Habertürk TV TH-cam hesabına “Abone” olarak, güncel haberleri ve tarafsız yorumları takip edebilirsiniz. Bağlantıya tıklayarak “Habertürk TV” TH-cam hesabına abone olabilirsiniz. hbr.tk/QNhqSs
Nacizane fikrim olarak, bunun nedeni Enis Doko nun kendi icinde tutarli ve oturmus bir inanc sistemi olmasi, diger tarafta Tufan beyin ise hala bir arayis icinde olmasi olarak yorumladim.
Valla güzel soru sordu Tufan bey. Kötülük yapmanın ahlaka aykırı olması örneğini, nesnel ahlakın dinle temellendirilmesinin zorunlu olduğu görüşü yönünden ele alırsak, eğer ahlakı Tanrı belirliyorsa, başka türlü de belirleyebilirdi. Mesela “adaletsizlik iyi birşeydir” diyebilirdi. Bunu demesi beklenemezdi, demekki ahlak zaten hep vardı, kötülük de vardı ve Tanrı burada iyilik, adalet ve merhamet gibi ahlaki durumları yükümlü kıldı?
Ahlak dünyevi yani sekülerdir. Davranışsal ve toplumsaldır. Ayrıca sezgileri kabul etmek ahlakı dinle temellendirmeyi gerektirmez. Sezgi ile anlatılan şey empatidir.
İlke planında bir evrensellikten bahsedebiliriz de, konu bu ilkelerin hayata geçirilmesi olduğunda aynı evrensellikten bahsetmek mümkün mü? Adaletin, insan öldürmenin, hırsızlığın farklı farklı tezahürleri olabilmekte ve toplumlar bunları farklı farklı kategorize edip değerlendirilmektedirler. Dolayısıyla burada mühim olan şeyin ilkelerden ziyade, bu ilkelerin hayata geçirilmesinde bir evrenselliğin olmasıdır, böyle bir evrensellikten de bahsetmek mümkün görünmüyor.
Moderatörü çok aradınız mı, konuşmaları bölmesi ve soruları sanki ilkokul müsameresi yönetiyor gibi. İki tane felsefe hocası davet edip sonra adamları evet mi hayır mı, bu mu doğru yoksa şu mu, sorduğum kavramı tanımla tarzı yönetmek nedir?
Tufan Bey'in bahsettiği argümanları kendi kişisel meselesi haline getirdiği izlenimi uyandı bende. Enis Bey daha çok inancına uygun argümanlar doğrultusunda fikir üretmiş gibi.
Tufan Bey, ahlakın kaynağı Allah'tır fikrini çürütmek için örfi ve hukuki yanlış uygulamaları öne sürüyor. "Ben inançsızım o yüzden doğru olsa bile Allah'a bağlamak istemiyorum." dememek için laf cambazlığı yapıyor.
Evet cunku o zamanki kadinin konumunu goze alarak ahlakli bulmamamiz icin bir neden yok. Cariye almak kisinin rizasina baglidir. Cariye alip ahlaksiz bir sekilde davranmak o kisinin ahlakina bagli.
Savaş ahlakiyse cariye almak da ahlaki. Savaş yoksa cariye almak ahlaki değil. Ek bilgi: Cariyenin maddi hayat koşulları günümüzdeki birçok fabrika/maden işçilerinden daha iyidir.
Enis hocanın argümanları bana felsefe değil dogmatizm gibi geldi. Tufan hoca da kendince mantıklı düşünmeye çalışıyor fakat akademik felsefenin dar kalıplarına bağlı kaldığı için cevap üretmekte zorluk çekiyor. Enis hoca ısrarla sezgi diyor. Nedir bu sezgi? Kimin sezgisi? İnsanların. Bütünün mü? Çoğunluğun ya da ideal olanın demek istiyor. Yani kalem yazabiliyorsa kalemdir gibi bir mantık. Yani o sezgiler bozuk değilse ya da tırnak içinde idealse ya da işlev gösteriyorsa sezgi olarak kabul edilip, öbürleri istisna diyerek geçiliyor. Nesnel ahlaka sezgiyle varıyor ama sezginin kendisi nesnel değil. Enis hoca Aristo döneminde olsa köleliğin sezgilere ne kadar da uyumlu olduğunu söyleyecekti. Bugün yaşadığı için tersinin sezgilere uygun olduğunu söylüyor. Çünkü köleliğin iyi veya kötü olduğunu sezgiler değil toplumsal koşullar belirledi. Sanayi devrimi olunca birden sezgiler değişiverdi. Sezgiler gökten inmiyor, yaşanmışlıkla ortaya çıkıyor. Sezgi çoğunluk ya da ideal olansa o zamanın ideali kölelikti. Kölelik ihtiyaca hitap ediyordu şu an etmiyor, sezginin bir belirleyiciliği yok görüldüğü üzere. Ama ısrarla sezgiye odaklanıp ve bunu sorgulanamaz kılmaya çalışıp 2+2 4'tür mantığına bürümeye çalışıyor ve buna felsefe diyor. Sezgi ile ahlak ortaya koymakla dünya yuvarlaktır demenin farkı da burda ortaya çıkıyor. Sezgiyi oluşturan koşullar ihtiyaca göre olduğu için öznel olurken dünya bizim ihtiyacımıza göre olmadığı için nesneldir. Adaleti şunu bunu savunmak için nesnel olması da gerekmez. İnsanın ihtiyacı ya da ideal olana göre gene savunulabilinir. Peki bunun doğru olduğunu nerden biliyorsun? Doğru olması diye bir şeyden ziyade ihtiyacım buysa bunu savunurum. Karşıdakilerin de ihtiyacı buysa bunu kabul eder, değilse etmez olay budur.
Son olarak eklemek istedigimKuranda baysedildiği gibi Tanri Ademe kim olması gerektigini ve çevreden yararlanmasi gerektigini öğretir. Yani güzel bi örnek aslinda ahlaka da
Habertürk TV TH-cam hesabına “Abone” olarak, güncel haberleri ve tarafsız yorumları takip edebilirsiniz. Bağlantıya tıklayarak “Habertürk TV” TH-cam hesabına abone olabilirsiniz. hbr.tk/QNhqSs
İkisi de zeki, ikisi de ahlaklı, ikisi de vicdanlı... Fakat inançları farklı, olur öyle :)
Tufan Kıymaz Hocam’a ve Enis Doko Hocam’a teşekkürler 🙏🏻
Uygarlığımıza ikisinin de gorüșlerinin katkısı çok fazla…
Enis hocamı tv de görmek muazzam
Konuklar şahane, iyi program oldu tebrikler
Gözlüklerin camını silince:
Berat vs Cemre
Tufan hoca zekası ve aklıyla çok farklı.
Çok seviyeli,karşılıklı saygıya dayanan harika bir program olmuş.Teşekkürler !
Hiç kimse:
Enis Hoca: Tanrı'nın doğası
Tufan hocayı da enes hocayı da çok severim. İkiside inançlarında samimi olan kişiler ve gerçekten inandığı için inançlarını söylüyorlar.
Enis hoca cok bilgiliymis🎉🎉
Tufan hocayı çok seviyorum.
Teşekkürler.
Cok kaliteli bir program olmuş. Enis hocanin argumanlari daha akla uygun. Tufan hoca ona gereken cevaplari veremiyor. A
Nacizane fikrim olarak, bunun nedeni Enis Doko nun kendi icinde tutarli ve oturmus bir inanc sistemi olmasi, diger tarafta Tufan beyin ise hala bir arayis icinde olmasi olarak yorumladim.
@@tolgag8904 hayir bunun alakasi yok. Argumanlari daha tutarli
@@ako_abey bence sebebi tufan hocanın akademik felsefenin dar kalıplarına bağlı kalması, bu yüzden düşünmesi kısıtlanıyor.
Üzgünüm ama demek ki Tufan hocayı hiç anlamamışsın. Enis hocanı argümanları daha "Akla uygun" derken bile Tufan hocayı doğruluyorsun.
@@ako_abey neye göre tutarlı? Kişisel inancına göre mi😂
Tufan hoca çok bilgili lakin ahlakı Tanrıya dayandırmaması bana aşırı zorlama yöntemler içeriyormuş gibi geldi. Güzel bir programdı yararlandık.
Enis hocanın sistematiği çok daha akla uygun
Bu videoda öyle görünüyor ama Enis hocanın cevap veremediği ve veremeyeceği bir soru var
@@felsefesever7596sor
@@felsefesever7596 nedir soru?
Tufan bey ahlakı Allaha bağlamamaktan ötrü elinden geleni yaptı...
Valla güzel soru sordu Tufan bey. Kötülük yapmanın ahlaka aykırı olması örneğini, nesnel ahlakın dinle temellendirilmesinin zorunlu olduğu görüşü yönünden ele alırsak, eğer ahlakı Tanrı belirliyorsa, başka türlü de belirleyebilirdi. Mesela “adaletsizlik iyi birşeydir” diyebilirdi. Bunu demesi beklenemezdi, demekki ahlak zaten hep vardı, kötülük de vardı ve Tanrı burada iyilik, adalet ve merhamet gibi ahlaki durumları yükümlü kıldı?
tvde bu kalitede programlar normal mi ya
Ahlak dünyevi yani sekülerdir. Davranışsal ve toplumsaldır. Ayrıca sezgileri kabul etmek ahlakı dinle temellendirmeyi gerektirmez. Sezgi ile anlatılan şey empatidir.
İlke planında bir evrensellikten bahsedebiliriz de, konu bu ilkelerin hayata geçirilmesi olduğunda aynı evrensellikten bahsetmek mümkün mü? Adaletin, insan öldürmenin, hırsızlığın farklı farklı tezahürleri olabilmekte ve toplumlar bunları farklı farklı kategorize edip değerlendirilmektedirler. Dolayısıyla burada mühim olan şeyin ilkelerden ziyade, bu ilkelerin hayata geçirilmesinde bir evrenselliğin olmasıdır, böyle bir evrensellikten de bahsetmek mümkün görünmüyor.
Bence ahlakı Einstein’ın İzafiyet teorisi ile görecelilik teorisi ile açıklasak daha iyi olur 🤷♂️
Ne alaka ?
Moderatörü çok aradınız mı, konuşmaları bölmesi ve soruları sanki ilkokul müsameresi yönetiyor gibi.
İki tane felsefe hocası davet edip sonra adamları evet mi hayır mı, bu mu doğru yoksa şu mu, sorduğum kavramı tanımla tarzı yönetmek nedir?
Tufan hocada gelecek var, çok bilimsel ve çok teorik altyapısı var. Enis hoca inançlı olmaktan dolayı özgüven içinde kalıp izaha gerek duymuyor.
Tufan Bey'in bahsettiği argümanları kendi kişisel meselesi haline getirdiği izlenimi uyandı bende. Enis Bey daha çok inancına uygun argümanlar doğrultusunda fikir üretmiş gibi.
Tufan hoca stoacı olduğu için stoacılara ve kendi hayatına göre argüman inşa etmeye çalışıyor gördüğüm kadarıyla.
Kaç dk bu kadar mı?
ENİS DOKO..
İzledim ama yeni bir vizyon göremedim maalesef.
Tufan Bey, ahlakın kaynağı Allah'tır fikrini çürütmek için örfi ve hukuki yanlış uygulamaları öne sürüyor. "Ben inançsızım o yüzden doğru olsa bile Allah'a bağlamak istemiyorum." dememek için laf cambazlığı yapıyor.
Savaş esirlerinin cariye olarak kullanılması ahlâkî mi?
Evet cunku o zamanki kadinin konumunu goze alarak ahlakli bulmamamiz icin bir neden yok. Cariye almak kisinin rizasina baglidir. Cariye alip ahlaksiz bir sekilde davranmak o kisinin ahlakina bagli.
@@selami1231 Cariye almak kişinin rızasına bağlı diyorsun ama cariyenin rızası gözetilmiyor. Tek taraflı bir durum var.
Savaş ahlakiyse cariye almak da ahlaki. Savaş yoksa cariye almak ahlaki değil.
Ek bilgi: Cariyenin maddi hayat koşulları günümüzdeki birçok fabrika/maden işçilerinden daha iyidir.
Caner taslamanida konuk alin bu konularda en yetkin isimlerden biri
Yahu ne yetkinliği be. Delilerden alim yapmaktan ne anlıyor bu millet.
çarpılırsın
Enis doko daha iyi
puhahahaha
Ahlaklı olmak veya ahlaksız olmak diye bir şey yoktur fayda vardır, istiyorsanız gelin tartışalım
Enis hocanın argümanları bana felsefe değil dogmatizm gibi geldi. Tufan hoca da kendince mantıklı düşünmeye çalışıyor fakat akademik felsefenin dar kalıplarına bağlı kaldığı için cevap üretmekte zorluk çekiyor. Enis hoca ısrarla sezgi diyor. Nedir bu sezgi? Kimin sezgisi? İnsanların. Bütünün mü? Çoğunluğun ya da ideal olanın demek istiyor. Yani kalem yazabiliyorsa kalemdir gibi bir mantık. Yani o sezgiler bozuk değilse ya da tırnak içinde idealse ya da işlev gösteriyorsa sezgi olarak kabul edilip, öbürleri istisna diyerek geçiliyor. Nesnel ahlaka sezgiyle varıyor ama sezginin kendisi nesnel değil. Enis hoca Aristo döneminde olsa köleliğin sezgilere ne kadar da uyumlu olduğunu söyleyecekti. Bugün yaşadığı için tersinin sezgilere uygun olduğunu söylüyor. Çünkü köleliğin iyi veya kötü olduğunu sezgiler değil toplumsal koşullar belirledi. Sanayi devrimi olunca birden sezgiler değişiverdi. Sezgiler gökten inmiyor, yaşanmışlıkla ortaya çıkıyor. Sezgi çoğunluk ya da ideal olansa o zamanın ideali kölelikti. Kölelik ihtiyaca hitap ediyordu şu an etmiyor, sezginin bir belirleyiciliği yok görüldüğü üzere. Ama ısrarla sezgiye odaklanıp ve bunu sorgulanamaz kılmaya çalışıp 2+2 4'tür mantığına bürümeye çalışıyor ve buna felsefe diyor. Sezgi ile ahlak ortaya koymakla dünya yuvarlaktır demenin farkı da burda ortaya çıkıyor. Sezgiyi oluşturan koşullar ihtiyaca göre olduğu için öznel olurken dünya bizim ihtiyacımıza göre olmadığı için nesneldir. Adaleti şunu bunu savunmak için nesnel olması da gerekmez. İnsanın ihtiyacı ya da ideal olana göre gene savunulabilinir. Peki bunun doğru olduğunu nerden biliyorsun? Doğru olması diye bir şeyden ziyade ihtiyacım buysa bunu savunurum. Karşıdakilerin de ihtiyacı buysa bunu kabul eder, değilse etmez olay budur.
Son olarak eklemek istedigimKuranda baysedildiği gibi Tanri Ademe kim olması gerektigini ve çevreden yararlanmasi gerektigini öğretir. Yani güzel bi örnek aslinda ahlaka da
@@rheia4940 benim dediğimle ne alakası var anlamadım
Tamam da sen burda nesnel ahlak yoktur diyorsun. Adamlar nesnel ahlak var ama nasılı tartışıyor.
Tufan bey her zamanki gibi prim vermemiş laf salatasına
bilgisinin zekatı sülalene yetecek adamlara bu kelimeyi kullanman çok tuhaf
@@alperenhaytaaa2469 çok bilgili olduğunu düşünseydim zaten kullanmazdım troll
@@alperenhaytaaa2469videoyu izlemedim ama troll seninle sabaha kadar ahlakın temelleri üzerine konuşabilirim
@@Moonstone103Onun bilgisi Senin düşünmenle olmuyor malesef.
Tamam en ateist31 sensin
hepsi 57 dk bos konustu,sadede gelemedi.gördügüm verimsiz programlardan
yüzlerce yıldır tartışılan konuyu 57 dakikada sonuçlandırmalarını mı bekliyodun 😀
kötü