_Yazar:_ *_Théodore_* ❗️Kurgudur! ❗️İlgili kişiye karşı hakaret, kötü söylem yoktur! Not: Yorum yapıp videoyu beğenmeniz benim için önemli. Düşüncelerinizi merak ediyorum. Sevgilerle iyi okumalar... - *•Jeon Jungkook İle Hayal Et•* *_"Okulun popüler çocuğu seni yalnız bırakmaz.."_* *(Jeon Jungkook - 19)* *(Sung Cha Na - 18)* - Bugün uzun zamandır beklediğim mezuniyet töreni vardı. Lisenin son günü... Lise hayatım genel olarak kötü geçtiği için, okulun kapanmasına üzülmüyordum. Zaten okul hayatım boyunca konuştuğum tek bir kişi vardı. Narae... En kötü ve en iyi anlarımda beni hiç yalnız bırakmayan tek insan oydu. Bazen Narae olmasa ne yapardım diye düşünüyorum. Düşüncesi bile kötü. Her zaman olduğu gibi yine bir süre aynayla bakıştım. Çoğu konuda özgüven sorunumun olduğunu biliyordum. Bunlardan biri dış görünüşümdü. Narae ne kadar güzel olduğumu düşünsede, o öyle düşünmüyordu. Jeon Jungkook... Üç senedir onunla ne konuşuyorum, ne de beni fark etsin diye bir şeyler yapıyorum. Sadece izliyorum... Çünkü ona yaklaşır ve onu sevdiğimi söylersem... üzücü bir cevap almaktan çok korkuyorum. Bir takıldığı kızlara birde kendime bakınca bu durumdan direkt vazgeçiyorum. Düşüncelerim zihnimi ele geçirirken telefonum çalmaya başladı. Arayan Narae idi. "Merhaba Cha Na!" "Oww bağırma lütfen." "Özür dilerim ama ÇOK HEYECANLIYIM!" Bu tepkisi beni güldürmeye yetmişti. "Ben hiç heyecanlı değilim." "Farkındayım. Her konuşmamızda bunu dile getiriyorsun." "Çünkü ben senin gibi sevdiğim çocukla konuşmayı geç göz göze dahi gelmedim." "Merak etme o elbise ile okulun bütün erkekleri seni göz hapsine alacak! Ve onlar içinde Jungkook'ta olacaktır..." "Beni görse bile konuşmaz Narae. Konuştuğu kızları görmemiş gibi konuşma lütfen." "O kızlar bence sadece eğlence için." "Her neyse." "Üzülme lütfen." "İyiyim." Aslında değildim. Çünkü artık Jungkook'un beni fark etmesini istiyordum. Ama bunun içinde çaba sarf etmiyordum. Ne yapmam gerekiyor? Beni fark etsin diye ya da sadece bana baksın diye... Bir süre daha Narae ile konuştuktan sonra, geldiği zaman beni arayacağını söyleyerek telefonu kapatmıştı. Narae ile olan konuşmam bittikten sonra kardeşime bakma kararı aldım. Odasının kapısını açıp ona baktığımda uyuduğunu gördüm. Belki de uyumuyordu bilmiyorum. Onun için neler yapabilirim veya en azından gülümsemesini nasıl sağlayabilirim? Sanırım sevgili kardeşim ne yaparsam yapayım bana aynı olacaktı. Kardeşimin odasının kapısını kapattım ve salona geçip oturdum. Bir süre sonra Narae geldiğini söylemişti. Hızlıca aşağı inmiş ve Narae ile beraber yola koyulmuştuk. Ben ne kadar göstermesemde heyecanlıydım. Hemde çok fazla. Acaba Jungkook beni güzel bulacak mı? Ya da ne bileyim cesaret edip dans etmek istediğimi söylesem benimle alay eder miydi? Sanırım sorularımın cevapları için biraz daha beklemem gerekiyor... ...
Devam 1 ... Mezuniyetin olacağı yere gelir gelmez Taehyung Narae'yi bekliyormuş gibi -ki kesin bekliyor- hemen alıp götürmüştü. Ben yalnız kalmıştım. Zaten sadece fotoğraf çekinmek için gelmiştim. Kız kardeşimde evde yalnız kalamazdı. Korkuyordu. Zaten eğlenebileceğim, konuşacağım kimse yokru ve bu eve hemen gitmem uçin bahane oluyordu. Zaten konuştuğum tek kişi Narae idi ama sürekli benim yanımda olmak zorunda değildi. O aşıktı. Aşık olduğu kişide ona aşıktı. Ben olamasam bile, o mutlu olmayı hak ediyordu. Bir köşeye oturmuş fotoğraf çekiminin gelmesini beklerken bir saat geçmişti neredeyse. O sırada yanıma biri oturmuştu. Dönüp bakmadım çünkü oturduğum yer 5 6 kişinin rahat sığabileceği bir yerdi. Daha sonra bir ses duydum. "Yüzüme bakmamakta inatçı gibisin." Bana mı söylüyor, yoksa başkasına mı söylüyor anlayamadım. Çünkü bu sesi hayatımda hiç duymamıştım. Kafamı çevirip baktığımda, onunla göz göze geldim. Ne yani? Bana mı demişti? Ve evet. Ben onun sesini hiç duymamıştım... Ses tonu ne kadar da güzelmiş.. çok naif... "Susacak mısın?" "Bana mı dediniz? O şuan kendi isteği ile yanıma gelmiş ve benimle konuşuyordu. Tanrım... "Pardon ben şey yani susmuyorum bir an da siz gelince şey oldum." "Ney oldun?" demişti gülümseyerek. "Heyecanla- yok yani garip hissettim." "Neden heyecanla- yok yani garip hissettin?" O beni mi taklit etmişti? "Yeni tanıştığım insanlarla konuşurken hep böyle olurum." "Anladım." Bir süre ikimizde sessiz kalmıştık. O sırada yanımıza Taehyung ve Narae el ele gelmişlerdi. Keşke Narae gibi özgüvenim olsaydı. Gidip belki Jungkook'a kendimi açıklayabilirdim. Ve biz şuan sevgiliyi geçtim en azından arkadaş olabilirdik! "Jungkook?" Narae şok olmuş bir şekilde bir bana bir Jungkook'a bakıyordu. "Efendim Narae." Narae'ye cevap verirken bile gözleri hala üzerimdeydi ve bu benim utanmama yetmişti. "Ortamın en güzel kızını bulmuşsun." Narae'ye bakıp kaş göz hareketi yaptığım da bana sus dercesine bakmıştı. Jungkook ise Narae'nin bu dediğine tebessüm etmişti. "Evet buldum. Kaçırmak istemediğim içinde tanışmaya geldim. Uzaktan bakınca tanışılmıyor çünkü. Değil mi Cha Na?" Ne? Benim adımı nereden biliyor? Tamam Narae'yi Taehyung'dan dolayı tanıyor olabilir ama ben? "İsmimi nereden biliyorsunuz?" Soruma tam cevap verecekken Taehyung ondan önce davranmıştı. "Buna şaşırmaman lazım Cha Na. Neredeyse okulda ki herkesi tanıyor." "Ve beni izleyenlerle özellikle tanışıyorum." "Ben sizi izlemiyorum." Kahkaha atmıştı. Fakat kahkahası dalga geçer gibi değildi. "Bana bakanın sen olduğunu söylemedim. Bana mı bakıyordun?" Yüzünü yüzüme yaklaştırdığını hissetmiştim, ki öyleydi. Fazla utanıyorum... "Hayır. Çünkü tanımadığım insanları rahatsız etmekten hoşlanmam." diyip onu itmiştim. Salak Cha Na! Çocuk senin ayağına gelmiş sen ne yapıyorsun! "Peki tanışalım o zaman." Göz kırpmış ve şunu da eklemişti. "Tabi istersen." Neden istemiyeyim? Hızlıca elimi uzattım ve "Tanışalım." dedim. Uzattığım elimi tutup sıktığında ürpermiştim. "Jeon Jungkook." "Sung Cha Na." "Biliyorum." Gülümsemiştim. Sanırım beklemekte işe yarıyormuş. "Hey! Jungkook! Fotoğraf çekimi başladı hadi!" Uzaktan bir kızın cırtlak sesiyle bağırdığını görmüştüm. Jungkook da zaten duyar duymaz ayağa kalkmış ve elini bana uzatmıştı. Bir süre eline baktığımda kıkırtısını duymuş ve kendime gelmiştim. "Bana eşlik eder misin güzel elbiseli kız?" Gözlerim o an Narae'yi bulduğunda ışıldayan gözlerle bana bakıyordu. Taehyung da ondan farksız değildi. "Sizi bekleyen bir sürü kız var." dediğim de ise ikisinin de yüzü düşmüştü. Jungkook ise anlamamazlıktan gelmişti. Çünkü yüzüme çok garip bakıyordu. Beni tam anlaması için elimle ilerde ona aşkla bakan kızları gösterdim. Gösterdiğim yere dönüp bakmıştı. Fakat saniyesinde bana dönüp: "Tam karşında senide bekleyen biri var." demişti. Daha sonra sorusunu tekrarlamış ve elini tekrar uzatmıştı. "Bana eşlik eder misin güzel elbiseli kız?" Bu sefer hafif bir tebessüm bahsetmiş ve elimi avucuna bırakmıştım. Elimi avucuna bıraktığım da ellerimi sımsıkı tutmuştu. Her şey ne kadar da hızlı gelişmişti. Tanrım sen ne büyüksün. Fotoğraf alanına kadar el ele gitmiştik. Zaten alana varana kadar bütün gözler bizim üstümüzdeydi. Şaşırmamıştım çünkü Jungkook okulun en popüler çocuğu arkadaşları da dahil. Benim gibi sessiz bir kızla el ele... "Mezuniyet fotoğrafları için öncelikle sayın müdürümüzün oğlu Jeon Jungkook ile başlayacağız. Daha sonra sırayla sizleri alacağız. Buyrun Bay Jeon." Jungkook adamın durmasını istediği yere geçip cüppesini giymiş ve pozunu vermişti. Fotoğraf çekimi bittikten sonra herkes hızlıca sıraya girmişti. Sıra upuzundu. Ben bu sırayı beklersem sanırım sabah olurdu. "Fazla kalabalık." diyerek ofladım. "Aynen öyle. Kardeşin bu saate kadar seni merakta etmiş olabilir canım." "Benim eve gitmem lazım Narae." "Gel benimle." Ne olduğunu anlamadan Jngkook hızlıca kolumdan tutup fotoğraf çekinmek için ayrılan alana beni sürükledi. "İlk sıra sana ait Bayan Sung." Ben ne olduğunu anlamadan fotoğrafçı "cübbenizi giyin ve pozunu verin lütfen bayan." demişti. Kendime gelip hızlıca cübbemi giymiş ve pozumu vermiştim. Fotoğrafım çekildikten sonra yavaşça alandan indim. Etrafa göz gezdirdiğimde kıskanç bakışlarla bana bakan kişileri gördüm. Onun haricinde rahatsız edici bakışları da... Bir süre sonra Narae yanıma gelmiş ve: "Nasıl oldu?" "Ne nasıl oldu?" "Salağa yatma Cha Na. Jungkook'u soruyorum." "Yanıma gelen oydu. Benimle konuşmaya çalışanda..." "Yiaa. Çok tatlı ama güvenme. Sana bir anda fazla yakın davrandı. Ben dikkat et derim." "Edeceğim canım." Biz aramızda sohbet ederken Jungkook ve Taehyung tekrar yanımıza geldi. Taehyung Narae'ye arkadan sarılmış boynuna sıralı öpücükler bırakırken, Jungkook beni izliyordu. Ben ne yazacağımı düşünürken masaya garson geldi ve içecek bıraktı. Çok susadığım için direkt bir bardağı kafama diktim. "Hop hop! Bir an da çarpar ne yapıyorsun?" "Bir şey olmaz. Teşekkürler." "Ben uyarmış olayım. Sonra utanç verici anlar yaşamayalım." "Kızı rahat bırak keyfini çıkarsın." bunu söyleyen Taehyung'du. Narae ise onu destekleyerek şunu demişti. "Aynen öyle Jungkook. Ders çalışmaktan dışarı çıktığını nadiren görüyorum zaten. Anın tadını çıkar bebeğim." Ve bu *övgü* dolu lafları duyduktan sonra kaç bardan içtim bilmiyorum fakat sarhoş olmuştum. Umarım aptalca şeyler yapmazdım. ...
Devam 2 ... _Jungkook'un ağzından_ "Neden o aptalların lafına uyup içiyorsun ki?" Sinirle söylenmeye devam ederken Narae konuşmuştu. "Hey! Aptal olan sensin! Düzgün konuş!" Onu takmayarak yoluma devam ettim. Bir süre sonra Cha Na'nın evine varmıştık. Narae'nin yol boyunca anlattığına göre Cha Na'nın bir erkek kardeşi varmış ve kansermiş. Üstüne üstlük psikolojik sorunları varmış ve aileleri ölmüş. Cha Na ise tek başına çalışıp hem kardeşine bakıyor, hemde ameliyat olması için para biriktiriyormuş. Bunları duyduktan sonra kan beynime sıçramıştı. O daha küçücükken bu kadar yükü tek başına sırtlanmıştı. "Narae sen Cha Na'nın eşyalarını al, Taehyung sende kapımı aç." Taehyung kapıyı açıp Cha Na'yı almama yardım etmişti. Cha Na'yı düşürmemek adına sıkıca tutuyordum. Yavaş yavaş eve ilerlerken Cha Na anahtarı çıkartmış ve: "Hansung uyuyordur şimdi onu korkutmayalım. O yüzden sessiz olun." Kafamı onaylar anlamda salladım. İçeri girince Narae ile Cha Na'nın odasını gittik. Cha Na'yı yavaşça yatağına bıraktım ve üstünü örttüm. Odadan çıkıp Taehyung'u da alıp çıkmak istemiştim ama Narae Cha Na'nın sorun etmeyeceğini ve burada kalabileceğimizi söyledi. Taehyung hemen kabul etsede ben tereddütte kaldım. Çünkü birbirimize ne kadar aşık olmakta benden rahatsız olabilirdi. Ve buna Narae karar veremezdi. Fakat Taehyung kal işte ne olacak gibi sözler sarf ederek beni ikna etmişti. Kısa konuşmamızın ardından Narae bize yastık yorgan vermiş, misafir odasına yönlendirmişti. Odaya gidip yatağı kurduktan sonra kendimi uykunun kollarıma bıraktım. ...
Devam 3 ... _Cha Na'nın ağzından_ Sabah şiddetli baş ağrısı ile uyandım. Dün aşırı derecede çok içmiştim ve en son hatırladığım tek şey buydu. Etrafıma baktığım da odamda olduğumu görmüştüm. Sanırım Narae getirmiş olmalıydı. Yavaşça ayağa kalkıp banyoya gidip rutin işlerimi hallettim. Hemen sonra ise üstümü değiştirip mutfağa gittim. Fakat gördüğüm manzara şok olmama yetmişti. Kardeşim Hansung ve Jungkook beraber kahvaltı hazırlıyordu. Kardeşim gülüyordu. Bana bir kere bile gülmeyen gülse bile nadir gülen kardeşim şuan kahkaha atıyordu. Ben kapının önünde şok olmuş şekilde onlara bakarken ikiside beni fark etmiş olmalı ki bana bakmaya başladılar. "Günaydın abla." "G-günaydın ablacığım da siz?" "Evet ben. Günaydın güzel elbiseli kız. Bu arada Jungkook de siz bizli konuşma artık" "Tamam ama beni eve sen mi getirdin?" "Hayır abla. Narae abla ve Taehyung abide yardım etmiş." "Peki onlar nerede?" "Gittiler." "Pekala. Teşekkür ederim Jungkook. Sanırım dün gece burada kaldın." "Evet. Narae sorun olmaz dedi ama yinede özür dilerim sana sormadan evinde kaldım." "Hayır lütfen sorun değil. Umarım rahat uyumuşsundur." "Uyudum." Gözlerimin en içine bakarken bu anımızı Hansung bozmuştu. "Hadi kahvaltı hazır oturalım." Hep beraber sofraya oturup yemeğimizi yemiş ve yine hep beraber kaldırmıştık. Bir süre sonra Hansung odasına gitmiş ve Jungkook İle yalnız kalmıştık. "Cha Na sana söylemem gereken bir şey var." "Dinliyorum." Boğazını temizlemiş, kendine gelmek adına gözlerini kapatıp açmış ve başlamıştı konuşmaya. "Üç senedir beni sevdiğini biliyorum. Yani aslında iki senedir biliyorum. Uzaktan bile olsa gözlerinde ki sevgiyi ve aşkı iki sene önce gözlerimle gördüm. Bir bakışın bile yetti aslında anlamam için. Aslında hislerinin karşılıklı olduğunu söylemek istiyorum. Seni seviyorum Cha Na. Hemde bir senedir. Belki sen gelirsin dedim ama sonra Narae utangaç olduğunu söyleyince mezuniyeti bekledim." Derin bir nefes almış ve devam etmişti. "Çok uzatmak istemiyorum. Bu sefer sana ben eşlik edebilir miyim güzel elbiseli kız?" Uzun zamandır aşık olduğum insan benim yapamadığımı yapıp bana çıkma teklifi yapıyordu. Buna cevabım tabiki belli. Sonuçta uzun zamandır bu anı bekliyordum değil mi? "Edebilirsin." Tebessüm etmiş ve masanın üzerindeki elimin üstüne elini koymuştu. "Her zaman her şekilde yanındayım güzelim bunu sakın unutma." "Unutmayacağım. Seni seviyorum." Ohh... uzun zamandır içimde tutuyordum. "Bende seni seviyorum güzel elbiseli kız.." Ve işte o gün günümün güzel geçmesini sağlayan ilk şey dudaklarıma küçük bir öpücük kondurmasıydı... Ben Sung Cha Na. Hayatın en dibinde yaşayan ben, şuan hayatın zirvesine çıkıyorum. *_Son.._* - Umarım sevmişsinizdir. Şimdiden yorumlarınız için teşekkür ederim. İstek varsa yorumlara yazabilirsiniz. Daha fazla içerik görmek için kanala abone olmayı unutmayın!♡♡ İnstagram: iconkpopp Wattpad: cezaliyiz
_Yazar:_ *_Théodore_*
❗️Kurgudur!
❗️İlgili kişiye karşı hakaret, kötü söylem yoktur!
Not: Yorum yapıp videoyu beğenmeniz benim için önemli. Düşüncelerinizi merak ediyorum. Sevgilerle iyi okumalar...
-
*•Jeon Jungkook İle Hayal Et•*
*_"Okulun popüler çocuğu seni yalnız bırakmaz.."_*
*(Jeon Jungkook - 19)*
*(Sung Cha Na - 18)*
-
Bugün uzun zamandır beklediğim mezuniyet töreni vardı. Lisenin son günü...
Lise hayatım genel olarak kötü geçtiği için, okulun kapanmasına üzülmüyordum. Zaten okul hayatım boyunca konuştuğum tek bir kişi vardı. Narae...
En kötü ve en iyi anlarımda beni hiç yalnız bırakmayan tek insan oydu. Bazen Narae olmasa ne yapardım diye düşünüyorum. Düşüncesi bile kötü.
Her zaman olduğu gibi yine bir süre aynayla bakıştım. Çoğu konuda özgüven sorunumun olduğunu biliyordum. Bunlardan biri dış görünüşümdü. Narae ne kadar güzel olduğumu düşünsede, o öyle düşünmüyordu.
Jeon Jungkook...
Üç senedir onunla ne konuşuyorum, ne de beni fark etsin diye bir şeyler yapıyorum.
Sadece izliyorum...
Çünkü ona yaklaşır ve onu sevdiğimi söylersem... üzücü bir cevap almaktan çok korkuyorum.
Bir takıldığı kızlara birde kendime bakınca bu durumdan direkt vazgeçiyorum.
Düşüncelerim zihnimi ele geçirirken telefonum çalmaya başladı.
Arayan Narae idi.
"Merhaba Cha Na!"
"Oww bağırma lütfen."
"Özür dilerim ama ÇOK HEYECANLIYIM!"
Bu tepkisi beni güldürmeye yetmişti.
"Ben hiç heyecanlı değilim."
"Farkındayım. Her konuşmamızda bunu dile getiriyorsun."
"Çünkü ben senin gibi sevdiğim çocukla konuşmayı geç göz göze dahi gelmedim."
"Merak etme o elbise ile okulun bütün erkekleri seni göz hapsine alacak! Ve onlar içinde Jungkook'ta olacaktır..."
"Beni görse bile konuşmaz Narae. Konuştuğu kızları görmemiş gibi konuşma lütfen."
"O kızlar bence sadece eğlence için."
"Her neyse."
"Üzülme lütfen."
"İyiyim."
Aslında değildim. Çünkü artık Jungkook'un beni fark etmesini istiyordum. Ama bunun içinde çaba sarf etmiyordum. Ne yapmam gerekiyor? Beni fark etsin diye ya da sadece bana baksın diye...
Bir süre daha Narae ile konuştuktan sonra, geldiği zaman beni arayacağını söyleyerek telefonu kapatmıştı.
Narae ile olan konuşmam bittikten sonra kardeşime bakma kararı aldım.
Odasının kapısını açıp ona baktığımda uyuduğunu gördüm. Belki de uyumuyordu bilmiyorum.
Onun için neler yapabilirim veya en azından gülümsemesini nasıl sağlayabilirim?
Sanırım sevgili kardeşim ne yaparsam yapayım bana aynı olacaktı.
Kardeşimin odasının kapısını kapattım ve salona geçip oturdum. Bir süre sonra Narae geldiğini söylemişti. Hızlıca aşağı inmiş ve Narae ile beraber yola koyulmuştuk.
Ben ne kadar göstermesemde heyecanlıydım.
Hemde çok fazla.
Acaba Jungkook beni güzel bulacak mı? Ya da ne bileyim cesaret edip dans etmek istediğimi söylesem benimle alay eder miydi?
Sanırım sorularımın cevapları için biraz daha beklemem gerekiyor...
...
Devam 1
...
Mezuniyetin olacağı yere gelir gelmez Taehyung Narae'yi bekliyormuş gibi -ki kesin bekliyor- hemen alıp götürmüştü. Ben yalnız kalmıştım. Zaten sadece fotoğraf çekinmek için gelmiştim. Kız kardeşimde evde yalnız kalamazdı. Korkuyordu.
Zaten eğlenebileceğim, konuşacağım kimse yokru ve bu eve hemen gitmem uçin bahane oluyordu. Zaten konuştuğum tek kişi Narae idi ama sürekli benim yanımda olmak zorunda değildi.
O aşıktı. Aşık olduğu kişide ona aşıktı.
Ben olamasam bile, o mutlu olmayı hak ediyordu.
Bir köşeye oturmuş fotoğraf çekiminin gelmesini beklerken bir saat geçmişti neredeyse. O sırada yanıma biri oturmuştu. Dönüp bakmadım çünkü oturduğum yer 5 6 kişinin rahat sığabileceği bir yerdi.
Daha sonra bir ses duydum.
"Yüzüme bakmamakta inatçı gibisin."
Bana mı söylüyor, yoksa başkasına mı söylüyor anlayamadım. Çünkü bu sesi hayatımda hiç duymamıştım.
Kafamı çevirip baktığımda, onunla göz göze geldim. Ne yani? Bana mı demişti?
Ve evet. Ben onun sesini hiç duymamıştım...
Ses tonu ne kadar da güzelmiş.. çok naif...
"Susacak mısın?"
"Bana mı dediniz?
O şuan kendi isteği ile yanıma gelmiş ve benimle konuşuyordu. Tanrım...
"Pardon ben şey yani susmuyorum bir an da siz gelince şey oldum."
"Ney oldun?" demişti gülümseyerek.
"Heyecanla- yok yani garip hissettim."
"Neden heyecanla- yok yani garip hissettin?"
O beni mi taklit etmişti?
"Yeni tanıştığım insanlarla konuşurken hep böyle olurum."
"Anladım."
Bir süre ikimizde sessiz kalmıştık. O sırada yanımıza Taehyung ve Narae el ele gelmişlerdi.
Keşke Narae gibi özgüvenim olsaydı. Gidip belki Jungkook'a kendimi açıklayabilirdim. Ve biz şuan sevgiliyi geçtim en azından arkadaş olabilirdik!
"Jungkook?"
Narae şok olmuş bir şekilde bir bana bir Jungkook'a bakıyordu.
"Efendim Narae."
Narae'ye cevap verirken bile gözleri hala üzerimdeydi ve bu benim utanmama yetmişti.
"Ortamın en güzel kızını bulmuşsun."
Narae'ye bakıp kaş göz hareketi yaptığım da bana sus dercesine bakmıştı.
Jungkook ise Narae'nin bu dediğine tebessüm etmişti.
"Evet buldum. Kaçırmak istemediğim içinde tanışmaya geldim. Uzaktan bakınca tanışılmıyor çünkü. Değil mi Cha Na?"
Ne? Benim adımı nereden biliyor? Tamam Narae'yi Taehyung'dan dolayı tanıyor olabilir ama ben?
"İsmimi nereden biliyorsunuz?"
Soruma tam cevap verecekken Taehyung ondan önce davranmıştı.
"Buna şaşırmaman lazım Cha Na. Neredeyse okulda ki herkesi tanıyor."
"Ve beni izleyenlerle özellikle tanışıyorum."
"Ben sizi izlemiyorum."
Kahkaha atmıştı. Fakat kahkahası dalga geçer gibi değildi.
"Bana bakanın sen olduğunu söylemedim. Bana mı bakıyordun?"
Yüzünü yüzüme yaklaştırdığını hissetmiştim, ki öyleydi. Fazla utanıyorum...
"Hayır. Çünkü tanımadığım insanları rahatsız etmekten hoşlanmam." diyip onu itmiştim.
Salak Cha Na! Çocuk senin ayağına gelmiş sen ne yapıyorsun!
"Peki tanışalım o zaman."
Göz kırpmış ve şunu da eklemişti.
"Tabi istersen."
Neden istemiyeyim?
Hızlıca elimi uzattım ve "Tanışalım." dedim.
Uzattığım elimi tutup sıktığında ürpermiştim.
"Jeon Jungkook."
"Sung Cha Na."
"Biliyorum."
Gülümsemiştim. Sanırım beklemekte işe yarıyormuş.
"Hey! Jungkook! Fotoğraf çekimi başladı hadi!"
Uzaktan bir kızın cırtlak sesiyle bağırdığını görmüştüm.
Jungkook da zaten duyar duymaz ayağa kalkmış ve elini bana uzatmıştı.
Bir süre eline baktığımda kıkırtısını duymuş ve kendime gelmiştim.
"Bana eşlik eder misin güzel elbiseli kız?"
Gözlerim o an Narae'yi bulduğunda ışıldayan gözlerle bana bakıyordu. Taehyung da ondan farksız değildi.
"Sizi bekleyen bir sürü kız var." dediğim de ise ikisinin de yüzü düşmüştü.
Jungkook ise anlamamazlıktan gelmişti. Çünkü yüzüme çok garip bakıyordu.
Beni tam anlaması için elimle ilerde ona aşkla bakan kızları gösterdim.
Gösterdiğim yere dönüp bakmıştı. Fakat saniyesinde bana dönüp:
"Tam karşında senide bekleyen biri var." demişti.
Daha sonra sorusunu tekrarlamış ve elini tekrar uzatmıştı.
"Bana eşlik eder misin güzel elbiseli kız?"
Bu sefer hafif bir tebessüm bahsetmiş ve elimi avucuna bırakmıştım.
Elimi avucuna bıraktığım da ellerimi sımsıkı tutmuştu.
Her şey ne kadar da hızlı gelişmişti.
Tanrım sen ne büyüksün.
Fotoğraf alanına kadar el ele gitmiştik. Zaten alana varana kadar bütün gözler bizim üstümüzdeydi. Şaşırmamıştım çünkü Jungkook okulun en popüler çocuğu arkadaşları da dahil. Benim gibi sessiz bir kızla el ele...
"Mezuniyet fotoğrafları için öncelikle sayın müdürümüzün oğlu Jeon Jungkook ile başlayacağız. Daha sonra sırayla sizleri alacağız. Buyrun Bay Jeon."
Jungkook adamın durmasını istediği yere geçip cüppesini giymiş ve pozunu vermişti. Fotoğraf çekimi bittikten sonra herkes hızlıca sıraya girmişti. Sıra upuzundu. Ben bu sırayı beklersem sanırım sabah olurdu.
"Fazla kalabalık." diyerek ofladım.
"Aynen öyle. Kardeşin bu saate kadar seni merakta etmiş olabilir canım."
"Benim eve gitmem lazım Narae."
"Gel benimle."
Ne olduğunu anlamadan Jngkook hızlıca kolumdan tutup fotoğraf çekinmek için ayrılan alana beni sürükledi.
"İlk sıra sana ait Bayan Sung."
Ben ne olduğunu anlamadan fotoğrafçı "cübbenizi giyin ve pozunu verin lütfen bayan." demişti.
Kendime gelip hızlıca cübbemi giymiş ve pozumu vermiştim. Fotoğrafım çekildikten sonra yavaşça alandan indim.
Etrafa göz gezdirdiğimde kıskanç bakışlarla bana bakan kişileri gördüm. Onun haricinde rahatsız edici bakışları da...
Bir süre sonra Narae yanıma gelmiş ve:
"Nasıl oldu?"
"Ne nasıl oldu?"
"Salağa yatma Cha Na. Jungkook'u soruyorum."
"Yanıma gelen oydu. Benimle konuşmaya çalışanda..."
"Yiaa. Çok tatlı ama güvenme. Sana bir anda fazla yakın davrandı. Ben dikkat et derim."
"Edeceğim canım."
Biz aramızda sohbet ederken Jungkook ve Taehyung tekrar yanımıza geldi. Taehyung Narae'ye arkadan sarılmış boynuna sıralı öpücükler bırakırken, Jungkook beni izliyordu.
Ben ne yazacağımı düşünürken masaya garson geldi ve içecek bıraktı.
Çok susadığım için direkt bir bardağı kafama diktim.
"Hop hop! Bir an da çarpar ne yapıyorsun?"
"Bir şey olmaz. Teşekkürler."
"Ben uyarmış olayım. Sonra utanç verici anlar yaşamayalım."
"Kızı rahat bırak keyfini çıkarsın." bunu söyleyen Taehyung'du. Narae ise onu destekleyerek şunu demişti.
"Aynen öyle Jungkook. Ders çalışmaktan dışarı çıktığını nadiren görüyorum zaten. Anın tadını çıkar bebeğim."
Ve bu *övgü* dolu lafları duyduktan sonra kaç bardan içtim bilmiyorum fakat sarhoş olmuştum.
Umarım aptalca şeyler yapmazdım.
...
Devam 2
...
_Jungkook'un ağzından_
"Neden o aptalların lafına uyup içiyorsun ki?"
Sinirle söylenmeye devam ederken Narae konuşmuştu.
"Hey! Aptal olan sensin! Düzgün konuş!"
Onu takmayarak yoluma devam ettim. Bir süre sonra Cha Na'nın evine varmıştık.
Narae'nin yol boyunca anlattığına göre Cha Na'nın bir erkek kardeşi varmış ve kansermiş. Üstüne üstlük psikolojik sorunları varmış ve aileleri ölmüş. Cha Na ise tek başına çalışıp hem kardeşine bakıyor, hemde ameliyat olması için para biriktiriyormuş.
Bunları duyduktan sonra kan beynime sıçramıştı. O daha küçücükken bu kadar yükü tek başına sırtlanmıştı.
"Narae sen Cha Na'nın eşyalarını al, Taehyung sende kapımı aç."
Taehyung kapıyı açıp Cha Na'yı almama yardım etmişti. Cha Na'yı düşürmemek adına sıkıca tutuyordum.
Yavaş yavaş eve ilerlerken Cha Na anahtarı çıkartmış ve: "Hansung uyuyordur şimdi onu korkutmayalım. O yüzden sessiz olun."
Kafamı onaylar anlamda salladım.
İçeri girince Narae ile Cha Na'nın odasını gittik.
Cha Na'yı yavaşça yatağına bıraktım ve üstünü örttüm.
Odadan çıkıp Taehyung'u da alıp çıkmak istemiştim ama Narae Cha Na'nın sorun etmeyeceğini ve burada kalabileceğimizi söyledi.
Taehyung hemen kabul etsede ben tereddütte kaldım. Çünkü birbirimize ne kadar aşık olmakta benden rahatsız olabilirdi. Ve buna Narae karar veremezdi. Fakat Taehyung kal işte ne olacak gibi sözler sarf ederek beni ikna etmişti.
Kısa konuşmamızın ardından Narae bize yastık yorgan vermiş, misafir odasına yönlendirmişti.
Odaya gidip yatağı kurduktan sonra kendimi uykunun kollarıma bıraktım.
...
Devam 3
...
_Cha Na'nın ağzından_
Sabah şiddetli baş ağrısı ile uyandım. Dün aşırı derecede çok içmiştim ve en son hatırladığım tek şey buydu.
Etrafıma baktığım da odamda olduğumu görmüştüm. Sanırım Narae getirmiş olmalıydı.
Yavaşça ayağa kalkıp banyoya gidip rutin işlerimi hallettim. Hemen sonra ise üstümü değiştirip mutfağa gittim. Fakat gördüğüm manzara şok olmama yetmişti.
Kardeşim Hansung ve Jungkook beraber kahvaltı hazırlıyordu. Kardeşim gülüyordu. Bana bir kere bile gülmeyen gülse bile nadir gülen kardeşim şuan kahkaha atıyordu.
Ben kapının önünde şok olmuş şekilde onlara bakarken ikiside beni fark etmiş olmalı ki bana bakmaya başladılar.
"Günaydın abla."
"G-günaydın ablacığım da siz?"
"Evet ben. Günaydın güzel elbiseli kız. Bu arada Jungkook de siz bizli konuşma artık"
"Tamam ama beni eve sen mi getirdin?"
"Hayır abla. Narae abla ve Taehyung abide yardım etmiş."
"Peki onlar nerede?"
"Gittiler."
"Pekala. Teşekkür ederim Jungkook. Sanırım dün gece burada kaldın."
"Evet. Narae sorun olmaz dedi ama yinede özür dilerim sana sormadan evinde kaldım."
"Hayır lütfen sorun değil. Umarım rahat uyumuşsundur."
"Uyudum."
Gözlerimin en içine bakarken bu anımızı Hansung bozmuştu.
"Hadi kahvaltı hazır oturalım."
Hep beraber sofraya oturup yemeğimizi yemiş ve yine hep beraber kaldırmıştık.
Bir süre sonra Hansung odasına gitmiş ve Jungkook İle yalnız kalmıştık.
"Cha Na sana söylemem gereken bir şey var."
"Dinliyorum."
Boğazını temizlemiş, kendine gelmek adına gözlerini kapatıp açmış ve başlamıştı konuşmaya.
"Üç senedir beni sevdiğini biliyorum. Yani aslında iki senedir biliyorum. Uzaktan bile olsa gözlerinde ki sevgiyi ve aşkı iki sene önce gözlerimle gördüm. Bir bakışın bile yetti aslında anlamam için. Aslında hislerinin karşılıklı olduğunu söylemek istiyorum. Seni seviyorum Cha Na. Hemde bir senedir. Belki sen gelirsin dedim ama sonra Narae utangaç olduğunu söyleyince mezuniyeti bekledim."
Derin bir nefes almış ve devam etmişti.
"Çok uzatmak istemiyorum. Bu sefer sana ben eşlik edebilir miyim güzel elbiseli kız?"
Uzun zamandır aşık olduğum insan benim yapamadığımı yapıp bana çıkma teklifi yapıyordu.
Buna cevabım tabiki belli.
Sonuçta uzun zamandır bu anı bekliyordum değil mi?
"Edebilirsin."
Tebessüm etmiş ve masanın üzerindeki elimin üstüne elini koymuştu.
"Her zaman her şekilde yanındayım güzelim bunu sakın unutma."
"Unutmayacağım. Seni seviyorum."
Ohh... uzun zamandır içimde tutuyordum.
"Bende seni seviyorum güzel elbiseli kız.."
Ve işte o gün günümün güzel geçmesini sağlayan ilk şey dudaklarıma küçük bir öpücük kondurmasıydı...
Ben Sung Cha Na. Hayatın en dibinde yaşayan ben, şuan hayatın zirvesine çıkıyorum.
*_Son.._*
-
Umarım sevmişsinizdir. Şimdiden yorumlarınız için teşekkür ederim.
İstek varsa yorumlara yazabilirsiniz.
Daha fazla içerik görmek için kanala abone olmayı unutmayın!♡♡
İnstagram: iconkpopp
Wattpad: cezaliyiz
Muqq knk muqq ama biraz uzasaydi yaa hikaye bitince üzülüyom
@@Zip-2008.zamanım olmadığı için yazamadım aceleye geldi biraz teşekkür ederim
Son cümleye kalbimi bıraktım meleğim çok güzel olmuş
Teşekkür ederim canımm❤️❤️
Çok minnoş tatlı bir hikayeydi bayıldımm 💝💕💖💓💞
❤
YA COK TATLIII😭😭
Teşekkür ederimm❤
Ellerine saglikk caniiim❤❤ cok tatlis bir hikaye olmuss
Teşekkür ederim canım❤️❤️
Mükemmel olmuşş, ama kızın kardeşi niye hiç ablasına gülmüyormuş ki?
Oralara çok girmek istemedim zaten aceleyle yazılmış bir şey teşekkür ederim❤
@@jeonqwz anladım 💜
Muqq