Franfurt Okulu ve Eleştirel Teori

แชร์
ฝัง
  • เผยแพร่เมื่อ 10 ก.ย. 2024

ความคิดเห็น • 3

  • @ozlemsacakc562
    @ozlemsacakc562 7 ปีที่แล้ว +39

    Siyah ! Seri üretime geçmiş dünyada bireyselliğin rengi
    Siyah ! Zıt kutupların ortak rengi.
    Siyaha o kadar çok anlam yüklemişiz ki kendine ait anlamı kalmamıştır. Bir fetiş olmuştur.
    Adorno'nun ' Artık bir vatanı olmayan bir adam için yazmak, yaşamak için bir yer haline gelir.' sözü bana çok dokunaklı gelmişti. Çünkü aynı hisleri yaşıyordum. Disiplinler arası çalışma ve holistik bakış açısıyla hatta eklektik düşünce ile hayatı yorumlamanın , analiz etmenin çok önemli olduğunu , hatta bunun insanı ideolojilerden uzaklaştırıp , daha özgür düşünebilmesini sağlayacağını ve daha ufuk açıcı olacağını düşünüyorum.
    Aşırıya kaçan her şey karşıtını beraberinde getirir. Modernizm , pozivitizm, ve akılcılık skolastik düşünceye bir tepki , bir refleks olarak ortaya çıktığı için kendini abartmıştır. Adorno der ki ‘ Sürrealizm , nesnelliğin insandan esirgediğini geri toplamaktır.’
    Ve Horkheimer da der ki ‘ Mutluluk, artık hayvanlıktan çıkmış olanın bakış açısından görülen bir hayvanlık hali olabilir’’
    Akılcılık ve nesnellikle insanın doğası zaptedilmeye çalışılırsa insan disiplinsizliğe ve mantıksızlığa özlem duyacaktır. Daha doğrusu ihtiyaç duyacaktır. . Bunu en iyi yaşayacağı yer de sanattır. Sanat her zaman dokunulmazlığı olan bir muhalif olmuştur.
    Akılcılığın baskısını sanatsal özgürlükle hafifletmeye çalışırız. Çünkü biliyoruz ki ancak sanatın içinde akılsızca ve mantıksız davranabiliriz.
    Adorno sanatın da meta haline geldiğini söyler. Sisteme karşı yapılan her şey bir süre sonra sistemin pazarladığı bir ürün haline geliyor. Herşey sektörleşiyor, her şey endüstrileşiyor. Zizek’in dediği ve bu videoda çok güzel bir şekilde ifade edildiği gibi, biz reklamlarda satılan ürünlerle birlikte farkında olmadan ideolojiler de satın alıyoruz.
    Teknolojinin tıpkı Fibonacci sayıları gibi katlanarak gelişmesi ve anında günlük hayatımıza dahil olarak insanı peşinden sürüklemesi ve insanın bu sürüklenişin hızına duygusal ve felsefi olarak yetişememesi, sorgulamaya fırsat bulamadan maruz kalması ve bunun sonucunda onun bir parçası haline gelmesi , artık özgür ve özgün bir birey olmaktan çıkıp, ister istemez sistemin işleyişine katılması ve onun işleyişini sağlayan bir araç haline gelmesi
    Dövüş Klübü filmi bütün bunların eleştirisini yapan bir film. Kültürel bir buz çağı yaşansa da bütün bu saçmalıkları, bütün bu geldiğimiz noktayı geride bıraksak, tamamen unutsak ve her şeye yeniden başlayabilsek der.
    Zizek filmlere bakarak toplumsal yapıyla ilgili çok şey öğrenebileceğimizi söyler.

  • @fatihcelikkesap
    @fatihcelikkesap 5 ปีที่แล้ว +1

    Anlatimlar cok guzel

  • @uguryigitkaratas1916
    @uguryigitkaratas1916 5 ปีที่แล้ว

    👏👏👏