Hikâye bana aittir ve hayal ürünüdür. İzinsiz almayın lütfen. Keyifli okumalar.. -------------- Yorucu bir iş gününün ardından koltukta uzanmış film izliyordum. Işıklar kapalı, sokak sessizdi. Karanlık odada iyice mayışmış, gözlerimi kapatmaya başlamıştım. Uykuya dalmak üzereyken mutfaktan gelen tıkırtılarla gözlerimi hızla açmıştım. Uyku sersemliğiyle ne olduğunu anlayamadan hareketsiz duruyordum. Tekrar eden seslerle hemen olduğum yerden doğrulup etrafa göz gezdirmiştim. Televizyondan yansıyan ışığın aydınlattığı alan dışında her yer karanlıktı. Korkuyla etrafıma bakarken yavaşça koltuktan kalkmış sessizce mutfağa doğru ilerlemeye başlamıştım. Mutfağa girdiğimde etrafa göz gezdirerek ağır adımlarla açık balkon kapısına doğru ilerliyordum. Balkona çıktığımda sokağa giren polis arabasıyla kaşlarımı çatmıştım. Bu tarafa doğru yaklaşan arabayla birlikte aniden içeri çekilmemle neye uğradığımı şaşırmıştım. Biri eliyle ağzımı sıkıca kapatmış diğer eliyle de croptan açıkta kalan çıplak belimi sıkıca kavramış beni içeri sürüklüyordu. Bağırıp çırpınmaya çalışsam da nafile. Beni tutan güçlü eller tüm hareketimi kısıtlamış ve belimdeki sıkı parmaklar canımı yakmaya başlamıştı. İki elimle ağzımdaki eli uzaklaştırmaya sesimi duyurmaya çalışıyordum. Evin önünden geçip sesi uzaklaşan aracın ardından belimdeki parmaklar gevşemeye başlamıştı. Jk- Şşşş, beni kızdırıyorsun. Duyduğum derin erkek sesiyle kanım donmuş, gözlerimden yaşlar dökülmeye başlamıştı. Korkudan titrerken çırpınmayı bırakmış çaresizce ağlıyordum. Belimdeki elini indirmiş saniyeler içinde çıkardığı keskin bıçağı bana göstermişti. Jk- Şimdi elimi indireceğim. Bağırmaya yeltenirsen tüm ses tellerini keserim. Anladın mı beni?, demişti gayet sakin ve rahat bir ses tonuyla. Hâlâ titreyen bedenimle hızlı bir şekilde kafa sallayarak dediğini onaylamıştım. Boynuma yaklaştırdığı bıçakla ağzımdaki elini belime yerleştirmişti. Jk- Şimdi uslu durup beni kızdırmayacaksın. Tepkisizce ağlamaya devam ediyordum. Yürümeye başladığında boynuma hafif hafif çarpan bıçakla başım dönmeye başlamıştı. Odaya doğru ilerlerken gücüm iyice azalmış gözlerim bulanıklaşıp adımlarım birbirine karışmaya başlamıştı. ------------------------ Gözlerimi açtığımda koltukta uyuyakaldığımı fark etmiştim. Hâlâ açık olan televizyonda film çoktan bitmiş sabah haberleri başlamıştı. Spiker- ... tüm şehirde aranan kimliği belirsiz seri katil henüz bulunamadı. Yetkililer şehir sakinlerinin güvenliği için... Uyku sersemi hâlimle söylenen hiçbir şeye kulak asmamış televizyonu kapatıp ayağa kalkmıştım. Küçük bir esnemeden sonra odama doğru ilerlemiştim. Ilık bir duş dünün yorgunluğunu atmama yardım edebilirdi. Duş aldıktan sonra bornozumu giyip odaya geçmiştim. Kendimde baş başa güzel bir haftasonu geçirmek istiyordum. Üzerimdeki bornozu indirip giyinmek üzereyken belimde fark ettiğim morluklarla başımdan aşağı kaynar sular dökülmüş gibiydi. Dün gece olanları hatırlamaya başladıkça gözlerim hızla dolmuştu. Ne yani? Kötü bir kâbus değil miydi? Ellerim titremeye başlayınca hemen üzerimi giyinmiş titreyen bacaklarımla odadan çıkmıştım. Mutfağa girdiğimde adımlarım yavaşlamış, korkak adımlarla içeriye göz gezdirmeye başlamıştım. Tezgâhın üzerinde gördüğüm küçük notla yeniden bayılacağımı hissettim. Jk- Merak etme güzelim, senin için geri döneceğim. Sinirle bağırmaya başlamıştım. Sun- LANET OLSUN. LANET OLSUN. LANET OLSUN. Lanet olsun. Sonlara doğru kısılan sesimle ağlamam şiddetlenmiş yere çökmüştüm. Ne yapacaktım şimdi? Kimdi bu? Ne istiyordu benden? Dün gelen polis arabası onu arıyor olmalıydı. Ama neden? Hemen hazırlanıp evden çıkmıştım. Arabama binip hızla polis merkezine doğru sürmeye başlamıştım. Arabamı park edip koşarak merkeze girmiş hemen şikâyetimi bildirmiştim. Polis memurları benimle ilgilenmiş ve güvenlik kameralarını kontrol etmişlerdi. Bulduğum not dolayısıyla ise beni koruması için bir polis görevlendirilmişti. Polis memuruyla tanışıp ifadem tam olarak alındıktan sonra onunla birlikte eve dönmüştüm. ------------------------
Akşama doğru balkona çıkmış polis memurunu hâlâ kapıda görmemle içim rahatlamıştı. Saatlerdir kapıda beklediği için yemek hazırlayıp onu eve çağırmayı düşündüm. Her şeyi hazırlayıp sofrayı kurduktan sonra kapıya çıkmış onu içeri çağırmıştım: Sun- Merhaba, acıkmış olmalısınız. İçeri buyrun lütfen. P- Ah teşekkür ederim, hiç gerek yoktu. Gülümsemiş içeri girmesi için kenara çekilmiştim. Kapıyı kapatıp onunla birlikte mutfağa doğru yürümüştüm. Sun- Siz oturun lütfen, ben de yemekleri servis edeyim. P- Zahmet etmişsiniz, diyip gülümsemiş ve masaya oturmuştu. Ben de gülümseyerek önündeki boş tabağı alıp doldurmak için ocaktaki yemeğe yönelmiştim. Yemeği doldururken ensemde hissettiğim sıcak nefesle içimi bir ürperti kaplarken belimi saran soğuk eller tüm bedenimin kasılmasına sebep olmuştu. Jk- Beni özlemiş olmalısın, demişti derin sesiyle kıkırdayarak. Gözlerim dolmuş elimdeki tabak yere düşüp paramparça olmuştu. Jk- Ah, korkuttum mu seni? Sun- S-sen..., diyebilmiştim güçlükle. Cümleye devam edemeyip burnumu çekmiştim gözlerimden yaşlar süzülmeye başlarken. Beni omuzlarımdan tutmuş kendine doğru çevirmişti. Mümkün olduğunca çok yaklaşıp tezgâhla arasına alıp iyice sıkıştırmıştı. Bir elini tezgâha yaslayıp diğer eliyle yanağımdan süzülen yaşları silmişti. Jk- Aaa... Yoksa seni öldüreceğimi mi düşünüyorsun? Bu söylediğiyle küçük bir hıçkırık kaçmıştı ağzımdan ve yüksek sesli bir kahkaha atmasına neden olmuştu. Bu hâlimden keyif aldığı çok belliydi. Jk- Tabii ki hayır. Seni korumak için görevlendirilmiş bir polis memuruyum sonuçta öyle değil mi? Hiçbir şey söylemiyor, korkuyla başıma ne geleceğini düşünüyordum. Jk- Doğru... Seni kendimden korumam gerekiyor. Hmmm, demişti kafa sallayarak. Jk- Kendimden korumam gerekiyor, demişti tekrar ederek. Biraz düşünüp aniden kucaklamıştı beni. Odama götürüp yatağa bırakmış elimi komodine kelepçelemişti. Jk- Çıt çıkardığını duyarsam seni parçalarına ayırırım, demişti gözlerimin içine bakarak. Ve kapıyı açık bırakıp odadan çıkmıştı. ------------------------ Karnımda hissettiğim soğuk parmaklarla hemen uykudan uyanmıştım. Kolumdaki kelepçeyi çözmüş ve yatakta yanıma oturmuştu. Gözlerim onu bulduğunda hemen doğrulup kendimi toparlamaya çalışırken bacaklarımdan tutup çekmiş ve yeniden uzanmamı sağlamıştı. Çırpınıp yeniden kalkmak için hamle yapacaktım ki bileklerimden sıkıca tutup üzerime doğru eğilmiş başımın iki yanına sabitlemişti. Gözlerimin içine bakıyordu: Jk- Seni tekrar kelepçelememi ister misin?, diye sormuştu sinirle. Bu söylediğiyle hemen duraksamıştım. Jk- Akıllı kız, demişti burnundan gülerek. Bileklerimi bırakıp tekrar yanıma oturmuştu ve soğuk parmakları yeniden karnımı bulmuştu. Jk- Çok sert davranmış olmalıyım, demişti morluklara dokunarak. Jk- Ama sana çok yakışmışlar. Yüzüne yerleştirdiği psikopatça bir ifade ve korkunç gülümsemeyle içimde bir şeyler kopmuştu. Jk- Sence de yakışmamış mı? Heyecanla sorduğu şeye karşı ne tepki vereceğimi bilemiyorken eliyle sıkıca çenemi kavramıştı. Gözlerimi sımsıkı kapatmış, ellerimle karşı koymaya çalışsam da gücüm yetmiyordu. Jk- Duyamadım... Sorduğu soruya cevap beklediğini anlayınca belli belirsiz kafa sallamıştım onaylamak için. Jk- Aferin güzelim, benimle aynı fikirde olduğunu bilmek güzel. Çenemi hâlâ sıkıca tutarken dudaklarıma eğilmiş alt dudağımı sert bir şekilde öpüp sonra ısırmıştı. Ağzına bıraktığım inlemeyle gülümsemişti. Yatağa çıkıp dizlerini belimin iki yanına koymuştu. Üzerindeki kısa kollu kıyafetini çıkarıp bir kenara fırlatmıştı. Son derece fit ve yapılı bir vücudu vardı. Ben daha olayın şokunu atlatamadan benim de üzerimi çıkarmaya yeltenmişti. Çığlık atamıyor, hareket etmeye bile korkuyordum. Ama çaresizce kendimi bu durumdan kurtarmak istiyordum. Ne kadar engel olmaya çalışsam da üzerimdeki crobu çıkarıp onu da hızla fırlatmış ve boynuma yönelmişti. Çırpınıyor, kurtulmaya çalışıyordum. Boynumu sömürmeye başlamış, ısırıkları canımı yakıyordu. Bu durumdan nefret etsem de acıdan ağzımdan çıkan inlemelere engel olamıyordum. Boynumu öperken beni belimden tutup biraz kendine çektikten sonra diğer eli sütyenimin kopçasına gitmişti. Niyetini anlayınca daha fazla çırpınmaya başlamıştım. Bu onu kızdırmış olacak ki sütyeni açınca beni yatağa hızla bırakmıştı. Kalçama indirdiği eliyle bir bacağımı yana doğru açmış ve bacaklarımın arasına uzanmıştı. Demin boynuma yaptığı işkenceyi şimdi de göğüslerime yapıyordu. Her şey o kadar hızlı oluyordu ki ona yetişemiyor, yaptıklarına engel olamıyordum. Kendimi yukarı doğru çekmeye çalışıyor bacaklarımı kurtarmak istiyordum ama belimdeki eli beni sıkıca kavramış buna engel oluyordu. Göğüs ucumu sertçe ısırmasıyla çığlık atmış tüm tırnaklarımı sırtına batırmıştım. Bu hareketimle o da acıyla inlemişti. Altımdaki şortu çıkarmaya çalışırken aniden kapının çalmasıyla duraksadı. Benim içimi bir ümit kaplarken o paniklemişti. Hemen kalkıp kıyafetini üstüne çekti. Jk- Kıpırdamaya kalkarsan seni öldürürüm. Hızla odadan çıktı. Ben de hemen üstümü giyip peşinden gittim. Bu benim son şansım olabilirdi. Kapı açılır açılmaz elinde silahlarla polisler içeri doluşup onu kelepçelemeye başladı. Kurtulduğumu anladığım için hıçkırarak ağlamaya başlamıştım. Çok çok korkmuştum. Biri hemen yanıma gelip benimle ilgilenmişti. P- İyi misiniz? Size bir şey yaptı mı? Ben şoka girmiş sadece ağlayarak katile bakıyordum. Evden çıkarılmadan hemen önce göz göze gelmiştik. Jk- Merak etme güzelim, senin için geri döneceğim. Korkunç gülüşü yine yüzüne yerleşmiş korkunç bir kahkaha atmıştı. Polisler sürükleyerek evden çıkarmışlardı. Daha önce dediğini kolayca yapmıştı. İçimdeki derin endişe geçmeyecekti. Ya yine dönerse?! ----------------------- 💜 Beğendiyseniz belirtmeyi unutmayın lütfen.
Hikâye bana aittir ve hayal ürünüdür. İzinsiz almayın lütfen.
Keyifli okumalar..
--------------
Yorucu bir iş gününün ardından koltukta uzanmış film izliyordum. Işıklar kapalı, sokak sessizdi. Karanlık odada iyice mayışmış, gözlerimi kapatmaya başlamıştım. Uykuya dalmak üzereyken mutfaktan gelen tıkırtılarla gözlerimi hızla açmıştım. Uyku sersemliğiyle ne olduğunu anlayamadan hareketsiz duruyordum. Tekrar eden seslerle hemen olduğum yerden doğrulup etrafa göz gezdirmiştim. Televizyondan yansıyan ışığın aydınlattığı alan dışında her yer karanlıktı. Korkuyla etrafıma bakarken yavaşça koltuktan kalkmış sessizce mutfağa doğru ilerlemeye başlamıştım.
Mutfağa girdiğimde etrafa göz gezdirerek ağır adımlarla açık balkon kapısına doğru ilerliyordum. Balkona çıktığımda sokağa giren polis arabasıyla kaşlarımı çatmıştım. Bu tarafa doğru yaklaşan arabayla birlikte aniden içeri çekilmemle neye uğradığımı şaşırmıştım.
Biri eliyle ağzımı sıkıca kapatmış diğer eliyle de croptan açıkta kalan çıplak belimi sıkıca kavramış beni içeri sürüklüyordu. Bağırıp çırpınmaya çalışsam da nafile. Beni tutan güçlü eller tüm hareketimi kısıtlamış ve belimdeki sıkı parmaklar canımı yakmaya başlamıştı. İki elimle ağzımdaki eli uzaklaştırmaya sesimi duyurmaya çalışıyordum. Evin önünden geçip sesi uzaklaşan aracın ardından belimdeki parmaklar gevşemeye başlamıştı.
Jk- Şşşş, beni kızdırıyorsun.
Duyduğum derin erkek sesiyle kanım donmuş, gözlerimden yaşlar dökülmeye başlamıştı. Korkudan titrerken çırpınmayı bırakmış çaresizce ağlıyordum. Belimdeki elini indirmiş saniyeler içinde çıkardığı keskin bıçağı bana göstermişti.
Jk- Şimdi elimi indireceğim. Bağırmaya yeltenirsen tüm ses tellerini keserim. Anladın mı beni?, demişti gayet sakin ve rahat bir ses tonuyla.
Hâlâ titreyen bedenimle hızlı bir şekilde kafa sallayarak dediğini onaylamıştım. Boynuma yaklaştırdığı bıçakla ağzımdaki elini belime yerleştirmişti.
Jk- Şimdi uslu durup beni kızdırmayacaksın.
Tepkisizce ağlamaya devam ediyordum. Yürümeye başladığında boynuma hafif hafif çarpan bıçakla başım dönmeye başlamıştı. Odaya doğru ilerlerken gücüm iyice azalmış gözlerim bulanıklaşıp adımlarım birbirine karışmaya başlamıştı.
------------------------
Gözlerimi açtığımda koltukta uyuyakaldığımı fark etmiştim. Hâlâ açık olan televizyonda film çoktan bitmiş sabah haberleri başlamıştı.
Spiker- ... tüm şehirde aranan kimliği belirsiz seri katil henüz bulunamadı. Yetkililer şehir sakinlerinin güvenliği için...
Uyku sersemi hâlimle söylenen hiçbir şeye kulak asmamış televizyonu kapatıp ayağa kalkmıştım. Küçük bir esnemeden sonra odama doğru ilerlemiştim. Ilık bir duş dünün yorgunluğunu atmama yardım edebilirdi.
Duş aldıktan sonra bornozumu giyip odaya geçmiştim. Kendimde baş başa güzel bir haftasonu geçirmek istiyordum. Üzerimdeki bornozu indirip giyinmek üzereyken belimde fark ettiğim morluklarla başımdan aşağı kaynar sular dökülmüş gibiydi. Dün gece olanları hatırlamaya başladıkça gözlerim hızla dolmuştu. Ne yani? Kötü bir kâbus değil miydi? Ellerim titremeye başlayınca hemen üzerimi giyinmiş titreyen bacaklarımla odadan çıkmıştım.
Mutfağa girdiğimde adımlarım yavaşlamış, korkak adımlarla içeriye göz gezdirmeye başlamıştım. Tezgâhın üzerinde gördüğüm küçük notla yeniden bayılacağımı hissettim.
Jk- Merak etme güzelim, senin için geri döneceğim.
Sinirle bağırmaya başlamıştım.
Sun- LANET OLSUN. LANET OLSUN. LANET OLSUN. Lanet olsun.
Sonlara doğru kısılan sesimle ağlamam şiddetlenmiş yere çökmüştüm. Ne yapacaktım şimdi? Kimdi bu? Ne istiyordu benden? Dün gelen polis arabası onu arıyor olmalıydı. Ama neden?
Hemen hazırlanıp evden çıkmıştım. Arabama binip hızla polis merkezine doğru sürmeye başlamıştım. Arabamı park edip koşarak merkeze girmiş hemen şikâyetimi bildirmiştim. Polis memurları benimle ilgilenmiş ve güvenlik kameralarını kontrol etmişlerdi. Bulduğum not dolayısıyla ise beni koruması için bir polis görevlendirilmişti.
Polis memuruyla tanışıp ifadem tam olarak alındıktan sonra onunla birlikte eve dönmüştüm.
------------------------
Akşama doğru balkona çıkmış polis memurunu hâlâ kapıda görmemle içim rahatlamıştı. Saatlerdir kapıda beklediği için yemek hazırlayıp onu eve çağırmayı düşündüm.
Her şeyi hazırlayıp sofrayı kurduktan sonra kapıya çıkmış onu içeri çağırmıştım:
Sun- Merhaba, acıkmış olmalısınız. İçeri buyrun lütfen.
P- Ah teşekkür ederim, hiç gerek yoktu.
Gülümsemiş içeri girmesi için kenara çekilmiştim. Kapıyı kapatıp onunla birlikte mutfağa doğru yürümüştüm.
Sun- Siz oturun lütfen, ben de yemekleri servis edeyim.
P- Zahmet etmişsiniz, diyip gülümsemiş ve masaya oturmuştu. Ben de gülümseyerek önündeki boş tabağı alıp doldurmak için ocaktaki yemeğe yönelmiştim.
Yemeği doldururken ensemde hissettiğim sıcak nefesle içimi bir ürperti kaplarken belimi saran soğuk eller tüm bedenimin kasılmasına sebep olmuştu.
Jk- Beni özlemiş olmalısın, demişti derin sesiyle kıkırdayarak. Gözlerim dolmuş elimdeki tabak yere düşüp paramparça olmuştu.
Jk- Ah, korkuttum mu seni?
Sun- S-sen..., diyebilmiştim güçlükle. Cümleye devam edemeyip burnumu çekmiştim gözlerimden yaşlar süzülmeye başlarken.
Beni omuzlarımdan tutmuş kendine doğru çevirmişti. Mümkün olduğunca çok yaklaşıp tezgâhla arasına alıp iyice sıkıştırmıştı. Bir elini tezgâha yaslayıp diğer eliyle yanağımdan süzülen yaşları silmişti.
Jk- Aaa... Yoksa seni öldüreceğimi mi düşünüyorsun?
Bu söylediğiyle küçük bir hıçkırık kaçmıştı ağzımdan ve yüksek sesli bir kahkaha atmasına neden olmuştu. Bu hâlimden keyif aldığı çok belliydi.
Jk- Tabii ki hayır. Seni korumak için görevlendirilmiş bir polis memuruyum sonuçta öyle değil mi?
Hiçbir şey söylemiyor, korkuyla başıma ne geleceğini düşünüyordum.
Jk- Doğru... Seni kendimden korumam gerekiyor. Hmmm, demişti kafa sallayarak.
Jk- Kendimden korumam gerekiyor, demişti tekrar ederek. Biraz düşünüp aniden kucaklamıştı beni. Odama götürüp yatağa bırakmış elimi komodine kelepçelemişti.
Jk- Çıt çıkardığını duyarsam seni parçalarına ayırırım, demişti gözlerimin içine bakarak. Ve kapıyı açık bırakıp odadan çıkmıştı.
------------------------
Karnımda hissettiğim soğuk parmaklarla hemen uykudan uyanmıştım. Kolumdaki kelepçeyi çözmüş ve yatakta yanıma oturmuştu. Gözlerim onu bulduğunda hemen doğrulup kendimi toparlamaya çalışırken bacaklarımdan tutup çekmiş ve yeniden uzanmamı sağlamıştı. Çırpınıp yeniden kalkmak için hamle yapacaktım ki bileklerimden sıkıca tutup üzerime doğru eğilmiş başımın iki yanına sabitlemişti. Gözlerimin içine bakıyordu:
Jk- Seni tekrar kelepçelememi ister misin?, diye sormuştu sinirle. Bu söylediğiyle hemen duraksamıştım.
Jk- Akıllı kız, demişti burnundan gülerek. Bileklerimi bırakıp tekrar yanıma oturmuştu ve soğuk parmakları yeniden karnımı bulmuştu.
Jk- Çok sert davranmış olmalıyım, demişti morluklara dokunarak.
Jk- Ama sana çok yakışmışlar.
Yüzüne yerleştirdiği psikopatça bir ifade ve korkunç gülümsemeyle içimde bir şeyler kopmuştu.
Jk- Sence de yakışmamış mı?
Heyecanla sorduğu şeye karşı ne tepki vereceğimi bilemiyorken eliyle sıkıca çenemi kavramıştı. Gözlerimi sımsıkı kapatmış, ellerimle karşı koymaya çalışsam da gücüm yetmiyordu.
Jk- Duyamadım...
Sorduğu soruya cevap beklediğini anlayınca belli belirsiz kafa sallamıştım onaylamak için.
Jk- Aferin güzelim, benimle aynı fikirde olduğunu bilmek güzel.
Çenemi hâlâ sıkıca tutarken dudaklarıma eğilmiş alt dudağımı sert bir şekilde öpüp sonra ısırmıştı. Ağzına bıraktığım inlemeyle gülümsemişti.
Yatağa çıkıp dizlerini belimin iki yanına koymuştu. Üzerindeki kısa kollu kıyafetini çıkarıp bir kenara fırlatmıştı. Son derece fit ve yapılı bir vücudu vardı. Ben daha olayın şokunu atlatamadan benim de üzerimi çıkarmaya yeltenmişti. Çığlık atamıyor, hareket etmeye bile korkuyordum. Ama çaresizce kendimi bu durumdan kurtarmak istiyordum.
Ne kadar engel olmaya çalışsam da üzerimdeki crobu çıkarıp onu da hızla fırlatmış ve boynuma yönelmişti. Çırpınıyor, kurtulmaya çalışıyordum. Boynumu sömürmeye başlamış, ısırıkları canımı yakıyordu. Bu durumdan nefret etsem de acıdan ağzımdan çıkan inlemelere engel olamıyordum.
Boynumu öperken beni belimden tutup biraz kendine çektikten sonra diğer eli sütyenimin kopçasına gitmişti. Niyetini anlayınca daha fazla çırpınmaya başlamıştım. Bu onu kızdırmış olacak ki sütyeni açınca beni yatağa hızla bırakmıştı. Kalçama indirdiği eliyle bir bacağımı yana doğru açmış ve bacaklarımın arasına uzanmıştı. Demin boynuma yaptığı işkenceyi şimdi de göğüslerime yapıyordu.
Her şey o kadar hızlı oluyordu ki ona yetişemiyor, yaptıklarına engel olamıyordum. Kendimi yukarı doğru çekmeye çalışıyor bacaklarımı kurtarmak istiyordum ama belimdeki eli beni sıkıca kavramış buna engel oluyordu. Göğüs ucumu sertçe ısırmasıyla çığlık atmış tüm tırnaklarımı sırtına batırmıştım. Bu hareketimle o da acıyla inlemişti. Altımdaki şortu çıkarmaya çalışırken aniden kapının çalmasıyla duraksadı. Benim içimi bir ümit kaplarken o paniklemişti. Hemen kalkıp kıyafetini üstüne çekti.
Jk- Kıpırdamaya kalkarsan seni öldürürüm.
Hızla odadan çıktı. Ben de hemen üstümü giyip peşinden gittim. Bu benim son şansım olabilirdi. Kapı açılır açılmaz elinde silahlarla polisler içeri doluşup onu kelepçelemeye başladı. Kurtulduğumu anladığım için hıçkırarak ağlamaya başlamıştım. Çok çok korkmuştum. Biri hemen yanıma gelip benimle ilgilenmişti.
P- İyi misiniz? Size bir şey yaptı mı?
Ben şoka girmiş sadece ağlayarak katile bakıyordum. Evden çıkarılmadan hemen önce göz göze gelmiştik.
Jk- Merak etme güzelim, senin için geri döneceğim.
Korkunç gülüşü yine yüzüne yerleşmiş korkunç bir kahkaha atmıştı. Polisler sürükleyerek evden çıkarmışlardı.
Daha önce dediğini kolayca yapmıştı. İçimdeki derin endişe geçmeyecekti. Ya yine dönerse?!
-----------------------
💜
Beğendiyseniz belirtmeyi unutmayın lütfen.
aga şey sanmıştım işte öldürmeye gelir seni aşık olur öyle degilmis zort ben
@@Jungkookstoryyaga resmen kızı taciz ediyordu lan
@@yumosna hiç öyle düşünmemiştim 😂 böylesi daha heyecanlı geldi
Yaa hemen yarın yeni bölüm gelsin çok iyi istediğim seriyi yapmışsın
Teşekkürler 💗😘
Bölümü bekliyorum bugün gelsin😊
@@Lilzeyq yetiştirmeye çalışacağım 😄💕
Yeni bölümü bugün gelse olurmu lütfen 🤭
Çok güzel olmuş devamıda gelirmi
@@Coolnight-h9s teşekkür ederim☺️💕 gelebilir evet
Çok güzel olmüş davamı gelirmi
@@ZaminXaseyil teşekkür ederim. ☺️ Bu kurgu için 3 bölüm yükledim. 💕