Ders Notları • Türkiye’de din meselesinin temeli Kur’an çevirileridir. • İnsanların dini tasavvurlarını ve umutlarını yükledikleri şey kutsal metindir. • Üzerinde duracağımız konu Kur’an’ın anlaşılma sorunu değil, Kur’an çevirilerinin anlaşılma sorunudur. • Hakikatin çok öznel/kişisel/elitist bir tarafı olduğuna inanırım. Geniş kitleler hiçbir zaman hakikatle temas ihtiyacı hissetmezler. (Bknz. Platon’un mağara metaforu) • Gündelik zekanın sınırı olur. Zeka, işlemlerini sınırlı nesneler üzerinden kurar. Us sınırsızdır çünkü usun nesneleri de sınırsızdır. Akılla aklın nesnesi aynı şeydir. • İtidal ilim sınırlarla olur. • Kur’an’ın kavranılma problemlerinin temeli “Kur’an-Mushaf” ayrımının yapılamamasından kaynaklanır. • Kur’an modern dönemde tefsirler üzerinden değil, mealler üzerinden anlaşılıyor. Bu nedenle ilahiyatlarda tefsir bölümü olduğu gibi meal bölümü de olmalıdır. İlahiyatlarda çeviri bilim, anlam bilim, yorum bilim öğretilmeli. • Adalet ve Kalkınma Partisi modern bir sapmadır. (Modern bilincin ürünüdür) Geleneği bir baharat gibi kullanırlar. • İmanı zayıf ama İngilizcesi kuvvetli olanlar -bu konularda- daha nitelikli eserler ortaya koydular. • Kutsal kişileri eleştiremezsiniz çünkü bu tür insanlar bu tür kişiliklere zihinleriyle değil duygularıyla bağlanırlar. (Atatürk, Abdülhamid, Said Nursî ilh.) • Elmalı tefsire başladığında 48, Akif meale başladığında 53 yaşındaydı. Elmalı da Akif de bu işlerin altında kalmıştır. • Duygusal yatırımların olduğu yerde eleştiri aşağılamaymış gibi görünür. • İnsanlık tarihinde kutsal kitap çevirisi çok moderndir ve Luther ile başlamıştır. Almanlar bu faaliyetler sayesinde Roma’nın boyunduruğundan kurtulmuştur. • Milliyetçilik ile dinde reform yan yana gitmiştir. Bizdeki çeviri hamleleri içerisinde bu modernliği kavrayacak zeka yoktu. • Ulema ussal yapısını Kur’an’a borçlu değildir, ilkelerini borçludur. O ussal yapının tamamı Platon ve Aristoteles’tir. • İnanmayı Kur’an’dan öğrenmiş olabiliriz ama düşünmeyi Yunan’dan öğrendik. • Anlam-bilim, yorum-bilim ve çeviri-bilimin hassas kuralları dikkate alınmadığı için Kur’an çevirilerini ciddiye alamayız. • Kur’an yazılı değil sözlü bir metindir. Peygamberin okuma-yazması yoktu. • Bilinç yoksa tarih yoktur. • Kur’an okuma-yazma bilmeyen bir bilince inzal edildi. • Mushafa abdestli dokunulur mu dokunulmaz mı diye tartışılıyor. Kur’an nazil olduğunda ortada dokunulacak bir metin yoktu. • Mushaf iki kapak arasındaki sahifelerdir. Kur’an satın alınamaz, Mushaf satın alınabilir. • İnanç problemlerinin hepsi siyasi problemlerdir. (kader-iktidar) • İslam dünyasının geri kalıp bir daha belini doğrultamadığı tarih 840-850 tarihleridir. (Ahmed ibn-i Hambel) • İslam dünyasının uygarlaşmasının önündeki en büyük engel selefilerdi. • Selefi terörü bütün entelektüel mirası kendine benzetmişti. • Kur’an’ın özü Arapçadır denildiğinde lisanullah denmiş oluyor. Kur’an mushafa dönüşürken lisan Kur’an’ın dışsal niteliği olarak değil içsel niteliği olarak kabul edildi. • Kur’an’ın muhatapları üçe ayrılır: 1- Doğrudan muhataplar (Kur’an’a muhataptılar) 2- Kur’an’ın dolaylı muhatapları (tefsirlere ve mushafa muhataptırlar) 3- Kur’an’ın modern muhatapları (tercümelere muhataplar) • Surelerin dizilimi ve irtibatlanmasının dini ya da tanrısal bir tarafı yoktur. • Bir ayet, bir cümle değildir. Cümle tamamlanmış söz demektir. Bazen üç ayet bir cümle eder. Bunlar incilden alınmadır. Matematiksel mucize hikâyelerinin çoğu safsatadır. Modern olmayan metne modern kıstaslarla yaklaşıyorlar. • Arapların hiçbir zaman yazmaya ihtiyacı olmamıştır. • Selefilere göre ilm-i kelam haramdır. Mekke ve Medine’de hiçbir zaman düşünce olmamıştır. Hala da yoktur. • Her din soru sormayı tehlikeli bulur. • Kur’an’da ayet durağı kafiyenin tuttuğu yerlerdir. Arap o noktaları oraya kulağıyla koymuştur. • Kur’an sıralamasında giriş-gelişme-sonuç yoktur. Kur’an’ın “içindekiler” bölümü çıkarılamaz çünkü bir okur varsayılmamıştır. • Kur’an’da çok tekrar vardır, yazı dilinde tekrar olmaz. • Kur’an’ın özü doğru kavranmadığı için doğru yorumlama olanağı yoktur. Bütün yanlış, aşırı ve zorlama yorumlamalar metni istediği gibi kesip biçeceğine inanan okurun kontrolündedir. • Türkiye’de önerebileceğim bir tek meal yok. • Aziz Yardımlı’nın Kant ve Hegel çevirileri birinci sınıftır. • Türkçe Kur’an çevirileri yapan adamlar içinde Türkçenin hakkını veren bir tane adam tanımıyorum. • Kur’an’ı Türkçeye çeviren adamların listesini yapın. Hangisi Kur’an’dan önce bir metni Arapçadan Türkçeye çevirmiş? • Kur’an’ı iyi çevirmek için Kur’an’a inanmak gerekmez. • Anadile, o dili en iyi konuşan ve en iyi yazanlardan dinleyip okuyarak emek verilir. • Şiir tercüme edilemez. Kur’an bir şiir değildir ama şiiriyeti çok yüksektir ve sözlü kültür dilidir. Sözlü kültür içinde yetişen usun çalışma biçimi ile -bizim gibi- yazılı kültürden yetişen insanların çalışma düzeneği aynı değildir. • Hiperaktif tiplerden hikmet sadır olmaz. Hikmet itidalden ortaya çıkar. • “Olması gereken” zihnin kendini hayata dayatmasıdır. Toplum böyle ilerler. • Dindar bilinç için hakikatin hiçbir önemi yoktur. • Din hakikat arayışına izin vermez çünkü bizzat kendisi mensuplarına hakikati verir (verdiğini iddia eder). • Dindar bilincin en büyük sorunlarından biri içinde yaşadığı çağla, inançları ve inançlarının uygulamaları hakkında bağ kurmakta zorlanmasıdır. • Hıristiyan olmak demek yaşamı/doğayı yadsımak demektir. • Kur’an çevirileri aracılığıyla beklenen, istenen ve vadeliden şey düşünsel bir metin üretmektir. Bunu bulamazsınız çünkü metnin orijinalinde bu yoktur. Bunu yapmaya çalışırsanız metnin aslını tahrif etmek, ondan uzaklaşmak zorunda kalırsınız. Bu nedenle sözgelimi Kur’an’a göre peygamberler tarihi yazamazsınız. • Kur’an’ın yaşadığı çağ, kullandığı dil ve o dilin iç mantığı tercüme edilemez. • Bu aracıların hepsi (mütercimler) toplumu tatmin edebilecek kültürün çok altında insanlardır. • Kur’an çevirileri asla modern bir toplumun Kur’an’dan beklediklerini karşılamayacaktır. Kur’an’ın Arapçasını hiç anlamadan telaffuz etmek insanların dindarlığını sürdürmesini sağlar.
Hayatın anlamıyla ilgili söyleşinizde , bir yorumda hayatımın anlamını yitirdim şeklindeki yorumu telaffuz ettiğiniz an o yorumda kendimi buldum. Sizi dinlemeye başladığımdan beri bende böyle bir boşluğa düştüm. Fakat takip ettikçe anladım ki sorun bizde. Çünkü hazır değiliz bazı hakikatleri anlamaya. Gerçekten de anlattığınız hakikatler katşısında sudan çıkmış balığa dönmeyecek o kadar az insan var ki .. Şüphesiz çok taşlanmışsınızdır bu yüzden ve hakikatin peşinden gidenlerin tek tesellisi sadece daha az taşlanmak ümidi olabilir. Umarım sayenizde girdiğim bu yolculuğun sonunda size bütün kalbimle minnettar olacağım kadar aydınlanmış olurum. 😊
Us var, bilgi var, çalışkanlık var, hakikatı arama isteği var, derinliğine düşünme yetisi var, bağımsız düşünme kabiliyeti var ,ifade yeteneği var. var, var,var. Siz ne güzel bir insansınız.Her şey için çok teşekkürler, iyi ki varsınız.Hem aydınlatıyor hem de ısıtıyorsunuz çevrenizi.Sevgi saygı bizden olsun.
@@renasirkek3548 Dücane bey, bu toprakların çileli gönüllerinden sadece biri. Hakikat arayan bu arama metodu olarak akıl yolunu seçen samimi bir insan o kadar. Din gününün sahibi Allah. Son nefesin ne olacağını kimse bilmez....
@@renasirkek3548 İnsanların insanlara faydalı olması en önemli Salihatlardan... Belki namazdan oruçtan daha önemli. Birinde şahsın kendisi diğeri başkası .., Dücane bey, çırpınıyor o biricik hakikate ulaşmak için. Allah ulaştırsın biz de faydalanalım. . Bu tartışmalar yeni değil. Taa hz. Adem’den beri var. Biz sadece yazılı olanları biliyoruz... Bin tane felsefe metodu var ve daima değişen aklın ürünü. Bu iş zor belki de imkansız... İhtimal, Neşet Ertaş gibi: “HAKİKATTA GÖNÜL BİR İMİŞ MEĞER” diyerek hakikati gönülde aramak lazım; hayat kısa bu kadar kitap okunmaz... İnsan manyar lakin kim olurda olsun böyle bir şeyi insanlık adına yapmak insanlık adına iyi ise Allah razı olsun...
@@eyymma99 Hakikate ulaşmak isteyen bir insan. Kim müslüman kim değil Allah bilir. İster tümelden tekile git ister zerreden galaksiye. İster hakikat insanın içinde de ister kainatta de. Tasarruf da Kuran ile gitmez hakikata... Felsefe akılla gitmek ister bırak gitsin yolun sonu hep hakikata çıkar.... Yeterli yolda olsun! Niyeti çıkmak ise çıkar... Keşke Dücane beylerden daha çok olsa.
Diksiyon ve Beden dili üzerine eğitm veren biri olarak ifade ediyorum; Dücane bey siz Türkiyede Türkiye Türkçesini yani Istanbul ağzını bilip de konuşabilen bir kaç kişiden birisiniz. Şahsen hiç sıkılmadan,ayarlara müracaat etmeden izledim, notlar aldım. Her ne kadar bilgelik dolu derinliğiniz devrelerimi yaksa da [ :) ] son derece istifade ettim diyebilirim. Son olarak yerel ağızlı Türkçe yoksunu akademisyen (!) taifesini yerden yere vurmanız isabet olmuştur.🎯 İyi ki varmışsınız. Verdiğiniz önemli bilgiler,bozduğunuz ezberler ve yaktığınız devreler için çok teşekkür ederim. 👍🏻
@@necatibey10 Evet. Daha buna benzer pek çok örnek vardır İstanbul ağzında. Pek bilinmeyenlerden: Mesela, ‘Olsaydı’ demezler onun yerine “olsıydı” derler. Daraltır,daha zarif ifade ederler.. İstanbul yerine I ile ‘Istanbul’ derler. Ne için “niçin” gibi.. Bir şey yerine bişii Bu “Istanbul ağzı”yeryüzündeki en mükemmel Türkçedir. Bir tık üstü yoktur efendim. Konuşabilenler: ya geleneksel Türkçeye hakim olanlar yani yazıp okuyabilenlerdir ya da doğma büyüme Istanbullulardır.
@@mutevaziya7361 3 kuşak İstanbulluyum bişii , niçin bunlar nolucekle yapıcekle aynı şey değil.Bence Yeşilçam ağzı diye de bir şey olmalı ancak o da İstanbul ağzıyla ilgili değil.Tıpkı bugün çok güzel, çok ince konuşuyoruz sanıp geliyor olacağım, konuşuyor olacağım demenin kirlilik olması gibi.Dücane hocayı zevkle dinliyorum.Türkçesi de telaffuzu da hepimizden iyi.Ancak bazı örnekleriniz ve bunların İstanbul ağzının harikalığına dahil olması konusunda sizinle hemfikir değiliz.
@@necatibey10 Yeşilçam ağzı ağdalı bir Türkçe olarak verdiniz sanıyorum fakat oyuncuların günlük hayattaki konuşmalarını arşiv kayıtlarındaki röportajlardan da görebiliyoruz. Bunlar ilçelere göre de değişebilir örn: Üsküdar ağzı gib.. Bunun yazılı kuralları yoktur kulaktan aktarılır tıpkı musıki gibi. Usta-çırak ilişkisi gibi.
@@mustafanazifart İstanbul ağzı “niçün?” de kullanır. Bu arada yazınız çok kötü biraz daha mı özen göstermek lazım acaba? Özellikle bu tür konularla ilgili yazarken.
Elbette, Dücane hocamızda çok teşekkür ederim, düşündürücü, bilgilendirici, tevazu dolu sohbeti için, kim bilir fırsat buldukça bu konuşmayı kaç kere daha dinleyeceğim..🌷
Kuranı anlamanın anlamı ve kuran cevirilerin dünyası kitaplarınızı okuyup bu videoyu tekrar tekrar izledim hocam çok çok teşekkür ederim 60 yaşımdan sora aklımızı kullanmayı ve okumayı öğrendim.
Sizin anlattığınız herşeyi duymaya o kadar ihtiyacım varki.canlı yayınlarınızı çok seyredemiyorum ama,sabahı dört gözle bekliyorum.ilk işim videonuzu seyretmek oluyor. Sağolsun.
Bir süredir, mealdeki büyük-küçük bazı "şeyleri" kabul edemeyişimi, anlayamayışımı sorgularken ve bunu çaresizce Allah'a ve Allah'ı anlayamayışıma biçerken beni büyük bir yükten kurtardınız... Can kulağıyla dinledim, izledim not aldım, tekrar izleyeceğim. Çok teşekkürler.
Kuran gerçekten anlaması zor bir kitap. Dili çok yerel, deyim ve mecazlar işi iyice güçleştiriyor. Bende uzun zaman hakkıy ile anlamaya çalıştım da, çeviri ve tefsiri yapana göre değişiryor ne yazdığı. Allah affetsin, bu kitabı da getirenide reddettim
Hocam sizi uzun zamandır dinliyorum ve hem zevk alıyorum hemde aydinlandigimi düşünüyorum.Bu kısa söyleşinizde ki bana göre kısa nerdeyse 50 kitap okuyup özetini hatta ozunu anlamış kadar oluyorum. O yüzden size gerçekten en içten teşekkürlerimi iletiyorum.Bize yıllarca biriktirdiğiniz harcadığınız zamanların verdiğiniz emeklerin şu kısacık söyleşide bundan bizlerede istifade ettirdiginiz için gerçekten minnattarim.
"Geriye doğru" gitmekten ilk kez mutluyum.. (Programlarınızı tek tek geriye doğru izliyorum) Asya devletleri için görūşleriniz ne kadar da gerçek ... Būyūk bir keyifle izlemekteyim. Yedi tane masa örtūsūnū, peçetelerini, dantellerini kağıt gibi kolaladım. Evet,öğreniyorum... Şūkran ve minnet duygumla Efendim. 🍃⚘.
Ya hocam siz Kutsal. Mətnləri bilmək için dillər öyrənmisiniz yillarinizi vermişsiniz əmək vermişsiniz hayatinizj sarf etmissiniz və sonra da gəlib bura da bizimlə heç bir karsilik beklemeden paylasiyorsunuz bu benim için artıq şəhidlik zirvəsidir sizə təşəkkür etsək belə azdır. Sadəcə ömrünüz uzun və bereketli olsun var olun hər daim bizdə sizdən oyrenelim ❤
Aydınlanmaya giden yol kolay! Ama sadece iyi kötü diye ayırmayanlar için. Sevmeyi ve nefret etmeyi bırakınca, her şey netleşir. En ufak bir tercih bile, cennetle dünyayı sonsuza dek ayırır. Gerçeği görmek istiyorsan, hiçbir şeyin lehinde yada aleyhinde fikir besleme. Sevdiğin şeyleri sevmediklerinden üstün tutmak, aklın hastalığıdır. Maddenin derin manası anlaşılmadıkça aklın doğal huzuru sonsuza dek kaybolur. * Aydınlanma yolu sonsuzluk kadar mükemmel! Ne bir şey eksik ne bir şey fazla. Aslında kabul yada reddetmeyi seçtiğimiz için maddelerin gerçek doğalarını görmüyoruz. Ne madde aleminin karmaşık düzenine, ne de boşluk fikrine kaptır kendini. Her şeyin bir olduğunu bilmenin sakinliği, bu hatalı görüşleri kendiliğinden yok edecek. Sessizliğe ulaşmak için hareketsiz durmaya çalıştığında, bu çaba seni hareketle doldurur. Aşırılıktan kurtulmadan, birliğin ne olduğunu bilemezsin. Orta yolda gitmeyenler harekette de sessizlikte de başarısız olur. İddia etmek ve inkar etmek. Maddenin gerçekliğini inkar edersen maddenin gerçekliğini kaçırırsın. Bu dünyanın boş olduğunu iddia edersen bu dünyanın gerçekliğini kaçırırsın. Bu konuda konuşup düşündükçe gerçekten uzaklaşırsın. Konuşup düşünmeyenlerin bilemeyeceği hiçbir şey yoktur. Birliğe dönmek manayı bulmaktır. Manayı maddede arayan, birliği kaçırır. Aydınlanma anında madde ve boşluğun ötesine geçilir. Bu fani dünyada olan biten bütünü göremediğimiz için bize gerçek görünür. Gerçeği arama! Fikir beslemeyi bırak yeter. * İkilemde kalma Farkındalıkla kurtul ikilikten. En ufak bir parçan bile iyi kötü şu bu diye ayrım yaparsa aklın birliği kargaşada kaybolur. Bütün ikilikler “Bir” olandan gelir. Ama sen bu birliğe bile bağlanma. Akıl bu yolda sarsıntısız durabilirse dünyadaki hiçbir şey onun huzurunu bozamaz. Ve huzurunu bozmayan bir şey, artık eskiden göründüğü gibi görünmez. Ayrım yapmayı bıraktığında, eski akıl yok olur. Düşünceye sebep olan objeler yok olunca, düşünen akıl da yok olur. Maddeleri madde yapan akıldır. Akıl ve duyular maddeleri gerçek yapar. Akıl ve madde arasındaki bağı anla, ve her şeyin boşlukla bir ve içiçe olduğu gerçeğini. Boşluğun içinde akıl ve madde birdir. Dışarıdaki dünyanın tamamı aklının da içerisindedir. Bu bayağı, bu üstün/özel diye ayrım yapmazsan önyargı ve fikir yürütmeye meyletmezsin. * Aydınlıkta yaşamak Zor da değil kolay da, Ama dar görüşlü olanlar, korkak ve kararsızdırlar. Acele ettikçe,zorladıkça daha yavaş giderler. Bağımlılıktan kurtulamazlar. Aydınlanma fikrine bağlanmak bile yoldan çıkmaktır. Her şeyi olduğu gibi kabul et! O zaman gidilecek gelinecek bir yol kalmaz. * Maddenin doğasını kabul edersen ki o senin de doğandır, Bu dünyada özgürce ve sarsılmadan yürürsün. Düşünceler ve fikirler gerçeği gölgeler, her şey bulanıklaşır, netliğini kaybeder. Yargılamak seni yıpratır ve rahatsız eder. Ne faydası var ayrımcılığın? Birlik yolunda ilerlemek isteyen, duyu ve fikirlerden oluşan maddi dünyayı kınamaz. Aslında onu her şeyiyle olduğu gibi kabul etmek gerçek aydınlanmanın ta kendisidir. Arif olan amaçlar peşinde koşmaz ama dar görüşlüler kendilerini tutsak eder. Gerçek tektir Ayrımcılık, sınırlı aklın bağımlılık ihtiyacından doğar. Aklı akılla aramak, yapılabilecek hataların en büyüğüdür. * Rahat ve rahatsızlık hayal ürünüdür. Ermişler için iyi kötü yoktur. Bütün ikilikler cahilce sonuç çıkarmaktan doğar. Rüyalar veya havadaki çiçekler gibidirler. Onları tutmaya çalışmak saçmadır. Kazanmak ve kaybetmek, doğru ve yanlış bu tip düşünceleri hemen terk etmek gerek. Uykuya dalmazsan, hayaller kendiliğinden yok olur. Eğer akıl ayrım yapmazsa, evrendeki her şey olduğu gibidir ve özünde tektir. Bu tek özün gizemine varmak, bütün karmaşadan kurtulmanı sağlar. Her şeyi bir görünce o sonsuz öze erersin. Bu nedensiz, zeminsiz hal ne benzetme ne karşılaştırma kabul eder. Hareketi sabit olarak gör ve sabiti hareketli: Hareket de sükûn da ortadan kalkar. Bu ikilikler sona erdiğinde birliğin kendisi de sona erer. Bu esas final Ne kural ne tarif kabul eder. Aydınlanma yolundaki bölünmemiş akıl için bencilce mücadeleler sona erer. Şüphe ve tereddütler yok olur ve gerçekten güvenle yaşamak mümkün olur. Tek darbeyle kurtuluruz esaretten bize hiçbir şey takılmaz ve biz hiçbir şeye bağlanmayız. Her şey boş, net ve aydınlıktır, akıl gücünün gayretine gerek kalmadan. Burada düşünce, his, bilgi ve hayal gücü para etmez. Her şeyin olduğu gibi olduğu bu dünyada. Ne ben vardır ne de ben dışında bir şey. Bu gerçekle uyum içinde olmak istiyorsan şüpheye düştüğünde 'Her şey birdir' de. Bu birliğe her şey dahildir, Harici yoktur. Ne zaman nerede olursa olsun, aydınlanmak bu gerçeğe dalmak demektir. Ve gerçek, zaman veya mekandaki daralıp genleşmelerin ötesindedir; oradayken tek bir düşünce onbin yıl sürer. Boşluk her yerde, Ama sonsuz kainat her an gözlerinin önünde dikilmekte. Sonsuz büyüklükte ve sonsuz küçüklükte: Fark yok, çünkü tanımlar kifayetsiz. Ve görünürde sınır yok. Olmak ve olmamak da böyle. Şüphe ve tartışmalarla zaman kaybetme bunun onlarla ilgisi yok. Bir şey, her şey: Sürekli hareket halinde ve içiçe geçiyor, İstisnasız. Bunu bilerek yaşamak mükemmelliyetçilik endişesinden kurtuluştur. Bu inançla yaşamak bütünlüğe giden yoldur. Bütünlük ve güvenen akıl, birdir. * Sözler! Aydınlanmaya giden yol dilin ötesindedir. Çünkü bu yolda Ne dün var Ne yarın Ne de bugün. Hsin Hsin Ming’in “Güvenen akla ithaf”ından yorumlanarak Türkçe’ye çevrilmiştir. Sosanın bir şiiri Bizdende edip harabinin vahdetname ve seyyid nesiminin iki cihana sığmazam şiirini beraber okumayı önerebilirim. Şiir biraz uzun ve çılgınca okumaya zahmet edenlerin anlayışla karşılayacağını umud ederim.
"direnme, eleştirme, bağlanma" yı genişletmek. halbuki ikilikler bizzat insan olma deneyiminden (umwelt) değil midir? bir de düşünme hastalığı tabirinin, 2500 yıl öncesinde yaşamış bir nörobilim dehasının sözlerini köpürten, çünkü guru olmak için iyileşme arzusunda hastalara ihtiyaç vardır, dönemin ruhbanlarının temel tezi olduğu hissiyatına kapılmamak mümkün mü? zira düşünme hastalığı, hemen sonrasında ilk günaha dönüşüyor. tüm bunlardan öte, şiirin duru bir güzelliği var
@@or.hanrentacar4817 Bir aklı evvel sokratesin hiç bir şey bilmiyorum sözüyle dalga geçip dünyanın en akıllı adamı olduğunu iddia etmişti. Tek kişilik gösterileride vardı bu adamın itidalli bakarsam haklı olduğu taraflarıda vardı bu ismini hatırlayamadığım standupçının. Sokrateste bilmemeyimi uzatmıştı acaba bir şey satmıyorum bayım. Birlikte düşünelim. Daha farklı emek harcadığım bir cevap yazmıştım ama yayınlanmadı ya benim pc de bir problem var yada engellendim. Nietchenin tankızıllığının bitiş cümlesi yada. Saygılar.
Hocam verdiğiniz bilgilerden dolayı size çok teşekkür ediyorum. Hepsi ders niteliğinde bizim için. Keşke sizin yaptığınız bir Kur'an çevirisi olsa. O kadar çok isterim ki. Türkiye'de bu işi hakkıyla yapacak sadece sizsiniz.. Bu cuma gününde duam budur. İnşaallah olur.
Dücane Hocam , sohbetin ortalarındayım ...Velev ki kalan ömrünüzde okuyacağınız-yazacağınız kitaplara bu sohbetler mani oluyor olsun ...Bundan sonra hiç kitap okumasanız-yazmasanız bile bu sohbetlerin yanında o kaybınızın-kaybımızın esamesi okunmaz...Emri vaki yapmak gibi olmasın ama on binlerce insanın sizin bu söyleşilerinizden elde ettiklerinin yanında okuyacağınız-yazacağınız kitapların bir önemi kalmamıştır...TH-cam Kanalı ve yaptığınız bu yayınlar sizin insanlığa verebilecekleriniz bağlamında zirvenizdir.Digital olarak ta muhafaza edilmeleri,arşivlenmeleri gelecek kuşaklar açısından çok önemlidir.Bu hususta tereddüt içindeyseniz bir kez daha net olarak ifade edeyim ...'' Bundan sonra hiç kitap okumayın ve yazmayın .Sadece burada konuşun .Dücane Cündioğlu geldiği noktadan bir adım öteye gitmesin zaten ilmin sonu yok ama hali hazırda olan ışığınız bize yansımaz ise insanlık adına çok yazık olacak .Karar sizin diyemem ! Karar bellidir ! Yayınlara devam edip etmeme konusunda karar hakkınız olduğunu düşünmüyorum ! ''
Yıllarca hep düşündüm acaba anlatılanlar, öğrettikleri ne kadar doğru diye. Hep de suçu kendimde, amelimin zayıflığında aradım. Dedim ki, "ben doğru yaşamıyorum, o yüzden de vesvese peşimi bırakmıyor". Oysa gönlüm ve aklım bir türlü tatmin olmuyordu. Yoksa ben inançsız mıyım, diyerek kahrolduğum da çok oldu. Fakat içimde çok kuvvetli bir his, ki bütün öğrendiklerimden öte, bana: "seni ve herşeyi bir yaratan var, size tarihte mesajlar-elçiler gönderdi ama anlatılanlardan bambaşka bir özü, bambaşka bir talebi var. Rengin, şeklin, mahiyetin ne olursa olsun, içindeki sese uyarsan buradasın, doğru yerdesin", diyordu. Ama akıl hep bunu da delillendirmek istiyordu. E, anlatılanlara da güvenim tam değildi. Peki sadece düşünerek doğruyu bulabilir miydim? Farklı seslere kulak vermeye başladım. Nihayetinde yolum kaynak (Kur'an) tenkidine çıktı. Bütün geleneği, insan işini bir kenara bırakıp suyu pınarından içmeliyim diye düşündüm. Lakin yine yolumu tarihi birikim kesiyordu. Metin kutsaldı. Tertibi ilahiydi. Değiştirmeye kimsenin gücü yetmezdi. Oysa okuduğumda o kadar da akla yatkın bir metin değildi. Dediler ki: " sebeb-i nüzul bilinirse, maksad hasıl olur". İlk anda ikna ediciydi. Ama yine sorular çekiyordu arkamdan. Neden bu mesajı gönderen ve koruyacağına söz veren Yaradan, metnin bu kadar karışmasına ve yüzyıllarca buna itibar edilmesine, hatta bu çarpıklığın istismarına müsaade etmişti. O halde bir bit yeniği vardı bu işte. Çünkü böyle olmamalıydı. Kainattaki mükemmel intizamı kuran irade neden bir metnin tertibine el atmamıştı? O halde yanlış sorudan hareketle, beyhude bir çabayla, doğru cevap arayışında patinaj yapıp duruyordum. Bütün çekincelerime rağmen cesaretimi toplayıp "Acaba Kur'an nedir, diye mi sormam lazım?" vesvesesinin üzerine gitmeyi denedim. Ancak bu defa da ilmim ve birikimim yetmiyordu. Bilen ya da bildiğini zannettiklerimi okumaya, dinlemeye başladım. Yine ikna edici olmadı. Bütün bu arayışlar neticesinde aklımda şu belirmeye başladı:"mesaj ilahi, aracısı/aracıları ilahi (Hz. Peygamber ve Cebrail -ama mahiyeti bilinemez, ilham mı, yaratık mı?-) ancak Peygamberin vefatı ile mesaj tamamlanınca Yaratan, her zaman olduğu gibi, insanı yine kendi aklı ve vicdanı ile başbaşa bırakmıştı. Bu yorum/his ne kadar doğru idi, ondan da emin olmak kolay değildi. Fakat şimdi bu sohbet pek çok taşı yerine oturttu. Allah razı olsun. Hürmet ve muhabbet ile....
Benzer düşünceleri ve arayışları paylaşıyoruz. Dücane hocamızın yeri çok ayrı. Lakin arayışımız tek bir kaynaktan olmamalı. TH-cam da beğendiğim ve bizler gibi arayış içinde olan bir başka insanı önermek isterim, naçizane. "Ezberbozan Tv.." Çok değişik konularda birbirinden farklı ve değerli konukları var. Umarım siz de bakış açınızı genişletirsiniz Hakan hocamızın kanalı vasıtası ile. Sevgiler
Yıllarca okudum bişi anlamadım. İnat ettim, mesneviyi, fususu’l hikemi hatmettim eh işte. Sonra alkolle tanıştım. Batı felsefe tarihini sabahlara kadar kah şarap kah rakı içerek okudum. Muhteşem bi deneyimdi. Sonra Hayyam’ı aynı teknikle okudum. Artık içmeden bişi okuyamıyordum. Tevratı incili ve en sonunda da kuranı içerek okudum. Hah şimdi oldu diye sabahlara kadar elimden düşürmediğimi hatırlıyorum. Asosyal bi tip olmuştum ama çok mutluydum. Öyle meraklı ve öyle araştırmacı olmuştum ki kitap öğütücüsü gibiydim. Düşüncelerimle o kadar kalabalıktım ama o kadar da kırılgan. Rahmetli Yaşar Nuri’nin birçok kitabını, İhsan eliaçığın video ve kitaplarını, Caner taslamanı tamamıyla okuyup bitirdim. Sonra Niyazi Kahveci’nin iniş sırası ve sebepleri ile kuran çevirisi okudum. O zaman noktayı koymuştum. Benim için o defter kapanmıştı artık.
@@ilberidil belki de tam olarak doğru anlatamadım. Aslında ben bu eziyeti emin olmadığım için çekmedim. Tamamen emindim ancak iman ettiğim özün etrafında biriken, şekillenen katmanlar, tortular beni bu arayışa itti. Böyle olmamalıydı. Çekirdek ile kabuk arasında mahiyet itibarıyla bu kadar zıtlık anlamsızdı, yanlıştı. Bu sebeple arayışım sürüyordu ve hala da bitmiş değil. Ancak ben O'nu aramıyorum. O hep benimleydi zaten ve yine de benimle olduğunu hissediyorum. Sadece O'nun yazdığı süreç bize anlatıldığı gibi olamazdı, olmamalıydı. Bir yerlerde, birşeylerde yanlış ve eksik sayfalar vardı. İzah etmeye çalıştığım şu idi. İman, bilim ve tarih. İşte bunları hep birbiri ile uyumlu hale getirmeye çalıştık. Oysa uymuyordu. Zorluyorduk ve riyakarca aklımızı da buna iknaya çalışıyorduk. Şimdi bile şöyle bir arzum var. Olur da cennete gidersem ilk talebim ırmaklar, huriler vs olmayacak. Açın bana perdeyi varoluştan itibaren hakikatin özünü ve süreci izletin diyeceğim. Biliyorum ki buna gerek kalmayacak, bu sadece dünyevi bedenin tahayyülü. Zira herşey O'ndandır ve O'na dönecektir. Bilmem nerede bırakılan yumurtalardan çıkan balıkların hepsinin birden bilmedikleri yolları aşarak aynı denize gittikleri gibi. Kainattaki herşeyin deveran halinde tecellisi gibi dönüşten ve nereye olacağından eminim. Ben O'na inanıyor ve güveniyorum da insana ve insanın ürettiği bilgiye güvenmiyorum. İster deist, ister agnostik, ister inançsız desinler, etiketleri, kavramları da ciddiye almıyorum artık. Şimdi mecburen bu dünyadayız, bazı kurallara tabiiyiz. Tıpkı bir aracın içindeki yolcunun bakışı gibi bir pencereyle sınırlı, ancak belli bir açı ile görebilme yetisinden öteye geçemeyiz. Bu sebeple hakikat arayışı dediğimiz yolculuk bile aldatıcı. Buradaki gözlemin tezahürü hangi külliyat olursa olsun hepsi noksan kalacak. O'nu değil süreci bilemeyiz, diyorum. Benim hikayenin aslını öğrenme yolumdaki çilem, belki de O'na bir an evvel ulaşma arzusunun bu dünya ve bu beden şartları altındaki bir tecellisi. Belki de dışarıdan bakıldığında bir hezeyan veya psikoz. Ama bu şekilde bir iman bana kendimi çok güçlü hissettiriyor. Dünyevi bütün arızalarıma rağmen O'na ama yalnızca O 'na güvenip sırtını yasladığında bütün dünya birleşip karşında dursa korkmuyorsun. Ne dünyevi konforu ne kariyeri ne de parayı kaybetmek gibi şeyler seni sıkıntıya sokmuyor. Bu anlayış belki de bilginin mutedil hali ile tasavvufun öze dair yalın anlatımının bileşimine denk düşüyor. Yapacak bir şey yok, anlama yolunda devam edip bekleyip göreceğiz. Ama ne olursunuz, defteri kapatmayınız! Yeter ki bu süre zarfında özün gerektirdiği merhameti, saygıyı, iyi niyeti, çabayı kaybetmeyelim. Mevlam görelim neyler, neylerse güzel eyler. Sağlık ve huzur dileklerimle...
@@ilberidil bu arada benim hissetiğim şekliyle @dücane cündioğlu da bu arayışı henüz tamamlamamış. Ancak bizden daha önde biryerlerde olduğu kesin. Çilesi ve gayreti takdir edilmekten öte, söylediği bazı şeyler tahminimce bizzat hakikatin izdüşümü. Bazı noktalarda hakikati yakinen idrak etmiş. Ancak şahsen benim ilmim ve birikimim henüz (idrak ettiklerimi bile ifade etmeye) kifayet etmiyor. Bu sebeple Allah ondan razı olsun, yolu açık olsun.
@@hali569 hayır bir ima veya çekince yok orada. Yukarıda düşüncelerimi açıkça dile getirdim. Zaten soyut düşüncenin ağırlıkta olduğu bir platformda korkacak ne var ki? Elle tutulmaz, gözle görülmez, imani meselelere dair düşüncelerimizi gözden geçirip geliştirmeye çalışıyoruz. Eğer ifadelerim açık olmadıysa kastımı tekrar edeyim. Kur'anı en doğru hangi yöntemle izlersek, hakikatine daha fazla yaklaşır, Yaradanın muradını daha iyi anlarız, şeklindeki arayışlarıma Dücane Hoca'nın bu sohbeti (elbette öncekilerden de istifade ettim) pek çok yönden ışık tuttu. Farklı bakış açıları sundu. Düşünüp de lugatimin sığlığından dolayı ifade edemediklerimi dile getirdi. Bu yüzden benim düşüncelerimde boşta duran bazı taşlar şimdi yerine oturmuş oldu. Saygılar...
Çok teşekkürler efendim, sizden her zaman çok öğrendim; hem okuduğumda, hem dinlediğimde hiç eksilmez bu. O yüzden 'konuşmacılığınıza' laf söylediğinizde inciniyorum ben, tevazunuzu yakinen bilmeme rağmen..
Dücane hocam, Sizi Zevkle dinledim ve etkilendim. Mütkellim,hitabetin ve ilmin fevkalade.. Allah, sana hayırlı ve huzurlu bir ömür ihsan etsin. Siz ve sizin gibi Aydın insanlara çoook ihtiyaç var,ekmek ve su gibi. Allah'ım, Aydın fukarası olan İslam coğrafyasında Aydın Yetimi bırakma bizi.. Selâm ve muhabbetle
Kuran’ın çevirisinin mümkün olmadığını söylediniz ama yaptığınız Maun suresi çevirisi gayet güzel, anlaşılır ve günümüz “dindarlık” anlayışına da açıklık getirecek, “dindar”lık maskesini düşürecek bir yorumdu. Bir Kuran çevirisi yapmayı hiç düşünmediniz mi?
Değerli hocam yine çok faydalı bir söyleşi çok kıymetli yararlı bilgiler verdiğiniz için size çok müteşekkiriz.Biz sabırsızlıkla ve heyecanla Mantık derslerini bekliyoruz.
1:37::44 dakikasında, çay içermisiniz sözcüğünde doğrusu heyecanlandım. Sizden çay içmek veya size çay ikram etmek kim bilir ne güzel olur... Kendine 1 saat ayıramayan ben, sizin için heyecanla ve memnuniyetle 3 saatimi ayırıyorum. Hocam sizi çok seviyoruz, bizi bırakmayın. Emekleriniz için çok teşekkür ederiz. 🙏
Hocam bir söyleşinizi de, Kur-an ' ın nasıl indirildiği, kim yada kimler tarafından, ne zaman ve nasıl yazılı metin haline getirildiği, günümüze kadar nasıl geldiği konusuna ayırabilir misiniz? Bence Kur-an çevirilerinin ne kadar güvenilir olup olmadığından daha önemlisi ve sorgulanması gereken husus bu..
Hocam bu topraklarda doğmuş en entellektüel insanlardansınız, sizin bilgeliğinizden faydalanabiliyor olmayı ayrıcalık olarak görüyorum. İyi ki varsınız..
Böyle bir hitap mürid olmanın seneresidir ama Türkiye'de nedense bu normal. Şöyle demen lazım; şurda katiliyorum şurda katılmıyorum ama tabi hiçbir şey bilmeyen birinin katılmama gibi bir şansı yok tamam da bu adam muritten ne kazanır hiç onu bırak Türkiye niye böyle nereye varacak bu işin sonu
@@WolfForeverAdemComert Hiçbir şey bilmediğimi kabul ediyorum. Hatta senin her şeyi bildiğini de kabul ediyorum. Kimsenin müridi olacak kadar alçak bir insan değilim. Ancak müridim olmak istersen CV ni eke bırakabilirsin.
@@ssserdar ben seni elestirmiyorum Türkiye deki taşlaşmış anlayışı eleştiriyorum . Birini izlemek onun her ne derse desin her sözüne onay vermek şeklinde olmamalı öyle olursa bu mürid olur. Türkiye de üzülerek izliyorum ki insanlar artık bunu bir marifet zannetmeye başladı ama batı buna kibarlık budalası der. Bu muridlige muridlik de acayip yerlere gidiyor eninde sonunda . Ve bir yerde cehalet varsa orda muridler sağanak gibidir peki biri iyi bir edebiyatla muhteşem ötesi bir edebiyatla yanlış şeyler söylüyorsa ne olacak kaldı ki günümüzde bu moda hatta bir ayin şekli haline geldi insanlar hipnoz altında. Biri bir makale paragraf metin vs yazdığı zaman ona şöyle bir bakılır ve ona ne katkı yada eleştiri yapabilirim der insan ve tabi katildigin yerleri de belirtisin. Yok hepsine katiliyorsan mürid olmamak adına bir ekleme de geliştirme de sen yaparsın hem bu hatanın icin de yararlı olur . Mesela herkes benim müridin olsa kimse beni elestirmese ya derim bu insanlarda bir tahtası eksiklik var ya ben üstün bir varlığım. Populerite insanı kurgusal kendi evrenine taşır kendi kendine kurallar koymaya başlar . Mesela benim tasavvufa çok ağır eleştirilerin var ama Dücane bey tam bir tasavvufcu . Şimdi insanlar onun bu tarafını elestirmedigi zaman bunu benim aklımın alması biraz zor . Belki de cahilligimden işte vs tasavvuf der ya cahile her sırrı söyleme cahil olduğu için kaldıramaz vs ben de o cahillerdenim her halde. Ama şükür ki cahilim de şunu bilirim bunu bilirim demiyorum . Bana göre inancım şudur ki bilmek Allah a mahsustur. Biz bilemeyiz . Alim Allah'tır . Mesela şeytan da bilmekle saptı onun fitnesi bilmekti ama eşyanın isimlerini Allah ademe bildirdi melekler bilemezdi mümkün mü Allah cc bildirmeden bilmek.. ben tasavvuf karsitiyim. İnsanlar anlamadıkları şeylere gönül bağlıyor İslam ise tamamen mantık dinidir . İslam mantığa din der ve akletmeyenleri soslu hikayelere inananları feci şekilde yerer. Bizim bir hastaligimiz hayata kurandan değil bir takım şairlerin laflarindan bakmak . Kur'an bambaskadir . Şimdi bir yunus emre bir Mevlana filozoftur şairdir vs ama peygamber sav bir filozof şair vs değildir ve bu ikisini çok iyi ayırmak gerekir . Ha sakın ha süslü cümleleri İslami sanmayalim ve bence herkes ne yapmaktaydı biraksin peygamberimizi sav örnek alsın şairler gazeller şaşalı kelimeler edebiyat süs afaki laflar kulağa hoş gelir kulağa çok hoş gelir ama hayatla hiçbir bağlantısı yoktur insanı toplumdan soyutlayarak bir zümre oluşturmaya yöneliktir bir üst kimlik oluşturur o da her meselenin başlama yeridir .Ama peygamberimiz sav hayatına bakarsak o ben de sizin gibi bir beşerin der kendini insanlardan ayırmaz burası işin eşiğidir üst bir kimlik aramak yanlıştır sıradan olmak insanlarla iç içe olmak kuruntu yapmaktan çok iyidir . Biz bilemeyiz bilmemize de gerek yok zaten . Allah a teslim olalım görelim hak neyler kahrı da hoş lütfu da yaşayalım gidelim bak peygamber as bile ben peygamberim haa demedi mümkün mü bu tavazu kılığındaki kibire karşı dikkatli olmak gerekir. Adam ben falan zat oldum diyir el etek öptürüyor örnek şimdi bu herifin dinden aldığı pay nedir dinden hiçbir şey anlamamış bir sefildir . Peygamber sav el etek opturmedi bunlar ne zannediyorlar kendilerini. Vatikandan bir kaç ritüel öğreniyorlar falan zat oldum diyorlar onun İslam'la hiçbir ilgisi olamaz . İslam toplum içinde insanlarla eşit seviyede göz hizasında olmak namazını kılmak insanlara hizmet etmektir zümre olmak İslam'da yok olamaz da. Bu yüzden tasavvuf benden uzak olsun insana hizmet isteği insana her iyiligi kazandırır faydalı bir insan ol namaz kıl sıradan ol. Ha edebiyata merakliysan şey yaz hikaye yaz şiir yaz . Neyse konu uzadı ama ben insanlardan çok şey istedigimin gayet farkındayım. Gene de gereken her zaman soylenmek zorundadır ne pahasına olursa varsın olsun. Kargadan korkan darı ekmez bir de biz konuşalım . Dücane bey in bir çok sözüne ben de katılıyorum lakin aklı gideren tasavvufi yaklaşımlardan bahsetmeye başladığı an işin rengi fena değişiyor. Bu yazıyı Dücane bey de okur diye yazıyorum tabi ki yani sadece bu yoruma verilen bir cevap değil. Ben her şeyi bilmiyorum ama beyazın beyaz olduğunu biliyorum o kadar . Senereye gelince açıklamam gerekiyorsa açıklayayım semere diye yazdım ama klavye hatalı bastı bu tür hataları duzeltmiyorum karşıdaki nasıl olsa anlayacaktır diye .
Bu ülkenin insanının bir şeyleri fark edebilmesi için yaptığınız bu söyleşilerin derslerin değeri o kadar çok ki ne desem eksik kalır. Eşsizsiniz hocam çok teşekkürler hürmetler.
düşüncelerine değer verdiğim ve faydalandığım nadir insanlardan birisiniz. sizin gibi takip ettiğim insanlardan biri de Sinan CANAN dır ona sorduğum ve cevap beklediğim şöyle bir sorum var bu kanuda sizinde düşüncelerinizi merak ediyorum. tekrar aynı şeylerei uzun yazmamk için Sinan CANAN sorduğum şekli ile parantez içindedir. (son cümlenize bir soru sormak isterim "hayat kısa yapalım bişeyler" NEDEN? iki açıdanda cevap istiyorum; 1. bu yaşamdan sonra yaşam devam eder onun için bişeyler yapalım mı? ve bunu kendi diğer yaşam kalitemiz için mi? yoksa bir bütünün parçası olduğumuz varlığımızı devam ettirdiğini düşündüğümüz bizden sonrakilerin yararına mı? 2.burası daha zor bence tek yaşam sadece budur bu ölümden sonra yaşam yoktur ise neden bişeyler yapalım? ikinci kısımda sadece mantıksal düşünen bir yapı yani yapay zekanın ulaşacağı sonuç şudur bence sonuç bitmekse aslında amaç da bitmek olur o zaman yapılacak tek şey, bitirmektir kısa yolla. örnek: matrix filminde ki ajan simit in mantığı.) doğruyu istemiyorum onu bilmiyorum sizinde kesin bileceğinizi zannetmiyorum zaten sadece düşünerek bulmaya çalışıyoruz ben sadece bu konularda sizin düşüncenizi merak ettim cevaplarsanız çok memnun olurum iyi gelişimler...
Konu ile ilgili kitaplarınızı okuyup( Kur'an çevirilerinin dünyası, Anlamın tarihi, Sözün özü) üzerine tekrar sizi dinlemek çok tamamlayıcı oldu. İlminize, yüreğinize sağlık hocam...🙏🙏🙏❤
Kuran çevirisi yapan kişi, öyküyle, romanla, şiirle ve Türkçe'de yazılmış diğer edebi metinlerle haşır neşir olacak ki ana dilinin tüm inceliklerine vakıf olsun...
Teorilere aşırı önem atfetmek yanlış. Aşık Veysel gibi biri çıkar 1 cümlede bir kitabı söyler. Ama bazıları 1000 okur yazdıkça yazar yine de bir türlü olmaz.
Hocam biraz geç de olsa büyük bir ilgiyle söylediğiniz her kelimenin , her cümlenin hakkını vermeye çalışarak dinledim . Muazzamdınız yine ...İyi ki varsınız ...Sonsuz teşekkürler🙏🏻😊👏🏻👏🏻👏🏻👍🏻👍🏻👍🏻
@@renayi size katılıyorum hocam. Benim de merak ettiğim hoca bu konuda ne düşünüyor. Bana göre biraz da haksızlık ediyor. Çünkü Türkçe de çok güzel meal tefsir çalışmaları var.
Umut ediyorum ki gerçekçi yaşıyorumdur doğru bir şekilde sorguluyorumdur Dücane hocam bana bu yolda iyi bir yönlendirici olduğunu düşünüyorum gelecekte düşünce dünyamin tabusuz olması dileğiyle sağolun hocam.
Bu ne incelik arkadaş böyle bir başlıktan böyle derinliklere ancak senin gibi gönlü gamlı ve yaslı bir kişi dalabilirdi. Sözün bittiği yer... Var olasın
Cemil Meriç ile orta okuldayken tanıştırmıştı aydın diye nitelendirdiğim favoritism e sizin gibi minnet etmeyen ilham aldığım ablamın eşi. Malesef hayatı 2x hızla yaşadığımız bu dönemde alanımızla dolaylı alakalı çeşitli okumak, hele bir de Amerika’da Ahmet Hamdi’yi Cemil Meriç bulmak çok mümkün değilken, sizi bulunca maden bulmuş gibi oldum. Biliyorum kompliman tercih etmediğiniz lakin bayan popülasyonunun %20 olduğu takipçi kitleniz arasında olarak belki de bir nostalji paylaşmak istedim ve minnetlerimi paylaşmak istedim. Emeklerinize sağlık.
Çeviri okurken beni ilk uyandıran ayrıntı, Resul ve Nebi kelimelerinin Peygamber olarak çevrilmiş olması oldu. İkincisi de Kitap ve Kur'an kelimeleri de Kur'an olarak çevrilmiş olması... Sonra düşündüm, Resul ve Nebi aynı şeyler olsa, yaratan neden iki farklı kelime kullansın ki, aynı şekilde, kitap ve Kur'an da ayrı şeyler olmalıydı. Bunu fark etmem ve iniş sıralı çeviri okumam, anlama bakımından bana çok hızlı yol aldırdı.
@umit koc ateistlik teorik olarak bir düşüncedir yoksa bu konuşmayı dinleyen kac Müslüman gerçek Müslüman sizce kaçı 5 vakit namaz kılıyor kaçı kendini şeriatın koyduğu kurallara göre hayatını sürdürüyor... insanı Müslümanım demek kurtariyor mu sizce tüm sorumluluklardan
@umit koc ben bir agnostic olarak cevaplıyim o zaman 10 yil 5 vakit namaz kılmaya çalıştım 13 yaşından beri.. en buyik vd en devam ettiğim duam Allahım canımı Müslüman al idi. üzülerek görüyorum ki kabul olmadı sanırım (paradoks ) geldiğim nokta itibariyle. fakat mızrak malesef çuvala sığmadı. Dücane bey benim gördüğüm şeyleri anlatıyor. ama o hala inanmayı seçiyor ki o da çok belli değil ya neyse.. ben onu dinlerken düşüncelerimi test ediyorum hatalı düşündüğüm yerleri buluyorum bazen ayna görevi yapıyor anlattıkları kendimi ayna da görüp saçıma çeki düzen veriyorum gibi düşünün.. onun dışında tabiki Allah olsun isterim tanrı olsun isterim çünkü beynim bunla yıkandı küçükken cok zor insanın bundan kurtulması.. sürekli ben niye böyle oldum diyor insan. normal olduğumu hissetmeye ihtiyacım var. bu ancak Dücane bey gibi düşüncelerini inançlarından ayırabilen insanlarla hasbihal ile mümkün.
@umit koc Bu başlık için geçerli.. Hoca burada belirli bir kitleye hitap etmek istedi sanırım. Mesela ben yarım saat izleyip ayrıldım. Konu düşünceye bağlanacak mı diye bekledim. Ancak 2 günde aylar önceki videoların izleyici sayısına ulaşması gösteriyor ki video başarılı. Eski kitlesi hocalarını takip ediyor bu sevindirici
"Hakikatten yana olacaksan yalnız kalmayı göze alacaksın." "Topluma rağmen toplum için" ah be hocam ciğerinizin yanık kokusu gelip burnuma dayandı gözümü sızlattınız. onca hıyanete haksızlığa rağmen insandan vazgeçmediğiniz için sağolun, varolun, zatınıza şükranlarımla hürmet ve muhabbetle kıymetli hocam th-cam.com/video/1Ylb3Xahjnw/w-d-xo.html
@ateizm out kendisi adına bu sorunuza cevap veremem. fakat benim şahsi tespitim Dücane hocam ne deist ne ateist nede bir teist'dir. zira bütün dinler ve izm'ler hakikati aramanın önünde en büyük engellerdir. Hakikat arayıcısının bir durağı olmaz o daima seyreder. Bütün bu yolculuk kendimden kendime imiş der. Muhiddin ibn i arabi
@ateizm out Dediğim gibi kendisi adına bu sorunuza cevap veremem. fakat şahsi tespitimi yukarıda yaptım. ne benim tespitim, nede sizin aldığınız duyum doğru olabilir. Benim tespitim (ZAN) sizin duyumunuz da (MIŞ, MİŞ))
ateizm out ne olduğunun bir önemi var mı? Bir aşamadan sonra topyekün kapsayıcılığı olan bir zekayı bir kaç tanımlamaya mahkum etmek, bir kaba sığdırarak tanımlamaya yeltenmek dürüst bir tavır mıdır? Anlamlı değil
Üzüldüğüm şey; sizin değiminizle milyonlarca "küçük Dücane" sizin tüm samimiyetinizle anlattığınız çok değerli bilgileri yine size karşı ve olanı, olması gerekene uydurmak amacıyla kullanmaktan vazgeçmeyecekler. Bizlerde maalesef böyle bir Dünya da yaşamaya ve ölmeye mahkumuz. Bence olması gerekene değil de olana bakarsak "İnsan özü gereği inanmak ister" diyebiliriz.
Bugün biraz yorulmuştum, canlı yayını bir saat kadar izler, kalanını videodan tamamlarım düşüncesi ile bilgisayarın başına oturdum ama kalkmak ne mümkün. Müthiş keyif aldığım bir sohbet oldu, sesinize soluğunuza sağlık. Kur'an'ın bir şiir olduğu düşüncesine ilk defa "Rahman" suresinde kapılmıştım (Arapça bilmem), adeta Divan Edebiyatı dersinde bir gazel okuyormuşsun gibi geliyor insana, demek ki çok yanılmamışım dersem ayıp olmaz herhalde. Yıllar önce hacca giden bir tanıdık anlatmıştı. İbadetlerini yaptıktan sonra orada görevli bir Arap, Türk hacılar için Kur'an okumaya başlamış, bizimkiler de dinleyici. İnsanlık hali, görevli tuvalet ihtiyacı için kalkmış, gitmiş ve iki dakika içinde geri gelerek yeniden Kur'anı Kerim'i eline alarak kıraate başlamış. Bana anlatan hanım "Yemin ederim abdest almayı bırak, ellerini bile yıkamadan geldi herhalde, bu Araplar Müslümanlığı bizim kadar bilmiyor." diyerek biraz da dehşet içinde konuşmuştu. Eklemek istediğim bir konu daha var ama yarın sabah erken kalkmam gerekiyor. Ufkumuzu genişletme çabalarınız için teşekkürler, emeklerinize sağlık.
Dayanamadım, affınıza sığınarak, küçük eleştirimi de buraya ekleyeceğim. İzlediğim videolarınızda "Yaş 60, artık yaşlanıyorum" diyerek beyninize hep olumsuz mesaj gönderiyorsunuz. Böylesine dinamik ve dolu bir beyine sürekli "sen yaşlandın" mesajı göndermek bana göre yanlış. Siyasi görüşlerine katılırız ya da katılmayız başka mesele. İktisatçıların "Hocaların hocası" diye tanımladıkları Korkut Boratav (Tanrı sağlıklı ve uzun ömür versin) hâlâ rakamlarla Türkiye ekonomisini bizlere anlatmaya çalışıyor, 80 küsur yaşında. Daha bizlere aktaracağınız çok konu ve yazmanız gereken önemli yazılar olduğundan hiç şüphem yok. Sorumluluk sahibi beyinlerin yaşlanmaya hakkı yoktur. Umarım çizmeden yukarı çıkmamışımdır. :)
nesteren hanım aynen katılıyorum, yaş mevzusu hiç önemli değil, daha öncede yazmıştım hocama en güzel en çocuk en genç en olgun yaşındasınız😃 sevgili hocama daha çok ihtiyacımız var...Hürmet ve muhabbet daha çoookkkk sürecek, sürmeli ❤️
Hocam önünüze aldığınız bir kitabı nasıl okurusnuz nasıl notlandırırsınız bu konularda teknik bilgi veren bir video çeker misiniz
4 ปีที่แล้ว
Geçen söyleşide ortadoğuda neden öfke ve arzu gücü görece yüksek diye bir soru sormuştum amacım tartışmaya açmaktı... bu söyleşide cevabı tam olarak verilmiş: us...çok değerli bir iş yapılıyor.. çok teşekkürler
Dücane hocanın, Kur'an TEFSİR ve MEALLERİNDE Genelinde kabul ettiği akıl dışı ÇEVİRİLER, haklı olarak kendisini çok bunaltmış Ben de aynı sancıları.çeke birisiv olarak, araştırmalarımda acizane HAKKI YILMAZ Bey'in çalışmaları ile tanıştım. Makaleleri ve Kur'an kavramları, İŞTE KURAN, üzerindeki takdire değer, kıymetli çalışmalarını İnşallah nasip olur da inceleme fırsatı bulursunuz, saygılarımla.
Hocam selam rahmetli yasar Öztürk vardi tarif ettiginize uyuyor olumlu olarak söylüyorum sizin dusuncelerinize cok yakin
4 ปีที่แล้ว +5
Kıymetli Dücane hocam merhaba, TH-cam sohbetlerinizi, yaşadığımız batı Afrika ülkesi Sierra Leone'den takip ediyorum. Hakikat yolcularına, hikmetli, sadra şifa sohbetleriniz bizi memnun ediyor. Bunun için size teşekkür ederim. Bulunduğumuz ülkede TH-cam ücretli abonelik hizmeti vermiyor ve maalesef youtube üzerinden üye olamıyoruz. Bu nedenle sizden rica etsem Atatürk ve din söyleşinizi özel bir link ile gönderebilir misiniz? Usül yerini bulsun diye bir de hesap numarası bildirmeniz halinde üyelik bedelini eft gönderebilirim. Selam, saygı ve muhabbetle... Hurşit Büyükmatür
Hasan Aydın'ın, Mehmet Dağ'ın Kuran yaklaşımı ile hocanınkini birleştirince, Farabi ve İbn-i Sina okuyunca, bilinenden çok farklı bir tablo çıkıyor ortaya ama bunları konuşacak cesaret kaç kişide var, bilmiyorum... Bırakın hocanın kanaatini açık söylemesini, Mustafa Öztürk'ü bile tam kaldıramıyoruz. Bazen elli yüz yıl sonraya gidip, müslümanın İslam'a ve dünyaya bakışını görüp gelmek istiyorum.
Çok değil belki,, ama hayli zamandır ikra’yı düşünürüm. İkra ile uyandırılan peygamberin, ikra ile uyanan ümmetinden olmak ümidindeyim. “De ki, ve söyle ki” ifadeleri arasında bir fark sezinliyorum. Onları çözümlersem biraz daha iyi hissedeceğim kendimi
Hocama teşekkür ederiz, çok değerli bilgileri anlattınız 💕🌷🌷 Hocam siz Arabistan'a gittiğiniz için sormak istedim, merak ediyorum arabistanda geçmişinde yaşayan uygarlıklarının ve yaşadığı temedunlerile ilgili müze gördünüz mü?
"Allah'ın âyetleri hakkında, kendilerine gelmiş bir delilleri olmaksızın tartışanlar var ya, onların kalplerinde ancak bir büyüklük taslama vardır. Onlar, tasladıkları büyüklüğe asla ulaşmazlar. Sen Allah'a sığın. Şüphesiz O hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir." Mümin 56
eyvallah hocam. ahkamı siz kestiniz zaten. bana sadece teşekkür etmek, minnet duymak kaldı. tarifi yok ki bana kattığınız değerin nasıl anlatayım. şu ejderin notlarına bakın, her başlık başlı başına bir ömür adanabilecek ayrı bir konu. neler yapıyorsunuz hocam böyle? lütfen hiç susmayın, her konuda konuşun.
Dücane hocam öncelikle saygılar; bilgileriniz ve yorumlarınızla aydınlanıyorum. Kur'an ın peygamber hayatta iken yazıya geçirilmemiş olması tanrının kusursuzluğuyla ilgili bir soru işareti değil midir? İlk iki dinin kitapları bozuldu derler ki bu bile tanrının kusursuzluğuna aykırıdır. Tanrı gönderdiği sözlerin yazıya geçirilmesini sağlayamayacak kadar iradesiz mi? Bunu nasıl yorumlByorsunuz ?
Hocam ağzınıza, dimağınıza sağlık. Post Truth çağıında yaşadığımız için her türlü bilgiye ve bilgi telaffuzuna anında bir karşı duruş, ötesinde küfürle karşılık var. isteriz ki akıl kemale doğru ağır da olsa meyleder, lâkin kırıntısı yok. Bir umut diyelim bugünler de geçecek.
Dücane hoca her halde Mustafa Öztürk'ün Kur'an mealini okumamıştir. Okusaydı ona hak ettiği değeri verirdi en azından bir kaç cümle sarf ederdi.. Mustafa Öztürk'ün Meali bütün kusurlarına rağmen Türkçe olarak yazılmış piyasadaki en iyi mealdir.
Mustafa öztürkün bende bütün kitaplarını. Okudum mealinide beğendim hoca mustafa hoca ile aski tanış belki okumuştur bir ara bir konuda fikri tartışmaları olmuştu ama okumuştur inşaallsh bize bir fikir verir diye düşünüyorum Birde arkadaşlAar Hasan hanefi mısırlı yazarın modern zamanın tanrı tasavvuru nasıl olmalı diye çalışması beni fikri olarak erkiledi önerebilirim
Hocam saygılar, öncelikle çok teşekkürler, yaptığınız bu çalışmalar için emeğinize sağlık. bu videonuzu can kulağıyla dinledim, Türkçe meal veya tercüme yapmanın engelleri için saydığınız tüm başlıklar, orjinal bilgiler olarak işlendi zihnime. Ertesi gün en az 3 kere farklı arkadaşıma videonun özetini yaptım aklımda kalanlarla. fakat sonuç olarak aklımda şu soru oluştu; modern okuyucunun beklediği anlamda bir meal veya tercüme yapılmasının neredeyse mümkün olmaması, şimdiye kadar yapılanların da saydığınız hususlar nedeniyle gerekli kriterleri taşımaktan uzak olması bir bütün olarak değerlendirildiğinde, sadece Türkçe bilen biri olarak Kuranın ne dediğini, ne mesaj verdiğini öğrenmek ve anlamak için yapılacak şey nedir? Ne önerirsiniz?
Ağzınıza sağlık hocam kafamda soru işareti olan sorgulamaya korktuğum noktaları öyle güzel açıklıyorsunuz ki bilmenin gücü ve keyfini hissediyorum. Merakla takipteyim👍👍👍❤❤
4 ปีที่แล้ว
Tercümede Lafza Teslimiyet İhânetlerin En Büyüğüdür..! Kıymetli Büyüğümüz Bunu Anlatıyor.. Hürmet ve Selam Ediyorum..
Yani Allah birşey yazıyor ama aslında öyle demek istemiyor. Mesela Ahzab 37'de; Şu evlatlık olayı olmasa da Zeyneb ile evlensem diye içi içini kemiren Muhammedi, Zeyneb ile evlendirdiğini söyleyen Allah, aslında orada öyle demek istememektedir. Çok derin manâlar vardır o ayette. Tercüme edilince anlamı bozulmaktadır.
Hocam bir kac kitabinizi okudum felsefe bilginiz bana hitab ediyor biraz zor cümleleriniz olsada merakla okuyorum anlatırken de baglayici olabiliyosunuz teşekkürler saygılar
Sizi dinlemek ve alçak gönüllülüğünüz takdir etmemek mümkün mü! Düşünce denizlerinde yürümek isteyenlere yol gösteriyor olmanızdan memnun olduğumu belirtmek istedim...
Öncelikle bize ayırdığınız zaman ve verdiğiniz emek için teşşekkür ederim. Hocam Elmalılı Hamdi Yazırı'ın tefsirinin Arapça'dan değil de farsça'dan çevrilerek yapıldığını okumuştum.Böyle olunca anlam kaybına uğramış olabilir mi.?
Hocam, Kur'an'a nasıl ulaşacağız? Tercümeler ve tefsirlerde yığınla problem varsa okumak ve anlayabilmek için ne yapacağız? Okuduğumuz mealler kişinin Kur'an'dan ne anladığı ise okuduğumuz yine Kur'an değil diyebilir miyiz?
Allah'a dilekçe yazacağız arkadaşım? Türkçe iyi bir meal veya Türkçe bir kuran göndersin diye. 3 yıldır dibine kadar okuyup araştırdım bu kitabı, 3 ayrı dilde okuyorum mealleri. Hepside mealcinin kuranda ne görmwk istediğini koyuyor çeviriye.
Şu dinlediğim adam 60 yaşına merdiven dayamış 40 yıldır bu işin peşinde araştıran sorgulayan biri. Adamın işi araştırmak sorgulamak yazmak. Gerçeğe ne zaman ulaştı bilmiyorum belki 10 sene sonra fikri değişecek belki sabit kalacak. Bu adamın söylediklerine katılmayanlar da olacak belki. Benim bu videodan anladığım tek bir şey var, doğruyu gerçeği bulmak istiyorsan araştıracaksın. Arapçayı öğrenen bile yetmeyecek edebiyatını da bileceksin. Şu an yaşayan Araplar bile kur an i tam olarak anlayamadıktan sonra bizim anlamak için epey uzun bir yolumuz var. Bunların ardından şu soruyu sormak istiyorum. Bir tanrı yarattığı kuluna bu denli zor bir görev verir mi sence? Hadi diyelim ki verdi, bunun beş yaşındaki bir çocuktan 200 kg kaldırmasını istemekten çok ta bir farkı yok ( aklıma boyle bir örnek geldi nedense) kaldı ki bu yaratıcıya yakışacak bir istek değil. O yüzden gönül rahatlığıyla deist olabilirsin güzel kardeşim. İstersen de olma sen bilirsin
@@erensurer9092 zaten Anadolu müslimanlığı da bir nevi deistlik değil midir? Gerçekten bu kitap denildiği kadar açık ve kolay anlaşılır olsaydı Türkiye tarükat cenneti olur muydu. Daha bizim ülkemiz bir şey değil, bakın Pakistan, bagdledeş, malezya veya özellikle afrika 'daki tarikat ve şeyhler insan akılının alabilceğinden kat ve kat daha tuhaf. Maneviyet büyük bir boşluk, kurandan anladığın %10unu doldurmuyor, geri kalanıda bu çakal çukal şeyhler, abiler, ermişler, hazreti efendiler dolduruyor. Saygılar
@@sibelgazaz1210 onunla da bitmiyor be kardeş. Kitabın anlatımı, hükümlerinin ucu çok açık. Yoksa 6 bin yıllık tabletler çevrildi. 1500 yıl önceki kıçı kırık ilkel arapça mı çevrilmeyecek. Sadece herkes çeviriyi hayat görüşüne göre yapıyor. Selefilerin kuran çevirilerine bak, çok sert ve direktir. Arada parntez, güzelleme nerdeyse hiç yoktur. Okurken insan biraz ürker, sufilerinkine bak orda yazan ile nerdeyse hiç alakası your biraz mistik havası vardır, ilahiyatçı geçmişi olan çevirilere bakınca kuran değil sanki İsviçre eski medeni yasası. Kitap bunu yapmaya çok müsaittir. İncil ve tevratta ki gibi konunun tamamını açıklayıp bir hüküme bağlamaz. Konunun orasından iki cümle var, bu konunnbaşına ve sonuna gelebilecek cümleler ekleyin tarzı sınavları gibi,30 öğrenci o 2 cümlenin başına sonuna ekleme yatıjlarında 30 farklı metin bulursun. Yoksa arapça öğrenmesini istemek sırf bir kıtap için büyük zalimlik
@@sibelgazaz1210 bence insan ait olup kolay çevirelebilir olması, kuranın Allah a ait olup çevirilerinin biribiri ile zıt olması veya zor olması Büyük bşr tezattır diye düşünüyorum. Richard Dawkings dünyaca tanınan bir bilim adamı, God's Delusion kitabı sadace Suudi Arabistan'da 2.5 milyon yakın indirildi. Suudi bir genç hanımla kştap ğzerşne konulurken hiç zorlanmadık, dili mükkembel ve her dilde çevirisi nerdeyse bire bir anlaşılıyor. Böyle açık ve anlaşılır bir dilde kitap yazmak üstün bir beceri ve bilginin ürünüdür. Allah Richard Dawkings'in kıtabının yarısı kadar anlaşılır veya kalitede yazılmış olsaydı biz bügün bu sohbeti yapıyor olmazdık
Ders Notları
• Türkiye’de din meselesinin temeli Kur’an çevirileridir.
• İnsanların dini tasavvurlarını ve umutlarını yükledikleri şey kutsal metindir.
• Üzerinde duracağımız konu Kur’an’ın anlaşılma sorunu değil, Kur’an çevirilerinin anlaşılma sorunudur.
• Hakikatin çok öznel/kişisel/elitist bir tarafı olduğuna inanırım. Geniş kitleler hiçbir zaman hakikatle temas ihtiyacı hissetmezler. (Bknz. Platon’un mağara metaforu)
• Gündelik zekanın sınırı olur. Zeka, işlemlerini sınırlı nesneler üzerinden kurar. Us sınırsızdır çünkü usun nesneleri de sınırsızdır. Akılla aklın nesnesi aynı şeydir.
• İtidal ilim sınırlarla olur.
• Kur’an’ın kavranılma problemlerinin temeli “Kur’an-Mushaf” ayrımının yapılamamasından kaynaklanır.
• Kur’an modern dönemde tefsirler üzerinden değil, mealler üzerinden anlaşılıyor. Bu nedenle ilahiyatlarda tefsir bölümü olduğu gibi meal bölümü de olmalıdır. İlahiyatlarda çeviri bilim, anlam bilim, yorum bilim öğretilmeli.
• Adalet ve Kalkınma Partisi modern bir sapmadır. (Modern bilincin ürünüdür) Geleneği bir baharat gibi kullanırlar.
• İmanı zayıf ama İngilizcesi kuvvetli olanlar -bu konularda- daha nitelikli eserler ortaya koydular.
• Kutsal kişileri eleştiremezsiniz çünkü bu tür insanlar bu tür kişiliklere zihinleriyle değil duygularıyla bağlanırlar. (Atatürk, Abdülhamid, Said Nursî ilh.)
• Elmalı tefsire başladığında 48, Akif meale başladığında 53 yaşındaydı. Elmalı da Akif de bu işlerin altında kalmıştır.
• Duygusal yatırımların olduğu yerde eleştiri aşağılamaymış gibi görünür.
• İnsanlık tarihinde kutsal kitap çevirisi çok moderndir ve Luther ile başlamıştır. Almanlar bu faaliyetler sayesinde Roma’nın boyunduruğundan kurtulmuştur.
• Milliyetçilik ile dinde reform yan yana gitmiştir. Bizdeki çeviri hamleleri içerisinde bu modernliği kavrayacak zeka yoktu.
• Ulema ussal yapısını Kur’an’a borçlu değildir, ilkelerini borçludur. O ussal yapının tamamı Platon ve Aristoteles’tir.
• İnanmayı Kur’an’dan öğrenmiş olabiliriz ama düşünmeyi Yunan’dan öğrendik.
• Anlam-bilim, yorum-bilim ve çeviri-bilimin hassas kuralları dikkate alınmadığı için Kur’an çevirilerini ciddiye alamayız.
• Kur’an yazılı değil sözlü bir metindir. Peygamberin okuma-yazması yoktu.
• Bilinç yoksa tarih yoktur.
• Kur’an okuma-yazma bilmeyen bir bilince inzal edildi.
• Mushafa abdestli dokunulur mu dokunulmaz mı diye tartışılıyor. Kur’an nazil olduğunda ortada dokunulacak bir metin yoktu.
• Mushaf iki kapak arasındaki sahifelerdir. Kur’an satın alınamaz, Mushaf satın alınabilir.
• İnanç problemlerinin hepsi siyasi problemlerdir. (kader-iktidar)
• İslam dünyasının geri kalıp bir daha belini doğrultamadığı tarih 840-850 tarihleridir. (Ahmed ibn-i Hambel)
• İslam dünyasının uygarlaşmasının önündeki en büyük engel selefilerdi.
• Selefi terörü bütün entelektüel mirası kendine benzetmişti.
• Kur’an’ın özü Arapçadır denildiğinde lisanullah denmiş oluyor. Kur’an mushafa dönüşürken lisan Kur’an’ın dışsal niteliği olarak değil içsel niteliği olarak kabul edildi.
• Kur’an’ın muhatapları üçe ayrılır:
1- Doğrudan muhataplar (Kur’an’a muhataptılar)
2- Kur’an’ın dolaylı muhatapları (tefsirlere ve mushafa muhataptırlar)
3- Kur’an’ın modern muhatapları (tercümelere muhataplar)
• Surelerin dizilimi ve irtibatlanmasının dini ya da tanrısal bir tarafı yoktur.
• Bir ayet, bir cümle değildir. Cümle tamamlanmış söz demektir. Bazen üç ayet bir cümle eder. Bunlar incilden alınmadır. Matematiksel mucize hikâyelerinin çoğu safsatadır. Modern olmayan metne modern kıstaslarla yaklaşıyorlar.
• Arapların hiçbir zaman yazmaya ihtiyacı olmamıştır.
• Selefilere göre ilm-i kelam haramdır. Mekke ve Medine’de hiçbir zaman düşünce olmamıştır. Hala da yoktur.
• Her din soru sormayı tehlikeli bulur.
• Kur’an’da ayet durağı kafiyenin tuttuğu yerlerdir. Arap o noktaları oraya kulağıyla koymuştur.
• Kur’an sıralamasında giriş-gelişme-sonuç yoktur. Kur’an’ın “içindekiler” bölümü çıkarılamaz çünkü bir okur varsayılmamıştır.
• Kur’an’da çok tekrar vardır, yazı dilinde tekrar olmaz.
• Kur’an’ın özü doğru kavranmadığı için doğru yorumlama olanağı yoktur. Bütün yanlış, aşırı ve zorlama yorumlamalar metni istediği gibi kesip biçeceğine inanan okurun kontrolündedir.
• Türkiye’de önerebileceğim bir tek meal yok.
• Aziz Yardımlı’nın Kant ve Hegel çevirileri birinci sınıftır.
• Türkçe Kur’an çevirileri yapan adamlar içinde Türkçenin hakkını veren bir tane adam tanımıyorum.
• Kur’an’ı Türkçeye çeviren adamların listesini yapın. Hangisi Kur’an’dan önce bir metni Arapçadan Türkçeye çevirmiş?
• Kur’an’ı iyi çevirmek için Kur’an’a inanmak gerekmez.
• Anadile, o dili en iyi konuşan ve en iyi yazanlardan dinleyip okuyarak emek verilir.
• Şiir tercüme edilemez. Kur’an bir şiir değildir ama şiiriyeti çok yüksektir ve sözlü kültür dilidir. Sözlü kültür içinde yetişen usun çalışma biçimi ile -bizim gibi- yazılı kültürden yetişen insanların çalışma düzeneği aynı değildir.
• Hiperaktif tiplerden hikmet sadır olmaz. Hikmet itidalden ortaya çıkar.
• “Olması gereken” zihnin kendini hayata dayatmasıdır. Toplum böyle ilerler.
• Dindar bilinç için hakikatin hiçbir önemi yoktur.
• Din hakikat arayışına izin vermez çünkü bizzat kendisi mensuplarına hakikati verir (verdiğini iddia eder).
• Dindar bilincin en büyük sorunlarından biri içinde yaşadığı çağla, inançları ve inançlarının uygulamaları hakkında bağ kurmakta zorlanmasıdır.
• Hıristiyan olmak demek yaşamı/doğayı yadsımak demektir.
• Kur’an çevirileri aracılığıyla beklenen, istenen ve vadeliden şey düşünsel bir metin üretmektir. Bunu bulamazsınız çünkü metnin orijinalinde bu yoktur. Bunu yapmaya çalışırsanız metnin aslını tahrif etmek, ondan uzaklaşmak zorunda kalırsınız. Bu nedenle sözgelimi Kur’an’a göre peygamberler tarihi yazamazsınız.
• Kur’an’ın yaşadığı çağ, kullandığı dil ve o dilin iç mantığı tercüme edilemez.
• Bu aracıların hepsi (mütercimler) toplumu tatmin edebilecek kültürün çok altında insanlardır.
• Kur’an çevirileri asla modern bir toplumun Kur’an’dan beklediklerini karşılamayacaktır. Kur’an’ın Arapçasını hiç anlamadan telaffuz etmek insanların dindarlığını sürdürmesini sağlar.
♥️
Helal👏
Her zamanki gibi ön sırada oturuyorsunuz, Zeki ve çalışkan Ejder arkadaşıma teşekkür ederim, yolunuz açık olsun, iyiki varsınız 🌷🧿
Çok teşekkürler.
Bugün not tutamadım, güvencem sizdiniz, sağ olun.
Hayatın anlamıyla ilgili söyleşinizde , bir yorumda hayatımın anlamını yitirdim şeklindeki yorumu telaffuz ettiğiniz an o yorumda kendimi buldum. Sizi dinlemeye başladığımdan beri bende böyle bir boşluğa düştüm. Fakat takip ettikçe anladım ki sorun bizde. Çünkü hazır değiliz bazı hakikatleri anlamaya. Gerçekten de anlattığınız hakikatler katşısında sudan çıkmış balığa dönmeyecek o kadar az insan var ki .. Şüphesiz çok taşlanmışsınızdır bu yüzden ve hakikatin peşinden gidenlerin tek tesellisi sadece daha az taşlanmak ümidi olabilir. Umarım sayenizde girdiğim bu yolculuğun sonunda size bütün kalbimle minnettar olacağım kadar aydınlanmış olurum. 😊
Us var, bilgi var, çalışkanlık var, hakikatı arama isteği var, derinliğine düşünme yetisi var, bağımsız düşünme kabiliyeti var ,ifade yeteneği var. var, var,var. Siz ne güzel bir insansınız.Her şey için çok teşekkürler, iyi ki varsınız.Hem aydınlatıyor hem de ısıtıyorsunuz çevrenizi.Sevgi saygı bizden olsun.
Bunca yıllık emeği bu kadar sade anlaşılır anlattığınızdan dolayı Allah razı olun.
Dücane hoca müslüman mı?
@@renasirkek3548 Dücane bey, bu toprakların çileli gönüllerinden sadece biri. Hakikat arayan bu arama metodu olarak akıl yolunu seçen samimi bir insan o kadar. Din gününün sahibi Allah. Son nefesin ne olacağını kimse bilmez....
@@Aksadamus biliyorum kendisine saygım sonsuz lakin videolarında bi türlü kendisini çözemedim sizde Allah razı olsun yazınca merak ettim
@@renasirkek3548 İnsanların insanlara faydalı olması en önemli Salihatlardan... Belki namazdan oruçtan daha önemli. Birinde şahsın kendisi diğeri başkası .., Dücane bey, çırpınıyor o biricik hakikate ulaşmak için. Allah ulaştırsın biz de faydalanalım. . Bu tartışmalar yeni değil. Taa hz. Adem’den beri var. Biz sadece yazılı olanları biliyoruz... Bin tane felsefe metodu var ve daima değişen aklın ürünü. Bu iş zor belki de imkansız... İhtimal, Neşet Ertaş gibi: “HAKİKATTA GÖNÜL BİR İMİŞ MEĞER” diyerek hakikati gönülde aramak lazım; hayat kısa bu kadar kitap okunmaz... İnsan manyar lakin kim olurda olsun böyle bir şeyi insanlık adına yapmak insanlık adına iyi ise Allah razı olsun...
@@eyymma99 Hakikate ulaşmak isteyen bir insan. Kim müslüman kim değil Allah bilir. İster tümelden tekile git ister zerreden galaksiye. İster hakikat insanın içinde de ister kainatta de. Tasarruf da Kuran ile gitmez hakikata... Felsefe akılla gitmek ister bırak gitsin yolun sonu hep hakikata çıkar.... Yeterli yolda olsun! Niyeti çıkmak ise çıkar... Keşke Dücane beylerden daha çok olsa.
Yazılan yorumlara bakınca insan ne zor işlerle uğraştığınızı daha iyi anlıyor. Umarım hiç vazgeçmezsiniz. Kendi adıma teşekkür ediyorum 🙏🏻
Abonesi oldugunuz kanallara baktimda size cevap vermeyi luzumsuz buldum. Gelismek iyidir. Kendinizi gelistirin
Bu kanalın yorumları gayet kaliteli, ufuk açıcı.
bilgi ve birikiminizi en önemlisi zamaninizi bizim gibi yolda tek kalmışlara arkadaşlık etmektedir, teşekkürler hocam
Diksiyon ve Beden dili üzerine eğitm veren biri olarak ifade ediyorum; Dücane bey siz Türkiyede Türkiye Türkçesini yani Istanbul ağzını bilip de konuşabilen bir kaç kişiden birisiniz. Şahsen hiç sıkılmadan,ayarlara müracaat etmeden izledim, notlar aldım. Her ne kadar bilgelik dolu derinliğiniz devrelerimi yaksa da [ :) ] son derece istifade ettim diyebilirim. Son olarak yerel ağızlı Türkçe yoksunu akademisyen (!) taifesini yerden yere vurmanız isabet olmuştur.🎯 İyi ki varmışsınız. Verdiğiniz önemli bilgiler,bozduğunuz ezberler ve yaktığınız devreler için çok teşekkür ederim. 👍🏻
Gerçek bir merakla soruyorum: konuşucek, yapıcek leri de dahil midir hocanın, bu yorumunuza.
@@necatibey10 Evet. Daha buna benzer pek çok örnek vardır İstanbul ağzında. Pek bilinmeyenlerden:
Mesela, ‘Olsaydı’ demezler onun yerine “olsıydı” derler. Daraltır,daha zarif ifade ederler..
İstanbul yerine I ile ‘Istanbul’ derler.
Ne için “niçin” gibi..
Bir şey yerine bişii
Bu “Istanbul ağzı”yeryüzündeki en mükemmel Türkçedir. Bir tık üstü yoktur efendim. Konuşabilenler: ya geleneksel Türkçeye hakim olanlar yani yazıp okuyabilenlerdir ya da doğma büyüme Istanbullulardır.
@@mutevaziya7361 3 kuşak İstanbulluyum bişii , niçin bunlar nolucekle yapıcekle aynı şey değil.Bence Yeşilçam ağzı diye de bir şey olmalı ancak o da İstanbul ağzıyla ilgili değil.Tıpkı bugün çok güzel, çok ince konuşuyoruz sanıp geliyor olacağım, konuşuyor olacağım demenin kirlilik olması gibi.Dücane hocayı zevkle dinliyorum.Türkçesi de telaffuzu da hepimizden iyi.Ancak bazı örnekleriniz ve bunların İstanbul ağzının harikalığına dahil olması konusunda sizinle hemfikir değiliz.
@@necatibey10 Yeşilçam ağzı ağdalı bir Türkçe olarak verdiniz sanıyorum fakat oyuncuların günlük hayattaki konuşmalarını arşiv kayıtlarındaki röportajlardan da görebiliyoruz. Bunlar ilçelere göre de değişebilir örn: Üsküdar ağzı gib.. Bunun yazılı kuralları yoktur kulaktan aktarılır tıpkı musıki gibi. Usta-çırak ilişkisi gibi.
@@mustafanazifart İstanbul ağzı “niçün?” de kullanır. Bu arada yazınız çok kötü biraz daha mı özen göstermek lazım acaba? Özellikle bu tür konularla ilgili yazarken.
Elbette, Dücane hocamızda çok teşekkür ederim, düşündürücü, bilgilendirici, tevazu dolu sohbeti için, kim bilir fırsat buldukça bu konuşmayı kaç kere daha dinleyeceğim..🌷
Kuranı anlamanın anlamı ve kuran cevirilerin dünyası kitaplarınızı okuyup bu videoyu tekrar tekrar izledim hocam çok çok teşekkür ederim 60 yaşımdan sora aklımızı kullanmayı ve okumayı öğrendim.
Samimiyetinizin ve insanlığınızın karşısında her söyleşinizi gözlerim dolu dolu izliyorum😢🙏🏻❤️
Emeğinize ve fedakarlığınıza layık olmak temel gayemiz şüpheniz olmasın hocam... Allah size uzun ve bereketli bir ömür versin inşallah
Sizin anlattığınız herşeyi duymaya o kadar ihtiyacım varki.canlı yayınlarınızı çok seyredemiyorum ama,sabahı dört gözle bekliyorum.ilk işim videonuzu seyretmek oluyor. Sağolsun.
Sizi dinleyince kendimi o kadar şanslı hissediyorum ve o kadar gaza geliyorum ki :) iyi ki varsınız!
Kesinlikle devam etmelisiniz. Gerçeklerin peşinde olma gayretinde ve bilgiye ihtiyaç duyan bizler için çok verimli dersler. Devam hocam
Dücane bey çok güzel bir vidyoydu, çok mutluyum ülkemde düşünen sorgulayan araltıran böyle insanlar olduğu için.. dahada çoğalmak için dua edelim🤲
Bir süredir, mealdeki büyük-küçük bazı "şeyleri" kabul edemeyişimi, anlayamayışımı sorgularken ve bunu çaresizce Allah'a ve Allah'ı anlayamayışıma biçerken beni büyük bir yükten kurtardınız... Can kulağıyla dinledim, izledim not aldım, tekrar izleyeceğim. Çok teşekkürler.
Kuran gerçekten anlaması zor bir kitap. Dili çok yerel, deyim ve mecazlar işi iyice güçleştiriyor. Bende uzun zaman hakkıy ile anlamaya çalıştım da, çeviri ve tefsiri yapana göre değişiryor ne yazdığı. Allah affetsin, bu kitabı da getirenide reddettim
Hocam sizi uzun zamandır dinliyorum ve hem zevk alıyorum hemde aydinlandigimi düşünüyorum.Bu kısa söyleşinizde ki bana göre kısa nerdeyse 50 kitap okuyup özetini hatta ozunu anlamış kadar oluyorum. O yüzden size gerçekten en içten teşekkürlerimi iletiyorum.Bize yıllarca biriktirdiğiniz harcadığınız zamanların verdiğiniz emeklerin şu kısacık söyleşide bundan bizlerede istifade ettirdiginiz için gerçekten minnattarim.
"Geriye doğru" gitmekten ilk kez mutluyum.. (Programlarınızı tek tek geriye doğru izliyorum)
Asya devletleri için görūşleriniz ne kadar da gerçek ...
Būyūk bir keyifle izlemekteyim. Yedi tane masa örtūsūnū, peçetelerini, dantellerini kağıt gibi kolaladım.
Evet,öğreniyorum...
Şūkran ve minnet duygumla Efendim.
🍃⚘.
Hocam, bu ülke için çok değerlisiniz. İnşaallah, sizden daha çok yararlanırım. Allah, sizden razı olsun.
Ya hocam siz Kutsal. Mətnləri bilmək için dillər öyrənmisiniz yillarinizi vermişsiniz əmək vermişsiniz hayatinizj sarf etmissiniz və sonra da gəlib bura da bizimlə heç bir karsilik beklemeden paylasiyorsunuz bu benim için artıq şəhidlik zirvəsidir sizə təşəkkür etsək belə azdır. Sadəcə ömrünüz uzun və bereketli olsun var olun hər daim bizdə sizdən oyrenelim ❤
Aydınlanmaya giden yol kolay!
Ama sadece iyi kötü diye ayırmayanlar için.
Sevmeyi ve nefret etmeyi bırakınca,
her şey netleşir.
En ufak bir tercih bile,
cennetle dünyayı sonsuza dek ayırır.
Gerçeği görmek istiyorsan,
hiçbir şeyin lehinde yada aleyhinde fikir besleme.
Sevdiğin şeyleri sevmediklerinden üstün tutmak,
aklın hastalığıdır.
Maddenin derin manası anlaşılmadıkça
aklın doğal huzuru sonsuza dek kaybolur.
*
Aydınlanma yolu sonsuzluk kadar mükemmel!
Ne bir şey eksik ne bir şey fazla.
Aslında kabul yada reddetmeyi seçtiğimiz için
maddelerin gerçek doğalarını görmüyoruz.
Ne madde aleminin karmaşık düzenine,
ne de boşluk fikrine kaptır kendini.
Her şeyin bir olduğunu bilmenin sakinliği,
bu hatalı görüşleri kendiliğinden yok edecek.
Sessizliğe ulaşmak için hareketsiz durmaya çalıştığında, bu çaba seni hareketle doldurur.
Aşırılıktan kurtulmadan,
birliğin ne olduğunu bilemezsin.
Orta yolda gitmeyenler
harekette de sessizlikte de başarısız olur.
İddia etmek ve inkar etmek.
Maddenin gerçekliğini inkar edersen
maddenin gerçekliğini kaçırırsın.
Bu dünyanın boş olduğunu iddia edersen
bu dünyanın gerçekliğini kaçırırsın.
Bu konuda konuşup düşündükçe
gerçekten uzaklaşırsın.
Konuşup düşünmeyenlerin
bilemeyeceği hiçbir şey yoktur.
Birliğe dönmek manayı bulmaktır.
Manayı maddede arayan, birliği kaçırır.
Aydınlanma anında
madde ve boşluğun ötesine geçilir.
Bu fani dünyada olan biten
bütünü göremediğimiz için bize gerçek görünür.
Gerçeği arama!
Fikir beslemeyi bırak yeter.
*
İkilemde kalma
Farkındalıkla kurtul ikilikten.
En ufak bir parçan bile
iyi kötü şu bu diye ayrım yaparsa
aklın birliği kargaşada kaybolur.
Bütün ikilikler “Bir” olandan gelir.
Ama sen bu birliğe bile bağlanma.
Akıl bu yolda sarsıntısız durabilirse
dünyadaki hiçbir şey onun huzurunu bozamaz.
Ve huzurunu bozmayan bir şey,
artık eskiden göründüğü gibi görünmez.
Ayrım yapmayı bıraktığında,
eski akıl yok olur.
Düşünceye sebep olan objeler yok olunca,
düşünen akıl da yok olur.
Maddeleri madde yapan akıldır.
Akıl ve duyular maddeleri gerçek yapar.
Akıl ve madde arasındaki bağı anla,
ve her şeyin boşlukla bir ve içiçe olduğu gerçeğini.
Boşluğun içinde akıl ve madde birdir.
Dışarıdaki dünyanın tamamı aklının da içerisindedir.
Bu bayağı, bu üstün/özel diye ayrım yapmazsan
önyargı ve fikir yürütmeye meyletmezsin.
*
Aydınlıkta yaşamak
Zor da değil kolay da,
Ama dar görüşlü olanlar,
korkak ve kararsızdırlar.
Acele ettikçe,zorladıkça daha yavaş giderler.
Bağımlılıktan kurtulamazlar.
Aydınlanma fikrine bağlanmak bile
yoldan çıkmaktır.
Her şeyi olduğu gibi kabul et!
O zaman gidilecek gelinecek bir yol kalmaz.
*
Maddenin doğasını kabul edersen ki o senin de doğandır,
Bu dünyada özgürce ve sarsılmadan yürürsün.
Düşünceler ve fikirler gerçeği gölgeler,
her şey bulanıklaşır, netliğini kaybeder.
Yargılamak seni yıpratır ve rahatsız eder.
Ne faydası var ayrımcılığın?
Birlik yolunda ilerlemek isteyen,
duyu ve fikirlerden oluşan maddi dünyayı kınamaz.
Aslında onu her şeyiyle olduğu gibi kabul etmek
gerçek aydınlanmanın ta kendisidir.
Arif olan amaçlar peşinde koşmaz
ama dar görüşlüler kendilerini tutsak eder.
Gerçek tektir
Ayrımcılık,
sınırlı aklın bağımlılık ihtiyacından doğar.
Aklı akılla aramak,
yapılabilecek hataların en büyüğüdür.
*
Rahat ve rahatsızlık hayal ürünüdür.
Ermişler için iyi kötü yoktur.
Bütün ikilikler cahilce sonuç çıkarmaktan doğar.
Rüyalar veya havadaki çiçekler gibidirler.
Onları tutmaya çalışmak saçmadır.
Kazanmak ve kaybetmek, doğru ve yanlış
bu tip düşünceleri hemen terk etmek gerek.
Uykuya dalmazsan,
hayaller kendiliğinden yok olur.
Eğer akıl ayrım yapmazsa,
evrendeki her şey
olduğu gibidir ve özünde tektir.
Bu tek özün gizemine varmak,
bütün karmaşadan kurtulmanı sağlar.
Her şeyi bir görünce
o sonsuz öze erersin.
Bu nedensiz, zeminsiz hal
ne benzetme ne karşılaştırma kabul eder.
Hareketi sabit olarak gör
ve sabiti hareketli:
Hareket de sükûn da ortadan kalkar.
Bu ikilikler sona erdiğinde
birliğin kendisi de sona erer.
Bu esas final
Ne kural ne tarif kabul eder.
Aydınlanma yolundaki bölünmemiş akıl için
bencilce mücadeleler sona erer.
Şüphe ve tereddütler yok olur
ve gerçekten güvenle yaşamak mümkün olur.
Tek darbeyle kurtuluruz esaretten
bize hiçbir şey takılmaz ve biz hiçbir şeye bağlanmayız.
Her şey boş, net ve aydınlıktır,
akıl gücünün gayretine gerek kalmadan.
Burada düşünce, his, bilgi ve hayal gücü
para etmez.
Her şeyin olduğu gibi olduğu bu dünyada.
Ne ben vardır ne de ben dışında bir şey.
Bu gerçekle uyum içinde olmak istiyorsan
şüpheye düştüğünde 'Her şey birdir' de.
Bu birliğe her şey dahildir,
Harici yoktur.
Ne zaman nerede olursa olsun,
aydınlanmak bu gerçeğe dalmak demektir.
Ve gerçek, zaman veya mekandaki daralıp genleşmelerin ötesindedir;
oradayken tek bir düşünce onbin yıl sürer.
Boşluk her yerde,
Ama sonsuz kainat her an
gözlerinin önünde dikilmekte.
Sonsuz büyüklükte ve sonsuz küçüklükte:
Fark yok, çünkü tanımlar kifayetsiz.
Ve görünürde sınır yok.
Olmak ve olmamak da böyle.
Şüphe ve tartışmalarla zaman kaybetme
bunun onlarla ilgisi yok.
Bir şey, her şey:
Sürekli hareket halinde ve içiçe geçiyor,
İstisnasız.
Bunu bilerek yaşamak
mükemmelliyetçilik endişesinden kurtuluştur.
Bu inançla yaşamak bütünlüğe giden yoldur.
Bütünlük ve güvenen akıl, birdir.
*
Sözler!
Aydınlanmaya giden yol dilin ötesindedir.
Çünkü bu yolda
Ne dün var
Ne yarın
Ne de bugün.
Hsin Hsin Ming’in “Güvenen akla ithaf”ından yorumlanarak Türkçe’ye çevrilmiştir.
Sosanın bir şiiri Bizdende edip harabinin vahdetname ve seyyid nesiminin iki cihana sığmazam şiirini beraber okumayı önerebilirim. Şiir biraz uzun ve çılgınca okumaya zahmet edenlerin anlayışla karşılayacağını umud ederim.
"direnme, eleştirme, bağlanma" yı genişletmek. halbuki ikilikler bizzat insan olma deneyiminden (umwelt) değil midir? bir de düşünme hastalığı tabirinin, 2500 yıl öncesinde yaşamış bir nörobilim dehasının sözlerini köpürten, çünkü guru olmak için iyileşme arzusunda hastalara ihtiyaç vardır, dönemin ruhbanlarının temel tezi olduğu hissiyatına kapılmamak mümkün mü? zira düşünme hastalığı, hemen sonrasında ilk günaha dönüşüyor. tüm bunlardan öte, şiirin duru bir güzelliği var
"Her şey boş" demeyi bu kadar uzatabilen bir şairmiş.. Anlayamadığımsa Herşey boş ise bu kadar uzun bir şiiri neden yazmış?
@@or.hanrentacar4817 Bir aklı evvel sokratesin hiç bir şey bilmiyorum sözüyle dalga geçip dünyanın en akıllı adamı olduğunu iddia etmişti. Tek kişilik gösterileride vardı bu adamın itidalli bakarsam haklı olduğu taraflarıda vardı bu ismini hatırlayamadığım standupçının. Sokrateste bilmemeyimi uzatmıştı acaba bir şey satmıyorum bayım. Birlikte düşünelim. Daha farklı emek harcadığım bir cevap yazmıştım ama yayınlanmadı ya benim pc de bir problem var yada engellendim. Nietchenin tankızıllığının bitiş cümlesi yada. Saygılar.
Arkadaş biraz kısa yazsaydın daha okuyacağım bir sürü yorum var
@@alimurat9696 Seninde işin zor. Sende haklısın. Kusuruma bakma.
Hocam verdiğiniz bilgilerden dolayı size çok teşekkür ediyorum. Hepsi ders niteliğinde bizim için. Keşke sizin yaptığınız bir Kur'an çevirisi olsa. O kadar çok isterim ki. Türkiye'de bu işi hakkıyla yapacak sadece sizsiniz.. Bu cuma gününde duam budur. İnşaallah olur.
Dücane Hocam , sohbetin ortalarındayım ...Velev ki kalan ömrünüzde okuyacağınız-yazacağınız kitaplara bu sohbetler mani oluyor olsun ...Bundan sonra hiç kitap okumasanız-yazmasanız bile bu sohbetlerin yanında o kaybınızın-kaybımızın esamesi okunmaz...Emri vaki yapmak gibi olmasın ama on binlerce insanın sizin bu söyleşilerinizden elde ettiklerinin yanında okuyacağınız-yazacağınız kitapların bir önemi kalmamıştır...TH-cam Kanalı ve yaptığınız bu yayınlar sizin insanlığa verebilecekleriniz bağlamında zirvenizdir.Digital olarak ta muhafaza edilmeleri,arşivlenmeleri gelecek kuşaklar açısından çok önemlidir.Bu hususta tereddüt içindeyseniz bir kez daha net olarak ifade edeyim ...'' Bundan sonra hiç kitap okumayın ve yazmayın .Sadece burada konuşun .Dücane Cündioğlu geldiği noktadan bir adım öteye gitmesin zaten ilmin sonu yok ama hali hazırda olan ışığınız bize yansımaz ise insanlık adına çok yazık olacak .Karar sizin diyemem ! Karar bellidir ! Yayınlara devam edip etmeme konusunda karar hakkınız olduğunu düşünmüyorum ! ''
Sayın cündioğlu ben hiç okumadım ama sizi büyük bir zevkle dinliyor anlamaya çalışıyor ve sayenizde öğreniyorum
Yıllarca hep düşündüm acaba anlatılanlar, öğrettikleri ne kadar doğru diye.
Hep de suçu kendimde, amelimin zayıflığında aradım. Dedim ki, "ben doğru yaşamıyorum, o yüzden de vesvese peşimi bırakmıyor".
Oysa gönlüm ve aklım bir türlü tatmin olmuyordu. Yoksa ben inançsız mıyım, diyerek kahrolduğum da çok oldu.
Fakat içimde çok kuvvetli bir his, ki bütün öğrendiklerimden öte, bana: "seni ve herşeyi bir yaratan var, size tarihte mesajlar-elçiler gönderdi ama anlatılanlardan bambaşka bir özü, bambaşka bir talebi var. Rengin, şeklin, mahiyetin ne olursa olsun, içindeki sese uyarsan buradasın, doğru yerdesin", diyordu. Ama akıl hep bunu da delillendirmek istiyordu. E, anlatılanlara da güvenim tam değildi.
Peki sadece düşünerek doğruyu bulabilir miydim? Farklı seslere kulak vermeye başladım. Nihayetinde yolum kaynak (Kur'an) tenkidine çıktı. Bütün geleneği, insan işini bir kenara bırakıp suyu pınarından içmeliyim diye düşündüm.
Lakin yine yolumu tarihi birikim kesiyordu. Metin kutsaldı. Tertibi ilahiydi. Değiştirmeye kimsenin gücü yetmezdi. Oysa okuduğumda o kadar da akla yatkın bir metin değildi. Dediler ki: " sebeb-i nüzul bilinirse, maksad hasıl olur". İlk anda ikna ediciydi.
Ama yine sorular çekiyordu arkamdan. Neden bu mesajı gönderen ve koruyacağına söz veren Yaradan, metnin bu kadar karışmasına ve yüzyıllarca buna itibar edilmesine, hatta bu çarpıklığın istismarına müsaade etmişti. O halde bir bit yeniği vardı bu işte. Çünkü böyle olmamalıydı. Kainattaki mükemmel intizamı kuran irade neden bir metnin tertibine el atmamıştı?
O halde yanlış sorudan hareketle, beyhude bir çabayla, doğru cevap arayışında patinaj yapıp duruyordum. Bütün çekincelerime rağmen cesaretimi toplayıp "Acaba Kur'an nedir, diye mi sormam lazım?" vesvesesinin üzerine gitmeyi denedim. Ancak bu defa da ilmim ve birikimim yetmiyordu. Bilen ya da bildiğini zannettiklerimi okumaya, dinlemeye başladım. Yine ikna edici olmadı.
Bütün bu arayışlar neticesinde aklımda şu belirmeye başladı:"mesaj ilahi, aracısı/aracıları ilahi (Hz. Peygamber ve Cebrail -ama mahiyeti bilinemez, ilham mı, yaratık mı?-) ancak Peygamberin vefatı ile mesaj tamamlanınca Yaratan, her zaman olduğu gibi, insanı yine kendi aklı ve vicdanı ile başbaşa bırakmıştı.
Bu yorum/his ne kadar doğru idi, ondan da emin olmak kolay değildi. Fakat şimdi bu sohbet pek çok taşı yerine oturttu. Allah razı olsun. Hürmet ve muhabbet ile....
Benzer düşünceleri ve arayışları paylaşıyoruz. Dücane hocamızın yeri çok ayrı. Lakin arayışımız tek bir kaynaktan olmamalı. TH-cam da beğendiğim ve bizler gibi arayış içinde olan bir başka insanı önermek isterim, naçizane. "Ezberbozan Tv.." Çok değişik konularda birbirinden farklı ve değerli konukları var. Umarım siz de bakış açınızı genişletirsiniz Hakan hocamızın kanalı vasıtası ile. Sevgiler
Yıllarca okudum bişi anlamadım. İnat ettim, mesneviyi, fususu’l hikemi hatmettim eh işte.
Sonra alkolle tanıştım. Batı felsefe tarihini sabahlara kadar kah şarap kah rakı içerek okudum. Muhteşem bi deneyimdi. Sonra Hayyam’ı aynı teknikle okudum. Artık içmeden bişi okuyamıyordum. Tevratı incili ve en sonunda da kuranı içerek okudum. Hah şimdi oldu diye sabahlara kadar elimden düşürmediğimi hatırlıyorum. Asosyal bi tip olmuştum ama çok mutluydum. Öyle meraklı ve öyle araştırmacı olmuştum ki kitap öğütücüsü gibiydim. Düşüncelerimle o kadar kalabalıktım ama o kadar da kırılgan. Rahmetli Yaşar Nuri’nin birçok kitabını, İhsan eliaçığın video ve kitaplarını, Caner taslamanı tamamıyla okuyup bitirdim. Sonra Niyazi Kahveci’nin iniş sırası ve sebepleri ile kuran çevirisi okudum. O zaman noktayı koymuştum. Benim için o defter kapanmıştı artık.
@@ilberidil belki de tam olarak doğru anlatamadım.
Aslında ben bu eziyeti emin olmadığım için çekmedim. Tamamen emindim ancak iman ettiğim özün etrafında biriken, şekillenen katmanlar, tortular beni bu arayışa itti.
Böyle olmamalıydı. Çekirdek ile kabuk arasında mahiyet itibarıyla bu kadar zıtlık anlamsızdı, yanlıştı. Bu sebeple arayışım sürüyordu ve hala da bitmiş değil.
Ancak ben O'nu aramıyorum. O hep benimleydi zaten ve yine de benimle olduğunu hissediyorum.
Sadece O'nun yazdığı süreç bize anlatıldığı gibi olamazdı, olmamalıydı. Bir yerlerde, birşeylerde yanlış ve eksik sayfalar vardı.
İzah etmeye çalıştığım şu idi. İman, bilim ve tarih. İşte bunları hep birbiri ile uyumlu hale getirmeye çalıştık. Oysa uymuyordu. Zorluyorduk ve riyakarca aklımızı da buna iknaya çalışıyorduk. Şimdi bile şöyle bir arzum var. Olur da cennete gidersem ilk talebim ırmaklar, huriler vs olmayacak. Açın bana perdeyi varoluştan itibaren hakikatin özünü ve süreci izletin diyeceğim. Biliyorum ki buna gerek kalmayacak, bu sadece dünyevi bedenin tahayyülü.
Zira herşey O'ndandır ve O'na dönecektir. Bilmem nerede bırakılan yumurtalardan çıkan balıkların hepsinin birden bilmedikleri yolları aşarak aynı denize gittikleri gibi. Kainattaki herşeyin deveran halinde tecellisi gibi dönüşten ve nereye olacağından eminim.
Ben O'na inanıyor ve güveniyorum da insana ve insanın ürettiği bilgiye güvenmiyorum. İster deist, ister agnostik, ister inançsız desinler, etiketleri, kavramları da ciddiye almıyorum artık.
Şimdi mecburen bu dünyadayız, bazı kurallara tabiiyiz. Tıpkı bir aracın içindeki yolcunun bakışı gibi bir pencereyle sınırlı, ancak belli bir açı ile görebilme yetisinden öteye geçemeyiz. Bu sebeple hakikat arayışı dediğimiz yolculuk bile aldatıcı. Buradaki gözlemin tezahürü hangi külliyat olursa olsun hepsi noksan kalacak. O'nu değil süreci bilemeyiz, diyorum.
Benim hikayenin aslını öğrenme yolumdaki çilem, belki de O'na bir an evvel ulaşma arzusunun bu dünya ve bu beden şartları altındaki bir tecellisi. Belki de dışarıdan bakıldığında bir hezeyan veya psikoz.
Ama bu şekilde bir iman bana kendimi çok güçlü hissettiriyor. Dünyevi bütün arızalarıma rağmen O'na ama yalnızca O 'na güvenip sırtını yasladığında bütün dünya birleşip karşında dursa korkmuyorsun. Ne dünyevi konforu ne kariyeri ne de parayı kaybetmek gibi şeyler seni sıkıntıya sokmuyor. Bu anlayış belki de bilginin mutedil hali ile tasavvufun öze dair yalın anlatımının bileşimine denk düşüyor.
Yapacak bir şey yok, anlama yolunda devam edip bekleyip göreceğiz. Ama ne olursunuz, defteri kapatmayınız! Yeter ki bu süre zarfında özün gerektirdiği merhameti, saygıyı, iyi niyeti, çabayı kaybetmeyelim. Mevlam görelim neyler, neylerse güzel eyler.
Sağlık ve huzur dileklerimle...
@@ilberidil bu arada benim hissetiğim şekliyle @dücane cündioğlu da bu arayışı henüz tamamlamamış. Ancak bizden daha önde biryerlerde olduğu kesin. Çilesi ve gayreti takdir edilmekten öte, söylediği bazı şeyler tahminimce bizzat hakikatin izdüşümü. Bazı noktalarda hakikati yakinen idrak etmiş. Ancak şahsen benim ilmim ve birikimim henüz (idrak ettiklerimi bile ifade etmeye) kifayet etmiyor. Bu sebeple Allah ondan razı olsun, yolu açık olsun.
@@hali569 hayır bir ima veya çekince yok orada. Yukarıda düşüncelerimi açıkça dile getirdim. Zaten soyut düşüncenin ağırlıkta olduğu bir platformda korkacak ne var ki? Elle tutulmaz, gözle görülmez, imani meselelere dair düşüncelerimizi gözden geçirip geliştirmeye çalışıyoruz. Eğer ifadelerim açık olmadıysa kastımı tekrar edeyim. Kur'anı en doğru hangi yöntemle izlersek, hakikatine daha fazla yaklaşır, Yaradanın muradını daha iyi anlarız, şeklindeki arayışlarıma Dücane Hoca'nın bu sohbeti (elbette öncekilerden de istifade ettim) pek çok yönden ışık tuttu. Farklı bakış açıları sundu. Düşünüp de lugatimin sığlığından dolayı ifade edemediklerimi dile getirdi. Bu yüzden benim düşüncelerimde boşta duran bazı taşlar şimdi yerine oturmuş oldu.
Saygılar...
Hocam siz konuştukça gördüğüm şeyleri aslında görmemişim gibi hissediyorum diyorum ki ulan hiç böyle düşünmemiştim.
Çok teşekkürler efendim, sizden her zaman çok öğrendim; hem okuduğumda, hem dinlediğimde hiç eksilmez bu. O yüzden 'konuşmacılığınıza' laf söylediğinizde inciniyorum ben, tevazunuzu yakinen bilmeme rağmen..
Allah İlminizi arttırsın 🙏Dücane hocam fırsat buldukça değerli videolarınızı izlemeye çalışıyoruz
Dücane hocam,
Sizi Zevkle dinledim ve etkilendim.
Mütkellim,hitabetin ve ilmin fevkalade..
Allah, sana hayırlı ve huzurlu bir ömür ihsan etsin.
Siz ve sizin gibi Aydın insanlara çoook ihtiyaç var,ekmek ve su gibi.
Allah'ım,
Aydın fukarası olan İslam coğrafyasında Aydın Yetimi bırakma bizi..
Selâm ve muhabbetle
Teşekkür ederim demek son derece yavan kalır... Ömrünüz bereketli olsun hocam. Saygı ve sevgilerimle
Siz dediğinizin aksine çok iyi bir konuşmacısınız. Bilgiyi samimiyetle aktarıyorsunuz. Teşekkürler
Hocam Allah'ını seversen şu sohbetleri saat 9 da başlat. Sona doğru düşüyor gözler(: Belki hepimiz için daha yararlı olur?
Son 15 dk kala uyuya kaldım gerçekten
Kuran’ın çevirisinin mümkün olmadığını söylediniz ama yaptığınız Maun suresi çevirisi gayet güzel, anlaşılır ve günümüz “dindarlık” anlayışına da açıklık getirecek, “dindar”lık maskesini düşürecek bir yorumdu. Bir Kuran çevirisi yapmayı hiç düşünmediniz mi?
Yaptı diye biliyorum
Değerli hocam yine çok faydalı bir söyleşi çok kıymetli yararlı bilgiler verdiğiniz için size çok müteşekkiriz.Biz sabırsızlıkla ve heyecanla Mantık derslerini bekliyoruz.
1:37::44 dakikasında, çay içermisiniz sözcüğünde doğrusu heyecanlandım. Sizden çay içmek veya size çay ikram etmek kim bilir ne güzel olur... Kendine 1 saat ayıramayan ben, sizin için heyecanla ve memnuniyetle 3 saatimi ayırıyorum. Hocam sizi çok seviyoruz, bizi bırakmayın. Emekleriniz için çok teşekkür ederiz. 🙏
Hocam bir söyleşinizi de, Kur-an ' ın nasıl indirildiği, kim yada kimler tarafından, ne zaman ve nasıl yazılı metin haline getirildiği, günümüze kadar nasıl geldiği konusuna ayırabilir misiniz?
Bence Kur-an çevirilerinin ne kadar güvenilir olup olmadığından daha önemlisi ve sorgulanması gereken husus bu..
kesinlikle katılıyorum ama linç yer o yüzden zor
@@ugur76Eski kuranı harekesiz ve noktasız okuyup anlayabilse ve anlatabilse neden linç edilsin sanmam..
Mustafa islamoglu siretul kuran video serisini tavsiye ederim
Sizi dinlerken artik elime kagit kalem almak istiyorum.....Dusunmegi ogerenebilecegim insallah....cok tesekkurler
Hocam bu topraklarda doğmuş en entellektüel insanlardansınız, sizin bilgeliğinizden faydalanabiliyor olmayı ayrıcalık olarak görüyorum. İyi ki varsınız..
Böyle bir hitap mürid olmanın seneresidir ama Türkiye'de nedense bu normal. Şöyle demen lazım; şurda katiliyorum şurda katılmıyorum ama tabi hiçbir şey bilmeyen birinin katılmama gibi bir şansı yok tamam da bu adam muritten ne kazanır hiç onu bırak Türkiye niye böyle nereye varacak bu işin sonu
@@WolfForeverAdemComert Senin bu hitabının ne hitabı olduğu konusuna girmiyorum. Bir şeyler öğrenebildiğim herkese aynı derecede saygı duyuyorum.
@@WolfForeverAdemComert Hiçbir şey bilmediğimi kabul ediyorum. Hatta senin her şeyi bildiğini de kabul ediyorum. Kimsenin müridi olacak kadar alçak bir insan değilim. Ancak müridim olmak istersen CV ni eke bırakabilirsin.
@@WolfForeverAdemComert Bir de 'senere' ne demek açıklarsan sevinirim.
@@ssserdar ben seni elestirmiyorum Türkiye deki taşlaşmış anlayışı eleştiriyorum . Birini izlemek onun her ne derse desin her sözüne onay vermek şeklinde olmamalı öyle olursa bu mürid olur. Türkiye de üzülerek izliyorum ki insanlar artık bunu bir marifet zannetmeye başladı ama batı buna kibarlık budalası der. Bu muridlige muridlik de acayip yerlere gidiyor eninde sonunda . Ve bir yerde cehalet varsa orda muridler sağanak gibidir peki biri iyi bir edebiyatla muhteşem ötesi bir edebiyatla yanlış şeyler söylüyorsa ne olacak kaldı ki günümüzde bu moda hatta bir ayin şekli haline geldi insanlar hipnoz altında. Biri bir makale paragraf metin vs yazdığı zaman ona şöyle bir bakılır ve ona ne katkı yada eleştiri yapabilirim der insan ve tabi katildigin yerleri de belirtisin. Yok hepsine katiliyorsan mürid olmamak adına bir ekleme de geliştirme de sen yaparsın hem bu hatanın icin de yararlı olur . Mesela herkes benim müridin olsa kimse beni elestirmese ya derim bu insanlarda bir tahtası eksiklik var ya ben üstün bir varlığım. Populerite insanı kurgusal kendi evrenine taşır kendi kendine kurallar koymaya başlar . Mesela benim tasavvufa çok ağır eleştirilerin var ama Dücane bey tam bir tasavvufcu . Şimdi insanlar onun bu tarafını elestirmedigi zaman bunu benim aklımın alması biraz zor . Belki de cahilligimden işte vs tasavvuf der ya cahile her sırrı söyleme cahil olduğu için kaldıramaz vs ben de o cahillerdenim her halde. Ama şükür ki cahilim de şunu bilirim bunu bilirim demiyorum . Bana göre inancım şudur ki bilmek Allah a mahsustur. Biz bilemeyiz . Alim Allah'tır . Mesela şeytan da bilmekle saptı onun fitnesi bilmekti ama eşyanın isimlerini Allah ademe bildirdi melekler bilemezdi mümkün mü Allah cc bildirmeden bilmek.. ben tasavvuf karsitiyim. İnsanlar anlamadıkları şeylere gönül bağlıyor İslam ise tamamen mantık dinidir . İslam mantığa din der ve akletmeyenleri soslu hikayelere inananları feci şekilde yerer. Bizim bir hastaligimiz hayata kurandan değil bir takım şairlerin laflarindan bakmak . Kur'an bambaskadir . Şimdi bir yunus emre bir Mevlana filozoftur şairdir vs ama peygamber sav bir filozof şair vs değildir ve bu ikisini çok iyi ayırmak gerekir . Ha sakın ha süslü cümleleri İslami sanmayalim ve bence herkes ne yapmaktaydı biraksin peygamberimizi sav örnek alsın şairler gazeller şaşalı kelimeler edebiyat süs afaki laflar kulağa hoş gelir kulağa çok hoş gelir ama hayatla hiçbir bağlantısı yoktur insanı toplumdan soyutlayarak bir zümre oluşturmaya yöneliktir bir üst kimlik oluşturur o da her meselenin başlama yeridir .Ama peygamberimiz sav hayatına bakarsak o ben de sizin gibi bir beşerin der kendini insanlardan ayırmaz burası işin eşiğidir üst bir kimlik aramak yanlıştır sıradan olmak insanlarla iç içe olmak kuruntu yapmaktan çok iyidir . Biz bilemeyiz bilmemize de gerek yok zaten . Allah a teslim olalım görelim hak neyler kahrı da hoş lütfu da yaşayalım gidelim bak peygamber as bile ben peygamberim haa demedi mümkün mü bu tavazu kılığındaki kibire karşı dikkatli olmak gerekir. Adam ben falan zat oldum diyir el etek öptürüyor örnek şimdi bu herifin dinden aldığı pay nedir dinden hiçbir şey anlamamış bir sefildir . Peygamber sav el etek opturmedi bunlar ne zannediyorlar kendilerini. Vatikandan bir kaç ritüel öğreniyorlar falan zat oldum diyorlar onun İslam'la hiçbir ilgisi olamaz . İslam toplum içinde insanlarla eşit seviyede göz hizasında olmak namazını kılmak insanlara hizmet etmektir zümre olmak İslam'da yok olamaz da. Bu yüzden tasavvuf benden uzak olsun insana hizmet isteği insana her iyiligi kazandırır faydalı bir insan ol namaz kıl sıradan ol. Ha edebiyata merakliysan şey yaz hikaye yaz şiir yaz . Neyse konu uzadı ama ben insanlardan çok şey istedigimin gayet farkındayım. Gene de gereken her zaman soylenmek zorundadır ne pahasına olursa varsın olsun. Kargadan korkan darı ekmez bir de biz konuşalım . Dücane bey in bir çok sözüne ben de katılıyorum lakin aklı gideren tasavvufi yaklaşımlardan bahsetmeye başladığı an işin rengi fena değişiyor. Bu yazıyı Dücane bey de okur diye yazıyorum tabi ki yani sadece bu yoruma verilen bir cevap değil. Ben her şeyi bilmiyorum ama beyazın beyaz olduğunu biliyorum o kadar . Senereye gelince açıklamam gerekiyorsa açıklayayım semere diye yazdım ama klavye hatalı bastı bu tür hataları duzeltmiyorum karşıdaki nasıl olsa anlayacaktır diye .
Hocanın nasıl bir deniz derya bilgi sahibi olduğunu düşündükçe ve onu dinledikçe , okudukça onur ve gurur duyuyorum .
Bu ülkenin insanının bir şeyleri fark edebilmesi için yaptığınız bu söyleşilerin derslerin değeri o kadar çok ki ne desem eksik kalır.
Eşsizsiniz hocam çok teşekkürler hürmetler.
düşüncelerine değer verdiğim ve faydalandığım nadir insanlardan birisiniz. sizin gibi takip ettiğim insanlardan biri de Sinan CANAN dır ona sorduğum ve cevap beklediğim şöyle bir sorum var bu kanuda sizinde düşüncelerinizi merak ediyorum. tekrar aynı şeylerei uzun yazmamk için Sinan CANAN sorduğum şekli ile parantez içindedir. (son cümlenize bir soru sormak isterim "hayat kısa yapalım bişeyler" NEDEN? iki açıdanda cevap istiyorum; 1. bu yaşamdan sonra yaşam devam eder onun için bişeyler yapalım mı? ve bunu kendi diğer yaşam kalitemiz için mi? yoksa bir bütünün parçası olduğumuz varlığımızı devam ettirdiğini düşündüğümüz bizden sonrakilerin yararına mı? 2.burası daha zor bence tek yaşam sadece budur bu ölümden sonra yaşam yoktur ise neden bişeyler yapalım? ikinci kısımda sadece mantıksal düşünen bir yapı yani yapay zekanın ulaşacağı sonuç şudur bence sonuç bitmekse aslında amaç da bitmek olur o zaman yapılacak tek şey, bitirmektir kısa yolla. örnek: matrix filminde ki ajan simit in mantığı.) doğruyu istemiyorum onu bilmiyorum sizinde kesin bileceğinizi zannetmiyorum zaten sadece düşünerek bulmaya çalışıyoruz ben sadece bu konularda sizin düşüncenizi merak ettim cevaplarsanız çok memnun olurum iyi gelişimler...
Hocam elinize sağlık.
Edebiyatla ilgili bir sohbeti özlemle beklemekteyiz.
Çok güzel bir söyleşi olmuş. Ben yeni izleme şansı buldum. Ama bana çok ağır geldi. Darmadağın oldum. Hazmetmesi güç olacak.
Konu ile ilgili kitaplarınızı okuyup( Kur'an çevirilerinin dünyası, Anlamın tarihi, Sözün özü) üzerine tekrar sizi dinlemek çok tamamlayıcı oldu. İlminize, yüreğinize sağlık hocam...🙏🙏🙏❤
Kuran çevirisi yapan kişi, öyküyle, romanla, şiirle ve Türkçe'de yazılmış diğer edebi metinlerle haşır neşir olacak ki ana dilinin tüm inceliklerine vakıf olsun...
Tarkovski'nin Nostalghia'sını birkaç gün önce izledim ve güzel tevafuk oldu : '' şiir tercüme edilemez ''
Teorilere aşırı önem atfetmek yanlış. Aşık Veysel gibi biri çıkar 1 cümlede bir kitabı söyler. Ama bazıları 1000 okur yazdıkça yazar yine de bir türlü olmaz.
Bu kadar net açık anlatım bir çok kimsede yok hocam ağzına sağlık
Bahsettiginiz kuranla ilgili yazdiginiz kitaplarinizi 4 yil once okudum hocam iyi ki de okumuşum. Siz de iyi ki yaussiniz var olun.
Siz sabaha kadar konuşmayınca , bizde geri sardırıp, sardırıp sabaha kadar dinliyoruz.
Hocam size her gün teşekkür ediyorum her gün iyi dileklerde bulunup sağlığınızı istiyorum iyi ki sizi dinlemek bana nasip oluyor her gün ❤
Hocam biraz geç de olsa büyük bir ilgiyle söylediğiniz her kelimenin , her cümlenin hakkını vermeye çalışarak dinledim . Muazzamdınız yine ...İyi ki varsınız ...Sonsuz teşekkürler🙏🏻😊👏🏻👏🏻👏🏻👍🏻👍🏻👍🏻
Hocam teşekkürler, emeğinize sağlık. Esed'in tercümesinin güzel olduğunu söylediniz. Türkçe tercümesi için de aynı görüşte misiniz?
@@renayi size katılıyorum hocam. Benim de merak ettiğim hoca bu konuda ne düşünüyor. Bana göre biraz da haksızlık ediyor. Çünkü Türkçe de çok güzel meal tefsir çalışmaları var.
Umut ediyorum ki gerçekçi yaşıyorumdur doğru bir şekilde sorguluyorumdur Dücane hocam bana bu yolda iyi bir yönlendirici olduğunu düşünüyorum gelecekte düşünce dünyamin tabusuz olması dileğiyle sağolun hocam.
Hocam “Levhi Mahfuz “ konusunu ele aldığınız bir söyleşi yaparsanız çok müteşekkir olurum 🙏🏻😊 Saygılarımla...
Bu ne incelik arkadaş böyle bir başlıktan böyle derinliklere ancak senin gibi gönlü gamlı ve yaslı bir kişi dalabilirdi. Sözün bittiği yer... Var olasın
Cemil Meriç ile orta okuldayken tanıştırmıştı aydın diye nitelendirdiğim favoritism e sizin gibi minnet etmeyen ilham aldığım ablamın eşi. Malesef hayatı 2x hızla yaşadığımız bu dönemde alanımızla dolaylı alakalı çeşitli okumak, hele bir de Amerika’da Ahmet Hamdi’yi Cemil Meriç bulmak çok mümkün değilken, sizi bulunca maden bulmuş gibi oldum. Biliyorum kompliman tercih etmediğiniz lakin bayan popülasyonunun %20 olduğu takipçi kitleniz arasında olarak belki de bir nostalji paylaşmak istedim ve minnetlerimi paylaşmak istedim.
Emeklerinize sağlık.
Sizin kanal cok guzelmis. Takibe aldim.
@@promer4690 👋
Çeviri okurken beni ilk uyandıran ayrıntı, Resul ve Nebi kelimelerinin Peygamber olarak çevrilmiş olması oldu. İkincisi de Kitap ve Kur'an kelimeleri de Kur'an olarak çevrilmiş olması... Sonra düşündüm, Resul ve Nebi aynı şeyler olsa, yaratan neden iki farklı kelime kullansın ki, aynı şekilde, kitap ve Kur'an da ayrı şeyler olmalıydı. Bunu fark etmem ve iniş sıralı çeviri okumam, anlama bakımından bana çok hızlı yol aldırdı.
Katılanlar bun dan yani para meselesin den bahse den yoktur. Tüm katkılarınız ve bizlere çok emeğiniz geçiyor çok teşekkürler.
Bir ateist olarak sizin her konuşmanızı dinliyorum. Tüm emekleriniz için teşekkür ederim.
@umit koc ateistlik teorik olarak bir düşüncedir yoksa bu konuşmayı dinleyen kac Müslüman gerçek Müslüman sizce kaçı 5 vakit namaz kılıyor kaçı kendini şeriatın koyduğu kurallara göre hayatını sürdürüyor... insanı Müslümanım demek kurtariyor mu sizce tüm sorumluluklardan
@umit koc ben bir agnostic olarak cevaplıyim o zaman
10 yil 5 vakit namaz kılmaya çalıştım 13 yaşından beri.. en buyik vd en devam ettiğim duam Allahım canımı Müslüman al idi. üzülerek görüyorum ki kabul olmadı sanırım (paradoks ) geldiğim nokta itibariyle.
fakat mızrak malesef çuvala sığmadı. Dücane bey benim gördüğüm şeyleri anlatıyor. ama o hala inanmayı seçiyor ki o da çok belli değil ya neyse..
ben onu dinlerken düşüncelerimi test ediyorum hatalı düşündüğüm yerleri buluyorum bazen ayna görevi yapıyor anlattıkları kendimi ayna da görüp saçıma çeki düzen veriyorum gibi düşünün..
onun dışında tabiki Allah olsun isterim tanrı olsun isterim çünkü beynim bunla yıkandı küçükken cok zor insanın bundan kurtulması.. sürekli ben niye böyle oldum diyor insan. normal olduğumu hissetmeye ihtiyacım var. bu ancak Dücane bey gibi düşüncelerini inançlarından ayırabilen insanlarla hasbihal ile mümkün.
@@ugur76 Ate birisi olarak sizle aynı fikirleri düşünüyorum.
@umit koc Bu başlık için geçerli.. Hoca burada belirli bir kitleye hitap etmek istedi sanırım. Mesela ben yarım saat izleyip ayrıldım. Konu düşünceye bağlanacak mı diye bekledim.
Ancak 2 günde aylar önceki videoların izleyici sayısına ulaşması gösteriyor ki video başarılı. Eski kitlesi hocalarını takip ediyor bu sevindirici
Köktürk yazitlari sizin verdiğiniz tarihten önce vardı
Dücane Bey emeklerinize yüreğinize sağlık. Kendi adıma çok faydalanıyorum. Teşekkürler
"Hakikatten yana olacaksan yalnız kalmayı göze alacaksın."
"Topluma rağmen toplum için"
ah be hocam ciğerinizin yanık kokusu gelip burnuma dayandı gözümü sızlattınız.
onca hıyanete haksızlığa rağmen insandan vazgeçmediğiniz için sağolun, varolun, zatınıza şükranlarımla hürmet ve muhabbetle kıymetli hocam
th-cam.com/video/1Ylb3Xahjnw/w-d-xo.html
@ateizm out kendisi adına bu sorunuza cevap veremem.
fakat benim şahsi tespitim Dücane hocam ne deist ne ateist nede bir teist'dir.
zira bütün dinler ve izm'ler hakikati aramanın önünde en büyük engellerdir. Hakikat arayıcısının bir durağı olmaz o daima seyreder.
Bütün bu yolculuk kendimden kendime imiş der. Muhiddin ibn i arabi
@ateizm out Dediğim gibi kendisi adına bu sorunuza cevap veremem. fakat şahsi tespitimi yukarıda yaptım. ne benim tespitim, nede sizin aldığınız duyum doğru olabilir. Benim tespitim (ZAN) sizin duyumunuz da (MIŞ, MİŞ))
ateizm out ne olduğunun bir önemi var mı? Bir aşamadan sonra topyekün kapsayıcılığı olan bir zekayı bir kaç tanımlamaya mahkum etmek, bir kaba sığdırarak tanımlamaya yeltenmek dürüst bir tavır mıdır? Anlamlı değil
Huzur veriyorsunuz ne kadar size ihtiyacım varmış teşekkür ederim
Üzüldüğüm şey; sizin değiminizle milyonlarca "küçük Dücane" sizin tüm samimiyetinizle anlattığınız çok değerli bilgileri yine size karşı ve olanı, olması gerekene uydurmak amacıyla kullanmaktan vazgeçmeyecekler. Bizlerde maalesef böyle bir Dünya da yaşamaya ve ölmeye mahkumuz. Bence olması gerekene değil de olana bakarsak "İnsan özü gereği inanmak ister" diyebiliriz.
Bugün biraz yorulmuştum, canlı yayını bir saat kadar izler, kalanını videodan tamamlarım düşüncesi ile bilgisayarın başına oturdum ama kalkmak ne mümkün. Müthiş keyif aldığım bir sohbet oldu, sesinize soluğunuza sağlık. Kur'an'ın bir şiir olduğu düşüncesine ilk defa "Rahman" suresinde kapılmıştım (Arapça bilmem), adeta Divan Edebiyatı dersinde bir gazel okuyormuşsun gibi geliyor insana, demek ki çok yanılmamışım dersem ayıp olmaz herhalde.
Yıllar önce hacca giden bir tanıdık anlatmıştı. İbadetlerini yaptıktan sonra orada görevli bir Arap, Türk hacılar için Kur'an okumaya başlamış, bizimkiler de dinleyici. İnsanlık hali, görevli tuvalet ihtiyacı için kalkmış, gitmiş ve iki dakika içinde geri gelerek yeniden Kur'anı Kerim'i eline alarak kıraate başlamış. Bana anlatan hanım "Yemin ederim abdest almayı bırak, ellerini bile yıkamadan geldi herhalde, bu Araplar Müslümanlığı bizim kadar bilmiyor." diyerek biraz da dehşet içinde konuşmuştu.
Eklemek istediğim bir konu daha var ama yarın sabah erken kalkmam gerekiyor. Ufkumuzu genişletme çabalarınız için teşekkürler, emeklerinize sağlık.
Dayanamadım, affınıza sığınarak, küçük eleştirimi de buraya ekleyeceğim. İzlediğim videolarınızda "Yaş 60, artık yaşlanıyorum" diyerek beyninize hep olumsuz mesaj gönderiyorsunuz. Böylesine dinamik ve dolu bir beyine sürekli "sen yaşlandın" mesajı göndermek bana göre yanlış. Siyasi görüşlerine katılırız ya da katılmayız başka mesele. İktisatçıların "Hocaların hocası" diye tanımladıkları Korkut Boratav (Tanrı sağlıklı ve uzun ömür versin) hâlâ rakamlarla Türkiye ekonomisini bizlere anlatmaya çalışıyor, 80 küsur yaşında. Daha bizlere aktaracağınız çok konu ve yazmanız gereken önemli yazılar olduğundan hiç şüphem yok. Sorumluluk sahibi beyinlerin yaşlanmaya hakkı yoktur. Umarım çizmeden yukarı çıkmamışımdır. :)
nesteren hanım aynen katılıyorum, yaş mevzusu hiç önemli değil, daha öncede yazmıştım hocama en güzel en çocuk en genç en olgun yaşındasınız😃 sevgili hocama daha çok ihtiyacımız var...Hürmet ve muhabbet daha çoookkkk sürecek, sürmeli ❤️
Çok güzel yayındı.
Keşke inançlı kesim şu videoyu dikkatli dinleseler.
yine de bir şey anlamayacaklardır.
Hocam emeğinize sağlık, çok teşekkür ederim... Biz keyifle dinliyoruz, siz yoruluyorsunuz, minnettarız.
Hocam önünüze aldığınız bir kitabı nasıl okurusnuz nasıl notlandırırsınız bu konularda teknik bilgi veren bir video çeker misiniz
Geçen söyleşide ortadoğuda neden öfke ve arzu gücü görece yüksek diye bir soru sormuştum amacım tartışmaya açmaktı... bu söyleşide cevabı tam olarak verilmiş: us...çok değerli bir iş yapılıyor.. çok teşekkürler
Hocam aydınlatıcı bir konuşma oldu. Teşekkür ederim.
Sizden ricam vahiy yüksek bir ilhammıdır ? Bunun ile ilgili konuşurmusunuz?
Saygılarımla....
Dücane hocanın, Kur'an TEFSİR ve MEALLERİNDE Genelinde kabul ettiği akıl dışı ÇEVİRİLER, haklı olarak kendisini çok bunaltmış Ben de aynı sancıları.çeke birisiv olarak, araştırmalarımda acizane HAKKI YILMAZ Bey'in çalışmaları ile tanıştım. Makaleleri ve Kur'an kavramları, İŞTE KURAN, üzerindeki takdire değer, kıymetli çalışmalarını İnşallah nasip olur da inceleme fırsatı bulursunuz, saygılarımla.
Akraba ruhlara selam olsun Hocam!..
akraba ruhlar ne güzel bir tanımlamadır, herkesin de aradığı şey,hep özlenen şey anlaşılmak.Hocamız güzel özetlemiş yine.Tebrik ederim.
Adının yanındaki işaret nedir birkaç kişide de sarı var
@@Semihaaggoz üye olanlarda var
Zül olacak bir durum yok hocam. Yorumları kafaya takmayın. Zaman kaybı. Kimseye açıklama yapmak zorunda değilsiniz
Kur'an çevirileri modern okurun kutsal kitaptan beklentilerini asla karşılamayacaktır.
Hocam selam rahmetli yasar Öztürk vardi tarif ettiginize uyuyor olumlu olarak söylüyorum sizin dusuncelerinize cok yakin
Kıymetli Dücane hocam merhaba,
TH-cam sohbetlerinizi, yaşadığımız batı Afrika ülkesi Sierra Leone'den takip ediyorum. Hakikat yolcularına, hikmetli, sadra şifa sohbetleriniz bizi memnun ediyor. Bunun için size teşekkür ederim. Bulunduğumuz ülkede TH-cam ücretli abonelik hizmeti vermiyor ve maalesef youtube üzerinden üye olamıyoruz. Bu nedenle sizden rica etsem Atatürk ve din söyleşinizi özel bir link ile gönderebilir misiniz? Usül yerini bulsun diye bir de hesap numarası bildirmeniz halinde üyelik bedelini eft gönderebilirim.
Selam, saygı ve muhabbetle...
Hurşit Büyükmatür
Vpn programı kullanın sorununuzu cozecektir.
Hasan Aydın'ın, Mehmet Dağ'ın Kuran yaklaşımı ile hocanınkini birleştirince, Farabi ve İbn-i Sina okuyunca, bilinenden çok farklı bir tablo çıkıyor ortaya ama bunları konuşacak cesaret kaç kişide var, bilmiyorum... Bırakın hocanın kanaatini açık söylemesini, Mustafa Öztürk'ü bile tam kaldıramıyoruz. Bazen elli yüz yıl sonraya gidip, müslümanın İslam'a ve dünyaya bakışını görüp gelmek istiyorum.
Doğa yasası,, ortama uyamayanlar yani çağla irtibatı olmayanlar yok olurlar.
ARAŞTIRMACI HAKKI YILMAZ BEYİN TEBYÜNÜL KURAN ÇALIŞMALARIYLA TANİŞMAM GERÇEĞİ GÖRMEMİ SAĞLADI. TAVSİYE EDERİM. ÇELİŞKİLERİMDEN KURTULDUM. NEDEN GÖRMEZDEN GELİNİR BİLMİYORUM!!!
Çok değil belki,, ama hayli zamandır ikra’yı düşünürüm.
İkra ile uyandırılan peygamberin, ikra ile uyanan ümmetinden olmak ümidindeyim.
“De ki, ve söyle ki” ifadeleri arasında bir fark sezinliyorum.
Onları çözümlersem biraz daha iyi hissedeceğim kendimi
Hocama teşekkür ederiz, çok değerli bilgileri anlattınız 💕🌷🌷
Hocam siz Arabistan'a gittiğiniz için sormak istedim, merak ediyorum arabistanda geçmişinde yaşayan uygarlıklarının ve yaşadığı temedunlerile ilgili müze gördünüz mü?
göçebe ve çöl iklimlerinde tarih olmaz .üretimin olmadığı yerde de tarih olmaz
Sadece Taif'te bakkal ölçeğinde bir yeri ziyaret ettim, müzeden çok amatör bir koleksiyoncu tarafından işletilen bir antikacı dükkanı gibiydi.
@@DucaneCundiogluResmiKanal
Çok teşekkür ederim hocam 🌷🌷
"Allah'ın âyetleri hakkında, kendilerine gelmiş bir delilleri olmaksızın tartışanlar var ya, onların kalplerinde ancak bir büyüklük taslama vardır. Onlar, tasladıkları büyüklüğe asla ulaşmazlar. Sen Allah'a sığın. Şüphesiz O hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir." Mümin 56
Soylesilerinizi podcast olarakta yukleyebilirseniz cok guzeel olur youtube pek verimli degil dinlemek icin.
eyvallah hocam. ahkamı siz kestiniz zaten. bana sadece teşekkür etmek, minnet duymak kaldı. tarifi yok ki bana kattığınız değerin nasıl anlatayım. şu ejderin notlarına bakın, her başlık başlı başına bir ömür adanabilecek ayrı bir konu. neler yapıyorsunuz hocam böyle? lütfen hiç susmayın, her konuda konuşun.
Dücane hocam öncelikle saygılar; bilgileriniz ve yorumlarınızla aydınlanıyorum. Kur'an ın peygamber hayatta iken yazıya geçirilmemiş olması tanrının kusursuzluğuyla ilgili bir soru işareti değil midir? İlk iki dinin kitapları bozuldu derler ki bu bile tanrının kusursuzluğuna aykırıdır. Tanrı gönderdiği sözlerin yazıya geçirilmesini sağlayamayacak kadar iradesiz mi? Bunu nasıl yorumlByorsunuz ?
Hollandadan dinliyorum. Sizdeki bilgiler cok degerli. Tesekkurler.
çeviribilim, anlambilim, yorumbilim ve dilbilimi üzerine giriş niteliğinde kitaplar önerebilir misiniz hocam
Hocam ağzınıza, dimağınıza sağlık. Post Truth çağıında yaşadığımız için her türlü bilgiye ve bilgi telaffuzuna anında bir karşı duruş, ötesinde küfürle karşılık var. isteriz ki akıl kemale doğru ağır da olsa meyleder, lâkin kırıntısı yok. Bir umut diyelim bugünler de geçecek.
Ne kadar şanslıyız hocam siz varsınız ne değerli bir hazine
Dücane hoca her halde Mustafa Öztürk'ün Kur'an mealini okumamıştir. Okusaydı ona hak ettiği değeri verirdi en azından bir kaç cümle sarf ederdi.. Mustafa Öztürk'ün Meali bütün kusurlarına rağmen Türkçe olarak yazılmış piyasadaki en iyi mealdir.
Mustafa öztürkün bende bütün kitaplarını. Okudum mealinide beğendim hoca mustafa hoca ile aski tanış belki okumuştur bir ara bir konuda fikri tartışmaları olmuştu ama okumuştur inşaallsh bize bir fikir verir diye düşünüyorum Birde arkadaşlAar Hasan hanefi mısırlı yazarın modern zamanın tanrı tasavvuru nasıl olmalı diye çalışması beni fikri olarak erkiledi önerebilirim
Hocam saygılar, öncelikle çok teşekkürler, yaptığınız bu çalışmalar için emeğinize sağlık.
bu videonuzu can kulağıyla dinledim, Türkçe meal veya tercüme yapmanın engelleri için saydığınız tüm başlıklar, orjinal bilgiler olarak işlendi zihnime. Ertesi gün en az 3 kere farklı arkadaşıma videonun özetini yaptım aklımda kalanlarla.
fakat sonuç olarak aklımda şu soru oluştu; modern okuyucunun beklediği anlamda bir meal veya tercüme yapılmasının neredeyse mümkün olmaması, şimdiye kadar yapılanların da saydığınız hususlar nedeniyle gerekli kriterleri taşımaktan uzak olması bir bütün olarak değerlendirildiğinde, sadece Türkçe bilen biri olarak Kuranın ne dediğini, ne mesaj verdiğini öğrenmek ve anlamak için yapılacak şey nedir? Ne önerirsiniz?
Zikrederken synthesizer kullaniyorlar. Çok iyiydi 👉🧠😂 Dücane Reis seni çok seviyorum adamsın adammm
Ağzınıza sağlık hocam kafamda soru işareti olan sorgulamaya korktuğum noktaları öyle güzel açıklıyorsunuz ki bilmenin gücü ve keyfini hissediyorum. Merakla takipteyim👍👍👍❤❤
Tercümede Lafza Teslimiyet İhânetlerin En Büyüğüdür..!
Kıymetli Büyüğümüz Bunu Anlatıyor..
Hürmet ve Selam Ediyorum..
Yani Allah birşey yazıyor ama aslında öyle demek istemiyor.
Mesela Ahzab 37'de;
Şu evlatlık olayı olmasa da Zeyneb ile evlensem diye içi içini kemiren Muhammedi, Zeyneb ile evlendirdiğini söyleyen Allah,
aslında orada öyle demek istememektedir.
Çok derin manâlar vardır o ayette.
Tercüme edilince anlamı bozulmaktadır.
İyi ki de bilginizi bizle paylaşıyorsunuz.. Hayretimi ve memnuniyetimi dile getirmeden edemedim.☺️
Hocam çok teşekkürler birçok konuyu yeniden düşünmek için ufuk açıcı bir dersti. Sizden mitoloji ile ilgili dersler dinlemeyi de çok isterim.
Lütfen bizi kendinden mahrum bırakma ve kendini de kendinden mahrum bırakma hocam eski bir 5 ay tutuklu kalmış fundamantalistim selefi genç olarak.
Hocam bir kac kitabinizi okudum felsefe bilginiz bana hitab ediyor biraz zor cümleleriniz olsada merakla okuyorum anlatırken de baglayici olabiliyosunuz teşekkürler saygılar
Sizi dinlemek ve alçak gönüllülüğünüz takdir etmemek mümkün mü!
Düşünce denizlerinde yürümek isteyenlere yol gösteriyor olmanızdan memnun olduğumu belirtmek istedim...
Emeğinize sağlık Hocam teşekkür ederim saygılar selamlar
Öncelikle bize ayırdığınız zaman ve verdiğiniz emek için teşşekkür ederim.
Hocam Elmalılı Hamdi Yazırı'ın tefsirinin Arapça'dan değil de farsça'dan çevrilerek yapıldığını okumuştum.Böyle olunca anlam kaybına uğramış olabilir mi.?
Kimden duyduysanız yanlış bilgi.
@@DucaneCundiogluResmiKanal Teşekkür ederim.450 Tl'lik bir tefsir kitabı almak üzereydim.
Hocam, Kur'an'a nasıl ulaşacağız? Tercümeler ve tefsirlerde yığınla problem varsa okumak ve anlayabilmek için ne yapacağız? Okuduğumuz mealler kişinin Kur'an'dan ne anladığı ise okuduğumuz yine Kur'an değil diyebilir miyiz?
Allah'a dilekçe yazacağız arkadaşım? Türkçe iyi bir meal veya Türkçe bir kuran göndersin diye.
3 yıldır dibine kadar okuyup araştırdım bu kitabı, 3 ayrı dilde okuyorum mealleri. Hepside mealcinin kuranda ne görmwk istediğini koyuyor çeviriye.
Şu dinlediğim adam 60 yaşına merdiven dayamış 40 yıldır bu işin peşinde araştıran sorgulayan biri. Adamın işi araştırmak sorgulamak yazmak. Gerçeğe ne zaman ulaştı bilmiyorum belki 10 sene sonra fikri değişecek belki sabit kalacak. Bu adamın söylediklerine katılmayanlar da olacak belki. Benim bu videodan anladığım tek bir şey var, doğruyu gerçeği bulmak istiyorsan araştıracaksın. Arapçayı öğrenen bile yetmeyecek edebiyatını da bileceksin. Şu an yaşayan Araplar bile kur an i tam olarak anlayamadıktan sonra bizim anlamak için epey uzun bir yolumuz var. Bunların ardından şu soruyu sormak istiyorum. Bir tanrı yarattığı kuluna bu denli zor bir görev verir mi sence? Hadi diyelim ki verdi, bunun beş yaşındaki bir çocuktan 200 kg kaldırmasını istemekten çok ta bir farkı yok ( aklıma boyle bir örnek geldi nedense) kaldı ki bu yaratıcıya yakışacak bir istek değil. O yüzden gönül rahatlığıyla deist olabilirsin güzel kardeşim. İstersen de olma sen bilirsin
@@erensurer9092 zaten Anadolu müslimanlığı da bir nevi deistlik değil midir? Gerçekten bu kitap denildiği kadar açık ve kolay anlaşılır olsaydı Türkiye tarükat cenneti olur muydu.
Daha bizim ülkemiz bir şey değil, bakın Pakistan, bagdledeş, malezya veya özellikle afrika 'daki tarikat ve şeyhler insan akılının alabilceğinden kat ve kat daha tuhaf.
Maneviyet büyük bir boşluk, kurandan anladığın %10unu doldurmuyor, geri kalanıda bu çakal çukal şeyhler, abiler, ermişler, hazreti efendiler dolduruyor. Saygılar
@@sibelgazaz1210 onunla da bitmiyor be kardeş. Kitabın anlatımı, hükümlerinin ucu çok açık. Yoksa 6 bin yıllık tabletler çevrildi. 1500 yıl önceki kıçı kırık ilkel arapça mı çevrilmeyecek.
Sadece herkes çeviriyi hayat görüşüne göre yapıyor. Selefilerin kuran çevirilerine bak, çok sert ve direktir. Arada parntez, güzelleme nerdeyse hiç yoktur. Okurken insan biraz ürker, sufilerinkine bak orda yazan ile nerdeyse hiç alakası your biraz mistik havası vardır, ilahiyatçı geçmişi olan çevirilere bakınca kuran değil sanki İsviçre eski medeni yasası. Kitap bunu yapmaya çok müsaittir. İncil ve tevratta ki gibi konunun tamamını açıklayıp bir hüküme bağlamaz. Konunun orasından iki cümle var, bu konunnbaşına ve sonuna gelebilecek cümleler ekleyin tarzı sınavları gibi,30 öğrenci o 2 cümlenin başına sonuna ekleme yatıjlarında 30 farklı metin bulursun.
Yoksa arapça öğrenmesini istemek sırf bir kıtap için büyük zalimlik
@@sibelgazaz1210 bence insan ait olup kolay çevirelebilir olması, kuranın Allah a ait olup çevirilerinin biribiri ile zıt olması veya zor olması Büyük bşr tezattır diye düşünüyorum.
Richard Dawkings dünyaca tanınan bir bilim adamı, God's Delusion kitabı sadace Suudi Arabistan'da 2.5 milyon yakın indirildi. Suudi bir genç hanımla kştap ğzerşne konulurken hiç zorlanmadık, dili mükkembel ve her dilde çevirisi nerdeyse bire bir anlaşılıyor. Böyle açık ve anlaşılır bir dilde kitap yazmak üstün bir beceri ve bilginin ürünüdür. Allah Richard Dawkings'in kıtabının yarısı kadar anlaşılır veya kalitede yazılmış olsaydı biz bügün bu sohbeti yapıyor olmazdık