Mesleği bırakmış bir inşaat mühendis olarak videonuzu izledim. 12 yıl yapısal tasarım alanında çalıştım ve depremden sonra yönetmelikte benim farketmediğim detayları farketmeniz çok hoşuma gitti. Bence yönetmelikte sıkıntı yapılarda kontrollü hasara izin verilmesiydi. Bu depremle de görüldü ki ülkemizin inşaat sektörü ne yazık ki hasarı kontrol edebilecek düzeyde değil. Bu yorumum yönetmelikten sahadaki imalata kadar bütün süreçler için geçerlidir. Bence kontrollü hasar felsefesinin temelinde sıkıntılar var. Ekonomi adına getirilen bazı yenilikler ne yazık ki çok daha fazla kayıplara sebebiyet verdi. Benim görüşüm yönetmelik ve kuralların ülkede deprem bölgelerinin dönüş periyotlarına ne kadar yakın olduğuna göre yönetmeliklerin ayarlanması yönünde olmalı. Örneüin 6 Şubat'tan önceki durumda, Hatay ve Maraş'ta tüm yapılar HK sınıfnda tasarlanması çok daha ekonomik olurdu. Oysa ki aynı bölgelerde 6 Şubat'tan sonra kontrollü hasar ve can güvenliği sınıfında konutlar tasarlamak çok da uygun ve ekonomik olacaktır. Siz'e tavsiyem deprem bölgelerinde ağır hasar almış/yıkılmış olan ve 2000 yılı sonrası yapılmış olan kamu binalarıyla ilgili bir video yapmanız olur. Konuyla ilgili çok çarpıcı sonuçlar elde edeceğinizi düşünüyorum. İyi Çalışmalar.
Bende hic anlamadim kontrollu hasara nasil izin verilir.tamama maliyet artiyor olabilir ancak sonuc olarak boyle depremlerde ortaya cikan maliyet belki 100 kat fazla oluyor.insan hayatina hic girmiyorum cunku kontrollu hasar dedigimize gore can kaybi olmayan hasarsan bahsediyoruz.ote yandan ayinlatirsaniz sevinirim bana gore bizim muhendislik egitiminde veya mantalitesinde de sorun var gibi geliyor.agir hasar almis sifir binaya cogu muhendis bina gorevini yapmis diyor.demek ki egitimde felsefe bu.yani oldurmesin ama gerekirse pert olsun.sonuc olarak ta goruyoruz iste sifir binalarda bile gece korkudan uyuayamiyoruz.bizlerde saniyoruz ki 99 depremi sonrasi yapilan binalar saglamdir!
@@gokugoku2669 "agir hasar almis sifir binaya cogu muhendis bina gorevini yapmis diyor" evet öyledir. Bina 200-300yılda bir olacak bir felakette içindekilerin güvenli tahliyesine izin verip pert olacak şekilde tasarlanır. Kontrollu hasar denilen konsept budur. Nükleer Santral yapımındaki kriterler başkadır, konut yapımındaki kriterler başkadır. Duygusallık ile mühendislik yapılmaz.
Çok güzel, sade ve basit bir anlatım ile sektörü özetlediğiniz için teşekkürler. Depremde dikkat çeken bir diğer konu da zeminde sıvılaşma veya sıvılaşma riski olan yerlerde yan yatan, dönen yapılar. Bu konuda da öncelikle önemli tasarım(mimari) veya yönetmelik (hmax vs.) hataları olduğunu düşünüyorum. Bu tür yapılarda kullanılacak olan mimari temel tasarım (yapının formu, kütlesi, plan şeması) ve uygulanacak taşıyıcı sistem yöntemleri gibi mühendislik konularında da maliyeti gözeten bir video genç mimar ve mühendis arkadaşları (ve belki müteahhitleri?) bilinçlendirecektir. Sanırım artık Betonarme ülkesi olmaktan çıkıp, diğer uygun sistemleri de analiz etmemiz gerekiyor. Saygılar.
Merhabalar, değerli yorumunuz için teşekkür ederim 🙏 evet zemin konusu Hatay örneğinde bizleri çok yanılttı. Zemin büyütme katsayılarının yönetmeliklerde yetersiz olduğunu gördük en basitinden. Böyle zeminlerde uygulanacak zemin iyileştirme yöntemlerinden test yöntemlerine kadar her detayın belirlenmesi gerekiyor. Ancak yönetmelik oluşturucuların elini taşın altına koyması gerekiyor. Yoksa şimdiki gibi işin sonunda mühendis ve mimar için cadı avı başlatılacaksa bu bölgelere hiç imar izni vermesinler daha iyi.
Cikmalara zaten oldum olasi aylar oluyorum. Deprem ulkesinde cikmaya izin vermek cinayet. Cikmasi olan binalara, perde yapilamayacagini bilmiyordum. Verdiginiz bilgiler cok degerli. Sagolsun var olun. Bu sekilde devam Edin lutfen. Bilgiye muhtaciz vatandas olarak.
BİNANIN BALKONLARIDA DIŞARIYA UZATARAK OLMAMALI BALKONLARI ODADAN FEDAKARLIK YAPARAK TEMELDEN İTİBAREN DÜMDÜZ BİR ŞEKİLDE ÇIKMAYADA MÜSAADE ETMEDEN ÇEKÜL DOĞRULTUSUNDA APARTMANLAR YAPTIRMALIYIZ TABİ EN FAZLA 5 KAT OLMALI ALTI MAĞAZA OLABİLİR AMA TEMELDEN GELEN HİÇBİR PERDE DUVAR VE KOLONLAR YOK SAYILMAMAK ŞARTI İLE MİMARİYE VE PLANA SADIK KALARAK DEMİR DONATILARI TİTİZLİKLE UYGULANMIŞ MÜTEAHİTİN MÜHENDİSİN DENETLEYİCİLERİN İNSİYATİFİNE BIRAKILMADAN İNŞAAT SAHİBİNİNDE GÖZETİMİNDE YAPILMALIDIR GEREKTİĞİNDE ARSA SAHİBİ ÖZEL DENETLEYİCİ İLEDE ÇALIŞABİLMELİDİR BU SON FELAKET HERBİRİMİZE DİKKATLİ OLMAMIZ GEREKTİĞİNİ BİR KEZ DAHA HATIRLATTI ALLAH HEPİMİZİN YARDIMCISI OLUR İNŞALLAH AMİN AMİN AMİN
Değerli yorumunuz için teşekkür ederim. Videoda da izah etmeye çalıştım, cephede; cephelere paralel, perde koymak imkansız. Sadece cepheye dik konulabilir. Ancak bu da yeterli değil. Yani şu çıkmaları acilen yasaklamamız lazım.
@@emirhanaydin insaatciliktan anlamayan bir insan olarak turkiyede binalari görünce fenalik geciriyorum. Istanbul ve diger sehirlerde nerdeyse cikmasi olmayan bina yok. Heryer bina, hic bahce payi yok. Sokakta yürürken binalar sanki insanin ustune geliyor. Bu konuyu ese dosta soylesince bakiyorlar sadece. Dediginiz gibi bu yasaklanmali. Vatandas tehlikenin farkinda bile degil. Bu yuzden devlet otoritesi Buna karari verip uygulamali.
Lutfen siz diger insaat muhendis ve ozellikle insaat fakulteri ile birlikte calisma yurutun ve yetkililere bunun ne kadar onemli oldugunu anlatin. Sehir estetigi diye birsey yok turkiyedeki sehirlerde. Kucuk ilcelerde bile ayni uygulamalar var. Arsanin tamamini bina yapiyorlar, bahce yok, araba Park yeri yok. Birde cikma ile sokaga tasiyor bina. Deprem olunca bu uygulamanin ne kadar tehlikeli oldugunu gorduk. Ben oncedende tahmin ediyordum. Bir kac senedir cok tedirginim. Bu sekilde olan binalarin oldugu sokaklarda gecerken korkarak geciyorum. Deprem olursa nereye kacacam diye. Cogu dukkana goremiyorum . Veya tedirgin cabuk islerimi halledip cikiyorum. Halk ve yetkililer cok ihmalkar. Keske ulkemizde Sizin gibi insanlarin sayisi artsa. Insanlarin ac gozlulugu ve ihmalkar umursamaz Gallerie bizim ne hallere dusuruyor. Halbuki bu durumlara dusecek ulke degildir. Sizin yetistiginiz fakulteler ve ogretmen gorevlileri varken, herturlu bilgi birikim ve maddi olarak yeterli Para varken, Bazi mütahitler yuzde 5-10 maliyet cebine atmak icin ve belediyeler de milyarlarca ranti cebine arayin diye yasaniyor bu acilar. Kimseye guvenemez olduk.
Haklısınız. İnşaat Mühendisleri Odası ile Ticaret ve Sanayi Odası aracılığıyla taleplerimizi sürekli olarak iletiyoruz. Bir yandan da yerel bazda çalışmalar yapıyoruz. Bulunduğum şehrin belediye başkanıyla bu salı ve çarşamba günleri art arda iki toplantımız var. Neler yapabiliriz, siyasiler bizi ne kadar dinler bilemiyorum. Ancak çabalamaya devam edeceğiz. Değerli yorumlarınız için teşekkür ederim 🙏
Teşekkür ederim.Emeğinize sağlık.Umarım dile getirdiğiniz konular ve benzerleri,yeni yönetmeliklerde, ticari kaygı ve hırsı, minimum düzeye düşürecek tarzda oluşturulur da temel olarak ranttan uzak olarak,imara açılacak yeni alanların oluşturulmasından itibaren,güvenli mühendislik projelerinden başlayıp,malzeme kalitesi,işçilik vs.şeyler,gerçek anlamda denetlenerek,güvenli yapıların yapılmasına vesile olur da bu felaketleri bir daha yaşamayız.
Depreme dayanıklı bina inşa etmek için birçok faktör göz önünde bulundurulmalıdır. Bu faktörler arasında zemin yapısı, bina malzemesi, bina tasarımı, yapısal elemanlar ve bölgesel deprem riski gibi etkenler yer alır. Bu nedenle, ucuz ve hızlı olarak depreme dayanıklı bina yapmak her zaman mümkün olmayabilir. Ancak, bazı bina çeşitleri depreme dayanıklıdır ve aynı zamanda hızlı ve uygun maliyetli bir şekilde inşa edilebilir. Bu bina çeşitleri arasında prefabrik binalar, hafif çelik yapılar ve ahşap binalar yer alır. Prefabrik binalar, önceden üretilmiş modüler yapı elemanlarının birleştirilmesiyle inşa edilir. Bu yapılar, çelik, beton, ahşap veya kompozit malzemelerden yapılmış olabilir ve depreme karşı dayanıklı özelliklerine sahiptir. Hafif çelik yapılar, çelik profillerin birleştirilmesiyle inşa edilir ve hızlı bir şekilde kurulabilir. Çelik yapılar, yüksek mukavemetleri ve esneklikleri nedeniyle depreme karşı dayanıklıdırlar. Ahşap binalar, doğal bir malzeme olan ahşap kullanılarak inşa edilir ve deprem dayanıklılığına sahiptirler. Ahşap binalar, hızlı bir şekilde inşa edilebilir ve düşük maliyetli olabilir. Ancak, bu bina çeşitlerinin her biri, bölgesel deprem riskine ve yapısal tasarımına bağlı olarak farklı derecelerde deprem dayanıklılığına sahip olabilir. Bu nedenle, bir bina inşa etmeden önce bölgesel deprem risklerini göz önünde bulundurmak ve uygun yapısal tasarım ve malzeme seçimleri yapmak önemlidir.
Merhaba, değerli katkınız için ve değerli yorumlarınız için teşekkür ederim. Haklısınız. Açıklama bölümünde de belirttiğim gibi pek çok farklı faktöre bağlı. Ve bu faktörleri hem yönetmelik bazında hem de yerel bazda tek tek değerlendirmek istiyorum. Bir sonraki videomun içeriği bu şekilde olacak. Bu nedenle kanala abone olursanız çok sevinirim. O videoya da değerlendirmenizi bekliyorum.
Hatay da ben YUMUŞAK KAT olup ta ayakta kalan bina görmedim. Ügenpaşa, Akevler cebrail mah. şu bina altına dükkan merakından uzaklaşmak lazım yasaklanmalı.
Merhaba, çok olumsuz bakıyorum. Bu konudaki düşüncelerimi bu sayfadan okuyabilirsiniz: www.emirhanaydin.com.tr/2020/05/ev-satin-alacagim-nelere-dikkat-etmeliyim.html
Yok yok daha çok faktör var. Keşke bu kadarla sınırlı olsa. Bir sonraki videoda detaylarıyla anlatacağım. Kaçırmamak için kanala abone olmayı unutmayın :)
Bu yönetmeliğe inşaat müh. odası itiraz etmedimi? Basın açıklaması vs yapılmadımı? Bu arada sözüm size değil bilgilendirme için çok tşk. Emeğineze sağlık.👏
1987 mezunu bir inşaat mühendisiyim Meslektaşlarımın bir çoğu ne yazıkki temel tasarım prensiplerinden bile bi haber , proje yapan bir meslektaşıma atâlet momentini sorduğumda o nedir şeklinde cevap aldım. Proje yapan mühendislerin %90 ı rijitlik merkezi ile kütle merkezi hakkında bilgi sahibi değil Belli bir tecrübe sahibi olmayan ve okul sonrası belli bir eğitim e tabi tutulmayan kişilere proje yaptırılmamalı 36 senedir severek yaptığım mesleğimden nefret ettim deprem sonrası Mesleğimi soranlara söylemekten utanır oldum
Valla Ziya hocam, memelektte her anlamda ciddi bir bilgi birikimine sahip olmalıyız ki, geleceğimizle ilgili alacağımız hayatî kararları doğru bir şekilde alabilelim. Diyelim ki, birazdan sayacağım konularda herhangi bir uzmanlığınız yok ama doğru kararlar almak istiyorsunuz. O zaman kişinin üstüne binen ve araştırması, öğrenmesi gereken doğal olarak bir sürü konu çıkıyor. Örneğin hastalandınız, hastaneye gideceksiniz; hekimin yanlış bir tedavi uygulamaması veya sizi kandırmaması için koyduğu tanıların gerçekte var olup olmadığını sizin kendinizin anlaması gerekiyor. Ev alacaksınız diyelim; zeminden anlayacaksınız ve yapı mühendisliğinden anlayacaksınız; ancak bunlar yine yetersiz. Çünkü işçilik doğru yapıldı mı yapılmadı mı, denetleyen birimler, doğru denetledi mi, projedeki gibi pratikte de aynı gereklilikler uygulandı mı, static hesaplamalar taşıyıcılık dışında binanın yapıldığı alana gelebilecek en fazla spektral ivmeye göre doğru hesaplandı mı anlamanız zor oluyor. Bina, zeminin yapısına göre tasarlanıp ona göre mi yapıldı vb. konularda bilgi sahibi olmak gerekiyor. Sonra, tutturuluyor deprem olacak, şöyle olacak, yok şu kadar büyüklükte olacak, yok şu kadar km fay kırılacak diye... Her kafadan bir ses var. Kim doğru söylüyor, kim bilimsel temellere dayalı konuşuyor? Vatandaş ne bilsin değil mi? Uzun lafın kısası, sorun yönetimde ve bu yönetime izin veren toplumda. Bu biraz yumurta tavuk hikâyesi ama durum bu. Yahu gerek jeoloji/jeofizik mühendisliği gerekse yapı mühendisliği konularında aylardır makale okuyorum, teorem okuyorum, işte buradaki gibi değerli olduğunu düşündüğüm mesleğinde uzman kişilerin verdikleri bilgileri dinliyorum. Niye yav niye? Zorunda mıyım? Efsanevi bir güvensizlik var bende. Ha elbette yeni konular/kavramlar öğrenmek çok güzel bir şey ama insanlarda güven bırakmadı bu sistem. Ben bir yazılım mühendisiyim, temel matematiği ve fiziği ilgilendiren konularda anlama güçlüğü pek çekmiyorum. Ancak normal bir vatandaş ne yapsın? Bu sözlerim sistemin kendisinedir. Hatta bu sisteme çanak tutan, sıradan vatandaşından en tepesine kadar...
Merhaba Ziya Bey, değerli yorumlarınız için teşekkür ederim. Çok haklısınız. Okullardaki eğitim kalitemiz düştü. Her üniversitede inşaat mühendisliği bölümü var. Şu da bir sorun ki; okuldan mezun olan her arkadaşımız her branşta yetkili oluyor. Oysa ki bir staj süresi gibi, yardımcı mühendislik gibi iki yılı iş hayatında geçirse ve buna göre de branşlaşsa çok daha sağlıklı olacağına inanıyorum. Köklü değişikliklere ihtiyacımız var.
@@recepceylan3791 yanlış anlaşıldıysam izah edeyim. Tuğlalı duvarın üzerine kara sıva yapılıyor. Bu sayede tuğlalar arasında bağlayıcılık artırılıyor. Ancak betonarme perdenin üzerine örneğin (iç cephede tabii) yaygın uygulamada doğrudan alçı aşamasına geçiliyor.
@@emirhanaydin kara sıva üzerine alçı sıva senaryosuna göre konuşuyorsunuz galiba. Ben betonarmeye sıva hiç yapılmıyor gibisinden anladım. Dedim acaba yüzeyi o kadar düzgün çıkarıyolar ki sıvaya bile gerek kalmıyor mu 😬 valla uygulamada kalıpçılar perde 30 cm kalınlıktaysa takozlarını 29a kesiyorlar bazen. Perde çirozlarını sıktıkları zaman orta kısım 29 cmye düşebiliyor, perde başlarındaki koloncukların olduğu bölgesi ise 30 cm oluyor. O aradaki 1 cmyi sıvada kaybetmek için mecbur kara sıva yapmak gerekir. İnşaatta herkes net ölçüyü birbirine paslıyor malesef. Kalıpçı hata yapar sıvacı düzeltir onu der, şapçı hata yapar seramikçi düzeltir onu der. Duvarcı hata yapar, dış cepheci düzeltir onu der. Böyle boktan bir durum, kimse özenli çalışmıyor
This is actually good video I am interested brother. For a 12 apartment with one building consisting 4 floors each floor 3 houses each hour is 3+1 the size and the meter square is not that important. So what’s the average price of that kind of building? And have you even done this kind of buildings outside of turkey likely Africa.
Maliyet çok daha ucuz fakat inşaat tekniği değişmesi lazım bilgi sayar da hazırlanıp beton\ -cam-çerçeve hazır bloklar halinde gelip kuruluyor içerde yuvarlak stunlar tavanı tutuyor /duvarlardan ayrı\eğer 3 + kat ise
Şefim merhaba, bişey sormak istiyorum? Garajımızda saha betonu attık ve çesan donatı yerine beton fiber i kullanmıştık çokta memnun kaldık3 yıl oldu kullanıyoruz, bu yılda kendime ev yaptıracağım sorum şu ; table betonu ve kolonlarda donatıya ek olarak hazır beton içine fiber attırsam bir sakıncası varmı ,fayda sağlarmı ? Antalya dan selamlar
Merhaba, proje müellifiniz bunu kullanacağınıza göre tasarım yaparsa neden olmasın? Bunu kullanmanız dayanımı da artıracağı için tasarım yapan mühendisin buna göre projelendirmesi gerekir.
Bir betonarme bina yapımında (örneğin çıkmanın olmadığı bodrum kat + giriş kat dahil 7 katlı ve her katta ortalama 150 m2 ölçülerinde 4 dairenin olduğu bir bina) kolonların yoğunluklu olarak kullanılması perde betona göre ağırlık anlamında bir avantaj oluşturur mu? Bu videoda bahsettiğiniz tarzda veya daha yoğunluklu perde beton kullanımının olması durumunda binaya ekstradan bir ağırlık biner mi? Böyle bir ağırlık artışı söz konusu olursa bu olumsuz bir durum olur mu? Olur ise bunu bertaraf etme yöntemi nedir? Böyle bir yapıda perde beton yoğunluklu çalışmaya ek olarak sismik izolatörler de kullanılmak istendiği takdirde bu yoğunluklu perde beton kullanımının sismik izalatörlerin çalışmasına etkisi nasıl olur? Çok soru sordum biliyorum :) ama cevap vereceğinizi tahmin ettiğim için sordum. Şimdiden teşekkürler ve iyi çalışmalar.
Merhaba, perde betonlu sistem kolonlu sisteme göre çok daha ağır olacaktır. Bu da binanın daha büyük deprem kuvvetlerine maruz kalmasına neden olacaktır. Ancak perde; binaya verdiği bu dezavantajın yanında, onlarca katıyla da birlikte avantaj olarak sunan bir sistem. Yani yapıyı güçlendiren bir sistem. Sismik izolatör perdeli sistemlerde ayrı bir şekilde kullanılabiliyor. Ancak ülkemizde üç tane sismik izolasyon yapan firma var. Dolayısıyla bunun yakın vadede yaygınlaşacağını düşünmüyorum. Perdeli yapılar inşa etmek çok daha pratik ve hızlı bir çözüm.
Kadıköy Bostancıda inşaatı devam eden bina inşaatının (metrekare satış fiyatı 100 bin TL olan biryerden bahsediyorum) önünden geçtiğim de fark ettiğim hazırlanmış kolon ve kiriş donatı istiflerinde etriye demirleri 135 derecelik açı ile yapılmamıştı bunun yerine 90 derecelik açı kullanılmıştı. Bu kadar olay yaşanmış ve metrekarede bir o kadar para alan bu mütahhit bu işi bu şekilde yapmaya devam ediyor ve anlaşılan adam akıllı denetleyende yok. Yasa, yönetmelik bunlardan önce Ahlak ve Etik değerlerin eğitimle beraber verilmesi lazım.
Merhaba ustam 3 katlı aile apartmanı yaptırmak istiyorum zemin kat dükkan üstte 3 tane 120 metrekareden daire kaba inşaatı ne tutar tahmini teşekkürler
Merhaba, kullanacağınız malzeme, zeminin iyileştirme gerektirip gerektirmediği gibi detaylarla şehrinizde bulunan bir inşaat mühendisinden destek alabilirsiniz.
Dükkan katında yumuşak kat olusmaması için kat yüksekliginin yani dükkan katın kolon boylarının normalden daha uzun olması yumşak kat olusmasını engellemii statik olarak
Asmolen döşeme ve şimdiki hali ile çift yönlü kaset depremde nasıl performans gösterdi acaba? Toki binalarında KH gördüm ben fotoğraflardan tabi GÖ konusunda başaralı yönetmeliğimiz bence 2007 e göre çok iyi sahada etriye çiroz imalatlarına da bakmak lazım. etik ile geçinme arasında kalan inşaat mühendisi olur mu ? Çıkma. E Bodrum katı yasaklıyın birde perde ağırlığındkı yer sıkıntısı otopark katında araç asansörü ile çözülebilir maliyeti mi burada bir daire 7 milyon 90 m2 bırakında binalarda perde ile çözelim
Merhaba, değerli yorumlarınız için teşekkür ederim. Çift yönlü asmolen döşemelerle ilgili test edilecek kadar yeni yapı olduğunu sanmıyorum ama biraz önyargılıyım. Deprem bölgelerinde klasik kirişli sistem bana daha cazip geliyor.
Beton kürü ve inşaat prosesi arasında kafama takılıyor ne zamandır : Yapılan inşaatlarda iki beton dökümü arasında 10 gün bilemedin 15 gün ya var ya yok. Çevremizde sürekli görüyoruz. Şimdi beton ideal dayanima 28 günde (%70-80) ulaşıyorsa, bu proses hızını neyle açıklıyorsunuz? Yani, ikinci katın betonu 10-15 gün sonra dökülmesi normal mi? Bu normal kafes karkas... Bir de tünel kalıplar var onlar daha seri dökülüyormuş.
Dökülen betonun altındaki kalıpların sökülmemesi gerekiyor. 10-15 gün yine iyimser kaldı. 2 günde kalıpları söküp her 7 günde bir beton döküyorlar 🤦 Bunlar hep sahada şantiye şefi olmamasından kaynaklanıyor. Umuyorum ki bir sonraki videomda buna detaylıca değineceğim.
İçerenköy -Ataşehir de yaklaşık kırk yıllık binamızı kentsel dönüşüme sokmak istiyoruz binamız yirmi daireli 721 m2 arsamız var ve belediye 1920 m2 kapalı inşaat yapabileceğimizi söyledi daire başı maliyetimiz ve daire başı net kaç metre kare düşeceğini hesaplayabilirmisiniz teşekkürler.
Bunu sizde hesablaya bilirsiniz.zaten gerekli verileri söyle di mutahitimiz. 120 metrekare olsa bir dairemiz çarpı 7500 yaklaşık 900.000 eder. Yirmi daire den hesablarsak 18000000. Yani daire başı bir milyon a yaklaşır ama sağlam bir yapı olur.insallah.yine de siz işi uzmanı ile görüşün.insallah ülkemizde binalar yıkılıp insanlar ölmez.
@@ylmazbayram8240 Bina komple yapılacağından daire m2 dışındada inşaat giderleri oluyor. Örnek: Kapalı otopark, Merdivenler, Yangın merdiveni v.s. onları eklendiğinde daire başına düşen maliyet artıyor. Birde inşaat firmaları m2 maliyeti burada yazanın x2 katından (14,000 m2 x 1,2 kar= 15,600 TL/m2 civarı) uyguladığında fiyatlar anormal artıyor.
perde olmasa bile dikdortgen colonlarda uzun taraf kisa tarafin en az 3 kati olur gibi bi kural uygulansa. zaten en kisa izin sanirim 30 cm. min 30x90 gibi colonlar kismi perde gibi calismazmi ? kare kolondada min 50x50 felan bu tip zorunlu sartlar gelse.
Merhaba, perde kuralı için üç kat çok az. Ancak yapıdaki perde oranı ile alakalı alt limit belirlenerek bu çözülebilir. Video açıklamasında japon yönetmeliğinden bir madde ekledim. Onu inceleyebilirsiniz.
peki insaat muhendisi oldugunuz icin size sorayim. binadaki mevcut ayni sayidaki kolonu 60x30 yapmak yerine 90x30 yapsak depreme daha dayanikli olmazmi ? tabi ben duz mantik dusunuyorum belki baska faktorler devreye giriyordur.
@@emirhanaydin BEY PERDE KOLON DEDİĞİMİZDE DAR KENARININ ÖLÇÜSÜ 30 CM DİYELİM UZUN KENARI 30 CM NİN 6 KATI YANİ 180 CM OLMA MECBURİYETİ YOKMUDUR BİRDE KÖŞELERDE PERDE KOLON İKİ YÖNEDE 100 CM YAPILAMAZMI BİRDE ODALARDA T ŞEKLİNDE PERDE KOLON YAPILAMAZMI 120 CM UZUNLUĞUNDA 60 CM DE ODAYI AYIRAN DUVARA DOĞRU BİR PERDE KOLON DEMEK İSTEDİM SARSINTIDA BU ŞAŞIRTMALAR MUKAVEMETİ ARTIRIR DİYE DÜŞÜNÜYORUM İŞLERİNİZDE BAŞARILAR TEMENNİ EDERİM
Hocam sizi dışarıda tutuyorum ama mühendisler delikanlı gibi dik dururlarsa kimse hırsızlık yapamaz.Maliyet konusunda çok aydınlatıcı bir video olmuş emeğinize saygılar.
Değerli yorumunuz için teşekkür ederim 🙏 insiyatife bırakma lüksümüz kalmadı artık. Yönetmeliklerle ve kanunlarla bunu sınırlamamızın gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle de hükümete büyük iş düşüyor.
Her ile üniversite kurup, her sene binlerce mühendise diploma verirsen, o işsiz mühendis kardeşim dik duramaz.O dursa ihtiyaç sahibi bir arkadaşı eğilmeye razı olur. Şehirlerin kurulumunda yer seçiminden, imarı bozup ilave kat çıkılmasına, ülke ekonomisini betona bağlamaktan eğitim politikasına kadar tüm konuları çözersek, mühendisler de dik durur. Ülke ekonomisini bütün olarak görmeden, kişilerden kahramanlık beklemek gerçekçi değil.
Yönetmelikle yapılan yapı ayakta kalır diyemediğimiz için, bilgilenmeye çalışıyorum ki güvenli bir ev yaptırabilmek için. Müteahhit değil inşaat mühendisi başında olan bir yapı yaptırmak mümkün mü?
Nasıl artık beton hazır geliyor katlar da hazır blok blok geliyor kapı pencere takılı (aynı firma dışarda başka içerde başka teknik kullanıyor Halbuki dışarda deprem yok sadece çok sıkı teknikler tam tersi bizde deprem var bütün teknikler inş Allah maş Allah
60*60 kaset döşme için görüşünüzü merak ediyorum en azından teorik olarak sağlamlık açısından. Not: 2018 yönetmligi ile yapıldı 155m2 bir proje alt kat dükkan üstü üç daire toplam 4 kat. 70 cm radyal temel var c30 beton kullanıldı çıkma hiç yok asansörün karşılıklı 2 tarafı perde beton kaset döşme olduğu için demir donatı miktarı çok yüksek ancak asmolen beni kuşkulandırıyor sizin görüşünüz nedir
Merhaba, 2018 yönetmeliği güven veren bir yönetmelik. Ancak klasik kirişli sistemler haricindeki sistemlerde deprem kuvvetlerinin perdelerle karşılanması gerektiğini düşünüyorum. Yine de benim aksime yönetmelik; iki yönlü döşemelere (kaset gibi) tolerans gösteriyor.
2008-2010 yapımı 1.deprem bölgesi fakat suya uzak ortalama lokasyon bağcılar zemin altı bodrum kat var otopark niyetine fakat kullanılmıyor bodrum etrafı perde çift daire üzerine 17 kolon saydım 40*40 da 60*30 da mevcut yukarıya doğru perde sadece ortada U şeklinde 3 tarafta asansör etrafında var %20-30 eğimli sokak bitişik nizam yüksek giriş üstü 3 taraftan maks 80cm cıkma mevcut giriş ile beraber 7 katlı cift daire üzerine yönetmelik yeterli gelir mi sizce
Kaçan projeye gelirsek. Bir mühendis açısından binaya 1.50 çıkıntı yapmakla 1.75çıkıntı yapmak arasında çok mu fark vardı? O yapıyı bilmediğimden soruyorum. 25 santim için dik duruş sergilemek doğru mu bilemedim. Perde konusunda radye konusunda dik duruş sergilense daha doğru olurdu diye düşünüyorum. Yönetmelik konusunda da,ben yönetmeligin mühendisi serbest bırakarak dogru bir yaklasim sergiledigini dusunuyorum. Her müşterinin, her mimarın, her mühendisin , mütahitin, zeminin, şehrin, belediyenin kendine özel koşulları vardır. Ve gerçek bir mimar ve mühendis , yönetmetliklerle eli kolu baglanmadan o koşullara ayak uydurabilmelidir. Bir de bilgisayarına her probina kuran vatandaş mühendis degildir, piyasanin icinde birisi olarak bizden daha iyi bilirsiniz.
Merhaba, değerli görüşleriniz için teşekkür ederim. 1,50'de ısrar etmemizin sebebi; bir yerde sınırların belirlenmesi gerektiğindendi. Çünkü bakıyoruz farklı şehirlerde çok çok daha yüksek konsollar da uygulanıyor. Ancak bunun yönetmelik bazında bir sınırının olması gerek. Bana kalırsa tamamen kaldırılması gerek. Perde konusunda ve radye konusunda; mühendis kökendi müteahhit firmalar gereğini yapıyor da, diğerleri ne yazık ki tercihlerini "ekonomiklikten" yana kullanıyorlar. Ne demek istediğimi anladığınızı düşünüyorum. İşte tam da bu yüzden mühendisin, mimarın, müteahhitin serbest bırakılmasının doğru olmadığını düşünüyorum. Betonarme perdelerle overdesign bir tasarım yapan bir mühendis, %10 daha fazla demir tonajı çıkardığı gerekçesiyle bir daha piyasadan iş alamazken; yönetmelik şartlarını 30x50 kolonlarla ucu ucuna sağlayan ama "ekonomik çözüm" diye sunan bir mühendis bütün işleri alıyorsa burada sistem alarm veriyor demektir. Yanyana üç parselden ikisi; 21 metre zemin iyileştirme yaparken ortadaki parsel hiçbir şey yapmamışsa; burada da sistem alarm veriyor demektir. Bunun gibi onlarca örnek vermek mümkün. Elimizde öyle bir su testisi var ki; hangi deliği tıkasak diğer deliklerden faşır faşır su akmaya devam ediyor. Birini kapatıyoruz diğerleri durmuyor. Böyle bir durumdayız inşaat sektörü olarak. Mühendis, mimar ve müteahhit tasarım konusunda ne zaman serbest bırakılır? Toplum olarak hepimiz ahlaklı olduğumuz zaman bırakılır. Son olarak; belediyelerin özel koşulları olması gerektiği konusunda şunu söylemek isterim. Ah şu siyaset olmasa...
@@emirhanaydin piyasa koşulları , genel ahlak seviyesi herkesin malumu. Sadece o bahsettiginiz bina ve zemin özelinde mühendislik açısından yapılabilirliğini sorguladım. Yoksa gerçek bir mühendis 10metre de konsollu bina da yapabilir, çelikten tamamı çatıya asılan bina da yapabilir, ters duran bina da yapabilir. Ekonomiklik konusunda. Siz bir projeye teklif verirken mütahite (bu videodaki kiyaslamada yaptiginiz gibi) beton demir kalip duvar metrajini veriyor musunuz? Teklifleri o şekilde mi kıyaslıyorlar?
Merhaba, ben piyasaya proje hazırlamıyorum ancak piyasada bu şekilde. Hatta bazı mühendisler "az demir çıkarttığı" için ayrı bir müşteri kitleleri var.
@@emirhanaydin tamam bu şekilde söylerseniz anlarım. yapmak istemiyordum, yapmadım... Ben de yerinizde olsam ozalit parasina tam set "proje" hazirlayan , cizimlerdeki demir caplarini kuculten bu teknik ressam/tekniker/veya 3-5 matematik cozup muhendis olmus arkadaslarla rekabet etmezdim. ama" ben 150cm konsolla bina çözebiliyorum, 175cm konsola prensip olarak karşıyım " deseydiniz bu saçma olurdu.
Sanırım yanlış anlaşıldım. Teklif verdiğim yere müteahhit firma olarak teklif verdim. Ve 150'lik çıkmanın ötesini reddettim. İşi alsaydım projesini kendim hazırlayacaktım tabii, o ayrı mesele. Prensip olarak da çıkmalara karşıyım. Yapmadım mı? Yaptım. Ama karşıyım. "Gerçek bir mühendis 10 metre konsollu bina da yapabilir" fikrine de karşıyım. Deprem ülkesiyiz. Almanya'daki bir mühendis yapsın. Ama bir zahmet İstanbul'un kıytırık ara sokağındaki adam mühendisliğini konuşturmayıversin. Ha vizyonlu, büyük bir proje olur, AVM gibi, bilmem ne kule projesi gibi; o zaman bunu tartışırız. Ama bu "sınırsız mühendislik" fikrini tabana indirgememek gerek. Ben; mühendislerin sınırlamalarla kısıtlanması taraftarıyım. Sınırlamazsanız konsol çıkmalar bunların en masumu kalıyor. Bakın bir ara sokak projesi: instagram.com/reel/CnZyPR9pkli Eğik kolon yapılmış. Şimdi bunu gören bir başka müteahhit, bir başka mühendisten aynı çözümü isteyecek sıkıştığı yerde. Mimar da mühendisten aynı çözümü isteyecek. Sonra yılan gibi kıvrıla kıvrıla giden kolonlar görmeye başlayacağız. Görüşümün sizden farklı olduğunun farkındayım. Ancak benim görüşüm bu şekilde. Sevgiler.
Çıkmaları ben de sevmiyorum ama öyle binalar var ki çıkmasız yeniden yapılamıyor. Kimsede para yok. imar durumu saçak kotu. Buna rağmen perde yapıyoruz odanın içinde perde çıkarsa ya onlar ebevyn yatak odası banyosu oluyor ya da balkon. Çıkmalarda perde de olur. Hem de süper olur. 3+1 evi olan 2+1'e düşüyor. 2+1 evi olan 1+1'e düşüyor ona rağmen müteahhit payı kalmıyor gibi. Çıkma olmazsa çöp oluyor. Çelik yaparız daha iyi (maliyet kurtarıyor Fenerbahçe'de bina) Mimar perde ve çıkma problemini çözecek bir şekilde. Mecbur.
Merhaba Ahmet Bey, değerli yorumunuz için teşekkür ederim. Benim kendi şehrimde gözlemlediğim durumun fotoğrafını aşağıya koyuyorum kısaca da şu şekilde izah edeyim: Bizim şehrimizde parsellerimiz küçük, dolayısıyla tabanda küçük bir yapılaşmanın üzerine her yönde, dört cephede de 1.75 metre çıkmalarla mantar gibi binalar yapıyoruz. Üstelik yeni imara açılan alanlar buralar. Hal böyle olunca (aşağıda fotoğraf koydum ancak bu benim şehrimden değil, ilk bulduğum fotoğrafta işaretleme yaptım solda turuncu ok ile) turuncu ok ile gösterdiğim bölümde x ekseninde perde koymak mümkün olmuyor. Veya sağ cephede y yönünde perde koyulamıyor. Haliyle sizin de dediğiniz gibi binanın çekirdeğine doğru perde koyulması ihtimali var ancak örneğin "bina köşelerine L şeklinde perde koyup burulmaları karşılayalım" diyemiyouz. Perdeler çekirdeğe doğru kayıyor. Siz de bakış açınızda haklısınız. Yeniden yapılaşacak binalarda çıkma yapılmasını engellersek, kentsel dönüşümü engellemiş kadar oluruz. Belki de bu nedenle imara yeni açılacak bölgelerde çıkmaları sona erdirebiliriz. blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj9DQZ9iusaO5R6GGPCE1kvmjnPaeqC5Fn3ucYrGsT4fiqyVwQ3IafZ6epT5jsIJBnuv0kZ7xWa5j_vjLZNQ_IyM8dU3nlAp2WHq4fFO4yV4pnBAX5jLqnnZc46q9mYXXyqolhj0B4qx9ASJRFKVkOHCTGJduwUq7hG8Wd-QKUrNZZoQxCZ5gODjtbR/s1895/perde%20atılamamasının%20sebebi.png
@@emirhanaydin Geniş açıklamanız için teşekkürler. Önceden de söyledim şimdi de diyorum ki ders niteliğinde çok hoş bilgiler veriyorsunuz. Ne yazık mimarlık fakültelerinde sizin kanalınızda verdiğiniz kadar hoş ve HAP BİLGİ öğrencilere verilmiyor. Çoğu mimar bunlardan bihaber şekilde mezun oluyor. O yüzden yeniden tebrik ettiğimi bilmenizi isterim. Ben eskli bir akademisyenim. Mimarlığı yarışma projelerinde ve patent gibi konularda zolarım. Yani pek fazla yap-sat işine girmem. Beğenmediğim için değil bu tür işleri çok daha rahat yapanlar var ve benim artı katacağım bir husu değil. Mevzuat sıkı. Müteahhit para kazanacak. Mal sahipleri şöyle böyle dertler. kimseyi suçlayamam. Ancak sizin gibi genç arkadaşların HAYATİ ÖNEME SAHİP UYARILARI BİLE GÖZ ARDI ediliyor ona deli oluyorum. Yani bu felaket yıkımda çalan çırpan müteahhit varsa bile bu önemli detayları sallamayanlar yüzünden olmuştur. Neyse perde candır. Her türlü severiz ve çıkmalarda kullanılmak zorunda kalırsa çoğu mimarın çözümü o garip yeri balkon veya Ebevyn banyosu olarak tanımlıyoruz. Kötü mü. Kötü ama zorunda kalınıyor. www.hizliresim.com/nlzthoh Her şey içn teşekkürer
Maalesef ticaret hayatında 5 yerine 2,5 kâr edeyim de malzemem sağlam olsun diye düşünen kaç kişi vardır bilemiyorum. Hele hele hata sonucu direkt insanın canına, sağlığına etki edecek inşaat işinde bu durum daha da öncelikli olmalı. Perdesiz 5 kârın olacaksa Perdeli bina yap 3 kârın olsun ne var yani. Daha çok kâr etme hırsından kurtulamadığımız müddetçe bu konuyu aşamayız. Bir de işi yapacak Ustasından Müteahhitine, Mühendisine kadar herkeste bu dünyada ayıpları saklasalar da öldükten sonra hesaba çekileceklerini unutmadan, herkes yapacağı işi kendi çoluğuna çocuğuna sağlam bir yer yapıyormuş hassasiyeti ile sahiplenerek işin hakkının verildiği bir iş için çabalanması gerek. İnşaellah düzeliriz. Ben kendimi İnşaat Mühendisi olarak düşünüyorum da herşey dört dörtlük olsun diye herkesle uğraşır ve en sevilmeyen mühendis olurdum gibi 🙂 Olsun insanlar sevmese de Allah razı olsun yeter. Allah yardımcınız olsun
Değerli yorumunuz ve iyi dilekleriniz için teşekkür ederim. İşte bu konular kişilerin ticari insiyatifine bırakılmamalı. Yönetmeliklerle sıkı bir şekilde düzene konmalı. Bir sonraki videoda bu konuyu detaylıca ele alacağım. O videoyu da kaçırmamak için kana abone olmayı unutmayın :)
@@emirhanaydin abone oldum Üstad . İnşaellah temenniniz yerine gelir. Hatta kentsel dönüşüm için binaların yenilenmesi de insanların tercihine bırakılmamalı. Mülk sahiplerine gerekli yardım sağlanıp insanlar ölmeden zorlada olsa yenilenmeli. İnsanlar ölüyor ondan sonra yardım topluyoruz. Gerekirse halkta bu işin içine dahil olsun ve ölmeden birbirimize destekçi olalım. Bazen toplumun hep birlikte ortaya atacağı 1 ₺ ile bile neler yapılır neler. Hayrolsun diyelim
Söylediğiniz şeylere katılmama rağmen yapıcı bir eleştiri yapmak isterim. Yıkımlardaki en önemli sebeplerden birisi de uygulamadaki eksiklikler bana kalırsa. Örneğin ben şu ana kadar çiroz sayısı projesine göre imal edilen bir yapı görmedim.Yönetmeliğin izin verdiği tasarım esnekliğine uygun imalat pratiğimiz malesef çok çok az sayıda şantiyede mevcut. Fakat madem sünek tasarıma uygun imalat yapamıyoruz o zaman türkiyedeki tüm yapıları toptan dayanım üzerine kurgulayalım demenin de olumsuz yanları var. Örneğin dış kontürlerinde perde duvar tasarlanan yüksek yapı sınıfındaki yapıda (30 kat örneğin),yapının deprem anındaki davranışı sonucu, yüksek sünek tasarlanan dış kontürü kolonlu yapıya göre (çekirdeği bu yapının perde olabilir bu arada) temele bağlanan dış perdelerde anormal yüksek normal kuvvetler çıkabiliyor, ve daha tehlikeli yapılar olabiliyorlar (mesela rönesans rezidans da bol perdeli ve çıkması olmayan bir yapı-gerçi o yapı yüksek yapı değil, perde yüzünden yıkıldı demiyorum yanlış anlaşılmasın :)). Başka bir örnek olarak da 2 katlı yapılar dayanım üzerine kurgulandığında, oransal olarak yüksek demir metrajı çıkıyor-özellikle temellerde.Daha pahalı yapı yapmak demek de, ülkenin daha uzun sürede tehlikeli yapı stoğunu yenileyebilmesi demek. Bu ikilemin nasıl çözülebileceğini bilemiyorum :) Ama bana kalırsa bir yönetmelik değişikliği yerine, müteahhite iki seçenek verilmeli. Örneğin ya sizin dediğiniz gibi uygulama eksiklerinin tolore edilebildiği dayanım üzerine kurgulu yoğun perdeli sistemlerle yapacaklar, ya da çok ciddi ve maliyetli alternatif bir denetim sistemine tabi olmayı kabul edip(mesela düzgün maaşlı tam zamanlı şantiye şefi çalıştırma zorunluluğu gibi) mevcut yönetmeliğe göre yapacaklar. Buna benzer bir ara çözüm bence daha uygun olacaktır. Unutmayalımki 2000 öncesinde yapılan birçok yapı depremde yıkılmadı, en önemli şey bence yönetmelik değil, yapı imalatında ve projelendirmesinde işverene düzgün hizmet almasını zorlamak daha önemli bir husus.
Merhaba Turan Bey, teknik yorumlarınız için teşekkür ederim. Aslında geçiş yapılmasını istediğim durum şu yazıda kısmi olarak özetlenmiş. Bu yazıyı okur musunuz? www.imo.org.tr/Eklenti/526,japon-sismik-bina-sartnamesi-isiginda-dbybhy-2007nin-degerlendirilmesipdf.pdf?0
Merhaba, tünel kalıp bir kalıp sistemi. Tünel kalıpta her taraf perde duvar olduğu için perdeyle özdeşleşmiş olsa da; konvansiyonel kalıpta da betonarme perdeler yoğun bir şekilde yapılabilir.
Devlet, ülkenin ve bölgenin gerekli kurallarını belirlemeli, denetlemeli ve hiçbir bina denetleme olmadan kullanıma açılmamalıdır. Kural bu kadar basit degil mi?
Yapı denetim sistemi ile aslında güzel adımlar atıldı. Ancak yeterli değil. Hala şantiyelerde şantiye şefi yok. Hepsi kağıt üzerinde. Bir sonraki videomda detaylarıyla anlatacağım. O videoyu da kaçırmamak için kanala abone olmayı unutmayın :)
Normal şartlarda bir vatandaş bu yorumu nasıl yapabilir? Hangi yapı denetim yaptı dışında? Demir donatısını? Betonun sulanıp sulanmadığını dışardan bakıp anlaması mümkün mü? Tşk
yönetmenlikte kolon kiriş bağlantısı var. sizin sistem kirişi dediğiniz zaten yönetmenlikte ve yapı denetim kanununda var. yapı denetimler bunları sadece tık geçerek yaptığı için durumlar böyle..
Çerçeveyi, konsolun ucunda tamamlayarak da bu durumu aşmanız mümkün. Yanılıyorsam, ben de hatamı düzelteyim. Bizim şehrimizde meclis kararı olduğu için biz karara istinaden bağlıyoruz bu nedenle hakim olmadığım bir durum olabilir. Yönetmeliğin hangi maddesinden bahsediyoruz?
@@emirhanaydin resmigazete.gov.tr/eskiler/2019/05/20190530-1-1.pdf burdaki proje bilgi föyünde (statik betonarme proje kontol föyü) kısımda kapalı bina çıkmalarında kolonların uçları sürekli kirişlerle bağlanıp çerçeve oluşturulmuş diye madde var. bu yapı denetim hayatımıza girdiğinden beri var. ama sağolsunlar yapı denetimler bile yapı denetimlik yapmadığı için durum bu. 2018 yönetmenliğinde bu durum yönetmenliğede girdi. onuda bulup atarım.
Merhaba, katkınız ve bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederim. Yapı denetim firmalarıyla konuştum. Bu listedekilerin hepsinin "evet" olarak işaretlenme zorunluluğu yok dediler. Hayır olarak işaretlemenin bir mahsuru, bir yaptırımı olmadığını söylediler. Deprem yönetmeliğinde ilgili maddeyi gönderir misiniz?
kasaptan berberden sanayideki tamirciden köydeki çoban dan galericiler mütahit olursa olacağı bu arkadaş yıllar önce tek katlı ev yaptırmak istedim mimara proje cizdirdim ticaret odasına gönderdiler oraya para yatırmam gerekiyormuş neyse yatırdım bu neyin parası diye sorduğumda HAYIRLI OLSUN MÜTEAHHİT oldun dediler şaka gibi gercekten😅😅😅😅olay ESKİŞEHİR'DE gercekleşti😊
En güzel noktayı yakalamışsınız. Yönetmelik. Yönetmelik çok iyi olursa müteahhit ilk okul mezunu da olsa fark etmez her hâlükârda binalar sağlam yapılır.
Şimdi sizin videolarınızı izliyorum demir donati videosunu izledim .bunu yapacak Demirci varmı? Ben inatçı değilim .ama kendi yerimizi mütahide vermiştik orda inatçı olduk.sizin bu videoları izleyince demekki bizler çadırda oturuyoruz.bana telofonu nüzú yazarsaniz size danışmak istediğim konular var .bana bu konular hakında bir fikir verirseniz memnun olurum.
Merhaba, emirhanaydin.com.tr adresinde iletişim bölümünden bana ulaşabilirsiniz. Ne yazık ki bilinçsiz müteahhit firmalarımız nedeniyle pek çok kişi sizin gibi mağdur.
Merhaba Osman Bey, videoda da eleştirdiğim konu bu aslında. Mühendislerimiz, müteahhit firmalarımız; tasarım yönetmeliğe uygunsa "bina sağlamdır" olarak düşünüyor. Ki haklılar da. Öyle olması gerekiyor. Gerekiyordu. Bir sonraki videoda çok daha fazla detay vereceğim ancak; yönetmeliklerimiz gerçekten çok ağır. Hatta amerikan yönetmeliğine çok çok benzer bir yönetmeliğimiz var. Ki orada da San Andreas Fay Hattı var. Dolayısıyla Hatay örneğine kadar kimsenin sağlamlığa dair bir şüphesi yoktu. Ancak şimdi; bundan ders alıp hem imar planlarıyla hem de deprem yönetmelikleriyle çok katı kurallar koymamız gerek. Bu deprem, son milat olmalı.
@@emirhanaydin Kendi adıma siz ve sizin gibi mühendislerden çok faydalandım, herkesi de bilinçlendirmeye çalışıyorum, çok sağolun bilgiler için. Keşke herkes sizin gibi olsa.
Önce neden bahsettiğinizi anlamayıp videoyu epey izledim, ardından anladım. Ama bu yorumu yazdığınıza göre belli ki siz bu videoyu ve videonun maksadını hiç anlamamışsınız. Anlama kapasiteniz olsaydı tane tane anlatırdım ama belli ki yok. Zahmet edip tekrar yorum yazmayın. Yine de kanalımın diğer aboneleri için kısaca bir açıklama yazacağım ki konu havada kalmasın. Videonun içeriği "müteahhitler perde koysa ne kadar maliyet artar" konusu olduğu için; maliyet farkını azaltmak amacıyla beton sınıfı bir kademe düşürülerek o şekilde maliyet kıyası yapıldı. Yani c35'ten c30'a düşürüldü hesap kıyası yapılabilmesi için. Vatandaş buna laf atarak "mühendis olsan" ibaresini küstahça kullanmış. Özetle mühendis, yönetmelik standartları içerisinde herhangi bir beton sınıfına göre tasarım yapabilir. Beton sınıfını c30 seçmesi binayı daha güvensiz yapmaz, c35 seçmesi daha güvenli yapmaz. Esas olan tasarımdır. Beton sınıfının seçimine göre demir donatı metrajında değişiklikler olur.
İyi konusuryosunuz, güzel konusuyorsunuz da TBDY2018 hakkındaki görüşlerinize katılmıyorum. Yönetmelik alt sınırları verir vs bunda sorun yok zaten alt sınırları verir, evet. Ancak, siz yönetmeliğe TAMAMEN uyacak şekilde birebir tasarlanan, en alt sınırlarla bile tasarlanmış olsa, bir yapının, tasarımına göre de kusursuz uygulandı diyelim, ki öyle olmak ZORUNDA, yıkıldığını nereden biliyorsunuz da TBDY2018'in yetersiz olduğunu söylüyorsunuz. Her bina perdeli mi olmak zorunda? Bana göre hayır. Neden zorunda olsun, daha rijit mi olur evet bu zaten bir gerçek. O zaman her binaya izolatör (pardon raylı sistem ya da pardon radye temel :DDD) koyalım diyen bir şeyden çakmayan kesimden bizim ne farkımız kalıyor. Yönetmelik yetersizmiş gibi bir algı yapmak, ki bu şu şartlarda mümkün değil (nedenini yazıcam), bir yüksek mühendis meslektaşınız olarak beni şaşırttı. Bu sizi izleyen ve bu meslekten olmayan izleyicilerin yarım ve yanlış bilgilenmesine neden olur. Peki neden yönetmelik eksik vs demek mümkün değil ? Bunun cevabı çok basit. Çünkü bunu diyebilmek için, öncelikle yapılan binanın projesinin en azından yönetmelik alt şartlarını sağladığından emin olmamız gerekir. Diyelim ki bundan emin olduk, peki ya uygulama ? Bundan nasıl emin olucaz ? Proje harfi harfine tam mı uygulanmış ki ? Tabi ki çoğu için hayır ama diyelim ki bundan da emin olduk. Proje tamam, uygulama tamam. Şimdiii geldik depreme, yahu bina tasarlanmış zaten DD2'ye göre. DD2 olmuş, bırakın hatta DD1 gerçekleşmiş. Üstüne bizim binamız nolmuş, hasarını almış görevini yapmış. E sonra ? 2. deprem gelmiş hem de bir DD1 daha. Kirişlerde plastik mafsallaşma tamamlanmış veya tamamlanacak ve sıra belki gelecek kolonlara. Peki bu durumda ne olacak ? Bunu siz de biliyorsunuz burada yazmama yok. Ama durum buraya bile gelmiyor. Proje yönetmeliğe uysa uygulama uymuyor. Proje uymazsa zaten iş tamamen kopuyor. E burada olayın yönetmeliğe kalması kaçıncı sırada ? Hatalı ve bir şey olmazcı uygulamacılar, mühendisi yalnızca kullanan, ondan faydalanmayan müteahhitler, denetim için gidip kalfayla sigara içip dönen mühendisler ve işini ciddiye almayan bürokratlar olduğu sürece; bu sıralamada, yönetmeliğe, değil zorunlu perde zorunlu izolatör de koysak hiçbir şeye ulaşamayız. Lafın kısası, yönetmeliği suçlamak ancak bu durumda bana kalırsa acizliktir. Ki yönetmeliğin yetersiz olduğunu söyleyecek veri de elimizde bulunmamaktadır. Bulunursa kolayca, çok değerli bilim insanlarımızın katkılarıyla düzenlenir, yenilenir. Bu son meseleyi ilk mesele yaparsak da sadece kendimizi kandırırız... Saygılar
Ancak müsait olabildim, bu nedenle geç yazıyorum, kusura bakmayın. Uzun bir yazı olacak. Şimdi öncelikle idealist bakış açınızı anlıyorum. Uygulamanın proje ile birebir aynı olması durumunda sorun yaşanmayacağını düşünüyorsunuz. Yönetmelik bizlere dayatıldığı için haklısınız da. Böyle düşünmemiz gerekir. Yönetmeliğin bir garantisinin olması gerekir ki o da budur. Yani bir yapı yönetmeliğe uygun tasarlandıysa hiçbir sorun olmamalıdır, en azından ilk depremde. Karayolları projeleri değerlendirilirken taşıtların kaza oranlarına bakılır. Oranlar aklımda değil, yüksek lisansınızı bu konuda yaptıysanız hatırlarsınız belki. Örnek vereyim, 1000 araçta 1 araç o virajda kaza yapıyorsa suçlu; sürücüdür. 1000 araçta 10 araç o virajı alamıyorsa, viraj tasarımında bir sorun vardır. Proje revize edilir, yeniden inşa edilir. Hatay'daki örnekte ise aynı caddedeki bütün yapıların yıkıldığı yerler var. 1000 araçtan 1000'i de kaza yapmış yani, öyle değerlendirmek lazım. Öyleyse bir yerlerde yetersizliğimiz var. Zaten bu konuda sizinle de mutabıkız. Mutabık olmadığımız yere gelelim. Yönetmelik oluşturucuları diyor ki; "Mühendis sahada oluşabilecek hataları ön görmeliydi ve buna önlem almalıydı." Ben de diyorum ki; "yönetmelik oluşturucular, hazır her on yılda bir yönetmelik yayımlıyorlarken, onlar sahadaki hataları hepimizden iyi biliyorlarken bu önlemleri mühendisin inisiyatifine bırakmamalılardı." Kaldı ki şu anda da revizeye hazırlandıklarını biliyorum, hatalarının farkındalar. Ama hemen yayımlarlarsa suçu üstlenmiş olurlar. Seçimden sonra seslerini duyarız. Bildiğiniz gibi bizim karşılaştığımız depremler, ivmeler Japonya'daki bazı depremlerden dahi daha yıkıcı, daha büyük. Ancak Japon deprem yönetmeliğini oluşturanlar neden çok çok yoğun bir şekilde perde oluşturma zorunluluğu koymuşlar biliyor musunuz? Çünkü depremden sonra "mühendis ön görseydi kardeşim" deyip sıyrılmak Japonlara yakışmaz. O bizim işimiz. Japonlar akıllı adamlar. Biliyorlardı tabii ki perdelerin sahada oluşabilecek her türlü hatayı absorbe ettiğini. Beton sınıfının dengesizliğini de absorbe eder, segregasyonu da absorbe eder, yumuşak katı da absorbe eder, zayıf katı da absorbe eder, kiriş süreksizliğini de absorbe eder gibi gibi. TOKİ şantiyelerinde hiç bulundunuz mu? Genellemeler tabii ki yanlıştır ancak benim gördüğüm TOKİ müteahhitleri hep ilkokul mezunu, yetersiz insanlar. Hiçbir TOKİ binasının yıkılmaması bize bir mesaj vermiyor mu? Yani inşaat mühendislerinin veya mimarların işin başında bulunduğu yapılar yıkılmış ama TOKİ'ler ayakta. Buradan bir sonuç çıkarmamız gerek. Ama sizi daha da ikna etmek için yönetmeliğin birkaç ufak açık noktasını da size yazmak istedim. Zaten bu yüzden yorumunuza cevabımı müsait bir zamana erteleme kararı aldım. İlk olarak yapılarımızın gerçek periyotları, hesap ettiğimiz periyotlardan çok daha düşük. Bu da hesap edilenden çok daha fazla deprem kuvvetiyle karşılaşacağımız anlamına geliyor. Ölçümlerin birinde ben de bulundum. Tezi buradan okuyabilirsiniz: tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tezDetay.jsp?id=PgiWM3Dp0nspqPkqomO2tA&no=P_YBQpw9ucroVBILUy6e4A İkinci olarak; zayıf kat düzensizliğini X yönünde 175x30 kolonlarla doldurduğunuz bir binada Y yönünde de rahatlıkla aşabilirsiniz. Çünkü hesap yöntemi; atalet momentine göre değil kolon olup olmamasına göre baz alır. ( eskiantalya.imo.org.tr/resimler/ekutuphane/pdf/2584.pdf ) Üçüncü olarak taban kesme kuvvetlerimiz Eurocode değerlerine göre ve 2007 yönetmeliğine göre daha küçük. ( polen.itu.edu.tr:8443/server/api/core/bitstreams/1aec9f85-26c0-4c73-af4b-63366f496338/content ve dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1148769 ) Dördüncü olarak; Hatay'daki tipik sorunu biliyorsunuzdur. Çıkmalı yapılarda kolonları birbirine bağlayan sistem kirişleri (moment kirişleri) yoktu. Bununla ilgili bir zorlama yönetmelikte yok, bu nedenle de bu kirişleri koymadılar. Yönetmeliğe tamamen uygun. Ancak yapı aslında kirişsiz döşeme davranışı sergiledi. Oysa hesaplar buna göre değildi. Ne oldu? Sonucu biliyorsunuz. Dediğim gibi, yönetmeliğe birebir uygun. Ancak yapı kirişsiz döşeme davranışı sergiledi. Suçlu tamamen yönetmelik bu aşamada. Beşinci olarak; yumuşak kat konusuna gelelim. Bu konuda zaten çok sert önlemler alınacağını tahmin ediyorum ama; 1000 araçtan 1000'i de kaza yaptı yumuşak kat virajında. Halbuki benim fikrim; yumuşak kat olan yerlerde deprem kuvvetlerini perdelerin karşılaması gerekirdi. Suçlu yine yönetmelik. Şimdi yıkılan binalardan, enkazlardan karot numuneleri alıyorlar. Örselenmiş numuneden test alınmaz ancak ağır hasarlı binalardan alırlarsa sonuçları göreceğiz. Betonlarda belirlediğimiz 1.50 güvenlik katsayısı dahi yeterli gelmeyecek. Kürleme hatası mı dersiniz? Yoksa hazır beton firmalarının numune arabası adı altında sağlam beton gönderdikten sonra; yani numune alım işlemi bittikten sonra lakayıt beton göndermesi durumu var mıydı? Çünkü her mikserden numune almıyoruz yönetmeliklerimize göre. Bazı arabaları pas geçiyoruz. Beton garip malzeme, biliyorsunuz. Taze betondan numune almak sizce yeterli miydi? Taze betonda muazzam sonuçlar veriyor çünkü kür havuzunda bebek gibi bakıyoruz. Peki yerinde öyle mi? Segregasyon durumunu görmezden mi geleceğiz? Peki yönetmelik oluşturucular bunları bilmiyorlar mıydı da "beton döküldükten sonraki 28. günde sertleşmiş betondan da numune alınarak sonuç tayin edilir" diyemediler? Ağır hasar alan yapılarda beton dayanımının düşük çıkması durumunu yıllar içerisinde malzemenin yorulmasına da bağlayabiliriz bu arada. Çünkü malzeme yorulur. Sebepler artırılabilir. Ancak sonuç şuna gidiyor. 1.50 katsayısı yetersiz. Bu konuda bu videoyu da izlemenizi talep ediyorum: th-cam.com/video/pbIkq2Qd1ZY/w-d-xo.html Zemin büyütme katsayıları... Hepsi yetersiz. Maluma ilam gerekmiyor. Bütün mühendisler biliyor ancak bunun henüz bir ispatı yok. Yönetmelikte bunu değiştirdiklerinde anlayacağız haklı olduğumuzu. Yönetmeliğin bir başka açık noktası... Zemin iyileştirme ve zemin iyileştirme uygulamalarının testleri konusunda yeterli kıstas yok. Bu nedenle de zemin iyileştirme konusu ülkemizin zaten yumuşak karnı. Dava açmayacaklarını bilsem youtube'a taş kolon zemin iyileştirme uygulamalarının ülkemizde nasıl yapıldığını yayımlamak isterdim. Vahşet... Çünkü yönetmelikte bir tanımı yok ve iyileştirme firması nasıl yaparsa "doğrusu odur" oluyor. Daha çok fazla madde yazabilirim. Bu yazdıklarım arasında da görmek isteyene delil çok. Ancak zaten youtube videolarımda aşama aşama bütün eksikliklere değinmek istiyorum. Diğer videolarda da yorumlarınızı görmeyi ve sizinle fikir alışverişi yapmayı çok isterim. Sevgiler.
@@emirhanaydin Detaylı yazınız için teşekkürler. Şahsi olarak size laf söyleme gibi bir niyetim olmadığını zaten biliyorsunuz. Kanalınızda güzel videolar da paylaşıyorsunuz sizi bu anlamda zaten kutluyorum. İlettiğiniz makaleleri veya tezleri de inceleme fırsatı bulduğumda inceleyeceğim. Yönetmeliğin kusurları olabilir bunu asla kusursuzdur demek için yazmadım. Kendisi bir kutsal kitap değil ve belli tecrübeler sonucu oluşturulmuş bir tasarım kılavuzu aslında. Kılavuz, aynı harita gibi size bir yol göstericidir. Karar verici değildir. Zaten karar verici olursa ve yönetmelik kesin tasarım ilkeleri içerirse mühendislik eğitiminin bir çok aşamasının gereksiz olduğunu düşünürüm ben şahsen. Neyse sonuç olarak bu deprem sonucu en basitinden şunu söyleyebiliriz ki örneğin meydana gelen deprem yönetmelik uyarınca verilen tasarım depreminin 2 katı hatta daha fazlası bu nedenle yönetmelik gözden geçirilmeli mi ? Evet tabii ki geçirilsin ve gerekli tedbirler alınsın. Mühendislik biliyorsunuz ki bir optimizasyon sanatıdır aslında. Sizden güvenli bir yapı inşa etmeniz istenir evet ama bunu optimum sınırlar için yapabilen kişi GERÇEK mühendis olur. Bakın kendimden örnek vereyim. Ben kendimce sizin kadar deneyimli bir mühendis değilimdir. Daha çok işin akademik veya bürokratik taraflarında bulundum şu ana dek. Bunun sebebi de kendimi çok yeterli hissetmemem veya bilgiye aç olmak oldu çoğu zaman. Benden daha yetersiz olduklarını bildiğim insanlar (online eğitim olmasa dersi geçme imkanı olmayan ki bence dersi geçmek bir anlam ifade etmiyor insanların konuları en azından lisans 3.sınıftan sonra ANLAMASI ve önemli seçmeli dersleri (geçilmesi kolay dersleri değil) alması gerekiyor) ise sahada birçok projeye imza attı, ki kalfadan daha az bilgisiyle. Karayolu konusunda y.lisans yapmadım yüksek lisansım yapı üzerine ancak o konudaki örneğiniz bence uygun değil. Çünkü, örnekte 1 karayolu var ve aynı karayolunda kazalar oluyor. Bina olayında ise binalar bir değil her binanın kendine göre kusuru ve değişeni farklı. Her binayı aynı kişi veya kişiler yapmıyor ki binaların yapıldıkları zemin koşulları bile farklı olabiliyor yakın ortamlarda da olsalar. Yani işin özü o örnek bize bir şey vermez bana göre. Bize bir şey verecek örnek ise şu olur; 2018i baz alırsak, diyelim ki Hatay'da 2018 sonrası yapılan bina sayısı 1000 ve bunların 1 değil 10 değil 100 tanesi yıkılmış ise bu durumda saha veya proje kusuru aramaya gerek yok hemen yönetmeliğe gidebiliriz. Nelerin yanlış olduğuna hemen bakabiliriz. Ama bir husus daha var ki yanlış olan şey yanlıştır ama her doğru olan şey yeterli de değildir. Taktir edersiniz ki bir binanın tasarımında, ki bu basit bir yapı bile olsa, zeminden çevre koşullarına, yapı malzemelerinden işçiliğine bir çok faktör var. Yönetmelik hepsini düşünüp bir emniyet durumu gözetebilir mi evet ancak ne yaparsa yapsın yönetmelik bazen gereksiz yeterli bazen yetersiz kalabilir. Çünkü değişken çok fazla benim yorumuma göre. Burada optimizasyonu yapacak kişi GERÇEK mühendis. Peki kaç GERÇEK mühendis var ? Ben bilmiyorum. Çoğu avrupa ülkesinde UZMAN mühendislik var ve bunun için mezuniyetin ardından tecrübe kazanmak yetmiyor, üstüne uzun süreli (örn ingiltere 7 8 saat) bir sınava giriyorsunuz ve yetkinlik kazandığınızı belgeliyorsunuz. Sonrasında kendinize GERÇEK mühendis diyebiliyorsunuz. Ne yazık ki sizin gibi değerli çok arkadaşımız yok. Siz de, madem öyle yönetmelik bunu yönlendirsin, iyice sıkılaşsın, binalar yıkılmasın diyorsunuz. Bunu da anlıyorum. Bu görüşte de sorun yok gerekli düzeltmeler yapılsın ben de isterim. Ancak vurgulamak istediğim şey eğer Hatay'da 2018 sonrası yapılan 1000 binadan 990 tanesi çökmediyse ve can kaybına neden olmadıysa (ağır hasar alabilir), sadece 10 bina çökmüş ve bunlarda görülen uygulama vb hatalardan çökmüşse yönetmelik hatalı ve o öldürdü diyemeyiz. Yönetmelik hatalı olabilir eksik olabilir yenilenmesi gerekebilir ama bu depremde benim görüşüme göre öldüren şey yönetmelik olsaydı, daha çoook kişi ölür , yıkılmayan binalar da, ki çok var, yıkılır ve durum daha kötü olurdu. Bu demek değil ki yönetmeliği göz ardı edelim harikadır diyelim. Hayır! Yönetmelik dediğimiz şey vahiy değil, tecrübe sahibi deneyimli TR'nin en iyi bilgilerine sahip olan hocalarımız tarafından çevrilmiş ve düzenlenmiş bir belge. Hataları olabilir ki olmasa da her yeni tecrübede bana göre incelenmesi gerekir. Ancak bir top atılacaksa bana göre ÖNCE yönetmeliğe ATILMAMASI gerekir. Açıklamaya çalıştığım durum budur. Değerli görüşlerinize saygı duyuyorum ve paylaştığınız bilgilerden müteşekkir olduğumu belirtmek istiyorum. Saygılarımla
@@Oayhano Değerli görüşlerinizi belirttiğiniz için ben de çok teşekkür ederim. Hasret kalmışım şu youtube kanalında teknik konuşmalara :) Müsadenizle sizi linkedin'den de ekliyorum.
Yapılaşma inşaat mühendislerinin tekeline bırakılırsa daha kötü olur. Tekel, her sektörde hizmetleri veya imalatı daha kötü hale getiriyor. Bir bina inşaa edilirken 30 tane imza atılıyor. 30 adam işini doğru yapmıyor. Sermayeyi koyan müteahhit mi suçlu oluyor sadece.
%33 ile arsasını veren kimse yok. Maliyetlerde en önemli faktör olan arsa maliyetini hatalı alırsanız sağlıklı neticeye varamazsınız.. Muğla ilinin en ücra ilçesinde, köylerde bile %50 isteniliyor..
Merhaba, sahibinden.com adresinde arsa kategorisine girip filtre bölümünden "kat karşılığı" seçip arama kelimesi bölümünden de "yüzde" yazarsanız yüzde 33'ten daha düşük oranlı arsaları da göreceksiniz. Yüzde 33 oranı; benim tespit ettiğim ideal değer. Ancak tabii ki daha yüksek oranlar ve daha düşük oranlar dile getirilecektir.
Mesleği bırakmış bir inşaat mühendis olarak videonuzu izledim. 12 yıl yapısal tasarım alanında çalıştım ve depremden sonra yönetmelikte benim farketmediğim detayları farketmeniz çok hoşuma gitti. Bence yönetmelikte sıkıntı yapılarda kontrollü hasara izin verilmesiydi. Bu depremle de görüldü ki ülkemizin inşaat sektörü ne yazık ki hasarı kontrol edebilecek düzeyde değil. Bu yorumum yönetmelikten sahadaki imalata kadar bütün süreçler için geçerlidir. Bence kontrollü hasar felsefesinin temelinde sıkıntılar var. Ekonomi adına getirilen bazı yenilikler ne yazık ki çok daha fazla kayıplara sebebiyet verdi. Benim görüşüm yönetmelik ve kuralların ülkede deprem bölgelerinin dönüş periyotlarına ne kadar yakın olduğuna göre yönetmeliklerin ayarlanması yönünde olmalı. Örneüin 6 Şubat'tan önceki durumda, Hatay ve Maraş'ta tüm yapılar HK sınıfnda tasarlanması çok daha ekonomik olurdu. Oysa ki aynı bölgelerde 6 Şubat'tan sonra kontrollü hasar ve can güvenliği sınıfında konutlar tasarlamak çok da uygun ve ekonomik olacaktır. Siz'e tavsiyem deprem bölgelerinde ağır hasar almış/yıkılmış olan ve 2000 yılı sonrası yapılmış olan kamu binalarıyla ilgili bir video yapmanız olur. Konuyla ilgili çok çarpıcı sonuçlar elde edeceğinizi düşünüyorum. İyi Çalışmalar.
Yorumlarınız ve önerileriniz çok değerli, teşekkür ederim 🙏
Bende hic anlamadim kontrollu hasara nasil izin verilir.tamama maliyet artiyor olabilir ancak sonuc olarak boyle depremlerde ortaya cikan maliyet belki 100 kat fazla oluyor.insan hayatina hic girmiyorum cunku kontrollu hasar dedigimize gore can kaybi olmayan hasarsan bahsediyoruz.ote yandan ayinlatirsaniz sevinirim bana gore bizim muhendislik egitiminde veya mantalitesinde de sorun var gibi geliyor.agir hasar almis sifir binaya cogu muhendis bina gorevini yapmis diyor.demek ki egitimde felsefe bu.yani oldurmesin ama gerekirse pert olsun.sonuc olarak ta goruyoruz iste sifir binalarda bile gece korkudan uyuayamiyoruz.bizlerde saniyoruz ki 99 depremi sonrasi yapilan binalar saglamdir!
@@gokugoku2669 Merhaba, th-cam.com/video/YgphPA0D4Y4/w-d-xo.html linkini bıraktığım videoda ve o videonun yorumlarında konunun detaylarına değindim.
@@gokugoku2669 "agir hasar almis sifir binaya cogu muhendis bina gorevini yapmis diyor" evet öyledir. Bina 200-300yılda bir olacak bir felakette içindekilerin güvenli tahliyesine izin verip pert olacak şekilde tasarlanır. Kontrollu hasar denilen konsept budur. Nükleer Santral yapımındaki kriterler başkadır, konut yapımındaki kriterler başkadır. Duygusallık ile mühendislik yapılmaz.
Bu sektörün bilinen ama konuşulmayan gereklerini çok güzel şekilde anlattığınız için teşekkürler
Değerli yorumunuz için teşekkür ederim 🙏
Çok güzel, sade ve basit bir anlatım ile sektörü özetlediğiniz için teşekkürler. Depremde dikkat çeken bir diğer konu da zeminde sıvılaşma veya sıvılaşma riski olan yerlerde yan yatan, dönen yapılar. Bu konuda da öncelikle önemli tasarım(mimari) veya yönetmelik (hmax vs.) hataları olduğunu düşünüyorum. Bu tür yapılarda kullanılacak olan mimari temel tasarım (yapının formu, kütlesi, plan şeması) ve uygulanacak taşıyıcı sistem yöntemleri gibi mühendislik konularında da maliyeti gözeten bir video genç mimar ve mühendis arkadaşları (ve belki müteahhitleri?) bilinçlendirecektir. Sanırım artık Betonarme ülkesi olmaktan çıkıp, diğer uygun sistemleri de analiz etmemiz gerekiyor. Saygılar.
Merhabalar, değerli yorumunuz için teşekkür ederim 🙏 evet zemin konusu Hatay örneğinde bizleri çok yanılttı. Zemin büyütme katsayılarının yönetmeliklerde yetersiz olduğunu gördük en basitinden.
Böyle zeminlerde uygulanacak zemin iyileştirme yöntemlerinden test yöntemlerine kadar her detayın belirlenmesi gerekiyor. Ancak yönetmelik oluşturucuların elini taşın altına koyması gerekiyor. Yoksa şimdiki gibi işin sonunda mühendis ve mimar için cadı avı başlatılacaksa bu bölgelere hiç imar izni vermesinler daha iyi.
Cikmalara zaten oldum olasi aylar oluyorum. Deprem ulkesinde cikmaya izin vermek cinayet. Cikmasi olan binalara, perde yapilamayacagini bilmiyordum. Verdiginiz bilgiler cok degerli. Sagolsun var olun. Bu sekilde devam Edin lutfen. Bilgiye muhtaciz vatandas olarak.
BİNANIN BALKONLARIDA DIŞARIYA UZATARAK OLMAMALI BALKONLARI ODADAN FEDAKARLIK YAPARAK TEMELDEN İTİBAREN DÜMDÜZ BİR ŞEKİLDE ÇIKMAYADA MÜSAADE ETMEDEN ÇEKÜL DOĞRULTUSUNDA APARTMANLAR YAPTIRMALIYIZ TABİ EN FAZLA 5 KAT OLMALI ALTI MAĞAZA OLABİLİR AMA TEMELDEN GELEN HİÇBİR PERDE DUVAR VE KOLONLAR YOK SAYILMAMAK ŞARTI İLE MİMARİYE VE PLANA SADIK KALARAK DEMİR DONATILARI TİTİZLİKLE UYGULANMIŞ MÜTEAHİTİN MÜHENDİSİN DENETLEYİCİLERİN İNSİYATİFİNE BIRAKILMADAN İNŞAAT SAHİBİNİNDE GÖZETİMİNDE YAPILMALIDIR GEREKTİĞİNDE ARSA SAHİBİ ÖZEL DENETLEYİCİ İLEDE ÇALIŞABİLMELİDİR
BU SON FELAKET HERBİRİMİZE DİKKATLİ OLMAMIZ GEREKTİĞİNİ BİR KEZ DAHA HATIRLATTI
ALLAH HEPİMİZİN YARDIMCISI OLUR İNŞALLAH AMİN AMİN AMİN
Değerli yorumunuz için teşekkür ederim. Videoda da izah etmeye çalıştım, cephede; cephelere paralel, perde koymak imkansız. Sadece cepheye dik konulabilir. Ancak bu da yeterli değil. Yani şu çıkmaları acilen yasaklamamız lazım.
@@emirhanaydin insaatciliktan anlamayan bir insan olarak turkiyede binalari görünce fenalik geciriyorum. Istanbul ve diger sehirlerde nerdeyse cikmasi olmayan bina yok. Heryer bina, hic bahce payi yok. Sokakta yürürken binalar sanki insanin ustune geliyor. Bu konuyu ese dosta soylesince bakiyorlar sadece. Dediginiz gibi bu yasaklanmali. Vatandas tehlikenin farkinda bile degil. Bu yuzden devlet otoritesi Buna karari verip uygulamali.
Lutfen siz diger insaat muhendis ve ozellikle insaat fakulteri ile birlikte calisma yurutun ve yetkililere bunun ne kadar onemli oldugunu anlatin. Sehir estetigi diye birsey yok turkiyedeki sehirlerde. Kucuk ilcelerde bile ayni uygulamalar var. Arsanin tamamini bina yapiyorlar, bahce yok, araba Park yeri yok. Birde cikma ile sokaga tasiyor bina. Deprem olunca bu uygulamanin ne kadar tehlikeli oldugunu gorduk. Ben oncedende tahmin ediyordum. Bir kac senedir cok tedirginim. Bu sekilde olan binalarin oldugu sokaklarda gecerken korkarak geciyorum. Deprem olursa nereye kacacam diye. Cogu dukkana goremiyorum . Veya tedirgin cabuk islerimi halledip cikiyorum. Halk ve yetkililer cok ihmalkar. Keske ulkemizde Sizin gibi insanlarin sayisi artsa. Insanlarin ac gozlulugu ve ihmalkar umursamaz Gallerie bizim ne hallere dusuruyor. Halbuki bu durumlara dusecek ulke degildir. Sizin yetistiginiz fakulteler ve ogretmen gorevlileri varken, herturlu bilgi birikim ve maddi olarak yeterli Para varken, Bazi mütahitler yuzde 5-10 maliyet cebine atmak icin ve belediyeler de milyarlarca ranti cebine arayin diye yasaniyor bu acilar. Kimseye guvenemez olduk.
Haklısınız. İnşaat Mühendisleri Odası ile Ticaret ve Sanayi Odası aracılığıyla taleplerimizi sürekli olarak iletiyoruz. Bir yandan da yerel bazda çalışmalar yapıyoruz. Bulunduğum şehrin belediye başkanıyla bu salı ve çarşamba günleri art arda iki toplantımız var. Neler yapabiliriz, siyasiler bizi ne kadar dinler bilemiyorum. Ancak çabalamaya devam edeceğiz. Değerli yorumlarınız için teşekkür ederim 🙏
Teşekkür ederim.Emeğinize sağlık.Umarım dile getirdiğiniz konular ve benzerleri,yeni yönetmeliklerde, ticari kaygı ve hırsı, minimum düzeye düşürecek tarzda oluşturulur da temel olarak ranttan uzak olarak,imara açılacak yeni alanların oluşturulmasından itibaren,güvenli mühendislik projelerinden başlayıp,malzeme kalitesi,işçilik vs.şeyler,gerçek anlamda denetlenerek,güvenli yapıların yapılmasına vesile olur da bu felaketleri bir daha yaşamayız.
Değerli yorumunuz için teşekkür ederim. Umarım dediğiniz gibi olur.
Depreme dayanıklı bina inşa etmek için birçok faktör göz önünde bulundurulmalıdır. Bu faktörler arasında zemin yapısı, bina malzemesi, bina tasarımı, yapısal elemanlar ve bölgesel deprem riski gibi etkenler yer alır. Bu nedenle, ucuz ve hızlı olarak depreme dayanıklı bina yapmak her zaman mümkün olmayabilir.
Ancak, bazı bina çeşitleri depreme dayanıklıdır ve aynı zamanda hızlı ve uygun maliyetli bir şekilde inşa edilebilir. Bu bina çeşitleri arasında prefabrik binalar, hafif çelik yapılar ve ahşap binalar yer alır.
Prefabrik binalar, önceden üretilmiş modüler yapı elemanlarının birleştirilmesiyle inşa edilir. Bu yapılar, çelik, beton, ahşap veya kompozit malzemelerden yapılmış olabilir ve depreme karşı dayanıklı özelliklerine sahiptir.
Hafif çelik yapılar, çelik profillerin birleştirilmesiyle inşa edilir ve hızlı bir şekilde kurulabilir. Çelik yapılar, yüksek mukavemetleri ve esneklikleri nedeniyle depreme karşı dayanıklıdırlar.
Ahşap binalar, doğal bir malzeme olan ahşap kullanılarak inşa edilir ve deprem dayanıklılığına sahiptirler. Ahşap binalar, hızlı bir şekilde inşa edilebilir ve düşük maliyetli olabilir.
Ancak, bu bina çeşitlerinin her biri, bölgesel deprem riskine ve yapısal tasarımına bağlı olarak farklı derecelerde deprem dayanıklılığına sahip olabilir. Bu nedenle, bir bina inşa etmeden önce bölgesel deprem risklerini göz önünde bulundurmak ve uygun yapısal tasarım ve malzeme seçimleri yapmak önemlidir.
Merhaba, değerli katkınız için ve değerli yorumlarınız için teşekkür ederim. Haklısınız. Açıklama bölümünde de belirttiğim gibi pek çok farklı faktöre bağlı. Ve bu faktörleri hem yönetmelik bazında hem de yerel bazda tek tek değerlendirmek istiyorum. Bir sonraki videomun içeriği bu şekilde olacak. Bu nedenle kanala abone olursanız çok sevinirim. O videoya da değerlendirmenizi bekliyorum.
Hatay da ben YUMUŞAK KAT olup ta ayakta kalan bina görmedim. Ügenpaşa, Akevler cebrail mah. şu bina altına dükkan merakından uzaklaşmak lazım yasaklanmalı.
Değerli katkınız için teşekkür ederim 🙏
Mrb. Asmolen döşeme hakkında fikriniz nedir?
Merhaba, çok olumsuz bakıyorum. Bu konudaki düşüncelerimi bu sayfadan okuyabilirsiniz: www.emirhanaydin.com.tr/2020/05/ev-satin-alacagim-nelere-dikkat-etmeliyim.html
Yuksek bina yapmayin depreme dayanıklı olur 5 katı gecmeyin c30 ve demir donatidan calmayin devrillmez
Yok yok daha çok faktör var. Keşke bu kadarla sınırlı olsa. Bir sonraki videoda detaylarıyla anlatacağım. Kaçırmamak için kanala abone olmayı unutmayın :)
Emirhan bey anlattıklarınızı can kulağı ile üniversitede profesör dinler gibi dinliyorum teşekkürler efendim
Rica ederim, yorumunuz beni çok mutlu etti. Ben teşekkür ederim.
Emeginize saglik muthis bir calisma olmuş...
Değerli yorumunuz için teşekkür ederim 🙏
Teşekkürler.
Çok bilgilendirici video olmuş.
Değerli yorumunuz için teşekkür ederim 🙏
Emeğinize sağlık, çok bilgilendirici bir video olmuş. Teşekkürler.
Değerli yorumunuz için teşekkür ederim.
Bu yönetmeliğe inşaat müh. odası itiraz etmedimi? Basın açıklaması vs yapılmadımı? Bu arada sözüm size değil bilgilendirme için çok tşk. Emeğineze sağlık.👏
Merhaba, imo pek çok yönetmeliğe itiraz ediyor ancak deprem yönetmeliği itiraz edip etmediklerini bilmiyorum. Teşekkür ederim 🙏
1987 mezunu bir inşaat mühendisiyim
Meslektaşlarımın bir çoğu ne yazıkki temel tasarım prensiplerinden bile bi haber , proje yapan bir meslektaşıma atâlet momentini sorduğumda o nedir şeklinde cevap aldım.
Proje yapan mühendislerin %90 ı rijitlik merkezi ile kütle merkezi hakkında bilgi sahibi değil
Belli bir tecrübe sahibi olmayan ve okul sonrası belli bir eğitim e tabi tutulmayan kişilere proje yaptırılmamalı
36 senedir severek yaptığım mesleğimden nefret ettim deprem sonrası
Mesleğimi soranlara söylemekten utanır oldum
Valla Ziya hocam, memelektte her anlamda ciddi bir bilgi birikimine sahip olmalıyız ki, geleceğimizle ilgili alacağımız hayatî kararları doğru bir şekilde alabilelim. Diyelim ki, birazdan sayacağım konularda herhangi bir uzmanlığınız yok ama doğru kararlar almak istiyorsunuz. O zaman kişinin üstüne binen ve araştırması, öğrenmesi gereken doğal olarak bir sürü konu çıkıyor. Örneğin hastalandınız, hastaneye gideceksiniz; hekimin yanlış bir tedavi uygulamaması veya sizi kandırmaması için koyduğu tanıların gerçekte var olup olmadığını sizin kendinizin anlaması gerekiyor. Ev alacaksınız diyelim; zeminden anlayacaksınız ve yapı mühendisliğinden anlayacaksınız; ancak bunlar yine yetersiz. Çünkü işçilik doğru yapıldı mı yapılmadı mı, denetleyen birimler, doğru denetledi mi, projedeki gibi pratikte de aynı gereklilikler uygulandı mı, static hesaplamalar taşıyıcılık dışında binanın yapıldığı alana gelebilecek en fazla spektral ivmeye göre doğru hesaplandı mı anlamanız zor oluyor. Bina, zeminin yapısına göre tasarlanıp ona göre mi yapıldı vb. konularda bilgi sahibi olmak gerekiyor. Sonra, tutturuluyor deprem olacak, şöyle olacak, yok şu kadar büyüklükte olacak, yok şu kadar km fay kırılacak diye... Her kafadan bir ses var. Kim doğru söylüyor, kim bilimsel temellere dayalı konuşuyor? Vatandaş ne bilsin değil mi? Uzun lafın kısası, sorun yönetimde ve bu yönetime izin veren toplumda. Bu biraz yumurta tavuk hikâyesi ama durum bu. Yahu gerek jeoloji/jeofizik mühendisliği gerekse yapı mühendisliği konularında aylardır makale okuyorum, teorem okuyorum, işte buradaki gibi değerli olduğunu düşündüğüm mesleğinde uzman kişilerin verdikleri bilgileri dinliyorum. Niye yav niye? Zorunda mıyım? Efsanevi bir güvensizlik var bende. Ha elbette yeni konular/kavramlar öğrenmek çok güzel bir şey ama insanlarda güven bırakmadı bu sistem. Ben bir yazılım mühendisiyim, temel matematiği ve fiziği ilgilendiren konularda anlama güçlüğü pek çekmiyorum. Ancak normal bir vatandaş ne yapsın? Bu sözlerim sistemin kendisinedir. Hatta bu sisteme çanak tutan, sıradan vatandaşından en tepesine kadar...
Merhaba Ziya Bey, değerli yorumlarınız için teşekkür ederim. Çok haklısınız. Okullardaki eğitim kalitemiz düştü. Her üniversitede inşaat mühendisliği bölümü var. Şu da bir sorun ki; okuldan mezun olan her arkadaşımız her branşta yetkili oluyor. Oysa ki bir staj süresi gibi, yardımcı mühendislik gibi iki yılı iş hayatında geçirse ve buna göre de branşlaşsa çok daha sağlıklı olacağına inanıyorum. Köklü değişikliklere ihtiyacımız var.
Emeğinize sağlık 👏kapanış Ali Kırca gibi olmuş😊
Değerli yorumunuz için teşekkür ederim 🙏
Merci anlatımınız için,
İsviçre’den Slmlar
Değerli yorumunuz için teşekkür ederim.
05:47 Betonarmenin üzerine kara sıva yapılmıyor mu? Ben ilk defa duydum öyle bir şeyi
Merhaba, yaygın uygulamada yapılmıyor. Ama yapılmasının mahsuru yok tabii.
Tuğla nın üstüne alçı yapıyor alçı yapılır demek istemiş
@@recepceylan3791 yanlış anlaşıldıysam izah edeyim. Tuğlalı duvarın üzerine kara sıva yapılıyor. Bu sayede tuğlalar arasında bağlayıcılık artırılıyor. Ancak betonarme perdenin üzerine örneğin (iç cephede tabii) yaygın uygulamada doğrudan alçı aşamasına geçiliyor.
@@emirhanaydin kara sıva üzerine alçı sıva senaryosuna göre konuşuyorsunuz galiba. Ben betonarmeye sıva hiç yapılmıyor gibisinden anladım. Dedim acaba yüzeyi o kadar düzgün çıkarıyolar ki sıvaya bile gerek kalmıyor mu 😬 valla uygulamada kalıpçılar perde 30 cm kalınlıktaysa takozlarını 29a kesiyorlar bazen. Perde çirozlarını sıktıkları zaman orta kısım 29 cmye düşebiliyor, perde başlarındaki koloncukların olduğu bölgesi ise 30 cm oluyor. O aradaki 1 cmyi sıvada kaybetmek için mecbur kara sıva yapmak gerekir. İnşaatta herkes net ölçüyü birbirine paslıyor malesef. Kalıpçı hata yapar sıvacı düzeltir onu der, şapçı hata yapar seramikçi düzeltir onu der. Duvarcı hata yapar, dış cepheci düzeltir onu der. Böyle boktan bir durum, kimse özenli çalışmıyor
Tüm yapılarda, asg.CE 40,Sikalı ve borlu belit çimentolu ve tamamı perde betondan yapılmalı ,tek tuğla kullanmadan.
Değerli yorumlarınız için, görüşlerinizi bildirdiğiniz için teşekkür ederim 🙏
This is actually good video I am interested brother.
For a 12 apartment with one building consisting 4 floors each floor 3 houses each hour is 3+1 the size and the meter square is not that important.
So what’s the average price of that kind of building? And have you even done this kind of buildings outside of turkey likely Africa.
Hello, the average construction cost per square metre of the type of buildings you mentioned in Turkey is around 550$
yeni yapılarda Aynı denetim yok prejenin görüntü ustalar mütahit nederse onu dikate Alıyor beton ve dimirden calmadan olmuyor selamlar
Maliyet çok daha ucuz fakat inşaat tekniği değişmesi lazım bilgi sayar da hazırlanıp beton\ -cam-çerçeve hazır bloklar halinde gelip kuruluyor içerde yuvarlak stunlar tavanı tutuyor /duvarlardan ayrı\eğer 3 + kat ise
Merhabalar benim sorum biraz daha farklı olacak merak ediyorum Binalarda beton su depoları sağlıklı mı her açıdan bakıldığında teşekkür ?
Şefim merhaba, bişey sormak istiyorum? Garajımızda saha betonu attık ve çesan donatı yerine beton fiber i kullanmıştık çokta memnun kaldık3 yıl oldu kullanıyoruz, bu yılda kendime ev yaptıracağım
sorum şu ; table betonu ve kolonlarda donatıya ek olarak hazır beton içine fiber attırsam bir sakıncası varmı ,fayda sağlarmı ? Antalya dan selamlar
Merhaba, proje müellifiniz bunu kullanacağınıza göre tasarım yaparsa neden olmasın? Bunu kullanmanız dayanımı da artıracağı için tasarım yapan mühendisin buna göre projelendirmesi gerekir.
Bir betonarme bina yapımında (örneğin çıkmanın olmadığı bodrum kat + giriş kat dahil 7 katlı ve her katta ortalama 150 m2 ölçülerinde 4 dairenin olduğu bir bina) kolonların yoğunluklu olarak kullanılması perde betona göre ağırlık anlamında bir avantaj oluşturur mu? Bu videoda bahsettiğiniz tarzda veya daha yoğunluklu perde beton kullanımının olması durumunda binaya ekstradan bir ağırlık biner mi? Böyle bir ağırlık artışı söz konusu olursa bu olumsuz bir durum olur mu? Olur ise bunu bertaraf etme yöntemi nedir? Böyle bir yapıda perde beton yoğunluklu çalışmaya ek olarak sismik izolatörler de kullanılmak istendiği takdirde bu yoğunluklu perde beton kullanımının sismik izalatörlerin çalışmasına etkisi nasıl olur? Çok soru sordum biliyorum :) ama cevap vereceğinizi tahmin ettiğim için sordum. Şimdiden teşekkürler ve iyi çalışmalar.
Merhaba, perde betonlu sistem kolonlu sisteme göre çok daha ağır olacaktır. Bu da binanın daha büyük deprem kuvvetlerine maruz kalmasına neden olacaktır. Ancak perde; binaya verdiği bu dezavantajın yanında, onlarca katıyla da birlikte avantaj olarak sunan bir sistem. Yani yapıyı güçlendiren bir sistem.
Sismik izolatör perdeli sistemlerde ayrı bir şekilde kullanılabiliyor. Ancak ülkemizde üç tane sismik izolasyon yapan firma var. Dolayısıyla bunun yakın vadede yaygınlaşacağını düşünmüyorum. Perdeli yapılar inşa etmek çok daha pratik ve hızlı bir çözüm.
Kadıköy Bostancıda inşaatı devam eden bina inşaatının (metrekare satış fiyatı 100 bin TL olan biryerden bahsediyorum) önünden geçtiğim de fark ettiğim hazırlanmış kolon ve kiriş donatı istiflerinde etriye demirleri 135 derecelik açı ile yapılmamıştı bunun yerine 90 derecelik açı kullanılmıştı. Bu kadar olay yaşanmış ve metrekarede bir o kadar para alan bu mütahhit bu işi bu şekilde yapmaya devam ediyor ve anlaşılan adam akıllı denetleyende yok. Yasa, yönetmelik bunlardan önce Ahlak ve Etik değerlerin eğitimle beraber verilmesi lazım.
Ne yazık ki yapı stoğumuzun büyük bölümü sizin dediğiniz şekilde inşa ediliyor.
Depremde yıkılmayacak bir bina yeterli değil. Depremden sonra bile içinde yaşayabileceğimiz binaların inşaası gerekiyor.
Çok haklısınız. Ancak bunun için yönetmeliklerimizin değiştirilmesi gerekiyor.
Yeni yönetmenlik de cikma yasaklandı taban genişledi İstanbul icin m2 suan 1180 usd
Merhaba ustam 3 katlı aile apartmanı yaptırmak istiyorum zemin kat dükkan üstte 3 tane 120 metrekareden daire kaba inşaatı ne tutar tahmini teşekkürler
Merhaba, kullanacağınız malzeme, zeminin iyileştirme gerektirip gerektirmediği gibi detaylarla şehrinizde bulunan bir inşaat mühendisinden destek alabilirsiniz.
@@emirhanaydin tesekkurler
Milleti bilgilendirmeye devam. Durmak yok
Değerli yorumunuz için teşekkür ederim 🙏 haklısınız
Dükkan katında yumuşak kat olusmaması için kat yüksekliginin yani dükkan katın kolon boylarının normalden daha uzun olması yumşak kat olusmasını engellemii statik olarak
Merhaba, zemin kat kolonlarının yüksek olması duruma olumsuz etki yapar.
Asmolen döşeme ve şimdiki hali ile çift yönlü kaset depremde nasıl performans gösterdi acaba? Toki binalarında KH gördüm ben fotoğraflardan tabi GÖ konusunda başaralı yönetmeliğimiz bence 2007 e göre çok iyi sahada etriye çiroz imalatlarına da bakmak lazım. etik ile geçinme arasında kalan inşaat mühendisi olur mu ? Çıkma. E Bodrum katı yasaklıyın birde perde ağırlığındkı yer sıkıntısı otopark katında araç asansörü ile çözülebilir maliyeti mi burada bir daire 7 milyon 90 m2 bırakında binalarda perde ile çözelim
Merhaba, değerli yorumlarınız için teşekkür ederim. Çift yönlü asmolen döşemelerle ilgili test edilecek kadar yeni yapı olduğunu sanmıyorum ama biraz önyargılıyım. Deprem bölgelerinde klasik kirişli sistem bana daha cazip geliyor.
Ustat bu bina kac katli
Beton kürü ve inşaat prosesi arasında kafama takılıyor ne zamandır : Yapılan inşaatlarda iki beton dökümü arasında 10 gün bilemedin 15 gün ya var ya yok. Çevremizde sürekli görüyoruz.
Şimdi beton ideal dayanima 28 günde (%70-80) ulaşıyorsa, bu proses hızını neyle açıklıyorsunuz? Yani, ikinci katın betonu 10-15 gün sonra dökülmesi normal mi?
Bu normal kafes karkas... Bir de tünel kalıplar var onlar daha seri dökülüyormuş.
Dökülen betonun altındaki kalıpların sökülmemesi gerekiyor. 10-15 gün yine iyimser kaldı. 2 günde kalıpları söküp her 7 günde bir beton döküyorlar 🤦
Bunlar hep sahada şantiye şefi olmamasından kaynaklanıyor. Umuyorum ki bir sonraki videomda buna detaylıca değineceğim.
İçerenköy -Ataşehir de yaklaşık kırk yıllık binamızı kentsel dönüşüme sokmak istiyoruz binamız yirmi daireli 721 m2 arsamız var ve belediye 1920 m2 kapalı inşaat yapabileceğimizi söyledi daire başı maliyetimiz ve daire başı net kaç metre kare düşeceğini hesaplayabilirmisiniz teşekkürler.
Bunu sizde hesablaya bilirsiniz.zaten gerekli verileri söyle di mutahitimiz.
120 metrekare olsa bir dairemiz çarpı 7500 yaklaşık 900.000 eder.
Yirmi daire den hesablarsak 18000000.
Yani daire başı bir milyon a yaklaşır ama sağlam bir yapı olur.insallah.yine de siz işi uzmanı ile görüşün.insallah ülkemizde binalar yıkılıp insanlar ölmez.
@@ylmazbayram8240 Bina komple yapılacağından daire m2 dışındada inşaat giderleri oluyor. Örnek: Kapalı otopark, Merdivenler, Yangın merdiveni v.s. onları eklendiğinde daire başına düşen maliyet artıyor. Birde inşaat firmaları m2 maliyeti burada yazanın x2 katından (14,000 m2 x 1,2 kar= 15,600 TL/m2 civarı) uyguladığında fiyatlar anormal artıyor.
perde olmasa bile dikdortgen colonlarda uzun taraf kisa tarafin en az 3 kati olur gibi bi kural uygulansa. zaten en kisa izin sanirim 30 cm. min 30x90 gibi colonlar kismi perde gibi calismazmi ? kare kolondada min 50x50 felan bu tip zorunlu sartlar gelse.
Merhaba, perde kuralı için üç kat çok az. Ancak yapıdaki perde oranı ile alakalı alt limit belirlenerek bu çözülebilir. Video açıklamasında japon yönetmeliğinden bir madde ekledim. Onu inceleyebilirsiniz.
peki insaat muhendisi oldugunuz icin size sorayim. binadaki mevcut ayni sayidaki kolonu 60x30 yapmak yerine 90x30 yapsak depreme daha dayanikli olmazmi ? tabi ben duz mantik dusunuyorum belki baska faktorler devreye giriyordur.
@@utkanizmit düz mantık olarak dediğiniz doğru. Kolon ebatlarını büyütmek kapasiteyi artıracaktır.
@@emirhanaydin BEY PERDE KOLON DEDİĞİMİZDE DAR KENARININ ÖLÇÜSÜ 30 CM DİYELİM UZUN KENARI 30 CM NİN 6 KATI YANİ 180 CM OLMA MECBURİYETİ YOKMUDUR
BİRDE KÖŞELERDE PERDE KOLON İKİ YÖNEDE 100 CM YAPILAMAZMI
BİRDE ODALARDA T ŞEKLİNDE PERDE KOLON YAPILAMAZMI 120 CM UZUNLUĞUNDA 60 CM DE ODAYI AYIRAN DUVARA DOĞRU BİR PERDE KOLON DEMEK İSTEDİM
SARSINTIDA BU ŞAŞIRTMALAR MUKAVEMETİ ARTIRIR DİYE DÜŞÜNÜYORUM İŞLERİNİZDE BAŞARILAR TEMENNİ EDERİM
Hocam sizi dışarıda tutuyorum ama mühendisler delikanlı gibi dik dururlarsa kimse hırsızlık yapamaz.Maliyet konusunda çok aydınlatıcı bir video olmuş emeğinize saygılar.
Değerli yorumunuz için teşekkür ederim 🙏 insiyatife bırakma lüksümüz kalmadı artık. Yönetmeliklerle ve kanunlarla bunu sınırlamamızın gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle de hükümete büyük iş düşüyor.
Delikanlılık yapmak için karnın tok olmalı 😂
Her ile üniversite kurup, her sene binlerce mühendise diploma verirsen, o işsiz mühendis kardeşim dik duramaz.O dursa ihtiyaç sahibi bir arkadaşı eğilmeye razı olur. Şehirlerin kurulumunda yer seçiminden, imarı bozup ilave kat çıkılmasına, ülke ekonomisini betona bağlamaktan eğitim politikasına kadar tüm konuları çözersek, mühendisler de dik durur. Ülke ekonomisini bütün olarak görmeden, kişilerden kahramanlık beklemek gerçekçi değil.
Yönetmelikle yapılan yapı ayakta kalır diyemediğimiz için, bilgilenmeye çalışıyorum ki güvenli bir ev yaptırabilmek için. Müteahhit değil inşaat mühendisi başında olan bir yapı yaptırmak mümkün mü?
Merhaba, evet. Ve mutlaka öyle yaptırın. Müteahhit firmanın sahibi inşaat mühendisi olsun.
Nasıl artık beton hazır geliyor katlar da hazır blok blok geliyor kapı pencere takılı (aynı firma dışarda başka içerde başka teknik kullanıyor
Halbuki dışarda deprem yok sadece çok sıkı teknikler tam tersi bizde deprem var bütün teknikler inş Allah maş Allah
60*60 kaset döşme için görüşünüzü merak ediyorum en azından teorik olarak sağlamlık açısından. Not: 2018 yönetmligi ile yapıldı 155m2 bir proje alt kat dükkan üstü üç daire toplam 4 kat. 70 cm radyal temel var c30 beton kullanıldı çıkma hiç yok asansörün karşılıklı 2 tarafı perde beton kaset döşme olduğu için demir donatı miktarı çok yüksek ancak asmolen beni kuşkulandırıyor sizin görüşünüz nedir
Merhaba, 2018 yönetmeliği güven veren bir yönetmelik. Ancak klasik kirişli sistemler haricindeki sistemlerde deprem kuvvetlerinin perdelerle karşılanması gerektiğini düşünüyorum. Yine de benim aksime yönetmelik; iki yönlü döşemelere (kaset gibi) tolerans gösteriyor.
2008-2010 yapımı 1.deprem bölgesi fakat suya uzak ortalama lokasyon bağcılar zemin altı bodrum kat var otopark niyetine fakat kullanılmıyor bodrum etrafı perde çift daire üzerine 17 kolon saydım 40*40 da 60*30 da mevcut yukarıya doğru perde sadece ortada U şeklinde 3 tarafta asansör etrafında var %20-30 eğimli sokak bitişik nizam yüksek giriş üstü 3 taraftan maks 80cm cıkma mevcut giriş ile beraber 7 katlı cift daire üzerine yönetmelik yeterli gelir mi sizce
Kaçan projeye gelirsek. Bir mühendis açısından binaya 1.50 çıkıntı yapmakla 1.75çıkıntı yapmak arasında çok mu fark vardı? O yapıyı bilmediğimden soruyorum. 25 santim için dik duruş sergilemek doğru mu bilemedim. Perde konusunda radye konusunda dik duruş sergilense daha doğru olurdu diye düşünüyorum.
Yönetmelik konusunda da,ben yönetmeligin mühendisi serbest bırakarak dogru bir yaklasim sergiledigini dusunuyorum. Her müşterinin, her mimarın, her mühendisin , mütahitin, zeminin, şehrin, belediyenin kendine özel koşulları vardır.
Ve gerçek bir mimar ve mühendis , yönetmetliklerle eli kolu baglanmadan o koşullara ayak uydurabilmelidir. Bir de bilgisayarına her probina kuran vatandaş mühendis degildir, piyasanin icinde birisi olarak bizden daha iyi bilirsiniz.
Merhaba, değerli görüşleriniz için teşekkür ederim. 1,50'de ısrar etmemizin sebebi; bir yerde sınırların belirlenmesi gerektiğindendi. Çünkü bakıyoruz farklı şehirlerde çok çok daha yüksek konsollar da uygulanıyor. Ancak bunun yönetmelik bazında bir sınırının olması gerek. Bana kalırsa tamamen kaldırılması gerek.
Perde konusunda ve radye konusunda; mühendis kökendi müteahhit firmalar gereğini yapıyor da, diğerleri ne yazık ki tercihlerini "ekonomiklikten" yana kullanıyorlar. Ne demek istediğimi anladığınızı düşünüyorum.
İşte tam da bu yüzden mühendisin, mimarın, müteahhitin serbest bırakılmasının doğru olmadığını düşünüyorum. Betonarme perdelerle overdesign bir tasarım yapan bir mühendis, %10 daha fazla demir tonajı çıkardığı gerekçesiyle bir daha piyasadan iş alamazken; yönetmelik şartlarını 30x50 kolonlarla ucu ucuna sağlayan ama "ekonomik çözüm" diye sunan bir mühendis bütün işleri alıyorsa burada sistem alarm veriyor demektir.
Yanyana üç parselden ikisi; 21 metre zemin iyileştirme yaparken ortadaki parsel hiçbir şey yapmamışsa; burada da sistem alarm veriyor demektir. Bunun gibi onlarca örnek vermek mümkün. Elimizde öyle bir su testisi var ki; hangi deliği tıkasak diğer deliklerden faşır faşır su akmaya devam ediyor. Birini kapatıyoruz diğerleri durmuyor. Böyle bir durumdayız inşaat sektörü olarak.
Mühendis, mimar ve müteahhit tasarım konusunda ne zaman serbest bırakılır? Toplum olarak hepimiz ahlaklı olduğumuz zaman bırakılır.
Son olarak; belediyelerin özel koşulları olması gerektiği konusunda şunu söylemek isterim. Ah şu siyaset olmasa...
@@emirhanaydin piyasa koşulları , genel ahlak seviyesi herkesin malumu. Sadece o bahsettiginiz bina ve zemin özelinde mühendislik açısından yapılabilirliğini sorguladım. Yoksa gerçek bir mühendis 10metre de konsollu bina da yapabilir, çelikten tamamı çatıya asılan bina da yapabilir, ters duran bina da yapabilir.
Ekonomiklik konusunda. Siz bir projeye teklif verirken mütahite (bu videodaki kiyaslamada yaptiginiz gibi) beton demir kalip duvar metrajini veriyor musunuz? Teklifleri o şekilde mi kıyaslıyorlar?
Merhaba, ben piyasaya proje hazırlamıyorum ancak piyasada bu şekilde. Hatta bazı mühendisler "az demir çıkarttığı" için ayrı bir müşteri kitleleri var.
@@emirhanaydin
tamam bu şekilde söylerseniz anlarım. yapmak istemiyordum, yapmadım... Ben de yerinizde olsam ozalit parasina tam set "proje" hazirlayan , cizimlerdeki demir caplarini kuculten bu teknik ressam/tekniker/veya 3-5 matematik cozup muhendis olmus arkadaslarla rekabet etmezdim.
ama" ben 150cm konsolla bina çözebiliyorum, 175cm konsola prensip olarak karşıyım " deseydiniz bu saçma olurdu.
Sanırım yanlış anlaşıldım. Teklif verdiğim yere müteahhit firma olarak teklif verdim. Ve 150'lik çıkmanın ötesini reddettim. İşi alsaydım projesini kendim hazırlayacaktım tabii, o ayrı mesele.
Prensip olarak da çıkmalara karşıyım. Yapmadım mı? Yaptım. Ama karşıyım. "Gerçek bir mühendis 10 metre konsollu bina da yapabilir" fikrine de karşıyım. Deprem ülkesiyiz. Almanya'daki bir mühendis yapsın. Ama bir zahmet İstanbul'un kıytırık ara sokağındaki adam mühendisliğini konuşturmayıversin. Ha vizyonlu, büyük bir proje olur, AVM gibi, bilmem ne kule projesi gibi; o zaman bunu tartışırız. Ama bu "sınırsız mühendislik" fikrini tabana indirgememek gerek.
Ben; mühendislerin sınırlamalarla kısıtlanması taraftarıyım. Sınırlamazsanız konsol çıkmalar bunların en masumu kalıyor. Bakın bir ara sokak projesi: instagram.com/reel/CnZyPR9pkli Eğik kolon yapılmış. Şimdi bunu gören bir başka müteahhit, bir başka mühendisten aynı çözümü isteyecek sıkıştığı yerde. Mimar da mühendisten aynı çözümü isteyecek. Sonra yılan gibi kıvrıla kıvrıla giden kolonlar görmeye başlayacağız.
Görüşümün sizden farklı olduğunun farkındayım. Ancak benim görüşüm bu şekilde. Sevgiler.
Çıkmaları ben de sevmiyorum ama öyle binalar var ki çıkmasız yeniden yapılamıyor.
Kimsede para yok. imar durumu saçak kotu.
Buna rağmen perde yapıyoruz odanın içinde perde çıkarsa ya onlar ebevyn yatak odası banyosu oluyor ya da balkon. Çıkmalarda perde de olur. Hem de süper olur.
3+1 evi olan 2+1'e düşüyor. 2+1 evi olan 1+1'e düşüyor ona rağmen müteahhit payı kalmıyor gibi. Çıkma olmazsa çöp oluyor.
Çelik yaparız daha iyi (maliyet kurtarıyor Fenerbahçe'de bina) Mimar perde ve çıkma problemini çözecek bir şekilde. Mecbur.
Merhaba Ahmet Bey, değerli yorumunuz için teşekkür ederim. Benim kendi şehrimde gözlemlediğim durumun fotoğrafını aşağıya koyuyorum kısaca da şu şekilde izah edeyim:
Bizim şehrimizde parsellerimiz küçük, dolayısıyla tabanda küçük bir yapılaşmanın üzerine her yönde, dört cephede de 1.75 metre çıkmalarla mantar gibi binalar yapıyoruz. Üstelik yeni imara açılan alanlar buralar. Hal böyle olunca (aşağıda fotoğraf koydum ancak bu benim şehrimden değil, ilk bulduğum fotoğrafta işaretleme yaptım solda turuncu ok ile) turuncu ok ile gösterdiğim bölümde x ekseninde perde koymak mümkün olmuyor. Veya sağ cephede y yönünde perde koyulamıyor. Haliyle sizin de dediğiniz gibi binanın çekirdeğine doğru perde koyulması ihtimali var ancak örneğin "bina köşelerine L şeklinde perde koyup burulmaları karşılayalım" diyemiyouz. Perdeler çekirdeğe doğru kayıyor.
Siz de bakış açınızda haklısınız. Yeniden yapılaşacak binalarda çıkma yapılmasını engellersek, kentsel dönüşümü engellemiş kadar oluruz. Belki de bu nedenle imara yeni açılacak bölgelerde çıkmaları sona erdirebiliriz.
blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj9DQZ9iusaO5R6GGPCE1kvmjnPaeqC5Fn3ucYrGsT4fiqyVwQ3IafZ6epT5jsIJBnuv0kZ7xWa5j_vjLZNQ_IyM8dU3nlAp2WHq4fFO4yV4pnBAX5jLqnnZc46q9mYXXyqolhj0B4qx9ASJRFKVkOHCTGJduwUq7hG8Wd-QKUrNZZoQxCZ5gODjtbR/s1895/perde%20atılamamasının%20sebebi.png
@@emirhanaydin Geniş açıklamanız için teşekkürler. Önceden de söyledim şimdi de diyorum ki ders niteliğinde çok hoş bilgiler veriyorsunuz. Ne yazık mimarlık fakültelerinde sizin kanalınızda verdiğiniz kadar hoş ve HAP BİLGİ öğrencilere verilmiyor. Çoğu mimar bunlardan bihaber şekilde mezun oluyor.
O yüzden yeniden tebrik ettiğimi bilmenizi isterim.
Ben eskli bir akademisyenim. Mimarlığı yarışma projelerinde ve patent gibi konularda zolarım. Yani pek fazla yap-sat işine girmem. Beğenmediğim için değil bu tür işleri çok daha rahat yapanlar var ve benim artı katacağım bir husu değil. Mevzuat sıkı. Müteahhit para kazanacak. Mal sahipleri şöyle böyle dertler.
kimseyi suçlayamam. Ancak sizin gibi genç arkadaşların HAYATİ ÖNEME SAHİP UYARILARI BİLE GÖZ ARDI ediliyor ona deli oluyorum. Yani bu felaket yıkımda çalan çırpan müteahhit varsa bile bu önemli detayları sallamayanlar yüzünden olmuştur.
Neyse perde candır. Her türlü severiz ve çıkmalarda kullanılmak zorunda kalırsa çoğu mimarın çözümü o garip yeri balkon veya Ebevyn banyosu olarak tanımlıyoruz.
Kötü mü. Kötü ama zorunda kalınıyor.
www.hizliresim.com/nlzthoh
Her şey içn teşekkürer
Değerli katkılarınız ve yorumlarınız için teşekkür ederim Ahmet Bey, çizim için de ayrıca teşekkür ederim. Elinize sağlık.
Maalesef ticaret hayatında 5 yerine 2,5 kâr edeyim de malzemem sağlam olsun diye düşünen kaç kişi vardır bilemiyorum. Hele hele hata sonucu direkt insanın canına, sağlığına etki edecek inşaat işinde bu durum daha da öncelikli olmalı. Perdesiz 5 kârın olacaksa Perdeli bina yap 3 kârın olsun ne var yani. Daha çok kâr etme hırsından kurtulamadığımız müddetçe bu konuyu aşamayız. Bir de işi yapacak Ustasından Müteahhitine, Mühendisine kadar herkeste bu dünyada ayıpları saklasalar da öldükten sonra hesaba çekileceklerini unutmadan, herkes yapacağı işi kendi çoluğuna çocuğuna sağlam bir yer yapıyormuş hassasiyeti ile sahiplenerek işin hakkının verildiği bir iş için çabalanması gerek. İnşaellah düzeliriz. Ben kendimi İnşaat Mühendisi olarak düşünüyorum da herşey dört dörtlük olsun diye herkesle uğraşır ve en sevilmeyen mühendis olurdum gibi 🙂 Olsun insanlar sevmese de Allah razı olsun yeter. Allah yardımcınız olsun
Değerli yorumunuz ve iyi dilekleriniz için teşekkür ederim. İşte bu konular kişilerin ticari insiyatifine bırakılmamalı. Yönetmeliklerle sıkı bir şekilde düzene konmalı. Bir sonraki videoda bu konuyu detaylıca ele alacağım. O videoyu da kaçırmamak için kana abone olmayı unutmayın :)
@@emirhanaydin abone oldum Üstad . İnşaellah temenniniz yerine gelir. Hatta kentsel dönüşüm için binaların yenilenmesi de insanların tercihine bırakılmamalı. Mülk sahiplerine gerekli yardım sağlanıp insanlar ölmeden zorlada olsa yenilenmeli. İnsanlar ölüyor ondan sonra yardım topluyoruz. Gerekirse halkta bu işin içine dahil olsun ve ölmeden birbirimize destekçi olalım. Bazen toplumun hep birlikte ortaya atacağı 1 ₺ ile bile neler yapılır neler. Hayrolsun diyelim
Söylediğiniz şeylere katılmama rağmen yapıcı bir eleştiri yapmak isterim. Yıkımlardaki en önemli sebeplerden birisi de uygulamadaki eksiklikler bana kalırsa. Örneğin ben şu ana kadar çiroz sayısı projesine göre imal edilen bir yapı görmedim.Yönetmeliğin izin verdiği tasarım esnekliğine uygun imalat pratiğimiz malesef çok çok az sayıda şantiyede mevcut. Fakat madem sünek tasarıma uygun imalat yapamıyoruz o zaman türkiyedeki tüm yapıları toptan dayanım üzerine kurgulayalım demenin de olumsuz yanları var. Örneğin dış kontürlerinde perde duvar tasarlanan yüksek yapı sınıfındaki yapıda (30 kat örneğin),yapının deprem anındaki davranışı sonucu, yüksek sünek tasarlanan dış kontürü kolonlu yapıya göre (çekirdeği bu yapının perde olabilir bu arada) temele bağlanan dış perdelerde anormal yüksek normal kuvvetler çıkabiliyor, ve daha tehlikeli yapılar olabiliyorlar (mesela rönesans rezidans da bol perdeli ve çıkması olmayan bir yapı-gerçi o yapı yüksek yapı değil, perde yüzünden yıkıldı demiyorum yanlış anlaşılmasın :)). Başka bir örnek olarak da 2 katlı yapılar dayanım üzerine kurgulandığında, oransal olarak yüksek demir metrajı çıkıyor-özellikle temellerde.Daha pahalı yapı yapmak demek de, ülkenin daha uzun sürede tehlikeli yapı stoğunu yenileyebilmesi demek. Bu ikilemin nasıl çözülebileceğini bilemiyorum :) Ama bana kalırsa bir yönetmelik değişikliği yerine, müteahhite iki seçenek verilmeli. Örneğin ya sizin dediğiniz gibi uygulama eksiklerinin tolore edilebildiği dayanım üzerine kurgulu yoğun perdeli sistemlerle yapacaklar, ya da çok ciddi ve maliyetli alternatif bir denetim sistemine tabi olmayı kabul edip(mesela düzgün maaşlı tam zamanlı şantiye şefi çalıştırma zorunluluğu gibi) mevcut yönetmeliğe göre yapacaklar. Buna benzer bir ara çözüm bence daha uygun olacaktır. Unutmayalımki 2000 öncesinde yapılan birçok yapı depremde yıkılmadı, en önemli şey bence yönetmelik değil, yapı imalatında ve projelendirmesinde işverene düzgün hizmet almasını zorlamak daha önemli bir husus.
Merhaba Turan Bey, teknik yorumlarınız için teşekkür ederim. Aslında geçiş yapılmasını istediğim durum şu yazıda kısmi olarak özetlenmiş. Bu yazıyı okur musunuz? www.imo.org.tr/Eklenti/526,japon-sismik-bina-sartnamesi-isiginda-dbybhy-2007nin-degerlendirilmesipdf.pdf?0
Tünel kalıpla ,perde aynı değil mi?
Merhaba, tünel kalıp bir kalıp sistemi. Tünel kalıpta her taraf perde duvar olduğu için perdeyle özdeşleşmiş olsa da; konvansiyonel kalıpta da betonarme perdeler yoğun bir şekilde yapılabilir.
Müteahhitin meslek sahibi olmasına gerek yok. Konu açık, yönetmeliklerle asgari önlemler alınacak ve denetleme mekanizması çalışacak.
Devlet, ülkenin ve bölgenin gerekli kurallarını belirlemeli, denetlemeli ve hiçbir bina denetleme olmadan kullanıma açılmamalıdır. Kural bu kadar basit degil mi?
Yapı denetim sistemi ile aslında güzel adımlar atıldı. Ancak yeterli değil. Hala şantiyelerde şantiye şefi yok. Hepsi kağıt üzerinde. Bir sonraki videomda detaylarıyla anlatacağım. O videoyu da kaçırmamak için kanala abone olmayı unutmayın :)
Teşekkürler
statik olarak da inceleyelim hocam
Teşekkür ederim, bir tek siz yazdınız 😂 herkesin ilgisi maliyet konusunda.
Evlerimizin süslerine verdiğimiz önemi sağlamlığa verseydik deprem bu kadar bizi korkutmazdı
😞 haklısınız
Normal şartlarda bir vatandaş bu yorumu nasıl yapabilir? Hangi yapı denetim yaptı dışında? Demir donatısını? Betonun sulanıp sulanmadığını dışardan bakıp anlaması mümkün mü? Tşk
Belediyesi yapı denetemi tonla para alırken bı sıkıntı yok .Napayım elime metre alıp teker teker kolonları mi olceyim ?
yönetmenlikte kolon kiriş bağlantısı var. sizin sistem kirişi dediğiniz zaten yönetmenlikte ve yapı denetim kanununda var. yapı denetimler bunları sadece tık geçerek yaptığı için durumlar böyle..
Çerçeveyi, konsolun ucunda tamamlayarak da bu durumu aşmanız mümkün. Yanılıyorsam, ben de hatamı düzelteyim. Bizim şehrimizde meclis kararı olduğu için biz karara istinaden bağlıyoruz bu nedenle hakim olmadığım bir durum olabilir. Yönetmeliğin hangi maddesinden bahsediyoruz?
@@emirhanaydin resmigazete.gov.tr/eskiler/2019/05/20190530-1-1.pdf burdaki proje bilgi föyünde (statik betonarme proje kontol föyü) kısımda kapalı bina çıkmalarında kolonların uçları sürekli kirişlerle bağlanıp çerçeve oluşturulmuş diye madde var. bu yapı denetim hayatımıza girdiğinden beri var. ama sağolsunlar yapı denetimler bile yapı denetimlik yapmadığı için durum bu. 2018 yönetmenliğinde bu durum yönetmenliğede girdi. onuda bulup atarım.
Merhaba, katkınız ve bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederim. Yapı denetim firmalarıyla konuştum. Bu listedekilerin hepsinin "evet" olarak işaretlenme zorunluluğu yok dediler. Hayır olarak işaretlemenin bir mahsuru, bir yaptırımı olmadığını söylediler.
Deprem yönetmeliğinde ilgili maddeyi gönderir misiniz?
100 mt kare ev için en az 2 mt lik 40 lık 40 mt perde taşıyıcı sistem olsa hiçbir şekilde yıkılmaz
40a 200 perde şahane olur sonuç ise can kaybı en aza iner
kasaptan berberden sanayideki tamirciden köydeki çoban dan galericiler mütahit olursa olacağı bu arkadaş yıllar önce tek katlı ev yaptırmak istedim mimara proje cizdirdim ticaret odasına gönderdiler oraya para yatırmam gerekiyormuş neyse yatırdım bu neyin parası diye sorduğumda HAYIRLI OLSUN MÜTEAHHİT oldun dediler şaka gibi gercekten😅😅😅😅olay ESKİŞEHİR'DE gercekleşti😊
En güzel noktayı yakalamışsınız. Yönetmelik. Yönetmelik çok iyi olursa müteahhit ilk okul mezunu da olsa fark etmez her hâlükârda binalar sağlam yapılır.
Kesinlikle. Madem ilk okul mezunu müteahhite bina yapma izni veriyoruz. Öyleyse bunun önlemini yönetmeliklerle almalıyız.
Ovaya yapi yapmayin,
Yüzde 10 diye tahmin ediyordum yüzde 5 mis farkı
Projeden projeye yüzde ona da çıkabilir, hatta geçebilir de. Kafanızdaki oranlar mantıklı.
Şimdi sizin videolarınızı izliyorum demir donati videosunu izledim .bunu yapacak Demirci varmı? Ben inatçı değilim .ama kendi yerimizi mütahide vermiştik orda inatçı olduk.sizin bu videoları izleyince demekki bizler çadırda oturuyoruz.bana telofonu nüzú yazarsaniz size danışmak istediğim konular var .bana bu konular hakında bir fikir verirseniz memnun olurum.
Merhaba, emirhanaydin.com.tr adresinde iletişim bölümünden bana ulaşabilirsiniz. Ne yazık ki bilinçsiz müteahhit firmalarımız nedeniyle pek çok kişi sizin gibi mağdur.
Çıkın eylem yapın arkadaş, en üst sorumlu mühendis olsun. Müteahhit te kimmiş.
Bir sonraki videomda bu konuyla ilgili çok daha fazla detay vereceğim.
Ben insanları anlamıyorum, insan hayatı paradan daha mı önemsiz, sağlam bina yapmak o binanın daha hızlı satılmasına sebep değil mi.
Merhaba Osman Bey, videoda da eleştirdiğim konu bu aslında. Mühendislerimiz, müteahhit firmalarımız; tasarım yönetmeliğe uygunsa "bina sağlamdır" olarak düşünüyor. Ki haklılar da. Öyle olması gerekiyor. Gerekiyordu.
Bir sonraki videoda çok daha fazla detay vereceğim ancak; yönetmeliklerimiz gerçekten çok ağır. Hatta amerikan yönetmeliğine çok çok benzer bir yönetmeliğimiz var. Ki orada da San Andreas Fay Hattı var. Dolayısıyla Hatay örneğine kadar kimsenin sağlamlığa dair bir şüphesi yoktu.
Ancak şimdi; bundan ders alıp hem imar planlarıyla hem de deprem yönetmelikleriyle çok katı kurallar koymamız gerek. Bu deprem, son milat olmalı.
@@emirhanaydin Kendi adıma siz ve sizin gibi mühendislerden çok faydalandım, herkesi de bilinçlendirmeye çalışıyorum, çok sağolun bilgiler için. Keşke herkes sizin gibi olsa.
Muhendis olsan o betonun kalitesini hicbir sebepten dolayi dusurmemeliydin.
Önce neden bahsettiğinizi anlamayıp videoyu epey izledim, ardından anladım. Ama bu yorumu yazdığınıza göre belli ki siz bu videoyu ve videonun maksadını hiç anlamamışsınız. Anlama kapasiteniz olsaydı tane tane anlatırdım ama belli ki yok. Zahmet edip tekrar yorum yazmayın.
Yine de kanalımın diğer aboneleri için kısaca bir açıklama yazacağım ki konu havada kalmasın. Videonun içeriği "müteahhitler perde koysa ne kadar maliyet artar" konusu olduğu için; maliyet farkını azaltmak amacıyla beton sınıfı bir kademe düşürülerek o şekilde maliyet kıyası yapıldı. Yani c35'ten c30'a düşürüldü hesap kıyası yapılabilmesi için. Vatandaş buna laf atarak "mühendis olsan" ibaresini küstahça kullanmış.
Özetle mühendis, yönetmelik standartları içerisinde herhangi bir beton sınıfına göre tasarım yapabilir. Beton sınıfını c30 seçmesi binayı daha güvensiz yapmaz, c35 seçmesi daha güvenli yapmaz. Esas olan tasarımdır. Beton sınıfının seçimine göre demir donatı metrajında değişiklikler olur.
ÇIKMA lar da acilen yasaklanmalı
Merhaba, çok haklısınız. Çıkma kültüründen vazgeçmemiz gerekiyor.
İyi konusuryosunuz, güzel konusuyorsunuz da TBDY2018 hakkındaki görüşlerinize katılmıyorum. Yönetmelik alt sınırları verir vs bunda sorun yok zaten alt sınırları verir, evet. Ancak, siz yönetmeliğe TAMAMEN uyacak şekilde birebir tasarlanan, en alt sınırlarla bile tasarlanmış olsa, bir yapının, tasarımına göre de kusursuz uygulandı diyelim, ki öyle olmak ZORUNDA, yıkıldığını nereden biliyorsunuz da TBDY2018'in yetersiz olduğunu söylüyorsunuz. Her bina perdeli mi olmak zorunda? Bana göre hayır. Neden zorunda olsun, daha rijit mi olur evet bu zaten bir gerçek. O zaman her binaya izolatör (pardon raylı sistem ya da pardon radye temel :DDD) koyalım diyen bir şeyden çakmayan kesimden bizim ne farkımız kalıyor. Yönetmelik yetersizmiş gibi bir algı yapmak, ki bu şu şartlarda mümkün değil (nedenini yazıcam), bir yüksek mühendis meslektaşınız olarak beni şaşırttı. Bu sizi izleyen ve bu meslekten olmayan izleyicilerin yarım ve yanlış bilgilenmesine neden olur. Peki neden yönetmelik eksik vs demek mümkün değil ? Bunun cevabı çok basit. Çünkü bunu diyebilmek için, öncelikle yapılan binanın projesinin en azından yönetmelik alt şartlarını sağladığından emin olmamız gerekir. Diyelim ki bundan emin olduk, peki ya uygulama ? Bundan nasıl emin olucaz ? Proje harfi harfine tam mı uygulanmış ki ? Tabi ki çoğu için hayır ama diyelim ki bundan da emin olduk. Proje tamam, uygulama tamam. Şimdiii geldik depreme, yahu bina tasarlanmış zaten DD2'ye göre. DD2 olmuş, bırakın hatta DD1 gerçekleşmiş. Üstüne bizim binamız nolmuş, hasarını almış görevini yapmış. E sonra ? 2. deprem gelmiş hem de bir DD1 daha. Kirişlerde plastik mafsallaşma tamamlanmış veya tamamlanacak ve sıra belki gelecek kolonlara. Peki bu durumda ne olacak ? Bunu siz de biliyorsunuz burada yazmama yok. Ama durum buraya bile gelmiyor. Proje yönetmeliğe uysa uygulama uymuyor. Proje uymazsa zaten iş tamamen kopuyor. E burada olayın yönetmeliğe kalması kaçıncı sırada ? Hatalı ve bir şey olmazcı uygulamacılar, mühendisi yalnızca kullanan, ondan faydalanmayan müteahhitler, denetim için gidip kalfayla sigara içip dönen mühendisler ve işini ciddiye almayan bürokratlar olduğu sürece; bu sıralamada, yönetmeliğe, değil zorunlu perde zorunlu izolatör de koysak hiçbir şeye ulaşamayız. Lafın kısası, yönetmeliği suçlamak ancak bu durumda bana kalırsa acizliktir. Ki yönetmeliğin yetersiz olduğunu söyleyecek veri de elimizde bulunmamaktadır. Bulunursa kolayca, çok değerli bilim insanlarımızın katkılarıyla düzenlenir, yenilenir. Bu son meseleyi ilk mesele yaparsak da sadece kendimizi kandırırız...
Saygılar
Merhaba, detaylı bir yanıt yazacağım ilk fırsatta.
Ancak müsait olabildim, bu nedenle geç yazıyorum, kusura bakmayın. Uzun bir yazı olacak.
Şimdi öncelikle idealist bakış açınızı anlıyorum. Uygulamanın proje ile birebir aynı olması durumunda sorun yaşanmayacağını düşünüyorsunuz. Yönetmelik bizlere dayatıldığı için haklısınız da. Böyle düşünmemiz gerekir. Yönetmeliğin bir garantisinin olması gerekir ki o da budur. Yani bir yapı yönetmeliğe uygun tasarlandıysa hiçbir sorun olmamalıdır, en azından ilk depremde.
Karayolları projeleri değerlendirilirken taşıtların kaza oranlarına bakılır. Oranlar aklımda değil, yüksek lisansınızı bu konuda yaptıysanız hatırlarsınız belki. Örnek vereyim, 1000 araçta 1 araç o virajda kaza yapıyorsa suçlu; sürücüdür. 1000 araçta 10 araç o virajı alamıyorsa, viraj tasarımında bir sorun vardır. Proje revize edilir, yeniden inşa edilir.
Hatay'daki örnekte ise aynı caddedeki bütün yapıların yıkıldığı yerler var. 1000 araçtan 1000'i de kaza yapmış yani, öyle değerlendirmek lazım. Öyleyse bir yerlerde yetersizliğimiz var. Zaten bu konuda sizinle de mutabıkız. Mutabık olmadığımız yere gelelim. Yönetmelik oluşturucuları diyor ki; "Mühendis sahada oluşabilecek hataları ön görmeliydi ve buna önlem almalıydı."
Ben de diyorum ki; "yönetmelik oluşturucular, hazır her on yılda bir yönetmelik yayımlıyorlarken, onlar sahadaki hataları hepimizden iyi biliyorlarken bu önlemleri mühendisin inisiyatifine bırakmamalılardı." Kaldı ki şu anda da revizeye hazırlandıklarını biliyorum, hatalarının farkındalar. Ama hemen yayımlarlarsa suçu üstlenmiş olurlar. Seçimden sonra seslerini duyarız.
Bildiğiniz gibi bizim karşılaştığımız depremler, ivmeler Japonya'daki bazı depremlerden dahi daha yıkıcı, daha büyük. Ancak Japon deprem yönetmeliğini oluşturanlar neden çok çok yoğun bir şekilde perde oluşturma zorunluluğu koymuşlar biliyor musunuz? Çünkü depremden sonra "mühendis ön görseydi kardeşim" deyip sıyrılmak Japonlara yakışmaz. O bizim işimiz. Japonlar akıllı adamlar. Biliyorlardı tabii ki perdelerin sahada oluşabilecek her türlü hatayı absorbe ettiğini. Beton sınıfının dengesizliğini de absorbe eder, segregasyonu da absorbe eder, yumuşak katı da absorbe eder, zayıf katı da absorbe eder, kiriş süreksizliğini de absorbe eder gibi gibi.
TOKİ şantiyelerinde hiç bulundunuz mu? Genellemeler tabii ki yanlıştır ancak benim gördüğüm TOKİ müteahhitleri hep ilkokul mezunu, yetersiz insanlar. Hiçbir TOKİ binasının yıkılmaması bize bir mesaj vermiyor mu? Yani inşaat mühendislerinin veya mimarların işin başında bulunduğu yapılar yıkılmış ama TOKİ'ler ayakta. Buradan bir sonuç çıkarmamız gerek.
Ama sizi daha da ikna etmek için yönetmeliğin birkaç ufak açık noktasını da size yazmak istedim. Zaten bu yüzden yorumunuza cevabımı müsait bir zamana erteleme kararı aldım. İlk olarak yapılarımızın gerçek periyotları, hesap ettiğimiz periyotlardan çok daha düşük. Bu da hesap edilenden çok daha fazla deprem kuvvetiyle karşılaşacağımız anlamına geliyor. Ölçümlerin birinde ben de bulundum. Tezi buradan okuyabilirsiniz: tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tezDetay.jsp?id=PgiWM3Dp0nspqPkqomO2tA&no=P_YBQpw9ucroVBILUy6e4A
İkinci olarak; zayıf kat düzensizliğini X yönünde 175x30 kolonlarla doldurduğunuz bir binada Y yönünde de rahatlıkla aşabilirsiniz. Çünkü hesap yöntemi; atalet momentine göre değil kolon olup olmamasına göre baz alır. ( eskiantalya.imo.org.tr/resimler/ekutuphane/pdf/2584.pdf )
Üçüncü olarak taban kesme kuvvetlerimiz Eurocode değerlerine göre ve 2007 yönetmeliğine göre daha küçük. ( polen.itu.edu.tr:8443/server/api/core/bitstreams/1aec9f85-26c0-4c73-af4b-63366f496338/content ve dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1148769 )
Dördüncü olarak; Hatay'daki tipik sorunu biliyorsunuzdur. Çıkmalı yapılarda kolonları birbirine bağlayan sistem kirişleri (moment kirişleri) yoktu. Bununla ilgili bir zorlama yönetmelikte yok, bu nedenle de bu kirişleri koymadılar. Yönetmeliğe tamamen uygun. Ancak yapı aslında kirişsiz döşeme davranışı sergiledi. Oysa hesaplar buna göre değildi. Ne oldu? Sonucu biliyorsunuz. Dediğim gibi, yönetmeliğe birebir uygun. Ancak yapı kirişsiz döşeme davranışı sergiledi. Suçlu tamamen yönetmelik bu aşamada.
Beşinci olarak; yumuşak kat konusuna gelelim. Bu konuda zaten çok sert önlemler alınacağını tahmin ediyorum ama; 1000 araçtan 1000'i de kaza yaptı yumuşak kat virajında. Halbuki benim fikrim; yumuşak kat olan yerlerde deprem kuvvetlerini perdelerin karşılaması gerekirdi. Suçlu yine yönetmelik.
Şimdi yıkılan binalardan, enkazlardan karot numuneleri alıyorlar. Örselenmiş numuneden test alınmaz ancak ağır hasarlı binalardan alırlarsa sonuçları göreceğiz. Betonlarda belirlediğimiz 1.50 güvenlik katsayısı dahi yeterli gelmeyecek. Kürleme hatası mı dersiniz? Yoksa hazır beton firmalarının numune arabası adı altında sağlam beton gönderdikten sonra; yani numune alım işlemi bittikten sonra lakayıt beton göndermesi durumu var mıydı? Çünkü her mikserden numune almıyoruz yönetmeliklerimize göre. Bazı arabaları pas geçiyoruz. Beton garip malzeme, biliyorsunuz. Taze betondan numune almak sizce yeterli miydi? Taze betonda muazzam sonuçlar veriyor çünkü kür havuzunda bebek gibi bakıyoruz. Peki yerinde öyle mi? Segregasyon durumunu görmezden mi geleceğiz? Peki yönetmelik oluşturucular bunları bilmiyorlar mıydı da "beton döküldükten sonraki 28. günde sertleşmiş betondan da numune alınarak sonuç tayin edilir" diyemediler? Ağır hasar alan yapılarda beton dayanımının düşük çıkması durumunu yıllar içerisinde malzemenin yorulmasına da bağlayabiliriz bu arada. Çünkü malzeme yorulur. Sebepler artırılabilir. Ancak sonuç şuna gidiyor. 1.50 katsayısı yetersiz. Bu konuda bu videoyu da izlemenizi talep ediyorum: th-cam.com/video/pbIkq2Qd1ZY/w-d-xo.html
Zemin büyütme katsayıları... Hepsi yetersiz. Maluma ilam gerekmiyor. Bütün mühendisler biliyor ancak bunun henüz bir ispatı yok. Yönetmelikte bunu değiştirdiklerinde anlayacağız haklı olduğumuzu.
Yönetmeliğin bir başka açık noktası... Zemin iyileştirme ve zemin iyileştirme uygulamalarının testleri konusunda yeterli kıstas yok. Bu nedenle de zemin iyileştirme konusu ülkemizin zaten yumuşak karnı. Dava açmayacaklarını bilsem youtube'a taş kolon zemin iyileştirme uygulamalarının ülkemizde nasıl yapıldığını yayımlamak isterdim. Vahşet... Çünkü yönetmelikte bir tanımı yok ve iyileştirme firması nasıl yaparsa "doğrusu odur" oluyor.
Daha çok fazla madde yazabilirim. Bu yazdıklarım arasında da görmek isteyene delil çok. Ancak zaten youtube videolarımda aşama aşama bütün eksikliklere değinmek istiyorum. Diğer videolarda da yorumlarınızı görmeyi ve sizinle fikir alışverişi yapmayı çok isterim. Sevgiler.
@@emirhanaydin Detaylı yazınız için teşekkürler. Şahsi olarak size laf söyleme gibi bir niyetim olmadığını zaten biliyorsunuz. Kanalınızda güzel videolar da paylaşıyorsunuz sizi bu anlamda zaten kutluyorum. İlettiğiniz makaleleri veya tezleri de inceleme fırsatı bulduğumda inceleyeceğim. Yönetmeliğin kusurları olabilir bunu asla kusursuzdur demek için yazmadım. Kendisi bir kutsal kitap değil ve belli tecrübeler sonucu oluşturulmuş bir tasarım kılavuzu aslında. Kılavuz, aynı harita gibi size bir yol göstericidir. Karar verici değildir. Zaten karar verici olursa ve yönetmelik kesin tasarım ilkeleri içerirse mühendislik eğitiminin bir çok aşamasının gereksiz olduğunu düşünürüm ben şahsen. Neyse sonuç olarak bu deprem sonucu en basitinden şunu söyleyebiliriz ki örneğin meydana gelen deprem yönetmelik uyarınca verilen tasarım depreminin 2 katı hatta daha fazlası bu nedenle yönetmelik gözden geçirilmeli mi ? Evet tabii ki geçirilsin ve gerekli tedbirler alınsın. Mühendislik biliyorsunuz ki bir optimizasyon sanatıdır aslında. Sizden güvenli bir yapı inşa etmeniz istenir evet ama bunu optimum sınırlar için yapabilen kişi GERÇEK mühendis olur. Bakın kendimden örnek vereyim. Ben kendimce sizin kadar deneyimli bir mühendis değilimdir. Daha çok işin akademik veya bürokratik taraflarında bulundum şu ana dek. Bunun sebebi de kendimi çok yeterli hissetmemem veya bilgiye aç olmak oldu çoğu zaman. Benden daha yetersiz olduklarını bildiğim insanlar (online eğitim olmasa dersi geçme imkanı olmayan ki bence dersi geçmek bir anlam ifade etmiyor insanların konuları en azından lisans 3.sınıftan sonra ANLAMASI ve önemli seçmeli dersleri (geçilmesi kolay dersleri değil) alması gerekiyor) ise sahada birçok projeye imza attı, ki kalfadan daha az bilgisiyle. Karayolu konusunda y.lisans yapmadım yüksek lisansım yapı üzerine ancak o konudaki örneğiniz bence uygun değil. Çünkü, örnekte 1 karayolu var ve aynı karayolunda kazalar oluyor. Bina olayında ise binalar bir değil her binanın kendine göre kusuru ve değişeni farklı. Her binayı aynı kişi veya kişiler yapmıyor ki binaların yapıldıkları zemin koşulları bile farklı olabiliyor yakın ortamlarda da olsalar. Yani işin özü o örnek bize bir şey vermez bana göre. Bize bir şey verecek örnek ise şu olur; 2018i baz alırsak, diyelim ki Hatay'da 2018 sonrası yapılan bina sayısı 1000 ve bunların 1 değil 10 değil 100 tanesi yıkılmış ise bu durumda saha veya proje kusuru aramaya gerek yok hemen yönetmeliğe gidebiliriz. Nelerin yanlış olduğuna hemen bakabiliriz. Ama bir husus daha var ki yanlış olan şey yanlıştır ama her doğru olan şey yeterli de değildir. Taktir edersiniz ki bir binanın tasarımında, ki bu basit bir yapı bile olsa, zeminden çevre koşullarına, yapı malzemelerinden işçiliğine bir çok faktör var. Yönetmelik hepsini düşünüp bir emniyet durumu gözetebilir mi evet ancak ne yaparsa yapsın yönetmelik bazen gereksiz yeterli bazen yetersiz kalabilir. Çünkü değişken çok fazla benim yorumuma göre. Burada optimizasyonu yapacak kişi GERÇEK mühendis. Peki kaç GERÇEK mühendis var ? Ben bilmiyorum. Çoğu avrupa ülkesinde UZMAN mühendislik var ve bunun için mezuniyetin ardından tecrübe kazanmak yetmiyor, üstüne uzun süreli (örn ingiltere 7 8 saat) bir sınava giriyorsunuz ve yetkinlik kazandığınızı belgeliyorsunuz. Sonrasında kendinize GERÇEK mühendis diyebiliyorsunuz. Ne yazık ki sizin gibi değerli çok arkadaşımız yok. Siz de, madem öyle yönetmelik bunu yönlendirsin, iyice sıkılaşsın, binalar yıkılmasın diyorsunuz. Bunu da anlıyorum. Bu görüşte de sorun yok gerekli düzeltmeler yapılsın ben de isterim. Ancak vurgulamak istediğim şey eğer Hatay'da 2018 sonrası yapılan 1000 binadan 990 tanesi çökmediyse ve can kaybına neden olmadıysa (ağır hasar alabilir), sadece 10 bina çökmüş ve bunlarda görülen uygulama vb hatalardan çökmüşse yönetmelik hatalı ve o öldürdü diyemeyiz. Yönetmelik hatalı olabilir eksik olabilir yenilenmesi gerekebilir ama bu depremde benim görüşüme göre öldüren şey yönetmelik olsaydı, daha çoook kişi ölür , yıkılmayan binalar da, ki çok var, yıkılır ve durum daha kötü olurdu. Bu demek değil ki yönetmeliği göz ardı edelim harikadır diyelim. Hayır! Yönetmelik dediğimiz şey vahiy değil, tecrübe sahibi deneyimli TR'nin en iyi bilgilerine sahip olan hocalarımız tarafından çevrilmiş ve düzenlenmiş bir belge. Hataları olabilir ki olmasa da her yeni tecrübede bana göre incelenmesi gerekir. Ancak bir top atılacaksa bana göre ÖNCE yönetmeliğe ATILMAMASI gerekir. Açıklamaya çalıştığım durum budur. Değerli görüşlerinize saygı duyuyorum ve paylaştığınız bilgilerden müteşekkir olduğumu belirtmek istiyorum.
Saygılarımla
@@Oayhano Değerli görüşlerinizi belirttiğiniz için ben de çok teşekkür ederim. Hasret kalmışım şu youtube kanalında teknik konuşmalara :) Müsadenizle sizi linkedin'den de ekliyorum.
Yapılaşma inşaat mühendislerinin tekeline bırakılırsa daha kötü olur. Tekel, her sektörde hizmetleri veya imalatı daha kötü hale getiriyor. Bir bina inşaa edilirken 30 tane imza atılıyor. 30 adam işini doğru yapmıyor. Sermayeyi koyan müteahhit mi suçlu oluyor sadece.
%33 ile arsasını veren kimse yok. Maliyetlerde en önemli faktör olan arsa maliyetini hatalı alırsanız sağlıklı neticeye varamazsınız.. Muğla ilinin en ücra ilçesinde, köylerde bile %50 isteniliyor..
Merhaba, sahibinden.com adresinde arsa kategorisine girip filtre bölümünden "kat karşılığı" seçip arama kelimesi bölümünden de "yüzde" yazarsanız yüzde 33'ten daha düşük oranlı arsaları da göreceksiniz. Yüzde 33 oranı; benim tespit ettiğim ideal değer. Ancak tabii ki daha yüksek oranlar ve daha düşük oranlar dile getirilecektir.
Ne saçma inşaat firması kurmak için inşaat mühendisi olmak dünyanın en aptal fikri
😂