Kapitalist ehlisünnet güzel bir espri ancak şaka bir yana iki uç nasıl bir araya gelebilir aklım almıyor zira İslam dayanışma yardımlaşma gibi değerlere çok önem veriyor. Bu durumda Islam bir siyasi kimliğe ait olsaydı sosyal demokratlığa yakın olurdu diyebilirim
@@dkkt1923 seriat rejim değil ki.din krallik olsun totaliter rejim olsun demokrasi olsun liberalizm olsun kisaca herhangi bi rejim onermiyor.dinin kurallarini uyguladin miydi seriat oluyor kalanini kendin belirliyorsun
@@yigitisk9248 İslam piyasa ekonomisini savunur ama bu kapitalizmi savunduğu anlamına gelmiyor. Faiz yasaktır. zekat(zengin ve temyiz kudreti olan müslümanın malının 40 ta birini fakire vermesi) zorunludur. İnsanı ezmek zaten yoktur. Aksine dayanışma ve yardımlaşmaya teşvik edilir. (Bu yüzden zengin fakir çatışması olmaz zengin fakir dayanışması olur. Zengin fakire şükret falan demez) Güçlü tekel ortamı oluşturmaya izin vermez. Allah hayırlarda yarışmayı emreder. (Bakınız.Bakara 118)
@@omergurbulak9399 yok her şeye cevap veremiyor, bazı konularda inat ediyor. Yaşar sekulerleşme konusunda haklı, buna İran etkisi diyorum. Şu an İran'da halk dinden o kadar bezmiş vaziyette ki, bir daha eskisi gibi olmayacak. Aynısı Türkiye içinde geçerli olabilir.
Son yıllarda İslama daha sıkı bağlandım ve hakikaten kendimi daha mutlu ve huzurlu hissediyorum . Ayrıca inanan insanların nasıl oldukları ne yaptıkları beni ilgilendirmiyor çünkü dinin ne buyurduğu ortada . Uygulanması insana kalmış . Uzun zamandır bu kadar keyifli birşeyler izlememiştim . Emeğinize sağlık
Kendi ailem psikiyatriye gidip antidepresan kullanacağımı öğrendiklerinde karşı çıkmışlardı. Irakta yaşayan bir arkadaşın aileside psikiyatriye gitmeyi yasaklamıştı. Bizim gibi ülkelerde antidepresan kullanımı gelişmiş ülkelere göre az olabilir ama sebebi mutluluk değil psikiyatriye gidince deli damgası yiyip toplumdan dışlanacak olmamız. Paikolojisi bozuk arkadaşım polislik sınavından dolayı doktora gitmiyor. Diğer bir konu imkansızlık ve bilgisizlik. Doktora gidecek para ve/veya doktora gitmesi gerektiğini bile bilmemek
Bu ilaçlar beynin sağlıklı işleyen mekanizmasına aktif etki eden maddelerdir. Tıpkı alkol ve uyuşturucular gibi. Böyle sağlıklı işleyen mekanizmalara müdahale etmek eninde sonunda bütün sistemi bozacaktır. Irak'taki ailenin tavrı son derece mantıklı özellikle de bu ilaçların son derece zararlı yan etkileri göz önüne alındığında. Eğer bu aile din ile bağlantılı olarak böyle bir karar almışsa bu dinin sağ duyulu bir etkisidir.
Ben ağrı kesici ilaca karşıyım. Çünkü ağrı kesici ilaç hastalığı iyilestirmez. iletişimi keser. Yani evinizde yangın çıktı. Ağrı kesici içmek yangını sondurmez. Ağrı kesici içmek kafamızı başka yöne çevirmektir. Önemli olan yangını söndürecek çözümü bulmak ve eylemi gerçekleştirmektir. Antidepresanda ağrı kesici gibidir. Sorunu çözmez. Erteler. Biz antidepresana karşıyız. Ertelemeye karşıyız. Devekuşu gibi kafayı kuma gömmeye karşıyız. Zor olanı yapmalıyız. Çözüm bulmalıyız.
Çok zeki gençlersiniz ama çok gençsiniz. Sizi dinlemek çok keyifli ancak sizin yaşınızda eğitimli kişilerde görülen fikirsel kesinliklere sahipsiniz. Umarım daha olgun yaşlarınızda da bu programları yapmaya devam edersiniz ve o programları izleme şansına sahip olurum.
ailesi aşırı muhafazakar (6/10), sayisiz yatılı kuran kursuna ve tarikat derneklerine gitmiş ve erkek imam hatip lisesinde öğrenim görmüş ve şu an hali hazırda bir zayıf agnostik olarak şunları söylemek istiyorum. imam hatip kısmına değinirsem, girmeden önce gayet muhafazakar biriydim denebilir. imam hatip kazandığıma üzülmemiştim. hem de lise evimden uzakta olduğu için yurtta kalacağımdan biraz sevmiş sayılabilirdim. bir süre bu devam etti ama haftalık 40 saat olan ders programımızın 12 saatini dini dersler oluşturunca ve haftada 1 saatlik beden dersi dışında eğlenebileceğimiz müzik, görsel sanatlar derslerin olmadığı bir programla eğitim görünce cidden moralim bozulmuştu. başka bi konu ise instada takip ettiğim eski ortaokul arkadaşlarımın çevresinde kız arkadaşları varken ben erkek imam hatip lisesini okurken üstüne bi de okulun yurdunda kaldığımdan ötürü en çok gördüğüm cinsiyeti kız olan varlık matematik hocamdı 😀 bu durum 12. sinifa gelip dershaneye gitmeye başlayınca karşı cinsle iletişim kurmamı etkileyecek bir olaydı. ve şunu da söyleyim hala arkadaş çevremi çoğunlukla o imam hatipten kalan arkadaşlarım oluşturuyor ve içlerinde 1 tane bile "dindar" yok. cuma namazına giden bir tane bile arkadaşım yok.
@@GraphiX_95 Dünyevi istek ve beklentiler gayet gerçek ihtiyaçlarken, din dediğimiz şey örgütlenmiş bir zihniyetin "İlla bunu yapacaksın" dayatması sonuçta. Bill Burr diye bir komedyen var "Abi kiliseye gidince dini ciddiye alamıyorum, adam İncil'deki üslup ile halka hitap edip güya Tanrı'yı anlatıyor. Abi senin adın Jerry! Bir tane kostüm giymişsin, iki üç laf ezberlemişsin seni ben ne ciddiye alacağım!" gibisinden bir sekansı vardır, adamın örgütlü din hakkında yapılabilecek en ilginç tespiti yaptığını düşünüyorum ben. Dindar insanlar, kendilerini dine kaptırdıkları için, aslında bir sürü insana bu işlerin saçma geldiğini bir türlü anlamıyor
Bende muhafazakar yetiştirilmiş birisiyim ama gerçekten hiç istemeden gitmiştim imam hatipe. Şuan mezun oldum arkadaşlarımda bende ( belki 5 vakit namaz kılmıyoruz ) imanlı ve inançlı kimseleriz. Kız görünce de patlamıyoruz. Gayette rahat iletişim kurabiliyorum bir çok aradaşımda böyle ( kuramayan var tabi ) .
siyaset öğrencisiyim tam da bu konu üzerinde düşünüyordum bu aralar. Ömer ile Yaşarın karşılıklı soruları ve cevapları da benim kafamdaki sorular ve cevaplar da gayet örtüşüyorlardı aynı zamanda. kafamdakiler dile getirilmiş gibi hissettim şahsen bana katkısı çok teşekkürler
Biraz başta Ömer ateizm ile sekülerliği birbirine karıştırarak konuşmuş gibi geldi. Ateist olmak herhangi bir dine veya yaratıcıya inanmamak demek, seküler olmak ise yaşam tarzı olarak dünyevi bir hayat sürmek demek. Seküler birisi inançlı da olabilir, örneğin dine inanıyordur ama dinin temel görevleri olarak gösterilen şeyleri yerine getirmiyordur veya getiremiyordur. İlle de bir kişi seküler bir hayat tarzı yaşıyor diye otomatik olarak ateist olmuyor. Öte yandan, Ömer bir konuda haklı. Dünyanın kendisi genel olarak sekülerleşmeye gidiyor, bunun da sebebi zaten videoda bahsedilmiş. Modernleşme, internet ve şehirleşme ister istemez insanları sekülerleşmeye itiyor. Çünkü hem hayatın sadece dar ve geleneksel kalıplara sığmayacak kadar geniş olduğunu görüyorsunuz, hem de dünyevileşme artık kapitalizmin içerisindeki bir yaşamın zorunluluğu. Malum, şu an hayatta kalma mücadelesi veriyoruz resmen. En dindarı bile kalkıp medrese eğitimi ile yetişmiyor, üniversite sınavında derece yapıp Boğaziçi'nde veya ODTÜ'de meslek edinebileceği seküler bir bilim alanında diploma alıp iş hayatına atılmayı hedefliyor, çünkü aksi taktirde hayatı düzene giremeyecek. Yani kısacası, videoda da ucundan değinilmiş. Eski insanlar gibi köyde, sosyal mobilitenin olmadığı durgun, komüniteryen bir yaşam yaşamıyoruz. Şehirde, sosyal mobilitenin tam olarak ilerlediği ve oldukça bireyselci bir yaşam yaşıyoruz. Dolayısıyla seküler bir yaşam tarzı kaçınılmaz oluyor. Burada biraz tarihe gireceğim ama belki din sosyolojisi veya din tarihi çalışmak isteyenler bu dönüşüme bakabilirler. Ortaçağ'da Feodal döneminin bitişi ve kapitalizmin gelişindeki o mentalite değişimi oldukça ilginçtir. Ortaçağ'da da bahsettiğim tipte bir durgunluk vardı. Toplumun devasa çoğunluğunun köylerde yaşadığı olan feodal dönem zaten bu mentalite ile yaşıyordu, hemen hemen hepsinde durgun bir hayat anlayışı vardı. Ortaçağ'da hiçbir köylü kendini bir gün bir meslek sahibi olup doktor veya avukat olacağını hayal etmiyordu. Çünkü, sosyal mobilite yoktu, dolayısıyla da başka türlü bir yaşamın mümkün olabileceğini düşünemiyordu. Köylü olarak doğdular ve köylü olarak öleceklerini, dolayısıyla feodal lorda serf olarak hizmet etmekten başka bir yaşam biçimi olacakları fikri yoktu. Dolayısıyla bu dönem çıkan dinlerin hepsi de bu durgunluğu Tanrı'nın bir planı olarak kutsayan ve özellikle bu dünyayı kötü görüp, acının ve ızdırabın yeri olarak görüp, öteki dünyayı kurtuluş olarak görüyorlardı (en azından daha iyi bildiğim Katolik Hristiyanlık inancı için bunu söyleyebilirim). O dönemki Avrupa edebiyatına bakarsanız bu imgeyi görürsünüz, zaten hayat kısa ve zor, ölüm Tanrı tarafından verilen hediye olarak görülüyordu. Ama kapitalizmin gelişi ve şehirleşmenin başlayışı insanlar ister istemez daha çok bu dünyayı düşünen, kendi çıkarını düşünen ve daha bireyselci seküler bir hayat tarzı yaşamaya itti, çünkü artık sosyal mobilite vardı. Ortalama yaşam süresi artmış ve artık doğduğunuz sınıfta ölmek zorunda değilsiniz (en azından teoride böyle). Bu değişim o dönemki kültürlerini ve dini inanışlarını dahi etkiledi. Bu dönem ortaya çıkan Protestan inancını Katolik ve Ortodoks kliselerinden ayıran en önemli faktör de buydu. Artık öte taraf değil, bu dünyadaki yaşam kutsanıyor ve ölüm artık kaçınılan bir şey haline geldi, çünkü insanlar kendi hayatlarında yaptıkları ile kendi kaderlerini belirleyebileceği inancı yerleşti. Bu sadece basit bir dini inançta değişim değil, artık sıradan insanın (tabi o dönemler bu kavram sadece orta sınıf burjuvaziyi kapsıyor) siyasette söz sahibi olabilmesi ve ülkenin kaderini belirliyebilmesi gerektiği düşüncesini de getirdi, malum ülkenin kaderi gerek ekonomi, gerek savaş, gerek vergiler, gerekse yasalar olsun artık bu insanların kaderini etkileyen başlıca faktörlerden birisiydi. Türkiye'de bu süreci şehirleşme ile yaşıyor. Jön Türk ve Kemalist Devrim'i de ben bu tip bir burjuva devrimi olduğunu düşünmekten yanayım. Bu devrimler sadece mutlak monarşi gitti, meşrutiyet/cumhuriyet geldi değil, sekülerleşme ve ilerleme algısını insanlara getirirerek bir milleti ulus yaptı. O sebeple, Ömer'in Kemalizm başarısız oldu tezine de karşı çıkacağım, şu an Ömer bir Ankaralı olarak dünyaya gelip, geleneksel bir medrese eğitimi almak yerine modern okullara gidip sonrasında Boğaziçi'nde siyaset bilimi okuduysa bu Kemalist devrimin başarısıdır, çünkü o seküler mentaliteyi geleneksel bir aileye dahi yerleştirmeyi başarmıştır (videoda Ömer ailesinden "muhafazakar" diye bahsettiği için ailesinin geleneksel bir hayat tarzı yaşadığı varsayımında bulundum). Tabi burada meşhur bir Weber ile Marx'ın tartışması vardır, bunu da es geçmeyelim. Çok kabaca özetleyecek olursak, Weberciler önce ideada, üstyapıda, düşüncede bir değişim gerçekleşti ve sonra bu sosyal dönüşüm gerçekleşip kapitalizm geldiğini iddia ederler. Max Weber kendi kitabı "Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhunda" bu Protestanlık dininin pre-determination kavramından dolayı (bazı insanların doğuştan şanslı olarak Tanrı tarafından seçilmiş olduğu düşüncesi) bireyselleştiği ve sadece kendi çıkarını düşünerek, çalışmayı ve kar maksimizasyonu temel hedefi haline getirerek kapitalizmin Protestan ülkelerde başladığını ve oralarda başarılı olduğunu öne sürer. Marxistlerin argümanı ise materyalisttir. Önce belirli bir servet birikimi ile burjuvazi oluştu, altyapı değişti, sonra bu burjuvazi kendi devrimini yaparak feodalizmi yavaş yavaş bitirip, kapitalist düzeni getirdi ve böylece üstyapıyı da değiştirdi. Marxistlere göre bu burjuvazi devrimi sayesinde önce kapitalizm geldi, sonra materyal olmayan üstyapı (din, hukuk, siyaset, kültür vs.) değişti, var olan burjuva düzenini meşrulaştırabilmek ve devamlılığını sağlayabilmek için. Son olarak Yaşar'a ideolojilerin ethosu konusunda katıldığımı belirtmek isterim. İslamcı hükümetin başarısızlığı ve 2000lerin sonrasında radikal İslam'ın dünyada teröre kayması İslam'ın meşruluğunu birçok insanda ciddi anlamda sarstı, çünkü İslam'ın iktidarlar tarafından nasıl kullanıldığını gördüler. Ben şahsen belli bir İslam anlayışı siyaseten başarılı olsaydı, onun gayet birçok insanı etkileyebileceğini düşünüyorum, o sebeple tartışmanın bu kısmında Ömer'e katılmıyorum. Örneğin Latin Amerika'daki Kurtuluş Teolojisi'ne (Teología de la Liberación/Teologia da Libertação) bakın, onun başarısını göreceksiniz. Bu oldukça uç-sol bir sosyalist hareket olarak, İsa Mesih'in de bir devrimi olduğu yorumlaması ile gerçekleşen ve komünistlerle işbirliğine, hatta gerillalığa kadar varabilecek derecede radikal bir ilahiyat yorumuydu ama şu an Latin Amerika'daki en başarılı teoloji ekolüdür, hatta ABD'de de birçok Siyahi arasında yaygınlaşmıştır. Çünkü tarihte o kadar olaya rağmen, Latin Amerika siyasetinde hep doğru tarafta durmuş ve o ülkelerde çok radikal bir yorum olmasına rağmen siyaseten meşruluk kazanmış, hatta birçok Katoliğin belki de daha dindar olmasına sebep olmuş, birçok ateist solcunun da her Katoliğe aynı önyargı ile bakmasına engel olmuştur. Zamanında Baba Bush ABD başkanıyken Katoliklerin nasıl Marxistlerle işbirliği yaptığını anlamlandıramadığını söylemişti. Şaşırılacak bir şey değil, çünkü ABD'deki muhafazakar bir siyasetçinin bunu anlaması imkansız. Bu Latin Amerika'daki siyasi koşulların yarattığı bir sonuçtu. Sürekli olarak ABD emperyalizmi altında olan ve bundan dolayı karışıklıklar yaşayan ve çözülmeyen sosyal eşitsizlikleri olan bu ülekelerde ister istemez birçok Katolik din adamı Marxist entelektüellerle aynı konuma gelmişti. O sebeple burada Yaşar'a katılıyorum. Eğer Türkiye'de de bir kurtuluş teolojisi olsaydı belki insanların dine bakışı değişirdi, çünkü İslam Türkiye'de Ömer'in şikayet ettiği gibi devletin kontrol ettiği Diyanet'in tekelinde ve bu da Yaşar'ın söylediği gibi sadece devletin politikalarını ve toplumsal adaletsizlikleri meşrulaştırmak için bir araç olarak kullanılıyor. Ömer'in söylediği dinlerin demode olduğu argümanına da pek katılmıyorum, çünkü Hristiyanlık teolojisinde çok farklı tartışmalar vardır ve kendini sürekli yenilerler. Yahudilikte de bunun olduğunu biliyorum. Türkiye'deki İslam'da bu tartışmaların çok olduğunu göremiyorum (belki başka ülkelerde vardır, ben bilmiyorum onları). Hatta daha yeni bir İlahiyat hocası Kur'anizm görüşünü savunduğu için akademiden atıldı. İlahiyat Fakülteleri halbuki bu tartışmaların yapılması gereken yer ama ne yazık ki Türkiye gibi üniversitelerde bile iktidarın sözünün kuvvetli olduğu yerlerde bu tartışmalar anlaşılan pek gerçekleşmiyor. Gerçekten ABD veya Kanada'da ilahiyatçıların tartışmalarını zevkle okuyorum, Türkiye'de ise anladığım kadarıyla sadece reprodüksiyon yapılıyor ve İlahiyat Fakülteri bilimsel olarak dinin tartışıldığı yer olmaktan çıkıp sadece bir Kur'an kursuna dönüşüyor gibi. Umarım bir gün Türkiye'de gerçekten akademik özerklik görürüz ve bundan sadece doğa bilimleri ve sosyal bilimler değil, İlahiyat bölümleri de yararlanır.
Sonlara doğru biraz varoluşçu tartışmalara girmişsiniz, orada da Yaşar'a katılıyorum. Dini düşünce insanlara atalet katılıyor, kader inancı ve kendinin aciz olduğu inancı insanın kendini gerçekleştirmesini engelliyor. O sebeple de dini yaşayan insanların pek başarılı olabileceğini sanmıyorum, çünkü hayat atılım yapmanızı gerektiriyor, mucize bekleminizi değil. İskandinav ülkelerinin refaha sahip olmasının sebebi de bu, insanlar seküler birer birey olduklarından dolayı sorunlarının mucizevi bir şekilde bir Tanrı veya onun görevlendirdiği birisi tarafından Deus Ex Machina misali gelip çözmesini beklemiyorlar. Seküler bireyler olarak toplumsal problemleri özgürce çekinmeden tartışıyorlar ve bu konuda uzman olan bilim insanlarının öncülüğünde sorunlarına hepbirlikte çözüm arıyorlar. Orada demokrasinin ve insan haklarının oturmuş olmasının sebebi bu zaten, sorunlarını toprağa gömmüyorlar, oturup tartışıyorlar ve çözüm buluyorlar. Türkiye, İran veya ABD gibi ülkelerde ise sorunlardan bahseden insanları vatan haini ilan edip susturmaya çalışıyoruz. İskandinav ülkelerinde antidepresan kullanımının yüksek olması da oldukça iyi bir şey, en azından insanlar psikolojik problemleri olduğunda, depresyonda olduğunda yardım istiyor ve bu konuda bilime danışıyor demek bu. Depresyon oldukça sıradan bir şeydir, sadece bir anlık mutsuzluk hali de değildir oldukça da ciddi bir şeydir. Türkiye gibi ülkelerde kaç insan depresyon yaşadığı durumda psikiyatrik servise başvuruyor? Psikolojik problemler yaşadığınızı bunun geçmesini beklemek yerine uzman doktorlara başvurmak gerekiyor ama ne yazık ki korkunç bir önyargı var bu konular hakkında toplumumuzda. Bu da, İsveç veya diğer İskandinav ülkelerinin aksine, sekülerleşme ve bilimsel düşüncenin ülkemizde tam oturmamasından kaynaklanıyor ne yazık ki. Hal böyle olunca daha çok şiddet olayları görmeye devam edeceğiz Türkiye'de. Bu arada gerçekten Yaşar'ı takkeli bir şekilde göreceğimi hiç düşünmemiştim. İyi güldüm videoyu izlerken.
Ömer Bey'in her şeye karşı çıkıp altını dolduramazken Yaşar Bey'in güzel güzel açıklamaya çalışması. Yaşar Bey 💖 Siyasal İslam nedeniyle kimse dinden çıkmamıştır diyen Ömer Bey halihazırda siyasal İslam nedeniyle dinden çıkanlarla karşılaştığını gözden kaçırıyor sanırım. Herkes herkesi şimdiki hâliyle değerlendiriyor ama geçmişini bilmiyor çok örnek verebilirim buna.
Betül nerenle dinledin de bu kanıya vardın . Dindar olmadığına eminim çünkü yobazsın . Ömerin mantıklı argümanlarını az ve öz konuşmasını bile algılayamamışsın .
Yaşar'ın dinin yerine koyduğu şey (anladığım kadarıyla siyaset bilimiyle ilgilenmek, ortaya bilimsel değerler çıkarmak) aslında kısa vaadeli zevkleri daha uzun vaadeli yapmaktan başka bir şey değil gibi.
14:25-14:44 arasını bizzat yaşadım o kadar doğru ki hiç unutmam istemeyerek imamhatipe gelen Bi arkadaşım sınıf tahtasına imamhatipler yıkılsın diye yazı yazıyordu o kadar sevmiyordu insanı bir şeylere zorlamak kişiyi daha da soğutuyor ben de istemeyerek imamhatipte okudum ve bana zerre katkısı olmadı çünkü severek gitmiyordum
@@lsdaukul2945istekli gelen falan yok bizim sınıftada vardı sırf ilkokulda zorla imamhatipe gönderildiği için ateist olan. Haftada 4 saat Arapça veriyorlar imam hatiplerde Arapçayı kutsal gibi gösteriyorlar Ortaçağda aynısını kilise latinceye uyguluyordu din diye çocuklara arap kültürünü empoze etmeye çalışıyorlar. Bizim okuldada 4 saat din dersi var 2 ders biyoloji 2 ders fizik var bilim dinin gerisinde olduğu sürece gelişemeyeceğiz. Ders kitaplarında mülteci sevgisi ve ümmetçilik propagandası yapılıyor. Neyseki işe yaramıyor, geçen belediye başkanı zarf içinde uçlu kalem dağıttı bide içine yazı yazmış teşekkür filan bekliyor herhalde :D
@@lsdaukul2945 Okul tahtasına onu yazmasına sebep olan sistemi sorgulamak yerine çocuğun davranışını etik olarak sorguluyorsun. Ya bunun yaşı kaç bilinç düzeyi ne durumda demen gerekirken üstelik. Bu ülkede İmam Hatipli arkadaşıyla arasındaki şakalaşma yüzünden popüler bir sanatçımız tutuklandı içeri atıldı ama sizin kıymetli ve kutsal inancınız her şeyin üzerinde. Sonra islamofobi niye arttı kimse inancıma saygı göstermiyor diye ağlıyorsunuz.
ateistim ve mutsuzluğumun sebebi inançsızlığım değil ancak gerçek anlamıyla inançlı insanların kendi dünyasında gayet mutlu olduklarını görebiliyorum inançsız insanların samimi inanca sahip insanlara “hayır sen mutsuzsun çünkü maddi ve manevi açıdan özgür değilsin” diye bir dayatma yoluna gitmelerinin boş olduğunu düşünüyorum çünkü onlar kendi dünyalarında gerçekten mutlular ve bence çoğu, mutluluğunun sarsılmaması için en ufak bir sorgulama gayretinde dahi bulunmuyorlar, bunun sebebininse temelde ölümden sonra hayatın olmadığına inanmanın insanı derin bir mutsuzluğa ve karamsarlığa götüreceği inancına sahip olmaları olduğunu düşünüyorum
Hayat acı ağlarla örülü zaten Dünyan ne kadar küçük olursa daha az şeyle yetinmeyi öğrendiğin için onlarla mutlu oluyorsun O zincirleri kırdığın zaman gerçeklerle yüzleşiyorsun Dindarların arkasında sığındığı şey ölüm zaten Adam sonra doğacak sanıyor kendinden emin Gidip döneni göstersinler bizde bu küçük şeylerle mutlu olalım
14 yaşımda bu dediğin oldu ve gerçekten baktıkça o zamandan sonra pek de yaşamadığımı düşünüyorum. Gün sonunda zırlayan ben oluyorum. Kesinlikle ironik bir durum var, inanmayanların Tanrının var olmasını inananlardan daha çok istediğini düşünürüm hep.
mutluluğu sürekli olarak devam eden bir olgu olarak ele aldığımız sürece bunun cevabını vermek imkansız. kısa süreli , minik anlara bölerek düşündüğümüzde popüler mutluluk kavramını anlamak daha kolaylaşıyor. sürekli olarak mutluluğa yakın bir şey tarif etmek gerekirse bu dinginlik ve huzur olabilir. en başta seküler olmaya meyil eden insanlar, dindar olmaya meyil eden insanlar gibi bir argüman çıktı. bir insan 0 anında bir şeye meyil etmiş durumda değil zaten. baz fikri oluşturan içsel dışsal etkiler var. bu yaklaşıma göre seküler olmaya meyili olan insanın dindar olmaması gerekiyor veya tam tersi. enerjisi yüksek arkadaşlar bravo, teşekkürler
bu başlıkta videoları izlemem genelde. sanırım çok ilgilenmiyorum ama videonuzu çok beğendim fikirler harikulade. yaşar'a genel bağlamda katılmasam da onun da fikirlerini beğendim. ek olarak kitleniz çok kaliteliymiş yorumları okumak da ayrı keyif verdi. var olun, devam edin, sağlıkla kalın
Omerin fikirleri mi? Yasarin fikirleri gerceklige daha uygun, daha bilimsel yaklasiyor, metafizik denen seyi ciddiye almiyor Omer gibi. Omer biraz bilgili ama ansiklopedi gibi, Sadece bilmek icin biliyor, konunun anlamini ve ya sonucu kestiremiyor. Metafizigi reddetmezsen, durmadan guzellemeye calisirsan kafanda her sey Boyle allak bullak olur, gerceklerle ortusmez. Dunyayi deyistire bilecegine dair inanc konusunda Omerin “bilgisini” tam olarak gore biliyoruz. 17:35lerde felan gecen konusma. Kor inancla gerceklere dayali temeli ayni tutuyor. Yasar dedigi gibi, Insanlarin eylemleri bir sey ifade ediyor inanmamiz gereken sey etki kuvvetimiz ve bunu dogru acilarda kullana biliriz. Omer tabi ansiklopidk kaotik bilgisiyle konuyu anlamiyor, dunyada rahat ede bilmek tesaduflere baglidir ve ya biseyler soylemege calisiyor kendince. Nasil yani tesaduf? Insanlar her yeni bulusu, ilerlemeyi, devrimi ve s dusunerek, bir ihtiyaci oldugu icin yapiyor. Bununla kor bir ilahi baba inancini bir tutamazsin. Omerin konudan haberi bile yok, orman kanunlarina baglamis, yok tesaduf yok bilmem ne he he refah tesaduf urunu. Bati ve Amerika tesadufen oyle oldu, hic insan etkisi yok. Bide dunyayi mi degistirecen sen simdi diyor? Hic dunyayi degistiren bir insan yokmu? Dunya durmadan degisiyor ve bunu insanlar yapiyor hem bireysel hemde toplumsal boyutta. Her seyi karmakarisik alqiliyor. Yasar kardesimizi tebrik ediyorum, tam bir 21ci yuzyil insani aydinlanmaci, pozitiv ve bilimsel bir bakis acisina sahib. Omer gibi darmaduman kafalari yoluna koya bilirsek Yasar gibileri dunyadaki tum problemleri cozer, en azindan gercek problemin ne oldugunu goruruz. Omer masallar diyariyla gercekler arasinda gidib geliyor.
Ömer senden öğreneceğimiz çok şey var Yaşar daha da gelişmeli Biraz daha dar bir açıdan bakıyor gibime geliyor İkinizi de seviyoruz Bu karanlık dönemde bize umut oluyorsunuz iyi ki entellektüel seküler insanımız var diyorum
Çok sevdiğim arkadaşım, Kadir Gemalmaz'ın kullanmayı çok sevdiği ifadeyle "müstefid oldum" gençler. Çok güzel bir fikri sorgulama, hoş bir zihin jimnastiğiydi benim için. Çok da sempatik yürüdü sohbet. Alkışlıyorum sizi, aynen devam.
haklı ama tek yönlü savunmuş sadece maneviyat diyip maddiyatı kötülemiş çeşitlendirebilirdi bunu, gören de dindar(?) insanların sosyal hayatı yok,eğlenemez veya kafayı ibadetle bozan,kendini bir odaya kapatıp zikirden kendinden geçmiş insanlar sanacak. Halbuki müslümanca düşünebilme melekesi insanın eşyaya,insana ve topluma bakışta hikemî bakış açısını etkin kılmasıdır.
Videonun kurgusunu çok beğendim. Girişteki parçalar ve daha dinamik, ateşi arttıran bir akış. Podcast gibi dinliyorum çoğunlukla ama bu video kurgusu dikkatimi çekti. Teşekkürler.
Genç kardeşlerim bu gün videonuzu izledim. Şimdi ikincisini izliyorum. Öncellikle içeriklerinizi beğendim. Keşke çevremde bu konuları sık konuşup vakit geçirebileceğim birileri olsaydı. Başarılar dilerim ve içeriklerinizin devamını bekliyorum.🌻
12:30 Katılıyorum.. İki türlü sıkıntı vardır. " Can sıkıntısı ve geçim sıkıntısı" o yüzden geçim sıkıntısı çeken biri felsefe, sanat, tiyatro, yoga vs uğraşmaz. Bu işler can sıkıntısı işleridir. Benden de naçizane katkı olsun :)
ömer dişe dokunan cevaplar verirken diyer arkadaş hep ben onu demedim deyip boşa düşüyor. sizi yeni buldum sorularıma yanıt buldum eksikler tamamlandı sağolun
Yeni başladım videoları izlemeye çok hoşuma gitti. Çok güzel noktalara değindiniz. Bir şeyler eksik kaldı. Yoga, spiritüellik evet belli bir kesime ait ama alt kesimde ortaya çıkan dinin yerini alan başka bir şey var o da wokeism. Evet maneviyat ihtiyacını doldurmuyor ama belli ve hatta dogmatik değerleri dayatıyor kendi içinde. Bunun da özellikle Amerika'da dinin zayıflamasıyla ortaya çıktığını görüyoruz. Burada farkettiyseniz temel mesele aslında adalet. Wokeların aslında sizin tabirinizle o dünyevi zevklere ulaşma kapasitesi olmasına rağmen, bazı değer yargılarının eksikliğini hissettiklerini ve woke olduğunu görüyoruz. Orada aslında dinin yerini başka bir din alıyor. Bir de ben mesele din olduğu zaman ortaya çıkan en önemli unsurun "zevk" değil "adalet" duygusu olduğuna inanıyorum onun üzerine sırf ayrı bir video bile çekilebilir. Onun dışında sıklıkla özgürlük meselesini tartıştınız. Bu da siyaset felsefesi açısından önemli ve aslında insanların sancılı bir şekilde anlamaya çalıştığı ama anlayamadığı bir konu. Orada da şu anda çok gündemde olan özgürlük ve güvenlik çatışmasını görüyoruz. Hangisini ne kadar istiyoruz? Her neyse videolar başarılı. Bu arada 3 senedir Almanyadayım mutluluğun refahta olmadigindan yüzde yüz emin olarak sağdaki arkadaşa katılıyorum :D
Ya aslında dindar olmak insanın içini rahatlatsa da dünyaya katkı sağlamayı azaltmaz bence. "Yarın kıyametin kopacağını bilseniz bile, bugün elinizdeki fidanı dikin" mealinde bir hadisin olması, Yaptığın hayırlar eğer senden sonra da devam ediyorsa sen ölsen de sana sevap yazılması (benzer bir şekilde yaptığın kötülüğün de), insanı insanlığa fayda yapmaya itiyor teşvik ediyor. Gerçek manada dindar olmak insana kaderim neyse zaten onu yaşayacağım deyip kös kös oturtmaz. Her anını hayırla geçirmeye teşvik eder.
Fazla Dindarlık iyi değil, zira gelişimi engeller. Sürekli öbür dünyayı düşünen, bu dünyada geri kalmaya mahkumdur. Senin demek istediğin muhtemelen İnanmak, ama sofuluk iyi değildir. Dini de abartmamak lazım. Hele Sünnilik, kafayı kadın kıyafeti, tesettür ve saç teli bozmuş kafa.
@@mgs7914 bizim için en iyi örnek peygamber efendimiz(sav) ve daha sonrasında sahabeler. Onların yaşantılarından bildiğim kadarıyla gayet de günlük hayatın içindeler. Ticaretini, işini de yapıyor, peygamberin arkasına geçip namazını da kılıyor sohbetini dinliyor. Toplumdan tamamen ayrılıp münzevi hayat yaşamıyor yani bildiğim kadarıyla. Dindarlık dediğimiz şey zaten günlük hayatın ta içinde olması gereken bir şey. Günlük hayattan bağımsız düşününce işte camide namaza gidip dükkanda müşteri dolandıran yalan söyleyen insanlar oluyor. Ahlaksızlık burada başlıyor.
tek kelime ile ''bayıldım.'' bayılarak dinledim. jim carrey'nin en sevdiğim sözü ile bence özetlenebilir bir konuşma olmuş. ömer'in içtenlikle ''senin mutluluk diye tanımladığın şeyler maddi şeyler, olum bak gerçekten olmaz'' demesi ve her ayrıntısı ile harika bir video. elinize, dilinize ve emeğinize sağlık. iyi ki tanıdım sizi ! :)
En büyük hatanız hayatın mutluluğunun kaynağını maddi ve manevi ( din ) olarak ayırmanız, zaten sekuler insan sadece mutluluğu maddiyatta aramıyorki, insan ilişkileri ya da felsefe vs. bir çok amaca sahip yani maddiyattan sonra gelen mutluluk kaynağı çok yönlü olarak değişir.
Imsan iliskileride maddilesiyor felsefede hakikati arama isinden yuzyil once vazgecmis artik akademik masturbasyona maruz kalmis. Din dinginlik getirir bunu bilmek icin dine inanmaya gerek yok ayni sey bu spitiruzmidir nedir ondada var eksigi sadece yuzyilarca pratik yapip topluma yayilabilde o da mutlu edecek. Bemce herkez kendi mutsuzluguna baskalarini davet etmekten baska bir sey yapmiyor. Ama madem dunyadayiz bir gerceklik var ne yapalim tabiki zekv almayi filan bilecez entellektuel olarak kendimizi gelistirecez tek amac makineyi dimginlestirmek. Mesala ben gecen zenciyle yatim tum varolussal sikintilarimi unnutum cunku hayvan oglu hayvan gercekti vb şeyler
Videonun sonunda başlıktan dışarı çıkılmış ama genel olarak konu başlığının yorumlanışını eleştirmek istiyorum. Sekülerleşme yada dinsizleşme dediğimiz olay ve trend mevcut siyasetle açıklanamaz. Gençler çevresindeki dindarların öğretilerine, hareketlerine ve ahlaki değerlerine bakarak dinsiz olmayı yada seküler olmayı seçmiyor. Gençlerin içine doğdukları postmodernizm tamamen belirleyici unsur oluyor burada bence. Demek istediğim şu: modern öncesi dönemde iktidar Tanrıydı. Sanat tanrıyı anlatıyorsa sanattı, yöneticiler gücünü Tanrıdan alıyorsa meşruydu, ilim bilim Tanrıya atıfta bulunuyorsa ilimdi bilimdi, kısacası bir şey Tanrıyla bağ kurabildiği ölçüde kabul görüyordu. Modernite ile birlikte modern devlet ve toplum yapısı iktidardaki Tanrıyı indirdi ve yerine insan kavramını koydu. Tanrının seçtiği değil insanların seçtiği yöneticiler artık meşru kabul edildi, Tanrıya değil insanlığa hizmet eden kurumlar kabul gördü. Bu da zaten sekülerleşmeyi mecbur kıldı. Tanrının iktidarı yüzde yüz yıkılmadı ama insanın iktidarı modern toplumda bir çok alanı domine etti. Aslında ikisinde de işlevsel olarak değişen bir şey yoktu. Allahın kanunları gitti, modern hukuk yasaları geldi. Ama hukuk işlev olarak aynı işi gördü. Tabi kaçınılmaz bir sekülerleşme de oldu fakat yine de bu insanın iktidar olduğu modern toplumda Tanrının da meşrutiyeti ve iktidarı devam ediyordu. Fakat postmodernizmle birlikte iktidar olan insan kavramı bir kimlik edindi. O kimlik sen ben o oldu. Yani bir ismi cismi oldu. Kısaca daha bireyselci bir toplum ortaya çıktı. Kendi fikri olan, kendi beğenisi olan, kendi yorumu olan bir toplum. Şuan benim yaptığım gibi artık insanlar fikirlerini genel kavramları destekleyerek değil, bireysel olarak düşüncelerini paylaşarak savunabiliyor. Bu durum Tanrının iktidar olduğu modern öncesi dönemden modern devlet ve topluma geçişteki sekülerleşmekten daha fazla ve keskin bir sekülerleşme getirdi. Her geçen gün postmodernizmin ivme kazandığı bu dünyada, bireysel fikirler ve istekler teknoloji sayesinde daha çabuk ve fazla dolaşıma girebiliyorken Tanrı aslında her zamankinden daha da az belirleyici oluyor. Zaten gücünü kaybeden Tanrı, postmodern dünyada en fazla postmodern söylemlerle yer edinebiliyor. Cemaat ve tarikatların bile sosyal medyaya açıldığı, youtube gibi kanallardan fikirlerini paylaştığı postmodernite Tanrıya hiç bir surette ihtiyaç duymamakta. Bu da postmodernizmi benimsemiş yeni kuşakların Tanrıdan uzaklaşmasına yol açmakta. İnternet bu kadar hayatın içinde olmasaydı, bireysel fikirlerimizi ve hislerimizi bu kadar kolay dolaşıma sokamasaydık, daha büyük yapıların parçası olma eğilimi azalmayacaktı ve bu da bir yerde daha klasik öğretilerin trendde kalmasına yol açacaktı.
Ne tuhaf yaşar çok fazla rasyonalist bakış açısına sahip olmasına rağmen Ömer çok daha gerçekçi geliyor..Ömer'in bazı şeylerin hakkını teslim etmesine hayranım..
Maddi başarı bi yere kadar belki mutluluk getirebilir ancak bi yerden sonra yetersizlik hissi oluşur hep daha iyisini yapmakla ömrünü geçirip idellari için uğraşan insanlara baktığınız zaman görürsünüz herkesin hayalini kurduğu hayatı yaşarlar ama içlerinde manevi bi boşluk vardır hep mutlu değillerdir bu noktada keşke insanlar inanabilecekleri kendilerini teslim edebilecekleri sorularının cevabını bulabildikleri bir dayanak noktası bulsalar keşke bu psikolojik olarak insanların daha güçlü ve mutlu olmasını sağlamaz mı
insanlar çeşke dindarlaşsa dehşet verici bir söz. ahlak vicdan ve akıl yerine din koyunca neler olduğunu yaşayarak görüyoruz. bu yarı aydın arkadaş cahiller kadar tehlikeli.
ben ortaokulu imam hatipte okudum ve bu durum daha çok dinden uzaklaşmama sebep oldu çünkü bıkmıştım. ayrıca zaten imam hatibe gönderilenlerin çoğu "çocuğum düzelsin" diye gönderilen serseri keko tipler. ve bu kişilerde de din konusunda herhangi olumlu bi gelişme yaşandığını düşünmüyorum. din inanç konuları gerçekten kişinin kendisinin üzerine düşünüp karar vermesi gereken bir şeydir , dışarıdan biri ne anlatırsa anlatsın bi yararı olmaz.
Avrupa'ya gelsinler görsünler gibi bir tabir kullanan arkadaşa şunu demek istiyorum. 8 yıl önce İstanbul'dan Almanya'ya geldim. Yaşım 41 ve bu hayatım boyunca verdiğim en doğru karar oldu. İyi ki Almanya'ya gelmişim diyorum her gün. Hiçbir zaman Türkiye'de bulamadığım huzur ve mutluluğu bu ülkede buldum. Benim gibi düşünen pek çok insanda tanıyorum.
Omer 16-17dk arasi insanlar dindarlasmasinin gerektigini savunuyor. Fakat insanlarin dindarlastiginda "Erkek kadindan ustundur" gibi safsatalari veya anti-lgbt fikirleri de kabul ediyor olacak. Burada kesinlikle Yasar'a katiliyorum. Toplumun dinden uzaklasmasi ahlak ile din kavramini ayirdiklari surece iyiye goturur. Insanlar dindarliktan uzaklastikca dusunceleri degisecek, dogruya gidecektir diye dusunuyorum. Dindar bir insanin dusuncesi cok ama cok zor degisebilir cunku kitap guncellenmiyor veya yeni fikirlerle ilgili herhangi bir beyanda bulunmuyor. Tabi ki insanlarin ic dunyalarinda yasadigi dine mudahale edilemez ama organize dinin cokertilmesi ateistlerin sorumlulugudur diye dusunuyorum. Zaten cok da bir sey yapmalarina gerek kalmayacak, bilim, teknoloji ve sosyal medya gelistikce dindarlik azalacak. Bu arada kanalinizin 1 aydir cok siki takipcisiyim, supersiniz!
Stabil haz diye bir şey yoktur. Seni sıkmayacak, mecbur hissettirmeyecek, ortaya çıkınca başarı tatmini sunacak işlerle uğraşın. Bu işler sürekli değişebilir. Ve en önemlisi sizi gerçekten seven ve sizinde sevebileceğiniz insanlarla iletişim kurun
İnş. çok daha hızlı büyürsünüz ve daha sık video atarsıniz. Yalnız katilmadigim bir konu ümit ozdagi sevmiyorum dediniz devami gelmedi. Şuan ülkede çok daha iyi muhalefet yapan ve hiç korkmadan gerçekleri bu kadar net söyleyebilen başka kimse yok.Elbet eksikleri var ama bunu soylemenin ne manasi var. Neyse video icin tşkler.
Dini hassasiyetleri olan genç bir müslümanım. İslam'ın doğruluğu konusunda zerre kadar kuşkum yok. Bugünkü tipik ezberlerden çok daha fazlasının cevabını aldığım için müslümanım. En kısa tabirle Hz. Muhammed (SAV)'in hayatına baktığımda yalan söyleyen birini görmüyorum. Mutluluk kısmında mutluluk bence insanın içinde bulunduğu durumdan razı olmasıyla doğru orantılı. Bu da en çok dinle sağlanabiliyor. Seküler yaşam biçimindeyken insan hep tüketme ve daha fazlasına muhtaçmış gibi bi algı içerisinde oluyor bu da devamlı yetersizlik, depresyon/bulanım gibi sonuçlar doğuruyor. Bu da i*tihara kadar götürüyor insanı. İ*ntihar etme oranının inançsızlarda inançlılara kıyasla ne kadar yüksek olduğu ortada ki bu da çok normal bi sonuç. Bundan daha da önemlisi hayatın anlamı noktasında. Herkes bir gün ölecek bu kesin. Hal böyleyken insanın bu dünyada yaptıklarının bi karşılığı yoksa bu dünyada zengin olmuş fakir olmuş iyiyi yapmış kötüyü yapmış çok bi anlamı olmuyor. Çünkü ikisi için de sonuç hep aynı. Dünya barışı sağlayan da kara toprakta sonsuz bir hiçle karşılaşacak tüm dünyayı katleden bir zalim de. Bunu hangi vicdan kabul edebilir? Ve böyle herhangi bir ahiretin olmadığı iyinin cennetle ödüllendirilip kötünün cehennemle cezanlandırılmadığı bi sonuçta kim neden iyiyi seçsin. Bu dünyaya ve çevresine faydalı olmanın herhangi bir rasyonel karşılığı yok.
Evet herkes müslüman olmak zorunda değil çünkü tek doğru yol İslam değil. Yine de medeni yasaları aşmadığı sürece işe yarar bir din! İyilikten ayrılmayalım hayırlı günler !
Dücane Cündioğlu der ki İslam’ın kendisi zaten siyasidir. Siyasal islam diye bir kavram olmaz. “Din insanı bu kadar düzeltebildi” argümanından “din insanı tam olarak düzeltmeye yetmiyor” anlayışı çıkar. Bu da zaten dinin sorgulanması için temel bir sebeptir.
Şu dindar insanların haram diye karşı cinsten uzak durup ama sürekli cinsellik arzusu gütmelerini dini bir eleştiri olarak yöneltmek çok adilce değil. Toplum bugün erken yaşta nikaha kötü baktığı için bu gençler insani bir ihtiyaçtan uzak durmanın acısını yaşıyor. Dindar olmayanların bir sürü kişiyle birlikte olmasının getirdiği sorunları da eleştirin. O çok mu mutluluk veriyor.
Erken yaşta nikâha bana göre kötü bakılmıyor, gittikçe az görülmesinin sebebi dünyevileşme ve maddi etkenler. Eskiden bir esnafın yanında çırak olarak başlardın sonra usta olurdun bu sırada askerliği de yaptın mı evlenir giderdin. Şimdi gerek kadın gerek erkek tarafı evliliğe hazır olmak için bazı şeyleri -mesela kariyer gibi- tamamlamaları gerekiyor. Yoksa 23 yaşında askerliğini yapmış bir erkeğe refah sorunu yaşamayacağını teminat verirsem evliliğe hayır demez aynı durum kadın için de geçerli.
@@yigitisk9248 dediklerinde haklılık payı var ama misal iki genç liseden sonra evlenip üniversiteye evli olarak devam etmek istedi diyelim aileler zaten üniversite için evdir odur budur masraf yapıyor bunu kabul edip ucuz yollu bir ev ayarlayıp bu duruma izin veremiyorlar toplumun düşünce yapısının oluşturduğu baskı imkansızlıklarn doğurduğu sonuçtan daha etkili gibi. Bu arada erken yaşta evlilik falan savunmuyorum.
Hadi onu geçelim, filmler diziler futbol maçı gibi dine göre örtülmesi gereken yerlerin açık olduğu sporlar dine uygun değilken dindar insanlar bunlara bayılıyor :) Neyse buna da bir bahane buluruz.
@@Özgü_Fan Dinin sorunu. Bu kadar mantıksız yasak koyulursa din uygulanamaz hale gelir. Uygulanmaya çalışılması afaganistan gibi bir sonuç verir. En nihayetinde din inananlarını mahfeder. İnanaç kendi kendini tüketiyor.
Mutluluk içten gelen bir şey tamamen hayata bakış açınla kendine verdiğin değerle olayları yorumlayış tarzınla ilgili bunu pek çok mutluluk yolunu denemiş biri olarak söylüyorum evet maddi şeyleri hedefleyin ama o maddiyata sahip olamasanız bile mutlu olmaya yetecek kadar bir maneviyatınız olsun insanın iç huzurunu sağlaması esas olan bu
Volkan Ertit hocamızda bu konuya eğilmiş Türkiye’nin sekülerleşmesi konusunda güzel araştırmalar yapmış. Hocam sizden yorgunluk toplumu diye bir konuyu ateş ölçer bağlamında tartışmanızı bekliyorum. Hannah Arendt’e saygılar (:
İnançlı bir insandan dinsiz veya ateist olmak bir süreçtir. İlkten acı dolu bir yolculuk daha sonra gerçekten hayatına huzur veren en büyük bir kurtuluş.
Bence inançsız olmak, inançlı olmaktan çok daha zordur. Çünkü inançlı insan, inanıyordur ve bu konuya zihnini yormaz. Lakin inançsızlık sizin zihninizi çok yoracaktır. O boşluğu doldurabilmek, yaşamına anlam katabilmek, zorlandığın zamanlarda İnanç gibi desteğin olmaması gerçekten de zordur. Çok yakın arkadaşım bu zorluğu derinden yaşıyor. Lakin inanmayan birine gel inan diyemezsin. İnanç bireyin kendi düşünceleriyle, anlamlandırmalarıyla ulaşacağı durum. Gerçekten zor işiniz...
13:40 A lesson without pain is meaningless. That's because no one can gain without sacrificing something. But by enduring that pain and overcoming it, he shall obtain a powerful, unmatched heart. A fullmetal heart. 16:21 +1
Sizi dinlerken bir konuda aklıma gelen örneği yazmak istedim : akp nin ilk 5 senesinde yönetim vs iyiydi ve o zamanlar her kanalda prime time da sırlar dünyası vs yayınları vardı , bu yayınlarda dini yasa mutlu ol yoksa sonun kötü tarzı yayınlardi. Yani yönetimin iyiliği toplumun taleplerini ve dini taleplerini etkilemişti. Bunu yazdığım için beni yandaş vs sanmayın , din ile dinsizlik arasında , memurluktan ihraç olmuş biriyim . Saygılar
O zamanlar da ben çocuktum ve o din temelli yayınları hep izlerdik ailece, hiç de gözümüze batmadığı gibi çok da hoşumuza giderdi. Şimdi tv de dini bir yayın gördüğümüzde kanalı değiştiriyoruz.
2 ปีที่แล้ว +4
Öyle bir durum ki biriniz konuşunca ona hak veriyorum. Diğeriniz başlayınca bu sefer diğer arkadaşa hak veriyorum. "Fikirlerin çarpışmasından çıplak gerçekler doğar." demiş birisi.
din kolektifleşmedikçe (siyasal İslam gibi) gayet de huzur verir. Bir insanın has İnançlı bir teist olması huzur vericidir ama bu bir genelleme şahsen ben optimist nihilistim ve her şeyin bir hiç olacak olması bana çok ayrı bir özgürlük ve huzur veriyor
Uzun zamandır söylemleri bu kadar iyi anlaşılan bir ikili izlememiştim. Dinsiz olduğum için soldaki arkadaşın söylemlerini merak ettim ve söylediği şeylerin nerdeyse hepsine katılıyorum. Güzel video teşekkürler 👏👏
abi 23:59 'a aşırı katılıyorum. Epikür gibi Aristipos'un bahsettiği hedonizm de budur işte. o yüzden komunizm mutluluğu banka hesabındaki hane sayısından ya da tapu dairesindeki damgalı sayfalardan ibaret sananlarla yaşanamayacak kadar yüksek bir ütopyadır.
başarı korunması gereken bir beladır. Ne kadar başarırsan o durumunu korumak zorunda hissedersin. Onun için daha çok çalışırsın, çok çalışmak adamı yorar ve bir süre sonra tükenmişlik sendromuna girersin. Kendine yetebilmek dünyanın en güzel şeyidir. Kendine yetebilen ve inançlı olan bir insan dünyanın en mutlu ve güçlü insanıdır. O her halükarda bir yolunu bulur ve mutlu olmaya devam eder.
Dinle ilgili belirli bir eşik atlanınca tekrar inanmak çok zor. İnanç ihtiyacının ortaya çıktığı durumlarda inanmayan birinin tekrar dine yönelme ihtiyacı hissetmesi aslında öncesinde neden dinsiz olduğunu anlatıyor. İnanç insanlık için önemli bir ihtiyaç olmuş ki on binlerce yıldır var fakat ihtiyaçtan dolayı samimi olmayan bir inanca sahip olmak ne kadar içsel rahatlama yaşatır bilemiyorum.
Örneğin hala birisine veya bir şeye söverken Allah Belanı Versin demek gibi bir şey. Dini ne kadar terk edersen et içgüdüsel olarak bir yaratıcının orada olduğunu hissetme ihtiyacı duyuyorsun
sen nasıl 23 yaşındasın ya? İnsan ne yaşadığını bilir. Sen şimdi 23 yaşında mısın? E biz seni minimum 33 biliyorduk. 23 müymüşsün sen? Aynen kardeşim Türkiye'de yaşamak hiç stresli değil.
Çok güzel bir şekilde tartışmışsınız ancak dindarlık üzerine tartışırken bu kavramın tanımını doğru yapmak ta çok önemli. Çünkü Türkiye'de çok çeşitli dindarlar var. Sadece İslam'ı bile sayarsak daha dünyevi olan mezhepleri de hesaba katmak gerek. Veya Adnan Oktar, Caner Taslaman gibiler de ben dindarım diyor. O zaman dindarları tartışırken sadece cübbeliyi değil Adnan Oktar'ı da hesaba katmak gerekiyor, takipçilerinin sayısını söylerseniz hak veririm ama uzun vadede bir şey ifade etmez. Sonuç olarak dindarlığı tartışırken fıkhi konular, başörtüsü, açıklık, veya sevgililik gibi konular yerine maneviyat, ülkü ve sonsuz güzelliğe kavuşma isteği gibi konular konuşulmalı. Bu daha genelleyici olur.
Takkeli sofu tiplemeli arkadaş maddiyatla mutluluğa ulaşılabileceğini savunurken, dövmeli küpeli arkadaşımızın maneviyatın mutluluk getireceğini savunması :D Mükemmelsiniz..
ilk başta videoyu idrak etmekte zorlandım wlfmspdleğd
kedi uzanamadığı ciğere mundar dermiş... maneviyatta biryere kadar seni kandırır oyalar sadece.
ahahahaha
ömer hocamız gibi kapitalist ehlisünnet hocaları gördükçe umudumuz artıyor. Subhanallah...
Kapitalist ehlisünnet güzel bir espri ancak şaka bir yana iki uç nasıl bir araya gelebilir aklım almıyor zira İslam dayanışma yardımlaşma gibi değerlere çok önem veriyor. Bu durumda Islam bir siyasi kimliğe ait olsaydı sosyal demokratlığa yakın olurdu diyebilirim
@@yigitisk9248 o konuda herkes farklı düşünüyor dinimiz bir rejim emretmedigi icin
@@emrmmtmhmt7315 şeriat var ya
@@dkkt1923 seriat rejim değil ki.din krallik olsun totaliter rejim olsun demokrasi olsun liberalizm olsun kisaca herhangi bi rejim onermiyor.dinin kurallarini uyguladin miydi seriat oluyor kalanini kendin belirliyorsun
@@yigitisk9248
İslam piyasa ekonomisini savunur ama bu kapitalizmi savunduğu anlamına gelmiyor.
Faiz yasaktır. zekat(zengin ve temyiz kudreti olan müslümanın malının 40 ta birini fakire vermesi) zorunludur.
İnsanı ezmek zaten yoktur. Aksine dayanışma ve yardımlaşmaya teşvik edilir. (Bu yüzden zengin fakir çatışması olmaz zengin fakir dayanışması olur.
Zengin fakire şükret falan demez)
Güçlü tekel ortamı oluşturmaya izin vermez.
Allah hayırlarda yarışmayı emreder. (Bakınız.Bakara 118)
maşallah yaşar hoca efendimize... islamın yetişridiği en büyük alimlerden... elhamdülillah...
Namaz basimmiza bela diyenmi
@@suleymankarakoc1141 namaz başımıza bela
@@alperenkalkan6844 zorlayan yok din degistir.ama tanidiklarin bilsin.
Ömer’in zekasına, sorularına ve düşüncelerine hayran kaldım. Süper adam. Herkesin hayatında bir Ömer’e ihtiyacı var.
Ömer diğer adamın her dediği söze bir mantıklı cevap vererek karşıyı ikna edebiliyor gercekten
@@omergurbulak9399 yok her şeye cevap veremiyor, bazı konularda inat ediyor. Yaşar sekulerleşme konusunda haklı, buna İran etkisi diyorum. Şu an İran'da halk dinden o kadar bezmiş vaziyette ki, bir daha eskisi gibi olmayacak. Aynısı Türkiye içinde geçerli olabilir.
@@mgs7914 chp iktidara gelirse ve kavala demirtaş demeye devam ederse insanların dinden soğuması zorlaşacak.
@@bagelbutcher İmamoğluna siysal İslamcı bir darbe girişimi var. Bu saaten sonra herkes istibdata karşı durmak zorunda.
@@mgs7914 O olay sünni tarafın(Akp+imamoğlu) Alevi tarafa(CHP+ kk) zaferidir
Son yıllarda İslama daha sıkı bağlandım ve hakikaten kendimi daha mutlu ve huzurlu hissediyorum . Ayrıca inanan insanların nasıl oldukları ne yaptıkları beni ilgilendirmiyor çünkü dinin ne buyurduğu ortada . Uygulanması insana kalmış . Uzun zamandır bu kadar keyifli birşeyler izlememiştim . Emeğinize sağlık
islamdan çıktım huzuru buldum. dinler şeytani insanların icadıdır.
Bı sonraki dünyada kralsın fakir.
"1 gecede rus olduk" kahkaha attım.
Kendi ailem psikiyatriye gidip antidepresan kullanacağımı öğrendiklerinde karşı çıkmışlardı. Irakta yaşayan bir arkadaşın aileside psikiyatriye gitmeyi yasaklamıştı. Bizim gibi ülkelerde antidepresan kullanımı gelişmiş ülkelere göre az olabilir ama sebebi mutluluk değil psikiyatriye gidince deli damgası yiyip toplumdan dışlanacak olmamız. Paikolojisi bozuk arkadaşım polislik sınavından dolayı doktora gitmiyor. Diğer bir konu imkansızlık ve bilgisizlik. Doktora gidecek para ve/veya doktora gitmesi gerektiğini bile bilmemek
insanlar orta doğuda bilime inanmıyor, doktora inanmıyor. bkz: muska yazdırma oranları
Bu ilaçlar beynin sağlıklı işleyen mekanizmasına aktif etki eden maddelerdir. Tıpkı alkol ve uyuşturucular gibi. Böyle sağlıklı işleyen mekanizmalara müdahale etmek eninde sonunda bütün sistemi bozacaktır. Irak'taki ailenin tavrı son derece mantıklı özellikle de bu ilaçların son derece zararlı yan etkileri göz önüne alındığında. Eğer bu aile din ile bağlantılı olarak böyle bir karar almışsa bu dinin sağ duyulu bir etkisidir.
Ben ağrı kesici ilaca karşıyım. Çünkü ağrı kesici ilaç hastalığı iyilestirmez. iletişimi keser. Yani evinizde yangın çıktı. Ağrı kesici içmek yangını sondurmez. Ağrı kesici içmek kafamızı başka yöne çevirmektir. Önemli olan yangını söndürecek çözümü bulmak ve eylemi gerçekleştirmektir. Antidepresanda ağrı kesici gibidir. Sorunu çözmez. Erteler. Biz antidepresana karşıyız. Ertelemeye karşıyız. Devekuşu gibi kafayı kuma gömmeye karşıyız. Zor olanı yapmalıyız. Çözüm bulmalıyız.
Çok zeki gençlersiniz ama çok gençsiniz. Sizi dinlemek çok keyifli ancak sizin yaşınızda eğitimli kişilerde görülen fikirsel kesinliklere sahipsiniz. Umarım daha olgun yaşlarınızda da bu programları yapmaya devam edersiniz ve o programları izleme şansına sahip olurum.
Ömer kardeşim gerçekten bazen öyle cümleler kuruyosun ki beni benden alıyor. Bilmenin kibrine kapılmaman duasıyla.. Tebrikler
ailesi aşırı muhafazakar (6/10), sayisiz yatılı kuran kursuna ve tarikat derneklerine gitmiş ve erkek imam hatip lisesinde öğrenim görmüş ve şu an hali hazırda bir zayıf agnostik olarak şunları söylemek istiyorum.
imam hatip kısmına değinirsem, girmeden önce gayet muhafazakar biriydim denebilir. imam hatip kazandığıma üzülmemiştim. hem de lise evimden uzakta olduğu için yurtta kalacağımdan biraz sevmiş sayılabilirdim. bir süre bu devam etti ama haftalık 40 saat olan ders programımızın 12 saatini dini dersler oluşturunca ve haftada 1 saatlik beden dersi dışında eğlenebileceğimiz müzik, görsel sanatlar derslerin olmadığı bir programla eğitim görünce cidden moralim bozulmuştu.
başka bi konu ise instada takip ettiğim eski ortaokul arkadaşlarımın çevresinde kız arkadaşları varken ben erkek imam hatip lisesini okurken üstüne bi de okulun yurdunda kaldığımdan ötürü en çok gördüğüm cinsiyeti kız olan varlık matematik hocamdı 😀 bu durum 12. sinifa gelip dershaneye gitmeye başlayınca karşı cinsle iletişim kurmamı etkileyecek bir olaydı.
ve şunu da söyleyim hala arkadaş çevremi çoğunlukla o imam hatipten kalan arkadaşlarım oluşturuyor ve içlerinde 1 tane bile "dindar" yok. cuma namazına giden bir tane bile arkadaşım yok.
Peki seni bundan rahatsız olmaya iten neydi? Dünyevi istek ve beklentilerin dinim bunu emrediyor duygusu ve ahiret inancına karşı nasıl baskın geldi?
@@GraphiX_95 din soyuttur. soyutun gerçek somut hayatı baskılaması ve dindar camianın geri kalmış insanlardan oluşması
@@GraphiX_95 Dünyevi istek ve beklentiler gayet gerçek ihtiyaçlarken, din dediğimiz şey örgütlenmiş bir zihniyetin "İlla bunu yapacaksın" dayatması sonuçta.
Bill Burr diye bir komedyen var "Abi kiliseye gidince dini ciddiye alamıyorum, adam İncil'deki üslup ile halka hitap edip güya Tanrı'yı anlatıyor. Abi senin adın Jerry! Bir tane kostüm giymişsin, iki üç laf ezberlemişsin seni ben ne ciddiye alacağım!" gibisinden bir sekansı vardır, adamın örgütlü din hakkında yapılabilecek en ilginç tespiti yaptığını düşünüyorum ben.
Dindar insanlar, kendilerini dine kaptırdıkları için, aslında bir sürü insana bu işlerin saçma geldiğini bir türlü anlamıyor
Bende muhafazakar yetiştirilmiş birisiyim ama gerçekten hiç istemeden gitmiştim imam hatipe. Şuan mezun oldum arkadaşlarımda bende ( belki 5 vakit namaz kılmıyoruz ) imanlı ve inançlı kimseleriz. Kız görünce de patlamıyoruz. Gayette rahat iletişim kurabiliyorum bir çok aradaşımda böyle ( kuramayan var tabi ) .
ne kadarı doğru yazdığının bilmem ama sonuç olarak yaşadıkların senin haytın, dindar eğitim gören herkesin değil..
siyaset öğrencisiyim tam da bu konu üzerinde düşünüyordum bu aralar. Ömer ile Yaşarın karşılıklı soruları ve cevapları da benim kafamdaki sorular ve cevaplar da gayet örtüşüyorlardı aynı zamanda. kafamdakiler dile getirilmiş gibi hissettim şahsen bana katkısı çok teşekkürler
Biraz başta Ömer ateizm ile sekülerliği birbirine karıştırarak konuşmuş gibi geldi. Ateist olmak herhangi bir dine veya yaratıcıya inanmamak demek, seküler olmak ise yaşam tarzı olarak dünyevi bir hayat sürmek demek. Seküler birisi inançlı da olabilir, örneğin dine inanıyordur ama dinin temel görevleri olarak gösterilen şeyleri yerine getirmiyordur veya getiremiyordur. İlle de bir kişi seküler bir hayat tarzı yaşıyor diye otomatik olarak ateist olmuyor.
Öte yandan, Ömer bir konuda haklı. Dünyanın kendisi genel olarak sekülerleşmeye gidiyor, bunun da sebebi zaten videoda bahsedilmiş. Modernleşme, internet ve şehirleşme ister istemez insanları sekülerleşmeye itiyor. Çünkü hem hayatın sadece dar ve geleneksel kalıplara sığmayacak kadar geniş olduğunu görüyorsunuz, hem de dünyevileşme artık kapitalizmin içerisindeki bir yaşamın zorunluluğu. Malum, şu an hayatta kalma mücadelesi veriyoruz resmen. En dindarı bile kalkıp medrese eğitimi ile yetişmiyor, üniversite sınavında derece yapıp Boğaziçi'nde veya ODTÜ'de meslek edinebileceği seküler bir bilim alanında diploma alıp iş hayatına atılmayı hedefliyor, çünkü aksi taktirde hayatı düzene giremeyecek. Yani kısacası, videoda da ucundan değinilmiş. Eski insanlar gibi köyde, sosyal mobilitenin olmadığı durgun, komüniteryen bir yaşam yaşamıyoruz. Şehirde, sosyal mobilitenin tam olarak ilerlediği ve oldukça bireyselci bir yaşam yaşıyoruz. Dolayısıyla seküler bir yaşam tarzı kaçınılmaz oluyor.
Burada biraz tarihe gireceğim ama belki din sosyolojisi veya din tarihi çalışmak isteyenler bu dönüşüme bakabilirler. Ortaçağ'da Feodal döneminin bitişi ve kapitalizmin gelişindeki o mentalite değişimi oldukça ilginçtir. Ortaçağ'da da bahsettiğim tipte bir durgunluk vardı. Toplumun devasa çoğunluğunun köylerde yaşadığı olan feodal dönem zaten bu mentalite ile yaşıyordu, hemen hemen hepsinde durgun bir hayat anlayışı vardı. Ortaçağ'da hiçbir köylü kendini bir gün bir meslek sahibi olup doktor veya avukat olacağını hayal etmiyordu. Çünkü, sosyal mobilite yoktu, dolayısıyla da başka türlü bir yaşamın mümkün olabileceğini düşünemiyordu. Köylü olarak doğdular ve köylü olarak öleceklerini, dolayısıyla feodal lorda serf olarak hizmet etmekten başka bir yaşam biçimi olacakları fikri yoktu. Dolayısıyla bu dönem çıkan dinlerin hepsi de bu durgunluğu Tanrı'nın bir planı olarak kutsayan ve özellikle bu dünyayı kötü görüp, acının ve ızdırabın yeri olarak görüp, öteki dünyayı kurtuluş olarak görüyorlardı (en azından daha iyi bildiğim Katolik Hristiyanlık inancı için bunu söyleyebilirim). O dönemki Avrupa edebiyatına bakarsanız bu imgeyi görürsünüz, zaten hayat kısa ve zor, ölüm Tanrı tarafından verilen hediye olarak görülüyordu. Ama kapitalizmin gelişi ve şehirleşmenin başlayışı insanlar ister istemez daha çok bu dünyayı düşünen, kendi çıkarını düşünen ve daha bireyselci seküler bir hayat tarzı yaşamaya itti, çünkü artık sosyal mobilite vardı. Ortalama yaşam süresi artmış ve artık doğduğunuz sınıfta ölmek zorunda değilsiniz (en azından teoride böyle). Bu değişim o dönemki kültürlerini ve dini inanışlarını dahi etkiledi. Bu dönem ortaya çıkan Protestan inancını Katolik ve Ortodoks kliselerinden ayıran en önemli faktör de buydu. Artık öte taraf değil, bu dünyadaki yaşam kutsanıyor ve ölüm artık kaçınılan bir şey haline geldi, çünkü insanlar kendi hayatlarında yaptıkları ile kendi kaderlerini belirleyebileceği inancı yerleşti. Bu sadece basit bir dini inançta değişim değil, artık sıradan insanın (tabi o dönemler bu kavram sadece orta sınıf burjuvaziyi kapsıyor) siyasette söz sahibi olabilmesi ve ülkenin kaderini belirliyebilmesi gerektiği düşüncesini de getirdi, malum ülkenin kaderi gerek ekonomi, gerek savaş, gerek vergiler, gerekse yasalar olsun artık bu insanların kaderini etkileyen başlıca faktörlerden birisiydi. Türkiye'de bu süreci şehirleşme ile yaşıyor. Jön Türk ve Kemalist Devrim'i de ben bu tip bir burjuva devrimi olduğunu düşünmekten yanayım. Bu devrimler sadece mutlak monarşi gitti, meşrutiyet/cumhuriyet geldi değil, sekülerleşme ve ilerleme algısını insanlara getirirerek bir milleti ulus yaptı. O sebeple, Ömer'in Kemalizm başarısız oldu tezine de karşı çıkacağım, şu an Ömer bir Ankaralı olarak dünyaya gelip, geleneksel bir medrese eğitimi almak yerine modern okullara gidip sonrasında Boğaziçi'nde siyaset bilimi okuduysa bu Kemalist devrimin başarısıdır, çünkü o seküler mentaliteyi geleneksel bir aileye dahi yerleştirmeyi başarmıştır (videoda Ömer ailesinden "muhafazakar" diye bahsettiği için ailesinin geleneksel bir hayat tarzı yaşadığı varsayımında bulundum).
Tabi burada meşhur bir Weber ile Marx'ın tartışması vardır, bunu da es geçmeyelim. Çok kabaca özetleyecek olursak, Weberciler önce ideada, üstyapıda, düşüncede bir değişim gerçekleşti ve sonra bu sosyal dönüşüm gerçekleşip kapitalizm geldiğini iddia ederler. Max Weber kendi kitabı "Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhunda" bu Protestanlık dininin pre-determination kavramından dolayı (bazı insanların doğuştan şanslı olarak Tanrı tarafından seçilmiş olduğu düşüncesi) bireyselleştiği ve sadece kendi çıkarını düşünerek, çalışmayı ve kar maksimizasyonu temel hedefi haline getirerek kapitalizmin Protestan ülkelerde başladığını ve oralarda başarılı olduğunu öne sürer. Marxistlerin argümanı ise materyalisttir. Önce belirli bir servet birikimi ile burjuvazi oluştu, altyapı değişti, sonra bu burjuvazi kendi devrimini yaparak feodalizmi yavaş yavaş bitirip, kapitalist düzeni getirdi ve böylece üstyapıyı da değiştirdi. Marxistlere göre bu burjuvazi devrimi sayesinde önce kapitalizm geldi, sonra materyal olmayan üstyapı (din, hukuk, siyaset, kültür vs.) değişti, var olan burjuva düzenini meşrulaştırabilmek ve devamlılığını sağlayabilmek için.
Son olarak Yaşar'a ideolojilerin ethosu konusunda katıldığımı belirtmek isterim. İslamcı hükümetin başarısızlığı ve 2000lerin sonrasında radikal İslam'ın dünyada teröre kayması İslam'ın meşruluğunu birçok insanda ciddi anlamda sarstı, çünkü İslam'ın iktidarlar tarafından nasıl kullanıldığını gördüler. Ben şahsen belli bir İslam anlayışı siyaseten başarılı olsaydı, onun gayet birçok insanı etkileyebileceğini düşünüyorum, o sebeple tartışmanın bu kısmında Ömer'e katılmıyorum. Örneğin Latin Amerika'daki Kurtuluş Teolojisi'ne (Teología de la Liberación/Teologia da Libertação) bakın, onun başarısını göreceksiniz. Bu oldukça uç-sol bir sosyalist hareket olarak, İsa Mesih'in de bir devrimi olduğu yorumlaması ile gerçekleşen ve komünistlerle işbirliğine, hatta gerillalığa kadar varabilecek derecede radikal bir ilahiyat yorumuydu ama şu an Latin Amerika'daki en başarılı teoloji ekolüdür, hatta ABD'de de birçok Siyahi arasında yaygınlaşmıştır. Çünkü tarihte o kadar olaya rağmen, Latin Amerika siyasetinde hep doğru tarafta durmuş ve o ülkelerde çok radikal bir yorum olmasına rağmen siyaseten meşruluk kazanmış, hatta birçok Katoliğin belki de daha dindar olmasına sebep olmuş, birçok ateist solcunun da her Katoliğe aynı önyargı ile bakmasına engel olmuştur. Zamanında Baba Bush ABD başkanıyken Katoliklerin nasıl Marxistlerle işbirliği yaptığını anlamlandıramadığını söylemişti. Şaşırılacak bir şey değil, çünkü ABD'deki muhafazakar bir siyasetçinin bunu anlaması imkansız. Bu Latin Amerika'daki siyasi koşulların yarattığı bir sonuçtu. Sürekli olarak ABD emperyalizmi altında olan ve bundan dolayı karışıklıklar yaşayan ve çözülmeyen sosyal eşitsizlikleri olan bu ülekelerde ister istemez birçok Katolik din adamı Marxist entelektüellerle aynı konuma gelmişti. O sebeple burada Yaşar'a katılıyorum. Eğer Türkiye'de de bir kurtuluş teolojisi olsaydı belki insanların dine bakışı değişirdi, çünkü İslam Türkiye'de Ömer'in şikayet ettiği gibi devletin kontrol ettiği Diyanet'in tekelinde ve bu da Yaşar'ın söylediği gibi sadece devletin politikalarını ve toplumsal adaletsizlikleri meşrulaştırmak için bir araç olarak kullanılıyor.
Ömer'in söylediği dinlerin demode olduğu argümanına da pek katılmıyorum, çünkü Hristiyanlık teolojisinde çok farklı tartışmalar vardır ve kendini sürekli yenilerler. Yahudilikte de bunun olduğunu biliyorum. Türkiye'deki İslam'da bu tartışmaların çok olduğunu göremiyorum (belki başka ülkelerde vardır, ben bilmiyorum onları). Hatta daha yeni bir İlahiyat hocası Kur'anizm görüşünü savunduğu için akademiden atıldı. İlahiyat Fakülteleri halbuki bu tartışmaların yapılması gereken yer ama ne yazık ki Türkiye gibi üniversitelerde bile iktidarın sözünün kuvvetli olduğu yerlerde bu tartışmalar anlaşılan pek gerçekleşmiyor. Gerçekten ABD veya Kanada'da ilahiyatçıların tartışmalarını zevkle okuyorum, Türkiye'de ise anladığım kadarıyla sadece reprodüksiyon yapılıyor ve İlahiyat Fakülteri bilimsel olarak dinin tartışıldığı yer olmaktan çıkıp sadece bir Kur'an kursuna dönüşüyor gibi. Umarım bir gün Türkiye'de gerçekten akademik özerklik görürüz ve bundan sadece doğa bilimleri ve sosyal bilimler değil, İlahiyat bölümleri de yararlanır.
Sonlara doğru biraz varoluşçu tartışmalara girmişsiniz, orada da Yaşar'a katılıyorum. Dini düşünce insanlara atalet katılıyor, kader inancı ve kendinin aciz olduğu inancı insanın kendini gerçekleştirmesini engelliyor. O sebeple de dini yaşayan insanların pek başarılı olabileceğini sanmıyorum, çünkü hayat atılım yapmanızı gerektiriyor, mucize bekleminizi değil. İskandinav ülkelerinin refaha sahip olmasının sebebi de bu, insanlar seküler birer birey olduklarından dolayı sorunlarının mucizevi bir şekilde bir Tanrı veya onun görevlendirdiği birisi tarafından Deus Ex Machina misali gelip çözmesini beklemiyorlar. Seküler bireyler olarak toplumsal problemleri özgürce çekinmeden tartışıyorlar ve bu konuda uzman olan bilim insanlarının öncülüğünde sorunlarına hepbirlikte çözüm arıyorlar. Orada demokrasinin ve insan haklarının oturmuş olmasının sebebi bu zaten, sorunlarını toprağa gömmüyorlar, oturup tartışıyorlar ve çözüm buluyorlar. Türkiye, İran veya ABD gibi ülkelerde ise sorunlardan bahseden insanları vatan haini ilan edip susturmaya çalışıyoruz. İskandinav ülkelerinde antidepresan kullanımının yüksek olması da oldukça iyi bir şey, en azından insanlar psikolojik problemleri olduğunda, depresyonda olduğunda yardım istiyor ve bu konuda bilime danışıyor demek bu. Depresyon oldukça sıradan bir şeydir, sadece bir anlık mutsuzluk hali de değildir oldukça da ciddi bir şeydir. Türkiye gibi ülkelerde kaç insan depresyon yaşadığı durumda psikiyatrik servise başvuruyor? Psikolojik problemler yaşadığınızı bunun geçmesini beklemek yerine uzman doktorlara başvurmak gerekiyor ama ne yazık ki korkunç bir önyargı var bu konular hakkında toplumumuzda. Bu da, İsveç veya diğer İskandinav ülkelerinin aksine, sekülerleşme ve bilimsel düşüncenin ülkemizde tam oturmamasından kaynaklanıyor ne yazık ki. Hal böyle olunca daha çok şiddet olayları görmeye devam edeceğiz Türkiye'de.
Bu arada gerçekten Yaşar'ı takkeli bir şekilde göreceğimi hiç düşünmemiştim. İyi güldüm videoyu izlerken.
cidden bu platformda bu kadar uzun yorumun okunacağını düşünüp mü yazıyosunuz yorumlari
@@birimfonksiyon2161 adam kitap yazmış
@@mertaydn0705 :D
Okudum gayet güzeldi.
Ömer'i övmeye geldik herkes övmüş zaten bize gerek kalmadı
Uçurumunun kenarında yürüyen yükseklikten değil kendini atma ihtimalinden korkar.Özgürlüğün bedeli ağırdır herkes kaldıramaz.
Ömer Bey'in her şeye karşı çıkıp altını dolduramazken Yaşar Bey'in güzel güzel açıklamaya çalışması. Yaşar Bey 💖 Siyasal İslam nedeniyle kimse dinden çıkmamıştır diyen Ömer Bey halihazırda siyasal İslam nedeniyle dinden çıkanlarla karşılaştığını gözden kaçırıyor sanırım. Herkes herkesi şimdiki hâliyle değerlendiriyor ama geçmişini bilmiyor çok örnek verebilirim buna.
ömer diyor ki siyasal islam bahnesiyle dinden çıkanların zaten çoğunun din ile alakası yoktu. Çok ince bir bağları vardı dine o dagilmiş oldu diyor.
Betül nerenle dinledin de bu kanıya vardın . Dindar olmadığına eminim çünkü yobazsın . Ömerin mantıklı argümanlarını az ve öz konuşmasını bile algılayamamışsın .
Yaşar'ın dinin yerine koyduğu şey (anladığım kadarıyla siyaset bilimiyle ilgilenmek, ortaya bilimsel değerler çıkarmak) aslında kısa vaadeli zevkleri daha uzun vaadeli yapmaktan başka bir şey değil gibi.
Takkeli solcu ile küpeli sağcının tartışması
14:25-14:44 arasını bizzat yaşadım o kadar doğru ki hiç unutmam istemeyerek imamhatipe gelen Bi arkadaşım sınıf tahtasına imamhatipler yıkılsın diye yazı yazıyordu o kadar sevmiyordu insanı bir şeylere zorlamak kişiyi daha da soğutuyor ben de istemeyerek imamhatipte okudum ve bana zerre katkısı olmadı çünkü severek gitmiyordum
@@lsdaukul2945istekli gelen falan yok bizim sınıftada vardı sırf ilkokulda zorla imamhatipe gönderildiği için ateist olan. Haftada 4 saat Arapça veriyorlar imam hatiplerde Arapçayı kutsal gibi gösteriyorlar Ortaçağda aynısını kilise latinceye uyguluyordu din diye çocuklara arap kültürünü empoze etmeye çalışıyorlar. Bizim okuldada 4 saat din dersi var 2 ders biyoloji 2 ders fizik var bilim dinin gerisinde olduğu sürece gelişemeyeceğiz. Ders kitaplarında mülteci sevgisi ve ümmetçilik propagandası yapılıyor. Neyseki işe yaramıyor, geçen belediye başkanı zarf içinde uçlu kalem dağıttı bide içine yazı yazmış teşekkür filan bekliyor herhalde :D
@@lsdaukul2945 Okul tahtasına onu yazmasına sebep olan sistemi sorgulamak yerine çocuğun davranışını etik olarak sorguluyorsun. Ya bunun yaşı kaç bilinç düzeyi ne durumda demen gerekirken üstelik. Bu ülkede İmam Hatipli arkadaşıyla arasındaki şakalaşma yüzünden popüler bir sanatçımız tutuklandı içeri atıldı ama sizin kıymetli ve kutsal inancınız her şeyin üzerinde. Sonra islamofobi niye arttı kimse inancıma saygı göstermiyor diye ağlıyorsunuz.
Takkesine kurban olduğum beee..
ateistim ve mutsuzluğumun sebebi inançsızlığım değil ancak gerçek anlamıyla inançlı insanların kendi dünyasında gayet mutlu olduklarını görebiliyorum
inançsız insanların samimi inanca sahip insanlara “hayır sen mutsuzsun çünkü maddi ve manevi açıdan özgür değilsin” diye bir dayatma yoluna gitmelerinin boş olduğunu düşünüyorum çünkü onlar kendi dünyalarında gerçekten mutlular ve bence çoğu, mutluluğunun sarsılmaması için en ufak bir sorgulama gayretinde dahi bulunmuyorlar, bunun sebebininse temelde ölümden sonra hayatın olmadığına inanmanın insanı derin bir mutsuzluğa ve karamsarlığa götüreceği inancına sahip olmaları olduğunu düşünüyorum
Kesinlikle katılıyorum
Hayat acı ağlarla örülü zaten
Dünyan ne kadar küçük olursa daha az şeyle yetinmeyi öğrendiğin için onlarla mutlu oluyorsun
O zincirleri kırdığın zaman gerçeklerle yüzleşiyorsun
Dindarların arkasında sığındığı şey ölüm zaten
Adam sonra doğacak sanıyor kendinden emin
Gidip döneni göstersinler bizde bu küçük şeylerle mutlu olalım
14 yaşımda bu dediğin oldu ve gerçekten baktıkça o zamandan sonra pek de yaşamadığımı düşünüyorum. Gün sonunda zırlayan ben oluyorum. Kesinlikle ironik bir durum var, inanmayanların Tanrının var olmasını inananlardan daha çok istediğini düşünürüm hep.
Samimi ve bilgece bir paragraf
Yaşadığın hayatın sorumluluğunu almazsan mutlu olursun bu kadar basit
Takkeli hocaya kesinlikle katılıyorum. Çok doğru tespitler.
mutluluğu sürekli olarak devam eden bir olgu olarak ele aldığımız sürece bunun cevabını vermek imkansız. kısa süreli , minik anlara bölerek düşündüğümüzde popüler mutluluk kavramını anlamak daha kolaylaşıyor. sürekli olarak mutluluğa yakın bir şey tarif etmek gerekirse bu dinginlik ve huzur olabilir. en başta seküler olmaya meyil eden insanlar, dindar olmaya meyil eden insanlar gibi bir argüman çıktı. bir insan 0 anında bir şeye meyil etmiş durumda değil zaten. baz fikri oluşturan içsel dışsal etkiler var. bu yaklaşıma göre seküler olmaya meyili olan insanın dindar olmaması gerekiyor veya tam tersi. enerjisi yüksek arkadaşlar bravo, teşekkürler
ehlisünnet hocalarım yine döktürüyorsunuz maşallah
bu başlıkta videoları izlemem genelde. sanırım çok ilgilenmiyorum
ama videonuzu çok beğendim fikirler harikulade. yaşar'a genel bağlamda katılmasam da onun da fikirlerini beğendim. ek olarak kitleniz çok kaliteliymiş yorumları okumak da ayrı keyif verdi. var olun, devam edin, sağlıkla kalın
ya ömer hocam sen harikulade bir detaysın
Süpersiniz, insanların kendilerini gerçekleştirmelerine yardımcı olduğunuzu düşünüyorum lütfen devam edin
Yaşar kardeşim, Ömerin arkadaşlığı senin için bir şans Allah muhabetinizi daim etsin
Yaşar hocamızın aksesuarlarını Ömer hocamızın fikirlerini çok beğeniyoruz :) Yine güzel ve zihin açıcı bir konu. Teşekkür ederiz.
Omerin fikirleri mi? Yasarin fikirleri gerceklige daha uygun, daha bilimsel yaklasiyor, metafizik denen seyi ciddiye almiyor Omer gibi. Omer biraz bilgili ama ansiklopedi gibi, Sadece bilmek icin biliyor, konunun anlamini ve ya sonucu kestiremiyor. Metafizigi reddetmezsen, durmadan guzellemeye calisirsan kafanda her sey Boyle allak bullak olur, gerceklerle ortusmez. Dunyayi deyistire bilecegine dair inanc konusunda Omerin “bilgisini” tam olarak gore biliyoruz. 17:35lerde felan gecen konusma. Kor inancla gerceklere dayali temeli ayni tutuyor. Yasar dedigi gibi, Insanlarin eylemleri bir sey ifade ediyor inanmamiz gereken sey etki kuvvetimiz ve bunu dogru acilarda kullana biliriz. Omer tabi ansiklopidk kaotik bilgisiyle konuyu anlamiyor, dunyada rahat ede bilmek tesaduflere baglidir ve ya biseyler soylemege calisiyor kendince. Nasil yani tesaduf? Insanlar her yeni bulusu, ilerlemeyi, devrimi ve s dusunerek, bir ihtiyaci oldugu icin yapiyor. Bununla kor bir ilahi baba inancini bir tutamazsin. Omerin konudan haberi bile yok, orman kanunlarina baglamis, yok tesaduf yok bilmem ne he he refah tesaduf urunu. Bati ve Amerika tesadufen oyle oldu, hic insan etkisi yok. Bide dunyayi mi degistirecen sen simdi diyor? Hic dunyayi degistiren bir insan yokmu? Dunya durmadan degisiyor ve bunu insanlar yapiyor hem bireysel hemde toplumsal boyutta. Her seyi karmakarisik alqiliyor. Yasar kardesimizi tebrik ediyorum, tam bir 21ci yuzyil insani aydinlanmaci, pozitiv ve bilimsel bir bakis acisina sahib. Omer gibi darmaduman kafalari yoluna koya bilirsek Yasar gibileri dunyadaki tum problemleri cozer, en azindan gercek problemin ne oldugunu goruruz. Omer masallar diyariyla gercekler arasinda gidib geliyor.
Ömer senden öğreneceğimiz çok şey var
Yaşar daha da gelişmeli
Biraz daha dar bir açıdan bakıyor gibime geliyor
İkinizi de seviyoruz
Bu karanlık dönemde bize umut oluyorsunuz iyi ki entellektüel seküler insanımız var diyorum
Çok sevdiğim arkadaşım, Kadir Gemalmaz'ın kullanmayı çok sevdiği ifadeyle "müstefid oldum" gençler. Çok güzel bir fikri sorgulama, hoş bir zihin jimnastiğiydi benim için. Çok da sempatik yürüdü sohbet. Alkışlıyorum sizi, aynen devam.
Huzur İslamda video da bunu rahatlıkla görebiliyoruz
Ömer kardeşe selamlar
Bu videodan da bunu çıkarmazsın ya ! Gülünç bir durum , kesinlikle ön yargıyla anlamak istediğini anlamışsın . Zaten sizin gibi radikaller hep böyle .
haklı ama tek yönlü savunmuş sadece maneviyat diyip maddiyatı kötülemiş çeşitlendirebilirdi bunu, gören de dindar(?) insanların sosyal hayatı yok,eğlenemez veya kafayı ibadetle bozan,kendini bir odaya kapatıp zikirden kendinden geçmiş insanlar sanacak. Halbuki müslümanca düşünebilme melekesi insanın eşyaya,insana ve topluma bakışta hikemî bakış açısını etkin kılmasıdır.
Videonun kurgusunu çok beğendim. Girişteki parçalar ve daha dinamik, ateşi arttıran bir akış. Podcast gibi dinliyorum çoğunlukla ama bu video kurgusu dikkatimi çekti. Teşekkürler.
Genç kardeşlerim bu gün videonuzu izledim. Şimdi ikincisini izliyorum. Öncellikle içeriklerinizi beğendim. Keşke çevremde bu konuları sık konuşup vakit geçirebileceğim birileri olsaydı. Başarılar dilerim ve içeriklerinizin devamını bekliyorum.🌻
Ateş ölçer serisini çok beğeniyorum. Böyle devam dostlar.
Ömer abimizin fikriyatına mutabık bulunuyoruz elhamdulillah
12:30 Katılıyorum.. İki türlü sıkıntı vardır. " Can sıkıntısı ve geçim sıkıntısı" o yüzden geçim sıkıntısı çeken biri felsefe, sanat, tiyatro, yoga vs uğraşmaz. Bu işler can sıkıntısı işleridir. Benden de naçizane katkı olsun :)
ömer dişe dokunan cevaplar verirken diyer arkadaş hep ben onu demedim deyip boşa düşüyor. sizi yeni buldum sorularıma yanıt buldum eksikler tamamlandı sağolun
Yeni başladım videoları izlemeye çok hoşuma gitti. Çok güzel noktalara değindiniz. Bir şeyler eksik kaldı. Yoga, spiritüellik evet belli bir kesime ait ama alt kesimde ortaya çıkan dinin yerini alan başka bir şey var o da wokeism. Evet maneviyat ihtiyacını doldurmuyor ama belli ve hatta dogmatik değerleri dayatıyor kendi içinde. Bunun da özellikle Amerika'da dinin zayıflamasıyla ortaya çıktığını görüyoruz. Burada farkettiyseniz temel mesele aslında adalet. Wokeların aslında sizin tabirinizle o dünyevi zevklere ulaşma kapasitesi olmasına rağmen, bazı değer yargılarının eksikliğini hissettiklerini ve woke olduğunu görüyoruz. Orada aslında dinin yerini başka bir din alıyor. Bir de ben mesele din olduğu zaman ortaya çıkan en önemli unsurun "zevk" değil "adalet" duygusu olduğuna inanıyorum onun üzerine sırf ayrı bir video bile çekilebilir. Onun dışında sıklıkla özgürlük meselesini tartıştınız. Bu da siyaset felsefesi açısından önemli ve aslında insanların sancılı bir şekilde anlamaya çalıştığı ama anlayamadığı bir konu. Orada da şu anda çok gündemde olan özgürlük ve güvenlik çatışmasını görüyoruz. Hangisini ne kadar istiyoruz? Her neyse videolar başarılı. Bu arada 3 senedir Almanyadayım mutluluğun refahta olmadigindan yüzde yüz emin olarak sağdaki arkadaşa katılıyorum :D
Ya aslında dindar olmak insanın içini rahatlatsa da dünyaya katkı sağlamayı azaltmaz bence. "Yarın kıyametin kopacağını bilseniz bile, bugün elinizdeki fidanı dikin" mealinde bir hadisin olması,
Yaptığın hayırlar eğer senden sonra da devam ediyorsa sen ölsen de sana sevap yazılması (benzer bir şekilde yaptığın kötülüğün de), insanı insanlığa fayda yapmaya itiyor teşvik ediyor.
Gerçek manada dindar olmak insana kaderim neyse zaten onu yaşayacağım deyip kös kös oturtmaz. Her anını hayırla geçirmeye teşvik eder.
Kesinlikle dostum
Fazla Dindarlık iyi değil, zira gelişimi engeller. Sürekli öbür dünyayı düşünen, bu dünyada geri kalmaya mahkumdur. Senin demek istediğin muhtemelen İnanmak, ama sofuluk iyi değildir. Dini de abartmamak lazım. Hele Sünnilik, kafayı kadın kıyafeti, tesettür ve saç teli bozmuş kafa.
@@mgs7914 bizim için en iyi örnek peygamber efendimiz(sav) ve daha sonrasında sahabeler. Onların yaşantılarından bildiğim kadarıyla gayet de günlük hayatın içindeler. Ticaretini, işini de yapıyor, peygamberin arkasına geçip namazını da kılıyor sohbetini dinliyor. Toplumdan tamamen ayrılıp münzevi hayat yaşamıyor yani bildiğim kadarıyla. Dindarlık dediğimiz şey zaten günlük hayatın ta içinde olması gereken bir şey. Günlük hayattan bağımsız düşününce işte camide namaza gidip dükkanda müşteri dolandıran yalan söyleyen insanlar oluyor. Ahlaksızlık burada başlıyor.
@@mgs7914 bunlar anlamaz aq
Okuduğum en boş yorum
Çok başarılı, doyurucu bir paylaşım olmuş. Emeğinize sağlık.❤
kuzey ülkelerinde intihar oranın gündüz süresiyle de alakası olabilir
tek kelime ile ''bayıldım.'' bayılarak dinledim. jim carrey'nin en sevdiğim sözü ile bence özetlenebilir bir konuşma olmuş. ömer'in içtenlikle ''senin mutluluk diye tanımladığın şeyler maddi şeyler, olum bak gerçekten olmaz'' demesi ve her ayrıntısı ile harika bir video. elinize, dilinize ve emeğinize sağlık. iyi ki tanıdım sizi ! :)
Emeğinize sağlık arkadaşlar. Güzel bir konuydu. Yeni videolarınızı bekliyoruz
İslam ın kelime anlamı teslim olmaktır. Teslim ve samimi olursak doğrulara ulaşabiliriz biiznillah.
Yasar Beyefendi! Çok ünlüsünüz. Benim bu bölümde oyum Ömer'e.
En büyük hatanız hayatın mutluluğunun kaynağını maddi ve manevi ( din ) olarak ayırmanız, zaten sekuler insan sadece mutluluğu maddiyatta aramıyorki, insan ilişkileri ya da felsefe vs. bir çok amaca sahip yani maddiyattan sonra gelen mutluluk kaynağı çok yönlü olarak değişir.
Imsan iliskileride maddilesiyor felsefede hakikati arama isinden yuzyil once vazgecmis artik akademik masturbasyona maruz kalmis. Din dinginlik getirir bunu bilmek icin dine inanmaya gerek yok ayni sey bu spitiruzmidir nedir ondada var eksigi sadece yuzyilarca pratik yapip topluma yayilabilde o da mutlu edecek. Bemce herkez kendi mutsuzluguna baskalarini davet etmekten baska bir sey yapmiyor. Ama madem dunyadayiz bir gerceklik var ne yapalim tabiki zekv almayi filan bilecez entellektuel olarak kendimizi gelistirecez tek amac makineyi dimginlestirmek. Mesala ben gecen zenciyle yatim tum varolussal sikintilarimi unnutum cunku hayvan oglu hayvan gercekti vb şeyler
Videonun sonunda başlıktan dışarı çıkılmış ama genel olarak konu başlığının yorumlanışını eleştirmek istiyorum. Sekülerleşme yada dinsizleşme dediğimiz olay ve trend mevcut siyasetle açıklanamaz. Gençler çevresindeki dindarların öğretilerine, hareketlerine ve ahlaki değerlerine bakarak dinsiz olmayı yada seküler olmayı seçmiyor. Gençlerin içine doğdukları postmodernizm tamamen belirleyici unsur oluyor burada bence. Demek istediğim şu: modern öncesi dönemde iktidar Tanrıydı. Sanat tanrıyı anlatıyorsa sanattı, yöneticiler gücünü Tanrıdan alıyorsa meşruydu, ilim bilim Tanrıya atıfta bulunuyorsa ilimdi bilimdi, kısacası bir şey Tanrıyla bağ kurabildiği ölçüde kabul görüyordu. Modernite ile birlikte modern devlet ve toplum yapısı iktidardaki Tanrıyı indirdi ve yerine insan kavramını koydu. Tanrının seçtiği değil insanların seçtiği yöneticiler artık meşru kabul edildi, Tanrıya değil insanlığa hizmet eden kurumlar kabul gördü. Bu da zaten sekülerleşmeyi mecbur kıldı. Tanrının iktidarı yüzde yüz yıkılmadı ama insanın iktidarı modern toplumda bir çok alanı domine etti. Aslında ikisinde de işlevsel olarak değişen bir şey yoktu. Allahın kanunları gitti, modern hukuk yasaları geldi. Ama hukuk işlev olarak aynı işi gördü. Tabi kaçınılmaz bir sekülerleşme de oldu fakat yine de bu insanın iktidar olduğu modern toplumda Tanrının da meşrutiyeti ve iktidarı devam ediyordu. Fakat postmodernizmle birlikte iktidar olan insan kavramı bir kimlik edindi. O kimlik sen ben o oldu. Yani bir ismi cismi oldu. Kısaca daha bireyselci bir toplum ortaya çıktı. Kendi fikri olan, kendi beğenisi olan, kendi yorumu olan bir toplum. Şuan benim yaptığım gibi artık insanlar fikirlerini genel kavramları destekleyerek değil, bireysel olarak düşüncelerini paylaşarak savunabiliyor. Bu durum Tanrının iktidar olduğu modern öncesi dönemden modern devlet ve topluma geçişteki sekülerleşmekten daha fazla ve keskin bir sekülerleşme getirdi. Her geçen gün postmodernizmin ivme kazandığı bu dünyada, bireysel fikirler ve istekler teknoloji sayesinde daha çabuk ve fazla dolaşıma girebiliyorken Tanrı aslında her zamankinden daha da az belirleyici oluyor. Zaten gücünü kaybeden Tanrı, postmodern dünyada en fazla postmodern söylemlerle yer edinebiliyor. Cemaat ve tarikatların bile sosyal medyaya açıldığı, youtube gibi kanallardan fikirlerini paylaştığı postmodernite Tanrıya hiç bir surette ihtiyaç duymamakta. Bu da postmodernizmi benimsemiş yeni kuşakların Tanrıdan uzaklaşmasına yol açmakta. İnternet bu kadar hayatın içinde olmasaydı, bireysel fikirlerimizi ve hislerimizi bu kadar kolay dolaşıma sokamasaydık, daha büyük yapıların parçası olma eğilimi azalmayacaktı ve bu da bir yerde daha klasik öğretilerin trendde kalmasına yol açacaktı.
harika bir tartışma yaşara da ömer e de helal olsun seviyorum sizi 49w ekibi 🎊 ❤
Ne tuhaf yaşar çok fazla rasyonalist bakış açısına sahip olmasına rağmen Ömer çok daha gerçekçi geliyor..Ömer'in bazı şeylerin hakkını teslim etmesine hayranım..
Parayla mutluluk olmazmış varsın olmasın ben Frerrari nin içinde hüngür hüngür ağlamaya razıyım 🙂
Bende
Ben de
Ben de
Tarihi,ideolajileri ve felsefik düşünceleri çok iyi antalan bir youtube kanalı tebrikler 🎉.
Program boyunca ne zaman "çıkar telefonunu göster " diyecek diye bekledim.
Müthiş sosyolojik analizler, tezler antitezler... harikasınız gençler, devam 👏👏👏
Maddi başarı bi yere kadar belki mutluluk getirebilir ancak bi yerden sonra yetersizlik hissi oluşur hep daha iyisini yapmakla ömrünü geçirip idellari için uğraşan insanlara baktığınız zaman görürsünüz herkesin hayalini kurduğu hayatı yaşarlar ama içlerinde manevi bi boşluk vardır hep mutlu değillerdir bu noktada keşke insanlar inanabilecekleri kendilerini teslim edebilecekleri sorularının cevabını bulabildikleri bir dayanak noktası bulsalar keşke bu psikolojik olarak insanların daha güçlü ve mutlu olmasını sağlamaz mı
insanlar çeşke dindarlaşsa dehşet verici bir söz. ahlak vicdan ve akıl yerine din koyunca neler olduğunu yaşayarak görüyoruz. bu yarı aydın arkadaş cahiller kadar tehlikeli.
Nerede görüyorsun? Dünya son yüzyılda yaşadığı vahşeti insanlık tarihi boyunca yaşamadı ki burada sekülerleşmenin büyük bir payı var.
Kesinlikle aynı şeyleri düşünmüyorum ama dinlemek aşırı keyif verdi 👍
ben ortaokulu imam hatipte okudum ve bu durum daha çok dinden uzaklaşmama sebep oldu çünkü bıkmıştım. ayrıca zaten imam hatibe gönderilenlerin çoğu "çocuğum düzelsin" diye gönderilen serseri keko tipler. ve bu kişilerde de din konusunda herhangi olumlu bi gelişme yaşandığını düşünmüyorum. din inanç konuları gerçekten kişinin kendisinin üzerine düşünüp karar vermesi gereken bir şeydir , dışarıdan biri ne anlatırsa anlatsın bi yararı olmaz.
Avrupa'ya gelsinler görsünler gibi bir tabir kullanan arkadaşa şunu demek istiyorum. 8 yıl önce İstanbul'dan Almanya'ya geldim. Yaşım 41 ve bu hayatım boyunca verdiğim en doğru karar oldu. İyi ki Almanya'ya gelmişim diyorum her gün. Hiçbir zaman Türkiye'de bulamadığım huzur ve mutluluğu bu ülkede buldum. Benim gibi düşünen pek çok insanda tanıyorum.
Omer 16-17dk arasi insanlar dindarlasmasinin gerektigini savunuyor. Fakat insanlarin dindarlastiginda "Erkek kadindan ustundur" gibi safsatalari veya anti-lgbt fikirleri de kabul ediyor olacak. Burada kesinlikle Yasar'a katiliyorum. Toplumun dinden uzaklasmasi ahlak ile din kavramini ayirdiklari surece iyiye goturur. Insanlar dindarliktan uzaklastikca dusunceleri degisecek, dogruya gidecektir diye dusunuyorum. Dindar bir insanin dusuncesi cok ama cok zor degisebilir cunku kitap guncellenmiyor veya yeni fikirlerle ilgili herhangi bir beyanda bulunmuyor. Tabi ki insanlarin ic dunyalarinda yasadigi dine mudahale edilemez ama organize dinin cokertilmesi ateistlerin sorumlulugudur diye dusunuyorum. Zaten cok da bir sey yapmalarina gerek kalmayacak, bilim, teknoloji ve sosyal medya gelistikce dindarlik azalacak. Bu arada kanalinizin 1 aydir cok siki takipcisiyim, supersiniz!
Güzel video olmuş. Teşekkürler.
en sevdiğim kanal 😍😍😍
Stabil haz diye bir şey yoktur. Seni sıkmayacak, mecbur hissettirmeyecek, ortaya çıkınca başarı tatmini sunacak işlerle uğraşın. Bu işler sürekli değişebilir. Ve en önemlisi sizi gerçekten seven ve sizinde sevebileceğiniz insanlarla iletişim kurun
İnş. çok daha hızlı büyürsünüz ve daha sık video atarsıniz.
Yalnız katilmadigim bir konu ümit ozdagi sevmiyorum dediniz devami gelmedi.
Şuan ülkede çok daha iyi muhalefet yapan ve hiç korkmadan gerçekleri bu kadar net söyleyebilen başka kimse yok.Elbet eksikleri var ama bunu soylemenin ne manasi var. Neyse video icin tşkler.
o cümlenin devamını çok merak ettim ben de
Dini hassasiyetleri olan genç bir müslümanım. İslam'ın doğruluğu konusunda zerre kadar kuşkum yok. Bugünkü tipik ezberlerden çok daha fazlasının cevabını aldığım için müslümanım. En kısa tabirle Hz. Muhammed (SAV)'in hayatına baktığımda yalan söyleyen birini görmüyorum.
Mutluluk kısmında mutluluk bence insanın içinde bulunduğu durumdan razı olmasıyla doğru orantılı. Bu da en çok dinle sağlanabiliyor. Seküler yaşam biçimindeyken insan hep tüketme ve daha fazlasına muhtaçmış gibi bi algı içerisinde oluyor bu da devamlı yetersizlik, depresyon/bulanım gibi sonuçlar doğuruyor. Bu da i*tihara kadar götürüyor insanı. İ*ntihar etme oranının inançsızlarda inançlılara kıyasla ne kadar yüksek olduğu ortada ki bu da çok normal bi sonuç.
Bundan daha da önemlisi hayatın anlamı noktasında. Herkes bir gün ölecek bu kesin. Hal böyleyken insanın bu dünyada yaptıklarının bi karşılığı yoksa bu dünyada zengin olmuş fakir olmuş iyiyi yapmış kötüyü yapmış çok bi anlamı olmuyor. Çünkü ikisi için de sonuç hep aynı. Dünya barışı sağlayan da kara toprakta sonsuz bir hiçle karşılaşacak tüm dünyayı katleden bir zalim de. Bunu hangi vicdan kabul edebilir? Ve böyle herhangi bir ahiretin olmadığı iyinin cennetle ödüllendirilip kötünün cehennemle cezanlandırılmadığı bi sonuçta kim neden iyiyi seçsin. Bu dünyaya ve çevresine faydalı olmanın herhangi bir rasyonel karşılığı yok.
İslam'ın doğruluğu konusunda tüm şüphelerimi bitiren video.
th-cam.com/video/eX4X2A4WBDQ/w-d-xo.html
Niye Dünyada herkes müslüman değil bunun cevabını bulabildiniz mi ?
@@cagatayyahsi1983 olmak zorunda mı yani nası bi soru bu? İslam herkes müslüman olacak falan mı diyor hayır.
Evet herkes müslüman olmak zorunda değil çünkü tek doğru yol İslam değil. Yine de medeni yasaları aşmadığı sürece işe yarar bir din! İyilikten ayrılmayalım hayırlı günler !
@@cagatayyahsi1983 o medeni yasalarınızda neyin iyi neyin kötü olduğunu neye göre belirliyosunuz? Ya da kim belirliyor?
Hoş bir müzakere olmuş. Teşekkürler
Allahim lütfen yükselsin
Dücane Cündioğlu der ki İslam’ın kendisi zaten siyasidir. Siyasal islam diye bir kavram olmaz. “Din insanı bu kadar düzeltebildi” argümanından “din insanı tam olarak düzeltmeye yetmiyor” anlayışı çıkar. Bu da zaten dinin sorgulanması için temel bir sebeptir.
dini bilmek ve uygulamak önemli müslümanım demekle olmuyor
Şu dindar insanların haram diye karşı cinsten uzak durup ama sürekli cinsellik arzusu gütmelerini dini bir eleştiri olarak yöneltmek çok adilce değil. Toplum bugün erken yaşta nikaha kötü baktığı için bu gençler insani bir ihtiyaçtan uzak durmanın acısını yaşıyor. Dindar olmayanların bir sürü kişiyle birlikte olmasının getirdiği sorunları da eleştirin. O çok mu mutluluk veriyor.
Erken yaşta nikâha bana göre kötü bakılmıyor, gittikçe az görülmesinin sebebi dünyevileşme ve maddi etkenler. Eskiden bir esnafın yanında çırak olarak başlardın sonra usta olurdun bu sırada askerliği de yaptın mı evlenir giderdin. Şimdi gerek kadın gerek erkek tarafı evliliğe hazır olmak için bazı şeyleri -mesela kariyer gibi- tamamlamaları gerekiyor. Yoksa 23 yaşında askerliğini yapmış bir erkeğe refah sorunu yaşamayacağını teminat verirsem evliliğe hayır demez aynı durum kadın için de geçerli.
@@yigitisk9248 dediklerinde haklılık payı var ama misal iki genç liseden sonra evlenip üniversiteye evli olarak devam etmek istedi diyelim aileler zaten üniversite için evdir odur budur masraf yapıyor bunu kabul edip ucuz yollu bir ev ayarlayıp bu duruma izin veremiyorlar toplumun düşünce yapısının oluşturduğu baskı imkansızlıklarn doğurduğu sonuçtan daha etkili gibi. Bu arada erken yaşta evlilik falan savunmuyorum.
Hadi onu geçelim, filmler diziler futbol maçı gibi dine göre örtülmesi gereken yerlerin açık olduğu sporlar dine uygun değilken dindar insanlar bunlara bayılıyor :) Neyse buna da bir bahane buluruz.
@@toxichuman208 dinin problemi mi size göre dindar olanların problemi mi?
@@Özgü_Fan Dinin sorunu. Bu kadar mantıksız yasak koyulursa din uygulanamaz hale gelir. Uygulanmaya çalışılması afaganistan gibi bir sonuç verir. En nihayetinde din inananlarını mahfeder. İnanaç kendi kendini tüketiyor.
Sıkılmadan izleyebileceğim bir kanal bulduğum için şanslıyım bravo sizlere
biz Ömer hocamdan razıyız ya
Mutluluk içten gelen bir şey tamamen hayata bakış açınla kendine verdiğin değerle olayları yorumlayış tarzınla ilgili bunu pek çok mutluluk yolunu denemiş biri olarak söylüyorum evet maddi şeyleri hedefleyin ama o maddiyata sahip olamasanız bile mutlu olmaya yetecek kadar bir maneviyatınız olsun insanın iç huzurunu sağlaması esas olan bu
İzlemeden söylüyorum. Evet
İnsanlar çok yüksek adaptasyona sahiptir. En kötü koşullara alışıp mutlu en iyi koşullara ünsiyet kesbedip mutsuz olabilirler.
Volkan Ertit hocamızda bu konuya eğilmiş Türkiye’nin sekülerleşmesi konusunda güzel araştırmalar yapmış. Hocam sizden yorgunluk toplumu diye bir konuyu ateş ölçer bağlamında tartışmanızı bekliyorum. Hannah Arendt’e saygılar (:
İnançlı bir insandan dinsiz veya ateist olmak bir süreçtir. İlkten acı dolu bir yolculuk daha sonra gerçekten hayatına huzur veren en büyük bir kurtuluş.
Ben İslamiyetten kurtuldum şuan artık huzur doluyum
@@KimliksizDevlet. iyi kötüye odaklanmak anlamsız bence. Doğru ve yanlış dışındaki değerleri zırvalık olarak görüyorum
Puhahahahahahahahhah
İslam olmayınca tanrı olmuyor mu? :) Geniş düşünün. :)
Bence inançsız olmak, inançlı olmaktan çok daha zordur. Çünkü inançlı insan, inanıyordur ve bu konuya zihnini yormaz. Lakin inançsızlık sizin zihninizi çok yoracaktır. O boşluğu doldurabilmek, yaşamına anlam katabilmek, zorlandığın zamanlarda İnanç gibi desteğin olmaması gerçekten de zordur. Çok yakın arkadaşım bu zorluğu derinden yaşıyor. Lakin inanmayan birine gel inan diyemezsin. İnanç bireyin kendi düşünceleriyle, anlamlandırmalarıyla ulaşacağı durum. Gerçekten zor işiniz...
@@toxichuman208 Beyinleri yokki anlasınlar Ben Tengriciyim sadece İslamiyetten kurtuldum Tanrı inancım hala var
13:40 A lesson without pain is meaningless. That's because no one can gain without sacrificing something. But by enduring that pain and overcoming it, he shall obtain a powerful, unmatched heart. A fullmetal heart.
16:21 +1
Ömer yine nasıl her seferinde haklılığını gözler önüne seriyorsun
Ömer haklı falan değil sen bir ahiret ve maneviyat fetişistisin.
Sizi dinlerken bir konuda aklıma gelen örneği yazmak istedim : akp nin ilk 5 senesinde yönetim vs iyiydi ve o zamanlar her kanalda prime time da sırlar dünyası vs yayınları vardı , bu yayınlarda dini yasa mutlu ol yoksa sonun kötü tarzı yayınlardi. Yani yönetimin iyiliği toplumun taleplerini ve dini taleplerini etkilemişti. Bunu yazdığım için beni yandaş vs sanmayın , din ile dinsizlik arasında , memurluktan ihraç olmuş biriyim . Saygılar
Çok ilginç bir fenomenden bahsettiğinizi düşünüyorum. Bu konudaki gözleminizi daha detaylı şekilde dinlemek isterim.
O zamanlar da ben çocuktum ve o din temelli yayınları hep izlerdik ailece, hiç de gözümüze batmadığı gibi çok da hoşumuza giderdi. Şimdi tv de dini bir yayın gördüğümüzde kanalı değiştiriyoruz.
Öyle bir durum ki biriniz konuşunca ona hak veriyorum. Diğeriniz başlayınca bu sefer diğer arkadaşa hak veriyorum. "Fikirlerin çarpışmasından çıplak gerçekler doğar." demiş birisi.
İmam hatip mezunu olarak imam hatiplerin çok da dindar olduklarını söyleyemem. Bir sınıfta 2-3 kişi
Mevlüt parasıyla içmeye giden tanıyorum.
@@emre7677 hahahhhaha mezun olduğumuz gün müdür hepimize 50ser lira vermişti. İlk deneyimim olmuştu o gün :)
İmandır ol cevher ki , ilahi ne büyüktür
İmansız paslı yürek sine de yüktür.
M.akif Ersoy
Arkadaşlar ben sizi sevdim ya.guzel konusuyorsunuz...
Fransa NICE den selamlar.
Bonne courage
Ömer'in yaptığı inanç tanımı da sekulerlesme başlığına dahil bence o ince çizgi atlanmış.
Davasi olan insan, eziyet cekse bile mutludur.
din kolektifleşmedikçe (siyasal İslam gibi) gayet de huzur verir. Bir insanın has İnançlı bir teist olması huzur vericidir ama bu bir genelleme şahsen ben optimist nihilistim ve her şeyin bir hiç olacak olması bana çok ayrı bir özgürlük ve huzur veriyor
dürüst olamam gerekirse arada o teist huzuruna özeniyorum sonra max stirner'in ifadeysiyle " spooked" bir olgu olduğunu hatırlıyorum dinin.
spooked: Bireyi kolektif olarak topluma köle yapan olgulara, fanatiklere deniyor (demokrasi,din,ideolojiler, kültür,yasa,kanun)
aynısı. tıpatıp aynısını yaşıyor ve düşünüyorum
İslam özelinde bu maalesef mümkün değil yapısı gereği kolektifleşmeye müsait
@@GraphiX_95 sekülerizmi savunan ateistlerde kolektifleşen olgulara saçma şeylere sahipler gözümde ikisinin farkı yok
Beyler kaç gündür sizi keşfettim beni bağımlı yaptınız 👏👏
Uzun zamandır söylemleri bu kadar iyi anlaşılan bir ikili izlememiştim. Dinsiz olduğum için soldaki arkadaşın söylemlerini merak ettim ve söylediği şeylerin nerdeyse hepsine katılıyorum. Güzel video teşekkürler 👏👏
abi 23:59 'a aşırı katılıyorum. Epikür gibi Aristipos'un bahsettiği hedonizm de budur işte. o yüzden komunizm mutluluğu banka hesabındaki hane sayısından ya da tapu dairesindeki damgalı sayfalardan ibaret sananlarla yaşanamayacak kadar yüksek bir ütopyadır.
"Allah herkese iman versin." Ek olarak inandığıyla amel eden ve insanlara faydalı olabilen bir şuur versin.
vermesin kardeşim, niye versin?
@@bedirhansezer6431 peki kardeşim sana vermesin 😃😅
@@cafersahin228 Bana ihale versin. Daha fazla geçiş garantili yol köprü yapmak istiyorum.
Bana para versin
@@cafersahin228 vermesin kimseye herkese adil bir çalışan beyin dileyelim sende inandıgın tanrıya herkese ne vermesi gerektigini emretmeyi bırak.
başarı korunması gereken bir beladır. Ne kadar başarırsan o durumunu korumak zorunda hissedersin. Onun için daha çok çalışırsın, çok çalışmak adamı yorar ve bir süre sonra tükenmişlik sendromuna girersin. Kendine yetebilmek dünyanın en güzel şeyidir. Kendine yetebilen ve inançlı olan bir insan dünyanın en mutlu ve güçlü insanıdır. O her halükarda bir yolunu bulur ve mutlu olmaya devam eder.
Bu kavrama itirazım var. Sekülerlik ile dindarlık birbirinin zıddı ya da alternatifi değildir.
13:30 Friends with benefits derkenki temas biraz fazla icten gibi geldi. :)
Dinle ilgili belirli bir eşik atlanınca tekrar inanmak çok zor. İnanç ihtiyacının ortaya çıktığı durumlarda inanmayan birinin tekrar dine yönelme ihtiyacı hissetmesi aslında öncesinde neden dinsiz olduğunu anlatıyor. İnanç insanlık için önemli bir ihtiyaç olmuş ki on binlerce yıldır var fakat ihtiyaçtan dolayı samimi olmayan bir inanca sahip olmak ne kadar içsel rahatlama yaşatır bilemiyorum.
Örneğin hala birisine veya bir şeye söverken Allah Belanı Versin demek gibi bir şey. Dini ne kadar terk edersen et içgüdüsel olarak bir yaratıcının orada olduğunu hissetme ihtiyacı duyuyorsun
Retorik
Takkeli hocam ağzına sağlık dinlediğim tek takkeli hoca oldunuz düşüncelerinize katılıyorum ayrıca
sen nasıl 23 yaşındasın ya? İnsan ne yaşadığını bilir. Sen şimdi 23 yaşında mısın? E biz seni minimum 33 biliyorduk. 23 müymüşsün sen? Aynen kardeşim Türkiye'de yaşamak hiç stresli değil.
😂
Sürükleyici bir video olmus.
Takkeyi Ömer'e takmak lazım yanlış olmuş. Ritalin ve konçertayı herkes kullanmıyor yine genellemeler havada uçuşmuş.
herkes kullanıyor dememişler zaten ama yine de concerta'yla depresyon/mutsuzluk arasındaki bağıntıyı nasıl kurdular ben de anlamadım
Ömer.. mantık adam ikna edicisin süperdin🎉
Çok güzel bir şekilde tartışmışsınız ancak dindarlık üzerine tartışırken bu kavramın tanımını doğru yapmak ta çok önemli. Çünkü Türkiye'de çok çeşitli dindarlar var. Sadece İslam'ı bile sayarsak daha dünyevi olan mezhepleri de hesaba katmak gerek. Veya Adnan Oktar, Caner Taslaman gibiler de ben dindarım diyor. O zaman dindarları tartışırken sadece cübbeliyi değil Adnan Oktar'ı da hesaba katmak gerekiyor, takipçilerinin sayısını söylerseniz hak veririm ama uzun vadede bir şey ifade etmez.
Sonuç olarak dindarlığı tartışırken fıkhi konular, başörtüsü, açıklık, veya sevgililik gibi konular yerine maneviyat, ülkü ve sonsuz güzelliğe kavuşma isteği gibi konular konuşulmalı. Bu daha genelleyici olur.