ไม่สามารถเล่นวิดีโอนี้
ขออภัยในความไม่สะดวก

Keşif TV - Kemah

แชร์
ฝัง
  • เผยแพร่เมื่อ 10 ส.ค. 2022
  • KEMAH
    Kemah İlçesi Doğu Anadolu Bölgesi'nde Erzincan İline bağlı olup, Erzincan'ın 9 ilçesinden biridir. Eski adı Gamakha olan Kemah; Doğu Anadolu Bölgesinin Yukarı Fırat Bölümünde Kemah adını taşıyan bir boğazın güneybatısında yer alan engebeli bir arazide denizden 1053 metre yükseklikte kurulmuştur.
    Kemah ilçesi, bağlı olduğu Erzincan şehir merkezine 50 km uzaklıktadır. Şehir merkezi ile bağlantı karayolu ve demiryolu ile sağlanmaktadır. İstanbul - Kars demiryolu güzergahı ilçe merkezinden geçmektedir.
    Kemah'ın Kuzeyinde Refahiye, Güneyinde Ovacık, Batısında İliç İlçeleri, Doğusunda ise Erzincan İli ile çevrilidir. İlçenin güneyinde çok sarp ve yalçın kayalardan meydana gelen Munzur Dağları uzanır. Kemah'da coğrafi yapının en belirgin özelliği arazinin engebeli olmasıdır. Geniş ve düz arazi yok denecek kadar azdır. İlçenin en önemli akarsuyu Fırat nehrinin bir kolu olan ve İlçe Merkezinden geçen Karasu'dur. Karasu Nehri her türlü su sporlarının yapılmasına imkan sağlamaktadır.
    Kemah, Doğu Anadolu’da Karasu Vadisinin sol kıyısında, Munzur dağlarından inen Tanasur Deresi ağzında ve tarihi kalenin eteklerinde kurulmuştur. Kemah Kalesi'nin tarihte önemli bir yeri vardır. Doğal yapısı gereği savunmaya çok elverişli olduğundan, tarihte hep vazgeçilmez olmuştur. Kimler tarafından ve hangi tarihte yapıldığı kesin olarak bilinmemekle birlikte, Milattan Önce 205 yıllarında Arzaklılar tarafından yapıldığı kimi kaynaklarda dile getirilir. Ünlü Türk seyyahı Evliya Çelebi Seyahatnamesinde Kemah Kalesine önemli bir yer ayırmış ve kalenin sağlamlığını dile getirmiştir. İlk çağlara ait açık hava tapınakları, kült merkezleri, ortaçağlara ait manastır, kilise, ayazma, şapel, gözetleme kuleleri, Selçuklulara ait kümbetleri, Osmanlı dönemine ait cami, mescit, medrese, han, hamam, türbe, çeşme, mezar taşları ve boyut evler gibi kültür varlıkları ile çok eski bir yerleşim yeridir. Kemah bunların yanı sıra temiz havası, doğal güzellikleri, doğal tuzu, tulum peyniri, çiçek balı, cevizi ve Munzur dağı karlarından süzülüp gelen soğuk suları ile de meşhurdur.
    Kemah Kalesi Ortaçağda Sasanilerle Doğu Roma İmparatorluğu arasında mücadelelere konu olmuştur. Kemah Kalesi 678-679 yıllarında Abbasilerin eline geçmiştir. Bundan sonra Kemah Abbasilerle Bizanslılar arasında elden ele geçmiş, 750-751 yıllarında Bizanslıların hakimiyetine girmiştir. 1071 Malazgirt Savaşından sonra Anadolu kapıları Türklere açılınca Alparslan'ın Kumandanlarından Mengücek tarafından Kemah Türklerin eline geçmiştir. Burada Mengücek Beyliği devam etmiştir. İkiyüz yıl ömürlü olan Mengücek Beyliği 1228 yılında Kemah'ı Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat'a bırakmak zorunda kalmıştır. 1230 yılında İlhanlılar Kemah'ı Selçuklulardan alarak 14. yüzyıla kadar Kemah'a hakim olmuşlardır. 14. yüzyılın ilk yarısında İlhanlılar'ın zayıf düşmesinden Osmanlı egemenliğinin 16. yüzyılın başlarında kesin olarak yerleşmesine kadar Kemah sık sık el değiştirmiştir. 19 Mayıs 1515 Cumartesi günü Yavuz Sultan Selim'in Kemah Kalesini fethetmesiyle Kemah Osmanlı Topraklarına katılmış ve bundan sonra bir daha Türk hakimiyetinden çıkmamıştır. Kemah Kalesi, Melikgazi türbesi, Gülabibey camii ve hamamı, Behramşah Zaviyesi, Sancaktar Türbesi önemli tarihi eserlerindendir.
    Birinci Dünya Savaşında Ruslar Kemah Boğazına kadar gelmişlerse de bu boğazı geçemeyerek Erzincan'a çekilmek zorunda kalmışlardır. Böylece Kemah Birinci Dünya Savaşında Ruslara karşı savunma hattı olmuştur.

ความคิดเห็น • 2

  • @GezenFikret
    @GezenFikret 2 ปีที่แล้ว +1

    Emeğinize sağlık çık güzel bir sunum.Ancak özellikle Kümbetlere yazılan yazılar içimizi acıtıyor.Kümbet girişindeki harika taş içliği bir an evvel korunmalı düşüncesindeyim.