(Not: bu adamı okumadan bu adamı anlamış biriydim bende ADHD var baktığım her şey manaız geliyor algım bozuk yani. Ben daha çok küçükken konuşmanın mantıkla aynı şey olduğunu ön görmüştüm. Tractatus u okuduğumda dediği her şeyi daha önce düşündüğüm için duygulandım.) Wittgenstein ın anlatmaya çalıştığının özeti: Simgeler ve im ve imlenen açısından yapılabilinecek ortak hamle belirlemedir. Yani bir durum veya o durumun değili. (Betimlemeler genel durumlar dışında , özellikle bir hissiyatın tarifi kısmında işlevsizdir.) bu sebeple benke aynı şeyi yaşamayan beni anlayamaz. Ha işte bu raddede aslen günlük tümceleşmenin bir belirleme olduğunu anlarız. Kurduğumuz her bir konuşma şu şekilde gösterebilebilir. (p v q)’ q = q gibi var syarsak görürüz ki yapılan her bir konuşma . Matematiksel dizi içindeki bir olgu kombinasyonu şeklinde ilerlese bile günün sonunda P veya onun değili olan q şeklinde bir onaylama veya onaylamama boyutuna gelecektir. Kısaca insanın konuştuğu yaptığı duygusal davranışlar her şey samimiyetsizliğe çıkar. Dünyadaki her insan kendi egosunun veya kendi lehinin belirlenmesini istediği için bu yönde. Dil yani iletişim aracımız bozuktur. Hissiyatları ifade etmeye yetmez yani aslında empati yapılınabilecek bir şey değildir sonuçta herkes belirleme yapan bir rolkeser. (Not 2: Bu kitap öncesinde Matematiğin felsefesi adlı Bertrand Russel yapımı eserin okunmasını tavsiye ederim)
Duygu Hanım,
Felsefenin, benim için bilinmeyen bir figürüne çok güzel bir yol göstericiliği oldu bu eseriniz.
Teşekkür ederim.
Emeğinize ellerinize kollarınıza sağlık hocam
Emeğinize sağlık,Duygu Hocam,çok güzel bir paylaşım olmuş.🙏🏼😇
Çok kaliteli bir içerik olmuş. Teşekkürler...
Wittgenstein üzerine özellikle mi çalıltınız yoksa felsefenin tüm konularında da bu kadar bilgi sahibi misiniz?
Teşekkür ederim 🌿💐
(Not: bu adamı okumadan bu adamı anlamış biriydim bende ADHD var baktığım her şey manaız geliyor algım bozuk yani. Ben daha çok küçükken konuşmanın mantıkla aynı şey olduğunu ön görmüştüm. Tractatus u okuduğumda dediği her şeyi daha önce düşündüğüm için duygulandım.)
Wittgenstein ın anlatmaya çalıştığının özeti:
Simgeler ve im ve imlenen açısından yapılabilinecek ortak hamle belirlemedir. Yani bir durum veya o durumun değili. (Betimlemeler genel durumlar dışında , özellikle bir hissiyatın tarifi kısmında işlevsizdir.) bu sebeple benke aynı şeyi yaşamayan beni anlayamaz. Ha işte bu raddede aslen günlük tümceleşmenin bir belirleme olduğunu anlarız.
Kurduğumuz her bir konuşma şu şekilde gösterebilebilir.
(p v q)’ q = q gibi var syarsak görürüz ki yapılan her bir konuşma . Matematiksel dizi içindeki bir olgu kombinasyonu şeklinde ilerlese bile günün sonunda P veya onun değili olan q şeklinde bir onaylama veya onaylamama boyutuna gelecektir. Kısaca insanın konuştuğu yaptığı duygusal davranışlar her şey samimiyetsizliğe çıkar. Dünyadaki her insan kendi egosunun veya kendi lehinin belirlenmesini istediği için bu yönde. Dil yani iletişim aracımız bozuktur. Hissiyatları ifade etmeye yetmez yani aslında empati yapılınabilecek bir şey değildir sonuçta herkes belirleme yapan bir rolkeser.
(Not 2: Bu kitap öncesinde Matematiğin felsefesi adlı Bertrand Russel yapımı eserin okunmasını tavsiye ederim)
Emeğinize sağlık.
Bunu okuyan çocuk kör oldu :)