Azerbaycan Türkçesi Türk dillerinin hepsini az-çok anlaya bilen tek Türkçedir..ben de çok kolaylıkla anladım. Azerbaycandan Uygur gardaşlarımıza selamlar!! Free East Türkistan!
Türkünün sözleri bir yana Heyit'in getirdiği muzikal yorumun gücü bir başka yanadır. Heyit o denli derinden hissederek yorumlamaktadır ki bu parçayı ortaya çok daha başka bir anlam çıkmaktadır. Dahası bu sözler Uygurların mücadelesine dikilmiş bir anıt gibi büyümektedir. O ortamdaki gücü başkadır. Özetle demek istediğim şudur, kaynaklar ne olursa olsun ortaya türk kültürünün en büyük eserlerinden bir çıkmıştır ve bu noktadan sonra hepimize Erzurumlu Emrah da dahil olmak üzere aittir.
İç Anadolu'nun insanı Uygurlara çok benze. Örneğin Konya'nın, Antalya'nın dağlık kesimlerindeki insanlara bakarsanız tıpkı Uygurlar gibidirler. Gelenek ve davranış olarak ta öyledir. Kasabalardaki pazarlardaki satıcılar da aynıdır. Hatta Konya'nın Hadim ilçesinde Uygurlarda olduğu gibi gölgede üzüm kuruturlar. Güz mevsiminde Konyaya gelirseniz bulabilirsiniz.
Lehçelerden ve ağızlardan bahsederken -ce, -çe ekleri kullanılmaz.Farklı milletler varsa, bambaşka bir dil varsa -ce -ca kullanılır Almanca Türkçe... Kazak bir millet değildir ki Kazakça olsun. Kazakistan Türkçesi denmeli Kazak Türkü denmeli. Uygur ayrı bir millet midir ki ayrı bir dili olsun Türkün bir koludur. Uygur Türküdür, dilide Türkçenin bir lehçesidir.
Hüseyin Nihal Atsızın Geri Gelen Mektubundan Sonra Etkilendiğim En Güzel Şiir ve Şarkı Böyle Bir Sevgiliyi Allah Tüm Türk Kardeşlerime Nasip Eder İnşallah Turan Kurulsun Bu Hasret Son Bulsun Artık
Teşekkür ederim yorumunuz için asıl önemli noktaya parmak basmışsınız. Ortada büyük bir müzik olayı var. Gerçekten çok iyi bir ozan ve ülkemizde bilinmemesi resmen suç!
Ercişli Emrah'ın da benzer bir eseri var, 2 mısrası aşağıdaki gibi: Seherde uğradım ben bir güzele Dedim sarhoş musun söyledi yoh yoh Ağ elleri boğum boğum kınalı Dedim bayram mıdır söyledi yoh yoh Dedim ala nedin dedi gözümdür Dedim şeker nedir dedi sözümdür Dedim alma nedir dedi (y)üzümdür Dedim öpeyim mi söyledi yoh yoh
Sayın Alperen, Abdurehim Heyit Bey, tamamiyle Uygurdur. Gözleri çok az çekiktir. Ama bu tür çok Uygur vardır. Diğer taraftan Türklerde keskin ırksal özellikler aramak doğru değildir. Türkler tarihin başından beri Avrasya'da yaşayan ve yere ve zamana bağlı olarak yoğunluğu değişse de kısmen Asya'lı kısmen Avrupa'lı özellikler gösteren bir çok halktan oluşur. Ama şaşırmakta haklısınız Çin'de yaşayan akrabalarımız bize beklenenden çok daha fazla benziyor.
-She can represent Uighur State, which was 15 years old when Chinese invaded. -She can be a real enslaved young Uighur girl. -She can be the inner conscience of the poet. -She can be the fate of the man. -She can be an angel. The dialogue also is enigmatic and many more senses of interpretation is possible. At a moment young man asks to her if she is afraid. She says no as usual, but adds: "I have my God".
The melody and the singing are very pure and minimalistic. The scenery and the singer contributes to a feeling of serenity. I noticed that I could understand the lyrics. With some effort and help from my friends here and over, I wrote them. To my astonishment they were also very powerful.It tells the history of an imaginary encounter just before the raising of the day, between a young man and a celestial girl. She is only 15. Very beautiful, with eyes of fire, hair of wind, heart of sea etc.
Translation to English Part 3 Dedim: Aya benzer, dedi: Yüzüm mü? / I said: It's seems like moon. She said: Is it my face? Dedim: Yıldız gibi, dedi: Gözüm mü? / I said: It's like star. She said: Is it my eye? Dedim: Alev saçar, dedi: Sözüm mü? / I said: It flares. She said: Is It my words? Dedim: Volkan mısın? O dedi: Yok, yok. / I said: Are you volcano? She said: No no.
Translation to English Part 8 Dedim: İstek nedir? Dedi: Gülümdür. / I said: What's wish? She said: It's my rose. Dedim: Savaş var? Dedi: Yolumdur. / I said: There's war. She said: For me. Dedim: Ötkür nedir? Dedi: Kulumdur. / I said: Who's Ötkür? She said: He's my slave. Dedim: Satar mısın? O dedi: Yok, yok. / I said: Do you sell him? She said: No no. Güfte / Lyrics by: Abdurehim Ötkür Beste ve Seslendiren / Music by and Sing by: Abdürehim Heyit
This is from, Uighur people from the autonomous region of Dogu Turkestan in China (Xinjiang in Chinese). Uighur's have a strong culture and history and they suffer from Chinese colonization. I was first attracted to this song only as a great music. I ignored most about the Uighur's at the time) The music was so powerful, dramatic yet sad but with a rising feeling.
Translation to English Part 2 Dedim: İsmin nedir? Dedi: Ayhan'dır. / I said: What's your name? She said: It's Ayhan (Moon Khan) Dedim: Yurdun nere? Dedi: Turfan'dır. / I said: Where is your homeland? She said: It's Turfan. Dedim: Başındaki? Dedi: Hicrandır. / I said: What's on your head? She said: Separation. Dedim: Hayran mısın? O dedi: Yok, yok. / I said: Are you lover? She said: No no.
vallahi okadar beğendim ki ilk bulduğumdan bu güne ara ara açıp dinliyorum. paylamış için teşekkürler TÜRKİYEDEN, erzurumlu emrah'ın memleketinden, emrah baba türbesinin aşağı sokağından yani NİKSAR dan selamlar. . .
Translation to English Part 7 Dedim: Neden korkmazsın? Dedi: Tanrı'm vardır. / I said: Why don't you scared? She said: I have God. Dedim: Daha başka? Dedi: Halkım vardır. / I said: Else? She said: I have my people. Dedim: Daha yok mu? Dedi: Ruhum vardır. / I said: Is there else? She said: I have my soul. Dedim: Şükran duyar mısın? O dedi: Yok, yok. / I said: Are you thankful? She said: No no.
Translation to English Part 1 Seher vakti gördüm gözümün sultanını; / I saw sultan of my eye when it's dawn Dedim: Sultan mısın? O dedi: Yok, yok. / I said: Are you sultan? She said: No no. Gözleri ateş yeri, kolları kınalı; / Her eyes are land of fire, her arms are hennaed Dedim: Çolpan mısın? O dedi: Yok, yok. / I said: Are you Venus? She said: No no.
Translation to English Part 4 Dedim: Çatık nedir? Dedi: Kaşımdır. / I said: What's beetle? She said: It's my brows. Dedim: Siyah dalga nedir? Dedi: Saçımdır. / I said: What's black wave? She said: It's my hair. Dedim: On beş nedir? Dedi: Yaşımdır. / I said: What's fifteen. She said: It's my age. Dedim: Canan mısın? O dedi: Yok, yok. / I said: Are you sweetheart? She said: No no.
Sorunuz için teşekkürler. Hangi ülke diye sormanız haklı, Biz sadece Uygur şairi olarak tanıtmıştık bu büyük sanatçımızı. Kendisi Doğu Türkistan olarak da bilinen ama günümüzde Çin Halk Cumhuriyetine bağlı Uygur Türk bölgesinde yaşamaktadır. Bu şarkıyı bu bilgi ile dinlemek bazı satır aralarını daha iyi anlamanız için yardımcı olabilir.
Sayın babayörük Ötkür 1923-95 yılları arasında yaşamıştır... Çinde o zamanın baskı altındaki koşullarında Erzurumlu Emrah'tan haberdar olmuş olabilir mi? Bunu bilemiyorum. biz Türkler Erzurumlu Emrah'ın sözlerini kaç yılından itibaren yazıya döktük buna da bakılmalı. Emrahın kaydının geç tarihlerde yapılmış olduğu gösterilirse Ötkür beyin bundan haberdar olamayacağını iddia edebiliriz. Şimdilik ben iki türkünün de daha eski bir ortak formdan beslendiği kanaatindeyim.
about translation I said , whats scowl ? she said my eyebrow I said whats black crimp ? said my hair I said whats 15 ? said my age I said your in love ? she said no , no I said whats sea? she said my heart I said whats beautiful ? said my lip I said, what's sugar ? said my tongue I said, may i taste ? she said no no I said, you are fearless? said i have a god I said anotherthing ? said, my people I said Is that all ?said i have a soul I said,thankfulness for this ? she said no, no
Translation to English Part 5 Dedim: Deniz nedir? Dedi: Kalbimdir. / I said: What's sea? She said: It's my heart. Dedim: Rana nedir? Dedi: Dudağımdır. / I said: What's beauty? She said: It's my lip. Dedim: Şeker nedir? Dedi: Dilimdir. / I said: What's sugar? It's my tounge. Dedim: Ver ağzıma. O dedi: Yok, yok. / I said: Give it to my mounth. She said: No no.
Bu 1980lerden sonra yapılmış plaktır, 1990 lar sonu hatta2000 senesi başlarına denk geliyor. Abdurhim Ötkür vefat edeli en fazla 15 sene olmuştur. Bu Türkünün sözü Anadolu'dan gelmiş olmadı da doğal . 1980sonrası 1995'e kadar Doğu Türkistanda Uygurlar arasında özüne dönüş akımı oldu, o sırada Azerbeycan Türkiye Türkistan coğrafiyesinden yani Özbek ,kırgız Kazak gibi kardeşlerimiz ile kültür alışverişi oldu.
The young man asks questions to her, she is enigmatic and says "yok" most of the time ("no" in an existential sense) . It is like an impossible love. But this is only a metaphor. To my thinking in this song there is many levels of meaning. Poetically this is so huge! She says that her jewels are made of chains her crown made of sorrow, her love of death. -This girl could be the Lunar Goddess from the pre-islamic religion of the Turks. She is named Ayhan. She has cosmic bodily features.
Çeviride şöyle bir sıkıntı var. Ay okşar değil, aya okşar olacak. Okşamak ise benzemek anlamında kullanılmaktadır. Dolayısıyla "dedim aya benzer, dedi yüzüm mü?" olacak.
Abdurehim Otkur was well-known for speaking out against the Chinese colonialism in East Turkistan in his poems through symbolism. Uyghurs including girls have been frequently jailed, some executed for speaking out against the Chinese rule. When Chinese execute some one, they usually parade him/her on the streets in chains and handcuffs right before the execution to scare others. This song brings to mind the image of a girl paraded to death for loving her homeland and people.
Bu arada sağolun varolun aktarma terimini aklımıza getirdiğiniz için . Son derece haklısınız tercüme iki farklı dil arasında olur. Türkçe ile Uygurca diye iki ayrı dil yok . Bunlar aynı dilin lehçeleri. Yapmaya çalıştığımız bir lehçeden diğerine aktarma ya da uyarlama. Bu da zaten kelimelerin çok azında gerekiyor. Tercüme kelimesini cehaleten kullanmış olduk özür diliyorum.
It is always possible that as true great artists always do, Ötkür or Heyit , in composing the song or writing the poem, chose to incorporate some old fragments of tune and poems in their work. It is must fortunate for this purpose, because the song itself has such historical importance.
geçen ün üniversitenin nevruzla ilgili konferansında bi hoca dinletmişti bu türküyü azeri özbek ve uygur türklerinin nevruz gelenekleri anlatmışlardı yorumlarda bahsedildiği gibi türklük bulunduğu ortama ve islamdan sonra değişiklere uğrasa bile genel olarak anane ve gelenekler bölgelere göre az da olsa değişmiş ama geneli aynı kökendir uygur türkleri büyük göçte türkiyede karadeniz bölgesinde yerleşmişler diye duymuştum bi hocam anlatmıştı
Translation to English Part 6 Dedim: Zincir vardır, dedi: Boynumda. / I said: There's chain. She said: On my neck. Dedim: Ölüm vardır, dedi: Yolumda. / I said: There is death. She said: For me. Dedim: Bilezik? Dedi: Kolumda. / I said: Bracelet? She said: On my wrists. Dedim: Korkar mısın? O dedi: Yok, yok. / I said: Are you scared? She said: No no.
In Erçişli version the song ends in similar way: "In my (love?) there is death... He asks who is Erçisli, she says my arm, he asks would u betray it, she says no" Ercişli Emrah is from 17th century. The story goes saying that he loves a girl named Selvihan. The girl is abducted by Persian bandits and offered to Iranian Shah as a gift. So a poem of nearly similar wording was a bout a real love affair, was about a real girl kidnapped and enslaved but which would not betray his lover
Sadece ana hatları ile yetinmek istemeyenler için ekledik alt yazıları.Bu tür yerler çok değil ama bazı yerleri anlamak için alt yazı olmadan iki üç kere dinlemek gerekebilirdi.
Sabahtan uğradım ben bir fidana Dedim mahmur musun dedi ki yok yok Ak elleri boğum boğum kınalı Dedim bayram mıdır dedi ki yok yok Dedim inci nedir dedi dişimdir Dedim kalem nedir dedi kaşımdır Dedim on beş nedir dedi yaşımdır Dedim daha var mı dedi ki yok yok Dedim ölüm vardır dedi aynımda Dedim zulüm vardır dedi boynumda Dedim gül memeler dedi koynumda Dedim ver ağzıma dedi ki yok yok Dedim Erzurum nedir dedi ilimdir Dedim gider misin dedi yolumdur Dedim Emrah nendir dedi kulumdur
zaten muqam müziği mugam müziği aynı kökenden geliyor. türkiye'de buna "türk san'at musikisi" diyorlar. böyle ortak noktaları keşfetmek çok heyecan verici. bu demektir ki biz uygurlar'ın karluklar' ın devamıyız. tacik iran kültüründen de ekilenmişiz. ancak, türkiye' de perde düzeni farklı gözüküyor. youtube olmasa bunlardan bihaber olacağız...
Cok ilginç bir nokta yakaladınız. İnternetten sayenizde ben de ulaştım. Bu iki şiir arasında benzerlik gerçekten var. Muhtemelen çok eski bir orjinalden bağımsız olarak esinlenmişlerdir.
(Indeed Ercişli Emrah has similar lines. Ötkür wrote this poem probably at the first half of the century. He could not possibly know Emrah. Even in turkey Emrah is not recorded until late. This must be a very old oral tradition which lived in our cultural tradition and which is not lost. It emerges in China, in Turkey or in some other place from the darkness of the history.
The melodic structure and overall finish of the song is economical and at the same time offering a very strong intensity. This purity of style could not be achieved with one man and with one generation. To my eyes this is another sign of a very old tradition. It must be a special thing, perfected, transferred, maintained and coming to us right from the antiquity. It is no other way possible.
I did not attempt to translate directly because any translation would be choosing only one aspects of this incredibly complex yet simple poem. The structure and the form of the poem is very antique. Just remember: "I asked to yellow flower" from Yunus Emre 1000 thousands year ago. And here one of our friends pointed to another song of similar aspect.
A slight modification: Tengri göl is a crescent shaped sacred lake. Probably the origin of Turkish flag. The lake in question should be Tianchi (paradise) lake: which is in God Mountains .
Sayin Kıpçak Emrah ile olan ilişkinin farkındayız. Yorumlarda tartışılmıştı. Bu akademik bir araştırmadır. Ötkür "bir şairi taklid" ibaresi ile bir öykünme olduğunu belirtmiş. 1948de Çin'de Emraha ulaşabileceği bir yayın olduğunu teyid edemiyoruz. İki şairin de etkilendiği daha eski ortak bir şiir olabileceği ihtimali açık kalıyor. Yani Emrah ve Ötkür ortak geleneği kendi diyarlarında sürdürüyor olabilir. Şu an için bir karar verilemedi. (Konuyu Prof Dr. H. Cengel Kasapoğlu ile de tartışmıştık)
Verdigin bilgiler icin tesekkurler Akildabirlik, emegine saglik. Bu beste cidden cok etkileyici. Fakan Tengri Göl'ünün hilale benzedigini pek goremedim, Google'daki resimlerden bir sey anlasilmiyor ne yazik ki...
As a bold hypothesis I can think that this song could me a remnant of shamanistic liturgy. The (asked-answered) form and the music makes me think in this sense. The similar Yunus Emre song is for example sung in funerals. I do not say that the song is only that. It is one of the possible ingredients. Probably this song is sung in an ancient sacred place. It is the shores of the Lac of God. (Tanrı gölü). You would wonder why Lac of God. Because it is such an heavenly place. Just gogle it.
Sevgili arkadaşım. Sorun değil. Ben sizlerden gelen yorumları katkı olarak algılıyorum. Şimdilik çeviri ile ilgili gelen önerileri aynen yayınlıyorum. Daha sonra bunları alt yazı da birleştirebilirsem ne mutlu bana.
For English speaking readers I include below a text on this song. Please note that my views are just personal opinions. Any contribution to this topic is welcome.
Dikkat çektiğiniz için ayrıca teşekkür ederiz . 1948 ten önce yapılmış bir plak olduğunu okurlarımızdan biri teyid ederse Emrah etkisi tezi ağırlık kazanır. Emrahın Divanı yayınlanmış sadece o tarihten önce ama oradakiler aruz vezni ile olan eserler. Bir meraklı okurumuz ilgilenirse belki o cihetten de bir bilgi gelir. son olarak Doğu Türkistan'daki yayınları taramak ilginç olur. Bu konuda da bir Uygur kardeşimizin yardımına muhtacız.
@GunahkarTV Tercüme için sizlerden yardım istemiştik zaten çünkü bazı noktalarda bizim de kuşkularımız oldu. Biz derken bir iki Türk ve Uygur kardeşimiz bir araya gelip çevirdik. Dediğimiz gibi hangi kelimede sıkıntı varsa lütfen bize iletin. Bu bir şiir olduğu için sanatsal sıkıntılar da olabilir tercümede. Elbirliğiyle alt yazıyı mükemmel hale getirelim.
Notes: I also noticed that in the middle of the song, the goddes says that her arms are marked for sacrifice. "Kınalı", this is rather equivoque with the fact that her arms become, the poet in the end (or the pen, may be both). I explained this song in a liberal way as I feel it. I tried to remain true to my feelings but please consider that this could be also insufficient or erroneous due to my lack of knowledge.
Haklısınız ama burada merak ettiğimiz bağlantı 1948 yılından önce olmalıdır. Emrahla ilgili Türkiyede üretilmiş belgeler hep sonraki tarihlerde. Sadece aruz ile yazdığı eserler önceki tarihte yayınlanmış. Şu anki bilgilerime göre ifade ediyorum tabii yeni bulgular olabilir. Emrahın o eserini de taramak gerekiyor. Belki aruz vezni ile olan şiirlerinden bir başkası esin kaynağı olmuştur. Bu konuda bir şeyler bulursak paylaşalım.
Alper Bey Uygurca diye ayrı bir dil yok , Uygurca kelimesini bazen ben de hatalı olarak kullandım. Uyarınız da haklılık payı var. Burada bazı arkadaşlarımız daha uyarmıştı. Doğrusu Uygur türkçesi demektir. Biz de Anadolu Türkçesi konuşuyoruz.
But even this word "god " is not only just a "God". Just think it as something higher. In a culminating melodic final, the young man asks his own name: "Ötkur". Who he is? She says: "he is my arm". (Friends here said that it could mean also the pen of the poet) He asks "would u betray it" (give it)? She says "no". The song ends there abruptly.
assalamu alaykum, qardoshlar!
Bu sherdan juda tasirlandim. Tangri uyg'ur birodarlarimizga mustaqillik nasib etsin. Quyida o'zbekchasi:
Azerbaycan Türkçesi Türk dillerinin hepsini az-çok anlaya bilen tek Türkçedir..ben de çok kolaylıkla anladım. Azerbaycandan Uygur gardaşlarımıza selamlar!! Free East Türkistan!
Türkünün sözleri bir yana Heyit'in getirdiği muzikal yorumun gücü bir başka yanadır. Heyit o denli derinden hissederek yorumlamaktadır ki bu parçayı ortaya çok daha başka bir anlam çıkmaktadır. Dahası bu sözler Uygurların mücadelesine dikilmiş bir anıt gibi büyümektedir. O ortamdaki gücü başkadır. Özetle demek istediğim şudur, kaynaklar ne olursa olsun ortaya türk kültürünün en büyük eserlerinden bir çıkmıştır ve bu noktadan sonra hepimize Erzurumlu Emrah da dahil olmak üzere aittir.
İç Anadolu'nun insanı Uygurlara çok benze. Örneğin Konya'nın, Antalya'nın dağlık kesimlerindeki insanlara bakarsanız tıpkı Uygurlar gibidirler. Gelenek ve davranış olarak ta öyledir. Kasabalardaki pazarlardaki satıcılar da aynıdır. Hatta Konya'nın Hadim ilçesinde Uygurlarda olduğu gibi gölgede üzüm kuruturlar. Güz mevsiminde Konyaya gelirseniz bulabilirsiniz.
Dilde,fikirde,isde,BIRLIK,Yasasin kadim Ulu özgür,TÜRKISTAN.
Lehçelerden ve ağızlardan bahsederken -ce, -çe ekleri kullanılmaz.Farklı milletler varsa, bambaşka bir dil varsa -ce -ca kullanılır Almanca Türkçe...
Kazak bir millet değildir ki Kazakça olsun. Kazakistan Türkçesi denmeli
Kazak Türkü denmeli.
Uygur ayrı bir millet midir ki ayrı bir dili olsun Türkün bir koludur. Uygur Türküdür, dilide Türkçenin bir lehçesidir.
Hüseyin Nihal Atsızın Geri Gelen Mektubundan Sonra Etkilendiğim En Güzel Şiir ve Şarkı
Böyle Bir Sevgiliyi Allah Tüm Türk Kardeşlerime Nasip Eder İnşallah
Turan Kurulsun Bu Hasret Son Bulsun Artık
*****
Selam Uygur Kardaşlarima, Guny Turk Azerbaycandan
Ele bil ke Azerbaycan Türkçəsidir,
Teşekkür ederim yorumunuz için asıl önemli noktaya parmak basmışsınız. Ortada büyük bir müzik olayı var. Gerçekten çok iyi bir ozan ve ülkemizde bilinmemesi resmen suç!
Ercişli Emrah'ın da benzer bir eseri var, 2 mısrası aşağıdaki gibi:
Seherde uğradım ben bir güzele
Dedim sarhoş musun söyledi yoh yoh
Ağ elleri boğum boğum kınalı
Dedim bayram mıdır söyledi yoh yoh
Dedim ala nedin dedi gözümdür
Dedim şeker nedir dedi sözümdür
Dedim alma nedir dedi (y)üzümdür
Dedim öpeyim mi söyledi yoh yoh
Sayın Alperen, Abdurehim Heyit Bey, tamamiyle Uygurdur. Gözleri çok az çekiktir. Ama bu tür çok Uygur vardır. Diğer taraftan Türklerde keskin ırksal özellikler aramak doğru değildir. Türkler tarihin başından beri Avrasya'da yaşayan ve yere ve zamana bağlı olarak yoğunluğu değişse de kısmen Asya'lı kısmen Avrupa'lı özellikler gösteren bir çok halktan oluşur. Ama şaşırmakta haklısınız Çin'de yaşayan akrabalarımız bize beklenenden çok daha fazla benziyor.
-She can represent Uighur State, which was 15 years old when Chinese invaded.
-She can be a real enslaved young Uighur girl.
-She can be the inner conscience of the poet.
-She can be the fate of the man.
-She can be an angel.
The dialogue also is enigmatic and many more senses of interpretation is possible. At a moment young man asks to her if she is afraid. She says no as usual, but adds:
"I have my God".
Dedim nechun qo'rqmassan? Dedi Tangrim bor,
Dedim yanachi? Dedi xalqim bor,
Dedim yana yo'qmi? Dedi ruhim bor,
Dedim shukronmisan? U dedi yo'q, yo'q.
Dedim istak nadur? Dedi gulimdur,
Dedim kurashmoqqa? Dedi yo'limdur,
Dedim o'tkir nema? Dedi qo'limdur,
Dedim sotarmisan? U dedi yo'q, yo'q.
The melody and the singing are very pure and minimalistic. The scenery and the singer contributes to a feeling of serenity. I noticed that I could understand the lyrics. With some effort and help from my friends here and over, I wrote them. To my astonishment they were also very powerful.It tells the history of an imaginary encounter just before the raising of the day, between a young man and a celestial girl. She is only 15. Very beautiful, with eyes of fire, hair of wind, heart of sea etc.
on kere dinledim hala doyamadim
ÇOK GÜZEL BIR TÜRKÜ DiLiNE VE ELLERiNE SAGLIK.
ALMANYA BERLiNDEN UYGUR AGABEYLERiME VE KARDE$LeRiME SELAMLAR
uzun zamandır böyle bir parça dinlememiştim.
Tanrı Türkü, Yine Şahlandıracak,
Kurban olam sesine abi..... azerbaycanli dan salamlar...
Translation to English
Part 3
Dedim: Aya benzer, dedi: Yüzüm mü? / I said: It's seems like moon. She said: Is it my face?
Dedim: Yıldız gibi, dedi: Gözüm mü? / I said: It's like star. She said: Is it my eye?
Dedim: Alev saçar, dedi: Sözüm mü? / I said: It flares. She said: Is It my words?
Dedim: Volkan mısın? O dedi: Yok, yok. / I said: Are you volcano? She said: No no.
Translation to English
Part 8
Dedim: İstek nedir? Dedi: Gülümdür. / I said: What's wish? She said: It's my rose.
Dedim: Savaş var? Dedi: Yolumdur. / I said: There's war. She said: For me.
Dedim: Ötkür nedir? Dedi: Kulumdur. / I said: Who's Ötkür? She said: He's my slave.
Dedim: Satar mısın? O dedi: Yok, yok. / I said: Do you sell him? She said: No no.
Güfte / Lyrics by: Abdurehim Ötkür
Beste ve Seslendiren / Music by and Sing by: Abdürehim Heyit
This is from, Uighur people from the autonomous region of Dogu Turkestan in China (Xinjiang in Chinese). Uighur's have a strong culture and history and they suffer from Chinese colonization. I was first attracted to this song only as a great music. I ignored most about the Uighur's at the time) The music was so powerful, dramatic yet sad but with a rising feeling.
Translation to English
Part 2
Dedim: İsmin nedir? Dedi: Ayhan'dır. / I said: What's your name? She said: It's Ayhan (Moon Khan)
Dedim: Yurdun nere? Dedi: Turfan'dır. / I said: Where is your homeland? She said: It's Turfan.
Dedim: Başındaki? Dedi: Hicrandır. / I said: What's on your head? She said: Separation.
Dedim: Hayran mısın? O dedi: Yok, yok. / I said: Are you lover? She said: No no.
vallahi okadar beğendim ki ilk bulduğumdan bu güne ara ara açıp dinliyorum. paylamış için teşekkürler TÜRKİYEDEN, erzurumlu emrah'ın memleketinden, emrah baba türbesinin aşağı sokağından yani NİKSAR dan selamlar. . .
Translation to English
Part 7
Dedim: Neden korkmazsın? Dedi: Tanrı'm vardır. / I said: Why don't you scared? She said: I have God.
Dedim: Daha başka? Dedi: Halkım vardır. / I said: Else? She said: I have my people.
Dedim: Daha yok mu? Dedi: Ruhum vardır. / I said: Is there else? She said: I have my soul.
Dedim: Şükran duyar mısın? O dedi: Yok, yok. / I said: Are you thankful? She said: No no.
Translation to English
Part 1
Seher vakti gördüm gözümün sultanını; / I saw sultan of my eye when it's dawn
Dedim: Sultan mısın? O dedi: Yok, yok. / I said: Are you sultan? She said: No no.
Gözleri ateş yeri, kolları kınalı; / Her eyes are land of fire, her arms are hennaed
Dedim: Çolpan mısın? O dedi: Yok, yok. / I said: Are you Venus? She said: No no.
Translation to English
Part 4
Dedim: Çatık nedir? Dedi: Kaşımdır. / I said: What's beetle? She said: It's my brows.
Dedim: Siyah dalga nedir? Dedi: Saçımdır. / I said: What's black wave? She said: It's my hair.
Dedim: On beş nedir? Dedi: Yaşımdır. / I said: What's fifteen. She said: It's my age.
Dedim: Canan mısın? O dedi: Yok, yok. / I said: Are you sweetheart? She said: No no.
Bu güzelliği yaşamamıza vesile olan Akildabirlik kardeşime çok teşekkür ederim.
Sorunuz için teşekkürler. Hangi ülke diye sormanız haklı, Biz sadece Uygur şairi olarak tanıtmıştık bu büyük sanatçımızı. Kendisi Doğu Türkistan olarak da bilinen ama günümüzde Çin Halk Cumhuriyetine bağlı Uygur Türk bölgesinde yaşamaktadır. Bu şarkıyı bu bilgi ile dinlemek bazı satır aralarını daha iyi anlamanız için yardımcı olabilir.
Sayın babayörük Ötkür 1923-95 yılları arasında yaşamıştır... Çinde o zamanın baskı altındaki koşullarında Erzurumlu Emrah'tan haberdar olmuş olabilir mi? Bunu bilemiyorum. biz Türkler Erzurumlu Emrah'ın sözlerini kaç yılından itibaren yazıya döktük buna da bakılmalı. Emrahın kaydının geç tarihlerde yapılmış olduğu gösterilirse Ötkür beyin bundan haberdar olamayacağını iddia edebiliriz. Şimdilik ben iki türkünün de daha eski bir ortak formdan beslendiği kanaatindeyim.
about translation
I said , whats scowl ? she said my eyebrow
I said whats black crimp ? said my hair
I said whats 15 ? said my age
I said your in love ? she said no , no
I said whats sea? she said my heart
I said whats beautiful ? said my lip
I said, what's sugar ? said my tongue
I said, may i taste ? she said no no
I said, you are fearless? said i have a god
I said anotherthing ? said, my people
I said Is that all ?said i have a soul
I said,thankfulness for this ? she said no, no
Cem Karaca bu türküyü başka bir ezgi ile 1967 yılında söylemiş. Söyledi Yok Yok. TH-cam'den dinlenebilir.
Translation to English
Part 5
Dedim: Deniz nedir? Dedi: Kalbimdir. / I said: What's sea? She said: It's my heart.
Dedim: Rana nedir? Dedi: Dudağımdır. / I said: What's beauty? She said: It's my lip.
Dedim: Şeker nedir? Dedi: Dilimdir. / I said: What's sugar? It's my tounge.
Dedim: Ver ağzıma. O dedi: Yok, yok. / I said: Give it to my mounth. She said: No no.
AĞZINA SAĞLIK TÜRKİYE TÜRKLERİ SİZİNLE İNŞALLAH ELİNDEKİ SAZ F32 BOMBARDIMAN UÇAĞINDAN DAHA ETKİLİ YÜCE RABBİME EMANETSİN ÖZ KARDAŞIM ALLAH SENİN GİBİ KARDEŞLERİMİZİN NESLİNİ ÇOĞALTSIN TÜRKİYEDEN SELAMLAR TURANA ADIM ADIM İNŞALLAH
Bu 1980lerden sonra yapılmış plaktır, 1990 lar sonu hatta2000 senesi başlarına denk geliyor. Abdurhim Ötkür vefat edeli en fazla 15 sene olmuştur. Bu Türkünün sözü Anadolu'dan gelmiş olmadı da doğal . 1980sonrası 1995'e kadar Doğu Türkistanda Uygurlar arasında özüne dönüş akımı oldu, o sırada Azerbeycan Türkiye Türkistan coğrafiyesinden yani Özbek ,kırgız Kazak gibi kardeşlerimiz ile kültür alışverişi oldu.
The young man asks questions to her, she is enigmatic and says "yok" most of the time ("no" in an existential sense) . It is like an impossible love. But this is only a metaphor. To my thinking in this song there is many levels of meaning. Poetically this is so huge! She says that her jewels are made of chains her crown made of sorrow, her love of death.
-This girl could be the Lunar Goddess from the pre-islamic religion of the Turks. She is named Ayhan. She has cosmic bodily features.
Sağlam söylüyo bee....
Cok etkileyeci, emegi gecenlere sonsuz tesekkürler.
Çeviride şöyle bir sıkıntı var. Ay okşar değil, aya okşar olacak. Okşamak ise benzemek anlamında kullanılmaktadır. Dolayısıyla "dedim aya benzer, dedi yüzüm mü?" olacak.
Abdurehim Otkur was well-known for speaking out against the Chinese colonialism in East Turkistan in his poems through symbolism. Uyghurs including girls have been frequently jailed, some executed for speaking out against the Chinese rule. When Chinese execute some one, they usually parade him/her on the streets in chains and handcuffs right before the execution to scare others. This song brings to mind the image of a girl paraded to death for loving her homeland and people.
Bu arada sağolun varolun aktarma terimini aklımıza getirdiğiniz için . Son derece haklısınız tercüme iki farklı dil arasında olur. Türkçe ile Uygurca diye iki ayrı dil yok . Bunlar aynı dilin lehçeleri. Yapmaya çalıştığımız bir lehçeden diğerine aktarma ya da uyarlama. Bu da zaten kelimelerin çok azında gerekiyor. Tercüme kelimesini cehaleten kullanmış olduk özür diliyorum.
Haklısınız, doğrusu sizin dediğiniz gibidir. Yorumunuz için teşekkür ederim.
It is always possible that as true great artists always do, Ötkür or Heyit , in composing the song or writing the poem, chose to incorporate some old fragments of tune and poems in their work. It is must fortunate for this purpose, because the song itself has such historical importance.
Mükemmel şiir, sizde iyi çevirmişsiniz arkadaşlar. Eskişehir'den selam.
geçen ün üniversitenin nevruzla ilgili konferansında bi hoca dinletmişti bu türküyü azeri özbek ve uygur türklerinin nevruz gelenekleri anlatmışlardı yorumlarda bahsedildiği gibi türklük bulunduğu ortama ve islamdan sonra değişiklere uğrasa bile genel olarak anane ve gelenekler bölgelere göre az da olsa değişmiş ama geneli aynı kökendir uygur türkleri büyük göçte türkiyede karadeniz bölgesinde yerleşmişler diye duymuştum bi hocam anlatmıştı
Translation to English
Part 6
Dedim: Zincir vardır, dedi: Boynumda. / I said: There's chain. She said: On my neck.
Dedim: Ölüm vardır, dedi: Yolumda. / I said: There is death. She said: For me.
Dedim: Bilezik? Dedi: Kolumda. / I said: Bracelet? She said: On my wrists.
Dedim: Korkar mısın? O dedi: Yok, yok. / I said: Are you scared? She said: No no.
Dedim qiyoq nadur? Dedi qoshimdur,
Dedim qunduz nadur? dedi sochimdur
Dedim o'n besh nadur? dedi yoshimdur
Dedim jononmusan? u dedi yoq yoq
Dedim dengiz nadur? dedi qalbimdur
Dedim rano nadur? dedi levimdur
Dedim shekar nadur? dedi tilimdur
Dedim bir og'zima? u dedi yoq yoq
Dedim zanjir turor, dedi bo'ynumda
Dedim o'lum bordur, dedi yo'lumda
Dedim bilazukchu? dedi qo'lumda,
Dedim qo'rqormusan? u dedi yoq yoq
Muhteşem bir ses ve yorum. Şiir Erzurumlu Emrah veya Karacaoğlan'dan izler taşıyor. .
Touching soul .
Ah turan elleri!
In Erçişli version the song ends in similar way: "In my (love?) there is death... He asks who is Erçisli, she says my arm, he asks would u betray it, she says no" Ercişli Emrah is from 17th century. The story goes saying that he loves a girl named Selvihan. The girl is abducted by Persian bandits and offered to Iranian Shah as a gift. So a poem of nearly similar wording was a bout a real love affair, was about a real girl kidnapped and enslaved but which would not betray his lover
Sadece ana hatları ile yetinmek istemeyenler için ekledik alt yazıları.Bu tür yerler çok değil ama bazı yerleri anlamak için alt yazı olmadan iki üç kere dinlemek gerekebilirdi.
Sabahtan uğradım ben bir fidana
Dedim mahmur musun dedi ki yok yok
Ak elleri boğum boğum kınalı
Dedim bayram mıdır dedi ki yok yok
Dedim inci nedir dedi dişimdir
Dedim kalem nedir dedi kaşımdır
Dedim on beş nedir dedi yaşımdır
Dedim daha var mı dedi ki yok yok
Dedim ölüm vardır dedi aynımda
Dedim zulüm vardır dedi boynumda
Dedim gül memeler dedi koynumda
Dedim ver ağzıma dedi ki yok yok
Dedim Erzurum nedir dedi ilimdir
Dedim gider misin dedi yolumdur
Dedim Emrah nendir dedi kulumdur
zaten muqam müziği mugam müziği aynı kökenden geliyor. türkiye'de buna "türk san'at musikisi" diyorlar. böyle ortak noktaları keşfetmek çok heyecan verici. bu demektir ki biz uygurlar'ın karluklar' ın devamıyız. tacik iran kültüründen de ekilenmişiz. ancak, türkiye' de perde düzeni farklı gözüküyor. youtube olmasa bunlardan bihaber olacağız...
Katkılarınız için çok teşekkürler
Cok ilginç bir nokta yakaladınız. İnternetten sayenizde ben de ulaştım. Bu iki şiir arasında benzerlik gerçekten var. Muhtemelen çok eski bir orjinalden bağımsız olarak esinlenmişlerdir.
Türk okurlardan alternatif çeviri örnekleri için yorumların sonuna kadar inmelerini rica ediyoruz.
teşekkür ederim, paylaştığınız için:)
(Indeed Ercişli Emrah has similar lines. Ötkür wrote this poem probably at the first half of the century. He could not possibly know Emrah. Even in turkey Emrah is not recorded until late. This must be a very old oral tradition which lived in our cultural tradition and which is not lost. It emerges in China, in Turkey or in some other place from the darkness of the history.
The melodic structure and overall finish of the song is economical and at the same time offering a very strong intensity. This purity of style could not be achieved with one man and with one generation. To my eyes this is another sign of a very old tradition. It must be a special thing, perfected, transferred, maintained and coming to us right from the antiquity. It is no other way possible.
dostum uygur halkında da çekik gözlü ve bizim gibi olanlarda var.
Çok güzel olmuş arkadaşlar, Eskişehir'den selam.
Cem Karaca - Söyledi Yok Yok
TH-cam'den dinlenebilir. Yaşar Kurt da söylemiş.
uygurların orhun yazıtlarındaki adları dokuz oğuzdur. yan uygurlar da oğuzdur, türkiye türklerine benzemeleri çok normaldir.
bu kaçıncı dinleyişim sayan yok ki zaten
I did not attempt to translate directly because any translation would be choosing only one aspects of this incredibly complex yet simple poem.
The structure and the form of the poem is very antique. Just remember: "I asked to yellow flower" from Yunus Emre 1000 thousands year ago. And here one of our friends pointed to another song of similar aspect.
A slight modification: Tengri göl is a crescent shaped sacred lake. Probably the origin of Turkish flag. The lake in question should be Tianchi (paradise) lake: which is in God Mountains .
In interpreting this song I highly recommend to take into account of this alternative aproach.
Tercüme için çok teşekkrürler. arada dinliyordum fakat anlamını bilmiyordum :)
Türkler Türkçe konuşun birbirinizle .
Sayin Kıpçak Emrah ile olan ilişkinin farkındayız. Yorumlarda tartışılmıştı. Bu akademik bir araştırmadır. Ötkür "bir şairi taklid" ibaresi ile bir öykünme olduğunu belirtmiş. 1948de Çin'de Emraha ulaşabileceği bir yayın olduğunu teyid edemiyoruz. İki şairin de etkilendiği daha eski ortak bir şiir olabileceği ihtimali açık kalıyor. Yani Emrah ve Ötkür ortak geleneği kendi diyarlarında sürdürüyor olabilir. Şu an için bir karar verilemedi. (Konuyu Prof Dr. H. Cengel Kasapoğlu ile de tartışmıştık)
Verdigin bilgiler icin tesekkurler Akildabirlik, emegine saglik. Bu beste cidden cok etkileyici. Fakan Tengri Göl'ünün hilale benzedigini pek goremedim, Google'daki resimlerden bir sey anlasilmiyor ne yazik ki...
Bu ki eynən azəri türkçəsidir! Hətta şeirin üslubu da!
Nimedigen yaxshi nazsha bu, anglap toymidim. Mening püyün harghinlighimi aldı l,likin chongqur oygha saldı.
Altyazıda Çolpan için Kutup Yıldızı yazılmış. Düzeltme olanağınız varsa düzeltin lütfen. Çolpan Venüs'tür.
Hocam Ötkür söz yazarının soyadıdır. Son dizede geçmesi de bir nevi imzadır. Ayrıca şiirde bilezik diye geçen şeyden kasıt sanırım kelepçedir.
As a bold hypothesis I can think that this song could me a remnant of shamanistic liturgy. The (asked-answered) form and the music makes me think in this sense. The similar Yunus Emre song is for example sung in funerals. I do not say that the song is only that. It is one of the possible ingredients. Probably this song is sung in an ancient sacred place. It is the shores of the Lac of God. (Tanrı gölü). You would wonder why Lac of God. Because it is such an heavenly place. Just gogle it.
Sevgili arkadaşım. Sorun değil. Ben sizlerden gelen yorumları katkı olarak algılıyorum. Şimdilik çeviri ile ilgili gelen önerileri aynen yayınlıyorum. Daha sonra bunları alt yazı da birleştirebilirsem ne mutlu bana.
Cok ama cok güzel ağzına sağlık
For English speaking readers I include below a text on this song. Please note that my views are just personal opinions. Any contribution to this topic is welcome.
Hocam Ötkür söz yazarının soyadıdır. Son dizede geçmesi de bir nevi imzadır.
Dikkat çektiğiniz için ayrıca teşekkür ederiz . 1948 ten önce yapılmış bir plak olduğunu okurlarımızdan biri teyid ederse Emrah etkisi tezi ağırlık kazanır. Emrahın Divanı yayınlanmış sadece o tarihten önce ama oradakiler aruz vezni ile olan eserler. Bir meraklı okurumuz ilgilenirse belki o cihetten de bir bilgi gelir. son olarak Doğu Türkistan'daki yayınları taramak ilginç olur. Bu konuda da bir Uygur kardeşimizin yardımına muhtacız.
@GunahkarTV
Tercüme için sizlerden yardım istemiştik zaten çünkü bazı noktalarda bizim de kuşkularımız oldu. Biz derken bir iki Türk ve Uygur kardeşimiz bir araya gelip çevirdik. Dediğimiz gibi hangi kelimede sıkıntı varsa lütfen bize iletin. Bu bir şiir olduğu için sanatsal sıkıntılar da olabilir tercümede. Elbirliğiyle alt yazıyı mükemmel hale getirelim.
sevdigim şarki...
eline emeğine sağlık yükleyen gardaşım
Notes:
I also noticed that in the middle of the song, the goddes says that her arms are marked for sacrifice. "Kınalı", this is rather equivoque with the fact that her arms become, the poet in the end (or the pen, may be both).
I explained this song in a liberal way as I feel it. I tried to remain true to my feelings but please consider that this could be also insufficient or erroneous due to my lack of knowledge.
I add a general explication in English for this song . I hope it will answer your question too
Haklısınız ama burada merak ettiğimiz bağlantı 1948 yılından önce olmalıdır. Emrahla ilgili Türkiyede üretilmiş belgeler hep sonraki tarihlerde. Sadece aruz ile yazdığı eserler önceki tarihte yayınlanmış. Şu anki bilgilerime göre ifade ediyorum tabii yeni bulgular olabilir. Emrahın o eserini de taramak gerekiyor. Belki aruz vezni ile olan şiirlerinden bir başkası esin kaynağı olmuştur. Bu konuda bir şeyler bulursak paylaşalım.
naxsha naxshidak naxsha ... naxshini eytqan senetchimu senetchidek senetchi
Please scroll back our lengthy comments. I provided an informal traduction and explication of this song sometimes ago in english.
ötkir keskin anlamında olması gerek
neye alt yazılı veriyonki zaten anlıyoruz ana hatları..güzel emeğine sağlık
Allah'ina Kurban.
Harika
Absolute hero.
Dedim Erzurum nen, dedi ilimdir
Dedim gider misin, dedi yolumdur
Dedim Emrah nedir, dedi kulumdur
Dedim satar mısın, söyledi yok yok
Erzurumlu Emrah
Thanks a lot
Alper Bey Uygurca diye ayrı bir dil yok , Uygurca kelimesini bazen ben de hatalı olarak kullandım. Uyarınız da haklılık payı var. Burada bazı arkadaşlarımız daha uyarmıştı. Doğrusu Uygur türkçesi demektir. Biz de Anadolu Türkçesi konuşuyoruz.
tBenim hatamdı. Düzelltim. Dikatimi çektiğiniz için teşekkürler.
But even this word "god " is not only just a "God". Just think it as something higher.
In a culminating melodic final, the young man asks his own name: "Ötkur". Who he is? She says: "he is my arm". (Friends here said that it could mean also the pen of the poet) He asks "would u betray it" (give it)? She says "no". The song ends there abruptly.