ah hocam ah, valla cook degerlisin cook, aklima birden bire 50 yil once okuyupta hic unutmadigim Riza Teyfik in bir siiri geldi ilk defa, hatirladigim kadariyla soyle diyor: Bana sual sorma, cevap muskuldur, her sirri ben sana acamam hocam, Hakkin hazinesi dari degildir, cami avlusunsa sacamam hocam. Dunya ve ahiret su kohne kalip, ben softa degilim cubbemi alip, imaret imaret gocemem hocam, sana hulle donu bicemem hocam. Sarabi men etme o degil huner, gonlumde ask atesi soner, ozrum var sade su icemem hocam. Filozof Rizayim dinsiz anlama, dini ben ogrettim kendi babama, her ipte oynadim cambazim ama , sirat koprusunden gecemem hocam. Allahtan rahmetler diliyorum Riza Teyfike, cok etkilenmisim unutmamisim, hepsini hatirlamasamda.❤
Sürekli takipteyim sizi. Ama bu video bambaşkaydı. 3 kere dinledim. Sayfalarca not aldım. Boğazım tıkandı. Oyuncaklarla geçirdiğim yıllarıma ağladım. Düzenin kalıbına girmemek için mücadele verdiğimi sanıyordum. Meğer düzen beni başka yerimden yakalamış. Uyumak veya uyanmak işte bütün mesele bu.
Kendinizi arama yolculuğunuza bizi de dahil ettiğiniz için sağolun varolun hocam. Ve kendimizi ararken size rastlamanın güzelliğini yaşattığiniz için de tekrar teşekkürler.🙏
"Ey 'Hakikatin Delisi', ne kaldın perakende. O seni deli kılan yine Sendedir Sende.." İnsanı anlatırken simanız ne kadar samimi bilseniz hocam..Nefesinize sağlık..
Hakikatı ararken hakikati belki bulamadım ama hakikati arayanlarla yolumun kesiştiğini biliyorum, bu söyleşilerin benim için ne kadar çok kıymetli olduğunu bir bilseniz bunun için size minnettarım hocam❤️🙏🏻
11 หลายเดือนก่อน +6
"Akıl insanı terk ederse mecnûn. İnsan aklı terk ederse meczup olur" demiş aşkın yolcuları, yok olma yolunda yürüyenler... Selam olsun her yolculuğun aslında dış dünyaya değil de iç dünyaya olan bir yolculuk olduğunun farkında olanlara...
Hakikat sendedir, ben bilemem, Sen olmasan, ben olamam. Özgesin, bengisin, semasın sen, Fikrinin, bedeninin şahidi ben. Ben olmazsam sen, Sen olaman. Aşk olsun, O sendin! Sen O'sun, O'da ben.
Dücane hocam inşallah okursunuz.Sizi dinledikten sonra insanın içinde bir huzursuzluk oluşuyor ama güzel bir huzursuzluk.Yine mest olduğum bir bölümdü🙏🏻🙏🏻🙏🏻 Tüm oyuncakları reddedip kendisini evine (fıçısına) saklayan bir ev hanımından selamlar. Sizi çok çok seviyorum her sohbetinizi merakla dinliyorum.
Hakikat=Bütün , İnsanın açmazı, bütünün parçası olarak yok olmak ve bütünden ayrı var olmak.... Yani : Olmak ya da olmamak işte bütün mesele... Tüm bütünü arayanlara selam olsun. İyi ki varsınız Hocam...
Teşekkürler; özellikle sona doğru söylediklerinizi duymaya ihtiyacım vardı, gündemdeki haberleri dinledikçe dengem bozuluyor sizi dinliyorum kendime geliyorum, bu sohbet çok iyi geldi
İnanılmaz bir şey hayatımda izlediğim en güzel 1.5 saatti Hocam çok sağolun bütün birikiminiz bizimle gençlerle paylaşmanız bizi oyuncaklardan koruyor🙏
Değerli Hocam Sizi yüz yüze dinlemeyi çok arzu ediyordum. Bir İzmirli olarak sunumunuzdan haberim olmadı. İnşaallah bir başka zaman ve mekânda. İstanbula geldiğim zaman beş dakika da olsa Sizin ile görüşmeyi çok arzu ederim. Çok videolarınızi TH-cam dan izledim ve takip ediyorum. Fakat bugünkü bir başka idi. Sanatçıların yılbaşı programları tanıtılıyor kanal kanal. Keşke aklı başında bir kanal da bugünkü videonuzu bu Millete bir izletse. Sanatçılara açıklanan astronomik rakamlara bakıldığında yüreğimiz ayrıca buruk hâle geliyor. Bu tür Hakikat arayışı ve kendini bulma yolculuğuna olan ihtiyacımızın toplum olarak farkında değiliz. Bize bunu farkettirdiginiz için çok teşekkür ederim. Allah Razı olsun.
İşte bu yüzden SİZ hocam, Başka kimden insan kendini sarsıla sarsıla dinleyebilir ve ögrenebilir ki. Kendine bile insan hep taşrayı anlatıp durur. Tevekkeli değil son zamanlarda " Nasilsin? " diye soranlara, " Kaybolmuş gibiyim!" diyorum. Minnet ve şükranla...
göz ağlayacak öz ağlamayacak... "örtük kayıtsızlık"... özünü, dünyevi duygulardan, telaşlardan, kaygılardan hatta sevinçlerden korumak, böyle anladım. sağ olun Dücane Hocam, umarım bu konuda rehber olabilecek fikirlerinizi her zamanki gibi bizimle paylaşmaya devam edersiniz, çok faydalandım
Şimdi anladım sanatçıların anılarını neden daha çok okuduğunuzu. Çok çok ufuk açıcı bir söyleşiydi benim için. Ölene kadar götürür bu beni. Minnettarım hocam.
Değerli hocam, O kadar kıymetli bir paylaşım yapmışsınız ki yazacağım herhangi bir güzel sözün bu kıymeti anlatmakta yetersiz kalacağından eminim. Siz anlattıkça bazen küçük bir çocukken bazen de yetişkinken yaşadığım kaygılarım, yaşamı anlama arzum , hayatımda anlamlı olduğunu düşündüğüm oyuncaklarım ve içimdeki o arayış duygusu arasında gittim geldim. Bazı yerlerde ise gözyaşlarımı tutamadım. Kurduğunuz cümlelerde içimde olan bitene ayna tutmanız; “Böyle düşünüyorum ama bu doğru mu?” dediğim bir çok konuya açıklık getirmiş olmanızın bende yarattığı coşkuyu anlatamam. Merceğimin tozunu siliyorsunuz. O yabancı düşünceler daha anlaşılır ve daha da önemlisi kabul edilebilir hale geliyor. İyi ki varsınız🙏🏻🌸
Hocam verdiğiniz bu mesajlar çok çok derin.kendisini gerçekleştirmeye çalışan bir insan olarak.en düz tabirle yaklaşık 2015 yılından bu yana bir uyanış yaşadım.çocukluğum dan gelme sorgulamalarım varsayım ve çıkarımlarım var idi.bir çok inanç sistemini bir kısmını tecrübe ederek bir çoğunu da okuyarak belirli birikimler elde ettim.yıllarca çevremin baskısına uğradım.maddiyat günümüz sistemleri,para kredi aklınıza gelecek bütün araçlara olan ilgimin azlığın dan çok baskı yedim.hakikat ve aydınlanmam kendime bir gün şu soruyu sormam ile başladı.Biz sadece yemek içmek çiftleşmek için mi geldik bu dünyaya diye.ve bu sorudan yola çıkarak çok başka noktalara geldim 9 yıl da.çok doğru tespitler yok olmadan hiç olmadan olmuyor.nereden geldik bilmem ama geldiğimiz yerden gidiyoruz bunu biliyorum ve boşa yaratılmadığımızı biliyorum.hakikati bulabilir miyiz ?bunu bilmiyorum ama kendime geldim ben böyle iyiyim hocam bildiğim bir şey var ise insan kainatı görmek istiyor ise kendisine bakacak derler bu söz bu kadar basit.umarım her şey gönlünüzce olur
Dermân arardım derdime derdim bana dermân imiş Bürhân sorardım aslıma aslım bana bürhân imiş Sağı solum gözler idim ben dost yüzünü görsem deyü Ben taşrada arar iken ol cân içinde cân imiş Öyle sanırdım ayrıyam dost gayrıdır ben gayrıyam Benden görüp işiteni bildim ki ol cânân imiş Şair: Niyazi Mısri
Konuşmaya başlamanızın henüz 9. dakikasındayım. Hal'iniz o kadar çok şey anlatıyor ki... Derinlik, yaşanan halin anlatılamaz oluşu ve yine de aktarmaya dair girişim. Hayret var, tevazu var, güzel kelimesinin yetersiz geldiği bir hal var üzerinizde... Saygı ve sevgiler.
11 หลายเดือนก่อน +2
1:58:24 ''Seni senden mahrum etmek için... Seni senden uzaklaştıran ne varsa ondan uzaklaş.''
Dinlediğim en etkileyici Dücane Hoca sohbetlerinden . Yaşamak ,dünya oyuncakları , insan, varoluş hüznü ve sevilme ihtiyacı üzerine . Ne hüzünlü şey yaşamak 🙏 ve insanı anlayan ve anlatan ile ne güzel🌹 Teşekkürler 🙏
Şu cümleleriniz bana, kayıtsızlığıyla da çok değerli birini hatırlattı: “…Peki o aradığımız hakikate dokunabilecek nokta neresidir? Hiç mi belirtisi yoktur? Biliyoruz Godot bugün gelmeyecek; ama muhakkak yarın gelecek. O yüzden arıyoruz. Bir gün bulacağız. Ama bir belirti; hiç, bir belirti? O belirti kayıtsızlıktır, ilgisizliktir: örtük bir kayıtsızlık, belli olmamalı. Tuhaf değil mi? Kayıtsız olduğun görülmemeli. İlgisiz olduğun görülmemeli. İlgilenirken ilgisiz olman lazım. Çok önemsiyormuş görünürken umrunda olmaması lazım.. Kendinizle başınız beladaysa, ben ilgilenmiyorum, diyebilir misiniz? Hayır. Kayıtsız olmalısınız, hakikatte…” 🙏🏻🌹
Üstadım, bütün hikaye, nerden geldiysen geldin amma, gitmek zorunda olan, bir yolcu olduğunu, bildiğin andan itibaren... kaybolmuşluk hissi vede hüzün içinde kıvranır durursun...! Giderkende, yapayanlız gideceğinin korkusuyla...! Hakikatin özünü arar arar durursun...! Artık, insan bu zaaf içinde, kullanılmaya müsait bir varlıktır...!🧕 Seyyide, Arvasi...
Teşekkür ederim 🙏. Mahbub-u evvel’ i aramanın hüznünü anımsattığınız için, Kendimi inceliyorum diyebilmenin geciktiğini hatırlattığınız için. Belki bulamayacağım ama en azından denedim diyebilmeyi düşündürdüğünüz için. Sevgi ve saygılarımla ❤
Dücane Bey, sözleriniz ( resim değil ressam, şiir değil şair ile ilgili anlattıklarınız) bana ,Andre Gide'nin Dünya Nimetleri'ndeki bir sözünü hatırlattı; Önem bakışında olsun, baktığın şeyde değil. "Que l'importance soit dans ton regard, non dans la chose regardée." Gide, "Les Nourritures terrestres", Bu söz beni cok etkilemisti 19 yaşımda. Bu insanı düşünceye sevkeden harika sohbet icin Tesekkürler.
60. dakika. Artik bilim adamlarinin soylediklerinin karakterleri ile ilgisi var gibi ve onlari yakindan tanimak gerekiyor. Cunku kimin bilim adami, kimin yazari diye bir sey olustu. Ama mantiken dediginiz dogru, bilim analatikdir. Hissiyatlar sadece onu yonlendirmek icindir. Ve bizler hala daha bu mantigin gecerli oldugunu farz ediyoruz. Cok tesekkurler. Nevin
Mürşitler Allah ile Kul arasına kimsenin giremeyeceğini anlatmak için var.. mürşitleri de oyuncak edinmekle mürşitlerin bu oyuncaklarla oyalanmamamız için bir hatırlatıcı olarak var olmaları arasında çok fark var...sizin de bu programınızda bize hatırlattığınız gibi..Çok teşekkür ederim..
iki kere dinledim. hakikat, kaybolmak, sevmek, sevilmek, güvenmek, aramak vs.. anlamaya/bulmaya benimde ihtiyacım çok. bu konuyu yine işlerseniz çok sevinirim. h elbette böyle derinlikli bir konuyu anlamak bazen güç oluyor benim için ama çok da güzel, ve sizlere, bu sohbetlere erişebilmek büyük bir şans aynı zamanda. çok teşekkürler..
Üstad bahsettiğiniz Detachment'ı videonuzdan sonra izledim. Sarsıcı ve içtendi. Sinema konusundaki yetkinliğinizi bildiğimden, keşke hoca beğendiği filmlerle ilgili bir video çekse diye de içimden geçirdim. Sinefiller için pek güzel olurdu.
"Müşkülün müşkül üstüne, problemin problem üzerine yığıldığı günümüzde, bütün problemleri bir kahve içme rahatlığında çözen Hz. Muhammed'e, beşeriyetin çok ihtiyacı vardır." George Bernard Shaw Sabri Altuntaş
Bu yayından aldığım haz ve anlamı kavramsal olarak ankatmaya çalışmak yetersiz kalacağı için sadece bir kalp koymak daha doğru geldi sayın hocam. Hüznünüze sağlık.
Öncelikle urla li dostlara selam ve tesekkurler, vesile oldukları bu muhteşem sohbet için.. hocam...kıymetli Dücane hocam,ayaklarim yere basmadı tum gün. MUHTEŞEM bir yayındı..dağınık düşüncelerim hizaya geldi.. varlığınıza bin şükür..çağdaşınız olduğum için çok şanslıyım.
Sokak filozofları vardır kimse bilmez bir tanesinin sözü geliyor aklıma öyle bir laf etmiştik ki adeta Newton’a Nazire edercesine diyor ki Hoş değil baba bu gidişler yer çekimi değil mezar çekimi bu gidişler 🙏
urladaki o iki dosta selam olsun... iyi ki vesile oldular iyi ki beni bu sohbetle buluşturdular❤ sevgili dücane hocam hayranlık uyandırdınız bende, var olun! bir gün sizinle tanışmak, sizinle dolu dolu bir sohbet gerçekleştirebilecek seviyeye erişmek dileğiyle❤
son bir dakika içinde kayıtsızlığı fiziken değil bilinçte yapmamızı söylediğiniz kısımda aklıma direkt Senancour ve Kleist geldi. ikisi de kelimenin tam anlamıyla kayıtsızlığı bilinçte gerçekleştirebilseler de fiziki ortamdan da sonsuz inzivaya çekilip çevreleri nezdinde oyun bozan konumuna düştüler ve dediğiniz gibi toplum canlarını okudu. yine ve her zaman olduğu gibi aynı ayrım sürüyor, teori/pratik dengesini kurmanın bütün zorluğunun da burada yattığını düşünüyorum.
Her konunun hakikati tek vardır. Kişiler bu hakikati aramaya çalışır ve kendi kafalarında bir hakikat oluştururlar. Ta ki gerćek hakikate ulaşmak için. Bilim insanları hakikati bulma yöntemi keşif eder veya sunar veya hakikati bulur ama hakikatin kendisi olup olmadıĝını bilemez. Doğanın hakikati çoktur bence , değişime uğradığı için borden çok hakikat barındırır. Bildiĝim tek şey hakikate giden yol akıldan geçer.
"Hiç kimseye rastlamadığım Issız yollarda yürüyorum Hayli zamandır.. Bilmem ki hangi günündeyim Tarumar olmuş zamanın.. Elimde boş bir kafesle Maviler aramaktayım.. Aşklar sormaktayim.. Mezarlık bekçilerinden.. Tuzağına düştüğüm dünler değilse Neyin fısıltısıdir kulağımda çınlayan.. Baki hüznüme tüneyen göçmen kuşlar.. Hangi iklimin peşinde hoyrat.. Yol yorgunu şiirlerimden de yok Bir haber nicedir.. Nicedir bir güzele rast gelmemiştir Karadan çalma gözlerim.. Aşina değilim yokluğuna Yağmurların.. Ve alacakaranlıgina Mahur dervişlerin.. Belki de en çok aynaların İçinde hapsolmuş suretin Yabancısıyım artık.. Yitigim, hiç bulunmak istemeyen Karanlığın dibindeki karanlığım Meçhulum, şekilsiz mefhumlara dönmeyen.. Olmamış gibiyim Varlığın içinde "hu" diye dönerken..."
Sizi dinlemek için bir çok koşulunu zorlayan insanlar ekranı bile göremeden size göre saçma gelen yorumlar yapmak zorunda kaldığı bir gecenin sonunda şimdi bu şekilde kitap imzalattılar fotoğraf çektirdiler demeniz bence oraya gelenleri benim gibi çok üzmüştür diye hissediyorum. Siz bizim için geçmiş filozoflar kadar değerli ve yüz yüze gelindiğinde ondan bir hatıra kalmasını isteyecek kadar değerliydi aslında. Ayrıca sizin o çarşıda karşılaştığınız insanlar gibi olanlarimiz da vardı ama onların cesaretini gösterme cesaretini bulamayacak kadar yorgun ve tereddütlü bir geceydi sizin ruh halinizden dolayı. Ama bunların hiçbiri sizi dinlemekten alıkoyamıyor bilin isterim🙋♀️🦋
Hocanın dediği gibi Nasıl ki Dostoyevski ya da Kafkanın eserlerinde Kişinin öz yaşam öyküsüne bakıp öyle değerlendirmek ve Hakikatini kavramak gerekiyorsa Belki de Hayatta da İyi ya da Kötü dediğimiz olaylarda bize bunu iyi ya da kötü diye anlatan kişinin (Varlığın) aslında kendi yaşam öyküsüne ve Yıllar içinde geçirdiği İçsel evrimine bakmak gerekir.. O Varlık ne Yaşadı ki bize bu şekilde Bişeyler anlatmaya çalışıyor ?
güzel söylemişsin ümmühan. ben de sık sık bu duyguya kapılmışımdır çoğu söyleşi sonrası. hiç acımadan cana okur ama o sayede de can okunur hale gelir. başka da yol yok anlaşılan. tahammül edebilen kazanır. 😉
Hocam öncelikle kolaylıklar diliyoruz sizin yayınları hatta sonu izleme fırsatı buluyoruz beğeni yapıyor cumartesi izlemek üzere hoş ve seda kalın sağlıcakla ves'Selam
Hüzün öyle bişey ki Dücane Bey kim nasıl tanımlarsa tanımlasın doğru gelmiyor. Bilinmek isteriz diyorsunuz kendime dönüyorum "unutulup gitme" duygusu ağır basıyor.
İnsanın en temel ihtiyacı olan kabul görme, onaylanma ve tanınma arzusu en ortak yönlerden birisidir. Cevizin boş olup olmamasının pek bir önemi yok burda. Ceviz olmasının bir önemi var. Fakat cevizlerde bile bir çok tür vardır. En hoşa gitmeyenleri, çetin cevizlerdir. Çok zor kırılır ve kırılsa bile içini parçalamadan yemeniz mümkün değildir. Hatta bazılarının özlerini kabuklarından iğneyle çıkarmaya çalıştıklarını bile gördüm. En hoşa gidenleriyse yumuşak kabuklulardır ve içleri dolu olduğu gibi, çok çabuk kırılır ve kendilerini teslim ederler insana, nasılda hoşumuza gider bu ceviz türü. Ayıkla ve hemen ye. Cevizler evlerimize yeşil dış kabuklarıyla girmezler ve neredeyse çoğu kişi onların yeşilimsi dış kabuklarından bile habersizdir. Uzunca süre bekler, kurutulur ve belirli bir süre sonraysa soyulup kıvama gelir. Evde bile haddinden fazla bekleyenlerine kurtçuklar girer, küflenir, yenmez hale gelebilirler ve ağızda nahoş bir tat bırakır, kekremsi bir tad. Demekki tam zamanında yemeli olmuş cevizi ve belkide insanında her hususta tam bir zamanı vardır.10-15-20-30-40-50-80 yaş ve nerelerde büyüyorsun, hangi tepede,neler okuyorsun, neler yapıyorsun, başına neler geldi ve gitti. Sevdinmi yada sevildinmi, hangi talih ve talihsizlik seni bu bahçelerde bitirdi ve hangi cevizsin sen ey yaşım şu bu o diyen.... Üzerinde çocukların oynamadığı bir ağaçmısın ve dizleri hiç yaralanmamış yada yemyeşil, olmamış cevizlerin kabuklarını soyarken elleri yeşile boyanmamış bir çocukmusun ve ham cevizin içerisi nasılda beyazdır ve süt tadı gibi hafif yinede güzel. Yaşın kaç senin, hangi mesleğe mensupsun ve hangi arsanın üzerinde yükselmiş beton binan, ayakların hangi sodom ve gomorranın topraklarına basmış, belki adenin cennet bahçesindensin ama yok buralara düşmüş yolun birkere, hangi bilim getirdi seni bu tuşa şenmi, kasvetlimi. Yaşın kaç senin ey bahtsız ve hala izliyormusun haberleri ve boşluğa bakıp bakıp içmi geçiriyorsun geçmiş zamanlara.Güzel bir sözmü duymak istiyorsun, öğrenmekmi,bilmekmi, yada yaşamdan umudunu kesmişin arzusumu bu, bir kaçışmı, neyden kaçıyorsun ey yaşlanan. Hangi fikre mensupsun, hangi inanca,sinirlendiklerine bel altı vururmusun yada karşısınamı çıkarsın, sadece başının okşanması yeter mi sana, sevilmekmi, saygı duyulmakmı yoksa tanınmakmı arzun. Yaşın kaç senin, elinde kağıt kalemlemi geziyorsun ve öğrencimisin hala, yoksa öğrendiklerini öğretme arzunmu var içinde ve hiç ceviz ağacı gördünmü, fidanı bilirmisin,hani güçsüz çelimsiz ama koca gövdeli ağaçları kökünden söken fırtınaları sadece eğilerek üzerinden atabilen, işte bu öğrenmektir ve asla düşünmeyi gerektirmez. Öğrenmek için düşünmemelisin ve bununda bir yaşı vardır. Sonra öğrendiklerini düşünmeye başlayacaksın ve yaşın kaç senin şimdi. Hangi isyanın çocuğusun ve hangi isyan getirdi seni buraya ve incir ağacının esnekliğine sahipmisin ve sevmek yerine hala sevilmeyimi bekliyorsun, ey yaşlanan. Olgunmu incirlerin ve hangi toprak, hangi bahçede yetiştirirsin incirlerini ve almadan vermek, doygunluğundan taşmak ve çatlamak nedir bilirmisin, ey yaşlanan. Direndinmi hiç rüzgara bir çam ağacı gibi ve bir çam üzerindeki karların yükünü bile zor taşır. Kırılır orta yerinden ve isyan eden genç,sende kırıldınmı düşüncelerinin ve öğrendiklerinin tamda orta yerinden. yaşın kaç senin ey yazan.. Okuyan, şimdi bil, yaş değildir insanı insan yapan ve tıpkı parayı para yapanın ardında ki güç ve sahtelerinden ayıran sırma tel gibi, az bulunur bir elmas ama yinede kömüre akraba ve altın, belkide gümüş ve mührün kimin elinde senin, kimin ellerindesin ey kadın ey erkek, hangi yumuşak göhüslerde uyudun ve içtin sütünü hayatın memelerinden, yada hangi güçlü kollar seni sardı, belkide terk edildin ve yalnızlıkmı senin yarenin,hangi arzuyla sarsıldın ve titredin. Nereden düştün dünyaya ve nerden biliyorsun buraya cennetten düştüğünü ve belkide cehennemden geldin buraya, ya cennet burasıysa, şimdi düşün sırma tel nedir? elmas ve kömür niçin akrabadır ve nereye gidiyorsun yaşlanan..
Bu ne ihtişanlı , özden gelen ve beni bana yine benden anlatan bir muhabbet. Selam olsun kendinden başka herşeyden saklananlara, özde biriz ❤
Urla'daki o iki kişiye de, size de çok teşekkürler. Sadece Amiş Efendi'nin sözü bile her şeye değerdi...
“Talep edip arzuladığın şeylerin olup olmaması önem arz etmeyecek.”
Bu söze ömür adadım ben dedi Dücane Cündioğlu.
Yorgunluğunuza rağmen ayırdığınız vaktiniz ve paylaştığınız emeğiniz için çok teşekkür ederiz.
ah hocam ah, valla cook degerlisin cook, aklima birden bire 50 yil once okuyupta hic unutmadigim Riza Teyfik in bir siiri geldi ilk defa, hatirladigim kadariyla soyle diyor: Bana sual sorma, cevap muskuldur, her sirri ben sana acamam hocam, Hakkin hazinesi dari degildir, cami avlusunsa sacamam hocam. Dunya ve ahiret su kohne kalip, ben softa degilim cubbemi alip, imaret imaret gocemem hocam, sana hulle donu bicemem hocam. Sarabi men etme o degil huner, gonlumde ask atesi soner, ozrum var sade su icemem hocam. Filozof Rizayim dinsiz anlama, dini ben ogrettim kendi babama, her ipte oynadim cambazim ama , sirat koprusunden gecemem hocam. Allahtan rahmetler diliyorum Riza Teyfike, cok etkilenmisim unutmamisim, hepsini hatirlamasamda.❤
Sürekli takipteyim sizi. Ama bu video bambaşkaydı. 3 kere dinledim. Sayfalarca not aldım. Boğazım tıkandı. Oyuncaklarla geçirdiğim yıllarıma ağladım. Düzenin kalıbına girmemek için mücadele verdiğimi sanıyordum. Meğer düzen beni başka yerimden yakalamış. Uyumak veya uyanmak işte bütün mesele bu.
Kendinizi arama yolculuğunuza bizi de dahil ettiğiniz için sağolun varolun hocam. Ve kendimizi ararken size rastlamanın güzelliğini yaşattığiniz için de tekrar teşekkürler.🙏
"Ey 'Hakikatin Delisi', ne kaldın perakende.
O seni deli kılan yine Sendedir Sende.."
İnsanı anlatırken simanız ne kadar samimi bilseniz hocam..Nefesinize sağlık..
Hakikatı ararken hakikati belki bulamadım ama hakikati arayanlarla yolumun kesiştiğini biliyorum, bu söyleşilerin benim için ne kadar çok kıymetli olduğunu bir bilseniz bunun için size minnettarım hocam❤️🙏🏻
"Akıl insanı terk ederse mecnûn. İnsan aklı terk ederse meczup olur" demiş aşkın yolcuları, yok olma yolunda yürüyenler... Selam olsun her yolculuğun aslında dış dünyaya değil de iç dünyaya olan bir yolculuk olduğunun farkında olanlara...
Seni senden uzaklaştıran ne varsa uzaklaş bu yapmazsan,yıllar boşuna akar gider..kendime aldığım hissesi oldu sohbet den, Teşekkürler 💐
Hakikat sendedir, ben bilemem,
Sen olmasan, ben olamam.
Özgesin, bengisin, semasın sen,
Fikrinin, bedeninin şahidi ben.
Ben olmazsam sen,
Sen olaman.
Aşk olsun, O sendin!
Sen O'sun, O'da ben.
Dücane hocam inşallah okursunuz.Sizi dinledikten sonra insanın içinde bir huzursuzluk oluşuyor ama güzel bir huzursuzluk.Yine mest olduğum bir bölümdü🙏🏻🙏🏻🙏🏻 Tüm oyuncakları reddedip kendisini evine (fıçısına) saklayan bir ev hanımından selamlar.
Sizi çok çok seviyorum her sohbetinizi merakla dinliyorum.
Hakikat=Bütün , İnsanın açmazı, bütünün parçası olarak yok olmak ve bütünden ayrı var olmak.... Yani : Olmak ya da olmamak işte bütün mesele... Tüm bütünü arayanlara selam olsun. İyi ki varsınız Hocam...
Teşekkürler; özellikle sona doğru söylediklerinizi duymaya ihtiyacım vardı, gündemdeki haberleri dinledikçe dengem bozuluyor sizi dinliyorum kendime geliyorum, bu sohbet çok iyi geldi
Hakikati ararız onu bulamayız ama bu arayış bizi tüm batıllardan kurtarır. Godot’u beklemek gelmesinden daha güzel ❤
İnanılmaz bir şey hayatımda izlediğim en güzel 1.5 saatti Hocam çok sağolun bütün birikiminiz bizimle gençlerle paylaşmanız bizi oyuncaklardan koruyor🙏
Değerli Hocam Sizi yüz yüze dinlemeyi çok arzu ediyordum. Bir İzmirli olarak sunumunuzdan haberim olmadı. İnşaallah bir başka zaman ve mekânda. İstanbula geldiğim zaman beş dakika da olsa Sizin ile görüşmeyi çok arzu ederim. Çok videolarınızi TH-cam dan izledim ve takip ediyorum. Fakat bugünkü bir başka idi. Sanatçıların yılbaşı programları tanıtılıyor kanal kanal. Keşke aklı başında bir kanal da bugünkü videonuzu bu Millete bir izletse. Sanatçılara açıklanan astronomik rakamlara bakıldığında yüreğimiz ayrıca buruk hâle geliyor. Bu tür Hakikat arayışı ve kendini bulma yolculuğuna olan ihtiyacımızın toplum olarak farkında değiliz. Bize bunu farkettirdiginiz için çok teşekkür ederim. Allah Razı olsun.
İşte bu yüzden SİZ hocam,
Başka kimden insan kendini sarsıla sarsıla dinleyebilir ve
ögrenebilir ki. Kendine bile insan hep taşrayı anlatıp durur. Tevekkeli değil son zamanlarda " Nasilsin? " diye soranlara, " Kaybolmuş gibiyim!" diyorum. Minnet ve şükranla...
göz ağlayacak öz ağlamayacak... "örtük kayıtsızlık"... özünü, dünyevi duygulardan, telaşlardan, kaygılardan hatta sevinçlerden korumak, böyle anladım. sağ olun Dücane Hocam, umarım bu konuda rehber olabilecek fikirlerinizi her zamanki gibi bizimle paylaşmaya devam edersiniz, çok faydalandım
Şimdi anladım sanatçıların anılarını neden daha çok okuduğunuzu. Çok çok ufuk açıcı bir söyleşiydi benim için. Ölene kadar götürür bu beni. Minnettarım hocam.
Bilmeyi tanrıya bıraktım sayın Cindoğlu yaşamak benim işim...Bu ve diğer yayınlarınız için hürmetlerimi sunuyorum.
Siyaset ve dünya islerine yerine size yakisan bu tarz iceriklerdir, insana ve felsefeye dair olan. Kanımca.
Değerli hocam,
O kadar kıymetli bir paylaşım yapmışsınız ki yazacağım herhangi bir güzel sözün bu kıymeti anlatmakta yetersiz kalacağından eminim. Siz anlattıkça bazen küçük bir çocukken bazen de yetişkinken yaşadığım kaygılarım, yaşamı anlama arzum , hayatımda anlamlı olduğunu düşündüğüm oyuncaklarım ve içimdeki o arayış duygusu arasında gittim geldim. Bazı yerlerde ise gözyaşlarımı tutamadım. Kurduğunuz cümlelerde içimde olan bitene ayna tutmanız; “Böyle düşünüyorum ama bu doğru mu?” dediğim bir çok konuya açıklık getirmiş olmanızın bende yarattığı coşkuyu anlatamam. Merceğimin tozunu siliyorsunuz. O yabancı düşünceler daha anlaşılır ve daha da önemlisi kabul edilebilir hale geliyor. İyi ki varsınız🙏🏻🌸
Hocam verdiğiniz bu mesajlar çok çok derin.kendisini gerçekleştirmeye çalışan bir insan olarak.en düz tabirle yaklaşık 2015 yılından bu yana bir uyanış yaşadım.çocukluğum dan gelme sorgulamalarım varsayım ve çıkarımlarım var idi.bir çok inanç sistemini bir kısmını tecrübe ederek bir çoğunu da okuyarak belirli birikimler elde ettim.yıllarca çevremin baskısına uğradım.maddiyat günümüz sistemleri,para kredi aklınıza gelecek bütün araçlara olan ilgimin azlığın dan çok baskı yedim.hakikat ve aydınlanmam kendime bir gün şu soruyu sormam ile başladı.Biz sadece yemek içmek çiftleşmek için mi geldik bu dünyaya diye.ve bu sorudan yola çıkarak çok başka noktalara geldim 9 yıl da.çok doğru tespitler yok olmadan hiç olmadan olmuyor.nereden geldik bilmem ama geldiğimiz yerden gidiyoruz bunu biliyorum ve boşa yaratılmadığımızı biliyorum.hakikati bulabilir miyiz ?bunu bilmiyorum ama kendime geldim ben böyle iyiyim hocam bildiğim bir şey var ise insan kainatı görmek istiyor ise kendisine bakacak derler bu söz bu kadar basit.umarım her şey gönlünüzce olur
Tek kelimeyle muhteşem,bigi,anlatım,hafıza,zeka,kurgu,herşey muhteşem,emekleriniz için size minnettarım
"Aslında tasavvuf ,islamislesmis Sokratesciliktir." Çok derinden etkiledi beni.
Dermân arardım derdime derdim bana dermân imiş
Bürhân sorardım aslıma aslım bana bürhân imiş
Sağı solum gözler idim ben dost yüzünü görsem deyü
Ben taşrada arar iken ol cân içinde cân imiş
Öyle sanırdım ayrıyam dost gayrıdır ben gayrıyam
Benden görüp işiteni bildim ki ol cânân imiş
Şair: Niyazi Mısri
Anlayabilene, muhteşem bir sohbet, pamuk gibi oldum, dünyam kocamaaaaaan oldu, adeta büyüdüm, çoooook teşekkürler
Konuşmaya başlamanızın henüz 9. dakikasındayım. Hal'iniz o kadar çok şey anlatıyor ki... Derinlik, yaşanan halin anlatılamaz oluşu ve yine de aktarmaya dair girişim. Hayret var, tevazu var, güzel kelimesinin yetersiz geldiği bir hal var üzerinizde... Saygı ve sevgiler.
1:58:24 ''Seni senden mahrum etmek için... Seni senden uzaklaştıran ne varsa ondan uzaklaş.''
Dinlediğim en etkileyici Dücane Hoca sohbetlerinden . Yaşamak ,dünya oyuncakları , insan, varoluş hüznü ve sevilme ihtiyacı üzerine . Ne hüzünlü şey yaşamak 🙏 ve insanı anlayan ve anlatan ile ne güzel🌹 Teşekkürler 🙏
Göz yaşları arasında pür dikkat dinledim hocam
Yüreğinize sağlık 🤲💐🌿
Bütün mesele, insanın kendisine rağmen kendisine sahip çıkabilmesi ve zihinsel özgürleşebilmesi.
Şu cümleleriniz bana, kayıtsızlığıyla da çok değerli birini hatırlattı: “…Peki o aradığımız hakikate dokunabilecek nokta neresidir? Hiç mi belirtisi yoktur? Biliyoruz Godot bugün gelmeyecek; ama muhakkak yarın gelecek. O yüzden arıyoruz. Bir gün bulacağız. Ama bir belirti; hiç, bir belirti? O belirti kayıtsızlıktır, ilgisizliktir: örtük bir kayıtsızlık, belli olmamalı. Tuhaf değil mi? Kayıtsız olduğun görülmemeli. İlgisiz olduğun görülmemeli. İlgilenirken ilgisiz olman lazım. Çok önemsiyormuş görünürken umrunda olmaması lazım.. Kendinizle başınız beladaysa, ben ilgilenmiyorum, diyebilir misiniz? Hayır. Kayıtsız olmalısınız, hakikatte…”
🙏🏻🌹
Dinlediğim en iyi sohbetti.SONSUZ TEŞEKKÜRLER.Bu konunun tekrarını umuyorum hocam.
Üstadım, bütün hikaye, nerden geldiysen geldin amma, gitmek zorunda olan, bir yolcu olduğunu, bildiğin andan itibaren... kaybolmuşluk hissi vede hüzün içinde kıvranır durursun...! Giderkende, yapayanlız gideceğinin korkusuyla...! Hakikatin özünü arar arar durursun...! Artık, insan bu zaaf içinde, kullanılmaya müsait bir varlıktır...!🧕 Seyyide, Arvasi...
Seni senden uzaklaştıran ne varsa. Sizi urlaya götüren, güzelliklerle buluşturan bu sohbetin lezzetini arttırana teşekkürler.🙏🌸
Teşekkür ederim 🙏.
Mahbub-u evvel’ i aramanın hüznünü anımsattığınız için,
Kendimi inceliyorum diyebilmenin geciktiğini hatırlattığınız için.
Belki bulamayacağım ama en azından denedim diyebilmeyi düşündürdüğünüz için. Sevgi ve saygılarımla ❤
Hocam,
beni çok ağlattın.
Çokça saydırdım sana.
Yaktın, yıktın, kül ettin.
Thales’ten Niyâzi Mısrî’ye uçtun.
Gayre merhaba demeyenlere selâm olsun.
İyi ki varsınız.
Dücane Bey, sözleriniz ( resim değil ressam, şiir değil şair ile ilgili anlattıklarınız) bana ,Andre Gide'nin Dünya Nimetleri'ndeki bir sözünü hatırlattı; Önem bakışında olsun, baktığın şeyde değil.
"Que l'importance soit dans ton regard, non dans la chose regardée."
Gide, "Les Nourritures terrestres",
Bu söz beni cok etkilemisti 19 yaşımda.
Bu insanı düşünceye sevkeden harika sohbet icin Tesekkürler.
Düşüncelerimi bütünlüğe getirdiniz. Çok teşekür ederim
Efsane bir muhabbet, gözlerim doldu çoğu yerde🙏
Dücane Bey, delip geçti bu sohbetiniz. . Muhabbetle kalın❤
Tsk ederim cok derinlere daldim muhtesem bir anlatim saygilar
60. dakika. Artik bilim adamlarinin soylediklerinin karakterleri ile ilgisi var gibi ve onlari yakindan tanimak gerekiyor. Cunku kimin bilim adami, kimin yazari diye bir sey olustu.
Ama mantiken dediginiz dogru, bilim analatikdir. Hissiyatlar sadece onu yonlendirmek icindir. Ve bizler hala daha bu mantigin gecerli oldugunu farz ediyoruz. Cok tesekkurler. Nevin
İlk defa bir Dücane CÜNDİOĞLU sohbetinde ağladım
Mürşitler Allah ile Kul arasına kimsenin giremeyeceğini anlatmak için var.. mürşitleri de oyuncak edinmekle mürşitlerin bu oyuncaklarla oyalanmamamız için bir hatırlatıcı olarak var olmaları arasında çok fark var...sizin de bu programınızda bize hatırlattığınız gibi..Çok teşekkür ederim..
iki kere dinledim. hakikat, kaybolmak, sevmek, sevilmek, güvenmek, aramak vs.. anlamaya/bulmaya benimde ihtiyacım çok. bu konuyu yine işlerseniz çok sevinirim. h elbette böyle derinlikli bir konuyu anlamak bazen güç oluyor benim için ama çok da güzel, ve sizlere, bu sohbetlere erişebilmek büyük bir şans aynı zamanda. çok teşekkürler..
Üstad bahsettiğiniz Detachment'ı videonuzdan sonra izledim. Sarsıcı ve içtendi. Sinema konusundaki yetkinliğinizi bildiğimden, keşke hoca beğendiği filmlerle ilgili bir video çekse diye de içimden geçirdim. Sinefiller için pek güzel olurdu.
Hocam bir kez idinledim doyamadım ikinci kez dinledim beynime kazıdım mest oldum saygılar sevgiler
Efsane ötesi bir video. Ufuk açıçı ve gözlerin konuştuğu
"Müşkülün müşkül üstüne, problemin problem üzerine yığıldığı günümüzde,
bütün problemleri bir kahve içme rahatlığında çözen Hz. Muhammed'e,
beşeriyetin çok ihtiyacı vardır."
George Bernard Shaw
Sabri Altuntaş
Bu yayından aldığım haz ve anlamı kavramsal olarak ankatmaya çalışmak yetersiz kalacağı için sadece bir kalp koymak daha doğru geldi sayın hocam. Hüznünüze sağlık.
Halk içinde hak ile kendinle olmak sağolun hocam
1:49:26 Özbekçede de mesela "dışarı çık" 'taşgariga çık" şeklinde söylenir
Kıymetli paylaşımınız Alman klasiklerinden Momo ile yan yana geldi. 🙏
"Bir matlûbun husûlü veya adem-i husûlü nezdinde müsavi değilse nâkıssın evlâdım" Ahmed Amiş Efendi
Blr çeşit Zenginlik mi? Yoksa bir acizlik ifadesi mi ? 🤔
Bir arzunun olmasıyla olmaması senin için aynı değilse eksiksin evladım.
@@ilberidil aczinin farkındalığının zenginliği........
@@lamsivri bu kadar basit yani 🤨 ilginç !!
@@asumanpocanozturk8716 hah işte, beklediğim cevap buydu 👍🏻
Öncelikle urla li dostlara selam ve tesekkurler, vesile oldukları bu muhteşem sohbet için.. hocam...kıymetli Dücane hocam,ayaklarim yere basmadı tum gün. MUHTEŞEM bir yayındı..dağınık düşüncelerim hizaya geldi.. varlığınıza bin şükür..çağdaşınız olduğum için çok şanslıyım.
Ağzınıza sağlık , ömrünüz uzun olsun 🌺 İyi ki varsınız ..
Urla daki hanımefendi ve beyfendiye selamlar ve saygılar
Yemek yer görünerek oruç tutmak gerek. Yemeği nefse tattırmalı, orucu ruha tutturmalı.
Size ve Urla'da ki o iki kişiye canıgönülden teşekkür ederim
Sokak filozofları vardır kimse bilmez bir tanesinin sözü geliyor aklıma öyle bir laf etmiştik ki adeta Newton’a Nazire edercesine diyor ki Hoş değil baba bu gidişler yer çekimi değil mezar çekimi bu gidişler 🙏
urladaki o iki dosta selam olsun... iyi ki vesile oldular iyi ki beni bu sohbetle buluşturdular❤ sevgili dücane hocam hayranlık uyandırdınız bende, var olun! bir gün sizinle tanışmak, sizinle dolu dolu bir sohbet gerçekleştirebilecek seviyeye erişmek dileğiyle❤
Çok doyurucu bir programdı. Minnettarım hocam.
son bir dakika içinde kayıtsızlığı fiziken değil bilinçte yapmamızı söylediğiniz kısımda aklıma direkt Senancour ve Kleist geldi. ikisi de kelimenin tam anlamıyla kayıtsızlığı bilinçte gerçekleştirebilseler de fiziki ortamdan da sonsuz inzivaya çekilip çevreleri nezdinde oyun bozan konumuna düştüler ve dediğiniz gibi toplum canlarını okudu. yine ve her zaman olduğu gibi aynı ayrım sürüyor, teori/pratik dengesini kurmanın bütün zorluğunun da burada yattığını düşünüyorum.
Yillar bosuna akip gitmesin. Saygilar, selamlar.
2x ile izleyince daha dikkatli dinleyebiliyorum hocamızı. sağ olun hocam, bu programlara zaman ayırıyorsunuz, yararlanıyoruz düşüncelerinizden.
Siz sağ iken şükranlarımızı iletiyoruz
Siz öldükten sonra da biz sizi dinlemeye devam edeceğiz
O zaman nasıl ileteceğiz
Bu da bir mahrumluk
Her konunun hakikati tek vardır. Kişiler bu hakikati aramaya çalışır ve kendi kafalarında bir hakikat oluştururlar. Ta ki gerćek hakikate ulaşmak için. Bilim insanları hakikati bulma yöntemi keşif eder veya sunar veya hakikati bulur ama hakikatin kendisi olup olmadıĝını bilemez.
Doğanın hakikati çoktur bence , değişime uğradığı için borden çok hakikat barındırır.
Bildiĝim tek şey hakikate giden yol akıldan geçer.
"Hiç kimseye rastlamadığım
Issız yollarda yürüyorum
Hayli zamandır..
Bilmem ki hangi günündeyim
Tarumar olmuş zamanın..
Elimde boş bir kafesle
Maviler aramaktayım..
Aşklar sormaktayim..
Mezarlık bekçilerinden..
Tuzağına düştüğüm dünler değilse
Neyin fısıltısıdir kulağımda çınlayan..
Baki hüznüme tüneyen göçmen kuşlar..
Hangi iklimin peşinde hoyrat..
Yol yorgunu şiirlerimden de yok
Bir haber nicedir..
Nicedir bir güzele rast gelmemiştir
Karadan çalma gözlerim..
Aşina değilim yokluğuna
Yağmurların..
Ve alacakaranlıgina
Mahur dervişlerin..
Belki de en çok aynaların
İçinde hapsolmuş suretin
Yabancısıyım artık..
Yitigim, hiç bulunmak istemeyen
Karanlığın dibindeki karanlığım
Meçhulum,
şekilsiz mefhumlara dönmeyen..
Olmamış gibiyim
Varlığın içinde "hu" diye dönerken..."
Harika bir özet😊
Muhteşemdi. Emeğinize yüreğinize sağlık çok teşekkürler…
Bir gönül vardı bende, henüz aşkı tatmamış
Mükemmel bir program olmuş 🙏🏼🙏🏼🙏🏼🙏🏼🙏🏼🙏🏼🙏🏼🙏🏼🙏🏼
Hakikat "aramak" imiş...🌷🌷🌷
Saygı ve sevgi ile...🌸🌸🌸
Sizi dinlemek için bir çok koşulunu zorlayan insanlar ekranı bile göremeden size göre saçma gelen yorumlar yapmak zorunda kaldığı bir gecenin sonunda şimdi bu şekilde kitap imzalattılar fotoğraf çektirdiler demeniz bence oraya gelenleri benim gibi çok üzmüştür diye hissediyorum. Siz bizim için geçmiş filozoflar kadar değerli ve yüz yüze gelindiğinde ondan bir hatıra kalmasını isteyecek kadar değerliydi aslında. Ayrıca sizin o çarşıda karşılaştığınız insanlar gibi olanlarimiz da vardı ama onların cesaretini gösterme cesaretini bulamayacak kadar yorgun ve tereddütlü bir geceydi sizin ruh halinizden dolayı. Ama bunların hiçbiri sizi dinlemekten alıkoyamıyor bilin isterim🙋♀️🦋
umarım bu yorumunuzu görür çünkü bence burdaki eleştiriyi görmeye ihtiyacı var
Teşekkür ederim iyiki bu yayınlara başlamışsınız ❤
Hocanın dediği gibi Nasıl ki Dostoyevski ya da Kafkanın eserlerinde Kişinin öz yaşam öyküsüne bakıp öyle değerlendirmek ve Hakikatini kavramak gerekiyorsa Belki de Hayatta da İyi ya da Kötü dediğimiz olaylarda bize bunu iyi ya da kötü diye anlatan kişinin (Varlığın) aslında kendi yaşam öyküsüne ve Yıllar içinde geçirdiği İçsel evrimine bakmak gerekir..
O Varlık ne Yaşadı ki bize bu şekilde Bişeyler anlatmaya çalışıyor ?
Esenlikler emeğinize sağlık
Canıma okudunuz.
Canınız sağolsun.
Var olun…
güzel söylemişsin ümmühan. ben de sık sık bu duyguya kapılmışımdır çoğu söyleşi sonrası. hiç acımadan cana okur ama o sayede de can okunur hale gelir. başka da yol yok anlaşılan. tahammül edebilen kazanır. 😉
Hocam minettarım çok ihtiyacımız vardı bu konuya iyiki deyinmişsiniz akşam diledim sabahın erken saatinde kalktım tekrar dinledim çok sagolun 🙏
gerçekten çok "şaşkınız", gerçekten "ne yapacağımızı bilemiyoruz"... çok zor var oluş
Hocam öncelikle kolaylıklar diliyoruz sizin yayınları hatta sonu izleme fırsatı buluyoruz beğeni yapıyor cumartesi izlemek üzere hoş ve seda kalın sağlıcakla ves'Selam
Hüzün öyle bişey ki Dücane Bey kim nasıl tanımlarsa tanımlasın doğru gelmiyor.
Bilinmek isteriz diyorsunuz kendime dönüyorum "unutulup gitme" duygusu ağır basıyor.
Dilinize yüreğinize sağlık hocam iyi ki varsınız
Ducane hocam bu sefer ki konusma benim gonlume akti, gonlum dile geldi. Cok tesekkur ederm.
Hüzün ki en çok yakışandır bize.Hilmi Yavuz
Hüzün deyince, Asr Suresi'nde geçen "insan hüsrandadır" ya da daha yerinde başka bi ifadeyle "insan hasrettedir" ayeti ...
Kendimi anlama ma yada kendime gelme me sebep oluyorsunuz var olun🙏🏻
N'aptın, Dücane Hocam... Her şeyi anlatmışsın!!!
Yayına bir paket sigara ve gözyaşlarım eşlik etti. Söyleyeceklerim bu kadar…
İnsanın en temel ihtiyacı olan kabul görme, onaylanma ve tanınma arzusu en ortak yönlerden birisidir. Cevizin boş olup olmamasının pek bir önemi yok burda. Ceviz olmasının bir önemi var. Fakat cevizlerde bile bir çok tür vardır. En hoşa gitmeyenleri, çetin cevizlerdir. Çok zor kırılır ve kırılsa bile içini parçalamadan yemeniz mümkün değildir. Hatta bazılarının özlerini kabuklarından iğneyle çıkarmaya çalıştıklarını bile gördüm. En hoşa gidenleriyse yumuşak kabuklulardır ve içleri dolu olduğu gibi, çok çabuk kırılır ve kendilerini teslim ederler insana, nasılda hoşumuza gider bu ceviz türü. Ayıkla ve hemen ye. Cevizler evlerimize yeşil dış kabuklarıyla girmezler ve neredeyse çoğu kişi onların yeşilimsi dış kabuklarından bile habersizdir. Uzunca süre bekler, kurutulur ve belirli bir süre sonraysa soyulup kıvama gelir. Evde bile haddinden fazla bekleyenlerine kurtçuklar girer, küflenir, yenmez hale gelebilirler ve ağızda nahoş bir tat bırakır, kekremsi bir tad.
Demekki tam zamanında yemeli olmuş cevizi ve belkide insanında her hususta tam bir zamanı vardır.10-15-20-30-40-50-80 yaş ve nerelerde büyüyorsun, hangi tepede,neler okuyorsun, neler yapıyorsun, başına neler geldi ve gitti. Sevdinmi yada sevildinmi, hangi talih ve talihsizlik seni bu bahçelerde bitirdi ve hangi cevizsin sen ey yaşım şu bu o diyen....
Üzerinde çocukların oynamadığı bir ağaçmısın ve dizleri hiç yaralanmamış yada yemyeşil, olmamış cevizlerin kabuklarını soyarken elleri yeşile boyanmamış bir çocukmusun ve ham cevizin içerisi nasılda beyazdır ve süt tadı gibi hafif yinede güzel.
Yaşın kaç senin, hangi mesleğe mensupsun ve hangi arsanın üzerinde yükselmiş beton binan, ayakların hangi sodom ve gomorranın topraklarına basmış, belki adenin cennet bahçesindensin ama yok buralara düşmüş yolun birkere, hangi bilim getirdi seni bu tuşa şenmi, kasvetlimi.
Yaşın kaç senin ey bahtsız ve hala izliyormusun haberleri ve boşluğa bakıp bakıp içmi geçiriyorsun geçmiş zamanlara.Güzel bir sözmü duymak istiyorsun, öğrenmekmi,bilmekmi, yada yaşamdan umudunu kesmişin arzusumu bu, bir kaçışmı, neyden kaçıyorsun ey yaşlanan.
Hangi fikre mensupsun, hangi inanca,sinirlendiklerine bel altı vururmusun yada karşısınamı çıkarsın, sadece başının okşanması yeter mi sana, sevilmekmi, saygı duyulmakmı yoksa tanınmakmı arzun.
Yaşın kaç senin, elinde kağıt kalemlemi geziyorsun ve öğrencimisin hala, yoksa öğrendiklerini öğretme arzunmu var içinde ve hiç ceviz ağacı gördünmü, fidanı bilirmisin,hani güçsüz çelimsiz ama koca gövdeli ağaçları kökünden söken fırtınaları sadece eğilerek üzerinden atabilen, işte bu öğrenmektir ve asla düşünmeyi gerektirmez. Öğrenmek için düşünmemelisin ve bununda bir yaşı vardır. Sonra öğrendiklerini düşünmeye başlayacaksın ve yaşın kaç senin şimdi.
Hangi isyanın çocuğusun ve hangi isyan getirdi seni buraya ve incir ağacının esnekliğine sahipmisin ve sevmek yerine hala sevilmeyimi bekliyorsun, ey yaşlanan.
Olgunmu incirlerin ve hangi toprak, hangi bahçede yetiştirirsin incirlerini ve almadan vermek, doygunluğundan taşmak ve çatlamak nedir bilirmisin, ey yaşlanan.
Direndinmi hiç rüzgara bir çam ağacı gibi ve bir çam üzerindeki karların yükünü bile zor taşır. Kırılır orta yerinden ve isyan eden genç,sende kırıldınmı düşüncelerinin ve öğrendiklerinin tamda orta yerinden.
yaşın kaç senin ey yazan..
Okuyan, şimdi bil, yaş değildir insanı insan yapan ve tıpkı parayı para yapanın ardında ki güç ve sahtelerinden ayıran sırma tel gibi, az bulunur bir elmas ama yinede kömüre akraba ve altın, belkide gümüş ve mührün kimin elinde senin, kimin ellerindesin ey kadın ey erkek, hangi yumuşak göhüslerde uyudun ve içtin sütünü hayatın memelerinden, yada hangi güçlü kollar seni sardı, belkide terk edildin ve yalnızlıkmı senin yarenin,hangi arzuyla sarsıldın ve titredin. Nereden düştün dünyaya ve nerden biliyorsun buraya cennetten düştüğünü ve belkide cehennemden geldin buraya, ya cennet burasıysa,
şimdi düşün sırma tel nedir? elmas ve kömür niçin akrabadır ve nereye gidiyorsun yaşlanan..
Ceviz içi boş değil içi çürüktür.bu programlar bir parody..elimizde bir tek falluslar yok.
Təşəkkürlər hocam. Nokta atışini da ən sona saklamissin nə gözəl söylədiniz öylə ❤
“Enfes ve Efsane” bir konuşma!
Saklanmayı bilmek… kendinizden başka herkesten..
Kopma (Detachment) Yönetmeni: Tony Kaye
Çok teşekkürler, içimize dokundunuz...
Harika anlattınız, teşekkürler.
belkide dunyaya sebebsiz geldikve gidecez, hayretler icinde oldugumuz icin durmadan sorguluyoruz