ฝัง
- เผยแพร่เมื่อ 13 ก.ย. 2024
- Etiyopya’nın eşsiz topraklarında, kahvenin kökenine doğru yolculuğumuz daha da derinleşiyor. İlk bölümde attığımız adımların ardından, bu sefer kahveye gönül vermiş insanların emeği ve tutkusuyla şekillenen hikayeleri daha yakından inceliyoruz. Kahve çekirdeklerinin topraktan fincanlarımıza ulaşana kadar olan serüvenindeki her aşamayı, bölgenin sakinlerinin gözünden anlatıyoruz.
Bu bölümde, Yirgacheffe’nin el değmemiş doğasında yetişen kahve ağaçlarının arasında dolaşırken, burada yaşayan insanların kahveye olan derin bağını ve bu sürecin her bir adımında gösterdikleri ustalığı keşfedeceğiz. Organik tarımın bu topraklardaki yüzyıllık hikayesi, bizlere kahvenin sadece bir içecek değil, aynı zamanda bir miras olduğunu hatırlatıyor.
Değerli izleyicilerimiz, sizleri de bu eşsiz serüvenin devamında bizimle birlikte Etiyopya’nın kahve dolu dünyasını keşfetmeye davet ediyoruz. Kahvenin hikayesini, çekirdekten fincana olan yolculuğunu ve bu süreçteki insan emeğinin değerini daha derinlemesine anlamak için, serimizin bu yeni bölümünü kaçırmayın! Değerli yorumlarınızı bizimle paylaşarak Etiyopya'nın organik dünyasına yapacağımız bu yolculukta, kahvenin büyüleyici dünyasını keşfederken bizimle birlikte olun.
İnstagram: / delapaucoffeeco
Facebook: / delapaucoffee
Threads: www.threads.ne...
Linkedin: / de-la-pau-cofee-co
Çok keyifli ve bilgilendirici bir seri olmuş. Teşekkürler.
Merhabalar, ben Caner; videonuzu ve firmanızı yeni keşfettim. Güzel belgeseller olmuş. Ancak şu soruyu da belirtmekte fayda görüyorum. Neden insanları 250grm'lık ambalajlara sınırlayıp daha pahalı ortalama fiyat ile sınırlıyorsunuz? Bunu yapan bir tek firma tabii ki siz değilsiniz. Ben bireysel olarak ayda 2 kilo kahve tüketen biri olarak 250 gramlık paketlerle sınırlı kalmak istemiyorum. Artı kahvelerinizin açıklamalarında çoğu Türk firması gibi kavrum dereceleri belirtilmemiş. Türkiye'de hemen hemen tüm firmalar açık kavrum yapıyor ve kendi kavrum şekillerini bize dayatıyor gibi oluyorlar. Oysa İtalyan markası olan tüm kahvelerin üzerinde ''Açık, Orta, Orta açık, Orta koyu veya Koyu kavrum'' diye ibareler bulunuyor ve kahvelerimizi buna göre tercih ediyoruz. Ben açıkçası benim için 4 günlük (250 gram) kahve miktarı olan, artı açık kavrum olma ihtimali olan, fazla aromatik, asiditeli kahveleri tercih etmiyorum. Bunun sebebi de 1 kilo italyan kahvesi fiyatına 2 tane 250 gramlık paket, hem de kavrum dereceleri belli olmadığından tercih etmiyorum. Lütfen siz Türk firmaları, bu 250grm'lık ambalajla sınırlamanızdan ve kavrum derecesi belirtmeme ısrarınızdan vazgeçin ki İtalyan kahve markalarına da alternatif olabilin. Ha bunlar tabii ki benim düşüncem, ancak bu konuda da yalnız olduğumu hiç düşünmüyorum. İyi çalışmalar.