Sohbet ekranında Burcu Soysal arkadaşımız tavsiye etmiş, orada görmezsiniz diye ekliyorum, mesajı şu: "Çocuk yetiştirme, yaratıcı düşünme, güncel eğitim sistemimiz ile ilgili çarpıcı tespitlerin olduğu çok güzel bir kitap okumuştum. Özellikle öğretmen arkadaşlara tavsiye ederim. Ahmet Naç - Gölge"
Ben 9.Sınıfa kadar mesleğimi düşünmedim, kim olduğumu sormadım ve kurcalamadım. Ailem çok meşgul olduğundan okul dışında farklı aktivitelere yönlendirecek vakitleri yoktu beni. Bu durum beni lisede o korkunç soruya yöneltti ''Ben ne yapmak istiyorum?'' ''Ben mutlu muyum?'' ''Benim amacım, vizyonum ve misyonum ne?'' ''Ben kimim ki?'' ''hobilerim,fobilerim,yeteneklerim,tercihlerim ne?'' bu sorulara cevap vermek o kadar zor ki halen tam olarak cevap veremiyorum. O yüzden lütfen öğretmen arkadaşlar okusun bu yorumumu, öğrencilerin beyinlerine USB flash bellek takıp bilgi yüklemek yerine, mantıklı onların zamanına göre uyarlanmış, iletişim kurabilecek seviye sorgulama yeteneği ve cevap vermede mentorluk+danışmanlık yapın. Teşekkürler...
Tek bir sorunun tek bir cevabının olduğu; farklı akıl yürütmelerine, farklı seslere tahammülün olmadığı bu sistemde önce biz, daha sonra da zihinlerimiz günbegün sessizleşti. Tek bir doğruya nokta atışı yapamama korkusu tahmin yürütme cesaretimizi de beraberinde aldı götürdü. Değersizlik hissi bizi tereddüt etmeye en sonunda da ya yanlışsa diye hiç cevap vermeme küskünlüğüne kadar itti.
Nilgün Hoca`ya bayıldım. Umarım ilerleyen zamanlarda kendisini tekrardan kanalda görürüz. Bu güzel yayını yaptığın için sana ayrıca teşekkür ederim Ceren
Şuan Nilgun hocamizin dersindeyiz , oyle hos sohbet bir derya ki ,yunus olsaniz bu denizde kurtulmak istemezsiniz, o kadar kaliteli ve verimli ki varolun hocam❤
12.sınıfa gidiyorum lise hayatımı korona nedeniyle zaten yaşayamamışken birde üniversite sınavı hazırlığı başladı... Arayış içinde olduğum bu yıllar gittikçe daha düz ve monoton olmaya başladı. Tek yaptığımız oturup test çözmek.
Hayatımda en depresif olduğum dönem bütün bu hatalı bir sistemin içinde oluşumuz gerçekliğiyle yüzleştiğim dönemdi. Bunu aşmaya başlamam ise okuldaki tüm yaşantımı geri sarıp, diğer bir deyişle öğrendiğim düşünce yapısını silmeye çalışıp hala bir şeylerden zevk alıp yeni şeyler öğrenmeye hevesli olduğum o dönemdeki, 7 yaşında olduğum dönemdeki kendimi yeniden bulma arayışına girmemle oldu. Maalesef o depresiflik hala tam geçmiş değil ama bana şartlandırılmaya çalışan hatalı düşünce yapısına rağmen zihnimin gerisinde beliren o 'asi' düşünceleri benimseyip kendi çözümlerimle ilerledikçe her konuda çok daha fazla verim aldım. Bu durum da kendime olan inancımın artmasına ve daha geniş bir bakış açısı kazanmama yardımcı oldu. Harika bir video olmuş, ikinize de bu güzel açıklamalar için teşekkür ederim :)
Bir okul öncesi öğretmen adayı olarak söyleyebilirim ki bu video bana çok şey fark ettirdi ve aynı zamanda kazandırdı bu yüzden Nilgün hocama ve Ceren hanıma çok teşekkür ediyorum. Bende kendi adıma yaratıcılığımı geliştirecek ve ilerde öğrencilerime de katkıda bulunacak çalışmalar yapacağım umarım faydalı olur. 😁👏
Canlı, yuzyuze küçük bir salonda düzenlenmiş olsaydı, ben de iştirak etmiş olsaydım ne kadar tatlı olurdu diye düşünerek pandemiye kızıyorum. Ceren hocam , Nilgün hocam cok teşekkürler sevgiler
Üniversite zamanında Nilgün hocamdan yaratıcı düşünme teknikleri seçmeli dersini almıştım. Bu yayın da o tadı tekrar senin de bakış açılarınla veren bir yayın olmuş çok teşekkürler :) Ben de hayattan zevk almamı ve hayat doyumumu zamanında ders notlarımdan biraz feda ederek koruduğum yaratıcı düşünmem ile yöneldiğim spor ve kültür aktivitelerine borçluyum. 2 Cs de yartıcılığımı ve hayat doyumumu olumlu etkilemeye ve desteklemeye devam ediyor ayrıca sevgiler saygılar ❤️😊
Kendi zekamın ihtiyaçları olduğunu bilmiyordum. Nilgün hocanın yaratıcı düşüncenin ne olduğunu anlatmasıyla bazen arkadaşlarımın beni neden anlamadığını anlamış oldum. Bu video olmasa kafamda olan belli bilinmezliklerden de çok zor çıkardım. İkinize de çok teşekkürler
Ceren hocam, Proustiyen anı hususunu fark etmeden yaşadığımı yayında öğrendim :) Çocukluğumu İstanbul'da geçirdim. Ne zaman eski mahallemi ziyarete gitsem adeta bir terapi gibi zihnen toparladığımı tecrübe ediyordum. Sebebini öğrenmiş oldum. Çok teşekkür ederim ❤️
38 yaşımdayım, ilkokul öğretmenim tarafından matematik sorusunu çözemedim diye tahta önünde tokat yedim üzerine ne aptallığım kaldı ne başka bir şey. Ilkokul hayatımdan üniversite hayatıma kadar aldığım notlar üzerinden ailem tarafindan başkalarıyla kıyaslanıp dayak yedim. Hani öyle tokat da değil sadece. Sözel tarafım çok iyiyken zorla matematiğe yönlendirildim. Üniversite sınavında ege üniversitesi ingilizce halkla ilişkiler kazandım gönderilmedim. Bir sene daha hazırlandım. Okul secimlerimi babam yaptı :) maliye okudum. Halkla iliskiler okursam işsiz kalırmışım derken ben senelerce işsizlikle uğraştım bu bölüm sonrası. Şimdi dönüp o günlere dair eleştiri yapınca, yüzlerine vurunca yapilanları kaçıyorlar. Susuyorlar. Maddi ve manevi olarak almış olduğum yaraları ne kadar iyileştirmeye cabalasam da başarılı biri olamadım mesela. Ne ilişkilerde ne iş hayatında. Bazen düşünüyorum keşke internet, böyle yayınlar o zaman olsaymış. Bilinçlenme o zaman başlasaymış. Maalesef yani.
Nilgün Hanım, çok teşekkür ederim insanların bilinçsizce yücelttiği erkeklerin başarısız insan olduğu vurgusunu yapmanız. Picasso da öyle, ayaklarıyla kadını çiğnemiş resmen. Bizim görevimiz çocuklara iyi bir gelecek değil iyi bir geçmiş vermek bence. Ancak koşulsuz sevgi almış ve çiçek açmaya izin verilmiş bir birey mutlu ve başarılı olur, beşerlikten insalığa terfi eder.
Yaratıcılığı geliştirmede en önemli hususlardan biri kesinlikle yanınızda not defteri taşımak, gittiğiniz her yere kalem ve not defteri götürün. Yastığınızın yanında bile bir tane dursun ilhamın ne zaman geleceği belli olmaz.
İnanılmaz bir yayın olmuş. Nilgün hocayı tanımış olduk sayenizde, kitaplarını ve yayınlarını takip edeceğim kesinlikle. Aklımda ki iki soruyu sormuşsunuz; kitap okumak yaratıcılığa yarar mı ve zihnin fantastik evren ihtiyacı. Sohbet çok akıcı ve zihin açıcı olmuş teşekkürler, ağzınıza sağlık hocam
En önemli meselelerden biri olan eğitimin malum verimsizliği... Çok keyifli ve kaliteli bir sohbetti, teşekkürler Ceren abla buna vesile olduğun için 🤗
PınarT 0 seconds ago Hocalarıma destek olmak için yaratıcı düşünceyle ilgili bir iki şey söylemek istiyorum; Ben lise mezunuyum. Zihinsel bir bozukluğun sabotajları sebebiyle eğitim hayatıma devam edemedim. Benim işim tamamen yaratıcılık ile alakalı. Çünkü başka şey yapamıyorum. Mücevherat tasarımı, reklamcılık, grafik tasarım, el sanatları, konsept tasarımı gibi çeşitli işler yapıyorum. Bu kadar çeşitliliğin sebebi yaratıcı düşünceyi kanalize etmekte zorlanmak. Aile ortamım tamamen sanat ile içli dışlıydı bunun etkisi yadsınamaz ancak asıl sebebi bozukluk olarak tanımlanan bir düşünce örüntüsü. Fantasy Prone Personality. Kontrol edilemeyen bir eğilim. Fantezilerin günlük hayatı sabote etmesi demek. Özeti: Hayal dünyasında yaşamak. Sıkıntı veren yönlerini bir yana koyduğumda, yaratıcı olmak isteyen insanlara bu mecburi ikametin ‘içinden’ bir takım tavsiyelerde bulunmak için kullanabileceğim bir donanım olarak da görüyorum. Tavsiyelerim estetik algıyla alakalı olacak. Bunu kendi alanınıza uyarlayabilir ve fayda görebilirsiniz. Örneğin işiniz müzik ile alakalıysa görsel egzersizleri işitsel egzersize çevirerek niteliğini korumuş olursunuz. Faydalı olacağını umuyorum. 1) Öncelikle hayal kurmaya vakit ayırmak lazım. Hayal kurmayı başlı başına yapılması gereken bir iş, bir görev gibi görerek ve bu konuda sorumluluk almaya karar vererek başlamalısınız. Kitap okuma saatleri, spor yapma saatleri gibi planlarınızın arasına hayal kurma seansları da ekleyerek başlamak faydalı olabilir. Bunu yaparken çıkış noktanız ‘imajinasyon’ egzersizleri olmalı. Örneğin ‘sahildeki bir bankta oturmuş gazete okuyan, kırmızı boyaya bulanmış fırça’ görüntüsünü mümkün olan her detayıyla zihninizde canlandırmaya çalışın. Yavaş yavaş temayı ve hedefi değiştirerek devam edin. Her seferinde daha fazla detay eklediğinizi farkedeceksiniz. Bu egzersiz, başlarken deneyebileceğiniz çok eğlenceli bir yol. 2) Zihninizi yaratıcılığa zorlamadan evvel egzersiz niyetine yapabileceğiniz başka bir yol ise ‘taklit’. İnsanların fikirlerini çalmaktan, olduğu gibi kopyalayıp bundan herhangi bir çıkar sağlamaktan bahsetmiyorum. Örneğin bir kitap kapağı tasarımcısı olmak istiyorsanız ve hiçbir fikriniz yoksa öncelikle bulabildiğiniz en iyi örnekleri taklit ederek (sadece zihin egzersizi için) çalışmaya başlayın. Bunu yaptıkça zamanla o tasarıma kendinizden bir şeyler kattığınızı, kafanızda çeşitli fikirlerin ve imajların oluştuğunu fark edeceksiniz ve motivasyonunuzun arttığına şahit olacaksınız. 3) Artık zihninizin potansiyelini anlayabilmek için yaratıcılığa zorlamaya başlamalı ve bu konuda cömert olmalısınız. Taklit ederek çalıştığınız kapağı, sadece kitabın ismini ve ve içeriğini dikkate alarak sıfırdan tasarlamaya, hayal etmeye başlayın. 1. maddede egzersizini yaptığınız imajinasyon çalışmaları, tam da bu noktada çok işinize yarayacak. Çünkü zihninizde canlandırdığınız imajı dışa aktarma safhası çok motive edici ve heyecan vericidir. İlk etapta ekspresyonist (dışavurumcu) olmakta çekinmeyerek stilinizini anlamaya başlayabilir ve geliştirmek için çeşitli yollar keşfetmeye başlayabilirsiniz. Bu noktada kendinizi gözlemlemek, zihin örüntünüzü anlamanıza ve ileride şahsına münhasır bir estetik algı kazanmanıza yardımcı olur. 4) Yaratıcılığı besleyen en mühim yollardan birisi de ‘görmek’. Bunun için özellikle zaman ayırmak öncelikli olmak kaydıyla, bu mümkün değilse de fırsat buldukça muhakkak çeşitli görsellere bakın. Görebildiğiniz kadar estetik imaj görün.Örneğin pinterest bunun için çok uygun bir platform. Baktıkça çeşitlilik artıyor ve değişiyor, bir fraktalın içine dalmış gibi görseller arasında yolculuk ediyorsunuz. Maksadımız zihnimizi açmak olduğu için spesifik bir tema seçmeden önce spontan ilerleyen görsel geçişinde dolanmak zihninizi besleyecektir. Zaten ileride bu yöntemi sürekli yapmak zorunda kalacaksınız. Zihni beslemeden yaratıcılığa devam edemez, körelirsiniz. Yaratıcılığın yakıtı ‘görmek’tir. Çünkü beyin, bir şeyin güzel/estetik olup olmadığına hafızasındaki bütün imajların ortalamasını alarak karar veriyor. Bu yüzden yüksek estetik algısına sahip, kaliteli ve yaratıcı görsellere bakmaya gayret edin. İlk etapta şart değil ancak mümkün olan en yakın zamanda seçici olmaya başlamalı ve hafızanıza kişiliksiz görüntüler eklememeye özen göstermelisiniz. 5) Görev edinmek. Hiç alakanız olmayan ve yaratıcılık isteyen bir işi kendinize görev edinin. Mesela Ceren hanım, ondan talep edilmediği halde kısa bir metni çevirerek, zihinini açık tutmak için bir egzersiz yapmış olur. O metinde daha evvel karşılaşmadığı bir kelime veya bilgi ile karşılaşabilir ve hem yaratıcılığına katkı sağlamış olur hem de ekstra bir bilgi edinmiş olur. Her durumda kazançlı ve faydalı bir aktivite. Bu örneği kendi ilgi alanınızda uygulamanız size çok fayda sağlayacaktır. 6) kitap okumanın yaratıcılığa faydası var mı yok mu konusunda ek bir bilgi vereyim; kitap okurken kurguyu zihninizde canlandırmaya çalışarak bir çeşit egzersiz yapabilirsiniz fakat asıl faydası şu; Kitap sayfasını her çevirdiğinizde, beyninizdeki fiziksel etkisi hiç bilmediğiniz yeni bir odaya yeni bir mekana girdiğinizde oluşan etkinin aynısı. Yani kitap okumak, hem zihni besliyor hem de fiziksel olarak uyarıyor. İşte her yönüyle kazançlı bir aktivite daha. 7) Bütün bunların somut bir sonuca ulaşması demek, bir sanat eseri ortaya çıkarmak demek değildir. Pratik zekayı da çok geliştirecektir. Pratik zeka günlük hayatta ve hatta bazı mesleklerde çok kullanışlı ve bazen de hayati önemdedir. Eşyaları çok amaçlı kullanmak, günlük hayatı kolajlamaya çalışmak bile zihin açmakta çok faydalıdır. Evinizi dekore ederken, hayatınızı tıkayan bir stres kaynağını besine dönüştürmeye çalışırken bile ne kadar işinize yaradığını görünce çok şaşıracağınızdan ve mutlu olacağınızdan eminim. Ayrıca bu video için Ceren hanıma ve Nilgün hanıma çok teşekkür ederim. Ağzınıza sağlık. Ceren hanımı dinlemek zaten çok keyifli ve zihin açıcı. Mesela ben tıkandığım zaman ilerleyebilmek için zaman zaman Ceren hanımın konuşmalarını yakıt olarak kullanıyorum ve çok faydasını görüyorum. Yaratıcı insanları takip etmeyi ilk madde yapabiliriz hatta. Tekrar teşekkürler. ❤️
Eğitim sisteminin durumunu şöyle özetleyeyim. Okul hayatım bittiği anda eğitim hayatım başladı. Eğitim konusunda kitap bile yazarım. Okul dört tarafı duvarlarla çevrili bir yapı değildir. Okul içerisinde sadece eğitim ve öğretimin yapılan bir yapı da değildir. Bundan çok daha fazlasıdır. Geleceğin eğitim sisteminin ne olduğunu biliyorum ama biz daha bugünün gerekliliklerini bile karşılayamıyoruz. Eğitim üzerine kafa yoran insanların kaçırdıkları önemli birşey var. Başarısız öğrenciler neden başarısız olduklarıyla ilgilenmiyor. Gerçekten oturup "ne yanlış" diye düşünmüyor. Dahası bilenler dertlerini anlatmıyor. Nilgün hanım'ın anlattıkları çok önemli ama sadece bir kaç ufak değişiklikle bile eğitim kalitesini katlamak mümkün.
Çok güzel bir yayın olmuş, canlı izlemediğim için pişman oldum şuan... Çizgi Film Animasyon son sınıf öğrencisiyim, aslında mantıken düşününce yaratıcı düşüncenin en aktif olabileceği bir bölümü okuyorum ama öylemi sizce ? Elbette hayır, derste youtube'dan tutorial açıp "bunu ders sonuna kadar yapın" diyerek sınıftan çıkıp sigara içmeye giden hocalardan tutun, bizim hayal gücümüzü gelişmesini sağlamaktan daha çok köreltecek şeylere maruz bırakan her türlü şeyi yaptılar. Bu sadece benim okuduğum üniversite ile alakalı da değil, ikinci üniversitem bu, ikisinde de aynı bölümü okudum ( ilki 2 yıllıktı) ve ikisi de benim hayal gücümü, yaratıcı düşüncemi geliştireceğine daha kötü köreltip, belli kalıplara sokmaya çalıştılar. Ben ne yaptım ? Devletin ücretsiz animasyon kurslarına katıldım 2-3 yıl boyunca hafta sonlarımı hep orada üretim halinde geçirdim ve üniversitedeki gördüğüm derslerden çok daha fazla verim aldım, bana orda " süre bitene kadar şunu yapacaksın " demediler, malzeme sunup " bunlarla ne yapmak istersin " dediler. Daha da bir şey demiyorum.
Videonun yarısında başına döndüm tekrar not alacağım yetmedi aldığım notlar. Bu nasıl nokta atışlar. Bildiğimi sandığım şeyler değilmiş. Problemi göstermekle kalmamış neyin eksik olduğu söylenmiş bu videoda. Takip duygusu tabirini ilk kez duydum
Kitabi okuyup bu session in ikinci versiyonunu yapalim. Cok onemli bir konu ve sadece Turkiye'deki bir sorun da degil. Benim cocugum Londra'da ozel bir okulda okuyor 11+ sinavi sonrasinda Londra'daki ozel okullara girmeye calisacak bizim Anadolu Lisesi Fen Lisesi kivaminda, ancak okullardaki ogrencilerin yuzde 70 i Cinli. Butun cocuklar ozel ders aliyor gunde 6 saat. Aynen bizim yarisati sistemi. Ve sadece matematik, Ingilizce falan da degil, en az iki yabanci dilde, en az iki muzikal enstrumanda Level 5 olmani bekliyorlar. Boyle bir sistem aslinda yanlis bir sistem cunku dunya ekonomisi girisimcilerin kurdugu kucuk sirketlere dayanacak gelecekte. Ne yapilmali, cocuk nasil egitilmeli bunun bir roadmap'i olmali.
Hayal kurmayı bilmeyen Canlı duyguları olmayan Merak ve ilgiden yoksun Sadece toplumsal onay ,hayatını kurtarmak , başarı güç odaklı kafalar bunlara sahip olanlara ışık olup yol gösteremez ve gösteremediği gibi hayal kurmak , kendin gibi olmak, spontan olmak , yeni fikirler ortaya koymak suç olur, sorun olur , sıkıntılı olur. Aklı ve vicdani hürriyetine sahip çıkanlardan rahatsız olurlar...
Roblox adlı oyunda çocuklar kendi evlerini yapıyorlar ve başkaları evine gelebiliyor. Kızım oynarken farkettim tanımadığı biri evine girdi karakteri uyurken şok olmuştum. Dijital de olsa izinsiz nasıl girdi diye korkmuştum
Bu ezberci , sisteme adam yetiştirmek için kurulan eğitim sistemleri bir çok ülkeler için de geçerli aslında Fransa da yaşıyorum üniversite yi katmazsak ilkokul olsun kolej lise aynı motomot robotlaşmış öğrenciler istiyorlar özellikle anaokulu ve ilkokulda farklı çocuklara hiç tahammülleri yok en azından Türkiye de öğretmenleri ben daha gayretli görüyorum öğrencileri takipleri olsun anlama olsun daha yaratıcılar sadece gereksiz fazlaca bilgi yükleniyor çocuklara
Fantastik kitaplar ne kadar güzel ve zengin olsa da malesef bir zaman sonra monotonlaşıyor (bir iki set okunup bir zaman sonra diğer kitaplardaki ve filmlerdeki olayları bir zaman sonra tahmin edebiliyorsun).
Cem yilmaz a ustun zekali dedigi yerde izlemeyi kestim. Konuk bi daha bi analiz yapsin bence. Bel alti sakalar yaparak paralar kazanmis birisi saygi bile haketmiyor.
Sohbet ekranında Burcu Soysal arkadaşımız tavsiye etmiş, orada görmezsiniz diye ekliyorum, mesajı şu: "Çocuk yetiştirme, yaratıcı düşünme, güncel eğitim sistemimiz ile ilgili çarpıcı tespitlerin olduğu çok güzel bir kitap okumuştum. Özellikle öğretmen arkadaşlara tavsiye ederim. Ahmet Naç - Gölge"
Ahmet Naç’ın TED konusmasida cok etkileyici.
Ben 9.Sınıfa kadar mesleğimi düşünmedim, kim olduğumu sormadım ve kurcalamadım. Ailem çok meşgul olduğundan okul dışında farklı aktivitelere yönlendirecek vakitleri yoktu beni. Bu durum beni lisede o korkunç soruya yöneltti ''Ben ne yapmak istiyorum?'' ''Ben mutlu muyum?'' ''Benim amacım, vizyonum ve misyonum ne?'' ''Ben kimim ki?'' ''hobilerim,fobilerim,yeteneklerim,tercihlerim ne?'' bu sorulara cevap vermek o kadar zor ki halen tam olarak cevap veremiyorum. O yüzden lütfen öğretmen arkadaşlar okusun bu yorumumu, öğrencilerin beyinlerine USB flash bellek takıp bilgi yüklemek yerine, mantıklı onların zamanına göre uyarlanmış, iletişim kurabilecek seviye sorgulama yeteneği ve cevap vermede mentorluk+danışmanlık yapın. Teşekkürler...
Tek bir sorunun tek bir cevabının olduğu; farklı akıl yürütmelerine, farklı seslere tahammülün olmadığı bu sistemde önce biz, daha sonra da zihinlerimiz günbegün sessizleşti. Tek bir doğruya nokta atışı yapamama korkusu tahmin yürütme cesaretimizi de beraberinde aldı götürdü. Değersizlik hissi bizi tereddüt etmeye en sonunda da ya yanlışsa diye hiç cevap vermeme küskünlüğüne kadar itti.
Nilgün Hoca`ya bayıldım. Umarım ilerleyen zamanlarda kendisini tekrardan kanalda görürüz. Bu güzel yayını yaptığın için sana ayrıca teşekkür ederim Ceren
Şuan Nilgun hocamizin dersindeyiz , oyle hos sohbet bir derya ki ,yunus olsaniz bu denizde kurtulmak istemezsiniz, o kadar kaliteli ve verimli ki varolun hocam❤
12.sınıfa gidiyorum lise hayatımı korona nedeniyle zaten yaşayamamışken birde üniversite sınavı hazırlığı başladı... Arayış içinde olduğum bu yıllar gittikçe daha düz ve monoton olmaya başladı. Tek yaptığımız oturup test çözmek.
Hayatımda en depresif olduğum dönem bütün bu hatalı bir sistemin içinde oluşumuz gerçekliğiyle yüzleştiğim dönemdi. Bunu aşmaya başlamam ise okuldaki tüm yaşantımı geri sarıp, diğer bir deyişle öğrendiğim düşünce yapısını silmeye çalışıp hala bir şeylerden zevk alıp yeni şeyler öğrenmeye hevesli olduğum o dönemdeki, 7 yaşında olduğum dönemdeki kendimi yeniden bulma arayışına girmemle oldu. Maalesef o depresiflik hala tam geçmiş değil ama bana şartlandırılmaya çalışan hatalı düşünce yapısına rağmen zihnimin gerisinde beliren o 'asi' düşünceleri benimseyip kendi çözümlerimle ilerledikçe her konuda çok daha fazla verim aldım. Bu durum da kendime olan inancımın artmasına ve daha geniş bir bakış açısı kazanmama yardımcı oldu. Harika bir video olmuş, ikinize de bu güzel açıklamalar için teşekkür ederim :)
Bir okul öncesi öğretmen adayı olarak söyleyebilirim ki bu video bana çok şey fark ettirdi ve aynı zamanda kazandırdı bu yüzden Nilgün hocama ve Ceren hanıma çok teşekkür ediyorum. Bende kendi adıma yaratıcılığımı geliştirecek ve ilerde öğrencilerime de katkıda bulunacak çalışmalar yapacağım umarım faydalı olur. 😁👏
Canlı, yuzyuze küçük bir salonda düzenlenmiş olsaydı, ben de iştirak etmiş olsaydım ne kadar tatlı olurdu diye düşünerek pandemiye kızıyorum.
Ceren hocam , Nilgün hocam cok teşekkürler sevgiler
Üniversite zamanında Nilgün hocamdan yaratıcı düşünme teknikleri seçmeli dersini almıştım. Bu yayın da o tadı tekrar senin de bakış açılarınla veren bir yayın olmuş çok teşekkürler :) Ben de hayattan zevk almamı ve hayat doyumumu zamanında ders notlarımdan biraz feda ederek koruduğum yaratıcı düşünmem ile yöneldiğim spor ve kültür aktivitelerine borçluyum. 2 Cs de yartıcılığımı ve hayat doyumumu olumlu etkilemeye ve desteklemeye devam ediyor ayrıca sevgiler saygılar ❤️😊
Öğretmenlere öğrenci olarak vericeğim tek tavsiye:
Lütfen bizi eleştirmek yerine anlamaya çalışın. İstediğimiz sadece empati.
ben eleştirilmekten, yargılamaktam bahsetmiyorum, memnunum. sadece biraz saygı, biraz üslupla her şey daha iyi olur.
Tebrikler, çok güzel, bilgilendirici ve keyifli bir sohbet olmuş. Nilgün hocam ağzınıza sağlık
Kendi zekamın ihtiyaçları olduğunu bilmiyordum. Nilgün hocanın yaratıcı düşüncenin ne olduğunu anlatmasıyla bazen arkadaşlarımın beni neden anlamadığını anlamış oldum. Bu video olmasa kafamda olan belli bilinmezliklerden de çok zor çıkardım. İkinize de çok teşekkürler
Ceren hocam, Proustiyen anı hususunu fark etmeden yaşadığımı yayında öğrendim :)
Çocukluğumu İstanbul'da geçirdim. Ne zaman eski mahallemi ziyarete gitsem adeta bir terapi gibi zihnen toparladığımı tecrübe ediyordum. Sebebini öğrenmiş oldum. Çok teşekkür ederim ❤️
38 yaşımdayım, ilkokul öğretmenim tarafından matematik sorusunu çözemedim diye tahta önünde tokat yedim üzerine ne aptallığım kaldı ne başka bir şey. Ilkokul hayatımdan üniversite hayatıma kadar aldığım notlar üzerinden ailem tarafindan başkalarıyla kıyaslanıp dayak yedim. Hani öyle tokat da değil sadece. Sözel tarafım çok iyiyken zorla matematiğe yönlendirildim. Üniversite sınavında ege üniversitesi ingilizce halkla ilişkiler kazandım gönderilmedim. Bir sene daha hazırlandım. Okul secimlerimi babam yaptı :) maliye okudum. Halkla iliskiler okursam işsiz kalırmışım derken ben senelerce işsizlikle uğraştım bu bölüm sonrası. Şimdi dönüp o günlere dair eleştiri yapınca, yüzlerine vurunca yapilanları kaçıyorlar. Susuyorlar. Maddi ve manevi olarak almış olduğum yaraları ne kadar iyileştirmeye cabalasam da başarılı biri olamadım mesela. Ne ilişkilerde ne iş hayatında. Bazen düşünüyorum keşke internet, böyle yayınlar o zaman olsaymış. Bilinçlenme o zaman başlasaymış. Maalesef yani.
Ceren Abla yaaaa sana , bakış açına, yaptığın çalışmalara, motivasyonuna ve diğer tüm özelliklerine bayılıyorumm. İyi ki varsınn 💜
Selam ilk kez katılıyorum🙏🏻🥰👏Teşekkürler 🙏🏻Takipteyim🥰
Nilgün Hanım, çok teşekkür ederim insanların bilinçsizce yücelttiği erkeklerin başarısız insan olduğu vurgusunu yapmanız. Picasso da öyle, ayaklarıyla kadını çiğnemiş resmen. Bizim görevimiz çocuklara iyi bir gelecek değil iyi bir geçmiş vermek bence. Ancak koşulsuz sevgi almış ve çiçek açmaya izin verilmiş bir birey mutlu ve başarılı olur, beşerlikten insalığa terfi eder.
Müthiş sorular , süper bilgilendirici bir yayın , çok teşekkürler
Yaratıcılığı geliştirmede en önemli hususlardan biri kesinlikle yanınızda not defteri taşımak, gittiğiniz her yere kalem ve not defteri götürün. Yastığınızın yanında bile bir tane dursun ilhamın ne zaman geleceği belli olmaz.
İnanılmaz bir yayın olmuş. Nilgün hocayı tanımış olduk sayenizde, kitaplarını ve yayınlarını takip edeceğim kesinlikle. Aklımda ki iki soruyu sormuşsunuz; kitap okumak yaratıcılığa yarar mı ve zihnin fantastik evren ihtiyacı. Sohbet çok akıcı ve zihin açıcı olmuş teşekkürler, ağzınıza sağlık hocam
En önemli meselelerden biri olan eğitimin malum verimsizliği... Çok keyifli ve kaliteli bir sohbetti, teşekkürler Ceren abla buna vesile olduğun için 🤗
PınarT
0 seconds ago
Hocalarıma destek olmak için yaratıcı düşünceyle ilgili bir iki şey söylemek istiyorum;
Ben lise mezunuyum. Zihinsel bir bozukluğun sabotajları sebebiyle eğitim hayatıma devam edemedim. Benim işim tamamen yaratıcılık ile alakalı. Çünkü başka şey yapamıyorum. Mücevherat tasarımı, reklamcılık, grafik tasarım, el sanatları, konsept tasarımı gibi çeşitli işler yapıyorum. Bu kadar çeşitliliğin sebebi yaratıcı düşünceyi kanalize etmekte zorlanmak.
Aile ortamım tamamen sanat ile içli dışlıydı bunun etkisi yadsınamaz ancak asıl sebebi bozukluk olarak tanımlanan bir düşünce örüntüsü. Fantasy Prone Personality. Kontrol edilemeyen bir eğilim. Fantezilerin günlük hayatı sabote etmesi demek. Özeti: Hayal dünyasında yaşamak.
Sıkıntı veren yönlerini bir yana koyduğumda, yaratıcı olmak isteyen insanlara bu mecburi ikametin ‘içinden’ bir takım tavsiyelerde bulunmak için kullanabileceğim bir donanım olarak da görüyorum. Tavsiyelerim estetik algıyla alakalı olacak. Bunu kendi alanınıza uyarlayabilir ve fayda görebilirsiniz. Örneğin işiniz müzik ile alakalıysa görsel egzersizleri işitsel egzersize çevirerek niteliğini korumuş olursunuz. Faydalı olacağını umuyorum.
1) Öncelikle hayal kurmaya vakit ayırmak lazım. Hayal kurmayı başlı başına yapılması gereken bir iş, bir görev gibi görerek ve bu konuda sorumluluk almaya karar vererek başlamalısınız. Kitap okuma saatleri, spor yapma saatleri gibi planlarınızın arasına hayal kurma seansları da ekleyerek başlamak faydalı olabilir. Bunu yaparken çıkış noktanız ‘imajinasyon’ egzersizleri olmalı. Örneğin ‘sahildeki bir bankta oturmuş gazete okuyan, kırmızı boyaya bulanmış fırça’ görüntüsünü mümkün olan her detayıyla zihninizde canlandırmaya çalışın. Yavaş yavaş temayı ve hedefi değiştirerek devam edin. Her seferinde daha fazla detay eklediğinizi farkedeceksiniz. Bu egzersiz, başlarken deneyebileceğiniz çok eğlenceli bir yol.
2) Zihninizi yaratıcılığa zorlamadan evvel egzersiz niyetine yapabileceğiniz başka bir yol ise ‘taklit’. İnsanların fikirlerini çalmaktan, olduğu gibi kopyalayıp bundan herhangi bir çıkar sağlamaktan bahsetmiyorum. Örneğin bir kitap kapağı tasarımcısı olmak istiyorsanız ve hiçbir fikriniz yoksa öncelikle bulabildiğiniz en iyi örnekleri taklit ederek (sadece zihin egzersizi için) çalışmaya başlayın. Bunu yaptıkça zamanla o tasarıma kendinizden bir şeyler kattığınızı, kafanızda çeşitli fikirlerin ve imajların oluştuğunu fark edeceksiniz ve motivasyonunuzun arttığına şahit olacaksınız.
3) Artık zihninizin potansiyelini anlayabilmek için yaratıcılığa zorlamaya başlamalı ve bu konuda cömert olmalısınız. Taklit ederek çalıştığınız kapağı, sadece kitabın ismini ve ve içeriğini dikkate alarak sıfırdan tasarlamaya, hayal etmeye başlayın. 1. maddede egzersizini yaptığınız imajinasyon çalışmaları, tam da bu noktada çok işinize yarayacak. Çünkü zihninizde canlandırdığınız imajı dışa aktarma safhası çok motive edici ve heyecan vericidir. İlk etapta ekspresyonist (dışavurumcu) olmakta çekinmeyerek stilinizini anlamaya başlayabilir ve geliştirmek için çeşitli yollar keşfetmeye başlayabilirsiniz. Bu noktada kendinizi gözlemlemek, zihin örüntünüzü anlamanıza ve ileride şahsına münhasır bir estetik algı kazanmanıza yardımcı olur.
4) Yaratıcılığı besleyen en mühim yollardan birisi de ‘görmek’. Bunun için özellikle zaman ayırmak öncelikli olmak kaydıyla, bu mümkün değilse de fırsat buldukça muhakkak çeşitli görsellere bakın. Görebildiğiniz kadar estetik imaj görün.Örneğin pinterest bunun için çok uygun bir platform. Baktıkça çeşitlilik artıyor ve değişiyor, bir fraktalın içine dalmış gibi görseller arasında yolculuk ediyorsunuz. Maksadımız zihnimizi açmak olduğu için spesifik bir tema seçmeden önce spontan ilerleyen görsel geçişinde dolanmak zihninizi besleyecektir. Zaten ileride bu yöntemi sürekli yapmak zorunda kalacaksınız. Zihni beslemeden yaratıcılığa devam edemez, körelirsiniz. Yaratıcılığın yakıtı ‘görmek’tir. Çünkü beyin, bir şeyin güzel/estetik olup olmadığına hafızasındaki bütün imajların ortalamasını alarak karar veriyor. Bu yüzden yüksek estetik algısına sahip, kaliteli ve yaratıcı görsellere bakmaya gayret edin. İlk etapta şart değil ancak mümkün olan en yakın zamanda seçici olmaya başlamalı ve hafızanıza kişiliksiz görüntüler eklememeye özen göstermelisiniz.
5) Görev edinmek. Hiç alakanız olmayan ve yaratıcılık isteyen bir işi kendinize görev edinin. Mesela Ceren hanım, ondan talep edilmediği halde kısa bir metni çevirerek, zihinini açık tutmak için bir egzersiz yapmış olur. O metinde daha evvel karşılaşmadığı bir kelime veya bilgi ile karşılaşabilir ve hem yaratıcılığına katkı sağlamış olur hem de ekstra bir bilgi edinmiş olur. Her durumda kazançlı ve faydalı bir aktivite. Bu örneği kendi ilgi alanınızda uygulamanız size çok fayda sağlayacaktır.
6) kitap okumanın yaratıcılığa faydası var mı yok mu konusunda ek bir bilgi vereyim; kitap okurken kurguyu zihninizde canlandırmaya çalışarak bir çeşit egzersiz yapabilirsiniz fakat asıl faydası şu;
Kitap sayfasını her çevirdiğinizde, beyninizdeki fiziksel etkisi hiç bilmediğiniz yeni bir odaya yeni bir mekana girdiğinizde oluşan etkinin aynısı. Yani kitap okumak, hem zihni besliyor hem de fiziksel olarak uyarıyor. İşte her yönüyle kazançlı bir aktivite daha.
7) Bütün bunların somut bir sonuca ulaşması demek, bir sanat eseri ortaya çıkarmak demek değildir. Pratik zekayı da çok geliştirecektir. Pratik zeka günlük hayatta ve hatta bazı mesleklerde çok kullanışlı ve bazen de hayati önemdedir. Eşyaları çok amaçlı kullanmak, günlük hayatı kolajlamaya çalışmak bile zihin açmakta çok faydalıdır. Evinizi dekore ederken, hayatınızı tıkayan bir stres kaynağını besine dönüştürmeye çalışırken bile ne kadar işinize yaradığını görünce çok şaşıracağınızdan ve mutlu olacağınızdan eminim.
Ayrıca bu video için Ceren hanıma ve Nilgün hanıma çok teşekkür ederim. Ağzınıza sağlık. Ceren hanımı dinlemek zaten çok keyifli ve zihin açıcı. Mesela ben tıkandığım zaman ilerleyebilmek için zaman zaman Ceren hanımın konuşmalarını yakıt olarak kullanıyorum ve çok faydasını görüyorum. Yaratıcı insanları takip etmeyi ilk madde yapabiliriz hatta. Tekrar teşekkürler. ❤️
Çok güzel tavsiyeler, blog yazısı olur bundan :)
bu bolum beni cok uzdu. hem kendi cocukluguma kahroldum hem de simdiki cocuklara
Harika bir programdı çok teşekkürler yaratıcılık ve zekaya dair aydınlatıcı fikirler edindim :)
Nilgün hocaya bayıldımmmm❤️❤️❤️❤️Tekrar bekleriz🙏🏻
vay ,Ceren hocam hoş geldiniz. özlettiniz kendinizi. Antalya'dan saygılar
Çok teşekkürler, emeğinize sağlık.
Aydınlandık ✨✨
Öz Hakiki Kişisel Gelişim Serisi ❤❤❤
Eğitim sisteminin durumunu şöyle özetleyeyim. Okul hayatım bittiği anda eğitim hayatım başladı. Eğitim konusunda kitap bile yazarım. Okul dört tarafı duvarlarla çevrili bir yapı değildir. Okul içerisinde sadece eğitim ve öğretimin yapılan bir yapı da değildir. Bundan çok daha fazlasıdır. Geleceğin eğitim sisteminin ne olduğunu biliyorum ama biz daha bugünün gerekliliklerini bile karşılayamıyoruz. Eğitim üzerine kafa yoran insanların kaçırdıkları önemli birşey var. Başarısız öğrenciler neden başarısız olduklarıyla ilgilenmiyor. Gerçekten oturup "ne yanlış" diye düşünmüyor. Dahası bilenler dertlerini anlatmıyor. Nilgün hanım'ın anlattıkları çok önemli ama sadece bir kaç ufak değişiklikle bile eğitim kalitesini katlamak mümkün.
HAYIIIRR!!Bu yayını nasıl canlıdayken kaçırırım... :((((( Offff üzdü... Elinize emeğinize sağlık çok teşekkürler :)
Büyük saygımla tümünü dinledim. Anladığım; Bu çocuklar çok dingildek anacım.
Şöyle söyliyim, süper bir yayındı! 👏🏻👏🏻👏🏻
iyi yayınlarr
Çok güzel bir yayın olmuş, canlı izlemediğim için pişman oldum şuan... Çizgi Film Animasyon son sınıf öğrencisiyim, aslında mantıken düşününce yaratıcı düşüncenin en aktif olabileceği bir bölümü okuyorum ama öylemi sizce ? Elbette hayır, derste youtube'dan tutorial açıp "bunu ders sonuna kadar yapın" diyerek sınıftan çıkıp sigara içmeye giden hocalardan tutun, bizim hayal gücümüzü gelişmesini sağlamaktan daha çok köreltecek şeylere maruz bırakan her türlü şeyi yaptılar. Bu sadece benim okuduğum üniversite ile alakalı da değil, ikinci üniversitem bu, ikisinde de aynı bölümü okudum ( ilki 2 yıllıktı) ve ikisi de benim hayal gücümü, yaratıcı düşüncemi geliştireceğine daha kötü köreltip, belli kalıplara sokmaya çalıştılar. Ben ne yaptım ? Devletin ücretsiz animasyon kurslarına katıldım 2-3 yıl boyunca hafta sonlarımı hep orada üretim halinde geçirdim ve üniversitedeki gördüğüm derslerden çok daha fazla verim aldım, bana orda " süre bitene kadar şunu yapacaksın " demediler, malzeme sunup " bunlarla ne yapmak istersin " dediler. Daha da bir şey demiyorum.
O kadar yeteneksizim ki mutlu olacağım hiç bir şeye kapasitem yetmiyor, senelerdir ne yapmam gerektiğini düşünüyorum hala bulamadim 🥺
Borderlineim psikologum yaratıcı dusunme problem çözme konusunda yetenekli olduğumu soyledi
Videonun yarısında başına döndüm tekrar not alacağım yetmedi aldığım notlar. Bu nasıl nokta atışlar. Bildiğimi sandığım şeyler değilmiş. Problemi göstermekle kalmamış neyin eksik olduğu söylenmiş bu videoda. Takip duygusu tabirini ilk kez duydum
Teşekkürler.
Kitabi okuyup bu session in ikinci versiyonunu yapalim. Cok onemli bir konu ve sadece Turkiye'deki bir sorun da degil. Benim cocugum Londra'da ozel bir okulda okuyor 11+ sinavi sonrasinda Londra'daki ozel okullara girmeye calisacak bizim Anadolu Lisesi Fen Lisesi kivaminda, ancak okullardaki ogrencilerin yuzde 70 i Cinli. Butun cocuklar ozel ders aliyor gunde 6 saat. Aynen bizim yarisati sistemi. Ve sadece matematik, Ingilizce falan da degil, en az iki yabanci dilde, en az iki muzikal enstrumanda Level 5 olmani bekliyorlar. Boyle bir sistem aslinda yanlis bir sistem cunku dunya ekonomisi girisimcilerin kurdugu kucuk sirketlere dayanacak gelecekte. Ne yapilmali, cocuk nasil egitilmeli bunun bir roadmap'i olmali.
Harikaydı
Hayal kurmayı bilmeyen
Canlı duyguları olmayan
Merak ve ilgiden yoksun
Sadece toplumsal onay ,hayatını kurtarmak , başarı güç odaklı kafalar bunlara sahip olanlara ışık olup yol gösteremez ve gösteremediği gibi
hayal kurmak , kendin gibi olmak, spontan olmak , yeni fikirler ortaya koymak suç olur, sorun olur , sıkıntılı olur. Aklı ve vicdani hürriyetine sahip çıkanlardan rahatsız olurlar...
11:38
Roblox adlı oyunda çocuklar kendi evlerini yapıyorlar ve başkaları evine gelebiliyor. Kızım oynarken farkettim tanımadığı biri evine girdi karakteri uyurken şok olmuştum. Dijital de olsa izinsiz nasıl girdi diye korkmuştum
Yorumun samimiyeti ve masumluğu çok güldürdü beni 😂😂😂😂
@Özge Doğan @Mihriban Kanat @Burak Yaş arkadaşlar yayında halimi hatrımı sormuşsunuz.Tekrarı izleyince yanda gördüm. İyiyim, teşekkür ederim.
Bu ezberci , sisteme adam yetiştirmek için kurulan eğitim sistemleri bir çok ülkeler için de geçerli aslında Fransa da yaşıyorum üniversite yi katmazsak ilkokul olsun kolej lise aynı motomot robotlaşmış öğrenciler istiyorlar özellikle anaokulu ve ilkokulda farklı çocuklara hiç tahammülleri yok en azından Türkiye de öğretmenleri ben daha gayretli görüyorum öğrencileri takipleri olsun anlama olsun daha yaratıcılar sadece gereksiz fazlaca bilgi yükleniyor çocuklara
45:58 sihirli annemi bu yüzden izliyom işte mjsmmjd
Fantastik kitaplar ne kadar güzel ve zengin olsa da malesef bir zaman sonra monotonlaşıyor (bir iki set okunup bir zaman sonra diğer kitaplardaki ve filmlerdeki olayları bir zaman sonra tahmin edebiliyorsun).
Eğitim sistemi sadece öğrenciyi köreltmiyor, öğretmenleri de mahvediyor.
Cem yilmaz a ustun zekali dedigi yerde izlemeyi kestim. Konuk bi daha bi analiz yapsin bence. Bel alti sakalar yaparak paralar kazanmis birisi saygi bile haketmiyor.
Ben de dansöz olmak istiyordum addghj