Nasıl kalkarız da Bediuzzaman'a bunları söyleyebiliriz! Kanalımıza Abone Olmak İçin: goo.gl/AbpiDa Dersin Tamamını İzlemek İçin Tıklayın: • Nikâhta Keramet, Nikâh...
Tüm zamanların en güzeli Hz Muhammed sav efendimizdir. İman sadece Allah'ın elin dedir İman tohumunu diken Allah tır. Peygamber bile tebliğ ile sorumludur. İmanı Allah nasip eder!!!
Allahu Teala El-Bedidir, Bedi tıpkı aziz,kerim de olduğu gibi insanlar içinde kullanılabilir, El-Kerim El-Aziz insanlar için kullanılmaz Allaha mahsustur .El mağrife eki insan için kullanılmaz çünkü el eklenince sadece Allahu Tealaya mahsus olur. Arapçadaki mağrife eki EL'i anlayamayanlar daha çok bocalar durur...
Burada cahillerle tartışıp vaktinizi zayi etmeyin. Üstad Bediüzzaman müceddid-i ekberdir. Risale-i Nur dairesi geniştir. Harice kaçanları aramaz, ihtiyacı da yoktur. İman gibi Risale-i Nurlara talebe olmak da büyük bir nimettir. Herkese nasip etmiyor Rabbim. Şükredelim daima...
Risalelerin Said Nursî’ye yazdırıldığı iddiasına örnek: “Bu risalenin mukaddimesinin bu derece uzun olması İSTEMEDEN OLMUŞTUR. Demek ihtiyaç var ki, öyle yazdırıldı.” [10] Risale ayetinden anlaşılacağı üzere, Said Nursî bu edilgen konumunu tevazu maskesine bürünerek Birinci Şua’da şöyle izah ediyor; “Benim gibi YARIM ÜMMİ bir adam… Risale-i Nur’a sahip değildir ve o eser, ONUN HÜNERİ OLAMAZ, onunla iftihar edemez. Belki doğrudan doğruya Kur’an’ın manevi mucizesi olarak, rahmet-i İlâhiyye tarafından ihsan edilmiştir.” Bunun tercümesi ise şudur: Peygamberimiz Kur’an’ın tercümanıdır, tebliğcisidir; Said Nursî de Nur Risaleleri’nin tercümanıdır, tebliğcisidir. Hz. Peygamber ümmîdir; Said Nursî ise yarım ümmî bir zattır. Nasıl ki, Kur’an Hz. Muhammed’in değil, Allah’ın kelâmıdır; O sadece tercümandır, mübelliğdir. Risaleler de Said Nursî’nin eseri değildir; O da Nur Risaleleri’nin tercümanıdır, tebliğcisidir. Peygamberimizin görevi Kur’an’ı tebliğdir; Said Nursî’nin görevi de Risaleleri “tebliğ”dir. [11] Said Nursî, Risalelerin kendi eseri olmadığını öylesine güçlü bir dil ile vurgulamaktadır ki; bu vurgu, eserin kendisine nispeti imkânsız kılmaktadır. Bu bağlamda Said Nursî’nin Risaleler ile bağı ancak tercümanlık ve tebliğ mesabesindedir. Nur Risaleleri, Said Nursî’nin eseri değildir! Onun ihtiyarıyla yazılmamış, bilâkis Cenab-ı Hakk’ın lisanıyla yazdırılmıştır! Semavîdir! Arşîdir! Said Nursi Risalelerin tenkid edilmemesinin; “Mübarek Sözler şüphesiz Kitab-ı Mübinin nurlu lemeâtıdır. İçinde izaha muhtaç yerler eksik olmamakla beraber, küll halinde kusursuz ve noksansızdır” diyerek önünü kesmiş oluyor. (Yirmi yedinci Mektup) Said Nursi’ye göre Risâil-i Nur bir mucizedir. Bunun gerçek olduğunun delili ise şudur: “Onda öyle parçalar vardır ki, kimisini altı saatte, kimisini iki saatte, kimisini bir saatte yazıp meydana getiremiyorum… Ve altı saatte yazılmış olan otuzuncu sözü ben de, en yeterli dindar filozoflarla çalışsak altı günde yazamayız. Ve kimse de yazamaz.” (Sikke-i Tasdiki Gaybi, s:123) Konuyu Said Nursi’den bazı aforizmalar ile bağlayalım: “Mütebakisi şimdilik yazdırılmadı.” Yani kalanı şimdilik yazdırılmadı. (Sikke-i Tasdiki Gaybi, s: 236) “Risale-i Nur dairesi içine girenlerin tehlikede olan imanlarını kurtaracak ve bu imanla kabre ve Cennete gireceklerdir.” (Tarihçe-i Hayat, s: 444) “Risale-i Nurun dışında iman aramaya gerek yoktur.” (Barla lahikası, s:588, Lem’alar, s: 63) “Risale-i Nur bereket sebebidir.” (Sikke-i Tasdiki Gaybi, s: 40) “ İmanı harika bürhanlarla/delillerle kurtaran, başta Risale-i Nur’dur. (Barla Lahikası, s: 580) “Risale-i Nur, belaları def eder.” (Emirdağ Lahikası, s: 493) “Risalei Nur Musa’ın asası gibidir.” (Tarihçe-i hayat, s: 213) “Risale-i Nur’un BİR HARFİNE DOKUNMAK büyük günahtır.” (Barla Lahikası, s: 56) “Risalei Nur eksiksizdir.” (Barla Lahikası, s: 54) “Risâil-i Nur’da yazılı olanlar Kur’an’ın malıdır, Allah’tandır.” (Bediuzzaman Cevap Veriyor, s: 122)
Ahmet Ç.Gören "Risale-i Nur'un şahs-ı mânevîsi namına konuşuyorum" demesi ve "kalbe ihtar edildi", "hatırıma geldi", "kalbime geldi", Risale-i Nur-Emirdağ Lâhikası 2/135" Risale-i Nur hem mektep, hem medrese, hem tekke faidesini veriyormuş" ehl-i vukuf bu cümleyi medâr-ı ittiham etmiş. Cevaben deriz: Bir adam kabir kapısında seksenden geçmiş, kırk seneden beri kendisini inzivaya alıştırmış, yirmisekiz seneden beri tecrid-i mutlak ve haps ve nefy içinde bütün bütün dünyadan küsmüş. Otuzbeş sene gazeteleri okumamış, dinlememiş, mukabelesiz ömründe hediye kabul etmemiş, en yakın akrabasından hattâ kardeşinden hiç mukabelesiz bir şey kabul etmemiş, hürmetten, teveccüh-ü nâsdan kaçmak için halklarla görüşmemek için zaruret olmadan kendine düstur yapmış. Ve bütün dostların medihlerini kendi şahsına almayarak, ya Nurcuların hey'etine, ya Risale-i Nur'un şahs-ı mânevîsine havale etmiş. Ve dermiş: "Ben lâyık değilim. Haddim de değil. Ben bir hizmetkârım, çekirdek gibi çürüdüm gittim. Risale-i Nur ise, Kur'ân-ı Hakîm'in tefsiridir, mânasıdır." Hemen herkesin dediği gibi hatırıma geldi, yahut fikrime geldi, yahut fikrime ihtar edildi gibi tabirleri herkes istîmal ediyor. Benim de bunu söylemekten maksadım bu ki: "Benim hünerim, benim zekâm değil. Sünuhat kabilinden" demektir. Bu da herkesin dediği gibi bir sözdür. Eğer vukufsuz ehl-i vukufun verdiği mâna ilham da olsa hayvanattan tut, tâ melâikelere, tâ insanlara, tâ herkese bir nevi ilhama ve sünuhata mazhar oldukları, ehl-i fen ve ehl-i ilim ittifak etmişler. Buna suç diyen ilim ve fenni inkâr etmek lâzım gelir. Risale-i Nur-Emirdağ Lâhikası 2/136
Birden hatıra geldi ki: Bu üç farkın sırrı ise Risaletü'n-Nur'un mertebesi üçüncüde olmasıdır. YANİ VAHİY DEĞİL ve OLAMAZ . Hem umumiyetle dahi İLHAM değil, belki ekseriyetle Kur'anın feyziyle ve medediyle kalbe gelen SÜNUHAT ve İSTİHRACAT-I KUR'ANİYE DİR. Sikke-i Tasdik-i Gaybi - 97
Küffar dan ve onlara tarafgirlik edenlerden, inkâr edilemez derecede nefret ediyorum. Bizim vatanımızda yaşayan münafık ve müfsid kişilerden dayanılmaz biçimde nefret ediyorum. Üstad bediüzzaman hazretlerini eleştirenlerden, tenkit edenlerden, iftira ve hakaret edenlerden ezelî ve ebedî nefret ediyorum. Hiç bir şey bilmediği halde sağdan soldan duyduğu yalan yanlış haberler ve söylemler ile üstada nefret duyan cahillerden hiddetle nefret ediyorum. Dilerim ki hepsinin gözü kör olur...
Yuh sana be adam sayfanda paylaştığın ve şeytanın adamları olan mustafa islamoğlu ve A.Byındır nasılda beyninizi yıkamış Gerçi beyin olsa insan yazık der ama siz görmek istemiyorsunuz Gerçekler güneş gibidir göz yumakla insan ançak kendine gece yapar sizde o kişilerdensizin gözünüzü kapayıp böyle sapık fikirli insanların dinliyorsunuz ama herkes kendine ve pis fikirlerinizle böyle büyük zatları ağzınıza almayın işinize gelmiyorsa susun veya bu sohbeti dinlemeyim...
kardeşim isa aleyhisselama sormuşlar ölüyü diriltmekten daha zor ne diye oda cevap vermiş anlamayana anlatmak diye o yüzden ben anlatıcam gerisi senin vicdanına kalmış said nursi (ra) a Bediüzzaman denmesinin sebebi onun zamanında yani çağdaşları arasında kendisinin bazı alanlarda öne çıkan yada isminden söz ettiren gibi manalarına geldiği için kendisine Bediüzzaman denmiştir ve sadece kendisinede değil kendisinden önceki alimlerede bu ifade kullanılmıştır mesela Bediüzzaman el-Hemedani yada büyük bir bilim adamı olan Bediüzzaman Ebu’l-İzz İsmail el-Cezeri yada İranlı alim Bediüzzaman Füruzanfer gibi bu alimlerde Bediüzzaman lakabı ile anılmıştır yani bu lakabın verilmesindeki tek amaç kişinin o zamandaki değerini belli etmek yoksa kimse allah cc gibi bediüzzaman yada bu lakabı alan diğer alimlere işte onlar haşa allah gibi benzersizdir kusursuzdur günahsızdır demiyor anladınmı kardeşim bu isim olayını doğru anlamamış yada anlamışta işlerine gelmeyen fitne çıkarmak için öküzün altında buzağı arayan ve müslümanı müslümana düşürmeye çalışan şahsiyetsizlerin işidir yazdırıldı konusu için ise şu verdiğim linkteki yazıyı okumanı tavsiye ederim www.risalehaber.com/said-nursi-bana-yazdirildi-derken-peygamberlik-mi-iddia-eder-9795yy.htm son olarak biz hepimiz kardeşiz eften püften şeylerle birbirimize düşman olacağımıza pireleri deve yapacağımıza ümmeti muhammediye etrafında 1 milyar 700 milyon müslüman birleşsek hiç bir zalim bize zülüm yapabilirmi ama biz hala böle sudan sebeplerle birbirimize düşman oluyoruz biz böle olduktan sonra zalim tabiki müslümanı ezer ve zülüm eder sana soruyorum kardeşim ne zamana kadar böyle devam edecek ne zaman anlayacağız müslüman kardeşine senden dikende batsa olsun baharda gül açacak demeyi hala zamanı gelmedimi kardeşim ayrılıklarımızı bir kenara bırakıp birbirimize kenetlenmenin selametle kal
Allah Bediüzzaman hazretlernden razı olsun yazdığı Kuran Tefsirlerni okuduktan sonra hayatım mükemmelleşti bakış açım değişti
Vallahi bediüzzaman dir başımin tacıdır kurban olurum ona
ALLAH RAZI OLSUN
ÜSTADIM...❤
Yuce Rabbim Ebeden Daima Razi olsun Insallah Degerli Kardesim Saygideger Hocam
Allah razı olsun
Evet bedüzzaman gerçek alim di kim ne derse desin
Allah senden razı olsun Muhammed Emin hocam.
Allah (c.c) razı olsun güzel hocam 🌷
Amiin ecmain,Rabbim ebeden razı olsun.
Tüm zamanların en güzeli
Hz Muhammed sav efendimizdir.
İman sadece Allah'ın elin dedir
İman tohumunu diken Allah tır.
Peygamber bile tebliğ ile sorumludur.
İmanı Allah nasip eder!!!
Allah razı olsun bu kadar söz ve öz anlayana yeter rabbim anlamayı nasip etsin
MâşâAllâh hocam sana..Allâh razı olsun..
Amin
Allah razı olsun hocam
Maşaallah hâkimiyet ıslamındir üflemekle sönmez yaşasın cehennem zalimler için nurlar parladı dünyadegilkainat duyacak okullaragirdi maşallhhh maşallhhh maşallhhh maşallhhh maşallhhh maşallhhh maşallhhh maşallhhh maşallhhh maşallhhh maşallhhh maşallhhh maşallhhh maşallhhh maşallhhh maşallhhh maşallhhh
Allah ebeden razı olsun aziz üstadım ve ağabeylerimden. Hakperestliginiz için ayrıca teşekkürler. Allah razi olsun sizlerden de...
Maşallah barekAllah hocam
Allah sizdende ebeden razı olsun hocam.
Üstadı eleştiririyolar önce ustadasın hayatı ve eserlerine sonrada kendilerine bi baksinlar
Allah ebeden razı olsun hocam
Allah razı olsun Abi
Allah razı olsn gerçek leri söylüyor snz
Boyuk muceddidir o.
❤️❤️❤️
Bismillah her hayrın başıdır. Bismillah ile al Bismillah ile ver vesselam diyor. Şimdi besmele yerine selfi çekiliyor yemeğe başlamadan önce
O selfie bereket verecek ya onlara, peki gösterişten başka acizlikten başka ne kazandırıyor, hiçbir şey.
🌹
Allah razı olsun
Hocam
Konuşan yanlız hakikatır.
Cenab-ı Allah sizin gibi Ehil kişileri Âlemi İslam'da eksik etmesin. Amin
☝️☝️☝️
🌷🌹
Canım Üstadım senin yoluna kurban olurum
Allah yoluna kurban oluruz bizler elhamdülillah.
🖐🖐🖐
Allahu Teala El-Bedidir, Bedi tıpkı aziz,kerim de olduğu gibi insanlar içinde kullanılabilir, El-Kerim El-Aziz insanlar için kullanılmaz Allaha mahsustur .El mağrife eki insan için kullanılmaz çünkü el eklenince sadece Allahu Tealaya mahsus olur. Arapçadaki mağrife eki EL'i anlayamayanlar daha çok bocalar durur...
risaleynen iyi geçinin
İbrahim Arslan. Yoksa çarparmı.
Burada cahillerle tartışıp vaktinizi zayi etmeyin. Üstad Bediüzzaman müceddid-i ekberdir. Risale-i Nur dairesi geniştir. Harice kaçanları aramaz, ihtiyacı da yoktur. İman gibi Risale-i Nurlara talebe olmak da büyük bir nimettir. Herkese nasip etmiyor Rabbim. Şükredelim daima...
Şirkten sonra en büyük günah yalan konuşmaktır.
Risalelerin Said Nursî’ye yazdırıldığı iddiasına örnek:
“Bu risalenin mukaddimesinin bu derece uzun olması İSTEMEDEN OLMUŞTUR. Demek ihtiyaç var ki, öyle yazdırıldı.” [10] Risale ayetinden anlaşılacağı üzere, Said Nursî bu edilgen konumunu tevazu maskesine bürünerek Birinci Şua’da şöyle izah ediyor; “Benim gibi YARIM ÜMMİ bir adam… Risale-i Nur’a sahip değildir ve o eser, ONUN HÜNERİ OLAMAZ, onunla iftihar edemez. Belki doğrudan doğruya Kur’an’ın manevi mucizesi olarak, rahmet-i İlâhiyye tarafından ihsan edilmiştir.”
Bunun tercümesi ise şudur:
Peygamberimiz Kur’an’ın tercümanıdır, tebliğcisidir; Said Nursî de Nur Risaleleri’nin tercümanıdır, tebliğcisidir. Hz. Peygamber ümmîdir; Said Nursî ise yarım ümmî bir zattır. Nasıl ki, Kur’an Hz. Muhammed’in değil, Allah’ın kelâmıdır; O sadece tercümandır, mübelliğdir. Risaleler de Said Nursî’nin eseri değildir; O da Nur Risaleleri’nin tercümanıdır, tebliğcisidir. Peygamberimizin görevi Kur’an’ı tebliğdir; Said Nursî’nin görevi de Risaleleri “tebliğ”dir. [11]
Said Nursî, Risalelerin kendi eseri olmadığını öylesine güçlü bir dil ile vurgulamaktadır ki; bu vurgu, eserin kendisine nispeti imkânsız kılmaktadır. Bu bağlamda Said Nursî’nin Risaleler ile bağı ancak tercümanlık ve tebliğ mesabesindedir. Nur Risaleleri, Said Nursî’nin eseri değildir! Onun ihtiyarıyla yazılmamış, bilâkis Cenab-ı Hakk’ın lisanıyla yazdırılmıştır! Semavîdir! Arşîdir!
Said Nursi Risalelerin tenkid edilmemesinin; “Mübarek Sözler şüphesiz Kitab-ı Mübinin nurlu lemeâtıdır. İçinde izaha muhtaç yerler eksik olmamakla beraber, küll halinde kusursuz ve noksansızdır” diyerek önünü kesmiş oluyor. (Yirmi yedinci Mektup)
Said Nursi’ye göre Risâil-i Nur bir mucizedir. Bunun gerçek olduğunun delili ise şudur: “Onda öyle parçalar vardır ki, kimisini altı saatte, kimisini iki saatte, kimisini bir saatte yazıp meydana getiremiyorum… Ve altı saatte yazılmış olan otuzuncu sözü ben de, en yeterli dindar filozoflarla çalışsak altı günde yazamayız. Ve kimse de yazamaz.” (Sikke-i Tasdiki Gaybi, s:123)
Konuyu Said Nursi’den bazı aforizmalar ile bağlayalım:
“Mütebakisi şimdilik yazdırılmadı.” Yani kalanı şimdilik yazdırılmadı. (Sikke-i Tasdiki Gaybi, s: 236)
“Risale-i Nur dairesi içine girenlerin tehlikede olan imanlarını kurtaracak ve bu imanla kabre ve Cennete gireceklerdir.” (Tarihçe-i Hayat, s: 444)
“Risale-i Nurun dışında iman aramaya gerek yoktur.” (Barla lahikası, s:588, Lem’alar, s: 63)
“Risale-i Nur bereket sebebidir.” (Sikke-i Tasdiki Gaybi, s: 40)
“ İmanı harika bürhanlarla/delillerle kurtaran, başta Risale-i Nur’dur. (Barla Lahikası, s: 580)
“Risale-i Nur, belaları def eder.” (Emirdağ Lahikası, s: 493)
“Risalei Nur Musa’ın asası gibidir.” (Tarihçe-i hayat, s: 213)
“Risale-i Nur’un BİR HARFİNE DOKUNMAK büyük günahtır.” (Barla Lahikası, s: 56)
“Risalei Nur eksiksizdir.” (Barla Lahikası, s: 54)
“Risâil-i Nur’da yazılı olanlar Kur’an’ın malıdır, Allah’tandır.” (Bediuzzaman Cevap Veriyor, s: 122)
Ahmet Ç.Gören "Risale-i Nur'un şahs-ı mânevîsi namına konuşuyorum" demesi ve "kalbe ihtar edildi", "hatırıma geldi", "kalbime geldi",
Risale-i Nur-Emirdağ Lâhikası 2/135"
Risale-i Nur hem mektep, hem medrese, hem tekke faidesini veriyormuş" ehl-i vukuf bu cümleyi medâr-ı ittiham etmiş.
Cevaben deriz: Bir adam kabir kapısında seksenden geçmiş, kırk seneden beri kendisini inzivaya alıştırmış, yirmisekiz seneden beri tecrid-i mutlak ve haps ve nefy içinde bütün bütün dünyadan küsmüş. Otuzbeş sene gazeteleri okumamış, dinlememiş, mukabelesiz ömründe hediye kabul etmemiş, en yakın akrabasından hattâ kardeşinden hiç mukabelesiz bir şey kabul etmemiş, hürmetten, teveccüh-ü nâsdan kaçmak için halklarla görüşmemek için zaruret olmadan kendine düstur yapmış. Ve bütün dostların medihlerini kendi şahsına almayarak, ya Nurcuların hey'etine, ya Risale-i Nur'un şahs-ı mânevîsine havale etmiş. Ve dermiş:
"Ben lâyık değilim. Haddim de değil. Ben bir hizmetkârım, çekirdek gibi çürüdüm gittim. Risale-i Nur ise, Kur'ân-ı Hakîm'in tefsiridir, mânasıdır." Hemen herkesin dediği gibi hatırıma geldi, yahut fikrime geldi, yahut fikrime ihtar edildi gibi tabirleri herkes istîmal ediyor. Benim de bunu söylemekten maksadım bu ki: "Benim hünerim, benim zekâm değil. Sünuhat kabilinden" demektir. Bu da herkesin dediği gibi bir sözdür. Eğer vukufsuz ehl-i vukufun verdiği mâna ilham da olsa hayvanattan tut, tâ melâikelere, tâ insanlara, tâ herkese bir nevi ilhama ve sünuhata mazhar oldukları, ehl-i fen ve ehl-i ilim ittifak etmişler. Buna suç diyen ilim ve fenni inkâr etmek lâzım gelir.
Risale-i Nur-Emirdağ Lâhikası 2/136
Birden hatıra geldi ki: Bu üç farkın sırrı ise Risaletü'n-Nur'un mertebesi üçüncüde olmasıdır.
YANİ VAHİY DEĞİL ve OLAMAZ .
Hem umumiyetle dahi İLHAM değil, belki ekseriyetle Kur'anın feyziyle ve medediyle kalbe gelen SÜNUHAT ve İSTİHRACAT-I KUR'ANİYE DİR.
Sikke-i Tasdik-i Gaybi - 97
Küffar dan ve onlara tarafgirlik edenlerden, inkâr edilemez derecede nefret ediyorum.
Bizim vatanımızda yaşayan münafık ve müfsid kişilerden dayanılmaz biçimde nefret ediyorum.
Üstad bediüzzaman hazretlerini eleştirenlerden, tenkit edenlerden, iftira ve hakaret edenlerden ezelî ve ebedî nefret ediyorum.
Hiç bir şey bilmediği halde sağdan soldan duyduğu yalan yanlış haberler ve söylemler ile üstada nefret duyan cahillerden hiddetle nefret ediyorum.
Dilerim ki hepsinin gözü kör olur...
Git önce bir Risalei Nuru oku; ilim mi filim mi gör. Duygusalligın sana kalsın.
Sabri Eyyup
Aslında şu yorumu başka birisi için yazmıştım. Bir az uyğunsuz gibi görüne bilir. O da Sait Nursiyi övüyordu
kim ne derse desin? BEDİ'dir O (said nursi), öyle mi, yuh sana....
Yuh sana be adam sayfanda paylaştığın ve şeytanın adamları olan mustafa islamoğlu ve A.Byındır nasılda beyninizi yıkamış Gerçi beyin olsa insan yazık der ama siz görmek istemiyorsunuz Gerçekler güneş gibidir göz yumakla insan ançak kendine gece yapar sizde o kişilerdensizin gözünüzü kapayıp böyle sapık fikirli insanların dinliyorsunuz ama herkes kendine ve pis fikirlerinizle böyle büyük zatları ağzınıza almayın işinize gelmiyorsa susun veya bu sohbeti dinlemeyim...
din adına islam adına ne zararını gördün bediüzzamanında rahatsızlık duyuyorsun asıl sana yuh sevgin yoksa saygın olsun
göklerin ve yerin bir tek Bedii vardır. bediussemavati veli Ard. ALLAH
ne baktın tabi ne de olsa kendisine YAZDIRILMIS.?
kardeşim isa aleyhisselama sormuşlar ölüyü diriltmekten daha zor ne diye oda cevap vermiş anlamayana anlatmak diye o yüzden ben anlatıcam gerisi senin vicdanına kalmış
said nursi (ra) a Bediüzzaman denmesinin sebebi onun zamanında yani çağdaşları arasında kendisinin bazı alanlarda öne çıkan yada isminden söz ettiren gibi manalarına geldiği için kendisine Bediüzzaman denmiştir ve sadece kendisinede değil kendisinden önceki alimlerede bu ifade kullanılmıştır
mesela
Bediüzzaman el-Hemedani
yada büyük bir bilim adamı olan Bediüzzaman Ebu’l-İzz İsmail el-Cezeri
yada İranlı alim Bediüzzaman Füruzanfer gibi
bu alimlerde Bediüzzaman lakabı ile anılmıştır yani bu lakabın verilmesindeki tek amaç kişinin o zamandaki değerini belli etmek yoksa kimse allah cc gibi bediüzzaman yada bu lakabı alan diğer alimlere işte onlar haşa allah gibi benzersizdir kusursuzdur günahsızdır demiyor anladınmı kardeşim bu isim olayını doğru anlamamış yada anlamışta işlerine gelmeyen fitne çıkarmak için öküzün altında buzağı arayan ve müslümanı müslümana düşürmeye çalışan şahsiyetsizlerin işidir
yazdırıldı konusu için ise şu verdiğim linkteki yazıyı okumanı tavsiye ederim
www.risalehaber.com/said-nursi-bana-yazdirildi-derken-peygamberlik-mi-iddia-eder-9795yy.htm
son olarak biz hepimiz kardeşiz eften püften şeylerle birbirimize düşman olacağımıza pireleri deve yapacağımıza ümmeti muhammediye etrafında 1 milyar 700 milyon müslüman birleşsek hiç bir zalim bize zülüm yapabilirmi ama biz hala böle sudan sebeplerle birbirimize düşman oluyoruz biz böle olduktan sonra zalim tabiki müslümanı ezer ve zülüm eder sana soruyorum kardeşim ne zamana kadar böyle devam edecek
ne zaman anlayacağız müslüman kardeşine senden dikende batsa olsun baharda gül açacak demeyi
hala zamanı gelmedimi kardeşim ayrılıklarımızı bir kenara bırakıp birbirimize kenetlenmenin
selametle kal
Allah razı olsun kardeşlerim