Ahmet Hoca'nın Felsefeye Giriş kitabını okumuştum. Ama programın başını kaçırmışım, hocanın Ahmet Arslan olduğunu bilmeden başladım izlemeye. Baktım şiveli konuşan, Aristo'yu doğru telaffuz edemeyen birisi. Bundan iş çıkmaz keşke İlber Hoca olsaydı derken adam sağlı sollu tokatladı, önyargılarımı dürdü, büktü elime verdi. Çok yaşayın Ahmet hocam. Muazzam bir aydınmışsınız.
74 yaşında bir bayanım,sizleri dinledikçe ne zavallı,bilgisiz boş bir insan olduğumu düşündüm. NE İYİ ETDİNİZDE BU PROGRAMI HAZIRLIYORSUNUZ... TEŞEKKÜREDERİM SEVGİLER,SAYGILAR...
bunu düşünüp ifade etmeniz bile zaten boş bir insan olmadığınızı gösteriyor. ama demek istediğinizi anladım, ben 30 yaşındayım ve ben de aynı şeyleri hissettim izlerken :)
Sayın Ahmet hocam olmasaydı.. Bizler bugün felsefeyi kendini beğenmiş diğer felsefeciler yüzünden hiç, ama hiç anlayabilmemiştik. Ahmet hocam gibi felsefeyi net ve anlaşılabilir şekilde anlatan bir hoca olmasaydı. Bugün bizler felsefeyi sadece FELSEFE ismiyle biliyor olacaktık. Teşekkürler sayın hocam. Sağlık ve huzur içerisinde uzun ömürler sana.. Uzun Yaşa hocam. Uzun yaşa ki. Gelecek nesiller ahlaklı. Modern ve akıllı olsun sayenizde.
Sayın Fatih Altaylı'yı bir türlü sevememiştim. Ta ki bilim programları yapmaya başlayana kadar. Artık şu programı ve kendisini o kadar seviyorum ki kaçırmıyorum artık. Elinize kolunuza ağzınıza ayağınıza sağlık. Şu rezil gündemden bizleri hiç değilse 3-4 saat kopartıp kurtardığınız için gerçekten teşekkürler. Umarım çok daha fazla kişiye ulaşır bu programlar.
@@ziroskzirosk4303 Hastalık var diye çağırmıyordur ama internet üzerinden programa pekala dahil edebilir, onun yerine boş işe yaramaz siyasetçileri çağırıyor nedense.
ikinci kez izledim. kati suretle hayatımda verdiğim en anlamlı 6 saatten biri oldu. celal hoca'nın hocaya saygısı ve programın akışına katkısı muhteşem... allah razı olsun ne diyelim...
@@saulgoodman3526 50 TL nedir ki? Ben lise yıllarımda annemin verdigi gunluk 10 TL'leri harcamadan, aç kalarak biriktiriyordum. Haftada bazen cok gozum dondugunden dolayi 3 4 harciyordum. 5 gün içinde yaklaşik 50 TL'ye sahip olup kitap aliyordum. Kitap icin aç kalmak sorun değil. Turizm Meslek'te okuyordum bir de. Igrenc insanlarin içinde...
Fatih Altaylı hakkındaki düşüncelerim bu programla beraber değişti. Böyle keyifli ve kaliteli bir program kaç tane sayılabilir Türkiye de! Lütfen devamı gelsin. Memleket insanının çok ihtiyacı ve özlemi var bu tür programlara.
televizyonda izledim sonra burda bu gün bir daha izledim iyice özümsemek için.Bu programı yapanlara ve katılan öğretmenlerimize sonsuz teşekürlerimi sunarım.
Pantheist Turk Aynen o yüzden çok farklı fikirler ediniyorsun. Olumlu açıdan tabi bunlar ama Çok da incelere girince dinden çıkma durumu ya da daha da bağlanma durumlari olabiliyor. Ben de çok okudum kitap ve dinimi seviyorum. Celal hoca çocukluktan gelen birsey demişti ateistligini. Veya kitaplar olsun hiç önemli değil. Bilsin ogretsin bu bize yetiyor.
24:39 en çok zorlandığım çeviri 26:00 iyi de şekerim 26:28 türkün kültürü 28:38 aklı başında olan adam döner 29:46 bir şey demem lazım buna 30:04 celal beyi severim senin için gelmedim 36:44 gazete falcılarını tavsiye ederim 58:09 aristo evrim bertrand zırva platon 1:04:40 bir tek dünya israf 1:08:32 murat bardakçı mikrobu 1:22:55 ağız hareketi :D 1:34:08 feto :d 1:43:28 arşimet caner taslaman 1:48:15 bergama kleopatra almanca 2:15:03 platonik aşk 2:53:37 en azından niyet iyi
Ahmet hocayı tanıyor musunuz bilmiyorum, hiç bilmenize de gerek yok, niye biliyor musunuz? Türkiye, hoca Ahmet hocayla ilgilenmiyor, adamın hatıraları yayınlandı onu okudunuz mu? Hiç, niye okuyasanız, Çünkü Ahmet Arslan adam gibi adam.
Yenilenin Artık! Yeryüzünde yaşamış en muhteşem beyin ve insan, Allâh Rasûlü ve son Nebisi Muhammed (aleyhisselâm)’ın açıkladıklarını anlamamış insanların, hayallerinde tasavvur ettikleri “elçi peygamber” anlayışı yüzünden, nelerden mahrum kaldıklarını biliyor musunuz?.. Hayallerinde oluşturdukları “tanrı” anlayışına “Allâh”ın ismini etiketledikleri için, kozaları içinde nasıl boğulup gittiklerini görüyor musunuz? “Allâh ahlâkıyla ahlâklanın” uyarısı yapıldığı hâlde, bunu duymazlıktan gelip, aklımızı kullanmayıp, anlamını düşünmeyip; “tanrı fermanları ve elçisi” masallarıyla, bir daha ele geçmeyecek bir ömrü nasıl boşa geçirdiğimizi bir fark edebilsek! Kolaylaştırılmamışsa, ne yazsak boş!.. Taşın üstünden akıp giden su gibi bu bilgiler de okunup geçilecek… Oysa… Kolaylaştırılmış olsa da… Nasibimizde olsa da… Biraz kıpırdatsak kendimizi… Yer değiştirsek, düşünce dünyamızda çağ atlasak da, oradan yeniden bakabilsek olaya… Beş duyunun gözüyle değil, “Basıyr” olarak; beş duyunun kulağıyla değil “Semi” olarak, “Latiyf, Habiyr” olarak evrensel varlıkla iletişimde olabilsek! Hiç olmazsa, yargılamadan, yorumlamadan, şartlanmasız yönelebilsek âlemlere! Türk’ün, Arab’ın, Çinli’nin, Hintli’nin, Avrupalı veya Amerikalı’nın tanrısı anlayışından geçip… Dünya’nın, Ay’ın, Mars’ın, Güneş’in tanrısı kavramından geçip… Galaksinin, gökadaların, paralel veya evren içre evrenlerin tanrısı anlayışından geçip; “âlemlerin Rabbi” olanı fark etmeye çalışsak… Sonra da Âlemler ve Rabbi şeklindeki “çift”lik anlayışından arınıp; âlemlerin hakikatinde, “Esmâ mertebesi”ndeki “Tecelli-i vâhid” denen boyutsal tekilliği hissedebilsek… De!.. “RASÛLLÜĞÜNÜN” hakikatinin, “Esmâ mertebesi”nin ilk tecellisi olan “RUH” adlı melek veya “Hakikat-i Muhammedî” veya “Mümin” olduğunu anlayabilsek!.. “Esmâ mertebesi”ndeki ilim ve özelliklerin açığa çıkması iradesiyle, “her an yeni bir şanda” olarak meydana gelmiş “Tecelli-i vâhid” denilenin, “Risâletin hakikati” olduğunu bir kavrayabilsek!.. “İRSÂL”in hakikatinin bu mertebede gerçekleşmiş olup, bununla “Tecelli-i vâhid”in meydana geldiğini anlayabilsek! İşte o zaman fark edeceğiz “Rasûlün ahlâkı”, “Rasûlü olduğu Allâh adıyla işaret edilenin ahlâkıdır” işaretinin anlamını! Tanrının değil! Bu “Risâlet hakikati”nin yeryüzünde açığa çıkmış en muhteşem beyine inzâl oluşuyla, O yüce Zât’ın “Allâh Habibi ve en kapsamlı ahlâk sahibi” oluşunun bağlantısını ve dahi ne demek olduğunu düşünebilsek… “Rasûlullâh’ın ahlâkı, Allâh’ın ahlâkı idi” işaretinin anlamını işte o zaman fark edebileceğiz. Ama biz, öylesine şartlanmış, öylesine kilitlenmiş, öylesine bloke etmişiz ki düşünme sistemimizi şartlandırmalar yüzünden; Dünya üstündeki toplumların kendilerine özgü, kendileri gibi düşünen “tanrı” anlayışından öteye geçemiyoruz! Zor, çok zor geliyor kapsamlı ve derinlikli düşünmek! Kolayımıza geliyor, göze-kulağa dayalı bir tanrı, bir dünya ve de özel ulak postacı elçi peygamber kabulü! Sonra da diyoruz, “tanrı Türkü korusun”, “tanrı Arabı korusun”, “tanrı Yahudiyi, Hinduyu, İngilizi korusun!..”“God bless America”!.. Bölgesel tanrı!!! İnsan gibi düşünen ve insanî duygularla dünyayı yöneten bir tanrı!
Fatih Altyalı'nın gazeteciliği, kişiliği ve söylemleri zaman tartışma konusu olmuştur. O konular hakkında görüş bildirmeyeceğim fakat böyle bir programı hazırlayıp geniş kitlelere ulaşmasına vesile olduğu için teşekkür ederim kendisine.
bir program nasıl bu kadar dolu dolu olabilir. meb ezberci eğitimi yüzünden felsefeden soğuyan biri olarak severek izledim. bir ton yeni insan ve bilgi öğrendim. emeği geçen herkese tesekkürler
Deiyst oldugunu unutma!? Deizm Niçin Çağdışı Bir Anlayıştır? - Deizm nedir, ne değildir? Niye deizm yanlış bir düşünce şeklidir? Bunun izahını yapmak gerekir. - Deizm'in temeli: Bütün bu varlık belli bir sistem içinde çalışıyor, dolayısıyla bunun arkasında bir yaratıcı şuur, akıl olmalı... - Yukarıda tanrı var anlayışı, İslâmiyeti bozmak için vahhabiliği kullanmıştır. - Kur'ân deyince, sokaktaki adamın anladığı müslümanlığı düşünmeyin! - İnsanın hakikatinde Tek'in bütün özellikleri vardır ve eğer insan, kendi hakikatindeki Allâh'ı hisset, yaşa anlayışını (Billah) benimserse Kurân'a ve getirdiği ilime iman etmiş olur. - İbadetler araçtır. Amaç, Allâh'ın varlığını ve tekliğini kendi hakikatinde bulabilmektir. - Deizm ve ateizm, Kurân'ın bildirdiği Allâh ismi ile anlatılanın vahidiyetine ve vahdaniyetine vakıf olmamanın sonucudur. Sora papazi bulursun demedi deme
Celal hocam, bu tevazuluğun ve bilgiye olan hayranlığın taktire şayan doğrusu. Tarih, bilgi ve felsefeye verdiğiniz değer ve önem çok müthiş. Bunları duydukça; ne kadar cahil olduğumu ve bilgiye muhtaç bir varlık olduğumu hissettim. Çok değerli bir proğram. “ Bütün insanlar doğal olarak bilmek isterler.”
Fatih Altaylı'yı hiç sevmezdim malum yakınlığından dolayı ama kendisi yanılmıyorsam 2009 dan beri celal hocayı ve ilber hocayı programına alıyor. Bunu türkiyede başka yapan yok. Helal olsun. Sırf bu yüzden bile iyi anılacak kendisi
Bu programı yapmak televizyon tarihi için büyük bir iş.Fatih Altaylı'ya böyle bir programı yaptığı için teşekkürlerimi sunuyorum, rating kaygısı olmadan yapılıyor bu programlar. Devamlarını bekliyoruz kesinlikle. Gene bir çok şey öğrendik sayenizde...
Ya, sizler nasıl büyük insanlarsınız bilmiyorum, küçük dünyamı aydınlatıyorsunuz, merak, hayretten doğar dediniz, verdiğiniz bilgilere, bilgileri sorgulamanıza, öğrenme şevkinize hayret ediyorum. İnançlı mısın bilmiyorum ama, inansanız da inanmasanız Allah sizden razı olsun.
Valla Ahmet hoca sağolsun bana da felsefeyi öğreten adamdır. Sosyoloji öğrencisi olup da kendini Aristo'dan üstün gören hocalarımın üzerine ilaç gibi gelmişti. Emeğinize sağlık. Fatih Bey'e de çok teşekkürler entelektüelileteyi halka indirdi.
Dünya mı Rüya mı? 3 Bilimsel bakışa göre; Gerçeği anlayabilirsek, fark ederiz ki, bu dünyadan ayrılan bir bilincin, daha sonra herhangi bir şekilde veya tarzda yeniden bir bedene girmesi; ve o bedenle bu dünyada yaşamına devam etmesi söz konusu olamaz!.. Çünkü, daima ileri doğru bir gidiş var! Biyolojik beden yaşamındayken, bir tür holografik ışınsal boyuttaki yaşama; holografik ışınsal bedendeki yaşam devam ederken, bilinç boyutuna bir sıçrama yapabilirsek; sonra da varlığın özüne yönelip, O “Öz”de kendimizi bulabilirsek; bilinç yollu olarak daha evvelki katmanlardaki yapıların ve dahi hiçbir zaman var olmadığımızın gerçeğine erişebiliriz. Bu nasıl gerçekleşir?.. Elbette bu, önemli bir nokta... Bunun da üstünde önemle durmak gerek! Ancak, bunun üstünde durmadan evvel, şu gerçeği fark etmeye çalışsak?.. Varlığımız, gerçeği itibarıyla yalnızca “yok”tan var olmuş bir “bilinç” olmasına rağmen, nasıl oluyor da kendimizi, bu et-kemik beden kabullenme hâline düşüyoruz?.. Ve kendimizi bir DÜNYA’lı olarak benimsiyoruz?.. Mesela size, kaç yaşındasınız diye sorsam; siz de otuz yaşındayım diye cevap verseniz... Acaba gerçekten öyle misiniz?.. Neye GÖRE otuz yaş? Veya gerçekten o kadar mı?.. İşin önemli bir yanı burası! Gerçekçi düşünmeye çalışalım... Şu anda madde bedenle yaşamınızı sürdürdüğünüze; madde bedeniniz de üzerinde yaşadığınız Dünya’ya bağlı olduğuna göre; Dünya zaman birimi itibarıyla otuz yaşında olduğunuzu varsayıyorsunuz!.. Bu hesapça otuz sene daha yaşarsanız, diyelim ki altmış yaşında dünyadan ayrılacaksınız!.. Peki, dünyadan ayrıldıktan sonra da hâlâ altmış yaşında olduğunuzu düşünebilecek misiniz? Hatırlayınız ki, Dünya, Güneş’in yörüngesinde ve çekim alanı içindedir! Dünya üzerinde var olan her canlı, hayatının kaynağı olan Güneş enerjisiyle var olmuştur! Ki; din dilinde buna “Allâh’ın hayat sıfatının sistemdeki zuhur kaynağı, ‘Güneş’ isimli yıldızdır” da denilebilir. Ya da “Güneş enerjisi-ışınları” yerine “o yıldızın varlığını oluşturan melekî kuvvet” diyebiliriz!.. Güneş sistemi içindeki tüm uydularda bulunan canlılar, hayatiyetlerini ve yapılarını, Güneş’in boyutsal derinliklerinde var olan bu melekî kuvvetten alırlar ve sürdürürler. Bireysel bilinci oluşturan beyin ise, çalışma kapasitesini yönlendiren algılama devrelerine göre çeşitli boyutları değerlendirir ve o değerlendirmelere göre de kendini o boyutun mensubu kabul eder! Dünya üzerinde var olan insan dahi, varoluş aşamasında her ne kadar biyolojik bir bedenle oluşmuşsa da; yaşamın daha sonraki evresinde, biyolojik beynin ürettiği astral-ışınsal bedenle hayatını sürdürür!.. “Ölümü tatmış” bir kişi madde bedenden ayrıldığı ve kendi kabir âlemine girdiği veya Berzah içi serbest yaşama geçtiği için; artık algılamakta olduğumuz Dünya, görüş alanından tamamıyla kaybolup; Dünya’nın manyetik çekim alanı halkası içinde ve Güneş yörüngesinde; Güneş tasarruf ve enerji alanı içinde yani Güneş platformunda yaşar!.. Ve de Güneş zaman birimine tâbidir!.. KIYAMETE KADAR!.. Güneş zaman biriminde bir yıl ne kadardır? 4 Dünya’nın bir yılı, Güneş çevresindeki bir turudur; bilindiği üzere... Güneş’in bir yılı ise, Samanyolu adını verdiğimiz galaksimizin merkezi çevresindeki bir turudur!.. Merkezden yaklaşık 32 bin ışık yılı uzaklıktaki yörüngede yapılan bir tur, tam 255 milyon sene sürmektedir!.. Yani, bir Güneş yılı 255 milyon Dünya senesi olmaktadır!.. Dünya üzerinde bir insanın, Dünya zaman birimine göre 70 yıl yaşadığını kabul edersek; aynı insan gerçek boyutu olan Güneş zaman birimine göre sadece 8.6 saniye yaşamaktadır! Yani, bir insan yetmiş sene yaşadıktan sonra dünya yaşamından ayrılıp; Dünya’nın manyetik çekim alanının içinde yer aldığı, Güneş yörünge ve enerji alanı olan platformdaki hayata geçtiği anda fark edecektir ki; sadece 8.6 saniye yaşamıştır geçmişte! İşte gerçekte bu üç-beş saniyelik dünya yaşam süresi, -teknik nedenlerine girmek istemiyorum konuyu fazla yaymamak için- bize yıllar süren bir yaşam süreci gibi gelmektedir! Tıpkı en fazla 50 saniye civarında gördüğümüz rüyaların, o rüya içindeyken çok uzun süreler gelmesi gibi!.. Ne var ki bir de, uyanıp aradan bir zaman geçtikten sonra, o rüyanın ne kadar sürdüğünü hatırlamaya çalışın!.. 50 saniyelik bir rüya, uyandığımızda, hele ertesi gün ne ifade ediyor?.. Ya yedi-sekiz saniyelik bir “Dünya rüyası”, ölüm sonrası Berzah âlemi -Güneş boyutu yaşamı- içinde ne ifade edecek?.. Bir düşünün!.. Yani gerçekte, bizim şu anda Güneş ışınsal platformu üzerinde ve o değerlere göre yaşamamıza karşın; madde beden ve beş duyu kayıtlarıyla beynimiz bloke olmuş bir hâlde değerlendirmeler yaptığımız için, kendimizi Dünya’lı -madde- sanmaktayız!.. Ve tüm değer yargılarımız da Dünya’ya göre endekslenmiş durumda!.. Oysa “ölümle birlikte” gerçeğin bundan çok farklı olduğunu; dünya yaşamının sadece bir rüya süresi olduğunu çok acı bir şekilde fark edeceğiz!.. Sonra da pek çok şeyi yapma fırsatını bilgisizlik ya da sâbit fikirlilik yüzünden yitirmiş olduğumuzu anlayacağız! “İNSANLAR UYKUDADIR; ÖLÜNCE UYANIRLAR!” Şeklindeki Allâh Rasûlü uyarısını bir de bu gerçekle bir arada değerlendirmeye çalışalım bakalım... “Onu gördükleri süreçte, sanki onlar (dünyada) hiç kalmamışlardır! Ancak bir Aşiyye (Güneş’in ufukta batma süresi) yahut onun battıktan sonraki kalan aydınlık süresi kadar dünyada yaşamış olduklarını sanırlar.” (79.Nâzi’at: 46) “Dedi ki: ‘Ancak az (bir süre) kaldınız, eğer gerçekten bilseydiniz!’” (23.Mu’minûn: 114) Düşünün ki, “Dünya âhiretin tarlasıdır” hükmünce, sadece burada ektiklerinizi biçeceksiniz ölüm sonrası yaşamda!.. Ve tüm “ekim” süreciniz belki de ortalama 5-6 saniye, o da brüt! Çocukluk ve çeşitli hastalıklarla geçen yaşlılık sürecini de düşerseniz, geriye yalnızca birkaç saniyelik sermaye biriktirme ya da ekim süreciniz kalıyor, gelecekteki milyar kere milyarlarca saatlik ömür sürecine göre!.. Öyle ise bir düşünelim, fevkalâde kısıtlı olan dünya yaşamımızın ne kadarını, yarın bizim için hiçbir değer ifade etmeyecek boş şeyler için harcıyoruz; ne kadarını da gelecekte işimize yarayacak konular üzerinde değerlendiriyoruz? Bilincimizi oluşturan beynimizi ve özelliklerini ne kadar tanıyabiliyoruz?.. Gelelim biraz da yaşadığımız boyutun değerlendiricisi ve ona dair hükümlerimizin kaynağı olan beyine; onun çalışma sistemine, dünyasına...
Bizim dışımızda ''canlı, yaşayan'' olarak tanımladığımız bizden farklı şekillerde yaşamsallaşmış türler var. Bu türlerin tamamının temel, ortak kaygıları var. Ve bu kaygılar dünya dediğimiz şeyin bir toplam olarak canlı kalmasını sağlıyor. Doğanın her hangi bir yerindeki canlı, canlı olduğunun, biyolojik bir varlık olduğunun bilinci ile yaşar. Av olma, avcı olma, organik besin ihtiyacı, su kaynakları, üreme, yayılma vs. gibi konuların bir yerlerinde pratikte var olduğu için, bu anlamda belki de bir taş kadar özgür olmadığı için, gereksinimleri doğrultusunda hareket etmek zorundadır. Ama onun özgürlüğü de, değişimdedir, değişip dönüşebilir, uyumlanabilir. Bir daha deneyebilir...Bilginin bir kısmı ile doğar bile zaten. Kimisi 10 sene, kimisi bir hafta yaşar. Bu görelilik zaten dünya üzerinde var. Canlı bir bireyin, biyolojik bedenine duyduğu bu tiksinti, biyoloji bilimine değil de, fiziğe ama aslında teknolojiye ayrılan kaynağın ne kadar çok olduğunun net örneğidir. Çünkü teknoloji kimseyi üzmez. Öte dünyaya inansan da kullanırsın. İnanmasanda... Ama iş bilime geldiğinde, durumlar değişir. Hele hele konu yaşamsa, mesela insansa bir de, ne olduğumuz ile ilgili son konuşma hakkı biyolojidedir. Dolayısıyla ışık olma fikri güzel, sonsuza kadar yaşama fikrinin de (ben şahsen istemem) çekici olmasını anlıyorum. Ama insana yüklenen tüm bu üstünlük parametrelerinin, ister bilim isterde din yapsın, ulaştırdığı sonuç bu günkü görünümdür. Kıyamet denen şeyin bir gün gerçekleşeceğine inanmanın, onu gerçekleştirme yolunda büyük bir adım olduğunu düşünüyorum. Bunu görüyoruz da... Geçici biyolojik beden oksijen ihtiyacı duyuyor. Su gerekli. 1500 küsür yıldır, önce de var, insanları iyi olana yöneltme iddiası taşıyan bu fikirlerin, milyarlarca inanan ile bu sonuca ulaşamadığı gibi dünyayı da beraberinde batırma riski mevcut şu an. Kötülükle değil, doğa ve insan biyolojisi ile mücadele ediliyor. Bütün sonsuzluklar sizin olabilir, ben dünya üzerindeki 1sn'yi bizim dışımızdaki herşeyi katlettiğimizi görmeden yaşamak istiyorum. Herkes bir an dursun ve biz ne yapıyoruz desin istiyorum. Yağmura, ağaca filan baksın; ne kadar güzel bir yerde yaşadığına şükür etsin ve buna göre davransın istiyorum. Dünya ile alakalı hiç bir şeyi sevmeyebilirsiniz. Geçici ve bir sınav görünümünde olabilir sizin için, bu nedenle belki sıkıcı geliyordur. Ama ben seviyorum. Ve insan kaynaklı küresel iklim değişikliği gibi konular, türlerin topluca ve hızla yok oluşu örneğin bizim için önemli konular. Bu nedenle bilimdir, bilim felsefesidir çok önemli ki edindiğimiz bilisel veriyi bütünleştirip, genelin bilgisine ekleyebilelim. Bu insanların uğraşısı da dünya. O zaman bu alanlardan çıkıp, dünyayı seven insanlara yer açmak hem bizim yaşam algımız hem de sizin sınavınız için önemli bence.
Celal Şengör'ün hocaya hayranlık beslemesi, yaşına ve bilgi birikimine rağmen zevkle hocayı dinliyorum bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum demesi çok güzel, bilgiye bu kadar önem veren böyle adamların sayıları artar umarım.
habertürk e kendi adıma çok teşekkür ediyorum bizi böyle insanlarla tanıştırıp böyle bir bilgiyi bize sunduğu için. Böyle programların devamının gelmesi dileğiyle iyi yayınlar
5:20 bir tek hayatım var boş işlere değmez Şanlıurfanın gururudur bence ahmet hoca :D ve urfadan böyle bir düşünürün çıkması beni hayrete düşürdü :D urfaya selamlar
Celal hocamız, gerçekten muhteşemsiniz. Kasaba gidip, tüm egonuzu sıyırtıp aldırmıs gibi, hic egosuz Ahmet Arslan hocamızı , sözunu kesmeden dinlemeniz, olağan ustu. Nur yüzlu ,Celal hocam varolun, sağolun.
Ahmet hocanın hayat hikayesini dinledikten sonra umutlarım yeşerdi aynı durumdayım okurken anlıyorum filozofları ama biri anlatınca anlamıyorum sürekli okuyorum anlıyorum ve bilgili olmak, anlamak, anlatmak mutlu ediyor gerçekten benimde gelecegim bu hissedebiliyorum şuan felsefe 1.sınıf ögrencisiyim ahmet arslan felsefeye giriş okuyorum izindeyim hocam :)
@@ati1903 öğretmen olabilirsin formasyon alip.Ozel eğitim kurumlarında rehber öğretmeni, eğitim danışmanı olabilirsin.Gününüzde birkaç bölüm haricinde hiç bir şey garanti değil bildiğiniz üzere. Ama felsefeyi diğer bölümlerden ayıran en önemli şey bütün disiplinlerle ilişkili olması.Bolum bir kere sana çok şey katıyor. Günümüzde önemli olan insanı becerilerini geliştiriyor. Doğru düşünme,analitik düşünme, eleştirel düşünme aslında her iş yerinde aranan niteliklere sahip oluyorsun .Seninde ne istedigin önemli burada.Bende yazarken açıkçası pek bilmeden yazmistim ama hayatımda verdiğim en iyi karar diyebilirim.Kendimi geliştirmek istiyorum, kalitemi arttırmak istiyorum dersen okunabilecek en iyi bölüm.
Ahmet hocanın ilk programını izlediğimde bu adam ne diyor demiştim. Programın sonlarına doğru bir aydınlanma yaşadım ve bir anda Ahmet hocanın dilini anlamaya başladım. Ahmet hocayı anlamamızın sebebi Ahmet hocanın bizim gibi olmasaydı. Hep burjuvazi kesiminden gelmiş insanları dinlediğimizden bizim geçtiğimiz yollardan geçen insanları anlayamaz olmuşuz. Ahmet hoca çok büyük insan. Programda Celal hoca ve Ahmet hoca da aslında toplumun iki yüzünü yansıtıyor.
Bu gecede uykusuz kaldım ama zevkle merakla kaldım. Fatih celal hoca sayesinde kendini sevdirdin.. programın kalitesi gökyüzündeki yıldızlar kadar..👏👏👏
Ahmet Arslan - Felsefe İlkçağ Tarihi 5 cildi 5 günde okuduğum ender bir eser. Bu kadar sürükleyici ve etkili bir eser gerçek bir kaynak. Bu kitap sayesinde Ahmet Arslan'ın tüm çeviri ve yazdığı kitaplarını aynı şevkle okudum.
HABERTÜK VE TEKETEK ÇOK TEŞEKKÜRLER.PROĞRAM 2 SENE ÖNCE ÇEKİLMİŞ.DÖNÜR DÖNDÜR TEKRAR SEYREDİYORUZ.AHMET HOCA VE CELAL HAOCAYI TEKRAR İSTİYORUZ.MÜKEMMEL BİR İNSANLAR
Ahmet hocanın dediği Beyin Kitabı David Eagleman'nın yazdığı nörobilim üzerine yazılan harika bir kitap. İncognito ve Yaratıcı tür ile birlikte bir seri. Harika bir kitap, insan beyninin düşünme kapasitesini bu kadar iyi anlatan bir seri olamaz, okuyun ve kesin aşık olacaksınız , hem kitaba hem beyninize. Ben Beyin kitabını 2 ay önce tekrardan aldım ilkini hediye ettiğim için, Avrupaya sipariş ettirdim ( Türkiye de değilim ) ( yani sipariş de mümkün demek istiyorum ) ve 19. baskısı çıkmış bile. Şimdiden iyi eğlenceler :)
Benim bir sinir sisteminin iletişim ağının kombinasyonlarını sevebilmem için bir gerekçe gösterin? Yani insan aşkı bu algoritma, kombinasyon, türevin neresinde_
arşivlik bir yayın bunları para versen izleyemezsin. inşallah fatih altaylı bu özel seriye devam eder.islam tarihindeki felsefecileri de bir programda tartışırsınız umarım.
Dax Novu tabi bence de. Bu kadar akılcı çıkarımları o döneminde islamda nasıl bu kadar rahat yer bulabilmiş onu da düşünüyorum. Horasan'da yaşamak varmış o dönem 😄
En heyecanlı filmlerden daha çekici, Defalarca izledim ve her izlediğimde daha önce kaçırdığım bir detayı yakaladım, bir kaç yüz kez daha izlersem bilim adamı olabilirim
Celal hocanin bazen Buda gibi oturmasına, elinin karnına bağlaması müthiş hoşuma gidiyor 😀😀😀😀 çok yaşa hoca, dinin imanın umrumda değil, bilim adamının dini olmaz, seni Çoooooookkkkkkkkkkk seviyorummmmmmmmm 💙💙💙
Furkan Kasapoğlu Evet . Ben o adama hiç ısınamadim. M.B. . Ama Crlal hoca gibi birisi o hocayı sever .. Bende bunu anlamış değilim. . Neyse iyi ki varlar. Ilber hoca, Celal Hoca , Ahmet Hoca ...
Furkan Kasapoğlu Büyük ihtimalle arkadaş Bardakçı'nın siyasi yazılarını kastediyor. Tarih kitaplarını kastettiğini sanmıyorum. Kendisi çok fazla belge kullanır ve savlarını belgelerle destekler çünkü.
Ahmet Hocamız derya gibi bir insanmış. Dinledikçe dinleyesin geliyor. Ne kadar basit anlatıyor. Örnek veriyor ve karşılaştırıyor. En kısa zamanda felsefe giriş kitabını okumak istiyorum.
Önyargısız Okuyalım! Onyargisiz deyince bir de bu acidan degerlendir, istersen! İNSANCA DÜŞÜNEN “TANRI”DAN, “ALLÂH” GİBİ DÜŞÜNEN İNSANA! İnsanlar, yüzyıllardır, yaşadıkları şartlara ve edindikleri fikrî altyapıya dayalı olarak, kendileri gibi düşündüğünü tasavvur ettikleri “Tanrı varsayımı” peşindeler!.. Mesela, uyuması ya da uyuklaması söz konusu olan, dalgınlığı anında, o farkında olmadan bir şeyler vuku bulan bir “TANRI”! Böylesine ilkel düşünen insanlara cevaben, uyuyan ya da uyuklayan bir “tanrı” olamayacağı vurgulanıyor Kurân’da... Şimdi düşünün ki, binlerle yıllardırinsanlar, hep kendileri gibi düşünen, kendileri gibi değerlendirme yapan ve yargılayan bir TANRI tasavvur ve varsayımıyla yaşarken... Arada çıkan bazı Hakikat ehli kişiler, işin böyle olmadığını vurguluyorlar aldıkları vahiylerle... “Allâh kulu” yani “abd-ı Allâh” ifadesindeki inceliği anla¬mayıp, bunu tanrının yeryüzündeki bir tâbisi gibi düşünen ilkel, anlayışı kıt olana nasıl anlatabilirsiniz; “Allâh KULU”nun, hakikati olan Esmâ-Sıfat boyutunun kapsamı ve gerek¬leriyle Allâh’ın dilediği kadarıyla yaşamakta olan Zât olduğunu!.. “Allâh KULU”nun, Hazreti İsa dilinde, “Sen insanca düşünüyorsun, Allâh gibi değil” şeklinde ifade bulan uyarısının dışında olarak; Allâh gibi, mahlûkatı değerlendir¬diğini nasıl fark ettirebiliriz anlayışı sınırlı olanlara? Oysa insanın macerası, bu ikisi arasındakinden başka bir şey değildir! “İnsanca Tanrıdan; Allâh KULU’na!” Her fert, bu tanımlama içindeki bir basamağı oluşturmak üzere vardır... Yaptıklarıyla, düşündükleriyle ebediyen otura¬cağı bu basamağı, şu dünya hayatında kendine hazırlamaktadır. Eğer kişi, bu cümleyi duyduğunda içinde bir heyecan, bir ürperti hissetmiyorsa, bırakınız onu kendi hâline; bir et-otobur olarak yaşamına devam etsin, yalnızca birkaç organının zevkiyle tatmin olsun!.. Bu anlatılanları da masal gibi dinleyip, sonra gene günlük eğlencesine dönsün! “İnsanca TANRI’dan; Allâh KULU’na” macerasının neresindeyiz? Bunu sorgulamayı önemli ve değerli bulan dostlarıma Selâm olsun!
YİYOR AMA ÇALIŞIYOR SÖZÜNÜ EN ÇOK YAKIŞTIĞI ADAM CELAL ŞENGÖR
Güzel espri
TH-cam Turkiye'de ayın yorumu
Son dönemde gördüğüm en ince ve zekice espri. Tebrikler : )
Haykırdım yahu çok ince görmüşsün
barlas göken ,, şakası bile hoş değil , çalışacak hakkını yiyecek fazlası haram .
Ahmet Hoca'nın Felsefeye Giriş kitabını okumuştum. Ama programın başını kaçırmışım, hocanın Ahmet Arslan olduğunu bilmeden başladım izlemeye. Baktım şiveli konuşan, Aristo'yu doğru telaffuz edemeyen birisi. Bundan iş çıkmaz keşke İlber Hoca olsaydı derken adam sağlı sollu tokatladı, önyargılarımı dürdü, büktü elime verdi.
Çok yaşayın Ahmet hocam. Muazzam bir aydınmışsınız.
31 çek rahatlarsın
Adam eline verdi , arslan mı kaplan mı gördün gününü...
İşte adamı böyle sikerler
yine, eleştiri yaptığı kişinin yerinde olsa amd, olan kişilerin yorumlarını görmekteyiz,
L
4443444444444444444444444444444444444444444444444444444443444444444444433344444444444444444444444444444344444444444444444444444444444444444444444444444444444444444444444444444444444444444444444444444444444444444444444444444444444444444444444
444r44434444444
4
3
44444444444444
74 yaşında bir bayanım,sizleri dinledikçe ne zavallı,bilgisiz boş bir insan olduğumu düşündüm. NE İYİ ETDİNİZDE BU PROGRAMI HAZIRLIYORSUNUZ... TEŞEKKÜREDERİM SEVGİLER,SAYGILAR...
Estağfurullah abla niye zavallı ve bilgisiz olasın. Mühim olan her zaman eğitime açık olmak
bunu düşünüp ifade etmeniz bile zaten boş bir insan olmadığınızı gösteriyor. ama demek istediğinizi anladım, ben 30 yaşındayım ve ben de aynı şeyleri hissettim izlerken :)
@@babayaga5638 ne zaman şimdi bu kadar güzel
@@babayaga5638 ne zaman ve her türlü atlatamiyorum bir
@@mustafau.5921 ne zaman
Sayın Ahmet hocam olmasaydı.. Bizler bugün felsefeyi kendini beğenmiş diğer felsefeciler yüzünden hiç, ama hiç anlayabilmemiştik. Ahmet hocam gibi felsefeyi net ve anlaşılabilir şekilde anlatan bir hoca olmasaydı. Bugün bizler felsefeyi sadece FELSEFE ismiyle biliyor olacaktık. Teşekkürler sayın hocam. Sağlık ve huzur içerisinde uzun ömürler sana.. Uzun Yaşa hocam. Uzun yaşa ki. Gelecek nesiller ahlaklı. Modern ve akıllı olsun sayenizde.
Aynen öyle 👍
Teşekkürler sağlıkla yaşayın
😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊
Vay be... 2 sene geçmiş dostlar. 17 yaşimda izliyordum, hâlâ izliyorum.
Ne mutlu lan! 😊
4 SENE DAHA GECTI SIMDI OLDUNMU 34
türk televizyon tarihinde yayınlanmış en güzel programlardan biriydi
Sayın Fatih Altaylı'yı bir türlü sevememiştim. Ta ki bilim programları yapmaya başlayana kadar. Artık şu programı ve kendisini o kadar seviyorum ki kaçırmıyorum artık. Elinize kolunuza ağzınıza ayağınıza sağlık. Şu rezil gündemden bizleri hiç değilse 3-4 saat kopartıp kurtardığınız için gerçekten teşekkürler. Umarım çok daha fazla kişiye ulaşır bu programlar.
NİYE ŞİMDİ FATİH ALTAYLI , CELAL VEYA AHMET HOCA'YI ŞU 2021 DE FİLAN ÇAĞIRMIYOR YA ?
@@ziroskzirosk4303 Hastalık var diye çağırmıyordur ama internet üzerinden programa pekala dahil edebilir, onun yerine boş işe yaramaz siyasetçileri çağırıyor nedense.
@@herrsengor3430 Erdoğan'ın telefonu ile bu tür programlar kaldırılmıştır
bi zamanlar akp liydi,, bende sevmezdim ama bu programları yaparak çeyrek düzeyde kurtardı kendini.. fazlası değil..
@@ziroskzirosk4303 kkkkkkkkkkkkkk
ikinci kez izledim. kati suretle hayatımda verdiğim en anlamlı 6 saatten biri oldu.
celal hoca'nın hocaya saygısı ve programın akışına katkısı muhteşem... allah razı olsun ne diyelim...
Muhteşemdi azizim katılıyorum
Şu herifleri izleyip Allah razı olsun demek nasıl bir kafa
@@e.b.b907 😂😂😂😂😅
@@e.b.b907 aydın ol ve mantığınla dinle kardeşim beyninin derinliklerine git yargılamadan dinle doğruyu bulucaksın
"Dünyayı değiştirmek filozofların görevi olmamalıdır". Ahmet Arslan çok değerli bir felsefeci. Program harika!!!
Ahmet hoca eger bu sozu soylemisse onun felsefe anlayisina sicayim.
Tesekkurler.
Şu sohbetin samimiyeti,kalitesi,insanları kadar güzel Türkiyede çok az şey var.
40 yılda bir ekranlara milleti bişeye ikna etmeye çalışmayan özgür bağımsız insanlar da cıkıyor teşekkürler habertürk
Cok tatli Celal Şengör ❤️ yuruyen sevimli bilgi kupu 🤩
gönlü yüce iki bilim insanı
Karşılıklı konuşurken nasıl heyecanlanarak bilgi paylaşımı yapıyorlar
Ahmet hocanın felsefe tarihi kitabını herkes okumalı önemli bir adam
kitabin adi neydi
Enes ilk cag felsefesi
kitap çok güzeldir elbet ama cidden 50 lira veremem o kitaba rica etsem birisi bana yardımcı olabilir mi?
@@saulgoodman3526 Yemeğinden kısıp alabilirsin. Veya kütüphanelerde bulmaya çalışabilirsin.
@@saulgoodman3526 50 TL nedir ki? Ben lise yıllarımda annemin verdigi gunluk 10 TL'leri harcamadan, aç kalarak biriktiriyordum. Haftada bazen cok gozum dondugunden dolayi 3 4 harciyordum. 5 gün içinde yaklaşik 50 TL'ye sahip olup kitap aliyordum. Kitap icin aç kalmak sorun değil. Turizm Meslek'te okuyordum bir de. Igrenc insanlarin içinde...
fatih altaylı dan hiç hazetmem ama şu yaptığı büyük hizmet.teşekkürler.
Mehmet Öztürk Et bence . Bu gibi adamları bize tanıtıyor.
Aynen işk defa keyf aldım kardeşim
Fatih Altaylı hakkındaki düşüncelerim bu programla beraber değişti. Böyle keyifli ve kaliteli bir program kaç tane sayılabilir Türkiye de! Lütfen devamı gelsin. Memleket insanının çok ihtiyacı ve özlemi var bu tür programlara.
Ahmet Hoca'yi bu kadar geç tanıdığım için çok çok üzgünüm.Bana felsefeyi sevdiren insan.Iyiki varsınız Hocam.Bu ülkeye bir armağansiniz .
televizyonda izledim sonra burda bu gün bir daha izledim iyice özümsemek için.Bu programı yapanlara ve katılan öğretmenlerimize sonsuz teşekürlerimi sunarım.
Bu Adamları dinledikçe cehaletimde boğuluyorum gibi hissediyorum .
o zaman dans
o zaman kitap :)
Fatıma Z. Adıgüzel aynen . O zaman kitap. ..
insan okudukca kitaplara alisiyor baglilik yapiyor okumak daha kolay ve daha hizli gerceklesiyor bilgi arttikca insan detaylara girmek istiyor.
Pantheist Turk Aynen o yüzden çok farklı fikirler ediniyorsun. Olumlu açıdan tabi bunlar ama Çok da incelere girince dinden çıkma durumu ya da daha da bağlanma durumlari olabiliyor. Ben de çok okudum kitap ve dinimi seviyorum. Celal hoca çocukluktan gelen birsey demişti ateistligini. Veya kitaplar olsun hiç önemli değil. Bilsin ogretsin bu bize yetiyor.
Böylesine değerli bilim insanlarımızı bizlerle bir araya getirip buluşturduğunuz için ne kadar teşekkür etsek azdır.
Şöşşşl
Şşö
Ölş
Çlşş
24:39 en çok zorlandığım çeviri
26:00 iyi de şekerim
26:28 türkün kültürü
28:38 aklı başında olan adam döner
29:46 bir şey demem lazım buna
30:04 celal beyi severim senin için gelmedim
36:44 gazete falcılarını tavsiye ederim
58:09 aristo evrim bertrand zırva platon
1:04:40 bir tek dünya israf
1:08:32 murat bardakçı mikrobu
1:22:55 ağız hareketi :D
1:34:08 feto :d
1:43:28 arşimet caner taslaman
1:48:15 bergama kleopatra almanca
2:15:03 platonik aşk
2:53:37 en azından niyet iyi
29:46 Ulan celal bey haklısınız!
P
P
Mm
Mm mm
Bu ok
Valla karşim para vermek lazım bu senin düzenlediğin fihrist için eline sağlık
Serviste herkes müzik dinler, twiterda dolanır ben bu iki harika insanı izliyorum. Hemde haftada en az bir kez yapıyorum. "sorunum" büyük.
mükemmel bir yayındı . Celal hocanın kütüphanesinin gezildiği videoda bahsetmişti Ahmet Arslan hocadan ve merak etmiştim bu yayın çok güzel oldu.
Ahmet hocayı tanıyor musunuz bilmiyorum, hiç bilmenize de gerek yok, niye biliyor musunuz? Türkiye, hoca Ahmet hocayla ilgilenmiyor, adamın hatıraları yayınlandı onu okudunuz mu? Hiç, niye okuyasanız, Çünkü Ahmet Arslan adam gibi adam.
Olkan Oraldag 😂
Yenilenin Artık!
Yeryüzünde yaşamış en muhteşem beyin ve insan, Allâh Rasûlü ve son Nebisi Muhammed (aleyhisselâm)’ın açıkladıklarını anlamamış insanların, hayallerinde tasavvur ettikleri “elçi peygamber” anlayışı yüzünden, nelerden mahrum kaldıklarını biliyor musunuz?.. Hayallerinde oluşturdukları “tanrı” anlayışına “Allâh”ın ismini etiketledikleri için, kozaları içinde nasıl boğulup gittiklerini görüyor musunuz?
“Allâh ahlâkıyla ahlâklanın” uyarısı yapıldığı hâlde, bunu duymazlıktan gelip, aklımızı kullanmayıp, anlamını düşünmeyip; “tanrı fermanları ve elçisi” masallarıyla, bir daha ele geçmeyecek bir ömrü nasıl boşa geçirdiğimizi bir fark edebilsek!
Kolaylaştırılmamışsa, ne yazsak boş!.. Taşın üstünden akıp giden su gibi bu bilgiler de okunup geçilecek…
Oysa… Kolaylaştırılmış olsa da… Nasibimizde olsa da…
Biraz kıpırdatsak kendimizi…
Yer değiştirsek, düşünce dünyamızda çağ atlasak da, oradan yeniden bakabilsek olaya…
Beş duyunun gözüyle değil, “Basıyr” olarak; beş duyunun kulağıyla değil “Semi” olarak, “Latiyf, Habiyr” olarak evrensel varlıkla iletişimde olabilsek! Hiç olmazsa, yargılamadan, yorumlamadan, şartlanmasız yönelebilsek âlemlere!
Türk’ün, Arab’ın, Çinli’nin, Hintli’nin, Avrupalı veya Amerikalı’nın tanrısı anlayışından geçip… Dünya’nın, Ay’ın, Mars’ın, Güneş’in tanrısı kavramından geçip… Galaksinin, gökadaların, paralel veya evren içre evrenlerin tanrısı anlayışından geçip; “âlemlerin Rabbi” olanı fark etmeye çalışsak…
Sonra da Âlemler ve Rabbi şeklindeki “çift”lik anlayışından arınıp; âlemlerin hakikatinde, “Esmâ mertebesi”ndeki “Tecelli-i vâhid” denen boyutsal tekilliği hissedebilsek… De!..
“RASÛLLÜĞÜNÜN” hakikatinin, “Esmâ mertebesi”nin ilk tecellisi olan “RUH” adlı melek veya “Hakikat-i Muhammedî” veya “Mümin” olduğunu anlayabilsek!..
“Esmâ mertebesi”ndeki ilim ve özelliklerin açığa çıkması iradesiyle, “her an yeni bir şanda” olarak meydana gelmiş “Tecelli-i vâhid” denilenin, “Risâletin hakikati” olduğunu bir kavrayabilsek!.. “İRSÂL”in hakikatinin bu mertebede gerçekleşmiş olup, bununla “Tecelli-i vâhid”in meydana geldiğini anlayabilsek!
İşte o zaman fark edeceğiz “Rasûlün ahlâkı”, “Rasûlü olduğu Allâh adıyla işaret edilenin ahlâkıdır” işaretinin anlamını! Tanrının değil!
Bu “Risâlet hakikati”nin yeryüzünde açığa çıkmış en muhteşem beyine inzâl oluşuyla, O yüce Zât’ın “Allâh Habibi ve en kapsamlı ahlâk sahibi” oluşunun bağlantısını ve dahi ne demek olduğunu düşünebilsek…
“Rasûlullâh’ın ahlâkı, Allâh’ın ahlâkı idi” işaretinin anlamını işte o zaman fark edebileceğiz.
Ama biz, öylesine şartlanmış, öylesine kilitlenmiş, öylesine bloke etmişiz ki düşünme sistemimizi şartlandırmalar yüzünden; Dünya üstündeki toplumların kendilerine özgü, kendileri gibi düşünen “tanrı” anlayışından öteye geçemiyoruz!
Zor, çok zor geliyor kapsamlı ve derinlikli düşünmek!
Kolayımıza geliyor, göze-kulağa dayalı bir tanrı, bir dünya ve de özel ulak postacı elçi peygamber kabulü!
Sonra da diyoruz, “tanrı Türkü korusun”, “tanrı Arabı korusun”, “tanrı Yahudiyi, Hinduyu, İngilizi korusun!..”“God bless America”!.. Bölgesel tanrı!!!
İnsan gibi düşünen ve insanî duygularla dünyayı yöneten bir tanrı!
Super adamlar ve Fatih Altaylı da bu programlarıyla büyük hizmet veriyor.Helâl olsun hepsine.
Fatih Altyalı'nın gazeteciliği, kişiliği ve söylemleri zaman tartışma konusu olmuştur. O konular hakkında görüş bildirmeyeceğim fakat böyle bir programı hazırlayıp geniş kitlelere ulaşmasına vesile olduğu için teşekkür ederim kendisine.
@Barbara Labrador güzel izlenim. Güldüm.
bir program nasıl bu kadar dolu dolu olabilir. meb ezberci eğitimi yüzünden felsefeden soğuyan biri olarak severek izledim. bir ton yeni insan ve bilgi öğrendim. emeği geçen herkese tesekkürler
Döne döne izliyorum. Bu programlar için Fatih Altaylı’yı çok seviyorum.
Yahu kardeşim :D Ahmet Hocanın şivesiyle bilim konuşması bitek benim mi hoşuma gidiyo :D... Çok sevdim Ahmet hocanın kitaplarnı okicam
Okudun mu ?
bende sorsam okudunuz mu
)
@@nuluferaktas517 PDF olarak bulunabiliyor internette çok kolay. Sen bak ordan bir göz gezdir 50 sayfa falan oku sever isen sipariş verirsin.
Okudun mu lan
Sn. yorumcu, youtube yorumları sizin yazıp sorumluluk almayacağınız bir mecra değil, okuduysanız okudum deyin lütfen, 4 kişi cevap bekliyor.
Celal hoca hergun ciksin izlerim.Bu programi bekliyorduk.Tşk
Deiyst oldugunu unutma!?
Deizm Niçin Çağdışı Bir Anlayıştır?
- Deizm nedir, ne değildir? Niye deizm yanlış bir düşünce şeklidir? Bunun izahını yapmak gerekir.
- Deizm'in temeli: Bütün bu varlık belli bir sistem içinde çalışıyor, dolayısıyla bunun arkasında bir yaratıcı şuur, akıl olmalı...
- Yukarıda tanrı var anlayışı, İslâmiyeti bozmak için vahhabiliği kullanmıştır.
- Kur'ân deyince, sokaktaki adamın anladığı müslümanlığı düşünmeyin!
- İnsanın hakikatinde Tek'in bütün özellikleri vardır ve eğer insan, kendi hakikatindeki Allâh'ı hisset, yaşa anlayışını (Billah) benimserse Kurân'a ve getirdiği ilime iman etmiş olur.
- İbadetler araçtır. Amaç, Allâh'ın varlığını ve tekliğini kendi hakikatinde bulabilmektir.
- Deizm ve ateizm, Kurân'ın bildirdiği Allâh ismi ile anlatılanın vahidiyetine ve vahdaniyetine vakıf olmamanın sonucudur.
Sora papazi bulursun demedi deme
Ya bilimi adam gibi öğreneceksiniz ya da bilimden gelen adamlara saygı göstereceksiniz.
sesi kulağımda yankılandı
@@malkoc222 Sesteki vurgulama hatirlamana en cok katkı saglayan seyn
Haklısın gaus ama ikisi ayrı konular
Imansizlarami saygı gösterecegim bunlarmi bilim adamı 😁😁
@@mehmetseyda7975 ne farkeder imanlı imansız
Celal hocam, bu tevazuluğun ve bilgiye olan hayranlığın taktire şayan doğrusu. Tarih, bilgi ve felsefeye verdiğiniz değer ve önem çok müthiş. Bunları duydukça; ne kadar cahil olduğumu ve bilgiye muhtaç bir varlık olduğumu hissettim. Çok değerli bir proğram.
“ Bütün insanlar doğal olarak bilmek isterler.”
En çok tanışmak elini sıkmak istediğim insanlardan birisidir Celal hoca harkulade bir zekaya sahiptir ne zaman izlesem hep yeni birşeyler öğreniyorum.
Fatih Altaylı'yı hiç sevmezdim malum yakınlığından dolayı ama kendisi yanılmıyorsam 2009 dan beri celal hocayı ve ilber hocayı programına alıyor. Bunu türkiyede başka yapan yok. Helal olsun. Sırf bu yüzden bile iyi anılacak kendisi
Bu programı yapmak televizyon tarihi için büyük bir iş.Fatih Altaylı'ya böyle bir programı yaptığı için teşekkürlerimi sunuyorum, rating kaygısı olmadan yapılıyor bu programlar. Devamlarını bekliyoruz kesinlikle. Gene bir çok şey öğrendik sayenizde...
OnğklnlüüöüGç hünnutu
Ya, sizler nasıl büyük insanlarsınız bilmiyorum, küçük dünyamı aydınlatıyorsunuz, merak, hayretten doğar dediniz, verdiğiniz bilgilere, bilgileri sorgulamanıza, öğrenme şevkinize hayret ediyorum.
İnançlı mısın bilmiyorum ama, inansanız da inanmasanız Allah sizden razı olsun.
patron_us 👍
@@tekkirrrrr limos maxima olmalı :)))
@@ugurates2414 anlamadım
kalemist_tr ne diyon?? 🙂
Valla Ahmet hoca sağolsun bana da felsefeyi öğreten adamdır. Sosyoloji öğrencisi olup da kendini Aristo'dan üstün gören hocalarımın üzerine ilaç gibi gelmişti. Emeğinize sağlık. Fatih Bey'e de çok teşekkürler entelektüelileteyi halka indirdi.
Bu programın 1.000.000 izlenmesi beni bu ülke hakkında çok umutlandırdı
Fatih Altayli: "Ailesi eğlenmeyi cok iyi bilir. Bu böyle gariban cikti." Celal Şengör: "Evet ben gariban kaldim ... Theophrastos ile devam edelim mi?"
güzel yakalmışşın aga
Dünya mı Rüya mı?
3
Bilimsel bakışa göre;
Gerçeği anlayabilirsek, fark ederiz ki, bu dünyadan ayrılan bir bilincin, daha sonra herhangi bir şekilde veya tarzda yeniden bir bedene girmesi; ve o bedenle bu dünyada yaşamına devam etmesi söz konusu olamaz!.. Çünkü, daima ileri doğru bir gidiş var!
Biyolojik beden yaşamındayken, bir tür holografik ışınsal boyuttaki yaşama; holografik ışınsal bedendeki yaşam devam ederken, bilinç boyutuna bir sıçrama yapabilirsek; sonra da varlığın özüne yönelip, O “Öz”de kendimizi bulabilirsek; bilinç yollu olarak daha evvelki katmanlardaki yapıların ve dahi hiçbir zaman var olmadığımızın gerçeğine erişebiliriz.
Bu nasıl gerçekleşir?..
Elbette bu, önemli bir nokta... Bunun da üstünde önemle durmak gerek! Ancak, bunun üstünde durmadan evvel, şu gerçeği fark etmeye çalışsak?..
Varlığımız, gerçeği itibarıyla yalnızca “yok”tan var olmuş bir “bilinç” olmasına rağmen, nasıl oluyor da kendimizi, bu et-kemik beden kabullenme hâline düşüyoruz?.. Ve kendimizi bir DÜNYA’lı olarak benimsiyoruz?..
Mesela size, kaç yaşındasınız diye sorsam; siz de otuz yaşındayım diye cevap verseniz...
Acaba gerçekten öyle misiniz?..
Neye GÖRE otuz yaş?
Veya gerçekten o kadar mı?..
İşin önemli bir yanı burası!
Gerçekçi düşünmeye çalışalım...
Şu anda madde bedenle yaşamınızı sürdürdüğünüze; madde bedeniniz de üzerinde yaşadığınız Dünya’ya bağlı olduğuna göre; Dünya zaman birimi itibarıyla otuz yaşında olduğunuzu varsayıyorsunuz!..
Bu hesapça otuz sene daha yaşarsanız, diyelim ki altmış yaşında dünyadan ayrılacaksınız!.. Peki, dünyadan ayrıldıktan sonra da hâlâ altmış yaşında olduğunuzu düşünebilecek misiniz?
Hatırlayınız ki, Dünya, Güneş’in yörüngesinde ve çekim alanı içindedir!
Dünya üzerinde var olan her canlı, hayatının kaynağı olan Güneş enerjisiyle var olmuştur! Ki; din dilinde buna “Allâh’ın hayat sıfatının sistemdeki zuhur kaynağı, ‘Güneş’ isimli yıldızdır” da denilebilir. Ya da “Güneş enerjisi-ışınları” yerine “o yıldızın varlığını oluşturan melekî kuvvet” diyebiliriz!..
Güneş sistemi içindeki tüm uydularda bulunan canlılar, hayatiyetlerini ve yapılarını, Güneş’in boyutsal derinliklerinde var olan bu melekî kuvvetten alırlar ve sürdürürler.
Bireysel bilinci oluşturan beyin ise, çalışma kapasitesini yönlendiren algılama devrelerine göre çeşitli boyutları değerlendirir ve o değerlendirmelere göre de kendini o boyutun mensubu kabul eder!
Dünya üzerinde var olan insan dahi, varoluş aşamasında her ne kadar biyolojik bir bedenle oluşmuşsa da; yaşamın daha sonraki evresinde, biyolojik beynin ürettiği astral-ışınsal bedenle hayatını sürdürür!..
“Ölümü tatmış” bir kişi madde bedenden ayrıldığı ve kendi kabir âlemine girdiği veya Berzah içi serbest yaşama geçtiği için; artık algılamakta olduğumuz Dünya, görüş alanından tamamıyla kaybolup; Dünya’nın manyetik çekim alanı halkası içinde ve Güneş yörüngesinde; Güneş tasarruf ve enerji alanı içinde yani Güneş platformunda yaşar!.. Ve de Güneş zaman birimine tâbidir!.. KIYAMETE KADAR!..
Güneş zaman biriminde bir yıl ne kadardır?
4
Dünya’nın bir yılı, Güneş çevresindeki bir turudur; bilindiği üzere...
Güneş’in bir yılı ise, Samanyolu adını verdiğimiz galaksimizin merkezi çevresindeki bir turudur!.. Merkezden yaklaşık 32 bin ışık yılı uzaklıktaki yörüngede yapılan bir tur, tam 255 milyon sene sürmektedir!.. Yani, bir Güneş yılı 255 milyon Dünya senesi olmaktadır!..
Dünya üzerinde bir insanın, Dünya zaman birimine göre 70 yıl yaşadığını kabul edersek; aynı insan gerçek boyutu olan Güneş zaman birimine göre sadece 8.6 saniye yaşamaktadır!
Yani, bir insan yetmiş sene yaşadıktan sonra dünya yaşamından ayrılıp; Dünya’nın manyetik çekim alanının içinde yer aldığı, Güneş yörünge ve enerji alanı olan platformdaki hayata geçtiği anda fark edecektir ki; sadece 8.6 saniye yaşamıştır geçmişte!
İşte gerçekte bu üç-beş saniyelik dünya yaşam süresi, -teknik nedenlerine girmek istemiyorum konuyu fazla yaymamak için- bize yıllar süren bir yaşam süreci gibi gelmektedir!
Tıpkı en fazla 50 saniye civarında gördüğümüz rüyaların, o rüya içindeyken çok uzun süreler gelmesi gibi!.. Ne var ki bir de, uyanıp aradan bir zaman geçtikten sonra, o rüyanın ne kadar sürdüğünü hatırlamaya çalışın!..
50 saniyelik bir rüya, uyandığımızda, hele ertesi gün ne ifade ediyor?..
Ya yedi-sekiz saniyelik bir “Dünya rüyası”, ölüm sonrası Berzah âlemi -Güneş boyutu yaşamı- içinde ne ifade edecek?.. Bir düşünün!..
Yani gerçekte, bizim şu anda Güneş ışınsal platformu üzerinde ve o değerlere göre yaşamamıza karşın; madde beden ve beş duyu kayıtlarıyla beynimiz bloke olmuş bir hâlde değerlendirmeler yaptığımız için, kendimizi Dünya’lı -madde- sanmaktayız!.. Ve tüm değer yargılarımız da Dünya’ya göre endekslenmiş durumda!..
Oysa “ölümle birlikte” gerçeğin bundan çok farklı olduğunu; dünya yaşamının sadece bir rüya süresi olduğunu çok acı bir şekilde fark edeceğiz!..
Sonra da pek çok şeyi yapma fırsatını bilgisizlik ya da sâbit fikirlilik yüzünden yitirmiş olduğumuzu anlayacağız!
“İNSANLAR UYKUDADIR; ÖLÜNCE UYANIRLAR!”
Şeklindeki Allâh Rasûlü uyarısını bir de bu gerçekle bir arada değerlendirmeye çalışalım bakalım...
“Onu gördükleri süreçte, sanki onlar (dünyada) hiç kalmamışlardır! Ancak bir Aşiyye (Güneş’in ufukta batma süresi) yahut onun battıktan sonraki kalan aydınlık süresi kadar dünyada yaşamış olduklarını sanırlar.” (79.Nâzi’at: 46)
“Dedi ki: ‘Ancak az (bir süre) kaldınız, eğer gerçekten bilseydiniz!’” (23.Mu’minûn: 114)
Düşünün ki, “Dünya âhiretin tarlasıdır” hükmünce, sadece burada ektiklerinizi biçeceksiniz ölüm sonrası yaşamda!.. Ve tüm “ekim” süreciniz belki de ortalama 5-6 saniye, o da brüt!
Çocukluk ve çeşitli hastalıklarla geçen yaşlılık sürecini de düşerseniz, geriye yalnızca birkaç saniyelik sermaye biriktirme ya da ekim süreciniz kalıyor, gelecekteki milyar kere milyarlarca saatlik ömür sürecine göre!..
Öyle ise bir düşünelim, fevkalâde kısıtlı olan dünya yaşamımızın ne kadarını, yarın bizim için hiçbir değer ifade etmeyecek boş şeyler için harcıyoruz; ne kadarını da gelecekte işimize yarayacak konular üzerinde değerlendiriyoruz?
Bilincimizi oluşturan beynimizi ve özelliklerini ne kadar tanıyabiliyoruz?..
Gelelim biraz da yaşadığımız boyutun değerlendiricisi ve ona dair hükümlerimizin kaynağı olan beyine; onun çalışma sistemine, dünyasına...
Bizim dışımızda ''canlı, yaşayan'' olarak tanımladığımız bizden farklı şekillerde yaşamsallaşmış türler var. Bu türlerin tamamının temel, ortak kaygıları var. Ve bu kaygılar dünya dediğimiz şeyin bir toplam olarak canlı kalmasını sağlıyor. Doğanın her hangi bir yerindeki canlı, canlı olduğunun, biyolojik bir varlık olduğunun bilinci ile yaşar. Av olma, avcı olma, organik besin ihtiyacı, su kaynakları, üreme, yayılma vs. gibi konuların bir yerlerinde pratikte var olduğu için, bu anlamda belki de bir taş kadar özgür olmadığı için, gereksinimleri doğrultusunda hareket etmek zorundadır. Ama onun özgürlüğü de, değişimdedir, değişip dönüşebilir, uyumlanabilir. Bir daha deneyebilir...Bilginin bir kısmı ile doğar bile zaten. Kimisi 10 sene, kimisi bir hafta yaşar. Bu görelilik zaten dünya üzerinde var. Canlı bir bireyin, biyolojik bedenine duyduğu bu tiksinti, biyoloji bilimine değil de, fiziğe ama aslında teknolojiye ayrılan kaynağın ne kadar çok olduğunun net örneğidir. Çünkü teknoloji kimseyi üzmez. Öte dünyaya inansan da kullanırsın. İnanmasanda... Ama iş bilime geldiğinde, durumlar değişir. Hele hele konu yaşamsa, mesela insansa bir de, ne olduğumuz ile ilgili son konuşma hakkı biyolojidedir.
Dolayısıyla ışık olma fikri güzel, sonsuza kadar yaşama fikrinin de (ben şahsen istemem) çekici olmasını anlıyorum. Ama insana yüklenen tüm bu üstünlük parametrelerinin, ister bilim isterde din yapsın, ulaştırdığı sonuç bu günkü görünümdür. Kıyamet denen şeyin bir gün gerçekleşeceğine inanmanın, onu gerçekleştirme yolunda büyük bir adım olduğunu düşünüyorum. Bunu görüyoruz da... Geçici biyolojik beden oksijen ihtiyacı duyuyor. Su gerekli. 1500 küsür yıldır, önce de var, insanları iyi olana yöneltme iddiası taşıyan bu fikirlerin, milyarlarca inanan ile bu sonuca ulaşamadığı gibi dünyayı da beraberinde batırma riski mevcut şu an. Kötülükle değil, doğa ve insan biyolojisi ile mücadele ediliyor. Bütün sonsuzluklar sizin olabilir, ben dünya üzerindeki 1sn'yi bizim dışımızdaki herşeyi katlettiğimizi görmeden yaşamak istiyorum. Herkes bir an dursun ve biz ne yapıyoruz desin istiyorum. Yağmura, ağaca filan baksın; ne kadar güzel bir yerde yaşadığına şükür etsin ve buna göre davransın istiyorum. Dünya ile alakalı hiç bir şeyi sevmeyebilirsiniz. Geçici ve bir sınav görünümünde olabilir sizin için, bu nedenle belki sıkıcı geliyordur. Ama ben seviyorum. Ve insan kaynaklı küresel iklim değişikliği gibi konular, türlerin topluca ve hızla yok oluşu örneğin bizim için önemli konular. Bu nedenle bilimdir, bilim felsefesidir çok önemli ki edindiğimiz bilisel veriyi bütünleştirip, genelin bilgisine ekleyebilelim. Bu insanların uğraşısı da dünya. O zaman bu alanlardan çıkıp, dünyayı seven insanlara yer açmak hem bizim yaşam algımız hem de sizin sınavınız için önemli bence.
En az 3 defa izledim...mükemmel
Engin Goek 😅😅😅
2. kez izliyorum bu programı ve galiba 3. kez izleme ihtimalim de var.
5. İzleyişim
Niye anlayamıyor musunz
@@kayserivan6826 not aliyoruz arastirmak için
Celal Sengor: "En cok zorlandigim tercume Fransizca'dan Almanca'ya". Adamin derdi bile sekil
aykut tamer 37 ciltlik plinius historia naturalis almanca
aykut tamer Celâl hoca iki kitap daha okusun bilgi zehirlenmesi yaşayacak.İNŞAALLAH ilacı vardır.
Kafatasım Beynime dar geliyor da diyebilirdi :D
N
Hi
Go. H
Hmhoh. H
@Barbara Labrador almanca dunyada fransizcadan daha cok konusuluyor hanimefendi.
Celal Şengör'ün hocaya hayranlık beslemesi, yaşına ve bilgi birikimine rağmen zevkle hocayı dinliyorum bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum demesi çok güzel, bilgiye bu kadar önem veren böyle adamların sayıları artar umarım.
Hocaya yakın bilgisini vardır bu konularda bu arada.. ona rağmen saygıda kusur yok.. ders olsun bence
En kısa zamanda bu muhteşem iki bilim insanı tekrar bir araya gelsinler. Ricamdır.
+ Hocam bir ara vereyim mi ?
- Ver canım.
Vengo Voy ee??
1:37:55
@@tekkirrrrr oo 9õ
celal hocam çok tatlı değilmi ya adamın bilgisine jantiliğine ayrı birde mimiklerine ayrı hayranım
Seviyorsan git konuş bence
Yasin Karaca Kendisiyle tanişma şerefini yaşadim, sizinde bu ayricaliga erişmenizi umut ediyorum.
Ne şanslı adamsın bro
hayalimi yaşamışsın
suyun kaldırma kuvvetini bulan Arşimedi , koskocaman İslam bilginlerinden hepsine üstün gören bir adama hayransın. Pes doğrusu.
Normalde çok yorum yazan değilimdir ancak, Sayın fatih altaylının yaptığı işi takdir ediyorum ve devamlarını diliyorum. Emeklerine sağlık
Ahmet hoca az konuştu ama final inanılmazdı. Allah ömrüne ömür katar da dinleriz kendisini uzun yıllar.
Fatih Altayli ,Ahmet hocamiz gibi muthiş bir insani , bize tanıştırdığın için sağolasın. Celal hocamizıda cok seviyoruz, yine cok sağol.
Programa katılan hocalarımın ağzına sağlık. Motivasyonumu ve doğaya olan ilgimi artırdığınız için teşekkür ederim.
habertürk e kendi adıma çok teşekkür ediyorum bizi böyle insanlarla tanıştırıp böyle bir bilgiyi bize sunduğu için. Böyle programların devamının gelmesi dileğiyle iyi yayınlar
Habertürk yalaka bir kanaldan öte degil, bu programi yapmasi sadece reyting yani reklam gelirleri içindir, yanlis yere tesekkür ediyorsun kanimca
5:20 bir tek hayatım var boş işlere değmez Şanlıurfanın gururudur bence ahmet hoca :D ve urfadan böyle bir düşünürün çıkması beni hayrete düşürdü :D urfaya selamlar
Başka birşey olamayacağını farkedince "Bari felsefeci" olayım demiş te olabilir. Dikkatli takip edince tezatları göre batıyor.
HABERTÜRK,AHMET HOCAMIZ VE CELAL HOCAMIZI TEKRAR İSTİYORUZ.SON 20 YILIN EN GÜZEL PROĞRAMIYDI.REKLAMSIZ İZLEYEBİLECEĞİM TEK PROĞRAM
Celal hocamız, gerçekten muhteşemsiniz. Kasaba gidip, tüm egonuzu sıyırtıp aldırmıs gibi, hic egosuz Ahmet Arslan hocamızı , sözunu kesmeden dinlemeniz, olağan ustu. Nur yüzlu ,Celal hocam varolun, sağolun.
Ahmet hocanın hayat hikayesini dinledikten sonra umutlarım yeşerdi aynı durumdayım okurken anlıyorum filozofları ama biri anlatınca anlamıyorum sürekli okuyorum anlıyorum ve bilgili olmak, anlamak, anlatmak mutlu ediyor gerçekten benimde gelecegim bu hissedebiliyorum şuan felsefe 1.sınıf ögrencisiyim ahmet arslan felsefeye giriş okuyorum izindeyim hocam :)
şu anda okulun bitmiş olması lazım
@@jackwhitestripe7342 yaza mezunum :)
tebrikler
@@onuronay3091 felsefe mezunu bir insan mezuniyetten sonra ne is yapiyor, meraktan soruyorum
@@ati1903 öğretmen olabilirsin formasyon alip.Ozel eğitim kurumlarında rehber öğretmeni, eğitim danışmanı olabilirsin.Gününüzde birkaç bölüm haricinde hiç bir şey garanti değil bildiğiniz üzere. Ama felsefeyi diğer bölümlerden ayıran en önemli şey bütün disiplinlerle ilişkili olması.Bolum bir kere sana çok şey katıyor. Günümüzde önemli olan insanı becerilerini geliştiriyor. Doğru düşünme,analitik düşünme, eleştirel düşünme aslında her iş yerinde aranan niteliklere sahip oluyorsun .Seninde ne istedigin önemli burada.Bende yazarken açıkçası pek bilmeden yazmistim ama hayatımda verdiğim en iyi karar diyebilirim.Kendimi geliştirmek istiyorum, kalitemi arttırmak istiyorum dersen okunabilecek en iyi bölüm.
1:37:58 "Hocam bir ara vereyim, bir çay içelim bu arada" cümlesi bana garip bir huzur veriyor. :d Çalışırken bile sizleri dinliyoruz, iyi ki varsınız.
Ahmet hocanın ilk programını izlediğimde bu adam ne diyor demiştim. Programın sonlarına doğru bir aydınlanma yaşadım ve bir anda Ahmet hocanın dilini anlamaya başladım. Ahmet hocayı anlamamızın sebebi Ahmet hocanın bizim gibi olmasaydı. Hep burjuvazi kesiminden gelmiş insanları dinlediğimizden bizim geçtiğimiz yollardan geçen insanları anlayamaz olmuşuz. Ahmet hoca çok büyük insan.
Programda Celal hoca ve Ahmet hoca da aslında toplumun iki yüzünü yansıtıyor.
muhtesem bir tesbit....
Fatih bey merhaba,ülkede teke tek kaldınız lütfen bu degerleri her daim bizlerler buluşturun...seviliyorsunuz...
Bu gecede uykusuz kaldım ama zevkle merakla kaldım. Fatih celal hoca sayesinde kendini sevdirdin.. programın kalitesi gökyüzündeki yıldızlar kadar..👏👏👏
Ahmet Arslan - Felsefe İlkçağ Tarihi 5 cildi 5 günde okuduğum ender bir eser. Bu kadar sürükleyici ve etkili bir eser gerçek bir kaynak. Bu kitap sayesinde Ahmet Arslan'ın tüm çeviri ve yazdığı kitaplarını aynı şevkle okudum.
Materyalizmin tarihini okudunuz mu ahmet hoca cevirisi
@@efe9446 İki cildi de okumuştum
@@Lreturn müthiş eser, 1. cildi bitirdim 2. yi okuyorum şu an. zor bir kitap açıkcası
@@efe9446 daha sonra Karl Popper 'ın kitaplarını da okumanızı tavsiye ederim mutlaka. İyi okumalar dilerim!
@@Lreturn popper’dan açık toplum ve düşmanlarının 1. Cildinin yarısını okudum en kısa zamanda tamamlayacağım teşekkürler
Doğa Tarihi Türkçeye çevrilmiş be. Çok mutlu oldum.
Ben bilmiyorum,linkini atar mısın
@@mstffstf8116 Sadece 37 bölümün ilk iki bölümü çevrildi. Say yayınlarından çıktı. Kitapyurdu gibi sitelerde bulabilirsin.
izleyicilere bir şeyler verme amacı güttüğünüz için teşekkürler güzel program...
ülkedeki herkesin defaatle izlemesi gereken nadir programdır. kendi adıma çok teşekkür ederim emeği geçenlere..
HABERTÜK VE TEKETEK ÇOK TEŞEKKÜRLER.PROĞRAM 2 SENE ÖNCE ÇEKİLMİŞ.DÖNÜR DÖNDÜR TEKRAR SEYREDİYORUZ.AHMET HOCA VE CELAL HAOCAYI TEKRAR İSTİYORUZ.MÜKEMMEL BİR İNSANLAR
1:46:17 Caner taslamana cevap verdikten sonra Fatih altay ın çomağınızı vereyim demesi.
👏👏👏
Bu adamları ekranlarda gördükçe umutlanıyorum. Lütfen bir şekilde her kes teşvik etsin, bu tip programları izlesin gençlik. Lütfen.
Ahmet hocanın dediği Beyin Kitabı David Eagleman'nın yazdığı nörobilim üzerine yazılan harika bir kitap. İncognito ve Yaratıcı tür ile birlikte bir seri. Harika bir kitap, insan beyninin düşünme kapasitesini bu kadar iyi anlatan bir seri olamaz, okuyun ve kesin aşık olacaksınız , hem kitaba hem beyninize. Ben Beyin kitabını 2 ay önce tekrardan aldım ilkini hediye ettiğim için, Avrupaya sipariş ettirdim ( Türkiye de değilim ) ( yani sipariş de mümkün demek istiyorum ) ve 19. baskısı çıkmış bile. Şimdiden iyi eğlenceler :)
Benim bir sinir sisteminin iletişim ağının kombinasyonlarını sevebilmem için bir gerekçe gösterin? Yani insan aşkı bu algoritma, kombinasyon, türevin neresinde_
DTCF mezunu olarak Ahmet hocamızla gurur duyuyoruz
Belki 10 kere tekrar izledim hic doymuyorum. Siz hayatdan gitdiginiz zaman cok uzulecegim.((
Yamyamlar hocanın kitaplarını bitirmişsiniz. Hiçbir yerde yok.
En anlaşılır, herkese hitap eden kitap olduğundan.
S. Solmaztürk ne güzel birşey işte . Artık siparis edicez yahu,, yapıcak birsey yok :D
asdasdasdfasdf
sakin okan reis
Да
Okulların Eğitimi Yerine bu hocalar haftada 2-3 kez bu şekilde ders verseler Ülkemiz eğitimi fazlasıyla başarılı sonuçlar alacaktır eminim
ben bu adamlarin iliskisini cok seviyorum ya :*
Abi ne güzel insanlarsınız ya sizleri dinledikçe sanki Avrupa kanalından bir program izlediğimi sanıyorum :)
... Hepinize teşekkürler...
Fatih bir tanesin örneğin yok nerdeyse 🇹🇷
Seyredip bir şeyler öğrendiğimiz program ❗️❗️❗️
Konuk seçimlerinde şahane
Şükranlarımı sunarım🙏🙏🙏
Muhteşem bir Programmış...Hocalarımız Türkiye'mizin Gururları
Ll9o
Ol
Hallo
l99
Uzun öyle ‘
Not)6& ğimgı
Yayında ve yapımda emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler.
programı kapatırken son 1 dakikaya Dmitri Shostakovich Waltz No. 2 veya başka klasik müzikler koyarsanız çok hoş olur..
harika bir program. Neden daha önce seyretmedim diye hayıflandım.
Bu programı farklı zamanlarda 3 kere izledim . Ahmet Arslan gibi değerli hocayı bizlerle tanıştırdığı için Fatih Altaylı’ya teşekkür Ederim.
23 30
24 e kadar Ahmet Arslan müthiş konuşmuş. 10 defa dinledim.
Tesekkürler Fatih Altayli
arşivlik bir yayın bunları para versen izleyemezsin. inşallah fatih altaylı bu özel seriye devam eder.islam tarihindeki felsefecileri de bir programda tartışırsınız umarım.
Dax Novu tabi bence de. Bu kadar akılcı çıkarımları o döneminde islamda nasıl bu kadar rahat yer bulabilmiş onu da düşünüyorum. Horasan'da yaşamak varmış o dönem 😄
En heyecanlı filmlerden daha çekici, Defalarca izledim ve her izlediğimde daha önce kaçırdığım bir detayı yakaladım, bir kaç yüz kez daha izlersem bilim adamı olabilirim
Celal hocanin bazen Buda gibi oturmasına, elinin karnına bağlaması müthiş hoşuma gidiyor 😀😀😀😀 çok yaşa hoca, dinin imanın umrumda değil, bilim adamının dini olmaz, seni Çoooooookkkkkkkkkkk seviyorummmmmmmmm 💙💙💙
Yemek yapmaktan nefret ederim Celal hocanın programlarını yemek yaparken dinliyorum zaman uçup geçiyor :)
04:40 Celal Şengör: "Cehaletim korkutuyor beni"
Ahmet Arslan hoca efsane ya tespitleri harika
Hem güzel ,hem doğru,hem ikna edici HEM DE BU KADAR KEYİFLİ ANLATABİLMEK... BRAVOOOO...
50 YAŞINDAYIM,İLK DEFA SOLUKSUZ VE ZEVKLE İZLEDİĞİM BİR PROĞRAM OLDU.ELİNİZE DİLİNİZE SAĞLIK.
Bu programı, en az üç kere izledim . Şahane teşekkürler.
Ahmet Arslan hoca daha sık gelse....
Ahmet hoca verdi lafı boş bilim yoktur boş gazetecilik vardır. bardakçıda bunu anlamıştır.
Furkan Kasapoğlu Evet . Ben o adama hiç ısınamadim. M.B. . Ama Crlal hoca gibi birisi o hocayı sever .. Bende bunu anlamış değilim. . Neyse iyi ki varlar. Ilber hoca, Celal Hoca , Ahmet Hoca ...
Furkan Kasapoğlu Büyük ihtimalle arkadaş Bardakçı'nın siyasi yazılarını kastediyor. Tarih kitaplarını kastettiğini sanmıyorum. Kendisi çok fazla belge kullanır ve savlarını belgelerle destekler çünkü.
Bardakçı felsefe boş iştir der o yüzden Tarihin Arka Odasında çokça zikretmiştir.
Yusuf Can celal hoca fazla sevmiyor bardakciyi ama eski arkadaslar bardakci cok kirilgan biri oldugu icin fazla ustelemiyor.
Abi kitaplari,tarihi arastirmalari cok iyi ama akıllı bir insan felsefeye boş diyebilir mi ya? Yürü git derler ..
Fatihbey hocalarımızı tekrar istiyoruz
Ahmet Hocamız derya gibi bir insanmış. Dinledikçe dinleyesin geliyor. Ne kadar basit anlatıyor. Örnek veriyor ve karşılaştırıyor. En kısa zamanda felsefe giriş kitabını okumak istiyorum.
Okudunuz mu?
Doğru insanlarla kaliteli yararlı sohbet için teşekkürler Fatih Altaylı.
Ahmet hocadan caner taslamana: Buna evet dersek bitecek mi? Ahahahahhaahhahaah
Bu kadar güzel yanıt olmazdı o soytarıya....
Gülmekten gözlerimden yaş geldi 🤣🤣🤣
su gibi aktı geçti
ben tv izlemiyorum, buraya yükleyen arkadaşa müteşekkirim
Celal Hoca gibi her okulda bi hoca olsa bugun ulke olarak baska bir yerdeydik
hz muhammed>celal sengor
Türk Televizyon tarihindeki herhalde en mükemmel program buydu, her iki hocama saygılar hürmetler
Bütün tatminlik hissettiren hormonları salgılattınız. Teşekkürler
Ayyy yani ne kadar büyük bilgisizlik😂 bir insan bu kadar tatlı ve kültürlü olabilir .
Arzu Öztürk bilgi güçtür ve bitmeyen sermayedir. Arzu
Türkiye'nin en iyi bilim adamı kendine cahil dediya hocam bukadar mütevazi olmayın ya :)
Ahmet beyin hafif sivesi buyuk bir onyargimi kirdi 😅
sponge bob gercek urfali aksani, cok dogal kisilik, degerli sahsiyet... urfali olarak gururluyum
Hatice Suddarth şive değil ağız.ve gerçekten Ahmet hocanın üslubuna değişik bir hava katıyo ;)
koekoekoe koekoekoe tesekkurler, Ben Urfa şivesi demek yanlişmı...bir sözlüğe bakayım
Bende aslen urfaliyim, çok heyecanlandım... hoşgörün lütfen.. Tekrar teşekkür ..
Önyargısız Okuyalım!
Onyargisiz deyince bir de bu acidan degerlendir, istersen!
İNSANCA DÜŞÜNEN “TANRI”DAN, “ALLÂH” GİBİ DÜŞÜNEN İNSANA!
İnsanlar, yüzyıllardır, yaşadıkları şartlara ve edindikleri fikrî altyapıya dayalı olarak, kendileri gibi düşündüğünü tasavvur ettikleri “Tanrı varsayımı” peşindeler!.. Mesela, uyuması ya da uyuklaması söz konusu olan, dalgınlığı anında, o farkında olmadan bir şeyler vuku bulan bir “TANRI”!
Böylesine ilkel düşünen insanlara cevaben, uyuyan ya da uyuklayan bir “tanrı” olamayacağı vurgulanıyor Kurân’da...
Şimdi düşünün ki, binlerle yıllardırinsanlar, hep kendileri gibi düşünen, kendileri gibi değerlendirme yapan ve yargılayan bir TANRI tasavvur ve varsayımıyla yaşarken... Arada çıkan bazı Hakikat ehli kişiler, işin böyle olmadığını vurguluyorlar aldıkları vahiylerle...
“Allâh kulu” yani “abd-ı Allâh” ifadesindeki inceliği anla¬mayıp, bunu tanrının yeryüzündeki bir tâbisi gibi düşünen ilkel, anlayışı kıt olana nasıl anlatabilirsiniz; “Allâh KULU”nun, hakikati olan Esmâ-Sıfat boyutunun kapsamı ve gerek¬leriyle Allâh’ın dilediği kadarıyla yaşamakta olan Zât olduğunu!..
“Allâh KULU”nun, Hazreti İsa dilinde, “Sen insanca düşünüyorsun, Allâh gibi değil” şeklinde ifade bulan uyarısının dışında olarak; Allâh gibi, mahlûkatı değerlendir¬diğini nasıl fark ettirebiliriz anlayışı sınırlı olanlara?
Oysa insanın macerası, bu ikisi arasındakinden başka bir şey değildir!
“İnsanca Tanrıdan; Allâh KULU’na!”
Her fert, bu tanımlama içindeki bir basamağı oluşturmak üzere vardır... Yaptıklarıyla, düşündükleriyle ebediyen otura¬cağı bu basamağı, şu dünya hayatında kendine hazırlamaktadır.
Eğer kişi, bu cümleyi duyduğunda içinde bir heyecan, bir ürperti hissetmiyorsa, bırakınız onu kendi hâline; bir et-otobur olarak yaşamına devam etsin, yalnızca birkaç organının zevkiyle tatmin olsun!.. Bu anlatılanları da masal gibi dinleyip, sonra gene günlük eğlencesine dönsün!
“İnsanca TANRI’dan; Allâh KULU’na” macerasının neresindeyiz?
Bunu sorgulamayı önemli ve değerli bulan dostlarıma Selâm olsun!
Ne alaka? Şiveli konuşan insanları küçümseye küçümseye en sonunda milleti kendinizden nefret ettirdiniz.
Bir tek hayatım var bunlarla harcamaya değmez !!! Büyüksün Hoca
Celal hoca konulari anlatirken ne kadar mutlu ve heyacanli oluyor çok farkli bir adam gerçekten yaninda çantasina taşisan dünyalar öğrenirsin