Tanrı'nın Varlığının Delilleri | Ontolojik Argümanlar

แชร์
ฝัง
  • เผยแพร่เมื่อ 29 ม.ค. 2025

ความคิดเห็น • 8

  • @siyamnapal769
    @siyamnapal769 2 หลายเดือนก่อน

    Tanrı gönlümün en derinliğinde.
    Benim Tanrım bütün dinlerin vaaz ettiği tanrılardan daha yücedir.

  • @aybukea6482
    @aybukea6482 2 หลายเดือนก่อน +1

    Kapaktaki detaya ne demeli peki🎉🎉🎉

  • @CodeAgony
    @CodeAgony 2 หลายเดือนก่อน

  • @okayoguzhan4213
    @okayoguzhan4213 2 หลายเดือนก่อน

    Videolarin ve emeğin için çok teşekkür ediyoruz hocam nice zamandır din felsefesini sistematik bir şekilde biz gençlere yönelik olarak işbu düzenlemeyi yapan olmamışdı .

  • @selcukozdemir1546
    @selcukozdemir1546 2 หลายเดือนก่อน

    Kanka çok güzel bir sesin var anlatışım çok iyi biraz daha Pratik yapman lazım ama en önemlisi anlatılarında sıralı görseller yapmak zorundasın Hani bizim kafamızda da canlansın diye böyle dikkatimizi ilgi odamız kaçıyor ve bir anda böyle videodan çıkarsınız geliyor bilgin olsun abone olacağım umarım tavsiyemi uyarsın❤

  • @CR7Selim-Efe
    @CR7Selim-Efe 2 หลายเดือนก่อน

    Çok güzel

  • @a.ao.a2118
    @a.ao.a2118 24 วันที่ผ่านมา

    Tanrı kavramı zihinde olduğu için zorunlu olarak vardır.. Özet olarak böyle söyleniyor. Zihinde olan, oluşan her düşünce doğanın, toplumun ve bunların ilişkilerinin yansımalarıdır. Zorunlu olarak insanoğlunun gelişimsel süreçleridir bu yansımalar. Doğadan yansıyan her şey zihni geliştirir, zihinde işlenen her şey doğaya ve insana yansır. Örneğin alet üretmek gibi. İnsan zihni illa ki yansıyan nesnelerden yola çıkarak gerçek olmayan şeyler de üretir. Mesela kentaurus gibi,. Ama hayalinde, zihninde oluşturduğu bu şeyler gerçek dünyada olmadığı halde zihinde üretiliyor ve bunun sebebi kentaurusun baş, kol, bacak vs. Gibi elemanları zaten doğadan yansıyan zihnimizde oluşan kavramlarıdır. Yani zihnin bir özelliği, olmayanı olanın yansımasından yaratıcı bir şekilde yeniden üretmesidir. Tanrı fikri de böyledir. Bütün inanç biçimlerinde tanrı öyle veya böyle antropomorfik tır. Zihindeki kavramlardan ihtiyaç dahilinde yeniden üretim sürecinin bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Yani dış dünyanın yansımasının zihinde yeniden üretilmesidir. Zorunlu olarak dış dünyada var değildir. Olsaydı zihnimize özellikleriyle yansırdı. Tanrı fikri, kavramı dışarıdan içeriye yansıysan değil içeride üretilip dışarıya yansıtılan ve sonra ona gerçekmiş gibi inanılan bir kavramdır. Sizin anlattığınız zorunluluk dediğiniz şey sadece ben böyle düşündüm o halde zorunlu olarak vardır söylemi bir ispat değil ön kabüldür.

    • @yusufsahinfelsefe
      @yusufsahinfelsefe  24 วันที่ผ่านมา

      Kentaurus örneği, konunun anlaşılması için çok güzel bir örnek. Kentaurus hayali bir varlıktır ve malzemesi dış dünyadır. O, insan ile atın birleştirilmiş halidir. Çünkü onun sıfatları, eksilip azalabilen üzerine bir şeylerin eklenebileceği sıfatlardır. Bu yüzden ontolojik kategorisi bakımından Tanrı kavramından farklıdır. Fakat "en yetkin varlık" denildiğinde bütün sıfatları mükemmel olan üzerine bir şey eklenemeyecek bir varlık kastedilir. Videoda da bahsi geçtiği gibi en büyük doğal sayı düşünülemez çünkü her zaman bir sayı eklenebilir. Tanrı, kavramsal tanımı gereği kendisine bir şey eklenemeyecek olandır. Böyle bir düşüncenin gerçeklikte var olmaması da bir çelişki yaratmaktadır. Çünkü bilfiil yetkin olan bir varlık fikri zihinde var ise nasıl olur da dış dünyada olmaz? Burada eğer bahsi geçen Tanrı kavramı en yetkin varlık olarak düşünülürse onun olmamasının düşünülmesi çelişki doğuracaktır. Halbuki Kentaurus’un yokluğunun düşünülmesi çelişki yaratmayacaktır. Çünkü o varlık, en yetkinlik sıfatına sahip olan bir düşünceden oluşmamaktadır. Sonuç olarak “ben böyle düşündüm o halde var” retorik kıyası değil “böyle bir düşünce var, bu düşünce Tanrı’nın varlığına dair bir veri sağlayabilir” şeklindeki bir cümle derdimizi daha iyi açıklayacaktır.
      Peki “bu bir ispat değil ön kabuldür” iddiasına geçelim. Burada ele alınan konu (ontolojik argümanlar) din felsefesi literatüründe teistik pozisyondaki bir kişinin özetle temel argümanları incelemesinden oluşmaktadır. Ön kabulden ziyade teistik varsayımın temel olarak nasıl gerekçelendirildiği ele alınmaktadır. Buradaki argümanlar sizi tatmin etmemiş olabilir, argümanları zayıf bulabilirsiniz ve bunlara karşıt argümanlar getirebilirsiniz. Burada unutulmamalıdır ki Tanrı’nın ispatı işine girişilmemiştir, Tanrı’nın varlığına dair argümanlardan bir tanesi teistik perspektiften incelemeye konu edilmiştir. Burada bir kişinin gerekçelendirme olmaksızın bir ön kabulünden bahsetmek mümkün değildir.
      Bu yorumunuz için teşekkür ederim. Zamanı geldiğinde Tanrı’nın varlığına dair gerekçelendirme yapılabilir mi? Yapılabilirse nasıl yapılır, yapılamazsa neden yapılamaz sorularını ele alan iman, akıl, bilgi ilişkisine dair videolar çekeceğim. O videolar, “ön kabül mü yoksa ispat mı yoksa başka bir şey mi?” meselesini aydınlatacaktır…