@@ismailyavuz3575 biraz. Demek istediğim çocukluğun ötesinde birşeydi. Her çocuk sorar.. Anne ben nereden geldim? Cidden nereden geldik? Bir yerden geldik kardeş. Ama orası bize kasıtlı olarak unutturuldu. Çünki bu dünya bataklığına saplanıp saplanmayanın seçildiği bir test yeri burası. İçindeki o sesi dinleyecek misin? Eksik ve kirli olduğu çok açık olan dünyada saplanıp kalmayı mı seçeceksin? Farkında olsun olmasın her benlik bu sınavı veriyor. Her benlik aslında tam olarak ne olduğunu kim olduğunu ve kim olacağını seçiyor. Üzülerek söylüyorum Ölüm geldiğinde bilincimizin kapanmadığı anladığımız o anda herkes Hassiktirrr çekecek🙂 Herkes arkasına haytına bakıp neler yapmadığını neleri yaptığını bir film gibi görecek. Bu büyük bir hassiktir getirir beraberinde
@@cagataytezcan1998 sadece kendini bunlara inandırmışsın, bunlar senin inancın. ruh diye bir şey yok, öldükten sonra da bir hayat yok. kromozom mutasyonlarına uğrayarak bilinç kazanmış bir türsün ortalama 50-60 yıl canlı olarak kalıp yok olacaksın çok bir anlam yükleme her şeye
Eğer "yaşam her geçen gün zorlaştığı için nostalji yaşıyorum" diyor isen söyleki seni şimdi yaşam kalitesinin gayet iyi olduğu bir ülkeye bıraksak oradada böyle türkiye sartlarını üstünde bir hayat kursan hiç mi nostalji hissetmiyeceksin? tamamen mi çoculuğundan kopacaksın?
Bana göre her insan kendi geçmişinin olumlu taraflarına özlem duyar. Ben üniversiteden mezun olalı 2 yıl oldu ama buna karşın üniversite yıllarının lise veya orta okul yıllarından daha rahat olduğunu düşündüğüm için üniversiteyi daha çok özlüyorum.
2000 yılından sonra sanat, müzik, moda ve birçok alanda üretilen işler birbirinin kopyası gibi geliyor bana. Özgünlükten ve bir akım yaratmaktan çok uzaktalar. 2000 öncesi 80 ve 90lı yıllar rüya gibi geliyor. Herkes işbirliği etmiş gibi tam bir stil uyumu ve estetik kaygısı vardı. 2000 - 2010 arası kısmen bir şeyler olsa da 2010 - 2020 arası insanlık tarihi bitmiş gibi geliyor bana. Kocaman bir boşluk var.
İnsanoğlu. Elde edemediği ve ve elde etmesi zorlaştığı her şeye karşı inanılmaz bir istek duyar. Zamanın geri alınmasının mümkün olmaması ve asla eskiyi tekrar yaşayamayacağını bilmek derinden bir acı verir. Şuanda geçen zaman ne kadar mutsuz ve umutsuz dolu olsa da 10 yıl sonra 10 yıl öncesini özlüyor olmak çok garip.
Ben sadece 6 şubat öncesini istiyorum oğlumun olduğu zamanlar benim için en güzel en mutlu en umutlu olduğum zamanlar orda kalmak ve oğlumla geçen her anımı düşünerek kalan ömrümü tamamlamak istiyorum şimdiki zamanı istemiyorum şimdi diyeceksinizki 6 şubat ne ya nostaljimi?benim için nostalji sanki oğlumu 50 yıldır görmüyorum ve biliyormusunuz oğlumun en sevdiği şarkıydı bir kadın çizeceksin 😢inanılmaz böyle tesadüf olamaz anlatırken bu şarkının sözlerini söylediğinizde irkildim şaşırdım gerçekten😢😢😭😭😭😭😭🙏
Şahsen geçmişe hiç özlem duymuyorum. Çocukken çok fazla istismara uğradım. Büyüyüp o evden kurtulmak için gün sayardım. Eskiden ne güzeldi, çocukluğumu özlüyorum diyenlere imreniyorum.
Mutsuz olduğumuz için geçmişe özlem duyuyoruz. Geçmişte mutlu olduğumuz anları, bizi mutlu eden kişileri , mekanları,kokuları,renkleri,eşyaları hatırlayarak mutlu olmaya çalışırız. Bu gün mutlu olsaydık geçmişi hatırlamak istemezdik. Diğer cevap; biz geçmişin bir parçasıyız. Et tırnak gibi. Dolayısıyla özlem duygusu bağlılığımızdan gelir. Geleceği daha önce yaşamış olsaydık geleceğe özlem duyardık. Geleceğe de özlem duyarız. Mesela geleceğe yönelik kurduğumuz hayaller geleceğe özlemdir. Geçmişe özlem sadece yaşanmış bitmiş olayların bizde bıraktığı etkiyle açıklansaydı , geleceğe özlemin nedeni geleceği yaşamış olmamızla açıklanırdı.Halbuki gelecek henüz yasanmadı.Öyleyse geçmişe özlem sadece yaşanmış olayların etkisiyle açıklanamaz, yaşamak isteyip yaşayamadığımız olayların hüznüyle de açıklanabilir .
Gerçekten güzel bir anlatım olmuş. 90lar kısmında verdiğin örnekler ve düalist olarak bunları sunman bence gayet açıklayıcıydı. Bu Zeitgeist durumu 2000 kuşağı beni bile bazen 90lara veya 80lere açıklayamadığım bir hissi tatmamı sağlıyor
Sevgili Shockvoice bu arada 12 yaş ufakmışsın benden. Bence işin içine amigdala giriyorsa o işte bir sakat mutlaka var. Ama şu bir gerçekki şarkılar ve filmlerden bakıldığında dünyanın en üretken olduğu yıllar 70-99 arası olduğu aşikar. En güzel şarkılar ve en iyi senaryolar o yıllar arasında yapılmış. Durumu kabullenmeme ile direk bağlantılı nostalji. Bu arada tostum ses tonun tam bir psikiyatrist olman gerekliliğini gösteriyor.
Nostalji birçok şeyi çağrıştırıyor insanda, nostalji ihtiyacının ilk sebebi bu. İkincisi ise: Belli bir yaşın üzerindeki insanlar yaşadığı çağı anlamlandıramıyor, hissedemiyor, o çağ ve o çağın insanları ile duygusal bir bağ kuramıyor. Ve ayrıca çocukluk, gençlik dönemi (istisnalar olsa da) insanın içini ısıtıyor. Bilhassa aileden karşılıksız sağlanan o sevginin bir dengini ileri yaşlarda bulamıyor insan, o günlerdeki kadar tutkulu da olamıyor, yoğun duygular yaşamıyor, hayalleri o günkü kadar berrak olamıyor. Hayal kırıklıkları minimum düzeyde, her şeye rağmen güzel şeylere olan inanç yüksek. Şarkılar, ilk ayrılık sonrası dinlenen, üzgün hissettiğinde dinlediğin, yüreğine dokunan türden, ilkler, bilinçaltında büyük yer tuttuğu için o güne ait olanların anlamı da derin oluyor. Bu konu üzerine çok şey yazılabilir lakin bu kadarı kâfi. Birkaç şey daha ekleyeceğim: Siz, siz olun, "ah nerede o eski günler" sakın ola ki demeyin çünkü anda güzel olanı bulamayıp şimdiyi geçmişte yaşarsınız ve ne siz onları ne de bugünde yaşayanlar sizi anlayabilir. Kendinizi açık tutun, her şeye değil muhakkak ama birçok şeye. Buna mecburuz çünkü bu dünya, bu yaşam bizim, biziz bu. Bizi geçmişte aramayalım, belki bazı bazı zamanlar.
Galiba ölüm gerçeğine karşı geliştirdiğimiz bir direnç. Bu dünyada kalıcı değiliz. Buradaki süremiz sona ererken "yaşadım" diyebilmek için özlüyoruz. Ben de çocukluğumdan ara ara beni nostaljik hissetiren bir örnek bırakayım; Grup Şurup-Oynar mısın benimle
Eskiden hayal ettiğim çoğu şeye şimdilerde sahibim fakat eskiyi özlüyorum. Eskiden aile kavramı vardı sevgi, şefkat, saygı vardı hepsini yitirdik Eskiler geri gelmeyecek
ben Mezarlıkta çalıştım bur ara o zaman nostaljinin kralını gördüm . Günlerin birinde mezarların etrafında temizlik yaparak dolaşıyordum bir yaşlı nineyi gördüm sandalye almış aile mezarlığı önunda oturup kendi kendine konuşuyordu sonradan öğrendiğim kadarıyla annesi, babası, abisi ve ablaları ile konuşuyordu 😢ailesinden geriye tek o kalmış ,gidip yanına konuştum çok iyi nineymiş ❤
Gece kahvemi alıp dinleyeceğim güzel bir içerik, ama ben şahsen geçmişe neden özlem duyarız derseniz kendimce bir kaç şey söylemek istiyorum, geçmişe özlem duymamızın nedeni geçmişte çocuk olmamız & üzerimizde her hangi bir yük sorumluluk olmaması, tabi geçmişe özlem duymamızın nedenleri tek bu değil, hayatı yolunda gitmeyen birisi zaten hep dünü özleyecektir düne hasret kalacaktır asla yarın olsun istemez, herkesin içinde az da olsa geçmişe özlem duygusu vardır ama işte bunu abartanlar veya her seferinde dile getirenler genelde ya hayatlarında mutsuz veya bir şeyler yolunda gitmemiş insanlar oluyorlar tabi hepsi öyle demiyorum bazıları, eğer bu gün hayatında son derece olumlu pozitif mutlu her istediği yolunda giden her istediğine sahip olan bir insan görürseniz, o kişi genelde geçmişten bahsetmez veya geçmişe olan özlemini her yerde dile getirmez veya geleceğe yönelik birisidir geçmişte yaptığı hatalardan ders alır hayatında daha iyileri başarmaya çalışır, ne demek istediğimi umarım anlamışsınızdır.
Söylediklerinin tamamına katılıyorum . Nostalji hissel olarak ; şuan da bu evrende, kaybettiklerimizle beraber, yaşadığımız günleri iyi yada kötü hiç farketmezsizin geriye bakma ve geçmişi anma refleksidir .Zaten insan kayıpları olmadığı zaman geçmişe bakma ihtiyacı duymaz .70 li yaşlarda eşine 30 lu yaşlarımızda ne kadar da güzel dans ediyorduk diye sormaz onu bizzat dansa kaldırır...
Çünkü ilk kez yaşadığımız yoğun duygusal anlarımızdan sonra tekrar ayni duyguları sürekli hissetiğimiz için körelmeye başlıyoruz zamanla o ilk andaki duyduğumuz yüksek doz duyguları ararız buda bizi onu ilk deneyimlediğimiz yere götürme hissi uyandırıyor...
Halbuki eskiden hayatımız daha zordu. Kömür kırıyor bodruma depoluyor eve taşıyor soba yakıyor ve kül boşaltıyorduk hatta asansör de yoktu. Şimdi sadece kombinin düğmesini çeviriyoruz.
En çok özlediğim şey ekonomi. Türkiye'de ekonomi hiçbir zaman iyi olmadı. Ama eskiden alım gücü daha yüksekti. Ben böyle hatırlıyorum. Mesela düğünlerde dıdısının dıdısı bile olsa çeyrek altın takılırdı. Şimdi immitasyonu bile çok pahalı. Sonra küresel ısınma, küresel savaş gibi dertlerimiz yoktu. Araba pahalı bile olsa benzin ucuzdu. Ulaşım ucuzdu. Temel gıdalara ulaşım bugüne oranla müthiş derecede daha kolaydı. Teknolojik ürünler bugüne oranla daha pahalı ve ulaşılmazdı bir tek. Dışarıdan yemek olası ve kolaydı. Sosyal aktiviteler gayet doğal ve uygundu. Kafelerden çıkmazdık. Şimdi öğrenciler tam zamanlı bir işte çalışmak zorunda. Eskiden insanların karnı toktu ama cebinde telefonu, kolunda akıllı saati ve gelecek kaygısı yoktu. Şimdi hepimizin telefonu, kolumuzda akıllı saati var. Gelecek kaygımız da gani gani var ve karnımız aç. Dışarıdan yemek imkansız. Market alışverişi çok korkutucu. Sosyal aktivite imkansız. Dışarıdan bir öğrenci çevirin, " ne kadar Cafe de takılıyorsun?" deyin. "Cafe de nedir?" diye suratınıza bakar.
Geçmişe değil, tabiri caizse geleceğe özlem duyuyorum. Uçan arabalara ömrüm yeter mi acep, diye hayıflandığım oluyor. Videoya benim aksime nostalji sevenleri, geçmişi övenleri belki biraz anlarım diye uğradım.
Her şeyde olduğu gibi nostalji konusunda da dozu kaçırmak elbette bizi zehirleyecektir. Her geçiş döneminde nostaljik ruh hâline kapılan biri olarak bu olgunun yararından çok zararını gördüm. Anda kalmak en iyisi...
Geçmişe özlem duyuyoruz çünkü ; sokaklarda büyüdük (1983) yazları köye gidip bağ bahçede gezdik , sokaklarda Suriyeli yoktu !!! Aile kavramı, aile dizileri vardı . Tiktok yoktu .. Ayağımızda Adidas yoktu ama mutluyduk, özel okullarda okumadık ama umudumuz vardı.
Sokaklardaki fukara Suriyelilere çemkirip yüce ırk, ev sahibi triplerine gireceğine 80 ve 90lardaki un ufak edilen ekonomine, batan bankalar ve cari açık sonucu borçlu doğan bebeklere, Kürtlerin ve Müslümanların 2. Hatta 3. Sınıf vatandaş sayılıp haklarının gaspedilmesine yan... Ben de o yıllarda çocuktum, özledim çocukluğumu ama o günleri değil .
Psikolojik olarak basit bir yorumu var aslında. Geçmiş yani yaşanmışlıklar bir kere görülmüş ve deneyimlenmiştir. İnsan için bir konfor alanı. Hepimiz için. Çünkü gelecek bilinmezdir, bilinmezlikten kaygılanırız. İnsan basit düşünür, basit yaşar. O yüzden de kaygıdan kaçar, işimize gelmeyeni de geçmişimizden unuturuz. O yüzden nostalji, yaşanmışlıklar, ilk aşklar... hepsi konfordur. Bildiğimiz için.
Geçmişe özlem duymamızın en büyük sebebi şüphesiz sosyal medya, Google ve gelişen teknoloji. Eskiden insanlar bir işle meşgul olurdu, hobileri vardı, duyguları daha yoğundu, daha saflardı, güzel bir anın tadını çıkarırlardı. Şimdi bakıyorsun herkesin elinde telefon akşama kadar sosyal medyadayız, sürekli birşeyleri araştırıyoruz, mesela ailecek piknik yapacağız ya da bir kahve içeceğiz hemen fotoğraf çekip yayınlıyoruz mesela, insan gücünün neredeyse bitip herşeyi teknolojinin yaptığı bu zamanda, insanlar rahata alışmış durumda, çok degil 10 sene önce rahatlıkla yaptığımız işi şuan nerdeyse yapamaz hale geldik (örneğin, soba yakmak, evi süpürmek vesaire) bi yemek söylüyoruz anında evimizde oluyor, düğmeyi çeviriyoruz anında evimiz ısınıyor... Yapacak iş bulamadığımızdan haliyle bir şeyleri düşünüyoruz, sorguluyoruz, eskiye özlem duyuyoruz, mesela aile kavgaları oluyor evde, çünkü yani herşey rahata binmiş durumda, bu da bizim duygularımızı köreltiyor, özümüzü unutturuyor.
88 lilere selam olsun İzmir'de yaşadığım halde 99 depreminden çok etkilenmiştim Çünkü her saat canlı yayında enkazdan birilerini çıkartıyorlar sansürsüz bedenleri izliyorduk haberlerde yemek yemiyor ve sessizleşmiştim ilk kez psikoloğa gittiğim dönem
99 yilinda hayal ettigim neredeyse tum maddi nesnelere hatta cok daha fazlasina sahipken suanda neden imkan olsa 99 yilina donmek istediğimi aciklayamama durumum..
bana nostaljik hissettiren şeyler eskilerin tasarımları, saatler, daktilolar, kantarlar, telefonlar, kısacası eskiden tasarım varmış, şimdilerde ise sadelik ayağına tasarım denen şey kalmadı ve buna sadelik dediler, yeni tasarım yapacak mecalimiz kalmadı diyecekleri günü bekliyom açıkçası
Bir gamer'ım ve bu konu bana tarihte gelmiş geçmiş en güzel oyunlar hangileriydi sorusunu hatırlattı. En güzel oyunlar 2004 ve 2005 yılında yapıldı bence. Tabii benden yaşça büyük bir gamer'ın fikri daha farklı olabilir.
çok naif, eskiden sokakdaki herkesin kendini daha iyi ifade edebildiğini düşünmek de nostali aslında :) sadece kendini düzgün ifade edebilenleri görüyordun. mümkün değil aslında herkesin sandığın gibi olması :) sevdiğin müzik türleri nelerdir diye soruyorlar, hiç kimse arabesk demiyor :)) dememiş olabilir mi? elbette diyenler çıkmış ama trt onu vermek istemiyor, asker yasak koymuş çünkü :)
Eskiden daha iyiydi bizim zamanımızda…. Beklentisiz yardımlaşma, insanlar daha sıcak kanlı, Egoizm daha az, sevgi hoş görü daha fazla, teknoloji daha az toplumsal yaşam daha yoğun, ve buna benzeri 80ler 90lar ben 71li
Bence geçmişte mutlu olduğumuz anların daha güvenceli olmasından kaynaklı. Örneğin taşınmadan önceki evde mutlu olabildiğini zaten görmüşsün. Beynin yeni taşınacağın evin riskini almak istemiyor
80li yıllar çok güzelmiş. İnsanlar da o zamanlar çok iyiymiş. Bütün bunlar yalan. Ben de o yılları yaşadım. O yıllarda da hayat çok ama çok kötüydü. Güzel olan pek az şey vardı. O yıllarda da insanlar şimdiki kadar bencil, kötü, pislik insanlardı. Tek fark, şimdi insanların elinde ne kadar kötü olduklarını gösterebilecekleri daha çeşitli imkanlar olması. 80lerden öncesi küçüktüm ben gözlemleyemedim ama o zamanları da yaşayanlardan dinledim. 80ler öncesi de herşey çok kötüymüş. Geçmişi ah nereye gitti o güzel zamanlar diye ananlar, kendi yanılgılarının içinde yaşıyorlar. Düşünmüyor, bilmiyor, anlamıyorlar.
Yaş 26 lise dönemimi özlüyorum sanırım sorumluluklarımın az olduğu içindir fakat lise 1’ de ki kız arkadaşımı unutamıyorum keşke her şey daha farklı olsaydı…
Bu hikâye code lyoko çizgi filmine olan sevgimden ve udrich ve tümü karakterlerinin buluşamamalı için döktüğün göz yaşları için yazılmıştır planladığın code lyoko'un herkes tarafından bilinmesi ve izlenmesi için uğraşımın zamanlarım anısına yazılmıştır umarım bunu görenler animasyonlarla ilgili kanallara iletirler ve videosunu yaparlar herkes marvell teorileri oyunları filmler ben 10 ve gumball secular show gibi yapımlardan bwhsederken b3n bundan bahsedince için de bir dışlanmışlık oluşuyordu yanlızlaşıyordum bu zamana kadar hiç arkadaşım olmadı hiç basketbol oynamadım hiç sırlarımı paylaşabil3cegim oz3l biri olmadı sizi öykü il4 başbaşa bırakayım Ilık bir yaz qkşamiydi taze ve kuru rüzgar ağaçların dallarını kirpiştiritor oradan çıkıp iki katlı yıkık dökük evin bahcesind3ki hanımeli v3 lavanta çicekle4inin kokusunu 3vin kapısında duran 40'lı yaşlarında uzun boylu sarı saçlı bir adamın burnuna gidiyor adamı mayiştiriyordu. Lavanta ve hanımeli karısının sevdiği çiçeklerdi. Karisi için yapmıştı adam bu anıt mezarı. Onunla ilk tanıştığı günü hatırlıyordu kim derdiki bu pembe saçlı kız bütün evreni etkileyebilecek bie silahın anahtarını taşıyor eğer tüm bu olacakları bilseydi yinede onunla tanışırdı onunla geçirdi günler en güzel olaylarıydı Evlendikleri gün n3 güzeldi tüm arkadaşları yanındaki takı o kara gün g3lip bütün sevdikleri i tek tek adamın hayatından alana kadar. Aelita karısının ismi buydu. "Baba" dedi kapının ağzında beliren 20'lı yaşlardaki bi4 kız bu Heremy'y3 karısından kalan son hediyeydi kızı "Onu mu düsunuyo4sun dedi babasının boynuna doladı . Lila annesini hiç tanıyamamıştı. O bir buçuk yaşındayken annesi bütün evrenleri kouumak için k3ndini feda etmişti. Annesini ona yazılan hikqy3lerden v3 aile dostlarının anlattıklarından biliuo4ldu. Aelita güçlü ozguv3nli ve fedakar bir kadındı.Kim ne yaparsa yapsın affediyordu. "Onun s3nin kadar bende özlüyorum d3di babasına 30 yıl süren bi3 savaş yaşanmıştı O zamanlar Jeremy daha 18 yaşındaydı gençti korkuyordu. Savaş aslında k3ndini çoklu evrenlerin k4aliçesi olarak gören ve kendile4inin v3 bütün evrenlerin çizgi film olduğunu k3mdi kaderlerini çizmelerini söylüyen dışı bi4 kurtla başlamıştı. Xana adı verilen kötü kalpli t3yzedi şanal bi4 hapisan3 olan lyoko'dan kaçmayı başarmış ve çoklu evrenleri yok etmeye çalışmıştı. Vuji onlara aslında gerç3k dünyadaki insanların yeni dizilere yer açmak için eski animasyonları yok etmek amacıyla yaratılan bi4 virüs olduğunu söyl3mişti oysa sanata bu dizide bi4 misyon yukl3nmişti oda zamanın ona ait olan Wespelia"yi geti almaya çalışıyordu bu yüzden zamanında kendi çocuklarının kurmuş olduğu grupları ve ekipleri topluyor ve Wrspelia'nin şu anki kraliçesi olan Vuji ve diğer çizgi filmler bunu engellemeye Çalışıyordu. En büyük mücadele wespeila'da geleceğini etkileyebilecek iki kişinin bi4birlerine sarılarak savaşın ortasında can vermesi olmuştu. Bu ikisi birbirlwrine ilk görüşte aşık olmuşlardı. Savaş bitmiş ve saray yıkıldıktan sonra bu ikisinin cansız bedeni bulunmuş wespelia gelen3klerine uygun olarak orada bulunan herkes kıyafetlerini çıkararak onların üzerine sermişlerdi ardından onların anısına 7 farklı çiçekten oluşan büyük bi4 tarla yetiştirilmiş ve birbirlerine sarılıp öldükleri anı resmeden altın heykelin altına defnetilmişlerdi. Heykelin 50 metre boyunda olduğunu söylerlerdi. Bütün evrenler ağır hasar görmüş Amphibia ,kaynar adalar,Mewni,Eterya,Avatar dünyası,Heywood,Paris ve daha birçok şehir ortadan kalkmıştı. Çoğu ana karakter ölmüş h3psinin som altından heykelleri yapılmıştı. Aelita bunca acıya kedere ve üzüntüye sebep olarak babasını v3 kendini görmüş bunun üzerine gidip Xana'ya teslim olmuştu. Xana lyoko'un daha g3lişmiş bir bir şanal dünyası olan Hollow'da kalmışt
3 haftalık aranın ardından özlemişim valla sizi ^^ Uzun bir süre tatil yok artık bana. Seviliyorsunuz
Tek Kelimeyle efsanevi bir video
Ruh geldiği yeri özlüyor. Dünya kafesinde ne kadar fazla kalırsak daha çok bozuluyoruz ve daha çok bozulmamış halimizi özlüyoruz.
Çok güzel bi yorum.Bence de öyle.Çocukluğumuzun o saf,gerçek dünyadan;gerçek dünyanın dertlerinden,pisliklerinden kopuk ve basit günlerini özlüyoruz.
@@ismailyavuz3575 biraz. Demek istediğim çocukluğun ötesinde birşeydi. Her çocuk sorar.. Anne ben nereden geldim? Cidden nereden geldik? Bir yerden geldik kardeş. Ama orası bize kasıtlı olarak unutturuldu. Çünki bu dünya bataklığına saplanıp saplanmayanın seçildiği bir test yeri burası. İçindeki o sesi dinleyecek misin? Eksik ve kirli olduğu çok açık olan dünyada saplanıp kalmayı mı seçeceksin? Farkında olsun olmasın her benlik bu sınavı veriyor. Her benlik aslında tam olarak ne olduğunu kim olduğunu ve kim olacağını seçiyor. Üzülerek söylüyorum Ölüm geldiğinde bilincimizin kapanmadığı anladığımız o anda herkes Hassiktirrr çekecek🙂 Herkes arkasına haytına bakıp neler yapmadığını neleri yaptığını bir film gibi görecek. Bu büyük bir hassiktir getirir beraberinde
@@cagataytezcan1998 sadece kendini bunlara inandırmışsın, bunlar senin inancın. ruh diye bir şey yok, öldükten sonra da bir hayat yok. kromozom mutasyonlarına uğrayarak bilinç kazanmış bir türsün ortalama 50-60 yıl canlı olarak kalıp yok olacaksın çok bir anlam yükleme her şeye
Türkiye şartlarında geçmişe duyulan özlemin en temel sebeplerinden biri , her gün bir öncekinden daha zorlayıcı yaşam kalitesinij düşmesi bence.
Eğer "yaşam her geçen gün zorlaştığı için nostalji yaşıyorum" diyor isen söyleki seni şimdi yaşam kalitesinin gayet iyi olduğu bir ülkeye bıraksak oradada böyle türkiye sartlarını üstünde bir hayat kursan hiç mi nostalji hissetmiyeceksin? tamamen mi çoculuğundan kopacaksın?
@@efeada6166 hayır tabi ki öyle bir iddia da bulunmadım, sadece en güncel/ geçerli nedenlerinden bir tanesini dile getirdim.
Geçmiş i hatırlıyor musunuz gerçekten..
Sonuç olarak Pembe gözlüklerle bakmayı bakmaya devam etmeyi seçiyorsunuz zira yaşam kalitesi her geçen yıl artar.
@@nazarrr2323 tam anlamadım ne demek istediğinizi, ironi mi yaptınız acaba?
Hani bi söz vardır ya "Eskiler mi güzeldi, yoksa eskiden mi"...
Ben bu duygudan namaza başlayınca kurtuldum. Geleceğe daha güvenle ulaşmak mümkün.
Bana göre her insan kendi geçmişinin olumlu taraflarına özlem duyar. Ben üniversiteden mezun olalı 2 yıl oldu ama buna karşın üniversite yıllarının lise veya orta okul yıllarından daha rahat olduğunu düşündüğüm için üniversiteyi daha çok özlüyorum.
2000 yılından sonra sanat, müzik, moda ve birçok alanda üretilen işler birbirinin kopyası gibi geliyor bana. Özgünlükten ve bir akım yaratmaktan çok uzaktalar. 2000 öncesi 80 ve 90lı yıllar rüya gibi geliyor. Herkes işbirliği etmiş gibi tam bir stil uyumu ve estetik kaygısı vardı. 2000 - 2010 arası kısmen bir şeyler olsa da 2010 - 2020 arası insanlık tarihi bitmiş gibi geliyor bana. Kocaman bir boşluk var.
İnsanoğlu. Elde edemediği ve ve elde etmesi zorlaştığı her şeye karşı inanılmaz bir istek duyar. Zamanın geri alınmasının mümkün olmaması ve asla eskiyi tekrar yaşayamayacağını bilmek derinden bir acı verir. Şuanda geçen zaman ne kadar mutsuz ve umutsuz dolu olsa da 10 yıl sonra 10 yıl öncesini özlüyor olmak çok garip.
Ben sadece 6 şubat öncesini istiyorum oğlumun olduğu zamanlar benim için en güzel en mutlu en umutlu olduğum zamanlar orda kalmak ve oğlumla geçen her anımı düşünerek kalan ömrümü tamamlamak istiyorum şimdiki zamanı istemiyorum şimdi diyeceksinizki 6 şubat ne ya nostaljimi?benim için nostalji sanki oğlumu 50 yıldır görmüyorum ve biliyormusunuz oğlumun en sevdiği şarkıydı bir kadın çizeceksin 😢inanılmaz böyle tesadüf olamaz anlatırken bu şarkının sözlerini söylediğinizde irkildim şaşırdım gerçekten😢😢😭😭😭😭😭🙏
Şahsen geçmişe hiç özlem duymuyorum. Çocukken çok fazla istismara uğradım. Büyüyüp o evden kurtulmak için gün sayardım. Eskiden ne güzeldi, çocukluğumu özlüyorum diyenlere imreniyorum.
Neden hep 90 lara özlem. burda tüm herkezin mutlu oldugu tek yıllar
Mutsuz olduğumuz için geçmişe özlem duyuyoruz. Geçmişte mutlu olduğumuz anları, bizi mutlu eden kişileri , mekanları,kokuları,renkleri,eşyaları hatırlayarak mutlu olmaya çalışırız. Bu gün mutlu olsaydık geçmişi hatırlamak istemezdik. Diğer cevap; biz geçmişin bir parçasıyız. Et tırnak gibi. Dolayısıyla özlem duygusu bağlılığımızdan gelir. Geleceği daha önce yaşamış olsaydık geleceğe özlem duyardık. Geleceğe de özlem duyarız. Mesela geleceğe yönelik kurduğumuz hayaller geleceğe özlemdir. Geçmişe özlem sadece yaşanmış bitmiş olayların bizde bıraktığı etkiyle açıklansaydı , geleceğe özlemin nedeni geleceği yaşamış olmamızla açıklanırdı.Halbuki gelecek henüz yasanmadı.Öyleyse geçmişe özlem sadece yaşanmış olayların etkisiyle açıklanamaz, yaşamak isteyip yaşayamadığımız olayların hüznüyle de açıklanabilir .
Evet, anılarıma ve geçmişime dayandığı için inancımı değiştirmek çok güvensiz geliyor. 21:40
Gerçekten güzel bir anlatım olmuş. 90lar kısmında verdiğin örnekler ve düalist olarak bunları sunman bence gayet açıklayıcıydı. Bu Zeitgeist durumu 2000 kuşağı beni bile bazen 90lara veya 80lere açıklayamadığım bir hissi tatmamı sağlıyor
Sevgili Shockvoice bu arada 12 yaş ufakmışsın benden. Bence işin içine amigdala giriyorsa o işte bir sakat mutlaka var. Ama şu bir gerçekki şarkılar ve filmlerden bakıldığında dünyanın en üretken olduğu yıllar 70-99 arası olduğu aşikar. En güzel şarkılar ve en iyi senaryolar o yıllar arasında yapılmış. Durumu kabullenmeme ile direk bağlantılı nostalji. Bu arada tostum ses tonun tam bir psikiyatrist olman gerekliliğini gösteriyor.
Yaşlanmanın olumsuz etkilerinden kaçış olma özelliği de gösteren nostalji hakkındaki bu videonuz yine çok ufuk açıcı olmuş.
Nostalji birçok şeyi çağrıştırıyor insanda, nostalji ihtiyacının ilk sebebi bu. İkincisi ise: Belli bir yaşın üzerindeki insanlar yaşadığı çağı anlamlandıramıyor, hissedemiyor, o çağ ve o çağın insanları ile duygusal bir bağ kuramıyor. Ve ayrıca çocukluk, gençlik dönemi (istisnalar olsa da) insanın içini ısıtıyor. Bilhassa aileden karşılıksız sağlanan o sevginin bir dengini ileri yaşlarda bulamıyor insan, o günlerdeki kadar tutkulu da olamıyor, yoğun duygular yaşamıyor, hayalleri o günkü kadar berrak olamıyor. Hayal kırıklıkları minimum düzeyde, her şeye rağmen güzel şeylere olan inanç yüksek. Şarkılar, ilk ayrılık sonrası dinlenen, üzgün hissettiğinde dinlediğin, yüreğine dokunan türden, ilkler, bilinçaltında büyük yer tuttuğu için o güne ait olanların anlamı da derin oluyor. Bu konu üzerine çok şey yazılabilir lakin bu kadarı kâfi. Birkaç şey daha ekleyeceğim: Siz, siz olun, "ah nerede o eski günler" sakın ola ki demeyin çünkü anda güzel olanı bulamayıp şimdiyi geçmişte yaşarsınız ve ne siz onları ne de bugünde yaşayanlar sizi anlayabilir. Kendinizi açık tutun, her şeye değil muhakkak ama birçok şeye. Buna mecburuz çünkü bu dünya, bu yaşam bizim, biziz bu. Bizi geçmişte aramayalım, belki bazı bazı zamanlar.
Galiba ölüm gerçeğine karşı geliştirdiğimiz bir direnç. Bu dünyada kalıcı değiliz. Buradaki süremiz sona ererken "yaşadım" diyebilmek için özlüyoruz. Ben de çocukluğumdan ara ara beni nostaljik hissetiren bir örnek bırakayım; Grup Şurup-Oynar mısın benimle
Eskiden hayal ettiğim çoğu şeye şimdilerde sahibim fakat eskiyi özlüyorum. Eskiden aile kavramı vardı sevgi, şefkat, saygı vardı hepsini yitirdik Eskiler geri gelmeyecek
Bu sesi özlemiştim..Özlemek geçmiştir..Umut Gelecek..
Özlemeyi severiz..Umudu Sevmeyi umarız..
ben Mezarlıkta çalıştım bur ara o zaman nostaljinin kralını gördüm . Günlerin birinde mezarların etrafında temizlik yaparak dolaşıyordum bir yaşlı nineyi gördüm sandalye almış aile mezarlığı önunda oturup kendi kendine konuşuyordu sonradan öğrendiğim kadarıyla annesi, babası, abisi ve ablaları ile konuşuyordu 😢ailesinden geriye tek o kalmış ,gidip yanına konuştum çok iyi nineymiş ❤
Arşivlik harika bir video olmuş
Gece kahvemi alıp dinleyeceğim güzel bir içerik, ama ben şahsen geçmişe neden özlem duyarız derseniz kendimce bir kaç şey söylemek istiyorum, geçmişe özlem duymamızın nedeni geçmişte çocuk olmamız & üzerimizde her hangi bir yük sorumluluk olmaması, tabi geçmişe özlem duymamızın nedenleri tek bu değil, hayatı yolunda gitmeyen birisi zaten hep dünü özleyecektir düne hasret kalacaktır asla yarın olsun istemez, herkesin içinde az da olsa geçmişe özlem duygusu vardır ama işte bunu abartanlar veya her seferinde dile getirenler genelde ya hayatlarında mutsuz veya bir şeyler yolunda gitmemiş insanlar oluyorlar tabi hepsi öyle demiyorum bazıları, eğer bu gün hayatında son derece olumlu pozitif mutlu her istediği yolunda giden her istediğine sahip olan bir insan görürseniz, o kişi genelde geçmişten bahsetmez veya geçmişe olan özlemini her yerde dile getirmez veya geleceğe yönelik birisidir geçmişte yaptığı hatalardan ders alır hayatında daha iyileri başarmaya çalışır, ne demek istediğimi umarım anlamışsınızdır.
Teşekkürler.
Miss gibi kalite koktu ❤😂
geleceğe dair umutların azaldıkça geçmişe olan özlemin artıyor,anı yaşayamayıp geçmişte takılı kalmaksa insan için zor bir durum.
Şifa gibi bir ses ve harika konular.. Başarılar shockvoice
Bunun en önemli nedeni zamandır zamana karşı olan mağlubiyetimizdir.
Merhaba. Teşekkür ederim video için. Şuan hayatımda yaşadığım ve üzerine düşündüğüm bir meseleydi. Çok açıklayıcı olmuş. Tam zamanında.
Söylediklerinin tamamına katılıyorum . Nostalji hissel olarak ; şuan da bu evrende, kaybettiklerimizle beraber, yaşadığımız günleri iyi yada kötü hiç farketmezsizin geriye bakma ve geçmişi anma refleksidir .Zaten insan kayıpları olmadığı zaman geçmişe bakma ihtiyacı duymaz .70 li yaşlarda eşine 30 lu yaşlarımızda ne kadar da güzel dans ediyorduk diye sormaz onu bizzat dansa kaldırır...
Çünkü ilk kez yaşadığımız yoğun duygusal anlarımızdan sonra tekrar ayni duyguları sürekli hissetiğimiz için körelmeye başlıyoruz zamanla o ilk andaki duyduğumuz yüksek doz duyguları ararız buda bizi onu ilk deneyimlediğimiz yere götürme hissi uyandırıyor...
Halbuki eskiden hayatımız daha zordu. Kömür kırıyor bodruma depoluyor eve taşıyor soba yakıyor ve kül boşaltıyorduk hatta asansör de yoktu. Şimdi sadece kombinin düğmesini çeviriyoruz.
*Nedeni: Geçen zamanı yeniden elde edip tüm tecrübe edilen herşeyi profesyonelce yeniden ve kendi kontrolümüzde yaşamak isteği*
En çok özlediğim şey ekonomi. Türkiye'de ekonomi hiçbir zaman iyi olmadı. Ama eskiden alım gücü daha yüksekti. Ben böyle hatırlıyorum. Mesela düğünlerde dıdısının dıdısı bile olsa çeyrek altın takılırdı. Şimdi immitasyonu bile çok pahalı. Sonra küresel ısınma, küresel savaş gibi dertlerimiz yoktu. Araba pahalı bile olsa benzin ucuzdu. Ulaşım ucuzdu. Temel gıdalara ulaşım bugüne oranla müthiş derecede daha kolaydı. Teknolojik ürünler bugüne oranla daha pahalı ve ulaşılmazdı bir tek. Dışarıdan yemek olası ve kolaydı. Sosyal aktiviteler gayet doğal ve uygundu. Kafelerden çıkmazdık. Şimdi öğrenciler tam zamanlı bir işte çalışmak zorunda. Eskiden insanların karnı toktu ama cebinde telefonu, kolunda akıllı saati ve gelecek kaygısı yoktu. Şimdi hepimizin telefonu, kolumuzda akıllı saati var. Gelecek kaygımız da gani gani var ve karnımız aç. Dışarıdan yemek imkansız. Market alışverişi çok korkutucu. Sosyal aktivite imkansız. Dışarıdan bir öğrenci çevirin, " ne kadar Cafe de takılıyorsun?" deyin. "Cafe de nedir?" diye suratınıza bakar.
Y kusagindan birinin bu kadar iyi anlatması. Mükemmel ötesi.
Bu video beni uzdu😢 şarkı sözleri bile anlamlıydı ve hep söylediğim şey sokak röportajları......
Psikoloji, psikiyatri ve ayni zamanda felsefe.ile.ilgilenen biri olarak söylüyorum akademik seviyenin bile cok uzerinde bir kaliteye sahip
Geçmişe değil, tabiri caizse geleceğe özlem duyuyorum. Uçan arabalara ömrüm yeter mi acep, diye hayıflandığım oluyor. Videoya benim aksime nostalji sevenleri, geçmişi övenleri belki biraz anlarım diye uğradım.
Her şeyde olduğu gibi nostalji konusunda da dozu kaçırmak elbette bizi zehirleyecektir. Her geçiş döneminde nostaljik ruh hâline kapılan biri olarak bu olgunun yararından çok zararını gördüm. Anda kalmak en iyisi...
Geçmişe hiçbir zaman özlem duymam yaşandı ve geçti çünkü başrölünde benim olduğum filmimde onlar figürandı ve benim filmimdeki rolleri sona erdi
Seni çok seviyorum, çok güzel anlatmışsın.
Geçmişe özlem duyuyoruz çünkü ; sokaklarda büyüdük (1983) yazları köye gidip bağ bahçede gezdik , sokaklarda Suriyeli yoktu !!! Aile kavramı, aile dizileri vardı . Tiktok yoktu ..
Ayağımızda Adidas yoktu ama mutluyduk, özel okullarda okumadık ama umudumuz vardı.
Sokaklardaki fukara Suriyelilere çemkirip yüce ırk, ev sahibi triplerine gireceğine 80 ve 90lardaki un ufak edilen ekonomine, batan bankalar ve cari açık sonucu borçlu doğan bebeklere, Kürtlerin ve Müslümanların 2. Hatta 3. Sınıf vatandaş sayılıp haklarının gaspedilmesine yan...
Ben de o yıllarda çocuktum, özledim çocukluğumu ama o günleri değil .
Psikolojik olarak basit bir yorumu var aslında. Geçmiş yani yaşanmışlıklar bir kere görülmüş ve deneyimlenmiştir. İnsan için bir konfor alanı. Hepimiz için. Çünkü gelecek bilinmezdir, bilinmezlikten kaygılanırız. İnsan basit düşünür, basit yaşar. O yüzden de kaygıdan kaçar, işimize gelmeyeni de geçmişimizden unuturuz. O yüzden nostalji, yaşanmışlıklar, ilk aşklar... hepsi konfordur. Bildiğimiz için.
aradığım video buymuş işte
Harikasın kral yine 😉
Geleceğe olan umudu yitirdikte geçmişe olan özlem artar
0:11 Basit ve rasyonel cevap: Entropi
Murat abi ile offroad videosu geldi hemen aklıma :)
Bu yillar ozlenilmeyecek
Geçmişe özlem duymamızın en büyük sebebi şüphesiz sosyal medya, Google ve gelişen teknoloji. Eskiden insanlar bir işle meşgul olurdu, hobileri vardı, duyguları daha yoğundu, daha saflardı, güzel bir anın tadını çıkarırlardı. Şimdi bakıyorsun herkesin elinde telefon akşama kadar sosyal medyadayız, sürekli birşeyleri araştırıyoruz, mesela ailecek piknik yapacağız ya da bir kahve içeceğiz hemen fotoğraf çekip yayınlıyoruz mesela, insan gücünün neredeyse bitip herşeyi teknolojinin yaptığı bu zamanda, insanlar rahata alışmış durumda, çok degil 10 sene önce rahatlıkla yaptığımız işi şuan nerdeyse yapamaz hale geldik (örneğin, soba yakmak, evi süpürmek vesaire) bi yemek söylüyoruz anında evimizde oluyor, düğmeyi çeviriyoruz anında evimiz ısınıyor... Yapacak iş bulamadığımızdan haliyle bir şeyleri düşünüyoruz, sorguluyoruz, eskiye özlem duyuyoruz, mesela aile kavgaları oluyor evde, çünkü yani herşey rahata binmiş durumda, bu da bizim duygularımızı köreltiyor, özümüzü unutturuyor.
Hoşgeldiniz 🎉
88 lilere selam olsun İzmir'de yaşadığım halde 99 depreminden çok etkilenmiştim Çünkü her saat canlı yayında enkazdan birilerini çıkartıyorlar sansürsüz bedenleri izliyorduk haberlerde yemek yemiyor ve sessizleşmiştim ilk kez psikoloğa gittiğim dönem
Bize, söyleyecek pek bir şey bırakmamışsınız. Fakat yine de söylenecek çok şey var. ... 😌😉
Özlemişim sesini😊
99 yilinda hayal ettigim neredeyse tum maddi nesnelere hatta cok daha fazlasina sahipken suanda neden imkan olsa 99 yilina donmek istediğimi aciklayamama durumum..
Nostalji ye duyulan özlem her geçen gün yaşam kalitesinin düşmesidir , buna yaşadığı toplum içinde insanlar dan nefret etme duygusunuda tetikler
bana nostaljik hissettiren şeyler eskilerin tasarımları, saatler, daktilolar, kantarlar, telefonlar, kısacası eskiden tasarım varmış, şimdilerde ise sadelik ayağına tasarım denen şey kalmadı ve buna sadelik dediler, yeni tasarım yapacak mecalimiz kalmadı diyecekleri günü bekliyom açıkçası
Bir şarkı kaldı herşeyden geriye, bir de ben.
Yıl 2002-2003 Parlament sinema kulübü pazar gecesi sineması 😢
Yine günü seninle kapatıyoruz abiiii
Teşekkürler 🎉🎉🎉
Başarılar...
Bir gamer'ım ve bu konu bana tarihte gelmiş geçmiş en güzel oyunlar hangileriydi sorusunu hatırlattı. En güzel oyunlar 2004 ve 2005 yılında yapıldı bence. Tabii benden yaşça büyük bir gamer'ın fikri daha farklı olabilir.
Gamer ne?
@@Battal_Gazi oyuncu demek. bilgisayar oyunları mesela
@@kahininkurabiyeleri O zaman oyuncu diyelim?
çok naif, eskiden sokakdaki herkesin kendini daha iyi ifade edebildiğini düşünmek de nostali aslında :) sadece kendini düzgün ifade edebilenleri görüyordun. mümkün değil aslında herkesin sandığın gibi olması :) sevdiğin müzik türleri nelerdir diye soruyorlar, hiç kimse arabesk demiyor :)) dememiş olabilir mi? elbette diyenler çıkmış ama trt onu vermek istemiyor, asker yasak koymuş çünkü :)
Biz en güzel.yillarda gençliğimizi yaşadık bitti. Instasiz sosyallestik 😊
Hocam, Matrix demeden şu videoyu tamamlaman 😂 saygı duydum.
teşekkürler shock.
Güzel çalışma
Eskiden daha iyiydi bizim zamanımızda…. Beklentisiz yardımlaşma, insanlar daha sıcak kanlı, Egoizm daha az, sevgi hoş görü daha fazla, teknoloji daha az toplumsal yaşam daha yoğun, ve buna benzeri 80ler 90lar ben 71li
Video bildiriminin eski fox kids çizgi filmlerine bakarken gelmesi 🥲🥲
Teorik olarak geleceğe gitmek mümkündür ama ne yaparsan yap asla geçmişe gidemezsin
Maaşlarda 1000 veya 1250 civarı 😀
Bence geçmişte mutlu olduğumuz anların daha güvenceli olmasından kaynaklı. Örneğin taşınmadan önceki evde mutlu olabildiğini zaten görmüşsün. Beynin yeni taşınacağın evin riskini almak istemiyor
“Coşkulu anılarım olmadı ki hatırlayayım” Butonu
80li yıllar çok güzelmiş. İnsanlar da o zamanlar çok iyiymiş. Bütün bunlar yalan. Ben de o yılları yaşadım. O yıllarda da hayat çok ama çok kötüydü. Güzel olan pek az şey vardı. O yıllarda da insanlar şimdiki kadar bencil, kötü, pislik insanlardı. Tek fark, şimdi insanların elinde ne kadar kötü olduklarını gösterebilecekleri daha çeşitli imkanlar olması. 80lerden öncesi küçüktüm ben gözlemleyemedim ama o zamanları da yaşayanlardan dinledim. 80ler öncesi de herşey çok kötüymüş. Geçmişi ah nereye gitti o güzel zamanlar diye ananlar, kendi yanılgılarının içinde yaşıyorlar. Düşünmüyor, bilmiyor, anlamıyorlar.
sağ ol abi
Reis hani geceleri paylaşacaktın şu saatte uykuya dalalım mı şimdi 😃
Yaş 26 lise dönemimi özlüyorum sanırım sorumluluklarımın az olduğu içindir fakat lise 1’ de ki kız arkadaşımı unutamıyorum keşke her şey daha farklı olsaydı…
9:00
pardon burası hangi filmden kesit acaba
Nostalji sevenler..
Acilen Dark Dizisini izlesin..
Aslında geçmişteki kendimiz şuan ki kendimiz değil..
Bu nasıl başlık ağa 🚬
Nostalji iyi midir kötü müdür?
Shokvoice: ha’vet
Mukemmel
Hocam ben size rasyonel bir biçimde anlatayım önceden alım gücü fazlaydı şu anda alım gücü yok o yüzden geçmişe özlem duyuyoruz
Teşekkürler
Keşke öldüğüm zaman Tanrı beni 90lar ile cezalandırsa...
bu podcast spotify a ne zaman gelir?
sondaki müziyiin ismi ne
9:09 sagopa hiphop sacmaligi degil mi agabey :)
Beş gün önce bana bilfirim geldi. Evrim Ağacı ile beraber geçiyordu adınız. Ama aradım taradım video listesinde yok. Yanlış mı gördüm acaba?
Bilmiyorum neden ama farklı video izlesem de, sesini duyunca aklıma hep Matrix geliyo...
Geçmişte kaldığı için
Yeni yıllar sarmıyor her sene daha da kötü oluyor da ondan
30 yıllık tv sunucusu fatih altaylı bile bir dakikalık konuşmasında 32 saniye eüeü yapıyorsa gelin siz düşünün kalitemizi. Tv sunuvusu ve eüeü
Normal insanlar geçmişini seçici olarak pembe gözlükle bakar
O sırada benim beyin: pembesi gitti tozu kaldı 🎶🎶🎶🎵
Zamlardan dolayi
Keşke arabalar gene eskisi gibi 20 50 bin bandında olsa 😂😂😂
08:58 scary movie 3
99da ben 2 yaşındaydım el sabunluk bizim evimizde hala var😂
Bu hikâye code lyoko çizgi filmine olan sevgimden ve udrich ve tümü karakterlerinin buluşamamalı için döktüğün göz yaşları için yazılmıştır planladığın code lyoko'un herkes tarafından bilinmesi ve izlenmesi için uğraşımın zamanlarım anısına yazılmıştır umarım bunu görenler animasyonlarla ilgili kanallara iletirler ve videosunu yaparlar herkes marvell teorileri oyunları filmler ben 10 ve gumball secular show gibi yapımlardan bwhsederken b3n bundan bahsedince için de bir dışlanmışlık oluşuyordu yanlızlaşıyordum bu zamana kadar hiç arkadaşım olmadı hiç basketbol oynamadım hiç sırlarımı paylaşabil3cegim oz3l biri olmadı sizi öykü il4 başbaşa bırakayım
Ilık bir yaz qkşamiydi taze ve kuru rüzgar ağaçların dallarını kirpiştiritor oradan çıkıp iki katlı yıkık dökük evin bahcesind3ki hanımeli v3 lavanta çicekle4inin kokusunu 3vin kapısında duran 40'lı yaşlarında uzun boylu sarı saçlı bir adamın burnuna gidiyor adamı mayiştiriyordu. Lavanta ve hanımeli karısının sevdiği çiçeklerdi. Karisi için yapmıştı adam bu anıt mezarı. Onunla ilk tanıştığı günü hatırlıyordu kim derdiki bu pembe saçlı kız bütün evreni etkileyebilecek bie silahın anahtarını taşıyor eğer tüm bu olacakları bilseydi yinede onunla tanışırdı onunla geçirdi günler en güzel olaylarıydı Evlendikleri gün n3 güzeldi tüm arkadaşları yanındaki takı o kara gün g3lip bütün sevdikleri i tek tek adamın hayatından alana kadar. Aelita karısının ismi buydu. "Baba" dedi kapının ağzında beliren 20'lı yaşlardaki bi4 kız bu Heremy'y3 karısından kalan son hediyeydi kızı "Onu mu düsunuyo4sun dedi babasının boynuna doladı . Lila annesini hiç tanıyamamıştı. O bir buçuk yaşındayken annesi bütün evrenleri kouumak için k3ndini feda etmişti. Annesini ona yazılan hikqy3lerden v3 aile dostlarının anlattıklarından biliuo4ldu. Aelita güçlü ozguv3nli ve fedakar bir kadındı.Kim ne yaparsa yapsın affediyordu. "Onun s3nin kadar bende özlüyorum d3di babasına
30 yıl süren bi3 savaş yaşanmıştı O zamanlar Jeremy daha 18 yaşındaydı gençti korkuyordu. Savaş aslında k3ndini çoklu evrenlerin k4aliçesi olarak gören ve kendile4inin v3 bütün evrenlerin çizgi film olduğunu k3mdi kaderlerini çizmelerini söylüyen dışı bi4 kurtla başlamıştı. Xana adı verilen kötü kalpli t3yzedi şanal bi4 hapisan3 olan lyoko'dan kaçmayı başarmış ve çoklu evrenleri yok etmeye çalışmıştı. Vuji onlara aslında gerç3k dünyadaki insanların yeni dizilere yer açmak için eski animasyonları yok etmek amacıyla yaratılan bi4 virüs olduğunu söyl3mişti oysa sanata bu dizide bi4 misyon yukl3nmişti oda zamanın ona ait olan Wespelia"yi geti almaya çalışıyordu bu yüzden zamanında kendi çocuklarının kurmuş olduğu grupları ve ekipleri topluyor ve Wrspelia'nin şu anki kraliçesi olan Vuji ve diğer çizgi filmler bunu engellemeye Çalışıyordu. En büyük mücadele wespeila'da geleceğini etkileyebilecek iki kişinin bi4birlerine sarılarak savaşın ortasında can vermesi olmuştu. Bu ikisi birbirlwrine ilk görüşte aşık olmuşlardı. Savaş bitmiş ve saray yıkıldıktan sonra bu ikisinin cansız bedeni bulunmuş wespelia gelen3klerine uygun olarak orada bulunan herkes kıyafetlerini çıkararak onların üzerine sermişlerdi ardından onların anısına 7 farklı çiçekten oluşan büyük bi4 tarla yetiştirilmiş ve birbirlerine sarılıp öldükleri anı resmeden altın heykelin altına defnetilmişlerdi. Heykelin 50 metre boyunda olduğunu söylerlerdi. Bütün evrenler ağır hasar görmüş Amphibia ,kaynar adalar,Mewni,Eterya,Avatar dünyası,Heywood,Paris ve daha birçok şehir ortadan kalkmıştı. Çoğu ana karakter ölmüş h3psinin som altından heykelleri yapılmıştı. Aelita bunca acıya kedere ve üzüntüye sebep olarak babasını v3 kendini görmüş bunun üzerine gidip Xana'ya teslim olmuştu. Xana lyoko'un daha g3lişmiş bir bir şanal dünyası olan Hollow'da kalmışt
Var olmak kadar en saçma bir durum yoktur !