𐙚 𝑌𝑎𝑙𝑛ı𝑧𝑐𝑎 𝑘𝑢𝑟𝑔𝑢𝑑𝑎𝑛 𝑖𝑏𝑎𝑟𝑒𝑡𝑡𝑖𝑟. “𝗠𝗮𝗳𝘆𝗮 𝗜̇𝗹𝗲 𝗔𝗻𝗹𝗮𝘀̧𝗺𝗮𝗹ı 𝗘𝘃𝗹𝗶𝗹𝗶𝗸” ✩ 𝘑𝘦𝘰𝘯 𝘑𝘶𝘯𝘨𝘬𝘰𝘰𝘬 𝟤𝟩 ⋆ 𝘒𝘢𝘯𝘨 𝘌𝘶𝘯 𝟤𝟥 ✩ Eun, her zamanki gibi akşam vardiyasına geçerken içi huzursuzdu. Kardeşinin hastalık durumunun her geçen gün kötüleşmesi, hayatını daha da zorlaştırıyordu. Bu yüzden, kafe işinden sonra, ek iş olarak bara geçmek zorundaydı. Burada da geçim sıkıntısına çare bulmaya çalışıyordu. Geceleri, alkollü içkilerle çevrili masaların arasında kayboluyor, ama içindeki boşluk git gide büyüyordu. Bara girdiğinde, etrafındaki tüm gürültü ve karışıklığa rağmen bir şey farklıydı. Karanlık köşede yalnızca tek bir adam vardı. Adı Jeon Jungkook'tu. Onun bakışları her zamanki gibi soğuk, ama bir o kadar derindi. Sanki her hareketini izliyordu. İçindeki huzursuzluğu hissetti. O gözler... her zaman oradaydı, ama o gün, Eun’un fark ettiği bir şey vardı: Jungkook gerçekten onu izliyordu. Eun, masasına geçip işine koyuldu. Jungkook ise gözlerini hiç ondan ayırmadan, gözlerinde karanlık bir boşlukla sessizce beklemeye devam etti. Günler geçtikçe, Jungkook akşamları aynı saatte bara gelmeye başladı. Her akşam, masasına oturuyor, birkaç kadeh içerken gözleriyle Eun'u izliyordu. Eun, başta fark etmiyor gibi davransa da, içinde büyüyen rahatsızlık artık dayanılamaz hale gelmişti. Bir akşam, Jungkook aniden onun yanına oturdu. Sessizce baktı ve “Beni tanımıyor olabilirsin,” dedi. “Ama kardeşinin durumundan haberim var.” Eun, korkuyla gözlerini ondan kaçırarak, “Ne diyorsunuz?” dedi, sesi titriyordu. “Nasıl biliyorsunuz?” Jungkook, sessizce bir süre ona baktı. Sonra kararlı bir şekilde konuştu: “Kardeşinin tedavi masraflarını karşılayabilirim. Ama bunun karşılığında, benimle evleneceksin.” Eun’un kalbi çarpmaya başladı. “Evlenmek... Bir anlaşma üzerine mi?” dedi, sesi neredeyse bir fısıldamaya dönüşmüştü. “Sadece para için...” “Evet,” dedi Jungkook. “Ama bu anlaşma senin için de bir çözüm olabilir. Kardeşinin tedavi masraflarını ben karşılarım.” Eun, kafasını elleriyle tutarak düşündü. Kardeşinin hayatı her şeyden daha değerliydi. Ancak, bir adamla evlenmek, sadece para için... Ruhunda bir yara açılıyordu. Ama başka bir yol yoktu, çaresizdi. “Tamam,” dedi Eun, sonunda. “Kardeşim için her şeyi göze alırım.” Jungkook, soğukkanlı bir şekilde başını sallayarak, “Bu bir anlaşma. Başka bir şey değil.” dedi. Gözlerinde herhangi bir duygu yoktu, sadece kesin bir kararlılık vardı. - Evlilik, yalnızca bir sözleşme gibi başlamıştı. Jungkook, Eun’a neredeyse hiç yaklaşmıyordu. Sadece geceleri, bazen sessizce evlerine gelir, ona tek bir kelime bile söylemeden geçip giderdi. Eun, başından beri bu ilişkinin ne kadar soğuk ve mesafeli olduğunu hissediyordu. Ama zamanla, ikisinin de birbirine karşı hisleri değişmeye başlamıştı. Bir akşam, Jungkook aniden Eun’un karşısında oturdu. Uzun bir süre sessiz kaldılar, ama sonunda Jungkook, içindeki duyguyu dışa vurmak zorunda hissetti. “Eun,” dedi, “Bir şey sorabilir miyim? Neden bana bu kadar mesafeli duruyorsun? Neden her seferinde bir adım bile yaklaşmıyorsun?” Eun, gözleri dolmuş şekilde, derin bir nefes aldı. “Çünkü, güvenmek... bana her zaman tehlike gibi geldi. Ve ben kimseye güvenmeye cesaret edemiyorum. Her şeyim, her parçam kaybolmuşken, kendime bile güvenemiyorum.” Jungkook, dikkatle bakarak, “Evet, biliyorum.” dedi. “Ama ben de... sana güvenmek istiyorum. Belki de, birbirimize güvenerek, bazı şeyleri değiştirebiliriz.” Eun, bu sözleri duyunca kalbi yerinden çıkacak gibi oldu. “Bunu... nasıl başarabiliriz?” dedi, sesindeki titremeyi fark etmeden. Jungkook yavaşça başını sallayarak, “İkimiz de... acılarımızı kabul edersek, belki birbirimize daha yakın olabiliriz.” dedi. Zaman geçtikçe, aralarındaki soğuk mesafe, birbirlerine daha yakın olmalarıyla erimeye başladı. Jungkook, geçmişiyle ilgili pek çok şeyden bahsetmeye başladı. Annesini kaybetmişti, babasıyla yaşadığı karanlık günleri anlatırken gözlerinde derin bir hüzün vardı. Eun, onun içindeki boşluğu gördükçe, ona karşı hisleri değişmeye başladı. Onun yaralarını görüp anladıkça, yalnızca bir anlaşma olan bu evlilik, zamanla çok daha fazlasına dönüştü. Bir gün, Jungkook, Eun’un yanına yaklaşarak, “Gerçekten, bana güveniyor musun?” diye sordu. “Çünkü ben, senin içindeki karanlığı görmek istiyorum. Sadece senin değil, kendi içimdeki karanlıkla yüzleşmek istiyorum.” Eun, başını eğerek, uzun bir süre sessiz kaldı. Sonra, zor bir nefes alarak, “Sanırım... artık güvenebilirim. Ama bunu birlikte yapmak zorundayız. Bu zor olacak.” Jungkook, hafifçe gülümsedi. “O zaman birlikte başarabiliriz.” - Eun ve Jungkook, artık birbirlerine tam anlamıyla güveniyordu. Aralarındaki bağ, yalnızca bir anlaşma değil, gerçekten birbirlerini anlamaktan kaynaklanıyordu. Her iki taraf da duygularını açtıkça, birbirlerine daha yakın oldular. Jungkook, Eun’a olan hislerini anlatırken, Eun da ona kalbini açtı. Bir akşam, Jungkook, Eun’a bakarak, “Bunu gerçekten başarabilir miyiz? Birlikte, gerçekten güçlü bir bağ kurabilir miyiz?” diye sordu. Eun, başını eğerek, “Evet, ama sadece birbirimize güvenerek. Birlikte... her şeyi değiştirebiliriz.” dedi. Jungkook, gülümsedi. “O zaman birlikte olacağız,” dedi, “Her şeyin ötesinde, birlikte.” Eun ve Jungkook, başlangıçta sadece bir anlaşma için evlenmişken, zamanla birbirlerine açıldılar ve gerçekten güvenmeye başladılar. Geçmişlerinin acılarını birlikte aşarak, birbirlerine sımsıkı bağlandılar. Aralarındaki soğuk mesafe kaybolmuş, yerini gerçek bir ilişki almıştı. Zamanla birbirlerine sadece eş değil, hayat arkadaşı olmuşlardı. ༯ 𝓢𝓞𝓝 ༯
𐙚 𝑌𝑎𝑙𝑛ı𝑧𝑐𝑎 𝑘𝑢𝑟𝑔𝑢𝑑𝑎𝑛 𝑖𝑏𝑎𝑟𝑒𝑡𝑡𝑖𝑟.
“𝗠𝗮𝗳𝘆𝗮 𝗜̇𝗹𝗲 𝗔𝗻𝗹𝗮𝘀̧𝗺𝗮𝗹ı 𝗘𝘃𝗹𝗶𝗹𝗶𝗸”
✩ 𝘑𝘦𝘰𝘯 𝘑𝘶𝘯𝘨𝘬𝘰𝘰𝘬 𝟤𝟩 ⋆ 𝘒𝘢𝘯𝘨 𝘌𝘶𝘯 𝟤𝟥 ✩
Eun, her zamanki gibi akşam vardiyasına geçerken içi huzursuzdu. Kardeşinin hastalık durumunun her geçen gün kötüleşmesi, hayatını daha da zorlaştırıyordu. Bu yüzden, kafe işinden sonra, ek iş olarak bara geçmek zorundaydı. Burada da geçim sıkıntısına çare bulmaya çalışıyordu. Geceleri, alkollü içkilerle çevrili masaların arasında kayboluyor, ama içindeki boşluk git gide büyüyordu.
Bara girdiğinde, etrafındaki tüm gürültü ve karışıklığa rağmen bir şey farklıydı. Karanlık köşede yalnızca tek bir adam vardı. Adı Jeon Jungkook'tu. Onun bakışları her zamanki gibi soğuk, ama bir o kadar derindi. Sanki her hareketini izliyordu. İçindeki huzursuzluğu hissetti. O gözler... her zaman oradaydı, ama o gün, Eun’un fark ettiği bir şey vardı: Jungkook gerçekten onu izliyordu.
Eun, masasına geçip işine koyuldu. Jungkook ise gözlerini hiç ondan ayırmadan, gözlerinde karanlık bir boşlukla sessizce beklemeye devam etti.
Günler geçtikçe, Jungkook akşamları aynı saatte bara gelmeye başladı. Her akşam, masasına oturuyor, birkaç kadeh içerken gözleriyle Eun'u izliyordu. Eun, başta fark etmiyor gibi davransa da, içinde büyüyen rahatsızlık artık dayanılamaz hale gelmişti.
Bir akşam, Jungkook aniden onun yanına oturdu. Sessizce baktı ve “Beni tanımıyor olabilirsin,” dedi. “Ama kardeşinin durumundan haberim var.”
Eun, korkuyla gözlerini ondan kaçırarak, “Ne diyorsunuz?” dedi, sesi titriyordu. “Nasıl biliyorsunuz?”
Jungkook, sessizce bir süre ona baktı. Sonra kararlı bir şekilde konuştu: “Kardeşinin tedavi masraflarını karşılayabilirim. Ama bunun karşılığında, benimle evleneceksin.”
Eun’un kalbi çarpmaya başladı. “Evlenmek... Bir anlaşma üzerine mi?” dedi, sesi neredeyse bir fısıldamaya dönüşmüştü. “Sadece para için...”
“Evet,” dedi Jungkook. “Ama bu anlaşma senin için de bir çözüm olabilir. Kardeşinin tedavi masraflarını ben karşılarım.”
Eun, kafasını elleriyle tutarak düşündü. Kardeşinin hayatı her şeyden daha değerliydi. Ancak, bir adamla evlenmek, sadece para için... Ruhunda bir yara açılıyordu. Ama başka bir yol yoktu, çaresizdi.
“Tamam,” dedi Eun, sonunda. “Kardeşim için her şeyi göze alırım.”
Jungkook, soğukkanlı bir şekilde başını sallayarak, “Bu bir anlaşma. Başka bir şey değil.” dedi. Gözlerinde herhangi bir duygu yoktu, sadece kesin bir kararlılık vardı.
-
Evlilik, yalnızca bir sözleşme gibi başlamıştı. Jungkook, Eun’a neredeyse hiç yaklaşmıyordu. Sadece geceleri, bazen sessizce evlerine gelir, ona tek bir kelime bile söylemeden geçip giderdi. Eun, başından beri bu ilişkinin ne kadar soğuk ve mesafeli olduğunu hissediyordu. Ama zamanla, ikisinin de birbirine karşı hisleri değişmeye başlamıştı.
Bir akşam, Jungkook aniden Eun’un karşısında oturdu. Uzun bir süre sessiz kaldılar, ama sonunda Jungkook, içindeki duyguyu dışa vurmak zorunda hissetti.
“Eun,” dedi, “Bir şey sorabilir miyim? Neden bana bu kadar mesafeli duruyorsun? Neden her seferinde bir adım bile yaklaşmıyorsun?”
Eun, gözleri dolmuş şekilde, derin bir nefes aldı. “Çünkü, güvenmek... bana her zaman tehlike gibi geldi. Ve ben kimseye güvenmeye cesaret edemiyorum. Her şeyim, her parçam kaybolmuşken, kendime bile güvenemiyorum.”
Jungkook, dikkatle bakarak, “Evet, biliyorum.” dedi. “Ama ben de... sana güvenmek istiyorum. Belki de, birbirimize güvenerek, bazı şeyleri değiştirebiliriz.”
Eun, bu sözleri duyunca kalbi yerinden çıkacak gibi oldu. “Bunu... nasıl başarabiliriz?” dedi, sesindeki titremeyi fark etmeden.
Jungkook yavaşça başını sallayarak, “İkimiz de... acılarımızı kabul edersek, belki birbirimize daha yakın olabiliriz.” dedi.
Zaman geçtikçe, aralarındaki soğuk mesafe, birbirlerine daha yakın olmalarıyla erimeye başladı. Jungkook, geçmişiyle ilgili pek çok şeyden bahsetmeye başladı. Annesini kaybetmişti, babasıyla yaşadığı karanlık günleri anlatırken gözlerinde derin bir hüzün vardı.
Eun, onun içindeki boşluğu gördükçe, ona karşı hisleri değişmeye başladı. Onun yaralarını görüp anladıkça, yalnızca bir anlaşma olan bu evlilik, zamanla çok daha fazlasına dönüştü.
Bir gün, Jungkook, Eun’un yanına yaklaşarak, “Gerçekten, bana güveniyor musun?” diye sordu. “Çünkü ben, senin içindeki karanlığı görmek istiyorum. Sadece senin değil, kendi içimdeki karanlıkla yüzleşmek istiyorum.”
Eun, başını eğerek, uzun bir süre sessiz kaldı. Sonra, zor bir nefes alarak, “Sanırım... artık güvenebilirim. Ama bunu birlikte yapmak zorundayız. Bu zor olacak.”
Jungkook, hafifçe gülümsedi. “O zaman birlikte başarabiliriz.”
-
Eun ve Jungkook, artık birbirlerine tam anlamıyla güveniyordu. Aralarındaki bağ, yalnızca bir anlaşma değil, gerçekten birbirlerini anlamaktan kaynaklanıyordu. Her iki taraf da duygularını açtıkça, birbirlerine daha yakın oldular. Jungkook, Eun’a olan hislerini anlatırken, Eun da ona kalbini açtı.
Bir akşam, Jungkook, Eun’a bakarak, “Bunu gerçekten başarabilir miyiz? Birlikte, gerçekten güçlü bir bağ kurabilir miyiz?” diye sordu.
Eun, başını eğerek, “Evet, ama sadece birbirimize güvenerek. Birlikte... her şeyi değiştirebiliriz.” dedi.
Jungkook, gülümsedi. “O zaman birlikte olacağız,” dedi, “Her şeyin ötesinde, birlikte.”
Eun ve Jungkook, başlangıçta sadece bir anlaşma için evlenmişken, zamanla birbirlerine açıldılar ve gerçekten güvenmeye başladılar. Geçmişlerinin acılarını birlikte aşarak, birbirlerine sımsıkı bağlandılar. Aralarındaki soğuk mesafe kaybolmuş, yerini gerçek bir ilişki almıştı. Zamanla birbirlerine sadece eş değil, hayat arkadaşı olmuşlardı.
༯ 𝓢𝓞𝓝 ༯
çok güzel olmuşş ellerine sağlık🪐💜
@@jeon_bunny_9.7 Çok teşekkür ederim💓
Çok güzel çok tatlı ve çok olağanüstü ❤❤❤❤❤❤❤❤❤
Ayy çokgüzelll
çox gözəl muq ❤
Aninda burdayimm
Oyyyy🩷🎉🎉