Cennetteki kadınlar? - Vâkia 35, 38 tefsiri / Kerem Önder

แชร์
ฝัง
  • เผยแพร่เมื่อ 31 ธ.ค. 2024

ความคิดเห็น • 90

  • @islama_davet_571
    @islama_davet_571 3 วันที่ผ่านมา +9

    Allah Teala sizden ebeden razı olsun hocam Amin 🤲🏻

  • @KaderGenç-l4k
    @KaderGenç-l4k 14 ชั่วโมงที่ผ่านมา +1

    Rabbim razi olsun hocam dinlemeye doyamadim

  • @gulsumates6894
    @gulsumates6894 2 วันที่ผ่านมา +5

    Allah razı olsun hem dünya da hem de ahirette sizden ve ailenizden Rabbim razı olsun hocam 🤲

  • @ZaurHesenzade2002
    @ZaurHesenzade2002 3 วันที่ผ่านมา +8

    Allah razı olsun🤲❤️

  • @HavaHava-p2m
    @HavaHava-p2m 17 ชั่วโมงที่ผ่านมา +1

    ALLAH.razı.olsun. hocam

  • @serdarozen5713
    @serdarozen5713 2 วันที่ผ่านมา +3

    Allah sağlık versin bizi sohbetlerden istifade etmeyi nasip etsin inşallah sağol hocam

  • @handanserhanoglu7044
    @handanserhanoglu7044 3 วันที่ผ่านมา +4

    AllAH Sizden Razi Olsun Bizlerdende Amin

  • @engincakar036
    @engincakar036 2 วันที่ผ่านมา +4

    ALLÂHÜMME SALLİ ALÂ SEYYİDİNA MUHAMMED ❤

  • @belginbozkurt3270
    @belginbozkurt3270 2 วันที่ผ่านมา +3

    Hocam hergün ve gece izliyoruz sizi

  • @ayyuzlukoncuy9308
    @ayyuzlukoncuy9308 3 วันที่ผ่านมา +10

    İlminize yüreğinize sağlık hocam muhteşem feiz veren muazzam sohbet ilminiz daim olsun inşallah🌹🌹🌹🤲🤲🤲

    • @Nefsz
      @Nefsz วันที่ผ่านมา +1

      🙂

    • @KazımPınar-u7c
      @KazımPınar-u7c 20 ชั่วโมงที่ผ่านมา

      Ne ilmi ya karı kız anlatıyor ya

    • @ayyuzlukoncuy9308
      @ayyuzlukoncuy9308 16 ชั่วโมงที่ผ่านมา

      @@KazımPınar-u7c sohbetin içereiği kadınlar bundan ötürü hanımlardan bahsediyor hocamız 😀

  • @vakkuc2754
    @vakkuc2754 2 วันที่ผ่านมา +3

    Allah CC razı olsun hocam 🤲🏻

  • @guluzarkaran775
    @guluzarkaran775 3 วันที่ผ่านมา +6

    Hocam ben de çay🫖içip seni izliyorum ⚘️Rabbım tesirini artırsın inşallah 🤲⚘️

  • @selamibilir558
    @selamibilir558 3 วันที่ผ่านมา +4

    Allah razı olsun hocam hayırlı akşamlar dilerim

  • @MustafaHn_4627
    @MustafaHn_4627 2 วันที่ผ่านมา +2

    Cenab-ı Allah sizlerden razı olsun inşallah...

  • @konulmehtieva7465
    @konulmehtieva7465 2 วันที่ผ่านมา +3

    Allah razi olsun sizden hocam ne gozel anlatdiniz bir anliq ozumu cennetde hiss eledim, Allah razi olsun , ❤Cok keyfli sizi dinlemek kocmla beraber hep izliyoruz sizi,,,,,Bir daha Allah razi olsun sizden hocam,,,,Sayqilar

  • @haticel3177
    @haticel3177 3 วันที่ผ่านมา +5

    Allah razı olsun hocam 🤲 RABBİM sayılarınızı artırsın AMİİİNN 🤲

  • @oktay.dumandag23
    @oktay.dumandag23 3 ชั่วโมงที่ผ่านมา

    Allah razı olsun değerli hocam 🤲🤲

  • @sevil9122
    @sevil9122 2 วันที่ผ่านมา +2

    Ayy ağzınıza sağlık hocam
    Allah razı olsun
    Ne güzel sohbet idi
    Allah'a emanet olunuz

  • @nigarcoskun4849
    @nigarcoskun4849 วันที่ผ่านมา +1

    Allah ebeden razi olsun hocam

  • @nurtenhrnden3690
    @nurtenhrnden3690 3 วันที่ผ่านมา +4

    Amin hocam inşallah

  • @BeyhanOruc-rh1tt
    @BeyhanOruc-rh1tt 3 วันที่ผ่านมา +5

    LA HAVLE VELA KUVVETE ILLA BILLAHIL ALEYYÜL AZIM

  • @SOLOTÜRK3434
    @SOLOTÜRK3434 3 วันที่ผ่านมา +6

    27. O “ashâb-ı yemîn” ki, ne uğurlu ne mutlu insanlardır o “ashâ­b-ı yemin!”
    28. Onlar dikensiz, dalbastı kirazlar,
    29. Dolgun salkımlı muzlar,
    30. Uzayıp yayılmış gölgeler,
    31. Çağlayarak akan sular,
    32. Bol bol meyveler arasında yaşarlar.
    33. Ki o nimetler ne eksilip tükenir, ne de onlardan esirgenir.
    34. Kabartılmış yüksek döşekler üzerine eşleriyle birlikte yasla­nırlar.
    35. Şüphesiz biz cennet kadınlarını yepyeni bir yaratılışla yarat­tık.
    36. Onları dâimî bâkireler kıldık.
    37. Eşlerine karşı sevgi dolu, âşık ve hep aynı yaşta.
    38. Bütün bunlar, “ashâb-ı yemîn” içindir.
    39. Onların birçoğu öncekilerdendir;
    40. Birçoğu da sonrakilerden!
    Ashâb-ı yemîn denilen uğurlu, bahtlı mü’minlere verilecek nimetler de şöyle sıralanır:
    ❂ اَلسِّدْرُ (sidr), Arabistan kirazı, مَخْضُودٌ (mahdûd), dikenleri silinmiş, düzeltilmiş veya meyvesinin çokluğundan dolayı dalları basıp eğilmiş demektir. Buna göre cennetliklere hem dikenleri silinmiş, hem de dalları kirazlarla aşağıya eğilmiş Arabistan kirazı ikram edilecektir. Bunun yanında baştan aşağı meyve istifli muzlar vardır.
    ❂ Uzanmış, yayılmış, güneşin ortadan kaldıramadığı gölgeler; yüksekten durmadan dökülen akarsular, çağlayanlar; hiçbir zaman kesilmeyen, tükenmeyen, almak isteyenlere engel olunmayan, hiçbir şekilde yenmesi yasaklanmayan her türlüsünden bol bol meyveler.
    ❂ Eşlerine çok düşkün, aşk ve muhabbetle bağlı, hoşgörülü, iyi huylu, hep bir yaşta bâkire cennet hanımları. Burada bahsedilen hanımlar, iman ve sâlih amelleri dolayısıyla cenneti hak etmiş kadınlardır. Bu kadınlar, dünyada ne kadar yaşlanmış olursa olsunlar Allah onları gençleştirecek; cennete genç, güzel ve bâkire olarak gireceklerdir. Eğer kocaları cenneti hak etmiş mü’minler ise cennette onlarla birlikte olacaklardır. Şayet mü’min değillerse, bu mü’mine kadınları cenneti hak etmiş başka mü’min erkeklerle evlendirecektir.
    Nitekim Ümmü Seleme (r.a.) bu kadınların kim olduğunu sorunca Resûlullah (s.a.s.):
    “Bunlar dünya hayatında oldukça yaşlı, saçları ağarmış, gözleri aydınlıkta bile iyi seçemeyen, gözleri çapaklı kadınlardır. Allah Teâlâ yaşlı hallerinden sonra onları olgunlukları itibariyle aynı zamanda doğmuş ve birbirlerine yaşıt kadınlar olarak yaratacaktır” buyurmuştur. (Heysemî, Mecma‘u’z-zevâid, VI, 119)
    Ashâb-ı şimâle gelince:

  • @zerrincakr1449
    @zerrincakr1449 วันที่ผ่านมา +1

    Allah'ım CC razi olsun can hocam🤲🏻🤲🏻🤲🏻

  • @MEKANSERDAROV
    @MEKANSERDAROV 3 วันที่ผ่านมา +3

    ALLAH razi olsun hocam sizden ❤🤲🏻

  • @salyhâlym
    @salyhâlym วันที่ผ่านมา +1

    Hocam dersi çok iyi anlatdiniz keyfle izledim. Allah razi olsun hepinizden.

  • @serkanmeric4001
    @serkanmeric4001 วันที่ผ่านมา +1

    Allah (c.c) razı olsun Sayın Hocam

  • @aplesor7058
    @aplesor7058 3 วันที่ผ่านมา +5

    ALLAHU EKBER

  • @BLackShephaRd
    @BLackShephaRd วันที่ผ่านมา +2

    En Sevdiğim Sohbet 😍😘
    Hurilerle ilgili Sohbette bekliyorum Hocam 🤗

  • @fatihdag
    @fatihdag 3 วันที่ผ่านมา +4

    Hocam sevgiler saygılar denizli'den selam 🇹🇷🇹🇷🇹🇷😎

  • @Fira-dw2ib
    @Fira-dw2ib 2 วันที่ผ่านมา +2

    HasbunaAllahu ve nimel Vekil❤

  • @BereketAhmet
    @BereketAhmet 18 ชั่วโมงที่ผ่านมา +1

    Hocam sizi takkesiz görmeye alışık değiliz sizi takke ile görmek istiyoruz❤❤

  • @SOLOTÜRK3434
    @SOLOTÜRK3434 3 วันที่ผ่านมา +4

    77. Şüphesiz o, çok değerli, pek şerefli bir Kur’an’dır.
    78. Onun aslı çok iyi korunmuş bir kitaptadır.
    79. Tertemiz olanlardan başkası ona dokunamaz.
    80. O, Âlemlerin Rabbi tarafından parça parça indirilmektedir.
    Kur’ân-ı Kerîm’in bir vasfı olarak كَر۪يمٌ (kerîm) şu mânaları ifade eder:
    Çok şerefli, yüce ve övgüye değer,
    Faydalı ve feyizli. Çünkü o, dünya ve âhirete ait pek çok mühim bilgilerin esaslarını ihtiva etmektedir.
    Gayet güzel, hoş, tekrîm ve ihtirama layık.
    Allah Teâlâ katında mükerrem; değerli, şerefli.
    Kur’ân-ı Kerîm, Kitâb-ı Meknûn’dadır. اَلْمَكْنُونُ (meknûn), “korunmuş, saklanmış” demektir. Bu kitap’tan maksat Levh-i Mahfûz’dur. İşte Kur’an, hiç kimse el değmesin, zayi edilmesin, kirletilmesin, lekelenmesin ve muhafaza edilsin diye böyle bir kitapta saklanmaktadır. Dünyada Kur’ân-ı Kerîm’in yazıldığı Mushaf-ı şerifler de, aslına uygun tarzda böyle mahfuz tutulmalıdır.
    Bununla birlikte, “Tertemiz olanlardan başkası ona dokunamaz” (Vâkıa 56/79) âyet-i kerîmesi iki önemli hususu dikkatlerimize sunmaktadır.
    Birincisi; Kur’ân-ı Kerîm’in Levh-i Mahfuz’da bulunuşu ve oradan melekler tarafından alınıp Peygamberimiz (s.a.s.)’e indirilişi safhalarında cinlerin ve şeytanların onunla hiçbir teması, müdahalesi ve ilgisi olmamıştır. Sadece vazifeli melekler onu alıp en emin yollarla Resûlullah (s.a.s.)’in kalbine indirmişlerdir. Melekler için اَلْمُطَهَّرُونَ (mutahharûn) ifadesinin kullanılmasının sebebi ise, Cenâb-ı Hakk’ın onları her türlü kötülükten arınmış varlıklar kılmış olmasıdır. Bu izaha göre âyet-i kerîme, “Kur’ân-ı Kerîm’i Muhammed’e Allah değil de, cinler ve şeytanlar getiriyorlar” diye iddiada bulunan kâfirlere bir cevaptır. Nitekim bu hususta başka bir âyet-i kerîmede şöyle buyrulur: “Bu Kur’an’ı şeytanlar indirmemiştir. Bu onların yapabileceği bir iş değildir; isteseler de buna güçleri yetmez. Çünkü onlar vahyi dinlemekten tamâmen menedilmişlerdir.” (Şuarâ 26/210-212)
    İkincisi; Kur’ân-ı Kerîm Resûlullah (s.a.s.)’e indirilmiş, binlerce hafızlar tarafından ezberlenmiş, mushaflara yazılmış ve bir harfi bile bozulmadan günümüze kadar gelmiştir. O, Allah kelâmıdır ve mü’minler için çok şerefli ve yüce bir kitaptır. Dolayısıyla âyet-i kerîme, Mushaf-ı Şerif’lere, Kur’an âyetlerinin yazıldığı sayfalara dokunmakla alakalı da bir düzenleme yapmaktadır. “Taharetsiz kirli eller ona dokunmasın, ancak maddi ve manevî pislikten taharetle temizlenmiş, imanlı ve abdestli kimseler dokunsun” buyurmaktadır. Dolayısıyla Hanefi mezhebi bu âyet-i kerîme ve ilgili hadis-i şeriflerden hareketle, “cünüp olanın ezber ya da yüzünden asla Kur’ân-ı Kerîm okuyamayacağı ve abdestsiz olanın da ezberden Kur’an okuması caiz olmakla birlikte Mushaf-ı Şerif’e dokunamayacağı” hükmünü çıkarmıştır.
    Kur’an bu kadar yüksek bir değere sahip olmakla birlikte:

  • @fatihdag
    @fatihdag 3 วันที่ผ่านมา +5

    Hocam iyi akşamlar diliyorum 🇹🇷🇹🇷🇹🇷😎

  • @SelmaKocoglu-st1cy
    @SelmaKocoglu-st1cy วันที่ผ่านมา +1

    Allah'ım kalbimde ruhumda iki dünyamda seni n aşkın olsun Sana gerçek manada kul Hazreti Muhammed Mustafa sallallâhu aleyhi vesellem efendi me ümmet olmayı nasip eyle❤ yavrularımızla cennetine nasip eyle âmin inşallah kerem hocam Allâh razı olsun inşallah sizden ne dileğiniz varsa kabul olsun

  • @turgayyilmaz7079
    @turgayyilmaz7079 ชั่วโมงที่ผ่านมา

    🇹🇷👍🇹🇷 canını yerim hocam Allah razı olsun.

  • @SOLOTÜRK3434
    @SOLOTÜRK3434 3 วันที่ผ่านมา +5

    Vâkıa Sûresi Tefsiri (Ömer Çelik)
    1. O kaçınılmaz ve önlenemez kıyâmet koptuğu zaman;
    اَلْوَاقِعَةُ (vâkıa), meydana gelmesi kaçınılmaz olan hâdise, olay demek olup, kıyâmetin isimlerinden biridir. Onun yakın zamanda mutlaka kopacağını belirtir. Belki kopmadan önce onu yalanlayanlar olabilir. Fakat vuku bulduktan sonra artık hiç kimsenin onu yalanlama imkânı kalmayacaktır.
    Kıyâmetin iki önemli vasfı vardır: Alçaltıcı ve yükseltici olması. Buna göre:
    ❂ Kıyâmet kâinatın düzenini bozacak, dünyanın altını üstüne getirecek, yüksek dağları yerle bir edecek, alçak yerleri yükseltecektir. Nitekim 4-6. âyetler bu mânayı teyid etmektedir.
    ❂ Kıyâmetin bu vasfı insanlar için de geçerlidir. Çünkü o, inkârcıları cehennemin aşağı derekelerine düşürecek, müminleri ise cennetin yukarı derecelerine yükseltecektir. Yine bu müthiş olay, dünyada büyüklenen nice insanları, toplumları alçaltacak, rezil rüsvâ edecek; horlanan veya tevazu gös­teren nicelerini de yüceltecektir.
    Kıyâmet günü insanlar üç zümreye ayrılır:
    2. Artık onun kopmasını yalanlayabilecek hiçbir kimse kalmayacaktır.
    3. O, kimini alçaltır, kimini yüceltir.
    4. Yer şiddetli bir sarsılışla sarsıldığı,
    5. Dağlar parçalanıp darmadağın edildiği,
    6. Uçuşan toz zerreleri hâline geldiği zaman…
    اَلْوَاقِعَةُ (vâkıa), meydana gelmesi kaçınılmaz olan hâdise, olay demek olup, kıyâmetin isimlerinden biridir. Onun yakın zamanda mutlaka kopacağını belirtir. Belki kopmadan önce onu yalanlayanlar olabilir. Fakat vuku bulduktan sonra artık hiç kimsenin onu yalanlama imkânı kalmayacaktır.
    Kıyâmetin iki önemli vasfı vardır: Alçaltıcı ve yükseltici olması. Buna göre:
    ❂ Kıyâmet kâinatın düzenini bozacak, dünyanın altını üstüne getirecek, yüksek dağları yerle bir edecek, alçak yerleri yükseltecektir. Nitekim 4-6. âyetler bu mânayı teyid etmektedir.
    ❂ Kıyâmetin bu vasfı insanlar için de geçerlidir. Çünkü o, inkârcıları cehennemin aşağı derekelerine düşürecek, müminleri ise cennetin yukarı derecelerine yükseltecektir. Yine bu müthiş olay, dünyada büyüklenen nice insanları, toplumları alçaltacak, rezil rüsvâ edecek; horlanan veya tevazu gös­teren nicelerini de yüceltecektir.
    Kıyâmet günü insanlar üç zümreye ayrılır:
    7. Sizler de üç zümreye ayrılırsınız:
    8. O “ashâb-ı meymene” ki, ne uğurlu ne mutlu insanlardır o “as­hâb-ı meymene!”
    9. O “ashâb-ı meş’eme” ki, ne uğursuz ne bedbaht kimselerdir o “as­hâb-ı meş’eme!”
    10. Üçüncü zümre “sâbikûn”; dünyada hayırlı işlerde öne geçen­lerdir ki, onlar âhirette mükâfatda da öne geçeceklerdir.
    Mahşer günü insanlar şu üç zümreye ayrılacaklardır:
    Birincisi; ashâb-ı meymene: اَلْمَيْمَنَةُ (meymene); sağ kol, sağ taraf yahut meymenet, uğur ve bereket mânalarına gelir. Sağ taraf, meclislerde daha ziyâde saygı ve hürmet mevkii olduğu için, “ashâb-ı meymene” hürmet makamında bulunan yüksek şeref sahipleri demektir. Bu gibi kimseler hayırlı ve faydalı kimseler olmaları sebebiyle “meymenetli” diye de nitelendirilir. Bu zümreden sûrenin 27, 38, 90, 91. âyetlerinde “ashâb-ı yemîn” olarak bahsedilir. Bunlar uğurlu, bahtlı ve iyi kimseler olup, mahşer günü amel defterleri kendilerine sağ taraftan verilecektir.
    İkincisi; ashâb-ı meş’eme: اَلْمَشْـَٔمَةُ (meş’eme); sol kol, sol taraf yahut meymenetin zıddı olarak şeâmet, uğursuzluk, bereketsizlik demektir. Buna göre “ashâb-ı meş’eme” de sol tarafta, alçak yerde bulunan değersiz yahut hem kendilerine hem de yakınlarına uğursuzluğu dokunan kimselerdir. Her iki mânaya da işaret edilmek üzere bu vasıfları iki kez tekrar edilmiştir. Bunlardan sûrenin 41. âyetinde “ashâb-ı şimâl”, 51 ve 92. âyetlerde “yoldan çıkmış yalancılar, inkârcılar” olarak bahsedilir. Bunlar uğursuz, bedbaht ve kötü kimseler olup, mahşer günü amel defterleri sol taraflarından verilecektir.
    Üçüncüsü; اَلسَّابِقُونَ (sâbikûn): Yarışı kazanıp ileri geçenler, öncüler, önde olanlar demektir. Bunlar Allah Teâlâ’ya kullukta, iman ve itaatte, sâlih amellerde ve hayır yarışlarında en öne geçenlerdir. Peygamberler, Habib-i Neccâr, Hz. Mûsâ’ya iman eden sihirbazlar, Ashâb-ı Kehf, muhacir ve ensardan sâbikûn-ı evvelin bu zümreye misal teşkil eder.
    Şu âyet-i kerîmede bu üç zümre hülâsa edilir:
    “Sonra o kitaba kullarımızdan seçtiklerimizi mirasçı yaptık. Onlardan kimi vardır, kendi kendine zulmeder. Kimi vardır, dengelidir, orta yolu tutar. Kimi de vardır, Allah’ın izniyle her türlü hayırlı işlerde önde koşar. İşte en büyük lutuf budur.” (Fâtır 35/32)
    Günah işleyip nefsine zulmedenler “ashâb-ı meş’eme”, muktesit olarak vasıflandırılan orta yolu tutmuş itidal sahibi mü’minler “ashâb-ı meymene”, Allah’ın izniyle hayırlarda önde gidenler ise “sâbikûn” yani en yüksek mânevî sıfatlara ve ahlâkî meziyetlere erişmiş mü’minlerdir.
    Şimdi bu üç zümrenin âhiretteki halleri ve yaptıklarına denk bir şekilde ebedî mükafat veya cezadan nasipleri haber veriliyor. Öncelikle mukarrabûn grubunun gönülleri mest edecek, akıllara durgunluk verecek sonsuz güzellikteki halleri ve nail olacakları nimetleri canlı tablolar halinde resmediliyor:
    11. İşte bunlar “mukarrabûn”; Allah’a en yakın kullardır.

  • @akturkfutboltr9557
    @akturkfutboltr9557 2 วันที่ผ่านมา +4

    Allah senden razı olsun hocam 🤲🥀

  • @ayseeegckusu4834
    @ayseeegckusu4834 2 วันที่ผ่านมา +2

    Hocam nasıl geçti zaman anlamadık sohbetlerinizden hiç sıkılmıyorum Allah razı olsun

  • @kemalcelik4375
    @kemalcelik4375 3 วันที่ผ่านมา +5

    Rabbim sayınızı arttırsın.amin😊❤

  • @YapayZekaAi4
    @YapayZekaAi4 3 วันที่ผ่านมา +3

    Allahım inşallah cennete giderim amin 🙏

  • @dracurra
    @dracurra วันที่ผ่านมา +1

    cennette erkekler güzel temiz olsun yeter kadınlar her zaman güzel

  • @KorayU.
    @KorayU. 2 วันที่ผ่านมา +1

    Hocam, odunluk var biraz kabul ama aksi değilim.😅
    Her işi istişare eder, kolay olanı öneririm.
    İslam ve ulusal çıkarlarımız için olan kararlarda ketumum, taviz vermemeye çalışırım.
    Şimdi de bir yılbaşı imtihanıdır yaklaşıyor...
    Hayırlısı...
    Allah razı olsun. 🤲

  • @BSXY39
    @BSXY39 3 วันที่ผ่านมา +3

    ALLAH razı olsun hocam.qpüp

  • @svg_url
    @svg_url 4 ชั่วโมงที่ผ่านมา

    Bir an önce bitsin Allahım, benim ömrüm uzunsa yaşamak isteyene ver... Allahın gücüne gitmesin işine karışır gibi.

  • @osmankus
    @osmankus 3 วันที่ผ่านมา +4

  • @Yağmur-k6x
    @Yağmur-k6x 2 วันที่ผ่านมา +2

    Allah

  • @SOLOTÜRK3434
    @SOLOTÜRK3434 3 วันที่ผ่านมา +4

    63. Toprağa ektiğiniz tohumu hiç düşünmez misiniz?
    64. Acaba o ekinleri yeşertip büyüten siz misiniz; yoksa onu yetiştiren biz miyiz?
    65. Dileseydik hepsini daha olgunlaşmadan kurumuş çerçöp hâline getirirdik de şaşırıp kalırdınız:
    66. “Eyvâh, emeklerimiz boşa gitti, çok zarara uğradık.”
    67. “Bundan da öte, biz her türlü rızıktan büsbütün mahrum kaldık!” diye feryat ederdiniz.
    İkinci delil, toprağa ektiğimiz ve hayatımızın devamı için son derece ehemmiyet arz eden tohumlardır. Onları çatlatan, filizlendirip toprak üstüne çıkaran, büyütüp geliştiren, yetiştiren bizler değil, şüphesiz Allah’tır. Nasıl ki o cansız tohumları adeta kabre benzeyen topraktaki yerlerinden canlandırıp çıkartıyorsa, aynı şekilde ölmüş insanlara ruh üfleyip yattıkları kabirlerden mahşer yerine öylece çıkaracaktır. Diğer taraftan o yetişmiş, tarlaları doldurmuş ekinleri Cenâb-ı Hak bir afet gönderip kurutsa, çer çöp haline getirecek olsa, buna da kimsenin engel olması mümkün değildir. Nitekim dünyamızda bunun misallerini devamlı müşahede etmek mümkündür. Böyle bir durum karşısında insanın yapacağı, sonsuz bir acizlik ve çaresizlik içinde, “eyvah masraflarımız, emeklerimiz boşa gitti, mahvolduk, perişan olduk, borçlar altında ezildik. Hayır hayır, bilakis biz bütünüyle mahrum kaldık” şeklinde geveleyip, yakınıp, mızıklayıp durmaktır. Çünkü başka bir şeye gücü yetecek hali yoktur. Bu da Allah’ın yüce kudretini ve ölüleri diriltmek dâhil istediği her şeyi yapabileceğini gösteren büyük bir delildir.
    Bir diğer kudret tecellisi ise sudur:
    68. İçtiğiniz suyu hiç düşünmez misiniz?
    69. Onu bulutlardan siz mi indiriyorsunuz; yoksa onu indiren biz miyiz?
    70. Dileseydik onu içilmesi mümkün olmayan tuzlu, acı bir su yapardık. Öyleyse şükretmeniz gerekmez mi?
    Üçüncü delil hayatımızın temel ihtiyaçlarından biri olan sudur. Onu bulutlardan indiren biz değil, elbette Allah Teâlâ’dır. Suyun oluşumunda bizim hiçbir müdâhale ve yardımımız yoktur. Ondaki tasarruf da bütünüyle Cenâb-ı Hakk’a aittir. O halde onu içmemiz için en uygun özelliklerde yaratan Rabbimiz, dilese onu tuzlu ve acı yapabilir ve bizi bu büyük nimetten mahrum bırakabilir. Bu nimetlere nankörlük değil, şükretmek lazım gelir.
    Peki, ya ateş:

  • @NeclaKubay
    @NeclaKubay 2 วันที่ผ่านมา +1

    💯✅🤲☝️

  • @elifaslan6969
    @elifaslan6969 วันที่ผ่านมา +1

    Hocam güzel anlattınız ama sanki Hüseyin cevikten alintisiniz bana öyle geldi

  • @SOLOTÜRK3434
    @SOLOTÜRK3434 3 วันที่ผ่านมา +4

    57. Sizi yoktan yaratan biziz. Böyle iken, hâlâ yeniden diriliş ger­çeğini tasdik etmeyecek misiniz?
    58. Rahimlere akıttığınız meniyi hiç düşünmez misiniz?
    59. Onu mükemmel bir insan olarak siz mi yaratıyorsunuz, yoksa yaratan biz miyiz?
    60. Aranızda ölümü şaşmaz bir plan çerçevesinde takdir eden biziz. Engel olabilecek hiçbir güç yoktur sizi öldürmemize.
    61. Öldürüp de, yerinize benzeriniz başka nesiller getirmemize ve bilmediğiniz bir âlemde ve şekilde sizi yeni bir yaratılışla ortaya çıkarmamıza.
    62. Aslında siz ilk yaratılışın Allah’ın kudretiyle gerçekleştiğini pekâla biliyorsunuz. O halde bunun üzerinde düşünüp ikinci yaratalışın da mümkün ve kaçınılmaz olduğunu kabullenmeniz gerekmez mi?
    Buradan itibaren 74. âyete kadar, Allah Teâlâ’nın sonsuz kudretinin ve ölüleri diriltip âhiret hayatını var etmeye kadir olduğunun açık delilleri serdedilir. İnsanlardan, özellikle ilâhî kudret ve âhiret hakkında şüphesi olanlardan bu deliller üzerinde düşünmeleri, akıl yormaları ve böylece hakikati idrak etmeleri istenir:
    Birinci delil, insanın bizzat kendi yaratılışı, ölümü, bir neslin gidip yerine yeni bir neslin gelmesi ve bunun mütemadiyen böyle sürüp gitmesi ve âhirette mâhiyetini şu an tam bilemeyeceğimiz bambaşka bir yaratılışla yeniden yaratılacak olmasıdır. Allah Teâlâ’nın bizi ilk kez yoktan yaratıp, şu an sahip olduğumuz varlığımızı bize lütfetmesi, bundan itibaren de öldürmek, yeniden diriltmek, hesaba çekmek, cennet veya cehenneme sokmak gibi bizimle alakalı vaatlerini yerine getirebileceğinin açık bir göstergesidir. Şu anki durumumuza kadar Allah Teâlâ’nın bizim üzerimizdeki nesep, cinsiyet, boy bos, renk, genetik özellikler vb. sayısız tasarruflarına kimsenin müdâhale edemediği gibi, bundan sonra da bizimle alakalı dünyevî ya da uhrevî tasarruflarına kimse mani olamayacaktır. O (c.c.), istediği ve irade buyurduğu her şeyi yapacaktır. Çünkü, “O’dur, dilediği her şeyi dilediği gibi yapan.” (Burûc 85/16)
    Aynı şekilde tohumun topraktaki macerası da ne dikkat çekici bir hâdisedir:

  • @esener3206
    @esener3206 วันที่ผ่านมา

    🌻🌻🌻

  • @srflaktlrsridi
    @srflaktlrsridi 3 วันที่ผ่านมา

    Mən də hər kəsi söymək də döymək də istəyirəm,söz azadlıği ,hərəkət azadlığı deyə bir sey var😂😂😂həqiqətən butun gunu nəfsimlə və şeytanla cihad edirəm

  • @semseddinongul8535
    @semseddinongul8535 3 วันที่ผ่านมา +2

    Selamün aleyküm hocam eşlerden biri cennete biri cehennem de olursa evlilik nasıl olacak

    • @popinatothiisforu5449
      @popinatothiisforu5449 2 วันที่ผ่านมา

      Cehennemdeki es suliyetinde cennete gidebilcek ama asıl cehennemde yanicak diye hatirliyorum

  • @selcukyilmaz4884
    @selcukyilmaz4884 3 วันที่ผ่านมา

    Eğer Cennete girersem Benim karıda orada olursa ALLAHIM ne olur benden uzak tut bunu diycem .

    • @osmantaner1233
      @osmantaner1233 วันที่ผ่านมา

      😂😂😂😂😂😂😂

  • @meryem712
    @meryem712 วันที่ผ่านมา

    Hayır o genelde fakir çocuğu tarafından zengin çocuğuna yapılır ne ilkokulda ne ortaokulda ne lisede ne üniversitede ben zengin çocuğun fakir çocuğu zorbaladığını görmedim ama fakir çocuğununun zengin çocuğuna musallat olmaya çalıştığını dersi kaynattığını har çeşit sorun çıkardığını gördüm.

  • @ÖmerFarukKaçmaz-m1l
    @ÖmerFarukKaçmaz-m1l 2 วันที่ผ่านมา +1

    Bilmediğim için soruyorum cennette hurilerden bahsediyoruz erkekler için cenneti hakkedersek tomurcuk memeli kadınlardan bahsediyor bakire kadınlardan bahsediyor cenneti hakkedersek böyle teşviklerden bahsediyor şimdi sorarım kadınlara peki bir ödül yokmu allah bir tek erkeklerimi bu ödülü verecek hakkedenlere peki cenneti hakkeden kadın istediği erkeği seçebilecekmi onlarada temiz eşler varmı hoca niye bir tek erkekler üzerinden örnek veriyor

  • @aydncavldak9872
    @aydncavldak9872 3 วันที่ผ่านมา +4

    Cennet te kadınlar 18 yaş
    Erkekler ise 33 yaşında olacak hocam.

    • @gozdeleventt
      @gozdeleventt 3 วันที่ผ่านมา

      Nerden biliyon

    • @aydncavldak9872
      @aydncavldak9872 2 วันที่ผ่านมา

      @gozdeleventt hadislerden .

    • @indomitabletr1834
      @indomitabletr1834 2 วันที่ผ่านมา

      Daha iyi olacağız işte, ona bakın, girek de bir 😅

    • @gozdeleventt
      @gozdeleventt วันที่ผ่านมา

      @ bunun hayaliyle mi girmeye çalışıyorsunuz çok enteresan ya

    • @indomitabletr1834
      @indomitabletr1834 วันที่ผ่านมา

      @@gozdeleventt evet kardeşim tam da bu

  • @sonsuzbilgi6247
    @sonsuzbilgi6247 6 ชั่วโมงที่ผ่านมา

    Kadınlar 18 yaşında erkekler 33 değil mi sevgili hocam

  • @emineguner2193
    @emineguner2193 3 วันที่ผ่านมา

    😂😂😂😂bende soyeldin vala

  • @murattanta2471
    @murattanta2471 13 ชั่วโมงที่ผ่านมา

    Vakia 36yi da guzel ve objektif bir sekilde oku ki, fantazi yapmasin bizim millet! Birde taha 118-122. Yani hz Ademin imtihani hakkinda. Belki yanlis fetvalarindan donersin... Cennette iliski konusu...

  • @SOLOTÜRK3434
    @SOLOTÜRK3434 3 วันที่ผ่านมา +2

    75. Yıldızların düştüğü yerlere ve peyderpey inen Kur’an’ın her bir bölümüne yemin ederim.
    اَلنُّجُومُ (nucûm), yıldız mânasındaki اَلنَّجْمُ (necm) kelimesinin çoğulu olup “yıldızlar” demektir. مَوَاقِعُ (mevâkı) ise “bulunulan yer, doğuş yeri, batış yeri, düşüş yeri, menzil” gibi anlamlara gelen “mevkı” kelimesinin çoğuludur. Kur’ân-ı Kerîm’in peyderpey inen her parçasına da “necm” ve “nücûm” denilmektedir. Buna göre buradaki yemini iki türlü yorumlamak mümkündür:
    › Allah Teâlâ yıldızların doğdukları ve battıkları yerlere, gökteki mevzi, menzil ve yörüngelerine, kayıp düştükleri yerlere veya kıyâmet günü döküldükleri sıra düşecekleri mevkilere yemin etmekte, bu yeminin gerçekten pek büyük bir yemin olduğunu bildirmekte, peşinden de yeminin cevabı olarak Kur’an’ın çok şerefli bir kitap olduğunu ve korunduğunu haber vermektedir.
    Yıldızlar ve yıldızların doğup battıkları yerler ile Kur’an’ın Kerîm ve onun âyetlerinin indirilişi arasında şöyle bir irtibat kurulabilir: Yıldızlar âleminde nasıl ince ve dakîk ölçüler üzerine kurulmuş son derece sağlam, düzenli ve birbiriyle irtibatlı bir nizam varsa, Kur’ân-ı Kerîm de aynı şekilde hem lafız hem de mâna cihetiyle sağlam, düzenli ve birbiriyle irtibatlı eşsiz bir nizama sahiptir. Çünkü kâinattaki bu yıldızlar sistemini yaratan da, Kur’ân-ı Kerîm’i inzâl eden de aynı zattır. Yıldızlar, aslında birbirlerine sıkıca bağlı bir sistem içinde oldukları halde, gökte nasıl yayılmışlarsa ve zâhirde sanki hiçbir bağlantıları yokmuş gibi görünüyorlarsa, Kur’ân-ı Kerîm’in ayetleri ve konuları, zâhiren dağınık gibi görünse de, aynı şekilde birbirlerine bağlı, uyum ve âhenk içindedir. Bir hayat nizamını öğreten bu kitaptaki nizam, sağlam bir akîdeye dayalı ahlâk, ibâdet, muamelât, medeniyet, iktisat, siyaset, adâlet, barış ve savaş kanunlarını, kısaca hayatın tüm yönlerini şumûlüne almaktadır. Bu hayat nizamının el kitabı mâhiyetindeki bu kitapta emredilen tüm talimatlar birbiriyle son derece uyum içinde olmalarına rağmen ayrı mahal ve mevkilerde indirilmiştir. Ayrıca bu yıldızlar nizamı insanların müdâhalesinden bağımsız olup, nasıl kendisinde hiç bir değişiklik yapılamazsa, Kur’ân-ı Kerîm de aynı şekilde sapasağlam ve dosdoğru bir yol gösterici olup, hiç kimsenin onda bir değişiklik yapma imkânı bulunmamaktadır.
    › Allah Teâlâ burada Kur’ân-ı Kerîm’in nâzil olan her parçasına, onun nâzil olduğu yere yemin etmiş de olabilir.
    Buna göre “nucûmün mevkileri”nden maksat; Peygamberin ve hafızların kalpleri, yazıldıkları sahifeler, ayetlerin ifade ettiği mânalar, yahut âyetlerin nüzûlüne sebep olan hadiseler ve hükümlerdir. Bu yeminle Kur’an’ın şerefini ve yüceliğini bildiren cevabı arasındaki irtibat zaten açıktır.
    Devam eden âyetlerde Kur’an’ın şerefi ve bir kısım özellikleri şöyle haber verilir:
    76. Eğer bilirseniz bu gerçekten pek büyük bir yemindir,
    اَلنُّجُومُ (nucûm), yıldız mânasındaki اَلنَّجْمُ (necm) kelimesinin çoğulu olup “yıldızlar” demektir. مَوَاقِعُ (mevâkı) ise “bulunulan yer, doğuş yeri, batış yeri, düşüş yeri, menzil” gibi anlamlara gelen “mevkı” kelimesinin çoğuludur. Kur’ân-ı Kerîm’in peyderpey inen her parçasına da “necm” ve “nücûm” denilmektedir. Buna göre buradaki yemini iki türlü yorumlamak mümkündür:
    › Allah Teâlâ yıldızların doğdukları ve battıkları yerlere, gökteki mevzi, menzil ve yörüngelerine, kayıp düştükleri yerlere veya kıyâmet günü döküldükleri sıra düşecekleri mevkilere yemin etmekte, bu yeminin gerçekten pek büyük bir yemin olduğunu bildirmekte, peşinden de yeminin cevabı olarak Kur’an’ın çok şerefli bir kitap olduğunu ve korunduğunu haber vermektedir.
    Yıldızlar ve yıldızların doğup battıkları yerler ile Kur’an’ın Kerîm ve onun âyetlerinin indirilişi arasında şöyle bir irtibat kurulabilir: Yıldızlar âleminde nasıl ince ve dakîk ölçüler üzerine kurulmuş son derece sağlam, düzenli ve birbiriyle irtibatlı bir nizam varsa, Kur’ân-ı Kerîm de aynı şekilde hem lafız hem de mâna cihetiyle sağlam, düzenli ve birbiriyle irtibatlı eşsiz bir nizama sahiptir. Çünkü kâinattaki bu yıldızlar sistemini yaratan da, Kur’ân-ı Kerîm’i inzâl eden de aynı zattır. Yıldızlar, aslında birbirlerine sıkıca bağlı bir sistem içinde oldukları halde, gökte nasıl yayılmışlarsa ve zâhirde sanki hiçbir bağlantıları yokmuş gibi görünüyorlarsa, Kur’ân-ı Kerîm’in ayetleri ve konuları, zâhiren dağınık gibi görünse de, aynı şekilde birbirlerine bağlı, uyum ve âhenk içindedir. Bir hayat nizamını öğreten bu kitaptaki nizam, sağlam bir akîdeye dayalı ahlâk, ibâdet, muamelât, medeniyet, iktisat, siyaset, adâlet, barış ve savaş kanunlarını, kısaca hayatın tüm yönlerini şumûlüne almaktadır. Bu hayat nizamının el kitabı mâhiyetindeki bu kitapta emredilen tüm talimatlar birbiriyle son derece uyum içinde olmalarına rağmen ayrı mahal ve mevkilerde indirilmiştir. Ayrıca bu yıldızlar nizamı insanların müdâhalesinden bağımsız olup, nasıl kendisinde hiç bir değişiklik yapılamazsa, Kur’ân-ı Kerîm de aynı şekilde sapasağlam ve dosdoğru bir yol gösterici olup, hiç kimsenin onda bir değişiklik yapma imkânı bulunmamaktadır.
    › Allah Teâlâ burada Kur’ân-ı Kerîm’in nâzil olan her parçasına, onun nâzil olduğu yere yemin etmiş de olabilir.
    Buna göre “nucûmün mevkileri”nden maksat; Peygamberin ve hafızların kalpleri, yazıldıkları sahifeler, ayetlerin ifade ettiği mânalar, yahut âyetlerin nüzûlüne sebep olan hadiseler ve hükümlerdir. Bu yeminle Kur’an’ın şerefini ve yüceliğini bildiren cevabı arasındaki irtibat zaten açıktır.
    Devam eden âyetlerde Kur’an’ın şerefi ve bir kısım özellikleri şöyle haber verilir:

  • @sirinakkan1975
    @sirinakkan1975 3 วันที่ผ่านมา

    😂🌹🌹🌹🌹🌹

  • @HaydarAlkilinc-wl9sn
    @HaydarAlkilinc-wl9sn 3 ชั่วโมงที่ผ่านมา

    Sanarsiniz gitti gördü.. adı üzerinde inaniyorsunuz. Bu bilmek be gercekle alakası yok. Fantazi kurma tatlı😂

  • @GazanferPeçe
    @GazanferPeçe 16 ชั่วโมงที่ผ่านมา

    Sevgili kardeşim videodaki uslıbunuzu ve vucut dilinizi tekrar tekrar izlemeni rica ediyorum sence bir gariplik veyahut anormal bir durum varmı lütfen irdele

  • @Diyilmaz2556
    @Diyilmaz2556 วันที่ผ่านมา

    Bende bir bayanim.inanin banyoyu hic kurulamam.kendi kurur gider

  • @Keyik-g4q
    @Keyik-g4q 2 วันที่ผ่านมา