Dile Emek Verenler Efrasiyap Gemalmaz Belgesel Filmi

แชร์
ฝัง

ความคิดเห็น • 6

  • @erdalaltun7260
    @erdalaltun7260 9 วันที่ผ่านมา +3

    Tanıdığım Hocam: Efrasiyap Gemalmaz
    Erdal Altun
    Bundan yirmi beş yıl önce Erzurum Atatürk Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü kazanmıştım. Öğrenciler, hafızam yanıltmıyorsa, on iki numaralı dershanede Türkiye Türkçesi dersi hocasını bekliyorlardı. İki yana açılan kapının bir kanadı açıldı. İçeriye daha önce öğrencilerle tanışmış gibi davranan samimi bir hoca girdi. Uzuna yakın bir boy ve boyla orantılı kiloya sahip bir bedeni vardı. Omuzlarının üzerinde büyüğe yakın bir baş taşıyordu. Bu başın üzerindeki kır saçlar, ön tarafta dökülse de diğer kısımlarda tutunmaya çalışıyordu. Uzunca beyaz tenli çehre, kalın çerçeveli gözlük arkasından herkese gülümseyen gözlerle müthiş bir uyum gösteriyordu.
    Kendisini Efrasiyap Gemalmaz olarak tanıttı. Pek bilinmeyen bu isim, birçok öğrencinin garibine gitmişti. Doğrusu isterseniz ben de garip bulmuştum. İsminin İranlıların Alp Er Tunga’ya verdiği Afrasiyap’tan geldiğini söylemişti. Bu isim Firdevsi’nin Şehnamesi’nde geçiyordu. Dersi hakkında bilgi vermek için konuşmaya başladı. Kendine has üslubuyla bilgi verirken esprili konuşmasına gülüşleri de karışıyordu. Gülüşleri o kadar artıyordu ki konuşmasının yerini alıyordu. Hoca’mızın mutlu anları, okuduğum sürece öğrencilerin en çok sevdiği zamanlardı. Öğrenciler ona büyük bir sevgi ve ilgiyle Efrasiyap Hoca değil, “Efo Hoca” derdi. Bu isim bizler arasında çok tutuluyordu. Halk edebiyatı dersine giren, üzerimizde büyük emeği olan rahmetli Prof. Dr. Muhan Bali de kendi dersinde ona “Efo” diye hitap ediyordu: “ Çocuklar! O, deli ile dâhi arasında bir beyindir.” diyerek onun ne kadar zeki biri olduğunu vurguluyordu. 13 Ocak 2017’de kaybettiğimiz rahmetli Prof. Dr. Orhan Okay da İstanbul’daki evinde ziyaret ettiğim bir zamanda Efrasiyap Gemalmaz Hoca’mdan bahsedince hafızamda kalan güzel gülümsemesiyle aynı hitabı kullanmıştı. Efrasiyap Hoca’m bu hitabı bilir ve hoş karşılardı.
    Efrasiyap Gemalmaz, Türkoloji alanında sadece Erzurum’un değil, Türkiye’nin en yetkin hocalarındandı. Türkoloji dünyasında eski Türk dili ve bilgisayarlı dil bilimi üzerine yaptığı çalışmalarla tanındı. Bir elektronikçi kadar elektronik hakkında bilgi sahibiydi. Ondaki elektronik merakı Türk diline bu gözle bakmasını sağladı. Türkolog olmasına rağmen bilgisayarı üniversitede, arkadaşlarının söylediklerine göre ise Türkiye’de ilk kez kullanan hocaydı. Bilgisayarı ve interneti kendi alanında onun kadar maharetli kullanan çok azdı. Bundan yıllar önce internetin adını bile kimse daha doğru düzgün bilmezken Efrasiyap Gemalmaz Amerika’daki üniversitelerin kütüphanelerinden kitap indiriyordu.
    Ankara ve İstanbul gibi üniversitelerde görev yapan hocaların telefonla onun görüşlerini aldıklarına yakından tanık oldum. İstanbul’da öğretmenliğe başladıktan sonra birkaç üniversiteye gittim. Burada konuştuğum hocalar Erzurum’dan mezun olduğumu öğrendikten sonra Efrasiyap Gemalmaz’dan ders alıp almadığımı sordular. Ben de onlara Hoca’mın sadece bilimde değil, insanlıkta da çok üstün biri olduğunu doğrusunu isterseniz gururlanarak anlattım. Birçok üniversitede lisede öğrendiğimiz dil bilgisi kuralları tekrar edilirken biz Efrasiyap Hoca’yla çok farklı bir ders işliyorduk. Cümleler arası deruni ilişkiler dersinde dilin yapısını ve işleyişini oklarla gösteriyordu. Bu nedenle öğrenciler bu derse “oklama” dersi diyorlardı. Her ne kadar zorlansam da Hoca’mızın bu yöntemiyle dilin mantığını kavradım.
    Efrasiyap Gemalmaz, odasının kapısını her zaman açık tutuyordu. Odasına her gelen kişiyi büyük bir nezaketle karşılıyor, onlara mutlaka çikolata ikram ediyordu. Onu herkes esprili kişiliği tanıyordu. Düşündüklerini eğmeden bükmeden esprili bir dille anlatıyordu. O zamanlar Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı olan kardeşi Ersan Gemalmaz’ın yöneticiliği hakkında övücü birkaç kelam etmiştim. O da benim söylediklerime pek inanmamıştı. “Bırak Allah aşkına! O, daha evini yönetemiyor, koskoca Erzurum’u nasıl yönetecek.” demişti.
    Dünyevi birçok imkâna, nimete ve parlak bir akademik kariyere sahip olmasına rağmen çok alçak gönüllü biriydi. Herkese karşı hoşgörülüydü. Profesör olmasına rağmen bu unvanını yazılarında ve konuşmalarında pek kullanmazdı. Mevki ve makam gibi şeylere itibar etmezdi. Odasına gittiğim bir zamanda, fen edebiyat fakültesi dekan yardımcılığına haber vermeden kendisini atadıklarını söylemişti. Sonra da gülerek “Şimdi ben de onlara haber vermeden istifa dilekçesi yazıyorum. Bu idare işlerini hiç sevmem valla.” demişti. İnancını dışarıya yansıtmadan kendi içinde yaşardı. Ben onu bu yönleriyle modern bir dervişe benzetirim. Bu benzetmemi Efrasiyap Gemalmaz Hoca’mın yazdığı şu duada da görebilirsiniz:
    “Allah'ım,
    Sana binlerce kere hamt ediyorum. Beni ayıpsız, kusursuz yarattın. Bana, bu geçici dünya hayatını iyi algılayıp güzel yorumlayan kullarından olmayı bahşettin. Bana ve yakınlarıma sağlık ve afiyet bağışladın; bizleri aç ve açıkta hiç bırakmadın. Bana çok sevecen ana, baba, kardeşler, hısım ve akrabalar, hocalar, her biri birbirinden değerli eş, dost verdin. Beni hep iyi kimselerle muhatap ettin. Bana çok güzel, güzeller güzeli, sevmeye doyamadığım, dünya tatlısı, eşi bulunmaz bir eş ve eli ayağı düzgün, sağlıklı, aklı başında güzel iki çocuk verdin; bunları bakıp, büyütüp, yetiştirmek için maddi manevi yardımlarını esirgemedin. Bana severek çalıştığım hocalık gibi yüce bir meşgale ve hemen hepsiyle övündüğüm çok değerli, zihinleri ve ufukları açık, beni yarına taşıyacak öğrenciler verdin. Az da olsa mutsuz, sağlıksız zamanlarım da oldu ama bunlara dayanmak için sabırlar ihsan eyledin, güç verdin. Çok kere dünyayı bana bir cennet olarak hissettirdin, sevdirdin. Hep sana sığınıp hep senden yardım istedim. Dualarımı karşılıksız bırakmadın kendimi darda hissettiğim anlarda hep sana sığındım. Sen daima hep içimde oldun. Sana gereğince şükredebilmem için başım bin yıl secdede kalsa yetişmez. Hakkım kimsede kalmışsa gönlümden helal ediyorum; bende hakkı kalanların da bana haklarını helal etmelerini nasip eyle, Allah'ım. Mutlaka bilerek, bilmeyerek işlediğim sayısız günahlarım olmuştur. Günahlarımı affet, sana döndüğümde beni utandırma, Allah'ım.
    Aciz kulun.”1
    1937 yılında doğan Efrasiyap Gemalmaz, Erzurum’un köklü ailelerindendi. 1957’de Erzurum Lisesinden mezun olduktan sonra Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Türkoloji Bölümüne girdi. Daha sonra eğitimine Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde devam etti. Bir süre üniversitenin kütüphanesinde çalıştıktan sonra mezun olduğu bölüme asistan olarak girdi.1966-1968 yılları arasında Strasbourg Üniversitesinde Türkçe dersleri verdi. Burada ünlü Türkolog Rene Gıraud ile tanıştı. Daha sonra döndüğü Atatürk Üniversitesinde akademik kariyerini tamamladı. Efrasiyap Gemalmaz, akademik geçmişinde Ankara’dayken Vecihe Hatipoğlu, Hasan Eren, Kenan Akyüz, Saadet Çağatay, Zeynep Korkmaz; Erzurum’dayken de Ahmet Caferoğlu, Selahattin Olcay, Şinasi Tekin, Niyazi Akı, Ali Nihat Tarlan, Mehmet Kaplan, İsmail Tunalı ve Haluk İpekten gibi birbirinden değerli hocalardan dersler aldı. 2001 yılında emekli olan Gemalmaz, hâlen Türkçenin bilgisayar yardımıyla incelenmesi üzerine çalışmaktadır.
    Efrasiyap Gemalmaz Hoca’m kendisine Ankara ve İzmir’deki üniversitelerden teklif gelmesine rağmen oralara gitmedi. Neden gitmediğini sorduğumda “Erzurum’a hizmet etmek için gitmedim.” demişti. Erzurum’da binlerce öğrenci yetiştirerek Erzurum’u bu öğrencileri
    vasıtasıyla bütün Türkiye’de tanıttı. Yaptığı bilimsel çalışmalarla bilim dünyasında Erzurum’un ve üniversitenin adını duyurdu. Erzurum İli Ağızları adlı çalışmasıyla Türk diline ve Erzurum kültürüne büyük katkıda bulundu.
    Erzurum’un yetiştirdiği bu dahi ve modern derviş Hoca’yı bana göre Türk dili ve edebiyatına gönül veren herkes tanımalı ve onun kıymetini bilmelidir.

  • @ahmetaliylmaz8470
    @ahmetaliylmaz8470 9 วันที่ผ่านมา +1

    Muharrem hocamızın "Modern bir dervişti." tanımlaması çok hoşuma gitti. Hem Efrasiyap hoca hem İnci hanım hocam oldular. Tüm hocalarımıza sağlık ve huzur dilerim. Allah selamet versin.

  • @user-pb1hn9wj7l
    @user-pb1hn9wj7l 11 วันที่ผ่านมา +1

    Bu videoyu paylaştığınız için çok teşekkür ederim.💐

  • @erdalaltun7260
    @erdalaltun7260 9 วันที่ผ่านมา +1

    Hocama vefa gösterenleri, bu belgesele emek verenleri kutluyorum. Ben aşağıda Hocamla ilgili yazımı paylaşıyorum.

  • @MuallimBeyyy
    @MuallimBeyyy 11 วันที่ผ่านมา +4

    Profesör Dr. Osman Mert ve Profesör Dr. Muhsine Börekçi hocalarımdan lisansım sürecinde ders almak nasip oldu. Keşke bende Osman Mert hocamın yaptığı gibi kendi hocasının derslerini kayıt altına aldığı gibi bende öyle yapsaydım. Çünkü bu kadar donanımlı hocaları bir kerede anlamak daha doğru bir ifadeyle bunca donanımlı hocaların bilgilerini bir kerede kaldırmak mümkün değildi.

  • @sengulsalman8102
    @sengulsalman8102 10 วันที่ผ่านมา

    Sevgili Efrasiyap hocam ve oklama
    86 girişliler burda mı
    Fakülteye girişimizin 40.yılında güzel bir buluşma olsun