Kitapta yalnızlaşan bir karakter var burada aklıma şu geldi varoluşçulukla ilgili bir söz var Karl Jaspers söylemiş;”Varoluşsal iletişimin ilk adımı yalnızlıktır.”diye bu karakterle örtüştüğünü düşündürttü..
Ben ilk okuduğumdan beri yazarı Fransız sanıyordum,, hiç de araştırmamışım. Ama o zamanlar internet bu kadar yaygın değildi zaten. Bir daha da donmemeişim kitaba da yazara da, hep sevmiş ve güzel bahsetmişim ama. şimdi yazarın Alman olduğunu öğrenince saygım bir kat daha arrtı. Başka bir yeri kendi yurduymuşcasına yazabilmesine de ek bir hayranlık duydum. Çok teşekkür ederim bilgilendirmeler için.
Bu algıya ben de kapılmıştım doğrusu. Ancak oralı birinin bileceği detayda ve de tarihi arkaplanı ile anlatmayı başarması gerçekten hayranlık uyandırıcı. Kıymetli yorumunuz için çok teşekkürler
Romanda 18.yüzyılın ikinci yarısında Fransa’da geçer ve Aydınlanma ve usun önemi hakkındaki konseptler oluşturulmaktadır.Roman bize 18.yüzyıl insanının yaşama biçimi ve yürüttüğü ilişkiler açısından ipuçları vermektedir.Duygular arka plana atılmış ve fazla bir değer taşımaz. İnsanlar aydınlanmanın gerektirdiği biçimde ve daha önemli gibi görünen aklın kurallarına göre hareket ederler.Roman karakterleri birbirlerine iyi ya da kötü davranırken sempatik olup olmadıklarına bakmaksızın en iyi çıkar sağlayacaklarına şekilde davranırlar ve bunun sonucunda insanlar birbirlerine besledikleri duygularını açıklamadıkları için yalnızlaşıyor.Bu davranış biçimlerini günümüzde toplumda görmek mümkün.Büyük kentlerde örnekleri mevcut...
Yazar,insanın diğer hayvanlardan zerre kadar evrimleşmediği fikriyle insanlığın habis yanını göstermek için hayvansal sembolizmi parfüm boyunca kullanır.
Kitapta yalnızlaşan bir karakter var burada aklıma şu geldi varoluşçulukla ilgili bir söz var Karl Jaspers söylemiş;”Varoluşsal iletişimin ilk adımı yalnızlıktır.”diye bu karakterle örtüştüğünü düşündürttü..
Çok güzel sözmüş gerçekten. Ama kahramanımız bunu iletişime dönüştüremediğine göre bu da galiba varoluşçuluğun ironisi olarak adlandırılabilir belki
Ben ilk okuduğumdan beri yazarı Fransız sanıyordum,, hiç de araştırmamışım. Ama o zamanlar internet bu kadar yaygın değildi zaten. Bir daha da donmemeişim kitaba da yazara da, hep sevmiş ve güzel bahsetmişim ama. şimdi yazarın Alman olduğunu öğrenince saygım bir kat daha arrtı. Başka bir yeri kendi yurduymuşcasına yazabilmesine de ek bir hayranlık duydum. Çok teşekkür ederim bilgilendirmeler için.
Bu algıya ben de kapılmıştım doğrusu. Ancak oralı birinin bileceği detayda ve de tarihi arkaplanı ile anlatmayı başarması gerçekten hayranlık uyandırıcı. Kıymetli yorumunuz için çok teşekkürler
Koku duyusunu bu kadar iyi anlatan başka bir kitap yok. Kelimelerle bizim o kokuyu duymamızı sağlıyor neredeyseççç
Kesinlikle katılıyorum
Romanda 18.yüzyılın ikinci yarısında Fransa’da geçer ve Aydınlanma ve usun önemi hakkındaki konseptler oluşturulmaktadır.Roman bize 18.yüzyıl insanının yaşama biçimi ve yürüttüğü ilişkiler açısından ipuçları vermektedir.Duygular arka plana atılmış ve fazla bir değer taşımaz. İnsanlar aydınlanmanın gerektirdiği biçimde ve daha önemli gibi görünen aklın kurallarına göre hareket ederler.Roman karakterleri birbirlerine iyi ya da kötü davranırken sempatik olup olmadıklarına bakmaksızın en iyi çıkar sağlayacaklarına şekilde davranırlar ve bunun sonucunda insanlar birbirlerine besledikleri duygularını açıklamadıkları için yalnızlaşıyor.Bu davranış biçimlerini günümüzde toplumda görmek mümkün.Büyük kentlerde örnekleri mevcut...
Güzel ve önemli gözlemler. Çok teşekkürler
Çok teşekkürler...
Değerli geri bildiriminiz için çok teşekkürler
Bu okumalarınıza yeni katılımcı kabul ediyor musunuz?
Elbette,
rmuratkurt@gmail.com adresine boş bir mail atarsaniz, ben size gerekli açıklamaları iletirim.
Teşekkür ediyorum @@psikoedebiyat
Yazar,insanın diğer hayvanlardan zerre kadar evrimleşmediği fikriyle insanlığın habis yanını göstermek için hayvansal sembolizmi parfüm boyunca kullanır.
Teşekkürler, yorumunuz için.
Koku.. favori kitabım
Değerli yorumunuz için çok teşekkürler