0:00 - Mahur Peşrev Tanburi Cemil Bey, peşrev, muhammes 3:45 - “Vâr iken Zâtında Böyle Hüsn ü Ân Olma Nihân” Tanburi Cemil Bey, şarkı, ağır aksak Vâr iken zâtında böyle hüsn ü ân olma nihân Seyre çık reftâr edip uşşâkı eyle şâd-kâm Sen kimin meftûnusun mahzûn durursun her zamân Seyre çık reftâr edip uşşâkı eyle şâd-kâm Sende bu güzellik varken kendini gizleme. Gezmeye çık, yürü ki âşıklarının gönlü şenlensin. Sen kime âşıksın ki böyle mahzunsun her zaman? Gezmeye çık, yürü ki âşıklarının gönlü şenlensin. 7:22 - “Bâdeler Döndükçe Artar Bezm-i Iyşın Neş’esi” Selânikli Ahmet Bey, şarkı, ağır aksak Güfte: A. Refik Altınay Bâdeler döndükçe artar bezm-i ıyşın neş’esi Çınlatırken bağları Mâhur’dan nâzik sesi Sîneler tanbûr ile feryâd ederler subha dek Çınlatırken bağları Mâhur’dan nâzik sesi Kadehler dolup boşaldıkça sohbet toplantımızın neşesi artar. O güzelin nazik sesi bağları çınlatırken; kalpler tanbur sesiyle sabahlara kadar feryat eder. O güzelin nazik sesi bağları çınlatırken... 11:09 - “Hâlâ Kanayan Kalbimi Aşk Âteşi Dağlar” Yorgo Bacanos, şarkı, sengin semai Güfte: Y. Sinan Ozan Hâlâ kanayan kalbimi aşk âteşi dağlar Ümmîdi kırılmış beni âtîye ne bağlar Gönlümdeki öksüzlüğe hattâ gülen ağlar Bir türbe ki rûhum gelen ağlar giden ağlar Hâlâ kanayan kalbimi aşk ateşi yakar. Ümidi kırılmış olan beni geleceğe bağlayan ne var ki? Gönlümdeki öksüzlüğe gülen bile ağlar. Ruhum, gelenin gidenin ağladığı bir türbeye döndü. 15:00 - “Gel Bir Daha Gül Rûyini Aç Handeni Göster” Selânikli Ahmet Bey, şarkı, sengin semai Güfte: Fâik Âli Ozansoy Gel bir daha gül rûyini aç handeni göster Çeşmim seni sînem seni kalbim seni ister Efsâne imiş eski muhabbetler emeller Çeşmim seni sînem seni kalbim seni ister Gel, bir daha gül yüzünü aç, gülümseyişini göster. Gözlerim seni, göğsüm seni, kalbim seni ister. Eskiden yaşadığımız muhabbetler ve isteklerimiz artık efsane oldu. Gözlerim seni, göğsüm seni, kalbim seni ister. 18:07 - “Sabâ Tarf-ı Vefâdan Peyâm Yok mu” Enderûnî Hâfız Hüsnü Efendi, şarkı, düyek Sabâ tarf-ı vefâdan peyâm yok mu O yâr-i bî-vefâdan selâm yok mu Visâl-i lûtfuna dâir kelâm yok mu O yâr-i bî-vefâdan selâm yok mu Ey sabah rüzgârı, vefadan bir haber yok mu? O vefasız sevgiliden selâm yok mu? Kavuşmamıza dair bir söz yok mu? O vefasız sevgiliden selâm yok mu? 20:27 - “İki Gözüm Sensiz Lûtfet de Söyle” Kemal Emin Bara, şarkı, aksak İki gözüm sensiz lûtfet de söyle Bu uzun geceler geçer mi böyle Kuralım sahbâyı baş başa şöyle Bu uzun geceler geçer mi böyle Ney ve tanbûr bâde her şey âmâde Bu gece âlem pek fevkalâde Öpelim sâkiyi içelim bâde Bu uzun geceler geçer mi böyle İki gözüm efendim, lütfen söyle; bu uzun geceler böyle geçer mi? Şöyle başbaşa kuralım masayı; bu uzun geceler böyle geçer mi? Ney, tanbur, yiyecek-içeceklerimiz ve diğer her şey hazır. Bu gece eğlencemiz olağanüstü. Yiyelim, içelim, masamıza hizmet eden güzeli öpelim; bu uzun geceler böyle geçer mi? 24:39 - “Dün Yine Günümüz Geçti Beraber” Refik Fersan, şarkı, aksak Güfte: Orhan Seyfi Orhon Dün yine günümüz geçti beraber Gece de yanında kalasım geldi Duruşu utangaç bakışı dilber Vallahi çapkını göresim geldi 25:48 - Aziz Şükrü Özoğuz, keman taksimi 29:20 - “Esîr Ettin Beni Ey Dil-Pesendim” Rahmi Bey (beste & güfte), şarkı, curcuna Esîr ettin beni ey dil-pesendim Senin zencîr-i zülfündür kemendim Eşin yoktur güzelsin bî-menendim Sana bin cân ile vallahi bendim Esir ettin beni ey gönlümün sevdiği. Beni bağlayan kement, senin saçlarının örgüsüdür. Eşin yoktur, güzelsin, benzersizsin. Sana vallahi bir değil, bin can ile bağlıyım. İbrahim Suat Erbay, gazel “Hasret odu yaktı ciğerim ey ruh-i âlim Bir kerre benim hâlimi sormazsın a zâlim Günden güne efzûn oluyor dilde melâlim Bir kerre benim hâlimi sormazsın a zâlim” Hasret ateşi ciğerimi yaktı ey al yanaklım. Öyle zalimsin ki, bir kere olsun hâlin nedir diye sormazsın. Günden güne artıyor gönlümdeki hüzün. Öyle zalimsin ki, bir kere olsun hâlin nedir diye sormazsın. 36:03 - “Düştün Yine Bir Şûh-i Sitemkâre Gönül Vay” Enderûnî Lâtif Ağa, şarkı, aksak Düştün yine bir şûh-i sitemkâre gönül, vay Pervâne gibi şûle-i dildâre gönül, vay Olsan elem-i aşk ile sad-pâre gönül, vay Uslanmayacaksın sana yok çâre gönül, vay Düştün yine bir zalim güzele gönül; vay hâline! Sevgilinin ışığına pervane oldun; vay hâline! Aşkın üzüntüsüyle yüz parçaya bölünsen, yine de uslanmayacaksın, sana çare yok gönül; vay hâline! 38:37 - “Servinâzı Seyret Çıkmış Oyuna” Rahmi Bey (güfte & beste), şarkı, aksak Servinâzı seyret çıkmış oyuna Penbeler yaraşmış fidan boyuna Acep ne cinsi diyorlar soyuna Penbeler yaraşmış fidan boyuna O nazlı sevgiliyi seyeret; oynamaya çıkmış. Fidan boyuna pembeler pek yaraşmış. O acep ne cinsten bir güzeldir? Fidan boyuna pembeler pek yaraşmış. 40:49 - “Zâhirî Hâle Bakıp Etme Dahîl Bir Ferdi” Hacı Ârif Bey, şarkı, curcuna Güfte: Enderûnî Vâsıf Zâhirî hâle bakıp etme dahîl bir ferdi Çekilir çile değil çille-i germ ü serdi Kendi hâlince olur her kişinin bir derdi Tükenir mi feleğin sille-i nerm ü serdi Mihneti kendine zevk etmedir âlemde hüner Gam ü şâdî-i felek böyle gelir böyle gider Görünene bakıp hiçbir ferdi dışlama. Onun eski veya yeni ne çekilmez çileleri vardır kim bilir? Her kişinin kendi halince bir derdi vardır. Feleğin yumuşak ve sert sillesi tükenir mi? Bu dünyada hüner, dertleri zevke çevirmektir. Feleğin gamı ve sevinci böyle gelir, böyle gider. 43:06 - “Şu Güzele Bir Bakın Bakışı Nûr Saçıyor” Şemseddin Ziyâ Bey (güfte & beste), şarkı, yürük aksak Şu güzele bir bakın bakışı nûr saçıyor Dönüp dönüp bakıyor âhû gibi kaçıyor Sıkıldıkça havâdan sînesini açıyor Dönüp dönüp bakıyor âhû gibi kaçıyor Tarzı tavrı dil-rübâ anlı şanlı bir perî Sürünüyor ardınca zülfü kadar müşterî Döküldükçe rûyine sırma saçın telleri Dönüp dönüp bakıyor âhû gibi kaçıyor Bakışı nurlar saçan şu güzele bir bakın; dönüp dönüp bakıyor, ceylân gibi kaçıyor. Havadan sıkıldıkça yakasını açıyor; dönüp dönüp bakıyor, ceylân gibi kaçıyor. Tarzı tavrı gönül alıcı, anlı şanlı, peri kadar güzel bir âfet. Ardında saç telleri kadar çok âşık sürünüyor. Yüzüne sırma saçının telleri döküldükçe, dönüp dönüp bakıyor, ceylân gibi kaçıyor. 45:31 - “Bir Gönülde İki Sevdâ Olamaz” Dr. Mazhar Bey, şarkı, aksak Bir gönülde iki sevdâ olamaz Biri Şîrin biri Leylâ olamaz Böyle Mecnûn dil-i şeydâ olamaz Biri Şîrin biri Leylâ olamaz Bir gönülde iki aşk birden olamaz. Biri Şirin, diğeri Leylâ diye iki sevgili birden olamaz. İki aşkı birden yaşıyorum diyen bir Mecnun olamaz. Biri Şirin, diğeri Leylâ diye iki sevgili birden olamaz. 47:18 - Mahur Saz Semaisi Kemençeci Nikolaki, saz semaisi, aksak semai
Çok güzel okunmuş bir mahur faslı. Fasıl musıkisinin, özellikle mahur makamının gerektirdiği coşkunluk içinde okunmuş. Büyük bir zevkle dinledim. İki kadın, iki erkek hanende fasılda bence ideal. Şarkılar mahur faslının ön sırada akla gelen eserleri arasından seçilmiş. Suat Erbay günümüzün büyük seslerinden. Gazelleri her zaman zevkle dinleniyor. Bu fasılda şu iki sıradan şarkı da olmasaydı olmaz mıydı acaba: "İki gözüm lutfet de söyle", "Bir gönülde iki sevda olamaz". Fasılda hoşuma gitmeyen tek bölüm bu iki şarkı. Çalıp söyleyenlerin hançerelerine, mızraplarına, yaylarına sağlık.
0:00 - Mahur Peşrev
Tanburi Cemil Bey, peşrev, muhammes
3:45 - “Vâr iken Zâtında Böyle Hüsn ü Ân Olma Nihân”
Tanburi Cemil Bey, şarkı, ağır aksak
Vâr iken zâtında böyle hüsn ü ân olma nihân
Seyre çık reftâr edip uşşâkı eyle şâd-kâm
Sen kimin meftûnusun mahzûn durursun her zamân
Seyre çık reftâr edip uşşâkı eyle şâd-kâm
Sende bu güzellik varken kendini gizleme. Gezmeye çık, yürü ki âşıklarının gönlü şenlensin. Sen kime âşıksın ki böyle mahzunsun her zaman? Gezmeye çık, yürü ki âşıklarının gönlü şenlensin.
7:22 - “Bâdeler Döndükçe Artar Bezm-i Iyşın Neş’esi”
Selânikli Ahmet Bey, şarkı, ağır aksak
Güfte: A. Refik Altınay
Bâdeler döndükçe artar bezm-i ıyşın neş’esi
Çınlatırken bağları Mâhur’dan nâzik sesi
Sîneler tanbûr ile feryâd ederler subha dek
Çınlatırken bağları Mâhur’dan nâzik sesi
Kadehler dolup boşaldıkça sohbet toplantımızın neşesi artar. O güzelin nazik sesi bağları çınlatırken; kalpler tanbur sesiyle sabahlara kadar feryat eder. O güzelin nazik sesi bağları çınlatırken...
11:09 - “Hâlâ Kanayan Kalbimi Aşk Âteşi Dağlar”
Yorgo Bacanos, şarkı, sengin semai
Güfte: Y. Sinan Ozan
Hâlâ kanayan kalbimi aşk âteşi dağlar
Ümmîdi kırılmış beni âtîye ne bağlar
Gönlümdeki öksüzlüğe hattâ gülen ağlar
Bir türbe ki rûhum gelen ağlar giden ağlar
Hâlâ kanayan kalbimi aşk ateşi yakar. Ümidi kırılmış olan beni geleceğe bağlayan ne var ki? Gönlümdeki öksüzlüğe gülen bile ağlar. Ruhum, gelenin gidenin ağladığı bir türbeye döndü.
15:00 - “Gel Bir Daha Gül Rûyini Aç Handeni Göster”
Selânikli Ahmet Bey, şarkı, sengin semai
Güfte: Fâik Âli Ozansoy
Gel bir daha gül rûyini aç handeni göster
Çeşmim seni sînem seni kalbim seni ister
Efsâne imiş eski muhabbetler emeller
Çeşmim seni sînem seni kalbim seni ister
Gel, bir daha gül yüzünü aç, gülümseyişini göster. Gözlerim seni, göğsüm seni, kalbim seni ister. Eskiden yaşadığımız muhabbetler ve isteklerimiz artık efsane oldu. Gözlerim seni, göğsüm seni, kalbim seni ister.
18:07 - “Sabâ Tarf-ı Vefâdan Peyâm Yok mu”
Enderûnî Hâfız Hüsnü Efendi, şarkı, düyek
Sabâ tarf-ı vefâdan peyâm yok mu
O yâr-i bî-vefâdan selâm yok mu
Visâl-i lûtfuna dâir kelâm yok mu
O yâr-i bî-vefâdan selâm yok mu
Ey sabah rüzgârı, vefadan bir haber yok mu? O vefasız sevgiliden selâm yok mu? Kavuşmamıza dair bir söz yok mu? O vefasız sevgiliden selâm yok mu?
20:27 - “İki Gözüm Sensiz Lûtfet de Söyle”
Kemal Emin Bara, şarkı, aksak
İki gözüm sensiz lûtfet de söyle
Bu uzun geceler geçer mi böyle
Kuralım sahbâyı baş başa şöyle
Bu uzun geceler geçer mi böyle
Ney ve tanbûr bâde her şey âmâde
Bu gece âlem pek fevkalâde
Öpelim sâkiyi içelim bâde
Bu uzun geceler geçer mi böyle
İki gözüm efendim, lütfen söyle; bu uzun geceler böyle geçer mi? Şöyle başbaşa kuralım masayı; bu uzun geceler böyle geçer mi?
Ney, tanbur, yiyecek-içeceklerimiz ve diğer her şey hazır. Bu gece eğlencemiz olağanüstü. Yiyelim, içelim, masamıza hizmet eden güzeli öpelim; bu uzun geceler böyle geçer mi?
24:39 - “Dün Yine Günümüz Geçti Beraber”
Refik Fersan, şarkı, aksak
Güfte: Orhan Seyfi Orhon
Dün yine günümüz geçti beraber
Gece de yanında kalasım geldi
Duruşu utangaç bakışı dilber
Vallahi çapkını göresim geldi
25:48 - Aziz Şükrü Özoğuz, keman taksimi
29:20 - “Esîr Ettin Beni Ey Dil-Pesendim”
Rahmi Bey (beste & güfte), şarkı, curcuna
Esîr ettin beni ey dil-pesendim
Senin zencîr-i zülfündür kemendim
Eşin yoktur güzelsin bî-menendim
Sana bin cân ile vallahi bendim
Esir ettin beni ey gönlümün sevdiği. Beni bağlayan kement, senin saçlarının örgüsüdür. Eşin yoktur, güzelsin, benzersizsin. Sana vallahi bir değil, bin can ile bağlıyım.
İbrahim Suat Erbay, gazel
“Hasret odu yaktı ciğerim ey ruh-i âlim
Bir kerre benim hâlimi sormazsın a zâlim
Günden güne efzûn oluyor dilde melâlim
Bir kerre benim hâlimi sormazsın a zâlim”
Hasret ateşi ciğerimi yaktı ey al yanaklım. Öyle zalimsin ki, bir kere olsun hâlin nedir diye sormazsın. Günden güne artıyor gönlümdeki hüzün. Öyle zalimsin ki, bir kere olsun hâlin nedir diye sormazsın.
36:03 - “Düştün Yine Bir Şûh-i Sitemkâre Gönül Vay”
Enderûnî Lâtif Ağa, şarkı, aksak
Düştün yine bir şûh-i sitemkâre gönül, vay
Pervâne gibi şûle-i dildâre gönül, vay
Olsan elem-i aşk ile sad-pâre gönül, vay
Uslanmayacaksın sana yok çâre gönül, vay
Düştün yine bir zalim güzele gönül; vay hâline! Sevgilinin ışığına pervane oldun; vay hâline! Aşkın üzüntüsüyle yüz parçaya bölünsen, yine de uslanmayacaksın, sana çare yok gönül; vay hâline!
38:37 - “Servinâzı Seyret Çıkmış Oyuna”
Rahmi Bey (güfte & beste), şarkı, aksak
Servinâzı seyret çıkmış oyuna
Penbeler yaraşmış fidan boyuna
Acep ne cinsi diyorlar soyuna
Penbeler yaraşmış fidan boyuna
O nazlı sevgiliyi seyeret; oynamaya çıkmış. Fidan boyuna pembeler pek yaraşmış. O acep ne cinsten bir güzeldir? Fidan boyuna pembeler pek yaraşmış.
40:49 - “Zâhirî Hâle Bakıp Etme Dahîl Bir Ferdi”
Hacı Ârif Bey, şarkı, curcuna
Güfte: Enderûnî Vâsıf
Zâhirî hâle bakıp etme dahîl bir ferdi
Çekilir çile değil çille-i germ ü serdi
Kendi hâlince olur her kişinin bir derdi
Tükenir mi feleğin sille-i nerm ü serdi
Mihneti kendine zevk etmedir âlemde hüner
Gam ü şâdî-i felek böyle gelir böyle gider
Görünene bakıp hiçbir ferdi dışlama. Onun eski veya yeni ne çekilmez çileleri vardır kim bilir? Her kişinin kendi halince bir derdi vardır. Feleğin yumuşak ve sert sillesi tükenir mi? Bu dünyada hüner, dertleri zevke çevirmektir. Feleğin gamı ve sevinci böyle gelir, böyle gider.
43:06 - “Şu Güzele Bir Bakın Bakışı Nûr Saçıyor”
Şemseddin Ziyâ Bey (güfte & beste), şarkı, yürük aksak
Şu güzele bir bakın bakışı nûr saçıyor
Dönüp dönüp bakıyor âhû gibi kaçıyor
Sıkıldıkça havâdan sînesini açıyor
Dönüp dönüp bakıyor âhû gibi kaçıyor
Tarzı tavrı dil-rübâ anlı şanlı bir perî
Sürünüyor ardınca zülfü kadar müşterî
Döküldükçe rûyine sırma saçın telleri
Dönüp dönüp bakıyor âhû gibi kaçıyor
Bakışı nurlar saçan şu güzele bir bakın; dönüp dönüp bakıyor, ceylân gibi kaçıyor. Havadan sıkıldıkça yakasını açıyor; dönüp dönüp bakıyor, ceylân gibi kaçıyor.
Tarzı tavrı gönül alıcı, anlı şanlı, peri kadar güzel bir âfet. Ardında saç telleri kadar çok âşık sürünüyor. Yüzüne sırma saçının telleri döküldükçe, dönüp dönüp bakıyor, ceylân gibi kaçıyor.
45:31 - “Bir Gönülde İki Sevdâ Olamaz”
Dr. Mazhar Bey, şarkı, aksak
Bir gönülde iki sevdâ olamaz
Biri Şîrin biri Leylâ olamaz
Böyle Mecnûn dil-i şeydâ olamaz
Biri Şîrin biri Leylâ olamaz
Bir gönülde iki aşk birden olamaz. Biri Şirin, diğeri Leylâ diye iki sevgili birden olamaz. İki aşkı birden yaşıyorum diyen bir Mecnun olamaz. Biri Şirin, diğeri Leylâ diye iki sevgili birden olamaz.
47:18 - Mahur Saz Semaisi
Kemençeci Nikolaki, saz semaisi, aksak semai
Ruhlara " Şölen " Çok teşekkür ederim.Kurum öncelikli olmak üzere,hanende ve sazendeleri kutluyor; sevgi ve saygılarımı iletiyorum.🎉🎶🎻🎺❤🎵🎶
Teşekkürler emek verenler.
Harika teşekkürler
Teşekkür ederim
Çok güzel okunmuş bir mahur faslı. Fasıl musıkisinin, özellikle mahur makamının gerektirdiği coşkunluk içinde okunmuş. Büyük bir zevkle dinledim. İki kadın, iki erkek hanende fasılda bence ideal. Şarkılar mahur faslının ön sırada akla gelen eserleri arasından seçilmiş. Suat Erbay günümüzün büyük seslerinden. Gazelleri her zaman zevkle dinleniyor. Bu fasılda şu iki sıradan şarkı da olmasaydı olmaz mıydı acaba: "İki gözüm lutfet de söyle", "Bir gönülde iki sevda olamaz". Fasılda hoşuma gitmeyen tek bölüm bu iki şarkı. Çalıp söyleyenlerin hançerelerine, mızraplarına, yaylarına sağlık.