Sizi severek dinleyen biri olarak, "o sesi yok etmek ne kadar mümkün emin değilim" deyince, hemen popomun verdiği yetkiyle paylaşmaya yükseldim: Kendi içimizdeki o kaba sesi değiştirebilmek için kişinin iradesinin gücünün belirleyici olduğunu bu yolu tecrübe edenler deneyimlemiştir. Bu kadar kök şeylerin değişmesi zaman ve sabır ister. Aynı binayı yıkıp yapmak ile güçlendirme çalışması gibi örneklendirebilinir, kişi kendini tanıdıkça kendini görmeye başlar (meditasyon, farkındalık, mindfulness vs), sağlıklı bir beden güzel bir yaşam gerekir, yaşam stresi kontrollü tutulur ve güvenli bir çevre ile kişi için bilinmeyen yere gidiş desteklenir. Tüm bu dönüşümün ardından da pratik ile onları içselleştirmek yeni hali güçlendirir, sürekli güvenli alandan çıkma haline döner, güvensiz olan güvenli olur. Yargısız, desteklenen bir ortam olmadan da çok zor canlar, çok büyük irade lazım, ama siz yaparsınız. Tüm bu yollar zahmetlidir, yaşayan bilir. İradenin sınandığı bu öz-mobbing vari halimizin şefkate dönüşümü kolaylıkla, neşeyle olsun canlar.
Bu soruya felsefi bir açıdan bakacak olursak, Soren Kierkegaard, sevginin özünde özgürlüğün yattığını söyler. Ancak özgürlüğün gerçek anlamda deneyimlenebilmesi için, kişinin kendisini olduğu gibi kabul etmesi gerekir. Kendini olduğu gibi kabul etmeyen bir insan, başkalarıyla gerçek ve derin bir bağ kurmakta da zorlanacaktır.. Emeğinize sağlık çok kaliteli ve derin bir muhabbet olmuş.
Kierkegaard'ın sevginin temelinde özgürlük yattığını söylemesi ne kadar doğru... gerçekten kendimizi olduğumuz gibi kabul etmeden başkalarıyla derin bağlar kurmak zor.
spektrumdan bildiriyorum, kendini sevmek için o en hayırsız, en çok dağılıp batıran, saçmalayan arkadaşı sevip dost edinmeyi gerektiriyor. Kendime hadi canım, boşver, hallederiz, hallolur demek... zor iş.
ege bey sunu eklemek isterim ki insan kendini sevmedigi surece baska sevgiler onu bir sure sonra yipratacak ve yikacaktir velhasıl kelam kisi kendini sevmezse kimseyi kalbi samimiyetle sevemez
Sevgili Gülcan hanım iyi bir dinleyici olmanızdan dolayı sizi ve içeriklerinizi keyifle takip ediyorum, kendi adıma çokça teşekkür ederim bu bilgilendirmeler ve hoş sohbet için.
Şeytanın avukatlığını yapayım :Dostlarımızın hatalarına kredimiz yüksektir çünkü o hatalardan kaynaklanan acıları çekmediğimiz için o kredi yüksektir. Bedelini ödemediğimiz borç canımızı acıtmaz. Kendimize dost olarak yaklaşamayız çünkü o bedeli biz ödüyoruz.
Özşefkati kişinin kendine özellikle acımasız davrandığı yerlerde kendine iyi davranması olarak anlıyorum. Acele ettiğimde örneğin kendimi zora sokuyorum; işe ucu ucuna yetişiyorum, bedenim kötü etkileniyor ve bunun gibi sonuçları bana kendimi kötü hissettiriyor, oysa yavasladigimda sakin davranabileceğim alanı, zamanı kendime sağladığımda daha huzurlu hissediyorum çünkü kendime zorluk yaratmak yerine kendime iyi davranmış oluyorum🎉💖
şu videoyu bile izlemeye dinlemeye hazırlık aşaması geçirdim 1 ay sürdü, duymak istemediğim şeyleri duyarım diye hazırlanmam gerekiyordu o gücü topladım ve şuan dinliyorum düşünün ki benim için kendini sevmek ne demek ve nasıl zor…
Bugün dogum günüm. Kendimi bir türlü sevemedigim icin geldim izlemeye calistim videoyu, senin gibi. Senelerdir bir türlü beceremedim. Bugün sanirim umudumu da kaybettim. Ben galiba bu beni hic sevemeyecegim.
Kendini sevmeyen bir insan ilişkide partnerini sevebilir ama ondan aynı sevgiyi alamaz. Bi kitapta okumuştum : kendisini son siraya koyan, baskalari tarfindanda son sıraya koyulur.
Birazda bu konuların bu kadar bilincinde olmanın getirdiği yalnızlığı konuşsak?! Dinlerken düşündüğüm tek şey, bu insanlarda şuan içsel olarak yalnız. Yaralı şifacı olma hali gibi..
Bayılıyorummmmm bu kadına ❤️Beni bana hatırlattığınız için, beni benden bir adım öteye sürüklediğiniz için minnettarım 🙏 Çok isterdim hayatımda böyle bir insan olsun 😊
Öncelikle çok güzel farkındalık arttıran bir sohbet olmuş :) yüreğinize sağlık ☀ bu kendini fazla hırpalamak bana fedakarlığı çağrıştırıyor kendine rağmen vermek; özveri gibi kendinle birlikte vermek değil de içtenlikle vermek değil de beklentili vermek gibi geliyor bana. Fedakarlık bence özgüveni ve öz değeri düşüren bir şey ve farkında olmadan beklentili bir eylem. "bir vaktin şefkate ihtiyaç duymayan alanı, başka bir vaktin ihtiyaç duyan alanına doğru dönüşüyor" ne güzel bir sözdür bu :) teşekkürler :) Aksamasa da kırbaçlayacaksın :D:D:D:D kırbaçlama fiks :D :D vallahi güldürdünüz :)) Gülcan hocam en azından İzmir'e yol yapıyorsa hatalarınız, dönüşünüz de kolay olur. Çünkü nasıl gidilmesi gerektiğini o yol boyu deneyimlemiş oldunuz :)
Kendini sevmeyen biri diğerini de sevemez , çünkü diğerinde aslında kendimizi severiz. Sevmek büyüdüğümüz evde öğrendiğimiz bir şeydir, çocuklukta sevilmemiş biri diğerini sevemez.
Kendimi tanıdıkça, kendime karşı sevgim azaldı. Kendimi böyle deşmesem belki daha iyiydi. Ama mecburdum.İçimde sevilecek bir şey bulmak zorundaydım ki yaşama devam edebileyim. Bir başkasını sevdiğimde ve sevildiğimde ancak teskin oluyorum.
Birini sevebilmek ve sevilmek yetileri zaten başlı başına büyük bir hazine ve asıl gerçek. Bunun dışındaki düşünceler ise aklın oyunları, onlara kanmamak da bu yolun kuralı. Yolunuz açık olsun 🍀
Muhteşem bir sohbetti teşekkürler. Can Yücel'in en sevdiğim şiiri: 20 YAŞ 35 YAŞ 40 YAŞ VE BUGÜNKİ BEN -Şunları bir araya toplayayım. Bir güzel muhabbet edelim- diye düşündüm. Mutfak işinden de anlarım. Donattım sofrayı. Bayağı uğraştım. Hepsinin, ayrı ayrı ne yemekten, ne içmekten hoşlandığını iyi bilirim. Bayağı da para gitti. Birinin yediğini öbürü yemez. Ötekinin içtiğini beriki içmez. Dört kişilik sofra kurdum. Mumları da yaktım. Bak hepsi, Erick Satie severdi. Hatırladım. Müziği de ayarladım. Geldiler. 20 yaşında ben, 35 yaşımda ben, 40 yaşımda ben ve bugünkü ben dördümüz. Birden 20 yaşımı, 35 yaşımın karşısına oturttum. 40 yaşımın karşısına da, ben geçtim. Yirmi yaşım, otuz beş yaşımı tutucu buldu. Kırk yaşım ikisinin de salak olduğunu söyledi. Yatıştırayım dedim. -Sen karışma moruk- dediler. Büyük hır çıktı. Komşular alttan üstten duvarlara vurdular. Yirmi yaşım kırk yaşıma bardak attı. Evin de içine ettiler. Bende kabahat. Ne çağırıyorsun tanımadığın adamları evine…
Kendimi bulma yolculuğumda dönem dönem yolumu öyle güzel aydınlatıyorsunuz ki, her şey birden anlam kazanıyor. Bu video özelinde ise Ezgi hocamın bir noktada duygusal okuması iyi olmayan kişi her şeyi açıklıkla duymak ister ve bunu söylediğinde ise karşı taraf her şeyi açıklıkla söylemesi durumunda bir anlamı kalmadığını ifade eder ve o başka bir ilişki dinamiği oluyor gibi bir şey söyledi. Tam olarak o ilişki dinamiğine biraz eğilmek mümkün mü ya da kişisel olarak ben bu konuda ne yapabilirim? 🫢
Hiç bir şey anlamadım. Yine ve yeni bir acı. Bir kaç kitap video film filan önerseydiniz. Çarşıya gittik beğenmedik, tokalaştık, tokuşturduk.. nasıl nasıl ve nasıl?
Çıkarcı ilişkiler cogunluktayken kötü günlerde gerçek dostlar ortaya çıkıyor Çıkarı olmayan insani kötü gununuzde yaninizda goremezsiniz İyi günde her kişi yanınızda olabilir iki yüzlülük çoğunlukta olduğu için iyi gününüzde her kişiyi yanınızda bulabilirsiniz bu noktadan bakınca Size katılmıyorum hanimlar
Ahh şu iki kadın, bayılıyorum sizlere. Ne güzel anlatmışsınız yine, siz hep anlatın biz hep dinleyelim ❤
Sizi severek dinleyen biri olarak, "o sesi yok etmek ne kadar mümkün emin değilim" deyince, hemen popomun verdiği yetkiyle paylaşmaya yükseldim: Kendi içimizdeki o kaba sesi değiştirebilmek için kişinin iradesinin gücünün belirleyici olduğunu bu yolu tecrübe edenler deneyimlemiştir. Bu kadar kök şeylerin değişmesi zaman ve sabır ister. Aynı binayı yıkıp yapmak ile güçlendirme çalışması gibi örneklendirebilinir, kişi kendini tanıdıkça kendini görmeye başlar (meditasyon, farkındalık, mindfulness vs), sağlıklı bir beden güzel bir yaşam gerekir, yaşam stresi kontrollü tutulur ve güvenli bir çevre ile kişi için bilinmeyen yere gidiş desteklenir. Tüm bu dönüşümün ardından da pratik ile onları içselleştirmek yeni hali güçlendirir, sürekli güvenli alandan çıkma haline döner, güvensiz olan güvenli olur. Yargısız, desteklenen bir ortam olmadan da çok zor canlar, çok büyük irade lazım, ama siz yaparsınız. Tüm bu yollar zahmetlidir, yaşayan bilir. İradenin sınandığı bu öz-mobbing vari halimizin şefkate dönüşümü kolaylıkla, neşeyle olsun canlar.
Her şey kendini önce tanımakla başlar,ama nasıl,çok zor
❤️🩹
Bu soruya felsefi bir açıdan bakacak olursak, Soren Kierkegaard, sevginin özünde özgürlüğün yattığını söyler. Ancak özgürlüğün gerçek anlamda deneyimlenebilmesi için, kişinin kendisini olduğu gibi kabul etmesi gerekir. Kendini olduğu gibi kabul etmeyen bir insan, başkalarıyla gerçek ve derin bir bağ kurmakta da zorlanacaktır.. Emeğinize sağlık çok kaliteli ve derin bir muhabbet olmuş.
Kierkegaard'ın sevginin temelinde özgürlük yattığını söylemesi ne kadar doğru... gerçekten kendimizi olduğumuz gibi kabul etmeden başkalarıyla derin bağlar kurmak zor.
Bu çok güzel
Bravo! Farklı bakış açınızla renk kattınız. Elinize sağlık.
'sadece senin parmak izinle çalışan düğmeler var' üzerine uzunca kafa yormalık müthiş bi' tabir. şifasınız, var olun🤍
spektrumdan bildiriyorum, kendini sevmek için o en hayırsız, en çok dağılıp batıran, saçmalayan arkadaşı sevip dost edinmeyi gerektiriyor. Kendime hadi canım, boşver, hallederiz, hallolur demek... zor iş.
Kendini sevmeyen bir insan başkasını sevebilir, ancak bu sevgi genellikle sağlıksız dinamikler taşır.
ege bey sunu eklemek isterim ki insan kendini sevmedigi surece baska sevgiler onu bir sure sonra yipratacak ve yikacaktir velhasıl kelam kisi kendini sevmezse kimseyi kalbi samimiyetle sevemez
Sevgili Gülcan hanım iyi bir dinleyici olmanızdan dolayı sizi ve içeriklerinizi keyifle takip ediyorum, kendi adıma çokça teşekkür ederim bu bilgilendirmeler ve hoş sohbet için.
İyi ki denk gelmişim size iyi ki! Tanımısım ne mutlu bize 🎉🎉 ve evet zor iş ve biz bu konuda buradaysak adım atma yolundayız dostlar 🎉❤
Teşekkür ederim sohbet şahane ve buna dinleyici olarak dahil olmak ayrıca keyifli
videoların uzunluğu arttıkça seviniyorum ✨🌸
tesekkürler, her zamanki gibi besleyen bir sohbetti.
Şeytanın avukatlığını yapayım :Dostlarımızın hatalarına kredimiz yüksektir çünkü o hatalardan kaynaklanan acıları çekmediğimiz için o kredi yüksektir. Bedelini ödemediğimiz borç canımızı acıtmaz. Kendimize dost olarak yaklaşamayız çünkü o bedeli biz ödüyoruz.
Tamda bu
Özşefkati kişinin kendine özellikle acımasız davrandığı yerlerde kendine iyi davranması olarak anlıyorum. Acele ettiğimde örneğin kendimi zora sokuyorum; işe ucu ucuna yetişiyorum, bedenim kötü etkileniyor ve bunun gibi sonuçları bana kendimi kötü hissettiriyor, oysa yavasladigimda sakin davranabileceğim alanı, zamanı kendime sağladığımda daha huzurlu hissediyorum çünkü kendime zorluk yaratmak yerine kendime iyi davranmış oluyorum🎉💖
şu videoyu bile izlemeye dinlemeye hazırlık aşaması geçirdim 1 ay sürdü, duymak istemediğim şeyleri duyarım diye hazırlanmam gerekiyordu o gücü topladım ve şuan dinliyorum düşünün ki benim için kendini sevmek ne demek ve nasıl zor…
+1
Bugün dogum günüm. Kendimi bir türlü sevemedigim icin geldim izlemeye calistim videoyu, senin gibi. Senelerdir bir türlü beceremedim. Bugün sanirim umudumu da kaybettim. Ben galiba bu beni hic sevemeyecegim.
18:55 ay inanılmaz bir nokta. Çok kaliteli bi sohbetti
Muhteşem bir zamanda karşıma çıktı bu sohbet şahane , teşekkürler
Dinlemeden beğendim bile🥰 çok samimi buluyorum sizi bana çok iyi geliyorsunuz hoş geldiniz❤️
İyi ve kötü günümüzde kendine arkadaş edebilmek şahane 😊
Çok güzel insanlarsınız, bu sohbeti paylaştığınız için çok teşekkürler çok değerli düşünceleriniz ✨💕
Çok iyi noktalara değindi Ezgi hanım, analizleri ve çıkarımları ufuk açıcı🌱🙏
hocam sizi dinlemek çok keyifli. Konulara bakış açısınız inanılmaz güzel. Hem entellektüel hem geleneksel. Sizinle konuşmayı çok isterdim.
Nekadar hoş bir sohbet olmuş
Satır aralarında öyle kıymetli bilgiler var ki❤TEŞEKKÜRLER 😊
Çok iyi bir ikili. Çok dokundu bu bölüm bana 😢
Şiir tadında bir sohbet , teşekkürler 🙏
Harika ve dolu dolu bir sohbetti. Teşekkür ederim, sevgiler
Gülcan hocam ve eküriniz her bir video da hayat zenginleştiriyorsunuz ❤
Kendini sevmeyen bir insan ilişkide partnerini sevebilir ama ondan aynı sevgiyi alamaz. Bi kitapta okumuştum : kendisini son siraya koyan, baskalari tarfindanda son sıraya koyulur.
Birazda bu konuların bu kadar bilincinde olmanın getirdiği yalnızlığı konuşsak?! Dinlerken düşündüğüm tek şey, bu insanlarda şuan içsel olarak yalnız. Yaralı şifacı olma hali gibi..
En cok sevgiye ihtiyacı olanlar en cok yarali olanlar ne kadar acı
Çok gerekli bir konuya değinmişsiniz çok teşekkür ederim
Nasıl şahane bir sohbet ❤
Bayılıyorummmmm bu kadına ❤️Beni bana hatırlattığınız için, beni benden bir adım öteye sürüklediğiniz için minnettarım 🙏 Çok isterdim hayatımda böyle bir insan olsun 😊
Öncelikle çok güzel farkındalık arttıran bir sohbet olmuş :) yüreğinize sağlık ☀
bu kendini fazla hırpalamak bana fedakarlığı çağrıştırıyor kendine rağmen vermek; özveri gibi kendinle birlikte vermek değil de içtenlikle vermek değil de beklentili vermek gibi geliyor bana. Fedakarlık bence özgüveni ve öz değeri düşüren bir şey ve farkında olmadan beklentili bir eylem.
"bir vaktin şefkate ihtiyaç duymayan alanı, başka bir vaktin ihtiyaç duyan alanına doğru dönüşüyor" ne güzel bir sözdür bu :) teşekkürler :)
Aksamasa da kırbaçlayacaksın :D:D:D:D kırbaçlama fiks :D :D vallahi güldürdünüz :))
Gülcan hocam en azından İzmir'e yol yapıyorsa hatalarınız, dönüşünüz de kolay olur. Çünkü nasıl gidilmesi gerektiğini o yol boyu deneyimlemiş oldunuz :)
buram buram kalite çokkkk beğendim
Cok duygusal bir bolumdu. Duygu okuryazarliligini cikardim kayda deger gercekten❤
Harika bir konuydu o kadar iyi geldi ki ❤
Harikasınız hanımlar ❤
Teşekkürler 🌿 Sevgileer
4:45 basariyla ovulme hakkindaki cikariminiz o kadar yuzeysel ve kucumseyici ki icimden aglamak geldi.
Teşekkürler ❤ Ezgi hanım sempatiksiniz.
Hocam Şiir Can Yücel e ait değil ..hatta şiir de sayılmaz..Ali Poyrazoğlu nun bir yazısının şiirimsi giriş..Adı da Davet di sanırım
Sizi cok beğeniyorum iyi ki keşfettim Gülcan Hanım ❤
Kendini sevmeyen biri diğerini de sevemez , çünkü diğerinde aslında kendimizi severiz. Sevmek büyüdüğümüz evde öğrendiğimiz bir şeydir, çocuklukta sevilmemiş biri diğerini sevemez.
Çok doyurucu, dürtücü, hmmmm bak tam da böyle dedirten bir sohbetti. Sizi bulduğu için kendime teşekkür ettim 😅
Harika bir hanım daha tanıdık Ezgi hanım
Kendimi tanıdıkça, kendime karşı sevgim azaldı. Kendimi böyle deşmesem belki daha iyiydi. Ama mecburdum.İçimde sevilecek bir şey bulmak zorundaydım ki yaşama devam edebileyim. Bir başkasını sevdiğimde ve sevildiğimde ancak teskin oluyorum.
Birini sevebilmek ve sevilmek yetileri zaten başlı başına büyük bir hazine ve asıl gerçek. Bunun dışındaki düşünceler ise aklın oyunları, onlara kanmamak da bu yolun kuralı. Yolunuz açık olsun 🍀
Teşekkür ederim 🙏🏻
“Kendinle dost olmak” diye bir kitap var- wilhelm schmid- tabir hanımefendiye ait değil
Selamlar teşekkürler 💧🌹💧💫💚
Muhteşem bir sohbetti teşekkürler. Can Yücel'in en sevdiğim şiiri: 20 YAŞ 35 YAŞ 40 YAŞ
VE BUGÜNKİ BEN
-Şunları bir araya toplayayım.
Bir güzel muhabbet edelim- diye düşündüm.
Mutfak işinden de anlarım.
Donattım sofrayı.
Bayağı uğraştım.
Hepsinin, ayrı ayrı ne yemekten, ne içmekten hoşlandığını iyi bilirim.
Bayağı da para gitti.
Birinin yediğini öbürü yemez.
Ötekinin içtiğini beriki içmez.
Dört kişilik sofra kurdum.
Mumları da yaktım.
Bak hepsi, Erick Satie severdi.
Hatırladım.
Müziği de ayarladım.
Geldiler.
20 yaşında ben,
35 yaşımda ben,
40 yaşımda ben ve
bugünkü ben dördümüz.
Birden 20 yaşımı, 35 yaşımın karşısına oturttum.
40 yaşımın karşısına da, ben geçtim.
Yirmi yaşım, otuz beş yaşımı tutucu buldu.
Kırk yaşım ikisinin de salak olduğunu söyledi.
Yatıştırayım dedim.
-Sen karışma moruk- dediler.
Büyük hır çıktı.
Komşular alttan üstten duvarlara vurdular.
Yirmi yaşım kırk yaşıma bardak attı.
Evin de içine ettiler.
Bende kabahat.
Ne çağırıyorsun tanımadığın adamları evine…
Çok güzel..
Kendimi bulma yolculuğumda dönem dönem yolumu öyle güzel aydınlatıyorsunuz ki, her şey birden anlam kazanıyor. Bu video özelinde ise Ezgi hocamın bir noktada duygusal okuması iyi olmayan kişi her şeyi açıklıkla duymak ister ve bunu söylediğinde ise karşı taraf her şeyi açıklıkla söylemesi durumunda bir anlamı kalmadığını ifade eder ve o başka bir ilişki dinamiği oluyor gibi bir şey söyledi. Tam olarak o ilişki dinamiğine biraz eğilmek mümkün mü ya da kişisel olarak ben bu konuda ne yapabilirim? 🫢
20 yaş 30 yaş Can Yücel değil Ali Poyrazoğlu'na ait Gülcan Hanımcığım, ben de sizden duymuştum bu şiiri önceden araştırdığımda öğrendim.
Kendim var olduğu sürece düşmana ihtiyacım yok
"Video keşke bitmeseydi." dedim...
Gülcan Hanım ısrarla bu Can Yücel şiirini örnek veriyorsunuz. Çok sevdiğinizi biliyorum ancak o şiir Ali Poyrazoğlu'na ait. Bilginize. Sevgiler.
Şiir Can Yücel’in şiiridir. Keşke buraya yazmadan önce google’a sorsaydınız.
Geçen gün koşu yolunda bizim ofisin orada gördüm sizi. Kafa tv ye geldiniz galiba 😅 bi dahakine bir çayımızı içmeye ofisimize de bekleriz 🎉
güzeldii
kendimizi sevelim fanatiği olmayalım iyidi
❤❤
❤❤🙏🏻
❤🙏
🎉🎉🎉🎉
Hiç bir şey anlamadım. Yine ve yeni bir acı. Bir kaç kitap video film filan önerseydiniz. Çarşıya gittik beğenmedik, tokalaştık, tokuşturduk.. nasıl nasıl ve nasıl?
Çıkarcı ilişkiler cogunluktayken kötü günlerde gerçek dostlar ortaya çıkıyor Çıkarı olmayan insani kötü gununuzde yaninizda goremezsiniz
İyi günde her kişi yanınızda olabilir iki yüzlülük çoğunlukta olduğu için iyi gününüzde her kişiyi yanınızda bulabilirsiniz bu noktadan bakınca Size katılmıyorum hanimlar
Moderatör bu kadar konuşmasa, psikolog mu konuşsa acaba 🤔 kendi deneyimleri kendine kalsa daha iyi
moderator de bir klinik psikolog ozlem hanim🌷
Moderatör yok bu kanaldaki videolarda. Beyaz gömlekli hanım(bu kanalın sahibi) Psikiyatrist Gülcan Özer, siyahlı hanım psikolog.