Kehf Suresinde Zülkarneyn kıssası ve Adiyat Suresi ile ilgili fazlaca görüş dinleyip okudum hepsi de farklı farklı. Kehf Suresini anlamamızda çok büyük katkısı olan Kemal hocamıza teşekkür ediyorum. Adiyat Suresine verilen anlamlar hep askıda kaldı.Anlamı daraltmayalım derken bir sürü farklı görüşten dolayı hiç bir şey kalmadı aklımızda. Namazlarda okurken aklımdan bir mana veremiyorum en çok ta beni bu üzüyor.
NAMAZLARDA OKURKEN...ALLAH KABUL ETSİN KARDEŞİM..BİR GÜN BU SURE TAMAMEN SIZE OĞRETİLECEKTİR VE KALBINİZ MUTMAİN OLACAKTIR..YILLARDIR BEN DE MURSELAT ADIYAT ZARIYAT NAZIRAT HUCURAT SAFFAT UZERINDE KAFA YORUYORUM...
Selam huseyin kardes aradakadaki kesintileri niye yapiyonuz anlayamadik devam ederken kesilip baska yerden devam ediyor Aceba siz de mi yoksa Birileri in mudahalesimi Var videolara
Bu işi yapanlar,melekler olamaz mı nefes nefese koşmak acele hızlı davranma ,düşmanlık ki melekler inanmayanlara düşman değil mi, bu düşmanlık ile helak etmek için sabahleyin baskin yapıp tozu dumana katmazlar mi ve sonrasında bir düzen getirilmesi kıvılcım çakması,sabah baskını,toz dumana katılmadı,çarçabuk iş bitirmeleri,helak olan kavimler ile helaki gerçekleştiren görevli melekler
Kur'an'da anlama konusunda en çok zorlandığım sure bu. şu ana kadar hiçbir açıklama beni mutmain etmedi
6 ปีที่แล้ว +6
ADİYAT SÛRESİ وَالْعَادِيَاتِ ضَبْحًا 1- Nefes nefese koşanlara andolsun. İlk ayetlerde mevsuflar verilmemiş sadece sıfatlar bildirilmiştir. Kur’an’da yenin edilen mevsuflardan bazıları şunlardır: Yıldızlar, Güneş, Ay, fecr vakti, çift ve tek (resuller), on gece (gece yürüyüşleri) kuşluk vakti, gündüz, gece, yeryüzü, deniz, imar olunan ev (Kabe), Mekke, baba ve evlad, Tûr dağı, incir ve zeytin, şahit ve şehadet edilen, nefes nefes koşanlar, kendini kınayan nefs (öz eleştiri yapan nefs) ve asra yemin gibi bir çok canlı, cansız, soyut, somut şeye yemin edilerek şahit gösterilmiştir. Dikkat edilirse bu yeminlerin tamamı olumludur. Allah kafirlere, müşriklere veya şeytan gibi olumsuzluklara yemin etmediği için biz ilk 5 ayetin mevsufunu olumlu anladık. Bu nedenle nefes nefese koşanlar nüzulde bir önceki asır suresinde bahsedilen salihat için hakkı ve sabrı tavsiye eden müminlerdir. ------------------------------------------------------- فَالْمُورِيَاتِ قَدْحًا 2- Böylece çakıp kıvılcım saçanlara, 5. ayete kadar zikredilen “fe” bağlacı hem cümlenin devam ettiğini hem de ifadeler arasında sebep- sonuç (nedensellik) ilişkisi olduğunu gösterir. Bu nedenle devam eden ve yemin edilen her cümleye “Böylece” ifadesi eklenmiştir. Nefes nefese koşuşturma gayreti sonucu kıvılcımlar oluşmaktadır. Bir şey bir şeye vurup çakarak elde edilen kıvılcımların amacı ateş yakıp ısınmak veya aydınlanmaktır. Kur’an’ın kullandığı aydınlanma metaforu düşünüldüğünde kıvılcım çakmak, zihnin belirsizlik karanlığından kurtulması için yapılan düşündürme faaliyeti olabilir. Allah’u alem… ------------------------------------------------------- فَالْمُغِيرَاتِ صُبْحًا 3- Böylece sabah vaktinde hareketlenenlere, أغارَ, peş peşe adım atmak ve hızlı hareket etmektir. (es-Sıhah c.2 s.28) ْمُغِيرَاتِ ism-i faildir. İlk ayet ile birlikte düşündüğümüzde Nefes nefese insanların zihninde ince ayrıntıları göstermek ve bir ışık yakmak için erkenden koşuşturanlara yemin edilmektedir. ------------------------------------------------------- فَأَثَرْنَ بِهِ نَقْعًا 4-Böylece kararlılıkla iz, eser bırakanlara, Eser: İz, işaret, etki, soyut kavramlarda belirti, emek sonucu ortaya konan ürün, yapıt gibi manalara gelmektedir. Kur’an’da sadece bu ayette geçen nak’a’nın lügat manası: Toz, birikmiş su veya haykırmaktır. Burada en çok “gubar” yani toz manasında tefsir edilmiştir (Kurtubî). Ayrıca نقع, istikrarı, düzenlilik içinde sürüp gitme, kararlılık manasına da gelmektedir (Mekâyîs) Muhatabından çekinmeden, korkmadan, istikrarlı ve kararlı olarak fıtratta ve vicdanda karşılığı olan gerçekleri haykıran, çıkan kıvılcım sonrasında, silinmez bir nakış, iz bırakanların gayretine yemin edilerek, şahit tutulması vakanın doğru okunup anlaşılması içindir. ------------------------------------------------------- فَوَسَطْنَ بِهِ جَمْعًا 5-Böylece onunla topluluğun ortasına girenlere Bilgiyi kendine saklamadan paylaşma ve toplumun tamamına ulaştırma gerekçesini Nisa 165’de şöyle ifade edilir, “Müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak elçiler gönderdik ki, elçilerden sonra insanların Allah’a karşı (haberdar değildik gibi) bahaneleri olmasın diye.” Ayrıca A’raf:164’de “Bu kavme niçin öğüt veriyorsunuz?” dedikleri zaman şöyle dediler: “Rabbinize bir özür olsun ve böylece (bu hakikat ile) takva sahibi olurlar.” diye.” İnsanları düşündürmek ve onları karanlıklardan aydınlığa ulaştırmak için çaba gösteren resullere ve salih kullara rağmen insan Rabbine karşı çok nankördür. ------------------------------------------------------- إِنَّ الْإِنسَانَ لِرَبِّهِ لَكَنُودٌ 6-İnsan, Rabbine karşı gerçekten çok nankördür! ------------------------------------------------------- وَإِنَّهُ عَلَى ذَلِكَ لَشَهِيدٌ 7- Ve muhakkak ki kendisi de buna şahittir. ------------------------------------------------------- وَإِنَّهُ لِحُبِّ الْخَيْرِ لَشَدِيدٌ 8- Ve muhakkak ki mal sevgisi de çok şiddetlidir. Kendi fıtratında karşılığı olan hakikatlere sırt dönmesinin sebebi, dünyayı aşırı sevip hesabını vermeyeceği zannı ile yeniden dirilişi önemsememesidir. ------------------------------------------------------- أَفَلَا يَعْلَمُ إِذَا بُعْثِرَ مَا فِي الْقُبُورِ 9-Bilmez mi ki, kabirlerde olan şeyler çıkarılıp diriltildiğinde, “Bu'sira” kelimesi aslında iki ayrı kelimeden meydana gelmiş olup “ba’s” (dirilme) ve “isare“ (kalkma, çıkma, gezme) kelimelerinin birleştirilmesidir. Dikkat edilirse bu âyette canlılar için kullanılan “men fil kubûr” denmemiş, cansız varlıklar için kullanılan “mâ fil kubûr” denmiştir. Zira kabirde bir canlılık veya hayat söz konusu değil. Kabirlerden çıkarılıp diriltildikten sonra hesap sorma başlayacaktır. ------------------------------------------------------- وَحُصِّلَ مَا فِي الصُّدُورِ 10-Sadırlarda olan şeyler ortaya döküldüğünde, Sadır için, Bkz. İnşirah:1 ------------------------------------------------------- إِنَّ رَبَّهُم بِهِمْ يَوْمَئِذٍ لَّخَبِيرٌ 11-Muhakak o gün, Rab’leri kendilerinden mutlaka haberdardır. ------------------------------------------------------- Kur’an’ın tamamında 45 kez geçen “Habîr” ismi, nüzul sırasına göre ilk kez bu ayette yer alır. Bu ismin geçtiği ayetlerde genel olarak, Allah’ın insanların yaptıkları her şeyden haberdar olması ve haber vermesi ifade edilmiştir.
İki şekilde okumanın özetini yaparsak benim anladığım; Öfkesinden dolayı soluk soluğa kalan, vahyi işitip içindeki kin ateşiyle etrafındakileri tutuşturan, kin ve öfkeyle sabahlayan, sonuçta tozu dumana katarak ortalığı bulandıran, nihayet bu düşmanlıkla toplumun ortasına dalanların bu yaptıklarını bile isteye yaptığı (şahit olması), mal sevgisinin ona bunu yaptırdığı ve bu şekilde kendisine verilenler karşısında Rabbine karşı nankörlük etmiş olduğu, her yapılanın ortaya çıkarılacağını, Allah’ın her şeyden haberdar olduğunu okuyoruz. Diğeri: Hakkı ve sabrı tavsiye için nefes nefese koşturanlar, insanların akıllarında bir kıvılcım oluşturabilmek için mağaralarda sabahlayanlar/sabah erkenden bunun için çabalayanlar, bunu haykıran, silinmez bir nakış bir iz bırakma gayretinde olanlar, hakikatleri toplumun içinde çekinmeden haykıranlar olmasına karşı insanın çok nankör olduğu, mal sevgisinden dolayı hakikati görse ve şahitlik etse dahi yüz çevirdiği ve her yapılanın ortaya çıkarılacağını, Allah’ın her şeyden haberdar olduğunu okuyoruz. Şüphesiz mutlak hakikat Allah katındadır.
Evet kardeşim ben de bu surede takılıp kaldım. Birkaç kez üst üste okudum olmadı, farklı meallere baktım olmadı şimdi de bu videoyu izledim yine olmadı. Benim takıldığım yer videodaki abinin dediği gibi Allah, yemin etmişse burada iyi bir şey vardır. Ama surede, Bir grup atlı harami'nin bozgunculuk yapmak için erken bir vakitte bir bölgeye saldırdığını anlıyorum. Surenin devamında Allah, insanın nankör olduğunu söylüyor. Ama surenin öncesiyle çok alakasız. Ayrıca Allah, neden bir grup harami'ye yemin ediyor? Umarım sureyi anlamaya vakıf olurum.
Sure benim anladığım kadarıyla 2 uçlu. Rabbimiz sanki bir taşla iki kuş vuruyor gibi. Hüseyin abi de sanırım bu yönünü vurguluyor. İki türlü de düşünürsek surenin bize anlatmak istediği çift mana gibi geliyor bana. Kuranın süreklilik arzetmesinden dolayı bundan bir kaç yıl sonra farklı bir bilgi çıkarılabilir. Allah en iyisini bilir. Newton fiziği doğrudur, ancak kuantum evreninde Newton fiziği işlemez. Kuantum fiziği de 20. Yüzyılda keşfedildi. İkisi de doğru ama doğru olduğu evrenler farklı. Rabbimizin bu müthiş kudreti olan Kuran inanılmaz bir kitap. Çünkü Allah'ın kelamı. Kudrete bakar mısınız. Kitap resmen yaşıyor. İnsanlık geliştikçe Kitap devrine açılıyor. O yüzden yazanlara nokta koymamak lazım. Din gününe kadar yaşayacak bir varlık gibi düşünmek doğru olur kanaatindeyim.
Sizbu sekilde kurandaki benzer ayetlerle tesfir yapmaz iseniz olacağı bu.. Resmen adiyat suresinin ilk ayetlrini tahrif ettiniz..FARKINDA MISINIZ bilmiorumda? Neden NAZİAt,Mürselattaki benzer ayetleri okumadınız .?
Amin
Allah razı olsun
Güzel insan Allah cabanızı artırsın
Allah sizden razı olsun sayın hocam.Ne kadar farklı bakış açısıyla daha esnek ve daha hafızamızda yer alıcı bir üslûpla anlatıyorsunuz.👈
Emeğinize sağlık hocam
Allah razı olsun.
Kehf Suresinde Zülkarneyn kıssası ve Adiyat Suresi ile ilgili fazlaca görüş dinleyip okudum hepsi de farklı farklı. Kehf Suresini anlamamızda çok büyük katkısı olan Kemal hocamıza teşekkür ediyorum. Adiyat Suresine verilen anlamlar hep askıda kaldı.Anlamı daraltmayalım derken bir sürü farklı görüşten dolayı hiç bir şey kalmadı aklımızda. Namazlarda okurken aklımdan bir mana veremiyorum en çok ta beni bu üzüyor.
NAMAZLARDA OKURKEN...ALLAH KABUL ETSİN KARDEŞİM..BİR GÜN BU SURE TAMAMEN SIZE OĞRETİLECEKTİR VE KALBINİZ MUTMAİN OLACAKTIR..YILLARDIR BEN DE MURSELAT ADIYAT ZARIYAT NAZIRAT HUCURAT SAFFAT UZERINDE KAFA YORUYORUM...
Selam huseyin kardes aradakadaki kesintileri niye yapiyonuz anlayamadik devam ederken kesilip baska yerden devam ediyor
Aceba siz de mi yoksa Birileri in mudahalesimi Var videolara
Hayr Kuran'da sekiz manada kullanılmış
Bu işi yapanlar,melekler olamaz mı nefes nefese koşmak acele hızlı davranma ,düşmanlık ki melekler inanmayanlara düşman değil mi, bu düşmanlık ile helak etmek için sabahleyin baskin yapıp tozu dumana katmazlar mi ve sonrasında bir düzen getirilmesi kıvılcım çakması,sabah baskını,toz dumana katılmadı,çarçabuk iş bitirmeleri,helak olan kavimler ile helaki gerçekleştiren görevli melekler
Bence doğrusunu siz söylediniz..Naziat,Mürselat,Saffat.. Bu surelerde de bnzer kullanımlar var..
Kur'an'da anlama konusunda en çok zorlandığım sure bu.
şu ana kadar hiçbir açıklama beni mutmain etmedi
ADİYAT SÛRESİ
وَالْعَادِيَاتِ ضَبْحًا
1- Nefes nefese koşanlara andolsun.
İlk ayetlerde mevsuflar verilmemiş sadece sıfatlar bildirilmiştir. Kur’an’da yenin edilen mevsuflardan bazıları şunlardır: Yıldızlar, Güneş, Ay, fecr vakti, çift ve tek (resuller), on gece (gece yürüyüşleri) kuşluk vakti, gündüz, gece, yeryüzü, deniz, imar olunan ev (Kabe), Mekke, baba ve evlad, Tûr dağı, incir ve zeytin, şahit ve şehadet edilen, nefes nefes koşanlar, kendini kınayan nefs (öz eleştiri yapan nefs) ve asra yemin gibi bir çok canlı, cansız, soyut, somut şeye yemin edilerek şahit gösterilmiştir. Dikkat edilirse bu yeminlerin tamamı olumludur. Allah kafirlere, müşriklere veya şeytan gibi olumsuzluklara yemin etmediği için biz ilk 5 ayetin mevsufunu olumlu anladık. Bu nedenle nefes nefese koşanlar nüzulde bir önceki asır suresinde bahsedilen salihat için hakkı ve sabrı tavsiye eden müminlerdir.
-------------------------------------------------------
فَالْمُورِيَاتِ قَدْحًا
2- Böylece çakıp kıvılcım saçanlara,
5. ayete kadar zikredilen “fe” bağlacı hem cümlenin devam ettiğini hem de ifadeler arasında sebep- sonuç (nedensellik) ilişkisi olduğunu gösterir. Bu nedenle devam eden ve yemin edilen her cümleye “Böylece” ifadesi eklenmiştir.
Nefes nefese koşuşturma gayreti sonucu kıvılcımlar oluşmaktadır. Bir şey bir şeye vurup çakarak elde edilen kıvılcımların amacı ateş yakıp ısınmak veya aydınlanmaktır. Kur’an’ın kullandığı aydınlanma metaforu düşünüldüğünde kıvılcım çakmak, zihnin belirsizlik karanlığından kurtulması için yapılan düşündürme faaliyeti olabilir. Allah’u alem…
-------------------------------------------------------
فَالْمُغِيرَاتِ صُبْحًا
3- Böylece sabah vaktinde hareketlenenlere,
أغارَ, peş peşe adım atmak ve hızlı hareket etmektir. (es-Sıhah c.2 s.28) ْمُغِيرَاتِ ism-i faildir. İlk ayet ile birlikte düşündüğümüzde Nefes nefese insanların zihninde ince ayrıntıları göstermek ve bir ışık yakmak için erkenden koşuşturanlara yemin edilmektedir.
-------------------------------------------------------
فَأَثَرْنَ بِهِ نَقْعًا
4-Böylece kararlılıkla iz, eser bırakanlara,
Eser: İz, işaret, etki, soyut kavramlarda belirti, emek sonucu ortaya konan ürün, yapıt gibi manalara gelmektedir. Kur’an’da sadece bu ayette geçen nak’a’nın lügat manası: Toz, birikmiş su veya haykırmaktır. Burada en çok “gubar” yani toz manasında tefsir edilmiştir (Kurtubî). Ayrıca نقع, istikrarı, düzenlilik içinde sürüp gitme, kararlılık manasına da gelmektedir (Mekâyîs) Muhatabından çekinmeden, korkmadan, istikrarlı ve kararlı olarak fıtratta ve vicdanda karşılığı olan gerçekleri haykıran, çıkan kıvılcım sonrasında, silinmez bir nakış, iz bırakanların gayretine yemin edilerek, şahit tutulması vakanın doğru okunup anlaşılması içindir.
-------------------------------------------------------
فَوَسَطْنَ بِهِ جَمْعًا
5-Böylece onunla topluluğun ortasına girenlere
Bilgiyi kendine saklamadan paylaşma ve toplumun tamamına ulaştırma gerekçesini Nisa 165’de şöyle ifade edilir, “Müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak elçiler gönderdik ki, elçilerden sonra insanların Allah’a karşı (haberdar değildik gibi) bahaneleri olmasın diye.” Ayrıca A’raf:164’de “Bu kavme niçin öğüt veriyorsunuz?” dedikleri zaman şöyle dediler: “Rabbinize bir özür olsun ve böylece (bu hakikat ile) takva sahibi olurlar.” diye.” İnsanları düşündürmek ve onları karanlıklardan aydınlığa ulaştırmak için çaba gösteren resullere ve salih kullara rağmen insan Rabbine karşı çok nankördür.
-------------------------------------------------------
إِنَّ الْإِنسَانَ لِرَبِّهِ لَكَنُودٌ
6-İnsan, Rabbine karşı gerçekten çok nankördür!
-------------------------------------------------------
وَإِنَّهُ عَلَى ذَلِكَ لَشَهِيدٌ
7- Ve muhakkak ki kendisi de buna şahittir.
-------------------------------------------------------
وَإِنَّهُ لِحُبِّ الْخَيْرِ لَشَدِيدٌ
8- Ve muhakkak ki mal sevgisi de çok şiddetlidir.
Kendi fıtratında karşılığı olan hakikatlere sırt dönmesinin sebebi, dünyayı aşırı sevip hesabını vermeyeceği zannı ile yeniden dirilişi önemsememesidir.
-------------------------------------------------------
أَفَلَا يَعْلَمُ إِذَا بُعْثِرَ مَا فِي الْقُبُورِ
9-Bilmez mi ki, kabirlerde olan şeyler çıkarılıp diriltildiğinde,
“Bu'sira” kelimesi aslında iki ayrı kelimeden meydana gelmiş olup “ba’s” (dirilme) ve “isare“ (kalkma, çıkma, gezme) kelimelerinin birleştirilmesidir.
Dikkat edilirse bu âyette canlılar için kullanılan “men fil kubûr” denmemiş, cansız varlıklar için kullanılan “mâ fil kubûr” denmiştir. Zira kabirde bir canlılık veya hayat söz konusu değil. Kabirlerden çıkarılıp diriltildikten sonra hesap sorma başlayacaktır.
-------------------------------------------------------
وَحُصِّلَ مَا فِي الصُّدُورِ
10-Sadırlarda olan şeyler ortaya döküldüğünde,
Sadır için, Bkz. İnşirah:1
-------------------------------------------------------
إِنَّ رَبَّهُم بِهِمْ يَوْمَئِذٍ لَّخَبِيرٌ
11-Muhakak o gün, Rab’leri kendilerinden mutlaka haberdardır.
-------------------------------------------------------
Kur’an’ın tamamında 45 kez geçen “Habîr” ismi, nüzul sırasına göre ilk kez bu ayette yer alır. Bu ismin geçtiği ayetlerde genel olarak, Allah’ın insanların yaptıkları her şeyden haberdar olması ve haber vermesi ifade edilmiştir.
İki şekilde okumanın özetini yaparsak benim anladığım;
Öfkesinden dolayı soluk soluğa kalan, vahyi işitip içindeki kin ateşiyle etrafındakileri tutuşturan, kin ve öfkeyle sabahlayan, sonuçta tozu dumana katarak ortalığı bulandıran, nihayet bu düşmanlıkla toplumun ortasına dalanların bu yaptıklarını bile isteye yaptığı (şahit olması), mal sevgisinin ona bunu yaptırdığı ve bu şekilde kendisine verilenler karşısında Rabbine karşı nankörlük etmiş olduğu, her yapılanın ortaya çıkarılacağını, Allah’ın her şeyden haberdar olduğunu okuyoruz.
Diğeri:
Hakkı ve sabrı tavsiye için nefes nefese koşturanlar, insanların akıllarında bir kıvılcım oluşturabilmek için mağaralarda sabahlayanlar/sabah erkenden bunun için çabalayanlar, bunu haykıran, silinmez bir nakış bir iz bırakma gayretinde olanlar, hakikatleri toplumun içinde çekinmeden haykıranlar olmasına karşı insanın çok nankör olduğu, mal sevgisinden dolayı hakikati görse ve şahitlik etse dahi yüz çevirdiği ve her yapılanın ortaya çıkarılacağını, Allah’ın her şeyden haberdar olduğunu okuyoruz.
Şüphesiz mutlak hakikat Allah katındadır.
Evet kardeşim ben de bu surede takılıp kaldım. Birkaç kez üst üste okudum olmadı, farklı meallere baktım olmadı şimdi de bu videoyu izledim yine olmadı.
Benim takıldığım yer videodaki abinin dediği gibi Allah, yemin etmişse burada iyi bir şey vardır. Ama surede, Bir grup atlı harami'nin bozgunculuk yapmak için erken bir vakitte bir bölgeye saldırdığını anlıyorum. Surenin devamında Allah, insanın nankör olduğunu söylüyor. Ama surenin öncesiyle çok alakasız. Ayrıca Allah, neden bir grup harami'ye yemin ediyor?
Umarım sureyi anlamaya vakıf olurum.
Sure benim anladığım kadarıyla 2 uçlu. Rabbimiz sanki bir taşla iki kuş vuruyor gibi. Hüseyin abi de sanırım bu yönünü vurguluyor. İki türlü de düşünürsek surenin bize anlatmak istediği çift mana gibi geliyor bana. Kuranın süreklilik arzetmesinden dolayı bundan bir kaç yıl sonra farklı bir bilgi çıkarılabilir. Allah en iyisini bilir. Newton fiziği doğrudur, ancak kuantum evreninde Newton fiziği işlemez. Kuantum fiziği de 20. Yüzyılda keşfedildi. İkisi de doğru ama doğru olduğu evrenler farklı. Rabbimizin bu müthiş kudreti olan Kuran inanılmaz bir kitap. Çünkü Allah'ın kelamı. Kudrete bakar mısınız. Kitap resmen yaşıyor. İnsanlık geliştikçe Kitap devrine açılıyor. O yüzden yazanlara nokta koymamak lazım. Din gününe kadar yaşayacak bir varlık gibi düşünmek doğru olur kanaatindeyim.
İlk ayet Yemin etmiyor ÜNLEM CÜMLESİ
Kuranda yemin kelimesi var zaten..
Doğru eski videolarımızdan ziyade güncel olanlara bakınız.
Sizbu sekilde kurandaki benzer ayetlerle tesfir yapmaz iseniz olacağı bu.. Resmen adiyat suresinin ilk ayetlrini tahrif ettiniz..FARKINDA MISINIZ bilmiorumda?
Neden NAZİAt,Mürselattaki benzer ayetleri okumadınız .?
Kısa sureler tekrar okunacak
kuranda yazan bi cümle sizin mana 80 cümle nasıl olcak
Siyonizim bir kelime açıklanması 80 kelime nasıl olacak? Lütfen daha faydalı sorular soralım
@ doğruda siyonizm insan icadı bişey daha insanlar 50 100 yıldır biliyor topu topu..kitap 1400 yıldır var
Aşk, sevgi, huzur, merhamet bir kelime ama zihinde bıraktığı mana sayfalar dolusu.