13:48 gluten, ekmek hamuruna yapışkanlığı ve esnekliğini veren proteindir. bugünkü kullandığımız yapıştırıcıların İngilizce adı olan "glue" da buradan gelir.
2008 yılın da bilgisayar mühendisliği mezuniyet töreninde kendi aramızda ne yapmayı düşünüyorsunuz diye konuşuyoruz. Biri "ben yüksek lisans yapacağım, doktora yapacağım falan diyor". Dedim ki ben daha akrabalarıma ne okuduğumu anlatamadım, inşaat falan diyorlar. Birde doktora yaparsam böğrume yel girdi diyen beni arar.
6:00 Hozoma katılıyorum. Yıl 2004 aylardan Ekim, Rize'den Hatay'a doğru askere giderken otobüsle, Kayseri'de bir yerde mola verdik gecenin kör vakti. Camda A4 kağıdına yazılmış menüler arasında o muhteşem yazı "Kayseri Logi" alt satırında da "Kayseri Mantı" yazıyordu. O günden sonra hayata bakışım, İngilizce'ye bakışım sarsılmıştı taa ki günün birinde İstanbul'un Haliç taraflarında bir Tofaş otomobilin arka camında "NOVEMBERPAŞALI" yazısını görene kadar. O günlerden sonra hayata bakışım tümüyle değişti. Ben de artık otoyolda giderken tabelalarda çıkan "HIZINIZ 90 YAVAŞ" yazısını görünce gaza basarak hızımı artırmam gerektiğini düşünüyorum. fkjhfkhjkfhkjhk
İngilizce’de de aynı. Travma sadece zihinsel sakatlıklar değil, fiziksel sakatlıklar için de kullanılır. Mesela daha önce kolun çatlamıştır iyileştikten sonra bile arada sızlama yapar, buna da travma denir.
Glütenler, özellikle Triticeae glütenleri, hamura elastikiyetini veren, kabarmasına ve şeklini korumasına yardımcı olan ve son ürünü çiğnenebilir kılan benzersiz viskoelastik ve yapışkan özelliklere sahiptir. Bu özellikler ve nispeten düşük maliyeti, glüteni hem gıda hem de gıda dışı endüstriler için değerli kılar.
Hocam selam👋Videolarınızı genelde sabah kardiyo yaparken veya akşam ağırlık çalışırken seyrediyorum. Böylece bir taşla iki kuş vurmuş oluyorum :) Kapanış oldukça havalıydı👌Rodosçuk sancağından hürmetler sevgiler👋Çağlar Didman.
07:53 tarabyanın adı çok sakin diye terapi gibi bi yermiş diye konulmuştu hocam yanlış hatırlamıyosam hatta resimler var orada yapılmış. Resim heykel müzesinde görmüştüm
Hocam video bildirimi sabah 5’te geldi, gözlerimi ovuşturdum gözlerim açık uyudum mu, rüya mı görüyorum diye, değilmiş. Zihnimiz henüz sosyal medya ile kirlenmemişken izleyip öğrenelim diye mi bu kadar erken? Gerçi kahvaltıya eşlik etsin diye beklettim ben, saat olmuş 10.40.
Spir- de ruh ve nefesle ilgili. Spirit= ruh, cin (nefes gibi ince ve görülmez oldukları düşünülmüş olabilir), inspire: ilham vermek (Musaların gelip fısıldayarak fikir vermesi düşünülmüş olabilir), perspire: terlemek (cildin nefes alış verişi bir bakıma) respiratory (system) solunum (sistemi). Espri de bu kökten ama mantığını hep beraber düşünebiliriz.
14:00 vucudumuzda her hucre kendi enerjisini uretir. bunun icin yakita ihtiyaci vardir. oncelikli yakit glucosedur ancak glucose yoklugunda acetone, acetoacetate, beta-hydroxybutrate olmak uzere ketone bodyler de bu yakit ihtiyacini karsilamak uzere kullanilabilir
hocam Türkçe'den ya da genel literatürden Fransızcaya Hitit olarak geçen kelimenin Türkçeye tekrar "Eti"olarak dönmesi konusu da vardı yeri gelmişken eklemek isterim
countdown = 3. Gozunuzden kacar belki diye birkac video boyunca bu yorumu yazacagım. kitap onerilerinizi githubda derli toplu yayınlarsanız cok mutlu oluruz. cok da faydalı olur. su konuda esg bir kitap onermıstı deyip 2 sene onceki videoların icinde gezip kitap aramak samanlıkta igne aramaya donuyor. Ozellikle bir konuya giriş için okunması gereken temel kitapların kategorik olarak yayınlanması buyuk hizmet olur.
Doktorlara doktor demeye devam edelim. Bilim Doktorası yapmış (phd) yapanlara Yardımcı doçent diyelim Yani basamaklar Lisans Master & Yüksek Lisans Yardımcı Doçentlik Doçentlik Profesör Dişçilere de diş ve ağız sağlığı uzmanı diyelim. Çünkü kim doktor kim değil, hangisi gerekli hangisi boş gürültü olan anlayamıyoruz
Sayın hocam, sizi izlerken ispanyolca kelime çalışıyordum, en sonda tam "livin' la vida loca" dediğiniz anda açtığım sayfada gözüme çarpan ilk kelimenin "loca" olması tesadüf müdür? (bu arada her zamanki gibi harika bir anlatım için çok teşekkürler)
Hava = Air Es=blow / esi=blowing Heva-Esi =air blowing ( a feeling of air blowing in the mind) Heva >> Heves = whim / desire / wish Heveslemek / Heves etmek = to like and desire Heveslemek> Eslemek > İstemek = to want / to ask for / ~to wish / ~to desire Heves-u var > hevesi var > -Esi Var = have eagerness / feel a desire / take up a passion (Git-e-hevesi var > Gid-e-esi var) Ali’nin eve gidesi var= ~Ali longs to go home / Ali wants to go home (Bugün hiç çalış-a-esi-m yok) Bugün hiç çalışasım yok= I have no desire to work at all today "Bunu yapasım var" = I want to do this ( ’cause I like doing this) (Su iç-e-esi-n bar ma-u er-di?) Su içesin var mıydı? = Would you like to drink water Havası / Hevası / Hevesi = ~its feeling Havası / Hevası / Hevesi >> Ası / Esi =( giving that feeling) / like that for objects Bebek-Esi > Bebeksi =(gives the feeling) like a baby so Bebeksi bir ten = it's just like a baby skin Çocuksu bir yüz = looks just like a child's face for verbs Gör-el-Esi > görülesi = requiring sight / ~must see Sev-el-Esi> sevilesi = requiring to love Bil-en-esi > bilinesi = requiring to be known Okunası kitaplar =~recommended books to read (Ol-Ası) Olası= requiring to be happened /~must be / > possible Bit-esi = requiring finishing Kör olası= is asked to be blind Kahrolasıca= ~as if it's wanted to be destroyed / as if like damn it Kop > Köp= very Kopmak =(proliferation/mitotic division)>> to be parted / be apart from / be separated from each other Kop-der-mak = koparmak =to pluck / break off /tear off Kom =(com) entire, all ( unity, combine) Kom-u > kamu = all of Kamuya ait= belong to all people (kamusal=publicly / kamuoyu=public opinion / kamu hizmeti=public service) Kamu = Hamu > Hemi-si >Hepi-si >Hepsi = all of them , entirety, the whole Hem =as a whole / the lot / most for objects Hem-Esi (-imsi) = almost like Yeşil= green / Yaşıl-hem-esi = Yeşilimsi = almost like green Kırmızı= red / Kırmızı-hem-esi= Kırmızımsı = almost like red Limon-hem-esi = Limonumsu = tastes almost like lemon Kek-hem-esi = Kekimsi ( Kekremsi) = it tastes almost like cake for verbs Beniñ-hem-esi-mek > Benimsemek =feeling like this is all mine Azımsamak= thinking that it's all too little = to undervalue Küçüğ-hem-esi-mek > Küçümsemek = to belittle /underestimate Yañıl-hem-esi-mak > Yanılsamak = feeling like it's exactly wrong
"Psikolojik bozukluk" olur, "psikolojisi bozulmak" olmaz. Ruh ile nefesin aynı kelime olduğunu söylerken "nefs" kelimesini es geçtiniz hocam. Aradaki bağlantı o. Ruh Allah'ın kendi ruhundan ÜFLEYEREK bize verdiği can, benlik, "nefs" yani nefes. Psyche de bunun Grekçe karşılığı.
Bal = (Honey) Bal >Mar > Mer > Mel > Mil =(yumuşak, melul, balsam, hoş kokulu, tatlı) Mel >Melo > Melit > Melis =( yummy, mellow, balmy, malleable, dessert, sweet) Mal= sweet-tempered, docile, obedient animal / ~inconsiderate, manipulable person, ~like nerdy Al-Bal (red-sweet) =Alpal >Apple >Afal = Almela>Almıla >Alma > Elma (the dessert) > Alba> halba > halvah > helva > salva > xalava > xlapa> crepe> xleb > salep ? Mel-ak (sweet-white)>(Mela >Mar >Milo >Melon >Melam) Melak>>>Milk >>>Lak ? (sweetie) > Balak > bala >>> bella ? >> well ? (Ma-hoş-mela)> Moş-mela > Muşmula = Medlar ( not so pleasant but yummy) Meltem= mellow wind = breeze Mel-melat > marmelat = marmellata, marmalade Melisa = balm / jam / rosin Melamine = a type of chemical resin (Mel-hem)> merhem=(almost-balm) > ointment (Mel-sumac) merşumak> mercimek = lentil Mel-audio = melody (Dağ = mountain)> height > sublimity (tow/toğ/tao/tai/tav/tag/day/doy)>> high/ 塔 / 高 /ضيقة /ضيق / to come up / to rise / to come closer/ coming out dev/deva/devasa/diva/dheu/theo/theus/zeus/大>> huge (dar /tar /dai /tay /tav /dae /too /toi) = narrow / nearest /stuck / compressed / solid / hard / durable Phone / Phoon/ Fun / Wajan / Wehen = (Esen/ Esinti / Rüzgar/ Ses ) - Wind / Breeze / Sound / Voice Dae-vane /tow-fun / tai-wen/ too-phone/ typhoon/ 大风 = (loud sound) >> hard-strong wind Dağ= litosferik tabakaların sıkışarak yükselmesi / compression and rise of lithospheric layers Dar-lık= to rise upwards by squeezed, feeling of height, feeling of being squeezed Dar = narrow / nearest /stuck / compressed / solid / hard / durable Dar = birbirine yaklaşmış / sıkışık / sıkışmış / sıkıştırılmış / sağlam / sert / dayanıklı Darlık= sıkışarak yükselmek, yükseklik hissi, sıkışma duygusu Dar = yakın olmak , alakalı olmak, ilgilenmek / to be close, to be involved, to be interested Hüküm-dar = Hükümle ilgilenen , hüküm veren = ~sovereign Mihman-dar = Misafire yakın olan , misafire alaka gösteren = ~hostess Darülaceze =(diyar-u-el-aceze) Acizerle ilgilenilen yer = ~hospice Dai-u > nearest he's = Dayı = (materal) uncle Tai-tsu> nearest that's = Teyze = (materal) aunt Toy = meeting /ceremony/feast/ immature-game boy Kurula-toy > Kurultay = scheduled meeting / council (Dai-emek)> Dayamak =to base on /make it support/fasten down / get it closer well to (Dai-en-mak)> Dayanmak= to recline upon / stay strong /be close literally (Dai-et-mak)>Dayatmak = to impose / insist / keep it completely nearest to Yanardağ ile ilgili / pertaining to a volcano Dağ-et-mak >Dağıtmak = to distribute /to deal out / to deploy Dağ-al-mak >Dağılmak = to get dispersed / to go to pieces Dağ-la-mak = krater şekline çevirmek / cauterize (Doğ-umak) = Doğmak = to come up / rising up / come into the world > to born Doğ-ğur-mak= Doğurmak= to make this come up > bring this into the world > to give birth Doğu=the direction where the sun comes up > East / 东方 (Doy-umak) = Doymak = to rise to the top / to be full Doy-ğur-mak= Doyurmak=to satiate > to make it full > to feed Tok= has peaked, satiate, full (Tik) Dik= direct to endpoint / ~upright Dikey= vertical (Dik-uğru) =Doğru = right direction = true (Dik-uğur-al-mak) = doğrulmak= to stand up / straighten up Doğru = (which direction goes direct to the endpoint) Doğrusal= ~Linear Diken= thorn Dik-mek =to make directly them overlap each other at the endpoints > sew / sow Doğa= upper surface structure of the earth > nature Doku = surface structure, texture Doku-mak=to weave (on the surface) (Toku-en-mak) Dokunmak=to touch / to contact the surface of..
Ba Ba = Baba / Apa / eba / abu /爸爸= Papa ( Pater > Father) Na Na = Ana / Anne = 妈妈/ Ma Ma / Mom ( Mater > Mother) Ne Ne = Nene / Nine = 奶奶/ Nanny (Grandmother) / Bög anne = big mama Ta Ta = Ata / Dede =爷爷/ Grandfather / Bög baba = big father Ka Ka = Aga / Keke (~router /beak) 哥哥/ aga bög > ağabey = big brother (Bir-ol-diger)> Birader = (per-alter /pre-other > one other) =兄弟/ Brother (Karın-daeş )> Kardeş = (ventral equivalent)> Sibling Erkek kardeş = brother >> Kız kardeş = sister Ba ba la =Baba-la /apa-la /abula > Abla = older sister ( ~with father) Ba ba chui = Bavoji > Bacı = younger sister ( ~loves father) Ba ba cha = Apa-ça /abuja > emijae > Emmi / Amca =舅舅/ paternal uncle (~fatherly) Tai U = Dayı = 叔叔/ maternal uncle ( nearest he’s ) Tai Thu =Taitsu> Teyze = maternal aunt / Dasy ( nearest that’s ) Bi Bi = Ebe / Bibi = Hala = 姑姑/ paternal aunt Çe Çe = Ece / Cece / 姐姐 / older sister Mi Mi = Ümmü / Mimi / 妹妹 / younger sister or younger aunt (or little mom) Pe Pe = Bebe / bebek =宝宝 / baby >>( sweetie > balak / bala ) Kayın ağacı = Beech tree >>>difficult pedigree = different family tree Kayın peder / Kayın baba / Kaynata = father-in-law /公公 Kayın valide / Kayın anne / Kaynana = mother-in-law /婆婆 Kayın = brother in-law for women > Kayınçı / Kayınço = brother in-law for men Baldız = sister-in-law /嫂子 ( honey- salt) wife's sister for men Görümce = sister-in-law (~observer) husband's sister for women Elti = Brother in-law's wife(~other -bride) > just for women Yenge = Brother's wife (~came over marriage) Gelin = bride / 新娘 (~newcomer) Güvey /Damat = groom /倌 / 马夫 Nedime= the bride's assistant at the wedding and closest friend Sağdıç (sağdeş) = the groom's assistant at the wedding and closest friend Dünür= parents who are related to each other through their children's marriages (~ later relatives) Bacanak = sister-in-law's husband (each of the husbands of the sisters of your wife) just for men Enişte = sisters or aunts husbands
Ketojenik Diet ise, hocanın dediği gibi asetonla alakalıdır. Vücudun günlük tüketim ihtiyacından az karbonhidrat tüketerek vücudun, karbonhidrat yerine sahip olduğu yağı enerji yakıtı olarak kullanmasını sağlar. Bu da, bu yaşam tarzını seçen kişinin ağzından çıkan asetonun kokusunu alabilmenize sebep olur.
Saat sabahın yedisinde bölüm koymak nedir ya? Allah’tan mantıklı, sağlıklı, akıl sağlığında yerinde bir bireyim ki uyumadan beklemişim
Buni daha oncede yaptilar. Demekki ise yarayan bir strateji. Simdi sus ve izle
Hafta içi hep yedide işe giden metroda dinlesin diye işe kaçta gidiyorsunuz sn halk
Hocam ekmek kaç tl biliyor musunuz ?😂
@ yok sigara kaç para onu bile bilmiyorum :)
@@OMNIBUSLIVE İş mi ne işi?
Hocam videolarda "bilmiyorum" demenizi çok seviyorum. Ülkece alışık olmadığımız bir kelime. Saygılar
@@mustafauslu3137 matematiksel olarak çok az şey bilebiliriz. Kendi konumuz içinde bile. Bundan kıllanmayan sözelcidir :)
13:48 gluten, ekmek hamuruna yapışkanlığı ve esnekliğini veren proteindir. bugünkü kullandığımız yapıştırıcıların İngilizce adı olan "glue" da buradan gelir.
oha
Glutinum, Latince “yapıştırıcı” demek
Hocam 6 ya kadar birasıyla seçim izleyip 7 ye de program çekeyim demiş.Var ol hocam.
2008 yılın da bilgisayar mühendisliği mezuniyet töreninde kendi aramızda ne yapmayı düşünüyorsunuz diye konuşuyoruz. Biri "ben yüksek lisans yapacağım, doktora yapacağım falan diyor". Dedim ki ben daha akrabalarıma ne okuduğumu anlatamadım, inşaat falan diyorlar. Birde doktora yaparsam böğrume yel girdi diyen beni arar.
6:00 Hozoma katılıyorum. Yıl 2004 aylardan Ekim, Rize'den Hatay'a doğru askere giderken otobüsle, Kayseri'de bir yerde mola verdik gecenin kör vakti. Camda A4 kağıdına yazılmış menüler arasında o muhteşem yazı "Kayseri Logi" alt satırında da "Kayseri Mantı" yazıyordu. O günden sonra hayata bakışım, İngilizce'ye bakışım sarsılmıştı taa ki günün birinde İstanbul'un Haliç taraflarında bir Tofaş otomobilin arka camında "NOVEMBERPAŞALI" yazısını görene kadar.
O günlerden sonra hayata bakışım tümüyle değişti. Ben de artık otoyolda giderken tabelalarda çıkan "HIZINIZ 90 YAVAŞ" yazısını görünce gaza basarak hızımı artırmam gerektiğini düşünüyorum. fkjhfkhjkfhkjhk
M'agrada molt aquesta serie de l'etimologia. 🎉 sevgiler saygılar hocam.
“Traumos” kelimesi Litvanca’da spor sakatligi (injury) gibi bir anlamda hala kullaniliyor. Muhtemelen de ayni kokten geliyor.
İngilizce’de de aynı. Travma sadece zihinsel sakatlıklar değil, fiziksel sakatlıklar için de kullanılır. Mesela daha önce kolun çatlamıştır iyileştikten sonra bile arada sızlama yapar, buna da travma denir.
Son saniyede gelen ES Gürkanado beni hönkürttü. Tam bir acento español.
Glütenler, özellikle Triticeae glütenleri, hamura elastikiyetini veren, kabarmasına ve şeklini korumasına yardımcı olan ve son ürünü çiğnenebilir kılan benzersiz viskoelastik ve yapışkan özelliklere sahiptir. Bu özellikler ve nispeten düşük maliyeti, glüteni hem gıda hem de gıda dışı endüstriler için değerli kılar.
Hocam selam👋Videolarınızı genelde sabah kardiyo yaparken veya akşam ağırlık çalışırken seyrediyorum. Böylece bir taşla iki kuş vurmuş oluyorum :) Kapanış oldukça havalıydı👌Rodosçuk sancağından hürmetler sevgiler👋Çağlar Didman.
*Harika konuşma..Teşekkürler..Bir ara doktor felan deyince bir önceki sunum-kaza gibi mi diye korkarak açtım..Harika bir konuşma❤*
Zabahın beşinde ezan öncesi yayınlasak , ESG ile dosta doğru koysak ismini😊
Çok keyifliydi teşekkürler!
07:53 tarabyanın adı çok sakin diye terapi gibi bi yermiş diye konulmuştu hocam yanlış hatırlamıyosam hatta resimler var orada yapılmış. Resim heykel müzesinde görmüştüm
Hocam video bildirimi sabah 5’te geldi, gözlerimi ovuşturdum gözlerim açık uyudum mu, rüya mı görüyorum diye, değilmiş. Zihnimiz henüz sosyal medya ile kirlenmemişken izleyip öğrenelim diye mi bu kadar erken?
Gerçi kahvaltıya eşlik etsin diye beklettim ben, saat olmuş 10.40.
Spir- de ruh ve nefesle ilgili. Spirit= ruh, cin (nefes gibi ince ve görülmez oldukları düşünülmüş olabilir), inspire: ilham vermek (Musaların gelip fısıldayarak fikir vermesi düşünülmüş olabilir), perspire: terlemek (cildin nefes alış verişi bir bakıma) respiratory (system) solunum (sistemi). Espri de bu kökten ama mantığını hep beraber düşünebiliriz.
Son 5 videoda hocanın "alta yazarım", "şuraya bir yere koyarım" dediği hiçbir şey gerçekleşmedi jsdfs
14:00 vucudumuzda her hucre kendi enerjisini uretir. bunun icin yakita ihtiyaci vardir. oncelikli yakit glucosedur ancak glucose yoklugunda acetone, acetoacetate, beta-hydroxybutrate olmak uzere ketone bodyler de bu yakit ihtiyacini karsilamak uzere kullanilabilir
Biyokimyalar çalışıldı mı
Hocam ben phd yi terör örgütü zannetmiyordum çok teşekkür ederim
Sadece bilgi vermek için program mı çekilir deyip haftalardır etimoloji çeken hocamıza selamlar olsun
Ya yetişemiyorum tek başıma kanal idare ediyorum dört yıldır millet bunu on programcıyla yapıyor bir historik hazırlamak günler sürüyor
Gün doğarken ardından tepelerin, Allah iyiliğini versin Bogomillerin!
günaydınlarınız olsun efenim
14:34 amin feryadi diye bi ses beynimin boş odalarında yankılandı
hocam Türkçe'den ya da genel literatürden Fransızcaya Hitit olarak geçen kelimenin Türkçeye tekrar "Eti"olarak dönmesi konusu da vardı yeri gelmişken eklemek isterim
Hoca videodaki kesimler arasında etimoloji sözlüğüne bakıyor bence. 😅 Bu nasıl bir kelime kökeni bilgisi hayretler içinde izliyorum.
countdown = 3. Gozunuzden kacar belki diye birkac video boyunca bu yorumu yazacagım. kitap onerilerinizi githubda derli toplu yayınlarsanız cok mutlu oluruz. cok da faydalı olur. su konuda esg bir kitap onermıstı deyip 2 sene onceki videoların icinde gezip kitap aramak samanlıkta igne aramaya donuyor. Ozellikle bir konuya giriş için okunması gereken temel kitapların kategorik olarak yayınlanması buyuk hizmet olur.
Size de günaydın hocam
Tanrılaşan benlik tanımlamalarının ihtiyacı olan şey onları yönetsin diye daha üstün benlik tanımlamalarına sahip olandır. Hocam günaydın.
Doktorlara doktor demeye devam edelim. Bilim Doktorası yapmış (phd) yapanlara Yardımcı doçent diyelim
Yani basamaklar
Lisans
Master & Yüksek Lisans
Yardımcı Doçentlik
Doçentlik
Profesör
Dişçilere de diş ve ağız sağlığı uzmanı diyelim. Çünkü kim doktor kim değil, hangisi gerekli hangisi boş gürültü olan anlayamıyoruz
Ben İngilizce ve İspanyolca konuşurum, esg ile şu muhabbeti keşke ben yapsaydım. Bahsettiği bütün kelimelere ister istemez aşinayım
Sabah sabah ESG keyfi.
etimoloji icin kaynak(lar) onerebilir misiniz saygideger hozom?, -iyi yazilmis bir sozluk veya kaynak kitap(lar)?
Günaydın.
Sayın hocam, sizi izlerken ispanyolca kelime çalışıyordum, en sonda tam "livin' la vida loca" dediğiniz anda açtığım sayfada gözüme çarpan ilk kelimenin "loca" olması tesadüf müdür? (bu arada her zamanki gibi harika bir anlatım için çok teşekkürler)
Hayır tevafuk işte ateyizler bunu açıklasın
nası tak diye burdayım. 30 sn de geldim 🙂
Hocanın saat modelini alabilir miyiz?
Finalde Ricky Martin oldu Mübarek hocamız 😄
Seçimleri izlemeyelim diye video atan Emrah Safa Altaylı
Pre, pro ile pîr arasında bağlantı var mı?
Esg de trafikta sıkılmayalım diye video atmış 😮
Hocam meraktan soruyoruz çok kısa özet geçerseniz bir videoda seviniriz. Slav dillerinden niye bu kadar uzaksınız ? :)
doktor diye zile basan komşuya malazgirt anlatmak!
7 de gelen video da keyiften deli eder
Hocam eskiden 4K videolar yüklerdiniz. Ne oldu o kameraya?
Günaydın hoza
Hava = Air
Es=blow / esi=blowing
Heva-Esi =air blowing ( a feeling of air blowing in the mind)
Heva >> Heves = whim / desire / wish
Heveslemek / Heves etmek = to like and desire
Heveslemek> Eslemek > İstemek = to want / to ask for / ~to wish / ~to desire
Heves-u var > hevesi var > -Esi Var = have eagerness / feel a desire / take up a passion
(Git-e-hevesi var > Gid-e-esi var) Ali’nin eve gidesi var= ~Ali longs to go home / Ali wants to go home
(Bugün hiç çalış-a-esi-m yok) Bugün hiç çalışasım yok= I have no desire to work at all today
"Bunu yapasım var" = I want to do this ( ’cause I like doing this)
(Su iç-e-esi-n bar ma-u er-di?) Su içesin var mıydı? = Would you like to drink water
Havası / Hevası / Hevesi = ~its feeling
Havası / Hevası / Hevesi >> Ası / Esi =( giving that feeling) / like that
for objects
Bebek-Esi > Bebeksi =(gives the feeling) like a baby so
Bebeksi bir ten = it's just like a baby skin
Çocuksu bir yüz = looks just like a child's face
for verbs
Gör-el-Esi > görülesi = requiring sight / ~must see
Sev-el-Esi> sevilesi = requiring to love
Bil-en-esi > bilinesi = requiring to be known
Okunası kitaplar =~recommended books to read
(Ol-Ası) Olası= requiring to be happened /~must be / > possible
Bit-esi = requiring finishing
Kör olası= is asked to be blind
Kahrolasıca= ~as if it's wanted to be destroyed / as if like damn it
Kop > Köp= very
Kopmak =(proliferation/mitotic division)>> to be parted / be apart from / be separated from each other
Kop-der-mak = koparmak =to pluck / break off /tear off
Kom =(com) entire, all ( unity, combine)
Kom-u > kamu = all of
Kamuya ait= belong to all people
(kamusal=publicly / kamuoyu=public opinion / kamu hizmeti=public service)
Kamu = Hamu > Hemi-si >Hepi-si >Hepsi = all of them , entirety, the whole
Hem =as a whole / the lot / most
for objects
Hem-Esi (-imsi) = almost like
Yeşil= green / Yaşıl-hem-esi = Yeşilimsi = almost like green
Kırmızı= red / Kırmızı-hem-esi= Kırmızımsı = almost like red
Limon-hem-esi = Limonumsu = tastes almost like lemon
Kek-hem-esi = Kekimsi ( Kekremsi) = it tastes almost like cake
for verbs
Beniñ-hem-esi-mek > Benimsemek =feeling like this is all mine
Azımsamak= thinking that it's all too little = to undervalue
Küçüğ-hem-esi-mek > Küçümsemek = to belittle /underestimate
Yañıl-hem-esi-mak > Yanılsamak = feeling like it's exactly wrong
Hozo, sizin graphic desinger kim ola ki?
Gün doğarken ESG
Tarabyada bir çok rahatsızlığa derman olduğuna inanılan bir ayazma vardır,bugün sanırım özel bir mülkün içerisinde akmaya devam etmektedir.
Sabah kahvaltısında ne sarıyor be
Vedat Milor ile ESG aynı kareye girmeli.
Sabah 7 de esg mi?
"Psikolojik bozukluk" olur, "psikolojisi bozulmak" olmaz.
Ruh ile nefesin aynı kelime olduğunu söylerken "nefs" kelimesini es geçtiniz hocam. Aradaki bağlantı o. Ruh Allah'ın kendi ruhundan ÜFLEYEREK bize verdiği can, benlik, "nefs" yani nefes. Psyche de bunun Grekçe karşılığı.
Keton bir gruptur beaaaa. 3 karbonlu karboksildir. Ah sozelciler
Esg şaşkın bu saatte bunlar napıyor burada!!!!!!!
Trump özel bölümü bekliyoruz cumhuriyetçilerin demokratların analizi ile
Vitaminden Ricky'ye kırk yıllık ozan bile bağlayamazdı hozom.
Hocam size de cankiler geliyor mu?
Allah ruhu üflemiş.(mecaz anlamak lazım)
not ala ala izler olduk artık, her bölüme 1 cilt anca
Bal = (Honey)
Bal >Mar > Mer > Mel > Mil =(yumuşak, melul, balsam, hoş kokulu, tatlı)
Mel >Melo > Melit > Melis =( yummy, mellow, balmy, malleable, dessert, sweet)
Mal= sweet-tempered, docile, obedient animal / ~inconsiderate, manipulable person, ~like nerdy
Al-Bal (red-sweet) =Alpal >Apple >Afal = Almela>Almıla >Alma > Elma
(the dessert) > Alba> halba > halvah > helva > salva > xalava > xlapa> crepe> xleb > salep ?
Mel-ak (sweet-white)>(Mela >Mar >Milo >Melon >Melam) Melak>>>Milk >>>Lak ?
(sweetie) > Balak > bala >>> bella ? >> well ?
(Ma-hoş-mela)> Moş-mela > Muşmula = Medlar ( not so pleasant but yummy)
Meltem= mellow wind = breeze
Mel-melat > marmelat = marmellata, marmalade
Melisa = balm / jam / rosin
Melamine = a type of chemical resin
(Mel-hem)> merhem=(almost-balm) > ointment
(Mel-sumac) merşumak> mercimek = lentil
Mel-audio = melody
(Dağ = mountain)> height > sublimity
(tow/toğ/tao/tai/tav/tag/day/doy)>> high/ 塔 / 高 /ضيقة /ضيق / to come up / to rise / to come closer/ coming out
dev/deva/devasa/diva/dheu/theo/theus/zeus/大>> huge
(dar /tar /dai /tay /tav /dae /too /toi) = narrow / nearest /stuck / compressed / solid / hard / durable
Phone / Phoon/ Fun / Wajan / Wehen = (Esen/ Esinti / Rüzgar/ Ses ) - Wind / Breeze / Sound / Voice
Dae-vane /tow-fun / tai-wen/ too-phone/ typhoon/ 大风 = (loud sound) >> hard-strong wind
Dağ= litosferik tabakaların sıkışarak yükselmesi / compression and rise of lithospheric layers
Dar-lık= to rise upwards by squeezed, feeling of height, feeling of being squeezed
Dar = narrow / nearest /stuck / compressed / solid / hard / durable
Dar = birbirine yaklaşmış / sıkışık / sıkışmış / sıkıştırılmış / sağlam / sert / dayanıklı
Darlık= sıkışarak yükselmek, yükseklik hissi, sıkışma duygusu
Dar = yakın olmak , alakalı olmak, ilgilenmek / to be close, to be involved, to be interested
Hüküm-dar = Hükümle ilgilenen , hüküm veren = ~sovereign
Mihman-dar = Misafire yakın olan , misafire alaka gösteren = ~hostess
Darülaceze =(diyar-u-el-aceze) Acizerle ilgilenilen yer = ~hospice
Dai-u > nearest he's = Dayı = (materal) uncle
Tai-tsu> nearest that's = Teyze = (materal) aunt
Toy = meeting /ceremony/feast/ immature-game boy
Kurula-toy > Kurultay = scheduled meeting / council
(Dai-emek)> Dayamak =to base on /make it support/fasten down / get it closer well to
(Dai-en-mak)> Dayanmak= to recline upon / stay strong /be close literally
(Dai-et-mak)>Dayatmak = to impose / insist / keep it completely nearest to
Yanardağ ile ilgili / pertaining to a volcano
Dağ-et-mak >Dağıtmak = to distribute /to deal out / to deploy
Dağ-al-mak >Dağılmak = to get dispersed / to go to pieces
Dağ-la-mak = krater şekline çevirmek / cauterize
(Doğ-umak) = Doğmak = to come up / rising up / come into the world > to born
Doğ-ğur-mak= Doğurmak= to make this come up > bring this into the world > to give birth
Doğu=the direction where the sun comes up > East / 东方
(Doy-umak) = Doymak = to rise to the top / to be full
Doy-ğur-mak= Doyurmak=to satiate > to make it full > to feed
Tok= has peaked, satiate, full
(Tik) Dik= direct to endpoint / ~upright Dikey= vertical
(Dik-uğru) =Doğru = right direction = true
(Dik-uğur-al-mak) = doğrulmak= to stand up / straighten up
Doğru = (which direction goes direct to the endpoint) Doğrusal= ~Linear
Diken= thorn
Dik-mek =to make directly them overlap each other at the endpoints > sew / sow
Doğa= upper surface structure of the earth > nature
Doku = surface structure, texture
Doku-mak=to weave (on the surface)
(Toku-en-mak) Dokunmak=to touch / to contact the surface of..
04:25 den yazıyorum ağzım yüzüm bilgi oldu hocam biraz yavaş
Depresyon: Çöküntü; Depresif: Çökkün
Psikolojim bozuldu yerine önerim mental patladı
Arka taraf çok az kişi kaldı ya. Baha bey şenlendiriyordu yine gelse
Hocam terapi arapçadan değil mi? RHB kökünden meRHaBa, RaHiP, ReHaB, RuH(-b), ReHaBilitasyon, RHumBa filan hepsi aynı, tedavi anlamına geliyor.
Merhaba ile rahip ayrı kök. Merhaba ر ح ب rahip ر ه ب. Rehabilitasyon da latince kökenli
Tıp, tababet ve tabipi atlamışsınız. Esas olarak tıp doktorluğunun türkçedeki karşılığı budur.
Yess
islamdaki amîn ile amin arasında bir ilişki var mı acaba?
Hâkim, hekim, hakem GEM kökünden gelir
sabahçıyız
Hozom bugün daha çarşambadır
Ba Ba = Baba / Apa / eba / abu /爸爸= Papa ( Pater > Father)
Na Na = Ana / Anne = 妈妈/ Ma Ma / Mom ( Mater > Mother)
Ne Ne = Nene / Nine = 奶奶/ Nanny (Grandmother) / Bög anne = big mama
Ta Ta = Ata / Dede =爷爷/ Grandfather / Bög baba = big father
Ka Ka = Aga / Keke (~router /beak) 哥哥/ aga bög > ağabey = big brother
(Bir-ol-diger)> Birader = (per-alter /pre-other > one other) =兄弟/ Brother
(Karın-daeş )> Kardeş = (ventral equivalent)> Sibling
Erkek kardeş = brother >> Kız kardeş = sister
Ba ba la =Baba-la /apa-la /abula > Abla = older sister ( ~with father)
Ba ba chui = Bavoji > Bacı = younger sister ( ~loves father)
Ba ba cha = Apa-ça /abuja > emijae > Emmi / Amca =舅舅/ paternal uncle (~fatherly)
Tai U = Dayı = 叔叔/ maternal uncle ( nearest he’s )
Tai Thu =Taitsu> Teyze = maternal aunt / Dasy ( nearest that’s )
Bi Bi = Ebe / Bibi = Hala = 姑姑/ paternal aunt
Çe Çe = Ece / Cece / 姐姐 / older sister
Mi Mi = Ümmü / Mimi / 妹妹 / younger sister or younger aunt (or little mom)
Pe Pe = Bebe / bebek =宝宝 / baby >>( sweetie > balak / bala )
Kayın ağacı = Beech tree >>>difficult pedigree = different family tree
Kayın peder / Kayın baba / Kaynata = father-in-law /公公
Kayın valide / Kayın anne / Kaynana = mother-in-law /婆婆
Kayın = brother in-law for women > Kayınçı / Kayınço = brother in-law for men
Baldız = sister-in-law /嫂子 ( honey- salt) wife's sister for men
Görümce = sister-in-law (~observer) husband's sister for women
Elti = Brother in-law's wife(~other -bride) > just for women
Yenge = Brother's wife (~came over marriage)
Gelin = bride / 新娘 (~newcomer)
Güvey /Damat = groom /倌 / 马夫
Nedime= the bride's assistant at the wedding and closest friend
Sağdıç (sağdeş) = the groom's assistant at the wedding and closest friend
Dünür= parents who are related to each other through their children's marriages (~ later relatives)
Bacanak = sister-in-law's husband (each of the husbands of the sisters of your wife) just for men
Enişte = sisters or aunts husbands
Deppression yani darlandum
Historik çekin hocam historik
Diet, yaşam tarzı demektir rejim değil.
Ketojenik Diet ise, hocanın dediği gibi asetonla alakalıdır. Vücudun günlük tüketim ihtiyacından az karbonhidrat tüketerek vücudun, karbonhidrat yerine sahip olduğu yağı enerji yakıtı olarak kullanmasını sağlar. Bu da, bu yaşam tarzını seçen kişinin ağzından çıkan asetonun kokusunu alabilmenize sebep olur.
tuvalette esg keyfi
🎉
sabahın kör vakti Emrah Sabah Gürkan
yürek
Hocam napiyonuz
Latince NOĞA his PARANOĞA yani paranoya çoklu his
ne yunancaymış
Hozom junayzın
Pff gene etimoloji :/
ruh tin
beğenmedim