kaynana" ile değiştirerek okumasını rica eder; çünkü plağın sansürle toplatılmasından ve şirketinin kapatılmasından korkmaktadır. German buna içerlese de bir şey diyemez, bu şekilde kaydederler plağı. Bu iki şarkı, dönemin TRT yayın kurulunun onayını hiçbir zaman alamaz ve radyoda çalınmaz; ama o dönem plak çalan her yerde dinlenmektedir. Bir gece German, Buri'nin işlettiği As Kulüp'te bu şarkıyı seslendirdikten sonra TRT genel müdürünün ön masanın birinde oturduğu yerden kalkarak "Bizim gururumuzsun!" diye bağırarak kendisini ayakta alkışladığını görür. Kulise döndüğünde müdürün kendisine çiçek ve onu kuliste ziyaret etmek istediği mesajını gönderdiğini söyler bir garson. German garsona teşekkür eder, cevap olarak kendisine sansür uygulayıp sonra da burada gurur duyduğunu söyleyerek onu ayakta alkışlayan biriyle asla görüşmeyeceğini söyleyip postayı koyar adama (içimin yağları eridi). Birkaç sene sonra Erdem Buri, on sene kadar önce Marksist Felsefenin Sorunları adlı kitabı çevirdiği için mahkemede yargılanmak istenir ki komünist propaganda yaptığı için hapse atılacağı dillendirilmektedir. Buri de bir süre düşünür taşınır ve German'a artık bu ülkede yapacak pek bir şeyinin kalmadığını söyleyerek Fransa'ya gidip şanslarını orada denemeyi teklif eder. Gece Yılmaz Güney'in evinde kalırlar, sabahı da Paris'e yola çıkarlar. German solist, Buri de söz yazarı, aranjör olarak Philips ile anlaşır ve oldukça iyi paralar kazanırlar yıllarca. Hatta German'ın anlattığına göre telif ödemeleri kendilerine zarflar içine konmuş çekler şeklinde posta ile gelmektedir. German stüdyodan stüdyoya, konserden konsere koşar; ama kendisine 1 zarf gelirken Buri'ye 2-3 zarf birden gelmektedir her defasında. Meğer German sadece solist olarak ödeme alırken Buri hem düzenlemelerden hem söz yazarlığından ayrı ayrı telif ödemesi almaktadır. O gün German Fransa'ya gitmekle ne kadar mantıklı bir iş yaptıklarını fark eder; Buri Türkiye'de bunun iki katı çabalarken hiçbir ödeme almamıştır ve Paris'teki evlerine gelen çeklerin çoğunda onun emeği kuruşu kuruşuna ödenmektedir. Bu ülkeye sevdalı Buri gibi bir beyefendi, German gibi güçlü ve karakterli bir hanımefendiyi kaybetmeyi başarmış bu memleket. İşte böyle dostlar. Meğer Erdem Buri "Artık burada yapacak pek bir şeyim kalmadı." dediği gün asıl darbeyi yemişiz de haberimiz olmamış. Buri ve German'a sevgiyle, saygıyla, aşkla :)
Kaynak da verebilirsen araştırmak isterim dostum.
@@tuna._.m Düşmemiş Bir Uçağın Kara Kutusu, Tülay German; Pop Dedik, Murat Meriç ilk aklıma gelen iki kitap. Ben Tülay German'dan "Erdemli Yıllar" kitabını okumuştum. Düşmemiş Bir Uçağın Kara Kutusu onun düzenlenip genişletilmiş baskısı. Erdemli Yıllar'da doğrudan isim vererek anılarını paylaşmış; ancak Düşmemiş Bir Uçağın Kara Kutusu'nda bu isimlerin çoğunu sorun çıkmaması için kullanmamış. Bir de Güneş Ayas'ın Türk Musikisi ve İdeoloji ilişkisi üzerine araştırmaları var. Ayrıca devam ettirmek istersen Melih Duygulu, Türk Halk Müziği Makamları. Bu sonraki iki kitap dönemin müzik anlayışındaki ideolojik etki üzerine iyi bir bakış açısı sunuyor.
@@Tikocam çooook teşekkürler
@@tuna._.m önemli değil, elimizden geldiğince :)
Vermiş olduğunuz bu güzel bilgiler için çok teşekkür ederim. Sağolun, varolun 🙏🙏
ben basit bi adamım bu şarkının spotifya geri gelmesini sabırsızlıkla bekliyorum
Zaten vardı, kaldırdılar. Bu plak şirketlerinin arasında verdikleri kavga sonrası ortalıktan kaybolan eserleri gördükçe adamları bulup öldüresim geliyor.
keske
One of the most amazing voices I've ever heard.
Sözlerin güzelliği, sesin duruluğu, müziğin orijinalliği... Her şeyiyle muazzam. Bende farklı duygular uyandırıyor
Spotify'a geri gelmesini istiyoruz.
Tülay German'ı keşfedenler çok şanslısınız.
Her cumhuriyet değerine sahip çıktığımız gibi bu değerimizi de saygıyla unutmuşuz.
@Stargazer evet, cok mantikli bi yorum
@Stargazer peki nasıl mecbur bırakıldı göç etmeye, hikayesini biliyor musunuz? :)
Daha sonra albümden kaldırılmış maalesef... Bu kadar güzel bir yorumun nesi varmış da kaldırmışlar, anlamak mümkün değil. Yıllarca bu kayıtta kimlerin çaldığını aradım bulamadım, bu da içimde ayrı bir uktedir.
So beautiful
Büyük üstat aşık veyselin söz müzik tulay germanda farkı guzel yorumlamis
Söz müzik Aşık Ali İzzet Özkan (son kuplede "İzzeti der ne hikmetmiş" sözünden de anlaşılacağı üzere...
11'e 10 kala filminde duydum. harika bir yorumlama, bayıldım
Such emotion. Great post.
Artık böyleleri yok belki başka bir evrende.
I love this song!
Too bad it was taken off Spotify :/
Why would that happen?
Spotify is shit either way though.
@@incumbentvinyl9291 Idk, probably some copyright shit
50 sene once ki sanatla aramizdaki farka bak uyumusuz
Daha iyisi varmidir sanmiyorum/
Spotify'a geri gelsin lütfenn
harika bir ses
thx for sample :)
Spotifydan kaldırılmasına en üzüldüğüm eser...
O yıllar da yaşamak isterdim ..
Çok güzel, demek az gelir ❤🇹🇷😥👏👏
ahh.. such nostalgia..
badem
Eşsiz değer!!!
Paroles
Mecnunum Leyla'mı Gördüm
Bir Kerece Bakdı Geçti
Ne Sordu Ne De Söyledi
Kaşlarını Yıktı Geçti
Soramadım Bir Çift Sözü
Ay Mıydı Gün Müydü Yüzü
Sandım Ki Zühre Yıldızı
Şavkı Beni Yaktı Geçti
Ateşinden Duramadım
Ben Bu Sırra Eremedim
Seher Vakti Göremedim
Yıldız Gibi Aktı Geçti
Bilmem Hangi Burç Yıldızı
Bu Dertler Yareler Bizi
Gamze Okun Bazı Bazı
Yar Sineme Çaktı Geçti
İzzet-i Der Ne Hikmet İş
Uyur İken Gördüm Bir Düş
Zülüflerin Kement Etmiş
Yar Boynuma Taktı Geçti
Source : Musixmatch
Thanks
Where are you from??
@@ayss.z He is From sivas
Dünya bir pencereydi herkes ona baktı geçti
Ne günlermiş...
Absolutely beautiful.
Hola from Chile!
❤❤
👏👏👏👏
Begenmeyenleri eskiden belirtirdi TH-cam. Küfür etme ihtiyacımı giderirdi. Güzel günlerdi.
11 e 10 kala
tele1'de görmüstüm. yıl 2018 mi neydi, daha reklam alamıyordu doğru düzgün. o zamanlarda bu sarkıyı koyuyorlardı. kesin saygıdeğer Merdan Yanardağ'ın zevkidir bu :) ne yazık ki kendisi 4 gündür hapiste :(
sandım ki zühre yıldızı, şavkı beni yaktı geçti
OFFF OFFFF
Göremez olduk
Selam olsun :)
:) zaman hızlı
Maden:)
140
:)